#ikinci el santraller
Explore tagged Tumblr posts
Text
Karel Teknik Servislerinde Anal
Karel Teknik Servislerinde Anal Nedir?
Karel teknik servisleri, Karel santrallerinin bakımı, onarımı ve sorun giderilmesi gibi konularla ilgilenen profesyonel hizmet sağlayıcılardır. Bu servisler, işletmelerin iletişim sistemlerinin kesintisiz bir şekilde çalışmasını sağlamak için önemlidir. Karel teknik servisleri, Karel Santral Servisi, Karel Teknik Servis, Karel Yetkili Servisi ve Santral Tamir Servisi gibi anahtar kelimelerle de ilişkilidir.
Bu makalede, Karel Teknik Servislerinde Anal konusunu detaylı bir şekilde ele alacağız. Karel teknik servislerinin ne olduğunu anlamak için bu analizi yapmak önemlidir.
1. Karel Teknik Servislerinin Önemi
Karel teknik servisleri, işletmelerin telekomünikasyon altyapısının düzgün çalışmasını sağlamak için vazgeçilmezdir. İletişim ağlarının kesintiye uğraması veya arızalanması durumunda, iş sürekliliği büyük ölçüde etkilenebilir ve müşteri memnuniyeti azalabilir. Bu nedenle, işletmelerin düzenli olarak Karel teknik servisleri ile çalışması önemlidir.
Karel Teknik Servislerinde Anal yaparak, işletmelerin mevcut iletişim sistemlerinin performansını değerlendirebilir ve potansiyel sorunları önceden tespit edebilirsiniz. Bu analizler, işletmelere sürekli olarak iyileştirmeler yapma fırsatı sunar ve gelecekteki sorunların önüne geçmelerine yardımcı olur.
2. Karel Teknik Servislerinde Anal Nasıl Yapılır?
Karel Teknik Servislerinde Anal yapmak için aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz:
Adım 1: İletişim Altyapısının Değerlendirilmesi
İlk adım olarak, mevcut iletişim altyapısını detaylı bir şekilde değerlendirmeniz gerekir. Bu, Karel santrallerinin durumunu, bağlantı noktalarının sayısını, kablo düzenlemesini ve diğer ilgili unsurları içerir. Bu adım, mevcut sistemdeki potansiyel zayıf noktaları belirlemenize yardımcı olacaktır.
Adım 2: Performans Testleri Yapma
İkinci adımda, Karel santrallerinin performansını test etmeniz gerekmektedir. Bu testler, sistemdeki çağrı kalitesini, bağlantı hızını ve diğer performans metriklerini değerlendirmenize olanak tanır. Performans testleri, varsa sorunlu alanları belirlemenize ve düzeltici önlemler almaya yardımcı olacaktır.
Adım 3: Sorun Giderme ve Onarım
Analiz sonuçlarına dayanarak, ortaya çıkan sorunları gidermek ve onarımları yapmak için gereken adımları atmanız gerekecektir. Bu aşamada, Karel teknik servis uzmanlarından yardım almak önemlidir. Yetkili servis sağlayıcıları, sorunların hızlı bir şekilde çözülmesini sağlar ve işletmenin kesintisiz bir şekilde çalışmasını sağlar.
Karel Teknik Servislerinde Anal Sırasında Sıkça Sorulan Sorular Karel Teknik Servislerinde Anal neden önemlidir?
Karel Teknik Servislerinde Anal, işletmelerin mevcut iletişim sistemlerinin performansını değerlendirmek ve potansiyel sorunları önceden tespit etmek için önemlidir.
Karel Teknik Servislerinde Anal hangi adımları içerir?
Karel Teknik Servislerinde Anal https://karelticaret33.weebly.com/blog/ip-tabanl-telefon-santralleri-karel-santral-servisi-ile-musteri-deneyimini-gelistirin yapmak için genellikle iletişim altyapısının değerlendirilmesi, performans testleri yapma ve sorun giderme adımları izlenir.
Karel Teknik Servisi nasıl seçilmelidir?
Karel Teknik Servisi seçerken dikkate almanız gereken bazı faktörler vardır. Bunlar arasında deneyimli teknik ekip, hızlı yanıt süresi ve müşteri referansları bulunur.
Karel Teknik Servislerinde Anal maliyetli midir?
K
1 note
·
View note
Text
İKİNCİ EL SANTRAL / İKİNCİ EL SANTRALLER
İKİNCİ EL SANTRALLER
Günümüz iletişim çağında santral sistemleri hayatımızda çok önemlidir.Telefon santrali almak istediğinizde özellikleri iyi olsun ve çağımız teknolojisinde geri kalmamasını istediğinizde fiyat malesef çok pahalı çıkabiliyor.Ayrıca dünyada kendini kanıtlamış santrallerlerden alayım derseniz bu da sizin için maliyetli olabiliyor.Bu sebeplerden dolayı ikinci el santral almanız daha uygun olur.İkinci el santral fiyatları sıfır santrallerin 3½1 kadar fiyatta alabilirsiniz.Güvenilir ve sattığı ürünün arkasında durup test edip garantili ikinci el santraller satan firmalardan ürün almalısınız. Sistemi iyi test ettirmeniz gerekir.İkinci el santral alırken bazı satıcıların yaptığı gibi şu santral, bu fiyatta deyip verdiği ve taahüt ettiği santralin farklı bir santral olduğu çokca görülmüştür.Bu ve bunun gibi sahtekarlara dikkat etmelisiniz.Konusunda uzman en az 6 ay garantili ikinci el santral satan gerektiğinde destek verebilen telekomünikasyon firmalarından santralinizi alınız. Çok ucuz ikinci el santral, çok uygun ikinci el santral deyip alım yapmayınız.Alırsanız malesef ikinci el santrallere verdiğiniz para,emek, zaman boşa gider.İkinci el santral alımında eğer mümkünse aynı şehirden alıyorsanız siz gidip ürüne bakmalısınız gerekirse bir bilenle gitmelisiniz.Şehir dışı ikinci el santral alımında karşı firmayı iyi incelemesiniz güven vermiyorsa kesinlikle ürün geldiğinde parasını gönderiniz yada hiç alım yapmayınız.İkinci el santral işinde uzun yıllar tecrübemiz olduğundan böyle bir çok vaka yani para göndermiş ürün gelmemiş yada istediği ürün gelmemiş gibi bir çok dolandırıcılık hikayesi duyduk
İkinci el santral bir diğer önemli konu santral satanların bu ürünleri geri dönüşümcülerden almadığına dikkat ediniz.Bir firmadan, kurumdan, kuruluştan sökülüp ikinci el santral piyasına düşen ürünler bakımı yapıldıktan sonra uzun yıllar çalışır sorun pek çıkartmaz.Fakat bankalar, şubeleri çok olan restorantlar, lokasyonu ve bayi ağı geniş olan kuruluşların toplu halde ayırdığı ve geri dönüşüm firmalarına 3 kuruşa kırılsın ayıklansın diye verdiği ikinci el santraller günü birlik çözümler olmuştur.Malesef bazı merdiven altı telekom firmaları tarafından alınıp biraz parlatılıp piyasaya sürülmektedir.Bu ürünler genellikle bakımsız su girmiş veya paslanmış olur.Belli bir süre idare eder ondan sonra sorunlar başlar.Böyle merdiven altı veya çanta teknisyenlerinin sattığı gel geç ikinci el santraller piyasanın altında çok uygun, çok ucuz olur ve bizimde itibarımızı ve işlerimiz düşürür. İkinci el santral alırken daha önce bahsettiğim gibi işinde uzman ve sistemin arakasında duran garanti verebilen isterseniz kurulum yapabilen arıza ve ilave isteğiniz olduğunda santral teknik servis hizmeti verebilen telekomunikasyon firmalarıyla çalışınız.AKER TELEKOM LTD.ŞTİ olarak 20 yıla yakın teçrube ve birikimizle ve bu sektörde ikinci el santraller ve ilavelerinde öncü firmalardan biri olarak daima görüş ve önerilerinize ve hizmete hazır olduğumuzu bildiririz.Deneyimli elemanlarıyla teknik destek hizmetini en mükemmel şekilde yaparak ikinci el ürünlere 1 yıl garanti vererek ürün satışı gerçekleştiriyoruz.Dilediğinizde www.akertelekom.com.tr eticaret sitesinden ikinci el santraleri online kredi kartı tek çekim veya taksitle alabilirsiniz.
AKER TELEKOM
#ikinci el santral#ikinci el santraller#ikinci el telefon santralleri#ikinci el karel#ikinci el karel santral#ikinci el karel santraller#ikinci el karel telefon santralleri#ikinci el alcatel santral#ikinci el alcatel santraller#ikinci el alcatel santral sistemi#alcatel santral 2.el#karel santral 2.el#2. el karel santral#2.el karel santraller#2.el alcatel santraller#2.el alcatel santral#ikinci el analog santral#ikinci el hibrit santral
0 notes
Text
Bölüm 1 Yıl 2047
Dünya gezegeni, son yüz yılda atmosferinde artan karbondioksit gazının yarattığı sera etkisi yüzünden öngörülenin çok üzerinde, ortalama 4 derece ısınmış, bu kontrolsüz artan gezegen ısısı yüzey toprağının ve denizlerin ortalama sıcaklığını da kaçınılmaz olarak artırmış ve buna bağlı olarak deniz suları karbondioksiti bünyesinde tutma özelliğini azaltmış, denizde ve toprakta çürümüş organizmaların içerisinde hapsolmuş karbondioksit ve metan gazı serbest kalmaya başlamıştı. Bu da artık geri dönüşü olmayan sera etkisini artırarak gezegen ısısının yaşamsal seviyeleri aşmasına sebep olmuştu.
Bir diğer tehlike olan ve ısınmanın sonucu olarak atmosferde artan Metan gazı seviyeleri dünya atmosferinde elektrik yüklü su buharları ve bulutlar ile birleşip korkunç patlamalara yol açıyordu ve bu dehşet verici metan patlamalarının sıklığı gittikçe artıyordu. Havadaki yoğun metan gazı bir zamanlar ulaşımın temel aracı olan uçaklar için de artık yüksek düzeyde tehlike arz ediyordu. Gelinen noktada patlamalı ya da jet motorlu uçaklar gökyüzünde uçamıyor karalarda petrol bazlı yakıtlarla seyahat etmek tehlikeli hir hal almıştı.
Denizlerdeki hayat, radyoaktif kirlenme, yoğunlaşan sülfür ve deniz dibi metan gazı patlamaları ve metanla sülfürün canlılar üzerindeki zehirleyici etkisi yüzünden neredeyse yok olmuştu. Deniz memelileri, balık türlerinin yüzde doksan beşi, yumuşakçalar, böcekler, yosun türlerinin büyük çoğunluğu, bakteri ve planktonların çoğu ile deniz kuşları ve göçmen kuşlar yok çoktan olmuştu bile. Kalan nispeten dayanıklı türler de kuzeydeki bazı iç denizlerde hayatta kalmak için mücadele veriyorlar, onlar da insanların avcılığı yüzünden yok oluyorlardı.
Yok olan deniz bitkileri ve planktonlar yüzünden denizlerin ve atmosferin oksijen seviyesi alarm verici derecede azalmaya başlamıştı.
Gezegenin yükselen ısısı atmosfer tabakasının genleşip yoğunluğunun azalmasına, azalan yoğunlukla normalden fazla genişlemesine ve güneş rüzgarları ile kütlesini kaybetmeye başlamıştı. Atmosferin uzay fırtınaları ile İlk kaybetmeye başladığı gaz ise azot, karbondioksit ve ozon olmuştu. Yoğunluğunu kaybeden atmosferin rengi maviden Mora doğru kaymıştı.
Okyanuslarda ve karada toplu hayvan ölümlerinin yol açtığı toplu çürüme gezegenin kokusunu korkunç bir şekilde değiştirmişti. Okyanusları kaplayan leşçil bakteriler içeriklerindeki yoğun demir molekülü yüzünden denizlerin mavisini pas rengine dönüştürmüştü. Dünyaya düşen yoğun tahriş edici uv ışık hüzmeleri yaşamaya devam eden tüm canlılardaki kanserleri ve mutasyonları artırmış, karbondioksit yoğun zamanlarda büyüyen büyük yapraklı ağaçları kavurmuş ve çam ormanlarının neredeyse hepsini yakmıştı. Pek az ağaç ve bitki türü kalmıştı dünya yüzeyinde.
Son yıllarda devam eden ve Bilim adamlarının kuzey yarım kürede öngördüğü 100 yıllık buzul çağı sadece 4 sene sürmüş ve tüm gezegende kuraklık baş göstermişti. Kuraklığın yol açtığı enerji, gıda ve su sorunu önü alınamaz biçimde dünyayı ele geçirmiş, özellikle eski dünyada savaşlara sebep oluyordu. İnsanların temiz su kaynakları tükenme noktasına gelmiş ve tarımsal üretim yok olmuş gıda krizi tüm insanları tüm yıkıcılığı ile kasıp kavuruyor savaşları daha da ölümcül kılıyordu. Tüm dünya ülkeleri kuzeye doğru taşınıyor, insanlar birbirini öldürüyor, Amerika ve Çin gibi ülkeler korkunç kıyımlarla kuzeydeki ülkeleri işgal ediyordu.
