Tumgik
#lezyonlar
denizaltiparmak · 24 hours
Text
Tumblr media
Pap-Smear Sonucu: HSIL
HPV DNA Sonucu: HPV Tip 16 (+)
olan hastamıza KOLPOSKOPİK BİYOPSİ yaptık.
Vücudunda oluşan CONDYLOMLARI (SİĞİLLERİ) tamamen temizledik ve 5 BASAMAKLI HPV ERADİKASYON TEDAVİMİZİ başladık. Gelecek kolposkopik biyopsi sonucumuza göre de tedavimizin geri kalanını şekillendireceğiz. Umuyoruz ki diğer hastalarımızda olduğu gibi bu hastamızı da uyguladığımız kombine tedavi ile yakın zamanda HPV (-) HALE GETİRECEĞİZ👍🏻👍🏻👍🏻
Hep söylediğimiz gibi; ZOR, KOMPLİKE, PROBLEMLİ, YAPILMASI GÜÇ, TEKNİK OLARAK İMKANSIZ denilen, birçok tedaviye rağmen bir türlü İYİLEŞMEYEN, yıllardır DEVAM EDEN, DİRENÇLİ her vaka için BİZ HEP BURADAYIZ😷😷😷Bizi BİR BİLENE sorun, nasıl EZBER BOZDUĞUMUZU bize gelen insanlar size anlatsınlar🥰🥰🥰
HPV & KANSER
HPV enfeksiyonu; hem erkek hem de kadınlarda birçok kanserin etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Başta rahim ağzı kanseri (serviks CA) olmak üzere, anüs, penis, vajina, vulva, bademcik, gırtlak ve gırtlak arkası (orofaringeal) bölge kanserleri gibi birçok kanser türleri HPV enfeksiyonuna bağlı olarak meydana gelmektedir…
Hem KADINLARDA (KADIN DOĞUM)
hem de ERKEKLERDE (GENEL CERRAHİ),
vücudun BÜTÜN BÖLGELERİNDE,
HPV’ye bağlı oluşan,
İYİ ve KÖTÜ HUYLU LEZYONLARIN (KANSERLERİN)
TANI, TEDAVİ, AMELİYAT ve TAKİPLERİ için bizi arayın…📲📲📲
KANSER CERRAHİSİNDE, tecrübeli ellerde erken tanı ve doğru tedavi HAYAT KURTARIR…!!!
VAKİT KAYBETMEDEN, lezyonlar YAYILMADAN, mevcut lezyonlar daha kötü huylu oluşumlara doğru İLERLEMEDEN bu konuda tecrübeli, bilgili, kanser cerrahisine hakim deneyimli bir hekime başvurunuz…
Op. Dr. DENİZ ALTIPARMAK
GENEL CERRAHİ & KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
(ÇİFT ANA DAL UZMANI)
0 notes
backlinkmezbilisim · 2 months
Text
Timik karsinom
Timik karsinom, cilt ve mukoza zarlarında görülen nadir bir kanser türüdür. Bu hastalığın belirtileri genellikle ciltte ya da mukozada anormal büyümeler ve lezyonlar şeklinde ortaya çıkar. Erken teşhis, tedavi sürecinde büyük bir avantaj sağlar. Sağlık profesyonelleri, bu tür kanserlerin tedavisinde çeşitli yöntemler kullanır. Her ne kadar nadir görülse de, düzenli sağlık kontrolleri sayesinde erken aşamada fark edilme olasılığı artar. Uygun tedavi yöntemleri ve düzenli takip, hastalığın seyrini olumlu yönde etkileyebilir.
0 notes
songsforsinglepillows · 8 months
Text
Ayak Mantarı Nasıl Geçer? 4 Bitkisel Kür Ayak mantarı; ciltte şiddetli kaşıntı, kızarıklık vb. lezyonlara sebep olarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir cilt hastalığıdır. Tıbbi literatürde ''Tinea Pedis'' olarak ifade edilen ayak mantarı, sebep olduğu lezyonlar ve cilt dokusunda yarattığı tahribat nedeniyle hastalıktan etkilenen kimse için, hem sağlık açısından hem de estetik açıdan oldukça rahatsız edicidir. ... https://www.begonya.com/ayak-mantari-nasil-gecer/?feed_id=183864&_unique_id=65c19442b95df
0 notes
glawi · 9 months
Text
Akneli Cilt Tipine Uygun Bakım Rutini
Akneli cilt bakımı, birçok kişi için günlük cilt bakımının ötesinde özel bir dikkat ve bakım gerektirir. Akne, yağ bezlerinin tıkanması sonucu oluşan bir cilt sorunudur. Bu durum, genellikle ergenlik döneminde hormonal değişikliklerle birlikte ortaya çıkar, ancak yetişkinlerde de görülebilmektedir.
Akneli cilt tipi için özel bir bakım rutini gerekmektedir. Etkili bir bakım rutini, cildin ihtiyaç duyduğu temizliği sağlarken, aynı zamanda cildin doğal dengesini korumalı ve iyileşme sürecini desteklemelidir.
Akneli Cilt Tipi Nedir ve Nasıl Anlaşılır?
Akneli cilt tipi, genetik faktörlerin ve hormonal değişikliklerin bir sonucu olarak meydana gelir. 
Cilt, belirgin bir parlaklığa sahip olarak dokunulduğunda yağlı hissettirir. Gözenekler genişler ve özellikle burun, alın ve çene gibi bölgelerde belirgin hale gelir. Akneli cilt tipinde sıkça görülen cilt sorunları şunlardır:
Siyah noktalar: Siyah noktalar, gözeneklerin içinde biriken ve tepkime olan cilt sıvısının görünür hali olarak kabul edilmektedir. 
Beyaz başlı sivilceler: Beyaz başlı sivilceler gözeneklerin içindeki yağ ve ölü cilt hücrelerinin birikmesi ile oluşur ve genellikle beyaz veya sarı bir başlıkla kaplıdır. 
Kistik akne: Kistik akneler, cilt altında derinleşen, ağrılı ve iltihaplı lezyonlar meydana gelmektedir. Bireyler ağrılı ve acılı süreçler yaşayabilmektedir.
Akneli cilt tipi farklılıkları çeşitli cilt analizleri ile saptanabilmektedir.  
Akneli Cilt Bakım Rutini Nasıl Olmalıdır?
Akneli cilt tipine sahip bireyler, ciltlerini derinlemesine temizlerken aynı zamanda nazik bir şekilde arındırmalıdır. Bu süreçte, Sivilce Karşıtı Günlük Yüz Temizleme Jeli gibi özel ürünlerin kullanımı oldukça önemlidir. Bu tür ürünler, cildin fazla yağını etkili bir şekilde temizleyerek gözenekleri açık tutar ve böylece akne oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Ayrıca, bu ürünler cildin doğal dengesini koruyacak ve hassasiyetini artırmayacak içeriklere sahiptir, böylece cilt hem temizlenir hem de sağlıklı bir şekilde korunur. Sivilce Karşıtı Günlük Yüz Temizleme Jeli, akneli ciltler için özel olarak formüle edilmiş olup, düzenli kullanımda ciltteki sivilce ve siyah noktaların azalmasına katkıda bulunur ve cildin daha sağlıklı bir görünüm kazanmasını sağlar.
Tumblr media
Rutinde Bulunan Ürünler
Adım Temizleyici: Akneli cilt için özel olarak formüle edilmiş akne karşıtı temizleme jeli, salisilik asit gibi içeriklerle zenginleştirilmiş nazik temizleyiciler akne sorunları için tercih edilir.
Adım Tonik: akneli ciltler için tonik, gözenekleri sıkılaştırmak ve cildi hazırlamak için alkol içermeyen, anti-inflamatuar özelliklere sahip bir tonik olmalıdır.
Adım Serum: Etkin maddeler açısından zengin, hafif formüllü bir serum, akne izlerinin ve lekelerin görünümünü hafifletmeye yardımcı olmaktadır.
Adım Nemlendirici: Akneli ciltler için nemlendirici, yağsız ve gözenekleri tıkamayan bir nemlendirici olmalıdır, böylece cildin nem dengesini korurken akneye eğilimli ciltler için nemlendirici kullanımı, akne oluşumunu engellemeye yardımcı olmaktadır.
Adım Güneş Koruyucu: Geniş spektrumlu bir güneş koruyucu, akne izlerinin kötüleşmesini önlemek için günlük ve düzenli olarak yenilenerek kullanılmalıdır.
Her ürün, cilt tipinize ve mevcut cilt sorunlarına göre özenle seçilmeli ve düzenli olarak kullanılmalıdır. Cilt bakımı konusunda daha detaylı bir tavsiye için dermatolog ile görüşülmesi önerilmektedir.
Akneli Ciltler için Maske ve Peeling Uygulamaları
Akneli cilde peeling maske ve peeling kullanımı cilt yüzeyinden ölü hücreleri arındırarak, gözenekleri derinlemesine temizlemeye, akneyi azaltmaya, cilt tonunu düzenlemeye yardımcı olmaktadır. Ancak, bu ürünlerin cilt üzerinde tahrişe neden olmamasına özen göstermek gerekmektedir. Akneli ve yağlı ciltler için nemlendirici uygulaması, maske ile güçlendirilmektedir.
Maskeler
Akneli ciltler için maskeler, genellikle fazla yağın emilmesine, iltihabın azaltılmasına ve cildin dinlenmesine yardımcı olacak içeriklerle formüle edilir. Kil maskeleri, özellikle bentonit ve kaolin kili içerenler, fazla olan cilt sıvısını emmek ve gözenekleri sıkılaştırmak için etkilidir. Çinko oksit içeren formüller de akne ile savaşırken cildi dinlendirmeye yardımcı olur. Salisilik asit içeren maskeler, gözeneklerin içinde biriken kir ve yağları çözerek sivilce oluşumunu önlemeye yardımcı olurken, sülfür içeren maskeler iltihaplı akneler üzerinde tedavi edici etki göstermektedir.
