#kalite mühendisliği uzmanlığı
Explore tagged Tumblr posts
medyatikler · 3 months ago
Text
0 notes
kredivepara-blog · 5 years ago
Text
Geleceğin Meslekleri Ne Olacak? En Çok Kazandıracak Meslekler
Günümüzde meslek sahibi olmak geçmişle kıyaslandığında hem kolay hem de oldukça zordur. İşin kolaylığı, bireyler için meslek seçim kanallarının geliştirilmesi şeklinde açıklanmaktadır. Zorluk ise mesleklere erişim için ciddi çaba sarf edilmesi ile alakalıdır. Üstelik kişiler ilerleme kaydedebilmek için içinde bulunan zamana göre değil geleceğin meslekleri kriterine göre seçimlerini gerçekleştirmek zorundadır. Çünkü iş bulma alanları hem teknolojik gelişmelere hem de dünyanın içinde bulunduğu sorunlara göre değişim göstermektedir. Sizler için başlıklar şeklinde açıklanacak olan geleceğin mesleklerinde de görüleceği üzere ihtiyaç ve gereksinime göre hareket edilmiştir. İlgili Yazılarımız; Girişimciler İçin Trend İş Fikirleri Banka Sınavları Ne Zaman Yapılıyor? KOSGEB Genç Girişimci Destek KOSGEB Destek Alınabilecek Faaliyet Alanları KOSGEB Belgesi Nasıl Alınır? Hava Kontrol Mühendisi Geleceğin Mesleği; Hava Kontrol Mühendisi Geleceğin meslekleri ne olacak konusunda hava kontrol mühendisliği ilk akla gelenlerden biridir. Öncelikle bu işin popüler hale gelmesinde insanların ulaşım ihtiyaçlarının değişim göstermesi etkin şekilde rol oymamaktadır. Artık karasal ulaşım yerine hava yolları daha çok tercih edilmektedir. Üstelik geleceğin meslekleri arasında yer alan hava kontrol mühendisliği sadece sivil yerlerde iş bulma garantisi de vermektedir. Bilindiği üzere hava yolları askeri işlemler üzerinden de kullanılmaktadır. Bu neden yüzünden iş sahiplerinin gerekli eğitimleri almalarından sonra geleceğin meslekleri 2020 kapsamındaki alanlarda para kazanmaları mümkündür. Bu iş iletişime dayalı olduğu için ilgili bölümlerden mezun olan adayların iletişim kabiliyetlerinin bir hayli kuvvetli olması da beklenmektedir. Genetik Mühendisi
Tumblr media
Geleceğin Mesleği; Genetik Mühendisi Uzun zamandan bu yana geleceğin meslekleri arasında gösterilen genetik mühendisi alanında çarpıcı bilgiler bulunmaktadır. Öncelikle insanların ve diğer canlıların yaşamlarının sırrı organizmalarında gizlenmektedir. Yaşadığımız çağın ilerlemesine karşın halen yeni hastalıkların ortaya çıkması bu mesleğin önem derecesini de artırmaktadır. Üstelik genetik mühendisliğinin geleceğin meslekleri 2020 arasında gösterilmesinin nedenlerinden bir diğeri de uluslararası alanda çalışma fırsatlarının bulunmasıdır. Bu alanda bölümlerden mezun olanlar özellikle yabancı ülkelerde kendilerini kanıtlayarak pek çok bilimsel başarıya imzalarını atabilmektedir. Kentsel Tarım Uzmanı Geleceğin meslekleri daha önce de bahsedildiği üzere insanların sorunlarını çözebilecek olanlar arasından seçilmektedir. Bu neden yüzünden kentsel tarım uzmanı gibi herkes tarafından bilinmeyen meslekler de bu listedeki yerini almış durumdadır. Kentsel tarım uzmanlığının listeye dâhil edilmesinde dünyadaki iklim değişikliği ve aç insanların sayısının çok fazla olması önemli bir etkendir. Özellikle Afrika ülkelerinde var olan açlık kentsel tarım uzmanlarının önerilerince