#hiç kimsen yok
Explore tagged Tumblr posts
fallenfromabovee · 2 years ago
Text
ölmek istiyorum
1 note · View note
hirosimaa · 7 months ago
Text
Hiç bir zaman gerçek dost diye bir şey olmadı. Her insan kendi çıkarları için veya karşısındakinin kendi istediği gibi davranmasını aynı zamanda onu kullanmak için yanında olur. Senin en yakın arkadaşın kendin. Senin senden başka kimsen yok. Bu hayata kendin için geldin ve kendin için savaşıp büyüyorsun. Kendin için okul okuyosun,kendin için sınava girip yüksek not almaya çalışıyosun. Bu nedenle kimseye gereğinden fazla değer vermeyin. Yoksa hep üzülen taraf sizler olursunuz.
41 notes · View notes
sususlarvekaybedisler · 6 months ago
Text
Yok işte anlamıyorsun küçük kızım ama yok gideceğin kimsen yok seni dinleyecek kimse yok durup dinlenebileceğin bir yer bile yok. Kendinden başka hiç kimsen yok lütfen anla.
26 notes · View notes
sevgisizlikbelirtisi · 1 year ago
Text
Farkında mısın,hiç kimsen yok.
69 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 3 months ago
Text
Tumblr media
Sen iyi bak kendine.
Dikkat et yemene içmene; sıkı giyin, çorapsız basma yere.
Gördün işte kimsen yok senden başka.
İçindeki çocuğun ellerini hiç bırakma ve sımsıkı tutun inandıklarına...!
Umudu yaşatanlara,
Sevgiyi paylaşanlara,
Kalbimize dokunanlara,
Yüzünden tebessümü eksik etmeyenlere,
İyi ki varsın’ diyebilenlere...
Gün sabahta huzurla..
Tumblr media
9 notes · View notes
specteurm · 1 month ago
Text
senin kimsen yok lan! anne diye ağlamanın üzeriden koca bi beslenme çantalı, kitap kaplamalı günler geçmiş. sırtına kambur babanın derdini çekiyorsun. yorulmuşsun. soylesene baba beni kim büyüttü? büyümek istemiyorum annem, aldığım nefes zoruna gidiyor. gözümü kapatıp hiç açmamak istiyorum. kızma bana annem olduramıyorum. güçlü olmak istemiyorum. herkesin derdine koşup kendine ağlamayalı ne çok olmuş sahi. insan birine ağlamak, birine nazlanmak istiyor anne. doğru sen erkeksin, ağlamamalısın. çare olmadığını bildiğim, şu ankaradan gitmek istiyorum anne. hopp 22 yaşındasın daha mı büyümedin! içim hep çocuk, içim hala çikolatalı ekmek istiyor anne. söz bu kez babamın yatağını ateşe vermicem. ödedim anne, onun da bedelini ödedim. 8 yaşında patlayan kaşımın hala izi duruyor. anne, beni bıraksanız da çıtalı yapıp uçursam? ama babama söyle, ipimi koparmasın bu kez.
4 notes · View notes
cuy-i-ruh · 28 days ago
Text
bazen öyle bi yıkılıyorum ki dizlerimin üstüne kalkmaya bile dermanım olmuyor. yığılıp kalıyorum. olduğum yerde ıslanıyor saçlarım gözyaşlarımla. sonra öylece geçiyor üzerinden saatler gün batıyor gün doğuyor ve ben o gün doğumuyla hadi diyorum kendime hadi kalk kızım. senin naz yapacağın senden başka kimsen yok, hadi kalk.
