#lütfü savaş deprem
Explore tagged Tumblr posts
Text
BAŞKAN LÜTFÜ SAVAŞTAN HATAYDA KORKUTAN ÖLÜ SAYILARI
#lütfüsavaş #hatay #başkan Merhaba,’Haberin Sosyal Medyası’ Haber Aktüel’e hoş geldin! Türkiye’de dijital haberciliğin benzersiz örneği olan Haber Aktüel’in Youtube kanalındasın. Bu kanalda gündem ile ilgili özel içerikler ve röportajlar bulabilirsin. Tarihten siyasete, bilimden sanata her alanda içerik bulabileceğiniz kanalımıza abone olmayı ve bizi diğer sosyal mecralarda takip etmeyi…
View On WordPress
#Başkan Lütfü Savaş#başkan lütfü savaştan ölü sayısı#başkan savaş#can kaybı#chp li başkan#hatay belediyesi#hatay can kaybi#hatay ölüleri#hatay son dakika#hatay vefat edenler#hataylı başkan savaş#korkutan ölü#korkutan rakam#LÜTFÜ BAŞKAN#lütfü savaş#lütfü savaş deprem#ölü sayısı#savaş lütfü
0 notes
Text
FOSEPTIK ULKE II
Hatay Seçim Savaşları-2: AK Parti, CHP, Lütfü Savaş, paralı dosyalar
Artık CHP’nin kumpastaki rolüne dair şaibeleri, AK Parti’nin tavrını ve iki gazeteciye Lütfü Savaş tarafından sunulan ahlaksız teklifi de konuşalım
ASLIHAN GENÇAY 21.03.2024
> Öncelikle belirtmemiz gerekiyor ki eğer CHP, Hatay büyükşehir belediye başkan adayı olarak, deprem ve yolsuzluk suçlarından soruşturmaları bulunan Lütfü Savaş’ı, Hatay halkının tepkisine rağmen, ısrarla dayatmasaydı belki biz şimdi bu konuları tartışmıyor olacaktık. Ne TİP, Hatay için bir aday gösterecek ne de Gökhan Zan aday olacaktı.
> Ben Hatay’ı ve Lütfü Savaş takımının suçlarıyla yolsuzluklarını yazmaya başladığımdan bu yana; gerek Lütfü Savaş’a yakın isimler gerek mafya odakları gerek MHP milletvekili tarafından tehdit edildim. Sayabildiğim kadarıyla birbiriyle ilgisiz yedi tane iftira sadece bana atıldı. Hakaretler ve rüşvet tekliflerinin ardı arkası kesilmedi. Arı kovanına çomak sokmanın bir bedeli olacaktı elbette, dert etmedim. Sonuçta ne okur sormaktan ne de ben yazmaktan vazgeçtik.
> Tüm bu gelişmeler, Hatay tablosunu daha net görmemizi sağladı. 15 yıllık Lütfü Savaş hanedanlığı artık partiler üstüydü ve birbirine rakip gibi görünen partilerin temsilcileri, yerel oligarşik yapıda iç içe geçmiş, aynı yolsuzluk ve suçların tarafları olmuştu. Çürüme, yolsuzluk, ahlaksızlık, çek senet mafyası, kara para aklama, uluslararası casusluk… Hatay’da kol geziyor, Hatay halkı ise sayısız acı ve mağduriyet içinde inim inim inliyordu. Peki, bunları CHP bilmiyor muydu? Bilmediklerine inanmak zor.
> Bugüne kadar yazdığım her yazıya dair belgelerle kanıtları yayınlarken ve hepsini CHP’ye de ulaştırırken ben, CHP neden sustu? Tek başına bu “Suçlu bizdense görmezden geliriz.” tutumu dahi CHP’yi şaibenin ortasına oturtmaya yeterlidir.
> CHP içindeki kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre; Lütfü Savaş, sürecin en başından bu yana Ekrem İmamoğlu ve CHP genel merkezinin üzerinde uzlaştığı bir adaydı. 6 Şubat anmaları sırasında Hataylıların tepkisinin ülke kamuoyuna yansıması üzerine Ekrem İmamoğlu, Lütfü Savaş’ın karıştığı suçların İstanbul’daki seçmenin tavrını da etkileyeceğini öngördü ve o günden itibaren Savaş’la arasına mesafe koydu. Özgür Özel ise neredeyse kendini Lütfü Savaş’a siper etti. Nihayetinde seçim sonuçları ihalesi, genel başkan olarak ona kalacaktı. Hal böyleyken ‘Gökhan Zan’ın seçimlere girmemesi kimin işine yarıyor?’ sorusunun cevabı açıktı aslında.
> Dünkü yazımda bahsettiğim gibi; Özgür Özel’in düzenli aralıklara TİP’e yönelik “Biz sizi Gebze’de destekliyoruz ama siz bize Hatay’da kaybettireceksiniz.” açıklamaları yapması ve Hatay’a dair son anket sonuçlarının yayınlanmasının hemen ardından malum ses kaydının basına servis edilmesi, CHP cephesine dair şüpheleri artırdı.
> Soruşturma dosyasında Turgay Kocakaya’nın finansörü olarak adı geçen Mehmet Güzel, bizzat Lütfü Savaş’ın danışmanıydı. Gökhan Zan’ın, 17 Mart 2024 tarihinde yaptığı suç duyurusunun eklerinde bulunan bir Whatsapp yazışması da bunu doğruluyor. Soruşturmaya konu bir belge olduğu için yazışmayı yayınlayamıyorum lakin okura kimin kimle iş yaptığını az da olsa anlamaları açısından kısa bir bilgi vermek isterim.