Kutuplardaki buzulların erimesi deniz seviyelerini fazla yükseltmişti. Kıyı kentleri ve Hollanda gibi deniz seviyesinin altındaki ülkeler yükselen deniz seviyesi yüzünden yok olmuş, bir sürü küçük ve zayıf ülkeler de savaşlar sebebiyle ortadan kalkmıştı. Dünya nüfusu son on yıldaki savaşlar yüzünden neredeyse yarı yarıya azalmıştı. dünyadaki nükleer santrallerin neredeyse dörtte üçü yükselen deniz sularının altında kalmış, hemen hepsinin nükleer çekirdeği kontrolden çıkmış ve önü alınamayan nükleer felaketlere sebep olmuştu. Akdeniz ve daha birçok iç deniz nükleer patlamalar ve radyasyon sızıntıları yüzünden tamamen ölü denizler haline gelmişti. Gemilerin ve deniz ulaşım araçlarının çoğu nükleer felaketler yüzünden kullanılamaz hale gelmişti. Binlerce nükleer silah da patlamaya hazır bir şekilde yükselen denizlerin altındaki depolarda kalmıştı.
Nükleer santrallerin ortadan kalkması, yağışların neredeyse tamamen ortadan kalması ve kuraklık, rüzgarların kontrolsüzce ve çok şiddetli kasırga şeklide esmesi ve gökyüzünü kaplayan su buharı insanlar için çok ciddi bir enerji sorununa da yol açtı. Artık neredeyse hiçbir santral elektrik üretemez bir hale gelmişti. Kimsenin elektriği yoktu. Kimsenin temiz suyu yoktu, kimsenin iletişimi ve istediği yere ulaşımı neredeyse yoktu.
Tüm bu felaketler, Ortadoğu'da 2010 yılında başlayan ve temel sebebi küresel ısınmadan kaynaklı kuraklık sebebiyle başlayan bölgesel isyanlar, iç savaşlar ve yoğunluğu azaltılmış dünya savaşını da dahil edersek toplamda 37 sene içerisinde, öngörülenden kat be kat hızlı gerçekleşmişti.
İnsanlık gezegen üzerindeki neredeyse tüm kontrolünü, büyük ve küçük tüm eski nesil devletler de halkları üzerindeki otoritelerini kaybetmeye başlamışlardı. Güvenliği sağlayamayan ve vergi toplayamayan devletler bir bir çöküyorlar ve gezegendeki kaosun boyutunu katlayarak artiriyorlardı. Türkiye gibi uzun güçlü ve köklü devlet geleneği olan ve durumun ciddiyetini kaçınılmaz olarak anlayan ve son yirmi yılda devlet düzenini otoritelikten kuvvacı ruhla gönüllülük ve kaynakların adil paylaşımı üzerine yeniden kurmuş, ve gelecek için köklü planlar yapan az sayıda ülke köklü planlamalarla hayatta kalmaya çalışıyordu.
Türkiye o az sayıda ülkeden birisiydi.
Dünyadan sır gibi saklanan Merih Projesi de bu yeni yönetim anlayışının ulusu kurtarma projesi ve ikinci bir kurtuluş savaşıydı.
0 notes
Text
0 notes
Photo
MİMSAN Satış ve Pazarlama Müdürü Hacer İlhan Yiğit: "Her yıl ciromuzun % 10’unu AR-GE’ye ayırıyoruz."
MİMSAN Satış ve Pazarlama Müdürü Hacer İlhan Yiğit ile MİMSAN’ın inovatif kazan teknolojilerini, AR-GE faaliyetlerini, enerji tarafında hayata geçirdikleri biyokütle ve çöpten enerji santrali projelerini ve 2020 yılı hedeflerini konuştuk.
∂ Öncelikle 1983’den beri sektörde yer alan Mimsan Grup’un inovatif kazan teknolojilerihakkında bilgi verir misiniz?
Mimsan, ısıtma sektördeki ticari hayatına, 1983 yılında mühendislik firması olarak başladı. 1999 yılında domestik olarak nitelendirdiğimiz sıcak su kazanlarıyla seri imalata başladık.
2001 yılından sonra ise endüstriyel kazan dizaynına ve imalatına başladık. 2007 yılından itibaren özellikle endüstriyel sistemlerde, akışkan yataklı kazan teknolojisiyle enerji üretim santralleri dizaynına odaklandık. Bu anlamda birçok farklı sektörde endüstriyel tesisler için kendi elektrik ve proses buhar ihtiyaçlarını karşılayacakları küçük ve orta ölçekli kojenerasyon santralleri ve atık ısıdan enerji santralleri kuruyoruz.
Ayrıca son on yılda da özellikle biyokütle ve çöpten enerji santralleri üzerine yoğunlaşmış bulunuyoruz. Bu tip atıktan enerji sistemlerinde de Türkiye pazarına uygun, ispatlanmış bir teknolojiyle çalışan konsept oluşturduk. Türkiye’de yenilenebilir enerji kanunu kapsamında, akışkan yataklı kazan sistemiyle biyokütlede altıncı; çöpten enerjide ise ikinci santralimizi kurmaktayız.
"SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMANIN TEMELİNDE SATIŞ SONRASINDA DA PROFESYONEL BİR SERVİS HİZMETİ
SUNABİLMEK YATIYOR"
∂ Ürün çeşitliliği ve kalite dışında, sektörde Mimsan’ı öne çıkaran unsurlar nelerdir?
Mimsan Grup olarak 37 yıldır müşteri memnuniyeti odaklı çalışıyoruz. Müşteri odaklı hizmet anlayışımız ile projelere “özel çözümler” sunuyoruz. Dünya standartlarında ürettiğimiz endüstriyel kazanlarımızla sektöre daima ilkleri kazandırdık.
Geliştirdiğimiz inovatif ürünler ve müşteri odaklı hizmet anlayışımız sayesinde müşterilerimiz ile sürdürülebilir bir işbirliği sağladık.
Sürdürülebilir olmanın temelinde satış sonrasında da profesyonel bir servis hizmeti sunabilmek yatıyor. Yurt genelinde ve yurt dışında hedef pazarlarda kurduğumuz servis ağı ile oluşan servis taleplerine oldukça hızlı bir şekilde dönüş sağlıyoruz. Özellikle endüstriyel kazanlarımızın kurulduğu tesislerde servis sözleşmeleri yapıyoruz. Çünkü endüstriyel kazanların Ar-Ge’si kadar satış sonrası bakım süreçlerinde de güçlü bir mühendislik alt yapısı gerekiyor.
Geçekleştirdiğimiz servis anlaşmaları dahilinde herhangi bir servis talebi olmaksızın yılda 3-4 defa kazanlarımızın performanslarını kontrol ediyoruz.
"ŞU ANDA KONUSUNDA UZMAN ÜÇ AYRI DANIŞMANLA ÇALIŞIYORUZ"
∂ Uluslararası standartlarda imalat, ürün kalitesi ve Türk sanayisindeki gelişmeler ele alındığında sektör olarak daha etkin olabilmek adına neler söylenebilir?
Teknoloji her geçen gün hızla ilerliyor. Bu nedenle uluslararası standartları yakalamak için dünyadaki teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeniz ve teknolojik altyapınızı bu doğrultuda kurgulamanız gerekiyor.
Ayrıca yurt dışından konusunda uzman danışmanlarla çalışmakta oldukça önemli. Mimsan olarak biz bu konuya çok önem veriyoruz, şu anda konusunda uzman üç ayrı danışmanla çalışıyoruz. Her bir danışmanımız farklı konularda ve proseslerde firmamızı denetleyip, proseslerimizi geliştirici öneriler sunuyor.
Dünya standartlarında ürettiğimiz ürünlerimizin, uluslararası belgelendirme kuruluşları tarafından belgelendirilmesi çalışmaları da uluslararası rekabet ortamında hem firmalarımızın hem de sektörümüzün önünü açacak çalışmalar arasında yer alıyor.
"MÜŞTERİNİN İHTİYACINI DOĞRU TESPİT ETMEK GEREKİR’’
∂ Kazanın tipi ve modeli seçilirken öncelikli olarak dikkat edilmesi gereken unsurlar nelerdir?
Müşterinin ihtiyacını doğru tespit etmek gerekir, bu tespite göre kazan tipi belirlenir. Müşterinin kullanacağı yakıt, yakıt katı yakıtsa yakıtın özellikleri ve analizi, talep edilen kapasite ve talep edilen sistem çıktısı (sıcak su, buhar, sıcak gaz, kızgın yağ veya kızgın buhar) dizayn edilecek kazan tipini ve modelini belirleyen temel parametrelerdir.
Ayrıca domestik tipi sıcak su kazanlar için ise, binanın ısı kaybı esas alınarak seçilir. Isıl verimi ve ısıtma verdisi yüksek kazanlar, ilk yatırımın geri dönüş süresini kısaltacaktır. Yatırımcı veya işletme sahibi, doğru seçilmiş bir kazan ile ilk yatırım maliyeti, yakıt sarfiyatı, konfor ve çevre kirliliği konularında önemli bir kazanım sağlayacaktır.
"ŞU ANDA MİMSAN OLARAK, KURDUĞUMUZ SANTRALLERİN KURULU GÜCÜ 65 MWE"
∂ Dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda yenilenebilir enerji kaynakları önem kazandı. Sizin de enerji santrali dizaynı ve kurulumu alanında sektörde lider firma olduğunuzu biliyoruz. Kurulumunu gerçekleştirdiğiniz enerji santrallerinin önemi hakkında bilgi alabilir miyiz?
Biz biyokütle ve atıktan enerji çalışmalarımıza, henüz yenilenebilir enerji sistemleri bu kadar talep görmeden önce başlamıştık. Bu konuda ilk deneyimimizi Türkiye’de OYKA kağıt firmasının saha atığı olan ağaç kabuğundan enerji elde ederek başladık. Bu şekilde kurduğumuz sistem, sahada yangın çıkaran atıkları bertaraf ederek tesis için hem elektrik üretti hem de proses ihtiyacı olan buhar üretimini yaptı. Daha sonra, YEK (Yenilenebilir Enerji Kanunu) ile birlikte, biyokütleden enerji üretimine devlet desteği verildi. Bu kanunla birlikte, on yıl boyunca üretilen elektriğin 146 USD/MWe alımı garanti edildi. Tarifenin 133 USD/MWe’ı biyokütleden elektrik üretiminden ve 13 USD/MWe’ı ise yerli aksam tedariğinden (akışkan yataklı kazan ve jeneratör) oluşmaktadır.
Şu anda Mimsan olarak, kurduğumuz santrallerin kurulu gücü 65 MWe; devam eden projelerimizin devreye alınmasıyla birlikte 2020 Ekim’de kurulu gücümüz ise 100MWe seviyesine çıkacaktır. Biyokütle ve çöpten enerji santrallerinin en büyük faydası, doğada atıl olarak bulunan veya çevreye zarar veren atıkların enerji üretimi yoluyla bertaraf edilmesidir. Özellikle, bazı atık çeşitlerinde (zirai atık, orman atıkları, belediye çöpü ve arıtma çamuru gibi), enerji üretiminden ziyade atık bertarafı daha fazla ön plana çıkıyor. Bu santrallerin çevreye olan faydasının dışında, mevcut YEK kanunu sayesinde yatırımlar oldukça fizible hale geliyor.
’’YATIRIMCI, MUTLAKA TEKLİF TOPLADIĞI FİRMALARIN REFERANSLARINA DA BAKMALIDIR’’
∂ Enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz, siz yerli kaynakları kullanarak ülkemize katkı sağlıyorsunuz. Yerli kaynak konusunda atılım yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Yatırımcı öncelikle yatırdığı sermayenin geri dönüşüm süresine bakmalıdır, bu süre ülkemiz şartlarında maksimum 3 – 4 yıldır. Yatırım konusunda devletimizin teşvik mekanizmasını sürdürmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Yatırımcı, mutlaka teklif topladığı firmaların referanslarına da bakmalıdır. Sonuçta bu sistemlerin fizible olması için en önemli faktörlerden biri sistemin emre amadeliğidir (availabilitesi). Sistemin, periyodik bakım dönemleri dışında, arıza yapmadan dizayn edilen kapasitede düzenli bir şekilde enerji üretimini yapması gerekir.
Firma tercihi yaparken , yerli ekipman tedariki sağlayan firmaların tercih edilmesi de oldukça önemlidir. Çünkü YEKDEM teşvik mekanizmasında 13USD/MWe yerli ekipman teşviki almak mümkündür. Biz Mimsan olarak Türkiye’de yerli ekipman teşviki alan yedi biyokütle santralinin dördünü tedarik etmiş bulunuyoruz.
"KENDİ İÇİMİZDE, BAĞIMSIZ BİR ŞEKİLDE AR-GE FAALİYETLERİNİ YÜRÜTEN BİR TASARIM MERKEZİMİZ BULUNUYOR"
∂ Mimsan’ın Ar-Ge’ye bakış açısı nedir? Türkiye’de sektör Ar-Ge’ye yeterince önem veriyor mu?
Küreselleşen dünyada rekabet edebilmenin yolu yenilikçi, verimli ve teknolojik sistemler geliştirip, üretmekten geçiyor. Ancak sektör olarak Ar-Ge’ye gereken değerin henüz tam anlamıyla verilmediğini, bu konudaki bilincin yeni yeni oluştuğunu görüyoruz. İddialı olarak söyleyebilirim ki sektörümüzde Mimsan kadar Ar-Ge faaliyetlerine önem veren başka bir firma bulunmuyor. Kendi içimizde, bağımsız bir şekilde Ar-Ge faaliyetlerini yürüten bir tasarım merkezimiz bulunuyor. Her yıl ciromuzun %10’unu Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Çünkü global bir marka olabilmenin, teknoloji ve enerjide dışa bağımlılığın önüne geçebilmenin yolunun Ar-Ge harcamaları ve dolayısıyla Ar-Ge çalışmalarıyla doğru orantılı olduğuna inanıyoruz.
∂ Sektörde yaşanan genel sıkıntılar nelerdir? Öneri ve eleştirileriniz var mı?
