#ilk mesajımı bekliyorum
Explore tagged Tumblr posts
Text
Vallahi bizde yalan dolan yok unutmuşum buraları tatil de kitapların yüzünü açmadığım,hatta okuma yazmayıda unuttum diyeceğim ama unuttuysam nasıl yazacağım neyse işte bu uygulamanın yüzünü de açmayı unutmuşum,ee tabi hala ilk mesaj yok....
Bunu gören sen atabilirsin ama çekinme neyse işte öyle böyle bitti bir gün daha bu.u gören kişi çokkk özel ve değerlisinn🫀
#kafamdan düşünceler#ilk mesajımı bekliyorum#3391kilometre#beyzaalkoc#kitaplar#ahmet haktan zavlak#derya pınar ak#gelmemeyegidenadam#kitap#3391 km kitap#benegeninincisi#ilk fragman
1 note
·
View note
Text
İltifat Sözleri ve İltifat Mesajları
En güzel iltifat sözleri. İnsanlar varoluşları gereği birbirlerine ihtiyaç duyarlar ve hayatlarını bu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla birlikte sürdürürler. Sevgi, dünyadaki en büyük yapıcı güç olması açısından çok önemli bir kavramdır. Anlamlı iltifat sözleri. Sevgi sayesinde güzellikler inşa edilir, hayatın tadı çıkarılır. Yüreğinde sevgi duygusunu hissetmeyen insanlar ise tüm hayatlarını bir karanlık içerisinde geçirmeye mahkum olarak yaşarlar. iltifat mesajları sayfası burada. İltifat mesajları sizler için sayfamızda derledik. Sevdiklerimize iltifat etmekte bu noktada bakıldığında önem arz etmektedir. Bir insanı sadece sevmek onun için her zaman yeterli olmayabilir ve kimi zaman onlara karşı olan sevgimizi dile getirmemiz gerekir. Sayfamızda bulunan iltifat mesajlarını sevdiklerinize, sevgilinize gönderebilirsiniz. Bu sayede onlar da sizlerin onlara ne kadar değer verdiğinizi anlayacak ve sizin sevginize karşılık vereceklerdir. En Güzel İltifat Mesajları Seni iLk Gördüğümde Hayattan Zevk Almayı öğrendim, Elini Tutunca Kalbimin Atışını Hissettim Sözlerinle Gülmeyi öğrendim Aşkım! Sevgiyi Seninle Öğrenirken Aşık Oldum Güzel Yüzüne Seninle Aşkı Öğrenirken Sensiz Kalmaktan Korktum güLüm… Dünyanın 7 Harikası biLe Senin yanında Değersiz Kalır Aşkım Sen Benim içimdeki Dünyamın Tek Harikasısın! Sarı Saçların Güneşin ışıgıyla Birleşince Saf Altın GibiSin AŞkım Güzel Gözlerinle Bana Bakınca Hayata Başlıyorum O Anda… Sevgin 1 Numara Seviyorum Seni bebeğim güZelliğin yeter Dünyaya.. Seni Yaşarken Yanımda Nesneler Görünmez Yanında Sana Küçük Buseler Atarken Hayatla Bağlantım kopar o an.
Seni yaşadığım kadar hayatı Yaşasaydım Hayatımda Kimse OLmazdı Aşkım.. Seviyorum Seni Seviyorum Demeyi Seviyorum gözlerine Baktığımda Sıcacık gülümsemeni.. Hayatmda bir iLksin Aşkım iLk Defa Aşık Oldum Hayatımı verdim Sana Şimdi Seninle Yaşıyorum Bu Dünyada. Gözlerindeki Hayat ışığı Dünyamı Aydınlatıyor yaşadığım hayat Seni Kıskanıyor bebeğim.. Kimseye Bukadar Takılmadı Aklım Kimsenin Gülüşü yakmadı kalbimi Seninki Kadar.. Seninle Yaşlanmak tek ideaLim, Gözlerine Bakarak ömrümü Bitirmek ise Vasiyetim Bebeğim… Senin iç Güzelliğin yeter Bu yalan Dünyadaki polyanacı Sevgilere Aşkım, içinin güzelliği Yüzüne Vurmuş Ay Yüzlüm benim… Seni iLk Gördüğümde Melek Sandım Şimdi Perim oLdun hayatıma hayat Kattın.. Yürüdüğün Yol Olmak isterim Hiç Aksamadan Seni Yürütmek için Bu hayatta.. Dertlerini Bana Ver Sevinçler Senin Olsun Sen Sevilmeye Değersin. Bu mesajımı Sana Kalbimin En şiddetli Sesiyle yolluyorum Seni Seviyorum. Hadi bırakalım inadı yaşayaLım hayatı senin için geldim yeniden dünyaya.. O gülüşündeki Gamze olmak isterim güzelliğine güzellik katmak için.. Saçlarının 1 teli OLmak isterdim hep yanında Kalmak için… Şimdi Uzaklarda Olsanda Hayalin yetiyor Bana Bir gün geliceksin yanıma Ozaman Başlayacağım yaşamaya.. Yüzünü Dönme Bana Ne OLur Dünyam Cehennem oLur, Yüzüme güL Ne OLur Senssiz hayat Bana Haram OLur GüL YüzLüm… Saçlarının Kokusuna Alıştım Bebeğim Sen Benim CennetimSin Ancak Bundan Sonra Sen Benim Cehennemim oLursun bunu Unutma Gülüm … Gülümsün sen benim dünyamdaki tek nefesim miss kokulu dilberim Senin için öLüme giderim. İzliyorum Seni gizlice hayranım o Bakışlarına gülüşün zaten bambaşka sevdiğim.. Tüm Güzelliklerimi Mutluluklarımı heycanlarımı Sana getiriyorum çünki ben Sneinle Yaşıyorum. Hadi Evet De bana Evet De Kalbime Actim ellerimi kalbimi bekliyorum o Sıcacık Sevgini.. Bir bakışınla bu kalbim atmaya başladı sözlerinle yürümeye başladım gülüşünle yalan dünyamı aydınlattın aşkım seni çok seviyorum. Bir umut serpilsin yüreğine, bin mutluluk doğsun günlerine, her şey kendin gibi ve gözlerin kadar güzel olsun.
