#kırklar
Explore tagged Tumblr posts
Text
Buca Kırklarda Trafik Kazası
Buca Kırklarda Trafik Kazası Buca Kırklar’da, 3 aracın karıştığı bir trafik kazası meydana geldi. Olayda şans eseri yaralanan kimse olmazken, 2 araçta ağır hasar, 1 araçta ise hafif hasar oluştu. Çevrede Panik Yaşandı Kaza, çevredeki sakinler arasında kısa süreli paniğe neden oldu. Çarpışmanın şiddetiyle bölgedeki vatandaşlar durumu hemen yetkililere bildirdi. Olay yerine gelen ekipler, trafiği kontrol altına alarak kazaya karışan araçların kaldırılmasını sağladı. Trafik Yoğunluğu Kısa Sürede Giderildi Kaza nedeniyle bölgede bir süre trafik yoğunluğu yaşandı. Ancak ekiplerin hızlı müdahalesiyle araçlar yoldan çekilerek trafik akışı normale döndü. Yetkililer, sürücüleri dikkatli olmaları ve trafik kurallarına uymaları konusunda uyardı. https://youtube.com/shorts/ueOTIgTn56o?feature=share https://youtu.be/Rw3yFl3diFs Read the full article
0 notes
Photo
📷 İsmet İnönü beraberindekilerle birlikte Subay Mahfili’nin terasında, Mart 1942. ------------------------------------ @karsiyakablog ------------------------------------ ✔︎ 𝐅𝐨𝐥𝐥𝐨𝐰 @karsiyakablog ☞︎︎︎ Lɪɴᴋ ᴏғ karsiyaka.blog ɪɴ ʙɪᴏ シ ︎ ------------------------------------ ☁︎ 𝑓𝑜𝑙𝑙𝑜𝑤 𝑡ℎ𝑒 𝑐𝑜𝑚𝑚𝑢𝑛𝑖𝑡𝑦: #eskikarsiyaka #eskiizmir ------------------------------------ ♧︎︎︎ Tᴀɢs : #izmir #eskiizmir #Turquiehistoire #Σμύρνη #Κορδελιό #eskiizmirfotoğrafları #smyrna #Σμύρνης #Ελευθέριο #İsmetİnönü #Konak #Τουρκία #SubayMahfili #kırklar #Turquie #eskikonak #oldpic #LhistoiredIzmir #historicalphotographs #oldphoto #Turkey #1940s #histoiredelaTurquie #turkischer #smyrne (Konak Atatürk Meydanı) https://www.instagram.com/p/CoDVP07oqqQ/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#eskikarsiyaka#eskiizmir#izmir#turquiehistoire#σμύρνη#κορδελιό#eskiizmirfotoğrafları#smyrna#σμύρνης#ελευθέριο#i̇smeti̇nönü#konak#τουρκία#subaymahfili#kırklar#turquie#eskikonak#oldpic#lhistoiredizmir#historicalphotographs#oldphoto#turkey#1940s#histoiredelaturquie#turkischer#smyrne
0 notes
Text
Muazzam okumuş türküyü. Emrah burda çocuk ama en güzel sesi bu yıllarda.
5 notes
·
View notes
Video
youtube
Hande Mehan - Suzan Suzi
Sözleri: Kırklar dağının düzü Ziyaret çarptı bizi Kırklar dağının düzü Ziyaret çarptı bizi
Kırklar dağının düzü Ziyaret çarptı bizi Kırklar dağının düzü Ziyaret çarptı bizi
Kör olasın suzan suzi, suzan suzi, suzan suzi Sular apardı bizi Kör olasın suzan suzi, suzan suzi, suzan suzi Sular apardı bizi
Köprüaltı kapkara suzan gel beni ara Köprüaltı kapkara suzan gel beni ara Saçlarıma kumlar doldu, kumlar doldu, kumlar doldu Tarak getir sen tara Saçlarıma kumlar doldu, kumlar doldu, kumlar doldu Tarak getir sen tara
#müzik #şarkı #türkü #saz #bağlama #HandeMehan #SuzanSuzi
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=4qdxBYDu4cY
2 notes
·
View notes
Text
YÜREĞİMİN B/AŞK KENTİ-İSTANBUL
İstanbul; yüreğimde közlediğim şehirsin,
O maviyle, yeşilin beni sarsın İstanbul…
İstanbul; bir içim su, özlediğim nehirsin;
.......... Düştü yola yüreğim sana varsın İstanbul,
.......... O maviyle yeşilin, beni sarsın İstanbul.