Peelingler
Peeling uygulamaları, kimyasal veya fiziksel olarak isimlendirilir. Kimyasal peelingler, genellikle glikolik, laktik ve salisilik asit gibi eksfoliyan içerir ve cilt yüzeyindeki yapışık ölü hücre tabakasını çözerek cilt yenilenmesini teşvik eder. Bu tür peelingler, aynı zamanda akne izlerinin ve lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı olur. Fiziksel peelingler ise mikro tanecikler veya doğal aşındırıcılar kullanarak ölü hücreleri cilt yüzeyinden arındırılmasına yardımcı olmaktadır.
Hormonal Akne
Hormonal akne, vücuttaki hormonal dengesizliklerin sebep olduğu bir akne türüdür ve genellikle çene ve boyun çevresindeki alanlarda yoğunlaşır.
Stres, vücudun androjen hormonlarını daha fazla üretmesine neden olmaktadır, bu da yağ üretimini artırarak akne oluşumunu tetiklemektedir. Şeker ve süt ürünleri gibi insülin seviyelerini yükselten gıdalardan kaçınmak da faydalı olabilmektedir.
Oral kontraseptifler ve anti-androjen ilaçlar gibi hormonal tedaviler, akne üzerinde direkt bir etki gösterir ve özellikle kadınlarda hormonal aknenin kontrol altına alınmasında yardımcı olur.
Evde uygulanabilecek doğal çözümler arasında, cilt bakımı için nazik temizleyiciler, anti-inflamatuar özelliklere sahip doğal maskeler ve dengeli bir diyet yer alır. Aloe vera, yeşil çay ve çay ağacı yağı gibi doğal içerikli ürünlerin iltihapla mücadelede ve cilt sağlığının korunmasında faydalıdır.
Akneli Cilt Bakımında Yapılan Yaygın Hatalar
Akneli cilt bakımında yapılan yaygın hatalar genellikle bilgi eksikliğinden veya yanlış anlaşılan cilt bakım rutinlerinden kaynaklanmaktadır. En temel hata, aknenin fazla yağ ve kir birikimi ile doğrudan ilişkili olduğu varsayımıdır, bu da cildi aşırı yıkama ve içeriği yoğun ve aşındırıcı ürünler kullanma alışkanlığına yol açmaktadır. Bu durum cildin koruyucu lipid tabakasını zedeler ve iritasyona yol açarak daha fazla yağ üretimini teşvik etmektedir.
Cildi kurutacak yüksek derecede alkol içeren ürünler veya yağ bazlı kozmetikler, akne problemlerini arttırmaktadır. Bu nedenle doğru bir ürün kullanmak ve rutin oluşturmadan önce dermatolog tavsiyesi almak önerilir.
Ayrıca, sivilcelere müdahale ederek sıkma eğilimi, enfeksiyonun yayılmasına ve akne izlerinin kalıcı hale gelmesine yol açmaktadır. Akneli cilt tipinde sivilceleri sıkmak, derin cilt tabakalarında daha fazla iltihaplanmaya ve hatta yara izi (skar) oluşumuna sebep olmaktadır.
Akneli Ciltlerde Sık Yapılan Bakım Hataları ve Çözümleri
Akneli cilt tipinde sık yapılan hatalar arasında, cildi aşırı temizleme eğilimi vardır, bu da cildin doğal yağlarını kaybetmesine ve daha fazla akne oluşumuna yol açmaktadır. Ayrıca, yanlış ürün kullanımı, gözenek tıkamayan ürünlerin tercih edilmemesi cilt sorunlarını arttırmaktadır.
Çözüm olarak, cilt tipine uygun, hafif ve komedojenik olmayan temizleyiciler kullanmak önemlidir. Cildi nazikçe ve düzenli aralıklarla temizlemek, cildin ihtiyacı olan dengeyi sağlar. Ayrıca, cildi nemlendirmek de cildin bariyer fonksiyonunu güçlendirmek aknelerin iyileşmesine yardımcı olur. İltihaplı akne durumunda, doktor tavsiyesi ile anti-inflamatuar içeren ürünler kullanmak faydalı olacaktır. Güneş koruyucu kullanımı da akne lekelerinin oluşumunu önlemektedir. Diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri, stres yönetimi ve uygun miktarda su tüketimi de cilt sağlığını olumlu yönde etkiler. Herhangi bir cilt bakım rutini değişikliği yapmadan önce uzman bir dermatoloğa danışılması önerilir.
Akneli ciltlerde makyaj kullanımı sivilceleri kötüleştirir mi?
Makyaj için doğru içeriğe sahip ürünler seçilirse ve cilt düzenli olarak makyaj kalıntılarından arındırılır ise sivilce oluşumlarını kötüleştirmeyebilir. 
Diyet ve beslenme akneli cilt üzerinde etkili midir?
Evet, diyabet ve beslenme cilt sağlığını etkilemektedir. Şekerli, yağlı ve işlenmiş gıdaları azaltmak ve bol su içmek, cildin genel sağlığını iyileştirmektedir.
Akne ve sivilce aynı şey midir?
Akne, cildin yağ üreten gözeneklerinin tıkanması ve iltihaplanması sonucunda oluşan bir cilt durumudur. Sivilce ise, aknenin en yaygın belirtilerinden biridir ve genellikle kırmızı, iltihaplı, pus dolu lezyonlar olarak ortaya çıkar.
Deri altı sivilceleri kaç günde geçer?
Bir deri altı sivilcenin geçme süresi, sivilcenin şiddetine ve tedaviye verilen yanıta bağlı olarak farklılık göstermektedir. Bazı durumlarda, bu tür sivilceler tedavi edilmeden kendiliğinden iyileşebilir ancak genel iyileşme süreci sabırlı ve düzenli bir bakım rutini oluşturulmasını gerektirmektedir. 
1 note · View note
psikologline · 11 months
Text
Cilt Kanseri Belirtileri ve Tedavisi
Tumblr media
Cilt kanseri, cilt hücrelerinde başlayan ve kontrolsüz bir şekilde büyüyen bir kanser türüdür. En yaygın türleri arasında bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom ve melanom bulunmaktadır. Cilt kanserinin belirtileri cildin görünümünde meydana gelen değişiklikler olabilir. Bu değişiklikler yeni bir ben ya da lezyonun ortaya çıkması, bir benin şekil, renk veya boyutunda değişiklik, bir yaranın iyileşmemesi veya kanaması şeklinde olabilir. Ayrıca kaşıntı, ağrı veya hassasiyet gibi belirtiler de görülebilir. Özellikle benlerde asimetri, kenarların düzensiz olması, renkteki farklılıklar ve çapın 6 mm'den büyük olması cilt kanseri belirtisi olabilir. Cilt kanserinin tedavisi kanserin türüne, büyüklüğüne, konumuna ve yayılım derecesine bağlı olarak değişebilir. Erken teşhis edildiğinde cilt kanseri genellikle tedavi edilebilir. Cerrahi yöntemler, kanserli dokunun çıkarılmasını içerebilir. Mohs mikrografik cerrahisi, özellikle yüzdeki kanserler için kullanılan hassas bir yöntemdir. Radyasyon terapisi veya topikal tedaviler de bazı durumlarda etkili olabilir. İleri evre cilt kanserleri için immünoterapi, hedefe yönelik tedaviler veya kemoterapi gibi sistemik tedaviler gerekebilir. Önemli olan, ciltteki değişiklikleri erken fark edip bir doktora başvurmaktır. Regular cilt muayeneleri ve güneşten korunma, cilt kanserinden korunmada önemli rol oynar.
Cilt Kanseri Belirtileri
Cilt kanseri, farklı belirtilerle kendini gösterebilir ve bu belirtiler kanserin türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Erken teşhis, başarılı bir tedavi için kritik öneme sahiptir. Yeni Ben veya Lezyonların Oluşumu Cilt kanseri, genellikle cildin normal yapılarından farklı görünen yeni benler veya lezyonlar şeklinde ortaya çıkar. Bu yeni oluşumlar sıklıkla renk, şekil ve boyut açısından çevresindeki ciltten farklıdır. Yeni ben veya lezyonların varlığı, özellikle de zamanla büyüyen veya değişenler, bir dermatolog tarafından değerlendirilmelidir. Benlerdeki Değişiklikler Mevcut benlerdeki değişiklikler, cilt kanserinin belirgin işaretleri olabilir. Bu değişiklikler arasında asimetri, kenarların düzensiz olması, renkteki değişiklikler, çapın 6 mm'den büyük olması veya benin görünümünde hızlı değişiklikler bulunabilir. Benlerin yüzeyinde pürüzlülük, kabuklanma veya kanama olması da cilt kanserinin belirtileri arasında sayılabilir.
