#hani lütfen
Explore tagged Tumblr posts
Text
Dolunaya aydede dediğim için bir küçük zorbalandım ama iyiyim bugünde merak etmeyin
8 notes
·
View notes
Text
Matematige 0'dan baslamaya karar verdim bu kararim beni tyt matematikte 1 ay geriye aticak ama cidden cok bunaldım asla olmuyor
#1 ay gec bitsin#normalde eylülde bitiriyorum tytyi#program gayet iyi gidiyor#eylülde biteceğine ekimde bitsin matematik ama bitsin hani#simdiye kadar uaptiklarim hep sıkıs pıkıs oldu#asla oturtamamisim#hic cozmedigim bi testi cozmeye baslayip eennn basit seylerden baslicam#ve lutfen#tyt bitmez evevev demeyin#mecazi diyoruz anlayin artik#asiri sinir oluyorum#tamam bitmez biz de biliyoruz#susun lütfen
27 notes
·
View notes
Text
Rüyamda kalemliğimi bulmuştum
#dershaneye gidip hani hani nerede demek istiyorum#nedense benden çıktığını düşünmüyorum#hâlâ bulacağıma dair bi his var#kaybolsa ümidi keserdim#hissederdim yani#belki de öyle olmasını temenni ediyorum bilmiyorum#lütfen çıksın bir yerden
2 notes
·
View notes
Text
Şu an otobüsteyim ve yanımda benim yaşıtım bir çocuk oturuyor TANRIM SADECE BÖYLE GÖRÜNMEK İSTEMİŞTİM
4 notes
·
View notes
Text
Hani yapmıyım, etmiyim diyorum ama anladığınız tek şey bu. Bu tür şeyleri tanışma programlarında yapmanızı tavsiye ederim, eğer burada yapacaksanız da, yazdığınız kişiye dikkat etin. Misal 3391km ile ilgili yüzlerce postum vardır ve hepsi nefret ettiğim ile ilgili. Oğlum profilimde dikkat çeken bir şey mi var da hepiniz sırayla geliyonuz anlamıyorum. Lütfen 3391km ile ilgili hiç bir hesap, insan, robot, hayvan ve konuşabilen herhangi bir şey bana mesaj atmasın. Bundan sonra böyle tutar ismi açık şekilde paylaşırım... Pedofilimiz biz aw
214 notes
·
View notes
Text
Deniz’im Dolup Taşma.
Seni dolduruyorum biliyorum, affola ama dolup taşma. Yapamam ben sensiz biliyorsun hani ya. Senden başka yoldaşım mı var benim, baksana bi etrafına? Bırak devam edeyim doldurmaya, göm hepsini karanlığa, yok olan, olsun orda. Bana güzelliğini hep göster ama, lütfen Deniz’im sadece bana.
İyi geceler Deniz’im.
#sessiz ve yalnız#edebiyat#hayaller#hayat#yazar#aşk sevgi#sevgi#sevgili#sevmek#tumblr yazılı post#artists on tumblr#aşk acıtır#aşk ile#iyigecelerdeniz#gerçek aşk#kitap#hüzün#zaman#aşk#aşk acısı#aşka dair#aşk sözleri#sevgisizlik#mesafe aşkı#aşk şiiri#tumblr art#anlamlı sözler#keşfet#aşk sözü#kendi kalbine yazar
147 notes
·
View notes
Text
Bakire Götümü Kocamın Hoyrat Yeğeni Sikti! (1) (Maviş 28 Y., Balıkesir)
Merhaba, ben Maviş. Herşey, kocamın yeğeni Engin'in bizim yaşadığımız şehirde iş bulmasıyla ve kocamın da Engin'in maddi durumunu toparlayıncaya kadar bizimle kalabileceğini söylemesiyle başladı. Ben 28 yaşındayım, sarışınım ve zayıfım, ama 95 beden göğüslerim var. Kocam benden 21 yaş büyük, ama bu yaş farkı bizim için hiçbir zaman sorun olmadı. Kocamla, değişikliğe tamamen kapalı bir sex yaşantımız olsa da, haftada bir ya da iki sefer ben de orgazm oluyordum.
Kocamın yeğeni Engin benden 3 yaş büyük ve iyi biriydi. Yanımıza taşınalı henüz bir hafta olmuştu ki, bir gün ben çarşıdan geldiğimde, onun evde olduğunu farkettim. İşten erken gelmişti. Hastalanmış olabileceğini düşünerek odasına çıktım. Engin daha yeni duştan çıkmış, üzerinde sadece boxeri vardı. "Ne oldu, hasta mısın?" diye sordum. "Kendimi iyi hissetmiyorum..." dedi. Yanına yaklaştım ve elimi alnına götürdüm, ateşi vardı, "Yanıyorsun sen!" dedim. Kolumu tuttu, "Evet yanıyorum ve sende söndüreceğim ateşimi!" diyerek belime sarıldı. Şok olmuştum, böyle birşeyi asla beklemezdim ondan...