bazen olayların içindeyken insan duygularına öyle kapılıyor ki körleşiyor. bi adım geri çekilmek o an o kadar zor ki. sonra mecbur kalınca bi adım geri çekilip bakıyorsun çerçeveye. diyorsun yahu ben ne yapmışım benim ne işim var burada. bu ben miyim sahiden ? sonra silkeleniyorum, üstüme sinen külü tozu döküyorum önce etrafa. sonra yavaş yavaş topluyorum hem kendimi hem etrafı. kalkıp evi süpürüyorum mesela, nevresimi değiştiriyorum. bi brownie atıyorum fırına. yiyeceğimden değil ya kokusu sinsin istiyorum mutfağa. evim yine ev gibi koksun istiyorum. çünkü evin de bi ruhu olduğuna inanıyorum. sen ne kadar ruhsuz kalırsan evin de o kadar ruhsuz kalıyor.
derken akşam oluyor, hiç evden çıkmadan. bu bana göre değil evet ama olsundu. gün batımının kızıllığı vursun yüzüme izleyeyim öylece susup. gözlerim kapalı hissedeyim gün ışığını cildimde. o sıcaklık ısıtır belki kalbimi de. filizlenen çiçekleri solan, donan benim gözleri kör canım kalbim.
hilal var bi kaç gecedir ve ay yıldız bir araya geliyor. ayın terapisine bırakıyorum kendimi. terapi sadece dolunayken olmuyor çünkü. göğe bakmanın şifasını sekinetini hissediyorum ucundan da olsa. iyi bak kendine canım kalbim, sen bana lazımsın.
5 notes · View notes
kaybolankaos · 2 years ago
Text
Kendimizi önemli sanma hastalığından kurtuldum. Kimse hiç ama hiç de önemli değil. Dünya etrafında dönmüyor. Çok yakışıklı ya da güzel değilsin. Olsan da hiçbir şeye yaramaz. Boş bir hayat boş bir çaba boş bir sonuç. Geldin gidiyorsun ve sadece milyarlaca insan kadarsın. Ama sanıyorsun ki en önemli sensin senin fikrin özel sen özelsin. Değil, değiliz. Öylesine bir hayat ve bunun dinle bir alakası yok. Hiçiz. Noktayız. Karıncayız. Sandım ki bir gün uyanacağım ve fark edileceğim. Niye? Çünkü ben bambaşka bir seviyeye sahip çok olgun biriyim. Evet oldu, ne oldu! Hiç. Hiç oldum. Çünkü aslında Hiçtim. Sen de sanıyorsun ki sensin senden başkası yalan en en hep her şey de en sensin. Bunu okuyup küfür ediyorsun, ne diyor bu gerizekalı diyorsun. Evet ben bir gerizekalıyım. Sen çok ileri zekalısın. Peki, neden aynı yerdeyiz. Neden burdasın. Neden yatmaya devam ediyorsun. Neden bahanelerden ibaretsin. Ben bir hiçim ve ölüm sadece sakince bir yok oluş. Ölünce kimse ölmeyecek. Ölsem ne olur, ölsem kim ne yapar? Hiç. Kim öldü de bişey oldu. Sadece biraz zaman, sonra yalanlara devam. Olay ölmek de değil, olmak. Olduk da noldu! Ne olduk. Neden hiçbir şey olamadık. Depresyonda değilim. Piskoljim bozuk da olsa bişeylerin farkında olmadığım için böyle konuşmuyorum. Sadece yalanlara inanamıyorum inanmak istiyorum, sen olmak istiyorum. Olamıyorum. Artık bu da umrumda değil. Ben bir ölüyüm düşün, düşündün ve hiçbir şey değişmedi. Çünkü olmak ya da olmamak benim için aynı şey. Boşa koştum boşa yoruldum. Hiçbir şeyi değiştiremedim ve sen gelip ya öyle düşünme diyeceksin demi. Çünkü sen her şeyi yaşadın ve gördün.. senden daha dertlisi olamaz her şeyin eni sendin demi. Sen dediğim kişinin kim olduğunu merak ediyorsun çünkü kendi üstüne alınmıyorsun. Sen kim mi? Sen şuan okuyan kimsen o. Yani hiç olan ben gibi biri. Hiç olmak demek bi işe yaramayan anlamına da gelmiyor. Sen şimdi hâlâ üstüne alınmayacaksın değil mi.. ama gerçekten dünyada başka evrende ya da düşündüğün en uçuk şeyde bile en iyi olsan, ki kime göresi bile önemli değil. Sen de hiçsin. Boşaymış ve kabul ettim tüm olay bundan ibaret. Ben böyle olsun istemedim ya da çok istedim ikisi de tamamen hiçlikten ibaret. İstemesem de oldum istesem de yok oldum ama bedenen de burdayım. Ya yoksam da demeyeceğim dokunabilirsin. Ama ölmeden hiç oldum ve bunu kendi aynamdan, kameramdan izledim. Benden buraya kadar. En benim. hiç en. Ya da en eni. Sen sensin ve ensin her şeyin en eni.
