#hakkına

[iskelet-kadin]

Annem Allahın sevdiği kullarından diye düşünüyorum. Bu sabah dünkü kadar erken çıkamadık evden 30 dk geç geldik. Sekreterler gelmeden sıra numarası alınıyor, aldık 101 numarayı. Annemi bekleme salonuna götürüp oturttum o sırada arkamdan orta yaşlı bir adam seslendi. Soru soracak diye beklerken adam elindeki "5" numarayı bana uzattı. "Ben sabah 06:00'da gelip sıra almıştım bu fazladan teyze o kadar beklemesin" dedi. Annemin desteksiz yürüyemiyor oluşunu karşıdan gördü yüksek ihtimalle. Bi an ne demek gerektiğini bilemedim kağıdı alırken "Çok teşekkür ederim yiaaa" gibili birşeyler söyledim. Saat 08:00'e 5 kala gelip 5. sırayı almak için personel yakını filan olmamız gerekirdi. Hekime de ilk biz girdik bu sayede.

Dünyada hâlâ iyi niyetli insanlar var, var olsunlar.

[payblogs]

SELİM ÜNAL - MEGA+

Araç sahiplerinin en çok merak ettiği konulardan biri olan araç değer kaybı, zamanla araçların piyasa değerindeki değişiklikleri ifade eder. Selim Unal Hukuk Bürosu olarak, bu kapsamda sunduğumuz hizmetlerle, araç değer kaybı süreçlerinizi en doğru ve etkili şekilde yönetmenizi sağlıyoruz. Özellikle kazalar sonrası yaşanan değer kaybı, hakların korunması açısından son derece önemlidir. Gelişmiş araç değer kaybı hesaplama yöntemlerimiz ile aracınızın kaybını hızlıca belirleyebilir, sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda detaylı bilgi alabilirsiniz. 

Araç Değer Kaybı Hesaplama

Araç değer kaybı hesaplama, bir aracın kazadan sonra kaybettiği piyasa değerinin belirlenmesi sürecidir. Bu hesaplama, aracın tamir edilmesine rağmen, kazanın verdiği zararın aracın değerini nasıl etkilediğini gözler önüne serer. Araç değer kaybı, sigorta taleplerinde önemli bir faktör olup, mağdurların haklarını korumak adına dikkatle hesaplanmalıdır.

Araç değer kaybı hesaplanırken, dikkate alınması gereken bazı önemli kriterler şunlardır:

Araç model ve markası

Kaza sonrası yapılan onarımların durumu

Kaza öncesi ve sonrası piyasa değerleri

Araçta oluşan hasarın ciddiyeti

Araç kilometresi ve genel durumu

Bunların yanı sıra, çeşitli online araç değer kaybı hesaplama araçları da bulunmaktadır. Bu araçlar, aracınızın değer kaybını belirlemek için gerekli bilgileri girmenizi sağlar ve tahmini bir rakam sunar.

Hesaplama sonucunda elde edilen değer, eğer aracın değeri önemli ölçüde azalmışsa, kazaya karışan taraf tarafından telafi edilebilir. Bu nedenle, araç değer kaybı hesaplama sürecinde uzman yardımı almak tavsiye edilmektedir. Bu uzmanlar, gerekli belgeler ve veriler ile hesaplamaları daha doğru bir şekilde yapabilirler.

Ayrıca, araç değer kaybı nasıl alınır konusunun önemine dikkat edilmelidir. Doğru bir değerlendirme ile hak edilen değer kaybı talep edilebilir.

Araç Değer Kaybı

Araç değer kaybı, bir aracın kaza sonrasında piyasa değerindeki azalmayı ifade eder. Araçlar, kaza geçirdiğinde veya hasar aldığında, genellikle onarılsa bile, geçmişteki kazası nedeniyle potansiyel alıcılar için daha az cazip hale gelirler. Bu, aracın satışı sırasında elde edilecek fiyatı etkiler ve aracın değeri, hasardan sonra düşer.

