#kısırlık etkisi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Erkek Sağlığı İçin Temel Prensipler
Merhaba, ben Tomris Canbay. Bugün sizlere Erkek Sağlığı İçin Temel Prensipler hakkında bilgi vereceğim. Erkek sağlığı, hayatın her aşamasında kritik bir öneme sahiptir. Bu yazıda, erkek sağlığıyla ilgili önemli konuları ayrıntılı bir şekilde ele alacağız.
Erkek Sağlığı Denince Ne Anlamalıyız?
Erkek Sağlığı Denince Ne Anlamalıyız Erkeklerde görülebilecek olası prostat hastalıkları, geç başlayan hipogonadizm (andropoz), sertleşme bozuklukları gibi sağlık sorunları, erkek sağlığı kapsamında erken tespit edilerek yaşam kalitesini artıran önemli bir rol oynar. Özellikle belirli bir yaş sonrası, gözlük ihtiyacı, saç renginin değişimi, şeker hastalığı, hipertansiyon gibi durumlar geliştiği gibi, prostat, idrar kesesi, penis, testis gibi organlarda da yaşa bağlı olarak olumsuz değişimler gözlemlenebilir. Bu değişimlerin çoğu, testosteron gibi erkek karakteristiklerinin devamını sağlayan hormon düzeylerindeki azalmaya bağlı olarak ortaya çıkar. Bu hormonal değişimlerin sonucunda sertleşme bozuklukları, testislerde küçülme, mesane-prostat kompleksinde alt idrar yolları sorunları, depresyon, obezite, kemik mineral yoğunluğu bozuklukları gibi ciddi sağlık problemleri ortaya çıkabilir.
Erkek Sağlığı Hangi Durumları Kapsamaktadır?
Erkek sağlığı temel olarak şu başlıkları kapsar: - Erkek kısırlığı - Cinsel işlev bozuklukları (sertleşme bozukluğu, erken boşalma, geç boşalma) - Geç başlayan hipogonadizm (Andropoz) teşhisi ve tedavisi - Prostat hastalıklarının teşhisi ve tedavisi
Erkek Kısırlığı
Bir yıl süreyle düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşmamasına kısırlık denir. Kısırlığın -40'u kadına, benzer bir oranı ise erkeğe bağlıdır. Geri kalan kısırlık vakaları ise her iki cinsiyete de bağlı olabilir. Erkek kısırlığının en yaygın düzeltilebilir nedeni varikoseldir ve bu durum genellikle mikrocerrahi varikoselektomi ile tedavi edilir. Erkeğe bağlı kısırlık nedenleri arasında genetik bozukluklar, geçirilmiş cerrahiler, hormonal dengesizlikler, mesleki etkenler gibi faktörler bulunur. Doğal yoldan gebelik elde edilemediğinde intrauterin inseminasyon (IUI) veya tüp bebek (IVF, ICSI gibi yöntemler) gibi yardımcı üreme teknikleri uygulanabilir.
Cinsel Fonksiyon Bozuklukları
Sertleşme bozukluğu (erektil disfonksiyon, iktidarsızlık, impotans), prematür ejakülasyon (erken boşalma), geç boşalma (postmature ejakülasyon) gibi cinsel işlev bozuklukları yaşam boyu -40 arasında oldukça yaygın görülen durumlardır. Sertleşme bozukluğu genellikle yaşla birlikte artış gösterir ve şeker hastalığı, damar hastalıkları, hipertansiyon, geçirilmiş cerrahiler, hormonal bozukluklar gibi birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Teşhis için detaylı bir tıbbi öykü, fizik muayene, laboratuvar testleri ve penil doppler gibi tetkikler gereklidir. Tedavi genellikle ilk aşamada ağızdan alınan ilaçlarla başlar. Bu tedaviye yanıt alınamazsa penis içine uygulanan ilaç tedavisi (enjeksiyon tedavisi) veya penis protezi (mutluluk çubuğu) gibi cerrahi seçenekler düşünülebilir. Penil protez uygulamalarının başarı oranı 'dir. Erken boşalma ise primer (yaşam boyu) veya sekonder (sonradan edinilmiş) olabilir. Penis vajinaya girdikten sonra erekte olmadan önce 3 dakikadan az sürede boşalma olması durumunda erken boşalma tanısı konulabilir. Doğuştan olan durumlarda genellikle patolojik bir bulgu bulunmazken, sonradan edinilmiş durumlarda hormonal bozukluklar, geçirilmiş cerrahiler veya kullanılan ilaçlar etkili olabilir. Erken boşalmanın tedavisinde antidepresan ilaçlar sıklıkla kullanılır ve yan etkisi olarak geç boşalma görülebilir, bu durum tedavide avantaj sağlayabilir. Dapoksetin adlı ilaç özellikle erken boşalma tedavisinde etkilidir. Ayrıca lokal anestezili kremler de bu amaçla kullanılabilir. Tüm bu tedavilere rağmen yanıt alınamazsa psikiyatrik destek almak önemlidir.
Geç Başlayan Hipogonadizm (Andropoz) Nedir?
Hipogonadizm, testislerin yeterince çalışmaması durumunu ifade eder. Fizyolojik olarak, hipofiz bezinden salgılanan folikül uyarıcı hormon (FSH) ve lüteinize edici hormon (LH), kan dolaşımı yoluyla testislere ulaşarak etki gösterir. FSH, sperm üreten Sertoli hücrelerini uyarırken, LH ise testosteron üreten Leydig hücrelerini uyararak testosteron hormonu üretimini sağlar. Normalde, testosteron veya sperm üretimi düştüğünde hipofiz bezinden FSH ve LH hormonları salgılanır ve bu sayede testosteron ve sperm üretimi artar. Ancak bu döngüde herhangi bir aksaklık yaşandığında, yeterli miktarda testosteron ve sperm üretilemez ve bu duruma hipogonadizm denir. Bu sorun, doğuştan olabileceği gibi sonradan da gelişebilir. Doğuştan olan durumlara primer, sonradan gelişenlere ise sekonder hipogonadizm denir. Özellikle 40 yaşından sonra testosteron seviyeleri doğal olarak azalmaya başlar, ancak bazı erkeklerde bu durum ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Cinsel istekte azalma, kilo artışı, testislerde küçülme, depresyon, sinirlilik ve sertleşme sorunları gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum, yaygın olarak "geç başlayan hipogonadizm" veya "andropoz" olarak adlandırılır. Bu belirtilerden herhangi biri fark edildiğinde, mutlaka konuya hakim bir üroloji uzmanına başvurulmalı ve gerekli testler yapılarak tedavi süreci başlatılmalıdır.
Prostat Hastalıkları Teşhis Ve Tedavisi
Prostatın temel olarak prostatitler, benign prostat hiperplazisi (BPH) ve prostat kanseri olmak üzere üç tür hastalığı vardır. Prostatitler; akut durumda prostatta iltihaplanma olduğunu gösterir, ateş, üşüme, titreme, idrar yaparken zorlanma ve yanma gibi ciddi şikayetlere yol açabilir. İdrar veya prostat sıvısı testlerinde belirgin iltihap bulguları görülür ve tedavi edildiğinde genellikle iyileşme sağlanır. Kronik prostatit ise aralıklı ateş, idrar yaparken zorlanma, titreme gibi genel enfeksiyon belirtileri gösterebilir. İdrar testlerinde iltihap bulguları saptanabilir ve tedaviyle semptomlar azalır ancak zaman zaman nüks edebilir. Kronik noninflamatuar prostatit; kasık ağrısı, pelvik bölgede rahatsızlık hissi, idrar yaparken yanma gibi şikayetlere neden olabilir ve bu durum hastayı rahatsız eder. Yapılan tetkikler genellikle normal sonuç verir. Tedaviye yanıt vermeden geçer, bu nedenle hastalar çeşitli doktorlara başvurabilirler. Kronik inflamatuar prostatit; hastada belirgin şikayet olmayabilir ancak testlerde iltihap bulguları gözlenebilir. Tedavi genellikle diğer türlerde olduğu gibi uygulanır. Benign prostat hiperplazisi (BPH); prostatın normal ağırlığı yaklaşık olarak 20 gramdır. Yaşa bağlı olarak prostatın iyi huylu büyümesine BPH denir. Prostat büyüdükçe idrar yolunu tıkayabilir, bu da hastanın idrar yapma güçlüğü çekmesine neden olabilir. Bu durum idrar kesesi sorunlarına yol açabilir ve ilerleyen vakalarda böbrek yetmezliğine bile sebep olabilir. Teşhis, idrar akış hızı ölçümü, prostat spesifik antijen (PSA) testi, idrar tahlili ve böbrek fonksiyon testleri gibi yöntemlerle konulur. Ayrıca Uluslararası Prostat Semptom Skoru (IPSS) değerlendirilir ve parmakla rektal muayene önemlidir. BPH'nin şiddetine göre ilaç tedavisi veya gerektiğinde cerrahi müdahale uygulanabilir.
Erkek Sağlığı İçin Beslenmede Neye Dikkat Edilmelidir?
Erkek Sağlığı İçin Beslenmede Neye Dikkat Edilmelidir Tansiyonu ve kolesterolü kontrol altına almanın ilk adımı, daha sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturmaktır. Bu amaçla, doymuş yağlardan ve fazla tuzdan kaçınılmalı, beslenme öğeleri açısından zengin meyve, sebze ve lifli gıdalara ağırlık verilmelidir. Sağlıklı bir rejimde yer alan proteinlerin, özellikle balık, kümes hayvanları ve az yağlı dana etinden alınması tavsiye edilmektedir. Fazla Kilo: Yüksek tansiyonun başlıca nedenlerinden biri fazla kilolardır. Ayrıca, fazla kilo koroner kalp hastalığı, kalp yetersizliği ve inme riskini artırabilir. Alkol ve Sigara: Sigara kullanımı günümüzde önlenebilir ölüm nedenleri arasında ilk sırayı almaktadır. Sigara, kanser, kalp-damar hastalıkları ve dolayısıyla kalp krizi gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Fiziksel Aktivite: Düzenli egzersizin, kalp krizi ve inme riski gibi ciddi kronik hastalıklardan korunmada önemli bir rolü vardır. Ayrıca, kemik sağlığı, şeker hastalığı, kalın bağırsak ve meme kanseri, depresyon gibi pek çok kronik hastalığa karşı koruyucu etkileri olduğu bilinmektedir. Egzersiz, vücudumuzun hemen her hücresine olumlu katkılarda bulunur. Bu yazıda "Erkek Sağlığı İçin Temel Bilgiler" konusunu detaylı bir şekilde ele aldım. Okuduğunuz için teşekkür ederim. İlginizi Çekebilir; Read the full article
0 notes
Text
Her yıl 385 milyon kalıntı zehirlenmesine son!
https://pazaryerigundem.com/haber/175076/her-yil-385-milyon-kalinti-zehirlenmesine-son/
Her yıl 385 milyon kalıntı zehirlenmesine son!