48 notes · View notes
barissigaralari · 1 year ago
Text

Ve sonra ne oluyor biliyor musun, tahammülsüzleşiyorsun. İnsanlara, etrafa, herkese ve her şeye hatta kendine bile tahmmülsüzleşiyorsun. Öyle garip şeyler hissediyorsun, öyle karışıyor ki için sen bile anlamıyorsun. Yalnızca sevgiyi hissedemiyorsun. Yoldan geçerken yeni açmış çiçekleri bile öpüp koklayan sen, şimdi yanına gelen yavru bir kediye boş boş bakıyorsun. Sevilmek istiyor, üşüyor, belki korkuyor. Başını dizine saklamak istiyor ama sen ona öylece bakıyorsun. Kendini görüyorsun o yavruda belli, itiyorsun yavaşça, git diyorsun. Git miniğim ben seni saklayamam, ben seni koruyamam. Gitmiyor. Sevmek istiyorsun ama yapamıyorsun. Kalkıp gidiyorsun sonra, üzülmemek için bakmıyorsun arkana. Birkaç adım atıp duruyorsun, içinden bir ses dur diyor. Dur gitme, tam o sırada ayaklarının yanında bir gölge görüyorsun yine. Yanında işte, itmene hatta gitmene rağmen yanında. Anlamlandıramıyorsun o an boş boş bakıyorsun sen de, sen ona o sana. Bir şeye mi ihtiyacı var diyorsun, annesini mi arıyor diye etrafa bakıyorsun. Oysa yalnızca sevilmek mi istiyor diye düşünemiyorsun, tekrar bakıyorsun etrafına kimsesi yok kimsen yok. Kabulleniyorsun artık sen de, oturuyorsun yanına bir sigara yakıyorsun önce. Senin izin vermeni bekler gibi bakıyor yüzüne, yavaş yavaş dumanı üflerken gel diyorsun. Hadi gel bakalım. Az önce inatla ısrarla peşinden gelen o değilmiş gibi, yavaşça ve ürkekçe o adımı atıp oturuyor kucağına. Kalbindeki boşluğu daha iyi fark ediyorsun o an. Üstünü örtmeye, kapatmaya çalıştığın her bir yaranın acısını hissediyorsun. Bi o yavru bi sen, tek başınasınız. Saatler geçiyor, kucağında uyuyor. Yavaş yavaş sokak lambaları yanmaya başlıyor, hava kararıyor üşüyorsun tek. Kimse yanına gelip üstünü örtmüyor, bunu neden beklediğini de anlamıyorsun zaten. Yavaş yavaş titremeye başladığında minik kedinin de aslında titrediğini fark ediyorsun, sarılıyorsun ona birkaç saat önce git ben seni koruyamam dememişcesine. Gözünden akan bir damla yaşı fark ediyorsun, direnmiyorsun bu sefer silmiyorsun onu. Kendini korumak veya zorlamak istemiyorsun, senin ağlaman üzülmen umrunda değil ki onun kimsenin olmadığı gibi. Tek yapman gereken başını okşamak, telefonu sessize almak. Ulaşmasınlar sana ulaşamasınlar, bir kedinin bile yaptığını yapamadılar. O git demene rağmen kalırken, onlar kal demene rağmen gittiler. Garip bir şekilde ayrılık vaktinin geldiğini hissediyorsun sonra, o uyuyor hâlâ hiçbir şeyden haberi yok. Uyandırmamaya çalışarak kucağından kaldırıp kenara