> Turgay Kocakaya ve Mehmet Güzel arasında geçen ilgili whatsapp yazışması oldukça uzun. Bu uzun yazışmada, Turgay Kocakaya Mehmet Güzel’e Gökhan Zan’la ilgili, moraline ve ne yaptığına dair ayrıntılı rapor veriyor. Ve en önemlisi yazışmanın bir yerinde “Zaten benim elimde sadece 8 saniyelik bir kayıt var, onda da Zan benden sponsor bulmamı istiyor ve ‘Araç giydirme yapalım, seçim kampanyası yapalım.’ gibi şeyler söylüyor.” diyor. Peki, soruyoruz; bizzat ses kaydı yayıcısı, hakaret, iftira ve kişisel verileri paylaşma şüphelisi Turgay Kocakaya, “Sadece 8 saniyelik” normal bir konuşma kaydının varlığından bahsediyorsa, şimdi bize servis edilen, kanal kanal dolaştırılarak dinletilen kayıtlar neyin nesi ve nasıl oluşturuldular?
> İşte tam burada ön kabullü, peşin hükümlü davranmamanın ve hakikatin peşinde koşmanın önemi tekrar ortaya çıkıyor. İddianame çıktığında hepiniz bu yazışmaları göreceksiniz. Ben sadece bir satırını paylaştım ve sorumun tek yanıtı var: Bu ses kaydının gerçekliği, sadece adli merciler tarafından belirlenebilir zira yayanın da, onu finanse ettiğine dair soruşturma altında bulunan Mehmet Güzel’in de gayet şüpheli yazışma kayıtları mevcut. Gerçeği soruşturmanın sonucunda öğreneceğiz.
> Gökhan Zan, 19 Mart 2024 tarihinde katıldığı Enver Aysever’in Youtube yayınında; “Hatay’daki kanaat önderlerinin ricasıyla randevu talebinde bulundum ve CHP genel başkan yardımcısı Ali Mahir Başarır’ın Çankaya’daki evinde, yanımızda Hatay CHP milletvekili Servet Mullaoğlu da varken, görüştük. Başarır bana; ‘Lütfü Savaş’ın boşluğunu bir tek sen doldurabilirsin. Lütfü Savaş, Hatay’da aday olsun, sen de Defne veya Arsuz’da aday ol, onu tamamla.’ dedi. Bense Defne veya Arsuz için bana teklifte bulunmanız büyük gurur lakin ben Lütfü Savaş’la asla yol yürümem. Eğer Hatay için temiz ve dürüst bir aday seçerseniz, ben de Defne veya Arsuz teklifinizi elbette kabul ederim, cevabını verdim.” açıklamasını yaptı.
> 20 Mart 2024’te ise Özgür Özel, CHP genel başkanına yakışmayacak bir üslupla ve neredeyse Hatay gerçeklerini yok sayarak; “Hatay halkı aslında Lütfü Savaş’ı seviyor, algıyı provokatör Gökhan Zan yarattı, tüm kötülüklerin ebesi Gökhan Zan.” minvalinde açıklamalarda bulundu. Zan’ı henüz netleşmeyen bir iddiayla yargısız infaz ederek, ses kayıtları onunmuş gibi hedef gösterdi. En önemlisi de ”Gökhan Zan, bizden Defne ve Arsuz’u istedi, ‘Lütfü Savaş’la yol yürürüm.’ dedi, biz kabul etmedik. TİP’i de Zan’ın adaylığı konusunda uyardık.” açıklamasını yaptı. Tabii “gözündeki ışığı gördüm” şeklinde Nebativari manasız beyanları da vardı. Garip olan, Özel’e göre Hatay’ın tek sorunu, Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtları ve Zan’ın provokasyonlarıydı. Lütfü Savaş’ın 15 yıllık oligarşik hanedanlığının belgeli, kanıtlı yolsuzlukları, soruşturmaları, suçları, söz konusu bile değildi. Enteresan.
> Şimdi önümüzde; bir Özgür Özel’in İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamalar, bir de Gökhan Zan’ın anlattıkları var. Bu düğümün odak noktası ise Servet Mullaoğlu. Buradan kamuoyu adına Servet Mullaoğlu’na sesleniyorum: Ali Mahir Başarır’ın evinde gerçekleşen görüşmenin içeriğini kamuoyuna seçimden önce açıklamak, artık sizin Hatay halkına karşı sorumluluğunuz, gerçekleri ortaya çıkarma görevinizdir. Bu düğümü çözmenizi, o görüşmede nelerin konuşulduğunu, kamuoyuna açıklamanızı talep ediyorum.
> CHP ve TİP arasında geçtiği iddia edilen “Biz size Gebze ve Samandağ’ı verelim, siz de Gökhan Zan’ı geri çekin.” pazarlığına dair iddialar ve şaibeler de sıkça konuşulurken, kendi adıma sosyalist kökenleriyle Erkan Baş’ın asla bu tür kirli işlere, kendine teklif edilse dahi, gireceğine ihtimal vermememe rağmen CHP ve TİP yetkililerinin, iddialara dair açıklama yapması gerekiyor.