Kaçmaya çalışırken ayağım halıya takıldı ve yere düştüm. Engin de üstüme abandı. Benim üzerimde kot pantolon olmasına rağmen sikinin sertliğini hissetmiştim. "Yapma lütfen!" dediğim halde, Engin kazağımı sıyırıp, göğüslerimi okşamaya başlamıştı bile. Kurtulmaya çalışıyordum, ama bu mümkün değil gibi gözüküyordu. Engin tam pantolonumu çıkartmak için üzerimden doğrulduğunda, elinden kurtuldum ve kaçarak odama inmeye başladım, o da peşimden geliyordu. Heyacandan ve korkudan kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kendimi odaya kilitledim ve "Engin lütfen git, dayın duyarsa ikimizi de öldürür!" dedim. Gerçekten de daha önce hiç böyle birşey düşünmemiştim. Engin birkaç dakika daha kapının önünde homurdanıp gitti.
2 saat sonra kocam eve geldiğinde odadan çıktım, kocama hasta olduğumu söyleyip geri odama döndüm. Onlar da akşam yemeği için dışarıdan birşeyler getirtip, yediler, geç saate kadar oturdular. Yatma vakti olup ta kocam yatağa girdiğinde, birşey söylemeden kocama sarılıp okşamaya başladım. Sikini çıkartıp emmeye başladığımda, "Hani hastaydın?" dedi, ama zevk aldığı için de devam ettik. Bu günkü olaydan o kadar etkilenmiştim ki, kocamın her yaptığı hareketten daha fazla zevk alıyordum. Sesimi Engin'e duyurmak istercesine yüksek sesle inliyordum. O gece kaç kez orgazm oldum bilmiyorum. Kocam, "Bu gün sende birşey var, çok azmışsın!" dedi. Gerçekten de öyleydi, bu durum beni çok azdırmıştı. Çok utanıyordum, hem de kendime kızıyordum, ama elimde değildi. Kafama koymuştum, Engin'le böyle bir olay tekrar yaşanırsa, ki ben yaşanması için elimden geleni yapacaktım, yine kaçmaya çalışacaktım, ama fazla da direnmeyecektim.
Sabah kocam yine erkenden çıktı, Engin Cumartesileri çalışmıyordu, yani fırsat bu fırsattı. İçime çamaşır giymeden beyaz saten geceliğimi giydim, üstüme de sabahlığımı aldım. Kahvaltı hazırlayıp Engin'e seslendim. Engin, dünün utancından mı, yoksa bana hırsından mı bilmiyorum, yüzüme bile bakmıyordu. Ona, "Seni affettim, merak etme dayına da birşey söylemeyeceğim!" dedim. Hiçbirşey demedi, oturdu ve kahvaltısını yapmaya başladı. Ben sağında solunda dolaşıyor, eğilip dolaptan birşeyler alıyor, frikikler veriyordum, gelip geçerken vücudumu ona sürtüyordum. Bir anda hışımla kalktı ve "Yeter artık!" diye bağırdı. Ben ne olduğunu anlamamış gibi yapıp, "Ne oldu?" diye sorduğumda, koluyla masanın uzerindekileri yere savurup, beni masaya yatırdı...
Bu defa numaradan kurtulmaya çalışıyordum. Tezgahın üstündeki bıçağa uzanıp aldı, geceliğimi göbek hizamdan yukarıya doğru kesti. Memelerimi deli gibi avuçluyor, yalıyor, emiyordu. Sonra eşofmanını indirip, zaten heyacandan ıslanmış amıma bir hışımla geçirdi sikini ve sikmeye başladı. Zevkten deliriyordum, sadece, "Yapma, yapma!" diyebiliyordum. Engin ise, "Seni sike sike bayıltacağım! Seni orospum yapacağım!" diyor ve hızlıca sikiyordu beni. Şimdi de memelerimi ısırmaya başlamıştı. Ben bağırınca, "Bağır küçük orospum, dilediğince bağır!" diyordu. Zaten bağırıyordum, inliyordum, bacaklarımı onun beline dolamış, zevkten uçuyordum. Beni öyle ne kadar sikti, ben kaç kez orgazm oldum bilmiyorum, ama sikilmekten hiç böyle zevk almamıştım. Sonunda o da boşaldı ve içime bütün döllerini fışkırttı. İçimden çıkmadan, biraz önce geceliğimi kestiği bıçağı çıplak tenimde gezdirirken, "Sen benim orospumsun ve ben her istediğimde seni sikeceğim, tamam mı?" dedi. Böyle bir zevke hayır diyemezdim.
Ben artık Engin'in kölesi olmuştum, onun tabiriyle 'Küçük orospusuydum'. Şu ana kadar, hep ailemin birtanecik kızı olarak hep el üstünde tutuldum, tüm arkadaşlarımın, hele de erkek olanların arasında hep iltifatlar aldım. Kocamın da gençlik aşısıydım ve kocam da beni el üstünde tutuyor, devamlı iltifatlar ediyordu. Ama Engin beni adi bir orospuymuşum gibi sikiyor ve benimle doğru düzgün konuşmuyordu bile. Yine de ben bu durumdan oldukça memnundum.
Bir Cumartesi sabahı kocam da işe geç gidecekti. Kahvaltı hazırlıyordum. Engin geldi, buzdolabından birşey aldı ve masaya oturdu, "Yanıma gel!" dedi. Yanına gittim. Geceliğimin altından elini sokup, amımı avuçlamaya, parmaklamaya başladı. "Yapma, dayın birazdan gider, bekle biraz!" dedim. "Sus!" dedi, vıcık vıcık olmuş amımı parmaklarken, "Dayıııı, kahvaltıya gelmiyor musun?" diye seslendi. Kocam da, "Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum!" dedi. Hem heyacandan hem zevkten mahvolmuştum. O sırada Engin eliyle bacaklarımı ayırıp, külodumu yana çekti ve amıma birşey soktu. Birden irkildim, buz gibi soğuktu soktuğu şey. "Bu ne?" diyebildim. "Salatalık orospum, salatalık! Dayım gidinceye kadar bu salatalık sikecek seni. Çıkarmak yok, tamam mı?" dedi. "Tamam..." dedim sadece.