koyuyorsun, uyanmıyor bu sefer. Bomboş hissediyorsun kendini, bir şey hissedemediğinden değil ne hissedeceğini bilmediğinden. Gidiyorsun sonra ev denen o yere, aklınla kalbini orda bırakıp. Saatler geçmiyor ama sabah oluyor, bir anda kendini sokakta buluyorsun. Onu arıyorsun, ihtiyacın olduğundan değil işte görmek istiyorsun onu. İyi mi, gece üşüdü mü? Bunları düşünüyorsun ama bulamıyorsun. Gitmiştir diyorsun, geziniyordur geri gelir. Bi umut yine içinde, bekliyorsun öyle. Günler geçiyor, geçtikçe umudun azalıyor. İlk günden belliydi aslında onun da seni bırakıp gittiği, bir daha gelmeyeceği, onu bulamayacağın. Neyin umuduna neden kapıldın ki sen? O an kendini sevdirmek istemesi seni hep seveceğinin garantisi miydi? Gözünden yaş akmasına izin verdiği için mi güvendin ona? Geldi ve gitti. Aylar geçti sense hâlâ aynı yerde, aynı karmakarışık hislerle onun gelmesini bekliyorsun. Büyüme ihtimalini aklına dahi getirmeden o mu diye gördüğün her yavru kedinin gözlerine bakıyorsun. Belki keşke onu hiç kucağıma almasaydım, belki de keşke hiç gitmesine izin vermeseydim diyorsun. Her gördüğü insana kendini sevdirme derdi olan o yavru için kendi sevginden şüphe ediyorsun ve onu gördüğün o köşeye her gidişinde de onu hatırlayıp onu arıyorsun.
8 notes · View notes
famousunknownlove · 4 months ago
Text
Seni gördüdüğmde,inandığımda,güvendiğimde 13lerinde küçük bir kızdım ama sevgim okadar büyüktüki...
Olduk,çokta güzel olduk hatta.Kıskanç bakışlara, ayırmalarına ve istenmemize rağmen çok güzel 5 yıl olduk. Ama nerden bilebilirdimki okadar güzel hatıralar ve yıllardan sonra okadar acı şeyler olacağından. Bana yalanlar söylediğinde, beni aldatığında,bana oyunlar oynadığında sürekli sevgim ağır bastı evet bu benim suçum ilk hatanda çekip gitmem lazımdı yapamadım...
Son olayın benimle ilişki yaşamanın sebebi intikam için olduğunu öğrendiğimde. Sadece dönüp sana Neden? Diye sormuştum ne nedeni? Demiştin ya. Benim nedenim herşeyi kapsıyordu. Neden intikam aldın? neyin intikamı? bu 5 yıl,sevgin herşeyi neden gerçekmiş gibi yaşatın bana? Ama sadece ne gördüysen o deyip tüm yaşantıları tüm anıları tüm geçen herşeyi silip gittin ardına bile bakmadan. Ben mahvoldum ardında ben haftalarca aylarca kollarıma serumlarla ayakta durdum , kollarım mosmordu iğneleri aynı deliğe söküp çıkarıyorlardı oysa ben iğneden korkan bir kızdım . 40 kiloluk bedenim bir ayda 30-35lere düştü. Kalbimde 3 tane hastalık çıktı.Ataklar başladı,poşet poşet pskiyatri ilaçları kulandım ben. Sınav senemdi mahvetim sınavımı oysa çalışkan bir kızdım ben.
