#iğrenç hissediyorum midem bulanıyor
Explore tagged Tumblr posts
mezarlikprensesi · 2 days ago
Text
bunları okumayın olur mu kimse yok diye her bokumu anlatıyorum neden anlatma ihtiyacı duyuyorum onu da bilmiyorum
2 notes · View notes
dianaa70 · 4 months ago
Text
Korkuyorum amk korkuyorum sıkıntı mı var. Bir tek ben korkmuyorum. Milyonlarca kadın korkuyor. Çünkü cinayetler işleniyor durmadan. Kadın cinayetleri. Hayvan kurban eder gibi kadınlarımızı kızlarımızı kurban ediyorlar. Dışarı çıkmak istemiyorum,kimseyle konuşmak istemiyorum. Korkuyorum çünkü. Biliyor musunuz,ben artık sevmekten bile korkuyorum. Ne aşk istiyorum ne sevgi,sevgiye bile iğrençliği bulaştırdınız,midem bulanıyor artık her şeyden. Kelimeler yetmiyor yemin ederim. Hâlâ fotoğraflara türlü türlü iğrenç şeyler yazanlar var. Hâlâ başkalarını tehdit edip öldürmeye çalışan var. Sanki dışarı çıktığımda öldürülecek diğer kız benmişim gibi hissediyorum. Bir tek ben değil artık bütün kızlar böyle düşünüyor.
55 notes · View notes
kendimezraporu · 1 year ago
Text
Hayatımdan o kadar sıkılıp bunaldım ki birinin sesini duymaya mesajını görmeye tahammülüm yok. Dün akşam sevgilim aradı bir saat noldu diyor. Tek söylediğim ne oldu bilmiyorum ama çok daraldım. Yaşadığım hayat beni hiçbir şekilde tatmin etmiyor şu an. Sonra sustuk telefonda sadece. Güldürmeye çalışıyor ama sıfır etki. Dışarıdan bakan biri için fazla yüz bulmuş çocuğu parmağında oynatıyor denecek bir ilişki yaşıyoruz ama içeride asla öyle değil. En büyük yorgunluğum da bu. Her sözüm bir eleştiriye maruz kalıyor her hareketim sorgulanıyor. Günün sonunda trip atılıyor. Çözüm bulmak yerine bağ��ra çağıra kavga ediliyor. Sınırlarım fazlasıyla aşıldı. Sevgililik s��reci uzadıkça benim midem bulanmaya devam edecek. Sorunlarımız aynı çözümleri aynı sürekli aynı şeyler konuşuluyor aynı yerlere gidiliyor herrrrrr şey aynı. Işe geliyorum ayrı problemler. Hiçbir şeye yetişemiyorum yetemiyorum gibi hissediyorum. Dün bir video gördüm. Yaşlı bir kadın kimse söylememiş olabilir ama seninle gurur duyuyorum çok güzel başa çıkıyorsun gibi cümleler kuruyordu. Normalde aşırı cringe bulurum böyle şeyleri ama oturdum hıçkıra hıçkıra ağladım. Tek ihtiyacım buymuş. Birinin çabanı görüyorum, yeterlisin, çok güzel gidiyorsun, her şey yoluna girecek ve seninle gurur duyuyorum demesiymiş. Asıl sorun da bu. Ben bunu kendime söylemeliyim. Kendime eziyet etmeyi bırakmalı ve kendi omzumu sıvazlayabilmeliyim eskisi gibi. Kendimi suçlamayı bırakmalıyım. Bu artık o kadar hastalıklı bir seviyeye geldi ki annem rüyama girmiyor diye ölümünden kendimi sorumlu tutmaya başladım. Halbuki kadının beynine pıhtıyı ben atmadım ben kanser etmedim ama elimde değil. Her şey iğrenç geliyor artık midem bulanıyor. O kadar korkunç şeyler düşünüyorum ki. Borçlarımı karşılayacak miktarı tamamlayıp sessizce gitmeyi düşündüm dün gece en son. Her şeyi herkesi bırakıp buradan veya dünyadan gitmek istiyorum. Çok yoruldum.
