#kızkardeşimle
Explore tagged Tumblr posts
Text
terapi gecemiz✨🪐
(dün geceden..)
#kız kardeş#kızkardeşimle#animation#balerin ve afacan mucit#ballerina#balett#postlarım#bizbizimizvenokta#uykusuz geceler
5 notes
·
View notes
Text
Küçük kız kardeşimi alıp onunla bir abla-kızkardeş günü yapasım var bu aralar.Hem onu eğlendiresim var hemde kendimi.Sanırım buna çok ihtiyacım var.Dışarıya çıkıp o an kızkardeşimle takılmak onunla ilgilenmek istiyorum.Onunla ilgilendiğimde beynimdeki o an ki tüm sorunlar bir süreliğine yok oluyor. Belki bu işin bahanesidir bilmiyorum. Ama bu şekilde kendimi iyi hissettiğimi biliyorum :)Birşeyler yapmazsam,kendimi birşeylere veremezsem bu hayat çekilmez ki💁♀️♡
6 notes
·
View notes
Text
ablamın kocası
İsmim Leyla. 40 yaşımda, evli, balık etli, çok güzel dolgun dik göğüslere, güzel pürüzsüz vücuda, yuvarlak kalçalara, sütün gibi bacaklara sahip, beyaz tenli bir kadınım. Kocamla hiç bir konuda anlaşamıyoruz, halen cahilin tekidir. 9 cm siki var, kendi de zaten ufak tefek bir adamdır. Kocamla anlaşarak ayrılmaya karar verdik ve beni kızkardeşimin evine bıraktı gitti. O akşam kızkardeşimle oturduk eniştemin eve gelmesini bekledik. Eniştem gece yarısından sonra geldi. Eniştemle sarılıp öpüştük, hal hatır sordu. Bana kocamı ve çocuklarımı sorunca, kızkardeşim, “Ablam ayrılıyor kocasından!” dedi. Eniştem nedenini sordu. “Anlaşamıyoruz enişte…” dedim. Eniştem evlerinde istediğim kadar kalabileceğimi söyledi. Bir süre daha sohbet ettik, vakit geç olmuştu, herkes odasına gitti yattı.
Günler geçiyordu. Dikkatimi çekmişti, eniştem eve her gece içkili gelip, sessizce odalarına gidiyor yatıyor, sabah erkenden kalkıp işine gidiyordu. Bir ay geçmişti aradan. Meğerse kızkardeşimin evliliği benimkinden önce bitmiş. Sorumlusu da kızkardeşimdi. Kızkardeşim benden 4 yaş küçük. Eniştem ile ben aynı yaştayız. Bir gün dayanamadım sordum, “Enişte, eve hergün içip içip geliyorsun, al rakını getir evde iç, biz de seninle içeriz, sohbet ederiz!” dedim. Kızkardeşim hemen, “Yok yaa! Ne güzel dışarda içiyor zıkkımlanıyor işte, birde evde masa mı kuracağım ona!” diye karşı çıktı. Eniştem de bana, “Kızkardeşinin dediklerini duyuyorsun değil mi baldız?” dedi. “Enişte sen ona bakma, getir ben kurarım sana rakı masasını!” dedim. Eniştem işe gitti, ben kızkardeşimle konuştum…
Kızkardeşim bana, “Abla eniştenle biz de anlaşamıyoruz!” dedi. Nedenini sordum. “Sikmekten doymuyor azgın herif, hergün sikilmedik ne amım, ne götüm, ne de ağzım kalıyor, artık bıktım!” dedi. Kızkardeşime kızdım, “Erkek adam, sikecek te, sevecek te, yoksa gider dışarda orospunun birini siker!” dedim. “Aman abla sen karışma işime, gitsin kimi sikecekse siksin, siktiği karıya teşekkür bile ederim!” dedi konuyu kapadı…
Eniştem o akşam işten erken geldi, bir büyük rakı almış getirmişti. ��nce akşam yemeğini yedik, sonra salona geçtik. Rakı masasını ben hazırladım ve aralarını yapmak için kızkardeşime de bardak getirdim. Kızkardeşim, “Ben içmem, dizi bitsin ben gidip yatacağım, enişte baldız için siz!” dedi. Ben eniştemle içmeye başladım. Mecburen kızkardeşimin sevdiği diziyi izledik. Dizi bitti, kızkardeşim, “Ben yatıyorum abla, masayı kurduğun gibi sen kaldırırsın!” dedi ve gitti yattı. Eniştem bana, “Görüyorsun işte, kızkardeşin böyle baldız, neden dışarda içtiğimi anladın mı?” dedi. “Böyle de olmaz ki enişte, ben onu yola getiririm!” dedim. “Boşver baldız, yola gelmez o!” dedi. İçmeye devam ettik.
Ben bir ara kalktım lavaboya gittim. Ordan da odama gidip geceliğimi giydim. Dönüşte konuşmak için kızkardeşimin odasına girdim, horul horul uyuyordu. Kapıyı sessizce kapayıp, tekrar salona, eniştemin yanına gittim. Eniştem beni tepeden tırnağa süzdükten sonra, “Şöyle gel yanıma otur baldız!” dedi. Gittim yanına oturdum. Eniştemin gözleri bacaklarımda ve göğüslerimdeydi sürekli. Bir ara elini bacağıma koydu, fakat hemen geri çekti. Eniştemin bacağıma o birkaç saniyelik dokunuşu bile içimi ürpertmeye yetmişti. Bir tuhaf olmuştum. Acaba niyetini yanlış mı algıladım diye eniştemin yüzüne baktığımda, beni sikecekmiş gibi bakıyordu bana. Benden az bir cesaret alsa, kesin birşeyler olacaktı…
Kızkardeşimle konuştuklarımız geldi aklıma, ‘Kimi sikerse siksin, teşekkür bile ederim o karıya!’ demişti. Neden benimle olmasındı? Enişteme biraz daha sokulup, ben de elimi onun bacağına koydum, yarağına yakın yerleri okşuyordum. Eniştemin yarağı büyümüş, önü çadırı kurmuştu bile. Eniştem elimi tutup tam yarağının üzerine koydu ve elime yarağını kavrattırıp elimi sıktırdı. Yarağının nabız gibi atışını hissediyordum. Hiç konuşmuyorduk. Dayanamadım, fermuarını açtım ve yarağını külodundan çıkardım, okşamaya başladım. Yarağı kocamınkinden çok çok büyüktü. Eniştem kemerini çözüp pantolonunu biraz aşağı sıyırdığında o kocaman yarak tam serbest kaldı. Hemen eğilip ağzıma aldım ve emmeye başladım. Emdikçe sanki yarağı ağzımda daha da büyüyor, ağzıma sığmıyordu. Yarağı mosmor olmuştu ve damarları çıkmıştı. Ben yalarken eniştem de saçlarımı okşuyor, başımı yarağına bastırıyordu…
Hiç beklemediğim anda birden ağzıma boşalmıştı. Döllerini yuttuğuma eniştem çok memnun olmuştu. Enişteme, “Nasıl, rahatladın mı enişte?” dedim. “Sağ ol baldız harikaydın, ama sen rahatlamadın daha, ben de seni rahatlatayım!” dedi. Doğrusu kızkardeşime yakalanmaktan korkuyordum, “Beni boşver enişte…” dedim. Eniştem, “Ama olmaz ki baldız, sen de epeydir yaraksızsın!” diyerek göğüslerimi açtı, memelerimi emmeye başladı. Elini külotumun içine soktu, amımı okşadı. Sonra külotumu indirip çıkardı, beni koltuğa sırtüstü yatırıp, bacaklarımı yukarı kaldırarak yanlara açtı ve amımı yalamaya başladı. Deli gibi yalıyordu amımı, diliyle sikiyordu beni. Çok geçmeden kasılıp titreyerek orgazm oldum. Zevkten bağırmamak için dudaklarımı ısırdım resmen. Eniştem ayağa kalktığında yarağı da yeniden kazık gibi duruyordu. Birden beni tuttuğu gibi ters çevirdi ve koltuğa domalttı. Arkama geçti ve arkadan yarağını amıma birseferde köküne kadar soktu ve sikmeye başladı. Sonunda ikinci postayı amıma boşalmıştı…
Yaklaşık bir aydır, kızkardeşim yatmaya gittiğinde gizlice sikişiyorduk eniştemle. İkimiz de memnunduk bundan, fakat eniştemin derdi götümü de sikmekti. Sürekli, “Hastayım o götüne baldız, sikmezssem ölürüm!” diyordu. Ama ben karşı geliyordum, “Enişte sana vermeyip kime vereceğim, seve seve veririm, ama yarağın çok büyük ve kalın, elimde olmadan bağırırım falan, apartmanı ayağa kaldırırız!” deyip götten siktirmiyordum. Eniştem sonunda, “Bu böyle olmayacak baldız, yer ayarlayacağım ve bağırta bağırta sikeceğim seni götünden!” dedi. “Ozaman olur…” dedim. Ama kızkardeşim nereye gittiğimi sorunca ne diyecektim. Eniştem ona da çare buldu, “Avukata gideceğim dersin, evden beraber çıkar gideriz…” dedi.
