#kızkardeşimle
Explore tagged Tumblr posts
Text
terapi gecemiz✨🪐
(dün geceden..)
#kız kardeş#kızkardeşimle#animation#balerin ve afacan mucit#ballerina#balett#postlarım#bizbizimizvenokta#uykusuz geceler
5 notes
·
View notes
Text
Dul Kaynanam Azdı
Kaynanam 18 sene önce kayınpederden boşanmış, dul bir hayat yaşıyordu. Kaynanamla benim aramdaki ilişki aslında epeydir vardı. Ben daha bekarken ona aşıktım ve sürekli red edilirdim, aramızdaki on yaş farkından dolayı.
Onunla internette tanışmış, ona sürekli hayran olduğumu, aşık olduğumu söylesem de, dediğim gibi sürekli beni red ediyordu. Ben de hırs yaptım ve onun benden 9 yaş küçük kızı Özge ile sevgili oldum.
Özge çok çekici ve seksi bir kızdı, ayrıca annesi kadar güzeldi. Özge annesine benimle sevgili olduğunu söylemiş, annesi hep karşı çıkmıştı.
“O adamdan ayrılmazsan seni evlatlıktan red ederim!” gibi sözlerle Özge’yle beni sürekli ayırmaya çalışıyordu.
Özge’yle ilişkimizin altıncı ayında babama piyangodan çıkar gibi para çıktı. Babamın Fransa’da yaşayan dayısı ölmek üzereyken, evladı olmadığı için ve babamı evladı gibi gördüğü için tüm mal varlığını ve Türkiye’deki şirketini babama bıraktı.
Babam zaten o şirkette çalışan bir mühendisti. Durumumuz orta gelirliyken birden çok zengin olmuştuk. Özge’nin annesi de zengin olduğumuzu duyunca, Özge ile beni evlendirmek istedi.
Sonuçta Özge ile evlendik, lüks bir evde yaşamaya başladık. Özge ile müthiş bir seks hayatımız vardı. Her gece birbirimizi istiyor, evin isteğimiz yerinde seks yapıyorduk, sınırımız yoktu.
Özge bir gün kızkardeşimle şehre giderken kaza yaptı. Kız kardeşimle Özge yaralanmıştı. Kaynanamla birlikte her gün hastanede kalıyorduk, kız kardeşimle Özge’yi bir an olsun yalnız bırakmıyorduk.
Ama kaynanam elinden telefonu hiç bırakmıyor. Arada bir yanımızdan uzaklaşıyor, telefonla ilgileniyor, gizlice biriyle mi mesajlaşıyor, yoksa ne yapıyordu, çözemedim. Bir gün annem geldi hastaneye,
“Gelinimle kızıma ben bakarım, dört gündür hastanedesiniz, siz eve gidin biraz dinlenin!” dedi. Dört gündür banyo yapma fırsatımız olmamıştı.
“İyi olur!” dedik eve gittik. Eve varınca, kaynanama,
“Ben koridordaki banyodaki duşa giriyorum, sonra da salondaki kanepede uyuyacağım. Sen de bizim yatak odasındaki ebeveyn banyoda duşunu alıp bizim yatakta uyuyabilirsin!” dedim. Kaynanam,
“Tamam, zaten hemen duş alıp yatıp uyuyacağım, gözümden uyku akıyor!” diyerek bizim yatak odasına girip kapıyı kapattı. Ben de koridordaki banyoya girdim.
Ilık su iyi gelmişti, yorgunluğumu atmıştım, güzelce yıkanıp, yarım saat kadar kaldım ılık suyun altında. Duştan çıktığımda yanıma temiz giysiler almadığımı fark ettim. Giysilerim de yatak odamızdaydı. Kurulanıp bornozu giydim, yatak odamızın yolunu tuttum.
Kaynanam uyuyor, uyandırmayım diye sessizce girip giysilerimi alır çıkarım diye düşündüm. Kapıyı yavaşça açtığımda şok oldum.
Kaynanam çırıl çıplak domalmış, kafasına kulaklığı takmış, bir eli amında, amını sıvazlayarak yastığın üstüne koymuş olduğu telefona bakıyordu.
O manzarayı görünce benim yarak anında kalktı tabii. Kaynanam acaba herifin biriyle sanal seks mi yapıyordu? Sessizce yaklaştığımda kaynanamın telefondan porno izlediğini gördüm. Porno izleyerek mastürbasyon yapıyordu.
Bornozumun önünü açıp yarağımı sıvazlayarak biraz daha yaklaştım. Omzuna dokunmamla, korkuyla,
“Ayyy!” diye çığlık atarak kafasını çevirmesi bir oldu. Karşısında beni o halde görünce, “Ayy, sen ne arıyorsun burda, çabuk çık!” diyerek döndü.
Bir eliyle memelerini, diğer eliyle amını kapatmaya çalışıyordu. O sırada telefonunda halen porno oynuyordu. Telefona baktığımı görünce,
“Çık dedim sana!” diye kızdı ve telefonu ters çevirip hemen tekrar memeleri
ni kapadı.Çıkar mıyım? Tabii ki çıkmadım! Kafasındaki kulaklığı çekip aldım ve
“Porno izleyeceğini söyleseydin büyük ekrandan sana istediğin pornoyu açardım. Gerçi o izlediğin şeyin burda canlısı var, bak!” deyip bornozu tamamen çıkardım. Kaynanam halen,
“Çık git!” diyor, bir yandan kalkık yarağıma bakıyor, bir yandan da ağlıyordu. Kaynanama yaklaştım, yıllardır kendisini sevdiğimi ve arzuladığımı söyledim, dudaklarını öpmeye başladım. Kaynanam başlarda itraz etse de film kopmuştu artık, karşılık vermeye başladı.
Biraz öpüştükten sonra yarağımı ağzına aldı. İştahla yalıyordu. Saçlarını okşayıp kafasını yarağıma bastırıyordum. Fakat fazla dayanamadım,
“Geliyorum, bırak!” dedim. Kaynanam ise ağzından çıkarıp,
“Ağzıma boşal!” deyip yeniden ağzına aldı ve saksoya devam etti. Birkaç saniye sonra ağzına boşaldım. Döllerimi tükürür diye beklerken hepsini afiyetle
yutmuştu.
Vakit kaybetmeden kaynanamın o hayran olduğum diri göğüslerini yalamaya başladım. Deli gibi emiyordum göğüslerini, bir yandanda amcığını okşuyordum. Göğüslerinden sonra amcığına indim ve köpek gibi yalamaya başladım.
Kaynanam orgazm üzerine orgazm oluyordu. Abartısız yarım saat kadar yaladım amını. Kaynanam iyice kıvama gelmişti, sikmem için yalvarıyordu…
Odaya ilk girdiğimde gördüğüm manzara aklımdan çıkmamıştı. Kaynanamı domalttım ve amını sikmeye başladım. Saçlarından tutup sert bir şekilde sikiyordum. Kaynanam kudurmuş gibi,
“Sik beni erkeğim, artık tek sikicim sensin!” diyor, inliyor, çığlıklar atıyordu.
O söylediği (Artık tek sikicim sensin!) lafı kafama takılmıştı, demek ki başka sikicileri de vardı. Zaten olmasa şaşırırdım, 18 yıldır dul ve güzel, çekici bir kadındı. Ama yine de hırs yapmıştım, daha da sert sikmeye başladım…
Bacak omuza pozisyonuna geldiğimde hayran olduğum ayaklarını yalamaya başlarken bir yandanda sikmeye devam ediyordum. Az önce ağzına boşaldığım için daha boşalma hissi yoktu. Sikmem çok uzun sürmüş, kaynanam boşalmam için yalvarıyordu.
Az sonra bir daha pozisyon değiştirdim, ben sırt üstü yattım, kaynanamı üstüme aldım, yarağımı alttan amına yerleştirdim. Kaynanam şimdi kucağımda zıplıyor, bir an önce boşalmam için bütün hünerlerini sergiliyordu…
Hünerleri işe yaramıştı, boşalmak üzereydim. Boşalacağım zaman kaynanamın amından çıkmaya çalışırken beni yatağa bastırdı ve içine boşalmamı sağladı. Kaynanam da üstümde yığılmış kalmıştı.
O pozisyonda hareketsiz kalıp biraz kendimize gelince üstümden indi ve yanıma uzandı. Dudaklarıma bir öpücük kondurup,
“Bilseydim böyle siktiğini daha önceden verirdim. Bundan sonra öbür heriflerle bir daha görüşmeyeceğim!” dedi. Ben de,
“Yıllardır seni sikmek için peşinden koştum, sen yüz vermeyince de hırs edip kızınla sevgili oldum ve evlendim. Kızını her siktiğimde karşımda sen vardın!” dedim.
Kızı annesine çok benziyordu, ikizi gibiydi. O gece kaynanamla iki posta daha sikişip birbirimize sarılıp uyuduk…
Ertesi gün, sabah sertliğiyle kalkmış yarağımı sıvazlayan kaynanamın eliyle uyandım. Benim uyandığımı gören kaynanam önce,
“Günaydın erkeğim!” diyerek dudağıma öpücük kondurdu, sonra da eğilip yarağıma yumuldu, yalamaya başladı. Biraz yalayıp kucağıma çıktı, amına aldı ve sikişmeye başladık.
Bir süre öyle sikiştikten sonra pozisyon değiştirip kaynanamı domalttım. Götünün yanaklarını iki elimle ayırıp tekrar amına sokacağımda göt deliğini yoklamak geldi aklıma. Yarağımın başını göt deliğine sürttüğümde, kaynanam,
“Nolursun yavaş gir, iki aydır yapmadım ordan!” dedi. Yani göte müsaade vardı.
Kızının götünü sikerken kullandığım kayganlaştırıcıyı çıkardım çekmeceden. Kaynanamın göt deliğine ve yarağımın başına sürdüm. Sonra yarağımı dayayıp götüne girmeye başladım. Kaynanam ilk başta,
“Acıyor!” dese de durmadım, hepsini soktum. Kaynanam, “Biraz öyle bekle!” dedi. Bekledim. Az sonra kaynanam götünü kıvırmaya başlayınca ben de pompalayarak sikmeye başladım.
Kaynanam iki aydır götten yapmasa da götten vermeye alışkındı. Rahat bir şekilde gidip geliyordum götüne…
Tam kendimi kaptırmış halde kaynanamın götünü sikerken benim telefon çaldı. Telefonum salondaydı, zilin melodisinden karımın aradığını biliyordum.
