Tumgik
#kırıklarda tespit
gundembuca · 2 years
Text
Buca'da 2B Arazilerine Yapılan Kaçak Yapılar Yıkılıyor
Tumblr media
Buca 'da 2B arazileri üzerine inşa edilmiş yapılara yönelik yıkım çalışmaları devam ediyor. Bu çerçevede İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün tespit edilen ve yıkım kararı alınan, yapı kayıt belgesi geçersiz olan yapılar yıkılıyor. Kırklar mahallesinde 30 yapı daha yıkımı gerçekleştirildi. Buca Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğüne bağlı ekipler, jandarma ve zabıta nezaretinde iş makineleriyle Kırıklarda bulunan Kaçak evlerin yıkımını gerçekleştirildi. Buca Kırıklar F Tipi Cezaevi yakınlarında, güvenlik sahası içinde kalan yapıların yıkımı sırasında gergin anlar yaşandı. Jandarma ve zabıta, vatandaşlara müdahalede bulundu. Buca'da Kaçak ev ve yapıların yıkımlarına devam edileceği Bildirildi. Vatandaşlarımıza, mağduriyet yaşamamaları için. Lütfen kaçak ev yapmasınlar, mutlaka ruhsat alsınlar. Ev yapacakları yer tarım arazisiyle, tarımsal nitelikli, tarımsal yapı anlamında bir yer yapabilirler. Bunun için de İl Tarım İl Müdürlüğünden izin alınması gerekiyor. Sonrasında belediyeden ruhsatını alacaklar. Ruhsatsız hiçbir evin inşaatını yapmasınlar, mağduriyet yaşamasınlar. Çünkü kaçak yapı bittikten sonraki süreç, çok üzücü ve zor oluyor. Kaynak : https://www.egedesonsoz.com/haber/buca-da-kacak-yapilara-mudahale/1117760 https://www.youtube.com/watch?v=9q5Q8YnK7AM Read the full article
0 notes
dnzsimsek · 4 years
Photo
Tumblr media
YAŞLILARDA KALÇA KIRIĞI Kalça bölgesi kırıkları, yaşlı hastaların önemli bir ortopedik problemidir. ABD’de her yıl yaklaşık 300 bin kişi, kalça kırığı nedeniyle tedavi ediliyor. Özellikle yaşam süresinin uzaması nedeniyle bu tip kırıklar daha sık görülmeye başlandı. Yaşlı hastalarda kalça kırıkları, basit bir düşme sonucu oluşabilir. Daha gençlerdeyse, trafik kazası veya yüksekten düşme gibi yüksek enerjili bir travma gerekir.
Yaşlı hastalarda görülen kemik erimesi (osteoporoz), kırık oluşumunu kolaylaştırır. Bu nedenle kalça kırığı vakaları, kemik erimesinin daha fazla olduğu kadınlarda, erkeklere göre daha fazladır.
Yaş ilerledikçe görmenin, kas kuvveti ve dengenin azalması düşmeyi kolaylaştırır. Maalesef bu duruma sürecin bir parçası olarak kalp, yüksek tansiyon, şeker ve akciğer sorunları da eşlik eder.
Bu ek hastalıklar, genellikle ameliyat edilmesi gereken hastaların tedavisinde zorluklara yol açar. Kalça kırığı geçirmiş hastaların yüzde 15-30’u, ilk bir yıl içerisinde hayatını kaybeder.
Çok yaşlı olan, diğer hastalıkları kontrol altına alınamayan ve kırık öncesi günlük aktiviteleri için bakıma muhtaç hastalarda bu risk daha fazladır.
Kalça kırığı sonrası en önemli bulgu, hastanın kırılan bacağı üzerine basamamasıdır. Kalça hareketleri çok ağrılıdır. Bacak, dışa dönük şekilde durabilir. Kesin tanı röntgenle konur. Bazı ayrılmamış kırıklarda röntgen yeterli olmazsa, BT veya MR gerekebilir.
Vücut dengesi bozulur
Kalça kırıklarının tedavisinde amaç, hastayı yatağa bağlı kalmaktan kurtarmak ve kırık öncesi durumuna en kısa zamanda geri döndürmektir. Yaşlı hastalar yatağa bağlı kaldıklarında, vücut dengeleri hızla bozulur ve daha önceden var olan diğer sistemik rahatsızlıkları ağırlaşabilir.
Hareket edemedikleri için yatakta uzun süre kalmaya bağlı bası yaraları oluşabilir, bacak damarlarında kan pıhtılaşarak, akciğere pıhtı atabilir.
