#ibret almak
Explore tagged Tumblr posts
derdiderun · 2 years ago
Text
ŞİMDİ ANLADIK MI?
● Aslında evimizin çok küçük olmadığını,
● Yuvamızın çok soğuk olmadığını,
● Yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çok da önemli olmadığını,
● Yemeğin tuzu, salçası az olunca da karın doyurabileceğini
● Etli yemeğin az yada çok pişmesinin önemli olmadığını,
● Yemeğimiz beş on dakika gecikince kıyamet kopmadığını
● Öve öve bitiremediğiniz telefonunuzun, arabanızın modelinin,
● Yazlığınızın, terasınızın çok önemli olmadığını,
● Milyonlarca liraya alınan konutun belki de mezarınız olabileceğini,
● Üstünüzdeki montun, ayağınızdaki botun yağmurdan yaştan korumasının yeterli olduğunu
● Üşümeyelim diye bir köşede duran battaniyenin kıymetini,
● Sıcak bir çayın, Çorbanın, taze ekmeğin nasıl da güzel bir ikram olduğunu,
● Kalbini kırdığınız bir insanın gönlünü almaya vaktinizin olamayacağını,
● Kaçırdığınız trenin, vapurun dolmuşun arkasından telaş yapmanın ne kadar gereksiz olduğunu,
● Nerede nasıl yattığınızın değil de, nerede, ne halde nasıl uyanacağınızı
● Üzerinizde uyuduğunuz yorganın yerine, moloz yığınlarının altında kalabileceğinizi,
● Bu afetler, felaketler, hep ders olmalı, unutulmamalı,
● Zenginliğin, malın mülkün ve makamın emanet olup asıl insanlığın kalıcı olduğunu,
● Sevdiklerinizin kıymetini bilin kalbini kırmayın,
● Yediğinizi içtiğinizi israf etmeyin, emanet olan hayatımızı, canımızı, ne zaman nerede teslim edeceğimiz belli değil
● Yaptığınız işin, imalatın ya da mesleğinizdeki sorumluluğun, insan hayatına nasıl da olumsuzluklar yaşatabileceğini, ölümlere sebep olabileceğinizi,
Demem o ki namuslu şerefli vicdanlı yaşamak çok kıymetli...
Alıntı...
193 notes · View notes
planetofthe-dead · 4 months ago
Text
Düğün videoları sonradan izleyip ibret almak için çekiliyor.
8 notes · View notes
doriangray1789 · 11 months ago
Text
Büyük erk transferi. 1999 depremi ne merkezi devlet ne yerel belediyeler iyi kamu yönetimi sağlayabildiğini ortaya koyunca, kamu erklerini topyekun özel sektöre devretme bahanesi oldu. Arjantin ile eş zaman (tesadüf mü?) maliye krizi ekonomiyi yerle bir etti, devlet (TMSF) birçok iştiraki eski elitlerin elinden aldı, bir alt tabakaya ucuza devretti, bununla kalmadı kamu sorumluluğu olan her faaliyet alanını bu yeni kalbur üstü kitleye devretti.
1999'da vatandaş devlete insan hakları mahkemesinde dava açabiliyordu. 2023 depremi oldu, suçlu aramak herkese fuzuli geldi, çünkü devlet tüm sorumluluklarını özel sektöre ve TANRI ya ( işin fıtratında var, madenlerde önlem alınmaz madenciler ölür fıtrat, imar barışı meydanlarda övüne övüne anlatılır fıtrat, ormanlar yanar fıtrat, dere havzalarına ev yapılır dereler taşar insanlar ölür fıtrat ama kimse de demekki yahu kardeşim fay hattı belli yapıda kullanacağın malzeme belli madenlerde alacağın önlemler belli bile bile neden lades deyip sonrada bunu TANRI nın üzerine atıyorsun ) devretmişti, insanlar bunun doğruluğuna inanmıştı ve ticari yasaya göre Anonim Şirket sahiplerinin adeta dokunulmazlığı var. Firma bünyesinde ise adalet çok basit: ahlaki davrandın mi değil, firma sahibine geçen seneden daha fazla kazanç sağladın mı, yani performans yönetimi.
Bu durumda, ne merkezi ne yerel seçimlerde oy vermek fayda ediyor: göz boyama. Madem ki halkın hayatını etkileyen kuruluşlar özel sektör, vatandaşlar firmalara hissedar olup genel kurul toplantılarında oy verirse ancak kendi ülkesinde egemen olabilir. Hisse sahibi değilsen, seçimlerde sözü geçmeyen basit tüketicisin, söz sahibi hissedarlar maaşına da karar verir, oturduğun eve de, yediğine içtiğin de.
İşte böyle, eskiden "komünizm alkolde erir mi" sorusunu sorardık, şimdi "kapitalizm demokrasiyi eritir mi" soruyoruz ve öyle görünüyor. Bu yeni derebeylik düzeninde (dış güçlerin sermayesi padişah, hissedarlar derebeyi, yöneticiler ağa, tüketiciler kul) "delil istersen Kuran yeter, ibret almak istersen ölüm yeter, meşgul olmak istersen ibadet yeter, zengin olmak istersen kanaat yeter, bunlar da yetmezse cehennem yeter" diyen Ramazan Hoca neden katli vacip görüldüğü daha iyi anlaşılıyor: Müslümanlar tüketimin ebedi büyümesine dayalı materyalist özel sektörün derebeylik düzenine tehdit.
Tumblr media
11 notes · View notes
necaattin58blog · 3 months ago
Text
Tumblr media
İbret almak gerekir mi!..
Bu kavga neden öyleyse?...
2 notes · View notes
onderkaracay · 8 months ago
Text
Tumblr media
🎯 ANKARA'YA SARAY YAPMAK 🎯
Ankara'nın başkent yapılmasının iki anlamı var.
✓ Birincisi Osmanlı bir saray zihniyeti olup son zamanlarında tefecilere borçlanarak devleti kaybetmiş bir zihniyet olarak tarih olmuştur. Ankara küçük bir kasabadır. Atatürk sarayın olmadığı bir yeri özellikle tercih etmiştir. Toplumun kafasından saray zihniyetini silmek için.
✓ İkincisi Ankara ismi iki anlamlı sırlı bir yerdir. Anka küllerinden yeniden doğmak ve RA ışığın merkezi demektir.
Atatürk orman çiftliği ise bataklık bir yer olduğu halde kendi şahsi parasıyla burayı satın alır ve o muhteşem bir çiftlik haline getirilir.
Bugün Ankara yeniden saraya mahkum olmuştur. Yalnız kalıcı değildir.
Tefecikere yine ülke borçludur. Yaşam pahalılığı toplumu aşırı derecede bunaltmıştır. Vahşi bir sömürge düzeni hakimdir.
Bunun sürdürülebilir bir tarafı kalmamıştır.
Türk insanlık devrimi sonrası saray bize Ankara'nın turizm başkenti olma olanağı verecek.
Nasıl mı?
193♾️ sonrası zulmün bir ibretlik bitiş hikayesini bütün insanlığa gösterip anlayabileceğimiz MAHŞER TUFANI VE CANLI ÖLÜLER İBRETİ MÜZESİ yapılabilir.
Bu ibretin filmi, Atatürk sonrası kimlerin nasıl hangi ilişkiler ile nasıl kötülük yaktığı her yönü ile bu müzede sergikenebilir.
Bu tufan ve ibret ile ilgili ne varsa bu müzede serginerek turizm gelirleri arttırılabilir.
Devrim sonrası kapitalizm yıkılması bağlantısı bütün dünyayı ilgilendiren bir konu olacağı için bütün dünyadan ilgi çok büyük olacaktır.
Atatürk'ün anıt gömütü ve eserine zarar vermeye kalkanların yetmiş beş yıllık ihanetlerinin ibretlik müzesi çok ilginç bir gelişme olacaktır.
Artık gündemi biz belirleyeceğiz.
Savunmaya geçen kaybedecek.
Çankaya köşkü varken intikam almak için ve kin duyarak Ankara ve özellikle Atatürk'ün şahsi malı ve emaneti üzerinde böyle bir yapının olmadı hepimizi çok üzmüş ve derinden yaralamıştır.
