Tumgik
#ilyada destanı
barisyildirrimm · 5 months
Note
1-En sevidiğin
2-Hayatının dönüm noktası diyebileceğin
3-Önerdiğin
Yukarıdaki üç başlık adı altında kitap önerebilir misin? (İstersen film de ekleyebilirsin ama kitap mutlaka olsun)
Şimdiden teşekkürler
1- Sabahattin Ali ~ Kürk Mantolu Madonna
2- Grigory Petrov ~ Beyaz Zambaklar Ülkesinde (Atatürk’ün ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emrettiği bir kitap.)
3- Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
Sabahattin Ali - İçimizdeki Şeytan
Grigoriy Petrov - Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Amin Maalouf - Semerkant
Mithat Cemal Kuntay - Üç İstanbul ( Ağır ama sürükleyici)
Homeros - İlyada Destanı ( Fazlasıyla ağır sayfaları tekrar tekrar okuman gerekli anlaman için ve büyük fikir adamalarının okuduğu bir kitapmış.)
Peyami Safa - Yalnızız
Gılgamış Destanı ( Tek okumada bitirilecek bir kitap)
11 notes · View notes
diyariedebiyat · 2 years
Text
İLYADA
İLYADA Okuyacağınız metin, Homeros tarafından MÖ IX. yy.da derlenen İlyada destanından alınmıştır. Bu metin, Troya Savaşı’nın ve İlyada destanının başkahramanı Akhilleus ile Troyalıların kahramanı Hektor arasındaki mücadelenin anlatıldığı bölümdür. Metinde sadece insanlar değil yarı tanrılar ve tanrılar da olay örgüsünün içinde yer alır. Yunanlılara ait İlyada destanı, Akhaların Troya şehrini…
Tumblr media
View On WordPress
3 notes · View notes
yorgunherakles · 3 years
Photo
Tumblr media
yüreği kararmıştı, çehresi bulutluydu, bedeninde keder vardı.
gılgamış destanı - birinci tablet
16 notes · View notes
anzacdaygallipoli · 2 years
Text
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya - Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/mitolojiyle-tarihin-kesisim-noktasi-troya.html
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya
Tumblr media Tumblr media
İlk olarak isim konusunu netleştirelim. Troya mı Truva mı? Bölgeye ait en önemli kaynak, Homeros’un ‘İlyada Destanı’. Bu metinde de bölgeye verilen ad; ‘Troia’. Dünyaca bilinen adı bu. Türkçe okunuşu da ‘Troya’. Öyleyse Truva nereden gelmiş? Halk arasında söyleme kolaylığı nedeniyle meydana çıkmış bu kelime. Özetle; bilimsel adı Troya, halk arasındaki adı Truva. Troya Antik Kenti Çanakkale il sınırları içinde.
Tumblr media
Bu kadar tanınır olmasının nedeni elbette barındırdığı kabul edilen derin tarih ama destanlara konu olan hikâyesi, filmleri ve çalınan hazineleri de şöhretinin sebepleri arasında. Troya, şu an olduğu gibi antikçağda da çok önemli bir yere sahipmiş. Nedeniyse Çanakkale Boğazı. O zamanlarda da ticaret yolu olarak kullanılan bu güzergâh sayesinde kentin çok zengin ve popüler olduğu düşünülüyor. Zenginliği sadece ticaret yolu olmasına da bağlı değil. Kaz Dağları ve altındaki altın madenleri de bu zenginliğin kaynaklarındanmış. Troya’dan çıkarılan hazinelerden de bugünkü maden yataklarından da anlaşılacağı üzere bölgede çok miktarda altın olduğu düşünülüyor. Günümüzden 5 bin 600 yıl öncesine dayanan Troya’yı aslında en popüler yapan şey, mitolojideki Troyalı Paris’in, Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’i kaçırması ve ardından başlayan Troya Savaşı. Savaş 10 yıl sürmüş ve ‘İlyada Destanı’nda bu savaşın sadece son 51 günü anlatılmış. Bu savaşı, bu kadar popüler yapan şey de içine savaşçıların saklandığı tahta at.