Tumblr media
Ciltte Renk Değişiklikleri Cilt kanseri, cilt renginde belirgin değişikliklere neden olabilir. Bu, cilt üzerinde kırmızı, pembe, koyu kahverengi, siyah veya mavi lekelerin oluşması şeklinde olabilir. Ayrıca, normal cilt renginden farklı renkteki alanlar, genellikle kanserli hücrelerin bulunduğu bölgelerde görülebilir. Yaraların İyileşmemesi Cilt kanseri olan bölgelerde yaraların iyileşmemesi veya sürekli kanaması gibi durumlar görülebilir. Normalde birkaç hafta içinde iyileşmesi beklenen yaraların iyileşmemesi, altta yatan bir cilt kanserinin işareti olabilir. Kaşıntı ve Ağrı Cilt kanseri olan bölgelerde kaşıntı ve ağrı gibi belirtiler de görülebilir. Bazı insanlar kanserli alanın sürekli olarak kaşındığını veya ağrılı olduğunu bildirir. Bu tür semptomlar, kanserli hücrelerin çevre dokuya yayılması sonucu ortaya çıkabilir. Cilt kanserinin belirtileri, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ve bu yüzden herhangi bir şüpheli cilt değişikliği fark edildiğinde dermatolojik bir değerlendirme yapılması önemlidir. Cilt Kanseri Tedavisi Cilt kanseri, erken teşhis edildiğinde genellikle başarıyla tedavi edilebilir. Tedavi seçenekleri, kanserin türüne, büyüklüğüne, konumuna ve yayılım derecesine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Tumblr media
Cerrahi Yöntemler Cerrahi, cilt kanserini tedavi etmek için en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Bu yöntemle, kanserli doku ve çevresindeki bir miktar sağlıklı doku çıkarılır. Bu, kanserin tamamen alınmasını sağlamayı amaçlar. Mohs Mikrografik Cerrahisi Mohs mikrografik cerrahisi, özellikle yüz, kulaklar, eller ve ayaklar gibi hassas bölgelerde bulunan cilt kanserlerini tedavi etmek için kullanılan özel bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemle, kanserli doku katman katman çıkarılır ve her katman mikroskop altında incelenir. Bu, kanserli dokunun tamamen çıkarıldığını ve sağlıklı dokuya mümkün olduğunca az zarar verildiğini sağlar. Eksizyonel Cerrahi Eksizyonel cerrahi, kanserli dokuyu ve çevresindeki bir miktar sağlıklı dokuyu çıkarmayı içerir. Bu yöntem, daha büyük veya daha derin cilt kanserleri için kullanılabilir. Radyasyon Terapisi Radyasyon terapisi, kanserli hücreleri öldürmek veya küçültmek için yüksek enerjili ışınlar kullanır. Bu yöntem, cerrahi müdahale yapılamayan veya cerrahi sonrası kanserli hücreleri yok etmek için kullanılabilir. Topikal Tedaviler Bazı cilt kanserleri, cilde doğrudan uygulanan kremler veya merhemlerle tedavi edilebilir. Bu topikal tedaviler, kanserli hücreleri öldüren veya büyümeyi durduran maddeler içerebilir. İmmünoterapi İmmünoterapi, bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserle savaşmasına yardımcı olan ilaçları içerir. Bu tedavi, özellikle melanom gibi daha agresif cilt kanserleri için kullanılabilir. Hedefe Yönelik Tedaviler Hedefe yönelik tedaviler, kanserli hücrelerin büyümesine ve yayılmasına yardımcı olan spesifik molekülleri hedef alır. Bu ilaçlar, kanserli hücreleri öldürebilir veya büyümelerini yavaşlatabilir. Kemoterapi Kemoterapi, kanserli hücreleri öldürmek veya büyümelerini durdurmak için kullanılan ilaçları içerir. Kemoterapi, ağızdan alınan haplar veya damar yoluyla verilen ilaçlar şeklinde olabilir. Bu tedavi, yayılmış olan cilt kanserleri için kullanılabilir. Her bir tedavi seçeneği, hasta için en uygun olanın belirlenmesi amacıyla bir sağlık profesyoneli tarafından dikkatlice değerlendirilmelidir.
Tumblr media
Cilt Kanseri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Cilt Kanseri Belirtileri Nelerdir?Yeni oluşan benler veya mevcut benlerdeki değişiklikler, bu kanser türünün en bilinen işaretlerindendir. Cilt üzerindeki renk değişiklikleri, iyileşmeyen yaralar ve sürekli kanayan bölgeler de dikkat çekici belirtiler arasında yer alır. Bu nedenle, ciltte meydana gelen herhangi bir anormal değişiklik, bir dermatolog tarafından değerlendirilmeli ve gerekirse biyopsi yapılarak daha detaylı inceleme altına alınmalıdır.Cilt kanseri olduğunu nasıl anlarım?Cilt kanseri olup olmadığını anlamak için cildinizdeki benlerin, lekelerin ve diğer oluşumların düzenli olarak kontrol edilmesi önemlidir. Asimetrik benler, kenarları düzensiz olan benler, çapı 6 mm'den büyük olan benler, renk değiştiren veya birden fazla renk içeren benler ve iyileşmeyen yaralar cilt kanseri belirtileri olabilir, bu nedenle bu tür değişiklikleri fark ederseniz derhal bir dermatoloğa başvurmalısınız.Cilt kanseri ilk nerede görülür?Cilt kanseri, genellikle güneşe maruz kalan cilt bölgelerinde ilk olarak görülür. Yüz, boyun, kulaklar, kollar ve eller gibi alanlar, cilt kanserinin en sık rastlanan bölgelerindendir.Cilt kanseri hangi bölgelerde görülür?Cilt kanseri, vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir ancak en sık güneşe maruz kalan bölgelerde görülür. Yüz, kulaklar, boyun, eller ve kollar gibi alanlar, cilt kanserinin en yaygın olarak rastlanan bölgelerindendir.Hangi cilt kanseri tehlikeli?Melanom, cilt kanseri türleri arasında en tehlikeli olanıdır ve diğer cilt kanserlerine göre daha hızlı yayılma eğilimindedir. Erken teşhis ve tedavi edilmediğinde, melanom diğer organlara sıçrayabilir ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.Cilt kanseri kan tahlilinde belli olur mu?Cilt kanseri genellikle doğrudan cildin incelenmesi ve biyopsi yoluyla teşhis edilir, kan tahlili bu süreçte genellikle başlangıç aşamasında kullanılmaz. Ancak, cilt kanseri ilerlediğinde ve vücudun diğer bölgelerine yayıldığında, kan tahlilleri hastalığın yayılımını ve organların nasıl etkilendiğini anlamak için kullanılabilir. İlginizi çekebilecek diğer yazılar; - D Vitamini Eksikliği - Laroxyl Nedir? Ne İşe Yarar? Yan Etkileri ve Kullananlar - Kalp Çarpıntısı Neden Olur? Kalp Çarpıntısına Ne İyi Gelir? Read the full article
0 notes
nasil-info · 11 months
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
(Erkek cinsel organda sivilce benzeri lezyonlar gönderdi)
0 notes
korkutkalkan · 1 year
Link
- Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kaan Orhan, ağızda kola, çay, salata tüketildiğinde oluşabilen ağrı ve kızarıklıkların, kanser belirtisi olabileceğini belirterek, 6 ayda bir diş hekiminin yapacağı kontrollerin büyük önem taşıdığını bildirdi. Ülke genelinde yılda yaklaşık 2 bin vaka kaydedilmesine rağmen farkındalığın düşük olduğu ağız kanserinde toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla sağlık taraması programı başlatıldı. Bu yönde ilk uygulamanın yapıldığı İzmir'de Konak Meydanı'na kurulan mobil diş kliniğinde vatandaşların ağız ve ağız dokuları muayene ediliyor, bu hastalığa yönelik şüphe tespit edilenler ileri tetkikler için sağlık kurumlarına yönlendiriliyor. Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve İzmir Tınaztepe Üniversitesi bünyesindeki diş hekimliği fakülteleri ile Oral Diagnoz ve Maksillofasiyal Radyoloji Derneği tarafından yürütülen çalışmaya vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Mobil diş kliniğinde yürütülen çalışmaları koordine eden Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kaan Orhan, AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Ağız kanserleri içinde en çok görülen kanser türünün dil kanseri olduğunu, yanakta, dudakta, dilin altında ve diş etinde de görülebilen tüm kanser türlerini ağız kanseri olarak tanımladıklarını belirten Orhan, çok ihmal edilen bu hastalığın can kaybı riskine dikkati çekti. - "Karnabahar şeklinde yaralar" Dünyada her yıl 370-380 bin, Türkiye'de ise 2 bin yeni ağız kanseri vakasının kaydedildiğini bildiren Orhan, şöyle devam etti: "Ağız ve çevresi kanserinde erken teşhis ilk etapta çok önemli fakat insanlarımız tarafından çok atlanıyor. Belirtiler, ilk başta hafif ağrıyla, hafif kızarıklıklarla başlıyor. Daha sonra beyaz lezyonlar çıkıyor. Sertleşmeler meydana geliyor. Karnabahar şeklinde yaralar çıkmaya başladığında o zaman hastalar bize geliyorlar."Erken tanıda yakalanması halinde kanserli lezyonu aldıklarını, radyoterapi ve kemoterapi uyguladıklarını anlatan Orhan, şöyle konuştu: "Geç tanıda ağız kanseri hastaların yaşam şansı yüzde 20. Yani 10 hastanın 8'inde 5 yılda yaşam şansı tükeniyor. Eğer erken tanı olursa tam tersine dönüyor, 5 yıllık yaşam şansı yüzde 80'e çıkıyor. Bundan dolayı diş hekiminizin 6 ayda bir yapacağı kontroller büyük önem arz ediyor. Bu sebepten dolayı diş hekiminizde 6 ayda bir yapılacak kontroller çok önem arz ediyor." Orhan, özellikle sigara ve alkol tüketenlerin ağız kanserine yakalanma riskinin daha fazla olduğunu da kaydetti.
0 notes
cocukklinigi · 1 year
Text
LENFANJİOMA SİRKUMSKRİPTUM
👅Lenfanjioma sirkumskriptum, deri ve deri altı dokularda görülen, lenfatik sistem damarlarını tutan doğumsal bir anomalidir.
👅Kol, bacak, omuz, koltuk altı, boyun, dil, ağız için, penis, ve testis torbalarında görülür.
👅2-4 mm çapında, kümecikler şeklinde olur. Berrak renkte olabilecekleri gibi pembe, kırmızı veya siyah renkte de görülebilirler.
👅Uygun tedavi ile lezyonların giderilmesi, ağrı, ödem ve enfeksiyon riskinin azaltılması amaçlanır.
👅Lezyonların sayısı ve çapı zamanla artabilir. Kanamaya veya sızıntı söz konusu olabilir.
👅Çeşitli yöntemlerle lezyonlar çıkarılabilir.
👅Cerrahi olarak alınabileceği gibi skleroterapi, kriyoterapi, koterizasyon, radyofrekans enerjisi yaklaşımları da tercih edilebilir.
