#haber 7
Explore tagged Tumblr posts
mel-inoe · 8 months ago
Text
kriz geçiricem yakında
6 notes · View notes
valkoinenlintu · 29 days ago
Link
Tim Kamrad/Samu Haber | The Voice of Germany (RPF)
Tim ist kalt. Und Samu möchte kuscheln.
@flufftober
2 notes · View notes
haberolacom · 9 months ago
Text
2 notes · View notes
vidoca74 · 1 day ago
Text
Tumblr media
Hoy hace 7 años que llegué a Tumblr. 🥳
0 notes
yazilimuniversitesi · 1 month ago
Text
7 Ekim'in Ardından: Hayatlarını Kaybedenler ve Unutulan Hikâyeler
7 Ekim’in Korkunç Gölgesi ‘7 Ekim, dünyanın sonu gibiydi’, diyor Aviva Siegel. Bu tarih, Hamas savaşçılarının İsrail’e girmesiyle hayatların sonsuza dek değiştiği bir gün oldu. Bir yıl geçmesine rağmen, o gün yaşananlar hâlâ zihinlerde taze kalıyor. Başta Sky News olmak üzere birçok platformda, o gün yaşanan kayıplar, hayal kırıklıkları ve unutulmaz anılar üzerine anlatılan hikâyeler herkesi…
0 notes
02mila · 9 months ago
Text
la mayor motivación para hacer dieta y ejercicio es ver las fotos que mis padres me sacan
1 note · View note
gazeteyeniguns · 1 year ago
Text
unknown
7 24 Bodrum Haberleri | Gazeteyenigun.com.tr
Gazeteyenigun.com.tr ile Bodrum en son haberleri takip edin! Bodrum 7 24 haberleri olup bitenlerden haberdar olmak için takip edin!
1 note · View note
kokchapress · 2 years ago
Text
Türkiye'yi yalnız bırakmadılar! Birçok ülkeden depremzedeler için yardım kampanyası
Türkiye, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da büyük yıkıma yol açtı. Türkiye’de meydana gelen deprem faciasının ardından dünyanın dört bir yanında yardım kampanyaları başlatıldı. Bazı ülkeler ilk etapta arama kurtarma ve acil ihtiyaç…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kriptofoni · 5 months ago
Text
KRİPTOFONİ - DRAGON+
Tumblr media
Kripto para birimi haberlerinden haberdar olmak, değişken ve hızla gelişen kripto pazarındaki piyasa eğilimlerini ve fiyat hareketlerini anlamak için çok önemlidir. Kripto para piyasası 7/24 çalışır ve fiyatlar, piyasa duyarlılığı, düzenleyici gelişmeler ve teknolojik gelişmeler gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak önemli ölçüde dalgalanabilir. Yatırımcılar ve tüccarlar, en son haberleri ve güncellemeleri takip ederek kripto para birimlerini satın alma, satma veya tutma konusunda bilinçli kararlar alabilir, potansiyel olarak getirilerini en üst düzeye çıkarabilir ve piyasa oynaklığından kaynaklanan riskleri en aza indirebilir. Dahası, piyasa trendleri hakkında bilgi sahibi olmak, bireylerin kripto alanındaki potansiyel yatırım fırsatlarını ve stratejik karar alma süreçlerini belirlemelerine yardımcı olabilir.
Kripto para haberleri güncel kalmanın önemli yönlerinden biri, kripto para birimlerinin yasallığını ve işleyişini etkileyebilecek düzenleyici değişiklikleri takip etmektir. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, Bitcoin haberleri, Ripple, Ethereum, Litecoin ve diğer altcoinlere özellikle dikkat ederek kripto para birimleriyle ilgili düzenlemelerini sürekli olarak güncelliyor. Bireyler mevzuat güncellemelerini takip ederek yasal gerekliliklere uyumu sağlayabilir, mevzuat ortamındaki potansiyel değişiklikleri tahmin edebilir ve yatırım stratejilerini buna göre uyarlayabilir. Mevzuattaki gelişmeleri anlamak aynı zamanda bireylerin vergilendirme, raporlama gereklilikleri ve kripto varlıklarına ilişkin yetki alanına özgü düzenlemelerin karmaşıklıklarında gezinmelerine de yardımcı olabilir.
Piyasa eğilimlerini ve düzenleyici değişiklikleri anlamanın yanı sıra, kripto para birimi haberleri hakkında bilgi sahibi olmak, Bitcoin ve altcoin haberleri ile yatırım fırsatlarını belirlemek için çok önemlidir. Yatırımcılar, piyasa analizleri, uzman görüşleri ve ortaya çıkan trendler hakkında bilgi sağlayan haber kaynaklarını takip ederek zamanın ilerisinde kalabilir ve kripto pazarındaki potansiyel büyüme fırsatlarından yararlanabilirler. Yeni blockchain projeleri, yaklaşmakta olan token satışları veya kripto alanındaki teknolojik gelişmeler hakkında haberler olsun, iyi bilgi sahibi olmak, yatırımcılara gelecek vaat eden yatırım olanaklarını belirleme ve uzun vadeli finansal büyüme için kripto para birimi portföylerini çeşitlendirme konusunda rekabet avantajı sağlayabilir.