İzliyorum seni gizlice hayranım o bakışlarına gülüşün zaten bambaşka… Sen güneşin doğuşuyla doğan ayın parlayışıyla parlayansın sanki ağlamayı bilmeyen gülmeyi unutmayansın. Geceleri güneşim, gündüzleri nefesim, bu dünyada canım öbür dünyada sevabım, damarımda kan bedenimde can, sensiz yok bir dakikam sensin kara sevdam. Sen bir pınarsın, içilen ama kanılmayan, seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan, varlığına doyulmayan, yokluğuna dayanılmayan. O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Öylesine bağlanmışım ki sensiz duramıyorum. Seni özlediğim kadar Kimseyi özlemedim gecelerim kıskanır oldu artık Sana Çektiğim Hasreti Biriciğim. Bir Bakışınla Bu kalbim Atmaya Başladı Sözlerinle Yürümeye Başladım Gülüşünle Yalan Dünyamı Aydınlattın Aşkım Seni Çok Seviyorum. Bal Gözlüm benim Cennetim benim Yalan Dünyadaki Tek Gerçeğimsin, Dünyadaki tek Gerçeğim Oldun yalan Dünyayı Unuttum… Yorumlara Sizler de İltifat Mesajları Yazabilirsiniz. Read the full article
0 notes
Text
Evet 3391 kilometredeki İzmir gibi ilk mesajımı bekliyorum
1 note
·
View note
Text
Biliyorum bu asi ve sinirli oluşumu sende sevmiyorsun inan bende sevmiyorum bi kötü huyum bu benim sevgilim hani senin alınganlığın varya aynı o gibi öküzlük yapıyorum seni üzüyorum kalbini kırıyorum ama inanki bilerek hiç bi zaman yapmadım hani insan bilemeden kırar ya aynı öyle benim canımın içi ağladığın günler oluyor bende ağlıyorum bi erkek bi kadın için ağlıyorsa bilki o kadını saç tekinden tırnağına kadar seviyordur bende seni böyle seviyorum içimden cok şey geçiyor seninle ilgili ama seni ve sana olan sevgimi anlatamıyorum ama gözler yalan söylemez sen gözlerimden anla sevgimi ilk aşık olduğum zamanlar bakışalrını hatırlıyorum hep kaçırırdın gözlerini benden hala öylesin o güzel bakışın sen bilmezsin ama benim rüyalarıma gircek kadar güzel sen cok özel bi kızsın senin her bi şeyin ayrı güzel ellerin yüzün gözün burnun her şeyin güzel benim gözümde sen hani çirkinim diyosun görüntülü arıycağım zaman ya sen benim gözüme hiç çirkin gelmedin benim gözümde seni anlatabilecek hiç bir şair yok hele kalbimdeki ayrı bişey
Beni öpüşün ilk sarılışın ilk bakışın ilk ağlayaşımız ilk gülüşümüz hepsi ayrı güzel biz ayrı kalamıyoruz ben mesela askere gitcem orda seni cok ama cok özlüyecem telefon kullanılmadığım zaman lar bile olcak ben onları bile düşünüyorum ve şimdiden deli oluyorum ben sesini duymadan bi gün dayanamazken orda naparım bilemiyorum bak ben sende kaybettim kendimi kaç sene sesini duymadım seni görmedim allaha yalvarım nolur rüyamda göreyim sevdiğimi diye cok yalvardım tekrar barışalım diye ama allah beni duydu seni bana yar etti nasip etti ben daha ne isteyebilirmki senden başka hep yatarken diyorum allahım beni sevdiğinden ayırma ben onsuz yapam diye sana olan sevgimi ben yaza yaza anlata anlata bitiremem sen benim bu dünyadaki en güzel şansım en güzel duamsın beni kendinden hiç uzak tutma olurmu kavgada ederiz küseriz ama biz ayrılamıyız cünkü biz cok sabır ettik cok bekledik birbirimizi ama kader tekar birleştirdi biz bi bütün olmalıyız küsmek yerine araşlım güldürelim şakalaşalım kafamız estimi arıyalım mesaj atalım merak edelim birbimize cok zaman ayıralım yakındayız birbirimize özledim dedğimizde gel sarılalım diyelim öpmek istediğimizde gel bi öpeyim güzel yüzünden diyelim bakma benim senin küsmelerine tirip atmalarına şikayet ettiğime hani dedim ya bi anlık sinirle söylüyorum inan cok pişmanım sevgilim seni ben herşeyinle kabul ettim her zerrenle benim olmanı istedim bizim ilşkimiz gibi olmak istiyen kaç kişi vardır biliyormusun tertemiz sevmizi aşkımız gibi olmak istiyen
Biz kavgalarımız sorunlarımızla değilde sevgimizle örnek olalım kıskansınlar bizi bizim aşkımız cok özel cok seviyeli ikimizde olgun düşünceliyiz bizim aşkımız anlata anlata bitmez ben seni cok seviyorum seda cok ama cok böyle seni yanaklarını mıncırasım kucaklayıp sarılasım geliyor hani yapabilecek olsam sen kalbimin içine koyuncam o kadar cok seni cok üzmüşler ama ben seni ömür boyu sevgimle mutlu edicem he olurda bir gün ölürsem bu sözlerimi oku seni ne kadar sevdiğimi hiç unutma ben seni hiç aldatmadım hiç bi şeyimi saklamadım senden neysem o oldum hep sende öylesin beni yanlış anlama ben senle küs uyuduğum zamanlar korka korka uyuyorum hani olurda ölürsem seni arkamda küs kırgın bırkırım diye unutma sen benim için çok özlesin ben senin gibi seveni sana asık olduğum gibi başkasına olamam senle olmazsak