Akciğer ve idrar yolu enfeksiyonu gelişebilir. Tüm bunlar hastanın hayatını riske sokar. Bu yüzden tedavi için cerrahi tercih edilmeli. Her ne kadar hastaların anestezi alması, genç hastalara göre daha riskli olsa da ameliyat edilmemesi durumunda gelişebilecek problemlerin hayatı daha fazla riske sokacağı unutulmamalı.
İlk 24 saat önemli
Cerrahi tedavinin ne zaman yapılacağı çok önemlidir. Amaç, hastanın genel durumunu düzeltilip, eşlik eden diğer hastalıkları kontrol altına almak ve ilk 24 saat içinde ameliyata almaktır.
İlk 72 saatte ameliyata alınmayan yaşlı hastalarda ölüm riski iki kat artar. Bu nedenle ortopedistlerin anestezi doktorlarıyla koordineli çalışmaları gerekir.
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Yaşlı hastalardaki kalça kırıklarının cerrahi tedavisinde protez veya kırığı kaynatmaya yönelik tespit ameliyatları uygulanır. Seçilecek yönteme, çoğunlukla kırığın yerine göre karar verilir.
Kırık parça çıkarılarak, kemik içerisine kalça protezi yerleştirilir. Kırığın tespit edildiği ameliyatlardaysa, çeşitli plak ve vidalar veya kemik içine konulan çiviler kullanılarak, kırığın kaynaması sağlanır.
Her iki yöntemde de hedef, hastayı ameliyattan sonraki gün ayağa kaldırmak ve koltuk değneği veya yürüteçle üzerine basmasını sağlamaktır. Bunun için kırığa uygun yöntem seçilmeli, uygun protez veya tespit materyali kullanılmalı. Aksi takdirde protezin çıkması veya kırığın pozisyonunun bozulması gibi komplikasyonlar gelişebilir. Komplikasyonlar için düzeltici ameliyatlar gerekir ve bu da tedavi sürecini olumsuz etkiler.
Ameliyat sonrası yaşananlar
- Cerrahi tedavi sonrası karşılaşılan en önemli sorun, hastaların rehabilitasyona uyum sağlayamaması. Bazen ağrıyı tolere edemedikleri için ayağa kalkmaya korkarlar. Bu durumda yürümesi için cesaretlendirilmeli ve gerekirse taburcu edildikten sonra evde fizyoterapist desteği alınmalı. Fizyoterapinin kalça kırığı tedavisinin çok önemli bir parçası olduğu unutulmamalı.
- Çok fazla ayağa kalkamayan hastalarda yatmaya bağlı bası yaraları gelişebilir. Hastanın pozisyonu sık sık değiştirilmeli. Özel havalı yataklar tercih edilmeli.
- Bacak damarlarında pıhtılaşma görülebilir. Bunu önlemek için ameliyat sonrası kan sulandırıcı ilaçlar kullanılır. Varis çorapları da kullanılabilir.
- Operasyonun ardından bilinç dağınıklığı ve ajitasyon gelişebilir. Bu durum, kırık ve ameliyatın neden olduğu stresle hastanın alışık olmadığı bir ortamda bulunması sonucu ortaya çıkar. Genelde zamanla düzelir. En etkili tedavi, hastanın bir an önce taburcu edilip, alışık olduğu ortama dönmesidir.
Nasıl korunmalısınız?
- Yaşlı hastalarda kalça kırığı, basit düşme sonrasında oluşur ve kemik erimesi kırık riskini arttırır. Kemik erimesinin tespit edilmesi ve tedaviye başlanmasıyla risk azaltılabilir. Bu, özellikle menopoza girmiş kadınlar için önemlidir.
- Yaşlı kişilerin yürürken düşme risklerini azaltmak için yaşadıkları ortamda çeşitli önlemler alınabilir. Kapı eşikleri kaldırılmalı, yerde kablo olmamasına dikkat edilmeli, mümkünse halılar yere sabitlenmeli, banyo gibi ıslak zeminlerde kaymayan örtüler kullanılmalı, banyo ve tuvaletlere tutamak konulmalı.
- Özellikle nörolojik hastalıkları bulunan yaşlıların yalnız ve desteksiz yürümesine izin verilmemeli. 