Kocam geldi bu arada. Çaylarını koydum. Kocam, "Hadi yavrum sen de otur, kahvaltını yap!" dedi. Amımdaki salatalıktan oturamıyordum ki. "Ben sonra yaparım!" dedim. Mutfakta oyalanıyordum ve amımın suları bacaklarıma süzülüyor, arada bir de kasılıp kalıyordum, ben hareket ettikçe salatalık amımda bir yerlere değiyor, beni delirtiyordu. Kocam kahvaltısını bitirip kalktı. Giderken bana, "Canım, bu gün pek iyi değilsin galiba, yat dinlen, yemeği falan da düşünme!" dedi. Kocamı kapıya kadar geçirdim. Engin de arkamdan gelmiş, gülüyordu. Kapıyı kapatınca, "Çıkartayım mı artık salatalığı?" dedim. "Hayır çıkartma, yürü, yatak odasına gidiyoruz!" dedi.
Yatak odasına girince beni yatağa yatırıp, amımdaki salatalığı tuttu ve ileri geri yapmaya, adeta salatalıkla sikmeye başladı. İyice delirmiştim artık, zevkten inliyordum. Sonra salatalığı amımdan tamamen çıkarıp, beni yatağa domalttı ve sikini amıma bir hışımla soktu. Amımı hızla sikerken, bir yandan da kalçalarıma sert şaplaklar atıyordu. Canım yanıyordu, ama zevkten de deliriyordum. Bana sürekli, "Sen kimin orospususun? Senin sikicin kim?" diye bağırıyordu. Onun bu konuşmaları bile beni kudurtuyordu. Kocamla sevişirken, kocam hep, "Güzel karım, yavrum, canım, aşkım!" falan derdi. Güzel sözler duymak güzeldi, ama sikilirken argo sözler duymak daha tahrik ediciydi.
Cumartesileri tamamen Engin'e aittim, beni evin istediği yerinde, istediği şekilde sikiyordu. Bizim yatağımızda, onun kendi yatağında, oturma odasında, kanepede, yerde halının üzerinde, banyoda, mutfakta, masanın ya da tezgahın üstünde... her yerde sikiyordu. Bazen onun geciktirici falan kullandığını düşünüyordum, çünkü bütün gün hiç durmadan beni sikiyor ve sadece 2 ya da 3 kez boşalıyordu.
Yine bir seferinde beni mutfakta yerde sikerken, "Bu gece dayıma kendini siktireceksin, ben de sizi izleyeceğim, tamam mı?" dedi. "Saçmalama, olmaz öyle şey!" dedim. Memelerimin uçlarını sıktı, canımı acıtıyordu. "Senin sikicin kim?" dedi. "Sensin!" dedim. "O halde dediğimi yapacaksın!" dedi. Ne kadar karşı çıksam da, o gün yatak odamıza bir kamera yerleştirdi. Kamera çektiği görüntüleri canlı olarak onun Laptopuna aktaracakmış...
Akşam yemekler yendi, TV seyredildi, çaydı kahveydi derken, Engin, "Ben yatıyorum!" deyip odasına gitti. Biz de biraz oturduktan sonra odamıza gidip yattık. Kocamı öpmeye ve azdırmaya başladım. Adeta Engin'e, kocam da beni iyi sikiyor diye ispatlamak istiyordum. Kocam da bana karşılık verdi ve soyunduk. Kocam amımı yalamaya başladı, zaten çok iyi yapardı bunu. Engin benim amımı hiç yalamamıştı. Kocam, "Canım karıcığım, aşkım, sende eriyorum, sana bayılıyorum!" diyerek amımı yalıyor, beni delirtiyordu. Engin'in de bizi izlemesi beni daha da heyacanlandırıyordu.
Kocam amımı yalayarak beni orgazm ettikten sonra doğruldu ve sikini amıma yavaşça, yine o güzel sözleriyle soktu. Yavaş yavaş, tadını çıkararak sikiyordu beni. Bu arada kocam, Engin'in hoyratça sıktığı, o fırça gibi kirli sakallarını sürterek acıttığı memelerimi nazikçe öpüyor, yalıyor, emiyor ve kokluyordu. Ben ikinci kez orgazm oluyorken, kocam da sıcacık döllerini içime akıttı. Biraz daha öpüşüp koklaştıktan sonra kocam banyoya gitti. Az sonra Engin odaya girdi. Yataktan doğrulmadım bile. Elini amıma attı, avuçlarken, "Benim altımda daha çok inliyorsun, seni en iyi ben sikiyorum!" dedi ve gitti. Aslında doğru söylüyordu, onunla yaşadığım orgazmlar daha başkaydı. Engin'in söylediklerini düşünüp durdum bütün gece. Ben Mazoşist idim galiba. Acıdan, hakaretten daha çok zevk alıyordum...