Önder Karaçay
5 notes · View notes
tarikbinziyad · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Gün doğumundan ibret almak da nasip işi
34 notes · View notes
ilimheybem · 10 months ago
Text
Eğer hayatınızda bazı yerleri gezme fırsatı bulursanız ilk olarak yapacağınız şey gezdiğiniz yerleri tefekkür etmek, ibret almak, kendinize dersler çıkarmak amacıyla gezmeniz olsun zira dünya çok kısa ibret alacak mevzu ise çoktur...
5 notes · View notes
aynodndr · 1 year ago
Text
ÖLÜM DEDİĞİN NEDİR GÜLÜM
Biraz tatsız konu , rabıta yaptırayım size ve dahi bana sayın seyirciler hem Allah ' ın emri sonuçta ama ah ayrılık yok mu ayrılık ?
Oysa...
"Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? " Demişti bizim jargonda Necip Fazıl Kısakürek...
Güzelliği şudur sanırsam:
" Eğer, fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı, insanoğlunun kibirden başı eğilmez olurdu... " nev'inden imtihanlardan bir cüz ; Hasan-ı Basri Hz 'nin hatırlattığı gibi...
Rabbim ibret alanlardan eylesin...
Neden mi aklıma geldi bunlar ?
Allah rahmet eylesin MFÖ özelinde Özkan Uğur ' un vefatı sonrası
Hedonist çocukları, mankenleri, estetikli san ' atçıları ve birtakım amazonları görünce dedim yaw bu kadar şaşırır bu kadar dehşete düşer mi insan ? İnsanız ölümlüyüz , her nefs gibi sıramız gelince tadacağız onu...
Gözlükler büyük...
Yüzler safran sürülmüş gibi sararmış hani Alp Er Tunga Sagusu ' nda olduğu gibi atları ile giden savaşçıları durdurur diyor ya yüzyıllar öncesinden ölümü tarif ederken...
Onun gibi yüzler... Hayretle açılmış eller...
Çaresizlikten ağlıyor gözler...
Evet... Hayatın lezzetlerini bitirir bir anda ölüm...
Hayır 98 yaşında vefat eden büyük usta "nın ardından bu nasıl bi yaprak dökümüdür yeterin artık diyenlerinki apayrı bi psikoloji onları ele almak biraz daha külfetli olur aslında benim için...
O diil de sana bana hepimize ölüm var...
Zengine yoksula gence güzele popçuya herkese...
Hani rabıta dedim ya Yunus Emre söyleyecek söz bırakmamış aslında kimseciklere...
"Sana ‘ibret geregise gel göresin bu sinleri
Ger taşısan eriyesin bakup göricek bunları
Şunlar ki çokdur mâlları gör niçe oldı hâlleri
Sonucı bir gönlek geymiş anun da yokdur yenleri
Kanı mülke benüm diyen köşk ü sarây begenmeyen
Şimdi bir evde yaturlar taşlar olmış üstünleri
Bunlar eve girmeyeler zühd ü tâ‘at kılmayalar
Bu beyligi bulmayalar zîrâ geçdi devrânları
Kanı ol şîrîn sözlüler kanı ol güneş yüzlüler
Şöyle gâib olmış bular hîç belürmez ni��ânları
Bunlar bir vakt begler idi kapucılar korlar idi
Gel şimdi gör bilmeyesin beg kangıdur ya kulları
Ne kapu vardur giresi ne yimek vardur yiyesi
Ne ışık vardur göresi dün olmışdur gündüzleri
Bir gün senün dahı Yûnus benüm didüklerün kala
Seni dahı böyle kıla nitekim kıldı bunları..."
Bunca yıllık Edebiyat öğretmeniyim şerh etmeye dilim varmaz , sehl- i mümtenisine hayran olduğum bu sözleri...
Hem sonra Üstad ' dan bir inci kulağımıza küpe niyetine :
"Veren de O alan da O nedir senden gidecek? Telaşını gören de can senin zannedecek..!"
Hem Cahit Sıtkı ' nın en çok ele aldığı en çok kafa yorduğu konu :
"Neylersin ölüm herkesin başında...
Uyudun uyanamadın olacak...
Kimbilir nerede, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında..."
Elhak doğru söylemiş , öyle değil mi ?
Eee nihayet kamyon arkası aforizmasına geldik dayandık:
"Ölüm ölüm dediğin nedir gülüm?
Ben senin için yaşamayı göze almışım!!!"
Nüket Belsan Taşören
3 notes · View notes
pazaryerigundem · 7 months ago
Text
Kayseri Hacılar'a vatandaştan tam not
https://pazaryerigundem.com/haber/178237/kayseri-hacilara-vatandastan-tam-not/
Kayseri Hacılar'a vatandaştan tam not
Tumblr media
Kayseri Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan’ı talimatlarıyla ilçe içerisinde yer alan ve bayramlarda yoğun ziyaretçi akınına uğrayan ilçe mezarlığında yapılan çalışmalar vatandaştan tam not aldı.
Mehmet UZEL (KAYSERİ İGFA) Kayseri Hacılar ilçesinde kurban bayramı öncesinde vatandaşın konforu için çalışmalar tam gaz devam ediyor. Bayram öncesinde başlayan bu çalışmalar vatandaş tarafından da memnuniyetle karşılanıyor.
Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan mezarlık alanında yapılan çalışmaları yerinde incelerken burada yaptığı açıklamada, “Vatandaşlarımızın böylesine önemli günlerde huzur içinde dualarını edebilmeleri için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Vatandaşlarımızın bayram ziyaretlerini daha rahat ve huzurlu bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için mezarlık temizliği ve bakım çalışmalarını titizlikle sürdürüyoruz. Bu çalışmalar kapsamında mezarlık alanlarının düzenlenmesi, yolların temizlenmesi ve genel bakım faaliyetleri aralıksız devam ediyor” dedi.
Kurban Bayramı’nda, vefat eden yakınlarını ilçe mezarlığında ziyaret ederek dua etmeye gelen vatandaşlar da, belediyenin hizmetinden duydukları memnuniyeti dile getirerek hem teşekkür ettiler hem de Başkan Özdoğan’ın çalışmalarının tam not aldığını söylediler. Vatandaşlar, “Geçmişlerimize ziyaret, onların ruhuna okumak için geldik. Hem de buradan bir ibret almak için, yani biz de bir gün buraya geleceğiz, inşallah bizim de ziyaretçilerimiz olur, ölümü hatırlamak için geldik,” diyerek Hacılar Belediyesi’nin verdiği temizlik hizmetinden duydukları memnuniyeti ifade ederek teşekkür ettiler.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
derdiderun · 2 years ago
Text
"Umulur ki rabbiniz size acır. Ama eğer yine fesatçılığa dönerseniz biz de cezayı tekrarlarız..."
(İsra Suresi, 8)
49 notes · View notes
menemennpastirma · 11 months ago
Video
youtube
Uğur Işılak - Yarına Kalır, Yanına Kalmaz
Sözleri: Canını sıkma Usanma bıkma Kırılsan da yorulsan da Aşkı bırakma
Olmaz dediklerin Olur mu olur Hem Mevla’yı hem belayı Arayan bulur
Yarına kalır kimsenin kalmaz yanına Kader bir gün hak edenin okur canına
Başından sonuna kadar seyret bu filmi Sağlam durup ibret almak bu işin ilmi
Her şeye rağmen Sen inan aşka Bir bak sanki gidilecek Yol var mı başka
Ne ederse insan Kendine eder Musibeti ısmarlayan Hesabı öder
Yarına kalır kimsenin kalmaz yanına Kader bir gün hak edenin okur canına
Başından sonuna kadar seyret bu filmi Sağlam durup ibret almak bu işin ilmi
Söz – Müzik: Uğur Işılak
#müzik #şarkı #türkü #UğurIşılak #YarınaKalırYanınaKalmaz
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=imUMCk03ZpI
1 note · View note
drakifakca · 1 year ago
Video
youtube
Bir gün, halktan biri Bursa Kadısı’nın huzuruna çıkıyor, destur alıp derdini anlatmaya başlıyor: “Dün at pazarından bir at satın aldım. Evime götürürken, aldığım atın hasta olduğunu farkettim.”