İstanbul; “Yedi tepe”, yedi veren gül gibi,
İstanbul; Rabbimizden bizlere ödül gibi,
İstanbul seninleyim; bakma bana el gibi;
.......... Hayâlini kurduğum, cana hâr`sın İstanbul,
.......... Rüyasına durduğum, bana yâr`sın İstanbul.
Hoş gerdanlık köprüler boğazında duruyor,
Senin için kim bilir, kimler hayâl kuruyor
İstanbul!.. Ah İstanbul, beni candan vuruyor;
.......... Ölümüm dosttan olsun, varsın, vursun İstanbul,
.......... Ben yolunda öleyim, hayat dursun İstanbul.
“O ne güzel askerdir, o ne güzel kumandan,
Elbet `Konstantiniyye`, fetih olacak!…” bundan,
Bu kutlu söz üzere burada, “Eyüp Sultan”;
.......... Sen sönmeyen bir ışık, ruha nur`sun İstanbul,
.......... Feth olmayı bekleyen kutlu sur’sun İstanbul.
Başlamış "Feth-i mübin"; yer yerinden sökülmüş
Çalmış mehter marşları, yağlı toplar dökülmüş
Müjdeye kavuşulmuş, zor bilekler bükülmüş;
.......... Mutlu güne eriştin, namus, âr’sın İstanbul,
.......... Asırlarca bekledin; "Fatih” sarsın İstanbul.
”Üçler, Yediler, Kırklar!..” İzin verdi Yaradan,
Gemiler dağlar aşıp yollar buldu karadan,
Surda gedik açıldı, geçti ecdat oradan;
.......... Tuksak idin ezelden, artık hürsün İstanbul,
.......... Hiç bitmesin bu rüya, daim sürsün İstanbul.
Yeniçeri hücumda; veriyor kanlı zahmet,
“Fatih” dua ediyor; “ Yetiş ya fâkih Ahmet!..”
“Akşemsettin” secdede, yağıyor o an rahmet;
.......... Çalsın zafer marşları, mehter vursun İstanbul;
.......... Geliyor genç Padişah, düğün kursun İstanbul.
Baktım ki; “Ulubatlı’m”, surlara sancak asar,
Baktım Şanlı “Fatih’im”, tarihe mühür basar,
Baktım, mağlup düşenler, hâlâdır zehir kusar;
.......... Ecdâda şeref, nâmus, sadık yâr`sın İstanbul,
.......... Hayal değil gerçeksin, çünkü varsın İstanbul.
Ayasofya mâbedim, seni kalpte gizledim,
Başkasına yâr idin, yüreğime sözledim,
Tekrar aç mâbedini yüz sürmeyi özledim;
.......... Bu işin hesabını, ecdât sorsun İstanbul,
.......... Sen yürekte bir ateş, yanan kor’sun İstanbul.
Bir ayağın Avrupa, diğeriyse Asya’da,
Bir kolun Afrika’da, diğeri Kafkasya’da,
Yok dünyada bir eşin, Amerika, Rusya’da;
.......... Sinan gelsin yeniden, taş, taş örsün İstanbul,
.......... Dünyanın gözü nurdan şehir görsün İstanbul.
Nice Âlim, Evliyâ; sır olmuşlar gövdende,
Nice gönül sultanı, kor olmuşlar gül tende,
Vurgunum asıl bundan, bu ateş sönmez bende,
.......... Güneşim sende batmış, sen ne dersin İstanbul?
.......... Işığa hasret ruhum, sende ersin İstanbul.
Ey İstanbul; bilirim, altından kumun taşın,
Nice çağlar eskittin, bilmem ki kaçtır yaşın,
"Yüreğimin Aşk Kenti!.. " Öne düşmesin başın;
.......... Mahmudum, yüreğini sana versin İstanbul,
.......... Tükenmeyen hasretim, sona ersin İstanbul!..
İstanbul, yüreğimde közlediğim şehirsin,
O maviyle yeşilin, beni sarsın İstanbul ,
İstanbul bir içim su, özlediğim nehirsin!..
Kadir Çetin
3 notes
·
View notes
Text
İmâm-ı Rabbânî (Kuddise Sirruhû) Hazretleri;
"Yüz yılın müceddidleri bin yılın müceddidi gibi olamaz. Yüz ile bin arasında ne kadar fark varsa yüz yılın müceddidi ile bin yılın müceddidi arasında da o kadar fark hatta daha ziyâde fark mevcuttur.
