#kadin kimdir
Explore tagged Tumblr posts
Text
HAZRETİ ADEM BİR GÜN CENNETTE GEZİNİYORDU, YEŞİL BİR CAM FANUS İÇİNDE ÇOK GÜZEL BİR KADIN BÜST'Ü GÖRDÜ, O KADAR GÜZELDİ Kİ HAVVA'YI UNUTTU.
KADININ BAŞINDA ALTIN BİR TAÇ, KULAĞINDA ALTIN KÜPELER,BELİNDE DE ALTIN BİR KEMER VARDI.
HAYRANLIKLA SEYREDERKEN, YARABBİ BU GÜZEL KİMDİR DİYE SORDU, CENABI ALLAH CEVAP VERDİ,
YA ADEM, O GÖRDÜĞÜN AHİR ZAMANDA ZUHUR EDECEK OLAN SON PEYGAMBERİM MUHAMMED MUSTAFA'NIN KIZI FATIMA'DIR.
BAŞINDAKİ ALTIN TÂÇ BABASI MUHAMMED MUSTAFA'DIR.
BELİNDEKİ ALTIN KEMER EŞİ HAZRETİ ALİ'DİR.
KULAĞINDAKİ ALTIN KÜPELER OĞULLARI HASAN VE HÜSEYİN'DİR.
40 notes
·
View notes
Text
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ (Sadece 8 Mart’ta mı?)
dünyanın,hayatın, kavganın yarısıdır kadınlar. ne eksiği ne fazlası. varlıkları erkeklerin lütfuna, inceliklerine muhtaç değildir. onlar kendileri için, en az erkekler kadar sadece kendileriyle birlikte varlar.
şimdi bugün çevrende kimdir nedir diye düşünmeden, ne ideolojik ne mesleki ne de herhangi bir ötekileştirmeye tabi tutmadan tüm kadınları düşün. onları ne durumda olurlarsa olsunlar hayatın her alanında sadece "kadın" oldukları için düştükleri ayrımcılığın, eşitsizliğin farkına var. bu önemli. bu onlara çiçek vermenden, bu onlara otobüste yer vermenden, bu onlar sanki senin bakımına muhtaçmış gibi aslında "erk"ekliğinin devamı olan centilmenliklerinden çok daha önemli.
HER GÜN DÜNYA KADINLAR GÜNÜ— ( Dünya emekçi kadınlar günü diye düzeltenler var KARDEŞİM EMEKÇİ OLMAYAN KADIN VAR MI? ZATEN KADIN EMEKLE EŞ ANLAMLIDIR…
CANIM ANNEM
CANIM EŞİM
(Eşimden izin alarak- hayatımın içi, canımın taaa içinin poloroid fotosunu paylaştım
bugünüm de, yarınım da olan için dedim ki profilimde de bulunsun )
6 notes
·
View notes
Text
Selçuk Amcaoğlu anısına Sporting Turnuva düzenleniyor.
Ekonomi ve Enerji Bakanı UBP Milletvekili Olgun Amcaoğlu’nun babası, Gönyeli’nin eski muhtarlarından Selçuk Amcaoğlu anısına Sporting Turnuva düzenleniyor. Amcaoğlu ailesinden alınan bilgiye göre, 29-30 Nisan 2023 tarihlerinde gerçekleştirilecek 1. Anı Sporting Turnuvası Gönyeli Atatürk Atış Poligonunda sabah saat 08.30 da başlayacak. Açıklamada Kategoriler ise şu şekilde olacak; VETERAN (1968 doğumlu ve altı) AVCI LİSANSLI GENÇ AVCI YILDIZ AVCI (2007 doğumlu ve üstü) KADIN ATICI TAKIM (3 kişiden oluşacak en fazla 1 lisanslı atıcı olacak şekilde) SÜPER KUPA (En yüksek vuruş yapan kişiye verilecek) Selçuk Amcaoğlu kimdir? Selçuk Amcaoğlu, 1937 yılında doğdu. Gönyeli’ye 1996 – 2006 yılları arasında muhtar olarak hizmet veren, eski mücahit ve mukavemetçilerden Selçuk Amcaoğlu 85 yaşında, 06 Mart 2023 sabahı yaşamını yitirmişti. Altı çocuk ve 13 torun sahibi olan Selçuk Amcaoğlu, Ekonomi ve enerji Bakanı UBP Lefkoşa Milletvekili Olgun S. Amcaoğlu’nun babası, yine eski bakanlardan Ali Çetin Amcaoğlu’nun ve 1974 şehitlerimizden Hüseyin Amcaoğlu’nun ağabeyiydi. Gönyeli’deki evinde yaşama veda eden Read the full article
0 notes
Text
Konya’nın ‘Kırmızılı Kadın’ı Sultan’ın Hikayesi
Konya’nın ‘Kırmızılı Kadın’ı Sultan’ın Hikayesi
SULTAN ÖZCAN’IN HİKAYESİ Sultan Özcan’ın hikâyesi, kendi sınırları içinde kalmaması gereken bir hikâye. Sıradışı. Konya’da yaşıyor. Herkes onu, ‘kırmızılı kadın’ olarak biliyor. Baştan aşağı kırmızı giyiniyor. Pür makyaj. Dudakları, yanaklarının tamamı kırmızı rujla boyalı. Bir süre sonra üstündeki elbisenin, yüzündeki makyajın, kırmızı bir zırh olduğunu görüyorsunuz. O zırhın altında yaralı,…
View On WordPress
#KIRMIZILI KADIN#KIRMIZILI KADIN KİMDİR#KIRMIZILI KADIN NERELİ#KIRMIZILI KADININ HAYAT HİKAYESİ#KIRMIZILI KADININ HİKAYESİ#KONYANIN DELİ KIZI#KONYANIN GÜZELİ#KONYANIN KIRMIZILI KADINI#KONYANIN SULTAN ÖZCANI
0 notes
Text
Frida kahlo ne güzel söylemiş
Ahlak ve namus deyince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes,ahlaksız ve namussuzdur.
kadının saçı, gülüşü hiç kimseyi ilgilendirmez.
Bir kadının görünmeyen emeği sömürüldüğünde de, seyirci kalan herkes suçludur. Her emek kutsaldır ancak kadın emeği daha kutsaldır, kadının elinin değdiği yer güzelleşir.
Kadın bireydir.
Kadın kimseye emanet değildir.
Hiçbir yetişkin birey bir başka bireye emanet olamaz.
Kadın sanattır, Kadın annedir, kadın savaşçıdır, kadın şaraptır, şiirdir. Yani kadın Tanrı’nın dünyaya armağanıdır.kadının özgürleşmesini ve değişmesini istemiyorlar, kadınlar değişirse herşeyin değişeceğini iyi biliyorlar çünkü. Kadın özgür olmalı kadın yönetmeli .Kadının yönettiği her şey başarı ile sonlanmıştır. Kadın üzerindeki sahip kavramı son bulmalı.Kadın kimsenin malı değildir. O bir obje değil herkes buna saygı duymalı...
Kadın bizim coğrafyada kutsaldır. kadın evde açan sabah güneşidir, kadın emeğin ve bereketin sembolüdür. kadın yaşamın, sevginin ve insanca yaşamanın sırrıdır. Kadının emeği her zaman kutsaldır. Emek veren her kadına saygı duyulmalıdır. "Yeryüzünde görülen herşey kadının eseridir." Cümlesi asla unutulmamalıdır.
Hiçbir kadın fedakârlık yapmak, katlanmak ve idare etmek zorunda değil. Kimseye ‘emanet’ değil. Kimseye ‘ait’ değil. Kimse için hayatını ‘ipotek’ etmek zorunda değil. Öncelikli olan kendi hedefleri, istekleri, tutkularıdır ve siz buna saygı duymayı öğreneceksiniz.
Kadın yaşamdır ,özgürlük mücadeleside aşktir,bizler hep bu aşkla yaşayacağiz.
Kadın bir umuttur,yok etmeyin.
Kadın bir yaşamdır,öldürmeyin.
Kadın bir güneştir,karartmayın.
Kadın bir dünyadır,yıkmayın."
Kadın nazlıdır,
Kadın saklıdır,
Kadın zoru başarandır,
Kadın gizli bir hazinedir.
Kadın sevgidir,
Kadın aşktır,
Kadın Anadır,
Kadın yaşamdır,
Kadın candır can verendir,
Kadın rengareng çiçektir.
Kadın yaşamdır..
KADIN KİMDİR.?
Kadın.Cennettir
Kadın.Annedir
Kadın.Sırdır
Kadın.Ailedir
Kadın.Kız çocuğudur
Kadın.Zenginliktir
Kadın.iffettir
Kadın.sığınılan limandır❤️
7 notes
·
View notes
Text
🤔 Kadın Kimdir ..?????