Gıda ve sağlık kamuoyunun gündemindeki pestisit konusunda Yediyol Holding, Agro Termal markasıyla önemli sonuca ulaştı. Laboratuvar çalışmaları sonucunda Agro Termal ürünü domateslerde, insan sağlığına ciddi zararları olan hiçbir pestisit bulgusuna rastlanmadı.
İSTANBUL (İGFA) – Son dönemde gıda kamuoyunda sıkça rastlanan ve zararlı etkilerinden bahsedilen ve tarımsal ilaçlamada kullanılan pestisitin insan sağlına birçok olumsuz etkisi bulunuyor. Almanya’nın Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından hazırlanan “Tarımda Kullanılan Zehirler Hakkında Gerçekler ve Rakamlar: Pestisit Atlası”, dünyada her yıl yaklaşık 385 milyon pestisit zehirlenmesi vakası yaşandığını ve 11 bin kişinin doğrudan bu zehirlenme nedeniyle hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor.
“KANSERLE MÜCADELEYE KATKI SUNMAK ÇALIŞMA MOTİVASYONUMUZU ARTIRIYOR”
Gerçekleştirdikleri laboratuvar çalışmaları sonucunda Agro Termal tarafından üretilen domateslerde hiçbir kalıntı bulgusuna rastlanmadığını belirten Yediyol Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Şuheyp Mendi, “Jeotermal enerji ile topraksız tarım yaparak enerji ve doğal kaynaklardan tasarruf etmeyi amaçlarken, sağlıklı ürün elde etmeyi en baş sıraya yazmıştık. Domateslerimizde hiçbir kalıntı bulgusu bulunmaması hem bizim hem de tarımın geleceği için önemli ve kritik bir noktadır. Özellikle neredeyse çağımızın vebası haline gelen kanserle tedavide kimyasal kalıntı bulunmayan gıda tüketimi büyük gereklilik taşıyor. Bu sonuçlarımız itibariyle de kanserle mücadele eden insanlarımıza kalıntısız domateslerimizi ulaştıracak olmak da bizlere ayrı bir çalışma motivasyonu katıyor��� dedi.
Pestisitin yol açtığı sağlık sorunlarına dikkat çeken Mendi, ‘’Pestisitler insanlarda kısırlık, üreme sağlığı bozuklukları, hormonal sistemde ve sinir sisteminde bozulmalar ve kanser gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Epidemiyolojik ve moleküler çalışmalar, tarımsal, ticari, ev ve bahçe uygulamalarında kullanılan pestisitlerin kanser riskini artırdığına dair önemli kanıtlar sunuyor. Pestisitlere maruz kalma ile prostat kanseri, bazı lenfoma çeşitleri, lösemi ve meme kanseri arasında güçlü bağlantılar olduğunu gösteren çok sayıda yayın da bulunuyor”diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
“Varikosel, erkeklerde kısırlık riskini artırıyor”
Varikoselin testis toplardamarlarının bacaklarda varis benzeri genişlemesine verilen klinik bir isim olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Açıkgöz, “Erkek kısırlığının en yaygın nedenlerinden varikosel, düzeltilebilir bir durumdur. Genel nüfusta erişkin yaşta yaklaşık yüzde 15-20 oranında görülürken, kısırlık nedeniyle araştırılan erkeklerin yüzde 25-40'ında varikosel saptanır” dedi. VM Medical Park Samsun Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Açıkgöz, varikosel hakkında bilgilendirmede bulundu. Çocuk sahibi olan ve tekrar çocuk isteyen erkeklerin yüzde 60'ında varikosel görülebildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Açıkgöz, “Varikosel, sperm kalitesini bozabilir, testosteron üretimini olumsuz etkileyebilir, ayrıca testiste ağrı ve dolgunluk hissi yaratabilir. Anormal sperm analizi bulunan ve kısırlık şikâyeti olan erkeklerin yüzde 25'inde varikosel tespit edilmiştir. Klinik olarak varikosel, en sık sol tarafta (yüzde 75-95 oranında) görülür” ifadelerine yer verdi. “Fiziksel aktivitelerden sonra testislerde ağrı, varikosel işareti olabilir” Varikoselin belirtilerinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Açıkgöz, “Testis üzerinde şişlik, kabarıklık, testiste ağrı görülebilir. Damarlardaki genişleme zamanla dışarıdan görülecek kadar belirgin hale gelebilir ve bacaklarda varislere benzer bir görünüm alabilir. Varikosel belirtileri arasında testislerdeki şişliğin yanı sıra, terleme ve sıcaklık hissi de yer alır. Nadir durumlarda testislerde küçülme meydana gelebilir” dedi. “Dikkatli kişilerce anlaşılabilir” Varikoselin kendisini muayene eden dikkatli kişiler tarafından testis üzerindeki düzensizlik, şişlik veya ağrı nedeniyle fark edilebileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Açıkgöz, “Varikosel genellikle kısırlık şikâyetiyle doktora başvuranlarda muayene sırasında teşhis edilir. Uzun süre ayakta durma, spor veya cinsel aktivite gibi efor gerektiren durumların ardından ağrılar oluşuyorsa bu da varikosel işaretleri olabilir” şeklinde konuştu. Tanı ve değerlendirme süreci Varikoselin teşhisi için en önemli yöntemin, deneyimli bir üroloji uzmanının yapacağı muayene olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Açıkgöz, “Muayene genellikle ayakta yapılır. Fizik muayene en değerli yöntemdir” dedi. Muayene sonucunda teşhis edilen varikoselin üç dereceye ayrıldığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Açıkgöz, şu bilgileri paylaştı: “Derece 1: En hafif derecedir. Ayakta muayene sırasında ancak öksürme veya ıkınma gibi manevralarla damarlar hissedilebilir. Derece 2: Orta derecelidir. Ayakta muayene sırasında karın içi basıncını artırmaya gerek kalmaksızın el ile hissedilebilen genişlemiş damarlar bulunur. Derece 3: En şiddetli derecedir. Varisli damarlar ayakta gözle görülebilir haldedir. El ile hissedilebilirler, özellikle karın içi basıncını artıran durumlardadır.” Tanıda ikinci adımın fizik muayenenin zorlaştığı durumlarda yapılan skrotal renkli doppler ultrasonografi tetkiki olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Açıkgöz, “Bu tetkikle etkilenen damarların çapı, kanın geri dönüp dönmediği ve testis hacmi gibi faktörler belirlenebilir. Subklinik varikosel, fizik muayenede tespit edilemeyen ancak radyolojik yöntemlerle teşhis edilen varikosel durumuna verilen isimdir. Subklinik varikoselin tedavisinin, sperm parametreleri ve gebelik oranları üzerindeki etkisi kesin olarak kanıtlanmamıştır” dedi. Varikosel hangi durumlarda tedavi edilmelidir? Varikoselin hangi durumlarda tedavi edilmesi gerektiğini aktaran Dr. Öğr. Üyesi Açıkgöz, “Elle muayene edilebilir varikosel olması, çiftin bilinen kısırlık yakınmasının bulunması, kadın partnerin fertilitesinin normal olması veya potansiyel olarak düzeltilebilecek bir kısırlık nedeninin bulunması, Erkek partnerin bir veya daha fazla anormal sperm parametreleri (sperm sayı, motilite veya morfolojide bozulma) veya sperm fonksiyon testlerine sahip olması” şeklinde konuştu. “Mikrocerrahi varikosel ameliyatında iyileşme oranı daha yüksek” Varikosel tedavisinde bilinen en etkin yöntemin cerrahi tedavi olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Açıkgöz, “Varikosel hastalığının ameliyat ile düzeltilmesine karar verilen hastalar için dünyada en çok kabul gören tedavi yöntemi mikrocerrahi (mikroskopik) varikosel ameliyatıdır. Operasyon mikroskopu kullanılarak 15 kata varan büyütmeler ile damarsal yapılar daha iyi görülür ve bozulmuş kan akışı nedeniyle ortadan kaldırılması gereken venöz yapılar temizlenir. Testise kan getiren atardamarlar, lenf damarları ve sperm kanalı korunur. Bu yöntemle varikosel tekrarlaması, atardamar yaralanması ve ameliyat sonrası hidrosel oluşumu (testis içinde sıvı toplanması) gibi komplikasyon oranları en düşük ve ameliyat sonrası sperm parametrelerinde iyileşme ve gebelik oranları diğer yöntemlerden daha yüksektir. Varikoselektomi ameliyatı sonrası evde 1 günlük dinlenmeden sonra günlük işler yapılabilir. 1-2 hafta sonra cinsel aktivasyona, 2-4 hafta sonra ağır iş yaşamına ve spor faaliyetlerine izin verilir” dedi. Read the full article
0 notes
Text
Kısırlık
Kısırlık Nedir?
Kısırlık (infertilite), çocuk sahibi olma çabasına rağmen 1 yıl boyunca düzenli korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşmaması durumudur. Kısırlık çiftlerin %10-15’inde görülmektedir. Günümüzde birçok sebep nedeniyle kısırlık oranları artmaktadır. Peki, kısırlığın nedenleri ve tedavileri nelerdir? İşte, kısırlık hakkında bilmeniz gerekenler.