Alz. Eğitim Alzheimer& Demans Hasta Yakınları Platformu
0 notes
egitimportali · 4 years
Text
Kırıklarda İlk Yardım
Kırıklarda ilk yardım konusunda bilgi sahibi olmak yaşam içerisinde karşılaşılabilecek kırık vakalarında hayat kurtarabilecek bir birikim olacaktır, bu konuda bilgi vermeden önce “kırık nedir ve nasıl tespit edilir?” bilinmelidir. Kırıklarda ilk yardım uygulamaları nelerdir? ve nasıl yapılır? Kapsamlı bir şekilde öğrenebilmek / uygulayabilmek için konuyu dikkatlice okumayı ihmal etmeyiniz.
Kırık…
View On WordPress
0 notes
Text
Rinoplasti (nazoplasti) Nedir?
Burun hem estetik hemde sıhhat yönünden oldukça önemli bir fonksiyone sahiptir.Yüzümüzün tam ortasında tespit edilen burun karşılıklı etkileşim esnasında bakışların odaklandığı noktada yar alır.  Burun güzelliği güzelliğe çoktan bir değer katarken, burundaki biçim arızaları da bir o kadar başka güzellikleri görünmez kılacaktır. Yüzümüz ne kadar güzel olursa olsun şayet burnumuzda eksikliklerimız varsa, gözümüzün, kaşımızın güzelliği fonda kalacak karşımızdaki bireyin ilgi istemsizde olsa buruna kayacaktır. Bu halden rahatsızlık duyan şahıslar özitimat kayıbına sebep olacak psikolojik problemler yaşayabilmektedir.
Ayrıcana burundaki septum eğriliği, burun kırılması gibi sorunlardan ötürü; şahıslar burunun asıl fonksiyonu olan soluk alma konusu ile ilgili problemler yaşayabilirler. Bu halde da burun estetiği kaçınılmaz çözümlerden bir tanesidir.
Rinoplasti (nazoplasti) Nedir?
Rinoplasti ve nazoplasti aynı kavramlar olup, estetik burun cerrahisi, burnun tekrardan biçimlendirilmesi ameliyatı olarak adlandırılır. Estetik burun cerrahisinin hedeflerından biri burunun işlevlerini sıhhatli olarak yerine getirmesini sağlamak, öteki ise burnun yüzümüze müsait, natural ve estetik olarak tekrardan oluşturulardırılmasıdır.
Burun Estetiğine Kimler İhtiyaç Duyar?
Burunun var olan estetik manzarasınden memnun olmamak Burun ucu kaldırılması Burun kemiğinin alınması Burun büyütme Burun küçültme Burun eğriliği Burun kırılması gibi sorunlarde burun estetiğine müracaat edilir. Cerrah Seçimi Burun estetiği yüz estetik cerrahisinin en zor operasyonlarındandır. Burun yüzün tam orta bölgesinde olmasının yanı sıra şayet düzgün biçimlendirilmezse kozmetik problemlerin beraberinde işlevsel problemler da eşlik eder
Burun estetiğinde başka esharekete geçirirden biraz daha değişik olarak cerrah seçimi çok daha mühimdir. Çünkü burun estetiğinde cerrahın başarısı konusunda veri ve yetenekleri tecrübelerine bağlıdır. Hasta ve hekimin ameliyat evveli birbirleri ile etkileşimi sıhhatli olması gereklidir. Hasta beklentilerini açıkca hekimine anlatmalı, hekimi beklentilerinin gerçekci olup olmadığını, beklentilerinin ne kadarını karşılayacağını hastaya ifade etmelidir.
Burun Estetiğinde Kullanılan Teknikler Burun estetiği ameliyatında (rhinoplasty) sarfedilen kapalı burun ameliyatı ve açık burun ameliyatı olmak suretiyle sarfedilen İki yöntem bulunmaktadır.  Kapalı burun ameliyatı minimumtravma ile müdahalenin yapılmasından ötürü tıpta minimal invaziv cerrahi prensipleri ile uyumlu kabul edilir. Fakat eskiden yetersiz ya da hatalı ameliyat olmuş hastalarda, doğru soluk alma için mühim olan nazal valve sorunlarde kapalı yöntem yetersiz kalabilir. Bu hallerde açık rinoplasti yöntemlerine başvurmak gerekebilir.  Bugün sıhhatli bir burun ameliyatı için temel olan yöntemlerin tamamına hakimiyettir. Bizim pratiğimizde, ameliyatların %95’i kapalı rinoplasti ile dışarıdan hiç bir kesi olmadan uygulanmaktadır.