Kadın Yüce Allah' ın emanetidir ..
Kadın Yüce kitabın suresinde isimdir ..
Hz.Meryem' dir ..
Kadın Cenneti erkekle paylaşandır ..
Hz. Havva' dır ..
Kadın peygamber doğurandır ..
Hz. Amine' dir ..
Kadın peygamberin alnından öptüğü kız çocuğudur ..
Hz. Fatıma' dır ..
Kadın erkeklere dinini öğreten öğretmendir ..
Hz. Aişe' dir ..
Kadın zalim , diktatör ve sahte ilahlara haddini bildirendir ..
Hz. Asiye' dir ..
Kadın ticarette harama bulaşmadan erkeklerle boy ölçüşen ve hatta onları aşandır , VEFA' dır ..
Hz. Hatice' dir ..
Kadın zalim putperestlere direnip , Şehadeti onursuzluğa yeğleyendir ..
Hz.Sümeyye' dir ..
Kadın en katı insanların karşısında bir çınar gibi diklenip Rabb' iyle Ahdini ilan edendir ..
Hz. Zinnire' dir..
Kadın Annedir ..
Kadın Eştir , Huzurdur..
Kadın Hayat Arkadaşıdır..
Kadın Sığınılan Duadır , Limandır ..
Kadın Zarafettir , Güzelliktir ..
Kadın Sadakattir..
Kadın Misafir , Misafir ağırlayandır ..
Kadın düştüğünde seni yalnız bırakıp gitmeyendir ..
Kadın gittiğinde , arkasında Hüzün ve Pişmanlık bırakandır ..
Velhasıl
KADIN İNSAN' dır ASIL' dır ..
🌿🌿🌿🌿🌿🌿
Kadınlara Gerçek Değerin Verildiği Günleri Görebilmek Dileğimle ..
Hayırlı Huzurlu Nurlu Dualı Günler💞🌹💞
7 notes
·
View notes
Text
“21 yaşındaki genç komünist kadın, Hindistan tarihinin en genç belediye başkanı seçildi.”
Bu haberi gördüğümde bir heyecan kapladı içimi. “Darısı başımıza” diye de içimden geçirdim elbette. Bu başarının yalnızca bir kişinin seçim başarısı olmadığını düşündüğümden, biraz daha araştırmak, kimdir, nedir bilmek istedim.
Önce Kerala’dan başlayalım. Kerala Eyaleti uzunca zamandır komünistlerin yönetiminde olan bir eyalet. Vikipedi’de geçen bilgi şöyle: “Hindistan’ın sosyalist idareyle yönetilen birkaç eyaletinden biridir. Ülkenin okuma yazma oranı (%93'ün üzerinde), yaşam standardı ve beklenen yaşam süresi en yüksek eyaletidir. Aynı zamanda Hindistan'daki eyaletler arasında en düşük cinayet ve yolsuzluk oranına sahip eyalet olan Kerala, Hindistan'ın en güzel yerlerden biri olarak gösterilen turistik bir bölgedir.”
İşte Arya, Kerala’nın en büyük kenti olan Thiruvananthapuram'ın belediye başkanı. Peki kim bu 21 yaşında 750 bin nüfuslu kentin belediye başkanı seçilen komünist kadın?
Arya Rajendran üniversitede matematik okuyan bir öğrenci. Başkan seçilmesine rağmen okulunu asla yarıda bırakmadan göreviyle okulunu bir arada sürdürmek istiyor. Bölgedeki sağlık düzenlemelerinin Covid-19 virüsü karşısında oldukça önemli uygulamalara zemin hazırlamış olduğunu düşünse de, hızla yeni temel sağlık merkezlerinin kurulması ve atık yönetimi uygulamalarının da yaygınlaşması gerektiğini dile getiriyor.
Pandemi sürecinde Arya’nın seçildiği eyalet olan Kerala’da Covid vakası görülse de hızlı alınan önlemler ve toplumcu politikalar dolayısıyla can kaybı çok az görülüyor, insanlar iş kaybı ve gelecek kaygısı pek de yaşamıyor.
Kerala’da ilk Covid vakaları Ocak ayında Çin’den dönen öğrencilerde teşhis ediliyor. Ancak yaygın test, temas takibi ve enfekte olanları izole etmek ve tedavi etmek için hızlı ve amaca yönelik uygulamalar sayesinde, Şubat ayında Kerala'da başka vakaya rastlanmıyor. Daha da önemlisi yıllara yayılmış kamusal düzenin organize olabilme becerisi sayesinde Kerala yönetimi, sendikaları, kooperatifleri, öğrenci, gençlik ve kadın örgütlerini ve beraberindeki diğer yapıları hızla bu konuda harekete geçirerek efektif kullanabiliyor.
Bu organizasyon becerisi ve gerçekçi mücadele nihayetinde komünistlerin iktidarda devamlılığını sağlamış olsa gerek.
Ne diyorduk? Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.
Bu şiarımız seçim sonuçlarında da kendini gösteriyor. Halkın en az zararla atlattığı pandemi Dünya Sağlık Örgütü tarafından bile takdir görüyor. Toplum, komünist partinin uygulamalarının emekçi halkın çıkarları için gerçekleştirdiği yaşayarak görüyor ve nihayetinde kişilerin oylarına da yansıyor.
Öncesinde yerellerden gelen oylarla belirlenen meclis içerisindeki 100 üyeden 54 oy alan Arya, bulundukları eyaletin en büyük kenti olan Thiruvananthapuram'ın belediye başkanı olarak seçiliyor. Konseyde 52 sandalyesi bulunan Sol Demokratik Cephe Meclis Üyesi Arya, 3 bağımsız adayın da oyunu alarak çoğunluğu sağlıyor.
Seçim sürecinde eyalette Hindistan Komünist Partisi-Marksist’in (CPI-M) gençler tarafından artık desteklenmediği yönünde yaygın propaganda yürütülüyor. Arya’dan önceki belediye başkanı da 34 yaşında olmasına rağmen, Arya’nın başkan seçilmesiyle birlikte, ‘partinin gençler tarafından destek görmediğini’ söyleyenlere karşı büyük bir zafer kazanıyor. "
6 notes
·
View notes
Photo
*** FİNALİMİZ ***
» 382. Ders
» 52 Dk.
»» https://youtu.be/4KkkZ-_Pqes
İzleme, Dinleme ve İndirme Alternatifli Sohbet Arşivine Ulaşmak İçin:
»» https://www.sosyaldoku.tv/382-finalimiz/
*
*
BU HAFTA YAYINLANAN GÜNCEL SOHBETLER:
-----
** KONFERANS **
BÜYÜK YARATILIŞ PROJESİ | Ankara / Gençlerle Hasbihal
» https://youtu.be/EgcY8AcY1aA
-
** DÜNYA NASIL DÖNÜYOR? **
126) HOCA OTURAMAZ
» https://youtu.be/V2N7GGh1ttg
-
** RİYAZUSSÂLİHÎN HADİS DERSLERİ **
214) DİN İÇİN ÖFKELENMEK
» https://youtu.be/ItAsMzsljjs
-
** KUDÜS ÜZERİNE RÖPORTAJ **
6) KUDÜS'ÜN HİLAFET MERKEZİ OLACAĞI DOĞRU MU?
» https://youtu.be/-4Y2DIHjROM
-
** HAFIZLIK RÖPORTAJI **
12) İLK DÖNEM HAFIZLIK KURSLARININ MERKEZİ YÖNETİME COĞRAFİ YAKINLIK VE UZAKLIĞININ ETKİSİ NASIL OLDU?
» https://youtu.be/ck-A1Xv2mVo
13) SİZİN YETİŞMENİZLE, ÇOCUKLARINIZIN YETİŞMESİ ARASINDA NASIL BİR FARK GÖRÜYORSUNUZ?
» https://youtu.be/55811D8oGDw
-
** ASHÂBININ DİLİNDEN **
29) İSLAM TARİHİNİN DÖNÜM NOKTASI: HİCRET
» https://youtu.be/DAF36O7zvH4
30) EŞSİZ VE BENZERSİZ BİR SAVAŞ: BEDİR
» https://youtu.be/9LDII9VSZ8k
-
** BİR FETVA **
1) İddet süresi beklemeden doktor raporu ile evlilik yapılabilir mi?
» https://youtu.be/EY6vBkdsjzE
2) Fitneden korunmak için sıla-i rahim ertelenebilir mi?
» https://youtu.be/r2vzQcYVA88
3) Memur veya işçiye müdürün verdiği izin ne zaman helal olur?
» https://youtu.be/PVr1CFNZIJo
4) Borçlunun hediyesini almak caiz midir?