#lenfanjiyomasirkumskriptum #dildeyara #ağızyarası #çocuğumundilindeyara #haritadil #coğrafikdilhastalığı #haritadilnedenolur #çocukkliniği #cocukklinigi #birannekadargüvenli #childclinics
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
0 notes
egeozgentasestetik · 1 year
Text
Cerrahi Tedavi Gerektiren Deri Lezyonları
Cilt Lezyonu Nedir
Derimizin az veya çok homojen bir görüntüsü vardır. Fiziksel yaralanmalar dışında bu düzgün görüntüyü bozan bazı oluşumlar olabilir. Bunlar hem görsel hem de dokunma hissi açısından farklı görünümlere yol açarlar. Örnek olarak deriden kabarık bir görüntü renk farkı olmasa dahi dikkati çeker. Veya deri ile ayni seviyede ancak farklı renkteki bir oluşum da dikkati çeker. Renk veya görüntü farkı olmasa bile duyuda farklılık var ise örneğin ağrıyor veya kaşınıyorsa gene dikkatimizi çeker. Bu durumların her biri deri lezyonu olarak değerlendirilir. Çok kez birkaç bulgu birliktedir.
Deri lezyonları neden olur?
Cilt lezyonları iki ana bölüme ayrılabilir
Doğuştan olan (konjenital) lezyonlar.
Sonradan ortaya çıkan lezyonlar.
Konjenital (Doğuştan) deri lezyonları
Tumblr media
Sonradan oluşan deri lezyonları
Bu grupta her yaştaki insanlarda yaşamın bir bölümünde ortaya çıkan cilt değişiklikleri vardır. Daha önce de bahsettiğiniz gibi bunlar deride oluşan yeni bir kitle, renk değişikliği yaygın nedeni bilinmeyen yaralar, ağrılı ve/veya kaşıntılı durumlar olabilir. Bunları da gruplandırırsak
Aniden çıkan yaygın cilt lezyonları (bazı hastalıkların derideki belirtisi)
Yavaş olarak büyüyen tek lezyon (genellikle iyi huylu tümör)
Hızlı büyüyen tek lezyon (kötü huylu olabilecek bir tümör, apse)
Aniden çıkıp sonra kaybolan ancak bazı koşullarda yeniden gelişen lezyonlar (alerji veya bazı deri hastalıkları)
Tumblr media
Deri lezyonlarının tedavisi
Çok sayıda ve ani olarak çıkan deri lezyonları vücuttaki sistemik (vücudun bütününü tutan) bir hastalığı düşündürür. Tedavisi esas hastalığa yönelik olmalıdır. Tek veya az sayıda deri lezyonları veya deri tümörlerinde eğer tıbbi (ilaç) tedavi mümkün değilse cerrahi tedavi uygulanır.
Cilt lezyonu ne zaman cerrahi olarak çıkartılmalı?
Bir deri lezyonu yıllardır hiç değişmeden ayni bölgede duruyor ise genellikle iyi huyludur. Ama sırf görüntüde rahatsızlık yarattığı için estetik açıdan çıkartılması istenebilir ve çıkartılır. Prensip olarak görüntüsü nasıl olursa olsun çıkartılan her deri lezyonunun mutlaka tetkike yani patolojiye gönderilmesi şarttır. Nedenine daha sonra değinilecektir. Şüpheli görünen deri lezyonları ise mutlaka cerrahi olarak çıkartılmalıdır.
Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahide Deri Lezyonu Cerrahi Tedavi Prensipleri
İyi huylu bir lezyonun estetik veya fonksiyonel amaçlı çıkartılması
Özellikle yüz bölgesindeki et benleri sayı ve görüntü olarak rahatsızlık yaratabilir ve tedavileri cerrahidir. Ayrıca iyi huylu tümörler gözkapağı, dudaklar, burun, genital bölge gibi yerlerde fiziksel sorunlar yaratabilirler ve fonksiyonel amaçlı olarak cerrahi tedavi uygulanır.
Kötü huylu olma ihtimali olan lezyonlarda cerrahi
Çeşitli bulgular bir deri lezyonunun kötü huylu olabileceğini düşündürür. Bunlar:
Mevcut lezyonun birden büyümeye başlaması ve komşuluğunda yeni benzer lezyonlar çıkması
Renginin değişmesi
Şeklinin değişmesi
Kanaması
Aniden çıkan ve hızlı büyüyen lezyon
Şüphe uyandıran her deri lezyonunu en garantili tedavisi çıkartılıp patolojiye gönderilmesidir. Bir lezyonu ortadan kaldırmanın mutlak şartı lezyonun tamamının hem kenarlar hem de derinlik olarak çıkartılmasıdır. Bir lezyonun kenarlarının nereye kadar uzandığı gözle görülebilir. Ancak gerçekte daha derinlerde lezyon gözle görünen kısımların ötesine de ilerlemiş olabilir. Bu nedenle her lezyon güvenli cerrahi sınır denilen bir mesafeden çıkartılmalıdır.
Güvenli cerrahi sınır nedir?
İyi huylu deri tümörleri çok kez görünen kenarlarının en fazla 1 mm kadar ötesine uzanır. Bu nedenle iyi huylu olduğunu düşündüğümüz bir nevüsü (beni) görünen kenarlarından 1 mm sağlam deri bırakarak çıkartmak yeterlidir. Ancak kötü huylu olan deri tümörlerinde cerrahi sınır yani çıkartılması gereken sağlam deri ve derialtı dokusu tümörün cinsine göre değişir. Orta derecede kötü huylu olanlarda bu sınır 0.5 cm olabileceği gibi ileri derecede kötü huylu olan tümörlerde bu sınır 5 cm ye kadar çıkabilir. Plastik Cerrahlar tanısı şüpheli olan tümörlerde bir sorun ile karşılaşırlar. Bir tümörü 2 mm sağlam deri ile çıkarmak ve 5 cm sağlam deri ile çıkarmak arasında çok önemli fark vardır. Eğer ne olduğu belli olmayan tümör 1cm veya daha küçük çaplı ise tamamı en az 2 mm cerrahi sınır ile çıkartılır ve patolojiye gönderilir. Raporda lezyon iyi huylu çıkarsa ilave bir tedavi yapmaya gerek yoktur. Rapora lezyon kötü huylu gelmiş ise şuna dikkat edilir:
Cerrahi sınırlar temiz ise geride görünen bir tümör kalmamış demektir. Tümörün cinsine bakılır orta derecede kötü huylu tümörlerde tedavi yeterli sayılır ve ameliyat bölgesi herhangi tekrarlama için aralıklı olarak izlenir. Tekrarlama olursa yeniden ameliyat edilir. Tümör raporu ileri derecede kötü huylu tümör gelirse geride herhangi bir şey kalmamış gibi görünse de 2 mm cerrahi sınır yetersizdir ve ayni bölgeye beklemeksizin daha geniş ameliyat ve ilave tedaviler yapılır.
Cerrahi sınırlarda tümör mevcut ise ameliyat kesinlikle yetersiz yapılmıştır ve hemen daha uygun bir cerrahi tedavi yapılır.
Çapı geniş olan şüpheli deri lezyonlarında cerrahi tedavi
Şüpheli lezyon iyi veya kötü huylu olup olmadığı bilinmeyen lezyondur. Eğer iyi huylu olduğu bilinirse cerrahi işlem yapılması şart değildir. Buna karşılık kötü huylu ise etrafında bir miktar sağlam deri ile birlikte çıkartılacaktır. Zaten geniş olan lezyon çok daha geniş olarak çıkartılacağından ortaya çıkacak olan yaranın (defektin) çapı da büyük olacak ve kapatmak için ilave işlemler yapılması gerekecektir. Bu durumda şüpheli lezyondan biyopsi(ler) alınır. Biyopsi bir lezyondan kapatmak için ilave işlem yapılmasına gerek kalmayacak kadar küçük parça(lar) almak demektir. Çok kez bu parçalar muayenehane şartlarında lokal anestezi ile alınır ve hemen patolojiye yollanır. Gelecek patoloji raporuna göre uygun tedavi planlanır ve daha sonra yapılır.
Deri lezyonu alındıktan sonra ortaya çıkan yaranın kapatılması
Derinin bir kısmı kesilip çıkartıldığında ortaya çıkan boşluk değişik yöntemler ile kapatılır.
Primer kapatma
Derinin bir esnekliği vardır. Bu nedenle birçok bölgede 1 cm çapa kadar olan deri eksiklikleri kenarlardaki sağlam deri ortaya çekilerek uç uca dikilir ve açıklık ortadan kalkar. Derinin bulunduğu bölgeye göre açıklığı 3 cm veya daha geniş çapa ulaşan deri açıklıkları primer olarak yani uç uca dikilerek kapatılabilirler.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Deri grefti ile kapatma
Çıkartılan tümörden sonra ortaya çıkan açıklık geniş ise deri kenarları ortada birleştirilemez. Bu durumda açıklık başka bir bölgeden alınan deri yaması (grefti) ile kapatılır.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Deri flepleri ile kapatma
Deri lezyonu çıkatıldıktan sonra açığa çıkan yara yüzeyinde önemli yapılar var ise (damar, sinir, kemik, kıkırdak) bunların üzerinin sağlam ve kalın bir deri tabakası ile örtülmesi gerekir. Bu durumda deri flepleri kullanılır.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sonuç
Deri lezyonları estetik veya sağlık nedeni ile çıkartılabilir. Her lezyon çıkartıldıktan sonra patolojiye gönderilmeli ve lezyonun ne olduğu ile cerrahi sınırların temiz olup olmadığı öğrenilmelidir. Deri tümörlerinin tedavisi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi’nin işidir.