Tumblr media
İlk kez Burun Estetiği Olmayan Hastalar
Daha eskiden herhangi bir cerrahi girişim geçirmemiş bir burunda yani primer rinoplastide, cerrahın karşılaşabileceği kuvvetlikler, hastanın önceden bir cerrahi program geçirmiş olması halinde daha da çoğalmaktadır. Revizyon ameliyatı (sekonder rinoplasti) kolayca aynı anatomik bölümde İkinci bir ameliyat değildir. En olumlusu, hastanın beklentisi bir evvelki ameliyat ardındanki meydana gelen görüntüden daha iyi hale gelmesidir. En kötüsü hastanın yüzünün ortasında bir deformiteyle eş güdümlü işlevsel yönden da dikkat çekici şikayetlerinin olmasıdır. Hastaların yüksek beklentileri cerrahı en iyi neticesi alması yönünden iyi bir preoperatif düzenlemeya itmektedir. Cerrah deformiteyi analiz edecek yeterli veriye sahip olması, nasıl tedavi edeceğine karar verebilmesi ve tam doğru olmadığında ya da onarım yöntemi müsait olmadığında seçenek tekniklere hakim olması gereklidir. Primer burun estetiği yapan cerrah için bile kuvvetlikler meydana getiren anatomik varyasyonlar, düzeltme rinoplasti yapan cerrah için de sahip olunan hali ve belirsizliği daha da güçleştiren ve doğru tespit ve iyi bir tamirla üstesinden gelmek mecburiyetinde bulunduğu bir haldir. Daha evvel ameliyat olmamış ve olmuş burunların analizleri her ne kadar benzer olsa da aşağıdaki yapılar ve anatomi tamamı ile değişik olabilmektedir. Anatomik yapıdaki arızaların müsait analizle meydana konulması, düzeltme rinoplastide neticelerin daha başarısını sağlayacaktır.
Burun Estetiği Ameliyatı Süreci ve Sonrası Burun estetiği ameliyatı evvel hekiminizle etkileşim mühimdir. Burun estetiği evvel  fotoğraflarınız çekilecek ve bilgisayarda operasyon planlanacaktır. Bu fotoğraflarda ameliyat ardından burunun tahmin edilengörüntüsü hakkındaki öngörünüz oluşacaktır.
Ameliyata  hazırlık adımında size yiyecek ve meşrubat, sigara içimi, birtakım vitamin preparatları ve ilaçlardan kaçınmanız yolunda özel bir grup tavsiyelerde bulunulacaktır.  Bu tavsiyeleri öneme almanız burun operasyonu esnasında ve ardından iyileşmenizi olumlu yönde tesirleyecektir.
Burun estetiği operasyonu ayaktan (günü birlik) ya da bir gece yatışlı olarak tam teşekküllü hastanelerde yapılır. Burun estetiğinde tampon programı rutin olmayıp yalnızca rinoplasti eşliğinde septoplasti de oluşturular hastalara mevzulmaktadır.
Burun estetiği operasyonu genelde bir ila İki saat sürmektedir. Burun operasyonu esnasında burun üstündeki cilt, altındaki kemik ve kıkırdak çatıdan tamamıyla ayrılmakta ve istenilen biçim verilmektedir. Bu biçimlendirme, sizin probleminiza müsait olarak estetik cerrahınızın tercih ettiği bir teknikle yapılacaktır. Ardından da cilt, yeni çatının üstüne geri yerleştirilir.
Operasyondan ileri ilk yirmi dört saat içerisinde yüzünüzde şişlik, burnunuzda ve kafasınızda ağırlık farkedebilirsiniz. Bunun ile ilgili hekiminiz size ağrı kesici ilaç verecektir. Gözlerinizin etrafındaki morluk ve şişliğin ilk 1-2 gün içerisinde arttığını hissedebilirsiniz.  Soğuk programı şişliğinizin daha düşük olmasını sağlayacak ve sizi daha iyi hissettirecektir. Yine de kendinizi göründüğünüzden daha iyi hissedeceksiniz, düzgün yapılmış bir burun ameliyatında ağrı olmayacaktır. Gözünüzdeki şişlikler bir haftada morluklar ise İkinci haftanın sonucunda geçmiş olacaktır. Burunda ise, sizin ve estetik cerrahınız dışında kimsenin ilgisini çekmeyecek oranda şişlik birkaç ay daha sürecektir. Burun estetiği operasyonu takiben ilk birkaç gün içerisinde az oranda kanama ve birkaç hafta burun tıkanıklığı olabilir. Ameliyat sonucunda burnunuza tampon yerleştirilmiş ise bu birkaç gün içerisinde çekilecek ve siz kendinizi eskisine göre daha faydalıhissedeceksiniz.