“Özge arıyor!” deyip hemen kaynanamın götünden çıktım. Gidip telefonu alıp geldim ve cevap verdim.
Karım hastaneye ne zaman geleceğimizi sorup, evden bazı giysilerini götürmemizi istedi. Ben de annesiyle kahvaltı ettiğimizi, kahvaltıdan sonra hemen geleceğimizi söyledim. Benimle konuştuktan sonra annesini telefona istedi.
Kaynanam telefonla konuşurken ben tekrar domaltıp götüne girdim. Hepsini birden kökleyince kaynanam elinde olmadan,
“Ayy!” dedi. Özge ne olduğunu sordu. Kaynanam da tişörtüne reçel damladığını söyledi. Biraz konuşup telefonu kapatınca kaynanamla dört nala sikişmeye devam ettik. Sonra birlikte duş aldık. Özgenin evden istediklerini de poşete koyup hastaneye
gittik…
O olayın üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen kaynanamla ilişkimiz halen hız kesmeden devam ediyor. Bazen onun evinde, bazen de yazlıkta deliler gibi sikişiyoruz.
Kaynanam 40 yaşında, ama halen çok güzel bir kadın, sanki yaşlandıkça daha da güzelleşiyor. Açıkcası kaynanama aşığım diyebilirim.
Bazen Özge’den boşanıp kaynanamla kaçmak istesem de bunu yapamam, çünkü Özge 4 aylık hamile…
Karımın hamile kaldığı dönemde de kaynanamla ilişkim devam ediyordu. Karımın doğumu yaklaşmıştı ve kaynanamın bizde kalması gerekiyordu. Evimizin bir odasını kaynanama vermiştik.
İlk kaldığı gece karımla uyumaya geçtik, önden seks yapamadığımız için karımı götünden sikiyordum. Tabii karım annesi kadar tecrübeli değildi.
Karımı götünden sikerken yatak odamızın kapısının buzlu camında bir gölge fark ettim. Gölge biraz ayakta dikildikten sonra aşağı çömeldi. Kaynanam anahtar deliğinden bizi izliyordu ve ben bunu düşündükçe karımı daha sert sikmeye başladım. Karım yorulmuş olacak ki,
“Aşkım yeter artık, gel, dayanamıyorum, lanet olası sırt ağrısı öldürecek beni!” dedi. Götünden çıkıp karımı kendime çevirdim, memelerine boşaldım. Sonra da duşa girip birbirimizi yıkadık. Kurulanıp banyodan çıktık, yatağımıza girdik, çırıl çıplak sarıldık. Karım birden,
“Aşkım seni çok seviyorum, ama benden başka birini sikme lütfen, sana herşeyim feda!” deyip yüzümü öpmeye başladı. Acaba annesi ile ilişkimi mi öğrenmişti?
“Özge ne saçmalıyorsun?” diye çıkıştım.
“Son zamanlarda sende bir hal var, bir başkasına gitme lütfen, ben seninim her şeyimle!” diye sarılıp ağlamaya başladı.
Bende bir hal olduğu konusunda haklıydı. Ama annesi ile olanları ve geçmişte annesine aşık olduğumu bilmiyordu. O an ona öyle bir sarıldım ki,
“Senle ben birlikte yaşlanacağız, çocuklarımızı, torunlarımızı seveceğiz, sen benim karımsın!” dedim ve sımsıkı sarılıp uyuduk. Bu arada karımın uykusu aşırı ağırdır, top atılsa duymaz.
Yaklaşık iki saat sonra çok susadığımı hissedip uyandım. Karımın koynundan kalkıp sessizce yatak odasından ayrıldım. Mutfaktayken bir anda kaynanam geldi. Önce arkamdan sarıldı, ben dönünce de dudaklarımı öpmeye başladı.
Kaynanamı geri itmeye çalıştım, ama nafile, kaynanam sikimle çoktan oynamaya başlamıştı.
Kaynanam boxerimi indirip sikimi yalamaya koyuldu. İki saat önce karımla müthiş bir seks yapmama rağmen sikimi kaldırmayı başarmıştı. O azgınlıkla ağzından çıkardım sikimi, tezgaha domaltıp amını sikmeye başladım.
Kaynanam sessiz sessiz inlerken ben sert bir şekilde sikiyordum. Kaynanam çabucak orgazm oldu, sessiz ve yakalanma korkusuyla yaptığımız seks daha tahrik edici gelmişti. Kaynanamı siktikçe büyük poposu dalgalanıyor, beni daha çok tahrik ediyordu.
Karım ile yaşadığım seksten sonra boşalmam gecikecekti, o yüzden kaynanamı kucakladığım gibi odasına götürdüm. Hemen bacak omuza pozisyonunda sikmeye devam ettim.
O dalgalanan dolgun göğüsleri beni benden alıyordu. Göğüs uçlarına yapıştım, sırayla emmeye, ısırmaya başladım sikerken. Kaynanam dayanamamıştı,
“Erkeğim gel artık, lütfen!” diye fısıldıyordu. Kaynanamı yarım saatten fazladır sikiyordum ve bende de dayanacak güç kalmamıştı. Amının içine boşaldım. Kaynanam sarıldı bana,
“Seni çok seviyorum!” diye fısıldıyordu. Biraz öpüştükten sonra kalkıp karımın yanına geri döndüm, yattım uyudum.
Sabah saat on olmuş, karım beni uyandırdı. Bugün Berna’nın geleceğini söyledi. Berna’yı tanıyordum, karımın yakın arkadaşlarından biriydi. Karım,
“Aşkım, beraber gidelim, Berna’yı havaalanında karşılamak istiyorum!” dedi. Ben de hamile olduğu için evde kalmasını söyledim. Havaalanına yalnız gittim. Uçak çoktan inmiş, Berna çıkış kapısında beni bekliyordu.
Berna çok değişmiş, çok güzel kız olmuştu. En son gördüğümde cılız bir kızdı, göğüslerine silikon taktırmış, dudaklarına botoks yaptırmış, çok seksi bir kız olmuştu.
Beni görüp yanıma geldi, sarıldı. Göğüsleri vücuduma değdiğinde resmen içim ürperdi. Ne yapıp edip Berna’yı sikmeliyim diye düşünmeye başladım.
Neyse, eve gittik. Kapıda karım kaynanamla birlikte bizi bekliyordu. Önce kahvaltı ettik. Sonra oturduk, sohbet muhabbet eşliğinde çay kahve içtik. Öğle saatlerinde karımın canı havuza girmek istedi.
Berna da hava sıcak diyerek ona katıldı. Bikinilerini giyip villamızın havuzuna indiler. Ben de salonun penceresinden onları, daha doğrusu Berna’yı izliyordum. Aman Tanrım, Berna neydi öyle, bikiniden taşan dolgun göğüsler, bembeyaz göt yanakları! Çaktırmadan kalkık sikimi sıvazlamaya başladım.
O sırada kaynanam mutfaktan salona geldi ve neye baktığımı sordu. Ben de,
“Karıma bakıyorum. Kızın sikimi kaldırdı!” dedim. Kaynanam karıma azdığıma inanmamış olmalıydı ki, şortumun üstünden sikimi avuçlayıp,
“Karını sikmek istiyorsan çağır odanıza sik! Eğer Berna’yı istiyorsan onu da ayarlayabilirim, ama beni ihmal etmemen şartıyla!” dedi.
Kaynanamın zarf attığını düşünüp sadece gülümsedim ve pencereden karıma seslendim,
“Aşkım odamıza gelir misin, mayomu bulamıyorum!” diye. Kaynanam havuza inmek için üstünü değişmeye odasına giderken, karım havuzdan çıkıp üst kattaki
yatak odamıza geldi.Odaya girer girmez karımın gözü direkt sıvazladığım kalkmış sikime kaydı ve
“Güpegündüz bu ne hal Berk?” diyerek şaşkınlığını dile getirdi.
“Bikinili halin beni müthiş azdırdı aşkım!” deyip dudaklarına yapıştım. Aslında Berna’nın o seksi görüntüsü beni fena azdırmıştı.
Karımı domaltıp götten deli gibi sikmeye başladım. Karımı sikerken sanki Berna’yı sikiyor gibiydim. Aynı zamanda da karımın amını avuçlayıp klitorisini sıvazlıyordum.
Karım orgazm olurken inlemeleri ve çığlıkları artmış, dışarıya ses gidecek diye düşünmüyordu bile. Karımı kaç dakika siktim bilmiyorum, götünden çıkıp çevirdim, memelerine boşaldım.
Karım mutlu olmuştu, hamile olduğu için onu götten bile olsa sikmem hoşuna gidiyordu. Ama annesini siktiğimi ve en yakın arkadaşı Berna’yı arzuladığımı bilmiyo
rdu tabii.Karım banyoya girdi. Yıkanıp çıktı ve
“Aşkım hamilelik beni çok yoruyor, biraz uyuyacağım!” diyerek yattı. Ben de bir duş alıp çıktığımda karım çoktan uyumuştu bile…
Pencereden baktığımda, havuz başında kaynanamla Berna şezlonglara uzanmışlar, çok samimi idiler, gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı. Ne konuştuklarını duyamıyordum. Ama biraz daha gülüştükten sonra konunun değiştiğini ve Berna’nın silikonlu memelerine geldiğini resmen görebildim.
Kaynanam Berna’nın bikinisinin üstünü işaret edip bir şey söyleyince, Berna bikinisinin üstünü indirip memelerini kaynanama gösterdi. Aman Tanrım, o memeler neydi öyle!
Kaynanam bir şey daha söyleyince Berna memelerini kaynanama iyice yaklaştırdı. Kaynanam da doktor gibi, muayene edercesine bir süre elledi memeleri… Sonra kaynanam bir şey söyleyip kendi bikinisinin üstünü indirdi, bu sefer de Berna kaynanamın memelerini elledi. Sanki silikonlu silikonsuz meme karşılaştırması yapıyor gibiydiler.
Meme karşılaştırma faslından sonra bikinilerinin üstlerini tekrar bağladılar. Ama el işaretlerinden anladığım kadarıyla konu yeniden değişmişti. Sanırım konu bu sefer kadınların ‘Bikini bölgesi tüyleri’ diye de adlandırdığı am kıllarının alınmasına gelmişti. Kaynanam elini kendi bikinisinin altının kenarları boyunca gezdirip bir şeyler anlatıyordu.