Kısırlık Nedenleri
Kısırlık erkek veya kadın kaynaklı olabilir. Kadın kaynaklı kısırlıkta genellikle yumurtlama problemleri, tüplerin tıkalı olması, endometriozis, rahimde şekil bozukluğu veya myomlar (kabartılar) gibi problemler söz konusu olabilir. Erkek kaynaklı kısırlıkta ise sperm sayısı, hareketi ve morfolojisi (şekli) gibi faktörler önemlidir. Bunun yanı sıra, bazı çiftlerde kısırlık nedeni tam olarak tespit edilemeyebilir.
Kısırlık Tedavileri
Kısırlık tedavisi, kısırlığın nedenine, süresine ve çiftin yaşı gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Tedavi seçenekleri arasında şunlar yer almaktadır:
Yumurtlama İlaçları: Yumurtlama problemi olan kadınların tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar, hormonal dengesizlikleri düzenleyerek ve yumurtlamayı teşvik ederek gebelik şansını artırır.
IVF (Tüp Bebek): IVF, kadının yumurtalıklarından alınan yumurtaların laboratuvar ortamında spermle döllenmesi sonrasında elde edilen embriyonun rahime yerleştirilmesi ile gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir.
IUI (Yapay Tohumlama): IUI, yumurtlamayı takiben hazırlanan sperm hücrelerinin özel bir kateter yardımıyla doğrudan kadının rahmine yerleştirilmesi işlemidir.
Cerrahi: Tıkalı tüplerin açılması, myomların çıkarılması, rahim şekil bozukluklarının düzeltilmesi gibi cerrahi işlemler de kısırlık tedavisinde kullanılan yöntemler arasındadır.
Donor Yumurta/Sperm: Kadının veya erkeğin yumurta/sperm üretiminde bir sorun varsa, donor yumurta veya sperm kullanılabilir.
Sonuç
Kısırlık, çiftler için zorlu bir durum olsa da günümüzde pek çok tedavi seçeneği bulunmaktadır. İlk olarak, her iki partnerin de bir doktora başvurarak bir doğurganlık değerlendirmesi yaptırması önerilir. Bu değerlendirme, nedeni belirlemeye ve uygun tedavi planını belirlemeye yardımcı olabilir.
Tedavi seçenekleri arasında ilaç tedavisi, ameliyat, yardımlı üreme teknolojileri (YÜT) ve alternatif tıp yöntemleri yer alır. İlaç tedavisi, hormonal dengesizlikleri düzenlemeye, yumurtlama problemlerini gidermeye ve sperm kalitesini artırmaya yardımcı olabilir. Ameliyat, rahimde veya tüplerdeki yapısal problemleri düzeltmek için kullanılabilir.
YÜT seçenekleri arasında yapay tohumlama, in vitro fertilizasyon (IVF) ve intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) yer alır. Bu teknolojiler, yumurta ve spermi laboratuvar ortamında birleştirerek döllenmeyi sağlar. Embriyolar daha sonra rahme yerleştirilir ve gebelik oluşması için beklenir.
Alternatif tıp yöntemleri arasında akupunktur, yoga, meditasyon ve bitkisel takviyeler yer alır. Ancak bu yöntemlerin etkisi hakkında net bir bilimsel kanıt yoktur.
Sonuç olarak, kısırlık durumu her ne kadar üzücü olsa da pek çok tedavi seçeneği mevcuttur. Her çiftin durumu farklıdır, bu nedenle en uygun tedavi planı için bir uzmana danışmak önemlidir. Ayrıca sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek ve doğurganlığı olumsuz etkileyebilecek faktörlerden kaçınmak da gebelik şansını artırmaya yardımcı olabilir.
1 note
·
View note
Text
Kadınlara Yapılan Büyüler
Kadınlara Yapılan Büyüler
Kadınlara yapılan büyüler hem Ak büyüler hem de kara büyülerden oluşmaktadır. Kadınlara yapılan büyüler hem olumlu amaçlara hem de olumsuz amaçlara hizmet eder. Olumlu büyüler kadının kendi ailesi sevdikleri tarafından yaptırılacak olan yuva kurmak, evlenebilmek, sınavda veya mahkemede başarılı sonuçlar elde etmek, iş kurabilmek, çoluk çocuğunu sağlıklı büyütebilmek amacıyla yapılan olumlu Ak büyülerdir. Ancak bir de kadınlara yapılan olumsuz büyüler yani Kara büyüler vardır. Maalesef haset kıskançlık gösteren kötü niyetli kişiler ve çoğunlukla da kötü niyetli kadınlar tarafından yapılmaktadır. Kara büyüler arasında kadınlara en çok yapılan büyüler; sevdiği kişiden ayırmak, yuvayı dağıtmak, kısırlık, doğurganlığı engellemek, sağlığı bozmak, iş hayatını bozmak, bolluk bereketi bozmak ve bunun gibi nedenlerle yapılmaktadır. Kadına Yapılan Büyü Belirtileri – Kadınlara Hangi Büyüler Yapılır? Kadınlara yapılan büyüler arasında olumlu niyetle yapılmış olan ak büyüler çok kısa sürede etki eder ve belirtilerini gösterir. Kötü niyetli yapılmış olan büyüler ise daha geç etki eder. Yani Kara büyülerin etki süresi daha geçtir fakat Maalesef ki bu büyüler de etkilidir. Kara Büyü yapılan bir kadın Öncelikle kendini sürekli olarak yorgun bitkin ve halsiz hisseder. Herkes zaman zaman kendini yorgun bitkin ve halsiz hissedebilir. Bu durum üzerinizde büyü olduğu anlamına gelmez. Ancak uzun süreli yani bir hafta boyunca hiç geçmeyen bitkinlik yorgunluk halsizlik ve üstelik buna ek baş ağrısı, baş dönmesi gibi belirtiler varsa büyüden ş��phelenilebilir. Büyü yapılmış olan kadın artık hayattan zevk almamaya başlar ve yaşamın anlamsız hale geldiğini hisseder. Büyülü Kadın Nasıl Olur? - Kadına Yapılan Büyü Nasıl Bozulur? Büyülü Kadın üzerine büyü olan kadındır ve yukarıdaki paragrafta belirtildiği gibi sürekli olarak kendini yorgun bitkin hissetmesinin yanında baş ağrıları hisseder. Onun dışında zaman zaman sanki bu dünyada değilmiş gibi bir noktaya takılır ve başka hiçbir şey düşünemez hale gelir. Kadınlara yapılan büyüler, büyünün tersine çevrilmesi ile bozulur. Çevirme işlemi de bir büyü çeşididir. Hangi büyünün yapıldığı tespit edilerek o büyüyü sıfırlayacak etkisiz hale getirecek bir olumlu büyü yapılmaktadır. Tabi ki bu noktada Kur’an-ı Kerim'deki sure ve ayetlerin hadislerin oldukça önemi ve etkisi vardır. Read the full article
#BüyülüKadınNasılOlur?-KadınaYapılanBüyüNasılBozulur?#KadınaYapılanBüyüBelirtileri–KadınlaraHangiBüyülerYapılır?#KadınlaraYapılanBüyüler
0 notes
Video
youtube
Dr Hakan Özkul Kadın ve Erkek kısırlık Fitoterapi etkisi
0 notes
Text
Araştırmalar, hamile kalmak için aspirinin işe yarayabileceğini buldu. Eğer kadında yüksek düzeyde iltihap varsa, günde bir kez 100 mg aspirin almanın gebelik oranını %40 oranında artırabilmekte. Hatta aspirin kullanımına gebelik planlamasından yaklaşık altı ay önce başlanırsa başarı oranı daha da artmaktadır. Çok uzun yıllardır bilinen ve dünyada en çok kullanılan ilaçlardan biri de aspirindir. 1897 yılında Alman Kimyager Felix Hoffmann tarafından geliştirilen bu ilaç, uzun süre ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılmıştır. Özellikle ülkemizde de 40 yıldır kalp damar hastalıklarında koruyucu etkisi nedeniyle kullanılır. Bazı durumlarda hamile kalmak için aspirin kullanmak da önerilir. Hamile kalmak için aspirin kullananları detaylı şekilde anlattığımız içeriğimizde kafanıza takılan sorulara yanıt bulabilirsiniz. Aspirin Nedir? Aspirin, ağrı kesici, ateş düşürücü ve anti-enflamatuar olarak kullanılan bir ilaçtır. Aynı zamanda kalp krizi ve inme riskini azaltmada da kullanılır. Aspirin, salisilik asit bileşiğinden yapılmıştır. Aspirin Cinsel Gücü Artırır Mı? Aspirin, cinsel gücü artırmada kullanılan bir ilaç olmasa da bazı araştırmalar, birtakım insanlarda cinsel güç artırabileceğini ortaya koymuştur. Aspirin asıl olarak kalp krizi ve inme riskini azaltmada da kullanılır. Cinsel performansı arttırmada kullanılması için herhangi bir bilimsel kanıt olmasa da erektil disfonksiyon tedavisinde kullanılması için yapılan bazı araştırmalar mevcuttur. Halen sonuçlarının ispatı noktasındaki araştırmalar devam etmektedir. Erektil disfonksiyon tedavisinde kullanılması için doktorunuz ile görüşmeniz önerilir. Rahim İçine Aspirin Koymanın Doğurganlıkla İlgisi Aspirin, hamile kalmak isteyen bir kadın için doğurganlık üzerinde etkisi olmayan bir ilaçtır. Ancak, hamilelik sırasında aspirin almak bebeğin gelişiminde sorunlara neden olabilir. Bu nedenle hamilelik sırasında aspirin kullanmak önerilmez. Ayrıca, aspirin tüm vücutta kan pıhtılaşmasını azaltır. Bu sebeplerden dolayı nedenle doğurganlık sırasında aspirin kullanmak ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Günümüzde başta çevresel koşullar, gıda katkı maddeleri ve obezite olmak üzere üreme sağlığını olumsuz etkileyen birçok neden ve hastalık bulunmaktadır. Hızla artan kısırlık şüphesi nedeniyle 35 yaş altı kişilerde bir yıl, 35 yaş üstü kişilerde ise altı ay süreyle periyodik olarak korunmasız cinsel ilişkiye girilmesi gerekmekte. Eğer bu süre sonunda hamilelik oluşmadıysa, hamile kalmak için aspirin gibi alternatif yöntemleri denemelisiniz. Ayrıca bu süre sonunda da sorunu yaşayan çiftlerin bir doktora danışmaları ve gerekli testleri yaptırmaları tavsiye edilir. Aspirin Kullanmanın Hamile Kalmaya Faydası Var Mıdır? hamile kalmak için aspirin Aspirin, hamile kalmak için kullanılan bir ilaç olmasa da yapılan bazı araştırmalar aspirinin implantasyon (yumurtanın rahim içine yerleşmesi) veya gebelik süresince kalıcı olma oranlarını arttırdığını gösterir. Bununla birlikte, bu araştırmalar henüz tam olarak kanıtlanmamıştır ve daha fazla çalışma gerektirir. Hamile Kalmak İçin Aspirin Kullanımı hamile kalmak için aspirin kullanımının pozitif etkileri henüz tam olarak kanıtlanmamıştır. Ancak bazı araştırmalar, aspirinin implantasyon veya gebelik süresince kalıcı olma oranlarını arttırabileceğini veya düşük riskli gebeliklerin oranını arttırabileceğini göstermektedir. Bu araştırmalar özellikle, önceden düşük riskli gebelikleri olan kadınlar veya endometriozis ( rahim iç tabakasının anormal büyümesi) gibi doğurganlık sorunları olan kadınlar için geçerlidir. Ancak aspirin hamile kalmak için kullanılmamalıdır. Çünkü aspirin tüm vücutta kan pıhtılaşmasını azaltır ve hamilelik sırasında kullanımı ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Bu sebeple hamile kalmak için aspirin kullanımı nasıl olmalı ya da olmamalı hususlarında mutlak bir uzman desteği alınmalıdır. Bunların yanı sıra aspirin, iltihabik hastalıklara neden olan enflamasyonun azaltılmasına yarayan bir ilaçtır.