Kadı Efendi akıl vermeye başlıyor: “Hemen eski sahibine iade etseydin.”
“Ben de öyle yapmaya karar verdim, amma atı iade etmeden önce, makamınıza uğrayıp görüşünüzü almak istedim, fakat makamınızda yoktunuz, görüşemedim.”
Kadı Efendi’nin yüzü değişiyor: “Ha evet” diyor, “Emir Hazretlerine çok mühim bir mesele danışmaya gitmiştim. Yarım saat bile sürmedi, hemen makama döndüm.”
“Eminim ki işiniz mühimdi. Lâkin benim işim de benceleyin mühimdi.
Sizi makamda bulamayınca, ‘yarın tekrar gelirim’ dedim, atı evime götürdüm.”
Kadı Efendi, sorunun çözüldüğünü zannedip rahat bir nefes alıyor:
“Eh, ben de olsam öyle yapardım. Bak bugün ne güzel anlatıyorsun derdini.”
“Anlatmasına güzel güzel anlatıyorum, ama bakalım derdimin dermanı var mı?”
“Elbette var” diye atılıyor Kadı Efendi, “atı eski sahibine hemen iade ediyorsun!”
Adam derin bir soluk alıyor: “Ne yazık ki, artık mümkün değil.”
“Nedenmiş canım. At pazarı şuracıkta, gider adamı bulursun, böyle iken böyle dersin, Kadı Efendi’nin hükmü var dersin; hatta yanına bir de hüküm kâğıdı veririm, inanmazsa onu gösterirsin. İtiraza mecali kalmaz.”
“Mümkün değil Kadı Efendi, çünkü dün sabaha karşı at sizlere ömür!”
Kadı Efendi yerinden fırlıyor: “Ne!.. Öldü mü?”
“Maalesef. Bu yüzden geri veremem. Anlayacağınız zarara uğradım. Mağdur oldum. Mağduriyetimi giderin.”
Kadı Efendi birden yoruluyor, derin bir can sıkıntısının kıskacına düşüyor. Alt ediyor, üst ediyor, nihayet kararını açıklıyor: “Benim yüzümden zarara uğradığın apaçık ortada. Şayet makamdan ayrılmasaydım, zarara uğramayacaktın. Bu hâdisenin böyle gelişmesi benim ihmalimden kaynaklanmıştır. Binaenaleyh zararını ben karşılayacağım!” 
Adam hayretle soruyor: “Asıl suçlu bana hasta atı satan adamdır, ondan tahsil edin, sizin ödemenize gerek yok. Mutlaka çok mühim bir işiniz olduğu için mahkemeden ayrılmak zorunda kaldınız.”
“Ne olursa olsun” diyor Kadı, “mahkemeden ayrılmamam gerekiyordu. Bu durumda kusurlu taraf benim. Eğer dün geldiğinizde beni yerimde bulsaydınız, olaya müdahale edip atı eski sahibine geri vermenizi sağlayacaktım. Böylece paranı geri alacak, zarara uğramayacaktın.
Benim görevimin başında bulunmamam sebebiyle bu imkân ortadan kalktı. Bu yüzden zararını kendi kesemden karşılamam gerekiyor.” 
Öyle de yapıyor, atın parasını kendi kesesinden ödüyor.
Bu çarpıcı levha, ondan sonra gelen bütün Osmanlı kadılarının “ibret levhası” oluyor…
Adâleti geciktirdiği için zarara uğrayan vatandaşın zararını kendi kesesinden karşılayan Bursa Kadısı, “Molla Fenari” lâkabıyla tarihimize geçen ilk Osmanlı Şeyhülislâmı Şemseddin Muhammed’dir.
https://youtube.com/shorts/vx3E6-5iycM?feature=share
0 notes
elazigsurmanset · 1 year ago
Text
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Mesajları
Tumblr media
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. 251 kişinin hayatını kaybetmesi ve 2 binden fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan darbe girişimi, Türkiye’nin yakın tarihi açısından ‘en sıra dışı’ ve ‘en korkunç’ gecelerinden biri olarak kayıtlara geçti. Elazığ il protokolü de şanlı 15 Temmuz zaferinin yıl dönümünde mesajlarını yayımladı. Elazığ Valisi Dr. Ömer Toraman’ın 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı şu şekilde; “Türk milletinin yeniden dirilişinin ve şahlanışının destanı olan 15 Temmuz, vatanımızın bölünmez bütünlüğünün, milletimizin azim ve kararlılığının, milli birlik ve beraberliğinin bütün dünyaya bir kez daha gösterildiği tarihi bir gündür. Bugün milletçe hem hüznü hem de büyük bir onur ve gururu aynı anda yüreğimizde hissediyoruz. 15 Temmuz gecesi, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile meydanlara inerek güvenlik güçlerimizin yanında yer alan Milli İrade Kahramanları hain darbe girişimini dünyada eşine az rastlanır bir mücadeleyle bertaraf etmiştir. Tarih boyunca bu iradeyi test etmek isteyenleri milletimiz, imkân ve şartlar ne olursa olsun mutlak bir hezimete uğratmıştır. Türkiye karanlık bir geceden aydınlık bir güne uyanırken tüm dünya mazlumlarına da umut ışığı olmuştur. Türkiye Yüzyılının Kahramanlarının verdiği bu büyük destansı mücadele asla unutulmayacak ve daima hatırlanmaya devam edecektir. Devletimiz, aziz milletimizden aldığı güçle ülkemizin bekasına, birliğine, huzuruna ve geleceğine kast eden tüm hain odaklara karşı mücadeleden asla taviz vermeyecektir. Bu duygu ve düşüncelerle 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde demokrasi destanı’ nı yazan bütün kahramanlarımızı gönülden yâd ediyor, şehitlik mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor; gazilik şerefine erişen kahramanlarımıza sağlık ve sıhhat diliyorum” MHP Elazığ Milletvekili Semih Işıkver’in 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı şu şekilde; Öncelikle Vatanını ve milletini müdafaa eden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Türk milleti gazi bir millettir. 'Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim' diyen soylu iradeyi teslim alacak güce henüz dünya üzerinde tesadüf edilmemiştir. Nice ateş çemberleri yarılarak bugünlere ulaşılmıştır. 7 yıl önce Türkiye işgal edilecekti. Az kalsın emek emek bugünlere gelen Türkiye Cumhuriyeti tarih sahnesinden silinip gidecekti. Milli birlik ruhu FETÖ'yu durdurmuştur. Özlemini çektiğimiz kardeşlik duygusu ayağa kalkarak, hainliğin önü perdelenmiştir. FETÖ Türkiye tuzak kurmuştur. 'Vatanı koruyoruz' bahanesiyle ihanet etmenin alt yapısını oluşturmuş müdahale için uygun zamanı kollamıştır. Dolayısı ile, 15 Temmuz'dan ibret almak lazımdır. Siyasi düşüncesi parti aidiyeti ne olursa olsun herkesin ortak gayesi Türkiye'nin varlığı bağımsızlığı üzerinde mutabakat sağlamak olmalıdır. Devletin ve milletin bekası her türlü arayışın önündedir. Samimiyet ve inançla vurgulamak isterim ki etrafımız kuşatılmışken siyasi çekişmeler en çok uzak durmamız gereken mayınlı alanlardır. Türk milleti 15 Temmuz akşamından itibaren nasıl kucaklaşıp demokrasinin namusunu müdafaa ettiyse ülkenin istikbalini de müdafaa edecektir. İşte Cumhur İttifakı ruhu buradan doğmuştur. Türk vatanını kutsal kabul edecek şekilde iç ve dış mihraklarla karanlık ilişkinin olmadığı aydınlık ve temiz fikri yapıya sahip büyük bir ülkeyiz. Ve bu ilelebet devam edecektir. Bu düşüncelerle Aziz Şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, Tüm halkımızın Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutluyorum” Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’nın 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı şu şekilde; “15 Temmuz ihaneti, tarihimiz boyunca yaşadığımız en karanlık ihanettir. İçimizdeki hainlerin; yurt dışı uzantılarıyla birlikte milli irademizi, vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğünü hedef alan hain kalkışması, tarihi destanlarla dolu aziz milletimizin şanlı direnişiyle geri püskürtülmüştür. Vatan topraklarının dört bir yanında milletimiz tek yürek Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla kıyama kalkarak, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır. Bu