Berna bir şey söyleyince kaynanam ayağa kalkıp bikinisinin altını indirdi ve amını Berna’ya yaklaştırdı. Kaynanamın amındaki kılları ağdayla aldığını biliyordum, kendisi söylemişti bana… Az sikmemiştim o amcığı, kaymak gibiydi kaynanamın amı…
Berna elini kaynanamın kaymak amının üzerinde biraz gezdirdikten sonra kaynanam bikinisinin altını tekrar yukarı çekip şezlonga oturdu. Bu sefer Berna bir şeyler anlatıp ayağa kalktı, bikinisinin altını indirdi.
Berna’nın amını görünce kafayı yemek üzereydim. Brezilya traşı dedikleri türden idi, amının üstünde şerit şeklinde bir tutam tüy bırakılmıştı, çok seksi görünüyordu. Onun haricinde her yeri kaymak gibiydi.
Sanırım konuştukları konu ağda ve epilasyon karşılaştırmasıydı. Kaynanam amının tüylerini ağdayla aldığına göre Berna’nınki epilasyon olmalıydı. Kaynanam elini Berna’nın amına uzatıp önce o şerit şeklindeki tüylerle oynadı biraz.
Sonra da amının tüysüz kısımlarına götürdü elini. Elini biraz gezdirdikten sonra Berna’ya bir şey söyleyip resmen kızın amını okşamaya başladı. Berna ise gözlerini kapamış, alt dudağını emiyordu kaynanam tarafından amı okşanırken…
Az sonra kaynanam Berna’nın amını okşayarak ayağa kalktı. Halen amını okşamaya devam ediyorken Berna’nın dudaklarına yumuldu. Ayakta resmen kadın kadına sevişiyorlardı. Berna da ellerini kaynanamın arkasına atmış, bikiniden taşan götünün yanaklarını yoğuruyordu.
Tabii benim yarak kazık gibi olmuştu ve onları izlerken sıvazlıyordum. Aklıma nasıl geldiyse telefonumu alıp birkaç resim çektim. Kaynanamın eli Berna’nın amında hızlandıkça Berna şekilden şekle giriyordu. Ki çok geçmeden kaynanamın elini tutup amından uzaklaştırdığı gibi şezlonga attı kendini.
Azgın kaynanam Berna’yı orgazm etmişti.Onlar toparlanıp kendilerine çeki düzen verirken ben de banyoya girip 31 çekerek boşaldım. Tekrar duş alıp mayomu giydim. Pencereden baktığımda yine çok samimi bir şekilde birşeyler konuşuyorlardı. Aşağı indim, yanlarına gittim. Berna,
“Enişte? Demin Özge’ye ne yaptın öyle, sesiniz ta buraya kadar geliyordu!” deyince kaynanamla gülüşmeye başladılar…
Kaynanamın Berna’yı ayarlama konusunda ciddi olduğuna artık şüphem yoktu.
Berna bize geleli birkaç gün olmuş, ama halen ortam bulup sikememiştim Berna’yı. Ben Berna’yı bana kaynanam ayarlayacak diye bir beklenti içerisindeydim. Berna ise karımın görmediği anlarda bana frikikler vermeye başlamıştı.
Berna da kaynanam ve karım gibi gibi azgındı. Bir akşam üçümüz yemekte otururken karım,
“Aşkım Berna geleli kaç gün oldu, bir türlü dışarı çıkmadı, ben doğurdum doğuracağım, şu kızı gezdir biraz, plaja götür, denize girsin, eğlensin!&q
uot; dedi. Kaynanam hemen karşı çıktı, sanki beni Berna’dan kıskanmıştı,
“Kızım ben götürür gezdiririm Berna’yı. Berk evde kalıp seninle ilgilensin!” dedi. Karım da,
“Anne zaten Berk benim yüzümden işe bile gitmiyor. Hem sen Berna’yı götürsen anca çarşıya falan götürürsün. Ama Berna daha genç, sıkılır senin yanında. Hem Berk Berna’yı kız kardeşi gibi görüyor, gitsinler gezsinler, plaja gitsinler, denize girsinler, biraz hava alsınlar!” dedi.
Karım haklıydı. Ben de karımın hamileliği, hastaneye kontrole götür getir, evde karıma yardım falan derken kaç aydır işe gitmiyorum. Sağolsun babam, karımın durumunun işten daha önemli olduğunu söyleyip, adamlarıyla imzalamam gereken evrakları yolluyor, ya da yapmam gereken projeleri evde yapmama olanak sağlıyordu.
Ertesi gün kahvaltımızı ettikten sonra keyif çayı içiyoruz. Ben, karıma,
“Ben gitmesem olmuyor mu? Berna kendisi gitsin gezsin, eğlensin işte!” derken içimden de karımın ısrar etmesini bekliyordum.
Berna’yı sikmek için bu bir fırsat olabilirdi. Beklediğim gibi karım ısrar etti, Berna’yla atladık arabama, yola çıktık. Evden biraz uzaklaşınca Berna pis pis gülümseyerek,
“Eee enişte, nereye götüreceksin beni bakalım?” dedi.
“Sen nereye istersen Berna!” dedim. Berna da,
“Sürprizleri severim!” dedi anlamlı bir bakış atarak.
O an aklıma arkadaşım Tuğberk’in yazlığı geldi. Sessiz sakın, tatilcilerin, Rusların ve Ukraynalıların yaşadığı bir kasabaydı. Tuğberk çok çapkın biriydi, yerli yabancı demeden uçanı kaçanı affetmez, sikerdi. Yazlığı da daha çok karı kız sikmek için kullanırdı.
Bana da defalarca teklif etmiş, eğer karı kız düşürürsem yazlığı kullanabileceğimi, anahtarın sürekli kapının yanındaki saksının altında olduğunu söylemişti.
Hemen oraya sürdüm arabayı…
Yolda bir büfede durup soğuk içecekler, atıştırmalık cips, kraker, bisküvi ve birka�� çeşit de çikolata aldık. Yazlığa vardığımızda anahtarı çiçek saksısının altından aldım. Kapıyı açtım, içeri girdik.
O arada arkadaşım Tuğberk’e mesaj attım, yazlığında olduğumu, özel bir işimin olduğunu bildirdim. Tuğberk te, “Sikine kuvvet kanka!” diye mesaj attı. İçeride üzerimizi değiştik. Berna bikinisini, ben mayomu giydim, plaja indik.
Denize girdik, suda birbirimizle oynaşıyor, temas ettikçe sikim taş gibi sertleşiyordu. Bu sertlik Berna’nın da hoşuna gitmiş olacak ki, ya bana sürtünüyor, ya da kazara (!) elini değdiriyordu. Suyun içinde biraz bu şekilde eğlendikten sonra, Berna,
“Ya enişte, geldiğimden beri Özge’yi fena sikiyorsun, sana hayranım. Benim sikiştiklerim bir posta sikip bırakıyor. Özge gerçekten çok şanslı senin gibi yakışıklı ve güçlü bir erkekle evlendiği için!” dedi.
“Teşekkürler canım!” diye karşılık verdim. Berna birden,
“Yeter artık kıvrandığın enişte, havaalanında gördüğünden beri sürekli memelerime ve götüme bakıyorsun, bana azıp sonra da Özge’yi sikiyorsun. Hatta kaynananı siktiğinden bile şüpheleniyorum.” Yarım ağızla geçiştirmeye çalıştım.
“Yok canım, nerden çıkardın bunu?”
“İnkar etmeye kalkma enişte… Geçen gün konuşurken ağzından kaçırdı, (Damadımın siki kocaman, Özge bu yüzden çok bağırıyor!) diye. Şimdi de denize girdiğimizden beri sikin kalkık, artık bırak kendini bana!” dedi.
Ardından elini mayomun içine daldırdı, sikimi kavrayıp okşamaya başladı. Berna’yı kolundan tuttum,
“Burada rahat olmaz, hadi yazlığa gidiyoruz!” dedim. Denizden çıktık, plajdaki duşlarda yıkanıp denizin tuzlu suyundan kurtulduk, eşyalarımızı topladık, plajdan ayrıldık.
Yazlığa girer girmez Berna’ya öyle bir yapıştım ki… Dudaklarını kemirirken hemen kucağıma alıp duvara yasladım. Bikinisini çözdüm, göğüslerini yalamaya başladım. İkimiz de kontrolden çıkmış gibiydik…
Yatak odasına götürüp 69 olduk. Berna iştahla sikimi yalıyor, ben iştahla amcığını yalıyordum. Ne zamandır hayalini kurduğum amcık ve göt burnumun dibindeydi artık. Berna sulandıkça ağzıma amının suları geliyor, o sulandıkça ben daha çok iştahla amcığını yalıyordum.
Aklıma başka bir şey gelmişti, Berna’yı üstümden kaldırdım, sırt üstü yatırdım. Mutfağa gidip aldığımız çikolatalardan ekmeğe sürülenini getirdim. Berna’nın amına sürüp amını yalamaya devam ettim. Berna’nın amının suları ile çikolata çok daha zevkliydi…
Berna tam kıvama gelmiş, sikmem için yalvarmaya başlamıştı. Tabii bende de sabredecek hal kalmadı. Berna’nın bacaklarını omuzuma aldığım gibi sikimi dar ve sıcak amcığına sokmaya başladım.
“Enişte yavaş!” derken kökledim, nefesi kesilir gibi oldu. Sert bir sekilde sikmeye başladım. Berna sikime ve tempoma alışınca,
“Eniştem, aşkım, sikicim, sik beni, ohhhh!” diye inliyordu. Berna’nın hayran olduğum silikonlu göğüslerini emerek siktikçe Berna daha sesli inlemeye başladı…
Berna çığlık çığlığa orgazm olurken ben de boşalmaya yaklaşmıştım. Biraz daha pompalayıp birden amından çıktım ve o güzelim memelerine fışkırtmaya başladım. Tanrım o nasıl boşalmaydı öyle! Kızın memeleri döllerimle kaplanmıştı…
Biraz dinlendikten sonra kalkıp banyoya girdik. Birbirimizi yıkayıp yatağa geri döndük. Berna, sanki boş durmayalım, her saniyesini değerlendirelim, bir kez daha sik beni dercesine sikimi eline alıp tekrar okşamaya başladı.
Sikim anında taş gibi olmuştu. Eğilip sikimi yalamaya başladı. Ama ne yalama, karımdan da kaynanamdan da güzel yalıyordu. Taşaklarımı okşarken sikimi gırtlağına kadar alıyordu.
O bana sakso çekerken ben de boş durmuyor, götünü okşuyordum. Parmağımı göt deliğine zorladığımda birden sikimi ağzından çıkarıp,
“Enişte götüm daha bakire!” dedi.
