#kaçak imar

[lefkosahaberleri]

Marmaris Belediyesi'nden Kızılbük GYO'ya 104,76 Milyon TL Ek Ceza

New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/marmaris-belediyesinden-kizilbuk-gyoya-10476-milyon-tl-ek-ceza-33578/

Marmaris Belediyesi'nden Kızılbük GYO'ya 104,76 Milyon TL Ek Ceza

Marmaris Belediyesi, Kızılbük GYO’ya 104,76 milyon TL ek ceza uyguladı. Bu kararın arka planı ve detayları hakkında bilgi almak için yazımızı okuyun. Şehirdeki inşaat faaliyetlerinin denetimi ve yasal süreçler üzerine önemli bir değerlendirme.

https://lefkosa.com.tr/marmaris-belediyesinden-kizilbuk-gyoya-10476-milyon-tl-ek-ceza-33578/ --------

[bulancakajans-blog]

Dere Yataklarında Moloz Ve Kaçak Yapılaşma Denetimi

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin taşkın olaylarının sıklıkla yaşandığı bölgelerin başında yer aldığı biliniyor. Bu taşkınlarda en büyük etkenin ise iklim ve topoğrafyanın yanında dere yataklarına dökülen moloz, hafriyat ve kaçak yapılaşmanın neden olduğu da belirtiliyor. Bu kapsamda; şehrimizde yaşanabilecek taşkınların can ve mal kaybına sebebiyet vermemesi için Giresun Belediyesi Zabıta Müdürlüğü,…

[rastgeleticaret]

Kaçak inşaata Yasal kılıf imar Planını Hangi Belediye Değiştirdi

#kaçakyapı #kaçakinşaat #imaraffı #imarbarışı Merhaba,’Haberin Sosyal Medyası’ Haber Aktüel’e hoş geldin! Türkiye’de dijital haberciliğin benzersiz örneği olan Haber Aktüel’in Youtube kanalındasın. Bu kanalda gündem ile ilgili özel içerikler ve röportajlar bulabilirsin. Tarihten siyasete, bilimden sanata her alanda içerik bulabileceğiniz kanalımıza abone olmayı ve bizi diğer sosyal mecralarda…

[chaoticdreamfart]

Zara deyme felek.

Muttiş sesiyle karşınızda.

Sız kıymetli arkadaşlarıma.

Armağanim olsun.

Beğeniler için şimdiden.

Teşekkür ederim 🙃😁

👍🌿✌️🌿���🌿

At avrat silah devri kapandı.

Ustaa....👌...✌️

Yepyeni şerefin ahlakın.

Zinanın aşk oldu.

Devir başladı.

Haydeee iyisiniz iyi..😂..✍️

Benim kalbimde imar.

İzni yoktur usta 👌✌️

Tek katlı müstakil kıble bilip diz.

Çöktüğümuz bir aşkın.

Üstüne kaçak sevdalar.

Çıkmıyoruz.haydeee...😁...✍️

Geç karşıma iyi bak bana.

Ben herşeyi olan ama.

Kaybedecek hiç bir şeyi.

Olmayan bir deliyim.

Bilginize...😁...✍️

👆👆 Tatli

Hem deli hem prenses 👑🌿♥️

Mutlu günler.👈

[kaan-bora07-turk]

🐺 Benim Kalpte imar izni yok…❤️‍🔥

Tek katlı Sevdanın üstüne 💙

Kaçak AŞK çıkmıyoruz….😎

Bukalemun kılıklı seni…!🦎😑

Benim Tek Cumhur Cumhuriyet Kurucusu Başkanım Vardır GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'TÜR. 🤘❤️

Allah'a Emanet. 🇹🇷🙋

[baybaykus]

“Vefat eden babalarından kalan zeytinlikleri 2 milyon liraya satan Havran'lı iki kardeşin her birine 1 milyon TL düşer.

Türk lirasına güvenmeyen ve zaten bir şey üretme derdinde olmayan birinci kardeş, parasını dolara çevirip bankaya yatırır.

Faiz geliriyle gül gibi geçinir…

1-Bu dünyadan bir şeyler üretmeden gitmeyeyim,

üç beş istihdam yaratayım, memlekete de faydam olsun diyen ikinci kardeş,

memleketinde Zeytin işleme tesisi kurmaya karar verir.

1 milyon dolar maliyeti olan tesis için babadan kalan parayı peşinat yapar, ...

2-6 yıl vadeli döviz bazlı leasing kredisi ile makine+bina yatırımı yapar.Elde ettiği gelirle hem leasing taksitlerini ödeyecek, hem de kar edecektir.Üstelik, devletin tarımsal tesislere karşılıksız hibesi vardır. Yapacağı hibe başvurusuyla AB fonlarından 100,000$ hibe alacaktır.

3-Bir yılda tamamlanması gereken yatırım, imar değişikliği, bina ruhsatı, belediye avanta müzakereleri vs derken 2 yıla uzar.

Bu arada Tarımsal Kalkınma programına yaptığı başvuru yerinde saymaktadır çünkü görevli memurlar FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle işten atılmış, kalanlar da...