» https://youtu.be/J2Q1BhWSjxE
5) Arapça bilmeyen dua niyetine namaz surelerini okuyabilir mi?
» https://youtu.be/s8wxd5bfctg
-
** YENİ KISA VİDEOLAR **
1) DEPREM HABERLERİ PSİKOLOJİNİZİ Mİ BOZUYOR? İLAÇ GİBİ 2 AYET
» https://youtu.be/8vyYTBZQWRs
2) SAKIN O SORUYU SORMA KAYBEDERSİN! (..Acaba..)
» https://youtu.be/6Vr0rCXdcko
3) HEPİMİZ SADAKAYA MUHTACIZ!
» https://youtu.be/CV6hNYGsx24
4) İYİ KADIN / İYİ EŞ KİMDİR YÂ RASÛLALLÂH (ﷺ) ?
» https://youtu.be/BfDL8Q7JjD4
5) HADİS İLMİ NASIL DOĞDU?
» https://youtu.be/NNB87c-duaA
6) ÇOCUĞA İSİM KOYMA SAVAŞI
» https://youtu.be/yD7AuknBVLI
7) HZ. ALİ Mİ HAKLIYDI HZ. MUAVİYE Mİ? (Tahta Kılıç Formulü)
» https://youtu.be/bU4jzqtDIR8
8) KUDÜS KALBİMİZ, FİLİSTİN ELBİSEMİZDİR!
» https://youtu.be/1FMm4fTwQY0
----------
Mobil Uygulamalarımız:
Android:
» http://bit.ly/ny_android
iPhone:
» http://bit.ly/ny_ios
----------
iOS için Podcast Arşivi:
» https://www.sosyaldoku.tv/podcast/
----------
SoundCloud Hesabı:
» https://soundcloud.com/nureddinyildiz
----------
Sosyal Doku Vakfı Google Group'a abone olmak için:
» https://bit.ly/33W2J3K
4 notes
·
View notes
Text
Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Cinsel Afiyet Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki ayrı dili ve kadın – erkek arasındaki çekişmeyi ele alıyor!
Bayan ve erkek arasında yüzyıllardır süregelen çatışmanın ardında, aslında her iki cinsin birbirini tamamiyle tanımamasının yattığını hiç düşündünüz mü? Dünyaya ayrı bakan, doğumundan itibaren farklı koşullarda yetişen, yapı olarak kendine özgü tavırlar sergileyen, sahiden özünde bir meyvenin iki yarısı olan bayan ve erkek ama biri elma biri armut… Peki her iki tür birbirini nasıl tanımalı? Hangi konuda hatalar yapılıyor? Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Kadının ve erkeğin ayrıca biyoloji ile ilgili hem de psikolojik açıdan birbirinden öbür olduğunu bildiren Cinsel Sıhhat Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki öbür dili kullandığını belirtti.
18
Dağıtılmış “genellemeler” sonucu ortaya meydana çıkan ve tekrar tekrar istisnaları olabilen bu dillerin, kadınların ve erkeklerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıdığını ifade eden Keçe, ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’nin tepkilerini, beklentilerini, tercihlerini, arzularını ve hayata manzara açılarını belirleyen farklılıklarından oluştuğunu, her erkeğin içinde bir kadın, her kadının içinde bir erkek olduğunu ama erkeklerde “erkek parça”nın, kadınlarda ise “kadın parça”nın iktidarda olduğunu kaydetti. Birbirine “eşdeğer” olmayan lakin “benzeyen” olan ve “eşdeğer haklara sahip” olan kadının ve erkeğin, içlerinde birbirlerine ait parçaları taşımakla birlikte birbirlerinden bambaşka olduklarını ve bu farkların bir “çatışma alanı” değil bir “zenginlik” olduğunu bildiren Keçe, “Bu çeşitlilik hem çekicidir keza gereklidir keza de mükemmel bilinmelidir. Çünkü kadınlarla erkekler dünyaya farklı açıdan bakarlar ve kadının fazla özel bakış açısı ise kadını daha zengin ve erkeğe üstün kılar” dedi.
Kadınları “Toplumun yarısı” olarak tarif eden Keçe, toplumun diğer yarısının da kadınlar kadar dünyaya getirildiğini, böylece kadınların toplumun tamamı gibi olduklarını söyledi. Keçe, böylece çok iyi bilinmesi gereken “Kadınca” ve “Erkekçe”dilinin kadının ve erkeğin hormonları, farklılıkları, tutumları, tavırları ve davranışları ile şekillenen çok özel diller ve hayatı yaşama biçimleri olduğunun altını çizdi.
28
Kadının ve erkeğin, hayat karşısındaki duruşlarının da birbirinden bambaşka olduğuna dikkat çeken Psikoterapist Cem Keçe, “Manzara açıları, tepkileri, beklentileri, tercihleri, arzuları bambaşkadır. Aralarındaki en keskin farklılıklardan biri konuşmaktır” dedi. Keçe şunları kaydetti: “Kadına bir dokunur bin ah işitirsin… Erkeğin ağzından kerpetenle söz alırsın… Lakin bunu yönlendiren de anatomik yapılarıdır. Çünkü söylev yeteneğini kontrol eden beyindeki merkezleri ayrı çalışır.
Erkek doğası gereği düşünerek konuşur, tek bir konuya yoğunlaşır ve yoğunlaştığı konuyla ilgili hemencecik sonuca gitmek, çözüm üretmek ister. Bayan ise konuşarak düşünür. O da doğası gereği aynı anda birden fazla konuya yoğunlaşabilir. Bayan konuşurken konuyu tamamen genişletir fakat erkek bir an önce başlıca konun konuşulmasını isteyerek konuşmayı daraltır. Yani erkek ve kadında hitabe ve düşünme süreçleri birbirinin tersi şekilde işler. Erkek önce konuşmak istediklerini içeriye doğru düşünür, sonra sözcüklere döker ve en sonunda da zaten karar vermiş olduğu sonuca ya da çözüme ulaşır. Kadın ise sesli düşünür, yani önce konuşmaya, sonra düşünmeye başlar ve konuyla ilgili düşüncelerini konuşurken şekillendirir ve sonuca ya da çözüme bu süreçte karar verir.”
38
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin ve kadınların dünyaya farklı pencereden baktıkları için görünüm açılarının da öbür olduğunu belirtti. Erkeklerin dünyayı daha kuytu bir açıdan görürken, kadınların daha geniş bir açıdan gördüklerini ifade eden Keçe, “Erkekler dünyayı tümevarım, kadınlarsa çıkarma yöntemiyle algılarlar. Erkekler parçaları ayrı ayrı algılayıp bütüne ulaşırlar. Kadınlarsa önce bütünü görür, daha sonra da parçalarını keşfederler. Sezgi yöntemlerindeki bu farklılıklar kadınların ve erkeklerin tüm tavır ve davranışlarına, beklentilerine ve ihtiyaçlarına yansır. ‘Erkekçe’nin esas gramer bilgilerini ‘Kadınca’dan farklılıkları oluşturur” dedi.
48
Bayan ve erkek aralarında yüzyıllardır süregelen çatışmanın ardında, doğrusu her iki cinsin birbirini tamamiyle tanımamasının yattığını hiç düşündünüz mü? Dünyaya ayrı bakan, doğumundan itibaren öbür koşullarda yetişen, yapı olarak kendine özgü tavırlar sergileyen, gerçekten özünde bir meyvenin iki yarısı olan bayan ve erkek lakin biri elma biri armut… Peki her iki cins birbirini nasıl tanımalı? Hangi konuda hatalar yapılıyor? Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Kadının ve erkeğin hem biyoloji ile ilgili hem de psikolojik açıdan birbirinden bambaşka olduğunu bildiren Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki bambaşka dili kullandığını belirtti.
Dağıtılmış “genellemeler” sonucu ortaya çıkan ve her zaman istisnaları olabilen bu dillerin, kadınların ve erkeklerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıdığını ifade eden Keçe, ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’nin tepkilerini, beklentilerini, tercihlerini, arzularını ve hayata görüş açılarını belirleyen farklılıklarından oluştuğunu, her erkeğin içinde bir bayan, her kadının içinde bir erkek olduğunu lakin erkeklerde “erkek parça”nın, kadınlarda ise “bayan parça”nın iktidarda olduğunu kaydetti. Birbirine “eşit” olmayan ama “benzeyen” olan ve “eşdeğer haklara sahip” olan kadının ve erkeğin, içlerinde birbirlerine ait parçaları taşımakla birlikte birbirlerinden farklı olduklarını ve bu farkların bir “çatışma alanı” yok bir “zenginlik” olduğunu gösteren Keçe, “Bu farklılık ayrıca çekicidir keza gereklidir keza de çok iyi bilinmelidir. Çünkü kadınlarla erkekler dünyaya öbür açıdan bakarlar ve kadının çok özel perspektif ise kadını daha zengin ve erkeğe üstün kılar” dedi.