480 notes · View notes
quemirabobo · 1 month ago
Text
Tumblr media
Ponen esto para crear el titular sensacionalista sin importarles que
Casi todas las materias son con final obligatorio
Sólo te podés anotar a 8 materias por año (si son anuales sólo 4), lo cual si lo haces suele ser un suicidio
Aprobar ≠ regularizar. Podes regularizar todas las materias que cursaste en el año pero no haber aprobado ninguna porque te queda la instancia del final
Es el primer año de cursada presencial luego de la pandemia, todes nos tuvimos que volver a adaptar a los horarios de mierda, el viaje a la facu, a los finales presenciales
En mí mejor año (2023) metí 5 materias porque 3 eran de promoción directa. En los peores (2018 y 2022) 0, habiendo cursado 7 materias, de las cuales 2 eran anuales el 22 (ni me acuerdo que hice en el 2018). Y sabés qué? Eso no refleja absolutamente nada de mí carrera ni de mí persona, no me avergüenza en lo más mínimo. Hace 8 años que estoy estudiando, hace 8 años que tengo el culo en la silla leyendo y formándome, esas 0 materias no hacen justicia al sudor y las lágrimas que me llevó regularizar las que cursé. Sólo cada une de nosotres sabemos lo que nos cuesta, desde lo psicológico hasta lo económico, ir a la facultad, con o sin materias aprobadas, así que ese gráfico pedorro que no refleja nada, simplemente el nivel de dificultad que tienen nuestras carreras, se lo pueden meter en el orto
En lugar de contar cuántas materias aprobamos cuenten el nivel de abandono y cuestionense por qué tenemos que dejar una carrera que nos apasiona? Serán las miles de crisis económicas? Será la devaluación del sueldo de nuestros futuros empleos? Será que mantener una carrera universitaria y a la vez comer, trabajar y tener un techo es casi una hazaña digna de Heracles? Será que el mísero salario docente lleva a que cada vez menos personas puedan dedicarse a formar a las próximas generaciones de profesionales? Que las oportunidades para dedicarse a la investigación, sobre todo de carreras de humanidades, son muy escasas? Por qué no te muestran el gráfico de la devaluación del sueldo docente, tanto universitario como de nivel inicial, primario o secundario? Por qué no te muestran que el trabajo docente no cumple un horario, que no termina cuando salís de la institución sino que seguís corrigiendo, preparando clases, actividades y evaluaciones en tu casa, en el bondi/tren/subte? Que gran parte de los docentes universitarios trabajan ad honorem? Porque no quieren que tomes consciencia de lo que realmente está mal, quieren indignar con unos números que no representan nada, no conozco a nadie que haya metido más de 6 finales en un año mientras cursaba y laburaba, honestamente a nadie que lo hiciera sin laburar tampoco, por qué? Porque nuestros finales llevan meses de preparación, y nunca llegas con el 100%, porque el nivel de exigencia que tenemos es así de alto, esa es la excelencia de la que estamos tan orgulloses
111 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 1 month ago
Text
Tatlı Komşum! (1) (Furkan 31 Y., Manisa)
Olacaksan evli kadınla olacaksın derdim her zaman; çünkü sen de evlisin o da, müsait değilim dediğinde anlar, zırt pırt çağırıp beni oraya götür buraya götür demez, ay sevgililer gününü unuttun, doğumgünümde bir çiçek bile almadın diyemez. Canı istediğinde çağırır gidersin, canın istediğinde çağırırsın gelir, bağlılık olmaz, yarım saatte bir mesaj yazmadın diye küsüp trip atmaz. Çapkınlık mevzusu açıldığında arkadaş arasında beylik haline gelmiş laflarımdı bunlar...
İsmim Furkan, 31 yaşında, evli, tek çocuklu, özel sektörde çalışan, yakışıklı olduğu söylenen biriyim. Karımla severek evlendik. Karım öğretmen benden 1 yaş küçük. Hovardalığı her zaman sevdim, ama her zaman da dikkatli oldum. Manisa'da yaşıyoruz. Gelelim başıma gelenlere. 2 yıl önce Kasım ayında bir daire alma fırsatı doğdu, aileler yardım etti, biraz kredi çektik, 5 katlı, çift daire bir binanın 3. katından bir daire aldık. Daire ikinci eldi, taşınmadan önce boya badana yapıyorduk. Akşam üzeri iş çıkışı ben, fabrikadan bir abim (fabrikada da boyacı) ve karım birlikte, boya kokusu çıksın, çabuk kurusun diye pencereler ve dış kapı açıktı.
Birisi, "Merhaba!" diye seslenince koridora çıktık karımla. Kısacık simsiyah saçları, müthiş güzel bir yüzü olan, 1.65 boylarında, zayıf, kot gömlek ve pantolonlu, ama muhteşem çekici bir kadın çaydanlık ve çay bardaklarıyla kapıda duruyordu. Arkasında karşı dairenin kapısı açıktı. "Hoşgeldiniz, size çay yapmıştım!" dedi. Karım koşup çaydanlığı aldı, içeriye buyur etti. Kadın, "Ben Ebru. karşı dairede oturuyoruz, hoşgeldiniz, daha erken gelmek isterdim, ama işten gel, yemek bulaşık ancak bu saati buldu!" dedi. Karşı kapıdan kocası çıktı, aynı karısının boyunda, zayıf, bıyıklı, kadınla tam ters görüntüde biri. Kadın ne kadar havalı ve Cool görünüyorsa, adam o kadar paspal, üzerinde hani pazarlarda satılan koyu renk çizgili bir polo tişört, altında penye diz altına kadar şort ve nefret ettiğim şort altına diz altına kadar gelen siyah çoraplar. Ulan evde bari giyme o çorapları, görgüsüz! Cevat'mış ismi, zerzevat gibi. Kadın ne kadar çekici geldiyse adam da o kadar iticiydi.