Pazar günü kocam da evde olduğu için, Engin'le birkaç elleşmeden öteye gidemedik. Engin'in o umursamaz tavırları beni delirtiyordu. Pazartesi günü Engin işten geldiğinde, yalnızca bir iki saatimiz vardı. "Seni götünden sikeceğim!" dedi. "Hayır olmaz!" dedim. Amımı bile sikerken hayvan gibi sikiyordu, hiç sikilmemiş götümü paramparça eder diye düşünüyordum. "Sikeceğim lan!" diye bağırarak beni zorla domaltmaya çalıştı. Ama ben bütün gücümle karşı geldim, domalmadım. O da, "Tamam lan orospu, bir daha amından da sikmeyeceğim seni!" deyip kalktı üzerimden ve odasına gitti. Nasılsa dayanamaz diye düşünüp, götümü kurtardığıma sevinerek yemek hazırlamaya koyuldum.
Gerçekten de ondan sonraki günlerde, bırakın beni sikmeyi, dokunmayı, yüzüme bile bakmadı. Kedi yavruları gibi ona sürtünüyor, beni sikmesi için normalde bütün tahrik olduğu şeyleri yapıyordum, ama o hiç oralı bile olmuyordu. Hele bir gün, banyodan yeni çıkmıştı, odasında kurulanırken yatağa yatırdım ve her yerini yaladım. Taşaklarını, göt deliğini yaladım (normalde bayılırdı ve kudururdu bu yaptığıma). Sönük sikini emiyordum, ama onda hiçbir kıpırdanma yoktu. Nasıl sikine söz geçirebiliyordu, anlamamıştım. En sonunda, "Boşuna uğraşma, ben istersem kaldırırım!" dedi ve beni iterek ayağa kalktı, üzerini giyindi. Deliriyordum artık, karşısında beni sikmesi için kıvranıyordum, ama o beni tınmıyordu bile.
Pes etmiştim sonunda, Cumartesi günü kocam işe gittikten sonra odasına çıktım, "Kalk hadi, götümü de sik, amımı da sik, ama yeterki sik!" dedim. O ise umursamaz bir tavırla, "Git kahvaltı hazırla!" dedi. Merdivenlerden uçarak inip mutfağa girdim, kahvaltısını hazırladım. Sonunda beni sikeceği için çok mutluydum. Az sonra mutfağa girdi ve aceleyle kahvaltısını yaptı kalktı. Cilve yapıp duruyordum, ama o, "İşim var, gitmem lazım, bir iki saate gelirim!" deyip çıktı. Sikmeden gittiği için üzülmüştüm, ama önümüzde daha koca bir gün vardı, kocam gelinceye kadar beni sikerdi nasıl olsa diye kendimi teselli ettim...
İki saat sonra kapı açıldığında nasıl bozulduğumu anlatamam. Engin'in yanında bir kız vardı. Resmen göt olmuştum. Bizi ayaküstü tanıştırdı ve kızla yukarı odasına çıktı. Kısa bir süre sonra da odasından sesler gelmeye başladı. Kızı inlete inlete sikiyordu. Daha iyi duyabilmek için yukarı çıktım. Kapı açıktı, ama kıskançlıktan bakamıyordum içeriye. Sadece seslerinden bile deliriyordum zaten. Kıza, "Canım, çok iyisin!" diyordu (bana hiç dememişti oysa). Taşaklarının amına vurduğundaki sesi duyuyordum, kızın inlemelerini, çığlıklarını, Engin'in de belli belirsiz inlemelerini duyuyordum. Amım sırılsıklam olmustu, ama kendimle oynamıyordum, çok kıskanmıştım deliriyordum sinirden. Bilerek gürültü yaptım ve aşağı indim. Kız, "O ses neydi?" dedi, ama Engin, "Önemli değil canım!" deyip kızı sikmeye devam etti.
Kocamın eve gelme saati yaklaşana kadar kızı sikti. Sonra aşağı geldiler. Kız, "Ben gideyim..." falan dedi. Ben de bir an önce gitsin istiyordum zaten. Ama Engin'de bir ısrar, bir ısrar, "Kal canım, dayımla tanış, yemek yiyelim!" diye. Uyuz oluyordum, ama yalandan da olsa, "Tabii tabii, iyi olur..." falan diyordum. Kız da, "Ee tamam o halde, kalayım!" dedi. Engin'e baktım, çok keyifliydi. Bana, "Dayımı ara, gelirken Rakı getirsin içelim bu akşam!" dedi. Ben de istemeye istemeye aradım. Kocam da, Engin'in bir kız arkadaşı olduğunu duyunca pek keyiflendi.
Akşam yemek yendi, Rakılar içildi, muhabbetler yapıldı. Sonra Engin kızı evine bırakmaya gitti. Biz de bu arada yatmaya gittik. Yatağımıza girer girmez kocama yanaştım, elimi sikine attım, "Canım çok istiyor seni!" dedimse de, o hemen uyudu. Yatakta resmen kıvranıyordum, hem bu günkü sikişme seslerinden, hem kıskançlıktan, hem de Engin'in umursamaz davranışlarından. Amımla oynayıp orgazm olduktan sonra ben de anca uyuyabildim.