Özellikle enerji sistemi yatırımlarında maalesef bilgi sahibi olmadan yatırımcıları yanlış yönlendiren STK’lar var. Kurulacak tesisin, ekolojik sisteme zarar vereceğinden bahsederek yatırımcıları yanlış yönlendiriyor veya bu şekilde yanlış bilgilendirmelerle birçok yatırımın, karar aşamasında iptal edilmesine neden oluyorlar. Bu nedenle özelikle çevreye faydası dokunacak biyokütleden ve çöpten enerji tesis projelerinin bir kısmı yatırıma dönüşmüyor.
Yatırımcıların bu tip sistem yatırımlarında, fiyat parametresinin dışında tedarikçi şirketlerin kalitesini ve referanslarını da değerlendirmelerini öneriyorum. Tecrübesi olmamasına rağmen, bu pazara girmek isteyen birçok firma rekabetçi olmak adına, oldukça düşük fiyatlar veriyor. Maliyet kalemleri tecrübe edilmeden verilen bu fiyatlarla, alınan işler hem tedarikçinin finansal geleceğini hem de projenin geleceğini tehlikeye sokuyor. Bu tip bitmemiş veya sorunlu referanslar ise sektörümüz adına kötü örnekler oluşturuyor. Bundan dolayı yatırımcılara, tedarikçi seçerken, ilk yatırım maliyetinin yanında operasyon maliyeti ve
sistemin emre amadeliğini göz önüne alarak tecrübeli tedarikçilerle çalışmalarını tavsiye ediyoruz.
∂ Mimsan Grup olarak bu sene birçok ödül de aldınız. Bunlardan bir tanesi de “Şehir Çöplerinin Bertarafı ve Elektrik Enerjisi Üretimi” projenizle aldığınız Ar-Ge Ödülü idi. Bize bunlardan da bahseder misiniz?
Mimsan Grup olarak bu sene kurmuş olduğumuz biyokütle ve çöpten enerji santral referanslarımızla birçok teşvik edici ödül aldık. Bunlardan birincisi Oltan Köleoğlu Enerji’ye yapmış olduğumuz 5MWe kapasiteli Mecitözü Biyokütle santrali projemiz oldu. Bu projeyle ICCI Enerji Ödüllerinde Biyokütle kategorisinde ödül aldık. Ödül alan santralimiz, 2017 yılından itibaren elektrik üretmekte olup, sistem yakıt olarak zirai atık yakıyor.
İkinci ödülümüzü ise Akdeniz Üniversitesi “Çevre Hizmet Ödülleri” kapsamında Malatya’da kurmuş olduğumuz 4MWe çöpten enerji tesisimizle aldık.
Son olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen “2019 Verimlilik Proje Ödülleri” kapsamında “Şehir Çöplerinin Bertarafı ve Elektrik Enerjisi Üretimi” projesiyle “Büyük İşletme Ar-Ge” kategorisinde ödüle layık görüldük.
"DOMESTİK KAZANLARLA İLGİLİ ÜRETİMİMİZ VE AR-GE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR"
∂ Mimsan olarak bu sektöre domestik sıcak su kazanı imalatıyla başlamıştınız, bu tip ürünlerinizde yeni bir Ar-Ge faaliyetiniz var mıdır?
Elbette, domestik kazanlarla ilgili üretimimiz ve Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Ar-Ge ekibimiz tarafından yaklaşık iki yıl süren çalışmaların sonucunda, yeni ürünümüz olan “Premix Tam Yoğuşmalı Yer Tipi Kazanları” geliştirdik. Bu kazanlarda, dijital LCD kontrol paneli ve Modbus özelliği sayesinde sisteme uzaktan erişim imkânı sunabiliyoruz.
Premix Tam Yoğuşmalı Yer Tipi Kazanlar, DIN 4702-8 normuna göre %109 gibi yüksek verimlilik sunuyor. Mevcut yapıda kapılardan rahatlıkla geçebiliyor ve tekerlekleri sayesinde kolayca taşınabiliyor. Ayrıca zemin sabitleme ayakları da bulunuyor. Sessiz çalışma (65 dBA) ve düşük NOx (35 mg / kWh) özelliğiyle ortamda maksimum konfor sağlayan kazanlarımız, 250 KW -350KW – 400KW ve 525KW olmak üzere dört ayrı kapasitede üretilecek şekilde dizayn edildi.
∂ Şirket olarak 2020 hedefleriniz nelerdir?
Mimsan olarak 2020 yılında enerji konusundaki faaliyetlerimize ağırlık vereceğiz. Kojenerasyon tarafında atılım yapmak istiyoruz. Özellikle hem elektrik hem de buhar ihtiyacı olan kağıt, tekstil vb. sektörler için oldukça fizible olan kojenerasyon santrali alanına ağırlık vermeyi planlıyoruz.
Ayrıca Türki Cumhuriyetlerde satış ve servis ağımızı güçlendirecek çalışmaların startını verdik. Özellikle Özbekistan ofisimizin kısa sürede önemli referans projelere imza attığını söyleyebilirim. Son olarak Özbekistan şehir ısıtma işi ihalesini kazandık, sözleşme aşamasındayız. Benzer şekilde Kazakistan’da da yine bir şehir ısıtma işiyle ilgili olarak sözleşme aşamasına geldik, inşallah Şubat ayı içerisinde bunun da sözleşmesini imzalayacağız.
0 notes
Text
AŞKOLSUN SANA!
Bilirsiniz bir iş yerinde sekreter çok önemlidir. Hele bu sekreter santral ve resepsiyonist ise daha da önemlidir. Kelimenin yabancı kökenli köküne baktığımızda da bu belli olmakta zaten. Sekreter bir iş yerini vezir de rezil de edebilir. Birçok şeyi idare edebilmeli, kime nasıl davranacağını bilmeli, pratik zekâlı ve sır saklamasını bilen biri olmalıdır. Ne asık suratlı ne de fazla yılışık olmamalı, bunu çok iyi ayarlayabilmelidir. Büromu daha öncede bahsettiğim ufak mekânda yeniden devreye soktuğumda, bir de sekreter olması gereği baş gösterdi. Ancak, etim budum belli olduğundan, fazla bir ücret ödeyebilmem imkânsızdı. Bu nedenle tecrübeli biri yerine, yetiştirebileceğim birini tercih edecektim. İlk etapta eşe dosta haber saldım. Böyle birini tavsiye edebilirler mi, diye? Alüminyum işlerimi yaptırdığım ve can dostum bildiğim (sen öyle san) bir taşeron arkadaş, yeğeninin bu işi yapabileceğini ancak, şu ana kadar hiç çalışmadığını söyledi. Olsun dedim. Alışırdı. Geldi, görüştük. İşe başladı. İlk zamanlar, telefonun tuşlarına bile heyecandan ikişer üçer basıyor, eli ayağına dolanıyordu. Sonra alıştı, içinde varmış, büromuzun vazgeçilmez bir elemanı oldu çıktı. Gerçekten çok memnundum çalışmasından. Gayet güzel çekip çeviriyordu büroyu. Bir zaman sonra işlerimiz gereği, daha büyük bir mekâna çıktık ve mevcudumuz da arttı. Sekreterimiz (nedendir bilinmez, sebebini inatla söylemedi) işten ayrılmak istediğini söyledi. Ne yaptıysam dinletemedim. Çok da üsteleyemedim. Dolayısıyla yerine birini bulmam gerekecekti. Bu sefer şansımın yaver gitmeyebileceği düşüncesiyle, hiç olmazsa bu iş için eğitilmiş birini işe almamın daha iyi olacağını düşünerek, gazeteye ilan verdim (o zamanlar falan.com, filan.net hakgetire!). Çeşitli başvuruları değerlendirmeye başladık. Bu arada çalışanların artması, benim sürekli seyahat etme zorunluluğum sebebiyle, firmada bir yönetim boşluğu beni rahatsız ediyordu. Mevcut çalışanların içinde bu boşluğu dolduracak birini gözüm kesmediğinden, eskiden tanıdığım, benden yaşça oldukça büyük ve tecrübeli bir mimar ağabeyim aklıma geldi. Çevresi genişti ve bu konuda yardımcı olabilirdi. Bana yine yaşını başını almış, şu an iş aramakta olan bir mimar tavsiye etti. Onun da fakülte terk olduğunu çok sonradan öğrendim (Dosta güveniyorum ya, diploma sormadım. Ah kafam). Böylesi güvenilir bir referansı olan bu zatı ilk görüşmemizde anlaşarak işe aldım ve benden sonraki adam olarak tüm arkadaşlarıma tanıttım. Böylece kendimi biraz olsun rahatlamış hissediyordum. Yönetim boşluğu bu şekilde doldurulacaktı. Onu izliyordum. Bir şeyler yapmaya gayret ediyordu. Yalnız, yaptıkları pek de işe yarar ya da derde deva olamıyordu. Mahalle yanarken, ağaçtaki kediyi kurtarıp bununla övünen itfaiye şefi misali, beni hayal kırıklığına uğratıyordu. Bu tür eften püften işler yüzünden, ekibi de boşuna meşgul ediyor, çifte zararlara yol açıyordu. Çoğu zaman benim karasularıma da giriyor, bu da beni iyiden iyiye rahatsız ediyordu. Kısaca haddini bilmiyordu. İhtar ediyordum ve yenidir alışacaktır diye bekliyordum. Sekreterlik için yapılan başvuruları ilk değerlendirmeden geçirmek için her işe maydanoz olduğu gibi garip bir hevesle öne atılmıştı. Kırmadım. İşlerim de çoktu zaten. Kabul ettim. Bir akşam, bir toplantıdan çıkıp büroya geldiğimde, yüzündeki o sahte gülümsemesiyle; - Patron da geldi işte; diyerek koştu geldi. Bu tür yalakalıklardan nefret ediyordum. Neyse; bozmadım. - Merhaba, Erdinç Bey; nedir bu telaşınız? - Efendim, kızımızı bulduk! Kafam dağınık, ilk etapta ne kızını bulduk anlayamadım. Arkasını dönüp, bir köşede oturmakta ve sakız çiğnemekte olan genç bir kızı el kol hareketleriyle beraber çağırdı. Yine kediyi kurtarmış olma edasıyla; - İşte, yeni sekreterimiz; dedi. Önermiyordu, işi bitirmişti. İkisini de odama aldım. Kız sekreterlik kurslarının birinden sertifika almıştı. Tecrübesi yoktu. Ancak, Erdinç Bey onu işe almıştı. Umut vermişti. Bunu bozamazdım (Lanet olsun şu içimdeki insan sevgisine!). Belki burada yetişmesi daha iyi olur, en azından sertifikası var diye düşünerek kendimi avutup; - Hayırlı olsun; dedim. - Yalnız, lütfen ağzındaki o sakızı çıkar. Sen de takdir edersin ki, hoş olmuyor. Kız biraz bozuldu, lanetleme çikletini alıp cebinden çıkardığı bir kâğıda sararak, yine cebine attı. Alarm çanları çalıyordu beynimde ama ne çare, şu an yapılacak bir şey yoktu. Ona artık gidebileceğini, yarın işe başlayabileceğini söyledim ve gönderdim. Kız kapıdan çıkınca Erdinç’e döndüm; - Bana danışmadan kızı işe almışsınız. Bu doğru değil, en azından, son kararı bana bırakmalıydınız. - Aman patroncuğum, sizin işiniz arasında bu tür meselelerle uğraşmanıza gerek yok. Ben ne güne duruyorum? Siz canınızı sıkmayın diyerek işi pişkinliğe vurdu. - Şimdi siz bunu hiç düşünmeyin, her şey çok güzel olacak, müsaadenizle ben de çıkayım artık geç oldu, iyi akşamlar; diyerek kapıya yürüdü. İçimden ya sabır çekerek kendime engel oldum. Tam çıkarken dayanamadım; - Erdinç Bey, bana lütfen patron, patroncuğum diye hitap etmeyin, hoşlanmıyorum. Yüzündeki o gülümsemeyle bir bakıp çıktı gitti. Ertesi gün dışarıda koşuşturuyordum. Büroyu aradım, bir ses; - Efeeeedim…? - Pardon yanlış oldu galiba, ben Ataoğlu Mimaklık’ı aramıştım. - Eveeet! - Yani şimdi orası, orası mı? Şaşkınlıktan orası burası mı diye de sorabilirdim yani. Sonra dün akşamki kızın yeni işe başladığı aklıma geldi. - Sen yeni başlayan sekreter misin? - Hıııııııııı…? - Önce lütfen şu çikletini çıkart; ayrıca, telefonlara da “Ataoğlu Mimarlık” diye cevap vereceksin. Bunu sana söylemediler mi? - I-ıııııh Allah’ım ne suç işlemiştim ki bütün numunelikler beni buluyordu? - Bana Erdinç beyi bağla… - Yapamam… Yok ki…Zaten nasıl olcanı da bilmiyorum. Telefonu kapadım. Çünkü bundan sonra ağzımdan dökülenler, ne de olsa bir genç kız olan birinin gereksiz ve zamansız ufkunu genişletebilirdi. Erdinç’e durumu anlattım. Bu kızı o işe almıştı. Öyleyse, alakadar olup kızı hizaya sokmalıydı. Eksiklerini giderip, yanlışlarını düzeltmeliydi. İlgileneceğini, merak etmemem gerektiğini söyledi. Adam hep aynı şekilde gülüyordu. Güleç yüzlü olmak iyiydi de bununki Hallowen kabağının gülüşünü andırıyordu. Bekledim. Umut ettim. İhtar ettim. İkaz ettim. Değişen fazla bir şey yoktu ne yazık ki. Büromu aradığımda; - Efeeeeeedim… Yine ikazlar, nasihatler, beklentiler. Bu arada öyle bir koşuşturma içindeydim ki, bir türlü bu işi ele alamıyordum. Ancak bariz olan bir şey vardı, firmaya ikinci adam olacak diye umut bağladığım kişi bir hataydı. Artık, bu iyiden iyiye kendini belli ediyordu. Sekreterim de ayrı bir muammaydı. Birlikte iş yaptığımız, işverenlerimiz, ayrıca işçi ve taşeronlarımız vardı. İşverenler genelde fırça atmak için, taşeronlarsa para istemek için hal hatır sorarlardı. Bazı işverenlerle taşeronların isimleri de aynıydı. Mesela, demirci taşeronumuzla bir bankanın genel müdürünün ismi Mustafa’ydı. Bizim aramızda taşeron “Demirci Mustafa”, genel müdür “Mustafa bey” olarak anılırdı. Masamda oturuyorum, iç hat telefonum çalıyor; - Efendim? - Meeemet beeğ (göbek adımdan ne istiyorsa!), Mustafa arıyoooo… - Tamam, bağla lütfen. - Mustafa naber? Yine para mı istiyorsun? Sen önce yaptığın kapıyı düzelt, projen yok mu oğlum senin? - Ne parası, ne kapısı Mehmet bey (al bir tane daha!)