Neyse çayları hepimize servis etti, hep beraber 2'şer bardak içtik. "Biz sizi daha fazla tutmayalım!" dediler. Teşekkür ettik. Ama bu arada apartmanda pek komşuluk olmadığını, çünkü herkesin çalıştığını öğrendik. İşimize gelirdi aslında.
Bir hafta içinde taşındık. Taşındığımız akşam yine aynı olay gerçekleşti. Ama sanırım günlerden Cumartesi olması sayesinde poğaca ve kek te vardı çayın yanında. Ama kocası gelmedi bu sefer. Saat 22:00 civarı arabamda kalan ıvır zıvırı çıkarırken, kapı ağzında Cevat vardı. Abi diyemiyorum ama benden 9 yaş büyükmüş. "Ebru sizde mi?" dedi. "Ben inerken yoktu, ama bakayım!" dedim. Baktım, "Yok!" dedim. "Yine hangi kapıya daldıysa!" deyip kapıyı kapattı. Benim karım saat 22:00'de bana haber vermeden ortadan kaybolacak, ben de kapıyı kapatıp içeri gireceğim ha, imkansız.
Saat 23:45 gibi kağıt atıklarını bir çuvala koyup çöpe atmak için indim. Ebru arabayla yanaştı. Beni gördü, gülümseyip, "İyi geceler!" dedi. Önümden binaya girdi. Merdivenlerden çıkarken arkasından baktım. Sanki biri götüne bakıyor dedi kadına, ikinci katta aniden kafasını çevirip baktı. Önüne dönüp evine girdi.
Ertesi akşam saat 20:30 gibi zil çaldı. Açtım. Ebru, "Yerleşe bildiniz mi?" dedi. "Nerdeee!" dedim. Buyur ettim, karım da geldi kapıya. Ebru, "Yok, siz gelin, bir nefes alırsınız!" dedi. "Peki olur!" dedik. Yarım saat sonra ordaydık. 12 ve 8 yaşlarında iki oğulları vardı. Bizimki de 7 yaşındaydı. Onlar odaya çekilip bilgisayar oynamaya başladılar. Cevat dönüp, "Ebru, bira getir!" dedi. O ana dek görmemiştim, koltuğun yanında yerden aldığı boş şişeyi karısına uzatıp, bana dönüp, "İçersin değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan içerim bile diyemeyip kafamı salladım. Kadınlar da kendilerine kahve yaptılar.
O arada öğrendik. Cevat'ın büyük bir bisiklet firmasına malzeme üreten bir fabrikası vardı OSB'de, fabrikayı biliyordum. Kadının da çarşının göbeğinde bujiteri parfumeri dükkanı varmış, (ulan bunlar neden bu binada oturuyorlar diye düşündüm ilk an), dükkanı karım da ben de biliyorduk, iki katlı kocaman bir dükkandı. Ebru, "Taşınacaktık..." dedi, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Ama iki yıl önce bana dükkan açtık, sonra da dükkan sahibi satmaya karar verdi. Dükkanı satın aldık. O yüzden kaldık. Hatta borçlar bitene dek burdayız!" dedi gülerek.
Bu arada dikkat ettim, ben 1 bira bitirene dek Cevat 3 içmişti. Kahveden sonra Ebru karıma da bira teklif etti, ama karım, "Ben içmem!" dedi. Ebru, "Ben içsem mahsuru var mı?" deyip kendine de bir bira açtı. Her seferinde de aynı işlem oluyordu, adam kısaca, "Ebru bira!" deyip, boş şişeyi veriyor, kadın dolusunu getiriyordu. Aslında genel anlamda güzel sohbet oldu. Ben de 3 bira içtim, ama adam yanlış saymadıysam 12 tane içti, o ufak tefek adama gram birşey olmamıştı. Eve dönünce karımın anlatışından Ebru'yu çok sevdiği belli oluyordu. Bunda hediye ettiği Teaserların ve incik boncuğun etkisi var mı bilmiyorum.
Hemen hemen her akşam ya Ebru bizde, ya biz onlardaydık. Cevat çok nadir geliyordu, zaten gelse de ben onun içtiği birayı karşılayamazdım. İlk seferinde aldım 15 bira adama yetsin diye bir taneyi emzik gibi ağzımda tutunca anladı sanırım, "Ebru bira getir!" dedi yine. Ebru gidip evden bira getirdi. Cevat, "Kardeş, bana her hafta 10 kasa bira gelir, biliyorsun seviyorum birayı, o yüzden senin almana gerek yok. Canın istedi mi çal kapıyı iste Ebru verir!" dedi. İste Ebru verir kısmında gülecektim, ama yemin ederim Ebru gözlerime bakıp, "Veririm!" dedi gülümseyerek. Bereket yanımızda karım yoktu, çay koymaya gitmişti. Adam lafın nereye gittiğine bakmayan, sonradan görme bir tipti...