benim aşka olan inancım duygum hislerim hepsi biter biz ikimiz cok güzeliz ben cok düşündüm bu gün dedimki abi 3 günlük dünya yemişim gururunu birbirimizi kırmaya değmez bizim büyük sorunumuz çözemiycemiğiz hiç bişey yok biz beraber olduğumuz sürece her şeyi hallederiz biz sabırlı merhametli insanlarız allah sabreden seven gayeret insanları her zaman huzura erdirir allah bizi deniyor sabırlı ve garetli olursak cok ama cok güzel günler göreceğiz bu yazdıklarımın hepsi içimden geçti beni yanlış anlama yanlış bişey yazdığsamda özür dilerim sevgilim seni cok seviyorum yarın lütfen oturalım akşam bana kırgın bakma olurmu senin o merhametli ve güzel kalbinden güzel gözlerinden güzel saçlarından güzel yüzünden güzel ellerinden cok ca öptüm inşallah güzel güzel uyursun iyi geceler benim güzel kalplim bu deli cocuk cokca aşık sana seni bütün benliğimle seviyorum biraz uzun yazdım ama bunların hepsi kalbimden gecen aklımdan yazdığım sözler inşallah beni şimdi daha iyi anlarsın gari demi gülüm günaydın mesajımı bekliyorum ve seninde kalbinden gecenleri merak ediyorum güzel ve narin hanım efendi 🐂❤️🖤☺️😚😊🥰😍🤩😘🤗🤭💋❤️❣️💞💕💝💖💘💌💛💚💙💜👋
22 notes
·
View notes
Text
Tumblr da ilk mesajımı sabırsızlıkla bekliyorum lütfen saçma sapan bişey olmasın askolae amin amin amin
0 notes
Text
Bu gecede geldi aklıma
Hiç gezmediğimiz o sokaklar
Dedim ki yine kendi kendime
"Özledim o günleri"
Sonra biraz düşündüm ve kokun geldi burnuma hiç bilmediğim o kokun
Dedim ki kendi kendime
"Onun kokusu bir ömre değerdi"
Sonra ellerime baktım gözümden bir yaş düştü yanaklarıma
"Ah o elleri ne güzel okşardı yanaklarımı"
Dayanamadım bunlara ayağa kalktım aynada baktım kendime uzun uzun dağılmış saçlarım takıldı gözüme kendi kendime güldüm
Ve dedim ki kendi kendime
"Keşke saçlarında ölebilseydim"
Çıktım odadan aldım ceketimi kapadım kapıyı attım kendimi deniz kenarına bir simit aldım martıları beslemek için güldüm
Dedim ki kendi kendime
"Ne kadar severdik bunu yapmayı"
Simit bitti bende bittim o an aklıma geldi seninle bunları hiç yaşamadığımız
Aldım telefonu elime aradım bir kadın sesi
"Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamı-"
Sinirlendim kapattım yüzüne
Kızdım o an sana ama sonra yine o güzel yüzün geldi sustum ve gülümsedim
Sabah oldu vardım sonunda eve ceketti attım kenara aldım elime bir bardak suyu oturdum koltuğa açtım televizyonu bekliyorum senden gelicek mesajı bekliyorum
Bekliyorum bekliyorum gelmiyor...
Uyuya kalıyorum orda öğlen olmuş direk telefonu alıyorum kuruyan dudaklarımı hiçe sayıp
Bir yeni mesajını var diyor bana küçük çocuk gibi seviniyorum açıyorum mesajı
"İyi değilim şuan" diyorsun
Kaynar sular dökülüyor kafamdan bir kez daha geliyor gelmek yanına sonra sinirleniyorum atıyorum telefonu sonra sen olduğun geliyor içinde koşarak alıyorum parmaklarım geziyor ekranın üstünde
"Ne oldu ne sıktı canını sen benim yanımdaydın bende olmalıyım" yolluyorum
Merak içinde bekliyorum
Dakikalar geçiyor...
Saatler geçiyor...
Umutsuzca bırakıyorum telefonu kenara
Diyorum ki kendi kendime
"Uyumalıyım nasıl olsa orda buluşuyoruz"
Kıvrılıyorum koltuğa kapıyorum gözlerimi ordasın tam karşımda koşarak sarılıyorum sana bir yaş düşüyor gözlerimden ve ben derin bir uykuya dalıyorum...
Başka bir güne uyanıyorum bu defa
Telefona koşuyorum hemen hâlâ mesaj yok
Günüme devam ediyorum
Diyorum ki kendi kendime
"Elbet görecek mesajımı"
Gökyüzü karanlığa bırakıyor kendini
Güneş yerine yıldızlar gelmiş
Ve o an bir mesaj geliyor heycanlanıyorum
Kalbim sanki yerinden çıkacak açıyorum mesajı tekrar tekrar okuyorum
"Gerek yok yanımda olmana ben varım zaten"
Defalarca okuyorum ama anlamıyorum iyi de anlamı var kötü'de ama kalbim içten içe çığlık atıyor lütfen düşündüğümüz şey olsun diye gülüyorum kendi kendime parmaklarım hızla dolaşıyor ekranda
"Sen hep yanımdasın zaten" diyorum
Uzun uzun ekrana bakıyorum
Ama hâlâ mesaj yok...
Bırakıyorum telefonu kenara bakıyorum tavana uzun uzun kulaklarımda saaten çıkan o sinir bozucu ses uyku sersemi bir şekilde
Diyorum ki kendi kendime
"Sinir bozucu ses yerine senin o güzel ses tonun olsaydı keşke"
Dayanamıyorum ve gözlerim kapanıyor
Bir yerde açıyorum gözlerimi tanımadığım bir yerde sağ tarafımda deniz var etrafıma bakıyorum sonra biri sesleniyor bana önüme dönüyorum işte yine sen ordasın bekliyorsun beni gülerek bana bakıyorsun gülümsüyorum sana el sallıyorum ve koşarak yanına gidiyorum öyle bir sarılıyorum ki sanki cennetten kevser suyu içmiş gibi doya doya sarılıyorum...