tarım yapılarak giderilmeyi vaat etmektedir. Geleceğin meslekleri 2020’nin önemli adaylarından olan kentsel tarım uzmanları modern tarımcılık faaliyetleri sayesinde kentlerde sanayileşme kadar tarımın da uygulanabileceğini göstermektedir. Üstelik bu sayede ülkemizde tarım ürünlerinin ya da tohumların ithal edilmesi sıkıntısı da giderilecektir. Geleceğin meslekleri ne olacak konusundaki meraklar dijital içeriklerle giderilmeye devam edecektir. Dijital İçerik Uzmanı Türkiye’de geleceğin mesleklerinden biri olarak dijital içerik uzmanlığının gösterilmesi mümkündür. Bilindiği üzere geleceğin meslekleri genellikle dijital sektör üzerine kurulmaktadır. Çünkü insanlar artık alışverişten pazarlama ya da tanırıma kadar her işlerini internetten de dijital sektörlerden temin etmektedir. Bu neden yüzünden bireyler dijital içerik uzmanı olarak iş garantili mesleklerden birini daha seçmiş kabul edilebilmektedir. Üstelik geleceğin meslekleri 2020 listesinin önemli adaylarından biri olan dijital içerik uzmanları alanlarında kendilerini geliştirerek alternatif çalışma koşulları da yaratabilmektedir. Bu da uzmanların kazandıkları para birimlerini artıracaktır. Dijital içerik uzmanlığı kapsamında site ya da grafik tasarımı yapılması gibi alt işlemler de bulunmaktadır. Genele bakıldığında alt basamaklarda olmasına karşın bu meslekler de ciddi paralar kazandırmaktadır. Güneş Enerjisi Teknisyeni Geleceğin meslekleri arasında enerji kaynakları arasında yenilenebilir ve doğal olanlarını değerlendiren de bulunmaktadır. Güneş enerjisi teknisyeni de bunlardan biridir. Teknikerler açısından iş tanımları hem dünyada hem de Türkiye’de geleceğin meslekleri arasında gösterilen bir alan olarak yapılabilmektedir. Bu bağlamda güneş sistemlerinin kurulumunu yapan teknikerler, kişilere ve ülke ekonomine enerji kaynakları sağlamaktadır. Geleceğin meslekleri 2020 listesinde bulunan iş için özellikle yurtdışında eğitim almış olan kişiler tercih edilmektedir. Üstelik teknikerlerin başkalarının yanında çalışması da şart değildir. Tercih edenler bu alanda kendilerine ait olan işleri de kurabilmektedir. Son olarak bu meslek zannedildiği gibi tekli kurulum yapılması açısından önem arz etmemektedir. Artık pek çok büyük kurum enerjilerini tarla olarak da nitelendirilen güneş enerji sistemlerinden sağlamaktadır. Bu da otomatik olarak güneş enerji teknisyenlerine duyulan ihtiyaçları maksimumlara çıkarmaktadır. 3D Üretim Mühendisliği
Tumblr media
Geleceğin Meslekleri ; 3D Üretim Mühendisi Geleceğin mesleklerini merak edenler 3D üretim mühendisliği ile de karşılaşacaklardır. Bu mühendislik dalı özellikle 3D yazılımlar açısından önem arz etmektedir. Günümüzde seri şeklinde üretimi yapılan eşyalar mühendislerin ellerinin değmesi halinde bireysel olarak üretilebilir hale gelecektir. Böylelikle herkes ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda yazıcılardan üç boyutlu ür��n temin edebileceklerdir. 