4-kalanlar da saat doldurmak dışında bir iş yapmamaktadır.

Tesisi bitirip devreye aldığında artık eldekini tüketmiş, köylüden zeytin almak için parası kalmamıştır. Eşinin, annesinin altınlarını bozdurur, işlemek için zeytin satın alır. ...

5-Satın aldığı zeytinlerden elde ettiği ilk yağı 13 liraya mal etmiştir.

Artık her şeyin yoluna girmesini beklerken, gelişmeler kendisini yanıltacaktır. ...

6-İlk darbeyi zeytinyağı fiyatından yer.

Çünkü hem hükümetin Tunus'dan zeytinyağı ithalatını bir gecede serbest bırakmış olması,

hem de Suriye'den çok miktarda kaçak zeytinyağı girmesi nedeniyle zeytinyağı fiyatları 9 liraya düşmüştür. ...

7-İkinci darbe döviz kurundan gelir. Patlayan kurlar nedeniyle,

döviz bazlı leasing taksitlerini ödeyecek gelir elde etmesi artık mümkün değildir.

Taksitlerini ödeyemediği için Leasing şirketi tesisi icra yoluyla haczeder, satışa çıkartır. ...

8-Eşinden ve aile çevresinden bu iş

için ödünç aldığı Altınlar da patlayan döviz fiyatı nedeniyle değeri iki katına çıkmış!

Elindeki zeytinyağının değeri ise yarıya inmiştir.

Elindeki zeytinyağlarının tamamını satsa, ödünç aldığı altınların ancak 1/4 ünü iade edecek durumdadır.

9-Bir darbe de AB hibe işlemlerini yürüten Kırsal Kalkınma programından gelir.

100,000$ olmasını beklediği hibe ödemesi, işlemlerin neredeyse 2.5 yıl sürmesi ve bu esnada kurun iki kattan fazla artması nedeniyle 45,000 dolara inmiştir.

Artık çaresizdir ve maalesef icraya düşer.

10-İcradan satışa çıkan tesis için alıcı çıkmaz.

İkinci satış ihalesinde bedelinin %50'si ne satılacak, eğer yine talip çıkmazsa üçüncü ihale de en yüksek fiyat verene satılacaktır.

İkinci ihalede de alıcı çıkmaz,

çünkü yörede bu miktarda parası olan kişi sayısı azdır, üstelik...

11-üstelik bankalar artık hiçbir yatırıma kredi vermiyordur.

Üçüncü ihalede tesisi 200,000$ bedelle, babasından kalan parayı dövize çevirip bankaya yatıran birinci kardeş alır.

Artık hiçbir dert çekmeden bir tesis sahibi olmuş, üstelik ...

12- üstelik babasından kalan parayı dolara çevirdiğinde elde ettiği 500,000 Dolardan 300,000 dolar daha parası kalmıştır.

13-Tesisin satışından elde edilen gelir banka kredi borcunu karşılamayınca, bu defa banka ikinci kardeşin evini icra yoluyla satışa çıkartır.

650,000 TL değeri olan evi icradan 65,000$ karşılığı 400,000 TL bedelle yine birinci kardeş satın alır. ...

14-Günün sonunda risk alıp bin bir sorunla uğraşarak yatırım yapan ikinci kardeş iflas etmiş, hem parasından, hem evinden hem de ailesinin takılarından olmuştur. ...

15-Türk lirasına güvenmeyen birinci kardeş ise, hem tesis sahibi olmuş, hem ilave bir ev edinmiş hem de bankada 250,000$ parası vardır.

Türkiye'de her yatırımcı hak ettiği cezaya bir gün mutlaka çarptırılacaktır….”

[pazaryerigundem]

Bursa'nın 'Çevre Düzeni' için muhtar buluşması

https://pazaryerigundem.com/haber/207005/bursanin-cevre-duzeni-icin-muhtar-bulusmasi/ -

Bursa'nın 'Çevre Düzeni' için muhtar buluşması

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa’nın ‘Kent Anayasası’nı oluşturacak ‘1/100 bin Ölçekli 2050 Vizyonu Çevre Düzeni Planı’ çalışmalarını 17 ilçedeki muhtarlarla bir araya gelip görüş ve düşüncelerini alarak sürdürüyor.

BURSA (İGFA) –  Katılımcı yönetim anlayışıyla çalışmalarını sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi, ‘Kent Anayasası’nı oluşturacak 2050 vizyonlu ‘1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’ kapsamında toplumun tüm kesimleriyle buluşmaya devam ediyor.

Bu kapsamda 17 ilçedeki muhtarlarla bir araya gelen Büyükşehir Belediyesi, dağ yöresi, İnegöl, Karacabey ve Mustafakemalpaşa’nın ardından Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Kestel ve Gürsu ilçelerindeki muhtarlarla buluşarak kente dair fikir ve önerilerini dinledi. Bursa Planlama Ajansı ve Bursa Muhtarlar Derneği iş birliğinde Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde yapılan Bölgesel Muhtarlar Çalıştayı’na Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Nazlı Yazgan, şehir plancıları, akademisyenler ve muhtarlar katıldı.