? Ben de size işi soracaktım, ne zaman bitiyor kardeşim? - Aaaa! Pardon Mustafa Bey ben sizi şey zannettimdi de… - Ne zannettin ben şey miyim? Falan, filan bir alay rezalet. Başka bir gün; - Meeemet beeğ, Mustafa Beğ arıyooo… - Bana esas adımla… Neyse, Peki… - Nasılsınız Mustafa Bey, işi bitiriyoruz efendim. Yarın tamam. Artık bizim hakedişi imzalarsınız herhalde? - Abii? Abii ya! ben Mustafa yaa. Biraz para isteyecektim de… abi orda mısın? Uyardım, kim kimdir, iyice anla, dikkat et, bizi batıracaksın, bana da Meeeemet deme. Kime sesleniyor diye bakıyorum, falan, filan. Yine bir akşamüstü büroya geldim ve o hafta yapılacak olan ödemelerin dökümü karşısında rutin şokumu yaşayarak, alacaklarımızı tahsil edememenin getirdiği çaresizliği nasıl telafi ederim diye düşünürken, odamın kapısı HART diye açıldı ve Erdinç efendi o garip gülüşüyle içeri daldı. Pervasız bir şekilde masamın karşısındaki kanepeye kurularak bacak bacak üstüne atıp; - Sizinle biraz konuşmam lazım; dedi. Dondum kaldım. Bir şirketin çalışanı, işverenin odasına ancak böyle girebilirdi. Yutkundum, sordum; - Ne konuda? Şu an hayati bir şekilde meşgulüm, eğer acil değilse bir iki saat sonraya bırakalım. Belki şu hesapları dengeleyebilirsem daha rahat konuşabiliriz. Adamın derdi değildi ki; ne ödenmiş; ne ödenecek? Para var mı, yok mu? - Önemli; dedi - Çok önemli. - Pekâlâ; dedim. Önümdeki işi bırakarak arkama yaslandım. - Sizi dinliyorum. - Patroncuğum (ensemdeki tüyler diken diken oluyordu), bunları birer kahve içerken konuşsak; hem sizi de rahatlatır. Erdinç ‘i görmem bile rahatlamama engeldi. Ayrıca, beni kahve değil, ancak bir kaç deste para rahatlatabilirdi. Cevap beklemeden masamdaki dâhili telefona saldırarak sekreter kızımızdan iki neskafe istedi. Sonra yine yerine yerleşip ilk halini aldı. Bu önemli konunun girişini yapmasını bekler pozisyonda kendisine bakarken, kollarını yukarıya sıvayarak; - Şunlara bakın şunlara; dedi heyecanla. Neye bakmam gerektiğini tam anlayamadığımdan, dirseklerine kadar sıvayıp havaya kaldırılmış, bakmaya zorlandığım kollar üzerinde gezdiriyordum gözlerimi ve önemli bir şey arıyordum. Erdinç bir taraftan kollarını içe dışa çevirerek; - Görüyor musunuz şu yaramazları? - Neyi; dedim. - Ne yaramazları? - Kedilerim; dedi. Ben henüz ne olduğunu tam olarak anlayamamışken kapı bir daha HART diye açıldı. Sanki firmanın sahibinin odasının kapısı değil de dingonun ahırının kapısıydı canına yandığımın kapısı. Sekreter kızımız, ağzında çikletiyle elindeki tepsiyi sallaya savura içeri dalıp önümüze PAT diye birer fincan atıverdi. Bu fincanları da hiç sevmiyordum. Sanırım büro açılırken birisi hediye getirmişti. Sağ olsun, ama çok büyüktüler. Çorba kâsesi gibi iç iç bitiremiyordu insan. Kız tam dönüp çıkacakken; - Şeyda; dedim Ne var be, gibilerinden şöyle bir döndü. - Bak oraya bir kapı koyduk, birinin odasına girerken kapıya şöyle bir tıklatılır. Üstelik burası herhangi bir oda değil. Burası bir iş yeri. İçeride büronun sahibi ile müdürü konuşuyorlar. Bu, sadece burası için geçerli değil. Yarın başka bir yerde aynı hata baş��na iş açabilir; diye; “biraz da kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” , kabilinden sitem ettim. Anlayan yoktu ya! Ortada vahim bir başka durum vardı. Gözüm fincanlara (ya da kulplu kâse demek daha doğru olur), ilişince görmüştüm. Kahve dökülmüş, yandaki şekerler erimiş ve kaşık bunlara bulaşmış bir haldeydi. Herkesin takıntıları vardır. Buna gıcık oluyordum işte. O şekerler eriyince tutup fincana atamıyordunuz. Kaşığın sapına bulaştıklarından, kaşığı tutamıyordunuz. Tutsanız da yapış yapış kaşık sizi terk etmemekte direniyor, sonra o elinizle başka hiçbir şeye dokunamıyordunuz. Tüm bunlara rağmen inatla kahvenizi içmeye çalışırken, fincanın altından damlayanlar da üstünüzü lekeliyor, ya da masanızdakiler üstünde derin izler bırakıyorlardı. - Bak bir ricam daha var. Lütfen, bir dahaki sefere dikkat et, şu kâseler zaten kocaman, ya az doldur ya da sallamadan getir. Böyle dökülünce çok iğrenç oluyor. Müdürüm hemen atıldı, sıvalı kollarını sallaya sallaya; - Değil mi ama kızım, patron doğru söylüyor. Bak yarın görücüye çıkarsın orda da aynı şeyi yaparsan kimse beğenmez seni sonra… Keh keh keh Birden, bu geyik muhabbetinin ortasına nasıl düştüğümü çözemedim. Üstelik burası orman değil benim kendi ofisimdi. Ama konuşmanın esas çarpıcı cevabı sekreter kızımızdan geldi. - Ohoooo! Sen ne diyoosun Erdinç beeğ? Biz o işleri çoktan geçtik. Vay canına, bizim ufak tefek, sekreter kızımıza bak. Bak da baka kal! Döndü, çıktı, gitti. Ben daha bu abandone durumdan tam anlamıyla sıyrılmadan, Erdinç kahvesini büyükçe bir höpürdetip, yine kollarını havada çevirerek; - Ne diyordum patroncuğum? Kediler! Yaaaa ! - Yaaaaa…; demişim. - Benimkiler hiç rahat durmuyorlar. Onları beslerken bak bana neler yapıyorlar? Kollarındaki çiziklere bakarken, bir an için Erdinç’i kedileriyle beraber zehirlesem mi diye düşündüm. Konuşmamızın sonraki önemli kısımlarını hatırlamıyorum. Pek önemli değildi. Ancak, sekreterimizin tüm haklarını ödeyip işine son vermek zorunda kaldım. Erdinç‘i ise yine affedip, bekledim. Hataydı. Ama insanları bir kalemde silemiyorum. Bu hala da böyle, can çıkacak, huy çıkmıyor. Tekrar kaldık sekretersiz. İşler iyice sarpa sardı. O sırada, bana bundan önceki sekreterimi bulan taşeron arkadaş, birini tanıdığını, iyi bir insan olduğunu, çalışmak istediğini söyledi. Kocasından ayrılmış, çocuklarını okutuyormuş. Kabul ettim. Geldi, görüştük, anlaştık, işe başladı. Kadıncağız biraz boş bakıyordu ama olsun saflığına verdim. Yine koşuşturuyordum sabahtan akşama kadar. Büroyu arıyordum; - Buyurun, Ataoğlu Mimarlık (hayret!)… - Gülsen, merhaba. Arayan, soran var mı? - Hıııı… - Alo ! Gülsen orda mısın? Beni arayan var mı? - Sen kimsiniz… Ne…… Ha ? Olabilir dedim, yenidir, alışır. Hemen sesimi tanıyabilecek değil ya! Bir hafta, bir ay, üç ay değişen bir şey yok. Bu da kimin kim olduğunu anlayamıyor. İş için İzmir'deyim; büroyu arıyorum; - Ataoğlu Mimarlık? (en azından bunu söylüyor!) - Gülsen, merhaba. Feyzi’yi bulamadım (Feyzi o sıra İzmir’de ki bir şantiyenin başında) seni aradı mı bana bir haber bıraktı mı? - Ne ki? Kim? Niye? Kem… Küm… - Yahu, Gülsen benim. Sen dün kime bilet aldın? Bu sabah İzmir’e kim geldi? Feyzi’yi kim sorar. Azıcık düşün. - Yani… Ehe… Hım… Düzelecek canım, düzelecek! Yine İzmir’de, bir yabancı bankanın bölge müdürlüğü işini yapıyorduk. İşin gidişatıyla ilgili çok önemli bir toplantı yapılacaktı. Dosyalarımla beraber, toplantı odasında hazır bekliyordum. Yanımda, bu işleri almamızı sağlayan, işi kendi almış gibi göstererek, bize yaptırıp, üstünden misliyle para kazanan aracı arkadaş vardı. İnşaatla uzaktan yakından ilgisi yoktu. Kendisi halı ticaretiyle uğraşır, bu işleri de nasıl ediyorsa kapardı. Şu dünyaya şaşıyordum. Biz bu işi senelerce okuyalım, senelerce şantiyelerde sürünelim, işi çok iyi bilsek de gidip o işi alamazdık. Ama böylesi büyük, milletlerarası, saygın bir firma dahi işi ‘pat’ diye, kaç misli fiyata hiç anlamayan birine veriyordu. Gel de sonra bu âlemde bilginle, namusunla geçin! Neyse, toplantıda kan gövdeyi götürecekti. Bütün ensesi kalınlar buradaydı. Ortaklaşa iş yaptığımız arkadaş da diğerleri gibi bana saldıracaktı. Çoğu zaman destek yerine köstek olmaya bayılırdı. (Hatta daha sonra Erdinç’le bir olup beni sattı. Çok pişman oldu ama yazık oldu). Bankanın üst düzey yetkilileri arasında her memleketten insan vardı. Ama genel anlamda Arap'tılar. Bizim bazı yönlerden çok nankör bir mesleğimiz var. Bir kere kimse yolda kaç fırtına atlattığınızla ilgilenmez, sadece geminin limana zamanında gelip gelmediğine bakarlar. İyi bir şey olursa Allahtan, kötü her şey sizden bilinir. Ayrıca, sizin işinizi herkes sizden daha iyi bildiğini zanneder. İşte mimarlık ve şantiyecilik! Bir doktora gittiğinizde, tahliller, incelemeler sonucunda bir tanı koyup, size “ameliyat” diyebilir. Buna pek itiraz edemezsiniz. Hatta ameliyat masasında kalan bir hasta için, “bünyesi kaldıramadı, çare yoktu” denebilir. Yine ses çıkaramazsınız. “Şu ilaçları yut!” denince, o hapı yutarsınız. Ya da bir avukat “kanun böyle diyor!” diyerek kestirip atabilir ve siz “eyvallah” demek zorunda kalırsınız. Ama bize gelince, işin içine biraz da zevk girdiğinden, herkes konuşur. İkna edebilmeniz ise çok zor, hatta imkânsızdır. Toplantı başladı. Hep beraber masanın çevresinde oturduk. Yine her zamanki gibi, gerçekleri anlatmaya çalışmama rağmen, herkes benim işimi benden iyi biliyor ve üstüme üstüme geliyor. Ortam bu… Ve ben bu insanlara bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Halbuki ben onların faiz oranları, repoları, vadeleri hakkında fikir yürütüp, direktifler veriyor muyum? Hayır. Çünkü ben bankacı değilim. Ama herkes, benden çok Mimar! Toplantının en gırtlak gırtlağa gelindiği anlarından birinde, ki genelde sıkılan gırtlak benimki oluyordu, önümdeki koca yığını oluşturan dosyaların arasında olmayan ve aslında olması da gerekmeyen çünkü çok önce onaylanmış, ama o anda beyefendilerin gözüne gözüne sokmayı aşırı şekilde arzuladığım bir evrağa ihtiyacım oldu. Hemen cep telefonumdan büroyu aradım. Muhasebecimde bu evrakların tümü vardı ve olay kendini bir halt zanneden karşımdaki Arap'ın dediği gibi değildi. Muhasebecim, bana rakamları verebilir, ardından da ben konuşurken, faks elimize ulaşırdı (o zamanlar whatsapp hayal bile değildi!). Mosmor olacaktı hıyar! (Hıyarlığı milliyetinden değil, sonradan görmeliğinden geliyordu!). Canıma tak etmişti; büromu aradım: - Buyurun, Ataoğlu Mimarlık… - Gülsen, merhaba! Bana acil olarak Seyfi’yi (muhasebecim) bağlar mısın? - Ayyy! Aşkolsun sana… Demek beni istemiyorsun da Seyfi’yi istiyorsun haa.. Görürsün sen bak! Kı kı kı kı… Arap, karşımda sırıtmış bana bakıyordu. Ama camdan bakmıyordu. Bu sırıtış candan da değildi. O anda yağmur yağmıyor, seller de akmıyordu, ama sırtımdan aşağı soğuk terlerin bir sel gazabıyla, gömleğimi ele geçirdiğini hissediyordum. Kendimi, Kahramanmaraş dondurmacısının fıçısına düşmüş gibi hissetim. O anda dondurmacı, tutmaya çalıştığım külahı elimden kaparak, yukarıdaki çana vurdu… Hayır… Bu, dondurmacı değildi. Sevgili iş ortağım, suratımdaki dehşetengiz ifadeden ürküp, gurbet ellerde işini yarım bırakarak başına kalırım diye, koluma vurarak, ne olduğunu sormaktaydı. Hattın kesildiğini bahane ederek, birkaç dakika dışarı çıkmak için izin istedim. Sonra tekrar büroyu arayarak açtım ağzımı, yumdum gözümü… Yine de üzgünüm, hem kendim için, hem onun için. Bunlar olmasaydı, olmaz mıydı? Ne ben sinirlenirdim, ne o üzülürdü. Bahane ise şuydu; sesim karıştırılmış… Maazallah ya bir işverenimizin sesi karıştırılsaydı? Veya (kulağıma gelmedi ama belki olmuştur) bir işverenimiz, benim yerimde o an olsaydı. Bunun altından nasıl ve ne şekilde kalkılır bilemiyorum? Eleştirileri duyar gibiyim: - Mehmet bey (ah benim şu göbekadım), Mimarlık işleri pek karlı olmadığından, şirketi başka ve çok daha verimli işlere mi yönelttiniz acaba? Neyse canım, sıkılmayın! Bir süre başka şey derler, ama bir zaman sonra, yine bu günkü gibi “Mehmet Bey” olursunuz! O an orada telefonu yiyebilirdim. Veya o masa etrafındaki herkese, gerçek duygularımı yansıtabilir ve şu an ‘içeride yatıyor’ olabilirdim. Mazeret ne? “Üzgünüm, sesinizi başkasıyla karıştırdım.” Burası evin mi? Zaten sen, benim sesimi ne zaman tanıyabildin ki karıştırasın, a gaiplere karışası, Allahın cezası!! Ne mi yaptım? İşe ihtiyacı vardı. Ha deyince bulamazdı. Çocuklarını okutuyordu ve zor durumdaydı. Affettim… Şu anki görüşüm mü? Açıkça mı? İyi b.k yedim ! M. Zafer ATAOĞLU
0 notes
Text
Biz Mersin Halkı Adına, Mersinin Menfaatlerini Korumakla Mükellefiz
Gülnar Haberleri Yeni Bir Haber Yayınladı... https://www.gulnarhaberleri.net/%c2%93biz-mersin-halki-adina-mersin%c2%92in-menfaatlerini-korumakla-mukellefiz%c2%94/
Biz Mersin Halkı Adına, Mersinin Menfaatlerini Korumakla Mükellefiz
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nde (MESİAD) düzenlenen bilgilendirme toplantısına katıldı.