şanlı direniş tarihe altın harflerle yazılırken, milletimizin istiklaline ve istikbaline karşı her türlü girişime canıyla kanıyla fırsat vermeyeceğini bir kez daha haykırmıştır. Yüz yıl geçse dahi tıpkı Çanakkale ruhu gibi 15 Temmuz ruhunu nesilden nesile taşıyacak, yaşadığımız ihaneti unutmayacak, unutturmayacağız. Aziz milletimizin destansı bir kahramanlık sergilediği 15 Temmuz destanının 7. yıl dönümünde başta 15 Temmuz şehitlerimiz olmak üzere tüm kahraman şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyor, kahraman gazilerimize de şükranlarımı sunuyorum” Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’ın 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı şu şekilde; Bugün, devletimizin bekası için aziz milletimizin topyekûn kararlılığıyla attığı cesur adımlar neticesinde kazanılan ve bir kahramanlık haline gelen destansı mücadelenin yedinci yıl dönümü. Terör örgütü FETÖ’ye bağlı vatan hainlerinin teşebbüs ettiği 15 Temmuz hain darbe girişimi; ülkesine, demokrasisine, anayasal düzenine, özgürlüğüne ve ‘Güçlü Türkiye’ idealine sahip çıkan aziz Milletimizin cesaret ve feraseti ile bertaraf edilmiştir. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü milli iradenin milli birlik ve beraberliğimizin kuruluş ruhuyla yeniden inşa edildiği kutlu bir zaferin dönümüdür. Bu zafer şehit ve gazilerimizin üstün cesareti gazi milletimizin büyük fedakârlıklarıyla elde edilmiştir. 15 Temmuz 2016’da vatanın ve milletinin istiklal ve istikbali için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla birlikte genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle sokağa çıkan milletimiz, kendilerine doğrultulan silahlara ve üzerlerine sürülen tanklara gereken cevabı vermiş, bağımsızlığı için tek yürek olmuştur. Aziz milletimiz bin yıllık şanlı tarihinin her aşamasında istiklal mücadelesinden asla taviz vermeyerek hür ve onurlu yaşamıştır. Gerek kurduğumuz devletler ve inşa ettiğimiz medeniyetler gerekse geliştirdiğimiz kültür ile bağımsız bir topluluk olarak hayatımızı sürdürmek milletçe kadim şiarımızdır. Bu vesileyle 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutluyor, tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, o zafer gecesinde şahlanan gazilerimize ve tüm vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum” Yeniden Refah Partisi Elazığ İl Başkanı Ömer Ateş'in 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı şu şekilde; "Darbe girişiminin açığa çıkmasının ardından,  hiç tereddüt ve endişe yaşamadan, şehrin meydanlarına akın edip tanklara, uçaklara, helikopterlere ve namlulara gövdelerini siper eden bu milletin evlatları, tarihin en büyük destanını yazmıştır. Tarihin en hain darbesine karşı yine dünyanın en şanlı kahramanlığıyla karşı duran 252 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyor, o gecede yaralanan ve şehit olma pahasına tankların altına yatan vatan evlatlarına şükranlarımı sunuyorum" Diyanet-Sen Elazığ Şube Başkanı Yusuf Eker’in 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajı şu şekilde; Milli iradeyi ipotek altına almaya çalışan, demokrasimize, geleceğimize karşı girişilen hain darbe kalkışmasının üzerinden 7 yıl geçti.  Milletin birlik ve beraberliği manevi ruhu sayesinde bu hain kalkışmadan kurtulan milletimiz 15 Temmuz’u asla unutmayacak, unutturmayacaktır. O gece Çanakkale Ruhu ile vatanına,  istiklaline, istikbaline sahip çıkan bu millet Hakk’a ve halka rağmen bu ülkede darbe yapılamayacağını hep birlikte hainlere ve tüm dünyaya göstermiştir. O gece salaları ile gök kubbeyi inleten din görevlerimiz,  hainlerin, jet, top, tüfek seslerini bastıran milletimizin manevi gücü, manevi kahramanları olmuştur. 15 Temmuz, hiçbir hak, hukuk ve ahlakta sınır tanımayan, çıkarları uğruna her şeyi göze alan FETÖ ihanet şebekesi; millî ve manevi değerlerimizi istismar ederek, dinî vecibelerimizi çıkar aracına dönüştürerek, milletin merhametini sömürerek, kökü dışarıda derin bağlantılarından aldığı talimatla büyük bir ihanete girişmiş, kendi milletine namlu doğrultmuş, kendi ülkesini işgale yeltenmiştir. O gecenin manevi kahramanları hiç şüphesiz tarih boyunca vatana, millete bayrağa yapılan her saldırı da ön saflarda yer alan din görevlilerimizdi. 15 Temmuz gecesi Diyanet İşleri Başkanımız nezdinde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet-Sen  öncülüğünde gök kubbeyi inleten salaları ile hainlerin, jet, top, tüfek seslerini bastıran, darbeye karşı duran milletimize en büyük manevi kuvvet olan din görevlilerimize ve camiamıza teşekkürü bir borç biliyoruz. O gece  Hakk’a ve halka rağmen bu ülkede darbe yapılamayacağını hep birlikte hainlere ve tüm dünyaya göstermiş olduk. Dünyanın dört bir yanında masumların ve mazlumların duasını alırken, küresel odakların ve iş birlikçilerinin yüreklerine korku saldık. Dünyanın unuttuğumuzu sandığı tarihsel misyonumuza duygu olarak yeniden döndük, misyonumuza sahip çıktık, hiçbir denklemin bizi hiçe sayamayacağını şehitlerimizin kanı, gazilerimizin cesareti, milletimizin dirayetiyle ortaya koyduk. Diyanet-Sen olarak, özlük mücadelesini özgürlüğümüzden bağımsız düşünmedik. Emeğimizin hak ettiği değeri alacağı tek yerin vatanımız olduğunu hiç unutmadık. Alın terimizi de kanımızı da damlatacağımız tek yerin bu topraklar olduğu düşüncesinden hiçbir zaman sapmadık. Örgütlü olmanın hakkını vererek, üyemizi de ülkemizi de korumayı en büyük ödev ve görev belledik. Şehit düştük, gazi olduk ama ‘bekleyip görelim’ demedik; demokrasi nöbetlerinde de milletimizle kol kola olduk. 15 Temmuz’da verilen mücadele bağımsızlığımızın destanıdır. 15 Temmuz’da, Çanakkale’de koyun koyuna yatan şehitlerimizin miras bıraktığı birlik ve beraberlik milletimizi tek bir gövdeye dönüştürmüş, istikbalin istiklalden geçtiği kayıtlara bir kez daha düşmüştür. Diyanet-Sen olarak, tarihin hangi kesitinde, dünyanın neresinde olursa olsun, tüm darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz. Bütün vesayet düzenlerini, milletin iradesine ipotek koyan anlayışları ve arayışları tartışmasız reddediyoruz. Milletimizin güçlü iradesiyle atlattığımız bu büyük badirelerden sonra yeni ufukları görmenin, yeni umutları menzil edinmenin vaktidir, diyoruz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin benliğinin bu tarihî bilinçle donanmasının, kimliğinin 15 Temmuz cesaretiyle neşvünema bulmasının geleceğimiz için en büyük tahkimat olduğuna inanıyor, tarihinden beslenmeyen bir neslin atide kaybolacağını düşünüyoruz. Hesapları kirli, elleri kanlı darbeci hainleri bir kez daha lanetliyor, şehitlerimizi minnetle yâd ediyor, gazilerimize sağlıklı uzun ömürler diliyoruz” Read the full article
0 notes
yagizsecen · 2 years ago
Text
Yürütülemeyen İşlemler
Her sezdiği tehlikede önüme atlayan bir köpek zihnim. Oysa hevesle bana koştuğunu sanırken, Yanımdan umarsızca geçip giden bir kedi taşıyorum göğsümde. Boylu boyunca uzanan sahilde, upuzuun bir bakışma. Ben kedinin ardından, köpek benim ardımdan...