Müceddid o kişidir ki, onun yüz senelik müddeti zarfında Allâh-u Teâlâ'dan bütün ümmete ulaşan tüm feyizler kendisi vâsıtasıyla ulaşır. O zaman zarfında bulunan velîler (makam îtibârı ile) kutublar, evtâd (her biri dünyanın dört farklı cihetinde tasarruf sahibi olan dört velî), büdelâ(kırklar diye bilinen ebdâl) ve nücebâ (üçler, yediler, üç yüzler, beş yüzler ve yedi yüzler gibi isimlerle anılan seçkin velîler) dahî olsalar hepsi sâdece ondan feyiz alırlar."
(el-İmâmü'r-Rabbâni, el-Mektûbâtu'r-Rabbâniyye, cild:2, mektub rakamı:4)
15 notes
·
View notes
Text
"Yemenden öte bir yerde Düldül hala savaştadır. Ali daha savaştadır. Kafdağının arkasında Köroğlunun Kıratı, dostluk için, yiğitlik, doğruluk için, zulme karşı, bilcümle kötülüklere karşı savaştadır. Alagözlü Dedem Pir Sultan, yedi derya ötede zulme karşı savaştadır. Cümle Kırklar, pirler, iyi kimseler zulme karşı savaştadır, diyordu. Dünya kurulduğundan bu yana güzel dünya savaştadır, kötü dünyaya karşı, çirkin dünyaya karşı. Her gün başka bir gün doğuyor, her gün yeni yıldızlar döşeniyor gökyüzüne, diyordu Dursun Dede. Her doğan gün, her gece gökyüzüne yeniden döşenen yıldızlar savaştadır. Her sabah yeni çiçekler açıyor, dünkünden daha güzel, diyordu Dursun Dede, yeni bebeler doğuyor, her gün, her gün yeniden, eskisinden daha sağlıklı. Dünya her gün, her gün, her gün güneş doğarken deri değiştiriyor, yepyeni, terütaze oluyor. İnsan, her insan, eğer insansa, her gün tanyerleri ışırken yeniden doğuyor. Toprağa düşen her tohum, toprağı yaran her filiz yenidir. Gökyüzü her ışıyışında yeniden kuruluyor, dünya yeniden kuruluyor her tan atışında, tohum yepyeni uçuyor, su yepyeni akıyor, ışık yepyeni akıyor. İnsan yüreği yepyeni yepyeni atıyor. Çiçek sevgiye duruyor, yürek sevgiye duruyor, şırlayıp gelen ışık sevgiye duruyor. Ölüm yok, diyordu Dursun Dede... İnsana ölüm yok. İnsan muhabbete, insan sevgiye doğuyor. İnsan sevgiye doğmuyorsa insan olamazdı, o zaman ölürdü işte... İnsan insana doğuyor."
İnce Memed 4, Yaşar Kemal
13 notes
·
View notes
Text
Amed, bir başka şehir, içinde küncülü çörek gibi aşk kokar.
Yılmaz Odabaşı’nın “Ey şehir/Yaralı yatağım benim/Birazdan aksam olacak/Karacadağ’dan kalkan kuşlar saçlarına konacak” ile anlattığı kadim kent Diyarbakır…
Diyarbakır Nakif’in şehridir. Nakif’in sevdası, ilanı aşkı anlatılır. Kırklar dağının kızı, Adilin aşkı Suzan’ı Dicle alınca ağıtlar yakılıyor.
Gazi köşkü serindir/Dicle suyu derindir/Ağlama sen garip anam/Kadir mevlam kerimdir…
Eylül bir başkadır, hele Amed’de bir başkadır. Diyarbakır’da Eylülde hava serinler, bizde yürekler ısınır. Bir aşk doğar, batan günün aksine gizemli kenttin sokaklarında.
Anlatılmaz bir kadın, yürek yakan, bakışları can yakan bir özel kadın. İklimi, mevsimi uymayan topraklardan gelip Amed’de ben aşık ederim diyen bir kadın…
Benden Aşk dile diyen, aşkımla yan diyen bir kadın.
Dicle kadar asi, Kırklardağı kadar gizemli..
Amedin kızı değil ama Diyarbakır’ın aşkı olan bir kadın…
4 notes
·
View notes
Text
KIRKLAR MEYDANINA VARDIM
Kırklar meydanına vardım
Gel beru ey cân dediler
İzzet ile selâm verdim
Gel işte meydân dediler.