1 note · View note
manyakhatun · 4 years ago
Text
Berbat bir gün geçiyorum. HİÇ bir şeye tamüllüm yok. Aradığımda sesini duyacağım bir sen yok. Midem bulanıyor sürekli ve yemek yemek istemiyorum. Ama merak etme sana verdiğim söze itafen yedim bir şeyler. İçtim ilaçlarımı. Sadece senin olmaman, varolan tek şey o. Çünkü hayatımda olmanı istiyorum. Şımarık bir çocuk gibi. Uzun bir zaman sonra bir şeyi bu kadar istiyorum. Bana söylediğin onca güzel cümlenin ardından gitmeni hazmedemiyorum. Dudaklarım her zaman bana kızdıp olmasını istemediğindeki gibi bükük. Ama bu sefer düzelmesi için sadece bana kızman yeterli değil. Zaten bükük olmasının sebebi de artık büküldüklerinde bana kızacak bir senin olmayacak olması. Bu yüzden berbatım. Hani bana diyorsun ya kendimi bok gibi iğrenç biri gibi hissediyorum. Ben kendimi hissedemiyorum. Nefes alırken, en sıcak iklimde ki gibi bir his var içimde. Böyle basık, boğucu, sıkışmış, zor.. Lütfen senden rica ediyorum seninle yapmayı düşündüğüm hayallerimi alma elimden. Bu gün bazı şeyleri düşünürken bunu da düşün. Seni gerçekten SEVİYORUM.
25052020 𝔇𝔞𝔯𝔨𝔥𝔢𝔯𝔬
1 note · View note
ceyciv · 3 years ago
Text
03.42
Selam uzun süre sonra ben geldim aslında neden yazdığımı bilmiyorum genelde bi göz atar çıkarım ama galiba gene kendi başıma yalnızım ve gene kağıt kalem yok yanımda her neyse geçen hafta cuma günü geldim köye şimdi yani dün de kuzenimin yanına Sivrihisara geldim gecenin bu saatine kadar film izledim ve uyku tutmayıp midemde ki ağrı ve bulantı daha fazla rahatsız edince balkona attım kendimi şimdi ise bu satırları yazıyorum. Neden yazıyorum ya da ne yazıyorum pek bir fikrim yok açıkçası. Yalnız olmak huzur verici aslında, kendini dinlemek falan ama şu an kendimi dinledikçe daha da midem bulanıyor galiba uzun süredir açım ve yemek yememek üzerine kurulu olan düzenden sonra bir anda yemek yemek beni kötü etkiledi ama ilaç almam için yemek yemem lazım yemek yemem için de ilaç almam lazım garip bir kısır döngü içerisindeyim.. Neden bunları blogumda paylaştığımın tek bir cevabı var bu blogu kimse açıp gönderi atmış miyim diye bakmaz ve kimse de yazdıklarımı okumaz o yüzden rahat rahat yazıyorum yani eğer denk geldiysen ve okuyorsan kusura bakma ama garip bir yazım dilim var. Her neyse hıçkırık tuttu ve gecmiyo rahatsız edici çünkü zaten midem bulanıyor yani aptal gibiyim şu an annem midemin değil bağırsaklarımın benden şikayetçi olduğunu söyledi kendimi nasıl hissettiğime gelirsek çürük bi kayısı gibi, daha fazla midem bulandı ahh kendimi bile rahatsız ederken insanlar nasıl benden rahatsız olmasın ki düşününce baya mantıklı canım sigara istiyor aman aman bi içici degilim ama günde en az bi tane içerim ama 2 gündür ağzıma sürmedim bunun sebebi aslında hem çok uyumam hem de kuzenim gilde olmam ah midemden resmen guurroog diye bir ses geldi iğrenç bi ses galiba sağlam bi hastalık geçiriyorum ve rahatsız edici aslında hasta olmayı severim insanlar başımda dolanır ve bazen kızsalar bile benimle ilgilenirler güzel en azından bi iki gün de olsa değerli hissediyorum ama şimdi sadece herkesin uyumasına ve kuzenimin kuzeni olan kişinin horlama sesini duyuyorum.
0 notes
intihar607 · 3 years ago
Text
Midem bulanıyor
İğrenç hissediyorum
SALAĞIM
Hala kurtarılmayı bekliyorum :))))
0 notes
28bozkurt · 4 years ago
Text
3.Bölüm
                               HAYATTA KALMA  1.GÜN
 Lily bir süre ağladıktan sonra yorgunluktan dolayı kucağımda uyumaya başladı. Yüzüne baktım ‘ona benziyor’ ve düşündüm. Onu koltuğun üzerine yatırıp üzerine bir şeyler örttüm.
Lily uyurken evde yiyecek ve bana lazım olacak şeyler aramaya başladım. Bir süre sonra odadan hıçkırık sesleri gelmeye başladığını duyduğumda hızla odaya geri döndüm.