Aklıyla ters düştüğünde delirmek; Duygularıyla cebelleştiğinde ölmek ister insan. Yaşanmamış her şeye ibret bir gün batımında, Alnından damlayan teri bile silmekten aciz...
Yükselen frekanslar, fısıltılar, yerli yersiz çağrılar... Hani kafanın içinde başlar da tüm benliğini sarar. Hiç direnmediysen, hiç delirmemişsin. Onun başka söylediği, senin başka eylediğin Kontrolsüzce açılan sekmeler, sükûnete vurulan sekteler... Göğsünde bir türlü yürütülemeyen işlemler Ve aklında bilinen en son yapılandırma ayarları...
Aklınla göz göze geldin mi hiç? Ellerin önünde bağlı, bakışların ayak parmak uçlarında. Hele ki kendini sana siper etmeye hazırsa... Her koşulda direnir seni derdin kucağından almak için. Etme der; eyleme... Bu yol, yol olsa, ne diye birlikte yürümeyelim? Yanan, canın olmasa, Ne diye seninle münakaşa edeyim? Burnum boktan, başım beladan kurtulmasın isteyen Baş belâsı bir kedinin esiriyim. Boynumda bir tasma, dolaştırır diyar diyar. Kuru bir ekmeğe, tanıdık bir melodiye muhtaç eder. Bir trenden ansızın indirir de, meçhule kalkan bir vapura meyleder. Çoğunu rüzgarın içtiği bir sigarayla, Yıllar yılı tek fırça boya vurulmamış bir güvertenin ortasında, Kalırım kala kala. İnsanın kendiyle yüzleşememesi, Tutup yakasından hunharca silkememesi ne zor! Ne ara bölüm atladı anlamadığın bir diziden, Kan donduran birkaç dizeden medet ummak ne zor! Çalınır mı kulağına, çalınmaz mı... İçindeki en hassas tele Dokunur mu, dokunmaz mı... Bir senfoniyi ağlatırken son ses, Ruhun duyar mı, duymaz mı... Gözlerim köşe bucak saklanırken, Nerde diye seninkiler arar mı, aramaz mı... Belirsizlikle kovalamacamda yüreğim, Soluklanır mı, soluklanmaz mı... Kahkahan yükselip bulduğunda kulaklarımı, Gün baştan başlar mı, başlamaz mı?
Öylece durmak zor... Ve boğucu bir kalabalığın ortasında Zaman’la aynı tempoda yürümeye çalışmak... İnanır mısın, tek lokmayla doymak Ve boğazından geçen yutkunmayı manzaram saymak... Susmanın ne anlattığı kimin umrunda? Sahi söylesene, konuşulmayanlara kim kulak kabartıyor? Takıp kulaklığı usulca uzaklaştın diye, Hangi cehenneme gittiğini kim merak ediyor? Anlatma isteğin... Anlama isteğin... Anlaşılma isteğin... Anlat isteyenin... Alış! Kesişimi olmayan kümeler vardır. Doğru adrese ulaşmadıkça, kelimelerin yalnız kalem kağıt israfıdır. https://open.spotify.com/track/7lkqbdBKrsyNNq3xi0LeaY?si=3db9e13efd20498e 05.06.23 - 23.53 | Kurtuluş 06.06.23 - 12:33 | Mecidiyeköy
0 notes
onderkaracay · 8 months ago
Text
Tumblr media
🎯 FENERBAHÇE EMPERYALİZME HİZMET EDEN BİR HOLDİNG TAKIMI DEĞİL 🎯
Fenerbahçe algı değiştirme aracı hiç değil.
Başka kapıya!
Bilderberg ve Chhaum house kapısı sonuna kadar açık sizin için.
Zaten 2009 tarihinde istifa etmek zorunda kalan işbirliğinin yerine gurur duyarak hatta kurumsal işbirliği yaparız diye o kapıya yağır olmadınız mı?
Günü geldi eski bir Fenerbahçe sevgisi Atatürk dolayısıyla olan birisi olarak Galatasaray'ın şampiyon olma hakkı elinden alınmadan herkesi uyarmak istiyorum.
Son maçın nasıl kaybedildiği araştırılsın.
Takımı ligden çekerim, kupa maçını terk ederim rolleri bir işe yaramayacak çünkü.
Atatürk ile aldatanların Atatürk'ün takımında ne işi var?
Canlı ölü ibreti sonrası aleme ibret olanların madara olmuş hallerini algı ile değiştirme aracı mı Fenerbahçe.
Birde çıkıp çıksın karşıma herkes ile tartışalım diyor.
Fenerbahçe için asıl sorun sizsiniz.
Türk ulusu ve devleti için bir milli güvenlik sorunu olduğunuz için.
Önümüzde ki hafta oynanacak maçlar ile ilgili Futbol federasyonu ve devletin tüm kurumları takip edin kim satılıyor kim satın almak istiyor.
Hemen müdahale edin.
Kim hak ediyor ise o şampiyon olmalı.
Birileri de dama taşı torbasına dönmeli.
Aldıkça azıyorlar.
Yeter artık.
Fanatizmi kullanmak tiyatro oynamak ve algı değiştirmek için insanları aldatarak güç devşirme yeri değil.
Bak o Türk var ya o Türk'ün sözü ve yüreği dışında hiçbir maddi gücü yoktur.
Yalnız yaratan ona öyle bir güç verdi ki karşısında zalim dayanmıyor.
Bugünlük bu kadar. Yarın ne yazarım kim bilir?