0 notes
saglikevreni · 1 year
Text
Behçet Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Tumblr media
Behçet Hastalığı, tekrarlayan ağız ve genital ülserler, göz iltihabı (üveit), cilt lezyonları ve eklem problemleri gibi belirtilerle karakterize edilen kronik bir inflamatuar hastalıktır. Bu hastalık, adını Türk dermatolog Dr. Hulusi Behçet'ten almıştır ve genellikle Akdeniz bölgesinde yaygındır. Bu rahatsızlık, bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırması sonucu ortaya çıkar. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, enfeksiyonlar ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir. Behçet Hastalığı, çeşitli organ sistemlerini etkileyebilir ve semptomları kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Belirtiler arasında ağızda çıkan ağrılı aftlar, genital ülserler, gözde kızarıklık, bulanık görme, gözde ağrı, deride pişik benzeri lezyonlar, eklemlerde ağrı ve şişlik yer alır. Ayrıca, mide-bağırsak sorunları, damarlarda iltihaplanma, beyin ve sinir sistemi problemleri gibi daha ciddi komplikasyonlar da görülebilir. Behçet Hastalığı tanısı, semptomların ve fiziksel muayenenin yanı sıra bazı laboratuvar testleriyle konulur. Tedavi genellikle semptomlara yöneliktir ve hastalığın seyrini kontrol altına almaya odaklanır. İlaçlar, ağız yoluyla uygulanan veya enjeksiyon şeklinde verilen anti-enflamatuar ilaçlar, kortikosteroidler ve immünosupresanlar gibi çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Behçet Hastalığı, kronik bir durum olmasına rağmen, uygun tedavi ve düzenli doktor takibiyle semptomların hafifletilmesi ve komplikasyon riskinin azaltılması mümkündür. Bununla birlikte, her hasta için tedavi planı bireysel olarak belirlenmeli ve multidisipliner bir yaklaşım benimsenmelidir. Behçet Hastalığı, inflamasyonla ilişkili çeşitli semptomlarla kendini gösteren kronik bir hastalıktır. Erken tanı ve uygun tedavi, hastaların yaşam kalitesini artırabilir ve potansiyel komplikasyonları önleyebilir. Bu nedenle, belirtilerinden şüphelenilen kişilerin derhal bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir.
Behçet Hastalığı Nedenleri
Behçet hastalığı, otoimmün bir hastalık olarak bilinen ve genellikle damarları etkileyen inflamatuar bir durumdur. Bu hastalığın kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir, ancak genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve bağışıklık sistemi bozuklukları gibi pek çok faktörün rol oynadığı düşünülmektedir. Genetik yatkınlık, Behçet hastalığı geliştirme riskini artıran önemli bir faktördür. Araştırmalar, belirli genlerdeki değişikliklerin hastalığın ortaya çıkmasına katkıda bulunduğunu göstermektedir. Özellikle HLA-B51 geni, Behçet hastalığı olan bireylerde daha sık görülür. Bununla birlikte, bu genin varlığı hastalığın kesin olarak ortaya çıkacağını göstermez ve başka faktörlerin de etkisi olabilir. Çevresel faktörlerin de Behçet hastalığı gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Örneğin, bazı enfeksiyonlar (örneğin, herpes virüsü), sigara içmek ve bazı ilaçlar Behçet hastalığıyla ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, bu faktörlerin hastalığa direkt neden olduğu değil, hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyebildiği düşünülmektedir. Bağışıklık sistemi bozuklukları da Behçet hastalığıyla ilişkilendirilmiştir. İmmün sistem normalde vücudu enfeksiyonlara karşı korurken, Behçet hastalığında bağışıklık sistemi yanlışlıkla kendi dokularına saldırmaktadır. Bu durumda, inflamasyon ve damar hasarı meydana gelir. Bağışıklık sisteminin neden bu şekilde tepki verdiği tam olarak anlaşılamamıştır, ancak genetik ve çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülmektedir.
Tumblr media
Behçet hastalığına yol açan nedenler hala tam olarak anlaşılamamış olsa da genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve bağışıklık sistemi bozukluklarının hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Bu nedenle, Behçet hastalığına yönelik araştırmalar ve tedavi yaklaşımları, bu faktörleri daha iyi anlamayı hedeflemekte ve hastalığı etkileyen mekanizmaları aydınlatmayı amaçlamaktadır.
Behçet Hastalığının Tanısı Nasıl Konur?
Behçet hastalığı, bir otoimmün bozukluktur ve genellikle kan damarlarını etkileyen yaygın bir inflamatuar durumdur. Bu hastalık, vücudun çeşitli bölgelerinde iltihaplanmaya yol açarak bir dizi belirti ve semptom üretebilir. Behçet hastalığının doğru şekilde tanınması ve teşhisi önemlidir, çünkü erken müdahale tedaviyi kolaylaştırabilir ve komplikasyonları azaltabilir. Behçet hastalığının tanısı, tıbbi öykü alımı, fiziksel muayene ve bazı laboratuvar testlerine dayanır. Hastanın semptomları ve doktorun gözlemleri, tanı sürecinin başlangıcını oluşturur. Genellikle, kişiden ağrı, yorgunluk, deri lezyonları, ülserler, göz problemleri veya eklem ağrıları gibi semptomlar hakkında detaylı bilgi alınır. Fiziksel muayene sırasında, doktor cilt lezyonlarına, ağız yaralarına, göz tutulumuna veya diğer organların etkilenmesine dikkat eder. Ayrıca, hastanın nabzı, kan basıncı ve eklem hareketliliği gibi vitalleri de kontrol eder. Bu gözlemler, klinik tabloyu tamamlamak için değerli bilgiler sağlar. Tanıyı doğrulamak ve diğer olası nedenleri dışlamak için laboratuvar testleri yapılabilir. Kan testleri, iltihaplanma belirteçlerini ölçmek ve bağışıklık sistemi yanıtlarını değerlendirmek için kullanılır. Ayrıca, göz muayenesi, idrar tahlili veya dokuların biyopsisi gibi spesifik testler de gerekebilir. Behçet hastalığının tanısı genellikle semptomların sürekliliği ve farklı organları etkileme eğilimi ile teşhis edilir. Çoğu durumda, tanıya yönelik bir test bulunmamaktadır ve doktorun deneyimi ve bilgisi önemlidir. Bu nedenle, birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcısından bir reumatologa yönlendirme almak önemlidir. Behçet hastalığının tanısı, semptomların dikkatli değerlendirilmesi, fiziksel muayene ve laboratuvar testlerine dayanır. Erken ve doğru bir tanı, uygun tedaviyi başlatmayı mümkün kılar ve hastanın yaşam kalitesini artırabilir. Bu nedenle, herhangi bir şüpheli semptom yaşayan kişilerin bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir.
Behçet Hastalığı Tedavisi ve Yönetimi
Behçet hastalığı, inflamatuar bir durum olup, vasküler sistemdeki kan damarlarını etkileyerek çeşitli semptomlara yol açar. Bu rahatsızlık, genellikle ağızda ve genital bölgede yaralar, deride lezyonlar, gözde iltihaplanma, eklem ağrıları ve sindirim sistemi problemleri gibi belirtilerle kendini gösterir. Behçet hastalığına sahip bireylerin tedavisi ve yönetimi, semptomların şiddetine, yaygınlığına ve etkilediği organlara bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Tedavi yaklaşımları arasında ilaç kullanımı önemli bir rol oynar. Anti-inflamatuar ilaçlar, ağrıyı azaltmak ve inflamasyonu kontrol altına almak için sıklıkla reçete edilir. Steroidler ise daha ciddi semptomların tedavisinde kullanılır. Bununla birlikte, her bireyin tedaviye farklı yanıt verebileceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla, doktorunuzla sürekli iletişim halinde olmak ve tedavi planınızı düzenli olarak gözden geçirmek önemlidir. Behçet hastalığının yönetimi ayrıca sağlıklı bir yaşam tarzını içerir. Beslenme düzeninde anti-enflamatuar özelliklere sahip gıdaların tercih edilmesi, stresin azaltılması ve düzenli egzersiz yapılması önerilir. Bunlar, semptomların şiddetini azaltmaya ve genel sağlığı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Behçet hastalığıyla yaşayan kişiler için psikolojik destek de önemlidir. Bu hastalığın belirtileri ve tedavi süreci psikolojik stres yaratabilir. Destek gruplarına katılmak veya bir terapistle görüşmek, duygusal ihtiyaçların karşılanmasına yardımcı olabilir ve hastanın motivasyonunu artırabilir. Behçet hastalığının tedavisi ve yönetimi, bireysel özelliklere ve semptomların ciddiyetine bağlı olarak değişir. İlaç kullanımı, yaşam tarzı değişiklikleri ve psikolojik destek gibi faktörler, hastaların semptomlarını kontrol altında tutmalarına ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olabilir. Ancak, en etkili tedavi planını belirlemek için her zaman bir doktorun rehberliği ve takibi gereklidir.