Sabah oldu kalkmam gereken saat de değilim
Sonra rüyam geldi aklıma
Sonra telefon çarptı gözüme
Bu sefer gelmemiştin yanıma
Telefonu aldım büyük bir heycanla
Mesaj yok
Dedim ki kendi kendime
"Olsun ben atarım"
Senin atmadığın mesajı ben attım
"Günaydın"
Bir süre bekledim cevap vermeyince kapattım telefonu dedim ki belki belki yazmıştır
Telefonun ışığı yeşil parlıyor pek umutlu değilim ama dedim bizimkilerden biridir
Mesaj sendendi
"İyi uyumuşsundur umarım"
Gülümsedim ilk cevap vermek istemedim ama küçük bir çocuk çok şeker yemenin zararlı olacağını bilmiyorsa bende öyleydim
Neyse sevgilim şuan balkondan hiç yürümediğimiz sokaklara bakıyorum ve
Diyorum ki kendi kendime
"Onu çok özledim"
0 notes
Text
Herkes gibi merakla ilk mesajımı bekliyorum ne olur anonim olmasın ayayay
0 notes
Text
dolmuştayım. şu an yaşadığım şey ayrılık acısı mı bilmiyorum. bekleme sürecindeyim, dünyanın en aptal ayrılığını yaşadık ve anıl bana dönmüyor. eski sevgilisiyle barıştı mı anlayamıyorum, geçen gün ikisinin de instagramlarını aynı anda kapattıklarını görünce delirip yalvardığım mesajlarıma 'rezil, defol, sana hiçbir şey söylemeyeceğim çünkü hak etmiyorsun' diye cevap verip bana engeli basmıştı. dün uyandım, hayatımda ilk defa uyandım ve "oooou" dedim. sabah olmasın. olmasın. yorganın içine saklanıp ağlamaya başladım. sabah olmuştu tabii. işe geldim. her neyse. içim titriyor falan derken bir anda o kadar kötü oldum ki, yıllardır kaçtığım karanlığın içinde süzüldüğümü, dibe indiğimi, o karanlığın bir su gibi beni içine aldığını hissettim. yavaş, çok yavaş biçimde, karanlığıma geri döndüm. gözlerimi açtığımda artık ne kalbim çarpıyordu, ne titriyordum. kaçamamıştım. geceye kadar hazal'larla vakit geçirdim. eve geldim, donuk. uyudum. anıl 3te beni aradı. açtım, alo dedim, kapadı yüzüme. napıyosun yazmış. direkt iyi misin? dedim. sana gelebilir miyim dedi. gelebilirsin dedim. tamam zincirlikuyudan taksiye binicem dedi. ok bekliyorum dedim. 20 dk sonra "canım ben taksiyle eve gidiyorum çok sağ ol" demiş. taşak mı geçiyosun dedim direkt. hayır, bu saatte aradığım için özür, yarın konuşuruz relax demiş. ben de hayır buraya gel falan derken bu uçak moduna aldı. veya şarjı bitti. üf uğraştığım şeye bak, ok bye dedim. uyumadan baktım, ikisi de geri açmış hesaplarını. kavga ettiler muhtemelen ve aralar bozuldu, anıl da bana gelmek istedi ama kıza duyduğu aşk buna engel oldu ve gelmedi. bir ihtimal de zaten gelmeyecekti, evde biriyle miyim değil miyim, her şeye rağmen onu bekliyor muyum bilmek istedi, çünkü ağır ve net bir hayır dedi bana. onu seviyorum demişti. neyse ertesi gün uyanıp mesajımı gördü, engelledi beni yine. akşama kadar beş dakikaya bir telefona baktım. akşam kızın instasını kapattığını gördüm. allah dedim, bu da kapatacak, demek ki barıştılar. o an mecbur hayatıma devam etmek zorundaydım. bekledim, sonra anladım ki kız kapatmamış, bunu silmiş. bu da kendi fotosunu hikayesine koymuş falan. yani birbirlerini seviyorlar, nispet yapıyorlar. neyse. evet, onu kırdım, beni affetmesini bekliyorum. ama bu kadarı da fazla değil mi? içimi acıtan bir şeyler var. onu inanılmaz özledim, öpüşünü, uyuyuşunu. ama bana dönerse, ben de onu aman gitmesin diye sarıp sarmalarsam, onun o kızı sevmediğine inanamayacağım bir daha. garantisi hiç olmayacak, illa ki bir hata yapacağım, kırılacak, onu geri isteyen o kıza geri dönecek. bir noktada ben de ona devamlı yalvarır oldum ya, neyse. yani diyorum ki günlerdir yemek yiyecek halim yok, uyuyamıyorum, uyanamıyorum. devamlı acıyor içim, devamlı gözüm onda. kızlar, kızlar, kızlar. elif, elif. ben? peki ben bu kadar ne yaptım? öyle ki, insanlarla on dakikadan uzun sohbet etmeye tahamülüm olmuyor bazen. içim öyle boğuk. kalbimin üstünde bir taş var sanki ve kalkmıyor. allahtan bugün blogumun kalanını okudum. daha önce de aynı şiddette yaşamışım, hepsi geçmiş. bunu düşünmek beni rahatlatıyor. az önce de dolmuşa binerken, acaba şu an ayrılığın acısını mı yaşıyorum farkında olmadan, dedim. hani ümidim devam ediyor ya, ayrılık acısını ümitler bitip, kapılar kapanınca yaşanacak ekstra bir duygu diye düşündüm ama sanırım hayır. onu özlüyorum, onun dönmemesinden korkuyorum, eski sevgilisine aşık hissetmesinden korkuyorum. hep ona aşık olmasından, bunun farkına yeni varmış olmasından. bu bir ayrılık acısı ve ben bunu tüm şiddetiyle yaşıyorum. bana kurduğu cümlelerin kaçı net, kaçı sinir bilmiyorum, çok sinirli görünüyor çünkü, sinirli konuşuyor. gerçekten incitmiş olmalıyım onu, ama yine de bana tuhaf geliyor. sinirlendiğin insanın ağzına sıçar, sonra zamanla sakinleşir ve affedersin, değil mi? iki gün önce yanak yanağa uyurken bir anda her şeyi bitirip eski sevgiline dönmezsin. bana onu seviyorum dedi. netti. seni sevmiyorum dedi. ben bekliyorum, hepsinin bir sinir sonucu olmuş olmasını. belki boşa bekliyorum, belki gerçekten olan bu. bildiğim tek şey, elimden başka hiçbir şey gelmiyor. ama dönse de, siniri geçse de, bu tuhaflık ne kadar sürecek daha? benim bir gidebilmem gerekiyor, anladım, hem kendim için, hem onun farkına varması için, farkına varmasını istediğim şeyleri, beni sevdiğini mesela, seviyorsa. kendime de gidebildiğimi ve kendim için ondan daha değerli olduğumu ispatlamam gerekiyor. o yüzden şimdi gelirse ya korkuma yenik düşüp onu yakalamışken tüm ipleri eline verip, sünger çekip, onu kollarımın arasına alacağım ki bunu yapma ihtimalim çok yüksek, ya da azıcık mantıklı davranıp, ona döndüysen ben yokum, diyeceğim. ilkini yaparsam aynı şekilde devam eder mi? yoksa nihayet bana güvenip o da bana aşkını fark eder mi? yoksa bir illüzyonun peşinde mi koşuyorum, bu ilerideki aşkı devamlı kovalayacak mıyım, aslında kurduğu düzenek bu mu? bilmiyorum. ne olacak, hiçbir şey bilmiyorum. tek bildiğim, acılar içindeyim. hala. bugün 17si, galiba 5inden beri.