Ağlayan Lily'e yaklaşırken “sorun nedir” diye sordum.
“abi” lily koltuktan kalkıp bana sarılmadan önce bağırdı. ”beni bırakıp gittin sandım.”
Lily'nin sözlerini duyunca acı bir gülümsemeyle başını ovuşturdum. ”merak etme hiç bir yere gitmiyorum. Dünden beri bir şeyler yememiş olmalısın. Hadi gel de bir şeyler ye” onu masaya oturtup evden aldığım yiyeceği önüne koydum.
Lily başını salladı ve masaya oturup yemeği yemeye başladı.”lily sen yemeğini ye ben eve biraz daha bakacağım sonra beraber yola çıkarız.” yemeğini yerken ona söylüyor ve odanın kapısına doğru yürüyorum.
Lily’nin ebeveynlerini uyandığında görmesin diye başka bir odaya taşımıştım. Bu yüzden başka odalara bakmak için yeterli zamanım yoktu.
“tamam” sessiz bir şekilde onaylıyor ve yemeğine geri dönüyor. Bende evi iyice arıyorum ama yemekten başka işe yarar bir şey bulamıyorum.
“Lily hadi sana biraz kıyafet alalım.” mutfağa geri döndüğümde Lily’nin çoktan yemeğini bitirip oturduğunu ve beni beklediğini gördüm. Bu yüzden ona sesleniyorum. Beni duyunca ayağa kalkıyor ve bana doğru geliyor.
Lily’nin dolabından kıyafetlerini alıyoruz ve evde bulduğumuz çantaya dolduruyoruz. Evden dışarı çıkınca Lily duruyor ve eve doğru bakıyor.
“bir daha geri dönmeyecek miyim? Anne, baba sizi çok seviyorum.” Lily eve bakarken, bu kelimler ile birlikte ağlamaya başladı.
“merak etme her şey daha iyi olacak ben seni koruyacağım” Lily'i kucaklıyorum ve başını ovuşturuyorum.
Bir süre sonra lily ağlamayı bırakıyor ve yola çıkıyoruz. Lily'nin eşyalarını bırakmak için önce eve gidiyoruz. Onları etrafımda yük etmek istemiyorum.
Eve vardığımızda öğlen vakti olmuştu. Bu yüzden yiyecek bir şeyler yaptım ama Lily biraz önce yediği için yemek istemedi.
Karnımı doyurduktan sonra Lily'e bakıyorum. Onu evde yalnız bırakamadığım için diğer komşuları ziyarete gidemedim. Bu yüzden bende Lily ile birlikte film izlemeye karar verdim.TV olmamasına rağmen henüz elektrikler ve int gitmemişti. Bende bilgisayardan film açtım ve akşama kadar film izledik.
...
Yatma vakti geldi bu yüzden Lily'i annem’le babam’ın yatak odasına koymaya karar verdim. Biraz isteksiz olsa da sonunda kabul etti ve uyumaya gitti. Ben Lily uyurken yarın ne yapmam gerektiğini düşünerek oturuyordum.
Ama yatak odasından gelen sesler beni düşüncelerimden çıkmaya zorladı. Bende yavaşca yatak odasının kapısını açıp içeriye baktım.
“uuuu..anne...baba...korkuyorum” Lily kabus görüyor ve yanaklarından akan yaş yastıkları ıslatıyordu.
İç çektim ve yavaşça yanına geldim, başını ovuşturdum ve uyanmasın diye fısıldadım.
“merak etme Lily seni koruyacağım ve hep senin yanında olacağım”
Yanında sakinleşene kadar bekledim ve sonra kapıyı yavaşça kapattım.
“lanet olsun”
‘gerçekten de ona benziyor’
Sırtımı kapıya yasladım ve yavaşça yere oturdum. Gözümden yavaşça yaşlar akmaya başladı.
“ne olursa olsun bu sefer onu koruyacağım” kapıya yaslandığım ve kararlılığımı güçlendirdim.
Sonra kalkıp yatmaya gittim.
....
                                      HAYATTA KALMA 2.GÜN
....
Sabah yüzüme vuran güneş ışığıyla uyandım ve oturma odasına gittim. Anlaşılan Lily hala uyuyordu bende onu uyandırmadan önce kahvaltı hazırlamaya başladım. Onu uyandırdım ve hızlıca kahvaltı yaptık. Bu yüzden masada otururken ona bu gün için planlarımı söyledim.
“Lily bir süre için yeterli yiyeceğimiz olduğu halde yine de sınırsız değil. Bu yüzden daha çok yiyecek bulmak için dışarı çıkmam lazım. Bu sırada sen istersen benimle gelebilir yada evde kalabilirsin” doğrusunu söylemek gerekirse onu evde yalnız bırakmak istemiyordum.
Lily bir süre düşündü ve “sorun değil abi seninle gelmek istiyorum” dedi.
“tamam o zaman” başımı salladım ve yolculuk için bir şeyler hazırlamak için masadan kalktım.
Bu gün her zaman’ ki gittiğim toldan farklı bir yoldan gittim. Çünkü o yolda yakında bir ev vardı ve o eve zaten girdim.
Lily ile ormanların arasında biraz yürüdükten sonra onunla ne kadar az konuştuğumu fark ettim. Bu yüzden yürürken biraz sohbet etmeye başladım. Ama daha önce hiç benden küçük bir çocukla sohbet etmemiştim.
“Lily o oyuncak ayı’yı sürekli yanında taşıyorsun senin için çok önemli olmalı.”(Leon)
“evet annem ve babam onu bana doğum günü için almışlardı.”(Lily)
Lanet olsun ona yine ailesini hatırlatıyorum. Konuyu değiştirmem lazım
“evet Lily doğum günün ne zaman?”(Leon)
“benim doğum günüm 12 şubat’ta”(Lily)
“öylemi? anladım bunu aklımda tutacağım.”(Leon)
“senin doğum günün ne zaman abi?”(Lily)
“benimki 29 aralıkta”(Leon)
Biraz daha sohbet ettikten sonra önümüze 2 katlı beyaz bir ev çıkıyor. Lily'e sessiz olmasını işaret ve burada beklemesini işaret edip eve yaklaşıyorum.
Evin yakınında canavar var mı? diye kontrol ettikten sonra güvenli olduğunu görünce Lily'e gelmesini işaret ediyorum.
Evin kapısını baltamla açıyor ve eve giriyorum. Biraz baktıktan sonra bir sorun görmüyorum. Demek ki bu şanssız ev sahibi evde değilmiş.
Lily ile birlikte evi arıyorum biraz yiyecek ve 42 mermisi olan bir WE COLT 1911 tabanca buluyorum.
“lanet işte bu” o kadar seviniyorum ki bağırıyorum. Lily’nin ürktüğünü görünce özür dileyip başını ovuşturuyorum. Evi iyice arayıp evden ayrılıyoruz.
“bu evden iyi şeyler aldık sahibinin şimdi nerde olduğunu bilmiyorum ama teşekkür ederim”
 Eve son kez dönüp şükranlarımı sunuyorum ve yola devam ediyoruz. Ama biraz ilerledikten sonra karşımıza başka ev çıkmıyor.
Küfür edip geri dönüyorum. İleriye devam edebilirdim ama geceleri dışarda olmak istemiyorum. Şu anda zaman öğlen vaktini geçmişti. Karnımızda acıkmıştı bu yüzden aradığımız eve yemek yemek ve dinlenmek için uğruyoruz.
Karnımızı doyurduk bende Lily’le ilişkimizi daha iyi hale getirmek için sohbet ediyorum. Sohbetimiz bittiğinde güneşin batmaya başladığını görüyorum bu yüzden eve gitmek için yola çıkıyoruz.
“abi sende annem ve babam gibi beni bir gün bırakacak mısın?”
Yolda giderken Lily birden bana soru soruyor
“merak etme Lily hep seninle birlikte olucağım ve seni koruyacağım”
Lily’nin başını ovuşturuyorum. Lily başını sallıyor ve kucağındaki ayı’yı daha sıkı kucaklıyor. Gülümsüyorum ve yola devam ediyoruz.
Eve vardığımızda hava kararmıştı bu yüzden yemek yedik ve biraz film izleyip uyumaya gittik.
...
                                        HAYTTA KALMA 3.GÜN PART 1
Sabah yine günlük rutinimizi tekrarlıyoruz ve dışarı çıkıyoruz. Bu gün 3 yol ayrımından gitmediğimiz tek yol’dan gitmeye karar verdim.
Yolda giderken Lily’le sohbet ediyoruz. Onu daha bir kaç günlüğüne tanısam'da onunla şimdi’den hayatımız boyunca birlikteymişiz gibi hissediyorum.
Sohbetimiz önümüze çift şeritli otoban çıkınca kesiliyor. Bir süre düşündükten sonra otoban boyunca devam ediyoruz.
Uzun bir süre yürüdükten sonra karşıma bir BMW marka otomobil çıkıyor. Sonra bu gördüğüm otomobilin daha önceki gördüğümle aynı olduğunu anlıyorum.
Lily ile birlikte yavaşça BMW’ye yaklaşıyor ve kapıyı açıyoruz. İçi daha önce bıraktığım gibiydi. Ama sonra BMW’nin bagajını daha önce aramadığımı hatırladım bu yüzden bagaja bakmak için dışarı çıkıyorum.
Lily’de gelmek istiyor ama orda kalmasını söylüyorum. Ne kadar hiç bir şey olmayacağını düşünsem'de tedbirli olmak’tan hiç bir sorun çıkmaz.
Bagajı açmaya çalışıyorum ama kilitli oldu için açılmıyor. Kafam daha çok karışıyor çünkü arba'nın kapıları açık olduğu halde neden sadece bagaj kapalı?
“lanet olsun içimde çok kötü bir his var”
Anahtarı almak için arabaya dönüyorum ve anahtarla bagajın kilidini açıyorum.
“huf lanet olsun şu anda içimde gerçekten çok kötü bir his var”
Derin bir nefes alıyor ve bagajın kapısını bir anda açıyorum. Açtığım anda iğrenç bir koku yüzüm buruşmasına ve öksürmeme neden oluyor.
“ahhhh lanet olsun”
Koku o kadar iğrençti ki geri çekiliyorum. Bir süre sonra yine yaklaşıyorum ve arabanın içinde bir bavul görüyorum. Bavulda ne olduğunu tahmin etmeme rağmen yine'de kokan bavulu alıyorum ve Lily'e gelmemesini söyleyerek onun göremeyeceği bir yere gidiyorum.
“lanet lütfen tahmin ettiğim şey olmasın lütfen”
Bavulun fermuarını yavaşça açıyorum. Ama içindeki şeyi görünce midem bulanıyor ve kusuyorum. Kendimi biraz toparlayınca hızla Lily’nin yanına dönüyorum.
“Lily burada başka işimiz kalmadı bu yüzden neden geri dönmüyoruz?”(Leon)
“abi iyimisin? Yüzün solmuş. Bavulda ne vardı?”(Lily)
“iy-iyiyim iyiyim merak etme. Bavulda bir şey yoktu.”(Leon)
Başka bir şey söylemedi, başını salladı ve benimle birlikte yürümeye başladı.
“rooooaaaar”
Ama biraz ilerlemiştik ki arkamızdan bir kükreme geldi. Tüm vücudum titredi ve hızlı bir şekilde arkamı döndüm ve karşımda, 20 veya 25 tane zombi gördüm.
“Lily koş! Hadi hadi çabuk ol”
Koşmaya başlarken donmuş Lily'e bağırdım. Sesimi duyunca koşmaya başladı.
Sesimi duyan diğer zombiler'de bize bakmak için döndü ve bize doğru koşmaya başladı.
“ahhh abii!”
Lily arkamdan bağırınca durdum ve ona bakmak için döndüm. Lily yere düşmüş ve bacağını yaralamıştı. Bir an arkasından koşan zombi sürüsüne baktım ve korkup koşmak istedim ama Lily’nin gözlerindeki yaşı görünce onu bırakamadım.
“lanet olsun”
Hızla ona doğru koştum ve onu sırtıma aldım. Ve hızlı bir şekilde ormana doğru koşmaya başladım.
Ne kadar süredir koştuğumu bilmiyorum ama yorulmaya başlamıştım ve zombiler hala bizi takip ediyordu.
“abi teşekkür ederim”
Lily aniden bana teşekkür edince kafam karıştı “neden bahsediyorsun?”
“beni orda bırakmadığın için. Bir an beni bırakacağın için çok korkmuştum”
“ne saçmalıyorsun sen? Seni koruyacağımı söylemedim mi?”
“un teşekkürler ama yoruldun değil mi? En iyisi beni burada bırak ve sen kaç ikimizin de ölmesini istemiyorum.”
Lily’nin son cümlesini duyunca sinirlendim ve sesimi yükselttim.
“NE DİYORSUN SEN! NASIL SENİ YEM EDİP KAÇABİLİRİM! LANET OLSUN! BENİ NE SANIYORSUN?!”
Lily sesimi yükseltince titredi. Onun titrediğini hissedince nefes aldım ve sakinleştim.
“bir daha böyle bir şey söyleme bu gün hiçbirimiz ölmeyeceğiz. Merak etme bizi kurtarıcam.”
“unn” Lily yavaşça başını salladı ve sustu. Bende başka bir şey söylemedim ve daha hızlı koşmaya başladım.
Ama ne kadar hızlı yada uzun koştuğum önemli değil zombi'ler hala bizi takip ediyordu.
“lanet olsun ne yapmam lazım”
Ormanda koşarken karşıma bir nehir çıktı. “lanet olsun başka şansım kalmadı”
Hızla nehre doğru koştum ve karşıya geçtim. Ve Lily'i sırtımdan indirip başını okşadım.
“merak etme ”Lily’nin endişeli yüzüne baktım ve gülümsedim. Sonra hızla nehre geri döndüm ve zombiler'in nehri geçmeye başladığını gördüm.
“lanet canavarlar bu gün hepinizi ait olduğunuz yere göndereceğim” belimden WE COLT 1911 tabancayı çıkardım ve zombiler'e ateş etmeye başladım.
Tabancayı kullanmak istememiştim ama başka çarem kalmamıştı. Daha önce hiç ateşli silah kullanmadığım halde ıskalamayacağım kadar yakınlardı ve su yüzünden daha da yavaşlamışlardı.
42 merminin 33 tanesini kullanmıştım bu yüzden elimde kalan 9 mermiyle yoluma devam etmek zordunday’dım.
Zombileri öldürünce Lily'i bıraktığım yere geri dönüyorum ama onu hiç bir yerde bulamayınca telaşlanıp onu aramak için koşuyorum.
0 notes
ketonramazan · 8 years ago
Photo
Tumblr media
…….YEMEK TERAPİSTİ ARANIYOR…….. -Yemek ile aranız nasıl? -Yemek hiç problem değil.Aş bulunca yanaşıyorum. Açık büfede keyfim yerinde. Arkadaşlarla sürekli yemekli toplantılar. Yediğim önümde yemediğim arkamda. -Peki sorununuz nedir ? -Durmak problem.Bazen kontrolümü tamamen kaybediyorum.Önemli olan tek şey midem.Doymak bilmiyor.Beni doyuracak ortada ne varsa yiyorum.Makarna, pilav, köfte, piyaz, tatlı, tuzlu, hamur işi, zeytinyağlı yiyorum, yiyorum ama hiç işe yaramıyor. Sonunda kendimden nefret ediyorum. Midem bulanıyor, iğrenç hissediyorum, midem bozuluyor, hasta oluyorum. Üstelik hiç kusmuyorum, çıkarmıyorum. Sürekli şişmanlıyorum. Ailem ve sevdiklerim şişman olduğum için benden utanıyor. İnek gibi yiyorum. Bir tepsi börek yiyorum, koca bir kap dondurma. Piknikte mangalda geride ne kalırsa hepsini yiyorum. Koca bir karpuz, meyve olarak herşeyi bitiriyorum. Gece dolabı açıp dişe dokunur ne varsa yiyorum. Sonra yere, yatağa uzanıyor gözlerimi kapatıyorum. Sanki kırlarda koşuyor, denizde yüzüyor, dağlara tırmanıyor, düğünde göbek atıyor gibi çok iyi hissediyorum kendimi. Kilo sorunum yok diyorum herkese. Sempatik şişman oluyorum. Şakalar yapıyorum, herkes beni seviyor. Sonunda hepimiz bir gün öleceğiz diyorum. Yemek güzel şey. Ama benim frenlerde sorun var. Üstelik yolun yarısını geçtim ve yokuş aşağı gidiyorum. Çok yalnızım bu aralar, uyumaya çalışırken, bu kimin hayatı diye merak ediyorum, benim olmamalı. Önceleri “yar bana bir eğlence” diyordum. “Bu derdime bir çare” diyorum şimdi. Yemek terapistimiz Allah yani Tanrı'dır.O'na inanıyorsak hangi dine bağlı olursak olalım terapi şeklimiz ORUÇ'tur. Tüm dinlerde bir şekilde tarif edilmiştir.Üstelik tutabildikçe hem cepten hem bedenden kazanırız. Sevgilerimle Keton Ramazan http://ketonramazan.me
0 notes