> CHP ve Lütfü Savaş konusunu kapatmadan ekleyelim: Hatay büyükşehir belediye başkanı ve adayı Lütfü Savaş ile Hatay büyükşehir belediyesi yetkilileri hakkında, benim yayınladıklarımdan çok daha önemli iddialar bulunduğu, ulaştığım bilgiler arasında. Muhtemelen Nisan ayı, Hatay için gerçeklerin ortaya çıktığı bir tarih olacak.
AK Parti cephesinde neler oldu?
> Ses kaydı kumpası öncesi yayınlanan son seçim anketlerine göre AK Parti adayı Mehmet Öntürk, Hatay’da ilk sıradaydı. Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydı basına servis edildikten sonra, en sert açıklamalar ise AK Parti cephesinden geldi.
> Olayın bir kumpas olduğunu, ardında Lütfü Savaş’ın bulunduğunu, Hatay’daki seçimlerin manipüle edilmeye ve Hatay siyasetinin kirletilmeye çalışıldığını açıkladılar. Ses kaydında adı geçen Ak Parti Hatay milletvekili Adem Yeşildal ise 19 Mart 2024 tarihinde; “Bugün itibarıyla Hatay siyasetini kirletmek isteyenlere karşı Hatay cumhuriyet başsavcılığına suç durusunda bulunulmuştur. Failler, azmettiricileri ve bu iftiraları yayanlar, yargı önünde hesap vereceklerdir.” açıklamasında bulundu.
> Hatay AK Parti yetkilileri, kumpasın sadece Gökhan Zan’a değil, özünde kendilerine kurulduğunu düşünüyor ve bu işin peşini bırakmayacak kararlılıkta görünüyorlardı.
> Ayrıca Turgay Kocakaya adlı şahsın evi, 20 Mart 2024 günü emniyet görevlilerince arandı ve hakkında adli işlem başlatıldı.
Gazeteciler cephesi
> Ses kaydının montaj olup olmadığının araştırılmasını beklemeden, cümle aralarına yarım ağızla “iddia” kelimelerini de yerleştirerek, kayıt gerçekmiş gibi yayın yapan gazetecileri de gördük bu süreçte. Dünkü yazımda bu tuhaf operasyonel tutumdan bahsetmiştim. Lakin bir mevzu daha var ki; kumpas olduğu şüphesi kuvvetli bu olaya, küçük de olsa bir ışık tutabilir.
> 0 Mart 2024’te gazeteci Erk Acarer’in sosyal medyada üç ileti yayınlamasıyla; üç gün önce yani 7 Mart 2024’te Oya Lale Ozan Aslan ve ona Lütfü Savaş tarafından bir ses kaydı iletildiğini, bu kaydı yaymaları için para teklif edildiğini, onlarınsa bu ahlaksız teklifi şiddetle reddettiklerini, öğrendik. Acarer’in iletilerine göre; 7 Mart’ta teklifi reddedip tepki gösterdikten sonra, konuyu kapanmış kabul etmişlerdi.
> 10 Mart’ta ise Lütfü Savaş takımı tarafından Hatay’da bir dedikodu yayıldı. O dedikodu şöyleydi: “Erk Acarer’e Gökhan Zan’ın ses kaydını ilettik. Acarer bize ‘İnceliyorum, inceledikten sonra yayınlayacağım.’ dedi.” Lütfü Savaş cephesi bu dedikoduyla Gökhan Zan’a da ulaşmış ve Acarer’in yapacağını iddia ettikleri bu yayın öncesi, ona adaylıktan çekilmesi için baskı yapmışlardı.
> Acarer, iletilerinde etik olarak Oya Lale Ozan Aslan’ın adını geçirmese ve aracıların kimliğini ifşa etmese de bu bilgiler kısa zamanda dolaşıma girdi. Oya Lale Ozan Aslan, kendi Youtube yayınında “Bu haber ilk bize geldi, reddettik “ açıklamasını yaptı.
> Kendi adıma, üç gün boyunca sosyal medyadan Oya Lale Ozan Aslan’a çağrıda bulunmuş ve aracıların isimlerini ifşa etmesini talep etmiş, benden bilgi isteyen gazeteci arkadaşlarımla ise kaynaklarımdan gelen tüm bilgileri açıkça paylaşmıştım. İki gazetecinin yapacağı ifşa, hem basın etiği ve paralı dosyaların gazetecilere teklif edilebilmesinin önünü kesmek acısından hem de ses kaydı muammasını çözebilmek için önemli bir adım olacaktı.
> 20 Mart 2024’te Erk Acarer’le yaptıkları ortak yayında Oya Lale Ozan Aslan; “Aracılar; ses kaydını yaymamız karşılığında bize para verileceğini, biz bu parayı almasak dahi en tepenin ödeme yapacağını ve bu parayı aracıların alacağını, bu teklifi Erk Acarer’e de iletmemi söylediler.” şeklinde konuya dair ayrıntılar verdi. Lakin yine bu aracılar kim, hangi belediye, hangi parti veya hangi isimler konusunda bir bilgi sunulmadı.