Septum Deviasyonu Nasıl Düzeltilir? Septum eğriliği için uygulanacak tek tedavi septumdaki eğriliğin bir ameliyat ile düzeltilmesidir. Septoplasti adı verdiği bu cerrahi yöntemte mukozaya zarar vermeden eğri olan septum mekanları kıkırdak desteği yerleştirilerek düzeltilir.  Bazı cerrahlar doğrulusunda yapılan yöntemlerde ise septum kıkırdaklarının tamamıyla çıkartılması burun sırtında düşmeler ve biçim arızaları gibi neticeler doğurabilir. Deneyimli bir estetik cerrahın ameliyatı ile bu problemlerden  uzak durmak mümkün olabilir.
Bu ameliyatta  bütün prosedürler burun içinden yapılır ve dışarıda herhangi bir kesik izi görülmez.
Burun eğriliği revizyon ameliyatını derin sedasyonla gerçeklştirmeyi tercih ediyoruz. Bu teknikde lokal anestezinin yanı sıra şahıs damardan verdiği ilaçlarla uyutulmuş olur. Ameliyat ardından hastalar 1-2 gün burun tamponu kullanır.  Kullanılan tamponlar buruna zarar vermez ve çıkartılıp takılırken ağrıya neden olmayan özelliklere sahiptir.  Sadece septoplasti yapılmışsa ameliyat ardından yüzde herhangi bir şişme ve morarma ile karşılaşılmaz. Hastalar genelde ameliyatın bulunduğu gün taburcu edilir. Ertesi gün bütün hareketlerini gerçekleştirebilirler yalnız burnun tamamıyla iyileşmesi 2 haftayı bulmaktadır.
Burun Kırılması Nasıl Düzeltilir? Burun kırılmasında, hastanın burun kemiğinde yer değiştirme yoksa burun içine tampon ile destek sağlanarak çözüm üretilebilir. Fakat burun kemiğinde yer değiştirme varsa hal biraz daha değişiklaşacaktır, bozulan biçimi revizyonk gerekecektir. Burun kemiğindeki yer farklılığıni revizyonk için İdeal vakit ilk bir İki saattir. Bu vakit diliminde müdahale edilmeyen kırıklarda ödem oluşma riski meydana gelir. Ödemli burunda burnun biçimini teşhis edip değerlendirmek zor olacağı için müdahale 3-5 gün ardındanna ertelenir. Burun kırığı ameliyatı için 2 haftadan çok vakit müdahale edilmezse kemikte kaynama oluşacaktır.  Burun kemiğinde kaynama meydana gelen hallerde ameliyat 3 ay sonra burun estetiği yöntemleri ile gerçekleştirilir.
Burun kırıklarına müdahale de, çocukların uyutulması gerekebilir ancak erişkinlerde fazlalıkla lokal anestezi tüketilir.  Burun lokal anestezi ile uyuşturulduktan sonra, bir yandan burun içine sokulan elevatör ile, diğer taraftan da dışarıdan elle burun kemikleri eski biçimine getirilmeye çalışılır. Burun kemikleri yerine oturtulduktan sonra burun içerisinden tamponlarla desteklenmesi gerekmektedir. Tampon olarak genelde antibiyotik emdirilmiş gazlı bez konulur. Burun kemiklerinin dışarıdan da desteklenmesi gerekmektedir. Bunun için dışarıdan alçı veya flasterler kullanmak mümkün. Müdahele sonucunda hastaya antiinflamatuar ve ağrı kesici verilir.
Burun kırığı düzeltildikten sonra ilgi edilmesi gereken en mühim mevzu burunu bilhassa ilk üç ay yeni vuruşlerden güvenliğini sağlamaktır.
Daha fazla bilgi için estetik burun ameliyatı sayfasına bakabilirsiniz.
0 notes
urfaobjektif-blog · 6 years
Photo
Tumblr media
İleri yaşta kemik erimesi kırıklara sebep oluyor
Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam, birçok hastalığı beraberinde getiriyor. Gençlik döneminde tam dolmayan kalsiyum depoları ve yaşlandıkça azalan refleksler, ilerleyen yıllarda karşımıza kemik kırıklarını çıkarabiliyor. Bu durum da hastayı fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan çok fazla etkiliyor. Memorial Ankara Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Hakan Özsoy, ileri yaş kemik kırıkları ve alınması gereken önlemlerle ilgili bilgi verdi.