Bu, endometriozis gibi doğurganlık sorunlarına yol açan enflamasyonun azaltılmasına ve dolayısıyla hamile kalmak için daha iyi bir fırsat sunmasına neden olabilir. Aspirinin Kadın Yumurtalıklarına Olumlu Etkisi Aspirin, yumurtalıkta kan dolaşımını arttırdığı için, doğurganlık sorunları olan kadınlar için hamile kalmak için bir fırsat sunabilir. Bu nedenle, yumurtalıkta kan dolaşımını arttıran bir ilaç olarak aspirinin hamile kalmak için kullanılması önemli bir konudur. Araştırmalar, aspirinin yumurtalıkta kan dolaşımını arttırdığını ve dolayısıyla hamile kalmak için daha iyi bir fırsat sunabileceğini göstermektedir. Örneğin, bir araştırma aspirin kullanımının hamile kalmak için şansın yüzde 40 oranında arttığını bildirmiştir. Bu, aspirinin doğurganlık sorunları olan kadınlar için hamile kalmak için etkili bir ilaç olabileceği anlamına gelir. Gebelik için aspirin kullanımı konusunu okuduysanız, hamile kalmak için ilaç tedavisi yazımızı da okumanız oldukça faydalı olabilir. Ancak, aspirin hamilelik sırasında kullanılmamalıdır. Çünkü aspirin tüm vücutta kan pıhtılaşmasını azaltan bir ilaçtır. Bu açıdan düşünüldüğünde de hamilelik sırasında kullanımı ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Hamile kalmak isteyen bir kadın, aspirin kullanmadan önce doktoruna danışmalıdır. Doktorlar genellikle aspirin kullanımını önermezler veya sadece özel durumlar için kullanılmasını önerirler. Bu nedenle, hamile kalmak için aspirin kullanımı konusunda doktorların önerileri ve rehberliği önemlidir.
1 note
·
View note
Text
Adet Düzensizliğinin Kısırlığa Etkisi Nedir ?
Adet Düzensizliğinin Kısırlığa Etkisi Nedir ?
Adet; kadınlarda her ay düzenli olarak gerçekleşen, yumurtlama sonrasında embriyo oluşması ve tutunması için rahim duvarlarının ideal kalınlığa gelmesini sağlar.
Bu nedenle belirli periyotlarda düzenli olarak gerçekleşen adet sağlıklı bir gebelik oluşması için çok önemlidir. Düzenli bir döngü olarak gerçekleşen adet, düzensiz bir şekilde gerçekleşirse ne olur ?
1 ) Adet düzensizliği oluştuğunda embriyo oluşması ve tutunması için gerekli olan rahim kalınlığı sağlanamaz ve gebelik oluşmaz. Bu durum düzensiz bir döngü halini aldığında kısırlık meydana gelir.
2 ) Adet gören kadınlarda yumurtlama döneminde oluşan yumurtalar cinsel birleşme olmadığında veya korunulduğunda embriyo oluşmaz ve rahimde oluşan yumurtalar adet kanaması ile birlikte dışarı atılır. Adet, düzensiz bir şekilde gerçekleştiğinde embriyoya dönüşmeyen yumurtalar rahimde kalır. Bu durum rahim miyomlarını ve kistleri meydana getirir.
Rahimde oluşan miyomlar ve kistler bir sonraki yumurtlama döneminde sağlıklı yumurta oluşmasını engeller ve kısırlık oluşmasına zemin hazırlar.
3 ) Adet görme her ay kadınların gebeliğe hazırlanmasını sağlayan hormonal bir döngüdür. Düzenli olarak gerçekleşen adet, sağlıklı gebeliğin oluşması için çok önemlidir. Adet, düzensiz bir şekilde gerçekleştiğinde ise kadınlar için sağlıklı gebelik oluşma süreci çok uzar.
Bu durum uzun süre devam ederse kısırlık meydana gelir.
Adet düzensizliği kısırlık oluşumundan baş aktörlerden biridir. Sağlıklı bir adet döngüsü sağlıklı bir gebelik oluşmasının ön koşuludur.
Adet Düzensizliğinin Kısırlığa Etkisi Nedir ?
#adet düzensizliği#adet gecikmesi#adet görme#adet kısırlık#adet sancısı#adet söktürücü#adet takvimi#adetliyken hamile kalınır mı#kısırlık adet#kısırlık etkileri#kısırlık etkisi
0 notes
Text
Renklerin Anlamı ve Renklerin Duygular Üzerindeki Etkisi
Renkler Neyi Simgeliyor?
Renkler dünyadaki insanlar için önem taşır. Renkler sadece duyguyu etkilemekle kalmaz, aynı zamanda dinde ve çeşitli kültürlerde anlam taşırlar. Bu sayfada "Kırmızı renk neyi simgeliyor?" gibi sorulara yanıt bulacaksınız. Bu soru, dünyanın neresinde bulunduğunuza bağlı olarak farklı şekilde yanıtlanır. Bu sayfada aradığınızı göremiyorsanız, lütfen sorularınızı bu sayfanın altındaki yorumlar bölümüne yazın.
Batı dünyası:
Trafik ışıkları: Kırmızı dur, sarı dikkat ve yeşil git anlamına gelir. Sarı işaretler ayrıca sürücüleri yaklaşan virajlar, yaya geçitleri ve hayvan geçitleri konusunda uyarır.
vatanseverlik:
Çoğu ülkenin bayrağı olmasa da çoğu. Her bayrağın renkleri genellikle vatansever olarak görülür. Kırmızı, beyaz ve mavi ABD'de vatanseverliği simgeliyor
Bayram:
Kırmızı ve yeşil en sevilen Noel renkleridir. Turuncu, kahverengi, sarı ve kırmızı gibi Sonbaharın renkleri Şükran Günü ile ilişkilendirilirken, siyah ve turuncu Cadılar Bayramı ile ilişkilendirilir. Paskalya için pastel renkler kullanılır. Çiçekler Anneler Günü için ortak bir hediye olduğu için sarı, pembe ve kırmızı gibi renkler sıklıkla kullanılır.
Renk Sembolizm Tablosu
Kırmızı: heyecan, enerji, tutku, sevgi, arzu, hız, güç, güç, ısı, saldırganlık, tehlike, ateş, kan, savaş, şiddet, her şey yoğun ve tutkulu, samimiyet, mutluluk (sadece Japonya'da)
Pembe simgeler aşk ve romantizm, şefkat, şefkat, kabul ve sakin.
Bej ve fildişi birleşmeyi sembolize eder. Fildişi sessizliği ve hoşluğu sembolize eder. Bej sakinliği ve sadeliği sembolize eder.
Sarı, sevinç, mutluluk, ihanet, iyimserlik, idealizm, hayal gücü, umut, güneş ışığı, yaz, altın, felsefe, sahtekarlık, korkaklık, kıskançlık, açgözlülük, aldatma, hastalık, tehlike ve dostluğu ifade eder.
Koyu mavi: bütünlüğü, bilgiyi, gücü ve ciddiyeti sembolize eder.
Mavi: barış, huzur, soğuk, sakinlik, istikrar, uyum, birlik, güven, hakikat, güven, muhafazakarlık, güvenlik, temizlik, düzen, sadakat, gökyüzü, su, teknoloji, depresyon, iştah bastırıcı.
Turkuaz sakinliği sembolize eder. Teal gelişmişliği simgeliyor. Akuamarin suyu sembolize eder. Daha açık turkuaz kadınsı bir çekiciliğe sahiptir.
Mor: Kraliyet, asalet, maneviyat, tören, gizemli, dönüşüm, bilgelik, aydınlanma, zulüm, onur, kibir, yas, mizaç.
Lavanta kadınlık, zarafet ve zarafeti sembolize eder.
Turuncu: enerji, denge, coşku, sıcaklık, canlı, geniş, gösterişli, dikkat gerektiren.
Yeşil: Doğa, çevre, sağlıklı, iyi şanslar, yenilenme, gençlik, bahar, cömertlik, doğurganlık, kıskançlık, hizmet, deneyimsizlik, kıskançlık, talihsizlik, canlılık.