Tumblr media
Behçet Hastalığı Komplikasyonları
Behçet hastalığı, vasküler sistemdeki iltihabi bir durumdur ve genellikle ağız, genital bölgeler ve gözlerde görülen ülserlerle karakterizedir. Bununla birlikte, Behçet hastalığı daha fazla soruna neden olabilir ve çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Birincil komplikasyonlardan biri, gözler üzerinde ortaya çıkan problemlerdir. Behçet hastalarının yaklaşık üçte biri uveit adı verilen göz iltihabına sahip olma riski taşır. Bu durum, gözde kızarıklık, bulanık görme, fotofobi (ışığa karşı hassasiyet) gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Uveit tedavi edilmezse, kalıcı görme kaybına yol açabilir. Beyin ve sinir sistemi de Behçet hastalığından etkilenebilir. Nöro-Behçet olarak adlandırılan bu durumda, baş ağrısı, hafıza kaybı, denge sorunları, felç ve nöbetler gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Beyin damarlarında ve sinirlerde iltihaplanma meydana gelir ve bu da ciddi sonuçlar doğurabilir. Behçet hastası olan bireylerde derin ven trombozu riski artar. Derin ven trombozu, derin venlerde pıhtılaşma olması durumudur. Bacaklarda ağrı, şişme ve kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu durum, akciğer embolisi gibi daha ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Behçet hastalığına bağlı olarak gastrointestinal sistem de etkilenebilir. Mide ve bağırsak ülserleri, karın ağrısı, kanlı dışkılama, kilo kaybı gibi semptomlara neden olabilir. Ayrıca, mide ve bağırsakların daralmasına veya tıkanmasına yol açabilecek iltihaplanmalar da meydana gelebilir. Son olarak, Behçet hastalığı eklem sorunlarına da sebep olabilir. Eklemlerde ağrı, şişlik ve sertlik ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda eklemlerin hareket kabiliyeti sınırlanabilir ve kronik artrit gelişebilir. Behçet hastalığıyla yaşayan bireyler için bu komplikasyonlar önemli bir endişe kaynağı olabilir. Bu nedenle, hastaların düzenli takip ve tedavi altında olmaları önemlidir. İlaç tedavileri, semptomların kontrol altına alınmasına ve komplikasyon riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Behçet Hastalığında Uzun Vadeli Bakım ve Takip
Behçet Hastalığı, otoimmün bir hastalık olup vaskülit denilen damar iltihabıyla karakterizedir. Bu nadir görülen hastalık, genellikle ülkemizde ve Orta Doğu'da daha sık görülür. Behçet Hastalığı olan bireylerin uzun vadeli bakım ve takibi oldukça önemlidir. Uzun vadeli bakım ve takip, Behçet Hastalığı olan bireylere yönelik tedavi sürecinin etkili bir şekilde yönetilmesini sağlar. İyi bir sağlık ekibi tarafından sağlanan uygun tedavi ve izlem, hastaların semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir ve yaşam kalitelerini artırabilir. Bu süreçte, hasta ve sağlık profesyonelleri arasında güçlü bir iletişim ve işbirliği gereklidir. Hastaların semptomlarını ve ilerlemeyi düzenli olarak rapor etmeleri, tedavinin gerekli ayarlamalarının yapılmasına olanak tanır. Ayrıca sağlık ekibi, hastaların ihtiyaçlarına uygun bir tedavi planı oluşturmalı ve bunu düzenli olarak gözden geçirerek iyileşme sağlamalıdır. Behçet Hastalığı, birçok sistem ve organı etkileyebileceği için multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Bu nedenle, dermatologlar, romatologlar, göz doktorları, nörologlar ve diğer uzmanlar gibi farklı tıbbi alanlardan oluşan bir ekip, hastaların ihtiyaçlarına en uygun şekilde yanıt verebilir. Uzun vadeli bakım aynı zamanda hasta eğitimini de içerir. Hastalığın semptomları, tetikleyicileri ve yönetimi hakkında hastaların bilinçlenmesi önemlidir. Kendi sağlık durumlarını takip etmeyi öğrenmeleri, semptomların kötüleşmesini erkenden fark etmelerine yardımcı olur ve gerektiğinde tıbbi yardım almalarını sağlar. Behçet Hastalığı olan bireylerin uzun vadeli bakım ve takibi, hastalığın etkilerini kontrol altına almak ve yaşam kalitesini iyileştirmek için hayati öneme sahiptir. İyi bir sağlık ekibi ve hasta eğitimi ile desteklenen bu süreç, hastaların daha iyi bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olabilir.
Tumblr media
Behçet Hastalığı İle Yaşamanın İpuçları
Behçet Hastalığı, vücutta tekrarlayan ağız yaraları, deri lezyonları, göz problemleri ve eklemlerde ağrı gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir inflamatuar bir hastalıktır. Bu rahatsızlıkla yaşayanlar için günlük yaşam zorlu olabilir. Ancak, Behçet Hastalığı ile yaşamak mümkün olduğu kadar rahat ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilir. İşte size bu süreçte yardımcı olabilecek bazı ipuçları: 1. Doktorunuzla İletişim Kurun: Behçet Hastalığına sahipseniz, tedavi ve yönetim planınızı doktorunuzla düzenli olarak tartışmanız önemlidir. Belirtilerinizde herhangi bir değişiklik varsa veya yeni semptomlar ortaya çıkarsa, hemen doktorunuza danışmalısınız. Uzmanınızın önerilerine uymak, hastalığınızı kontrol altına almanıza yardımcı olacaktır. 2. Sağlıklı ve Dengeli Beslenin: Behçet Hastalığıyla beslenme ilişkili olabilir. Anti-enflamatuar özelliklere sahip gıdaları tercih etmek, semptomların şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir. Renkli sebzeler, meyveler, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve protein kaynakları gibi besinlerle dengeli bir diyet oluşturun. Aynı zamanda şekerli ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak da önemlidir. 3. Stres Yönetimine Önem Verin: Stres, Behçet Hastalığı semptomlarını tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir. Stresi azaltmak için gevşeme teknikleri, meditasyon, yoga veya egzersiz gibi yöntemlere başvurabilirsiniz. Kendinize zaman ayırmak, hobilerle uğraşmak ve destekleyici bir sosyal çevre oluşturmak da stresi kontrol etmeye yardımcı olabilir. 4. Düzenli Egzersiz Yapın: Fiziksel aktivite, Behçet Hastalığı ile yaşarken vücudu güçlendirmek ve genel sağlığı iyileştirmek için önemlidir. Ancak, aşırı egzersizden kaçınmak ve bedeninizi dinlemek de önemlidir. Doktorunuzla konuşarak uygun bir egzersiz planı oluşturabilirsiniz. 5. Göz Sağlığınıza Dikkat Edin: Behçet Hastalığı bazen gözleri etkileyebilir ve görme problemlerine yol açabilir. Gözlerinizi düzenli olarak kontrol ettirmek, doktorunuzun önerdiği ilaçları kullanmak ve güneş gözlüğü takmak gibi önlemler alarak göz sağlığınızı koruyabilirsiniz. 6. Destek Gruplarından Faydalanın: Behçet Hastalığı ile yaşayan insanlarla iletişim kurabileceğiniz destek gruplarına katılmak, deneyimleri ve tavsiyeleri paylaşmanıza yardımcı olabilir. Bu gruplar, duygusal destek sağlayabilir ve hastalıkla baş etme sürecinde size ilham verebilir. Behçet Hastalığıyla yaşarken, tedavi planınıza sadık kalmak ve sağlıklı yaşam tarzı seçimleri yapmak önemlidir. Doktorunuzun rehberliğinde kendinize iyi bakmak, semptomların kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir ve hayat kalitenizi artırabilir. Behçet hastalığından şüpheleniyorsanız mutlaka doktorunuza başvurmalısınız. Sağlık Bakanlığı üzerinden randevu alarak doktorunuza başvurabilirsiniz. Hastalıklar ile ilgili yazılarımıza göz atmak isterseniz Hastalıklar kategorimizi inceleyebilirsiniz. Read the full article
0 notes
drtubakavala · 1 year
Photo
Tumblr media
Hangi Alanlarda Kullanılıyor? .Üst-alt göz kapağındaki deri fazlalığı, göz kapağı kırışıklıkları .Göz çevresi, kaz ayakları .Dudak üstünde oluşan çizgi ve kırışıklıklar .Kulak önü kırışıklıkları .Aktif akne ve akne skarları .Ciltten kabarık lezyonlar (et benleri, siğil) .Lekeler(güneş, hamilelik ve yaşlılık lekeleri) .Yara ve ameliyat kesi izleri .Boyun ve karın çevresi kırışıklıklar, sarkmalar .Ergenlik ve gebelik sonrası deride oluşan çatlaklar DEVAMI… https://drtubakavala.com/cilt-yenilem... 📌Bu içerik bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedavi için lütfen doktorunuza başvurunuz. ☎ +90232 290 36 46 📱+90545 290 36 46 📩 [email protected] 🖥 www.drtubakavala.com 🖱️https://linktr.ee/drtubakavala #drtubakavala #izmir #alsancak #benalımı #yüzbeni #vücutbeni #ameliyatsızbenalımı #izmirbenalımı 🏥Talatpaşa Bulvarı Nazar Apt. No:23 Daire:1 (Gazi İlköğretim Okulu Karşısı) Alsancak / İZMİR
dr.tubakavala
0 notes
denizaltiparmak · 5 days
Text
Tumblr media
Hep söylediğimiz gibi; ZOR, KOMPLİKE, PROBLEMLİ, YAPILMASI GÜÇ, TEKNİK OLARAK İMKANSIZ denilen, birçok tedaviye rağmen bir türlü İYİLEŞMEYEN, yıllardır DEVAM EDEN, DİRENÇLİ her vaka için BİZ HEP BURADAYIZ😷😷😷Bizi BİR BİLENE sorun, nasıl EZBER BOZDUĞUMUZU bize gelen insanlar size anlatsınlar🥰🥰🥰
HPV & KANSER
HPV enfeksiyonu; hem erkek hem de kadınlarda birçok kanserin etkeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Başta rahim ağzı kanseri (serviks CA) olmak üzere, anüs, penis, vajina, vulva, bademcik, gırtlak ve gırtlak arkası (orofaringeal) bölge kanserleri gibi birçok kanser türleri HPV enfeksiyonuna bağlı olarak meydana gelmektedir…
Hem KADINLARDA (KADIN DOĞUM)
hem de ERKEKLERDE (GENEL CERRAHİ),
vücudun BÜTÜN BÖLGELERİNDE,
HPV’ye bağlı oluşan,
İYİ ve KÖTÜ HUYLU LEZYONLARIN (KANSERLERİN)
TANI, TEDAVİ, AMELİYAT ve TAKİPLERİ için bizi arayın…📲📲📲
KANSER CERRAHİSİNDE, tecrübeli ellerde erken tanı ve doğru tedavi HAYAT KURTARIR…!!!