Önder Karaçay
1 note · View note
mansetmalatya · 2 years ago
Text
“Bu İhmallerin Hesabını Soracağız”
Tumblr media
Cumhuriyet Halk Partisi Malatya Milletvekili Aday Adayı Elektrik Başmühendisi Aydın Yazlak, Berkman Dulcan ile Manşet Malatya programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. https://www.youtube.com/watch?v=2szliAsQePI Cumhuriyet Halk Partisi Malatya Milletvekili Aday Adayı Aydın Yazlak’ın açıklamaları şu şekilde; “Biz İbretlik Olacak İl Değildik” Hepimizin içi kanıyor. Büyük geçmiş olsun. Tabii çok büyük bir acı, çok büyük bir trajedi yaşadık. Yani daha önce de anlattım Canımızdan olduk, malımızdan olduk, memleket enkaza döndü. Özellikle son 20 yıllık memleketin bütün tasarrufları heba oldu gitti. İnsanlar işte parayla satılan çadırlarda yaşamak zorunda kaldılar. 3 gün hiç müdahalenin olmaması, feryadın duyulmaması bizim açımızdan, memleket açısından tam trajediydi. Benim en çok üzüldüğüm konu şu. Bu deprem bölgeleri diğer illerde şöyle algılanıyor. İbret alınacak iller. Biz ibretlik olacak il değildik. Birilerinin ders çıkartacağı il olmamalıydık. Malatya, Türkiye'nin en güzel şehri olmasını hak ediyor. Adıyaman, Maraş, Hatay’da hak ediyor. Çünkü Türkiye bizden ders çıkartıyor. Biz Malatya olarak bir suçu, günahı olan memleket değiliz. O yüzden Türkiye'nin en güzel şehirleri olmak zorunda. Bugün yağmur var, yaş var. Yarın güneş olacak. Depremzedeleri dinledim bugün. Geçen hafta hava biraz ısınınca çadırda duramamışlar. Önümüzdeki günlerde ilkbahar kendini iyice hissettirdiğinde adeta bir serada ya da işte bizim meşhur kayısı islimlerinde yaşar gibi bir duruma düşecekler. Bugün soğuk yarın sıcak vuracak çok ciddi problemlerimiz var. Çok ağır hasarlı binalar var. Yani ilk etapta canımızın derdine düştük. Sonra eyvah! binamız çöktü. Bunun derdine düştük. Şimdi de bu ağır binalar yıkılacak. Vatandaş çadırdan, KYK yurtlarından, konteynerden ne zaman normal hayata dönecek? Bizim derdimiz bu. Vatandaşın derdi bu. Bakalım ne olacak? “Bu İhmallerin Hesabını Soracağız” Muhakkak ki alacağız. Yani toplum hafızası 18 gündür anlayışına inanıp güvenen bu iktidar bir an önce seçim yapmak istedi ki yani seçimi öyle bir ayarladı ki yani unuturlar. Ya biz canımızın acısını nasıl unutalım? Canımızı toprağa verdik. Betonun altından çıkartıp toprağa verdik canımızı. Biz bunu unutmayız. Yılların emeği bu tarlalara yapılan evlerin sonundaki bu yıkımı bu yıkımın bedelini onlara ödetmeyeceğimizi mi zannediyorlar. Yani bu unutulabilir bir şey mi? Muhakkak ki biz de Malatya olarak Adıyaman, Maraş, Hatay başta olmak üzere depremden etkilenen bütün bölgeler bundan büyük bir ders çıkartacaktır. Başka yolu yok. Muhakkak ki ders çıkartacağız ve bunun hesabını bu ihmallerin hesabını soracağız. Kimden? Bu rant düzenini oluşturanlardan. Yani sen kayısı bahçesini söküp 12 kat imar nasıl verirsin? Bu kadar alın teri yılların emeği heba oldu gitti. Bu insanların ne suçu var? Ne günahı var? Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanımız ne dedi Malatya'da? İftar programında. 42 imzayla bir daire sahibi oldunuz. 42 imzanın altında ev sahibinin imzası yok. Yani belediyedir, imar komisyonudur, yapı denetimidir, mühendisidir, mimarıdır. Bir tek suçsuz var ortada, vatandaş. Bütün bedeli de vatandaş ödüyor. Suçlular ortada yok. Yani Bostanbaşı'nı, Fahri Kayahan'ı, Tecde’yi imara açanlar gelin bakalım burayı neye göre imara açtınız? Neye göre açtınız arkadaş? Bilmiyor muydunuz? Yani bakın bazen diyorlar ki bu iktidar bilime inanmıyor. Canı istediğinde inanıyor. Ameliyat olurken bilime inanıyor bunlar. Uçağa binip 10 bin metre yükseklikte uçarken bilime inanıyor. Ama iş ranta gelince birini bir tarafa bırakıyorlar. Tarlaymış yap kaç kat vereyim 12 kat. Bilime inanmadığınız zaman bu felaketleri yaşamak zorunda kalırsın ve biz de yaşadık. “Bostanbaşı’nda Yılların Emeğini Getirip O Evleri Alan İnsanların Ne Suçu Var?” Depremden hemen sonra vatandaşın tabiri caizse gazını almak adına suçlunun kim olduğunu da tespit etmeden birilerini içeri aldılar. Kim olduklarını iyi kötü biliyoruz. Bu binalarda beton sorunu mu var? Demir sorunu mu var? Statikle ilgili bir sorun mu var? Zeminde mi bir sorun var? Herkes çok iyi biliyor ki zeminle ilgili bir sorun var. Ne o yapı denetimin işidir, ne de o mimarın mühendisin işidir. Belediyenin ve imar komisyonunun işidir. O rantı kim yemişse onun içeri alınması lazım. OHAL ilan edilince ilk aklıma şu geldi. Dedim ki ya OHAL ilan etmesinin sebebi ciddi boyutta ihmaller var. Hızlı hareket etmek için OHAL yetkisini kullanacak Cumhurbaşkanı. Benim beklentim ihmali olan kim olursa olsun gözünün yaşına bakmayacağıydı. Ama bir baktık o yetkiyle Twitterı yasakladı. İnsanlar enkaz altında dışarıya mesaj atamadı. İnterneti yavaşlattı. Düşünebiliyor musunuz? Bu kadar ihmali olan insanların mal varlığının dondurulması gerekiyordu. Soruşturmanın sonuna kadar dondurulması gerekiyordu. Bilmiyor muyuz buraları imara kim açtı? Yani Fahri Kayahan'ı, Bostanbaşı’nı, Tecde’yi bu tarlaları kim imara açtı? Kimler buralara 12 kat ruhsat verdi? Müteahhitti kim biliyoruz? Belediye Başkanı kim biliyoruz. Cemal Akın, Yahya Akın amca çocukları biri Malatya Belediye Başkanı biri Bostanbaşı dönemin Belediye Başkanı amca çocukları. Arazileri var orada. Soruyorum Bostanbaşı’nda yılların emeğini getirip o evleri alan insanların ne suçu var? Bir kişi bir birey ev satın alırken zemine etüdünü ayrıca kendisi mi yaptırıyor? Hayır, Burada ilgili kişiler ne olursa olsun kimsenin inisiyatifine bırakmak bırakmadan denetimini zamanında yapacaktı. Zaten buraların imara açılması yanlış. Bu kadar yüksek kat verilmesi yanlış. Tabii ki bir müteahhit gelebilir. Hırsızlık yapabilir. Senin işin hırsızdan hesap sormaktır. Onun yanlışını açığa çıkartıp bağımsız yargının önüne çıkartmaktır. Çevre Şehircilik sen kesilmiş kolonları denetleme yetkisine sahipsin. Esnaf esnaf gezip dükkânlarda sigara yasağını denetliyorlar, para cezası kesiyorlar. Neden o mağazaları, marketleri denetleyip kolon kesilmiş mi? Orijinal yapısının dışına çıkılmış mı diye denetleme yapmadınız. Vatandaşın ne suçu olabilir? Altındaki mağaza kolonu kesmiş. Üst katında oturuyor, bilmiyor. Deprem oluyor, yıkılıyor. Canından oluyor, malından oluyor. Ne suçu var vatandaşın? “Buralardan Elde Edilen Rantlarla Siyaset Finanse Edilmiştir” Çok ilginç. Misal Fahri Kayahan'ın devamı evet. Tanıyorum biliyorum bu insanları. Oralar da kayısı bahçesiydi. İmara açtılar 5 kat verdiler. Yani yolun bir tarafı 5 kat. Hani bir tarlanın ortasından yolu geçirmişsiniz. O tarlanın sol tarafı yukarıya doğru çıkarken sol tarafına 5 kat. Diğer taraf 12 kat ruhsat dermişsiniz. Bu rant ekonomisinin