Kahverengi: toprak, istikrar, Ocak, ev, dış mekan, güvenilirlik, konfor, dayanıklılık, sadelik ve konfor.
Gri: güvenlik, güvenilirlik, zeka, kararlı, alçakgönüllülük, haysiyet, olgunluk, sağlam, muhafazakar, pratik, yaşlılık, üzüntü, sıkıcı. Gümüş sakinliği sembolize eder.
Beyaz: saygı, saflık, doğum, sadelik, temizlik, barış, alçakgönüllülük, hassasiyet, masumiyet, gençlik, kış, kar, iyilik, kısırlık, evlilik (Batı kültürleri), ölüm (Doğu kültürleri), soğuk, klinik.
Siyah: güç, cinsellik, sofistike, formalite, zarafet, zenginlik, Gizem, Korku, kötülük, mutsuzluk, derinlik, stil, üzüntü, pişmanlık, öfke, anonimlik, yeraltı, iyi teknik renk, yas, ölüm (Batı kültürleri), kemer sıkma, ayrılma.
Renk Sembolizmi
Doğu Dünyası: Evlilik: beyaz ve pembe, Batı dünyasında olduğu gibi favoridir. Yeşil: Sonsuzluk, aile, uyum, sağlık, barış, gelecek kuşaklar Mutluluk: Kırmızı Faydalı: Gri Servet: Mavi, altın ve mor Beyaz: çocuklar, yardımsever insanlar, evlilik, yas, barış, saflık, Seyahat Altın: güç, zenginlik Kötülük ya da üzüntü-tıpkı Batı dünyasında olduğu gibi-siyah.
Duygular:
Mavi muhafazakar olarak görülüyor. Kırmızı güç ve saldırganlıktır. Sarı ve turuncu gibi daha parlak renkler sadece duygularla değil aynı zamanda sıcaklıkla da sıcaklığı temsil eder. Soğuk renkler mavi, yeşil, siyah veya koyu gölgeli herhangi bir renktir. Birisi depresyonda veya depresyonda hissettiğinde, "mavi" hissettiği söylenir."Biri sinirlendiğinde kırmızıyı görür."Birinin korktuğu veya "tavuk" olduğu görüldüğünde onlara "sarı" denir."
Ekoloji:
Açıkçası yeşil, ekolojiyi simgeleyen ana renktir. Elektriği, yakıtı veya çevreye zarar veren şeyleri azaltmanın yollarını bulan insanlar veya şirketler için yeni ifade "yeşile dönüyor."
İfadeler:
Bir şey zıt, aşırı veya sağlam bir pozisyon olarak görüldüğünde, "siyah veya beyaz" olduğu söylenir."Bir şey net olmadığında veya sağlam bir konumda olmadığında," gri bir alan " olduğu söylenir."Blues bir müzik biçimini tanımlar.
Din:
Renkler dini törenlerde de kullanılır veya dinin yönlerini temsil eder. Yerli Amerikalılar dini törenlerde renkleri içerir. Navajo milleti dört rengin önemli olduğunu düşünüyor: Turkuaz, beyaz, sarı ve siyah. Bu renkler dört kutsal Dağı temsil ediyor. Apaçi ulusu da dört rengin önemli olduğunu düşünüyor: Yeşil, Beyaz, Sarı ve siyah. Bunlar beyaz dağ'ın kutsal renkleridir ve hükümette de kullanılırlar. Iowa ülkesi ayrıca dört rengi kutsal olarak görüyor: siyah, sarı, kırmızı ve beyaz. Yönü, bayrağını ve dört insan ırkı olduğunu düşündüklerini temsil ediyorlar. [1]
Tibet Budizminde mavi, görüntüsü gök mavisinin enginliği olan Göksel bir Buda olan Vairochana'nın rengidir. [2] Budist rahipler öncelikle gelenek nedeniyle turuncu (özellikle safran rengi) elbiseler giyerler. O zamanlar en ucuz renk boyasıydı ve giymeye devam ettikleri şey buydu. Elbiselerin kendileri "materyalizmin sadeliğini ve ayrılmasını" sembolize ediyor." [3]
Yeşil, İslam'ın geleneksel rengidir. İslam bayrağı yeşildir. Yeşil, Kuran'da cennetteki giysilerin, yastıkların ve halıların rengi olarak da geçmektedir. [4]
Hinduizm'de safran onların en kutsal rengidir. Safran, safsızlıklarımızı yakan ateşi temsil eder. Sarı, bilgi ve öğrenmeyi temsil eder. Maharashtra'nın yeşil rengi yaşamı ve mutluluğu temsil eder. Mavi renk, okyanusların ve gökyüzünün enginliği gibi sonsuzluk gibidir. [5]
Hıristiyanlıkta kırmızı renk, İsa Mesih'in ve fedakarlığın kanını sembolize eder. Beyaz, Mesih'in bedenini temsil eder. Siyah, Katolik ayininde günahı temsil eder. Gri kül rengidir ve bu Katoliklikte tövbeyi temsil eder. Mor, Advent ve Lent mevsimleri için ayin rengidir. Cennet, binalarda ve sokaklarda çok fazla altın olduğu şeklinde tanımlanıyor. Noel ve Paskalya'da ayinlerde beyaz ve gümüş kullanılır. [6]
İncil, Orta Doğu ve Roma'daki birçok kişinin renkli mücevherlere ve mücevherlere değer verdiğini söylüyor. Boncuk ve süs eşyaları için kırmızı ve beyaz mercan kullanılmıştır. Kırmızı yakut ve açık mavi turkuaz hediye olarak verildi. (Hezekiel 27: 16)
Tıpta ve tedavide kullanım:
Renkler bazen tedavide kullanılır (renk terapisi olarak da adlandırılır). Renklerin beyin bozukluğu olan veya duygusal olarak sorunlu insanlar üzerinde büyük etkisi vardır. Mavi renk birçok insan üzerinde sakinleştirici bir etkiye sahiptir ve solunum ve kan basıncını düşürür. Kırmızının tam tersi bir etkisi vardır. Bazı terapistler anksiyete veya depresyondan muzdarip duygusal olarak rahatsız olan insanları yatıştırmak ve rahatlatmak için yeşil kullanırlar. Bazıları menekşe renginin migren için iyi olduğunu ve "yedikten sonra zayıf bir eliminasyon, ağırlık veya halsizliğin, dalak, mesane ve böbrek bozukluklarının neden olduğu selülit vakalarında" olduğunu iddia ediyor."[7] Sarı, insanlara enerji vermeye yardımcı olur ve depresyonu hafifletir.
Dünya kültüründe renk
Renk, farklı insanlar ve kültürler için çok farklı şeyler ifade eder. Hepimizin kendi favori renkleri var. İnsanlar farklı renkleri sever, farklı yiyecekleri sever. Renk aynı zamanda duyguları, insanları, ülkeleri, kültürleri ve renk sembolizmini temsil eder. Batı dünyasında kırmızı rengin öfke veya saldırganlığı simgelediği sıklıkla görülür. Bazı otomobil sigorta şirketleri kırmızı otomobiller için daha fazla ücret alır, çünkü kırmızı otomobil sahiplerinin bazıları daha agresiftir veya daha fazla risk alır.
Renk hakkında kitaplar
Siyah: her zaman güçlü karşıt fikirleri için durdu: yetki ve tevazu, günah ve kutsallık, isyan ve uygunluk, zenginlik ve fakirlik, iyi ve kötü rahipler ve tövbekarlar, sanatçılar ve zahitleri, moda tasarımcıları ve faşist bir Rengin Tarihi - Siyah-- en sevdiğiniz renk. Bu resimli kitapta, "Mavi" nin ünlü yazarı şimdi Avrupa'daki siyah rengin büyüleyici sosyal tarihini anlatıyor.
Renk ve anlam: sanat, bilim ve Sembolizm-rengin duygularımız üzerinde bir etkisi var mı? John Gage'in son kitabında renk olgusu yeni yollarla inceleniyor. Çalışması, rengin, dil gibi anlamı, deneyimlendiği ve yorumlandığı belirli bağlamlarda yatan koşullu, tarihsel bir olay olduğu inancıyla bilgilendirilir.
Örtülü Parlaklık: antik Maya tarihi renkli örtülü Parlaklık, Meksika ve Orta Amerika'nın Yucatan Yarımadası ve çevresinde gelişen bir dizi bağlantılı halk ve toplum olan eski Maya için rengin ne anlama geldiğini yeniden yapılandırır. Arkeoloji, dilbilim, Sanat Tarihi ve koruma anlayışlarını kullanarak, kitap estetik inceliği ve yüksek derecede işçiliği ile ünlü bir bölgede iki bin yıldan fazla renk kullanımını çiziyor.
Pantone renkle iletişim Rehberi-bu yetkili kılavuz, etkili tasarımlar oluşturmak için gereken yüzlerce renk kombinasyonunu ve renk ilkelerini sunar. Her ders, her uzmanlık ve deneyim düzeyindeki tasarımcıların her tasarım türü için en iyi renk seçimlerini yapmalarını sağlayan örneklerle gösterilmiştir.
Daha Fazlası İçin: https://technogezgin.com/renklerin-anlami-ve-duygular-uzerinde-etkisi/
3 notes
·
View notes
Text
Koenzim Q10: Hücresel Enerji Üretimi İçin Takviye
Koenzim Q10 (CoQ10), vücudun enerji üretiminde hayati bir rol oynayan güçlü bir bileşiktir. Hücrelerin enerji merkezleri olan mitokondrilerde bulunur ve enerji üretimini destekleyerek, hem genel sağlık hem de performans için kritik bir katkı sağlar. Ben Tomris, bu yazıda, Koenzim Q10 hücresel enerji üretimi için takviye hakkında bilgiler vereceğim.
Koenzim Q10 Nedir?