Kırklar bir yerde durdular
Otur deyü yer verdiler
Önüme sofra serdiler
El lokmaya sun dediler.
Kırkların kalbi durudur
Gelenin kalbi arıdır
Gelişin kandan beridir
Söyle sen kimsin dediler.
Gir semâa bile oyna
Silinsin açılsın ayna
Kırk yıl kazanda dur kayna
Dahi çiğ bu ten dediler.
Gördüğünü gözün ile
Söyleme sen sözün ile
Andan sonra bizim ile
Olasın mihmân dediler.
Düşme dünya mihnetine
Talip ol Hak hazretine
Ab-ı Zemzem şerbetine
Parmağını ban dediler.
Şah Hatâyi'm nedir hâlin
Hakk'a şükr et kaldır elin
Gıybetten kesegör dilin
Her kula yeksân dediler.
Şah İsmail
"Hatâyi" (1487 - 1524)
2 notes
·
View notes
Text
Buca Kırklar Muhtarı Rakip Becer Önce Teşekkür Etti, Sonra Çark etti.
Geçtiğimiz haftalarda Buca Kırkların kavunu olarak nam salan hırsız çalmaz kavunu olarak da bilinen kavunun tanıtımı için Buca Kırklar köyünde Buca Belediyesinin katkısıyla gerçekleşen 1. Kırklar kavun festivalinde yaşananlar konuşulmaya devam ediyor. Festivalin açılış konuşmasını yapan Buca Kırklar Muhtarı ve önceki dönemlerde AK Parti Buca Belediye Meclis üyeliğide yapan Rakip Beçer yaparken festivaldeki konuşmasında; “Çok hızlı gelişmesine rağmen, Buca Belediye Başkanımızın ve değerli dostlarımızın desteğiyle çok hızlı şekilde bu etkinliği gerçekleştirdik” dedi. İşte O Konuşma https://www.youtube.com/watch?v=Rw3yFl3diFs Buca Belediyesi ve Belediye başkanı sosyal medya hesaplarından, tanıtım bültenleri, afişleri, billboardları, basında yer alan haberleri ve Başkan Görkem Duman’ın çağrıları ile Bucalılar Kırklar lar bir kavun festivali olduğunu öğrenerek festivale katılım yoğun bir şekilde yaşanmıştı. Festival Bitti Kırklar Muhtarı Rakip Beçer Çark Etti. Önce teşekkür etti. Festival sonrası çark eden Buca Kırklar Muhtarı Rakip Beçer "Buca Belediyesi’nin bu festivalde hiçbir mali yük ve lojistik destek sağlamadığını, festivali baştan sona kendilerinin düzenlediklerini, belediyenin sadece ses düzeni ve sahne kurulumu gibi sınırlı bir destek sağlayıp tüm festivali sahiplendiğini söyledi. Peki Muhtar Beçer bunu ne zaman söyledi? Festivalden sonra söyledi… O zaman Kırklar Muhtarı Rakip Beçer bunları açılış konuşmasında neden dile getirmedi. Belediyenin ve Başkan Görkem Duman 'nın bir desteği olmadı ise Neden Buca Belediye Başkanımızın ve değerli dostlarımızın desteğiyle çok hızlı şekilde bu etkinliği gerçekleştirdik dedi. Bucalılar ve Kırklar Sakinleri Rakip Beçer'den bir açıklama bekliyor ? https://www.youtube.com/watch?v=Rw3yFl3diFs Read the full article
0 notes
Text
// nisan sonları
sakince bir yaşam istedim bugün. temiz, yalın, sessizce yol almak. annemi de hatay'a yolcu ettim, içim ağlamaklı biraz. işe gidiyorum şimdi, çayımı demleyip araştırmalarımı yapmak istiyorum. maddiyat konuşmadan, sorunları büyütmeden, herkes hakkında bir fikir ileri sürmeden. heyecanımı, kainata saklamak istiyorum, yada bugün yapacağım yemeğe. annem gelecek, seçimler bitecek, kurban bayramı olacak, sınavlar, tezler, kırklar, yediler. telaş hep içimizde olacak.
4 notes
·
View notes
Text
Aşık Garip hikayesinin özeti:
Tebrizli Hoca Maksud'un oğlu olan Resul, babasının vefatından sonra onun servetini etrafındaki aylak arkadaşlarıyla birlikte kısa zamanda tüketir. Parasız kalan Resul, iş aramaya başlar. Bir süre aşıklık yapar ancak hiç başarılı olamaz. Resul'ün bu başarısızlığını bilen Keloğlan, Berat gecesindeki bir sohbet meclisinde onu aşağılamak maksadıyla saz çalıp türkü söylemesini ister. Bu davete icabet edemeyen Resul, çok üzülür. Allah'a, kendisine aşıklık vermesi için yalvarır, gönülden dua eder.