Yine hazırlandım sınava dersaneye kaydoldum unuttum sandım seni taki en yakın arkadaşımla dudak dudağa görene kadar...
Ardıma bakmadan kaçtım dersaneden, evimden, ailemden, şehrimden. Ben senin yüzünden aylarca ailemden uzak kaldım, şehrine aşık bir kızım ben , ben senin yüzünden aylarca ayak basmadım bu şehre...
Şuanmı, şuan geri geldim şehrime,aileme ve 3. Mezun senem, ataklarım durdu diyebiliriz, bu defa gerçekten unuttum seni kaçmak iyi geldi galiba. Nerdenmi biliyorum unutuğumu? Gittiğim kütüphanelerde gözümün önündesin yine ama hiçbir hissim yok ne nefret,ne kırgınlık, ne kızgınlık... Yoldan geçen herhangi birisin benim için.
***Bu olayı paylaşmam tekrar tekrar hatırlamak için değil. Bazı insanlar acılarını hiç geçmiyecek gibi sanıp sonucunda çok kötü şeyler yapabiliyor. Sen bunu okuyan her kimsen belki benden büyüksündür belki yaşıtım belkide küçüğüm her kimse bunu bi abla veya kardeş tavsiyesi olarak algıla lütfen. O sızıların geçecek, o düğüm boğazından çıkacak birgün emin ol. Sadece sabret, boşa dememişler büyüklerimiz sabrın sonu selamettir diye. Önceliğin herzaman kendin olsun ve unutmaki bu hayat senin başkaları olsada olur olmasada...
Kendine ve kalbine çok iyi bak...
2 notes · View notes
meyus-biri · 5 months ago
Text
hassas bir kalp taşımanın ne demek olduğunu bilir misin? Bir arkadaşın olur misal. Çok iyi anlar seni, çok sever, derdine derman olur hatta tüm kötü zamanlarının dayanağı kendisidir ama yine de her zaman bir kaygı olur içinde.. " ya bu kez anlamazsa, bu derdimi küçük görürse.." ve daha niceleri!!
Her şeyim, kardeşim, dostum dediğin insana bile böyle hissetmenin ne kadar acı verici olduğunu tahmin edebiliyor musun? Mesela aşık olduğunu düşün.. yani gerçekten sevip beğendiğin birisi var olmuş olsun ve bunu sadece en yakın dostuna rahat rahat açıklayabilirsin. Ama gel gör ki "oo kızım sende her önüne gelene aşık mı oluyorsun ne? Sen başka birini yeni yeni unutuyorsun bu aşk da nerden çıktı?" lafları yüzüne çarpacak diye susuyorsun: Heyecanın, korkun, endişen, derdin, sevdan bile içinde kalıyor... Hani hep diyorum ya 'kendi kendini yiyip bitirmek' heh işte tam olarak bu oluyor işte. Anlatabileceğin birçok kişi var ama hiç kimsen yok. Çok derdin var ama hiç derdin yok. Canın çok yanıyor ama görünende hiç yaran yok... Hassas kalpli olmak çok yorar, yıpratır. Seversin; diyemezsin. Ağlarsın; gösteremezsin. Bağırırsın; duyuramazsın. Alınır, gücenirsin ama hep gülersin, söyleyemezsin. Hassas kalp yorar, yıpratır.. Herkes seni anlarım, dinlerim der ama yanında kimseyi göremezsin. Ya onlar en çok ihtiyacın olduğunda kaybolurlar ya da sen saklanmak durumunda kalırsın.
Anlatmaya mecalin olmaz, anlamazlar, anlatmaya dilin varmaz.. her ne olursa olsun işin sonunda yine kalbin kendini ifade edememiş olur. İşin sonunda yine kalbin kendi kendine zarar verir. En tuhaf olanı işte bu defa kalp yorgunluğunun sebebi herhangi birisi değil de sensindir. İşte bu yüzden hassas kalpler dermansızdırlar. Hassas kalpli olmak nasıldır bilir misin sen?