Kadınları “Toplumun yarısı” olarak tanımlama eden Keçe, toplumun öteki yarısının da kadınlar göre dünyaya getirildiğini, böylece kadınların toplumun tamamı gibi olduklarını söyledi. Keçe, böylece bilinmesi gereken “Kadınca” ve “Erkekçe”dilinin kadının ve erkeğin hormonları, farklılıkları, tutumları, tavırları ve davranışları ile şekillenen fazla özel diller ve hayatı yaşama biçimleri olduğunun altını çizdi.
Kadının ve erkeğin, hayat karşısındaki duruşlarının da birbirinden öbür olduğuna dikkat çeken Psikoterapist Cem Keçe, “Bakış açıları, tepkileri, beklentileri, tercihleri, arzuları bambaşkadır. Aralarındaki en bariz farklılıklardan biri konuşmaktır” dedi. Keçe şunları kaydetti: “Kadına bir dokunur bin ah işitirsin… Erkeğin ağzından kerpetenle laf alırsın… Ama bunu yönlendiren de anatomik yapılarıdır. Çünkü hitabe yeteneğini kontrol eden beyindeki merkezleri ayrı çalışır.
Erkek doğası gereği düşünerek konuşur, tek bir konuya yoğunlaşır ve yoğunlaştığı konuyla ilgili anında sonuca gitmek, çözüm üretmek ister. Kadın ise konuşarak düşünür. O da doğası gereği aynı anda aniden artı konuya yoğunlaşabilir. Bayan konuşurken konuyu iyice genişletir lakin erkek bir lahza önce esas konun konuşulmasını seve seve konuşmayı daraltır. Yani erkek ve kadında söylev ve düşünme süreçleri birbirinin tersi şekilde işler. Erkek önce konuşmak istediklerini içe doğru düşünür, daha sonra sözcüklere döker ve en sonunda da zaten karar vermiş olduğu sonuca veya çözüme ulaşır. Bayan ise sesli düşünür, yani önce konuşmaya, sonra düşünmeye başlar ve konuyla ilgili düşüncelerini konuşurken şekillendirir ve sonuca veya çözüme bu süreçte karar verir.”
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin ve kadınların dünyaya farklı pencereden baktıkları için görüş açılarının da bambaşka olduğunu belirtti. Erkeklerin dünyayı daha kuytu bir açıdan görürken, kadınların daha geniş bir açıdan gördüklerini açıklayan Keçe, “Erkekler dünyayı tümevarım, kadınlarsa çıkarma yöntemiyle algılarlar. Erkekler parçaları ayrı olarak algılayıp bütüne ulaşırlar. Kadınlarsa önce bütünü görür, sonra da parçalarını keşfederler. Algılama yöntemlerindeki bu farklılıklar kadınların ve erkeklerin tüm tavır ve davranışlarına, beklentilerine ve ihtiyaçlarına yansır. ‘Erkekçe’nin temel dilbilgisi bilgilerini ‘Kadınca’dan farklılıkları oluşturur” dedi.
Kaynak: Kadın Moda Stilleri, Kadın Moda Blogları
#kadin kimdir#kadılar nedir#kadın nedir dünyanın ta kendisidir#kadın nedir şiir#kadın nedir vikipedi
0 notes
Text
Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Cinsel Afiyet Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki ayrı dili ve kadın – erkek arasındaki çekişmeyi ele alıyor!
Bayan ve erkek arasında yüzyıllardır süregelen çatışmanın ardında, aslında her iki cinsin birbirini tamamiyle tanımamasının yattığını hiç düşündünüz mü? Dünyaya ayrı bakan, doğumundan itibaren farklı koşullarda yetişen, yapı olarak kendine özgü tavırlar sergileyen, sahiden özünde bir meyvenin iki yarısı olan bayan ve erkek ama biri elma biri armut… Peki her iki tür birbirini nasıl tanımalı? Hangi konuda hatalar yapılıyor? Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Kadının ve erkeğin ayrıca biyoloji ile ilgili hem de psikolojik açıdan birbirinden öbür olduğunu bildiren Cinsel Sıhhat Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki öbür dili kullandığını belirtti.
18
Dağıtılmış “genellemeler” sonucu ortaya meydana çıkan ve tekrar tekrar istisnaları olabilen bu dillerin, kadınların ve erkeklerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıdığını ifade eden Keçe, ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’nin tepkilerini, beklentilerini, tercihlerini, arzularını ve hayata manzara açılarını belirleyen farklılıklarından oluştuğunu, her erkeğin içinde bir kadın, her kadının içinde bir erkek olduğunu ama erkeklerde “erkek parça”nın, kadınlarda ise “kadın parça”nın iktidarda olduğunu kaydetti. Birbirine “eşdeğer” olmayan lakin “benzeyen” olan ve “eşdeğer haklara sahip” olan kadının ve erkeğin, içlerinde birbirlerine ait parçaları taşımakla birlikte birbirlerinden bambaşka olduklarını ve bu farkların bir “çatışma alanı” değil bir “zenginlik” olduğunu bildiren Keçe, “Bu çeşitlilik hem çekicidir keza gereklidir keza de mükemmel bilinmelidir. Çünkü kadınlarla erkekler dünyaya farklı açıdan bakarlar ve kadının fazla özel bakış açısı ise kadını daha zengin ve erkeğe üstün kılar” dedi.
Kadınları “Toplumun yarısı” olarak tarif eden Keçe, toplumun diğer yarısının da kadınlar kadar dünyaya getirildiğini, böylece kadınların toplumun tamamı gibi olduklarını söyledi. Keçe, böylece çok iyi bilinmesi gereken “Kadınca” ve “Erkekçe”dilinin kadının ve erkeğin hormonları, farklılıkları, tutumları, tavırları ve davranışları ile şekillenen çok özel diller ve hayatı yaşama biçimleri olduğunun altını çizdi.
28
Kadının ve erkeğin, hayat karşısındaki duruşlarının da birbirinden bambaşka olduğuna dikkat çeken Psikoterapist Cem Keçe, “Manzara açıları, tepkileri, beklentileri, tercihleri, arzuları bambaşkadır. Aralarındaki en keskin farklılıklardan biri konuşmaktır” dedi. Keçe şunları kaydetti: “Kadına bir dokunur bin ah işitirsin… Erkeğin ağzından kerpetenle söz alırsın… Lakin bunu yönlendiren de anatomik yapılarıdır. Çünkü söylev yeteneğini kontrol eden beyindeki merkezleri ayrı çalışır.
Erkek doğası gereği düşünerek konuşur, tek bir konuya yoğunlaşır ve yoğunlaştığı konuyla ilgili hemencecik sonuca gitmek, çözüm üretmek ister. Bayan ise konuşarak düşünür. O da doğası gereği aynı anda birden fazla konuya yoğunlaşabilir. Bayan konuşurken konuyu tamamen genişletir fakat erkek bir an önce başlıca konun konuşulmasını isteyerek konuşmayı daraltır. Yani erkek ve kadında hitabe ve düşünme süreçleri birbirinin tersi şekilde işler. Erkek önce konuşmak istediklerini içeriye doğru düşünür, sonra sözcüklere döker ve en sonunda da zaten karar vermiş olduğu sonuca ya da çözüme ulaşır. Kadın ise sesli düşünür, yani önce konuşmaya, sonra düşünmeye başlar ve konuyla ilgili düşüncelerini konuşurken şekillendirir ve sonuca ya da çözüme bu süreçte karar verir.”
38
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin ve kadınların dünyaya farklı pencereden baktıkları için görünüm açılarının da öbür olduğunu belirtti. Erkeklerin dünyayı daha kuytu bir açıdan görürken, kadınların daha geniş bir açıdan gördüklerini ifade eden Keçe, “Erkekler dünyayı tümevarım, kadınlarsa çıkarma yöntemiyle algılarlar. Erkekler parçaları ayrı ayrı algılayıp bütüne ulaşırlar. Kadınlarsa önce bütünü görür, daha sonra da parçalarını keşfederler. Sezgi yöntemlerindeki bu farklılıklar kadınların ve erkeklerin tüm tavır ve davranışlarına, beklentilerine ve ihtiyaçlarına yansır. ‘Erkekçe’nin esas gramer bilgilerini ‘Kadınca’dan farklılıkları oluşturur” dedi.