Şubat ayında 15 tatil olduğunda, karımla oğlumuzu da alıp memleketimize aileleri ziyarete götürüp bırakıp geldim. Bu her yıl yaz kış yaptığımız bir rutindi. Geri geldiğim Pazartesi akşamı zil çaldı. Ebru, "Maç varmış (tuttuğum takımın maçı vardı) galiba, Cevat seni çağırıyor, yalnız oturmasın kukumav kuşu gibi dedi!" dedi. "Olur!" dedim. 10 dakikaya gittim. Biralar su gibi akıyordu. Cevat, "Seviyorum senle içmeyi be Furkan!" diyordu. Sonra Ebru, "Ben mutfakta dizi izleyeceğim!" deyip gitti. Bira bitince Cevat sadece, "Ebruuuuu!" diye sesleniyordu...
Maç bitince telefonum titredi. Aldım telefonuma baktım. Ebru fotoğraf çekip yollamış, mutfakta masada bira ve çerez var önünde ve "Ben de seviyorum seninle içmeyi!" yazmış. "O zaman ben eve geçiyorum, 10 dakika sonra gel!" yazdım. "Tehlikeli!" diye yazdı. Telefonu sessize aldım, yazışmaya başladık. O gelemem dedi diye kalkmadım ben de, maçın geyiğini yapıyorduk Cevat'la. "Ebruuuu!" dediğinde bira geliyordu, ama her seferinde Ebru koridora çıkıp Cevat'ın görmeyeceği pozisyona geçip, boğma işareti yapıyor, kafasına vurma işareti yapıp, gülüp mutfağa gidiyordu...
Saat 24:00'e gelirken kalktım. Cevat yine yerinden kalkmamış, kapıdan geçirmek Ebru'ya kalmıştı. Kendime çekip dudağından öptüm. "İyi geceler!" dedi gülerek. "İyi geceler!" dedim içerden duyulacak sesle. Eve geçip, "Offf, ne tatlı dudaklar!" yazdım. "Daha tatlı yerlerim var!" yazdı. "Onların da tadına bakmak isterdim. Gelsene!" yazdım. "Bu saatte imkansız, ama orda olmak istediğimi bil!" yazdı.
Sabah işyerine telefon edip, biraz geç kalacağımı söyleyip, öğlene kadar izin aldım. Cevat 09:00'da gitti. Ebru 10:00'dan sonra çıkıyordu evden biliyordum. Mesaj attım, "Ben evdeyim, hadi gel!" dedim. "Tamam!" yazdı. En az 15 dakika gözümü kırpmadan kapı deliğinden baktım. 15 dakika sonra kapının arkasında o filmlerde dizilerde seyrettiğimiz kapıdan girer girmez birbirine yapışıp delice sevişen çiftler gibi hem soyunmaya çalışıp, hem de öpüşüyorduk. Erik tipi denilen bir kalçası vardı ve bu kadında sevdiğim bir özellikti. 75 beden vardı sanırım göğüsleri, göğüslerini ağzıma alıp, kalçalarının ikisini birden sıkıyor okşuyordum. Yatağa sürükledik birbirimizi.
Öpüşerek altıma alıp, amcığına girdim, çünkü haftalardır bu kadını düşlüyordum, daha fazla ön sevişme yaparsam yatağa boşalacaktım. Ne kadar kontrol etmeye çalışsam da (normalde ederim) o orgazm olmadan boşalacağımı söyledim. "İçime değil!" dedi. Zaten zor geri çekilip başta korktuğum şeyi yaptım, yatağa boşaldım. Ebru, "Benim dükkana gitmem lazım!" deyip kalkıp giyindi. Kendi kendime (Tamam Furkan bu ilk ve sondu, ne o oğlum kerhaneye ilk kez gelmiş ergen gibi?) dedim. Tam bu düşüncelerle boğuşurken. Giyinmiş halde yatakta yanıma oturdu. Bu kadın düşüncelerimi okuyordu. "Dert etme, aşırı heyecan ikimizi de gerdi. Sen erken geldin, ben kasılıp gelemedim. Daha vücutlarımız birbirini tanıyacak, tenlerimiz uyumlu, bunu ilk akşam hissettim!" dedi. Sonra beni öpüp kalkıp gitti...
Kendimi ergen gibi hissediyordum. Kadında gerçekten müthiş Cool bir hal vardı ve ben beni seçtiğini düşününce havaya giriyordum. Tüm gün yazıştık. Bana, "18:30'da sendeyim, akşam üstü kapıyı bacayı kontrol et!" yazdı. Karanlık odada pencerenin ardında bekledim yarım saat. Arabası geldiğinde merdivenleri kontrole başladım. Zaten sorun yoktu, karşı kapı yerine bize girecekti. Kapıyı açıp aralık bıraktım.
İçeri girdiğinde direk kucakladım. Bacaklarını belime doladı. Kollarımda doğru yatak odasına götürdüm. Yatağa yatırıp çizmelerini ve montunu çıkardım. Kucağıma alıp sırtımı yatağın bir tarafındaki duvara dayadım. Öpüp okşamaya başladım. Alışmıştım bile, sabahki o ilk heyecan yerini şehvete bırakmıştı. Dudaklarını boynunu yaladım, kazağını çıkarıp göğüslerine indim. Göğüs uçlarını dudaklarımla ezerken alttan pantolonunun üzerinden amına baskı yapıyordum. Yatakta ayağa kalkıp dans edercesine hareketlerle üstündeki herşeyi çıkardı. Ben de o anda eşofmanımı sıyırıyordum oturduğum yerden...