Araç değer kaybı, yalnızca aracın onarım maliyetlerini değil, aynı zamanda aracın kaza öncesi sağlamlık durumu, kaza sonrası durumu ve piyasa koşullarını da dikkate alarak hesaplanır. Ülkemizde, araç değer kaybı hesaplama işlemi genellikle uzman firmalar veya sigorta şirketleri tarafından yapılmaktadır.

Araç sahipleri, araç değer kaybının tazmini için gereken belgeleri ve süreçleri takip ederek haklarını talep edebilirler. Özellikle maddi hasar gören araç sahipleri için bu süreç büyük önem taşır. Unutulmamalıdır ki, her araç için değer kaybı miktarı farklılık gösterebilir ve bu durum, aracın markası, modeli ve kaza geçmişine bağlıdır.

Özetle, araç değer kaybı, kazalı bir aracın piyasa değerinin düşmesiyle ilgilidir ve bu durumu hesaplamak için çeşitli kriterlerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Araç sahiplerinin bu konuda bilinçli olmaları ve haklarını aramaları önemlidir.

Araç Değer Kaybı Nasıl Alınır?

Araç değer kaybı nasıl alınır, bir aracın hasar görmesi sonucunda piyasa değerinin düşmesi durumudur. Araç sahipleri, bu kaybı telafi etme hakkına sahiptir. Araç değer kaybının alınması için izlenmesi gereken adımlar şunlardır:

Hasarın Belgelendirilmesi: İlk adım, aracın hasar gördüğünü ve onarıldığını belgelenmektir. Bu belgeler, onarım faturaları, fotoğraflar ve ekspertiz raporları gibi kanıtlayıcı unsurlar olmalıdır.

Uzman Desteği Alma: Araç değer kaybı hesaplama konusunda uzman bir görüş almak önemlidir. Bu süreçte bir ekspertiz veya araç değer kaybı konusunda uzmanlaşmış bir avukattan destek alabilirsiniz.

Hasar Tespit Raporu: Kazadan sonra, araç üzerinde yapılan tamir işlemlerinin detaylı bir rapor hazırlatın. Bu rapor, değer kaybının hesaplanmasında önemli bir rol oynar.

Değer Kaybı Hesaplama: Hasar tespit raporunu ve aracın piyasa değerini göz önünde bulundurarak araç değer kaybı hesaplaması yapılır. Bu hesaplama, genellikle profesyonel bir ekspertiz tarafından yapılmalıdır.

Talep Yazısının Hazırlanması: Hesaplanan değer kaybı tutarını içeren bir talep yazısı hazırlayın. Bu yazıda, aracınızın hasar durumu, onarımlar ve hesaplamalar açık bir şekilde yer almalıdır.

Sigorta Şirketine Başvuru: Hazırladığınız talep yazısını aracınızın sigorta şirketine iletin. Başvurunuzun ardından sigorta şirketi, talebinizi değerlendirecek ve geri dönüş yapacaktır.

Bu adımları takip ederek araç değer kaybınızı alabilir ve hakkınızı savunabilirsiniz. Unutmayın ki her durum farklıdır ve gerektiğinde bir uzmandan yardım almak en sağlıklı yöntem olacaktır.

[zeynepdiye1ii]

Fazla fedakarlık, kişinin kendi kul hakkına girmesidir.

[bulutlarmiisalii]

Elleriyle insanları kandıranları, dilleri ile insanları aldatanları, utanmadan kul hakkına dalıp dalıp çıkanları ibadetleri temizleyebilir mi?

[uyutmayandusunceler]

Başkasının baharını çalanın,bahçesi çiçek açmaz. Başkasının hakkına girenin ,mutluluk kapısını çalamaz. Başkasının güneşini kesenin,üzerine güneş doğmaz. Hala anlamadınız,kötü niyetle iyi murada varılmaz...

[mehmet147]

"Başkasının baharını çalanın, bahçesi çiçek açmaz

Başkasının hakkına girenin, mutluluk kapısını çalamaz.

Başkasının güneşini kesenin, üzerine güneş doğmaz.

Hala anlamadınız, kötü niyetle iyi murada varılmaz..."

