Tumgik
#kitap mutluluktur net
dayanyalnizligim · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Fuar hasılatını fuarda bitirmek😂 Aklım hala alamadıklarımda.📚
34 notes · View notes
geceuc · 4 years
Text
Loving The Depression
İnsanların beni anlamasını beklememeliyim artık sanırım beni en çok sinirlendiren şeylerden biri insanların beni anlamasını beklemem, anlayamayınca da sinirlenmem. Hiçbir insan benim beynime, düşüncelerime sahip değil ve benim yaşadığım şeyleri yaşamıyorlar ben de onların yaşadığı şeyleri yaşamıyorum. Bazen depresyonda olma durumundan keyif alıyorum sanırım. Üç farklı neden bulabildim kendime; hayatın kolaya kaçma yolu, duygularını yoğun yaşadığım için duyguyu hissedebilmeyi sevmem (acı çekmekten zevk almak), farklı olma.
Yapmadığım veya yapamadığım her şey için nedenini depresyona bağlıyorum böylece sürekli olarak kendime mantıklı bahaneler üretebiliyorum. Sanırım bu noktada. Dünya düzeni senin mutlu olmanı istiyor, mutsuz olup depresyona girersem üretime, topluma, düzene bir katkım olmayacak. Hayal kurarsam ve bunun için uğraşırsam hayallerimi gerçekleştirmek için çalışırsam yani mutlu olmaya çalışırsam aktif olurum üretime, topluma katılırım, düzen bozmam. Neden hayallerimizi gerçekleştiriyoruz, bence mutlu olmak için çünkü kim hayali gerçekleştiğinde mutlu olmaz ki. Depresyon durumu hayal kurmanızı mutlu olmanızı engelliyor. Common sense sizin depresyonda olmanızı istemiyor olabildiğince çabuk bu durumdan çıkmanız için medikal ilaçlara bire maruz kalıyorsunuz. Hitler’in sağ kolu ve o öldükten sonra başa geçen isim J. Goebbels “Bireyin algısı kendi haline bırakılamaz” demiş, belki de gelmiş geçmiş en faşist yönetiminin oluşturduğu sistem belki de hiç olmadığı kadar kendi halinde değil. Farkında olmadan algımız her gün yönlendiriliyor ve bununla baş başa kaldığınızda durum sarpa sarıyor belki de aydınlanma yaşıyorsunuz mutsuz oluyorsunuz. Oysa ki mutsuzluk durumu mutluluk kadar hayatımızın içinde olan bir duygu. Belki de mutsuzluk olmasaydı kayda değer resim, kitap, film, tiyatro oyunu şu an olmayacaktı. Mutsuzluk durumunun çıktıları oldukça ilginç ve güzel. Bunu inkar etmeyi bıraktım sanırım evet mutsuzum, bu hep böyle olmak zorunda değil mutsuz olduğumu kabulleniyorum ve belki bana da çok fazla şey kattı. Mutsuz olmak, dipte olmak bazı şeyleri daha net görebilmenizi ve karar almanızı inanılmaz kolaylaştırıyor çünkü artık kaybedecek çok da bir şeyiniz kalmamıştır gibi gelir. Çok daha net kararlar alabildim pişman oldum beki ama sonuç olarak artık insanları da siklemiyordum. İnsan çok değişik ve kompleks bir yapı bir kalıba oturtmak inanılmaz zor belki de mutlu ve mutsuz kavramları bile çok yetersiz ve ilkel kalıyor. Kelimeler hissettiğimiz duygular karşısında geride kalıyor çok fazla duyguyu karıştırıp yeni şeyler hissedebiliyoruz. Ben şu an ne yaşıyorum bilmiyorum ama Post-Depression Adoption? Belki de yeni normalim bu. Cahillik mutluluktur lafını eskiden negatif bir şey olarak algılardım cahilleri aşağılamak gibi. Aslında çok daha derin anlamlıymış cahillik gerçekten mutlulukmuş ve güzel bir mutluluk. Sanırım çok düşünmememizin istenmesinin sebebi de bu bizi mutsuzluğa ve hayattan kopma noktasına götürüyor. “Bir kez uyandığında sonsuza kadar uyanık kalacaksın” demiş Nietzsche. 