Ne kadar uyuduğumu hatırlamıyorum, amımda hoyrat bir dokunuş hissettim, hemen açtım gözümü. Engin'di. O an sevinçten ve heyecandan ölebilirdim herhalde. Kocamın yanımda horlaya horlaya uyuyordu. Engin kulağıma fısıldayarak, "Sikeyim mi seni?" diye sordu. Ben de fısıltıyla, "Sik!" dedim. "Götünü de sikeyim mi?" dedi, "Sik!" dedim. Artık beni parçalasa bile umrumda değildi. "Odama gel!" deyip gitti. Hemen kalktım, uçarak odasına gittim. Engin yatağa yatmış, kalkık sikini sıvazlayarak beni bekliyordu. Kapıyı kapayıp yanına gittim, "Aşkım, sikicim!" dedim, dudaklarına yumuldum. Engin beni üzerinden iterek, "Öp lan ayaklarımı, özür dile benden orospu!" dedi. Ayaklarını öptüm, durmadan da özür diledim. Saçımdan tutup beni yukarı çekip, "Artık ne dersem yapacak mısın lan?" dedi. "Ne dersen yapacağım, söz!" dedim. "Yala lan sikimi!" dedi.
Kendimi ona ispat etmek istercesine yalıyordum, emiyordum sikini. Taşaklarını, götünün deliğini, heryerini yaladım bu defa. Siki kazık gibi olmuştu, ben zaten sırılsıklamdım. Kolumdan tuttu ve "Domal!" dedi. Hemen domaldım. Direkt götüme sokacak diye düşünüyordum, zaten artık umrumda da değildi, siksin de nasıl isterse, neremi isterse siksin diyordum. Bu düşüncelerle bir de baktım ki amımı götümü yalamaya başladı. Aman Tanrım, ilk kez amımı yalıyordu. Dilini amıma sokuyor, ordan çıkarıp götümü zorluyordu diliyle. Orgazm olmuştum bile, ama o halen yalamaya devam ediyordu, amımın sularını yalayıp yutuyordu. "Orospuuummm, amın çok tatlıymış!" dedi. Tanrım, bu ne büyük iltifattı!
Doğruldu, sikini soktu amıma, sikmeye başladı. Bu arada popomu tokatlıyor, saçlarımdan asılıp kafamı kendine doğru çekip beni öpüyordu. Evet, öpüyordu. Ben yine orgazm olmuş titrerken, sikini amımdan çıkarttı ve götümün deliğine sürtmeye başladı. "Yağla bari!" dedim. "Ne yağlaması lan, böyle sikeceğim seni!" dedi. Sikini amıma sokup ucunu ıslatıyor, sonra o ıslaklığı götümün deliğine sürüyordu. Bir süre sonra sikinin başını götüme soktuğunda ölüyorum diye düşündüm, Tanrım, bu nasıl bir acıydı. "Yastığı al, ona kapan!" dedi ve bir hışımla kalanını da soktu götüme. Tarif edilemez bir acıydı. Bir süre sonra hızlıca sikmeye başladı götümü. Taşakları amıma çarpıyordu ve ben şaşırarak, nasıl bu kadar acıdan zevk aldığımı düşünüyordum.
Bir süre sonra amımın dudaklarında bir sertlik hissettim. Ben daha, "O ne?" diyemeden, amıma birşey soktu. "Salatalık orospum, salatalık!" dedi. Amımda salatalık, kendisi götümü sikerken, aynı zamanda da klitorisimi okşuyordu. Artık zevkten deliriyordum ve orgazm olurken nefes bile alamıyordum. Bu şekilde götümü epeyce bir süre sikti. Sonra birden sikini götümden çıkarıp, saçımdan asıldı, "Dön, ağzını aç!" deyip, ağzıma verdi ve şiddetle boşaldı, "Hepsini yut orospum, yut hepsini!" dedi. Hepsini yuttum ve sikini yalayarak temizledim. Sonra beni ayağa kaldırdı, belime sarılıp dudaklarımdan öptü ve götüme şaplak atıp, "Hadi git şimdi!" dedi.
Zevkten uçarak gittim. Odaya girdiğimde kocam halen uyuyordu. Ben de günlerin hasretini bitirmiş olarak yattım, keyifle uyudum...
[Maviş]
240 notes
·
View notes
Text
Burası mescid-i aksa yani yahudilerin ağlama duvarına yakın olan yer bu ev 25 metre kare hani diyorlar ya filistinliler topraklarını sattı külliyen yalan alçakların içimizdeki siyonistlerin uydurması tamaman algı yahudi bu eve
25 milyon dolar teklif etti bu filistinli satmıyor istediği ülkede yaşam hakkı tanıyor ve evini terk etmiyor yahudi tarafından hergün taciz ediliyor ben o eve girdim oturanlarla görüştüm fotoğrafta benim çekimim bizzat yaşadım acı içindeler işgal altındalar buradan kuru sıkı atanlara duyrulur
Buda filistinde tel avivde bütün sokaklarda asılı israil tarafından asılmış
Yani vadedilmiş topraklar olduğunu idda
Ediyorlar şimdi hatırayı iyice yakınlaştırıp okuyun bu TÜRKİYE haritası iç anadoluya kadar alacaklarını idda ediyorlar..bunuda bizzat ben çektim kendi objektifim şimdi soruyorum bizdemi topraklarımızı SATTIK bugün susarsak yarın ALLAH korusun sıra bize gelecek
Lütfen yorum istemiyorum için çok acıyor Arkadaşlarımla bu bizzat yaşadığımı paylaşmak istedim
167 notes
·
View notes
Text
Arkadaşlar burası birçok sahabenin yattığı "Cennetül Baki" kabristanı.