Ayakta duvara tutunup amını ağzıma dayadı. Yalayıp yuttum, dilimle sikerken ellerim kalçalarından tutmuş, ağzıma daha çok bastırıyor, okşuyor, sıkıyordum kalçalarını. Ebru inliyor, "Harikasın!" diyordu. Ben de, "Yok böyle bir tat!" deyip emmeye devam ediyordum. Kasılarak orgazm oldu, ağzıma sularını akıttı. Dizleri tutmaz gibi oldu. Orgazm olması bitince kucağıma oturup göğüslerini ağzıma verdi. Amını yarağıma sürtüyor, vıcık vıcık olmuş amına yarağımın kafasını alıyor, sonra ani hareketle dışarı çıkarıyor, zaman zaman saçlarımdan çekerek kafamı göğüslerinden uzaklaştırıp dudaklarını dudaklarım arasına alıyor, diliyle dilimi iğfal ediyordu. Bütün sikişin kontrolü ondaydı.
Sonra tek hareketle yarağımı amcığına alıp, "Ohhhh!" diye inledi. Başrol onundu, "Immm!" diye bir ses çıkardım ancak. Kucağımda hoplamaya, göğüslerini yalatıp, dudaklarımı öpmeye, yanaklarımı öpmeye devam etti. Kucağımda onu tutmakta zorluk çekiyordum, belini kalçalarını tutmaya çalışırken ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Birkaç dakika sonra sadece, "Oh, oh, oh, oh!" diye kısa inlemelerle orgazm oldu. Bir dakika yarağımı içinde tutup kalktı. Yarağımı ağzına alıp, "Hadi erkeğim, geç kaldım, akıt döllerini komşuna!" dedi. Daha cümlesi biter bitmez doldurdum ağzını, sanki sabah boşalmamış, günlerdir biriktirmişim gibi. İki dakika yalandı, temizlendi, kalktı, giyindi ve "Aşkım yarım saate yemeğe çağıracağım haberin olsun!" deyip apartman boşluğunu kontrol edip gitti.
Koridordaki ışıkta bile sakallarımın sürtmesinden kıpkırmızı olmuş çenesini yanaklarını görebiliyordum, ama o aldırış etmeden girdi evine.
[Furkan]
124 notes · View notes
isthepame · 3 days ago
Text
Blue Lock XI
Starting Team
Tumblr media
11 潔世一 ISAGI YOICHI
While he may not stand out in terms of achievements, technique, or physical prowess, his exceptional spatial awareness and positioning skills enable him to break through defences and score. Though he started from the lowest-ranked group in Blue Lock, he has steadily blossomed as a striker, evolving through fierce clashes with rivals and learning to draw out his own unique strengths.
ESP: Si bien no destaca en cuanto a logros, técnica o habilidades físicas, su excepcional capacidad para comprender el espacio y posicionarse le permite abrirse paso y marcar goles. A pesar de haber comenzado en el grupo con la clasificación más baja en Blue Lock, ha logrado florecer como delantero, desarrollando su talento a través de intensos enfrentamientos con sus rivales y aprendiendo a sacar a relucir sus propias fortalezas.
Tumblr media
10 糸師凛 ITOSHI RIN
The ace striker of Blue Lock. His scoring ability is exceptional, thanks to his precise kicking and all-round skills, and his obsession with goals borders on madness. At the same time, he possesses a calm side, assessing his opponents’ abilities carefully and even controlling them to coordinate strategic plays. Itoshi Sae is his older brother.
ESP: El delantero estrella de Blue Lock. Su capacidad para anotar es excepcional, gracias a su precisión en los tiros y a sus habilidades integrales, y su obsesión por marcar goles roza lo demencial. Al mismo tiempo, muestra un lado sereno, evaluando cuidadosamente las habilidades de sus oponentes y, en ocasiones, controlándolos para coordinar jugadas estratégicas. Itoshi Sae es su hermano mayor.
Tumblr media
7 凪 誠士郎 NAGI SEISHIRO
Though he has only been playing football for half a year, he is an extraordinary talent with unparalleled potential. With his impressive physical abilities and his incredible trapping skills, which seem to freeze time, he continues to create artistic goals that no ordinary person could replicate. The genius who has finally awakened now waits for the ball in the penalty area.
ESP: Aunque lleva solo medio año jugando al fútbol, es un talento extraordinario con un potencial inigualable. Con sus impresionantes habilidades físicas y una asombrosa capacidad de control del balón, que parece detener el tiempo, sigue creando goles artísticos que nadie más podría replicar. El genio que finalmente ha despertado ahora espera el balón en el área penal.
Tumblr media
5 雪宮剣優 YUKIMIYA KENYU
Despite his smart appearance and work as a model, on the pitch he is a powerful and speedy dribbler who takes on opponents with sheer strength. He has a particular obsession and confidence when it comes to one-on-one situations, and the U-20 Japan national team will likely be forced to respond with a more organised defensive strategy.
ESP: A pesar de su apariencia elegante y su trabajo como modelo, en el campo de juego es un driblador imponente que se enfrenta a sus rivales con potencia y velocidad. Tiene una obsesión y una confianza particular cuando se trata de situaciones uno contra uno, y es probable que la selección nacional sub-20 de Japón se vea obligada a responder con una defensa más organizada.
Tumblr media
9 乙夜影汰 OTOYA EITA
He comes from a rare lineage as a descendant of ninjas. Using his high agility as a shadow attacker, he applies pressure with off-the-ball movements that exploit defensive blind spots. His partnership with Karasu in midfield is among the top-tier in Blue Lock, with a level of completion that stands out in a place where individual skills usually dominate.