Bir de bende depresyonda olduğum için farklı hissetme durumu vardı. Kimse benim yaşadıklarımı anlayamaz, zor şeylerden geçiyorum gibi. Başlarda aslında baya korkunçtu panik atak sıralarında gerçekten delirdiğimi ve ölmem gerektiğini düşündüğüm çokça oldu. Hala bazen yaşamamın anlamsız olduğunu düşünüyorum, hatta düşünüyorum değil öyle. Yaşadığım hayatın hiçbir anlamı yok zaten öleceğiz yarın da olabilir 50 yıl sonra da olabilir. Sonuç olarak hiçbir maddi manevi birikimi yanında götüremeyeceğin için yaptıklarının bir yerde çok da anlamı yok. Neyse bu başka bir yazının konusu. Sonuç olarak depresyonda olmak farklı hissetmek kimsenin seni anlayamayacağını bilmek bir yerde hoşunuza gidiyor. Psikolojim bundan önce acayip monoton bir haldeydi uzun bir ilişkim vardı sevgimi düşüncelerimi tek bir şey için harcıyordum. Sanırım uzun ilişkiler, evlilikler toplum ve devlet tarafından bu yüzden isteniyor düzgün bir psikoloji, evinde karısı, kocası, çocuklarıyla mutlu. Fazla düşünme işe git işten gel krediye gir hayallerini gerçekleştir. Ev al, araba al mutlu ol. Dünya yaşamının simülasyon olması bu durumlarda iyice mantıklı geliyor. Sistemin dışına çıkarsan birey arıza veriyor bir şekilde bozuluyorsun veya yaşamdan dışlanıyorsun. Koloninden süründen çıkıyorsun. Hala böyle topluluklar sürüler halinde yaşıyoruz hayvansal içgüdülerimizle ve hücrelerimizle kalıtsal kodlarımızla. Çok ilkel. O yüzden kodlanmış gibi geliyor bilmiyorum ihtimal işte hiçbir zaman kanıtlayamam yaşamın gerçek olduğunu veya olmadığını. Aslında gerçeklik nedir bir de o var. O başka bir hayatın konusu sanırım. Sayın modem duyuyor musun? Neyse barıştım kendisiyle masamda yanımda duruyor şu an. O da üzmüyor artık beni canım modemim. Bu paragraf baya dağıldı yani diyorum ki aslında hepimiz kendimizi farklı görüyoruz bence. Bir yerde bunu düşünmek istiyoruz. Belki de depresyon benim farklı hissetmem için bir bahane ve hoşuma gidiyor çünkü somut bir şey. İşin özünde ikinci paragraftan alıntı yaparsak mutluluk ve mutsuzluk kavramlarına indirgemeye çalışırsam hep mutsuz olucam gibi çünkü mutluluk gözümde sanki her şeyin yüzde yüz olması gerekiyormuş gibi the mutlak mükemmeliyet gibi. Bu paragrafta analatçaklarım bu kadar bir üstteki paragrafa dönersek. Bugün yeni bir şey düşündüm. Son zamanlarda hafızamda kayıplar yaşadığımı hissediyorum bazı önemli anlarımı hatırlamakta zorlanıyorum. İşle ilgili her şeyi hatırlıyorum veya izlediğim bir şey ile ilgili ama kendi anılarımı bazen anımsamakta zorlanıyorum. Bana göre beynim uzun bir cool downda gibi. Bilgisayar işlemcileri çok ısınınca soğutulmaları gerekir yoksa yanarlar beyin de öyle geliyor. Ne kadar çok saniye başına işlem yapıyorsa, aklınızdan ne kadar çok şey geçiyorsa veya düşünüyorsanız stres seviyeniz bu oranda yükseliyor. Vücut strese giriyor ve affedersiniz yarrağı yiyorsunuz. Panik atak sebebi de bu beyninizin aşırı düşünceye ve işleme kalması sonucu yanlış hormon salgılatıp size dünyanın kaç bucak olduğunu gösteriyor. Beyin Bey bu problemlerin hepsinden geçti ve şu an deep cleaning modunda. Bir rahat bırak be kardeşim der gibi. Siktir lan çalışçaksın. Öyle mi al bu hormonu götüne girsin o zaman. Sonuç kötü kaybeden sizsiniz. Beynim benden habersiz bir şeyler yapıyor. Sanki bazen bir alt kişilikteyim ve içimde çalışan başka biri başka bir şey var. Onunla tartışmaya ve münakaşaya giriyoruz. Bazen salıyor beni adam var adam gibi. Ya geçen gün sandalye aldım montajsız geldi, montajını benim yapmam gerekiyordu, sanırım son zamanlarda kendime yaptığım en iyi terapiydi. Sandalyeyi montajlamaya başladım ve gittikçe olayın içinde daldım vidaları sık ,tekerlekleri tak bastır, of çok yoruldum. Emek ve alın teri bu. Tek isteğim ve hayalim o sandalyeyi bitirip üstüne oturmaktı. 40 dk boyunca hayatın anlamı bu olmuştu benim için. Tek hayalim tek amacım buydu, sandalyeye nasıl oturduğumu ve nasıl rahatladığımın hayalini kuruyordum. Adım adım hayallerime ulaşıyordum, her şey sırayla yavaş yavaş oluşuyordu. Bitti evet başardım artık oturabilirim. Oturdum, çok rahatsızdı hiç alışamadım. Hayal kırıklığına uğradım o kadar uğraştığım hayalini kurduğum şey bu olmamalıydı, sonuç beni çok rahatlatmalıydı. O an hayattan ne kadar koptuğumu fark ettim, bir an döndüm. Bu bir sandalyeydi ve benim sandalyemdi. Ondan beklenen bütün işlevleri sergiliyordu ama ben fazlasını istemiştim. İnsan açgözlülüğü ve hayallerin mükemmelleştirilmesi. Ya amk bir sandalye. Siktimin sandalyesi bile bana ders veriyor :D Hissettiklerinizi kelimelere sığdırmayın çünkü bazen yetmiyor, sanırım sanat bunun için var. Sanat için sanat ulan!!!  Ben de kime anlatıyorum acaba, eğer bu yazıyı okuyorsanız bu yazı artık amacından çıkmıştır. Terminator’deki Skynet, Matrix’teki Ajan Smith (Sen de amma Matrix alıntısı yapıyorsun-- Napayım seviyorum) olup amaçlarından sapmıştır. Eğer bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen beyninizde bir şey canlanmadı. Eğer bu yazıyı okuyorsanız umarım ölmemişimdir. Ohhhooo uzattıkça uzatayım benim yazım değil mi. Belki de değil. Başka yazılarda, başka hayatlarda, başka hayallerde görüşmek üzere. Muhtemelen bir süre yokum.
0 notes
dayanyalnizligim · 3 years
Text
Akşam eve gelince bir koli kitap beni karşıladı şu an aşırı mutluyum📚😂
33 notes · View notes