0 notes
Quote
2013 Şubat ayıydı. Depresif zamanlarımdan bir kısım. Kendimi biraz tarif edecek olursam ozamanlar, saçlarım belime kadar kestane rengi. Boyum 1.64 ne zayıf ne şişman orta kilolarda beyaz tenli ela gözlü biraz güzel sayılacak biriydim işte. Hayattaki en büyük kaybım babamı 13 yaşındayken kaybetmiş olmaktı ve hayatın ağır tokatlarından bir tanesini suratımda hissetmiştim. o günden sonra ayaklarımın üstünde durmak zorunda olduğumu hayatı kendi ellerimle tutmazsam eğer başka kimsenin yardımcı olmayacağını çok iyi anlamıştım. Okuyabilmekten başka hiçbir şansım yoktu. 13 yaşında iken hafta sonları süper marketlerde ürün tanıtımı ve satışı yaparak çalışmaya başladım. Yaz tatillerinde ise deniz kenarında bir kafede garsonluk yapıyordum. Hayattaki en büyük şansım sanırım annemdi. Bana destek olabilmek için 55 yaşlarındayken benim çalıştığım kafede gözleme,ev yemekleri yapmaya başladı beraber yaşamın bir ucundan tutmuştuk. Bahşiş kazanmak için sabah 10 dan gece 2 lere kadar çalışıyordum. Annemle birlikte tek başımıza yaşamaya başladığımız ilk evde hiçbirşeyimiz yoktu. Evin bir odasında bir perde ve yerde sadece bir yatak bir yorgan. Bir annenin kızına yedirmek için kuru bir ekmeğinin bile olmamasının verdiği acıyı görmüştüm annemin gözlerinde. Hayata karşı hırsım daha çok artmıştı ozaman. Çalışmaktan yorulmuyordum. yavaş yavaş eve eşyalar almıştım. Koltuk takımı yatak odası çamaşır mak. buz dolabı derken annemle yaşadığımız alan yuva oluyordu artık. Bu sırada üniversite sınavları yaklaşmaya başlamıştı. Şuan da çalışmış olduğum şirkette 3 gün staj yapıyordum. 2 gün okula gidip hafta sonları burslu kazandığım dersanede ders çalışıyordum. Yorulduğumu fark etmediğim zamanlardı. Üniversiye sınavına bir buçuk ay kala bir gün işten eve dönerken, hiç birşey düşünemediğimi fark ettim içinde bulunduğum servis aracında otururken neden burdayım nereye gidiyorum düşüncesi geldi aklıma. Sonra bir an araçtan inmem gerektiği geldi aklıma. indiğim yer hem çok tanıdık hem çok yabancı gelmeye başladı. ters giden birşeyler olduğunun farkındaydım ama anlamlandıramıyordum. amaçsızca yürürken karşıdan gelen bir çocuğu tanıdığımı fark ettim. Arkadaşım Emre. çok kötü olduğumu ve beni eve götürmesi gerektiğini rica ettim. Sağolsun eve kadar eşlik etti bana. Eve girdiğim anda sadece annemi tanıyordum. Eşyalar yaşadığımız yer bulunduğumuz ortam bir anda çok yabancı gelmeye başladı. Beynim kendini resetliyordu. Ölmüş olan babamı yaşıyor olarak hatırlıyorum ve içimde sürekli ona gitme isteği vardı. Annem ne olduğunu anlamayıp hayatının korkusunu yaşıyordu bir eliyle beni sakinleştirmek bir eliyle abimi aramaya çalışıyordu. Velhasıl kelam doktorlar hasteneler derken beynimin sürmenaj olayını geçirmiş olduğunu öğrendik. Tedavi süreci terapiler ilaçlar derken biraz biraz kendime gelmeye bazı şeyleri hatırlamaya başladım. Beynim hayatımın son 10 senesini silmişti. Üniversite sınavı geldi çattı. yaşadığım bu olay sonucunda hiçbirşey yapamayacağımı bilerek sınava girdim. Fakat hayat bana bir güzellik yapmıştı. Güzel bir puan alıp hep istediğim Marmara Üniversitesini kazandım. Üniversiteye başlamıştım artık kendimi mutlu huzurlu ve gururlu hissettiğim en güzel zamanlar. Yeni arkadaşlıklar yeni dostluklar yeni aşklar. İlk sene okulun neredeyse %40’ı kadarı arkadaşımdı. Her sene birer birer azaldılar ve son sene ömür boyu ayrılmayacağım dostum Nükte kalmıştı. Üniversite aşkım Yusuf dünyanın en masum en iyi yürekli en saf kalpli hiç bir kötü alışkanlığı olmayan kimseye zarar vermeyen bir insan. Onun o masumiyeyine ve saflığına vurulmuştum resmen. Beni sevdiğini ve söyleyemediğini hissediyordum. ve Birgün ben söyledim ona onu sevdiğimi zamanla zaten birlikteliğimiz devam etti 2013 Şubat ayına kadar birlikteliğimizin son zamanlarında onun başka bir okulda oluşu kıskançlıklar kısıtlamalar güven problemleri derken soğumuştuk birbirimizden.Üniversitenin son senesi, vizeler finaller bitirme tezleri derken sıyırmanın eşiğine gelmiştim. Hayatımda olan insanla sorunlarımız günden güne artıyordu. Birgün bir bunalım yaşayıp up uzun saçlarımı kulak hizamdan kestim. sanki tüm sıkıntılarımı bir makas darbesiyle kesip atacakmışım gibi. Abuk subuk makas izleri olan saçlarımla insan içine çıkmıyordum. Yada dışarı çıkmam gerekiyorsa bütün makas izlerini yok edecek şekilde küçük tokalarla tutturuyordum saçımı. 