“Olsun, amının kızlığını başkası bozmuş, ama götünün kızlığını ben alacağım!” deyip Berna’yı domalttım. Berna,
“Çok korkuyorum!” derken ben çekmeceleri karıştırmaya başlamıştım bile. Arkadaşım Tuğberk göt hastasıydı, düşürdüğü karıları kızları götten de sikmeden bırakmadığını biliyordum. Çekmecelerin birinde mutlaka kaydırıcı olmalıydı.
Bingo! Kaydırıcıyı bulmuştum. Berna’nın götünün yanaklarını iki elimle ayırıp önce biraz göt deliğini yaladım. Sonra da deliğe kaydırıcıyı sürdüm. Aynı şekilde sikimi de yağladım.
Ellerini arkaya atıp götünün yanaklarını ayırmasını istedim. Dediğimi yapınca sikimi göt deliğine dayadım ve yavaş yavaş girmeye başladım. Daha önce götten hiç sikilmediği için çok dar bir deliği vardı.
“Enişte yavaş, kurbanın olayım, çok acıyor!” diye inlerken ben yavaş yavaş sokmaya devam ediyordum. Tam yarısına kadar girmiştim ki,
“Enişte çık, istemiyorum!” dedi. Sinirlenmiştim, götüne bir şaplak atıp saçlarını kavradığım gibi kalanını da soktum. Berna çığlık çığlığa bağırsa da, onun o hayal ettiğim götü artık benimdi. Hızlı hızlı sikmeye başladım…
Sanki nirvanadaymışım gibi yarım saate yakın siktim götünü. Berna yatağa yapışmış, sesi soluğu kesilmişti. Birkaç kez seslendim, cevap vermedi. Saçını asıldım, götüne tokat attım, tık yoktu kızda. Bayılmıştı, sadece nefes aldığını görebiliyordum.
Umrumda da değildi baygın olup olmaması, sikmeye devam ettim. Sonra götünden çıkıp sırt üstü çevirdim Berna’yı. Bacak omuza pozisyonunda götünü sikmeye devam ettim. Göğüslerini emerken dayanamadım götünün içine boşaldım.
Duşa girip çıktığımda Berna halen baygın yatıyordu. Ben de ona sarılıp yattım. Uyumuşum. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum telefonumun sesine uyandım. Bu arada Berna halen baygın yatıyordu, bilmiyorum belki de uyuyordu. Arayan Özge’ydi,
“Aşkım nerdesiniz? Nasıl geçiyor gününüz?” diye sordu.
“Denizdeyiz aşkım… Ben plajda güneşleniyorum, Berna denize girdi, sudan çıkmak bilmiyor, çok eğlendiği belli!” diye rapor verdim.
Telefonu kapatınca, Berna’yı kolundan tutup biraz sarstım. Yüzüne hafifçe birkaç tokat attım. Biraz kendine gelir gibi olunca,
“Enişte ne oldu bana?” dedi. Ben de gülümseyerek,
“Seni götten sikerken bayıldın aşkım!” dedim. Hemen elini götüne attı, yokladı. Sonra aynada götüne bakmak için kalktı. Götünün yanaklarını ayırdığında kıpkırmızı olmuş göt deliğinden döllerim süzülüyordu. Bana ters ters bakıp,
“Şimdi Özge’nin neden o kadar çok bağırdı anlaşıldı!” dedi. Suratının halinden bana kızgın olduğu belli oluyordu. Ben de inadına sırıtarak,
“Sen Özge’den daha çok bağırdın aşkım. Özge’yi her gün götten sikiyorum, senin götün sıfır kilometredeydi!”
“Hayvansın enişte, insan alıştıra alıştıra siker!”
“Her yiğidin göt sikmesi farklıdır yavrum, benimki de böyle, ne yapalım!”
“Ama helal olsun, beni şimdiye kadar hiç kimse bayıltana kadar sikmemişti!” deyip kahkahalarla gülmeye başladı. Beni affetmişti. Kalkıp dudaklarına yumuldum, biraz öpüştük. Saat beşe geliyordu. Berna’ya,
“Hadi denize girelim!” dedim.
“Enişte hiç halim kalmadı, her yerim ağrıyor, sen gir gel, sonra da toparlanıp gidelim!” dedi.
Ben de dediğini yaptım, kısa bir süre denize girip çıktım. Yazlıktan ayrıldık. Arabayla eve doğru yola koyulduk. Berna tabii götünün üstüne oturmakta zorlandığı için yan oturuyordu.
Yol boyunca biraz sohbet ettik. Laf lafı açtı, konu döndü dolaştı kaynanama geldi. Berna,
“Senin o orospu kaynanan var ya, çok azgın. Bana neler yaptığını bir bilsen…” dediğinde lafını kestim ve
“Biliyorum, gördüm!” dedim. Berna şok olmuştu,
“Neyi biliyorsun, ne gördün?” diye sordu.
“Havuz kenarında birbirinizin memesine ve amına ellediğinizi, sonra da kaynanamın seni öperek ve amını parmaklayarak orgazm ettiğini pencereden izledim!»
“Enişte sen de hiç bir fırsatı kaçırmıyorsun! Ama eminim bu anlatacağımı bilmiyorsundur. O gün havuz başında olanlardan sonra kaynanan her gece odama geliyor.”
“Eee? Devam mı ettiniz kadın kadına sevişmeye?”
“Nerden bulduysa, bir de plastik yarak getiriyor. Önce benimle öpüşüp sevişiyor, plastik yarakla sikiyor, sonra da plastik yarağı elime tutuşturuyor, aynısını kendisine yaptırıyor. Öyle azgın ki, öyle bir seferle falan da doymuyor!”
“Bak bunu bilmiyordum! Ama orada olup sizi izlemeyi çok isterdim!” dediğimde, Berna bana çapkın bir bakış atıp,
“Sadece izler miydin?” deyip güldü. Bunları konuşurken sikim kazık gibi olmuştu ve zonkluyordu. Fermuarımı indirip,
“Bana bir iyilik yapsana aşkım, senin o müthiş saksona bayılıyorum!” deyip sikimi çıkardım. Berna gururlanmıştı, hemen eğilip sikime yumuldu.
O anda trafikteki arabalar hiç umurumda değildi, abes birşey yokmuş gibi kullanıyordum arabayı. Berna beni boşaltana kadar sakso çekip döllerimi yuttu. Eliyle ağzını sildi ve
“İlk defa arabada sakso çektim, böylesi çok daha heyecanlıydı!” dedi.
Eve döndük. Kapıda bizi kaynanam karşıladı. Berna’nın yürüyüş şeklini gören kaynanam fısıldayarak,
“Ne yaptın kıza böyle?” diye sordu. Ben de sırıtarak,
“Ne yaptığım ortada değil mi?” deyip göz kırptım. Kaynanam,
“İyi yapmışsın, ama ben de istiyorum!” dedi
44 notes
·
View notes
Text
Küçük kız kardeşimi alıp onunla bir abla-kızkardeş günü yapasım var bu aralar.Hem onu eğlendiresim var hemde kendimi.Sanırım buna çok ihtiyacım var.Dışarıya çıkıp o an kızkardeşimle takılmak onunla ilgilenmek istiyorum.Onunla ilgilendiğimde beynimdeki o an ki tüm sorunlar bir süreliğine yok oluyor. Belki bu işin bahanesidir bilmiyorum. Ama bu şekilde kendimi iyi hissettiğimi biliyorum :)Birşeyler yapmazsam,kendimi birşeylere veremezsem bu hayat çekilmez ki💁♀️♡
6 notes
·
View notes
Text
ablamın kocası
İsmim Leyla. 40 yaşımda, evli, balık etli, çok güzel dolgun dik göğüslere, güzel pürüzsüz vücuda, yuvarlak kalçalara, sütün gibi bacaklara sahip, beyaz tenli bir kadınım. Kocamla hiç bir konuda anlaşamıyoruz, halen cahilin tekidir. 9 cm siki var, kendi de zaten ufak tefek bir adamdır. Kocamla anlaşarak ayrılmaya karar verdik ve beni kızkardeşimin evine bıraktı gitti. O akşam kızkardeşimle oturduk eniştemin eve gelmesini bekledik. Eniştem gece yarısından sonra geldi. Eniştemle sarılıp öpüştük, hal hatır sordu. Bana kocamı ve çocuklarımı sorunca, kızkardeşim, “Ablam ayrılıyor kocasından!” dedi. Eniştem nedenini sordu. “Anlaşamıyoruz enişte…” dedim. Eniştem evlerinde istediğim kadar kalabileceğimi söyledi. Bir süre daha sohbet ettik, vakit geç olmuştu, herkes odasına gitti yattı.
Günler geçiyordu. Dikkatimi çekmişti, eniştem eve her gece içkili gelip, sessizce odalarına gidiyor yatıyor, sabah erkenden kalkıp işine gidiyordu. Bir ay geçmişti aradan. Meğerse kızkardeşimin evliliği benimkinden önce bitmiş. Sorumlusu da kızkardeşimdi. Kızkardeşim benden 4 yaş küçük. Eniştem ile ben aynı yaştayız. Bir gün dayanamadım sordum, “Enişte, eve hergün içip içip geliyorsun, al rakını getir evde iç, biz de seninle içeriz, sohbet ederiz!” dedim. Kızkardeşim hemen, “Yok yaa! Ne güzel dışarda içiyor zıkkımlanıyor işte, birde evde masa mı kuracağım ona!” diye karşı çıktı. Eniştem de bana, “Kızkardeşinin dediklerini duyuyorsun değil mi baldız?” dedi. “Enişte sen ona bakma, getir ben kurarım sana rakı masasını!” dedim. Eniştem işe gitti, ben kızkardeşimle konuştum…
Kızkardeşim bana, “Abla eniştenle biz de anlaşamıyoruz!” dedi. Nedenini sordum. “Sikmekten doymuyor azgın herif, hergün sikilmedik ne amım, ne götüm, ne de ağzım kalıyor, artık bıktım!” dedi. Kızkardeşime kızdım, “Erkek adam, sikecek te, sevecek te, yoksa gider dışarda orospunun birini siker!” dedim. “Aman abla sen karışma işime, gitsin kimi sikecekse siksin, siktiği karıya teşekkür bile ederim!” dedi konuyu kapadı…
Eniştem o akşam işten erken geldi, bir büyük rakı almış getirmişti. Önce akşam yemeğini yedik, sonra salona geçtik. Rakı masasını ben hazırladım ve aralarını yapmak için kızkardeşime de bardak getirdim. Kızkardeşim, “Ben içmem, dizi bitsin ben gidip yatacağım, enişte baldız için siz!” dedi. Ben eniştemle içmeye başladım. Mecburen kızkardeşimin sevdiği diziyi izledik. Dizi bitti, kızkardeşim, “Ben yatıyorum abla, masayı kurduğun gibi sen kaldırırsın!” dedi ve gitti yattı. Eniştem bana, “Görüyorsun işte, kızkardeşin böyle baldız, neden dışarda içtiğimi anladın mı?” dedi. “Böyle de olmaz ki enişte, ben onu yola getiririm!” dedim. “Boşver baldız, yola gelmez o!” dedi. İçmeye devam ettik.