VAKİT KAYBETMEDEN, lezyonlar YAYILMADAN, mevcut lezyonlar daha kötü huylu oluşumlara doğru İLERLEMEDEN bu konuda tecrübeli, bilgili, kanser cerrahisine hakim deneyimli bir hekime başvurunuz…
Op. Dr. DENİZ ALTIPARMAK
GENEL CERRAHİ & KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
(ÇİFT ANA DAL UZMANI)
0 notes
hamilelikte · 1 year
Text
Hamilelik yüzden anlaşılır mı sorusu, hamilelik şüphesi olan kadınların en çok sorduğu soruların başında gelmektedir. Peki gerçekten de bir kadının yüzüne bakınca onun hamile olup olmadığını anlamak mümkün mü? Hamilelik dönemi kadınlar için oldukça farklı bir süreçtir ve vücutta birçok değişiklik yaşanır. Bu değişimler arasında yüzde belirgin bir farklılık da yer alır. Peki hamilelik yüzden anlaşılır mı? Hamilelik Yüzden Nasıl Anlaşılır? Özellikle ilk trimesterde yüzde belirgin bir değişim yaşanır. Bu dönemde hormonlar vücutta hızla artar ve yüzde akne, kızarıklık, şişme gibi farklı belirtiler oluşabilir. Ayrıca hamilelik yüzde koyu halkaların belirmesine de yol açabilir. Hamilelik dönemi kadınların hayatında önemli bir değişime yol açar. Bu değişim fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak hissedilebilir. Hamile kadınların yüzü de bu değişimden etkilenir. Birçok kadın hamileliğin ilk dönemlerinde yüzünde solgunluk, yorgunluk ve hafif bir renk değişimi yaşar. Yüzdeki bu değişim hormonlardaki değişimlerden kaynaklanır. Hamilelikte vücut yeterince oksijen sağlamak için kan dolaşımını arttırır. Kan dolaşımının artması yüzdeki damarlarda genişlemeye neden olur. Genişleyen damarlar yüzde kırmızılık ya da pembeleşmeye neden olabilir. Bununla birlikte, yüzdeki renk değişimi kişiden kişiye değişebilir. Bazı kadınlar daha aydınlık ve sağlıklı bir cildi olurken, diğerlerinde yüzünde kızarıklık ya da cilt renginde değişimler görülebilir. Hamilelik Döneminde Yüzdeki DeğişimDeğişimlerKoyu lekelerHamilelik hormonları, ciltteki melanin pigment üretimini artırabilir. Bu da yüzde koyu hiperpigmentasyona neden olabilir.AkneHamilelik boyunca hormonal dalgalanmalar akneye neden olabilir. Bazı kadınlarda akne oluşumu artar ve yüzlerinde sivilce ya da lezyonlar belirir.ÖdemHamilelik ödeme neden olabilir. Yüzdeki ödem gözaltı torbaları, şişmiş göz kapakları ve yüzde şişme şeklinde görülebilir.Hamilelik yüzdeki değişimler Bununla birlikte, hamile kadınların yüzünde doğal bir ışıltı ve parlaklık da gözlemlenebilir. Kan dolaşımının artması ve hormonlardaki değişimler sağlıklı bir cilde ve dolayısıyla doğal bir ışıltıya neden olabilir. Hamile Kadınların Yüzü Nasıl Olur? Hamile Kadinlarin Yuzu Nasil Olur Hamilelik, bir kadının hayatındaki en özel ve önemli dönüm noktalarından biridir. Bedeninde meydana gelen fiziksel ve hormonsal değişimler, birçok semptomla kendini gösterir. Bu semptomlar arasında yüzde de belirgin etkiler gözlemlenebilir. Hamilelik döneminde kadınların yüzünde sıklıkla hormonal değişimlere bağlı olarak çeşitli belirtiler görülebilir. Hormonların etkisiyle yüzde oluşan lekeler, sivilceler ve çiller bu belirtiler arasındadır. Hamilelerin çoğunda yüzde beliren bu belirtiler gebelik dönemi sonunda kendiliğinden ortadan kalkar. Hamilelik döneminde yüzde görülen belirtiler şunlar olabilir: Lekeler: Hamilelik döneminde yüzde oluşan lekeler cildin renk pigmentasyonunda meydana gelen değişikler sonucu meydana gelir. Bu durum melanin üretiminin artmasıyla ilgilidir. Sivilceler: Hormonal değişiklikler cildin daha yağlı olmasına neden olabilir ve bu nedenle sivilce oluşumuna neden olabilir. Çiller: Çiller, bazı insanların vücudunda doğuştan bulunan bir genetik durumdur. Hamilelik döneminde hormonal değişikliklerin yol açtığı pigmentasyon farklılıkları nedeniyle daha belirgin hale gelebilir. Bu belirtilerin meydana gelmesi hamilelik döneminin normal bir parçasıdır ve genellikle çok fazla endişe edilmesini gerektirmez. Ancak bazı durumlarda, gebelik için önerilen bakım yöntemleri yüzünden bu belirtiler daha az belirgin hale getirilebilir. Hamilelik döneminde daha iyi bir cilt bakım rutini oluşturmanız, cildinizin daha sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olabilir. Hamilelik Yüzde Sivilce Yapar Mı? Evet, hamilelik yüzde akne yapabilir. Bu durum özellikle erken dönemde sıklıkla görülür ve hormonal değişimlerden kaynaklanır. Yüz bölgesinde oluşan aknelere müdahale etmek ise
dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Hamilelik, bir kadının hayatındaki önemli bir dönümdür. Bu süre zarfında birçok değişiklik yaşanması normaldir. Hormon seviyeleri de bu değişikliklerden biridir. Yüksek hormon seviyeleri, vücutta farklı etkilere neden olabilir. Hamilelik süreci boyunca cilt de etkilenebilir. Hamilelik yüzde sivilce yapabilir. Yüksek hormon seviyeleri, cildin yağ üretimini arttırabilir. Bu durum sivilce oluşumuna neden olabilir. Bununla birlikte, sivilce oluşumu tamamen normaldir ve endişelenmenize gerek yoktur. Hamilelikte sivilce lezyonlarının sayısı farklı olabilir. Kimi kadınlarda çok fazla sivilce meydana gelirken, kiminde sadece birkaç adet görülebilir. Sivilce kızarıklığı ve şişliği, kadınların yüzlerinde daha fazla fark edilebilir hale gelebilir. Hamilelik sırasında sivilce oluşumu, özellikle erken dönemde ortaya çıkabilir. Ancak sivilce oluşumunun şiddeti gebeliğin ilerleyen dönemlerinde azalmaya başlar. Hamilelikte sivilce oluşumu, genellikle gebeliğin ortasına doğru azalır veya tamamen kaybolur. Bununla birlikte, bazı kadınlar doğum yapana kadar sivilcelerle mücadele edebilirler. Bu durum normaldir ve birçok kadın tarafından yaşanmıştır. Hamilelik döneminizde cilt bakımınıza dikkat etmeniz, sivilce oluşumunu önleyebilir veya azaltabilir. Hamilelik Yüzde Lekelenme Yapar Mı? Hamilelik sırasında kadınların vücutlarında birçok hormonal değişiklik meydana gelir ve bu değişimlerin bir sonucu olarak, yüzlerinde bazı değişiklikler görülebilir. Bu değişimler arasında, yüzdeki lekelenme yaygın bir sorundur. Peki, hamilelik yüzde lekelenme yapar mı? Cevap evet, yapabilir. Bu lekeler, gebeliğin özellikle ikinci yarısında ortaya çıkmaya başlar ve genellikle doğumdan sonra kaybolur. Hamilelik yüzde lekelenmeleri genellikle kahverengi veya grimsi-kahverengi tonlarda olur ve genellikle yanaklarda, burun köprüsünde, üst dudakta ve elmacık kemiklerinde görülür. Hamilelik boyunca güneşten korunmak ve doğru cilt bakımı yapmak, oluşabilecek lekelerin önlenmesine yardımcı olabilir. Yüzdeki Lekeler Neden Olur? Hamilelik yuz lekelenmeleri Hamilelik yüz lekelenmeleri, hiperpigmentasyon adı verilen bir durumdan kaynaklanır. Bu durum, vücutta melanin adı verilen pigmentin üretimindeki artıştan kaynaklanır. Bu artış, özellikle güneş ışığına maruz kalan cilt bölgelerinde lekelerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu lekelerin ortaya çıkması için genetik yatkınlık, güneş ışığına maruz kalma, hormonal değişiklikler gibi faktörler de önemlidir. Bu nedenle, hamilelerin güneş ışığından kaçınması ve cilt koruma ürünleri kullanması önemlidir. Nasıl Önlenir? Hamilelik yüzde lekelenmelerinin önlenmesi için birkaç adım izlenebilir. Bunlar: Sıra NoÖnlem1Sıcak havalarda dışarı çıkarken güneş koruyucu kullanın.2Güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı koruyucu kıyafetler giyin.3Akşam saatlerinde dışarı çıkın. Güneş ışınları daha az zararlıdır.4Güneşli havalarda evde kalın veya gölgede kalmaya çalışın.Hamilelik yüzde leke önlenmesi Bu önlemleri almak, yüzdeki lekelerin oluşumunu azaltabilir. Ancak, hamileliğin hormonal değişiklerinden kaynaklanan lekelerin tamamen önlenebilmesi mümkün değildir. Tüm bu bilgiler ışığında, hamilelerin yüzdeki lekelenmeler konusunda endişelenmesi ve paniklemesi gerektiği gibi bir durum yoktur.
0 notes
Text
Ayak Mantarı Nasıl Geçer? 4 Bitkisel Kür Ayak mantarı; ciltte şiddetli kaşıntı, kızarıklık vb. lezyonlara sebep olarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir cilt hastalığıdır. Tıbbi literatürde ''Tinea Pedis'' olarak ifade edilen ayak mantarı, sebep olduğu lezyonlar ve cilt dokusunda yarattığı tahribat nedeniyle hastalıktan etkilenen kimse için, hem sağlık açısından hem de estetik açıdan oldukça rahatsız edicidir. ... https://www.begonya.com/ayak-mantari-nasil-gecer/?feed_id=150416&_unique_id=64cc287a85432
0 notes
glawi · 10 months
Text
Akneli Cilt Tipine Uygun Bakım Rutini | Biaderm
Akneli cilt bakımı, birçok kişi için günlük cilt bakımının ötesinde özel bir dikkat ve bakım gerektirir. Akne, yağ bezlerinin tıkanması sonucu oluşan bir cilt sorunudur. Bu durum, genellikle ergenlik döneminde hormonal değişikliklerle birlikte ortaya çıkar, ancak yetişkinlerde de görülebilmektedir.