ESP: Proviene de una rara línea familiar como descendiente de ninjas. Aprovechando su alta agilidad como atacante en sombra, ejerce presión con movimientos sin balón que aprovechan los puntos ciegos de la defensa. Su asociación con Karasu en el mediocampo es de las mejores dentro de Blue Lock, destacando por su nivel de perfección en un entorno donde las habilidades individuales suelen ser lo más destacado.
Tumblr media
6 烏旅人 KARASU TABITO
One of the most eccentric players in Blue Lock, he dominates the distance between himself and his opponents with keen observation and impeccable handwork. With his high football IQ, he carefully analyses his opponents' abilities and marks their weaknesses with precision. He tears apart defensive lines with feints that seem to mock the defenders he faces.
ESP: Uno de los jugadores más excéntricos de Blue Lock, domina la distancia con sus rivales gracias a su aguda capacidad de observación y su impecable manejo del balón. Con un alto coeficiente de inteligencia futbolística, analiza cuidadosamente las habilidades de sus oponentes y marca sus debilidades con precisión. Desgarra las líneas defensivas con fintas que parecen burlarse de los defensores a los que se enfrenta.
Tumblr media
B 蜂楽 廻 BACHIRA MEGURU
His unique dribbling style, almost like a dance, is truly captivating. Due to his overwhelming personality, he struggled with discord among his teammates in his youth and became somewhat isolated. However, his encounter with Isagi in Blue Lock marked a turning point, leading to his mental growth. The unleashed monster now takes to the stage, dancing through the enemy's territory.
ESP: Su estilo de dribbling único, casi como si estuviera bailando, es verdaderamente cautivador. Debido a su personalidad arrolladora, en su niñez sufrió de desarmonía con sus compañeros de equipo, lo que lo llevó a sentirse algo aislado. Sin embargo, su encuentro con Isagi en Blue Lock marcó un punto de inflexión, llevándolo a un crecimiento mental. El monstruo liberado ahora pisa el escenario, danzando por el territorio enemigo.
Tumblr media
3 二子一揮 NIKO IKKI
His sharp gaze, peering through his long bangs, constantly surveys the entire field, guiding him towards the path to goal. Unlike many strikers in Blue Lock who rely on physical ability, he excels in cerebral play. A hidden key player, he serves as the catalyst for both attack and defence in this hastily formed team.
ESP: Su mirada afilada, que se asoma a través de su largo flequillo, observa constantemente todo el campo, guiando su camino hacia el gol. A diferencia de muchos delanteros en Blue Lock que dependen de la habilidad física, él destaca en el juego táctico. Un jugador clave oculto, es el punto de partida tanto para el ataque como para la defensa en este equipo improvisado.
Tumblr media
2 蟻生十兵衛 ARYU JYUBEI
A narcissist with a high sense of individuality and a unique, creative aesthetic. His weapon is his unusually long reach, which sets him apart from the average Japanese player. He values his unique sense of "fashion" above all else and shows respect to those he recognises as "stylish." Can he launch an artistic attack from the unfamiliar position at the back?
ESP: Un narcisista con un alto sentido de individualidad y una estética única y creativa. Su arma es su inusualmente largo alcance, que lo distingue de los jugadores japoneses promedio. Valora su sentido único de "moda" por encima de todo y muestra respeto a aquellos que reconoce como "estilosos". ¿Será capaz de lanzar un ataque artístico desde la posición poco familiar en la parte trasera?
Tumblr media
4 千切豹馬 CHIGIRI HYOMA
His weapon is his blistering speed, with a 50m time of 5.77 seconds. As Blue Lock's No. 1 speedster, he is expected to make explosive, vertical runs on the pitch as an ultra-aggressive full-back. His incredible acceleration could become an option in any attack. If vigilance slips, the red leopard will quickly invade dangerous territory.
ESP: Su arma es su velocidad deslumbrante, con un tiempo de 50 metros en 5.77 segundos. Como el velocista número uno de Blue Lock, se espera que realice desbordes explosivos y verticales en el campo como un lateral ultracompetitivo. Su increíble aceleración podría convertirse en una opción en cualquier ataque. Si se baja la guardia, el leopardo rojo invadirá rápidamente la zona peligrosa.
Tumblr media
1 我牙丸吟 GAGAMARU GIN
A "wild child" boasting an incredible physical spring. With little experience in football, he relies more on his potential than his technique, making him a physical elite. He excels in unorthodox movements and physical confrontations, using his body’s spring to full advantage. His physical abilities were recognised in the national team, where he plays as a goalkeeper.
ESP: Un "chico salvaje" que presume de una asombrosa elasticidad física. Con poca experiencia en el fútbol, se basa más en su potencial que en su técnica, lo que lo convierte en alguien de élite físico. Destaca en movimientos poco convencionales y enfrentamientos cuerpo a cuerpo, aprovechando al máximo la elasticidad de su cuerpo. Sus habilidades físicas fueron reconocidas en la selección nacional, donde juega como portero.
Substitute Players
Tumblr media
13 馬狼照英 BAROU SHOUEI
A confident individual who calls himself the king, possessing a strong ego. An innate striker who boasts incredible physical strength and flawless shooting technique, regardless of friend or foe. His fierce self-assertion, capable of disrupting team harmony, creates a destructive power that forces open a crack in any wall.
ESP: Un individuo confiado que se llama a sí mismo el rey, con un ego fuerte. Un delantero nato que presume de un físico increíble y una técnica de tiro impecable, sin importar si es amigo o enemigo. Su feroz autoafirmación, capaz de alterar la armonía del equipo, genera una fuerza destructiva que abre una grieta en cualquier muro.