Resul'ün duası kabul olur ve rüyasında üçler, yediler, kırklar elinden bade içer. Bunun sonucunda hem aşıklığı öğrenir, hem de rüyasında kendisine gösterilen Tiflisli Hoca Sinan'ın kızı Şah Senem'e aşık olur.
Resul, ailesini de alarak Tiflis'e, sevdiğinin şehrine gelir. Burada Canım Hoca onu misafir eder. Deli Mehmet'in kahvesinde şiir söyleyen Resul, kısa zamanda Tiflis'te tanınır. Ancak yabancı olduğundan herkes onu "Garip" diye tanır. Garip'in dinleyicileri arasında bulunan ve onun sesini çok beğenen Şah Senem'in babası Hoca Sinan, Garip'e kendi yanında çalışmasını teklif eder.
Hoca Sinan'ın yanında çalışmaya başlayan Garip, artık Şah Senem ile daha sık görüşmektedir. Bir süre sonra Şah Senem Garip'e kendisini babasından istemesini söyler. Garip de Allah'ın emri Peygamberin kavliyle Şah Senem'i babasından ister. Hoca Sinan kalın (başlık parası) olarak kırk kese altın karşılığında kızını vermeye razı olur. Bu kadar altını olmayan Garip, kalını temin etmek üzere gurbete çıkmaya karar verir. Şehrin ileri gelenleri bu parayı vermeyi teklif ederler ama ileride başıma kakarlar diye Garip kabul etmez. Alın teriyle kazanmak ister. Gurbete çıkarken sazını evin duvarına asar, kimsenin dokunmamasını tembih eder ve annesine "Ey valide, eğer bu saz oradan düşerse veya bir teli kırılırsa, ben ya geldim ya öldüm." diyerek yedi yıllığına gurbete çıkar. Şah Senem'e de kendisini yedi yıl beklemesini, eğer dönmezse başka biriyle evlenmesini söyler.
Sevdikleriyle vedalaşan Garip, Erzurum'a gelir, burada aşıklık yapar. Bir yarışmada Halep Paşası'nın aşıklarını yenince şehirde şöhreti artar.
Şah Senem ise Garip'i çok özlemiş ve merak etmiştir. Yazdığı mektubu Garip'e ulaştırması için Erzurum'a ticarete giden Şah Veled isimli bir bezirgandan yardım ister. Halbuki Şah Veled de gizliden Şah Senem'e aşıktır. Mektubu alır ve okur. Sonra Keloğlan ile yaptıkları plan gereği Garip'in önceden Keloğlan'a hediye ettiği gömleği kana bulayıp annesine teslim ederler ve Garip'in öldüğünü söylerler. Garip'in annesi üzüntüden günlerce ağlar, sonunda gözleri kör olur. Hüseyin Araslı
Şah Veled Şah Senem'i babasından ister. Babası da artık yapılacak bir şey olmadığı için kızı Şah Veled'e verir. Şah Senem Garip'in öldüğüne inanmaz. Keloğlan'a beddua eder, Keloğlan ölür. Şah Senem daha sonra bir bezirgana para verip Garip'in durumunu araştırmasını ister. Bezirgana para ile birlikte Garip'in bade içtiği tas ile mührünü de verir. Bu tasla bedava şerbet dağıtmasını ister.
Bezirgan bir çok beldelerde tasla şerbet dağıtır. Ancak kimse tasa ve mühre sahip çıkmaz. Bir gün Halep'te şerbet dağıtırken Garip onu görür ve tasın kendisine ait olduğunu söyler. Bunun üzerine bezirgan ona her şeyi anlatır, Şah Senem ile Şah Veled'in düğünlerinin başladığı haberini verir.
Aşık Garip Halep Paşası'ndan izin alıp Tiflis'e doğru yola çıkar. Hz. Hızır'ın da yardımıyla zorlukları, engelleri aşa aşa Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars üzerinden Tiflis'e ulaşır. Burada karalar giyinmiş olan kızkardeşi Güllü Han ile karşılaşır. Ancak Güllü Han bu bedbaht ve bitkin yolcuyu tanımaz. Ama yine de Tanrı misafiridir deyip karnını doyurmak üzere eve davet eder. Garip eve girince duvarda asılı duran sazın telleri kopar. Bunun üzerine ana kız Garip'in geldiğini anlarlar. Garip Hz. Hızır'ın atının ayağının altından aldığı toprağı anasının gözüne sürünce kadının gözleri görmeye başlar.