> Gazeteci Cengiz Erdinç ise ilgili yayından sonra X’te Acarer ve Aslan’a yönelik şu iletiyi paylaştı: “Arkadaşlar, ikiniz de değerli gazetecilersiniz. Olay bu noktaya gelmişken, size bu ‘ahlaksız teklifi’ yapan isimleri, aracıları ‘en tepedeki kimse’ onu, günüyle, saatiyle açıklamanız gerekir. Gazeteci olarak bu yükümlülüğünüz…”
> Şimdi gözler tekrar Acarer ve Aslan’dan gelecek açıklamaya çevrildi. Ben de bu iki dürüst ve başarılı gazeteciden, para peşindeki ahlaksız teklif aracılarının isimlerini ve partilerini açıklamalarını bekliyorum.
Evet, ancak iki yazıda “özetleyebildiğim” gelişmeleri toparlarsak; tüm bu tablodan çıkardığım kadarıyla önümüzdeki aylarda Hatay’a dair hiçbir bilgi sır olarak kalmayacak ve gerçekler tek tek açığa çıkacak. Kirli oyunlar, tezgâhlar, yolsuzluklar, kara para ve uyuşturucu ile kirletilen Hatay, yepyeni bir başlangıç yaparken, suçlular elbette yargılanacak.
İçinde bulunulan belirsizliğe; 31 Mart seçimleriyle Hatay halkı ve suçları, suçluları araştıran adli merciler son verecek. Takipçisiyiz.
Not:Dünkü yazıma dair Gökhan Zan bir düzeltme iletti. Zan, Ahmet Şık’ın montaj ses kaydını 16 Mart Cumartesi günü kendine dinlettikten sonra, savcılığa gitmek için istediğinde ona vermediğini, 17 Mart Pazar günü kaydı, Ahmet Şık’tan değil farklı kaynaklardan temin ederek savcılığa gidip suç duyurusunda bulunduğunu, söyledi.
Etiketler: chp, hatay, Lütfü Savaş
0 notes
Photo
#AKŞENER VE #İMAMOĞLU'NDAN #BAŞKAN #LÜTFÜSAVAŞ'A ZİYARET 10 ilimizi vuran büyük deprem sonrasında en çok etkilenen illerimizden biri #Hatay,dı . Depremin ilk gününden beri İyi parti genel başkanı #MeralAKŞENER ve #İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı #EkremİMAMOĞLU Hatay,ı ve Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü SAVAŞ,ı yalnız bırakmıyor. İyi parti genel başkanı Meral AKŞENER ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İMAMOĞLU geçtiğimiz gün Hatay,a tekrar gelerek Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü SAVAŞ,ı ziyaret ederek tekrardan geçmiş olsun dileklerini iletip Hatay,ı tekrardan nasıl ayağa kalkacağını konuştular. #FısıltıHaberleri: #SemraTEKİN - #GörkemEMGEN #Fotoğraf: Görkem EMGEN https://www.fisiltihaberleri.com/haber/aksener-ve-imamoglundan-baskan-lutfu-savasa-ziyaret-8166.html
0 notes
Link
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş Hatay’da açıklama yaptı. İBB Başkanı İmamoğlu şöyle konuştu: *En çok konuşulan konu ‘Aman başkanım İstanbul deprem meselesi milli egemenlik sorunumuz demiştiniz. *Biz sağlıklı biçimde süreci hazırlamazsak depremin İstanbul’da afetin yaratacağı tahribat milletçe bize diz çöktürebilir. *Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren deprem konusunda hassasiyet göstererek hazırlık yapmaya devam ettik. *Bu yaşadığımız depremlerin öncesinde aralık-ocak ayında dahi İBB’ye kentsel dönüşümü hızlandırmak adına önerilerimiz vardı.*Bir tanesi de o zaman reddedildi. Bir kez daha görüşülmek üzere süreci takip ediyoruz. SAVAŞ’TAN ‘SU’ AÇIKLAMASI Lütfü Savaş şöyle konuştu: *Yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Konteyner ve çadır konusunda bütün desteklere teşekkür ediyoruz. Ama gerçekten çadır, konteyner, tuvalet ve çamaşır makinesine ihtiyacımız var.” *Bir yanlış anlaşılma oldu. Çok yıkılmış ilçeler dışında şu an su sorunumuz yok. Çeşmeler yaparak sokaklara, ihtiyaçları gidermeye çalışıyoruz. 209 mahallemizin sadece 35’inde su veremiyoruz. “TEDBİR ALINMAZSA BEKA SORUNU TAVAN YAPAR” Meral Akşener şunları söyledi:*Belediye başkanlarımızın söyledikleri epeyce bir mesafe alındığını gösteriyor. Bu içimize su serpti, bu işin iyi tarafı. *Bu deprem bize gösterdi ki asıl Türkiye’nin bekasıyla ilgili sorunlarımız iş bilmemekte kaynaklanan hatalar sonucunda ortaya çıkan acılar. *İktidar eliyle bu ucube sistemin getirdiği bir ucube sonuç olarak asrın felaketine dönüşmüştür. *Afet Allah’tan gelmektedir, doğru ama tedbir almak iktidardadır. Bu tedbirlerin olmaması, beceriksizliğin tavan yapması, devletin bürokratı olması gerekenlerin iktidarın il başkanı gibi çalışmaya zorlanmalarıyla bu deprem sonrasında yaşananların tamamen bir beceriksizlik ürünü olarak ortaya çıktı. *İstanbul depremini aynı beceriksizlikler karşılar ve yönetirsek Türkiye’nin beka sorunu tavan yapar. Tedbir alınması lazım. *Sayın Erdoğan’ın bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak o sabah en geç 8’de bütün partilerin genel başkanlarını örneğin Çankaya’da toplayıp fikirlerimizden faydalanıp aynı zamanda desteğimizi alması gerekirdi. *Bir araya gelseydik, bütün imkanlarımızı bir araya getirseydik bu deprem nasıl yönetilirdi, Çok daha hızlı dertlerin çözümü nasıl sağlanabilirdi? *Deprem esnasında biz rakip değiliz. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için. Bu millet bütün bu kutuplaştırma çabalarının hiç bir işe yaramadığını, darda kalındığı zaman gücünü, imkanını birleştirdiğini gösterdi. Bundan ders çıkardığımız takdirde bu ülke her türlü problemini çözer. *AFAD önemli bir kurum ama ben İçişleri Bakanlığı görevinden geliyorum. Bir de Sivil Savunma Genel Müdürlüğü vardı, 2009’da değiştirildi. *7 bin civarında devlet memuru vardı. Her birinin eğittiği sivillerden oluşan 35 bin kişi vardı. İster sel, ister deprem, ister yangın olsun, kimisi tornacı, kimisi doktor, kimisi pilot, kimisi bir başka meslekte çalışan eğitilmiş sivillerden oluşan, devletin maaş ödemediği hazır insanlar vardı. Onu geliştirip AFAD’ı kurabilirdiniz. Ama bambaşka bir sistem içerisinde kurdunuz, hayata geçiremediniz.“ TEK BAŞINIZA YAPAMAZSINIZ” *Çocukların, kadınların talep ettiği bir şey var, Hatay’a geri dönmek istiyorlar. Onun için de bir barınma alanına ihtiyaçları var. *Sabit evden bahsetmiyorum, hiç değilse prefabrik eve ihtiyaçları var. Bunun planlanması lazım. *Bunu tek başına siz yapamazsınız, yetmez. 14’ünde seçim var, seçime yönelik yine aynı aymazlıklar, kurnazlıklar yapıldığı takdirde buralara yazık olur. *İnşallah 14 Mayıs seçiminden sonra Allah bize nasip edecek ve bu yıkımın tez elden ayağa kaldırılması için gereken her şey yerine getirilecek.
0 notes
Text
0 notes
Text
Sosyal medyada dikkât çekmek için herşeyin üstüne atılan sazanlar var tamam ben de o gruptanım👊eğer kameralar orada olmasaydı çoğu deprem bölgesine bile gitmeyecekti sözde ünlü tayfası😠Sabah beri kirli bir kampanyaya alet oluyorlar HATAY BELEDİYE BAŞKANI LÜTFÜ SAVAŞ ZATEN DEPREM ÖNCESİ BÖLGE İLE YAPTIĞI AÇIKLAMALARLA TİTANLARI ÜRKÜTMÜŞ HAKKINDA SORUŞTURMA VE ÇAMUR KAMPANYASI BAŞLATILMIŞTI ŞİMDİ İSTİFA ETSİN DİYORLAR SAKIN SAYIN SAVAŞ İSTİFA ETMEYİN İMAR AFFI ÇIKARANLAR BÖLGEYİ AFET BÖLGESİ YAPAN MADDEYİ İPTAL EDENLER O İNŞAÂTLERE İZİN VERENLER,DİĞER DEPREM BÖLGESİ BELEDİYE BAŞKAN/VALİ/İMAR MÜDÜRÜ VS YETERSİZ ORGANİZASYONUYLA HERŞEYİ KARIŞIK HALE GETİREN AFAD/KIZILAY YETKİLİLERİ İLK GÜN ORDUDAN KORKUP ASKERİ BÖLGEYE GÖNDERMEYENLER, BELEDİYELERİN MÜHÜRLEDİĞİ BİNALARIN MÜHÜRLERİNİ MAHKEME KARARIYLA SÖKTÜREN HAKİMLER EN ÜSTTEN EN ASTA YETKİLİLER İSTİFA ETMEDİKCE SİZ DE ETMEYİN 1999 DEPREMİNDE CEZA ALAN MÜTEAHHİT CUMHURBAŞKANLIĞI DANIŞMANLIĞINA KADAR YÜKSELMİŞ BALIK BAŞTAN KOKMUŞ!Siz de medya maymunları anladığınız anlamadığınız herşeye dereotu olmayın ben gibi, showunuz bitti evlerinize dönün topladığınız hikayeler size 1 ömür yeter kapayın çenenizi kıçınız tutuyorsa yüreğiniz varsa en üstleri istifaya davet edin haydi görelim tabii Hatay belediyesi istifa edecek kayyum atanacak deliller belgeler imzalar yok edilecek zaten arşiv binaları alelacele yıkılıp canlı var mı yok mu kesin olmayan enkazlar kaldırıldı tapu-nüfus belgeleriyle oynanacak 50 mülteci varsa 200 yazılıp heryer suriyeli doldurulacak,kafanız böyle güzel fazla madde çekmenin sonucu bunlar😈
instagram
0 notes
Text
FOSEPTIK ULKE II
Hatay Seçim Savaşları-2: AK Parti, CHP, Lütfü Savaş, paralı dosyalar
Artık CHP’nin kumpastaki rolüne dair şaibeleri, AK Parti’nin tavrını ve iki gazeteciye Lütfü Savaş tarafından sunulan ahlaksız teklifi de konuşalım
ASLIHAN GENÇAY 21.03.2024
> Öncelikle belirtmemiz gerekiyor ki eğer CHP, Hatay büyükşehir belediye başkan adayı olarak, deprem ve yolsuzluk suçlarından soruşturmaları bulunan Lütfü Savaş’ı, Hatay halkının tepkisine rağmen, ısrarla dayatmasaydı belki biz şimdi bu konuları tartışmıyor olacaktık. Ne TİP, Hatay için bir aday gösterecek ne de Gökhan Zan aday olacaktı.