Tumblr media
16 氷織 羊 HIORI YO
His weapons are precise passing, ball control, and an exceptional ability to read the movements of opponents, making him an incredibly skilled player. He has a keen sense for the scent of a goal, reliably turning it into a team score. Therefore, he demands high technical standards from his teammates as well.
ESP: Sus armas son los pases precisos, el control del balón y una capacidad excepcional para leer los movimientos de los rivales, lo que lo convierte en un jugador increíblemente habilidoso. Tiene un agudo sentido para detectar el aroma del gol, convirtiéndolo de manera fiable en un pasador para el equipo. Por ello, también exige altos estándares técnicos a sus compañeros.
Tumblr media
14 御影玲王 MIKAGE REO
The heir to the large corporation, Mikage Corporation. A versatile player with game-making abilities that make the most of his broad perspective, he is a rare all-rounder in Blue Lock. On the flip side, he lacks a standout weapon, and for him, the U-20 Japan representative match will be a tough battle to face his own challenges.
ESP: El heredero de la gran empresa Mikage Corporation. Un jugador versátil con habilidades para crear jugadas que aprovechan su amplia visión, siendo un tipo de jugador poco común en Blue Lock. Dicho de otro modo, no tiene un arma destacada, y para él, el partido de la selección Sub-20 de Japón será una dura batalla para enfrentar sus propios retos.
50 notes · View notes
edapostblog · 3 months ago
Text
"SUFFE" ?!
Çok seneler önce bir gece rüyamda bir çöldeyim.
Baştan aşağı siyah Bedevi kıyafetleri içinde sadece gözlerini görebildiğim bir adam bağdaş kurmuş oturuyor arkasında beyaz badanalı bir mihrap var başka hiçbir şey yok.
Karşısında da 7-8 tane aynı siyah bedevi kıyafetleri içinde adamlar mihrabın önündeki adama doğru yarım halka olmuş oturuyorlar.
Ben arkalarından yaklaştım yarım halka şeklinde oturan adamların ortada oturanların iki elimde omuzlarını kenara ittirip mihrabın önündeki adamın önüne oturdum gözleriyle bana baktı ve sitem ettim.
"Aşk olsun ya "Resulallah" geliyorsunuz da bana haber vermiyorsunuz diye."
Gözlerindeki gülümsemeyi gördüm adamlara döndü dedi ki...
Geldi bizim "SUFFE"!
İlk defa bu "suffe" kelimesini rüyamda duydum.
O yıllarda çok şiir yazdığım için devamlı her odada hatta mutfakta masada bile bir kağıt kalem bulunurdu.
Gece hemen başucumdaki kağıda suffe kelimesini yazdım anlamını bilmiyordum çünkü.
Ertesi sabah Osmanlıca Türkçe lügâtı aldım elime suffe kelimesini aramaya başladım ve buldum.
"SUFFE"Resulullah efendimiz zamanında şehir dışından İslam dinini öğrenmeye gelen, bütün bakımları devlete ait olan öğrencilermiş.
Sadece üstleri çadırla örtülü yerlerde kalırlarmış.
Gözlerimden yaşlar boşandı "Elhamdülillah" dedim, Resulullah beni öğrenciliğe kabul etmişti. 🤲
🥺😢
61 notes · View notes
blogdays · 1 year ago
Text
Volotv - Pro+ (2)
Canlı TV kanallarını izlemek için bir seçenek SHOW TV HD canlı izle seçeneği sunan Volotv ön plana çıkmaktadır. SHOW TV, popüler diziler, eğlenceli şovlar ve yarışmalar dahil olmak üzere çeşitli programlar sunar. İzleyiciler, SHOW TV Canlı İzle HD için web sitemize erişerek en sevdikleri içeriklerin kesintisiz ve yüksek kaliteli yayınlarının keyfini çıkarabilirler. Show TV ister fenomen bir diziyi takip ediyor ister güncel haberleri takip ediyor olsun, izleyicileri için çeşitli eğlence seçenekleri sunuyor. Canlı yayın kolaylığı ile izleyiciler kendilerini Show TV'nin büyüleyici dünyasına kaptırabilir ve izleme deneyimlerini daha da keyifli hale getirebilir. Canlı yayın sunan bir diğer kanal ise NTV (Haber) HD canlı izle olacaktır. NTV, kapsamlı haber kapsamı ve zamanında güncellemeleri ile tanınır. İzleyiciler NTV'yi canlı izleyerek en son haberler ve gelişmelerden haberdar olabilirler. NTV, ulusal ve uluslararası haberlerden ekonomiye, sağlıktan teknolojiye, kültür-sanattan spora ve tartışma programlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. NTV HD Live ile izleyiciler, kanalın canlı yayınına kesintisiz olarak erişebilmekte ve önemli haber güncellemelerini kaçırmamalarını sağlamaktadır. İster TV'de ister çevrimiçi olarak NTV izliyor olsun, sitemiz güvenilir bir haber ve bilgi kaynağı sağlar. SHOW TV ve NTV gibi belirli kanalların yanı sıra, genel olarak canlı haber kanallarını izlemek için çeşitli seçenekler de mevcuttur. Popüler seçeneklerden biri, canlı TV yayın hizmetleri sunan web sitemizdir. Bu platform, kullanıcıların internetteki TV kanallarını ücretsiz, yüksek çözünürlüklü ve kesintisiz olarak izlemelerine olanak sağlamaktadır. Hem yerel hem de uluslararası kaynaklardan 7/24 haber kanalı izle de dahil olmak üzere çok çeşitli haber kanallarına erişim sağlarlar. İzleyiciler bu platformları kullanarak güncel olaylardan kolayca haberdar olabilir ve çok çeşitli haber kanallarına erişebilirler. İster A Haber, ister Bloomberg, ister diğer haber kanalları olsun, bu platform canlı haber yayınlarını izlemek için uygun bir yol sunuyor.