Ben bir ara kalktım lavaboya gittim. Ordan da odama gidip geceliğimi giydim. Dönüşte konuşmak için kızkardeşimin odasına girdim, horul horul uyuyordu. Kapıyı sessizce kapayıp, tekrar salona, eniştemin yanına gittim. Eniştem beni tepeden tırnağa süzdükten sonra, “Şöyle gel yanıma otur baldız!” dedi. Gittim yanına oturdum. Eniştemin gözleri bacaklarımda ve göğüslerimdeydi sürekli. Bir ara elini bacağıma koydu, fakat hemen geri çekti. Eniştemin bacağıma o birkaç saniyelik dokunuşu bile içimi ürpertmeye yetmişti. Bir tuhaf olmuştum. Acaba niyetini yanlış mı algıladım diye eniştemin yüzüne baktığımda, beni sikecekmiş gibi bakıyordu bana. Benden az bir cesaret alsa, kesin birşeyler olacaktı…
Kızkardeşimle konuştuklarımız geldi aklıma, ‘Kimi sikerse siksin, teşekkür bile ederim o karıya!’ demişti. Neden benimle olmasındı? Enişteme biraz daha sokulup, ben de elimi onun bacağına koydum, yarağına yakın yerleri okşuyordum. Eniştemin yarağı büyümüş, önü çadırı kurmuştu bile. Eniştem elimi tutup tam yarağının üzerine koydu ve elime yarağını kavrattırıp elimi sıktırdı. Yarağının nabız gibi atışını hissediyordum. Hiç konuşmuyorduk. Dayanamadım, fermuarını açtım ve yarağını külodundan çıkardım, okşamaya başladım. Yarağı kocamınkinden çok çok büyüktü. Eniştem kemerini çözüp pantolonunu biraz aşağı sıyırdığında o kocaman yarak tam serbest kaldı. Hemen eğilip ağzıma aldım ve emmeye başladım. Emdikçe sanki yarağı ağzımda daha da büyüyor, ağzıma sığmıyordu. Yarağı mosmor olmuştu ve damarları çıkmıştı. Ben yalarken eniştem de saçlarımı okşuyor, başımı yarağına bastırıyordu…
Hiç beklemediğim anda birden ağzıma boşalmıştı. Döllerini yuttuğuma eniştem çok memnun olmuştu. Enişteme, “Nasıl, rahatladın mı enişte?” dedim. “Sağ ol baldız harikaydın, ama sen rahatlamadın daha, ben de seni rahatlatayım!” dedi. Doğrusu kızkardeşime yakalanmaktan korkuyordum, “Beni boşver enişte…” dedim. Eniştem, “Ama olmaz ki baldız, sen de epeydir yaraksızsın!” diyerek göğüslerimi açtı, memelerimi emmeye başladı. Elini külotumun içine soktu, amımı okşadı. Sonra külotumu indirip çıkardı, beni koltuğa sırtüstü yatırıp, bacaklarımı yukarı kaldırarak yanlara açtı ve amımı yalamaya başladı. Deli gibi yalıyordu amımı, diliyle sikiyordu beni. Çok geçmeden kasılıp titreyerek orgazm oldum. Zevkten bağırmamak için dudaklarımı ısırdım resmen. Eniştem ayağa kalktığında yarağı da yeniden kazık gibi duruyordu. Birden beni tuttuğu gibi ters çevirdi ve koltuğa domalttı. Arkama geçti ve arkadan yarağını amıma birseferde köküne kadar soktu ve sikmeye başladı. Sonunda ikinci postayı amıma boşalmıştı…
Yaklaşık bir aydır, kızkardeşim yatmaya gittiğinde gizlice sikişiyorduk eniştemle. İkimiz de memnunduk bundan, fakat eniştemin derdi götümü de sikmekti. Sürekli, “Hastayım o götüne baldız, sikmezssem ölürüm!” diyordu. Ama ben karşı geliyordum, “Enişte sana vermeyip kime vereceğim, seve seve veririm, ama yarağın çok büyük ve kalın, elimde olmadan bağırırım falan, apartmanı ayağa kaldırırız!” deyip götten siktirmiyordum. Eniştem sonunda, “Bu böyle olmayacak baldız, yer ayarlayacağım ve bağırta bağırta sikeceğim seni götünden!” dedi. “Ozaman olur…” dedim. Ama kızkardeşim nereye gittiğimi sorunca ne diyecektim. Eniştem ona da çare buldu, “Avukata gideceğim dersin, evden beraber çıkar gideriz…” dedi.
Ertesi gün kızkardeşime aynen öyle dedim. Eniştem de, “Benim tanıdık avukat var, götüreyim…” dedi. Evden birlikte çıktık eniştemle. Arabasına bindik ve yola koyulduk. Arabada eniştem, “Baldız bugün seni öyle bir sikeceğim ki, hayatında öyle sikiş görmemiştirsin!” dedi. Yarım saat sonra tenha bir mahallede, diğer evlerden uzakta duran bir evin önünde durdu. Arkadaşının eviymiş. İndik, içeri girdik. Hemen öpüşmeye başladık. Sonra yatakodasına geçip soyunduk. Göğüslerimi sırayla dakikalarca emdi, ısırdı, yaladı. Zevkten delirtmişti beni, amımı siksin diye eniştemi üstüme çekmeye çalışıyordum. “Dur daha değil baldız…” diyerek kalktı ve ceketinin cebinden birşey alıp geldi. Küçük bir kavanoz bal getirmişti. Balı amıma dökerek amımı yalıyordu. Ben artık kendimi bırakmıştım, zevkten sesli sesli inliyordum. Amımı yalayarak beni bir kez orgazm etti…
Sonra beni ters çevirip yatakta dörtayak domalttı ve busefer götümün deliğine bal döküp yalamaya başladı. Amımı ilk defa eniştem yalamıştı, şimdi yine ilk defa götüm yalanıyordu. Eniştem bal döktüğü götüme dilini sokup çıkardıkça ben zevkten çıldırıyordum, tarifi imkansız bir zevkti bu. Enişteme küfür ederek yalvarmaya başlamıştım, “Orospu çocuğu sik götümü artık, yalvartma, haydi sok!” diye bağırıyordum. Eniştem yarağını bal kavanozuna daldırıp ağzıma verdi, biraz yalatıp tekrar arkama geçti ve o kocaman yarağını yavaş yavaş götüme sokmaya başladı. Ben duyduğum zevk ve acıyla karışık nasıl bağırıyordum ama. Yarağını taşaklarına kadar götüme köklediğinde nefesim kesilmişti, gırtlaklanan bir hayvan gibi böğürüyordum resmen…
Eniştem taşaklarını amıma çarptıra çaptıra ve beni bağırta bağırta sikiyordu götümü. Bana hiç bitmeyecek gibi gelen yarım saat kadar pompalayarak sikti götümü ve sonunda (o da böğürerek) götüme boşaldı. Eniştem o gün akşama kadar, dinlenip dinlenip, defalarca amımı, götümü ve ağzımı sikti. Tam 7 aydır avukat bahanesiyle sikiştik. Daha sonra gerçekten avukata gittik ve kocamdan boşandım. Şimdi eniştem bana ayrı bir ev kiraladı ve hergün, her fırsatta gelip, rahat rahat amdan götten sikiyor beni
14 notes
·
View notes
Text
Kitabı bitirdikten sonra kızkardeşimle konuşmak istedim ama o şu an çok uzaklarda. Bari youtube da bakayım birileri kitabı kritik etmiş mi dedim ve karşıma bu video çıktı. Dikkatimi çekmemiş bir iki hususa temas etmeleri hoşuma gitti.
Kitabın bana anımsattığı bir kaç şey oldu:
1.si Mecid Mecidi'nin Söğüt Ağacı filmi. Aslında temelde farklı bir konu fakat körlük ve gözün açılması durumunda aşk mevzusu, birbiriyle bağlantı kurmamı sağladı.
2. Sezai Karakoç'un Yitik Cennet kitabı. Bu da günah işlenmeden tövbenin gerçekleşmeyeceği vurgusu sebebiyle.
3 notes
·
View notes
Text
Kızkardeşimle ders çalışıyoruz, vallahi matematik çözmeyi özlemişim ya 😂
0 notes
Text
Kızkardeşimin Nişanlısı Sinemada Sikti Beni! (Halide 21 Y., İstanbul)
Biz İstanbul'da yaşıyoruz. Ben evin büyük kızıyım. Bir de benden 2 yaş küçük kızkardeşim Aylin var. Ben üç yıllık evliyim. Bizim büyük bir marketimiz var. Evlenince, kocam işsiz olduğundan, o da bizim marketin muhasebe ve kasa işlerine bakmaya başladı. Her gün sabahın 7'sinden gecelere kadar marketteler.
Kızkardeşim liseyi bitirmiş, üniversiteyi kazanamamıştı. İstemeye geldiler, bizim kızı beğenmişler. Oğlanın yaşı biraz büyük, yani kaşarlanmış gibi geldi bize. Yani toy değildi. Kızkardeşimin sözünü verdik, nişanladık bunları. Damat adayı, yani kızkardeşimin nişanlısı Sabri, bir pazarlama şirketinde çalışıyordu. Kızkardeşimle devamlı telefonlaşıyorlardı. Çünkü babam Aylinin dışarı çıkmasına izin vermiyordu, tutucuydu. Onun için nişanlısıı Aylinle buluşamıyordu.