Ertesi gün kızkardeşime aynen öyle dedim. Eniştem de, “Benim tanıdık avukat var, götüreyim…” dedi. Evden birlikte çıktık eniştemle. Arabasına bindik ve yola koyulduk. Arabada eniştem, “Baldız bugün seni öyle bir sikeceğim ki, hayatında öyle sikiş görmemiştirsin!” dedi. Yarım saat sonra tenha bir mahallede, diğer evlerden uzakta duran bir evin önünde durdu. Arkadaşının eviymiş. İndik, içeri girdik. Hemen öpüşmeye başladık. Sonra yatakodasına geçip soyunduk. Göğüslerimi sırayla dakikalarca emdi, ısırdı, yaladı. Zevkten delirtmişti beni, amımı siksin diye eniştemi üstüme çekmeye çalışıyordum. “Dur daha değil baldız…” diyerek kalktı ve ceketinin cebinden birşey alıp geldi. Küçük bir kavanoz bal getirmişti. Balı amıma dökerek amımı yalıyordu. Ben artık kendimi bırakmıştım, zevkten sesli sesli inliyordum. Amımı yalayarak beni bir kez orgazm etti…
Sonra beni ters çevirip yatakta dörtayak domalttı ve busefer götümün deliğine bal döküp yalamaya başladı. Amımı ilk defa eniştem yalamıştı, şimdi yine ilk defa götüm yalanıyordu. Eniştem bal döktüğü götüme dilini sokup çıkardıkça ben zevkten çıldırıyordum, tarifi imkansız bir zevkti bu. Enişteme küfür ederek yalvarmaya başlamıştım, “Orospu çocuğu sik götümü artık, yalvartma, haydi sok!” diye bağırıyordum. Eniştem yarağını bal kavanozuna daldırıp ağzıma verdi, biraz yalatıp tekrar arkama geçti ve o kocaman yarağını yavaş yavaş götüme sokmaya başladı. Ben duyduğum zevk ve acıyla karışık nasıl bağırıyordum ama. Yarağını taşaklarına kadar götüme köklediğinde nefesim kesilmişti, gırtlaklanan bir hayvan gibi böğürüyordum resmen…
Eniştem taşaklarını amıma çarptıra çaptıra ve beni bağırta bağırta sikiyordu götümü. Bana hiç bitmeyecek gibi gelen yarım saat kadar pompalayarak sikti götümü ve sonunda (o da böğürerek) götüme boşaldı. Eniştem o gün akşama kadar, dinlenip dinlenip, defalarca amımı, götümü ve ağzımı sikti. Tam 7 aydır avukat bahanesiyle sikiştik. Daha sonra gerçekten avukata gittik ve kocamdan boşandım. Şimdi eniştem bana ayrı bir ev kiraladı ve hergün, her fırsatta gelip, rahat rahat amdan götten sikiyor beni
13 notes
·
View notes
Text
Babaannemi ötelere uğurladık. Aslında uzun zamandır alzehimerdı fakat yine de vefatı ani geldi. Şimdi anılarımızı hatırlayarak onunla olan bağımızı hissetmek, diri tutmak istiyorum. Bir kere tam bir Üsküp hanımefendisiydi. Kimsenin hakkında kötü konuşmazdı. Kibardı. Güzel olanı severdi. Son zamanlarına yakın olmasına rağmen üstümüzde hoşuna giden bir şey olsa çok güzelmiş diye söylerdi. Kızkardeşimle karanlık filmler seyrettiğimizi görünce güzel filmler seyredin bu ne böyle derdi. Kendisi dizi seyretmeyi severdi mesela biz küçükken yalan rüzgarını takip ederdi, gençken de yaprak dökümünü. Dedemle birbirlerini severlerdi, dedem ona şarkılar söylerdi. Kavga da ederlerdi ama birbirlerini sevdiklerini bilirdik. Bunaldığı zaman aman atık derdi. Küçükken onunla yatardım bazen. Ramazanda sahur vakitlerinde onların yatağına geçer bütün kardeşlerimle beraber Kuran okurduk. Kuran okur ve tesbih çekerdi. Öyle yerleşmişti ki bu hal, hiçbir şeyi tanımazken ve hatta iki kelimeyi yan yana getiremezken lailahe illallah diyebiliyordu. Kızlarımı çok seviyordu, onları görünce muhakkak iltifat ederdi. Onlarla oyun oynardı, benimle de oynardı hatta ben küçükken komşuculuk oynardık. Benim kocam Almanya' ya çalışmaya gitmiş olurdu ;)) ben de çocuklarımla tek başıma hayatı idare etmeye çalışır ona dert yanardım;)) beraber gezmelere, pikniklere, parklara giderdik. Beni ilk kez Ankara'ya ve Heybeli adaya babaannem götürmüştü. Kardeşimle denize giderken yanımıza verdiği sandviç ve erik sularını hala damağımda hissederim. Seni özleyeceğim babaanne, yaşadığımız günleri özledim bile...
15 notes
·
View notes
Text
Kızkardeşimle alışverişe, yemek yemeye çıkmayı özledim ya 🥹😂
0 notes
Text
Kızkardeşimin Nişanlısı Sinemada Sikti Beni! (Halide 21 Y., İstanbul)
Biz İstanbul'da yaşıyoruz. Ben evin büyük kızıyım. Bir de benden 2 yaş küçük kızkardeşim Aylin var. Ben üç yıllık evliyim. Bizim büyük bir marketimiz var. Evlenince, kocam işsiz olduğundan, o da bizim marketin muhasebe ve kasa işlerine bakmaya başladı. Her gün sabahın 7'sinden gecelere kadar marketteler.
Kızkardeşim liseyi bitirmiş, üniversiteyi kazanamamıştı. İstemeye geldiler, bizim kızı beğenmişler. Oğlanın yaşı biraz büyük, yani kaşarlanmış gibi geldi bize. Yani toy değildi. Kızkardeşimin sözünü verdik, nişanladık bunları. Damat adayı, yani kızkardeşimin nişanlısı Sabri, bir pazarlama şirketinde çalışıyordu. Kızkardeşimle devamlı telefonlaşıyorlardı. Çünkü babam Aylinin dışarı çıkmasına izin vermiyordu, tutucuydu. Onun için nişanlısıı Aylinle buluşamıyordu.
Bir gün bizim damat Sabri annemi arayıp, Aylinle sinemaya gitmek istediğini söylemiş. Annem de babamın buna izin vermeyeceğini söylemiş. Aylin de anneme, "Babama söylemeyiz anne, ne olur gidelim!" demiş. Annem de, "Peki, ama ablan da sizinle gelsin ozaman!" demiş. Beni aradılar. Ben iki sokak uzakta oturuyorum. Benim de o gün hiç işim yoktu. Hem farklı olacaktı, çünkü kocamla hiç böyle sinemaya, Cafeye falan gitmemiştik, kocam ince biri sayılmazdı. Hemen kabul ettim. O gün de hava çok sıcaktı. Altıma etek giydim, üzerimde de bir askılı elbise vardı. Aylin de makyajlı ve açık giyinmişti. Çocuk gibi heyecanlıydım. Biz Aylinle sinemanın önüne gittiğimizde, nişanlısı Sabri bizden önce gelmişti. Biletler hazırdı. İçeri girdik.
Arka tarafta bir yere oturduk. Aylin ortaya oturdu. Film başladı hemen. Romantik bir film olduğunu biliyorduk. 5-10 dakika sonra bir kıpırtı oldu, baktım Sabri Aylinin elinden tutuyordu. Ben görmezlikten geldim. Hiç kocamla bunları yaşamamıştık, (Aylin yaşasın bari) dedim. Karanlıkta hareketleri tam seçilmiyordu, yine de görebiliyordum. Sabri elini Aylinin bacaklarının üstüne koydu. Aylin tepki vermiyordu. Filmin sahneleri ışıklı olunca Sabrinin eline bir baktım Aylinin eteğini sıyırıyordu. Aylin de ben anlamayım diye kıpırdamamaya çalışıyordu. İyice dikkat ettiğimde, Aylinin eli de Sabrinin açık fermuarının içindeydi. Büyük bir ihtimalle Sabrinin sikiyle oynuyordu...
Az sonra Sabri Aylinin kulağına birşeyler fısıldadı. Aylin bana dönerek, "Abla ben çok sıkıştım tuvalete gitmem gerek." dedi. Biz tam kalkarken, Sabri, "Ben seni götüreyim!" dedi. Ben de, "Tamam siz gidin!" dedim, beraber çıktılar. Salon çok kalabalık değildi zaten, belli ki dışarıda devam edeceklerdi. Merak etmeye başladım, sanki Aylinin yerinde ben vardım. Dayanamadım arkalarından ben de çıktım. Sütünün arkasından bakıyordum. Aylin tuvalete girdi, Sabri de girdi. Az sonra çıktılar, ama Aylin eteğini düzeltiyordu ve dudakları kızarmıştı. Ben hemen içeri girdim, yerime oturdum. Onlar da geldiler. Bu defa ortaya Sabri oturdu. Elini yine Aylinin bacaklarına koyup okşamaya başladı.
Aradan birkaç dakika geçince, Sabrinin sol elini benim bacağımda hissettim. İçim ürperdi. Ben filme dalmış gibi ve fark etmemiş gibi davrandım. O da bundan faydalanarak elini bacağımda gezdirmeye başladı. Aylin geriye yaslandığı için göremiyordu. "Yapma!" diyemiyordum, ne yalan söyleyeyim hoşlanmıştım, hem kimse de görmüyordu. Küçük bir yaramazlıktı sadece. Fakat nasıl oluyor da, beni okşamaya cesaret edebiliyordu. Belli ki beni beğenmişti. Dedim ya, ben kocamla hiç böyle yerlere gitmemiş ve böyle kaçamaklar yaşamamıştım. Belki de o yaşamadıklarımı şuan yaşadığım için ses çıkarmıyordum. Sabri hem kızkardeşimi hem de beni okşuyordu...
Filmin birinci yarısı bitti. Dışarı çıktık. İçecek birşeyler alırken, eski arkadaşlarımdan Serpil de sinemadaydı. Biraz lafladık. Ben kızkardeşimin muhafızı olduğumu söyleyince, "Kız yazıııık, bırak çocukları rahat etsinler, sen bir bahane bul da gel benim yanımda otur, bırak koklaşsınlar." dedi. "İyi, tamam!" dedim. Onlara filmin ikinci yarısını ön sıradaki arkadaşımın yanında seyredeceğimi söyledim ve Serpille yerimize geçtik. Işıklar söndü ve film başladı. Salon boş olduğu için herkes istediği yere oturuyordu. Bizimkiler baktım yerlerinden kalkıp en arkadaki boş koltuklara geçtiler. Çaktırmadan yan gözle onları izliyordum.
Sabri hemen Aylinin dudaklarına yapıştı. Öpüşmeye başladılar. Sonra Aylin yavaşça eğildi Sabrinin önüne, kafası kayboldu. Belli ki Sabrinin yarağını yalıyordu. Sonra Aylin doğruldu, bu sefer Sabri eğildi, herhalde o da Aylinin amını yalıyordu. Vay bee! Bizim Aylin neymiş de bizim haberimiz yokmuş, orospunun bu işleri bildiği nasıl da anlaşıldı. Sonra baktım Aylin eteğini kaldırıp Sabrinin kucağına oturmaya çalıştı. Yoksa sikinin üstüne mi oturacaktı? Ama Aylin daha önce birisiyle beraber olmamıştı ki. Yoksa onu da mı gizlemişti benden? Anladığım kadarıyla Aylin nişanlısının kucağında oturup kalkmaya başladı. Ama çok kısa sürede bitirdiler, herhalde Sabri boşalmıştı, çünkü film bitmek üzereydi.
Salondan çıkışta buluştuk. İkisinin de yüzleri kıpkırmızıydı ve dudakları öpüşmekten şişmişti. Ayline sordum, "Nasıl, filmi beğendin mi?" dedim. O da, "Çok müthiş bir filmdi abla, tekrar seyredebileceğim bir film!" dedi. Sabri de bana teşekkür etti, "Abla sen olmasan gelemezdik, ne istersen yaparım! İstersen haftaya yine getireyim sizi buraya, hem hafta içi böyle sakin olur, rahat ederiz!" dedi. Ben de, "Unutma sözünü, ben siz gibi nişanlıyken böyle yerlere falan hiç gitmedim, kocam beni hiç götürmedi." dedim. "Abla sen ne zaman istersen, ben seni ve Aylini götürebilirim!" dedi. Eve dönünce Ayline hiçbir şey söylemedim, nasılsa evleneceklerdi.
Bir hafta sonra Aylin aradı. Salı günü sinemada yeni bir film olduğunu ve Sabrinin bizi götürmek istediğini, ben gelmezsem annemin izin vermediğini söyledi. Ben de, "Tamam!" dedim kapadım telefonu. Olay beliiydi, bunlar sikişecek, ben de konu mankeni olacaktım. Ama benim de içimde garip bir heyecan vardı, acaba Sabri beni yine elleyecek miydi? Kocam hiç seks konusunda fantazi filan bilmez, hemen boşalırdı. Ben uzun sürsün isterdim, ama o hemen arkasını döner yatar uyurdu.
O sabah kısa bir etek ile ince bir elbise giydim. Sinemaya giderken Sabri ile Aylin hep el ele idi. Ben yine yalnızları oynuyordum. Sinemanın sokağına girdiğimizde, önümüzdeki kızlarla Aylin çığlıklar atıp biribirlerine sarıldılar. Kızlar Aylinin eski okul arkadaşlarıydı. Dört yıldır Belçika'da yaşıyorlardı. Aylinle internetten haberleşiyorlardı. Yarın döneceklerini, 2 saat sonra babalarının onları almaya geleceğini söylediler. Film de başlamak üzereydi. Aylini özlediklerini, bir yerlerde oturmak istediklerini söylediler. Aylin bize baktı, bizden ayrılmak da istemiyordu, ama onlarla da beraber olmak istiyordu. Sabri de, "Aylin biletler yanmasın, biz girelim içeriye, siz de kafanıza göre takılın, çıkınca buluşuruz. Hem ben ablana söz verdim, onu sinemaya götüreceğime dair!" dedi. Aylin de, "Bakın ama bunu saymam, sonra bir daha gitmeye söz verirseniz, kabul!" deyince, "Tamam!" dedik...
Aylin kızlarla gitti, biz sinemaya girdik. Sabri, "İstersen en arkaya oturalım, oradan daha iyi gözüküyor, geçen biz çok rahat ettik!" diyerek, beni en dip köşeye oturttu. Film başladı, fakat korkmaya başladım, önce meraklı iken şimdi korkar oldum. Gerçi damadımız olacak, ama yine de yabancı sayılırdı. Işıklar henüz sönmemişti. Sordum, "Nasıl Aylinle anlaşabiliyor musunuz?" dedim. "Gayet iyi, birbirimizi daha iyi tanımaya çalışıyoruz!" dedi. "Anlıyorum... Geçen geldiğimizde çok samimi idiniz, yaptıklarınızı gördüm!" deyince, Sabri heyecanlandı, "Neyi gördün ki?" dedi. Aylin senin kucağındaydı! Yoksa onu şey mi ettin?" dedim. Sabri, "Ney mi ettim?" dedi. "Anla işte, yani onu siktin mi?" dedim. Sabri de, "Nasıl olsa ileride sikmeyecek miyim?" dedi. "Ama erken değil mi? dedim...
Sabri utangaçlığını üzerinden atmıştı, "İstersen seni de sikeyim, ışıklar sönünce? Geçen gelişimizde seni okşarken hiç tepki vermedin, benim bacanak sana yetmiyor değil mi? Ben anladım! İstersen seni de mutlu ederim, ama aramızda kalacak! Zaten seni uzun zamandır izliyorum, sen Aylinden de güzel bir vücuda sahipsin! Benim bacanak akılsız, ben olsam senin üstünden hiç inmem, gece gündüz sikerdim!" dedi. Tam o sırada ışıklar sönmesin mi? Elini bacaklarıma koyup okşamaya başladı. Ne demem gerektiğini, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, şaşkındım. Etraf karanlık olduğundan çekingenliğim yoktu. Sabri devam etti, "İstiyorsun sen de. Bırak kollarıma kendini, bak bunu sadece ikimiz bileceğiz!" diyerek hemen dudaklarımdan öpmeye başladı. Dudaklarımı çektim ve "Sabri, kocam benimle hiç senin Aylin le ilgilendiğin gibi ilgilenmez. Benim istediklerime önem vermez. Onun umurunda olmam!" dedim. Sabri de, "Ben seni doyururum baldızım benim! Sen ne istersen onu yaparım!" diyerek, boynumu boğazımı yalamaya başladı....
Okadar heyecan vericiydi ki, itiraz edemiyordum. Elini bacak arama indirdi. Külotumu çekti çıkardı bacaklarımdan. Parmaklarıyla amımı yokluyor, parmağını içime sokmaya çalışıyordu. Pantolonunu indirip sikini çıkardı ve ensemden bastırıp, sikini yalamamı istedi. Karanlıkta sikini iyi göremedim, elime alınca bir de baktım ki çok uzun birşeydi, üstelik yaladıkça da büyüdü ve sertleşti. Ben sikini yalarken Sabri de etrafı kolluyordu, gerçi sinemada çok az kişi vardı, onlar da ortalarda ve önlerde oturuyorlardı.
Sonra beni kaldırıp, sırtım ona dönük, yüzüm filme doğru, beni kucağına aldı ve arkamı hafif kaldırıp, dirseklerimi de öndeki koltuğa koydurdu. Kucağında tam oturmuyordum, hafif öne eğilmiş, kayak yapar gibi bir pozisyondaydım. Eteğimi belime kaldırdı, eliyle amıma tükürük sürdü. "Bağırma, sessiz ol, kimse duymasın! Yoksa mahvoluruz!" diyerek sikini yavaşça soktu. Önce başını, sonra hepsini dayadı ve belimden asılıp, siki amımda, kucağına oturttu. "Ohh amın nekadar dar baldız, hiç sikilmemiş gibi. Onu ben bollaştırırım ancak, Yarrağımı yedikçe açılacak, dinlenince küçülecek, tekrar sikince gevşeyecek!" diyordu. Anladım ki Sabri sikiş konusunda tecrübeliydi. Ustaca sikiyordu. Bir eliyle belimi tutuyor, bir eliyle de göğüslerimi okşuyor, sikiyle de alttan amıma girip çıkıyordu. Benim de orgazm olmaktan, amımın suları akıyordu...
Birden beni kucağından hafif kaldırıp, sikini amımdan çıkardı ve yan koltğa bıraktığı külodumu alarak, küloduma boşaldı. Sikini eteğimin iç tarafına silip, amıma tekrar soktu. Dizlerim resmen zangır zangır titriyordu. Öyle güzel sikiliyordum ki, kocamla bunun yarısı kadar zevk almamıştım. Ben de kendimi koyvermiş, utangaçlık sınırını tamamen aşmıştım ve "Uzun sikli sevgilim benim, sik beni, köküne kadar sok sikini bana!" diye fısıldıyordum. Başparmağı ile de götümün deliği ile oynuyordu. "Ohhh baldızım benim, bacanak senin bu deliğini de sikmemiştir, onu ben delsem ne güzel olur!" dedi. Ben üçüncü orgazmımı olmuş bitmiştim, "Ne istiyorsan yap aşkım, istediğin yerden sik beni. Artık hiçbir şey umurumda değil!" diye fısıldadım.
Götümün deliğini türkürükle ıslattı iyice ve sikinin başını deliğime dayadı, fakat sokmadı, öylece bekledi. Ben ne bekliyor bu sokmak için diye düşünmeye başlamıştım ki, gürültülü bir sahnenin çıkmasını bekliyormuş. Filmde, arabaların çarpışma sahnesinin çıkmasıyla eşzamanlı olarak, birden koca sikini soktu götüme. Bağırmamak için dudaklarımı ısırdım, ama bağırdım. Yinede kimse çakmadı, filmin gürültüsü çok fazlaydı. Canım yandı, ama götüme girip girip çıktıkça zevkim arttı. Elini de amıma atınca, ben yeniden orgazm oldum. Sabri de sikini çıkarıp dışarı boşaldı yine.
Ama çok müthişti. Benim için hayatımın en heyecanlı kaçamağıydı bu, hiç unutamayacağım!
[Halide]
258 notes
·
View notes
Text
15 ayın ardından
Virüse yakalanmasam da iki defa hastalandım. Halen sinüzitten kaynaklı burun akıntısı ile mücadele etmekteyim. Aşıyı biraz geç oldum tabi, nedenini anlatacağım.
youtube
Yasemin Mori sayesinde 12 yıl önce buraya kaydolup da, halen uğrayıp blog yazan kaç kişiyiz? Evlenmese de 16 aylık bir çocuk sahibi olduğunu bilmeyenler bilsin ayrıca, bu nedenle konser takvimini daha da aksatmasını kınıyoruz.
5 yıldır anlatmadıklarımın arasında çokça detay olabilir, ama Bilkent Üniversitesi'ni haksız yere aldığım zayıf notlar ve dost kazıkları nedeni ile bıraktığımı artık sağır sultan duymuştur. Yine de Ankara'yı özlemiyor değilim, Nisan 2017'de yaptığım gibi gelecek yaz yine 1-2 haftalık takılabilirim. Konserlerine gittiğim şarkıcıların yoğun istekleri üzerine de Ankara'daki gibi birkaç konserlik bir İstanbul planım var.
Evet, bir kız arkadaşım da oldu ama memleketimdeki evinde bu aralar iki günden uzun kalmaması nedeni ile 5 aydır yüzyüze görüşemiyoruz. Kızkardeşimle de bir ara canciğer kuzu sarması kanka takılsalar da bir köpek meselesi yüzünden araları bozuldu.
Akdeniz Üniversitesi’nin kırksekizinci şehir planlama öğrencisi olsam da, son dönemde üç dersten kalmam nedeni ile aynı üniversitenin fotoğraf bölümüne geçtim. 30 kişilik kontenjanda yetenek sınavını kazanan 10 kişi arasından beşinci sıraya geçmiş biri olarak hem de. Haftaya da vize sınavları var.
30'umda halen üniversite okumamı sorgulayan olursa da, benden daha yaşlı üç sınıf arkadaşımın selamını iletebilirim.
Fotoğraf mezunu olarak ne yapacağımı hocalarıma söyleyemesem de, sanırım ülkenin en iyi müzik fotoğrafçılarından biri olacağım. Ondan sonra da şehir planlama'yı yüksek lisansla bitirip siyasete atılma düşüncem var. Yine de gün doğmadan neler doğar.
Fotoğraf demişken, Noel Baba gelmeden en az 5 konsere daha uğrayıp çekim yapmayı düşünüyorum. Takipte kalın, kuliste birilerini öpebilir, öpmesem de sıkı sıkı sarılabilirm.
Aşıyı neden geç olduğuma gelirsek; bu şehir planlama eğitimi sırasında gördüğüm final sınavları, YKS ve geçirdiğim bir gecelik hastalık (klima nezlesi olabilir), ilk dozu Ağustos başı almama neden oldu.
Saçları da yine 15 ay kadar önce kestim bu arada, ancak daha kaliteli bir profil resmi ile halen uğraşamadım.
10 notes
·
View notes
Photo
Demet Erdoğan 1972, Y. Mimar Karadeniz’in hırçın dalgalarının insan bedeninde ruh bulmasıdır Horon. Benim hayatıma ise bambaşka bir kapıdan girdi. Horon ve Horonevi aşk ve mabed gibi benim için. Hayatımın en soğuk Ekim’ini yaşadığım 2012 yılında babamı, ailemizin en büyük neşe kaynağını kaybetmiştik. Babam dans etmeyi seven, hatta Laz-Hemşin halkalarında başı çeken, tanıdığım yegâne enerjik insanlardandı. Kız kardeşimle tam da o zamanlar çıktı karşımıza Horonevi... Bir enerji çekti bizi ve Aralık 2012’de Kadıköy Süleymanpaşa Sokağı’ndaki sarı vitrinli kapıdan girdik... O enerji Aclan Sezer Genç’ti. Bize horonu ve Horonevi’nde öğrenmenin farkını anlattı. Otantik horon, birlik, beraberlik, aile olmak gibi güzel kavramlardan bahsediyordu. Böyle güzel vaadleri almışız, kaçırır mıyız, başladık çalışmalara hemen kızkardeşimle. Horon, evet aşk gibi... Size bir el uzatılır, o eli tutarsınız ve bir olursunuz tanımadığınız ama aynı yürekte insanlarla. Ve terapi saatleri başlar. Ruhunuz beslenir, kalbiniz iyileşir ve yaralarınız sarılır... Ben horona durduğumda bir gülümseme belirir yüzümde elimde olmadan. Bilirim babama gider, o da beni izler bir yerlerden. Daha büyük bir ilaç olabilir mi? 44:) yaşındayım, 5,5 yıldır horon sevdalısıyım. İki tane küçük kız çocuğumu sürükleyip geldim yıllarca çalışmalara. İyi ki de yapmışım. Bu yaşıma kadar kendim için yaptığım en iyi eylemdir horon ve Horonevi’nde var olmak. Onca dansla uğraşıyorum, oynamaya doyamadığım, yorgunluğumu da oynayarak attığım tek danstır horon. Hem spor hem terapi, hem de en hissedilir hobidir size geri dönüşü olan... Horon’un diğer danslardan farkı, bir olmayı çok hissettirmesindendir sanki.. Öyle yükselen bir ivmeyle ilerler ki, her yöre kendi hırçın karakterini yansıtır oyuna... Kimi yiğidin diz kırması, kiminin omuz silkmesi, kimininse kol eğmesi… Bu kültürlerin yaşatılması ülkeler için en büyük zenginlik değil mi? İyi ki varsın Horon, Horon Evi ve Aclan Sezer Genç... (Horon Evi) https://www.instagram.com/p/CI1ZOhUA1hI/?igshid=1do6pq02bexh1
2 notes
·
View notes
Note
Merhaba abla sizin kızlarda arada tartışıyorlar mı? Ben abla ve kardeşlerimle arada anlaşamıyorum, aramızda tartışmalar oluyor. Acaba sizinkilerde de oluyor mu?
Merhaba
Sana bir şey diyim mi? Ben İzmir'e gittiğimde ikizler burcu olan kızkardeşimle hâlâ tartışabiliyorum :)) onla anlaşmak çok zor mesela :) ama tartışırız ve konu uzamaz. Her şey yine ve hemen eski haline döner. Bu çok normal, yani tartışmalar. Bizim evde de oluyor nadiren, çünkü mizaçlar farklı. Ama yaşlar büyüyüp birbirleriyle hem arkadaş hem kardeş olduklarını kavrayınca tartışmalar azalıyor. Yaa bir evde her şey güllük gülistanlık olmaz. Ama evdeki bireyler hassasiyet duyulan konulara karşı, birbirlerinin hassasiyetlerine karşı anlayışlı olurlarsa sorunlar olmuyor. Hadi tartıştın mevzu bitti ve o an olayın kapanması lazım. Sürdürülür surat asılırsa sıkıntı. Aynı evde yaşayan insanların birbirlerine surat asıp oturması, olayı kapatmaması evin huzurunu olumsuz etkiliyor. Aradaki yaş farkı da önemli. İki büyük kızımın arasında sadece 14 ay fark var ve karakterleri çok farklı. Bir dönem tartışmalar artmıştı. Ama şu an çok şükür her şey çok yolunda.
Sözün özü tartışmalar olur, yeter ki anlık olsun, uzamasın, sonunda sarılmalar, kucaklaşmalar olsun. Kardeşlik dünyadaki hiçbir şeye benzemez. Kıymetini bilin birbirinizin, Allah ayırmasın, huzurunuzu daim etsin. Öpüp koklaşın aman, görmeyin öyle her şeyi. Küçükleri affedin, büyükleri de azcık pohpohlayın :)) geçer hepsi 🌺
8 notes
·
View notes
Photo
“Bilmez misin her şeyin bir vakti var, o gelince olacak olan olur…”‼️ 🙏Abdülkadir Geylani🦋dip not:bilmezmiyim hemde nasıl bilirim son nefese kadar yeticek öğrendiklerim🙏Çaresizliğn ne demek olduğunu 2,5 ayda nasıl öğrendikte bu yaşadıkkarımızın vardır bi hikmeti🙏babam 5 kardeş nasıl kenetlendiğimizi galiba görmek istedi🙏25 senedir kızkardeşimle biz bu kadar bi arada olamamıştık🙏babam bize birimiz dibe vurdun mu diğerinin kaldırması gerektiğini öğretti🙏nasıl bi savaş verdik biz babama trakeostomi açılmasın diye böğüre böğüre nasıl ağladık🙈babamız 87 yaşında ona bu acıyı yaşatamazdık🙏şimdi makineden bağımsız nefes almayı 3.üncü kez deniyen babamın bu kez başarmasını bekliyoruz🙏çok korkuyoruz🙏yoğun bakım önünde kaç hikaye gördük gençler anneler dedeler bebeler🙈burdan elbet birgün kurtulacağız ama benim bi şeyleri yutmam işim bitti beni ilgilendirmez demiyceğim şeyler var bunlar da bi şeyler yapmaya çalışıcaz kızkardeşimle🙏hastane ekibine ölünceye kadar minnettar kalıcaz burda sorun yok ama bi babanın gece 3 de ki(3 aydır bekliyo oğlunu yerde bile yatarken gördüm onu)🙈uyurken bi görevlinin onu dürtürek”oğlun öldü kalk”bunu ölünceye kadar unutmuycam böyle olmamalı kaçıncı dünya ülkesinde böyle bi prosedür var arkadaşlar ve yoğun bakım önünden geçmemeli insanların cansız bedeni o feryatlar bitiriyo ümitleri🙈kızkardeşim Amerika vatandaşı da ilk iş gidip yoğun bakıma girmek istemiyorum şartlarını bakıp imzalıycam dedi🙏bu ülkemizde de olmalı yani insanlar 95 yaşında boğazları açılıp tüplerle yaşatılmaya zorlanmamalı🙏o insanın insan hakkına ihlal değil mi bu🙏öyle yaşamayı istermi düşünülüyomu🙏bunun için bi mücadele başlatmak istiyoruz elimizden geldiğince🙏hepimiz yaşlanıyoruz işte istemem çocuklarım buralarda sabahlasın🙏babam uyandığında ilk dediği eve gidin🙏ölüm bi bitiş mi değil ki☺️düştüğünde babam demişti zaten”yolun sonu görünüyor inat etmemek lazım🙏hem burdan çok orda var artık,belki annem kollarını açmış beni bekliyor🙏babam Nuri’yi bırakamıyo engelli babası olmak ablası olmaktan çok farklı biliyorum🙈ama baba ne adamsın efsanesin ya cin gibiydin dün yine😁kaşınla gözünle idare ettin ya bizi yine😆hadi bakalım pozitif düşünüyoz yaşadığımız süre
2 notes
·
View notes
Text
TERZİ HASAN OĞLU HÜSEYİN
Soğuk bir kış günü sobanın etrafında toplanmış anamın kestaneyi özenle çizmesine takılmıştım sanat eseri gibi
Tek tek eline alıp çiziyordu bardağın sıcaklığı sarıyor içimi babamla amcamın sohbetini dinliyorum ülkenin gidişatından bahşediyorlar pahalılıktan ipin kumaşın el yaktığından dem vuruyorlar artık eskisi kadar iş gelmediğini sadece eskiyenlerin tamiri yada ufak tefek tadilat yetiremiyorum diyor çırağa bile ödeme yapamıyorum
Mecburen işten çıkaracağım.Düşünüyorum diyor çocuklar küçük bir tanesi de yolda terzilikle köy yerinde olmuyor.Tarla tapanda yok ne yedireyim çoçuklara
Amcam düşünelim diyor
Sorup soruşturup bir hal çaresi düşünelim.
Tam bu esnada annem geliyor elinde sıcak sıcak kestanelerle konuşma bölünüyor kestaneler el yakıyor annem kardeşimle bana soyup soyup veriyor
Bu hatırladığım en güzel anı belki annem ve babamla tek aklımda kalan şimdi ne zaman kestane görsem o gün dün gibi aklıma geliyor...
Neden derseniz kestane yediğimiz gece amcam evine gitti annem bizi yataklarımıza yatırdı rüyalara daldık sıcacık yuvamızda.
Sabah gözlerimi açtığımda evde bir sürü komşu kadın koşturuyorlar sıcak su leğen ve ne kadar sonra anlayamadığım annemin feryatları koştum Ana ana diye ama sokmadılar beni odaya öyle korkmuştuk ki sesimizi yutmuştuk.
Bir anda ses kesildi odadan çıkarken suratlarına baktım ağlıyorlardı.
Koşar adım babam geldi içeri daldı ve bağırmaya başladı hayır hayır şimdi değil şuncacık yavrularla bir başıma bırakıp gitme...
Bu son ses kulaklarımdan hala çıkmıyor...
Terzi babam çoktan göçtü gitti ama sözleri hala kulaklarımda...
Anamın ölümünden sonra babamın eli makas iğne tutmadı.
Amcam da sattı savdı evi kapattı kızkardeşimle beni yanına aldı babamda anamın arkasından göçtü gitti.
Amcam büyüttü bizi ben babamın mesleğini yapıyorum babamın yadigarı makineyle kız kardeşim evlendi şehre gitti.Bende evlendim şehre taşındım .Aradım taradım bir dükkan buldum kocaman bir tabela yaptırdım babamın en sevdiği renkten yeşil cennet rengi TERZİ HASAN yazdırdım asıldı önünde durdum köydeki aklıma geldi buna benzer bir tabelayla babamın sevinçle gelişi asıldıktan sonra elini omzuma koyup Hüseyin bak buraya iyi belle ekmek teknemiz benden sonra senin çocuklarının ekmek teknesi bak bak iyi belle sonra iğneyi eline al teğellemeye başla bu takımı muhtar istedi iki güne kalmaz gelir deyişi dün gibi aklımda.Ahh babam ahh ne vardı o kadar çabuk gidecek göreydin bu günleri elini omzuma ataydın artık gam yok oğul ekmek teknemiz var oldukça ocağımız tüter deseydin Ahh babam ahhh...
iki çoçuğum var oğluma babamın adını kızıma anamın adını verdim .Hanemde yüreğimde dükkanım da babam anam hep Varlar; var olacaklar...
Terzi Hasan derler hala bana...
Terzi Hasan oğlu Hüseyin’im oysa ki...
SİBEL KARAGÖZ
0 notes
Note
Ailen biseksüel olduğunu biliyor mu, nasıl açıkladın? yanlış anlama ben de biseksüelim ve bunu aileme nasıl açıklamam gerektiğini bilmiyorum sormak istedim o yüzden
Şöyle oldu kızkardeşimle bi erkek arkadaşımın evinde otururken pat diye söyledi canım kankim
6 notes
·
View notes
Text
Kitabı bitirdikten sonra kızkardeşimle konuşmak istedim ama o şu an çok uzaklarda. Bari youtube da bakayım birileri kitabı kritik etmiş mi dedim ve karşıma bu video çıktı. Dikkatimi çekmemiş bir iki hususa temas etmeleri hoşuma gitti.
Kitabın bana anımsattığı bir kaç şey oldu:
1.si Mecid Mecidi'nin Söğüt Ağacı filmi. Aslında temelde farklı bir konu fakat körlük ve gözün açılması durumunda aşk mevzusu, birbiriyle bağlantı kurmamı sağladı.
2. Sezai Karakoç'un Yitik Cennet kitabı. Bu da günah işlenmeden tövbenin gerçekleşmeyeceği vurgusu sebebiyle.
3 notes
·
View notes
Photo
çok çok yakınım ve olayı bizzat gözlemlemiş birinin ağzından: " 1955 yılında ben 9 yaşındaydım. 6-7 eylül gecesi ailemle birlikte izmir-istanbul seferi yapan "adana" vapurundaydım. sabah istanbul'a indiğimizde etrafta bir telaş ve karaköy'deki bazı dükkanların önünde atılmış çeşitli eşyalar gördük. henüz gazete falan almamıştık. levent'teki evimize gitmek üzere taksiye bindik. ilk olarak taksicinin babama olayları kendine göre anlattığını hatırlıyorum. levent'e o zaman direkt olarak şimdiki metro girişinin olduğu çarşı caddesinden giriliyordu. o caddenin o sabahki halini dün gibi hatırlıyorum. şimdi yeni eczane'nin bulunduğu dükkanın yanında istanbullu bir rumun sahibi olduğu "tadal" pastanesi bulunuyordu. geceki güruh, pastanede cam çerçeve bırakmamış, pastalar, tatlılar vs. sokak ortasına saçılmıştı. pastacı, zaten geçilen yazda bizim de akranımız olan oğlu niko'yu hatırladığıma göre tetanoz'dan kaybetmişti. onun üzerine bir de bu felaketle karşılaşmış oluyordu. neyse, evimize vardık. benim mahallede en iyi arkadaşım, karşımızdaki evde oturan benden bir yaş büyük stefo idi. babası beyoğlu'nda gömlekçilik yapıyordu. babam hemen onlara hallerini sormaya uğradı. tabii adamın dükkanı da paramparça edilip yağmalanmıştı.olayların o gece de devam edeceği endişesi herkeste vardı. bir tedbir olarak stefo ve ablası artula geceyi bizde geçirecekti. abla yukarıda kızkardeşimle yatarken biz de bodrum katta stefo ile yer yatağında yattık. sonradan babamın anlattığına göre, ellerinde isim listeleri ve el fenerleri ile bir grup geceleyin evleri teker teker dolaşarak gayrımüslim aramayı sürdürmüşler, hatta babam karşımızdaki evde türklerin oturduğunu, o anda seyahatte olduklarını söyleyip grubu uzaklaştırmış. ertesi gün, teyzemle birlikte taksim'e gittik ve galatasaray'a kadar, o yerlere saçılmış eşyaların arasından yürümeye çalıştık. 2 gün geçmesine rağmen hala ortalık mezbele gibiydi. güz sancısı filmindeki sahneler abartı değil. bu olaylardan sonra, en azından benim tanıdığım rumlar, yavaş yavaş hazırlıklarını yaparak, en önce çocuklarını yunanistan'a gönderdiler, sonra da evlerini eşyalarını haraç mezat satarak yurtlarından ayrıldılar. kalanlar da, 1964 kıbrıs olaylarından sonra gittiler maalesef. bu olaylar bende derin bir iz bıraktı. o zamanlar tramvay'da otobüste rumca konuşanlara o çocuk halimizle gaza gelip "vatandaş türkçe konuş" sloganı attığımızı düşününce utancımdan yerin dibine geçiyorum. (ermeni ve yahudiler kendi dillerinde pek konuşmazlardı) 1950-60'ların o çok kültürlü, kozmopolit istanbul'undan işte bu günlere geldik. olayları kimin düzenlediğine gelince, o sırada sivil polis olan dayımın kendilerine hiçbir şekilde güruha müdahale edilmemesi emrinin verildiğini söylediğini hatırlatayım. (Alinti)
0 notes
Text
Eniştem Bal Döküp Yalayarak Götümü Sikti! (Leyla 40 Y., İstanbul)
İsmim Leyla. 40 yaşımda, evli, balık etli, çok güzel dolgun dik göğüslere, güzel pürüzsüz vücuda, yuvarlak kalçalara, sütün gibi bacaklara sahip, beyaz tenli bir kadınım. Kocamla hiç bir konuda anlaşamıyoruz, halen cahilin tekidir. 9 cm siki var, kendi de zaten ufak tefek bir adamdır. Kocamla anlaşarak ayrılmaya karar verdik ve beni kızkardeşimin evine bıraktı gitti. O akşam kızkardeşimle oturduk eniştemin eve gelmesini bekledik. Eniştem gece yarısından sonra geldi. Eniştemle sarılıp öpüştük, hal hatır sordu. Bana kocamı ve çocuklarımı sorunca, kızkardeşim, "Ablam ayrılıyor kocasından!" dedi. Eniştem nedenini sordu. "Anlaşamıyoruz enişte..." dedim. Eniştem evlerinde istediğim kadar kalabileceğimi söyledi. Bir süre daha sohbet ettik, vakit geç olmuştu, herkes odasına gitti yattı.
Günler geçiyordu. Dikkatimi çekmişti, eniştem eve her gece içkili gelip, sessizce odalarına gidiyor yatıyor, sabah erkenden kalkıp işine gidiyordu. Bir ay geçmişti aradan. Meğerse kızkardeşimin evliliği benimkinden önce bitmiş. Sorumlusu da kızkardeşimdi. Kızkardeşim benden 4 yaş küçük. Eniştem ile ben aynı yaştayız. Bir gün dayanamadım sordum, "Enişte, eve hergün içip içip geliyorsun, al rakını getir evde iç, biz de seninle içeriz, sohbet ederiz!" dedim. Kızkardeşim hemen, "Yok yaa! Ne güzel dışarda içiyor zıkkımlanıyor işte, birde evde masa mı kuracağım ona!" diye karşı çıktı. Eniştem de bana, "Kızkardeşinin dediklerini duyuyorsun değil mi baldız?" dedi. "Enişte sen ona bakma, getir ben kurarım sana rakı masasını!" dedim. Eniştem işe gitti, ben kızkardeşimle konuştum...
Kızkardeşim bana, "Abla eniştenle biz de anlaşamıyoruz!" dedi. Nedenini sordum. "Sikmekten doymuyor azgın herif, hergün sikilmedik ne amım, ne götüm, ne de ağzım kalıyor, artık bıktım!" dedi. Kızkardeşime kızdım, "Erkek adam, sikecek te, sevecek te, yoksa gider dışarda orospunun birini siker!" dedim. "Aman abla sen karışma işime, gitsin kimi sikecekse siksin, siktiği karıya teşekkür bile ederim!" dedi konuyu kapadı...
Eniştem o akşam işten erken geldi, bir büyük rakı almış getirmişti. Önce akşam yemeğini yedik, sonra salona geçtik. Rakı masasını ben hazırladım ve aralarını yapmak için kızkardeşime de bardak getirdim. Kızkardeşim, "Ben içmem, dizi bitsin ben gidip yatacağım, enişte baldız için siz!" dedi. Ben eniştemle içmeye başladım. Mecburen kızkardeşimin sevdiği diziyi izledik. Dizi bitti, kızkardeşim, "Ben yatıyorum abla, masayı kurduğun gibi sen kaldırırsın!" dedi ve gitti yattı. Eniştem bana, "Görüyorsun işte, kızkardeşin böyle baldız, neden dışarda içtiğimi anladın mı?" dedi. "Böyle de olmaz ki enişte, ben onu yola getiririm!" dedim. "Boşver baldız, yola gelmez o!" dedi. İçmeye devam ettik.
Ben bir ara kalktım lavaboya gittim. Ordan da odama gidip geceliğimi giydim. Dönüşte konuşmak için kızkardeşimin odasına girdim, horul horul uyuyordu. Kapıyı sessizce kapayıp, tekrar salona, eniştemin yanına gittim. Eniştem beni tepeden tırnağa süzdükten sonra, "Şöyle gel yanıma otur baldız!" dedi. Gittim yanına oturdum. Eniştemin gözleri bacaklarımda ve göğüslerimdeydi sürekli. Bir ara elini bacağıma koydu, fakat hemen geri çekti. Eniştemin bacağıma o birkaç saniyelik dokunuşu bile içimi ürpertmeye yetmişti. Bir tuhaf olmuştum. Acaba niyetini yanlış mı algıladım diye eniştemin yüzüne baktığımda, beni sikecekmiş gibi bakıyordu bana. Benden az bir cesaret alsa, kesin birşeyler olacaktı...
Kızkardeşimle konuştuklarımız geldi aklıma, 'Kimi sikerse siksin, teşekkür bile ederim o karıya!' demişti. Neden benimle olmasındı? Enişteme biraz daha sokulup, ben de elimi onun bacağına koydum, yarağına yakın yerleri okşuyordum. Eniştemin yarağı büyümüş, önü çadırı kurmuştu bile. Eniştem elimi tutup tam yarağının üzerine koydu ve elime yarağını kavrattırıp elimi sıktırdı. Yarağının nabız gibi atışını hissediyordum. Hiç konuşmuyorduk. Dayanamadım, fermuarını açtım ve yarağını külodundan çıkardım, okşamaya başladım. Yarağı kocamınkinden çok çok büyüktü. Eniştem kemerini çözüp pantolonunu biraz aşağı sıyırdığında o kocaman yarak tam serbest kaldı. Hemen eğilip ağzıma aldım ve emmeye başladım. Emdikçe sanki yarağı ağzımda daha da büyüyor, ağzıma sığmıyordu. Yarağı mosmor olmuştu ve damarları çıkmıştı. Ben yalarken eniştem de saçlarımı okşuyor, başımı yarağına bastırıyordu...
Hiç beklemediğim anda birden ağzıma boşalmıştı. Döllerini yuttuğuma eniştem çok memnun olmuştu. Enişteme, "Nasıl, rahatladın mı enişte?" dedim. "Sağ ol baldız harikaydın, ama sen rahatlamadın daha, ben de seni rahatlatayım!" dedi. Doğrusu kızkardeşime yakalanmaktan korkuyordum, "Beni boşver enişte..." dedim. Eniştem, "Ama olmaz ki baldız, sen de epeydir yaraksızsın!" diyerek göğüslerimi açtı, memelerimi emmeye başladı. Elini külotumun içine soktu, amımı okşadı. Sonra külotumu indirip çıkardı, beni koltuğa sırtüstü yatırıp, bacaklarımı yukarı kaldırarak yanlara açtı ve amımı yalamaya başladı. Deli gibi yalıyordu amımı, diliyle sikiyordu beni. Çok geçmeden kasılıp titreyerek orgazm oldum. Zevkten bağırmamak için dudaklarımı ısırdım resmen. Eniştem ayağa kalktığında yarağı da yeniden kazık gibi duruyordu. Birden beni tuttuğu gibi ters çevirdi ve koltuğa domalttı. Arkama geçti ve arkadan yarağını amıma birseferde köküne kadar soktu ve sikmeye başladı. Sonunda ikinci postayı amıma boşalmıştı...
Yaklaşık bir aydır, kızkardeşim yatmaya gittiğinde gizlice sikişiyorduk eniştemle. İkimiz de memnunduk bundan, fakat eniştemin derdi götümü de sikmekti. Sürekli, "Hastayım o götüne baldız, sikmezssem ölürüm!" diyordu. Ama ben karşı geliyordum, "Enişte sana vermeyip kime vereceğim, seve seve veririm, ama yarağın çok büyük ve kalın, elimde olmadan bağırırım falan, apartmanı ayağa kaldırırız!" deyip götten siktirmiyordum. Eniştem sonunda, "Bu böyle olmayacak baldız, yer ayarlayacağım ve bağırta bağırta sikeceğim seni götünden!" dedi. "Ozaman olur..." dedim. Ama kızkardeşim nereye gittiğimi sorunca ne diyecektim. Eniştem ona da çare buldu, "Avukata gideceğim dersin, evden beraber çıkar gideriz..." dedi.
Ertesi gün kızkardeşime aynen öyle dedim. Eniştem de, "Benim tanıdık avukat var, götüreyim..." dedi. Evden birlikte çıktık eniştemle. Arabasına bindik ve yola koyulduk. Arabada eniştem, "Baldız bugün seni öyle bir sikeceğim ki, hayatında öyle sikiş görmemiştirsin!" dedi. Yarım saat sonra tenha bir mahallede, diğer evlerden uzakta duran bir evin önünde durdu. Arkadaşının eviymiş. İndik, içeri girdik. Hemen öpüşmeye başladık. Sonra yatakodasına geçip soyunduk. Göğüslerimi sırayla dakikalarca emdi, ısırdı, yaladı. Zevkten delirtmişti beni, amımı siksin diye eniştemi üstüme çekmeye çalışıyordum. "Dur daha değil baldız..." diyerek kalktı ve ceketinin cebinden birşey alıp geldi. Küçük bir kavanoz bal getirmişti. Balı amıma dökerek amımı yalıyordu. Ben artık kendimi bırakmıştım, zevkten sesli sesli inliyordum. Amımı yalayarak beni bir kez orgazm etti...
Sonra beni ters çevirip yatakta dörtayak domalttı ve busefer götümün deliğine bal döküp yalamaya başladı. Amımı ilk defa eniştem yalamıştı, şimdi yine ilk defa götüm yalanıyordu. Eniştem bal döktüğü götüme dilini sokup çıkardıkça ben zevkten çıldırıyordum, tarifi imkansız bir zevkti bu. Enişteme küfür ederek yalvarmaya başlamıştım, "Orospu çocuğu sik götümü artık, yalvartma, haydi sok!" diye bağırıyordum. Eniştem yarağını bal kavanozuna daldırıp ağzıma verdi, biraz yalatıp tekrar arkama geçti ve o kocaman yarağını yavaş yavaş götüme sokmaya başladı. Ben duyduğum zevk ve acıyla karışık nasıl bağırıyordum ama. Yarağını taşaklarına kadar götüme köklediğinde nefesim kesilmişti, gırtlaklanan bir hayvan gibi böğürüyordum resmen...
Eniştem taşaklarını amıma çarptıra çaptıra ve beni bağırta bağırta sikiyordu götümü. Bana hiç bitmeyecek gibi gelen yarım saat kadar pompalayarak sikti götümü ve sonunda (o da böğürerek) götüme boşaldı. Eniştem o gün akşama kadar, dinlenip dinlenip, defalarca amımı, götümü ve ağzımı sikti. Tam 7 aydır avukat bahanesiyle sikiştik. Daha sonra gerçekten avukata gittik ve kocamdan boşandım. Şimdi eniştem bana ayrı bir ev kiraladı ve hergün, her fırsatta gelip, rahat rahat amdan götten sikiyor beni.
Hoşçakalın.
[Leyla]
256 notes
·
View notes