Koenzim Q10 Nedir Koenzim Q10, ilk olarak 1955 yılında Festenstein ve ekibi tarafından kalp kasındaki mitokondriden izole edilmiştir. 1958 yılında ise Dr. Karl Folkers tarafından kimyasal yapısı aydınlatılmış ve fermantasyon yöntemi ile üretilmiştir. Ubikinon adıyla da bilinen bu molekül, "ubiquitous quinone" ifadesinden türemiştir ve tüm hücrelerde bulunduğu için “her yerde bulunan” anlamına gelir. Koenzim Q10, vücutta doğal olarak üretilen, yağda çözünebilen bir antioksidan olup benzokinon grubuna aittir. Koenzim Q10, üç farklı yöntemle üretilebilir: mikroorganizma fermantasyonu, hayvan dokularından ekstraksiyon ve kimyasal sentez. Ancak hayvan dokularından elde edilen yöntem oldukça maliyetlidir ve yaygın olarak tercih edilmez. İnsan vücudunda koenzim Q10'un etkili olabilmesi için, tüketilen gıdalardan yeterince emilmesi gerekir. Emilim oranı kişisel faktörlere göre değişkenlik gösterir; beslenme alışkanlıkları, yaş, cinsiyet, hamilelik ve emzirme durumu bu faktörler arasında yer alır. Koenzim Q10, ince bağırsaklarda emilir ve ardından diğer dokulara taşınır. Yağda çözünebilir bir bileşik olduğu için yağla birlikte alındığında emilim oranı artar. İlginizi Çekebilir; Doğal Enerji İçin En İyi Meyve ve Sebzeler
Koenzim Q10’un Faydaları Nelerdir?
Koenzim Q10, mitokondriyal solunum zincirinde rol oynayan ve enerji üretimi için kritik bir moleküldür. Eksikliği, metabolik enerjinin azalmasına yol açabilir. Peki, "Koenzim Q10 ne işe yarar?" sorusunun yanıtı nedir? İşte Koenzim Q10'un başlıca faydaları: - Güçlü Antioksidan Etki: Koenzim Q10, özellikle indirgenmiş formuyla, serbest radikalleri nötralize ederek hücre hasarını önler. Antioksidan özelliği sayesinde E vitamini ve selenyum gibi diğer antioksidanların etkilerini artırır. - Hücre Koruyucu: Hücrede protein, yağ ve DNA gibi önemli moleküllerin oksidasyonunu önler, bu sayede bu moleküller fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde yerine getirebilir. - Hücre Yenilenmesini Destekler: Apoptozis yani hücre ölümü sürecini engelleyerek hücrelerin sağlıklı kalmasını sağlar. - Kalp ve Damar Sağlığını Destekler: Koenzim Q10, nitrik oksit üretimini destekleyerek damarların genişlemesine yardımcı olur, bu da hipertansiyon gibi kardiyovasküler hastalıkların önlenmesine katkı sağlar. Ayrıca, kalp yetmezliği olan hastalarda kalp dokusundaki Koenzim Q10 seviyeleri genellikle düşüktür, bu nedenle kalbin pompalama işlevini iyileştirici etkileri olabilir. - Nörodejeneratif Hastalıklar Üzerinde Etkili: Koenzim Q10’un antioksidan etkisi, Alzheimer ve Parkinson hastalıklarında görülen oksidatif stresin olumsuz etkilerini hafifletebilir. Aynı zamanda bu hastalıklardaki mitokondriyal bozuklukları düzeltici etkileri olduğu da bilinmektedir. - Fibromiyalji Tedavisinde Yardımcı: Kronik yorgunluk, kas ağrısı ve uyku problemleriyle karakterize fibromiyalji hastalığı, mitokondriyal bozukluklar ve Koenzim Q10 eksikliği ile ilişkilendirilir. Bu nedenle Koenzim Q10 takviyesi, bu hastalığın belirtilerini hafifletebilir. - İnfertilite (Kısırlık) Üzerindeki Etkisi: Koenzim Q10, sperm fonksiyonlarını ve hareketliliğini artırarak kısırlık tedavisinde olumlu etkiler sağlar. - Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Bağışıklık sistemini destekleyerek hastalıkların önlenmesine yardımcı olur. Oksidatif stresi azaltarak diyabet gibi kronik hastalıklarda da fayda sağlayabilir. - Migren ve Diğer Kronik Rahatsızlıklar: Serbest radikaller ve inflamatuar bileşikler, migren gibi hastalıklara neden olabilir. Koenzim Q10’un antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleri, migren semptomlarını hafifletebilir. - Yaşlanma Karşıtı Etkiler: Koenzim Q10, yaşlanma sürecini yavaşlatma potansiyeline sahiptir ve genel hücre sağlığını destekler. - Ağız Sağlığına Katkı: Diş çekimi sonrası yara iyileşmesini hızlandırıcı etkisi vardır ve ağız kuruluğunun giderilmesine yardımcı olur. Koenzim Q10, vücuttaki enerji üretiminden hücresel korumaya kadar birçok önemli fonksiyonu olan hayati bir moleküldür. Gerekli olduğunda takviye olarak alınarak birçok sağlık problemine karşı destekleyici rol oynayabilir.
Koenzim Q10 Eksikliği ve Sonuçları
Yaşlanma, stres, yetersiz beslenme ve bazı sağlık koşulları Koenzim Q10 seviyelerinde düşüşe neden olabilir. Bu eksiklik, hücresel enerji üretimini olumsuz etkiler ve sonuç olarak kronik yorgunluk, kas güçsüzlüğü, bağışıklık sistemi zayıflığı gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Ayrıca, kalp rahatsızlıkları, yüksek tansiyon, diyabet gibi durumlar da Koenzim Q10 seviyelerinin azalmasına neden olabilir. Bu tür durumlarda Koenzim Q10 takviyesi, enerji seviyelerinin artmasına ve genel sağlığın iyileştirilmesine katkıda bulunur. İlginizi Çekebilir; Enerji Artırıcı Doğal Yağlar
Koenzim Q10 Takviyesi Nasıl Kullanılmalı?
Koenzim Q10, genellikle takviye olarak alınabilir ve vücutta doğal üretimi azaldığında eksikliği gidermek için idealdir. Takviyeler, genellikle yumuşak jel kapsül formunda bulunur ve vücudun emilimini artırmak için yağlı bir öğünle birlikte alınması tavsiye edilir. Dozaj: Genellikle günlük 100-200 mg Koenzim Q10 takviyesi önerilir. Ancak kalp sağlığı sorunları veya kronik yorgunluk gibi durumlar için bu doz, doktor tavsiyesi ile artırılabilir. Düzenli Kullanım: Koenzim Q10 takviyesi düzenli kullanıldığında etkili sonuçlar verir. İlk etkiler genellikle birkaç hafta içinde fark edilirken, tam sonuçlar için uzun süreli kullanım gerekebilir. Yan Etkiler: Koenzim Q10 genellikle güvenlidir ve yan etkileri nadirdir. Ancak bazı kişilerde mide rahatsızlığı, baş ağrısı veya bulantı gibi hafif yan etkiler gözlemlenebilir. Bu tür yan etkiler yaşanırsa dozajın düşürülmesi faydalı olabilir.
Koenzim Q10 Takviyesinin Farklı Kullanım Alanları
Koenzim Q10 sadece enerji üretimi için değil, aynı zamanda çeşitli hastalıkların tedavi sürecinde de kullanılmaktadır. Migren tedavisinde, yaşlanma karşıtı ürünlerde ve nörolojik hastalıkların destekleyici tedavisinde önemli bir rol oynar. Migren Tedavisinde: Koenzim Q10’un migren ataklarını azaltmada etkili olduğu gösterilmiştir. Migren hastalarında enerji üretimindeki dengesizlikleri gidererek baş ağrısı sıklığını ve şiddetini azaltır. Nörolojik Hastalıklar: Parkinson ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarda da Koenzim Q10 takviyesinin olumlu etkileri gözlemlenmiştir. Beyindeki hücrelerin enerji üretimini artırarak bu tür hastalıkların ilerleyişini yavaşlatmaya yardımcı olur. Koenzim Q10, hücresel enerji üretimi için vazgeçilmez bir bileşendir ve vücut sağlığı için kritik öneme sahiptir. Enerji seviyelerinin artırılması, kalp sağlığının desteklenmesi, cilt sağlığının korunması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gibi birçok fayda sunar. Düzenli Koenzim Q10 takviyesi ile genel sağlık durumu iyileştirilebilir ve yaşlanma süreci yavaşlatılabilir. Enerji üretimini destekleyen bu güçlü bileşen, her yaştan birey için önemli bir takviye seçeneğidir. İlginizi Çekebilir; Doğal Enerji İçin Bitkisel Çaylar Enerji Veren Doğal Atıştırmalıklar Spirulina: Doğal Enerji ve Besin Deposu Read the full article
0 notes
Note
Bir sorumu cevapladın şimdi herkes bilmiş bilmiş konuşuyor tekrar yazıcam belki cevaplarsın. 3 yıllık bir ilişkim var, bu 3 yılda 2 kere ertesi gün hapı kullandım sadece emin olamadığım için. Kürtaj meselesi de reglim ilk defa 1 ay gecikmişti ve olabileceğini düşündük. Olsaydı kürtaj yaptıracaktım tabii ki ayrıca zararlarını vs araştırdım kadın doğum uzmanıyla görüştüm kısırlık gibi bi yan etkisi yok. Ama gebelik değil başka bir sorun varmış zaten adet söktürücüyle o iş halloldu.(hastalığım cins
Pekala, uslubundan olsa gerek yanlıs anlamışım kardesim yine de siz kondom kullanın. Partnerinin ne kadar sadık olduğunu bilemezsin, onunla korunmasız ilişkide olman onun geçmişindeki herkesle olman demektir. cinsel hastalıklar da hivden ibaret değil, iki kisi arasında da ciddi sağlık sıkıntıları olabilir. Prezervatif sadece hamilelikten korumak için yoktur thats all
11 notes
·
View notes
Text
WWE
DÜŞÜK HAPI SİPARİŞ SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
Cytotec düşük hapı ile gebeliğinizi 9 saat içinde sonlandırabilirisiniz.