10 Şubat 2013 falandı sanırım yanımda yeğenim ceren biz de oturuyorduk. Ceren benim arkadaşım can’dan bahsetmeye başladı bana onu facebookta gördüğünü ve resmine bile aşık olduğunu anlatıyordu. Benden onla buluşma ayarlamamı rica etti. Can’ı aradım ve buluştuk birkaç saat muhabbetten sonra evlere dağılmak üzere kalktık, tam kalkarken can cumartesi akşamı taksime gideceğini söyledi ve bizide çağırdı. Ceren bu haberi duyarda durur mu? Günler geçti, ağır gribim sesim kısık banyo bile yapmamışım saçlarım iğrenç yağlı bi şekilde yatıyorum. Ve akşama taksime hiç gitmek istemiyorum. Kendi arkadaşlarıma verilmiş sözüm var ama kımıldayacak halim yok. Herneyse, son bir güç kalktım yataktan cereni uyandırmaya çalışıyorum fakat uyanmıyor. Bağırarak 30 sn içinde kalkmazsan akşam taksimi ve canı unut derdemez ceren yataktan fırladı O gün kahvaltı yaptık toparlanmaya çalıştık ama kendimi inanılmaz iğreç hissediyordum. Ceren’in ağır ısrarlarına dayanamayıp çıktık dışarı üstümde saçma sapann asimetrik kesim bir bluz yırtık siyah kot. saçlarım yağdan parlamasın diye bebek pudrası döküp gelişi güzel tokalamışım. 3 günlük artık makyajın üzerine düzeltme çabaları göz kalemleri rimeller.. Kadıköyden beşiktaş’a geçtik birkaç arkadaşımla oturduk. Sevdiğim ve sohbeti çekilen arkadaşlarım olduğu için onları bırakıp taksim kalabalığına girmek hiç istemiyordum. Ne yapsam da can’ı eksem diye düşünürken telefonum çaldı ve arayan can’dı. Ben geldim galatasaray lisesinin önünde sizi bekliyorum dedi. Artık mecburen gitmek zorundaydık. Kalktık taksim otobüsüne binip meydan da indik. Meydan da istiklale her baktığımda hissetiğim tüm duygularımı cerene anlatmaya başladım o an. o kalabalığa her baktığım da birbirinden çok farklı insanların çok farklı hayatların olduğunu, sokak çocuklarını, alkol bağımlısı insanları, hayatında ilkkez istanbula özellikle taksime gelmiş insanların tedirgin bakışlarını, bir köşede kusan insanları, gencecik kızların düştüğü durumları, bağıra çağıra şarkı söyleyen insanları, hayat kadınlarını… ve en önemlisi o kalabalığın içinde kimsenin kimseyi görmediğini anlatmaya başladım. Ben anlatırken galatasaray lisesinin önüne gelmiştik. Can’ı bulmamız gerekiyordu. Aradık geldi aldı bizi. Can’ın arkadaşı Sarp’ın cezayir sokağındaki evine uğrayıp hemen dışarı çıkacaktık çok acıktığımı söyledim. Köşedeki dönerciden döner alıp sarpın evine gittik. Eve girer girmez mutfak tarafında bir çocuğun bulaşık yıkadığını gördüm. O an nedense o çocuğun kim olduğunu inanılmaz merak ediyordum. Birkaç bardak yıkadıktan sonra yanımıza geldi. Gözümü dikip bakamadığım için oturduğumuz odanın camından yüzünün silüetini inceliyordum. Evet yaşağıdımm çok tuhaf bir şeydi. Ben ki o zamana kadar sarışın renkli gözlü insanlara hiç ilgi duymamışken özellikle mavi gözlü insanlardan hiç hoşlanmıyorken , o camda gördüğüm silüete yılllardır aşık gibi yıllardır tanıyomuşum gibi hissettim. O an yağlı saçlarımı, iğrenç makyajımı, abuk subuk üstümü fark ettim. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi sabah yaptığım acılı menemeni anlatıp nasıl bir mide ağrısı çektiğime ve ishal olduğuma kadar anlatmıştım. Hiçbirşey demeden sormadan sadece beni dinliyordu. Elinde kocaman bir su bardağında bakardi içen adam. Sohbet sohbeti açtı derken evden çıkma vakti gelmişti biz can’la kadıköye dönecektik. Fakat o mavi gözlü çocuğun nereye gideceğini merak ediyordum. soramıyordum ama. Yürüdük metroya bindik metrobüse bindik derken bizle geldiğini fark ettim Bu güzel bi olaydı. Bizde otururken Can’ın gereksiz arkadaşı Sarp’tan gerçekten bunalmıştım sürekli konuşan ve sürekli boş konuşan kafa şişiren bir insandı.. Oyun oynayalım dedik. Doğruluk mu cesaretmi derken mavi gözlü adam bana soru sordu. Doğruluk dedim. Saçlarını neden kendin kestin dedi. Şaşırdım. Oyunlar sohbetler derken benim hayallerimi bana anlattı kendi hayallarimi onda buldum. Evet aşık oluyordum. Hadi bir anı daha olsun dedik. Sabaha karşı fikirtepeden çıktık kadıköye doğru yürüdük. Hasanpaşa’dan boğa’ya giden yolda elini tuttum. Ve bir daha bırakmak istemedim Boğa’dan rıhtıma inen yolda gözlerine bir daha baktım derin derin. ve benim hayatı yaşamak istediğim aday buydu. Rıhtıma indik amaçsızca bankta oturduk Haydarpaşaya doğru baktık. Güneş doğmaya başlamıştı artık eve geri döndük. O gün onlar hiç uyumadan çıkıp gittiler. Ve kalbime hakim olamıyordum… O günden sonra çok büyük bir aşk yaşayacağımı anlamıştım. İçimde hergün onu görme isteği oluşuyordu. Telefon numarasını gizliden almıştım. Dayanamadım ve ilk mesajımı attım “Merhaba”:). Artık geri dönülmez bir yola girmek istiyordum sonu ne olursa olsun. Ama aksi giden bir durum vardı. O gece tanışmış olduğumuz Sarp sebepsiz anlamsız mesajlar atıp duruyordu. Artık mesajlarından rahatsız olduğumu belirtmek için Ben Berker’e aşık oldum demiştim. Ve Sarp’ın o an için anlamadığım