MESİAD Erhan Deniz Konferans salonunda gerçekleşen bilgilendirme toplantısında iş insanları ile bir araya gelen Başkan Kocamaz, Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetleri ile ilgili sunum gerçekleştirdi. Mersin iş dünyasının merak ettiği soruları da bu toplantıda yanıtlayan Başkan Kocamaz iş adamları ile karşılıklı fikir alış verişinde bulundu.
Mersin Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Başkanı Hasan Engin toplantının açılış konuşmasını gerçekleştirerek “Mersin hepimizin. MESİAD olarak da Mersin’e ve projelerine sahip çıkıyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bize çok katkıları oldu. Kentin gündeminde olan Mersin’le ilgili merak edilenleri bugün burada başkanımıza soracağız. Kendisine şimdiden teşekkür ederim” şeklinde konuştu.
MESİAD’ın Mersin için önemli bir kuruluş olduğunu, Mersin’in ekonomisine önemli katkı sağlayan insanlardan oluştuğunu ifade eden Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, “Mersin’in hafızası MESİAD diyebiliriz. Mersin’in ekonomisine yön veren kuruluşlardan bir tanesi. Özellikle de bağımsız, bağlantısız bir sivil toplum kuruluşu olması nedeniyle kentin problemlerini geçmişten bu yana çok daha eğmeden, bükmeden ilgililere ileten bir kuruluş olması, birçok projeye öncülük yapmış ve yapıyor olması Mersin açısından önemli. Bugün de burada Mersin’in problemleri ve geleceğine yönelik bir toplantıda bir arada olmak bizim açımızdan da önemli” dedi.
Mersin’in özel bir şehir olduğunu ve Mersin’in problemlerinin çözülmesi konusunda istedikleri noktaya henüz gelemediklerini söyleyen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, 13 ilçeye hizmet vermek zorunda olduklarını kırsal ve merkez ayrımı yapmaksızın sorunlara çözüm bulmak için çalıştıklarını ifade etti.
Mersin’in sorunlarını büyük ölçüde çözecek olan imar planları ile ilgili sık sık sivil toplum kuruluşları ve muhtarlarla bir araya geldiklerini ifade eden Başkan Kocamaz, “1/ 5 binlik planlardan önce 1/100 binlik planlar alelacele bakanlığa götürülmüş. Ama bu plan Mersin’in önünü açacak bir plan değildi. Biz göreve gelir gelmez bu problemlere el attık. 1/100 binlik planları hemen ihale ettik. Uzun bir süreç sonucunda bu plan meclisten geçti ve bakanlığın onayına sunuldu. Bakanlık da üzerinde çok ufak değişiklikler yapıldıktan sonra kabul etti. Bundan sonra esas 1/5 binlik planlarla ilgili çalışma başlattık. Bunun yanı sıra Ulaşım Master Planı çalışmalarını başlattık. Daha önce bu plan çalakalem yapılmış ve 10 ayda tamamlanmış. Biz göreve geldikten sonra bu planı ele aldık ve yeniden ihale ettik. Uzun görüşmeler neticesinde bu plan tamamlandı ve hafif raylı sistem yapılmasına yönelik karar çıktı” dedi.
Mersin’e kazandıracağı en önemli ve büyük projelerden birisi olan Mersin metrosunun proje detaylarını katılımcılarla paylaşan Başkan Kocamaz, “Bizim gönlümüzden Havaray geçti ama izin verilmedi. Daha sonra bakanlık belli bölgelerde yerin altına girilmesinin daha doğru olacağına karar verdi. Proje yeniden ele alındı. Proje şu an tamamlanmak üzere. Bu proje artık tamamı metro olacak şekilde yapılıyor. Tamamı yerin altından gidecek şekilde planlandı” şeklinde konuştu.
Mersin’in tarım, tarih, kültür ve sanayi merkezi olması ve her geçen gün biraz daha gelişmesiyle birlikte bazı sorunlarla da karşılaştıklarını ifade eden Başkan Kocamaz, “Limanla ilgili sıkıntılarımız var. Kapasitesi yüzde yüzün üzerinde kullanılıyor. Bunun yanı sıra biz Nükleer santralle ilgili konuyu Mersin’de sindirememişken, birde balık çiftlikleri sorunu ortaya çıktı. Biz Mersin halkı adına, Mersin’in menfaatlerini korumakla mükellefiz. Bazen söylediklerimiz bazılarının hoşuna gitmiyor ama biz bu kenti ve bu kentin geleceğini savunmak ve korumak mecburiyetindeyiz. Onun içinde var gücümüzle çalışıyoruz. Biz mücadele ediyoruz ama bir yere kadar. Bu yeni yasalarla birlikte belediyelerin fonksiyonu neredeyse sıfıra indirildi. Tüm bakanlıklar şehir içerisinde size hiç sormadan kararlar alabiliyor. Gerçekten işimiz zor. Biz de bu kadar yasalardan kaynaklanan engelin üzerinden sıçrayarak adeta yarışa çıkmış gibi çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
İş insanları tarafından merak edilen ve özellikle sanayiciler tarafından beklenen 2. Çevre Yolu – Organize Sanayi bölgesi bağlantısı ile ilgili sorulan soruya cevap veren Başkan Kocamaz, “Tarsus Belediye Başkanı olduğum dönemde, bu bölgelerin gün yüzüne çıkarılması için böyle bir yol açılması gerekiyor dedik. Hem D-400 karayolunu rahatlatacak hem OSB bağlantısını sağlamış olacağız. Bu o dönemde konuşuldu. İlk defa 1/ 100 binlik planlara bunu işledik ve Sayın Bakana da bize yardımcı olmasını istedik. Bize ‘Siz istimlakını gerçekleştirin biz de bu yolu yapalım dediler. Tabi bu istimlakını belediye olarak yapmamız mümkün değil. Ancak 18 uygulaması ile bunu yapmamız lazım. Ama 18 uygulaması yapabilmemiz için de o yolun her iki tarafında o bölgedeki insanlara belli imarlar vermek lazım ki o yerleri uygulama ile alalım. İmar planına bunu koyduk ancak imar planını hayata geçirebilmek için 90’a yakın kurumdan görüş almamız gerekti. Bunlardan en önemlisi de DSİ ve Tarım Bakanlığı. Bu ikisi oldukça engel çıkarıyor. Biz her şeye rağmen bazı şartları kabul ettik. Çünkü iş gecikiyor. Biz 1/5 binlik planları etap etap yapalım dedik. Serbest Bölge Otoban Kavşağına kadar olan bölgeyi birinci bölge alalım. Doğu tarafı da ikinci bölge olarak alalım dedik. Şu anda batı tarafından tarımla ilgili yerler belirlendi. Batı tarafında iş belli bir yere gelmiş durumda. Ama doğu tarafı ile ilgili henüz bakanlığın görüşleri çıkmadı. Onunla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
Denizpark’ın son durumu ile ilgili sorulan sorulara da cevap veren ve Denizpark’ın yerine yapılabilecek tesis konusunda önerileri dinleyen Başkan Kocamaz, “Denizpark mahkeme kararı ile yıkıldı. Biz de yıkılmaması için baya direttik. Gerek Danıştay’a gerek ilgili bakanlığa defalarca yazı yazarak direttik. Mecburen yıkıldı. O bölge için bir proje hazırlattık. Talipli bulamadık. Bugünkü konumundan ben de çok rahatsızım. Oraya hiç olmazsa insanların girip çıkabileceği bir proje yapalım dedik. Ayrıca hazırlattığımız projelerde oraya bir kurvaziyer liman yapılmasını istedik. Onunla ilgili bakanlıktan onay çıktı. Geçen hafta proje tanıtım toplantısı yaptılar. ÇED’le ilgili toplantı yapıldı. Yani önü açılmış oldu” şeklinde konuştu.
0 notes
Text
Uzaktan Sayaç, Sensör Okuma & Akım Gözlem İstasyonları
İnsanlar arasındaki iletişim olabildiğince teknolojik bir noktaya gelse de, ilerlemeye hala devam ediyor. Bu iletişime ek olarak, kalıpları değiştiren bir kavram olan cihazlar arası iletişim de artık hayatımıza girmiş durumda. Cihazlardan toplanan verilerin herhangi bir iletişim olmaksızın yedeklenmesi sadece istatistikçilerin işine yarıyor. Fakat cihaz verilerinin, anlık olarak veri tabanına dahil edilip, tanımlanmış alarm seviyeleri sayesinde de gerekli tedbirlerin alınması, birçok problemin daha oluşmadan çözülebilmesine olanak sağlıyor. İşte bu noktada Siyad Sistem sunduğu çözümlerle cihazlar arası iletişim sektöründe dikkat çekiyor.
Siyad Sistem ile Uzaktan Sayaç, Sensör Okuma ve Akım Gözlem İstasyonları
Uzaktan sayaç, sensör okuma sistemlerinin temel işleyişi oldukça kolay görünse de, bu süreçte yapılan her işlem kendi başına birer uzmanlık alanı gerektiriyor. Okunacak datanın geldiği protokol, okunan datanın çeşitliliği, uzaktan veri okuma, hepsi konusunda uzmanlaşmış alt yapıları gerektiriyor.
Örneğin ModBus olarak bilinen protokol ile çalışan buhar sayacını alıp, kurumun skadasının isteği protokole çevirip, kablolu ya da kablosuz olarak sisteme dahil etmeyi ele alalım. Sadece verdiğimiz bu örnekteki uygulamanın yapılması için gerekli uzmanlıkları altta görebilirsiniz.
Sayacın markasından bağımsız olarak tüm dataları almak.
Farklı protokolleri birbirine çevirmek. Örneğin, TCP-IP, IEC 62056-21, Modbus Protokolü, Hart Protokolü, 4-20 mA Akım Döngüsü )
Datayı en son TCP protokülüne çevirip, bunu kablolu ya da kablosuz olarak skada merkezine taşımak.
Skada otomasyonuna veriyi dahil etmek.
Tüm uzmanlık gerektiren bu işlemler sonrasında, manuel olarak takip edilen her veri kurumun sistemine dahil edilmiş oluyor. Bu sayede kurumlar verimliliklerini arttırırken, zaman ve iş gücünden de kazanmış oluyorlar. İşte bunca sağladığı avantaj göz önüne alındığında kurumların, uzaktan sayaç okuma ve uzaktan sensör okuma, teknolojilerinin yakından takibe almaları, işin yaptırılacağı firmanın da yukarıda bahsedilen konulara hakimiyeti ve referanslarını da detaylı bir şekilde incelemeleri gerekiyor.