Tumblr media
Bu atla Troya ele geçirilmiş ve şehir yerle bir olmuş. Peki, şehirden kaçmayı başaran Prens Aeneas’ın buradan Roma’ya ulaştığını ve burada Roma İmparatorluğu’nu kurduğunu biliyor muydunuz? Yani günümüz İtalya’sını oluşturanlar da Troyalı. Buradan bile bir tahta ata sığdırılamayacak öneme sahip olduğunu gördüğümüz Troya’nın maalesef ilk yıllarda kıymetini bilememişiz. 1868-1873 yılları arasında Heinrich Schliemann tarafından yapılan kazılar sonucunda bulunan Troya hazinesi yurtdışına, Yunanistan’a kaçırılmış. Olay duyulunca Osmanlı devleti geri almaya çalışmış ancak maalesef hazine Schliemann tarafından saklanarak Louvre Müzesi’ne taşınmış. Heinrich Schliemann burada da durmamış ve önce İngiltere, ardından da Berlin Müzesi’ne bağışlamış hazineyi. Berlin’deki hazine son olarak 2. Dünya Savaşı ganimeti olarak Ruslar tarafından alınmış. Halen Rusya’da tutulan hazineler için istekte bulunduk ve lobi çalışmaları devam ediyor. Ancak bu tür girişimlerden sonuç almak uzun yıllar sürebiliyor. Bu esnada 2012 yılında Troya hazinesinin çok küçük bir kısmı, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Pensilvanya Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi’nde (Penn) bulunmuş ve bu 24 parça altın takı aynı yıl ülkemize getirilmiş.
Tumblr media
Erken tunç çağına tarihlenen altın takılar Troya Müzesi’nde görülebilir. Troya Müzesi demişken, ülkemize çok yakışan çok güzel bir müze var kazı alanında. 2019’da açıldı; üç katının her birinde Troya’ya ve çevrede yapılan kazılara ait birçok tarihi eseri görebilirsiniz. Her yaşa hitap eden bu çağdaş müze ve antik kent için Müze Kart geçerli. Gitmişken sadece bu iki yeri değil de bölgedeki diğer önemli ören yerlerini de görmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle Roma döneminin Alexandria Troas’ını, Athena Tapınağı’nı, Akhilleus’un, Patraklos’un ve Ajax’ın mezarlarını listenize ekleyin derim.
4 notes · View notes
uzunburakefendi · 3 years
Photo
Tumblr media
. "Herkesin günü belirlidir, her insanın ömrü kısadır, değişmez bu. Ama başarılarıyla yaymak ününü, ancak erdeme düşen bir iştir." syf.340 . "Zaman, kötü günlerin kaypak gidişini mutluluğa, döndürüverir çok defa. Kader adımlarını almaşalı atarak oyun eder insanlara, oturtur yeni baştan sağlam bir yere onları." syf.376 Troya yenilgisinden sonra ailesi ve yandaşlarıyla barınacakları yeni bir yer arayan Aeneas'ın çeşitli badirelerle İtalya'ya varışını anlatan Roma'nın kuruluş destanıdır. Ben böyle kısaca yazdım ama araya tanrılar, tanrıçalar, yeraltı dünyası, kızgın sular filan giriyor, ortalık karışık. Roma İmparatoru Augustus istemiş Vergilius'tan bu destanı yazmasını, Roma yücelsin, kültürel olarak Yunan baskısından kurtulsun, havalı bir geçmişimiz olsun istemiş. Virgil abimiz de mitolojik unsurların adını değiştirip kurgulayarak "işte bu bizim hikâyemiz" demiş. Zeus Jüpiter'e, Poseidon Neptün'e filan dönüşüyor. Tabii bu dönüşüm iyi anlatılmış bir destan olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Homeros'un İlyada ve Odysseia'larından sonra okunması, Aeneis'in daha iyi anlaşılmasını ya da Aeneis'ten daha çok keyif alınmasını sağlayabileceği de ayrı bir gerçek bana göre. Ki ben okumuştum. #vergilius #aeneis #çeviri #türkanuzel #jaguarkitap #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri #destan #aeneas #publiusvergiliusmaro https://www.instagram.com/p/CVlT90JtQWI/?utm_medium=tumblr
5 notes · View notes
bernamegeh · 5 years
Text
İlyada Destanı
İlyada (Yunanca: Ἰλιάς, Iliás), Homeros’un Troya Savaşı’nı anlatan destanıdır. Yunanca’da Odise ile birlikte en eski edebiyat olduğu düşünülen epik bir şiirdir. Eldeki veriler ışığında Homeros tarafından MÖ 7. ya da 8. yüzyılda yazıldığı düşünülen Antik Yunan edebiyatının temel eserlerinden biridir.