6 notes · View notes
yaraliruhlarsemti · 1 year ago
Text
Tumblr media
28.10✨️🌸🥹💖 hoş gelmiş ol yeni yaşım,belki de yeni hayatım kendime müsaadenizle buradan birkaç şey söylemek istiyorum.. çok zor dönemler oldu geride bıraktığımız bu yolda,çok düştük kendi halimize kalkmaya çalıştık yapamadık çok ağladık,hastalandık ama sonunda bir şekilde iyileştik ve ayağa kalktık ufaklık ben hiç tam olarak büyüdüğümü hissetmedim,hala her şeye ağlayan o küçük kızım sanki ama hayatıma giren herkes ne kadar olgun olduğumdan bahseder durup düşünmeye değer bir cümle oldu benim için.. bir yerlerde çok zor şeyler yaşayan bir çok insan var kimsenin elinden tutmadığı,dilinden derdinden anlamadığı bir çok insan var hoş burası dünya ufaklık .. bu sene en zorlandığım yaslarımdan biriydi ama aynı zamanda en çok güldüğüm,en mantıklı hareket ettiğim , kendimi toparlamaya çalıştığım dönemlerden biriydi. Hayatıma giren o denli güzel insanlar oldu ki varlıkları kalbimde hiç solmayacak bir çiçek benim için mesela sırtımdan elini eksik etmeyeceğinden emin olduğum karanfil çiçeğim ✨️ okuduğunda eminim anlayacaktır iyi ki.. etiket koymak istemedim ki kimsenin gönlü kalmasın çünkü burada tanıdığım bir çok insan var hepsi için çokça iyi ki! Var olun✨️ hayattan beklentin sadece güzel ahlak olsun ufaklık dön dolaş sadece Rabbine sığın senin ondan başka kimsen yok durup baktığında her daim gidip ağladığın tek kişi Rabbin✨️ onu razı edebilmek için her zaman çabala tek gayen bu olsun. Ve Rabbinin elçisi biricik Muhammet Mustafa'ya layık bir ümmet olabilmek... hayalini kurduğun sahabeleri görebilmek. Hazreti Ömer'le bir çift kelam edebilmek... çok yolun var öğrenmen gereken çok şey var ama adım atıyorsun öylece beklemiyorsun biliyorum düzeleceğiz ve bunlara sahip olabilmek için elimizden geleni yapacağız.. yine on sene evvel aldığın en güzel hediyeyi o mavi saati koluna birkaç dakikalık tak ve geçmişi yad et seni çok seviyorum seni en çok ben ağlatsam, ben kırsam ben yıksam da.. yıkılmak dağılmak insana mahsus bir özelliktir ufaklık,önemli olan direnebilmek toparlayabilmek. Aklını yiyip bitiren o konuyu yeni yaşında belki de yeni hayatında yenip bir kenara koyabilmen duasıyla🌱 iyi ki doğdun!
13 notes · View notes
bouedanslocean · 9 months ago
Text
Yorgunum.
Sözlere de gerek yok aslında. Ben bir yazmayı bilirim, onlar da gömülü sanki yıllardır. Küçük bir odadayım, güvenli limanım olan.
Özgürlüğe takıntılıyken nasıl tutsak hale geldik, anlatsana.
Bedenine tutsaksin, ruhuna düşman. Bedenine düşmansın, ruhundan tutuklanan. Kalbimin fazla hızlı atması mi yaralayan, yoksa yavaş atması mı? Sesler, sözler susmuyor. Yalnız kalmak istiyorsun, yalnızlıktan korkuyorsun. Eskiden vazgeçiyorum, kopamıyorum. Halatlar kesiyor bileklerimi, avuç içlerim onları istiyor. Tutarsa kesiyor. Bıraksalar anılar bileklerime dolanıyor. Kalbim dört nala koşuyor. Ruhum susmuyor. Çığlık atmak istiyorsun, dilin lâl.