48
Bayan ve erkek aralarında yüzyıllardır süregelen çatışmanın ardında, doğrusu her iki cinsin birbirini tamamiyle tanımamasının yattığını hiç düşündünüz mü? Dünyaya ayrı bakan, doğumundan itibaren öbür koşullarda yetişen, yapı olarak kendine özgü tavırlar sergileyen, gerçekten özünde bir meyvenin iki yarısı olan bayan ve erkek lakin biri elma biri armut… Peki her iki cins birbirini nasıl tanımalı? Hangi konuda hatalar yapılıyor? Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Kadının ve erkeğin hem biyoloji ile ilgili hem de psikolojik açıdan birbirinden bambaşka olduğunu bildiren Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki bambaşka dili kullandığını belirtti.
Dağıtılmış “genellemeler” sonucu ortaya çıkan ve her zaman istisnaları olabilen bu dillerin, kadınların ve erkeklerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıdığını ifade eden Keçe, ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’nin tepkilerini, beklentilerini, tercihlerini, arzularını ve hayata görüş açılarını belirleyen farklılıklarından oluştuğunu, her erkeğin içinde bir bayan, her kadının içinde bir erkek olduğunu lakin erkeklerde “erkek parça”nın, kadınlarda ise “bayan parça”nın iktidarda olduğunu kaydetti. Birbirine “eşit” olmayan ama “benzeyen” olan ve “eşdeğer haklara sahip” olan kadının ve erkeğin, içlerinde birbirlerine ait parçaları taşımakla birlikte birbirlerinden farklı olduklarını ve bu farkların bir “çatışma alanı” yok bir “zenginlik” olduğunu gösteren Keçe, “Bu farklılık ayrıca çekicidir keza gereklidir keza de çok iyi bilinmelidir. Çünkü kadınlarla erkekler dünyaya öbür açıdan bakarlar ve kadının çok özel perspektif ise kadını daha zengin ve erkeğe üstün kılar” dedi.
Kadınları “Toplumun yarısı” olarak tanımlama eden Keçe, toplumun öteki yarısının da kadınlar göre dünyaya getirildiğini, böylece kadınların toplumun tamamı gibi olduklarını söyledi. Keçe, böylece bilinmesi gereken “Kadınca” ve “Erkekçe”dilinin kadının ve erkeğin hormonları, farklılıkları, tutumları, tavırları ve davranışları ile şekillenen fazla özel diller ve hayatı yaşama biçimleri olduğunun altını çizdi.
Kadının ve erkeğin, hayat karşısındaki duruşlarının da birbirinden öbür olduğuna dikkat çeken Psikoterapist Cem Keçe, “Bakış açıları, tepkileri, beklentileri, tercihleri, arzuları bambaşkadır. Aralarındaki en bariz farklılıklardan biri konuşmaktır” dedi. Keçe şunları kaydetti: “Kadına bir dokunur bin ah işitirsin… Erkeğin ağzından kerpetenle laf alırsın… Ama bunu yönlendiren de anatomik yapılarıdır. Çünkü hitabe yeteneğini kontrol eden beyindeki merkezleri ayrı çalışır.
Erkek doğası gereği düşünerek konuşur, tek bir konuya yoğunlaşır ve yoğunlaştığı konuyla ilgili anında sonuca gitmek, çözüm üretmek ister. Kadın ise konuşarak düşünür. O da doğası gereği aynı anda aniden artı konuya yoğunlaşabilir. Bayan konuşurken konuyu iyice genişletir lakin erkek bir lahza önce esas konun konuşulmasını seve seve konuşmayı daraltır. Yani erkek ve kadında söylev ve düşünme süreçleri birbirinin tersi şekilde işler. Erkek önce konuşmak istediklerini içe doğru düşünür, daha sonra sözcüklere döker ve en sonunda da zaten karar vermiş olduğu sonuca veya çözüme ulaşır. Bayan ise sesli düşünür, yani önce konuşmaya, sonra düşünmeye başlar ve konuyla ilgili düşüncelerini konuşurken şekillendirir ve sonuca veya çözüme bu süreçte karar verir.”
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin ve kadınların dünyaya farklı pencereden baktıkları için görüş açılarının da bambaşka olduğunu belirtti. Erkeklerin dünyayı daha kuytu bir açıdan görürken, kadınların daha geniş bir açıdan gördüklerini açıklayan Keçe, “Erkekler dünyayı tümevarım, kadınlarsa çıkarma yöntemiyle algılarlar. Erkekler parçaları ayrı olarak algılayıp bütüne ulaşırlar. Kadınlarsa önce bütünü görür, sonra da parçalarını keşfederler. Algılama yöntemlerindeki bu farklılıklar kadınların ve erkeklerin tüm tavır ve davranışlarına, beklentilerine ve ihtiyaçlarına yansır. ‘Erkekçe’nin temel dilbilgisi bilgilerini ‘Kadınca’dan farklılıkları oluşturur” dedi.
Kaynak: Güzellik Sırları, Moda Blogları
#kadin kimdir#kadılar nedir#kadın nedir dünyanın ta kendisidir#kadın nedir şiir#kadın nedir vikipedi
0 notes
Text
Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Cinsel Afiyet Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki ayrı dili ve kadın – erkek arasındaki çekişmeyi ele alıyor!
Bayan ve erkek arasında yüzyıllardır süregelen çatışmanın ardında, aslında her iki cinsin birbirini tamamiyle tanımamasının yattığını hiç düşündünüz mü? Dünyaya ayrı bakan, doğumundan itibaren farklı koşullarda yetişen, yapı olarak kendine özgü tavırlar sergileyen, sahiden özünde bir meyvenin iki yarısı olan bayan ve erkek ama biri elma biri armut… Peki her iki tür birbirini nasıl tanımalı? Hangi konuda hatalar yapılıyor? Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Kadının ve erkeğin ayrıca biyoloji ile ilgili hem de psikolojik açıdan birbirinden öbür olduğunu bildiren Cinsel Sıhhat Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki öbür dili kullandığını belirtti.
18
Dağıtılmış “genellemeler” sonucu ortaya meydana çıkan ve tekrar tekrar istisnaları olabilen bu dillerin, kadınların ve erkeklerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıdığını ifade eden Keçe, ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’nin tepkilerini, beklentilerini, tercihlerini, arzularını ve hayata manzara açılarını belirleyen farklılıklarından oluştuğunu, her erkeğin içinde bir kadın, her kadının içinde bir erkek olduğunu ama erkeklerde “erkek parça”nın, kadınlarda ise “kadın parça”nın iktidarda olduğunu kaydetti. Birbirine “eşdeğer” olmayan lakin “benzeyen” olan ve “eşdeğer haklara sahip” olan kadının ve erkeğin, içlerinde birbirlerine ait parçaları taşımakla birlikte birbirlerinden bambaşka olduklarını ve bu farkların bir “çatışma alanı” değil bir “zenginlik” olduğunu bildiren Keçe, “Bu çeşitlilik hem çekicidir keza gereklidir keza de mükemmel bilinmelidir. Çünkü kadınlarla erkekler dünyaya farklı açıdan bakarlar ve kadının fazla özel bakış açısı ise kadını daha zengin ve erkeğe üstün kılar” dedi.
Kadınları “Toplumun yarısı” olarak tarif eden Keçe, toplumun diğer yarısının da kadınlar kadar dünyaya getirildiğini, böylece kadınların toplumun tamamı gibi olduklarını söyledi. Keçe, böylece çok iyi bilinmesi gereken “Kadınca” ve “Erkekçe”dilinin kadının ve erkeğin hormonları, farklılıkları, tutumları, tavırları ve davranışları ile şekillenen çok özel diller ve hayatı yaşama biçimleri olduğunun altını çizdi.
28
Kadının ve erkeğin, hayat karşısındaki duruşlarının da birbirinden bambaşka olduğuna dikkat çeken Psikoterapist Cem Keçe, “Manzara açıları, tepkileri, beklentileri, tercihleri, arzuları bambaşkadır. Aralarındaki en keskin farklılıklardan biri konuşmaktır” dedi. Keçe şunları kaydetti: “Kadına bir dokunur bin ah işitirsin… Erkeğin ağzından kerpetenle söz alırsın… Lakin bunu yönlendiren de anatomik yapılarıdır. Çünkü söylev yeteneğini kontrol eden beyindeki merkezleri ayrı çalışır.