yalanları başladı. Berker’in zaten başka bir sevgilisi var çok ciddiler, o sadece tek gecelik tanıştığı insanlarla takılmak amaçlı takılıyor. Tanıştığımız taksim gecesinde de zaten kızla buluşacaktı diye içimi acıtan mesajlar atmaya başladı.. Korkmuş ve birazda kızmıştım. Kandırılmayı hak etmediğimi düşünüyordum. Berker’den kalan bacardi yi sek içmeye başladım bünyem kaldırmadığı için kalbim sancılanmaya başladı o kafayla arayıp berker’e tüm bunları sordum. Bana bizi kıskandığını ve ondan yaptığını anlattı. Berker’e tüm inanmalarım o an başlamıştı. İnandım. Okulun tamamen bitmesine birkaç hafta kalmıştı artık. Tesadüfen istanbul’un en kalabalık semti taksim de tanışmış olduğum mavi gözlü adam da ailemin yaşadığı yerde yaşıyordu. Okulun bitmesini ve bir an önce aynı mahallede yaşamak için can atıyordum. Nihayetinde son sınavımı vermiş ve artık mezundum. Eşyalarımı hemen toplayıp Büyükçekmece’ye doğru yola çıktım. Artık daha yakın olacaktık. Bütün bir yazı beraber geçirmeye başladık. Hergünümüz neredeyse aynı geçiyordu ama hiç sıkılmıyorduk. Gece boyu sahilde dolaşıyorduk. Gündüzleri göl kenarında tavla oynamalar. O yaz ailesiyle bir hafta tatile gitmişti. Bir hafta bana bir sene gibi geldi ve inanılmaz özledim. Hayatımda ailem hariç birini ilk kez bukadar özlüyor bu kadar değer veriyordum. Zaman ve günler geçtikçe artık aileme söyledim Berker’i. Bu sırada bizim tanışmamıza bir şekilde sebep olan Ceren’de o yaz bizle birlikteydi. Neden bilinmez oda berker’e karşı bir sevgi hissediyordu. ve tek isteği bizim birlikte olmamızdı. Hayallerimiz vardı. Sıradan olmayan bir ev. Beton görünümlü spot ışıklı duvarlar Çok az detaysız eşyalar hafif renkli minderler. Oyun odamız. ve motorumuzu kışları dekorasyona dahil edeceğimiz bir salonumuz. Ve bir gün karavan alıp gezebildiğimiz kadar gezecektik:) Hayaller umutlar düşler derken bazı sorunlar gün yüzüne çıkmaya başladı. Biz artık bir ömür beraber geçirebilceğimize karar vermiştik ama. Ben üniversite mezunu işe başlamış biriydim. O ise ailevi sebeplerden ötürü mezun olamamış. Askere gitmemiş. işi gücü olmayan biriydi. Okulu bitirememesine sebep olan babasının yanında çalışmak babası ne verirse onunla geçinmek zorunda olan bir insandı. Ona yardımcı olmak istiyordum. Bir şekilde biz kendi ayaklarımızın üstünde duracaktık ve ailelerimizin bize engel olmasına izin vermeyecektik. Birlikteliğimizi ikinci senesinde ben işim için lazım olacak olduğu için autocad tasarım çizim kursuna gidecektik. Benle birlikte gelmesini istedim. En azından elinde bir sertifikası olur ve o iş üzerinde ilerleyebilirdi. Birlikte kursa gittik. Sertifikalarımızı aldık. Kursta tanıştığımız hocamız ilede çok iyi anlaşıyorduk. Vasfiye hoca çok anlayışlı çok cana yakın oda hayatında büyük acılar çekmiş bir insandı. Konuşmalarımız da hep ısrar ediyordum. Hocam birgün tasarımcı bir işi olursa lütfen Berker’i aklınızdan çıkarmayın diye. Ve birgün hocamızdan beklediğimiz haber geldi. Kendi akrabalarının mimarlık ofisinde Berker’e iş buldu. Artık benim ailemin onun bir işi yok dicek durumu kalmamıştı. Ama bu sırada Berker’in aileside Berker’in evlenmesine karşıydı. Sabretmek zorundaydık biraz daha beklemek zorundaydık. Oysaki ben onla heryerde her imkanda yaşamaya razıydım söylemiştim de ona biz bize yeteriz gerekirse gecekonduda yaşarız orayı kendimize göre yaşanılcak hale getiririz diye. o biraz daha beklememizi istedi. Bekledim. Bu sıralarda arkadaşlık ilişkilerimizde devam ediyordu. O gece yanımda olan yıllardır arkadaşım olan Can’ında ciddi bir ilişkisi başlamıştı. Özden Can’ı çok severdim ama güvenilmez adamın teki olduğunu bilirdim. Özdeni görür görmez cana aşık olduğunu anlamıştım. Ve bir gün zan yüzünden üzülmesini istemedim. İkisinin yanındaykende kızım bak bu adama güven olmaz dedim kaptırma kendini Birkaç ay çok güzel ilişkileri oldu. Mutlulardı onlar adına bende mutlu oluyordum fakat birgün Özden ağlarak beni aradı… Devamı Sonra
0 notes
Text
Sevgiliye İltifat Sözleri