WHATSAP İLETİŞİM : SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
Sitemizi komple okumadan test yapmadan kesinlikle aramayın…
Cytotec misoprostol Türkiyede eczanelerde bulunmamakdır.
Sipariş hattını aramadan önce test yaptırıp gebeliğinizi netleştiriniz.
Düşük hapının anneye herhangibir yan etkisi veya zararı yoktur.
Memnuniyet ve güvenirliğimizi yandaki resime tıklayarak okuyabilirsiniz.
Düşük hapı en iyi bebek düşürme yöntemlerindendir.
Cytotec düşük ilacı rahim ağzının açılmasını ve kramp girmesini sağlayan bir ilaçtır böylece gebelik tutunamaz ve düşük işlemi gerçekleşir bu işlem yaklaşık 7-12 saat kişinin bünyesine göre değişmektedir.
DÜŞÜK HAPI SİPARİŞ: SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
Düşükten sonra hamile kalınır mı?
WHATSAP İLETİŞİM : SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
Bebek düşürdükten sonra hamile kalınır mı sorusu yapılan düşük, gebelik sonlandırma işlemlerinden sonra merak edilen soruların başında yer almaktadır. Bu tür işlemlerin anne adayının yumurtalıklarına her hangi bir zararı olmayacağından tekrardan hamile kalınmaktadır, anne adayı gebelik sonlandırma, düşük işleminden hemen ardından kendini toparladıktan sonra tekrardan hamile kalabilir. Kafanız ve gönlünüz bu konuda rahat olsun tekrar hamile kalmaya engel değildir. Eğer bu sürecin her hangi bir aşamasıyla ilgili sorununuz olursa, uzman bir doktorunuza başvurunuz.
cytotec bebeğe zarar verirmi,cytotec bebek düşürme, cytotec benzeri ilaçlar, cytotec satan eczaneler, cytotec dermaninin istifade qaydasi, cytotec dil altı, cytotec dil altı kullanımı, cytotec düşüğe neden olurmu, cytotec düşük hapı, cytotec düşük hapı düşük hapı nerede satılır düşük hapı sipariş düşük ilacı düşük nasıl yapılır kürtaj hapı, cytotec düşük hapı fiyatı, cytotec düşük ilacı,cytotec dusuklerde, cytotec düşükte kullananlar, cytotec gebelikte kullanım yöntemi, cytotec düşükte kullanımı, cytotec düşükte nasıl kullanılır, cytotec eczane, cytotec eczanede satılıyormu, cytotec eczaneden alabilir miyim, cytotec eczanelerde satılırmı, cytotec ekşi, cytotec reaksiyonları, cytotec etken maddesi, cytotec etki süresi, cytotec etkileri,cytotec etkisi, cytotec vajinal fitil, cytotec fiyat, cytotec fiyatları, cytotec gebelik, cytotec gebelik kategorisi, cytotec gebelikte kullanımı, cytotec geri çekme, cytotec hakkındaki tüm sorular, cytotec hamilelikte kullanımı, cytotec hangi eczanelerde,cytotec hap, cytotec hapı, cytotec hapı fiyatı, cytotec hapı ne işe yarar, cytotec hapı nedir, cytotec içeriği, cytotec ilaç,cytotec ilaç fiyatı, cytotec ilaç nedir, cytotec ilacabak, cytotec ile gebelik sonlandırma,
Cytotec düşük hapı ile evde kendi başınıza düşük yapabilirsiniz. Kullanım süresi boyunca destek hattımızdan yardım isteyebilirsiniz.Düşük işlemi adet döneminizden biraz daha fazla ağrılı ve kanamalı gerçekleşmektedir.
DÜŞÜK HAPI SİPARİŞ: SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
Düşük ve Kürtaj Hapı İlacı
WHATSAP İLETİŞİM : SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
Hamile kalmak her bayanın istediği bir durum olsa da kimi zaman farklı sonuçlar meydana getirebileceği düşünüldüğünden dolayı değişik yollara başvurulmaktadır. Bayanların genç bir bayan olduktan sonra ilk hayalleri aslında evlenmek, daha sonra da anne olmak yer alıyor. Ancak zaman geçtikçe ve aynı zamanda da yaşamın zor bir hal almasından sonra bayanlar gebeliklerini sonlandırmak isteyebilirler. İstenmeyen gebelik durumları adı altında birleştirdiğimiz binlerce sebep nedeni ile hamilelik sürecine son verilebiliyor. Hamileliğini sonlandırmak isteyen bayanların başvurduğu yöntemler arasında ise; düşük hapı kullanmak yer alıyor. Hapı kullanan bayanlar belirli bir süre sonra düşük yaşayarak bebeklerinin anne karnından kürtaj hapı yolu ile alınması için ilk aşamayı gerçekleştirmiş olurlar.
cytotec ile kürtaj, cytotec in yan etkileri, cytotec istanbul, cytotec ılacı, cytotec kaç para, cytotec kadınlar kulübü, cytotec karaborsa, cytotec kullananlar,cytotec kullandım, cytotec kullanıcı yorumları, cytotec kullanım şekli, cytotec kullanımı, cytotec kullanma talimatı, cytotec kürtaj, cytotec kürtaj sonrası, cytotec mcg nedir, cytotec misoprostol, cytotec misoprostol 200 mcg fiyat, cytotec misoprostol 200 mcg fiyatı, cytotec misoprostol 200 mcg nasıl kullanılır, cytotec misoprostol 200 mcg satın al, cytotec misoprostol fiyatı, cytotec misoprostol satın al, cytotec muadili, cytotec nasil alinir, cytotec nasıl kullanılır, cytotec ne ıse yarar, cytotec ne kadar, cytotec nedir, cytotec nedir nasıl kullanılır, cytotec nerden alabilirim, cytotec nerden alinir,cytotec nerden bulurum, cytotec nerede bulunur, cytotec ödeme, cytotec online, cytotec online satın al, cytotec online satış, cytotec özellikleri, cytotec reçete, cytotec reçetesiz satılır mı, cytotec ru-486, cytotec satan eczaneler, cytotec satan yerler, cytotec satın al, cytotec satın al türkiye, cytotec satın alma, cytotec satın almak, cytotec satın almak istiyorum, cytotec searle 200 mcg, cytotec sipariş, cytotec sipariş hattı, cytotec sonrası kanama cytotec searle ne işe yarar, cytotec tablet, cytotec tablet endikasyonları, cytotec tablet fiyatı, cytotec tablet kullanım şekli, cytotec tablet nasıl kullanılır, cytotec tablet nedir, cytotec tablet nerede bulunur, cytotec tablet satın al, cytotec temini, cytotec turkiye,cytotec türkiyede satılıyormu, cytotec vajinadan kullanımı, cytotec vajinal, cytotec vajinal fitil, cytotec vajinal kullananlar,cytotec vajinal
Düşük Hapı Nedir?
DÜŞÜK HAPI SİPARİŞ: SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
Düzenli bir cinsel ilişki yaşayan bayanlar kısa bir sürenin ardından hem kendisinde, hem de ilişkiye girdiği erkekte kısırlık sorunu olmadıkça hamile kalmaktadırlar. Hamileliğini mide bulantıları, kusma ya da adet gecikmesi sonucunda bayanlar öğrenmektedir. Yukarıda saydığımız gibi hamilelik belirtileri siz de meydana geldiğinde bir hamilelik testi uygularsınız. Uygulanan testte sonucunuz pozitif çıkarsa da; hamile kaldığınızı anlarsınız. Bayanlar kimi zaman hamile kalmak istemezler. Gebe kalmak istemeyen bayanların birçok sebebi bulunabilir. Bunlardan söz etmek gerekirse; evlilik dışı oluşan hamilelikler, bayanın anneliğe hazır olmaması, eşinin bebek istememesi ya da ekonomik durum yetersizliği bu sebeplerin en başında yer alır. Sebeplerden en az bir tanesi bile olsa; gebeliği sonlandırmak isteyen bayanların imdadına düşük hapı yetişmektedir.
Düşük Hapı Nasıl Kullanılır?
WHATSAP İLETİŞİM : SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
İstenmeyen gebelik durumlarında bebeğin doğmasına engel olmak için birçok yöntem vardır. Bu yöntemleri en genel anlamı ile 2 gruba ayırabiliriz. İlk grup medikal yöntemler ile kürtaj işlemi iken; diğer grup ise; cerrahi müdahale yardımı ile gebeliğe son vermektir. Yazımızda bahsettiğimiz ve sitemizde de tanıtımını yaparak sattığımız ilaç sayesinde medikal yöntemlerden bir tanesini kullanmış olursunuz. İlacı satın alıp kullanarak istemediğiniz bir gebeliği yaşamak zorunda kalmaz ya da cerrahi müdahalelere maruz kalmazsınız. Hem kolay, hem de güvenli olan düşük hapı kullanmak için sadece ağızdan almanız yeterlidir.
Cytotec İlacı Nedir Ve Etkileri Nelerdir?
DÜŞÜK HAPI SİPARİŞ: SADECE WHATSAP : 0534 864 14 33
Cytotec ilaç, aslında bir düşük ilacıdır. En önemli etkisi olarak da hamileliklere son vermesidir,. Bu yan etkisi sebebiyle de istenmeyen ya da hazır olunmayan gebelikleri sonlandırmaya yarayan bir ilaç olarak da kullanılmaya başlanmıştır. İlacın kullanılmasının ardından gebelik 9 saat içerisinde sona ermektedir. İlk gün etkisini sağlamaması durumunda ikinci günde Anneye herhangi bir zararı bulunmamakta olup kürtaj masasına yatmadan, herhangi bir anesteziye mağdur da kalmadan evde gebeliğin sonlandırılmasını sağlamaktadır. Tamamen doğal bir hap olup içerisindeki etken maddeler sayesinde rahmin ağzının açılmasını sağlayarak doğal bir düşük oluşturmaktadır. Annede normal adet döneminden biraz daha ağrılı ve kanamalı geçen bir süreçtir.