Siyad Sistem tarafında geliştirilen ve üretilen RF Aktarmalı Modem ile kurulmuş bir Akım Gözlem İstasyon (Agi)Diagramı
Uzaktan sayaç, sensör okuma sistemlerinde karşılaşılan en büyük sorunlardan biriside, verinin okunması gereken yerde gsm ya da benzeri bir internet altyapısının bulunmamasıdır. Örneğin bu soruna, şehir merkezlerine oldukça uzak noktalara kurulan Hidro elektrik santralleri ( HES ) içerisinde bulunan akım gözlem istasyonlarında ( AGİ ) sıkça rastlanır. Burada bulunan can suyu tabir edilen suyun seviye ölçüm değeri, Devlet Su İşlerinin ( DSİ ) sistemine entegre edilmesi germektedir. Ancak GSM sinyalinin dahi ortamda olmaması durumunda tek çözüm, Siyad Sistem tarafından geliştirilen ve üretilen RF Aktarmalı GSM Modem’dir.
GSM modem 2 parçadan oluşmaktadır. İlk parça GSM sinyalinin bulunmadığı, okunacak sensör ya da sayaç tarafındaki cihazdır. Bu cihaz RS232 ya da 485 formatındaki veriyi sensör ya da sayaçtan okur ve transparan ol
arak, radyo frekans aracılığı ile ikinci cihaza gönderir. İkinci cihaz GSM sinyalinin bulunduğu taraftadır. Birinci cihaza 4-5 km mesafeye kadar konumlandırılabilir. İkinci cihaz RF üzerinden gelen veriyi alır ve bilgiler bu cihaz üzerinden internete aktarılır. Bu sayede problemli noktalardaki veriler, kurumun yazılımlarına entegre edilir. Siyad Sistem GSM modem yapılarında, Gsm’e bağlanan cihaz tek kullanılırken, radyo frekans gönderimi yapan cihaz sayısı birden fazla olabilmektedir.
Siyad Sistemin geliştirdiği . RF Aktarmalı GSM Modem teknolojisi sayesinde, kör noktalarda da uzaktan veri okuma işlemi yapılabilir hale gelmektedir. Siyad Sistem geliştirici ve üretici kimliği ile uçtan uca bir çok çözüm sunmaktadır. Cihaz üretiminden yazılıma kadar her aşamada uzmanlığını sunan Siyad Sistem, cihazlar ile yazılımlar arasında kurduğu ekosistem sayesinde, kesintisiz bir hizmet almanızı sağlar.
Çalışma Alanlarımız
Uzaktan Sayaç Okuma Sistemleri: Markası fark etmeksizin tüm elektrik sayaçlar, doğalgaz sayaçları, atık su sayaçları, buhar sayaçları ve üstte belirtilen protokollerde çalışan tüm sayaçlar.
Uzaktan Sensör Okuma Sistemleri: Markası fark etmeksizin tüm limnigraf ve debimetre cihazları ile birlikte üstte belirtilen protokollerde çalışan tüm sensörler.
Çalıştığımız Firmalar
Hidroelektrik Santralleri (HES)
Jeotermal Santraller (JES)
Barajlar
Organize Sanayi Bölgeleri (OSB)
www.siyadsistem.com
0 notes
Text
İKİNCİ EL TELEFON SANTRALİ
İKİNCİ EL TELEKOMUNİKASYON ÜRÜNLERİ
Aker telekom olarak çok uzun senelerdir telekom sektöründe pek çok müşterimize hizmet vermekteyiz. Aramıza eski ve yeni pek çok müşterimiz katılmakta ve ihtiyaçları doğrultusunda bizlerden her türlü telekomunikasyon ekipmanları ve aletleri satın almaktalardır. Hem yeni hem de ikinci el piyasasında sizlerin ihtiyaçlarına yönelik elimizde pek çok markanın ürünleri bulunmaktadır. Aklınıza gelebilecek tüm yeni ve ikinci el telefon santrallerinisatmaktayız ve kurulumlarını yapmaktayız.Santraller, kablolama hizmetleri, Santral kurulumları, İkinci el santral ilaveleri, İkinci el ip santralleri, ikinci el santraller, Fct cihazları,gibi pek çok ürünü Aker telekomdan ister yeni isterseniz de ikinci el olarak temin etme şansına elbetteki cazip koşullar ile sahipsiniz. Sizlerde tüm ihtiyaçlarınızı tek bir çatı altından gidererek daha çok indirimli ve avantajlı fiyatlardan da ayrıca yaralanma olanağına sahipsiniz. Kaliteli bir hizmet analayışı ile sizlere yıllardır hizmetler sunmaktayız. Yene ve eski ürünler olarak ikiye ayrılan tüm telekom ürün ve parçalarıda ayrıca elimizde mevcuttur. Dilediğiniz takdirde satın almış olduğunuz herhangi bir ürünün montajını ve kurulumunuda tarafımzıca yaptırabilme şansına sahip olduğunuzuda belirtmek isteriz. Sıfır ürünlerimizde 24 aya varan garanti imkanıda sunulmaktadır.
İkinci el ürünlerde ise her ne kadar garanti olamsada firmamız tarafından belirli bir süre garanti kapsamı sunmaktayız. Buda sizlere herhangi bir arıza meydana geldiğinde ek maliyetlerden kurtabilecek bir olaydır. Yılların vermiş olduğu tecrübeyi her zaman için işimize yansıtarak sizlere sorunsuz ve daha kaliteli işler ve kurulumlar yapmaktayız. Önceliğimiz her zaman için müşterilerimizin memnuniyetidir. Tüm ikinci el telefon santrallerini bizden satın alabilİrisiniz.
SATIŞINI YAPTIĞIMIZ İKİNCİ EL MARKALAR:
İKİNCİ EL KAREL SANTRALLER
İKİNCİ EL ALCATEL SANTRALLER
İKİNCİ EL IP GSM GATEWAY
İKİNCİ EL KAREL SANTRAL KARTLARI
İKİNCİ EL KAREL OPERATÖR KONSOLLARI
İKİNCİ EL KAREL FCT
İKİNCİ EL ALCATEL SANTRAL KARTLARI
İKİNCİ EL ALCATEL IP TELEFONLAR
İKİNCİ EL ALCATEL SAYISAL TELEFONLAR GİBİ.....
AKER TELEKOM
#ikinci el santral#ikinci el telefon santrali#ikinci el karel santral#ikinci el alcatel santral#ikinci el santral fiyatı#ikinci el karel#ikinci el karel kart#ikinci el alcatel kart#ikinci el alcatel set#ikinci el alcatel telefon#ikinci el karel opertör seti#ikinci el oxo santral#ikinci el karel ds200 santral#ikinci el karel ms48 santral
0 notes
Text
0 notes
Text
KAREL SANTRAL İLAVELERİ
Karel telefon santralleri pek çok özelliği bir arada barındırsada bazen karel santral ilaveleri gerekebilir. Bu tamamen işinizin yoğunluğuna ve iş yerinizin ortamına göre değişebilir. İlave cihaz veya eklemeler ile santral altyapınız daha çok güçlenerek daha az problem yaratmasına neden olacağı için gerek duyduğunuz ilaveleri mutlaka ki satın almalısınız. Böylece ileride veya yakın zamanda oluşabilecek sorunlarında bu şekilde önüne geçme şansınız olabilir. Karel santral ilaveleri aynı zamanda uyumlu olarak çalışabilen yine karel markalı ürünlerden oluşması çok daha mantıklıdır. Başka markanın ilave ürünleride santralinizde uyum gösterebilir fakat birebir uyumu yakalamak çok zor olduğundan karel markalı bir santraliniz var ise yine karel marka ilave ürünler tercih etmeniz çok daha sağlıklı bir karar olacaktır.
Karel telefon santralleri iletişim problemlerini en aza indirgenmiş bir halde üretilmeye odaklanmaktadır. Üretime snasında en kaliteli malzemeler kullanırak son müşteriye kadar ulaşması sağlanır. Karel santral üretiminin yanı sıra santralin gerek duymuş olduğu yan ürünleri ve karel santral ilaveleri de üretmektedir. Aynı markanın ilave ürünleri genelde birebir uyum içerisinde çalıştığı için daha fazla talep görmektedir. Santralde ilave olarak kullanılan birden fazla cihaz ve aksesuar bulunmaktadır. Sizlerin beklentilerine ve isteklerine göre telefon santrallerine ilaveler yapılabilir ve daha iyi bir kaliteyi yakalamanız mümkün olur. Aynı zamanda santralinizde daha az sorun yaşanmasınıda bu şekilde sağlayacaktır.
Elinizde bulunan başka markalara ait santrallere ise yine çözüm ve alternatif olarak karel santral ilaveleri de kullanabilirsiniz. Bunu ilk önce yerinde deneyip test etmek ve uyum sağlandığını anlamak gereklidir. Yeni bir santral alıp aynı zamanda santrale ek ilavelerde yaptırmayı düşünüyorsanız karel telefon santrali ile beraber ek ihtiyaç olarak ilave ürünleri de aker telekom olarak bizlerden temin ederek satın alma şansınız bulunmaktadır. Sizler için yoğun bir tempo ile çalışıp servis hizmeti de vermekteyiz. Santral satın alımı sonrası santral kurulumunuzuda dilerseniz bizler vasıtasıyla yaptırabilirsiniz. Eğer işletmenizde bu işlerden anlayan teknisyenlere sahipseniz kendi çalışanalrınıza da santralinizi kurdurabilrisiniz. Fakat bu işin uzmanı olmayan kişilerden kesinlikle yardım talbinde bulunmamanızı öneririz.
Telefon santralinin ilk etapta iyi bir altyapı hazırlanarak kurulması son derece önemli bir konudur. İşletmenizde iletişim problemi yaşamamak adına santral kurulumunu emin ellere teslim etmeniz gereklidir. Sizler için teknik departmanımız tüm santral kurulumunu yapmaktadır. Yeni satın almış olduğunuz karel santral ilaveleri konusunda da yine teknik ekibimiz dilerseniz sizlerin yerine satın almış olduğunuz ürünün veya ürünlerin kurulumlarınıda yapmaktadır. Karel markalı tüm santral modellerini ve karel ürünlerini, ek ilave cihazlarını piyasada sunulan fiyatlardan daha uygun koşullarla satın alıp işletmenize kar elde ettirebilirsiniz. Aker telekom olarak sizlere her zaman yardımcı olmaktan mutluluk duyacağız.
AKER TELEKOM
#karel santral#karel konsol#karel kart#karel harici kart#karel dahili kart#karel fct#karel telefon#karel ilave kart#karel ikinci el kart#ikinci el karel kart
0 notes
Text
Türk Firmaları Nükleer sanayide tedarikçi olma yolunda
Nükleer enerjinin yerli sanayicilere sunduğu fırsatların tartışıldığı 3. Nükleer Santraller Fuarı ve 7. Nükleer Santraller Zirvesi - NPPES, yaklaşık 2 bin ziyaretçi, 120 stant açan firma ve 300 ticari eşleştirme görüşmesine ev sahipliği yaptı. Sürdürülebilir büyüme için ekolojik ekonominin de altı çizildi
Türkiye’nin nükleer enerjideki kararlığı, yerli firmaların bu alandaki yatırımlarını her geçen yıl artırıyor. Nükleer enerji sektöründe tedarikçi ve alt yüklenici olmak isteyen Türk firmalarını, dünyanın önemli nükleer oyuncularıyla buluşturan 3. Nükleer Santraller Fuarı ve 7. Nükleer Santraller Zirvesi - NPPES, 300 ticari eşleştirme görüşmesinin yapılmasına aracılık etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun destekleriyle Nükleer Mühendisler Derneği (NMD) tarafından Ankara Sanayi Odası (ASO) ile birlikte düzenlenen NPPES, 120 stant ile katılan firmayı ve yaklaşık 2 bin ziyaretçiyi ağırladı.
Rusya, Almanya ve İspanya başta olmak üzere; ABD, Ukrayna, Slovenya, Letonya, İtalya, Belçika, Macaristan ve Fransa gibi birçok ülkeden firma ve temsilciler ticari eşleştirme görüşmeleri için İstanbul’da NPPES’te buluştu.
Sera gazı salınımında yüzde 17 tasarruf mümkün Ekonominin ekolojik yönetilmesine tüm dünyanın ihtiyacının olduğunun altını çizen NPPES ve NMD Başkanı Erol Çubukçu, nükleer santrallerin elektrik sektöründen kaynaklanan sera gazı salınımında yaklaşık yüzde 17 tasarruf sağlayarak ve 2 milyar tonun üzerinde karbondioksit emisyonunu engelleyerek sürdürülebilir ekonomiye destek olduğunu vurguladı. Üretim zinciri tümüyle ele alındığında, nükleer enerjinin sera gazı salınımı konusunda en temiz seçeneği bizlere sunduğunu ifade eden Çubukçu, NPPES’te küresel ısınmayla mücadelede kilit bir rol oynayan nükleer enerjiden ülkemizin nasıl pay alacağının tartışıldığını bildirdi.