Bir gün bizim damat Sabri annemi arayıp, Aylinle sinemaya gitmek istediğini söylemiş. Annem de babamın buna izin vermeyeceğini söylemiş. Aylin de anneme, "Babama söylemeyiz anne, ne olur gidelim!" demiş. Annem de, "Peki, ama ablan da sizinle gelsin ozaman!" demiş. Beni aradılar. Ben iki sokak uzakta oturuyorum. Benim de o gün hiç işim yoktu. Hem farklı olacaktı, çünkü kocamla hiç böyle sinemaya, Cafeye falan gitmemiştik, kocam ince biri sayılmazdı. Hemen kabul ettim. O gün de hava çok sıcaktı. Altıma etek giydim, üzerimde de bir askılı elbise vardı. Aylin de makyajlı ve açık giyinmişti. Çocuk gibi heyecanlıydım. Biz Aylinle sinemanın önüne gittiğimizde, nişanlısı Sabri bizden önce gelmişti. Biletler hazırdı. İçeri girdik.
Arka tarafta bir yere oturduk. Aylin ortaya oturdu. Film başladı hemen. Romantik bir film olduğunu biliyorduk. 5-10 dakika sonra bir kıpırtı oldu, baktım Sabri Aylinin elinden tutuyordu. Ben görmezlikten geldim. Hiç kocamla bunları yaşamamıştık, (Aylin yaşasın bari) dedim. Karanlıkta hareketleri tam seçilmiyordu, yine de görebiliyordum. Sabri elini Aylinin bacaklarının üstüne koydu. Aylin tepki vermiyordu. Filmin sahneleri ışıklı olunca Sabrinin eline bir baktım Aylinin eteğini sıyırıyordu. Aylin de ben anlamayım diye kıpırdamamaya çalışıyordu. İyice dikkat ettiğimde, Aylinin eli de Sabrinin açık fermuarının içindeydi. Büyük bir ihtimalle Sabrinin sikiyle oynuyordu...
Az sonra Sabri Aylinin kulağına birşeyler fısıldadı. Aylin bana dönerek, "Abla ben çok sıkıştım tuvalete gitmem gerek." dedi. Biz tam kalkarken, Sabri, "Ben seni götüreyim!" dedi. Ben de, "Tamam siz gidin!" dedim, beraber çıktılar. Salon çok kalabalık değildi zaten, belli ki dışarıda devam edeceklerdi. Merak etmeye başladım, sanki Aylinin yerinde ben vardım. Dayanamadım arkalarından ben de çıktım. Sütünün arkasından bakıyordum. Aylin tuvalete girdi, Sabri de girdi. Az sonra çıktılar, ama Aylin eteğini düzeltiyordu ve dudakları kızarmıştı. Ben hemen içeri girdim, yerime oturdum. Onlar da geldiler. Bu defa ortaya Sabri oturdu. Elini yine Aylinin bacaklarına koyup okşamaya başladı.
Aradan birkaç dakika geçince, Sabrinin sol elini benim bacağımda hissettim. İçim ürperdi. Ben filme dalmış gibi ve fark etmemiş gibi davrandım. O da bundan faydalanarak elini bacağımda gezdirmeye başladı. Aylin geriye yaslandığı için göremiyordu. "Yapma!" diyemiyordum, ne yalan söyleyeyim hoşlanmıştım, hem kimse de görmüyordu. Küçük bir yaramazlıktı sadece. Fakat nasıl oluyor da, beni okşamaya cesaret edebiliyordu. Belli ki beni beğenmişti. Dedim ya, ben kocamla hiç böyle yerlere gitmemiş ve böyle kaçamaklar yaşamamıştım. Belki de o yaşamadıklarımı şuan yaşadığım için ses çıkarmıyordum. Sabri hem kızkardeşimi hem de beni okşuyordu...
Filmin birinci yarısı bitti. Dışarı çıktık. İçecek birşeyler alırken, eski arkadaşlarımdan Serpil de sinemadaydı. Biraz lafladık. Ben kızkardeşimin muhafızı olduğumu söyleyince, "Kız yazıııık, bırak çocukları rahat etsinler, sen bir bahane bul da gel benim yanımda otur, bırak koklaşsınlar." dedi. "İyi, tamam!" dedim. Onlara filmin ikinci yarısını ön sıradaki arkadaşımın yanında seyredeceğimi söyledim ve Serpille yerimize geçtik. Işıklar söndü ve film başladı. Salon boş olduğu için herkes istediği yere oturuyordu. Bizimkiler baktım yerlerinden kalkıp en arkadaki boş koltuklara geçtiler. Çaktırmadan yan gözle onları izliyordum.
Sabri hemen Aylinin dudaklarına yapıştı. Öpüşmeye başladılar. Sonra Aylin yavaşça eğildi Sabrinin önüne, kafası kayboldu. Belli ki Sabrinin yarağını yalıyordu. Sonra Aylin doğruldu, bu sefer Sabri eğildi, herhalde o da Aylinin amını yalıyordu. Vay bee! Bizim Aylin neymiş de bizim haberimiz yokmuş, orospunun bu işleri bildiği nasıl da anlaşıldı. Sonra baktım Aylin eteğini kaldırıp Sabrinin kucağına oturmaya çalıştı. Yoksa sikinin üstüne mi oturacaktı? Ama Aylin daha önce birisiyle beraber olmamıştı ki. Yoksa onu da mı gizlemişti benden? Anladığım kadarıyla Aylin nişanlısının kucağında oturup kalkmaya başladı. Ama çok kısa sürede bitirdiler, herhalde Sabri boşalmıştı, çünkü film bitmek üzereydi.
Salondan çıkışta buluştuk. İkisinin de yüzleri kıpkırmızıydı ve dudakları öpüşmekten şişmişti. Ayline sordum, "Nasıl, filmi beğendin mi?" dedim. O da, "Çok müthiş bir filmdi abla, tekrar seyredebileceğim bir film!" dedi. Sabri de bana teşekkür etti, "Abla sen olmasan gelemezdik, ne istersen yaparım! İstersen haftaya yine getireyim sizi buraya, hem hafta içi böyle sakin olur, rahat ederiz!" dedi. Ben de, "Unutma sözünü, ben siz gibi nişanlıyken böyle yerlere falan hiç gitmedim, kocam beni hiç götürmedi." dedim. "Abla sen ne zaman istersen, ben seni ve Aylini götürebilirim!" dedi. Eve dönünce Ayline hiçbir şey söylemedim, nasılsa evleneceklerdi.
Bir hafta sonra Aylin aradı. Salı günü sinemada yeni bir film olduğunu ve Sabrinin bizi götürmek istediğini, ben gelmezsem annemin izin vermediğini söyledi. Ben de, "Tamam!" dedim kapadım telefonu. Olay beliiydi, bunlar sikişecek, ben de konu mankeni olacaktım. Ama benim de içimde garip bir heyecan vardı, acaba Sabri beni yine elleyecek miydi? Kocam hiç seks konusunda fantazi filan bilmez, hemen boşalırdı. Ben uzun sürsün isterdim, ama o hemen arkasını döner yatar uyurdu.
O sabah kısa bir etek ile ince bir elbise giydim. Sinemaya giderken Sabri ile Aylin hep el ele idi. Ben yine yalnızları oynuyordum. Sinemanın sokağına girdiğimizde, önümüzdeki kızlarla Aylin çığlıklar atıp biribirlerine sarıldılar. Kızlar Aylinin eski okul arkadaşlarıydı. Dört yıldır Belçika'da yaşıyorlardı. Aylinle internetten haberleşiyorlardı. Yarın döneceklerini, 2 saat sonra babalarının onları almaya geleceğini söylediler. Film de başlamak üzereydi. Aylini özlediklerini, bir yerlerde oturmak istediklerini söylediler. Aylin bize baktı, bizden ayrılmak da istemiyordu, ama onlarla da beraber olmak istiyordu. Sabri de, "Aylin biletler yanmasın, biz girelim içeriye, siz de kafanıza göre takılın, çıkınca buluşuruz. Hem ben ablana söz verdim, onu sinemaya götüreceğime dair!" dedi. Aylin de, "Bakın ama bunu saymam, sonra bir daha gitmeye söz verirseniz, kabul!" deyince, "Tamam!" dedik...
Aylin kızlarla gitti, biz sinemaya girdik. Sabri, "İstersen en arkaya oturalım, oradan daha iyi gözüküyor, geçen biz çok rahat ettik!" diyerek, beni en dip köşeye oturttu. Film başladı, fakat korkmaya başladım, önce meraklı iken şimdi korkar oldum. Gerçi damadımız olacak, ama yine de yabancı sayılırdı. Işıklar henüz sönmemişti. Sordum, "Nasıl Aylinle anlaşabiliyor musunuz?" dedim. "Gayet iyi, birbirimizi daha iyi tanımaya çalışıyoruz!" dedi. "Anlıyorum... Geçen geldiğimizde çok samimi idiniz, yaptıklarınızı gördüm!" deyince, Sabri heyecanlandı, "Neyi gördün ki?" dedi. Aylin senin kucağındaydı! Yoksa onu şey mi ettin?" dedim. Sabri, "Ney mi ettim?" dedi. "Anla işte, yani onu siktin mi?" dedim. Sabri de, "Nasıl olsa ileride sikmeyecek miyim?" dedi. "Ama erken değil mi? dedim...
Sabri utangaçlığını üzerinden atmıştı, "İstersen seni de sikeyim, ışıklar sönünce? Geçen gelişimizde seni okşarken hiç tepki vermedin, benim bacanak sana yetmiyor değil mi? Ben anladım! İstersen seni de mutlu ederim, ama aramızda kalacak! Zaten seni uzun zamandır izliyorum, sen Aylinden de güzel bir vücuda sahipsin! Benim bacanak akılsız, ben olsam senin üstünden hiç inmem, gece gündüz sikerdim!" dedi. Tam o sırada ışıklar sönmesin mi? Elini bacaklarıma koyup okşamaya başladı. Ne demem gerektiğini, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, şaşkındım. Etraf karanlık olduğundan çekingenliğim yoktu. Sabri devam etti, "İstiyorsun sen de. Bırak kollarıma kendini, bak bunu sadece ikimiz bileceğiz!" diyerek hemen dudaklarımdan öpmeye başladı. Dudaklarımı çektim ve "Sabri, kocam benimle hiç senin Aylin le ilgilendiğin gibi ilgilenmez. Benim istediklerime önem vermez. Onun umurunda olmam!" dedim. Sabri de, "Ben seni doyururum baldızım benim! Sen ne istersen onu yaparım!" diyerek, boynumu boğazımı yalamaya başladı....
