#kalsa
Explore tagged Tumblr posts
conformi · 11 months ago
Text
Tumblr media
Carlo Scarpa, exhibition design of the Sicily's Regional Gallery, Palazzo Abatellis, Palermo, Italy, 1953-1954 ph. Jacopo Famularo VS Leonardo Da Vinci, The proportions of the human body according to Vitruvius, 1490
69 notes · View notes
aitan · 8 months ago
Text
Tumblr media
Renato Guttuso (Bagheria, 26 dicembre 1911 – Roma, 18 gennaio 1987), Terrazzino e tetti alla Kalsa, 1976
Kalsa è un rione storico di Palermo di origine araba.
33 notes · View notes
francescocampanella · 2 years ago
Photo
Tumblr media
#Murales alla #kalsa A questo livello l' #arte è #amore . (presso Palermo, Italy) https://www.instagram.com/p/CoiGoezKF99/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
yakamozarda · 10 months ago
Text
Nefret ettigim sikko sinif arkadasim benden once is bulmus. Avrupa vatandasi oldugu icin degilse serefsizim hayatimda tanidigim en mal insan kendisi. Neyse hayati sikem sinirim bozuldu
2 notes · View notes
mel-inoe · 11 months ago
Text
2 notes · View notes
uslowdowntime · 1 year ago
Text
Tumblr media
4 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Gerçekten çok sıkıldım ya
4 notes · View notes
nazen-de · 6 months ago
Text
Hiç romantik olamayacğım, bir sürü böcek vardır orada şimdi 🤦🏽‍♀️
Tumblr media
28K notes · View notes
propertiesbangaloreindia · 1 year ago
Text
0 notes
yakazakalb · 1 year ago
Note
yeni profil resminiz hayırlı olsun. Hoş olmuş.
Aaa fark eden ve üstelik fark ettiğini fark ettiren bir anonim. Teşekkür ederim çok sağolun. Ama Bence de hoş durdu ben de beğendim (=
0 notes
harepare · 1 year ago
Text
pazar gunu cabuk gelebilir mi lutfen yalvariririmmm
0 notes
harmonyuk · 2 years ago
Text
Tumblr media
0 notes
photographss-world · 4 months ago
Text
Tumblr media
Ne garip şey şu mutluluk,
Gitti mi gider.
Çağırsan gelmez,
Gelse de kalmaz.
Kalsa da yetmez..
Sunay Akın...
304 notes · View notes
enkazdansblog · 3 months ago
Text
Artık bir an olsun dinlenmek, hiçbir şey hissetmeden, hiçbir şey düşünmeden kaybolmak istiyorum. Zihnimdeki bu kanamalar dursa, tüm sesler sussa, sadece derin bir sessizlik kalsa… Tek istediğim, o karanlıkta huzurlu bir boşlukta kaybolmak.
184 notes · View notes
manoliya · 4 months ago
Text
Ellerim ellerinde terlesin..izi kalsa da bir sen bilirsin..:
Tumblr media
Mutlu pazarlar:
233 notes · View notes
nesrin-c · 4 months ago
Text
Akşama yemeğim hazır. Pilav ve kurufasulye. Baran da, Umut da çok sever.
Haklısınız.
Kim onlar değil mi?
Baran eşim, Umut oğlum.
Umut sekiz yaşında. Canımın içi, kara gözlü, kıvırcık saçlı, susmak bilmeyen, yerinde duramayan bir çocuk. Hayatımın anlamı...
Geç evlendim ben.
Bizim buralarda alışık bir durum olmasa da, evlenmeden, çoluğa çocuğa karışmadan önce okulumu bitirmek istedim. Hep derim, kız çocukları okumalı, iyi yerlere gelmeli, erkeğin eline bakıp, şiddeti, eziyeti, yokluğu, kader deyip sineye çekmemeli.
Ailem itiraz etse de, inadımı kıramadılar. Laf aramızda, zaten oldum olası, burnumun dikine bir kızdım. Beni Kur'an kursuna yollarlardı, ben sokak aralarında kuşlarla beraber şarkılar söyler, boyumdan büyük hayaller kurardım. Akranlarım, eğlencelerde, doğum günlerinde, düğünlerde, konuşmaya bile çekinirken, ben en güzel elbiselerimi giyer, ter içinde kalana kadar güler, eğlenir, dans ederdim. Arada bir annem beni çekiştirip "Ah be kızım, bir parça hanım hanımcık ol!" dese de, olamazdım. Hanım hanımcık olanların düşleri yoktu, bilirdim.
Ellerime bakıyorum.
Bir zamanlar kınalar yaktığım ufacık ellerim yok artık.