Kemikleriniz zamana yenilmesin
İleri yaşlarda görülen kırıklar, kemiklerin yapısal olarak zayıflamasından dolayı osteoporoza yani kemik erimesine bağlı olarak meydana gelen kırıklardır. Kadınlarda 70, erkeklerde 80 yaşından sonra daha sık görülmektedir. En çok düşmeye bağlı el bileği kırıkları, omurgada, sırtta oluşan kırıklar ve genelde evde düşme sonucu oluşan kalça kırıkları görülmektedir.
D vitamini ve kalsiyum depolayın!
Kemik erimesine bağlı kırıkları önlemenin en önemli yolu, erken yaşlarda kişinin yeterli D vitamini ve kalsiyum almasıdır. Genç erişkin çağda kalsiyum depoları yeteri kadar dolarsa ileri yaşta kemik erimesiyle karşılaşma ihtimali azalmaktadır. Kırıkların hızlı bir şekilde kaynaması için vücudun 1 veya 1.5 gram kalsiyuma ihtiyacı vardır. Günde 1-2 bardak süt içmek ya da süt ürünü tüketmek yeterli kalsiyum almamıza yardımcı olmaktadır.
Ev kazalarına dikkat!
Kemik erimesi olan ileri yaştaki bireylerde ev kazalarına çok sık rastlanmaktadır. Kişilerin görme kalitelerinin, yürüme dengelerinin yaşla bozulması en temel nedenlerdir. Ev kazalarını önlemek için kişilerin yürürken yoluna çıkabilecek objeleri ortadan kaldırması, geceleri belli ölçüde ışıkları açık tutması ve eşiklere dikkat etmesi gerekmektedir. Saçaklı halılar, paspaslar kullanılmamalı, gerekirse bir baston ile yürünmelidir. Yaşlı hastalarda kemik erimesi tedavisi de oldukça önemlidir. Bu hastalarda basit ev içi egzersizler ve denge egzersizleri faydalıdır. Kemik erimesini önlemek için yetişkinlikte günde en az 10 bin adım atılmalı, kişiye uygun spor ve fiziksel aktivite yapılmalıdır.
Kalça kırıklarında altın süre 48 saat
İleri yaşlarda meydana gelen kırıkların çoğu ameliyatla tedavi edilmektedir. Özellikle kalça kırıklarında amaç hastayı yeniden yürüyebilir duruma getirmektir. Kalça kırığı hayati aciliyeti olan bir kırıktır. Bu kırıklarda ameliyat için 48 saat geçirilmemelidir. Hayati bir akciğer enfeksiyonu ya da şeker hastalığı olmayan yaşlı bir birey mümkünse 24 saat içinde değilse 48 saat içinde mutlaka ameliyat edilmeli, hasta en kısa sürede ayağa kaldırılıp yürütülmelidir.
Sigaradan uzak durun
Yetişkin hastalarda kırıkların kaynamasını en çok geciktiren etken sigara kullanımıdır. Özellikle yetişkin bireylerde sigara kullanımından dolayı kırık kaynamasında gecikme görülmektedir. Hastada ağır bir şeker hastalığı, dolaşım bozukluğu veya damarsal bir hastalık varsa kemiğin kaynaması gecikmektedir. Hızlı bir iyileşme için öncelikle kaynamamanın sebebi tespit edilmeli ve karşılaşılan sorun giderilmelidir.
İleri yaşta kemik erimesi kırıklara sebep oluyor
0 notes
feminenn-blog · 7 years
Text
Magazin, Sağlık ve Kadın'a dair her şey...
http://feminenn.com/sac-dokulmesi-hangi-hastaliklarin-belirtisidir/ Saç dökülmesi hangi hastalıkların belirtisidir?
İnsanlık tarihi boyunca tüm kültürlerde güzellik ve sağlığın sembolü oldu saçlar. Bu nedenle saçlar tel tel dökülmeye başladığında hemen herkesi bir telaş almaya başlıyor. Hatalı bakım uygulamak saç dökülmesinin en sık görülen sebebini oluşturuyor ve bu alışkanlıktan vazgeçildiğinde tekrar eskisi gibi gür saçlara kavuşmak mümkün oluyor. Ancak saç dökülmesi; saç teli ve saçlı deri hastalıkları, tiroit veya anemi gibi önemli hastalıkların da işareti olabiliyor.
Bu yüzden saç dökülmesinin kesinlikle hafife alınmaması gerektiğine dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Tükenmez Demirci saçların rutin bir dökülme düzeni olduğunu ve günde 50-100 adet saç teli dökülmesinin olağan kabul edildiğini belirterek, “Ancak dökülme bu sayının üzerine çıktığında, saçı hafif çekmekle ele 4-5 adet ve daha fazla saç teli geldiğinde ya da alın ile tepe bölgelerinde fark edilen seyrelmeler başladığında mutlaka bir uzmana başvurmak gerekiyor” diyor. 
Kalıtsal saç kaybı (Androgenetik alopesi)
Kalıtsal saç kaybı en sık gözlenen saç dökülmesi tipini oluşturuyor. Bu dökülmede genetik yatkınlık ve androjen hormonlarının (erkeklerde) özellikle dihidrotestesteronun rol oynadığı belirtiliyor. Kalıtsal saç kaybında, erkeklerde, alındaki saç çizgisi geriye doğru çekiliyor ve saçlı deri tepe kısmından  açılıp, seyreliyor. Kadınlarda ise alın çizgisinde açılma olmadan saçlı deride, özellikle tepeden çevreye doğru saçlarda incelme ve seyrelme görülüyor.
Tablet, sprey ve solüsyon şeklinde ilaçlar ile bazı destekleyici dermokozmetik ürünler kullanılarak saç dökülmesi süreci ertelenip, etkilenmeyen saçların kısmen korunması sağlanabiliyor. Saçların tamamen kaybolup kalıcı kelliğin oluştuğu durumlarda ise saç ekimi uygun kişiler için iyi bir tedavi yöntemini oluşturuyor.  
Hatalı diyetler
Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Tükenmez Demirci özellikle hatalı yapılan dengesiz diyetlerin ve proteinden fakir beslenmenin saçlarda güçsüzlük, kırıklarda artış ve saç dökülmelerine yol açabildiğini söylüyor. Saçın yapısı olan keratin maddesinin vücutta sentezlenmesi için bazı temel proteinlerin besinler aracılığıyla, vücuda yeterli miktarda alınmaları gerekiyor. Vücudun ihtiyacı olan protein miktarı alınmadığında ise saç dökülmesi başlıyor.
Mantar hastalıkları
Saçlı deriyi tutan mantar hastalıkları genellikle çocuklarda görülse de, yetişkinlerde de saç dökülmesine neden olabiliyor ve tedavi edilmezse kalıcı kellik oluşabiliyor.
Bazı ilaçlar 
Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Tükenmez Demirci bazı ilaçların saç dökülmesi gibi yan etkileri olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Kan sulandırıcılar, artrit, gut, depresyon, kalp hastalıkları  ve yüksek tansiyon için kullanılan bazı  ilaçlar saçları dökebiliyor. Ayrıca  doğum kontrolü için kullanılan ilaçların bazen kullanımları kesildiğinde saç dökülmesi gözlenebiliyor.  Vücut yapılandırma için kullanılan bazı ilaçlar da yine saç dökülmesine neden olabiliyor. “
Alopesi Areata (Saçkıran hastalığı)
Halk arasında saçkıran hastalığı olarak bilinen ve otoimmün bir hastalık olan alopesi areata özellikle ağır stresli durumlarda ortaya çıkıyor. Saçlı deride, bazı hastalarda ise kaş, kirpik ve sakallar da dahil tüm vücut kıllarında, vücudun kendi ürettiği bir takım otoantikorlar yüzünden oval şeklinde dökülmelere yol açıyor.
Genetik yatkınlık, nörolojik faktörler, enfeksiyonlar ile stres gibi etkenlerin hastalığı tetiklediği düşünülse de altta yatan etken henüz tam olarak aydınlığa kavuşmadı.  Kalıcı kelliğe neden olmayan bu hastalık uzun sürerse tedavi gerekebiliyor. 
Ağır stresli durumlar
Ağır stresli durumlarda saç dökülmesine sıklıkla rastlanıyor. Stres vücudumuzda çeşitli stres hormonlarının salgılanmasına neden olarak iç dengenin bozulmasına ve bunun sonucunda birçok hastalığın ortaya çıkmasına  yol açıyor. Bu hastalıklar da saçları dökebiliyor. 
Aşırı kilo kayıpları 
Aşırı kilo kayıplarının sonrasında  saçların  dökülmesi sıklıkla gelişen bir durum. Bunun nedeni ise aşırı kilo kaybında telofen effluvium olarak adlandırılan doğal dökülme evresindeki saç oranının ve dökülme süresinin uzaması. Saçlardaki dökülme ortalama 3-6 ay kadar devam edip, sonrasında durabiliyor.