Okadar heyecan vericiydi ki, itiraz edemiyordum. Elini bacak arama indirdi. Külotumu çekti çıkardı bacaklarımdan. Parmaklarıyla amımı yokluyor, parmağını içime sokmaya çalışıyordu. Pantolonunu indirip sikini çıkardı ve ensemden bastırıp, sikini yalamamı istedi. Karanlıkta sikini iyi göremedim, elime alınca bir de baktım ki çok uzun birşeydi, üstelik yaladıkça da büyüdü ve sertleşti. Ben sikini yalarken Sabri de etrafı kolluyordu, gerçi sinemada çok az kişi vardı, onlar da ortalarda ve önlerde oturuyorlardı.
Sonra beni kaldırıp, sırtım ona dönük, yüzüm filme doğru, beni kucağına aldı ve arkamı hafif kaldırıp, dirseklerimi de öndeki koltuğa koydurdu. Kucağında tam oturmuyordum, hafif öne eğilmiş, kayak yapar gibi bir pozisyondaydım. Eteğimi belime kaldırdı, eliyle amıma tükürük sürdü. "Bağırma, sessiz ol, kimse duymasın! Yoksa mahvoluruz!" diyerek sikini yavaşça soktu. Önce başını, sonra hepsini dayadı ve belimden asılıp, siki amımda, kucağına oturttu. "Ohh amın nekadar dar baldız, hiç sikilmemiş gibi. Onu ben bollaştırırım ancak, Yarrağımı yedikçe açılacak, dinlenince küçülecek, tekrar sikince gevşeyecek!" diyordu. Anladım ki Sabri sikiş konusunda tecrübeliydi. Ustaca sikiyordu. Bir eliyle belimi tutuyor, bir eliyle de göğüslerimi okşuyor, sikiyle de alttan amıma girip çıkıyordu. Benim de orgazm olmaktan, amımın suları akıyordu...
Birden beni kucağından hafif kaldırıp, sikini amımdan çıkardı ve yan koltğa bıraktığı külodumu alarak, küloduma boşaldı. Sikini eteğimin iç tarafına silip, amıma tekrar soktu. Dizlerim resmen zangır zangır titriyordu. Öyle güzel sikiliyordum ki, kocamla bunun yarısı kadar zevk almamıştım. Ben de kendimi koyvermiş, utangaçlık sınırını tamamen aşmıştım ve "Uzun sikli sevgilim benim, sik beni, köküne kadar sok sikini bana!" diye fısıldıyordum. Başparmağı ile de götümün deliği ile oynuyordu. "Ohhh baldızım benim, bacanak senin bu deliğini de sikmemiştir, onu ben delsem ne güzel olur!" dedi. Ben üçüncü orgazmımı olmuş bitmiştim, "Ne istiyorsan yap aşkım, istediğin yerden sik beni. Artık hiçbir şey umurumda değil!" diye fısıldadım.
Götümün deliğini türkürükle ıslattı iyice ve sikinin başını deliğime dayadı, fakat sokmadı, öylece bekledi. Ben ne bekliyor bu sokmak için diye düşünmeye başlamıştım ki, gürültülü bir sahnenin çıkmasını bekliyormuş. Filmde, arabaların çarpışma sahnesinin çıkmasıyla eşzamanlı olarak, birden koca sikini soktu götüme. Bağırmamak için dudaklarımı ısırdım, ama bağırdım. Yinede kimse çakmadı, filmin gürültüsü çok fazlaydı. Canım yandı, ama götüme girip girip çıktıkça zevkim arttı. Elini de amıma atınca, ben yeniden orgazm oldum. Sabri de sikini çıkarıp dışarı boşaldı yine.
Ama çok müthişti. Benim için hayatımın en heyecanlı kaçamağıydı bu, hiç unutamayacağım!
[Halide]
260 notes
·
View notes
Text
15 ayın ardından
Virüse yakalanmasam da iki defa hastalandım. Halen sinüzitten kaynaklı burun akıntısı ile mücadele etmekteyim. Aşıyı biraz geç oldum tabi, nedenini anlatacağım.
youtube
Yasemin Mori sayesinde 12 yıl önce buraya kaydolup da, halen uğrayıp blog yazan kaç kişiyiz? Evlenmese de 16 aylık bir çocuk sahibi olduğunu bilmeyenler bilsin ayrıca, bu nedenle konser takvimini daha da aksatmasını kınıyoruz.
5 yıldır anlatmadıklarımın arasında çokça detay olabilir, ama Bilkent Üniversitesi'ni haksız yere aldığım zayıf notlar ve dost kazıkları nedeni ile bıraktığımı artık sağır sultan duymuştur. Yine de Ankara'yı özlemiyor değilim, Nisan 2017'de yaptığım gibi gelecek yaz yine 1-2 haftalık takılabilirim. Konserlerine gittiğim şarkıcıların yoğun istekleri üzerine de Ankara'daki gibi birkaç konserlik bir İstanbul planım var.
Evet, bir kız arkadaşım da oldu ama memleketimdeki evinde bu aralar iki günden uzun kalmaması nedeni ile 5 aydır yüzyüze görüşemiyoruz. Kızkardeşimle de bir ara canciğer kuzu sarması kanka takılsalar da bir köpek meselesi yüzünden araları bozuldu.
Akdeniz Üniversitesi’nin kırksekizinci şehir planlama öğrencisi olsam da, son dönemde üç dersten kalmam nedeni ile aynı üniversitenin fotoğraf bölümüne geçtim. 30 kişilik kontenjanda yetenek sınavını kazanan 10 kişi arasından beşinci sıraya geçmiş biri olarak hem de. Haftaya da vize sınavları var.
30'umda halen üniversite okumamı sorgulayan olursa da, benden daha yaşlı üç sınıf arkadaşımın selamını iletebilirim.
Fotoğraf mezunu olarak ne yapacağımı hocalarıma söyleyemesem de, sanırım ülkenin en iyi müzik fotoğrafçılarından biri olacağım. Ondan sonra da şehir planlama'yı yüksek lisansla bitirip siyasete atılma düşüncem var. Yine de gün doğmadan neler doğar.
Fotoğraf demişken, Noel Baba gelmeden en az 5 konsere daha uğrayıp çekim yapmayı düşünüyorum. Takipte kalın, kuliste birilerini öpebilir, öpmesem de sıkı sıkı sarılabilirm.
Aşıyı neden geç olduğuma gelirsek; bu şehir planlama eğitimi sırasında gördüğüm final sınavları, YKS ve geçirdiğim bir gecelik hastalık (klima nezlesi olabilir), ilk dozu Ağustos başı almama neden oldu.
Saçları da yine 15 ay kadar önce kestim bu arada, ancak daha kaliteli bir profil resmi ile halen uğraşamadım.
10 notes
·
View notes
Photo

Demet Erdoğan 1972, Y. Mimar Karadeniz’in hırçın dalgalarının insan bedeninde ruh bulmasıdır Horon. Benim hayatıma ise bambaşka bir kapıdan girdi. Horon ve Horonevi aşk ve mabed gibi benim için. Hayatımın en soğuk Ekim’ini yaşadığım 2012 yılında babamı, ailemizin en büyük neşe kaynağını kaybetmiştik. Babam dans etmeyi seven, hatta Laz-Hemşin halkalarında başı çeken, tanıdığım yegâne enerjik insanlardandı. Kız kardeşimle tam da o zamanlar çıktı karşımıza Horonevi... Bir enerji çekti bizi ve Aralık 2012’de Kadıköy Süleymanpaşa Sokağı’ndaki sarı vitrinli kapıdan girdik... O enerji Aclan Sezer Genç’ti. Bize horonu ve Horonevi’nde öğrenmenin farkını anlattı. Otantik horon, birlik, beraberlik, aile olmak gibi güzel kavramlardan bahsediyordu. Böyle güzel vaadleri almışız, kaçırır mıyız, başladık çalışmalara hemen kızkardeşimle. Horon, evet aşk gibi... Size bir el uzatılır, o eli tutarsınız ve bir olursunuz tanımadığınız ama aynı yürekte insanlarla. Ve terapi saatleri başlar. Ruhunuz beslenir, kalbiniz iyileşir ve yaralarınız sarılır... Ben horona durduğumda bir gülümseme belirir yüzümde elimde olmadan. Bilirim babama gider, o da beni izler bir yerlerden. Daha büyük bir ilaç olabilir mi? 44:) yaşındayım, 5,5 yıldır horon sevdalısıyım. İki tane küçük kız çocuğumu sürükleyip geldim yıllarca çalışmalara. İyi ki de yapmışım. Bu yaşıma kadar kendim için yaptığım en iyi eylemdir horon ve Horonevi’nde var olmak. Onca dansla uğraşıyorum, oynamaya doyamadığım, yorgunluğumu da oynayarak attığım tek danstır horon. Hem spor hem terapi, hem de en hissedilir hobidir size geri dönüşü olan... Horon’un diğer danslardan farkı, bir olmayı çok hissettirmesindendir sanki.. Öyle yükselen bir ivmeyle ilerler ki, her yöre kendi hırçın karakterini yansıtır oyuna... Kimi yiğidin diz kırması, kiminin omuz silkmesi, kimininse kol eğmesi… Bu kültürlerin yaşatılması ülkeler için en büyük zenginlik değil mi? İyi ki varsın Horon, Horon Evi ve Aclan Sezer Genç... (Horon Evi) https://www.instagram.com/p/CI1ZOhUA1hI/?igshid=1do6pq02bexh1
2 notes
·
View notes
Note
Merhaba abla sizin kızlarda arada tartışıyorlar mı? Ben abla ve kardeşlerimle arada anlaşamıyorum, aramızda tartışmalar oluyor. Acaba sizinkilerde de oluyor mu?
Merhaba
Sana bir şey diyim mi? Ben İzmir'e gittiğimde ikizler burcu olan kızkardeşimle hâlâ tartışabiliyorum :)) onla anlaşmak çok zor mesela :) ama tartışırız ve konu uzamaz. Her şey yine ve hemen eski haline döner. Bu çok normal, yani tartışmalar. Bizim evde de oluyor nadiren, çünkü mizaçlar farklı. Ama yaşlar büyüyüp birbirleriyle hem arkadaş hem kardeş olduklarını kavrayınca tartışmalar azalıyor. Yaa bir evde her şey güllük gülistanlık olmaz. Ama evdeki bireyler hassasiyet duyulan konulara karşı, birbirlerinin hassasiyetlerine karşı anlayışlı olurlarsa sorunlar olmuyor. Hadi tartıştın mevzu bitti ve o an olayın kapanması lazım. Sürdürülür surat asılırsa sıkıntı. Aynı evde yaşayan insanların birbirlerine surat asıp oturması, olayı kapatmaması evin huzurunu olumsuz etkiliyor. Aradaki yaş farkı da önemli. İki büyük kızımın arasında sadece 14 ay fark var ve karakterleri çok farklı. Bir dönem tartışmalar artmıştı. Ama şu an çok şükür her şey çok yolunda.