3D üretim mühendisliği geleceğin meslekleri 2020 listesinde olduğu gibi hızla yükselen mesleklerden biri olarak da gösterilmektedir. Göz Atabilirsiniz: KOSGEB Girişimcilik Kursu Ne İşe Yarar? Yazıya Git KOSGEB İş Planı Örneği Yazıya Git İŞGEM Desteği Nasıl Alınır? Yazıya Git Sms ile Kredi Başvurusu Yazıya Git Tavuk Çiftliği Kurmak İçin Kredi 2020 (Hibe Şartları) Yazıya Git İnsan DNA Programcısı Geleceğin mesleklerinden bir diğeri ise insan DNA programcılığıdır. Yakın genişe kadar bilim insanları sadece DNA üzerine incelemeler yaparak gizemini keşfetmek için mesai harcamışlardır. Ancak günümüzde insan DNA programcıları DNA değişiklikleri yapabilmektedir. Geleceğin meslekleri İngilizce kategorisinde de bulunan bu iş özellikle kalıtımsal hastalıkların ortadan kaldırılabilmesi açısından önem arz etmektedir. Kalıtsal hastalıklar insanların çoğalmalarında ve sağlıklı nesillerin yetişmesinde etkili olduğu için bu mesleğin önem derecesi artmaktadır. Ülkemizde yasal olmamakla birlikte artık bebeklerin henüz anne karnında DNA’ları programlanarak cinsiyetleri belirlenebilmektedir. Bu da bilimin önemli gelişmelerinden biri olarak kabul edilmektedir. İklim Mühendisi İnsanların geleceğin meslekleri ne olacak merakları dünyanın sorunlarına göre de şekillenmektedir. Bilindiği üzere iklim değişikliği yüzünden pek çok insan ve hayvan sıkıntı yaşamaktadır. Geleceğin meslekleri arasında gösterilen iklim mühendisliği de bu neden yüzünden önem derecesini artırmıştır. İklim değişimleri hakkında araştırma yapan ve durumun daha iyi hale gelmesine çalışan meslekler arasında olan iklim mühendisliğinin de çalışma ananı geniştir. Çünkü bu mühendislik geleceğin meslekleri İngilizce şekilde de iş bulma şansı tanımaktadır. Mühendisler eğitim süreçlerini tamamlamalarından sonra kendilerini geliştirmeleri halinde özellikle farklı ülkelerde oldukça iyi yerlere gelerek ülkemizi temsil edebilmektedir. Kutup bölgelerinde iklim mühendislerinin daha çok çalışma alanı elde ettiği de bilinmektedir. Drone Pilotu Geleceğin meslekleri aynı zamanda gelişen teknolojik sistemlere göre de şekillenmektedir. Bundan kaynaklı olarak Türkiye’de geleceğin meslekleri arasında drone pilotluğu yer almaktadır. Öncelikle bu iş ilk başlarda hobi olarak başlamıştır. Ancak günümüzde drone sistemleri bir hayli geliştirilmiştir. Örneğin drone kullanarak girilmesi tehlikeli olan alanlara herhangi bir can kaybı yaşanmadan girmek mümkün olmaktadır. Aynı zamanda askeri alanda keşif yapılmasına da imkân tanıyan bu araçlar ancak profesyonellerin elinde istenen sonuçların alınmasında etkili olmaktadır. Sayılan nedenler kapsamında günümüzde bu işi profesyonel şekilde yapan kişilere büyük bir ihtiyaç duyulmaktadır. Son olarak bu mesleğe sahip olan kişiler yarışlarda ve film sektöründe video çekimleri için de kullanılmaktadır. Belgesellerde de drone kullanarak gerek doğa gerek hayvanlar minimum şekilde rahatsız edilerek inanılmaz sonuçlara ulaşılabilmektedir. Ayrıca drone pilotu olarak görev yapanlar kendilerine yurtdışında da rahat bir şekilde iş temin edebilmektedir. Mobil Yazılım Mühendisi Geleceğin meslekleri listemizin önemli kalemlerinden biri olarak da mobil yazılımcılar kendilerini göstermektedir. Öncelikle bilindiği üzere yazılım son yılların hem en çok kazandıran hem de en çok talep edilen meslek dallarından biridir. Fakat bu meslek öncelikli olarak bilgisayar