[selin-n]

Kocaeli, Karamürsel kent kavşağı 💙

Karamürsel, Kocaeli Türkiye 💙

Okuduğum kitapta şöyle yazıyordu; "Fazla fedakarlık kişinin kendi kul hakkına girmesidir"

[gun-ce]

Okuduğum kitapta şöyle yazıyordu; "Fazla fedakarlık kişinin kendi kul hakkına girmesidir" 

Günaydın

 1mayis işçi bayramınız kutlu olsun🙏🇹🇷

[edapostblog]

Fazla fedakârlık kişinin kendi kul hakkına girmesidir!

Herkese fedakârlık yapmayın!

[bikahvem]

Ne Muhteşem bir Dûa

Allah'ım

Ömrümüzü bakara gibi uzun, İhlas gibi hayırlı. Fatiha gibi Mübarek eyle.

﷽

𝕷𝖆 𝖎𝖑𝖆𝖍ə 𝖎𝖑𝖑ə𝕬𝖑𝖑𝖆𝖍

الَلَـﮬ̲̌ﮧَـم صََلَِّ وََسََـــلَِّـم وََبََارَِكَ على نَبِيِّنَـــا مـَُحَـمـََّـــــدٍَ وعلى ِأّلَهِ وِصٌحٌبِهِ أّجِمَعٌيِّن ﷺِ

بِسْــــــــــــــــــمِ اﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

••❉ ﷽✍

#RABB'İM,

Cümlemize İmanli bir Kalbe,

Sağlıklı bir Bedende Huzurlu Bir Ömür Geçirmeyi Nasip Etsin..

Herkesin bir hikayesi var;

Kiminin anlata anlata bitiremediği,

Kiminin içine atıp söyleyemediği...!!!

Nasipten ötesi yokmuş yazmışsa İlahi Kalem...

Ne sana fazlası düşer,

Nede kahırlanmaya değer..

Bırak Yaradan hakkına hayr'eylesin..

Bırak nefsin takdire boyun eğmeyi bilsin...

RABB'İMİZ gönüldekilerini hayra çevirsin..

AMİNNNNNNN🤲

🌹LA YÜKELLİFULLAH🌹

RABB'İM,

🌹YÜKÜMÜ HAFİFLET🌹

[ulas0606]

Kibirden uzak dur

Daha çok şükret

Az konuş

Çok düşün

Destek ol

Allah'tan iste

Helallik al

Kul hakkına girme

Kendi kul hakkına da girme

Daha çok hayır de

Faydasız işleri bırak

Kendini kimseyle kıyaslama

Sev

Değer ver

Sezgilerine güven

Geçmişte kalma

İçin istemiyorsa dur

Hayal kur Günaydın Yaşamak..!☕️🍫🎈🌺♥️

[mnsrykt]

"Alkolik, abuk subuk konuşacak kadar sarhoş iken iki kişinin kollarından tutup Peygamber aleyhisselamın mescidi ne dayak atılmak üzere getirilmiş adamı Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem 'Adama niye hakaret ediyorsunuz?' diye sahiplendi; ümmetinden biri diye. Bir Müslüman öbür Müslüman'ın sigarasını protesto edebilir, sigaraya refleks gösterebilir, bağırıp çağırabilir ama sigara içen birini İslam'ın dışında görme hakkına sahip değildir."

[huzunluyol]

Sevmek,

Sevdiğin insana değer vermek, değerli olduğunu hissettirmek, bunu yüreğiyle, canıyla, malıyla, yaşatmak,

Öyle tiynetsizce davranarak değil, öyle hakkına girerek, hakkını yiyerek değil.

Sevgi yücedir, sevgiyi hakedene verin bir gül verin bir gülüverin, candan olsun. İşten samimi olsun.

Öyle klişe laflarla değil, içten samimice...

Eğer sevgiyi haketmiyorsa sıpıtın atın,

çöpe gitsin... 🥀

nokta...

[marstabirsehir]

"Seçme hakkına sahip olmayan kişi kişiliğini yitirmiş demektir."