Sözün özü tartışmalar olur, yeter ki anlık olsun, uzamasın, sonunda sarılmalar, kucaklaşmalar olsun. Kardeşlik dünyadaki hiçbir şeye benzemez. Kıymetini bilin birbirinizin, Allah ayırmasın, huzurunuzu daim etsin. Öpüp koklaşın aman, görmeyin öyle her şeyi. Küçükleri affedin, büyükleri de azcık pohpohlayın :)) geçer hepsi 🌺
8 notes
·
View notes
Photo

“Bilmez misin her şeyin bir vakti var, o gelince olacak olan olur…”‼️ 🙏Abdülkadir Geylani🦋dip not:bilmezmiyim hemde nasıl bilirim son nefese kadar yeticek öğrendiklerim🙏Çaresizliğn ne demek olduğunu 2,5 ayda nasıl öğrendikte bu yaşadıkkarımızın vardır bi hikmeti🙏babam 5 kardeş nasıl kenetlendiğimizi galiba görmek istedi🙏25 senedir kızkardeşimle biz bu kadar bi arada olamamıştık🙏babam bize birimiz dibe vurdun mu diğerinin kaldırması gerektiğini öğretti🙏nasıl bi savaş verdik biz babama trakeostomi açılmasın diye böğüre böğüre nasıl ağladık🙈babamız 87 yaşında ona bu acıyı yaşatamazdık🙏şimdi makineden bağımsız nefes almayı 3.üncü kez deniyen babamın bu kez başarmasını bekliyoruz🙏çok korkuyoruz🙏yoğun bakım önünde kaç hikaye gördük gençler anneler dedeler bebeler🙈burdan elbet birgün kurtulacağız ama benim bi şeyleri yutmam işim bitti beni ilgilendirmez demiyceğim şeyler var bunlar da bi şeyler yapmaya çalışıcaz kızkardeşimle🙏hastane ekibine ölünceye kadar minnettar kalıcaz burda sorun yok ama bi babanın gece 3 de ki(3 aydır bekliyo oğlunu yerde bile yatarken gördüm onu)🙈uyurken bi görevlinin onu dürtürek”oğlun öldü kalk”bunu ölünceye kadar unutmuycam böyle olmamalı kaçıncı dünya ülkesinde böyle bi prosedür var arkadaşlar ve yoğun bakım önünden geçmemeli insanların cansız bedeni o feryatlar bitiriyo ümitleri🙈kızkardeşim Amerika vatandaşı da ilk iş gidip yoğun bakıma girmek istemiyorum şartlarını bakıp imzalıycam dedi🙏bu ülkemizde de olmalı yani insanlar 95 yaşında boğazları açılıp tüplerle yaşatılmaya zorlanmamalı🙏o insanın insan hakkına ihlal değil mi bu🙏öyle yaşamayı istermi düşünülüyomu🙏bunun için bi mücadele başlatmak istiyoruz elimizden geldiğince🙏hepimiz yaşlanıyoruz işte istemem çocuklarım buralarda sabahlasın🙏babam uyandığında ilk dediği eve gidin🙏ölüm bi bitiş mi değil ki☺️düştüğünde babam demişti zaten”yolun sonu görünüyor inat etmemek lazım🙏hem burdan çok orda var artık,belki annem kollarını açmış beni bekliyor🙏babam Nuri’yi bırakamıyo engelli babası olmak ablası olmaktan çok farklı biliyorum🙈ama baba ne adamsın efsanesin ya cin gibiydin dün yine😁kaşınla gözünle idare ettin ya bizi yine😆hadi bakalım pozitif düşünüyoz yaşadığımız süre
2 notes
·
View notes
Text

TERZİ HASAN OĞLU HÜSEYİN
Soğuk bir kış günü sobanın etrafında toplanmış anamın kestaneyi özenle çizmesine takılmıştım sanat eseri gibi
Tek tek eline alıp çiziyordu bardağın sıcaklığı sarıyor içimi babamla amcamın sohbetini dinliyorum ülkenin gidişatından bahşediyorlar pahalılıktan ipin kumaşın el yaktığından dem vuruyorlar artık eskisi kadar iş gelmediğini sadece eskiyenlerin tamiri yada ufak tefek tadilat yetiremiyorum diyor çırağa bile ödeme yapamıyorum
Mecburen işten çıkaracağım.Düşünüyorum diyor çocuklar küçük bir tanesi de yolda terzilikle köy yerinde olmuyor.Tarla tapanda yok ne yedireyim çoçuklara
Amcam düşünelim diyor
Sorup soruşturup bir hal çaresi düşünelim.
Tam bu esnada annem geliyor elinde sıcak sıcak kestanelerle konuşma bölünüyor kestaneler el yakıyor annem kardeşimle bana soyup soyup veriyor
Bu hatırladığım en güzel anı belki annem ve babamla tek aklımda kalan şimdi ne zaman kestane görsem o gün dün gibi aklıma geliyor...
Neden derseniz kestane yediğimiz gece amcam evine gitti annem bizi yataklarımıza yatırdı rüyalara daldık sıcacık yuvamızda.
Sabah gözlerimi açtığımda evde bir sürü komşu kadın koşturuyorlar sıcak su leğen ve ne kadar sonra anlayamadığım annemin feryatları koştum Ana ana diye ama sokmadılar beni odaya öyle korkmuştuk ki sesimizi yutmuştuk.
Bir anda ses kesildi odadan çıkarken suratlarına baktım ağlıyorlardı.
Koşar adım babam geldi içeri daldı ve bağırmaya başladı hayır hayır şimdi değil şuncacık yavrularla bir başıma bırakıp gitme...
Bu son ses kulaklarımdan hala çıkmıyor...
Terzi babam çoktan göçtü gitti ama sözleri hala kulaklarımda...
Anamın ölümünden sonra babamın eli makas iğne tutmadı.
Amcam da sattı savdı evi kapattı kızkardeşimle beni yanına aldı babamda anamın arkasından göçtü gitti.
Amcam büyüttü bizi ben babamın mesleğini yapıyorum babamın yadigarı makineyle kız kardeşim evlendi şehre gitti.Bende evlendim şehre taşındım .Aradım taradım bir dükkan buldum kocaman bir tabela yaptırdım babamın en sevdiği renkten yeşil cennet rengi TERZİ HASAN yazdırdım asıldı önünde durdum köydeki aklıma geldi buna benzer bir tabelayla babamın sevinçle gelişi asıldıktan sonra elini omzuma koyup Hüseyin bak buraya iyi belle ekmek teknemiz benden sonra senin çocuklarının ekmek teknesi bak bak iyi belle sonra iğneyi eline al teğellemeye başla bu takımı muhtar istedi iki güne kalmaz gelir deyişi dün gibi aklımda.Ahh babam ahh ne vardı o kadar çabuk gidecek göreydin bu günleri elini omzuma ataydın artık gam yok oğul ekmek teknemiz var oldukça ocağımız tüter deseydin Ahh babam ahhh...
iki çoçuğum var oğluma babamın adını kızıma anamın adını verdim .Hanemde yüreğimde dükkanım da babam anam hep Varlar; var olacaklar...
Terzi Hasan derler hala bana...
Terzi Hasan oğlu Hüseyin’im oysa ki...
SİBEL KARAGÖZ
0 notes
Note
Ailen biseksüel olduğunu biliyor mu, nasıl açıkladın? yanlış anlama ben de biseksüelim ve bunu aileme nasıl açıklamam gerektiğini bilmiyorum sormak istedim o yüzden
Şöyle oldu kızkardeşimle bi erkek arkadaşımın evinde otururken pat diye söyledi canım kankim <3 Annem de LGBTI+ savunucusu olduğum için ve de bir hanımefendiden (ifşa etmeyeceğim bilen vardır muhtemelen) sürekli bahsedip, onun eşcinsel olduğunu söyledikten sonra anladı. Bir de twitterdan beni stalklıyor sanırım skldjfkldsjf Böyle yani annem ve kızkardeşim biliyor. Babama henüz açıklamadım lakin o da benim görüşlerime saygı duyan biri :’)
6 notes
·
View notes
Text
Babaannemi ötelere uğurladık. Aslında uzun zamandır alzehimerdı fakat yine de vefatı ani geldi. Şimdi anılarımızı hatırlayarak onunla olan bağımızı hissetmek, diri tutmak istiyorum. Bir kere tam bir Üsküp hanımefendisiydi. Kimsenin hakkında kötü konuşmazdı. Kibardı. Güzel olanı severdi. Son zamanlarına yakın olmasına rağmen üstümüzde hoşuna giden bir şey olsa çok güzelmiş diye söylerdi. Kızkardeşimle karanlık filmler seyrettiğimizi görünce güzel filmler seyredin bu ne böyle derdi. Kendisi dizi seyretmeyi severdi mesela biz küçükken yalan rüzgarını takip ederdi, gençken de yaprak dökümünü. Dedemle birbirlerini severlerdi, dedem ona şarkılar söylerdi. Kavga da ederlerdi ama birbirlerini sevdiklerini bilirdik. Bunaldığı zaman aman atık derdi. Küçükken onunla yatardım bazen. Ramazanda sahur vakitlerinde onların yatağına geçer bütün kardeşlerimle beraber Kuran okurduk. Kuran okur ve tesbih çekerdi. Öyle yerleşmişti ki bu hal, hiçbir şeyi tanımazken ve hatta iki kelimeyi yan yana getiremezken lailahe illallah diyebiliyordu. Kızlarımı çok seviyordu, onları görünce muhakkak iltifat ederdi. Onlarla oyun oynardı, benimle de oynardı hatta ben küçükken komşuculuk oynardık. Benim kocam Almanya' ya çalışmaya gitmiş olurdu ;)) ben de çocuklarımla tek başıma hayatı idare etmeye çalışır ona dert yanardım;)) beraber gezmelere, pikniklere, parklara giderdik. Beni ilk kez Ankara'ya ve Heybeli adaya babaannem götürmüştü. Kardeşimle denize giderken yanımıza verdiği sandviç ve erik sularını hala damağımda hissederim. Seni özleyeceğim babaanne, yaşadığımız günleri özledim bile...
15 notes
·
View notes
Text
Kızkardeşimle alışverişe, yemek yemeye çıkmayı özledim ya 🥹😂
0 notes