Katılımcılık anlayışı gereği muhtarların düşüncelerini dinlemek istediklerini belirten Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey, kentin, ilçelerin ve mahallelerin sorunlarını çözmek üzere milletin takdirini alarak göreve başladıklarını ifade etti.

Kent Anayasası olan 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nda muhtarların önerilerinin de yer alması için bu toplantıları düzenlediklerini dile getiren Başkan Bozbey, “Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak kentimizin tüm dinamikleriyle görüşmelerde bulunuyoruz. Mahallelerimizin sorunlarını muhtarlarımız daha yakından biliyor. Kentler, yalnızca belediye başkanları ve yerel idareciler tarafından planlanamaz ve yönetilmez. Tüm kesimlerle bir araya gelerek hazırladığımız 2050 hedefli planı, en doğru şekilde gerçekleştirmek üzere yola çıktık. Muhtarların bu plana olan katkıları bu yüzden önemlidir. Mahallelerimizin sorunlarını bizlere iletiyorsunuz. Çözümleri için çalışıyoruz” dedi.

Tüm planlama süreçlerini Bursa Plan çatısı altında toplayarak yöneteceklerini söyleyen Başkan Bozbey, Bursa’da herkesin gülümseyeceği, yeşil dokunun ve kültürel alanların arttığı plan anlayışını ortaya koyacaklarını belirtti.

Çevreye yönelik yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Başkan Bozbey, Nilüfer Çayı’nın tekrar temiz akmasını tüm Bursalılarla birlikte başaracaklarını ifade etti. Görülen olumsuzlukların Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne iletilmesini isteyen Başkan Bozbey, “Havamızı ve suyumuzu önemsiyoruz.  Kurulan ekipleri, Nilüfer Çayı’nı adım adım takip ediyor. Çağımıza karşılık veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişiklik İl Müdürlüğü’ne teşekkür ediyorum. Bu kent hepimizin. Kaçak inşaatlar konusuna asla müsaade etmeyin. Şikayet edin. Bu kentin toprağı, suyu, havası temiz olmalı. Halkımızla birlikte bunu yapabilecek bilgi birikimimiz de var. Bunu hepimiz sağlayacağız. Onun için bir araya gelmeye devam edeceğiz” dedi.

Bursa Muhtarlar Derneği Başkanı Erol Yılmazer, Yıldırım Muhtarlar Derneği Başkanı Muhsin Sak, Osmangazi Muhtarlar Derneği Başkanı Burhan Mandacı ve Nilüfer Mahalle Muhtarlar Derneği Başkanı Recep Bayraktar da kentin önümüzdeki 25 yılını ele alan planın çalışmalarına muhtarlardan başlanmasının önemine değinerek Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve ekibine teşekkür etti.

Çevre Düzeni Planı Proje Koordinatörü Prof. Dr. Fatih Terzi de plan hakkında katılımcılara sunum yaparak bilgi verdi.

[gundembuca]

Buca Su Krizine Sürükleniyor ! Yetkililer ise Sessiz, Halk Susuz Kalacak !

BUCA SU KRİZİNE SÜRÜKLENİYOR!

Barajlar kuruyor, yetkililer susuyor, şehir felakete ilerliyor! İzmir, tarihinin en büyük su krizlerinden birine doğru hızla ilerliyor. Şubat 2025 itibariyle, kentin en büyük içme suyu kaynaklarından olan Tahtalı ve Balçova barajlarında doluluk oranları alarm verici seviyelere geriledi. Geçen yılın aynı dönemine göre bazı barajlarda su seviyesi yarı yarıya düştü. Özellikle Tahtalı Barajı’nın seviyesine kadar inmesi, Buca'nın yaz aylarında büyük bir kuraklık ve susuzluk felaketine sürükleyebilir. Peki, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Buca Belediyesi ve DSİ ilgili kurumlar bu duruma karşı ne yapıyor? Cevap: Bilmiyoruz

FOSEPTİK SKANDALI: İÇME SUYU HAVZALARI KİRLETİLİYOR!

Susuzluk yetmezmiş gibi, İzmir’in içme suyu kaynakları bir başka büyük tehlikeyle karşı karşıya: Foseptikler! MHP'li Bahadır Altınkeser, İzmir’de 80 bin foseptik bulunduğunu ve bunların önemli bir kısmının içme suyu havzalarına yakın olduğunu açıkladı. Eğer bu rakam doğru değilse, İZSU’dan net bilgi talep edildi ama kurum sessizliğini koruyor. Halkın içtiği suyun kaynağı kirletiliyor, yetkililer ise açıklama yapmaktan kaçınıyor! https://youtu.be/YK5B12lW888?si=DM8Gv0z4yNGhO6fD Denetlemeler Ne Durumda. Otel yangınında denetimsizlik 78 canımıza mal oldu. Peki baraj sularının korunması amaçlı nasıl denetimler yapılıyor ? Halka ulaşması gereken suyu kirletenlere ve suyu çalanlara karşı denetlemeler yapılıyor mu ? Bunun anlamı ne mi? eskiden çeşmeden içilen su artık riskli hale geldi! İzmir’in içme suyu kaynakları kirlenirken, su krizi sadece kuraklıkla değil, yönetiminde beceriksizliğiyle de derinleşiyor.