[rojavasblog]

Almanya'da doğdum, Almanya'da büyüdüm.

Eğitimimi Almanya'da tamamladım. Sene'den sene'ye gelirdik ailece Türkiye'ye.

Son 3 yıl içinde yıl'da 4-5 kez gelmeye başlamıştım. Taki geçen yıl Ağustos ay'ında Samsun'a yerleşmeye karar verene kadar.

İlk defa gelmiştim Samsun'a. Çok beğendim. Ve Eylül'de Almanya'ya dönüp, pılımı pırtımı toplayıp 16 Aralık'ta Türkiye'ye doğru yol'a çıktım.

Bir kaç ay memleketim Ayancık'ta yaşadıktan sonra 28.07.2019 tarihinde Samsun'daki evime taşındım.

Herkes sordu: Nasıl radikal bir karar aldın da doğup büyüdüğün yerleri böyle terkettin?

Dedim "Vatan Sevdası. Ayrıca hiçbiryeri terkettiğim yok. İşim, evim, Almanya'da duruyor. Sıkılırsam dönerim." Şu 11 ay içinde neler gördüm, neler yaşadım şu memlekette tarif bile edemem.

Almanya'da yaşadığım 33 yıl'da görmediğim şeyleri gördüm ben bu memlekette.

Bana olağanüstü gelen şeyler ama Türkiye'de yaşayan insanımızın alışık olduğu ve gayet tabii gördüğü şeyler.

Ben şunu bilir şunu söylerim: bu memleketin sorunu hükümet falan değil, bu memleketin sorunu insanımız!

Bizim insanımız sorun!

Bizim insanımız sıkıntı!

Herkes sadece ve sadece kendi çıkarının derdinde. Kul hakkı diye birşey yok bu memlekette. Herkes herkesin sırtından en kolay şekilde çıkar elde etme derdinde.

Dostluklar dahi çıkar üzerine kurulmuş. Ele geçirilen fırsatlar şuursuzca değerlendirilmekte. Ne vefa var ne vicdan. Insanlar yüzleri kızarmadan yalan konuşuyorlar. Yalanların üstünü örtbas ediyorlar. Varlıklı olan doymuyor, yokluk çeken ise kendi başarısızlığını hükümete yüklüyor!

Kimse kendine karşı dürüst değil!

Kendine karşı dürüst olmayan insan başkasına karşı nasıl dürüst olabilir ki.

Türkiye'de yaşayan insanlarımızın bir çoğu Alman'lardan "GAVUR" diye bahsederler. Çok tiksindiğim ve asla kullanmadığım bir kelime. Gavur Allah'ı olmayana denir, başka dîn'den olana bu şekil hitap edilmez!

Evet, Alman'ın biz Türkler'den öğreneceği bir çok şey vardır mutlaka. Merhamet gibi, samimiyet gibi. Ama bizim insanımızın elin Alman'ından öğrenmesi gereken çok daha fazla şey var!

Bundan emin olabilirsiniz!

Gavur dedikleri asla kişiye göre fiyat belirlemez, kimseye saygısızlık etmez, kimsenin hakkını gasp etmez.

Kendisine verilen görevi en iyi şekilde yerine getirir, kimsenin hakkına girmez, fırsatçılık etmez.

Bu memleket'e en iyi hastaneler, en iyi şirketler de kurulsa bizim insanımız insan olmadıktan sonra bu memleket hiçbir yere varamaz.

Birinci kalite hastane yapılır, doktor vaktinde odasında olmaz, temizlikçi temizliği düzgün yapmaz, hemşirelerin elinden telefon düşmez, hastalar desen herkes herkesin sırasını kapma derdinde.

Kimsenin kurallara uyduğu yok. Cezalar caydırıcı değil diye sitem ederler, suçluya ceza verildiğinde hükümete küfür ederler.

Katil müebbet yer, katilin ailesi hükümet'e söver, katil serbest kalır, bu sefer öldürülen'in ailesi hükümet'e söver. Hakimler, savcılar kime göre adil belli değil, herkesin adalet anlayışı bir garip bu memleket'te.