Homeros, “İlyada”sında Troya Savaşı’nın tamamını anlatmamaktadır. 24 bölüm ve 16.000’den fazla…
View On WordPress
0 notes
turkeytraveltours · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/mitolojiyle-tarihin-kesisim-noktasi-troya.html
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya
Tumblr media Tumblr media
İlk olarak isim konusunu netleştirelim. Troya mı Truva mı? Bölgeye ait en önemli kaynak, Homeros’un ‘İlyada Destanı’. Bu metinde de bölgeye verilen ad; ‘Troia’. Dünyaca bilinen adı bu. Türkçe okunuşu da ‘Troya’. Öyleyse Truva nereden gelmiş? Halk arasında söyleme kolaylığı nedeniyle meydana çıkmış bu kelime. Özetle; bilimsel adı Troya, halk arasındaki adı Truva. Troya Antik Kenti Çanakkale il sınırları içinde.
Tumblr media
Bu kadar tanınır olmasının nedeni elbette barındırdığı kabul edilen derin tarih ama destanlara konu olan hikâyesi, filmleri ve çalınan hazineleri de şöhretinin sebepleri arasında. Troya, şu an olduğu gibi antikçağda da çok önemli bir yere sahipmiş. Nedeniyse Çanakkale Boğazı. O zamanlarda da ticaret yolu olarak kullanılan bu güzergâh sayesinde kentin çok zengin ve popüler olduğu düşünülüyor. Zenginliği sadece ticaret yolu olmasına da bağlı değil. Kaz Dağları ve altındaki altın madenleri de bu zenginliğin kaynaklarındanmış. Troya’dan çıkarılan hazinelerden de bugünkü maden yataklarından da anlaşılacağı üzere bölgede çok miktarda altın olduğu düşünülüyor. Günümüzden 5 bin 600 yıl öncesine dayanan Troya’yı aslında en popüler yapan şey, mitolojideki Troyalı Paris’in, Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’i kaçırması ve ardından başlayan Troya Savaşı. Savaş 10 yıl sürmüş ve ‘İlyada Destanı’nda bu savaşın sadece son 51 günü anlatılmış. Bu savaşı, bu kadar popüler yapan şey de içine savaşçıların saklandığı tahta at.
Tumblr media
Bu atla Troya ele geçirilmiş ve şehir yerle bir olmuş. Peki, şehirden kaçmayı başaran Prens Aeneas’ın buradan Roma’ya ulaştığını ve burada Roma İmparatorluğu’nu kurduğunu biliyor muydunuz? Yani günümüz İtalya’sını oluşturanlar da Troyalı. Buradan bile bir tahta ata sığdırılamayacak öneme sahip olduğunu gördüğümüz Troya’nın maalesef ilk yıllarda kıymetini bilememişiz. 1868-1873 yılları arasında Heinrich Schliemann tarafından yapılan kazılar sonucunda bulunan Troya hazinesi yurtdışına, Yunanistan’a kaçırılmış. Olay duyulunca Osmanlı devleti geri almaya çalışmış ancak maalesef hazine Schliemann tarafından saklanarak Louvre Müzesi’ne taşınmış. Heinrich Schliemann burada da durmamış ve önce İngiltere, ardından da Berlin Müzesi’ne bağışlamış hazineyi. Berlin’deki hazine son olarak 2. Dünya Savaşı ganimeti olarak Ruslar tarafından alınmış. Halen Rusya’da tutulan hazineler için istekte bulunduk ve lobi çalışmaları devam ediyor. Ancak bu tür girişimlerden sonuç almak uzun yıllar sürebiliyor. Bu esnada 2012 yılında Troya hazinesinin çok küçük bir kısmı, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Pensilvanya Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi’nde (Penn) bulunmuş ve bu 24 parça altın takı aynı yıl ülkemize getirilmiş.
Tumblr media
Erken tunç çağına tarihlenen altın takılar Troya Müzesi’nde görülebilir. Troya Müzesi demişken, ülkemize çok yakışan çok güzel bir müze var kazı alanında. 2019’da açıldı; üç katının her birinde Troya’ya ve çevrede yapılan kazılara ait birçok tarihi eseri görebilirsiniz. Her yaşa hitap eden bu çağdaş müze ve antik kent için Müze Kart geçerli. Gitmişken sadece bu iki yeri değil de bölgedeki diğer önemli ören yerlerini de görmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle Roma döneminin Alexandria Troas’ını, Athena Tapınağı’nı, Akhilleus’un, Patraklos’un ve Ajax’ın mezarlarını listenize ekleyin derim.
0 notes
anzacday2015 · 2 years
Text
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya
İlk olarak isim konusunu netleştirelim. Troya mı Truva mı? Bölgeye ait en önemli kaynak, Homeros’un ‘İlyada Destanı’. Bu metinde de bölgeye verilen ad; ‘Troia’. Dünyaca bilinen adı bu. Türkçe okunuşu da ‘Troya’. Öyleyse Truva nereden gelmiş? Halk arasında söyleme kolaylığı nedeniyle meydana çıkmış bu kelime. Özetle; bilimsel adı Troya, halk arasındaki adı Truva. Troya Antik Kenti Çanakkale il…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
traveltourstrips · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/mitolojiyle-tarihin-kesisim-noktasi-troya.html
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya
Tumblr media Tumblr media
İlk olarak isim konusunu netleştirelim. Troya mı Truva mı? Bölgeye ait en önemli kaynak, Homeros’un ‘İlyada Destanı’. Bu metinde de bölgeye verilen ad; ‘Troia’. Dünyaca bilinen adı bu. Türkçe okunuşu da ‘Troya’. Öyleyse Truva nereden gelmiş? Halk arasında söyleme kolaylığı nedeniyle meydana çıkmış bu kelime. Özetle; bilimsel adı Troya, halk arasındaki adı Truva. Troya Antik Kenti Çanakkale il sınırları içinde.
Tumblr media
Bu kadar tanınır olmasının nedeni elbette barındırdığı kabul edilen derin tarih ama destanlara konu olan hikâyesi, filmleri ve çalınan hazineleri de şöhretinin sebepleri arasında. Troya, şu an olduğu gibi antikçağda da çok önemli bir yere sahipmiş. Nedeniyse Çanakkale Boğazı. O zamanlarda da ticaret yolu olarak kullanılan bu güzergâh sayesinde kentin çok zengin ve popüler olduğu düşünülüyor. Zenginliği sadece ticaret yolu olmasına da bağlı değil. Kaz Dağları ve altındaki altın madenleri de bu zenginliğin kaynaklarındanmış. Troya’dan çıkarılan hazinelerden de bugünkü maden yataklarından da anlaşılacağı üzere bölgede çok miktarda altın olduğu düşünülüyor. Günümüzden 5 bin 600 yıl öncesine dayanan Troya’yı aslında en popüler yapan şey, mitolojideki Troyalı Paris’in, Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’i kaçırması ve ardından başlayan Troya Savaşı. Savaş 10 yıl sürmüş ve ‘İlyada Destanı’nda bu savaşın sadece son 51 günü anlatılmış. Bu savaşı, bu kadar popüler yapan şey de içine savaşçıların saklandığı tahta at.
Tumblr media
Bu atla Troya ele geçirilmiş ve şehir yerle bir olmuş. Peki, şehirden kaçmayı başaran Prens Aeneas’ın buradan Roma’ya ulaştığını ve burada Roma İmparatorluğu’nu kurduğunu biliyor muydunuz? Yani günümüz İtalya’sını oluşturanlar da Troyalı. Buradan bile bir tahta ata sığdırılamayacak öneme sahip olduğunu gördüğümüz Troya’nın maalesef ilk yıllarda kıymetini bilememişiz. 1868-1873 yılları arasında Heinrich Schliemann tarafından yapılan kazılar sonucunda bulunan Troya hazinesi yurtdışına, Yunanistan’a kaçırılmış. Olay duyulunca Osmanlı devleti geri almaya çalışmış ancak maalesef hazine Schliemann tarafından saklanarak Louvre Müzesi’ne taşınmış. Heinrich Schliemann burada da durmamış ve önce İngiltere, ardından da Berlin Müzesi’ne bağışlamış hazineyi. Berlin’deki hazine son olarak 2. Dünya Savaşı ganimeti olarak Ruslar tarafından alınmış. Halen Rusya’da tutulan hazineler için istekte bulunduk ve lobi çalışmaları devam ediyor. Ancak bu tür girişimlerden sonuç almak uzun yıllar sürebiliyor. Bu esnada 2012 yılında Troya hazinesinin çok küçük bir kısmı, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Pensilvanya Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi’nde (Penn) bulunmuş ve bu 24 parça altın takı aynı yıl ülkemize getirilmiş.
Tumblr media
Erken tunç çağına tarihlenen altın takılar Troya Müzesi’nde görülebilir. Troya Müzesi demişken, ülkemize çok yakışan çok güzel bir müze var kazı alanında. 2019’da açıldı; üç katının her birinde Troya’ya ve çevrede yapılan kazılara ait birçok tarihi eseri görebilirsiniz. Her yaşa hitap eden bu çağdaş müze ve antik kent için Müze Kart geçerli. Gitmişken sadece bu iki yeri değil de bölgedeki diğer önemli ören yerlerini de görmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle Roma döneminin Alexandria Troas’ını, Athena Tapınağı’nı, Akhilleus’un, Patraklos’un ve Ajax’ın mezarlarını listenize ekleyin derim.
0 notes
edebiyasa · 2 years
Text
Destan Nedir? Destan Dönemleri, Destan Özellikleri ve Türleri
Tumblr media
Destan Nedir toplumu derinden etkileyen olayların (savaş, kahramanlık, göç) olağanüstü şekilde anlatılmasıdır. Sözlü edebiyat ürünüdür. Doğal Destan ve yapma Destan Nedir sorusu olarak destanı ikiye ayrılmıştır. Destan dönemleri, destan özellikleri ve türlerini isterseniz Edebiyasa.com farklıyla açıklayalım.. Doğal destan nedir ve yapma destanın özellikleri: - Doğal destan çok eski dönemlerde oluşmuştur. Yapma destan daha yakın dönemi kapsar. - Doğal destan yazının olmadığı dönemlere dayanır, sözlü edebiyat ürünüdür. Yapma destan yazılı edebiyatın bir ürünüdür. - Doğal destan anonimdir. Yapma destanın şairi vardır. Doğal ve yapay ( yapma ) destanın farklarını sizlere aktardık. Yabancı devletlere ait önemli " doğal destan " açıklayalım. Yabancı Devletlere Ait Önemli " Doğal " Destanlar - Alman: Nibelingen Destanı - Rus: İgor Destanı - Yunan: İlyada Destanı, Odessa Destanı - Fin: Kalevala Destanı - Hint: Ramayana Destanı, Mahabbarata Destanı - Japon: Şinto Destanı - İngiliz: Boewolff Destanı - Fransız: Chanson de Roeland Destanı - İspanyol: La Cid Destanı - İran: Şehname Destanı - Sümer: Gılgamış Destanı Yapay ( Yapma ) Destanlar Örnekleri - Üç Şehitler Destanı – Fazıl Hüsnü Dağlarca - Kurtuluş Savaşı Destanı (Kuvay-ı Milliye Destanı) – Nazım Hikmet Ran - Çanakkale Destanı – Mehmet Akif Ersoy - Genç Osman Destanı – Kayıkçı Kul Mustafa - Kurtarılmış Kudüs Destanı – TASSO - Kaybolmuş Cennet Destanı – Nilton - İlahi Komedya Destanı – Dante Doğal Destanın Oluşum Aşamalar 1- Çekirdekleme Toplumu derinden etkileyen bir olay olacak. Ve bu olay bir kahraman tarafından ortadan kaldırılacak. 2- Oluşum - Yayılma Olayın yayılma aşamasıdır. Halk, kendinden bir şeyler ekleyerek bölüm bölüm farklı coğrafyalarda anlatılır. Bu sayede anonim bir geçişe boyut kazandırmışlardır. 3- Derleme - Toplama Halk arasında anlatılan bu olaylar usta bir şair tarafından bir araya getirilecek. Bu yazımıza " Mesnevi nedir? Türk Edebiyatında Mesneviler " göz atabilirsiniz..
Türk Doğal Destanları
İslamiyet'ten Önce Türk Destanlar - Altay Türklerine Ait Destanlar; Yaradılış Destanı - Maaday Kara Destanı - Ural Batr Destanı - İskit/Sakalara Ait Destanlar : Alp Er Tunga Destanı - Şu Destanı - Hunlara Ait Destanlar : Oğuz Kağan Destanı - Köktürklere Ait Destanlar : Ergenekon Destanı - Bozkurt Destanı - Bozkurt Destanı : Türeyiş Destanı - Göç Destanı İslamiyet'ten Sonra Türk Destanlar - Satuk Buğra Han Destanı (Karahanlılar) - Battal Gazi Destanı (Selçuklu – Osmanlı) - Danişment Gazi Destanı (Selçuklu – Osmanlı) - Manas Destanı (Kırgızlar) - Timur Destanı (Altınordu) - Edige Destanı (Altınordu) - Cengiz Han Destanı (Moğol) Dede Korkut ( Korkut Ata ) Kimdir? sorusuna bu makalemizde cevapladık. Göz atabilirsiniz.
Türk Destanlarındaki Tipler
- İslamiyet’ten önce Alp – Sonra Alperen - Bilge Devlet Adamı - Kadın - At Battal Gazi’nin atı: Aşkar Manas’ın atı: Ak Kula Köroğlu’nun atı: Kırat
Türk Destanlarında Motifler
- Bozkurt / Gök Börü - Kutsal Işık - Kutsal Dağlar - Kutsal Mağara - Düş (Rüya) - Kırklar (40 Sayısı) - Kutsal Ağaç - At - Ok ve yay - Demir - Pir (İ.S) - Hızır (İ.S) Read the full article
1 note · View note
falsantraliblog · 2 years
Photo
Tumblr media
Fal Çeşitleri Hakkında Bilgiler – 2
Fal Çeşitleri Hakkında Bilgiler
Çay Falı
En eski fal çeşitlerinden biri olan Çay falı, 5000 yıllık bir tarihe sahiptir. Ayrıca hemen hemen her kültüre girmiştir. Hatta toplumların kültürüne göre değişiklikler göstermiş ve günümüze kadar gelmiştir. Aslında genel anlamda kahve falı ile pek çok benzerlik gösterir. Fincan içerisinde kalan çay kalıntıları yorumlanarak Çay falı bakılır. Lakin bu falda şekiller çok belirgin değildir ve bundan dolayı bakılması oldukça zordur. Hatta bakan kişinin aynı zamanda sezgilerinin son derece güçlü olması gerekir.
Çay falı bakmanın birkaç farklı yolu vardır. Özellikle kendine özgü bir fincanı vardır ve bu fincanla bakım yapılır. Bir takım tılsımların bulunduğu bu fincan aracılığı ile fal daha iyi bakılacaktır. Demlenen çay, fincana doldurulduktan sonra önce kokusu alınır. Bunun yanında akıldan bir niyet geçirilir. Ardından içilir ve üzeri kapatılır. Artık soğuması beklenir. Bardak soğuyunca açılır ve çay yaprakları üzerinden yorumlar yapılır.
Bakla Falı
İsminden de anlaşıldığı üzere baklagiller ile bakımı yapılır. Kullanılan bakla miktarı aynı zamanda faldan fala değişim gösterebilir. Ancak genel anlamda 21 adet bakla kullanılır. Bakla dışında özellikle kullanılan bir takım taşlar da vardır. Üstelik bu taşlar da falın enerjisini oldukça yükseltir. Bununla birlikte bazen düğme kullanıldığı da görülür. Özellikle kullanılan renkler vardır çünkü her renk farklı bir enerji taşır. İlk olarak tüm malzemeler eksiksiz bir şekilde toplanır. Ardından bakacak falcı, fala bakmaya başlayacaktır. Ne yazık ki her gün bakılabilecek bir fal çeşidi değildir. Bundan dolayı birkaç gün geçmesi gerekir.
Masanın üzerine bir bez serilir. Bununla birlikte malzemeler hafifçe masaya dağılır. Bu esnada öncelikle fal baktıran kişi bir niyet tutar. Düşündüğü şeyleri içinden geçirir. Son olarak falcı, baklaların dağılış şekline göre yorumlamaya başlar. Eğer taşlar yakın ise bundan dolayı dileğiniz biraz geç gerçekleşecektir. Ancak uzak ise dileğiniz her an gerçekleşebilir.
İskambil Fal
Kökeni Antik Mısır’a dayanır. Hatta klasik tarot kartlarının içerisinde bulunan küçük arkanalardan esinlenen bir faldır. İskambil falı böylelikle ortaya çıkmış ve tüm dünyaya bir anda yayılmıştır. Üstelik teknik açıdan bakımı pek de zor değildir.
İskambil falı destesi öncelikle 52 karttan oluşur. Kart destesi bunun yanında dörde ayılır. Öyleyse her bir destenin farklı ismi vardır. Peki, bu isimler nelerdir? Bunlar kupa, maça, koz ve karodur. Gelgelelim İskambil falı nasıl bakılır? Öncelikle İskambil falı birçok şekilde bakılabilir. Lakin öne çıkan bakım şeklinde deste iyice karıştırılır. Destede bulunan kartlar bunun ardından tek tek seçilir ve açılır. Böylelikle açılan kartlara yönelik yorumlar yapılır. Aşk ve mutluluk konuları üzerinde durduğu söylenebilir. Yalnız bununla birlikte genel anlamda da pek çok soruya cevap verir.
Kemik Fal
Orta Asya kökenli olarak bilinen kemik falı geçmişi aslında Antik Yunan’a dayanır. İlk olarak İlyada Destanı içerisinde görülmüştür. Başka bir deyişle farklı pek çok medeniyette de izleri görülür. Hatta Şaman kültüründe oldukça yaygın bir fal çeşidi olduğu da bilinir. Dönemin şamanları ve önde gelen kişileri kemik falına bakabiliyordu. İlk olarak bir hayvanın kemiği alınır ve kemik üzerinde görülen şekillerden anlamlar çıkarılırdı. Savaşlardan veya büyük olaylardan önce mutlaka baktırılırdı.