NPPES’ten iş birlikleri çıkıyor Türk sanayicisini, nükleer enerji alanında bekleyen fırsatlarla buluşturmak için çalıştıklarını açıklayan ASO Başkanı Nurettin Özdebir, NPPES’te yapılan ticari eşleştirme görüşmelerinde ASO bünyesinde kurulan NÜKSAK - Nükleer Sanayi Kümelenmesi’nden birçok firmanın yer aldığını belirtti. Firmaların geçtiğimiz yıllarda yurt dışından önemli nükleer oyuncularla NPPES’te tanışıp ticari evlilikler ve anlaşmalar imzaladıklarını söyleyen Özdebir, bu yıl da başta Akkuyu NGS olmak üzere yurt dışında yapımı devam eden nükleer santral projeleri için de faydalı görüşmelerin yapıldığını sözlerine ekledi. Türk sanayicisinin nükleer endüstriye yönelik üretim yapabilecek yetkinlikte olduğunu bildiren Özdebir, ihtiyaç duydukları uluslararası iş ağı konusunda NPPES’in önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekti.
Zirve’de neler konuşuldu? NPPES’in ilk gününde gerçekleşen oturumlar şunlar oldu; Küresel Ölçekte Nükleer Enerji: Mevcut Eğilimler ve Nükleer Santral Projelerinde İnşaat Deneyimi, Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesinin Kilometre Taşları ve Akkuyu NGS’de Rosatom ile İş Birliği Deneyimi. NPPES’in ikinci günü ise yine şu önemli oturumlara ev sahipliği yaptı; İspanya Nükleer Deneyimi: Foro Nükleer Kümelenmesi, Akkuyu NGS Projesinde Tedarik Uygulamaları ve Nükleer Altyapı, TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) ve NDK (Nükleer Düzenleme Kurumu) tarafından işletilen düzenleyici, bilimsel ve teknik süreçler hakkında bilgilendirme ile Tedarik Süreci Oturumu: Belgelerin Hazırlanması ve Sunulması Eğitimi.
Mothers for Nuclear’in kurucusundan Türk annelerine destek çağrısı Çocuklarını ve onlara miras kalacak gezegeni kirlilikten ve küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden koruma sorumluluğu hisseden anneler tarafından kurulan Mothers for Nuclear ilk kez Türkiye’de bir etkinliğe katıldı. Nükleerin güvenli bir enerji kaynağı olduğunun altını çizen Mothers for Nuclear’in Kurucularından Heather Hoff, iklim değişikliğiyle mücadelede nükleer enerjinin önemini katılımcılarla paylaştı ve Türk annelere destek çağrısında bulundu.
source https://www.kocaali.com/is-dunyasi/turk-firmalari-nukleer-sanayide-tedarikci-olma-yolunda-h15378.html
0 notes
Text
Depresyonu, anksiyetesi ve panik atağı olanlar dikkat!
BU HASTALIKLAR VERTİGOYU TETİKLİYOR Baş dönmesi ifadesi tüm vertigo durumlarını kapsamasına karşın, tüm baş dönmeleri vertigo olarak sınıflanamıyor. “Vertigo başlı başına bir hastalık değil vücudun denge sisteminin bozukluklarında ortaya çıkan bir semptom” diyen Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Suat Bilici, vertigoya yol açan pek çok neden olduğunu belirtirken, bazı psikolojik rahatsızlıklar veya kişinin içinde bulunduğu çevresel şartlar sonucunda da ortaya çıktığına dikkat çekiyor. “Özellikle depresyon, anksiyete ve panik atak vertigo ataklarını tetikleyebilir” diyen Acıbadem Atakent Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Suat Bilici, ayrıca yoğun iş şartlarında çalışan ve kronik yorgunlukla stresten muzdarip olanlarda vertigonun kronik ve tekrarlayıcı hale gelebileceğine dikkat çekiyor. Böyle bir durumda stresin giderilmesine yönelik destek alınması gerekiyor.
Baş ağrısından sonra ikinci sırada Yapılan araştırmalarla nüfusun yüzde 20 ila 30’unu etkilediği belirlenen vertigo, baş ağrısından sonra hekime en çok başvurulan ikinci yakınma. Her 10 kişiden 4’ü hayatında en az bir kez baş dönmesi sorunu yaşıyor ve kulak burun boğaz kliniklerine yapılan başvuruların toplam yüzde 5’ini de doğrudan vertigo oluşturuyor. Hareket kabiliyetini ve hayat kalitesini doğrudan etkileyen bu sorun insan hayatının uzaması ile artık daha sık ortaya çıkıyor.
Her 5 kişiden 1’inde neden ‘iç kulak kristallerinin yerinden oynaması’ Hastaneye vertigo şikayetiyle başvuran hastaların büyük bir çoğunluğunu halk arasında iç kulak kristallerinin oynaması olarak bilinen pozisyonel vertigo (BPPV) oluşturuyor. Genellikle kısa süren BBPV, kişiden kişiye farklılıklar göstermekle birlikte yatağa uzanma, yatakta dönme, yataktan kalkma, öne doğru eğilme ve yukarı bakma gibi yer çekimine karşı yapılan baş hareketleri sonucu ortaya çıkıyor. “Yaşla birlikte görülme sıklığı artan bu yakınmanın çözümü, iç kulakta yer değiştiren kristallerin (otokonia) çeşitli repozisyon manevraları yerlerine gönderilmesi” diyen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Suat Bilici, böyle bir durumda tedaviyi KBB uzmanlarının yaptığını ve baş dönmesini baskılayıcı herhangi bir ilacın kullanılmasına gerek olmadığını belirtiyor.
Kafa içi bozukluklar da vertigo nedeni Vertigoya neden olan santral nedenler BBPV gibi çevresel (periferik) ve sistemik nedenlere göre daha seyrek. Fakat santral nedenlerin bazıları, özellikle kafa içi tümörleri, vasküler bozukluklar ve dejeneratif hastalıklar hayatı tehdit edebiliyor. Hızlı gelişen vertigo vakalarının çoğunlukla çevresel sorunlardan, yavaş yavaş ortaya çıkanların ise santral hastalıklardan kaynaklandığı düşünülüyor. Bu hastalıklarla ilgili araştırma ve değerlendirmenin ise başta nöroloji olmak üzere geniş bir uzman grubunda yapılması gerekiyor.
Denge kaybının yanı sıra bulantı ve kusma varsa Genellikle kısa süreli de olsa hareket kabiliyetini azaltan vertigoya çoğunlukla denge kaybı, bulantı ve kusma da eşlik ediyor. Bunların yanı sıra kulak çınlaması, işitme kaybı, kulakta dolgunluk hissi, ateş, görme bozukluğu, konuşma bozukluğu, el ve bacaklarda güç kaybı ve hissizlik de görülebilecek belirtiler arasında yer alıyor. Bilinç kaybı gibi bir durumun vertigoda görülmediğine dikkat çeken Doç. Dr. Suat Bilici “Ani gelişen bir vertigo atağında eğer bulantı ve kusma da mevcutsa kişi panik sonucu tansiyon yükselmesi ve aşırı terleme gibi başka semptomlar da gösterebilir. Bunların da dikkate alınmasında yarar var” uyarısında bulunuyor.
Tanıda hastanın öyküsü önemli Dengesizlik ve baş dönmesi yakınması ile hastaneye başvuran hastaları genellikle acil servis ve birinci basamak uzman hekimler değerlendiriyor. Bu değerlendirmede iyi bir öykü alınması ve doğru bir klinik muayene hastanın yakınmasının gerçekten vertigo mu yoksa bir dengesizlik mi olduğunu ortaya koymaya kritik önem taşıyor. Bu tür şikayetleri olan hastalara kolayca uygulanabilen ‘yatak başı muayene testleri’ hastanın sorununu netleştirerek gereksiz görüntüleme ve tetkiklerin önüne geçiyor. Herhangi bir kafa içi tümörün atlanmaması için sistemik araştırma da şart.
source https://www.kocaali.com/saglik/depresyonu-anksiyetesi-ve-panik-atagi-olanlar-dikkat-h14639.html
0 notes
Text
Karel Santral Servisi
Karel Santral Servisi Karel Yetkili Servis Karel yetkili Satış
İSTANBUL Şişli ilçesine karel yetkili servis olarak hizmet vermekteyiz.Karel ürünlerini firmamızın satma ve teknik servis desteği verme ve karel santral montajı yapma yetkisi AVRUPA VE ANADOLU YAKASINDA vardır.
Firmanız ihtiyaçlarına uygun çözümde karel santral modellerini arayın birlikte seçelim.Kullanmayacağını özellikte,fiyatta karel santral almanızı ve boşa para harcamanızı bize danışırsanız birlikte engelleyelim.Karel santraller kurum ve kuruluşların istekleriyle doğru orantılı olarak değişebilen modüler hibrit santral sistemleridir.Aynı anda istenirse analog,sayısal,ip abone çalıştırma imkanı vardır.Çok çeşitli santral modelleri ve seçenek zenginliği ile karel santraller ülkemizde öne cıkmış bir markadır.
Karel santral fiyatı konusunda kampanyalı fiyatlarla uygun,ucuz santral çözümlerinin yanında firmaya özel sistemlerde karelin ürün yelpazesinde vardır.Analog santraller ilk yatırım olarak uygun ve ucuz santral olarak görünsede şu anki teknolojiye uyduğu pek söylenemez.İp veya hibrit santral çözümlerimizle teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanabilirsiniz.Uzak ofis,gezen ve ofis dışındaki personele ücretsiz dahiliden görüştürebilir, tek noktadan yönetme imkanı sağlayabilirsiniz.Robot karşılama anaonslarıyla kurumunuzu profesyonel bir kimlik sağlayabilir.Operatör yoğunluğunu azaltabilirsiniz.Çeşitli sistem raporları alabilir.Daha hızlı denetim sağlayabilirsiniz.Özel setleri ile doğrudan erişim,kolay kullanım özelliklerinden yararlanabilirsiniz.İlave karel ürünlerinden yararlanabilirsiniz.Telefon makinası,dect telefon,konferans cihazı, akü,robot,sayısal set,ip set, ip telefon,ip dect,fct (gsm terminali) cihazı gibi ürünlerinden faydanabilirsiniz.Bu ve bunun gibi telekomünikasyon çözümleri için AKER TELEKOM olarak hizmetinizdeyiz.
Karel santral kurulumu, teknik destek veya danışmanlık için bizi arayınız.20 yıllık telekomünizkasyon tecrübemiz ve birikimizle size yardımcı olmaktan mutluluk duyacağız.
Karel Telefon Santralı Servisi Olarak Verdiğimiz Hizmetler
Karel Telefon Santralı Servisi Satışı
Alcatel Telefon Santralı Servisi Satışı
IP Santral Satışı, Montajı ve Bakım Hizmetleri
Santral Bakım ve Teknik servis Hizmetleri
Telefon santrali Senelik servis bakım sözleşmesi
Telefon santrali aylık bakım servis sözleşmesi
Demontaj ve Montaj işlemleri
IP Telefon Kurulumu, VOIP sistemleri Gateway ler
IP Santral Kurulumları
Merkez Uzak Ofis Santral Haberleşme işleri
Alternatif Operatör Hizmetleri
Sesli Yanıt Sistemleri
Profesyonel Stüdyo Seslendirme
Özel Bekletme müziği
GSM Terminalleri satışı ve Montajı
Network Kablolama Switch Firewall İşleri
Kamera Sistemleri
Danışmanlık Hizmetleri
Yerinde Keşif Hizmeti
Kart Tamiri
Online olarak kredi kartıyla veya havale ile güvenilir olarak ürün alım imkanı
İkinci el telefon santrali ürün temini
İkinci el karel santraller ve ilave ürünleri temini
İkinci el alcatel santraller ve ilave ürünleri temini
İkinci el telefon santrali sürekli ürün stok
İkinci el karel santraller ve ilave ürünleri sürekli ürün stok
İkinci el alcatel santraller ve ilave ürünleri sürekli ürün stok
Karel Santral Satış ve Servis Hizmetleri
Şirketimizden alacağınız ürünlerin sıfırları 2 yıl , ikinci el ürünler ise 6 yada 1 sene garantilidir. Montajı şirketimiz tarafından yapıldığında garantiniz bozulmaz. Yetkili satıcı ve servisten aldığınız ürün ve hizmetler Garanti altındadır. Şirketimiz Karel Santral, Alcatel Santral Avrupa ve Asya Yakası Yetkili Satıcı ve Servisidir. Türkiyenin her yerine karel santral servis,arıza bakım,montaj yapabilir. Satışını yaptığımız ürünlere 2 yıl ücretsiz parça garantili hizmet verilir.(Servis ücreti alınır) Yedek parça desteği yetkili servis olmamız sebebi ile sürekli stoklarımızdadır.
Karel Santral Teknik Servis Hizmetleri
Arıza İhbarları ön büroda müşteri temsilcilerimiz tarafından karşılanır. Telefon desteği ile çözüm aranır.
Müşterilerimize bilgisayar ile uzaktan bağlantı yapılarak yerinde müdahale gerektirmeyen sorunlar çözülür.
Acil Arızalara; şirketimiz acil servis hizmeti ile (servis bedeli farklıdır) 2 saat içinde müdahale edilir.
Normal sorunlar için teknik personelimiz 24 saat içinde müdahale etmektedir.
Yedek parça ve arızalı ürünler, kart tamiri ve değişimi mümkün olduğunca hızlı temin edilmektedir.
Teknik servis destek ve yerinde servis ücreti 6 bölge olarak Sistem büyüklüğüne göre ücretlendirilmiştir.