Hatta o gördüğünüz küçük kabir Resulullah efendimizin oğlu İbrahim'in kabri.
Kadınlar içeriye giremiyor sadece erkeklere ziyaret var ama bu dünya kadınıyla erkeğiyle bir bütün.
Bu Dünya Hangimizin?
Bırak deli Haydar bırak be gardaş!
Kafayı bozmaya değmez bu dünya.
İster hızlı dönsün isterse yavaş,
Sen, seni üzmeye değmez bu dünya.
Fani diyen varsın desin sana ne!
Gönül veren gitsin versin sana ne!
Haydut vursun, hırsız yesin sana ne!
Gücenip kızmaya değmez bu dünya.
Nerde kan akıtıp kavga verenler.
Nerde şimdi sefasını sürenler.
Ne götürdü kucağ��na girenler.
Bir yırtık çizmeye değmez bu dünya.
Hayaller kur tespih tanesi farzet.
Hepsi de senindir otuz üç adet.
Bırak kalsın orda hiç çekme zahmet.
İpliğe dizmeye değmez bu dünya.
Kulpu yok ki neresinden tutasın,
Sana göre lokma değil yutasın,
İçine gireni Allah kurtarsın.
Üstünde gezmeye değmez bu dünya.
Gel gitme kal desem kalamazsın ki!
Ortadan böl desem bölemezsin ki!
Git tekrar gel desem gelemezsin ki!
Aldanıp azmaya değmez bu dünya.
Almak-satmak, tapu-senef nafile.
Toplayıp yığdığın servet nafile?
Sıla nafiledir, gurbet nafile
Yağmaya tozmaya değmez bu dünya.
Sınırlar çizilmiş konulmuş yasak!
Beş para etmezdi bizler olmasak!
Kısmen göz yaşı kan-kısmen kir pasak!
Yıkayıp süzmeye değmez bu dünya.
Senin benim ne ki? Küçük mü dar mı?
Hani kimin dostu, kimseye yâr mı?
İnsan öldürmenin manası var mı?
Karınca ezmeye değmez bu dünya.
Misafirsin, misafirlik suç değil,
Bakacaksan uzaktan bak, güç değil,
Eti yenmez, koyun değil koç değil,
Derisin yüzmeye değmez bu dünya.
Kabuktur, manayı unutturmasın.
Babayı, anayı unutturmasın
Boş hayal mevlâ'yı unutturmasın!
Tırnakla kazmaya değmez bu dünya.
Arkası karanlık, önü karanlık.
Yarını karanlık, dünü karanlık.
Kendine çağırır seni karanlık.
Bir küçük hüzmeye değmez bu dünya.
Cazibesi özelliği yok demem.
Nakış nakış güzelliği yok demem.
İki günde kaçar gider.. çok demem.
Anlayıp sezmeye değmez bu dünya!
Unutma ki yolcu yolunda gerek.
Yolcunun azığı belinde gerek.
İnsanlar insanlık hâlinde gerek.
Mest olup sızmaya değmez bu dünya.
Bilesin ha canım Haydar bilesin.
Seni bekler soğuk mezar bilesin.
Ebediyet ötede var bilesin.
Tek satır yazmaya değmez bu dünya!
(Abdurrahim Karakoç)
Yorumsuz lütfen.
35 notes
·
View notes
Text
Abi bu nasıl bir dönem ya? Nasıl bir dönemin insanlarıyız? Sosyal medya kullanmak hiç bu yıl ki kadar midemi bulandırmadı. Ne kadar iğrenç insanlar var cidden. Arzularınız, istekleriniz, (bir erkekten, bir kizdan) öteye geçmiyor. Şaka mısınız ya? İki üç haftadır o kadar çok iğrenç şeyler görmeye, yazılar okumaya maruz kaldim ki cidden hesaplarımı kapatmayı dahil düşündüm. Cidden bu denli kültürsüz olamazsız ya.. hani nerde saygınlığınız? Milletten beklediğiniz saygınız nerde afedersiniz? Herkes istediğini yapmakta, paylaşmakta, düşünmekte, düşündüğünü paylaşmakta özgür elbette ama bu özgürlüğü fazla abarttınız. Özgürlük sizin karşı tarafı rahatsız etmeye hakkınızın olduğu anlamına gelmiyor. Karşı tarafı, toplumu, bir grubu, en küçük ihtimal bir insani rahatsız etmeyecek derecede özgürsünüz. Ben istiyorsam olur, özgürüm, istediğimi yaparım demek değil özgürlük. Topluluk bir alanda iseniz toplumu rahatsiz etmeyecek kadar özgürsünüz paylaşımlarınızda, düşüncelerinizde. Söylediğiniz sözlere de, paylaştığınız şeylere de, yaptığınız yorumlara da dikkat ederseniz bence herkesin istediği saygın bir ortama ulaşır. Sizin yerinize ben utandığım oluyor cidden ya. Seviyesiz, kültürsüz, aptal insanlar gibi davranmak yerine saygınlığınızı koruyarak ve aklınızı kullarak davranmanızı rica ediyorum. Lütfen kimse kimseye karşı haddini aşmasın. Kendinize yakışır hareket etmeyin bir zahmet böyle diye diye herkes her şeyi özgürlük diye yapmaya başladı. LÜTFEN HERKES TOPLUMA YAKIŞACAK ŞEKİLDE HAREKET ETSİN, KONUŞSUN. Söylediklerimi dikkate alacaklar için şimdiden teşekkür ederim.