Bu cilt tipi için özel bir bakım rutini gerekmektedir. Etkili bir bakım rutini, cildin ihtiyaç duyduğu temizliği sağlarken, aynı zamanda cildin doğal dengesini korumalı ve iyileşme sürecini desteklemelidir.
Akneli Cilt Tipi Nedir ve Nasıl Anlaşılır?
Akneli cilt tipi, genetik faktörlerin ve hormonal değişikliklerin bir sonucu olarak meydana gelir. 
Cilt, belirgin bir parlaklığa sahip olarak dokunulduğunda yağlı hissettirir. Gözenekler genişler ve özellikle burun, alın ve çene gibi bölgelerde belirgin hale gelir. Akneli cilt tipinde sıkça görülen cilt sorunları şunlardır:
Siyah noktalar: Siyah noktalar, gözeneklerin içinde biriken ve tepkime olan cilt sıvısının görünür hali olarak kabul edilmektedir. 
Beyaz başlı sivilceler: Beyaz başlı sivilceler gözeneklerin içindeki yağ ve ölü cilt hücrelerinin birikmesi ile oluşur ve genellikle beyaz veya sarı bir başlıkla kaplıdır. 
Kistik akne: Kistik akneler, cilt altında derinleşen, ağrılı ve iltihaplı lezyonlar meydana gelmektedir. Bireyler ağrılı ve acılı süreçler yaşayabilmektedir.
Akneli cilt tipinin farklılıkları çeşitli cilt analizleri ile saptanabilmektedir.  
Akneli Cilt Bakım Rutini Nasıl Olmalıdır?
Akneli cilt tipine sahip bireyler, cildin derinlemesine temizlenmesini sağlarken aynı zamanda da nazik bir şekilde arındırmalıdır. Ciltteki fazla yağı temizleyip gözenekleri açık tutmak için kullanılan ürünler, cildin hassasiyetini arttırmayacak ve akne oluşumunu önleyecek içeriklere sahip olmaktadır.
Rutinde Bulunan Ürünler
Adım Temizleyici: Akneli cilt için özel olarak formüle edilmiş akne karşıtı temizleme jeli, salisilik asit gibi içeriklerle zenginleştirilmiş nazik temizleyiciler akne sorunları için tercih edilir.
Adım Tonik: akneli ciltler için tonik, gözenekleri sıkılaştırmak ve cildi hazırlamak için alkol içermeyen, anti-inflamatuar özelliklere sahip bir tonik olmalıdır.
Adım Serum: Etkin maddeler açısından zengin, hafif formüllü bir serum, akne izlerinin ve lekelerin görünümünü hafifletmeye yardımcı olmaktadır.
Adım Nemlendirici: akneli ciltler için nemlendirici, yağsız ve gözenekleri tıkamayan bir nemlendirici olmalıdır, böylece cildin nem dengesini korurken akneye eğilimli ciltler için nemlendirici kullanımı, akne oluşumunu engellemeye yardımcı olmaktadır.
Adım Güneş Koruyucu: Geniş spektrumlu bir güneş koruyucu, akne izlerinin kötüleşmesini önlemek için günlük ve düzenli olarak yenilenerek kullanılmalıdır.
Her ürün, cilt tipinize ve mevcut cilt sorunlarına göre özenle seçilmeli ve düzenli olarak kullanılmalıdır. Cilt bakımı konusunda daha detaylı bir tavsiye için dermatolog ile görüşülmesi önerilmektedir.
Akneli Ciltler için Maske ve Peeling Uygulamaları
Akneli cilde, maske ve peeling kullanımı cilt yüzeyinden ölü hücreleri arındırarak, gözenekleri derinlemesine temizlemeye, akneyi azaltmaya, cilt tonunu düzenlemeye yardımcı olmaktadır. Ancak, bu ürünlerin cilt üzerinde tahrişe neden olmamasına özen göstermek gerekmektedir. Akneli ve yağlı ciltler için nemlendirici uygulaması, maske ile güçlendirilmektedir.
Maske
Akneli ciltler için maskeler, genellikle fazla yağın emilmesine, iltihabın azaltılmasına ve cildin dinlenmesine yardımcı olacak içeriklerle formüle edilir. Kil maskeleri, özellikle bentonit ve kaolin kili içerenler, fazla olan cilt sıvısını emmek ve gözenekleri sıkılaştırmak için etkilidir. Çinko oksit içeren formüller de akne ile savaşırken cildi dinlendirmeye yardımcı olur. Salisilik asit içeren maskeler, gözeneklerin içinde biriken kir ve yağları çözerek sivilce oluşumunu önlemeye yardımcı olurken, sülfür içeren maskeler iltihaplı akneler üzerinde tedavi edici etki göstermektedir.
Peeling
Peeling uygulamaları, kimyasal veya fiziksel olarak isimlendirilir. Kimyasal peelingler, genellikle glikolik, laktik ve salisilik asit gibi eksfoliyan içerir ve cilt yüzeyindeki yapışık ölü hücre tabakasını çözerek cilt yenilenmesini teşvik eder. Bu tür peelingler, aynı zamanda akne izlerinin ve lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı olur. Fiziksel peelingler ise mikro tanecikler veya doğal aşındırıcılar kullanarak ölü hücreleri cilt yüzeyinden arındırılmasına yardımcı olmaktadır.
Hormonal Akne Tedavisinde Biaderm
Hormonal akne, vücuttaki hormonal dengesizliklerin sebep olduğu bir akne türüdür ve genellikle çene ve boyun çevresindeki alanlarda yoğunlaşır.
Stres, vücudun androjen hormonlarını daha fazla üretmesine neden olmaktadır, bu da yağ üretimini artırarak akne oluşumunu tetiklemektedir. Şeker ve süt ürünleri gibi insülin seviyelerini yükselten gıdalardan kaçınmak da faydalı olabilmektedir.
Oral kontraseptifler ve anti-androjen ilaçlar gibi hormonal tedaviler, akne üzerinde direkt bir etki gösterir ve özellikle kadınlarda hormonal aknenin kontrol altına alınmasında yardımcı olur.
Evde uygulanabilecek doğal çözümler arasında, cilt bakımı için nazik temizleyiciler, anti-inflamatuar özelliklere sahip doğal maskeler ve dengeli bir diyet yer alır. Aloe vera, yeşil çay ve çay ağacı yağı gibi doğal içerikli ürünlerin iltihapla mücadelede ve cilt sağlığının korunmasında faydalıdır.
Akneli Ciltlerde Sık Yapılan Bakım Hataları ve Çözümleri
Akneli cilt bakımında sık yapılan hatalar arasında, cildi aşırı temizleme eğilimi vardır, bu da cildin doğal yağlarını kaybetmesine ve daha fazla akne oluşumuna yol açmaktadır. Ayrıca, yanlış ürün kullanımı, gözenek tıkamayan ürünlerin tercih edilmemesi cilt sorunlarını arttırmaktadır.
Çözüm olarak, cilt tipine uygun, hafif ve komedojenik olmayan temizleyiciler kullanmak önemlidir. Cildi nazikçe ve düzenli aralıklarla temizlemek, cildin ihtiyacı olan dengeyi sağlar. Ayrıca, cildi nemlendirmek de cildin bariyer fonksiyonunu güçlendirmek aknelerin iyileşmesine yardımcı olur. İltihaplı akne durumunda, doktor tavsiyesi ile anti-inflamatuar içeren ürünler kullanmak faydalı olacaktır. Güneş koruyucu kullanımı da akne lekelerinin oluşumunu önlemektedir. Diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri, stres yönetimi ve uygun miktarda su tüketimi de cilt sağlığını olumlu yönde etkiler. Herhangi bir cilt bakım rutini değişikliği yapmadan önce uzman bir dermatoloğa danışılması önerilir.
Akneli Cilt Bakımında Yapılan Yaygın Hatalar
Akneli cilt bakımında yapılan yaygın hatalar genellikle bilgi eksikliğinden veya yanlış anlaşılan cilt bakım rutinlerinden kaynaklanmaktadır. En temel hata, aknenin fazla yağ ve kir birikimi ile doğrudan ilişkili olduğu varsayımıdır, bu da cildi aşırı yıkama ve içeriği yoğun ve aşındırıcı ürünler kullanma alışkanlığına yol açmaktadır. Bu durum cildin koruyucu lipid tabakasını zedeler ve iritasyona yol açarak daha fazla yağ üretimini teşvik etmektedir.
Cildi kurutacak yüksek derecede alkol içeren ürünler veya yağ bazlı kozmetikler, akne problemlerini arttırmaktadır. Bu nedenle doğru bir ürün kullanmak ve rutin oluşturmadan önce dermatolog tavsiyesi almak önerilir.
Ayrıca akneli cilt bakımı sırasında, sivilcelere müdahale ederek sıkma eğilimi, enfeksiyonun yayılmasına ve akne izlerinin kalıcı hale gelmesine yol açmaktadır. Sivilceleri sıkmak, derin cilt tabakalarında daha fazla iltihaplanmaya ve hatta yara izi (skar) oluşumuna sebep olmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Akneli ciltlerde makyaj uygulaması sivilceleri kötüleştirir mi?
Makyaj için doğru içeriğe sahip ürünler seçilirse ve cilt düzenli olarak makyaj kalıntılarından arındırılır ise sivilce oluşumlarını kötüleştirmeyebilir. 
Diyet ve beslenme akneli cilt üzerinde etkili midir?
Evet, diyabet ve beslenme cilt sağlığını etkilemektedir. Şekerli, yağlı ve işlenmiş gıdaları azaltmak ve bol su içmek, cildin genel sağlığını iyileştirmektedir.
Akne ve sivilce aynı şey midir?
Akne, cildin yağ üreten gözeneklerinin tıkanması ve iltihaplanması sonucunda oluşan bir cilt durumudur. Sivilce ise, aknenin en yaygın belirtilerinden biridir ve genellikle kırmızı, iltihaplı, pus dolu lezyonlar olarak ortaya çıkar.
0 notes
gazetehaberi · 2 years
Text
Tepecik Hastanesi’nde 3 Branştan Ortak Başarı
0 notes