Erkek doğası gereği düşünerek konuşur, tek bir konuya yoğunlaşır ve yoğunlaştığı konuyla ilgili hemencecik sonuca gitmek, çözüm üretmek ister. Bayan ise konuşarak düşünür. O da doğası gereği aynı anda birden fazla konuya yoğunlaşabilir. Bayan konuşurken konuyu tamamen genişletir fakat erkek bir an önce başlıca konun konuşulmasını isteyerek konuşmayı daraltır. Yani erkek ve kadında hitabe ve düşünme süreçleri birbirinin tersi şekilde işler. Erkek önce konuşmak istediklerini içeriye doğru düşünür, sonra sözcüklere döker ve en sonunda da zaten karar vermiş olduğu sonuca ya da çözüme ulaşır. Kadın ise sesli düşünür, yani önce konuşmaya, sonra düşünmeye başlar ve konuyla ilgili düşüncelerini konuşurken şekillendirir ve sonuca ya da çözüme bu süreçte karar verir.”
38
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin ve kadınların dünyaya farklı pencereden baktıkları için görünüm açılarının da öbür olduğunu belirtti. Erkeklerin dünyayı daha kuytu bir açıdan görürken, kadınların daha geniş bir açıdan gördüklerini ifade eden Keçe, “Erkekler dünyayı tümevarım, kadınlarsa çıkarma yöntemiyle algılarlar. Erkekler parçaları ayrı ayrı algılayıp bütüne ulaşırlar. Kadınlarsa önce bütünü görür, daha sonra da parçalarını keşfederler. Sezgi yöntemlerindeki bu farklılıklar kadınların ve erkeklerin tüm tavır ve davranışlarına, beklentilerine ve ihtiyaçlarına yansır. ‘Erkekçe’nin esas gramer bilgilerini ‘Kadınca’dan farklılıkları oluşturur” dedi.
48
Bayan ve erkek aralarında yüzyıllardır süregelen çatışmanın ardında, doğrusu her iki cinsin birbirini tamamiyle tanımamasının yattığını hiç düşündünüz mü? Dünyaya ayrı bakan, doğumundan itibaren öbür koşullarda yetişen, yapı olarak kendine özgü tavırlar sergileyen, gerçekten özünde bir meyvenin iki yarısı olan bayan ve erkek lakin biri elma biri armut… Peki her iki cins birbirini nasıl tanımalı? Hangi konuda hatalar yapılıyor? Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Kadının ve erkeğin hem biyoloji ile ilgili hem de psikolojik açıdan birbirinden bambaşka olduğunu bildiren Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki bambaşka dili kullandığını belirtti.
Dağıtılmış “genellemeler” sonucu ortaya çıkan ve her zaman istisnaları olabilen bu dillerin, kadınların ve erkeklerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıdığını ifade eden Keçe, ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’nin tepkilerini, beklentilerini, tercihlerini, arzularını ve hayata görüş açılarını belirleyen farklılıklarından oluştuğunu, her erkeğin içinde bir bayan, her kadının içinde bir erkek olduğunu lakin erkeklerde “erkek parça”nın, kadınlarda ise “bayan parça”nın iktidarda olduğunu kaydetti. Birbirine “eşit” olmayan ama “benzeyen” olan ve “eşdeğer haklara sahip” olan kadının ve erkeğin, içlerinde birbirlerine ait parçaları taşımakla birlikte birbirlerinden farklı olduklarını ve bu farkların bir “çatışma alanı” yok bir “zenginlik” olduğunu gösteren Keçe, “Bu farklılık ayrıca çekicidir keza gereklidir keza de çok iyi bilinmelidir. Çünkü kadınlarla erkekler dünyaya öbür açıdan bakarlar ve kadının çok özel perspektif ise kadını daha zengin ve erkeğe üstün kılar” dedi.
Kadınları “Toplumun yarısı” olarak tanımlama eden Keçe, toplumun öteki yarısının da kadınlar göre dünyaya getirildiğini, böylece kadınların toplumun tamamı gibi olduklarını söyledi. Keçe, böylece bilinmesi gereken “Kadınca” ve “Erkekçe”dilinin kadının ve erkeğin hormonları, farklılıkları, tutumları, tavırları ve davranışları ile şekillenen fazla özel diller ve hayatı yaşama biçimleri olduğunun altını çizdi.
Kadının ve erkeğin, hayat karşısındaki duruşlarının da birbirinden öbür olduğuna dikkat çeken Psikoterapist Cem Keçe, “Bakış açıları, tepkileri, beklentileri, tercihleri, arzuları bambaşkadır. Aralarındaki en bariz farklılıklardan biri konuşmaktır” dedi. Keçe şunları kaydetti: “Kadına bir dokunur bin ah işitirsin… Erkeğin ağzından kerpetenle laf alırsın… Ama bunu yönlendiren de anatomik yapılarıdır. Çünkü hitabe yeteneğini kontrol eden beyindeki merkezleri ayrı çalışır.
Erkek doğası gereği düşünerek konuşur, tek bir konuya yoğunlaşır ve yoğunlaştığı konuyla ilgili anında sonuca gitmek, çözüm üretmek ister. Kadın ise konuşarak düşünür. O da doğası gereği aynı anda aniden artı konuya yoğunlaşabilir. Bayan konuşurken konuyu iyice genişletir lakin erkek bir lahza önce esas konun konuşulmasını seve seve konuşmayı daraltır. Yani erkek ve kadında söylev ve düşünme süreçleri birbirinin tersi şekilde işler. Erkek önce konuşmak istediklerini içe doğru düşünür, daha sonra sözcüklere döker ve en sonunda da zaten karar vermiş olduğu sonuca veya çözüme ulaşır. Bayan ise sesli düşünür, yani önce konuşmaya, sonra düşünmeye başlar ve konuyla ilgili düşüncelerini konuşurken şekillendirir ve sonuca veya çözüme bu süreçte karar verir.”
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin ve kadınların dünyaya farklı pencereden baktıkları için görüş açılarının da bambaşka olduğunu belirtti. Erkeklerin dünyayı daha kuytu bir açıdan görürken, kadınların daha geniş bir açıdan gördüklerini açıklayan Keçe, “Erkekler dünyayı tümevarım, kadınlarsa çıkarma yöntemiyle algılarlar. Erkekler parçaları ayrı olarak algılayıp bütüne ulaşırlar. Kadınlarsa önce bütünü görür, sonra da parçalarını keşfederler. Algılama yöntemlerindeki bu farklılıklar kadınların ve erkeklerin tüm tavır ve davranışlarına, beklentilerine ve ihtiyaçlarına yansır. ‘Erkekçe’nin temel dilbilgisi bilgilerini ‘Kadınca’dan farklılıkları oluşturur” dedi.
Kaynak: Kadın Diet Önerileri, Kadın Diet Programları
#kadin kimdir#kadılar nedir#kadın nedir dünyanın ta kendisidir#kadın nedir şiir#kadın nedir vikipedi
0 notes
Text
Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Cinsel Afiyet Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki ayrı dili ve kadın – erkek arasındaki çekişmeyi ele alıyor!
Bayan ve erkek arasında yüzyıllardır süregelen çatışmanın ardında, aslında her iki cinsin birbirini tamamiyle tanımamasının yattığını hiç düşündünüz mü? Dünyaya ayrı bakan, doğumundan itibaren farklı koşullarda yetişen, yapı olarak kendine özgü tavırlar sergileyen, sahiden özünde bir meyvenin iki yarısı olan bayan ve erkek ama biri elma biri armut… Peki her iki tür birbirini nasıl tanımalı? Hangi konuda hatalar yapılıyor? Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Kadının ve erkeğin ayrıca biyoloji ile ilgili hem de psikolojik açıdan birbirinden öbür olduğunu bildiren Cinsel Sıhhat Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki öbür dili kullandığını belirtti.
18
Dağıtılmış “genellemeler” sonucu ortaya meydana çıkan ve tekrar tekrar istisnaları olabilen bu dillerin, kadınların ve erkeklerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıdığını ifade eden Keçe, ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’nin tepkilerini, beklentilerini, tercihlerini, arzularını ve hayata manzara açılarını belirleyen farklılıklarından oluştuğunu, her erkeğin içinde bir kadın, her kadının içinde bir erkek olduğunu ama erkeklerde “erkek parça”nın, kadınlarda ise “kadın parça”nın iktidarda olduğunu kaydetti. Birbirine “eşdeğer” olmayan lakin “benzeyen” olan ve “eşdeğer haklara sahip” olan kadının ve erkeğin, içlerinde birbirlerine ait parçaları taşımakla birlikte birbirlerinden bambaşka olduklarını ve bu farkların bir “çatışma alanı” değil bir “zenginlik” olduğunu bildiren Keçe, “Bu çeşitlilik hem çekicidir keza gereklidir keza de mükemmel bilinmelidir. Çünkü kadınlarla erkekler dünyaya farklı açıdan bakarlar ve kadının fazla özel bakış açısı ise kadını daha zengin ve erkeğe üstün kılar” dedi.