> Ben Hatay’ı ve Lütfü Savaş takımının suçlarıyla yolsuzluklarını yazmaya başladığımdan bu yana; gerek Lütfü Savaş’a yakın isimler gerek mafya odakları gerek MHP milletvekili tarafından tehdit edildim. Sayabildiğim kadarıyla birbiriyle ilgisiz yedi tane iftira sadece bana atıldı. Hakaretler ve rüşvet tekliflerinin ardı arkası kesilmedi. Arı kovanına çomak sokmanın bir bedeli olacaktı elbette, dert etmedim. Sonuçta ne okur sormaktan ne de ben yazmaktan vazgeçtik.
> Tüm bu gelişmeler, Hatay tablosunu daha net görmemizi sağladı. 15 yıllık Lütfü Savaş hanedanlığı artık partiler üstüydü ve birbirine rakip gibi görünen partilerin temsilcileri, yerel oligarşik yapıda iç içe geçmiş, aynı yolsuzluk ve suçların tarafları olmuştu. Çürüme, yolsuzluk, ahlaksızlık, çek senet mafyası, kara para aklama, uluslararası casusluk… Hatay’da kol geziyor, Hatay halkı ise sayısız acı ve mağduriyet içinde inim inim inliyordu. Peki, bunları CHP bilmiyor muydu? Bilmediklerine inanmak zor.
> Bugüne kadar yazdığım her yazıya dair belgelerle kanıtları yayınlarken ve hepsini CHP’ye de ulaştırırken ben, CHP neden sustu? Tek başına bu “Suçlu bizdense görmezden geliriz.” tutumu dahi CHP’yi şaibenin ortasına oturtmaya yeterlidir.
> CHP içindeki kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre; Lütfü Savaş, sürecin en başından bu yana Ekrem İmamoğlu ve CHP genel merkezinin üzerinde uzlaştığı bir adaydı. 6 Şubat anmaları sırasında Hataylıların tepkisinin ülke kamuoyuna yansıması üzerine Ekrem İmamoğlu, Lütfü Savaş’ın karıştığı suçların İstanbul’daki seçmenin tavrını da etkileyeceğini öngördü ve o günden itibaren Savaş’la arasına mesafe koydu. Özgür Özel ise neredeyse kendini Lütfü Savaş’a siper etti. Nihayetinde seçim sonuçları ihalesi, genel başkan olarak ona kalacaktı. Hal böyleyken ‘Gökhan Zan’ın seçimlere girmemesi kimin işine yarıyor?’ sorusunun cevabı açıktı aslında.
> Dünkü yazımda bahsettiğim gibi; Özgür Özel’in düzenli aralıklara TİP’e yönelik “Biz sizi Gebze’de destekliyoruz ama siz bize Hatay’da kaybettireceksiniz.” açıklamaları yapması ve Hatay’a dair son anket sonuçlarının yayınlanmasının hemen ardından malum ses kaydının basına servis edilmesi, CHP cephesine dair şüpheleri artırdı.
> Soruşturma dosyasında Turgay Kocakaya’nın finansörü olarak adı geçen Mehmet Güzel, bizzat Lütfü Savaş’ın danışmanıydı. Gökhan Zan’ın, 17 Mart 2024 tarihinde yaptığı suç duyurusunun eklerinde bulunan bir Whatsapp yazışması da bunu doğruluyor. Soruşturmaya konu bir belge olduğu için yazışmayı yayınlayamıyorum lakin okura kimin kimle iş yaptığını az da olsa anlamaları açısından kısa bir bilgi vermek isterim.
> Turgay Kocakaya ve Mehmet Güzel arasında geçen ilgili whatsapp yazışması oldukça uzun. Bu uzun yazışmada, Turgay Kocakaya Mehmet Güzel’e Gökhan Zan’la ilgili, moraline ve ne yaptığına dair ayrıntılı rapor veriyor. Ve en önemlisi yazışmanın bir yerinde “Zaten benim elimde sadece 8 saniyelik bir kayıt var, onda da Zan benden sponsor bulmamı istiyor ve ‘Araç giydirme yapalım, seçim kampanyası yapalım.’ gibi şeyler söylüyor.” diyor. Peki, soruyoruz; bizzat ses kaydı yayıcısı, hakaret, iftira ve kişisel verileri paylaşma şüphelisi Turgay Kocakaya, “Sadece 8 saniyelik” normal bir konuşma kaydının varlığından bahsediyorsa, şimdi bize servis edilen, kanal kanal dolaştırılarak dinletilen kayıtlar neyin nesi ve nasıl oluşturuldular?
> İşte tam burada ön kabullü, peşin hükümlü davranmamanın ve hakikatin peşinde koşmanın önemi tekrar ortaya çıkıyor. İddianame çıktığında hepiniz bu yazışmaları göreceksiniz. Ben sadece bir satırını paylaştım ve sorumun tek yanıtı var: Bu ses kaydının gerçekliği, sadece adli merciler tarafından belirlenebilir zira yayanın da, onu finanse ettiğine dair soruşturma altında bulunan Mehmet Güzel’in de gayet şüpheli yazışma kayıtları mevcut. Gerçeği soruşturmanın sonucunda öğreneceğiz.