155 notes
·
View notes
Text
bakın saçmalığa bakar mısınız ya ben evliyim ve kocamdan ayrı yaşıyorum neden diyecek olursanız dedem zorla bizim resmi nikahımızı kıydırdı ve evlenmemize yani daha doğrusu evliyiz biz ama düğün yapmamıza karşı çıktı neymiş ben dört ayda kız veremem el beni kınar nerde görülmüş. abiiii şu eski kafadan kurtulun artık lütfen dördüncü ayda sözlendik sekizinci ayda düğünümüz olacaktı ama dedem yok dedi o yüzden seneye kaldı. ve bana diyorlar ki kendine sahip çık yanlış bir şey yapma hâlâ evli değilsiniz. yaa biz evliyiz ya evlii kendini koru diyorlar tamam ben kendimi korudum bu dönem zarfında bi anlaşmazlık yaşadık ayrıldık Allah korusun ben kendimi korumuş olsam bile dul olucam dulll hani bi laf vardır erkeğin dulu olmaz diye ne oluyorsa hep kadınlara oluyor. Allahım çok korkuyorum ben de böyle dar kafalı saçma düşünen hep eskide kalan insan olmaktan çok korkuyorum sen benim yaşlılığımı hayırlı eyle Allahım.
7 notes
·
View notes
Text
hani firuzenin bir tweeti vardı "seni çok özlediğimde kollarım ağrıyor. seni çok özledim. bu gece kollarım ağrıyor. lütfen bir kez sen uzan. benim özlemekten kırılmış kollarım ağrıyor." diye...öyle işte
16 notes
·
View notes
Text
Bir bürokrat, görevli olarak şehirden kasabaya giderken yolda sulak ama bataklık bir yerde mola vermiş. Nasıl olmuşsa ayağı kayıp bataklığa düşmüş:
- "İmdat, Boğuluyorum. Kurtarın beni!" diye bağırmaya başlamış.
O sırada yakınlardan geçen bir köylü, sesini duyup yaklaşmış.
Bürokrat: "Bataklığa düştüm. Kurtar beni!" diye bağırmış.
Köylü: "Geçmiş olsun" demiş. Ama kurtarmak için hiç gayret göstermemiş. Hani neredeyse dönüp gidecek.
Bürokrat paniklemiş ister istemez: "Lütfen, bir dal uzat. Kurtar beni!" diye yalvarmış..
Köylü: "Olmaz sen şu anda hazine toprakları üzerindesin. Hazine malından bir şey almak suçtur"
Bürokrat: "Sen, dalga mı geçiyorsun. Ölüyorum. Kurtar beni!" diye bağırmış ağzına dolan çamurlarla.
Köylü hiç istifini bozmadan cevap vermiş: "Ben Hazine'den mal alıp suçlu duruma düşemem. Fakat, seni böyle bırakacak değilim. Gidip muhtara haber vereceğim. O kaymakama, kaymakam da valiyi arar mutlaka. Mal müdürüne talimat verilir. Şayet, hazine arazisi değilse. İtfaiyeye talimat verir ve seni kurtarırlar..."
Bürokrat: "Yahu.. Bunlar oluncaya kadar ben ölürüm."
Köylü gülmüş: "Ben ölmezsin demiyorum ki...
Bizim devletle bir işimiz olsa, siz de bu yolları önermiyor musunuz?
Biz de ordan oraya gide gide ölüyoruz adeta....
Sen de ölsen,mevzuata uygun ölmüş olursun!..
48 notes
·
View notes
Text
Arkadaşlar ilk başta wattpad sonra instagram sıradaki tiktok sonra Twitter belki başka uygulamalar. Lütfen susmayalım bakın wattpad için çabalarken birde instagram geldi şimdi napıcaz? Hani "iyi oldu" diyenler var ya biz sadece wattpad için değil devamının geleceğini bildiğimiz için susmadık sizde susmayın lütfen susmanın bedeli özgürlüğün kısıtlanmasıdır...