Kadınları “Toplumun yarısı” olarak tarif eden Keçe, toplumun diğer yarısının da kadınlar kadar dünyaya getirildiğini, böylece kadınların toplumun tamamı gibi olduklarını söyledi. Keçe, böylece çok iyi bilinmesi gereken “Kadınca” ve “Erkekçe”dilinin kadının ve erkeğin hormonları, farklılıkları, tutumları, tavırları ve davranışları ile şekillenen çok özel diller ve hayatı yaşama biçimleri olduğunun altını çizdi.
28
Kadının ve erkeğin, hayat karşısındaki duruşlarının da birbirinden bambaşka olduğuna dikkat çeken Psikoterapist Cem Keçe, “Manzara açıları, tepkileri, beklentileri, tercihleri, arzuları bambaşkadır. Aralarındaki en keskin farklılıklardan biri konuşmaktır” dedi. Keçe şunları kaydetti: “Kadına bir dokunur bin ah işitirsin… Erkeğin ağzından kerpetenle söz alırsın… Lakin bunu yönlendiren de anatomik yapılarıdır. Çünkü söylev yeteneğini kontrol eden beyindeki merkezleri ayrı çalışır.
Erkek doğası gereği düşünerek konuşur, tek bir konuya yoğunlaşır ve yoğunlaştığı konuyla ilgili hemencecik sonuca gitmek, çözüm üretmek ister. Bayan ise konuşarak düşünür. O da doğası gereği aynı anda birden fazla konuya yoğunlaşabilir. Bayan konuşurken konuyu tamamen genişletir fakat erkek bir an önce başlıca konun konuşulmasını isteyerek konuşmayı daraltır. Yani erkek ve kadında hitabe ve düşünme süreçleri birbirinin tersi şekilde işler. Erkek önce konuşmak istediklerini içeriye doğru düşünür, sonra sözcüklere döker ve en sonunda da zaten karar vermiş olduğu sonuca ya da çözüme ulaşır. Kadın ise sesli düşünür, yani önce konuşmaya, sonra düşünmeye başlar ve konuyla ilgili düşüncelerini konuşurken şekillendirir ve sonuca ya da çözüme bu süreçte karar verir.”
38
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin ve kadınların dünyaya farklı pencereden baktıkları için görünüm açılarının da öbür olduğunu belirtti. Erkeklerin dünyayı daha kuytu bir açıdan görürken, kadınların daha geniş bir açıdan gördüklerini ifade eden Keçe, “Erkekler dünyayı tümevarım, kadınlarsa çıkarma yöntemiyle algılarlar. Erkekler parçaları ayrı ayrı algılayıp bütüne ulaşırlar. Kadınlarsa önce bütünü görür, daha sonra da parçalarını keşfederler. Sezgi yöntemlerindeki bu farklılıklar kadınların ve erkeklerin tüm tavır ve davranışlarına, beklentilerine ve ihtiyaçlarına yansır. ‘Erkekçe’nin esas gramer bilgilerini ‘Kadınca’dan farklılıkları oluşturur” dedi.
48
Bayan ve erkek aralarında yüzyıllardır süregelen çatışmanın ardında, doğrusu her iki cinsin birbirini tamamiyle tanımamasının yattığını hiç düşündünüz mü? Dünyaya ayrı bakan, doğumundan itibaren öbür koşullarda yetişen, yapı olarak kendine özgü tavırlar sergileyen, gerçekten özünde bir meyvenin iki yarısı olan bayan ve erkek lakin biri elma biri armut… Peki her iki cins birbirini nasıl tanımalı? Hangi konuda hatalar yapılıyor? Bütün anlamıyla erkek nedir bayan nedir?
Kadının ve erkeğin hem biyoloji ile ilgili hem de psikolojik açıdan birbirinden bambaşka olduğunu bildiren Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Genel Başkanı Psikoterapist Cem Keçe, her iki cinsin de ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’ diye adlandırdığı iki bambaşka dili kullandığını belirtti.
Dağıtılmış “genellemeler” sonucu ortaya çıkan ve her zaman istisnaları olabilen bu dillerin, kadınların ve erkeklerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına yansıdığını ifade eden Keçe, ‘Kadınca’ ve ‘Erkekçe’nin tepkilerini, beklentilerini, tercihlerini, arzularını ve hayata görüş açılarını belirleyen farklılıklarından oluştuğunu, her erkeğin içinde bir bayan, her kadının içinde bir erkek olduğunu lakin erkeklerde “erkek parça”nın, kadınlarda ise “bayan parça”nın iktidarda olduğunu kaydetti. Birbirine “eşit” olmayan ama “benzeyen” olan ve “eşdeğer haklara sahip” olan kadının ve erkeğin, içlerinde birbirlerine ait parçaları taşımakla birlikte birbirlerinden farklı olduklarını ve bu farkların bir “çatışma alanı” yok bir “zenginlik” olduğunu gösteren Keçe, “Bu farklılık ayrıca çekicidir keza gereklidir keza de çok iyi bilinmelidir. Çünkü kadınlarla erkekler dünyaya öbür açıdan bakarlar ve kadının çok özel perspektif ise kadını daha zengin ve erkeğe üstün kılar” dedi.
Kadınları “Toplumun yarısı” olarak tanımlama eden Keçe, toplumun öteki yarısının da kadınlar göre dünyaya getirildiğini, böylece kadınların toplumun tamamı gibi olduklarını söyledi. Keçe, böylece bilinmesi gereken “Kadınca” ve “Erkekçe”dilinin kadının ve erkeğin hormonları, farklılıkları, tutumları, tavırları ve davranışları ile şekillenen fazla özel diller ve hayatı yaşama biçimleri olduğunun altını çizdi.
Kadının ve erkeğin, hayat karşısındaki duruşlarının da birbirinden öbür olduğuna dikkat çeken Psikoterapist Cem Keçe, “Bakış açıları, tepkileri, beklentileri, tercihleri, arzuları bambaşkadır. Aralarındaki en bariz farklılıklardan biri konuşmaktır” dedi. Keçe şunları kaydetti: “Kadına bir dokunur bin ah işitirsin… Erkeğin ağzından kerpetenle laf alırsın… Ama bunu yönlendiren de anatomik yapılarıdır. Çünkü hitabe yeteneğini kontrol eden beyindeki merkezleri ayrı çalışır.
Erkek doğası gereği düşünerek konuşur, tek bir konuya yoğunlaşır ve yoğunlaştığı konuyla ilgili anında sonuca gitmek, çözüm üretmek ister. Kadın ise konuşarak düşünür. O da doğası gereği aynı anda aniden artı konuya yoğunlaşabilir. Bayan konuşurken konuyu iyice genişletir lakin erkek bir lahza önce esas konun konuşulmasını seve seve konuşmayı daraltır. Yani erkek ve kadında söylev ve düşünme süreçleri birbirinin tersi şekilde işler. Erkek önce konuşmak istediklerini içe doğru düşünür, daha sonra sözcüklere döker ve en sonunda da zaten karar vermiş olduğu sonuca veya çözüme ulaşır. Bayan ise sesli düşünür, yani önce konuşmaya, sonra düşünmeye başlar ve konuyla ilgili düşüncelerini konuşurken şekillendirir ve sonuca veya çözüme bu süreçte karar verir.”
Psikoterapist Cem Keçe, erkeklerin ve kadınların dünyaya farklı pencereden baktıkları için görüş açılarının da bambaşka olduğunu belirtti. Erkeklerin dünyayı daha kuytu bir açıdan görürken, kadınların daha geniş bir açıdan gördüklerini açıklayan Keçe, “Erkekler dünyayı tümevarım, kadınlarsa çıkarma yöntemiyle algılarlar. Erkekler parçaları ayrı olarak algılayıp bütüne ulaşırlar. Kadınlarsa önce bütünü görür, sonra da parçalarını keşfederler. Algılama yöntemlerindeki bu farklılıklar kadınların ve erkeklerin tüm tavır ve davranışlarına, beklentilerine ve ihtiyaçlarına yansır. ‘Erkekçe’nin temel dilbilgisi bilgilerini ‘Kadınca’dan farklılıkları oluşturur” dedi.
Kaynak: Kadın Moda Haberleri, Kadın Moda Önerileri
#kadin kimdir#kadılar nedir#kadın nedir dünyanın ta kendisidir#kadın nedir şiir#kadın nedir vikipedi
0 notes
Text
BİZİM BİLDİĞİMİZ KADIN KİMDİR?