Zaman bir nefeste geçiyor ve sanırım insanın önce elleri yaşlanıyor.
Sanki, bir zamanlar, şu sokaklarda koşuşturan, yaramazlık yapan, "Anne n'olur beş dakika daha oynanayım." diye ısrar eden çocuk ben değilmişim gibi.
Nerede şimdi, kırık aynasını eline alıp, saçlarını tarayan ve bir sürü pembe tokalar takan küçük kız?
Garip...
Dışarıda inceden bir Eylül yağmur var. Kasvetli havaya rağmen çocukların kahkahaları duyuluyor.
Aralarından Umut'un sesini ayırabiliyorum. En çok da onun sesi geliyor. Eşek herif!
Yine birazdan üstü başı toz toprak içinde gelecek eve, biliyorum. Nefes nefese ayakkabılarını bir kenara atıp, gözlerimin içine bakacak ve "Anne ben acıktım." diyecek. Sonra ben yine dayanamayıp, onu kollarımın arasına alıp, o kirli yanaklarını, gözlerini, saçlarını öpeceğim, boynunu koklayacağım.
Ah oğlum benim!
Ah Umut'um!
Sen niye hep dağ çiçekleri gibi kokuyorsun, her defasında başımı döndürüyorsun.
Anne olduğumdan beri daha kaygılı biri oldum çıktım. Sizde de öyle mi? Hani, Umut eve biraz geç kalsa ya da ne bileyim, camdan bakıp, yakınlarda göremesem, kalbim yaralı bir kuş gibi kanat çırpmaya başlar. "Ya başına bir şey geldiyse..."
Eşim Baran bu halime üzülür, "Yapma canım, kötüyü çağırma." der ama anneyim işte, ne yapayım.
Baran güzel bir adam. Okulun son yıllarında tanıdım onu. Önce arkadaş olduk. Baktık ki, çok iyi anlaşıyoruz, "hadi öyleyse evlenelim." dedik. Baran bana, kucak dolusu papatya ve Ahmet Arif şiiriyle evlenme teklif etti. Papatya, Ahmet Arif, Şiir, Baran, aşk...Kabul edilmez mi hiç!
Tıpkı hayalimdeki gibi bir evde oturuyorum.
Küçücük, mütevazi, duvarları mavi boyalı, bir köşesi kitaplarla dolu ve güllü dallı perdeleri olan bir ev. İnanın, sevgisiz insan sarayda da otursa, mutsuz olur. Çocukluk arkadaşımlarımdan biliyorum. Yarası çok olana, para merhem olmuyor.
Çok gevezelik ettim değil mi?
Ama ne yapayım, oldum olası konuşmayı seviyorum. Kimseyi bulamazsam, kendimle konuşuyorum. Gülmeyin ya! İnsanın kendi kendine konuşması kadar güzel bir şey yok dünyada. Deneyin, bana hak vereceksiniz.
Ha, bir de çok güzel türkü söylerim ben. Arkadaşlar falan bir araya geldiğimizde, ısrar ederler, "Hadi, bir tane söylemeden olmaz." derler.
Dost kırılır mı hiç!
Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzelin derdi serimde tüter
Bu ayrılık bana (bize) ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni
Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize zulüm getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni
Pir Sultan Abdalım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin’ yedim helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni...
Bu türküyü her söylediğimde, gözümden iki damla yaş gelir. Neden bilmem ama sadece iki damla yaş! Sanki bu türküde benden bir şeyler var. Sanki, beni incitmişler, canımı yakmışlar, kalbimi kırmışlar da, ben kimselere söyleyeyemişim gibi...
Duvardaki takvime gözüm takıldı şimdi.
8 Eylül 2051
Off! Ben ne vakit otuz beş yaşında koca bir kadın oldum!
Olsun, her yaşın kendine göre bir güzelliği var. İnşallah çocuklarımız da, otuzları, kırkları, elli, altmış, seksen hatta yüz yaşları görür.
Hah, kapı çaldı, nihayet benim eşek geldi.
Hadi bana müsade. Gideyim de yine bıktırana kadar onu öpüp koklayayım.......diye, bütün bunları yazmak isterdim ama yazamam. Çünkü ben sekiz yaşındayken öldürüldüm.
Ben Narin Güran.
Cesedi on dokuz gün sonra derede bulunan o elleri kınalı kız.
Büyüyemedim ben. Baran ile evlenemedim ve Umut'um hiç olmadı.
t a m e r d u r s u n
#tamerdursun #naringüran #hepimizincesedinideredebuldular
Tumblr media
163 notes · View notes