yazılımı şeklinde yapılmıştır. Son zamanlarda kaliteli internet siteleri, kullanıcı isteklerine binaen sistemlerinin tamamını mobil cihazlardan da kullanılabilecek hale getirmişlerdir. Üstelik bu işi bir dönüşüm değil sıfırdan yaratma olarak da algılamak mümkündür. Çünkü iş kapsamında hem akıllı cep telefonlarından hem de tabletlerden kullanılabilecek uygulamalar tasarlamak da mümkün olmaktadır. Geleceğin meslekleri İngilizce olarak da yapılabilen bir iş şeklinde tanımlanan mobil yazılım mühendisliği hem devlet dairelerinde hem de özel sektörde büyük talep görmektedir. Tercih edenlerin mesleklerini yurtdışında sürdürmeleri de mümkündür. Robotik Kodlama Uzmanı Geleceğin Meslekleri ; Robotik Kodlama Uzmanı Geleceğin meslekleri ne olacak konusunda yapılan araştırmalar mesleklerin gelişen teknolojiyle eşzamanlı olarak belireceği sonucunu vermektedir. Robotik kodlama uzmanlığı da bu kapsamda son birkaç yıldan bu yana önemini artıran alanlardan biridir. Öncelikle okullarda artık bu isim altında dersler ve uygulamalar yapılmaktadır. Henüz böyle bir eğitim görmemiş olan öğretmenlerin yeterliliklerini tamamlamayabilmeleri için robotik kodlama uzmanları ya da kurumlarından sertifika talep etmeleri de gerekebilmektedir. Geleceğin mesleklerinden biri olan robotik kodlama uzmanlığı ile birlikte gelecek nesiller verilerle konuşup isteklerini hayata geçiren bireyler olma yolunda gideceklerdir. Böylelikle ülkemizdeki kalkınma düzeyinin de artması beklenmektedir. Bu İçeriğe Göz Atanların İlgisini Çeken İçerikler; https://www.kredivepara.com/2020-ogrenci-yardim-parasi-ne-kadar/ https://www.kredivepara.com/universite-ogrencilerine-burs-veren-vakiflar-2020/ https://www.kredivepara.com/girisimci-hibe-destegi-nasil-alinir/ https://www.kredivepara.com/kosgeb-nitelikli-eleman-destegi-nedir/ https://www.kredivepara.com/is-arayan-kayit-belgesi-nasil-alinir/ Read the full article
0 notes
gayrimenkuleks · 7 years ago
Text
İGD, Gayrimenkul Değerleme Kontrol Sorumlusu Alımları Yapacak!
İGD, Gayrimenkul Değerleme Kontrol Sorumlusu Alımları Yapacak!
Tumblr media
Gayrimenkul ve Makine Değerlemesi alanında ülkemizde önde gelen değerleme şirketlerinden biri olan İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. gayrimenkul değerleme rapor kontrol biriminde istihdam etmek için personel alımları gerçekleştirecek.
Gayrimenkul Değerleme Kontrol Sorumlusu iş ilanı yayınlayan İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. için tüm detaylar haberimizde…
Gayrimenkul Değerleme Kontrol Sorumlusu İş İlanı Detayları
Türkiye geneli Gayrimenkul Değerleme alanında hizmet veren firma alım yapacağı kontrol uzmanlarının değerleme uzmanlarının hazırladıkları raporların, ayrıntılı, dikkatli ve özenli bir şekilde bilgi birikimi ve tecrübesi ile geniş veri arşivi desteği kapsamında kontrollerinin sağlanması, kontrol edilen raporların ilgili kurumlara eksiksiz ve hatasız bir şekilde teslim edilmesi işlerinin yapmasını istemektedir. Ayrıca bunlara ek olarak bağlı olunan grubun koordine edilmesi ve performans sistemine en uygun, en verimli ve etkin olarak kalite standartlarının en üst seviyesinde sağlanması istenmektedir.