sonucudur. Yani burada küpünü doldurup köşeyi dönmeye çalışan bir takım siyasilerin projeleridir bunlar. Buralardan elde edilen rantlarla siyaset finanse edilmiştir. O uzun araç konvoyları, o döner dürüm ayran seçim bürolarında dağıtmalar, havai fişek gösterileri, mitinglere, parayla adam taşımalar neyle yapıldı zannediyorsunuz? Fahri Kayahan, Bostanbaşı’nda ev satın alan insanların parasıyla yapıldı o siyasi faaliyetler. Bazen vatandaş diyor ki ya bu AK Parti'de ne kadar çok para kardeşim o para senin paran. Bir şekilde tarlayı adam almış. Kayısı bahçesini almış 12 kat ruhsat üzerinden dünyanın parasını kazanmış. Bir koymuş iki yüz almış. Böyle bir ticaret olabilir mi? Üretim endeksli bir anlayışları yoktu zaten. Biliyorsunuz AK Parti'ye hani vatandaş da bazen diyor ki hile yaparsa AK Parti yapar. Evet yaptığını görüyoruz. Gelin Bostanbaşı’nda, Fahri Kayahan'da, Tecde’de, Malatya'nın dört bir tarafında. Bugün Yeşiltepe'ye gittim belediyenin yapmış olduğu evler. Yaklaşık yedi yüz konut tamamen ağır hasarlı ve yıkılacak. Vatandaş oradan inmiş çadıra. Çadırda bu sefer çile çekiyor. Çamurun çirkefin içinde tabiri caizse vatandaş çile çekiyor. Oruç tutuyor. Tuvalet yok. Banyo yok. Yani hijyen namına hiçbir şey yok. Çadırlara girdim. İs var, nem var. Dışarı çıkıyor, çamur var. Yani hatta çok ilginç de bir şey söyleyeyim. Bugün bir vatandaşımız, çok üzüldüm. Dedi ki benim bir arkadaşım çok büyük bir suç işledi. Hapse düştü. Ben çok üzülüyordum. Hapiste nasıl yaşar bu diye. Ve diyor hiçbir suçum yokken ben bu çadırda o hapiste benden daha konforlu. En azından avluda olta atabiliyor. Banyo, tuvalet ihtiyacını karşılayabiliyor. Biz, isin, pasın içerisinde yaşar olduk. Yağmurun yaşın içinde yaşar olduk. Yani sahura ayrı dert, iftarı ayrı dert haline geldi. Aziz mübarek bugün, bu yıl insanlar yetkisini gidip orada kullanacak yerde hala siyaset peşindeler. “Onların Derdi Kendileri” İşin içinde rant, para, küp doldurup köşe dönme yoksa belki dinlemez zaten. Sadece bir fotoğraf çekip geçiyorlar. Duyduk yani sahaya giden de o gördüğümüz görüntü de Adeta insanlarla alay eder gibi. Onların o yaşadığı mağduriyet hiç önemli değil. Şuradan bir poz vereyim. Dostlar alışverişte görsün anlayışıyla yapılıyor. Onlar dert dinlemeyi bilmez zaten. Onların derdi kendileri. Etrafı bir avuç insan. Bu memleketi bari bir avuç insan getirdi Bir avuç insan, bir avuç insanın rant projeleridir bunlar. Başka bir şey değildir. Yani memleketin ulusal basına yeterince yansımamış olması. Bakın ben yıllardır hep medyada takip ettiğim haberlerde olayın nasıl abartıldığını çok iyi bilirim. Bu sefer abartamadılar, küçülttüler. Neden? O kadar büyük bir yıkım var ki, hangi birine yetişirsiniz? Giden canlar, yani Malatya Çarşısı ortada yok Niyazi Mısri ortada yok. Çavuşoğlu ortada yok. Hani kaç kişi öldü? İyi kötü biliyoruz. Ne kadar bina çöktü biliyoruz. Ağır hasarlı konutların da deprem gündemiyle beraber işlenmesi gerekiyor. Biz şu anda unutulduk. Şimdi buraya gelen birisi şu Fahri Kayahan’ı Bostanbaşı'nı gezdiği zaman diyecek ki yahut da binalar ayakta. Kardeşim yıkılacak bu binalar. Bu binalar yıkıldığı zaman Malatya'da çok ciddi konut, stok açığı olacak. 800 bin nüfusumuz. İddia ediyorum. İhmaller sonucu 400 binlerin altına düşecek. Çünkü yaşayan bu konutlarda yaşayan insanların sayısı belli. Çadırda ne kadar yaşayabilir Umutsuzca bekliyorlar. Bugün sordum. İnanıyor musunuz bu iktidarın yapacağına diye? Hayır dediler. Peki ne yapmayı düşünüyorsunuz? Ya dedi ne yapabilirim ki ben? Şöyle bir baktım doğru. KYK yurtları dolmuş. Oradaki insanlar da zaten okullar açılınca çıkartacaklar Çadırda bekliyorlar. Yani hatta vatandaşın birisi dedi ki ben dedi soğuğa razıyım dedi. Ben sıcağı hiç sevmem dedi. 10 gün sonra güneş açtığında dedi bu çadırlarda yaşanmaz. Ne yapacak çok büyük mağduriyet var. Umut ediyorum yetkiyi alan vatandaştan yetkiyi alan bu zihniyet aklını başına alır seçim hesaplarını bir tarafa bırakıp o çadırları alıp konteynırlara gider dert dinler gereğini yapar. Adamların hiçbir şey umurunda değil. Maalesef. “AK Parti Bir Şov Partisidir” AK Parti bir şov partisidir. İş yapma icraat değil. O iş reklam boyutu. Şehrin tanıtımı mı kalmış, tanıtılacak halimiz mi kalmış arkadaş? Bırak sana 33 milyonu getirirsin, arıtma yaparsın. Para yok Efendime söyleyeyim yeni yerleşim yerleriyle ilgili belediye başkanıyla Bakan Bey ters düşmüş durumda. Anlamış da değiliz. Kalkıp o şok projelerini bir tarafa bırakın beyler. Bizim acımız var. Bak yasımız var. Çadırlarda yaşıyoruz. Bu su probleminin çözülmesi gerekiyor. Eğer Malatya'da hayat normalleşmesi gerekiyorsa nereden başlayacağız? Önce suyla başlayacak. Suyu normal değil. Su hayattır. Siz su meselesini alıp bir tarafa bırakıp 5 yıl sonraki bir iş için bütçe ayırıyorsunuz. Reklam yapıyorsunuz. Biz zaten reklamlık olduk arkadaş. Bırakın bu işleri. Ödenekleri doğru kullanın. Bakın devlet mekanizmasını işletenler. Ödenekleri doğru yerde kullanırlarsa devletin büyüklüğü vatandaşın lehine çalışır. Aksi takdirde aleyhine çalışır işte gördük. Doğru işletilmeyen devlet mekanizmasında ne oldu? Deprem oldu. Enkaz altında kaldık. Donarak öldük. Bağıra bağıra öldük. Evimiz arabamızın üstüne yıkıldı. Evsiz barksız kaldık. Vatandaş tamamen mağdur edildi. Memleket virane oldu. Viranşehir diyorlar bizlere artık. Ondan sonra şimdi de işte kalkmış o ödenekleri dışarıya gönderiyorlar. Başka yere. Otel köşelerinde oturup bunu konuşanlar bu sorunu göremezler. Bugün o çocukların ayağındaki terlikleri çıplak ayakları gördükçe içim cız etti. Rüyamda görsen sıçrayıp uyanacağın bir görüntüdür o başka bir şey değil. Ama maalesef vicdanını, ahlakını bir tarafa bırakmış, liyakatten yana efendime söyleyeyim denetimden, şeffaflıktan yana olmayan insanların yetki sahibi olduğu bir yerde kimse kusura bakmasın bu memleket enkaz altında kaldı bir daha kalır. Çadırdaysan çıkamazsın. Başka yolu yok bunun. Ben size söyleyeyim. Yana, ahlaktan yana olacak insanlar. Ranttan, küp doldurup köşe dönme derdinde olan bu insanlar bir daha yetki sahibi olurlarsa bu memleketin nüfusu 400 binin altına düşer. “Ortak Akla İnanmayan İnsanlar Bunlar” Şimdi öncelikle şunu söyleyeyim Berkman Bey yani memleket diyen millet diyen insanlar değil bunlar. Bunları dert etmiş insanlar değil. Bahsettiğiniz bütün siyasi partiler, STK'lar, efendime söyleyeyim meslek örgütleri üniversiteler bunları bir araya geldiği bir zemin oluşturulabilir. Ama ortak akla inanmayan insanlar bunlar. Bilime inanmayan insanlar. Utanmasalar Tayyip Erdoğan'ı arayıp diyecekler ki yeni yerleşim yerlerine kaç kat verelim. Bu kadar aymazlık olmaz. Şimdi tek adam rejimi yiyoruz. Biz sistemi