Yüksek dozda A vitamini 
Yüksek dozda A vitamini almak da yoğun bir saç dökülmesiyle sonuçlanabiliyor. A vitamini alımı durduktan sonra saç dökülmesi de sona eriyor.
Anoreksi ve bulimia 
Anoreksi ve bulimia gibi yeme bozuklukları olan hastalarda beslenmeyle alınması gereken demir, vitamin, protein ve çinko gibi elementlerin eksikliğine bağlı saç dökülmesine sıklıkla rastlanıyor. Bu hastalıklar tedavi edildiğinde saç dökülmesi duruyor ve kaybedilen saçlar tekrar yerine geliyor.
Sistemik hastalıklar
Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Gülşen Tükenmez Demirci yaklaşık 30’dan fazla sistemik hastalığın saçları dökebildiğine işaret ederek, “Altta yatan etken genellikle tiroit hastalıkları ve anemi oluyor” diyor. Ağır cerrahi işlemler, yüksek ateşli hastalıklar, ağır geçirilen enfeksiyon hastalıkları ve bazen ağır bir gribal enfeksiyon sonrasında da yoğun saç dökülmeleri gözlenebiliyor. Doç. Dr. Gülşen Tükenmez Demirci bu hastalıkların tespit edilmesi ve tedaviye başlanmasının ardından saç dökülmesinin durabildiğini belirtiyor. 
Hormonal değişimler
Saç dökülmesinin bir başka nedeni de, hormonal değişiklikler. Özellikle doğum sonrasında gözlenen saç dökülmeleri, hamilelik hormonunun yerini tekrar östrojen hormonuna bırakmasıyla gerçekleşiyor. Birkaç ay kadar yoğun saç dökülmesi olağan kabul ediliyor. Ancak uzun sürdüğü durumlarda dermatologlara danışmak gerekiyor. Ayrıca menopozla birlikte de saçlarda dökülme sorunu gelişebiliyor. Bir süre sonra saç dökülmesi dursa da saç yoğunluğu menopoz  öncesi yoğunluğuna tekrar ulaşamayabiliyor.
Demir eksikliği 
Demir eksikliği saç dökülmesinin başlıca sorumluları arasında yer alıyor. Diyetle yeteri kadar demir alınmaması veya demirin emiliminde sorun olan hastalarda saç dökülmesi şikayetine çok sık rastlanıyor. 
Sikatrisyel Alopesi
Kalıcı kellik şeklinde gelişiyor, saçlı derinin belirli bir bölgesine lokalize veya yaygın olabiliyor.  Bu hastalıkta saç köklerinde kalıcı bir hasar oluşuyor. Dökülen saçların yerlerinde tekrar saç çıkması mümkün olmadığı için dermatoloji uzmanları tarafından hastalık ilerlemeden tedaviye başlanması büyük önem taşıyor.
Hatalı saç bakımına dikkat!
Saç dökülmesinin altında yatan etken günlük hatalı saç bakım uygulamaları da olabiliyor. 
Saçları çok fazla şampuanlamak
Çok sık saç boyatmak, düzleştirici gibi bazı yöntemlerle saçları şekillendirmek ve sıcak fön uygulamak saç kırılmalarına ve kopmalara yol açabiliyor. 
Saçlar ıslakken taramak
Islakken elastikiyeti arttığı için saçlar kolayca zarar görebiliyor. Bu nedenle özellikle ıslakken çok fazla tarak darbeleriyle saçları taramak ve fırçalamak saç kırılmalarına neden olabiliyor. 
At kuyruğu yapmak
Saçları çok gergin bir şekilde çekerek  lastikle at kuyruğu yapmak, saçların alın çizgisini geriye çekerek, traksiyonel alopesi olarak adlandırılan saç kayıplarına neden olabiliyor. Aynı şekilde sıkı ve gergin yapılan saç örgüleri, saçlara küçük kliplerle eklenen saçlar da saç köklerine çekme kuvvetiyle zarar verebiliyor.  
#AşırıSaçDökülmesiKanserBelirtisi, #HangiKanserdeSaçDökülür, #KanserSaçDökerMi, #SaçlarınDökülmesiNeyeIşaret, #YoğunSaçDökülmesi Magazin, Sağlık ve Kadın'a dair her şey...
0 notes