İMAR RANTI: BUCA’DA SU YOK AMA GÖKDELENLER YÜKSELİYOR!

Buca’nın nüfusu her geçen gün hızla artıyor. 600 bin olan nüfus, alt yapı çalışmaları yapılmadan, kontrolsüz imar değişiklikleri ve kaçak katlarla 1 milyona dayanmış durumda! Peki, su kaynakları azalırken, bu kontrolsüz yapılaşma Buca’yı felakete sürüklemiyor mu? https://www.youtube.com/watch?v=jg6UyWG0pj0 Buca’da alt yapı yok, su sorunu büyüyor, ancak imar planları değiştiriliyor, gökdelenler ve kaçak yapılar hızla yükseliyor. Bu plansız büyüme, su krizini daha da ağırlaştırıyor. Su kaynakları tükenirken, kent plansız şehirleşmeye ve rant odaklı projelere kurban ediliyor. Yetkililer ise bu duruma göz yummaya devam mı edecek ? https://www.instagram.com/bucamhp/p/C-CecNntM0G/

KAÇAK YAPILAŞMA SU KAYNAKLARINI YOK EDİYOR!

Özellikle Tahtalı Barajı havzasındaki Menderes, Torbalı ve Buca ilçelerinde kaçak yapılaşma, su krizini derinleştiren en büyük etkenlerden biri. Hobi bahçesi adı altında parsel parsel satılan araziler, kaçak villalar ve ruhsatsız yapılar, bölgede kontrolsüz sondaj kuyularının açılmasına neden oluyor. Bu kuyular, barajlara ulaşması gereken suyun yer altından çekilmesine sebep oluyor ve barajlar dolmuyor! Üstelik sadece yer altı suları değil, baraj havzalarındaki yeşillendirme alanları da hızla yok ediliyor. Ağaç katliamları, betonlaşma ve kaçak yapılar, su kaynaklarını tüketirken, barajların kirlenmesine de sebep oluyor. İzmir’in geleceğini tehdit eden bu felaket karşısında yetkililer hâlâ seyirci!

YETKİLİLER SESSİZ, HALK SUSUZ!

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri, su krizine karşı ne gibi önlemler alıyor? Bu sorunun cevabı hâlâ belirsiz. Çevre ve şehircilik politikaları rant uğruna su kaynaklarını yok ederken, gelecekte İzmir’in susuz kalmaması için hangi projeler hayata geçiriliyor? Yıllar önce Buca Kaynaklar ve Kırıklar bölgesi için planlanan ÇED projesinin tekrar gündeme alınması artık bir zorunluluk haline geldi. Ancak bu konuda da henüz bir adım atılmadı. https://youtu.be/-fj-jBcgc6Y?si=3WuxYiai4L6d99CS İzmir susuz bir geleceğe sürükleniyor! Barajlar hızla kururken, su kaynakları kirlenirken ve kaçak yapılaşma artarken, yetkililer ve kurumlar ne zaman harekete geçecek? İzmir halkı, kendi suyunu satın almak zorunda mı kalacak? Çeşmelerden içilebilir su akmayacak mı? Bu şehrin geleceği rant için feda edilmemeli! Su krizine karşı acil eylem planları hayata geçirilmeli, kaçak yapılar yıkılmalı, foseptik sorunu çözülmeli ve baraj havzaları korunmalıdır! İzmir’de barajlar hızla kuruyor, içme suyu kaynakları foseptik tehdidi altında ve kaçak yapılaşma su krizini derinleştiriyor. Buca’da nüfus hızla artarken, su sorunu göz ardı ediliyor. Yetkililerin sessizliği, İzmir’in geleceğini büyük bir tehlikeye sürüklüyor! Read the full article

[mavibizdehuydurazizim]

Depremde yaşanan, bire bir tanık olduğum acılar ile ilgili yazsam; gidenlerden bahsetsem, kalan ama bir yanı eksik kalanları yazsam yine göğsüm sıkışacak, biliyorum.

Hatırlamak ve hatırlatmak lazım yine de aynı acıların bir daha yaşanmaması için, aynı acıların bir daha yaşanmamasını umarak.

Geç ve yetersiz müdahale yüzünden enkaz altında günlerce bekleyen, bu yüzden hayatını kaybeden ya da uzuvlarını beton altında bırakan insanları... Bedenen sağlam çıkan ama psikolojileri alt üst olmuş halde hayatlarına devam etmek zorunda kalanları hatırlatmak lazım.

Enkazların çevresinde dört dönen çaresiz anne babaların çığlıklarını, gözyaşlarını, vurmaktan morarmış dizlerini, göğüslerini...

Soğuğu, kara kışı, kapalı yolları, açlığı, susuzluğu...

Hatırlamak, hatırlatmak lazım.

Satışa çıkarılmış çadırları, su basan çadır kentleri...

Gülen valileri, tv'ye konuşurken konuşması arsızca kesilen depremzedeleri, bağış toplama başlığıyla sergilenen şovları, yerine ulaşmayan bağışları...