İş İlanı İçin Aranan Kriterler
Başvuru yapacak tüm adayların Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından verilen Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı lisansına sahip olması istenmektedir.
Gayrimenkul Değerleme Uzmanı olarak minimum 2 sene saha deneyimliliğin olması talep edilmektedir.
Rapor kontrol biriminde öncesinde çalışmış olmak, yine minimum 2 sene deneyimlilik aranmaktadır.
Adayların araştırma konusunda isteklerinin olması, takım çalışmalarında başarılı olmaları, performans bazlı çalışma sistemine uyum sağlamaları, analitik değerlendirme ve karşılaştırma yeteneklerinin gelişmiş olması istenmektedir.
Tüm adayların MS Office programları hakkında bilgi sahibi, donanımlı, ileri seviyede kullanabiliyor olmaları istenmektedir.
Tam zamanlı istihdam imkanı sağlanacak olup, başvuru yapacak erkek adayların askerlik görevlerini tamamlamış olmaları istenmektedir.
Harita Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Şehir Bölge Planlama ve Mimarlık bölümlerinden herhangi birisinden mezun olunması istenip, bu bölümler harici mezuniyet durumlarında başvurular değerlendirilmeyecektir.
İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. tarafından 16 Ekim 2017 tarihinde açılan bu iş ilanına, aşağıda yer alan bağlantıyı kullanarak iş başvurusu yapabilirsiniz. Başvurular ise 7 Aralık 2017 tarihinde sona erecektir.
http://www.kariyer.net/is-ilani/istanbul-gayrimenkul-degerleme-ve-danismanlik-a-s-gayrimenkul-degerleme-kontrol-sorumlusu-1890109
Aynı zamanda internet sitemizde yer alan iş ilanları kategorisi vasıtası ile firmalar tarafından sunulan iş ilanlarını detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz.
https://gayrimenkuleks.com/igd-gayrimenkul-degerleme-kontrol-sorumlusu-alimlari-yapacak
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
medyatikler · 3 months ago
Text
0 notes
medyatikler · 2 months ago
Text
Kalite Yönetimi ve Denetim Uzmanlığı: Kariyer, Eğitim ve Sertifikasyon Rehberi
Kalite yönetimi, ürün ve hizmetlerin belirli standartlara uygunluğunu sağlamada kilit rol oynayan bir süreçtir. Kalite yönetim sistemleri, her sektörde kaliteyi güvence altına almanın ve müşteri memnuniyetini artırmanın vazgeçilmez araçlarıdır. Bu kapsamda, kalite uzmanlığı, kalite mühendisliği ve kalite denetimi gibi uzmanlıklar ön plana çıkar. Kalite süreçlerinde kariyer yapmak isteyenler için bu alanlardaki eğitimler, sertifikasyonlar ve iş fırsatları büyük önem taşır.
Kalite Eğitimi ve Kalite Kontrol Süreçleri
Kalite süreçlerine adım atmak isteyenler için ilk aşama, kalite eğitimialmaktır. Bu eğitim, kalite yönetim sistemlerini anlamak, süreçleri etkin bir şekilde kontrol etmek ve iyileştirme yöntemlerini öğrenmek için gereklidir. Kalite eğitimi, kalite yönetiminde kariyer yapmak isteyen profesyoneller için temel bir başlangıç noktasıdır.
Kalite kontrol süreçleri, üretilen ürün veya sunulan hizmetlerin belirli standartlara uygun olup olmadığını kontrol etme sürecidir. Kalite kontrol uzmanları, üretim süreçlerini sürekli izler ve iyileştirilmesi gereken alanları belirler. Kalitekontrol, ürün ve hizmet kalitesinin sürekliliğini sağlamak için kritik bir role sahiptir.