Orta Asya’da şamanlar öncelikle bir koyunun omuz kemiğini alırdı. Kemiğin üzerinde bulunan tüm şekilleri incelerdi. Tabii bu esnada bir takım ritüeller de gerçekleştiriliyordu. Bununla birlikte karmaşık bir fal olduğu da söylenir. Ne var ki bu izleri yorumlamak epey güç bir olaydı. Bundan dolayı işin ilmini bilen son derece uzman kişiler tarafından işlem gerçekleştirilirdi. Gelgelelim ne için bakıldığına. Kemik falı özellikle geleceği yorumlamak için kullanılırdı. Gelecek hakkında pek çok kehanet bu fal üzerinden oluşturulurdu.
Kül Falı
Kökenine bakıldığında Orta Asya Şaman ve Kam geleneğine dayandığı görülür. Kül falı, ateş falından esinlenerek ortaya çıkmıştır. Bu fal için özellikle kayın ağacı kabuğu gereklidir. Ardından belli başlı duaların okunması da önemlidir. Ne yazık ki herkesin bakabileceği kolay bir fal çeşidi değildir. Bu yüzden özellikle enerjisi çok kuvvetli kişiler tarafından bakılmalıdır. Yakılacak bir ağaç olduğu için o halde doğal olarak ateşe de ihtiyaç duyulur. Mum ve ateşte burada önemli malzemelerdir.
Pek bilinmeyen bir faldır ama oysaki etkisi çok kuvvetlidir. Öncelikle bir gümüş kabın içinde ağacın kabukları ufalanır ve ardından yakılır. Bununla birlikte bir ebced kağıdı da mutlaka olmalıdır. Kağıtta bu ateşte yakılır. Çıkan dumanın ardından kasede bulunan ateş ve küller yorumlanır. Ancak falcı bu esnada transa geçecektir. Yalnız bu şekilde doğru yorumlama yapabilir. Sonuçta ise fal baktıran kişi tamamen rahatlayacaktır. Üstelik tüm kötü enerjileri de üzerinden uzaklaştıracaktır.
0 notes
hasanakbal19 · 2 years
Text
TRUVA SAVAŞI-İLYADA DESTANI
Homerosun İlyada destanı Truva savaşı hakkındaki en önemli kaynak olarak tarihe geçmiştir. Konu biraz ağır öncelikle bunu belirtmek isterim. Ama çok da keyifli bir konu. Öyleyse başlayalım… İlk dokuz yıldan Homeros çok fazla bahsetmez. Ama onuncu ve sonraki yıllar Akhilleus ve Agamemnonun savaşı ile ilgili bölümlerle doludur. Peleus ve Thetisin evlilik kutlamalarına kavga tanrıçası Eris davet…
View On WordPress
1 note · View note
kunyekultursanat · 2 years
Text
TRUVA SAVAŞI-İLYADA DESTANI
Homerosun İlyada destanı Truva savaşı hakkındaki en önemli kaynak olarak tarihe geçmiştir. Konu biraz ağır öncelikle bunu belirtmek isterim. Ama çok da keyifli bir konu. Öyleyse başlayalım… İlk dokuz yıldan Homeros çok fazla bahsetmez. Ama onuncu ve sonraki yıllar Akhilleus ve Agamemnonun savaşı ile ilgili bölümlerle doludur. Peleus ve Thetisin evlilik kutlamalarına kavga tanrıçası Eris davet…
View On WordPress
0 notes
gallipoliguide · 2 years
Text
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya
İlk olarak isim konusunu netleştirelim. Troya mı Truva mı? Bölgeye ait en önemli kaynak, Homeros’un ‘İlyada Destanı’. Bu metinde de bölgeye verilen ad; ‘Troia’. Dünyaca bilinen adı bu. Türkçe okunuşu da ‘Troya’. Öyleyse Truva nereden gelmiş? Halk arasında söyleme kolaylığı nedeniyle meydana çıkmış bu kelime. Özetle; bilimsel adı Troya, halk arasındaki adı Truva. Troya Antik Kenti Çanakkale il…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
gallipolidaytours · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/mitolojiyle-tarihin-kesisim-noktasi-troya.html
Mitolojiyle tarihin kesişim noktası: Troya
Tumblr media Tumblr media
İlk olarak isim konusunu netleştirelim. Troya mı Truva mı? Bölgeye ait en önemli kaynak, Homeros’un ‘İlyada Destanı’. Bu metinde de bölgeye verilen ad; ‘Troia’. Dünyaca bilinen adı bu. Türkçe okunuşu da ‘Troya’. Öyleyse Truva nereden gelmiş? Halk arasında söyleme kolaylığı nedeniyle meydana çıkmış bu kelime. Özetle; bilimsel adı Troya, halk arasındaki adı Truva. Troya Antik Kenti Çanakkale il sınırları içinde.