Kimsen yok gibi, biliyorsun.
Yalanlardan haz etmiyorsun. Onaylamadığın ne varsa yapıyorsun. Daha fazlasını istiyorsun. Yıllar geçtikçe azalıyor. Aynalardan kaçıyorsun, ama ruhunu unutuyorsun. Kalbin karanlık bir köşede,
çıkmak istiyor.
Vazgeçmiyor.
Ait olduğu bedeni unutuyor. Hiç görmediği beden için çabalıyor, sen göre göre kılını kıpırdatmıyorsun.
Yıllar önce söylenen sözler geri dönüyor.
Korkaksın.
Oysaki ışıkları açmak cesaret edemediğin. Lambanın düğmesi baş ucunda.
Yorgunsun.
4 notes · View notes
siyahisttsblog · 1 year ago
Text
“Sen benim gerçekçi olmamı mı istiyorsun? Sen hayatım boyunca yalnız kalmaya ve sıkılmaya mahkum bir insansın. Çünkü korkaksın, çünkü tembelsin. Herkes senin için bir şeyler yapsın istiyorsun. Bütün dünya sana borçluymuş gibi davranıyorsun. Hiç kimse kalmadı etrafında; eşin, dostun, arkadaşın, hiç kimsen yok… cascavlak kaldın ortada.”
12 notes · View notes
fersah · 2 years ago
Text
Senin çok kimsen var, hiç kimsen yok, ne zaman suskunluşsan unuttuğunu vuracağım yüzüne.
7 notes · View notes
aynodndr · 1 year ago
Text
Tumblr media
Doldurulamayacak bir boşluk oluyor hasretin
Yarım kalmış bir hülya,
Şunu da unutma sevdiğim
Ben sensiz tam olamıyorum
Saatler yokluğunu gösterirken
Ellerine dokunduğum zamanda yaşıyorum
Sen misin duyduğum ses
Sen misin düşen yaprak, açan güneş
Sen misin ey yar
Gözlerimdeki ateş
Geçtiğin sokakları, dokunduğun yaprakları tanıyorum
Ben her duyduğum sesi senmişsin sayıyorum
Ama hiç bir şeyi yerine koyamıyorum
Bazen bir ağaç gölgesinde
Bazen de bir deniz kenarında dinliyorum yüreğimi
Hiç bir ses dinlendirmiyor sesinden başka
Hiç bir ışık aydınlatmıyor
Gönlümün karasını sen yoksan eğer
Sonbaharın kahverengi rüyasında buluyorum
Hüznün mutluluğunu
Bir çınar yaprağı daha düşüyor
Kentin çıkmaz sokaklarında
Rüzgar uğultu ile söylüyor
Hasretin şarkısını
Kalabalık caddeler sona eriyor
Dünya tek kişilik bir yermiş
insan için meğer
Yarden ayrı kaldıysa eğer
Özlem taviz vermediği bir sızı ile
Ayrılığın resmini çiziyor duvarlara
Halim buzların erimiş hali
Toprağın kurumuş hali, halim...
Bir avare gibi yol alıyorum
Sana varsın diye adımlarım
En çok senin yokluğunda sitem ediyorum
Vuslata çıkmayan yollara
Herkes kaybolurken kendi ikliminde
Sende beşinci bir mevsimi buluyorum
Göğsümün altında bir saray kuruyorum
En seçkin köşesinde otursun diye yüreğin
Gel hadi sevdiğim gel
Üstüm başım tozlu yüreğimde sökükler
Gel hadi sevdiğim gel
Güller açsa da gel diken batsa da gel
Gel hadi sevdiğim gel
Yokluğu var eyle de gel...
Kimsem yok der gibi gel
Kimsen yok der gibi gel...
Rüzgar
3 notes · View notes