> Gökhan Zan, 19 Mart 2024 tarihinde katıldığı Enver Aysever’in Youtube yayınında; “Hatay’daki kanaat önderlerinin ricasıyla randevu talebinde bulundum ve CHP genel başkan yardımcısı Ali Mahir Başarır’ın Çankaya’daki evinde, yanımızda Hatay CHP milletvekili Servet Mullaoğlu da varken, görüştük. Başarır bana; ‘Lütfü Savaş’ın boşluğunu bir tek sen doldurabilirsin. Lütfü Savaş, Hatay’da aday olsun, sen de Defne veya Arsuz’da aday ol, onu tamamla.’ dedi. Bense Defne veya Arsuz için bana teklifte bulunmanız büyük gurur lakin ben Lütfü Savaş’la asla yol yürümem. Eğer Hatay için temiz ve dürüst bir aday seçerseniz, ben de Defne veya Arsuz teklifinizi elbette kabul ederim, cevabını verdim.” açıklamasını yaptı.
> 20 Mart 2024’te ise Özgür Özel, CHP genel başkanına yakışmayacak bir üslupla ve neredeyse Hatay gerçeklerini yok sayarak; “Hatay halkı aslında Lütfü Savaş’ı seviyor, algıyı provokatör Gökhan Zan yarattı, tüm kötülüklerin ebesi Gökhan Zan.” minvalinde açıklamalarda bulundu. Zan’ı henüz netleşmeyen bir iddiayla yargısız infaz ederek, ses kayıtları onunmuş gibi hedef gösterdi. En önemlisi de ”Gökhan Zan, bizden Defne ve Arsuz’u istedi, ‘Lütfü Savaş’la yol yürürüm.’ dedi, biz kabul etmedik. TİP’i de Zan’ın adaylığı konusunda uyardık.” açıklamasını yaptı. Tabii “gözündeki ışığı gördüm” şeklinde Nebativari manasız beyanları da vardı. Garip olan, Özel’e göre Hatay’ın tek sorunu, Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtları ve Zan’ın provokasyonlarıydı. Lütfü Savaş’ın 15 yıllık oligarşik hanedanlığının belgeli, kanıtlı yolsuzlukları, soruşturmaları, suçları, söz konusu bile değildi. Enteresan.
> Şimdi önümüzde; bir Özgür Özel’in İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamalar, bir de Gökhan Zan’ın anlattıkları var. Bu düğümün odak noktası ise Servet Mullaoğlu. Buradan kamuoyu adına Servet Mullaoğlu’na sesleniyorum: Ali Mahir Başarır’ın evinde gerçekleşen görüşmenin içeriğini kamuoyuna seçimden önce açıklamak, artık sizin Hatay halkına karşı sorumluluğunuz, gerçekleri ortaya çıkarma görevinizdir. Bu düğümü çözmenizi, o görüşmede nelerin konuşulduğunu, kamuoyuna açıklamanızı talep ediyorum.
> CHP ve TİP arasında geçtiği iddia edilen “Biz size Gebze ve Samandağ’ı verelim, siz de Gökhan Zan’ı geri çekin.” pazarlığına dair iddialar ve şaibeler de sıkça konuşulurken, kendi adıma sosyalist kökenleriyle Erkan Baş’ın asla bu tür kirli işlere, kendine teklif edilse dahi, gireceğine ihtimal vermememe rağmen CHP ve TİP yetkililerinin, iddialara dair açıklama yapması gerekiyor.
> CHP ve Lütfü Savaş konusunu kapatmadan ekleyelim: Hatay büyükşehir belediye başkanı ve adayı Lütfü Savaş ile Hatay büyükşehir belediyesi yetkilileri hakkında, benim yayınladıklarımdan çok daha önemli iddialar bulunduğu, ulaştığım bilgiler arasında. Muhtemelen Nisan ayı, Hatay için gerçeklerin ortaya çıktığı bir tarih olacak.
AK Parti cephesinde neler oldu?
> Ses kaydı kumpası öncesi yayınlanan son seçim anketlerine göre AK Parti adayı Mehmet Öntürk, Hatay’da ilk sıradaydı. Gökhan Zan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydı basına servis edildikten sonra, en sert açıklamalar ise AK Parti cephesinden geldi.
> Olayın bir kumpas olduğunu, ardında Lütfü Savaş’ın bulunduğunu, Hatay’daki seçimlerin manipüle edilmeye ve Hatay siyasetinin kirletilmeye çalışıldığını açıkladılar. Ses kaydında adı geçen Ak Parti Hatay milletvekili Adem Yeşildal ise 19 Mart 2024 tarihinde; “Bugün itibarıyla Hatay siyasetini kirletmek isteyenlere karşı Hatay cumhuriyet başsavcılığına suç durusunda bulunulmuştur. Failler, azmettiricileri ve bu iftiraları yayanlar, yargı önünde hesap vereceklerdir.” açıklamasında bulundu.
> Hatay AK Parti yetkilileri, kumpasın sadece Gökhan Zan’a değil, özünde kendilerine kurulduğunu düşünüyor ve bu işin peşini bırakmayacak kararlılıkta görünüyorlardı.