Tumblr media
Bu kadar tanınır olmasının nedeni elbette barındırdığı kabul edilen derin tarih ama destanlara konu olan hikâyesi, filmleri ve çalınan hazineleri de şöhretinin sebepleri arasında. Troya, şu an olduğu gibi antikçağda da çok önemli bir yere sahipmiş. Nedeniyse Çanakkale Boğazı. O zamanlarda da ticaret yolu olarak kullanılan bu güzergâh sayesinde kentin çok zengin ve popüler olduğu düşünülüyor. Zenginliği sadece ticaret yolu olmasına da bağlı değil. Kaz Dağları ve altındaki altın madenleri de bu zenginliğin kaynaklarındanmış. Troya’dan çıkarılan hazinelerden de bugünkü maden yataklarından da anlaşılacağı üzere bölgede çok miktarda altın olduğu düşünülüyor. Günümüzden 5 bin 600 yıl öncesine dayanan Troya’yı aslında en popüler yapan şey, mitolojideki Troyalı Paris’in, Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’i kaçırması ve ardından başlayan Troya Savaşı. Savaş 10 yıl sürmüş ve ‘İlyada Destanı’nda bu savaşın sadece son 51 günü anlatılmış. Bu savaşı, bu kadar popüler yapan şey de içine savaşçıların saklandığı tahta at.
Tumblr media
Bu atla Troya ele geçirilmiş ve şehir yerle bir olmuş. Peki, şehirden kaçmayı başaran Prens Aeneas’ın buradan Roma’ya ulaştığını ve burada Roma İmparatorluğu’nu kurduğunu biliyor muydunuz? Yani günümüz İtalya’sını oluşturanlar da Troyalı. Buradan bile bir tahta ata sığdırılamayacak öneme sahip olduğunu gördüğümüz Troya’nın maalesef ilk yıllarda kıymetini bilememişiz. 1868-1873 yılları arasında Heinrich Schliemann tarafından yapılan kazılar sonucunda bulunan Troya hazinesi yurtdışına, Yunanistan’a kaçırılmış. Olay duyulunca Osmanlı devleti geri almaya çalışmış ancak maalesef hazine Schliemann tarafından saklanarak Louvre Müzesi’ne taşınmış. Heinrich Schliemann burada da durmamış ve önce İngiltere, ardından da Berlin Müzesi’ne bağışlamış hazineyi. Berlin’deki hazine son olarak 2. Dünya Savaşı ganimeti olarak Ruslar tarafından alınmış. Halen Rusya’da tutulan hazineler için istekte bulunduk ve lobi çalışmaları devam ediyor. Ancak bu tür girişimlerden sonuç almak uzun yıllar sürebiliyor. Bu esnada 2012 yılında Troya hazinesinin çok küçük bir kısmı, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Pensilvanya Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi’nde (Penn) bulunmuş ve bu 24 parça altın takı aynı yıl ülkemize getirilmiş.
Tumblr media
Erken tunç çağına tarihlenen altın takılar Troya Müzesi’nde görülebilir. Troya Müzesi demişken, ülkemize çok yakışan çok güzel bir müze var kazı alanında. 2019’da açıldı; üç katının her birinde Troya’ya ve çevrede yapılan kazılara ait birçok tarihi eseri görebilirsiniz. Her yaşa hitap eden bu çağdaş müze ve antik kent için Müze Kart geçerli. Gitmişken sadece bu iki yeri değil de bölgedeki diğer önemli ören yerlerini de görmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle Roma döneminin Alexandria Troas’ını, Athena Tapınağı’nı, Akhilleus’un, Patraklos’un ve Ajax’ın mezarlarını listenize ekleyin derim.
0 notes
radyobalfm · 4 years
Text
Bir hatun tahliliyle İlyada Destanı: Kızların Suskunluğu
Bir hatun tahliliyle İlyada Destanı: Kızların Suskunluğu
Tumblr media
Size çok kişisel bir kitaptan bahsetmek istiyorum ve saf müellifinden. Barker, ürünlerinde umumiyetle savaş, hafıza, travmalar, hayatta kalma üzere bahisleri işleyen bir muharrir. 2018’de çıkan son romanı Kızların Suskunluğuda, kariyerinde onu tepeye taşıyan bir iş. Bir nevi İlyada ve Odysseia destanlarının edebi olarak yine yorumlanan ve bu sefer bir hatunun kaleminden çıkmasıyla dikkat çeken…
View On WordPress
0 notes