Bizim insanımız insan olmayı başaramadığı sürece yer yüzünün en iyi yöneticisi de geçse bu devletin başına, biz arpa tanesi kadar yol alamayız. Önce zihniyet değişmeli.

Şebnem Yalçin

Belkide onları iyice tanır ve bilirsek. Asıl gavurun bizler olduğunu anlarız.anlarsak tabi. Anlamakta çok önemli bence farkına varmak. Anlamadan hiç bir yere varilmaz çünkü:))

[bymuamma]

Ben Açılacağım, Sen de Bakmayacaksın!

Tesettür tavsiyesi söz konusu olduğunda böylesi anlamsız bir tepki cümlesi geliştirildi son zamanlarda. Sokaklarda yatak odası kıyafetleriyle dolaşan hanımefendinin kendini savunma cümlesi bu tarz cümleler oluyor.

Mantığın birçok yönüyle dünyamızı terk ettiği çağımızda bu savununun ne denli anlamsız olduğunu hiç mi düşünmüyor acaba bunu söyleyen/ler?

Ben her yerimi istediğim şekilde açabileceğim ama sen erkek olarak bakmayacaksın öyle mi? Peki, erkeğin fıtratında zorunlu olarak bulunan kadına bakma meylini ve bu açılmanın bakmaya adeta davetiye manasına gelmesi gerçeğini nereye koyacaksınız?

Bu, bir anlamda düpedüz erkeği zor durumda bırakarak hakkına girmek değil midir?

Sokakta özgürce yürümesi gereken bir erkek gözlerinde ve hafızasında bu tarz bir çıplaklığa mahal vermemek için gözü kapalı mı gezecek? Hassasiyet sahibi; çoluk çocuğuyla gezinti yapmak isteyen ailelerin görüş alanlarını kısıtlamaya kimin ne hakkı var?

Bakınız bu noktayı, 'bakacak olan zaten bakar' diyerek geçiştirip tesettürün can alıcı rolünü görmezden gelemezsiniz. Söz gelimi, hırsızlık yapmayı adet haline getirmiş birileri için 'çalan zaten çalacaktır' diyerek dükkanımızı kilitlemeden eve gidiyor muyuz? Hayır. Dünyevî şartlarda gerekli olan tüm tedbirleri alıyoruz değil mi? Peki, mesele tesettüre gelince günbegün terviç edilen çıplaklığı böyle basit ve sığ cerbezelerle meşrulaştırma çabamız neden?

Ayrıca bir başkası sizin özgürlük dediğiniz şeyin sınırlarını biraz daha genişleterek -çok af buyrunuz- 'çırıl çıplak' gezme raddesine taşırsa buna ne diyeceksiniz?

Öyle ya? Madem açıldıkça özgürleşiyoruz ve bunun sınırını biz belirleyebiliyoruz o halde tam özgürleşmek daha mantıklı olmaz mı? Bunun sınırını kim hangi ölçülere göre belirleyecek? Dinin örtüye yönelik sınırlamalarını kabul etmeyenler ve bunu özgürlüğü engelleme olarak görenler kendi anlayışlarınca kadına tam bir özgürlük tanımış olmuyorlar ki.

Veya bu özgürlük neden hep kadınlara tahsis edilmiş durumda? Bir erkek de bu anlayışla sokakta mahrem yerlerini açıp gezecek olsa niçin tepkiyle karşılaşıyor?

Demek ki mesele özgürlük değil. Mesele, bir şeytan projesi olan 'teşhirciliği' süslü bir sloganla güzel gösterme çabasıdır. Mesele, Allah'ın dediği olmasın da ne olursa olsun düşüncesindeki şeytanın insanoğlunu saptırışındaki bir 'başarı'sının acı tezahürüdür.

Mesele, kapitalizmin kadın istismarcılığını kamufle ederek özgürlük sloganlarıyla Müslüman hanımefendileri acınası bir hale sokma çabasının net fotoğrafıdır.

Ne mutlu çağın dediklerine bakmadan Çalabın rızasını her şeyin fevkinde tutabilenlere...