8 notes
·
View notes
Text
evden eve seks
merhaba arkadaşlar ben hasan. Size bu sefer bana gönderilen bir hikayeyi atıyorum. Umarım beğenirsiniz. Merhaba Hasan bey bu hikayeyi bloğunda paylasırsan sevinirim tamamı doğru ve yaşanmış bir hikayedir. Ben Adana Kozan da aile sağlığı merkezinde görevli doktorum ismim Merve 3 yıl önce ilk görev yerim olan Ardahan Posof tan Adana Kozan a tayin oldum ev bulma yerleştirme telaşıyla uğraşırken görevime başlamak zorunda kaldım ilk günler hastalarımı tanımaya çalıştım artık günler çok güzel geçiyor hergün mutlu evime dönüyordum evimde her şeyim vardır sonuçta tek başına yaşayan genç bir kadınım 3 hafta bitmiş 4 haftaya başlamıştık yani günlerden pazartesi ydi. Hemşire hanım geldi özel bir hasta var gerçi 7 sırada ama ilk sırada muayene ederseniz gününüz güzel geçer dedi bende kimseye ayrıcalık yapmam dedim hastaların biri geliyor biri gidiyordu 7 hasta olan 185 190 boylarında esmer kapkara gözlü ama kim olsa dibi düşer insanın ismi İlknur yılmaz dı İlknur ateşi olduğunu bir türlü geçmediğini söylüyordu hemen ateşini ölçtüm 36.5 çıktı İlknur hanım ateşiniz yok başka bir şikayetiniz varsa bakayım yoksa çıkın odadan hasta alayım dedim birden masanın üzerine atladı benim amım yanıyor dinlemeden hemen kovuyorsun diye bağırdı ne diyeceğimi ne yapacağımı şaşırmıştım İlknur hanım madem ateşiniz oranızda birini bulup sevişerek söndürün benim o konuda size yardımcı olacak bir durumum yok maalesef dedim odadan çıktı hemşire diğer hastalıkları çağırdı sırayla saat 3 ü geçmiş hastalar bitmişti hemşireyi çağırdım İlknur hanım nasıl biri sabah neden öyle söyledin dedim İlknur un aslında çok iyi bir insan olduğunu gerdeğe gireceği zaman kocasının gözü önünde öldürüldüğünü o zamandan sonra seks arzusunu depreştiğinde hastaneye gelip doktora kendini okşattırırdı dedi anlattıkları tuhafıma gitti bilgisayarımdan adresini alıp iş çıkışı gittim yanlız yaşıyordur diye düşündüm kapıyı tıklattım 30 ki yaşlarda karizmatik bir adam açtı kapıyı kendimi tanıttım içeri buyrun lütfen dedi İlknur u sordum odaya kilitledi kendini uyuyor sanırım dedi bende sonra geleyim o zaman deyip evden çıktım. Bu arada ben bakireyim o zaman. Biraz kozan da dolaştım bir büfeden 4 tane bira 1 35 lik rakı aldım cuma akşamı içerim dedim eve döndüm ertesi gün hasta listesinde İlknur un ismini gördüm hemşireye ilk hasta İlknur u gönder dedim dediğim gibi yaptı içeri girdiğinde dün için özür dilerim hocam dedi bende İlknur dan özür diledim muayene masasına oturdu daha önce hiç yapmadığım bir şey yapıyordum kadın kadına seks öpüşmeye başladık ben İlknur un memelerini emiyor yalıyordum İlknur da elini benim kilotumun üzerinden amıma atmış okşuyordu bende İlknur gibi yapıp elimi amına attım kiloyu sırılsıklam olmuştu bende aynıydım hemşire odasının kapısı açıldı hemşire geldi yanımıza hemşireyle İlknur u yanlız bırakıp masama oturdum ben ne yapıyordum resmen deliler gibi sevişmek istiyordum hemşire Sevgi ile İlknur birbirlerini orgazm ettiler giyinip odadan çıktılar diğer hastalara bakıp öğle arası evime gidip duş alıp boy abdesti aldım hiç aklımın ucundan bile geçmeyen seks şimdi 1 saniye bile aklımdan çıkmaz olmuştu akşam üzeri İlknur un evine gitmeye karar verdim kadın kadına sevişmek istiyordum düşüncemi yaptım İlknur un evine gittim kapıyı İlknur açtı içeri girdim o adam yoktu salonda oturduk nasıl olduğunu merak ettim bu yüzden geldim dediğimde birden memelerini sütyeninden çıkarttı em hadi dedi hani derler ya kör istedi 1 göz Allah verdi 2 göz hemen yumuldum ama o adamın gelmesinden korkuyorumdum İlknur a sordum o gelmez merak etme dedi birlikte soyunduk 69 pozisyonuna geçtik o benim amımı yalıyordu bende onun ellerimizde vücutumuzun değeceği her yeri okşuyordu resmen çıldırmıştım am suyunu içtikce icesim geliyordu İlknur orgazm üzerine orgazm oluyordu bende aynı şekilde çok güzel bir sevişme yaşamıştık birlikte banyoya gidip hem banyo yapıp hem tekrar öpüşmeye başladık banyoda da orgazm olduk duşumuzu aldık ben boy abdesti aldıktan sonra kurulanıp giyindim İlknur çıplaktı kapı çaldı İlknur odasına giderken elbiselerini topladı bende kapıyı açtım gelen o karizmatik adam
10 notes
·
View notes
Text
Resulullah efendimiz zamanında bir Yahudi Ramazan ayında oğlu Müslümanlara karşı su içti diye bir tokat vurur.
Ve gün gelir Yahudi ölür, gece oğlu babasını rüyasında cennetin en alâ köşesinde otururken görür şaşırır sorar babacığım Sen Müslüman değilsin nasıl cennettesin?
Baba cevap verir oğlum der, hani bir ramazan günü Müslümanlara karşı su içmiştin de ben seni tokatlamıştım ya işte bu yüzden Cenab-ı Allah beni cennete layık gördü, İslâm dinine gösterdiğim saygı için.
Sevgili arkadaşlarım oruç tutmayanlarımız lütfen oruç tutanlara karşı saygılı olalım.
Sabah şerifleriniz hayırlı olsun Rabbim ibadet ve dualarınızı kabul etsin Ramazan ayı hepimize güzellikler getirsin inşallah.🤲
40 notes
·
View notes