Kalite Denetimi Uzmanlığı ve Yönetim Sistemleri
Kalite yönetim sistemlerinin etkin bir şekilde denetlenmesi, firmanın kalite süreçlerinin iyileştirilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. Kalite denetimi uzmanlığı, kalite süreçlerini objektif bir şekilde değerlendirip firmanın gelişmesi için gerekli adımları atmak anlamına gelir. Bu alanda uzmanlaşmak, hem kariyer açısından hem de firmanın rekabet gücünü artırmak için önemlidir.
Kalite yönetim sistemleri (KYS) ise firmanın genel yönetim süreçlerine kaliteyi entegre eden bir yapıdır. ISO 9001 gibi standartlar, kalite yönetim sistemlerinin temelini oluşturur. Kalite yönetim sistemleri, firmanın süreçlerini sürekli iyileştirmeye odaklanır ve müşteri memnuniyetini artırmayı hedefler.
Kalite Baş Denetçisi ve Mühendisliği
Kalite denetimlerinde bir adım öne çıkmak isteyenler için KYS baş denetçisi olmak cazip bir kariyer fırsatıdır. Baş denetçiler, firmanın kalite yönetim sistemlerini denetleyerek uluslararası standartlara uyum sağlandığını kontrol ederler. Kalite baş denetçi nasıl olunur sorusu, bu kariyer yoluna adım atmak isteyenlerin sıklıkla sorduğu bir sorudur. Baş denetçi olabilmek için belirli eğitimleri tamamlayarak gerekli sertifikasyonlara sahip olmak gerekir.
Kalite mühendisliği ise, kalite süreçlerinin daha teknik bir bakış açısıyla ele alındığı bir alandır. Kalite mühendisleri, ürün ve hizmetlerin kalite standartlarına uygun şekilde üretildiğinden emin olurlar. Kalite mühendisliği kariyeri, özellikle üretim sektöründe büyük önem taşır. Ayrıca, kalite mühendisliği maaşları, bu alandaki profesyonellerin uzmanlık düzeyine ve deneyimine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Kalite Uzmanlığı ve Kamuda Kalite Standartları
Kalite uzmanları, firmanın kalite yönetim sistemlerini sürekli iyileştirmek ve bu sistemlerin etkin bir şekilde işlemesini sağlamakla görevlidir. Kalite uzmanı olmak, süreç yönetiminde yetkinliğin kanıtlandığı bir unvandır. Bu alanda kariyer yapmak isteyenlerin çeşitli eğitimlerden geçmesi ve sertifikasyon süreçlerini tamamlaması gerekmektedir.
Kamuda ise kalite yönetimi, özellikle kamu hizmetlerinin vatandaşlara sunulmasında belirli standartların korunmasını sağlar. Kamuda kalite standartları, vatandaş memnuniyetini artırmak ve kamu kaynaklarının etkin kullanımını sağlamak için kritik bir rol oynar. Kamuda çalışan kalite uzmanları, bu standartları sağlamak ve geliştirmek için çalışır.
Sonuç
Kalite yönetimi, denetimi ve uzmanlığı, modern iş dünyasında rekabet avantajı elde etmek isteyen firmalar için vazgeçilmez bir unsurdur. Kalite süreçlerine hakim olmak, hem bireylerin kariyerlerinde yükselmelerine hem de firmaların müşteri memnuniyetini artırmalarına yardımcı olur. Kalite eğitimi, kontrol süreçleri, denetim uzmanlığı ve kalite yönetim sistemleri gibi konularda uzmanlaşmak, uzun vadede sürdürülebilir başarının anahtarıdır. Verilen bağlantılarla bu alanlarda daha fazla bilgiye ulaşabilir ve kariyerinizde ilerleyebilirsiniz.
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gök��ek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes