#içimde dinmeyen özlem
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ahhh deniz, senin yanına gelebilmek için ne bedeller ödediğimi ya da ne kadar zaman hasret kalıp , "şimdi" gelebildiğimi bilemezsin ,bilseydin beni bırakmak istemezdin . Benim seni bırakmak istememem gibi ...
Artık 'şimdi' de geçmişte kaldı üzgünüm .
#deniz#deniz kıyısı#sahil#hasret#özlemek#efillavin#acı#gece ve hüzün#geceyebirsozbirak#biraz hüzün#sessiz ve yalnız#clouds#benim postum#benim kadrajım#benim postlarım#içimde dinmeyen özlem#karanlık#pislik#aşk#çokça özlem#yabancı#ölümün kıyısı#geceye bir söz bırak#my post#postlarim#postlarım#just saying#just girly things#im just a girl
17 notes
·
View notes
Text
İçimde dolmayan bir boşluk,
Bitmeyen bir özlem,
Dinmeyen bir acı var.
Neden, bilmiyorum.
Belki de bilmezden gelip, "gerçek"ten kaçıyorum.
Ama bu sefer gerçekten bilmiyorum.
Sorgulamıyorum da. Acım benimle bir oldu sanki.
Sanki o gitse bende gidecekmişim gibi.
0 notes
Text
Hiç dinmeyen bir özlem var içimde. Ruhumu daraltırcasına ağır, içimi yakacak kadar keskin.
0 notes
Text
İtme, Bırak!
Yoga matı üzerindeyim. Kucağımda beş tane yastık var ve ben üzerlerine eğilmişim. Zerrece çaba harcamıyorum bu hareketi yaparken çünkü zorlanmamam için önüme ihtiyacım kadar yastık koymamı söylemiş yogini. İçime dönmüş, kendimi yastıkların yumuşaklığına bırakmış sallanıyorum ve o an içimden inanılmaz bir hüzün yükseliyor. Zihnimde doğan "Neden?" sorusuyla birlikte; hayatımın son döneminde kendimi her an, her dakika bir şeyleri yapmak ya da yapmamak için zorladığımı fark ediyorum. Az ya da çok ama uykumda bile dinmeyen asla teslimiyete ermeyen bir baskı varmış bedenimin üzerinde. Sürekli bir şeyler için kendimi itiyormuşum ve kim bilir ne kadar zaman sonra ilk kez, bu deneyimle, özgür kalmış hücrelerim. Bunun içimde, sodanın en dibinden yüzeye yükselip patlayan bir baloncuk gibi, yükselttiği duygu ise hüzün. Peki peşi sıra ne oluyor dersiniz? Yeni bir duygu yükseliyor; korku! Çünkü hüzünle ne yapacağımı bilmiyorum. O; fersah fersah kaçılması, rastlanılan yerde hemen yok edilmesi, edilemiyorsa derin bir çukura gömülüp üzerine dev kayalar yerleştirilmesi gereken duygulardan(!)
Sahi neden böyle? Neden olumsuz gibi görülen duyguları anında yok etmek istiyorum? Neden onların içinden geçmiyor, bana rehberlik etmelerine izin vermiyorum? Ya da bir başkasında gördüğümde neden onların bu duygunun içinden geçme deneyimlerine yardımcı olmak yerine gömme, yok etme vb. işlemlerine ortak oluyorum? Olanı büyütmekten; acıdan, dramdan beslenmekten bahsetmiyorum. Sadece bir his geldiğinde o boşuna gelmiyor. Bize bir şey söylüyor ve biz onu bastırıp yok etmek için harcayacağımız enerjiyi o duygunun hediyesini keşfetmeye harcasak belki hem iyi hissedeceğiz hem de ruhumuzun rehberliğini almış olacağız.
Hüzün, özlem, öfke, kırgınlık, küskünlük, utanç... kaçılacaklar katagorisinden hangi duyguysa içimizde yükselen... bıraksak, hissetsek ve içimizden geçip gitmelerine izin versek? Gözlemci olarak dersine katıldığım Çetin Sarıkartal, bir ileri oyunculuk dersinde, öğrencilerinden birine, tuttuğu duygu için "İtme, bırak! İtersen geri gelir." demişti. Biz de itmesek de bıraksak?
Bugün anneler günü ve bir çok kişi için bu hüzün, özlem demek olabilir. Öyleyse hüzünlenseler ve özlemlerini hissetseler? Belki yokluklarına öfkelenebilirler öyleyse öfkelerini yaşasalar? Diğerlerimiz de hüzünlerine, öfkelerine... şahit olduğumuz insanların hislerini yok etmeye, bastırmaya çalışmasak? Onların hissettikleri için birbirimizi günah keçisi yapıp suçlamasak? Bunun yerine sadece yoğun duygular içinde olduğunu gördüğümüz bir insanın ellerinden tutup gözlerine bakıp can kulağıyla hissettiklerini, hikayelerini dinlesek? Konuşmasak da sadece dinlesek?
Brené Brown, Cesaret Çağrısı adlı konuşmasında derin acılara sahip insanların ancak sahip olduklarımıza minnet duyduğumuzda onların kayıplarına önem verdiğimizi hissettiklerinden bahsediyor. Çocuğunu kaybetmiş bir anneye kendi çocuğunuzdan bahsetmediğinizde hem kendi çocuğunuzdan bahsetmemiş, yok gibi davranmış ve varlığına minnetinizi paylaşmamış hem de onun kaybettiği çocuğundan bahsetmesini engellemiş oluyorsunuz diyor. Aynısı annesini kaybetmiş bir çocuk için de geçerli. Sahip olduklarımızı onurlandırıp kayıplarımızın yasını tutsak ve ne sevinci ne hüznü ne sevgiyi ne öfkeyi... bastırmasak?
İyisiyle de kötüsüyle de hislerimizle bütünleşebildiğimiz ve sevdiklerimizin de bütünleşmesine -istedikleri sürece- destek olduğumuz bir dünyada sanki her şey daha kolay olacakmış gibi. Daha hafif, daha net, daha gerçek... Eğer bu sizin de içinizde bir yerleri titretiyorsa; "İtmeyelim, bırakalım!"
Sevgiler,
Gizem Çimen
0 notes
Text
Yalnızlık Sözleri
En güzel yalnızlık sözleri, yalnızlık mesajları, kısa yalnızlık sözleri, yalnızlık sözleri yeni, etkileyici yalnızlık mesajları, yalnızlık sözleri facebook, yalnızlık mesajları twitter bu sayfamızda yer almaktadır.
YALNIZLIK SÖZLERİ Son kez duydum sesini titrek ve ürkekti sakladığın bir şey vardı belli, adı yalnızlıktı cümlelerde gizli... Kendini gösterdi pustu yalnızlık, söylendi söylendi sustu yalnızlık, suskunluğunun en haklı cezası içimde suçlu mahpustu yalnızlık. Bitmesin derdim seninle günlerim, geçmesin isterdim seninle olan saatlerim, hiç sevmedim sensizliğin içinde yalnızlıkla arkadaş olmayı. Bir günü nasıl anlatayım sana sen yokken geçen saatleri nasıl söylerim sana yalnızlık koymuş adını artık ayrılık... Seni seviyorum derken ayrı kalmak bile beni o kadar çok üzüyor ki yalnızlık sözleri ne gurbet ne hasret ne de özlem bu ayrılıklara gölge düşürecek aşkım bekle geliyorum yarınlarımız için... Bir yalnızlığıma sarılır ve ağlarım, güvenim sadece yalnızlığıma... Çünkü yalnızlık beni asla bırakmaz ve aldatmaz. Hayatıma bir yalnızlık çöküyor sen uyuyunca, gecenin karanlığında kayboluyorsun usulca, her sabah gözlerimi açtığımda, yaşamaktan önce sen geliyorsun aklıma. Dilin söylediği kötü söz aklın yalnızlığı mıdır? Gözlerin akmadığı bir hüzün, yanakların yalnızlığı mıdır? Dünde, bugünde, yarında? Yüreğin kadar yanındayım. Kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım. Onu çoktan unuttum. Ve bir yalanın ve yalnızlığın daha sonuna geldik. Esen kalın... Yalnızlığa gömüldüğün bir akşamda, güneşin geç doğduğu soğuk bir sabahta, özlediğinde ve ağladığında, sıcak bir ele hasret kaldığında beni hatırla hep seninleyim. Utanırım, söyleyemem yaşadığımı, yalnızlığı, kelimeler yetmiyor ki, bu mu sevda dedikleri. Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar. Güneş yalnızda olsa etrafa ışık saçar. Üzülme doğruların kaderidir yalnızlık. Kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar. Sensizliğimde dinlediğim ve tekrar tekrar başa sarıp ezberlediğim şarkıların tek sebebisin yalnızlık. Kahvaltı hazırladım sana da gönderiyorum, umut dolu omlet, haşlanmış sevgi, bir dilim tutku, seni seviyorum reçeli ve birde yalnızlık demledim kaç şekerli olsun? Hep korkarız yalnızlıktan ama bil ki yalnızsan; yalancı arkadaşların, iki yüzlü dostların ve çekip gidecek bir sevgilin olmaz. Yalnızlık sana gelirken yolları günlerin ardında bitirmek; senden giderken yollarda ömrümü bitirmektir. Ne yıldızları istiyorum, gece yarılarına. Ne güneşi istiyorum, karanlığıma. Çok değil bir tanem, sadece seni istiyorum, yalnızlığıma... Gecenin ıssız karanlığında ümitlerimin tükendiği anda tek kişi istiyorum yalnızlığıma. Yalnızlık sis gibi, yalnızlık sızı, yalnızlık buz gibi, yalnızlık ayaz, yalnızlık kaygan zemin, tutunmadan durulmaz, yalnızlık sensizlik tir, sensiz de hiç yaşanmaz. Asla unutmadım ve unutmayacağım! Bu kalp seni unutmak için sevmedi yalnız kalsam da hayalinle avunmasını da öğrendim ve şarkılara da yalnızlığımı öğrettim. Yalnızlık meşakkatli iş... Kendi kendine konuşmak neyse de, cevap vermek bir hayli zor oluyor. O kadar yalnızım ki sıradaki şarkı bir sonraki şarkıya gelsin. Bir gece kapını çalarsa yalnızlık, açma bırak dışarıda kalsın, hayat ne kadar zor ve acımasız olsa da hayatı öyle mutlu yaşa ki kapıdaki yalnızlık yalnızlığından utansın. Alışamadım sensizliğe, alışamadım senin çekip gitmelerine ve maalesef alışamadım gülmeye özür dilerim hayat yine yalnızım. Yalnızsan eğer dermansız dizin şu fani dünyada kaybolur izin gözyaşı dinmeyen o kimsesizin sığınacak evi yurdu yalnızlık. Yanında olmamasında daha kötü şeyler vardır bu hayatta. Mesela başkasının yanındadır. Tek bir şey istersin o zaman; yanımda olmasın ama yanında biri de olmasın. Yaşamak buysa yaşıyoruz hepimiz bir gün yalnız kalacağız bu yüzden yalnız kalana kadar seninle yaşamak istiyorum aşkım... Karanlık odada otururum, dilimde türkü söylerim, elimde kâğıt yazarım yalnız kalmışım gurbette... Yalnızlığım kendime güzelim senin aşkınla hitap düşmüş bedenim, geleceğe umutsuz bakıyor gülüm... Susuyorum, aslında söyleyecek o kadar çok sözüm var ki ama anlatamıyorum kimseye korkuyorum işte daha çok yalnız kalırım diye... Hesaplar konulsa bir gün ortaya, kaderin kullara borcu biter mi? Çevirsek yılları dert saya saya, dertleri saymaya ömür yeter mi? Denize ateş açmak, gece güneşin doğmasını beklemek gibidir. Sen denize ateş açtın şimdi gece güneşin doğmasını bekle hem de yapayalnız. Zerre kadar mutluluk kalmadı kalbimde, bedenim zifiri karanlık gözlerim kör oldu yalnızlığa mahkûm bu seni seven serseri... Yalnızlık ömrüm boyunca tanımadığım bir yabancıydı, onunla şimdilerde beraber uyanıyoruz. Her yeni güne iki yalnız, şarkılar yazıyoruz. Geceleri başlar sözlerim sabaha kadar yalnızlığım beni derinden yaralar sitemim sana değil sevgilim sitemim hayata! Yalnızlık aşk değildir, dost değildir, aile değildir, arkadaş değildir! Nedir mi? Seni sen yapmayan; seni sen olarak görmeyen ve senin rol yapmadığın her yerdir her yer. Yalnızsan ve yalnızlığını onunla paylaşmak istiyorsan duygularına tercüman olacak En güzel ve anlamlı yalnızlık sözleri yazımızda sizlerle buluşuyor. İlk tanıştığımız gün gelir aklıma sensiz odamda seni düşünür yalnızlığıma sarılır seni düşünerek ağlarım. Her zaman kışları yaşadım. Hep bir adım geride kaldım. Yalnızlığımla, hayatı bir köşeden izledim. Ben böyle mutlu olmasını da bildim. Sizler de sitemize katkıda bulunmak istiyorsanız; yorum bölümünü kullanarak yeni güzel sözler ekleyebilirsiniz.
0 notes