Oy uğruna görmezden gelinmiş ruhsatsız binaları, denetlenmemiş inşaatları, göz yumulmuş kaçak katları, imar aflarını...

Ve daha nicesini,

Unutmamak, hatırlamak lazım. Hatırlatmak lazım.

Aynı acılar bir daha yaşanmasın diye. Halkımız daha çok ölmesin diye.

En çok da gidenlere karşı yüzümüz yerde olmasın diye.

[bursahabermedya]

Nilüfer Belediyesi Kaçak Yapılara Geçit Vermiyor! Nilüfer Belediyesi, kentteki imar düzenlemelerine aykırı olarak inşa edilen kaçak yapılarla mücadelesini sürdürüyor. Belediyenin etkin mücadelesi, özellikle tarım alanlarında yaşanan k https://bursahabermedya.com/nilufer-belediyesi-kacak-yapilara-gecit-vermiyor/ #BursaHaberleri #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa

[darkyayincilik]

Nilüfer’de imara aykırı 4 yapı yıkıldı

Nilüfer Belediyesi, kaçak yapılarla mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürüyor. İlçenin 4 farklı mahallesinde imara aykırı olduğu tespit edilen 4 yapı, Nilüfer Belediyesi Yıkım Ekipleri tarafından yıkıldı. BURSA – Planlı kentleşmeye büyük önem veren Nilüfer Belediyesi, imara aykırı yapıları tespit etmek için Nilüfer Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ekiplerinin çalışmalarının yanı sıra…

[korkutkalkan]

Doğu Karadeniz yaylalarında kaçak yapılara karşı Trabzon, Rize, Giresun, Artvin ve Gümüşhane valiliklerince tespit edilen yaklaşık 4 bin 200 kaçak yapı için yıkım kararı alındı. Pek çoğu yapım aşamasında yüzlerce kaçak yapı yıkıldı. Ancak bölgede kaçak yapı sahiplerinin artan tepkileri üzerine yıkımlara ara verildi. Türkiye genelinde getirilen 'imar barışı' uygulaması, bölgedeki yaylalarda inşa edilen ve yıkım kararı alınan kaçak yapı sahiplerini harekete geçirdi. Kaçak yapı sahipleri AKP iktidarı tarafından 2019 yılında getirilen 'imar barışı' uygulamasından yararlanıp, 'Yapı kayıt belgesi' almak için illerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine başvuru yaptı. YENİDEN İMAR AFFI BEKLENTİSİ "100 BİNE YAKIN KAÇAK YAPI VAR" Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Doç. Dr. Coşkun Erüz, "Ne yazık ki halkta ‘bir şey olmaz yapalım, nasılsa imar affı gelir’ gibi yanlış bir algı oluştu. Buna rağmen örneğin Trabzon'da yaylalarda 100 bine yakın hiçbir şekilde tapuya konu olmayan, kamuya ait alanlarda kaçak yapı var. Yani hiçbir şekilde yasal bir tabanı yok. Hayvancılıkla hiçbir alakası yok. Yaylalar maalesef hayvancılık amacıyla kullanılması gereken alanlarken şu anda kaçak yapılaşma olan, çirkin çarpık yapılaşan ve maalesef doğa turizmi yapılan Karadeniz'e çok kötü bir imaj veren, çok kötü bir turizm algısı yaratan bir görüntü oluşmaya başladı. Bunu durdurmak gerekiyor” dedi. "KORUNMASI GEREKEN ALANDA 120 KAÇAK YAPI VAR" Gerekli yıkımların başlaması gerektiğini kaydeden Erüz, “Trabzon'da şu anda çok önemli dünya ülkelerinde korunması gereken 3 tane turbalık alan var. Ağaçbaşı ve Barma yaylaları en büyükleri. Barma Yaylası’nda 2017'den sonra 120 tane kaçak yapı yapıldı. Koruma altında ama buna rağmen yapılan kaçak yapı var. Kamu idarelerinin mutlaka bunu bir an önce ele alıp, gerekli yıkımları yapması gerekiyor. Artık teknoloji öyle bir şey ki; bir nokta boyutunda dahi olsa Coğrafi Bilgi Sistemleri sayesinde gerekli tespiti edebiliyorsun. Yani ‘yaptım benimki daha önceden de vardı’ deme şansınız yok. Devletin elindeki verilerde şu anda 80'lerden itibaren nerede, ne vardı, hepsi biliniyor. Dolayısıyla bu kaçak yapılara ‘af gelebilir’ düşüncesi çok yanlıştır. Bu araziler devletin yani 84 milyonun hakkı" diye konuştu. YAYLALARDA KİRLİLİK, DENİZİ TEHDİT EDİYOR Yayların hayvancılıktan uzak olduğuna dikkat çeken Erüz, "Şu anda bizim yaylalarımızın tamamı tahribat altında. Yerleşim alanı neresi, hayvancılık alanı neresi, belli değil. Yani yaylaların mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor. Sis Dağı şu anda Sis Dağı değil artık. Yaylalar, kasaba boyutuna geldi. Yerleşim, hayvancılık alanı neresi belli değil. Karadeniz'de deniz kirliliği çalışıyoruz ve yaptığımız tespitlerde; deniz kirliliğinde en büyük etken, bu yayla turizmi adı altında yaptığımız kaçak kontrolsüz, ne olduğu belli olmayan tesisleşmelerden kaynaklandığını da ortaya koyduk” ifadelerinde bulundu. 