Düşük işlemi yapılabilmesi için bebeğin en fazla 10 haftalık olması gerekmektedir ve cytotec ilaç çoğunlukla 6 ile 10 haftası bebeklerin kürtajı için uygundur. Daha uzun süreli hamileliklerin sonlandırılması için kullanılması takdirinde birçok yan etkisi bulunmaktadır. Bu yan etkilerinden bazıları yüksek ateş, kusma, mide bulantısı, hazımsızlık, kabızlık, sürekli olan baş ağrısı ve anormal rahim kasıntıları ise vajina kanamalarıdır.
1 note
·
View note
Text
Kadınlarda En Sık Görülen Kısırlık Nedenine Dikkat!
Kadınlarda En Sık Görülen Kısırlık Nedenine Dikkat!
Üreme çağındaki kadınlarda 5-10 oranında görülme sıklığına sahip olan polikistik over sendromu (PKOS veya PKO) kadınlarda en sık görülen infertilite (kısırlık) nedeni olarak kabul ediliyor. Ancak doğru bir tedavi süreciyle polikistik over sendromunun doğurganlığa olan olumsuz etkisi ortadan kaldırılabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Tüp Bebek Bölümü’nden Doç. Dr. Arzu Yurci, polikistik…
View On WordPress
0 notes
Text
Kadınlarda En Sık Görülen Kısırlık Nedenine Dikkat!
Kadınlarda En Sık Görülen Kısırlık Nedenine Dikkat!
Üreme çağındaki kadınlarda 5-10 oranında görülme sıklığına sahip olan polikistik over sendromu (PKOS veya PKO) kadınlarda en sık görülen infertilite (kısırlık) nedeni olarak kabul ediliyor. Ancak doğru bir tedavi süreciyle polikistik over sendromunun doğurganlığa olan olumsuz etkisi ortadan kaldırılabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Tüp Bebek Bölümü’nden Doç. Dr. Arzu Yurci, polikistik…
View On WordPress
0 notes
Text
Kadınlarda En Sık Görülen Kısırlık Nedenine Dikkat!
Kadınlarda En Sık Görülen Kısırlık Nedenine Dikkat!
Üreme çağındaki kadınlarda 5-10 oranında görülme sıklığına sahip olan polikistik over sendromu (PKOS veya PKO) kadınlarda en sık görülen infertilite (kısırlık) nedeni olarak kabul ediliyor. Ancak doğru bir tedavi süreciyle polikistik over sendromunun doğurganlığa olan olumsuz etkisi ortadan kaldırılabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Tüp Bebek Bölümü’nden Doç. Dr. Arzu Yurci, polikistik…
View On WordPress
0 notes
Text
İstenmeyen bir gebeliği sonlandırma yöntemlerinden biri olan kürtaj hakkında bilmeniz gereken ilk şey, bunun bir doğum kontrol yöntemi olmadığıdır. Kürtaj da profesyonel bir doktor tarafından, yasaların çizdiği sınırlar dahilinde yapıldığında son derece güvenilir bir yöntemdir. Burada önemli olan, kürtaj yaptırmak istediğini söyleyen kadınların bunu yapmak için uzman bir doktordan yardım almalarıdır. Bu bağlamda ilginç bir soru da kürtaj yaptıran bir kadının tekrar hamile kalıp kalamayacağıdır. Kürtaj Hamile Kalmayı Önler Mi? Doğru şekilde yapılan bir kürtajın kadının tekrar hamile kalmasını zorlaştıracak hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Ancak ne yazık ki, profesyonel olmayan kişiler tarafından hijyenik olmayan bir şekilde gerçekleştirilen yasadışı kürtaj prosedürleri, bir kadının doğurganlığını olumsuz yönde etkileyen sağlık sorunları yaratabilir ve kürtaj sonrasında kısırlık riski olabilir. Yine, sık kürtajlar kürtaj sonrası riskleri artıracak ve dolayısıyla gebe kalma şansını azaltacaktır. Bu nedenle gebe kalmak istemeyen kadınların kendilerini iyi korumaları, en uygun doğum kontrol yöntemini seçmeleri ve aktif bir cinsel yaşamları varsa bunu dikkatle kullanmaları çok önemlidir. Yasal kürtaj nedir? Anne karnındaki bir bebeğin birçok hakkı vardır. Ülkemizde kürtaj kadınlara tanınmış yasal bir haktır ancak süre sınırı vardır. Ülkemizde yasal kürtaj süresi olarak geçerli olan zaman dilimi 10 haftadır. Bu, bir kadının hamileliğinin 10. haftasına kadar kürtaj yaptırmasına izin verildiği, ancak 10. haftadan sonra kürtaj yaptırmanın kesinlikle imkansız olduğu anlamına gelir. Kürtaj Yaptırdıktan Sonra Ne Olur? İstenmeyen bir hamilelik durumunda kürtaj prosedürleri uygulanır. Eğer kadın gebeliğe devam etmek isterse, kullanılabilecek tek yöntem kürtajdır. Ancak kürtaj her zaman yasal değildir ve sadece resmi mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Bu nedenle kişilerin yasal süreye dikkat etmeleri gerekmektedir. Yasal süre sona erdiğinde, artık bu amaçla kamu yardımı alamazlar ve hamileliğe devam etmek zorundadırlar. Ancak, başvurunun ilk 10 hafta içinde yapılması halinde sağlık merkezinden yardım alabilirsiniz. Bu durumda ilk 10 hafta içinde yapılan işlemlere dilerseniz devam edilebilir. Bu durum özellikle bebeğinin kürtaj işlemini sorunsuz bir şekilde yaptırabilecek kişiler için caziptir. İstenmeyen gebelik ve kürtaj İstenmeyen bir gebelik, doğum önlenemediği takdirde hem bebek hem de anne için birçok soruna neden olabilir ve bu durum ömür boyu sürebilir. Bu riskleri ortadan kaldırmak için ameliyatın 10 hafta içinde yapılması yeterlidir. Bu prosedür, hangi operasyonun hangi kişiye yapılması gerektiği ve hangi günün en uygun gün olduğu hakkında ayrıntılı bilgi içerir. Yani insanların kafasında asla bir soru işareti yok. Açık fikirli kişilerin ameliyatları için destek alma olasılıkları daha yüksektir ve bu konuda bu tür merkezleri tercih edeceklerdir. Kafasında çeşitli soru işaretleri olan kişilerin bu tür bir desteği kabul etmesi daha az uygundur ve aynı zamanda çeşitli sorunlara neden olabilir. İlgili destek Türkiye'deki çeşitli merkezlerde sağlanmaktadır. Bu sayede kişiler kendilerine yakın merkezler arasından kendileri için en uygun hizmeti hangi merkezin sunduğunu kontrol edebilir ve karar verebilirler. Daha sonra bu merkezde ameliyat olabilirler. Bu merkezdeki doktorların yetkinliği, yapılacak ameliyatın türü ve bu merkezde daha önce yapılan ameliyatlarda elde edilen sonuçlar dikkat edilmesi gereken hususlardan bazılarıdır. Bir merkez için araştırma yaparken, daha iyi bir merkezin hizmetlerini aldığınızdan emin olmak için süreci doğru şekilde takip etmeniz gerekir. Tarama süreci iyiyse, daha iyi bir merkez seçilecek ve merkezden destek alacaksınız. İnsanlar internet üzerinden yaptıkları araştırmalar sonucunda bile farklı merkezlerle karşılaşma imkanına sahip oluyor. Ayrıca bu yerlerin internet sitelerinde yer alan bilgiler de konuyla ilgili önemli bilgiler vermektedir. Bu sayede insanların akıllarında var olan sorular mülakat yapılmadan cevaplanabiliyor.
Kürtajdan Sonra Ne Zaman Hamile Kalınır? Kürtajdan Sonra Ne Zaman Hamile Kalınır Kürtaj prosedürleri, başta istenmeyen bir gebeliği sonlandırmak olmak üzere çeşitli nedenlerle gerçekleştirilebilir. Rahim içinin kazınarak boşaltıldığı cerrahi kürtaj, saygın bir tıbbi tesiste uzman bir doktor tarafından gerçekleştirildiğinde zararsız bir işlem olsa da, kürtajın bir doğum kontrol yöntemi olmadığını bilmek önemlidir. Kürtajdan sonra hamile kalmak için ne kadar beklemek gerekir? Bu süre jinekologlara göre değişir ve genellikle tekrar hamile kalmadan önce en az üç ay beklemeniz önerilir. Burada önemli olan, kadının psikolojik olarak yeniden gebe kalmaya hazır hissetmesi ve vücudunun bu gereksinime uyum sağlayabilecek düzeyde olmasıdır. Bu, sorunsuz bir hamilelik geçirmenizi sağlayacaktır. Kürtaj cerrahi bir işlem olmasına ve belirli riskler taşımasına rağmen, yaptırabileceğiniz kürtaj sayısında herhangi bir sınırlama yoktur. Burada bilinmesi gereken en önemli şey, kürtajın doğum kontrol yöntemi olmadığıdır. Bununla birlikte, istenmeyen hamilelik yaşayan bir kişi, yasaların sınırları dahilinde yapıldığı sürece hamileliğini sonlandırmak için kürtaj yaptırabilir. Yine kürtaj, çeşitli kadın hastalıkları ve sorunlarını ortadan kaldırmak için uygulanmaktadır. Ayrıca, Kürtajdan Sonra Hamile Kalmak İçin Ne Yapmalıyım? başlıklı yazımızı da okumanızı özellikle öneririz. Yasal Kürtaj Süresi Kaç Haftadır? Türkiye'de halen yürürlükte olan yasa, doktorların en fazla 10 haftaya kadar olan gebelikleri sonlandırmasına izin vermektedir. Evli olmayan kadınlar 18 yaşından büyüklerse izne gerek olmadan kürtaj yaptırabilirken, evli kadınların kocalarından yazılı bir onay formu imzalamaları gerekmektedir. Başka bir deyişle, evli kadınlar kocalarının iznini almak zorundadır. Ayrıca, 18 yaşın altındaki bir kadın, en az 15 yaşında olması halinde ailesinin izniyle kürtaj yaptırabilir.
0 notes