Sayfamızda iltifat sözleri, iltifat mesajları, sevgiliye iltifat sözleri, sevgiliye iltifat mesajları, iltifat sözleri 2017, iltifat sözleri yeni, en güzel iltifat sözleri, sevgiliye iltifat sözleri facebook, sevgiliye iltifat sözleri twitter, sevgiliye iltifat etme sözleri, kısa iltifat sözleri, etkileyici sevgiliye iltifat sözleri yer almaktadır. SEVGİLİYE İLTİFAT SÖZLERİ Gülüşün; hani yağmur yağarken güneş açar ya onun gibi bişey... Böyle basit bir dünyada sen benim için çok özelsin. Sen o kadar güzel gülüyorsun ki... Tüm ağlamalarımı rafa kaldırdım. Nasıl göründüğünü sorma, en güzel benimle görünüyorsun. Herkes sussun bir sen konuş, ne bıkarım ne doyarım sesine soluğuna... Seninle aşkı öğrenirken sensiz kalmaktan korktum gülüm. Seni seçti bu yürek, gözlerine hapsoldu bu yürek, gülüşünle hayat buldu bu beden bebeğim. Seni dünyanın en güzel 8. harikası seçiyorum. Seni sevince insan iş güç sahibi oluyor. Şair oluyor mesela... Benim için insanlar ikiye ayrılır, sevdiklerim ve diğerleri... Benim için sevdiklerim de ikiye ayrılır. Çok sevdiklerim ve diğerleri... Benim için çok sevdiklerimde ikiye ayrılır sen ve diğerleri... Bir bakışınla bu kalbim atmaya başladı, sözlerinle yürümeye başladım, gülüşünle yalan dünyamı aydınlattın aşkım seni çok seviyorum. Bal gözlüm benim cennetim, benim yalan dünyadaki tek gerçeğimsin, dünyadaki tek gerçeğim oldun yalan dünyayı unuttum. Seninle yaşlanmak tek idealim, gözlerine bakarak ömrümü bitirmek ise vasiyetim bebeğim... Senin iç güzelliğin yeter bu yalan dünyadaki polyannacı sevgilere aşkım, içinin güzelliği yüzüne vurmuş ay yüzlüm benim. Seninle hayattan zevk almayı öğrendim, elini tutunca kalbimin atışını hissettim, sözlerinle gülmeyi öğrendim aşkım. Dünyanın 7 harikası bile senin yanında değersiz kalır aşkım, sen benim içimdeki dünyamın tek harikasısın. Saçlarının kokusuna alıştım bebeğim sen benim cennetimsin ancak bundan sonra sen benim cehennemim olursun bunu unutma gülüm. Seninle hayattan zevk almayı öğrendim, elini tutunca kalbimin atışını hissettim, sözlerinle gülmeyi öğrendim aşkım. Dünyanın 7 harikası bile senin yanında değersiz kalır aşkım, sen benim içimdeki dünyamın tek harikasısın. Saçlarının kokusuna alıştım bebeğim sen benim cennetimsin ancak bundan sonra sen benim cehennemim olursun bunu unutma gülüm. Seni dünyanın en güzel 8. harikası seçiyorum. Seni seçti bu yürek, gözlerine hapsoldu bu yürek, gülüşünle hayat buldu bu beden bebeğim... Seninle aşkı öğrenirken sensiz kalmaktan korktum gülüm... Senin iç güzelliğin yeter bu yalan dünyadaki polyannacı sevgilere aşkım, içinin güzelliği yüzüne vurmuş ay yüzlüm benim... Seninle yaşlanmak tek idealim, gözlerine bakarak ömrümü bitirmek ise vasiyetim bebeğim... Bal gözlüm benim cennetim, benim yalan dünyadaki tek gerçeğimsin, dünyadaki tek gerçeğim oldun yalan dünyayı unuttum. Bir bakışınla bu kalbim atmaya başladı, sözlerinle yürümeye başladım, gülüşünle yalan dünyamı aydınlattın aşkım seni çok seviyorum. Seni ilk gördüğümde melek sandım, şimdi perim oldun hayatıma hayat kattın. Gözlerindeki hayat ışığı dünyamı aydınlatıyor, yaşadığım hayat seni kıskanıyor bebeğim... Hayatımda bir ilksin aşkım, ilk defa aşık oldum hayatımı verdim sana, şimdi seninle yaşıyorum bu dünyada. Seviyorum seni seviyorum demeyi, seviyorum gözlerine baktığımda sıcacık gülümsemeni. Seni yaşadığım kadar hayatı yaşasaydım, hayatımda kimse olmazdı aşkım. Seni yaşarken yanımda nesneler görünmez yanında, sana küçük buseler atarken hayatla bağlantım kopar o an... Sevgin bir numara, seviyorum seni bebeğim güzelliğin yeter dünyaya... Gülümsün sen benim, dünyamdaki tek nefesim, mis kokulu dilberim senin için ölüme giderim. Şimdi uzaklarda olsan da hayalin yetiyor bana, bir gün geleceksin yanıma o zaman başlayacağım yaşamaya. Saçlarının bir teli olmak isterdim hep yanında kalmak için... O gülüşündeki gamze olmak isterim güzelliğine güzellik katmak için... Hadi bırakalım inadına yaşayalım hayatı, senin için geldim yeniden dünyaya. Bu mesajımı sana kalbimin en şiddetli sesiyle yolluyorum, seni seviyorum. Dertlerini bana ver sevinçler senin olsun, sen sevilmeye değersin. Yürüdüğün yol olmak isterim, hiç aksamadan seni yürütmek için bu hayatta. Sevgilim bugün süper güzel oldun, saçlara bak dağınık ama ayrı bir havası var. Seni özlediğim kadar kimseyi özlemedim, gecelerim kıskanır oldu artık sana çektiğim hasreti biriciğim... Hadi evet de, bana evet de, açtım ellerimi kalbime bekliyorum o sıcacık sevgini... Tüm güzelliklerimi, mutluluklarımı, heyecanlarımı sana getiriyorum, çünkü ben seninle yaşıyorum. İzliyorum seni gizlice hayranım o bakışlarına, gülüşün zaten bambaşka sevdiğim... O kadar güzelsin ki, manzaralar seni seyretsin. Seni düşünürken içim geçmiş, severken de ömrüm. Ve sen sevgili; her sabah uyandığımda düşündüğüm ilk şey, her gece zihnimde canlanan son şeysin. Bir güIüşü var, keIebek görse ömrü uzar. Seni özIediğim kadar kimseyi özIemedim, geceIerim kıskanır oIdu artık sana çektiğim hasreti. FazIası zarar oImayan iki şey; biri sen biri kokun...
#İltifat Sözleri#sevgiliye iltifat sözleri#sevgiliye iltifat mesajları#sevgiliye iltifat etme sözleri#iltifat sözleri kısa#iltifat mesajları#Güzel Sözler#en güzel iltifat sözleri
1 note
·
View note