[elazigsurmanset]

DEVA Partili Esen: “AK Parti, 17 Ağustos raporunda ‘yapmayın!’ denilen her şeyi yaptı”

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Elif Esen, 17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi’nin yıldönümü nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın açıklaması yaptı. ''17 Ağustos depreminden sonra hazırlanan raporda adeta 6 Şubat depreminin de resmi çizilmiştir'' 17 Ağustos depreminden sonra TBMM çatısı altında kurulan Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı raporda bulunan tespitlerin, 24 yıl sonra halen geçerliliğini koruduğunun altını çizen Esen, raporda yer alan  “Geçmişte yaşanan depremlere rağmen, imar planlarında yanlış yer seçimi, alüvyon arazilerin gerekli zemin etütleri yapılmadan imara açılması, yapılaşma sürecinde deprem şartlarına uyulmaması, siyasi ve rant kaygılarından kaynaklanan yoğunluk artışı, gereğinden fazla kat yapımına izin verilmesi, ya da kaçak yapılan binalara imar affı ile ruhsat verilmesi sonucunda bölgede ağır hasar ve can kaybının meydana geldiği görülmüştür” (TBMM AR. RAP. s. 25-26) ifadesini hatırlatarak, “Adeta 6 Şubat Kahramanmaraş-Pazarcık merkezli depremin de resmi çizilmiştir” dedi. ''AK Parti hükümetleri, ağır bilançonun birinci dereceden sorumlusudur'' Raporda ayrıca Kızılay’ın asli görevleri olan sağlık, çadır, gıda ikmali konusunda beklenilen etkin hizmeti veremediği; devletin Sivil Savunma kurtarma birliklerinin arama-kurtarma çalışmalarında çok yetersiz kaldığı; deprem sonrasında iletişim konusunda sıkıntılar yaşandığı, devlet makamlarının da bölgenin durumu hakkında bilgi edinemediği için duruma müdahale konusunda geciktikleri yolundaki tespitlerin yer de yer aldığını belirten Esen, “2002 yılından beri iktidarda olan AK Parti hükümetleri ne yazık ki bu raporda ‘Yapmayın!’ denilen her şeyi yapmış, yaşadığımız depremlerdeki ağır bilançonun birinci dereceden sorumlusu olmuşlardır” ifadelerini kullandı. ''Depremden önemli gündemimiz olmamalı'' Uzmanların uyarılarına göre İstanbul merkezli bir deprem beklendiğine ve olası depremin, yapısal özellikleri nedeniyle tüm ülkeyi felç edebileceğine dikkat çeken Esen, şunları söyledi: ''Depremden önemli gündemimiz olmamalı. Neden mi? Çünkü İstanbul Türkiye’nin kalbi. İstanbul, tahmini verilere göre 16 milyonu geçen nüfusu ile Türkiye nüfusunun yaklaşık beşte birini ve endüstri potansiyelinin yarısını barındıran, ülkenin en büyük metropolüdür. Nüfusun yaklaşık olarak yarısı kadın, beşte biri de çocuktur. Çok yüksek olan deprem tehlikesinin yanı sıra kentsel deprem riski; aşırı kalabalıklaşma, hatalı arazi kullanım planlaması ve yapılaşma, yetersiz altyapı ve çevresel bozulma nedeni ile artmıştır. İstanbul'da olacak büyük bir deprem, yapısal özellikleri sebebiyle tüm ülkeyi etkileyecek, hatta felç edecek niteliktedir. İstanbul’da yaşanabilecek bir depremin yüksek sayıda can kayıpları ve yaralanmalara, 50 milyar doların üzerinde ekonomik zarara, iletişim sistemleri hizmetlerinin kesintiye uğramasına, hastanelerdeki hizmetin ve eğitimin aksamasına, kültürel varlıkların zarar görmesine ve altyapı sistemlerinden kaynaklanabilecek ikincil risklerin oluşmasına sebep olabilecektir.” Esen'den ''Hükümete çağrı'' ''Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin İstanbul’da ilk etapta 600 bin, toplam 1,5 milyon riskli konutu depreme dayanıklı hale getirmek için çalışma yürüttüklerini, hızlı dönüşüm için yeni bir yasa hazırladıklarını ve birkaç ay içinde Meclis’e sunacaklarını açıkladığını hatırlatan Esen, hükümeti, hem 6 Şubat depreminin yaralarının daha hızlı sarılması hem de olası bir İstanbul depremine karşı gereken hazırlıkların ivedilikle yapılabilmesi için gerekli sorumluluğu alarak işlerinin başına dönmeye çağırdı.'' Kaynak: HİBYA Read the full article

[mansetmalatya]

Konut İmarıyla Memleketi Bekleyen Sorunlar

6 Şubat depremleri sonrası en fazla etkilenen illerin başında gelen Malatya’da beton kalitesi ve kıvamının istenilen düzeyde olmadığına dikkat çeken Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Malatya Şube Başkanı Mustafa Şarlak “Kaçak yapılar başta olmak üzere beton kalitesinin kaynağında ve yerinde denetlenmesi gereklidir.” dedi.