Büyük bir diktatör olan Firavuna karşı çıkan ilk insan bir kadındır ( Asiye)
En mübarek su olan Zemzem suyu bir kadının duası ile fışkırdı ve ilk önce o kadın sudan içti ( Hacer)
İslam dininde evi yıkılan ve ilk şehid olan bir erkek değil kadındır ( Sümeyya)
İslam yolunda malını ilk önce harcayan bir erkek değil kadındır ( Hz. Hadice )
Sefa ile Merve tepesi arasında ilk önce koşan ve bunu kıyamete dek ibadet olmasını sağlayan bir erkek değil kadındır
( Hz . Hacer)
Kudüs mabedine herkesin karşı çıkmasına rağmen giren ilk insan yine bir kadındır ( Hz. Meryem)
Kâbeye duvarın yarılıp ilk ve son kez giren ve evladını orada dünyaya getiren de yine Hz. Alinin anası Fatima bint Esaddır.
Erkek ve kadınların içinde Hz. Aliyi ilk savunan ve bu uğurda şehid olan ilk insan yine bir hanımdır ( Hz. Fatima annemiz)
Yezidin tahtını sallayıp deviren ilk insan yine bir hanım olan Hz. Zeynep anamızdır..
KADIN NURDUR.
Cahillerin sandığı gibi âr ve utanç vesilesi değildir.
5 notes
·
View notes
Text
Kısmetse Olur Sıla kimdir? Yeni kadın yarışmacı Sıla'nın instagram adresi ve hayatı!
Kısmetse Olur Sıla kimdir? Yeni kadın yarışmacı Sıla'nın instagram adresi ve hayatı! - https://olaykibris.com/kismetse-olur-sila-kimdir-yeni-kadin-yarismaci-silanin-instagram-adresi-ve-hayati/ #kıbrıs #kktc #haber #türkiye #dünya
0 notes
Photo
Kadınlar Günü KADIN KİMDİR? Adam olmadan önce insan olabilmenin en temel unsurudur kadın. Çoğu zaman değil, her zaman her gözün nuru, hayatın can damarıdır. İnsanlığın devamı için olmazsa olmazdır. En büyük dertlerin dertlisi, en büyük mutlulukların ardındaki kahramandır. Kadın; denizin dibindeki inci, parlaklığıyla gözleri alan yakuttur. Küçük şeylerden mutlu olan, mutlu olduğunu da, mutlu olmasına sebep olanı da unutmayandır. Hep zarar gören ama kimseye zarar vermeyen kişidir. Çilekeştir. Zillete düşendir. Bir kenara itilen, canı çıkana kadar dövülendir. Her kabağın başına patladığı yazgısı kara talihsizlerin talihsizidir. Allah'ın kadını bir emanet olarak verdiğini unutan adamlara adam olmadıklarını anlatan sessiz aktörlerdir. Kadın; babasının ayakları altındaki paspastır. Bazen eşinin zulmünü görmezden gelen eş, bazen de abilerinin elinde kalandır. Erkeğin adının çapkına çıktığı tecavüzlerde adına kahpe koyulandır. Şehit tabutuna sarılmış gözyaşı döken şehit anasıdır. Asla katillere boyun eğmeyen, bebeği sırtında Kurtuluş Savaşına mermi taşıyandır. En asil alın terinin en muhteşem sahibidir. Benim bu satırları yazıyor olmamın vesilesidir. Canımın içi, gözümün bebeğidir. Gözünden damlayacak bir tek yaşa ömrümü feda edeceğim kişidir. Gönül bahçemde açan rengârenk güllerin arasındaki en güzel çiçektir. İnsan olmanın vesilesidir. Havva'dır kadın. Sevgilinin can damarı Amine'dir. Latife eş Hatice'dir. Bir iffet abidesi Meryem'dir. Kadın? Kadın her 8 Mart'ta adına istatistikler tutulan, 9 Mart'ta da unutulandır. Yani kadın anadır, yardır. Kıymeti kıymetsizleştirenlerin karşısında dimdik duran candan öte candır 8 Mart bundan 130 yıl önce haklarını istedikleri için yanarak can veren 120 kadının zulme baskıya ve eşitsizliğe olan isyanidir. O sıradan herhangi bir emperyalist geleneği ve fantastik bir kutlama degil. Kadınlar gününüz kutlu olsun https://www.instagram.com/p/Ca1QXiVK19h/?utm_medium=tumblr
0 notes
Text
Hem padişahın işi ne?
İşte o Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssası;
Sultan Murat Han, o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşe ile üzüntü arasında gidip gelmektedir. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:
– Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var? – Akşam garip bir rüya gördüm. – Hayırdır inşallah? – İnşallah hayrolur, öğreneceğiz. – Nasıl yani? – Hazırlan, dışarı çıkıyoruz. Padişah ve vezir, derviş kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatle bakınır.
MAHALLELİNİN ÖFKESİ
İşte tam o sırada gözüne yerde yatan bir ceset ilişir. Hemen sorar: – Kimdir bu? Ahali: – Aman hocam hiç bulaşma, derler. Ayyaşın, serhoşun biri işte!.. – Nerden biliyorsunuz? – Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz!
AYYAŞ VE MİMLİ KADIN DÜŞKÜNÜ Bir başkası tafsilata girer: – Biliyor musunuz, der. Aslında iyi sanatkârdır. Azaplar Çarşısı’nda çalışır. Nalının hasını yapar… Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de nerede mimli bir kadın varsa takar peşine. Hele yaşlının biri çok öfkelidir: – İsterseniz komşulara sorun, der. Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu? Hâsılı, mahalleli döner ardını gider. Tam vezir de toparlanıyordur ki padişah merakla sorar: – Hayırdır, sen nereye? – Bilmem, bu adamdan uzak durmak istersiniz sandım. – Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem… Ama biz gidemeyiz; adam ne olursa olsun bizim teb’amızdır. Defin işini halletmek gerek. Bir nurdur aydınlanır alnında CENAZEYİ BİZ KALDIRALIM
Vezir hemen bir çare önerir: – İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar kurtuluruz vebalden. – Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha. – Doğru ya! Peki, ne yapmamı emir buyurursunuz? – Dervişliğe devam edeceğiz bir süre daha! Naaşı kaldırmalıyız en azından. – Aman efendim, nasıl kaldırırız? – Basbayağı kaldırırız işte. – Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini, telkini… – Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmalıyız. – Şurada bir mahalle mescidi var, ama… – Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin? – Ne bileyim, Ayasofya’dan, Süleymaniye’den, en azından Fatih Camii’nden… – Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkânı çoktur. Orada bizi tanıyanlar çıkar. Ama Fatih Camii’ni iyi dedin. Hadi yüklenelim…
PADİŞAH NAAŞI YIKAR KEFENLER Ve gelirler camiye. Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur. Padişah, bakır kazanları vurur ocağa… Usulü erkânınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzünde bir beşâşet hâsıl olur. Hem manalı bir tebessüm okunur dudaklarında. Padişahın da, vezirin de kanı ısınmıştır bu adama. Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine de bir hayli vardır. Bir ara vezir, sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır ve: – Sultanım, der. Yanlış yapıyoruz galiba… – Neden, ne yaptık ki? – Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanımı vardır, belki de yetimleri? – Doğru dedin. Öyleyse sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim. Vezir cüzüne, tespihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur. Nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefatı bekler gibidir. – Hakkını helal et evladım, der. Belli ki çok yorulmuşsun. Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar. Neden sonra silkinip konuşmaya başlar: – Biliyor musun oğlum? diye dertli dertli söylenir… Bizim efendi bir âlemdi, vesselam… Akşamlara kadar nalın yapardı. Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya! – Niye? – Ümmet-i Muhammed içmesin diye… – Fesübhânallah!.. – Sonra, malum kadınların ücretlerini öder, eve getirirdi. Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım, derdi. Öyleyse şimdi dinleyin bakalım… O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara.. Mızraklı İlmihal, Hüccet-i İslam okurdum… – Allah Allah! Millet ne sanıyor hâlbuki… Padişahın işi ne? – Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında durmalı ki, derdi; tekbir alırken Kâbe’yi görmeli… – Öyle imam kaç tane kaldı şimdi? – İşte bu yüzden Nişancı’ya, Sofulara uzanırdı ya… Hatta bir gün: – Bak efendi, dedim. Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada… – Ne dedi peki? – Kimseye zahmetim olmasın, deyip mezarını kendi kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. İş mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yıkasın, kim kaldırsın? – Merak ettim şimdi cevabını! – Önce uzun uzun güldü, sonra; – Allah büyüktür hatun, dedi. Hem padişahın işi ne?
#nalıncı baba#nalıncı#babam#kabir#olay#ibret#sultan#vezir#istanbul#deniz#fatih#ayasafya#ayasofya#içki#fuhuş &231;etesi#kadın#millet#sofu#mezar#yardım#hakkari#şırnak#adıyaman#mevlid#şems#yunus#emre#islam#öykü#masal
173 notes
·
View notes