ciddi manada eleştiriyoruz, güçlendirilmiş, parlamenter sisteme geçmek istememizin sebebi bu. Türkiye ortak aklını yitirmiş durumda. Hiç kimse dinlenmiyor. Bilimsel temelli hiçbir çalışma yok. Yani biz aslında maalesef deprem olmasaydı bugün sanayiyi, tarımı konuşacaktık ama şu an feryat depremden dolayı bizde farklı önümüzdeki süreçlerde de tarım ve sanayi enerji konularını işleyeceğiz. Ama bugün deprem gündemiyle buradayız. Bilime inanmamış bu insanların gitmesi, bilime inanan insanların gelmesi gerekiyor. Rant ekonomisinin ortadan kalkması gerekiyor. Bugün zemin etüdü yapmadan Maraş milletvekili AK Parti Maraş milletvekili görüntüsünü ulusal basından görmüştürsünüz. A4 kağıdına nereye yerleşim yeri yapılacağını çiziyor. Ya bu insanlarla ortak bir zeminde buluşma şansımız yok. Bunlar ortak akla inanmıyor, bilime inanmıyor, liyakate inanmıyor, dürüstlüğe inanmıyor. “Biz Doğru Yerde Durduğumuzun Zaten Farkındayız” Son derece olumlu yani vatandaş evet derdime derman yarama merhemsin anlayışıyla hareket ediyor. Biz doğru yerde durduğumuzun zaten farkındayız. Çünkü biz sade yurttaşız daha siyasete yeni girmişiz. Yani bazen hani eskilerden ya şu halkın içinden biri, halkın içinden geliyor derlerdi. Biz bir yere gidemeyeceğiz. Biz halkın içinde yaşayıp milletvekili olacağız. Çünkü aksi takdirde gittiğin zaman unutulacak. Ben mühendis olarak çok sahada olduğun için her zaman şunu söylerdi arkadaşlar. Yani çok hızlı bir şekilde kendini geliştirdin. Ben sebebini sorguladığım zaman şu çıkıyordu. Hep sahadaydım yani sahada olunca her şeyi yerinde görebiliyorsun. Bu da bizim açımızdan son derece önemli bir tecrübe oldu. Saha çok önemli. Yani gidip derdi dinlemek, onu kafaya takmak, vicdan etmek ve bununla ilgili fikir üretmek, yeri geldi mi bilmediğiniz bir alanla ilgili birilerini arayıp danışmak bunlar olduğu yerde sorunlar çözülür. Ama bunların hepsini bir tarafa atmışlar, elinde purosuyla nereye kaç kat veririz? Biz burada bir kor kaç alırız. En yükseği neyse onu alalım anlayışında bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. “Kendi Memleketlerini Dert Etmemişler. Malatya'mızı mı Dert Edecekler?” Malatya'nın ismini duymuş haritada yerini belki gösterebilecek niteliklere sahip bu insanlar aslında bize şunu söylüyorlar. Siz Malatyalı olarak aklı fikri olmayan insanlarsınız. Çekilin biz geliyoruz. Bu insanlar kendi memleketlerini dert etmemişler. Malatya'mızı mı dert edecekler? Yaparsa bunlar yapar diyenlere buradan sesleniyorum Yaptığı bunlar. Bostanbaşı Fahrikayhan’ı bunlar yaptı. Yani ismini büyütüp vatandaşı kandırma girişimidir bu. İsmi büyükse büyük iş yapar. Defalarca denediler. O bakan dediklerinizin daha önce milletvekili olmuş olduğu memleketleri gidin görün. İsyan ediyor insanlar. Bir memleketten bir memlekete transfer. Sonuç sıfır. Dert mi dinledi? Hayır. Bilmiyor ki. Bakın siyaset son derece önemli Berkman Bey Siyaset ahlaklı bir zemin üzerine inşa edilmezse liyakatli bir zemin üzerine inşa edilmezse bunun devamı bürokrasidir. Siyasetçi bürokrasiye referans olmalıdır. Ahlaksız siyasetçi ahlaksız, bürokrasiyi yaratır. Fikirsiz siyasetçi fikirsiz bürokrasiyle yol alır. Biat eden siyaset anlayışı biat eden bürokrasi yaratır. Ve bunun sonucunda işte memleketler bu hale gelir. Ekonomik kriz olur, orman yanar, vatandaş gider söndürür. Sel olur mahalleyi kütükler basar. Konteynerleri koyacak yer bulamıyor bu insanlar. Yani sel ağzına götürüp konteyner koyacak bir anlayış. Deprem olur, enkaz olur. Feryat edilir, duyulmaz. Çünkü liyakat yok, vicdan yok, ahlak yok, rant üzerine kurulmuş bir düzen. Bakın siyasette şu anda gidin. AK Parti'de yüzün üzerinde aday adayı var. Bir tanesi çadırlarda yaşayan insanların derdini dert ediyorsa ben bu işi bırakırım. Hepsi kaçıncı sırada olacağım derdindeler. Bırakın şu işleri ya. Fikrin var mı arkadaş? Liyakatin var mı? Yeteneğin var mı? Yeterliliğin var mı? Çıktın siyasette ne söyleyeceksin? Söylenmemiş sözü söyleyebilen, bakılmamış yönden bakabilen çekilmemiş fotoğrafı çeken insanlara bizim ihtiyacımız var. Ama siz kalkacaksınız ben bir koyup kaç alırım. Ya düşünebiliyor musunuz? Parası var adamın. Dolara mı yatırayım? Borsaya mı yatırayım? Euro mu alayım? Bankaya mı yatırayım? Kur Korumalıya mı koyayım? Yoksa siyasete mi yatırayım Bir bakıyor en büyük rant siyasette. İşte gördük. Bir koydu iki yüz aldı Bostanbaşı’nda Fahri Kayahan'da insanlar. Siyaset eliyle bu yapıldı. Siyasetin ticarileştirildiği bir zeminde memleketler yönetilmez. Memleketler doğru düzgün yönetilmez. Depremden önce AK Parti seçmenine bazı şeyleri anlatmakta çok zorlanıyorduk. Baksanıza diyordu bu binaları gösteriyordu. Yahu zemin etüdü, tarla, kayısı, 12 kat, imar rantı Bunları anlatmakta zorluk çekiyorduk. Şimdi o vatandaş oradan çıktı. Bostanbaşı’nı terk etti. Fahri Kayahan'ı terk etti. Sebep? Ağır hasarlı vatandaş refahımız arttı diyordu AK Parti döneminde refahı da gördük. Yaparsa bunlar yapar. Bakan Kurum. Kesilmiş kolonları takip ettirmeyen adam. Sorumludur. Getirip bir de Malatya'da efendim AK Parti'ye tepki çokmuş da bir bakan getirelim de oylarımızı arttıralım. Ya oy oy deyip durmayın arkadaş. Vatandaşın feryadına bakın. Hala seçim hesabı siyaset mühendisliği. Sizin siyaset mühendisliğiniz o insanların hiçbir mağduriyetini gidermez. Bu hesaplardan kendinizi arındırmadığınız sürece vatandaşın hiçbir sorununu çözemezsiniz. Bilime inanmamış, ahlaka, liyakate önem vermemiş. Bir düzen ki ben buradan da söyleyeyim AK Parti AK Parti değil zaten. Bir avuç yapının eline geçmiş bir mekanizma. AK Parti'de liyakatli insanlar yok muydu geçmiş dönemlerde? Vardı. Şimdi birlikte çalışıyoruz o insanlarla. Altılı masadalar Davutoğlu'nun Babacan'ın yolsuzluk yaptığını iddia edebilir misiniz? Ama birileri için yolsuzluk yaptı dediği zaman şak gider yakasına yapışır. Çok uyar ona. Şimdi liyakate inanmış, bilime inanmış tabiri caizse ahiretini düşünmüş misali bu insanlar siyasette hangi pozisyonda olduklarını memleket için ne tür projeler geliştirdiklerini biliyoruz. Ama AK Parti'nin şu an ele geçirilmiş yapısını söylüyorum. Tamamen maaşla çalışan gençlik kolları, kadın kolları ya bizim paramız bunlar işte. Bu rant projelerinden elde edilen paralar. Maalesef. “Biz Bu Enkazın Altından Çıkacağız” Bir kere adam kayırmacılık bitecek. Kötü dil bitecek. Ayrıştırma, kutuplaştırma ötekileştirme bitecek. Sağ, sol, alevi, sünni bitecek. Partilin partilim değil anlayışı bitecek. Ne olacak biliyor musunuz? Memleket için gerçekten sözü olan, fikri olan, duruşu olan, zekâsı olan, liyakati olan insanlar. Siyasi ve bürokratik kadrolarda yer alacaklar. Memleket doğru bir şekilde yönetilecek. Read the full article
0 notes