 “ESNETİLEN SÜREÇTE KONTROL OLMAYIŞI DEPREMİ UNUTTURMAMALI” Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan ASKON Malatya Şube Başkanı Mustafa Şarlak şunları söyledi; “6 Şubat depremleri sonrası hasarlı konut anlamında en fazla etkilenen iller içinde olan ilimiz adeta bir şantiye sahasına dönmüş ve hummalı çalışmalar yürütülmektedir. Önümüzdeki bu süreç Malatya’nın da aralarında olduğu deprem bölgelerinde oldukça sancılı geçeceğe benzemektedir. Devlet kademeleri bütün fedakârlığıyla prosedürleri hızlandırmış insanlarımızın evlerine veya işyerlerine biran önce geri dönmeleri uğruna dört bir koldan çalışmalar başlatılmış ancak yüksek fiyatlara rağmen zaten oligarşik bir piyasada işlem gören betonların kalitelerinin ve kıvamlarının istenilen düzeyde olmadığına dair çok önemli bilgiler tarafımıza gelmektedir. Bu anlamda kaçak yapılar başta olmak üzere beton kalitesinin kaynağında ve yerinde denetlenmesi gereklidir. Bu sadece devletin vazifesi değil insani bir meziyettir. Kanun bellidir. Bu oligarşik yapının çözülmesi için Devlet eliyle bir müdahale şart olmuştur. Bu süreçte Belediyeler, TOKİ veya Emlak Konut İdaresi kanalıyla beton santralleri kurulması ve buradan arz oluşturularak piyasada fiyat dengesi oluşturulmalıdır. Bu hal ile bayram sonrası imar alanlarının açılması, temel atımları ile birlikte sektör içinden çıkılmaz bir durum ile karşı karşıya kalacaktır. Özellikle işçilik maliyetlerinin daha da yükselmesi beklediğimiz en önemli konudur. Bu konuyu biran önce çözüme kavuşturmak adına ivedilikle hareket edilmelidir. Yurtdışı bağlantılı firmaların yurtdışından personel tedarik etmesi yurtiçindeki talebi dengeleyeceği gibi fiyatlardaki artışında önüne geçecektir. Malatyamızın önemli isimleri olan Rönesans ve Çalık gibi büyük müteahhitleri bu anlamda memleketlerine sahip çıkmaya davet ediyorum.” Read the full article

[turkiyehaberi]

İstanbul'da Üsküdar Salacak sahilindeki kaçak işletmeyi yıkmak için bölgeye giden İBB ekipleri saldırıya uğradı. İBB İmar Şube Müdür...

[pazaryerigundem]

İzmir'de suda indirimli tarife genişleyecek

https://pazaryerigundem.com/haber/201881/izmirde-suda-indirimli-tarife-genisleyecek/

İzmir'de suda indirimli tarife genişleyecek

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, su faturalarının ilk 4 metreküpünde uygulanan indirimli tarifeleri kademe kademe 10 metreküpe kadar çıkaracak bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Göreve geldiği günden bu yana su fiyatları ile ilgili çalıştıklarını kaydeden Başkan Tugay, “İki yıl içerisinde büyükşehirler arasında en uygun fiyatlı su İzmir’de olacak diye söz verdim. O tarihe kadar adım adım bunu yapacağız” dedi.

İZMİR (İGFA) – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki ile Bornova Pınarbaşı Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nı ziyaret etti. Oda Başkanı Cezmi Çulhaoğlu ile ilçe esnafı ve muhtarların karşıladığı Başkan Tugay, su faturalarının düşürülmesi için çalıştıklarını kaydetti.

Başkan Tugay, “İki yıl içerisinde büyükşehirler arasında en uygun fiyatlı su İzmir’de olacak diye söz verdim. O tarihe kadar adım adım bunu yapacağız. Göreve geldiğimden beri suyun fiyatını kademe kademe aşağıda tutuyorum. Bir artış var ama bütün belediyelerde enflasyon oranında bir artış oluyor. Oransal olarak İZSU’nun su bedeli gittikçe aşağı doğru iniyor.

En son Büyükşehir belediyeleri arasında beşinci sıraya indik. Bazı önlemlerle bunu biraz daha geliştireceğiz. Şu anda ilk 4 metreküpü uygun fiyatta veriyoruz. Bunu yakında 6, daha sonra 9 ardından belki 10 metreküpe kadar çıkaracağız. Bu baremlerde kullanılan su için düşük ücret ödeyecekler. Ama fazla harcamalar için yüksek fatura çıkacak. Burada amaç aynı zamanda su tasarrufu da sağlamak” dedi.

“Katı atık bedeli ilçe belediyelerine aktarılıyor ”

İzmir’de su faturalarına yansıyan ve ilçe belediyelerince belirlenen katı atık bedelleri ile ilgili de konuşan Başkan Tugay, şunları söyledi: “Katı atık bedeli, çöplerin toplanması ile ilgili devletin belirlediği bir türlü vergi kalemi. Onu ilçe belediyeleri belirliyor. Kanun gereği katı atık bedeli, su faturasına yansıtılıyor. Bizim tercihimiz değil. Bu kafa karışıklığı yaratıyor. İnsanlar su faturasında yüksek rakam görünce İZSU’yu suçluyorlar. Su faturası ile katı atık bedeli faturasını ayırmayı düşünüyoruz. Ben ilçe belediyelerinin belirlediği rakama müdahale edemem. Ama bu sonuçta bir hizmete dönüşüyor. Devlet, belediyelere ‘Çöplerin toplanması ile ilgili yapacağın harcamayı buradan al’ diyor. İnanın yapılan harcamanın yarısı bile alınmıyor.”

Yarış pisti yeşil alan olacak

Bornova’da bulunan ve bölge halkının rekreasyon alanı olarak değerlendirilmesini istediği yarış pisti ile ilgili konuştu.  Başkan Dr. Cemil Tugay, “Yarış pisti alanı ile ilgili sizden gelen talep ve önerileri dinledim. Yurttaşlarımızın burasının pist olarak kullanılmasını istemediğini gördük. Arazi imar planlarında yeşil alan olarak görülüyor. Böyle bir alana da ihtiyacımız var. Bu tür alanların projelendirilmesi ile ilgili belediyemiz oldukça deneyim sahibi” dedi.

Kaçak yapılara uydudan denetim

İzmir’de konut ihtiyacı bulunduğunu ve yeni alanlar üzerinde çalıştıklarını kaydeden Başkan Tugay, kaçak yapılaşmanın da önüne geçeceklerini söyledi. Başkan Tugay, “Şehrimizin en büyük sorunlarından biri kaçak yapılaşma. Kaçak yapıları saptamak için uydudan günlük olarak bütün İzmir’i izleyeceğiz ve müdahale edeceğiz. Bir yandan yeni rezerv alanlar açarken diğer yandan kaçak yapılaşmayla mücadele edeceğiz” diye konuştu.

“Ödediğimiz vergiden hak ettiğimiz payı almıyoruz”

Yurttaşların belediyeden hizmet beklediğini de vurgulayan Tugay, şunları söyledi: “Devlet yeterli parayı vermiyor. Mecburen ince ince birçok şeyin hesabını yaparak belediyenin ayakta kalmasını sağlıyoruz. Ardından da hizmet üretiyoruz. Çok büyük oranda vergi veriyoruz. İstiyoruz ki bunun karşılığında mümkünse belediyelere destek olsunlar. Hakkımız olanı istiyoruz. Bu İzmirlinin verdiği para. Hiç olmazsa siz getirip bir şey yapın. Ne bize para veriyorlar, ne de bu kente hizmet getiriyorlar. Sizin verdiğiniz vergiler, başka şehirlere gidiyor. Söylediğimiz zaman ‘İzmir güzel yer’, ‘İzmir gelişmiş yer’, ‘gelişmemiş yerlere daha fazla yatırım yapacağız’ diyorlar. Sonra da ‘İzmir gelişmedi’ diyorlar. İzmir’in gelişmesi için bir yardımınız olmuyor ki. Ne işin ucundan tutuyorsunuz, ne de bize kaynak sağlıyorsunuz. Su faturasındaki katı atık bedelinin hizmet amaçlı alındığını unutmayın. Keşke ona hiç ihtiyacımız kalmasa. Devlet bize ihtiyacımız olan imkanı sağlasa. Keşke İzmirlinin ödediği vergiden hak ettiği payı ayırsa da bu durumu yaşamasak.”

“Bu sıkıntılı günler geçecek”

Hizmetleri hayal dünyasına göre değil vatandaşların ihtiyacı olan noktalara yapmaya özen gösterdiklerini aktaran Başkan Tugay, “Aramızda güçlü bir dayanışma ve iş birliği var. Biz halkımıza güveniyoruz. Devletimize güveniyoruz. Allah’a güveniyoruz. Öyle ya da böyle bu sıkıntılı günler geçecek. Sizden biraz sabır, anlayış, destek bekliyoruz. Bize hizmet etme sorumluluğu verildi. Kendimizi halkımıza, devletimize, ülkemize karşı sorumlu hissediyoruz. Bu çerçevede çalışıyoruz. Çalışacağız. Biz de çalma çırpma, hile, hurda yok. Bütün derdimiz işimiz. Onuru ile yaşayan insanlarız. Böyle geldik, böyle gideceğiz. İstiyoruz ki adaletsizliklere maruz kaldığımız zaman halkımız bizi doğru anlasın. Elimizdeki kıt kaynakları ne kadar büyük özveri ile kullandığımızı yurttaşlarımızın bilmesini istiyorum. Biz de onların yüzüne, gözüne baktığımız zaman onların desteklerini hissedelim. O manevi desteğe çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki de yapacakları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Pınarbaşı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Cezmi Çulhaoğlu da Başkan Tugay’a ziyaretinden dolayı teşekkür etti.