AKER TELEKOM
#karel servis#karel santral servisi#karel yetkili servisi#karel telefon santral servisi#karel yetkili servis#karel bayi#karel bayisi#karel şişli servisi#karel mecidiyeköy servisi#karel ataşehir servisi#karel santral onarım#karel santral tamir#karel servis ücretleri#karel santral servis#karel santral yetkili satıcısı#karel santral satış#karel santral fiyat#karel santral fiyat alma
0 notes
Text
TELEFON SANTRAL
Telefon Santrali Fiyatları Santral Fiyatları
Firmalar santral modellerini incelerken santral fiyatlarınıda bütcesine göre almaya itina gösterirler.Santrali ucuz uygun alalım derken haberleşmede sorunlar yaşadığınız sorunlu santraller alabiliyorlar.Günümüzde kendini kanıtlamış sahada uzun süre denenmiş santral modellerini seçmek ona göre fiyatta alma firma açısından uygun olacaktır.Ülkemizde ve dünyada piyasaya sürülen çin malı ürünler iyi santral markalı santral seçmek önemini artırmıştır.Anolog santralde çin malı santraller uzun süre hizmet verememekte ve bir süre sonra ucuz fiyattan alınan bu santrallere ödenen paralar boşa gitmektedir. Baştada belirttiğimiz ülkemizde tutulan Karel,Alcatel,Multitek,Fortel santrallerin analog modellerini küçük ve orta büyüklükteki firmalar uygun olarak bu santral fiyatlarına ulaşabilirler.Sahada denemiş uygulamaları uzun süredir yapılan sorun çıkartmayan ve en önemlisi bayi ağı çok geniş olan bu santral markalarını gönül rahatlığı ile alabilirsiniz.Santral fiyatlarında diğer bir unsuz dikkat edilemesi gereken montaj ve teknik destek yapacak firmanız seçiminde dikkatli olarak seçmek zorundasınız.İşinde uzman,deneyimli,profesyonel montaj yapan ve montajını yaptığı ürünün teknik desteğinin veren firmalardan santral almanız gerekir.Teknik desteği olmayan sadece al,sat yapan Eticaret sitelerinden santral alımı gerçekleştirmemelisiniz. Eticaret firmasından alacaksanızda telekomunikasyon firmalarından alım yapmanız ve montajını aldığınız firmaya yaptırmalısınız.Santral fiyatları piyasa şartlarından uygun olan bazı merdiven altı tabir ettiğimiz telekomunikasyon firmalarına dikkat etmelisiniz.Sıfır ürün diye size anlamayacağınız şekilde ikinci el kullanılmış ürün verebilirler.Yada sıfır ürünün içine ikinci el kartlar takıp fiyatı ucuzlatabilirler.Böyle firmaları genellikle montaj bittikten sonra ödeme yapıldıktan sonra ulaşırsınız fakat arıza için gelmezler.Bu da sizi haberleşmenizde sıkıntı çekmenize yol açar.Sözün kısası santral fiyatını ince eleyip sık dokuyun en uygun vereni bulun alın fakat profesyonel,kurumsal firmalardan almaya dikkat edin.
Yeni bir firma,ofis,fabrika,hastane,otel mi açıyorsunuz? Haberleşme iletişimi için lazım olan telefon santrali fiyatlarını uygun ve ekonomik çözümler mi bulmanız gerekiyor?
Bu konuda size biraz yardımcı olmaya çalışalım.Öncelikle firmanızın donelerini tespit edip ona göre araştırmaya geçmeniz gerekiyor.Yani türk telekom harici hat sayısı veya özel bir operatörden alınacak ip trung sayısı,iç abonelerde kullanacağınız dahili hat sayısı ve bununla bağlantılı olarak iç abonelerde analog abonemi (sıradan telefon makinası takılacak abone),sayısal iç abonemi (sayısal santrallerin özel setleri ,sayısal baz istasyonu takılan iç abone),ip iç abonemi (ip telefon,dect,konferans cihazı,ip baz takılabilen iç abone),dış hatlarınızda PRI,BRI olacakmı,yada sadece PSDN yani telekom hattımı olacak,robot operatör (karşılama robotu) olacakmı,dect sistem,raporlama,fct gibi doneleri belirlemeniz gerekir.Bu konuda çıkmaza girerseniz santral yetkili servislerinden destek veya teklif alabilirsiniz.
Telefon santrali fiyatı alırken işinin ehli telekomünikasyon konusunda tecrübeli firmalardan gerçek işi telefon santrali olan firmalardan teklif almanız sizin için daha iyi olur.Sebebi ise eticaret sitelerinden alınan ürünler sadece al, küçük bir kar et sat, mantığıyla hareket edildiği için.Alınan santral sistemlerinin fiyatları ilk alımda ucuz olabilir fakat sonradan destek konusunda haberleşme sıkıntısı yaşarasınız.Telefon santrali yetkili servisten alınan ve kurulumu yapılan ürünler yetkili servis garantisinde olacağı için haberleşmeniz aksamaz anında müdahe ile sorunlar en hızlı şekilde çözülür.Yetkili servis santral fiyatı verirken firmanın ihtiyaçlarını doğru tesbit eder,fazladan para harcanmasına engel olur.Yetkili servis telefon santrali fiyatları e ticarette gore %15,%20 daha fazladır.Fakat 2 yıl parça garantisi olduğundan ürün arızalandığı zaman, arızalı santral ilavelerini konsinye ile değişimini anında yapar ve siz mağdur olmazsınız.
Telefon santrali fiyatı almadan önce alt yapınızın telefon santrallerine uyumu ve doğru kişiler tarafından hazırlanmasıda çok önemlidir.Alt yapıyıda profesyonel bir santral servisi ile çalışmanız iyi olur.Telefon Santral fiyatlarının ilk yatırım maliyeti olarak alt yapı belli bir para tutsada ilerki donemlerde (biz 5 ile 7 yıl baz alıyoruz) sıkıntısız bir iletişimde büyük oranda yardımcı olur.Alt yapı düzgün olması gereken standartlarda yapılması sorunsuz bir kablolma ile uzun yıllar sorun çıkmadan haberleşmeniz devam eder.
Telefon santral fiyatları santralin teknolojisi,özellikleri,modeli ile orantılı olarak değişiklikler gösterir.Analog telefon santraller ilk yatırım olarak daha uygun ve ucuz fiyattta olsada günümüz teknolojisine çok uyumlu çalıştığı söylenemez.Genellikle firmalar hibrit telefon santrali almaya onem verirler.Bunun sebebi istenildiğinde analog sistem olarak kullanılsada,ip,sayısal,PRI,BRI, kartları takılabilir lisans alınarak aktif edilebilir.Yani isterseniz hibrit bir santralde analog iç abone, sayısal iç abone, ip iç abone aynı anda kullanabilirisniz.Birbirine regaster edebilirsiniz.Telefon santrali fiyatları alırken bir başka dikkat etmeniz gereken husus büyümeğe elverişli bir firmanız var ise alacagınız sistem esnek bir yapıda olmasına dikkat etmeniz gerekir.İlerleyen zamanda dahili abone kartları lisansları, harici abone kartları lisansları ihtiyaç duyduğunuzda telefon santral sistemi değişikliğine gitmemenizi sağlar.
Telefon santrali fiyatları alırken sisteminizde karşılama robotu olması firmanız açısından iyi olacaktır.Kurumsal kimliği ön plana çıkaran karşılama robotları operatör cevaplama hızını en iyi şekilde sağlamış olur.Firmanızda gezen hareketli personeliniz var ise ip santral fiyatı almanızı veya hibrit bir santral fiyatı almanızı oneriririz.Bu şekilde iç bünyede hareketli personel,baz istasyonu ile her yerde çekim gücüne sahip dectlerle iletişimini sağlar.Dışarıdaki gezici personeliniz ise akıllı cep telefonlarına yüklenen soft-phone programlarıyla dahilisini cep telefonunda yani yanında taşımış olur.
Çok lokasyonlu mağazalar,ofisler, irtibat büroları olan kuruluş iseniz size analog santal almamanızı hibrit veya ip santral almanızı öneririz.Çok lokasyonlu firmalar tek bir ana merkez santralinden yönetilebilir.Ülkenin veya dünyanın neresinde olursanız olun tüm bürolardan yanınızdaki masayı arıyormuş gibi iç aboneden internet desteği ile ücretsiz görüşme yapabilirsiniz.İlk maliyet açısından ip santral ve hibrit santral fiyatları pahalı olsada ilerki zamanda ücretsiz görüşme yapıldığından kendi kendisini aborti edecektir. Telefon santrali fiyatı alırken isterseniz çağrı kayıt yazılımı kurdurabilirsiniz.Kim nereyle ne zaman görüşmüş,ne kadar zaman görüşmüş bir yere aktarmışmı gibi soruları rapor olarak alabilirsiniz.Görüşmelerinde ses kaydınıda isterseniz tutabilirsiniz.Görüşme ses kayıt raporları alabilirsiniz.
Telefon santrali fiyat alımında daha önce bahsettiğimiz gibi satış sonrası destek çok önemlidir.Yetkili servis ağı ülkemizde çok olan santral ürünlerini almanız sonrasında sıkıntılar çıkmamasına yol açar.Önemli olan gereksiz harcama yapmamanız için neye ihtiyacınız olduğunu doğru belirlemek ve ihtiyaçlarımızı uzman bir ekibe aktarmaktır.
AKER TELEKOM
#santral fiyatı#santral fiyatları#telefon santral fiyatı#telefon santral fiyatları#telefon santral#telefon santralleri#analog santral#analog santraller#dijital santral#dijital santraller#otomatik santral#otomatik santraller#ip santral#ip santraller#ip pbx#ip telefon santrali#ip telefon santralleri#hibrit santral#hibrit santraller
0 notes
Text
KAREL EVM ROBOT OPERATÖR EVM-KAREL EVM-EVM FİYATI
Karel Evm Robot Operatör
İşletmelerin en çok tercih ettiği telekom markalarından biri olan karel pek çok iletişim ihtiyacınızı gideren kaliteli ve uzun senelerdir piyasada var olan ender markalardan biridir. Karel evm robot operatör ile pek çok iletişim problemini çözmekte sizlere ekstra kolaylıklar sağlayan ve insan gücüne gerek bırakmayan bir robot operatördür. Karel santrallerinin pek çok modeli ile uyumlu bir şekilde çalışan bu robot sayesinde pek çok işlevi yerine getirme şansına sahipsiniz. Aynı zamanda karel santrali ile tam uyumlu çalışan bir robot operatördür. Robot operatör ile sizinle iletişime geçen müşterilerinizi sesli yanıt sistemi ile yönlendiren ve tuşlama yaptırabilen bu robot ile işleriniz daha da bir kolaylık oluşacaktır. Elbette bir de ek insan gücü maliyetinde de bu robot sayesinde kurtulmuş olacaksınız. Sizlerde santraliniz için karel markasının en iyi evm robot operatörüne aker telekom vasıtasıyla sahip olabilme şansına kavuşabilirsiniz. Aynı zamanda aker telekomda ihtiyacınıza yönelik tüm santral ek ilaveleri, çıkma santraller, yeni santraller, ikinci el telefon santralleri gibi pek çok uzman olduğumuz alanda destek alabilir ve satın alım işlemi yapabilirsiniz.
Karel markasının en iyi santrallerinden biri olan karel ds200 ile karel evm robot operatörün tam uyumlu bir şekilde çalıştığı için bu marka ve modelde santral kullanan işletmeler için bu robot operatör tercih edilme sebebidir ve sıkça işletmeler tarafından satın alınan ürünlerin başında gelmektedir. Sizlerde böyle bir ihtiyaç olduğunda bu akıllı evm robottan satın alarak müşterilerinize karşı daha iyi ve kaliteli bir iletişim tercihi sunabilrisiniz. Müşterilerinizde robot operatör sayesinde gerekli olan tüm işlemleri hızlıca yaparak işletmenize karşı olan ilgiyi arttıracak ve müşterilerin sizlere tam not vermesini sağlayacaktır. Buda işletmeniz için artı bir puan olarak hanenize yazılacaktır. Tüm telefon santrali, robot operatörler ve ilave ek ihtiyaçlarınız için bizlere ulaştığınız takdirde sizlere yardımcı olmak için elimizden gelen tüm gayreti sergileyeceğimizden ve sizlere iyi bir destek sunacağımızdan kuşkunuz olmasın.
Aynı zamanda aker telekom olarak tüm marka ve modelde sıfır ve ikinci el telefon santralleri ve ilave ek ürünleri de bizlerden temin edebilirsiniz. İkinci el ürünlerimizde de pek çok farklı kampanya ve özel fiyatlar ile de sizlere yardımcı olmaktan memnuniyet duaycağız. İkinci el ürünlerde herhangi bir arıza ve sorun olduğu takdirde firmamız tarafından belirli bir süreliğine bakım ve arıza sorunlarında sizlere ücretsiz destek verdiğimizide hatırlatmak isteriz. Yeni ürünlerde ise yine markaların belirlemiş olduğu belirli süreliğine garanti kapsamı sunulduğu için arıza ve parça değişimleride ücretsiz bir şekilde firma tarafından karşılanmaktadır. karel marka santraller için karel evm robot operatörlerde yine garanti kapsamı altında sizlere destek sunmaktadır.
Başka markada olan bazı santraller ile de robot operatörler uyumluluk gösterebilmektedir. Santrallerde ek ilaveler ile iletişiminizi daha sağlıklı ve stabil çalışmasına yardımcı olabilir ek ekipmanları firmamız aracılığı ile satın alabilirsiniz. Müşterileriniz için daha kaliteli bir altyapı ile kesintisiz ve sorunsuz bir iletişim kurarak iş verimliliğinizi arttırabilirsiniz. Karel evm robot operatörü ve daha farklı marka santrallerin evm robot operatör ihtiyaçlarında da sizlere yardımcı olmak için pek çok seçeneği bir araya getirip sunmaktayız. Tüm sorunalrınızın çözümü ve satın alım işlemleriniz için aker telekomla irtibat kurararak işlemelrinizi gerçekleştirebilirsiniz.
AKER TELEKOM
#karel robot#karel evm#karel robot operatör#karel evm fiyatı#karel robot kart fiyatı#karel robot operatör fiyatı
0 notes