Daha sonra Şah Senem'in düğününün otuz dokuzuncu gününde aşık kıyafeti giyerek düğün evine gider, saz çalıp türkü söyler. Ardından kendisini tanıtır ve sevdiği kızı Şah Veled'den alır. Bunun üzerine Aşık Garip ile Şah Senem'e kırk gün kırk gece düğün yapılarak sevgililer muradlarına ererler.
1 note
·
View note
Text
Mehmet Uncu Yaldo Bayramı'nı kutladı
https://pazaryerigundem.com/haber/197335/mehmet-uncu-yaldo-bayramini-kutladi/
Mehmet Uncu Yaldo Bayramı'nı kutladı
AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu, Süryani vatandaşların Yaldo (Duboo) bayramını kutlamak amacıyla Mardin’in tarihi Kırklar Kilisesi’ni ziyaret etti.
Şehmus EDİS (MARDİN İGFA) Ziyaret sırasında, Mardin Metropoliti Saliba Özmen ve Süryani cemaati ile bir araya gelen AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu, bayramlarını tebrik ederek birlik ve beraberlik mesajları verdi.
Mardin Metropoliti Saliba Özmen, ziyaret esnasında yaptığı açıklamada, Yaldo (Duboo) bayramının Süryani cemaati için taşıdığı önemi vurguladı. Özmen, Mardin’in farklı dinlerin, dillerin ve kültürlerin bir arada yaşadığı kadim bir şehir olduğunu belirterek, bu çeşitliliğin Ortadoğu’daki barış ve kardeşlik arayışlarına örnek teşkil ettiğini ifade etti. Özmen ayrıca, Mardin’in tüm renkleriyle bir barış kenti olduğunu ve bu mirasın korunmasının çok değerli olduğunu söyledi.
“Bayramlar Birlik ve Kardeşlik Günleridir” Mehmet Uncu, ziyaret sırasında yaptığı konuşmada, Yaldo bayramının Süryani cemaati için manevi bir anlam taşıdığını dile getirerek, “Bugün burada, Süryani kardeşlerimizle bir arada olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Yaldo (Duboo) bayramı, sadece Süryani vatandaşlarımız için değil, Mardin’in hoşgörü ve kardeşlik kültürünün bir yansımasıdır” dedi.
Uncu, Mardin’in farklı inanç ve kültürlere ev sahipliği yapmasının, bu şehirde yaşayan herkes için bir zenginlik olduğunu belirtti. “Bayramlar, sevgi, hoşgörü ve dayanışma duygularının güçlendiği günlerdir. Biz de bugün bu güzel vesileyle Süryani vatandaşlarımızın bayramını kutluyor, onların mutluluğuna ortak oluyoruz” şeklinde konuştu. Ortak Bir Barış Mesajı Ziyarette, Süryani vatandaşlar ve kilise yetkilileriyle bir süre sohbet eden Uncu, tüm din ve inanç gruplarının ortak değerler etrafında buluşmasının önemine dikkat çekti. “Mardin, sadece Türkiye’ye değil, tüm dünyaya barış, kardeşlik ve hoşgörü mesajı veren bir şehir. Bu bayram vesilesiyle bir kez daha bu mesajı yinelemekten onur duyuyoruz” ifadelerini kullandı. Kırklar Kilisesi’ndeki ziyaret, samimi bir atmosferde gerçekleşirken, Süryani cemaati de Mehmet Uncu’ya teşekkür ederek, bu tür ziyaretlerin toplumsal dayanışmaya büyük katkı sağladığını dile getirdi. Ziyaret, iyi dileklerin paylaşılmasıyla sona erdi.
0 notes
Text
Adnan Güney: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun... Yaşasın Cumhuriyet...
Cefakar bir neslin torunları olarak bizim bu günleri görmemizi sağlayan tüm dedelerimize ve Gazi Mustafa Kemal’e minnetlerimi sunuyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun… Dağ Başını Duman Almış Bir sisli kasım sabahıdır bu; Düştüler yollara Kırklar Yediler… Dağ başını duman almış kardeşim, Gün doğmayacakmış, dediler. Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha, Bir kapkara matem sarıyor…
0 notes