> Ayrıca Turgay Kocakaya adlı şahsın evi, 20 Mart 2024 günü emniyet görevlilerince arandı ve hakkında adli işlem başlatıldı.
Gazeteciler cephesi
> Ses kaydının montaj olup olmadığının araştırılmasını beklemeden, cümle aralarına yarım ağızla “iddia” kelimelerini de yerleştirerek, kayıt gerçekmiş gibi yayın yapan gazetecileri de gördük bu süreçte. Dünkü yazımda bu tuhaf operasyonel tutumdan bahsetmiştim. Lakin bir mevzu daha var ki; kumpas olduğu şüphesi kuvvetli bu olaya, küçük de olsa bir ışık tutabilir.
> 0 Mart 2024’te gazeteci Erk Acarer’in sosyal medyada üç ileti yayınlamasıyla; üç gün önce yani 7 Mart 2024’te Oya Lale Ozan Aslan ve ona Lütfü Savaş tarafından bir ses kaydı iletildiğini, bu kaydı yaymaları için para teklif edildiğini, onlarınsa bu ahlaksız teklifi şiddetle reddettiklerini, öğrendik. Acarer’in iletilerine göre; 7 Mart’ta teklifi reddedip tepki gösterdikten sonra, konuyu kapanmış kabul etmişlerdi.
> 10 Mart’ta ise Lütfü Savaş takımı tarafından Hatay’da bir dedikodu yayıldı. O dedikodu şöyleydi: “Erk Acarer’e Gökhan Zan’ın ses kaydını ilettik. Acarer bize ‘İnceliyorum, inceledikten sonra yayınlayacağım.’ dedi.” Lütfü Savaş cephesi bu dedikoduyla Gökhan Zan’a da ulaşmış ve Acarer’in yapacağını iddia ettikleri bu yayın öncesi, ona adaylıktan çekilmesi için baskı yapmışlardı.
> Acarer, iletilerinde etik olarak Oya Lale Ozan Aslan’ın adını geçirmese ve aracıların kimliğini ifşa etmese de bu bilgiler kısa zamanda dolaşıma girdi. Oya Lale Ozan Aslan, kendi Youtube yayınında “Bu haber ilk bize geldi, reddettik “ açıklamasını yaptı.
> Kendi adıma, üç gün boyunca sosyal medyadan Oya Lale Ozan Aslan’a çağrıda bulunmuş ve aracıların isimlerini ifşa etmesini talep etmiş, benden bilgi isteyen gazeteci arkadaşlarımla ise kaynaklarımdan gelen tüm bilgileri açıkça paylaşmıştım. İki gazetecinin yapacağı ifşa, hem basın etiği ve paralı dosyaların gazetecilere teklif edilebilmesinin önünü kesmek acısından hem de ses kaydı muammasını çözebilmek için önemli bir adım olacaktı.
> 20 Mart 2024’te Erk Acarer’le yaptıkları ortak yayında Oya Lale Ozan Aslan; “Aracılar; ses kaydını yaymamız karşılığında bize para verileceğini, biz bu parayı almasak dahi en tepenin ödeme yapacağını ve bu parayı aracıların alacağını, bu teklifi Erk Acarer’e de iletmemi söylediler.” şeklinde konuya dair ayrıntılar verdi. Lakin yine bu aracılar kim, hangi belediye, hangi parti veya hangi isimler konusunda bir bilgi sunulmadı.
> Gazeteci Cengiz Erdinç ise ilgili yayından sonra X’te Acarer ve Aslan’a yönelik şu iletiyi paylaştı: “Arkadaşlar, ikiniz de değerli gazetecilersiniz. Olay bu noktaya gelmişken, size bu ‘ahlaksız teklifi’ yapan isimleri, aracıları ‘en tepedeki kimse’ onu, günüyle, saatiyle açıklamanız gerekir. Gazeteci olarak bu yükümlülüğünüz…”
> Şimdi gözler tekrar Acarer ve Aslan’dan gelecek açıklamaya çevrildi. Ben de bu iki dürüst ve başarılı gazeteciden, para peşindeki ahlaksız teklif aracılarının isimlerini ve partilerini açıklamalarını bekliyorum.
Evet, ancak iki yazıda “özetleyebildiğim” gelişmeleri toparlarsak; tüm bu tablodan çıkardığım kadarıyla önümüzdeki aylarda Hatay’a dair hiçbir bilgi sır olarak kalmayacak ve gerçekler tek tek açığa çıkacak. Kirli oyunlar, tezgâhlar, yolsuzluklar, kara para ve uyuşturucu ile kirletilen Hatay, yepyeni bir başlangıç yaparken, suçlular elbette yargılanacak.
İçinde bulunulan belirsizliğe; 31 Mart seçimleriyle Hatay halkı ve suçları, suçluları araştıran adli merciler son verecek. Takipçisiyiz.
Not:Dünkü yazıma dair Gökhan Zan bir düzeltme iletti. Zan, Ahmet Şık’ın montaj ses kaydını 16 Mart Cumartesi günü kendine dinlettikten sonra, savcılığa gitmek için istediğinde ona vermediğini, 17 Mart Pazar günü kaydı, Ahmet Şık’tan değil farklı kaynaklardan temin ederek savcılığa gidip suç duyurusunda bulunduğunu, söyledi.
Etiketler: chp, hatay, Lütfü Savaş
0 notes