1K notes · View notes
46snowfox · 4 months ago
Text
Diabolik Lovers More Blood Anime DVD II CD
Tumblr media
Cv: Takashi Kondō, Daisuke Hirakawa, Ryohei Kimura
[Este escenario ocurre tras el capítulo 6 y antes del 7 de la segunda temporada del anime de diabolik lovers]
Audio provided by @uzi-boozii, thank you for share audios with the fandom nwn
*bajando de la azotea*
Subaru: Tch… Maldita sea… que estupidez���
Laito: ¿Eh~? ¿Subaru-kun? ¿Qué hacías en la azotea?
Subaru: No es asunto tuyo.
Laito: *olfatea* Oh, este olor… es de bitch-chan…
Subaru: ¡!
Laito: Hm~ ya veo. ¿Estuviste “divirtiéndote” con bitch-chan aquí en la azotea? No te culpo, hemos estado muriendo de hambre desde que ella se fue, pero es injusto que la monopolices.
Subaru: ¡No fue así! *golpe* Maldición… me sacas de quicio.
Laito: Aah… Ya dejaste un agujero en la pared… Siempre tienes cambios de humor muy agresivos… ¿O acaso estás excitado tras haber bebido la sangre de bitch-chan luego de mucho tiempo? Nfu~.
Subaru: ¿Ah? Claro que no.
Laito: Hm… ¿Entonces estás malhumorado porque ellos se llevaron a bitch-chan?
Subaru: Esos tipos me fastidian, solo eso.
Laito: Además, que ella haya venido junto a esos chicos, ¿significa que ahora viven juntos? Está presa en casa de ellos, en donde le hacen lo que quieran durante la mañana, tarde y noche… Se la pasan de uno a otro para succionar su sangre… Ah, tal vez los cuatro beben a la vez, nfu~.
Subaru: …Cállate…
Laito: Al principio bitch-chan debe de haberse negado, pero al final seguro cedió. Aah~. ¿Qué cara habrá puesto mientras succionaban su sangre? ¿Qué voz tan sucia habrá alzado? ¡Ah! ¡Me excita solo pensarlo!
Subaru: ¡Te dije que te calles!
Laito: No te enojes Subaru-kun.
Subaru: ¡Calla! ¿A ti no te importa que ellos hagan lo que quieran?
Laito: No sé. La rutina es aburrida, así que disfrutaré esto como un cambio de aires, aunque…
Subaru: ¡Hmph! Entonces no te importa que esos “Mukami” nos la roben.
Laito: ¡No es eso! Mira que eres testarudo.
Subaru: Tch… Y tú te tomas todo a broma.
Laito: Es mejor disfrutar cuando se puede, es por eso que primero aprovecharé de reírme. Bueno, creo que yo también iré a beber su sangre. Bitch-chan sigue en la azotea, ¿no?
Subaru: No vayas…
Laito: ¿Eeeh? ¿Por qué no? ¿No te parece injusto que solo tú tengas un buen recuerdo?
Subaru: Él sigue allí…
Laito: ¿Él…? ¡Oooh! ¡Ya veo! Así que es por eso que estás tan irritado. Entonces bitch-chan está disfrutando de lo que Kou Mukami le está haciendo.
Subaru: Kgh…
Laito: Tú succionaste su sangre… y él también… Aaah~. ¿Cómo se sentirá bitch-chan ahora?
Subaru: Hijo de—
Laito:  Colmillos ajenos a los míos perforan la piel de bitch-chan… Nfu~. Me estoy emocionando.
Subaru: ¡Pues excítate cuanto gustes pervertido de mierda!
Laito: ¿No vendrás Subaru-kun?
Subaru: ¡Cállate! ¡No me hables! *baja las escaleras*
Laito: Bueno, ya se lo dije a Subaru-kun, pero monopolizar a alguien no es divertido, así que iré a ver a bitch-chan~. *sube a la azotea* ¡Ah! ¡Oye! ¡Bitch-chan se desmayó! Si succionas su sangre hasta dejarla así vas a matarla.
Kou: ¿A qué viene eso? Esto no es asunto tuyo. Además, nosotros apreciamos a la gatita masoquista a nuestra manera.
Laito: Hmm… Pues yo la veo en bastante mal estado… Veo que los Mukami son bastante violentos al succionar sangre.
Kou: Lo último que quiero es que un Sakamaki me diga eso. Además, no fui el único que succionó.
Laito: ¿Hablas de Subaru-kun?
Kou: Sí, él fue mucho más violento, así que no me reproches solo a mí, también quéjate con Subaru-kun.
Laito: Entonces… te quedaste callado y observaste como Subaru-kun te arrebataba a bitch-chan.
Kou: No lo malinterpretes, yo solo se la cedí al pobre Subaru-kun que era incapaz de decir que quería a la gatita masoquista, a pesar de que se moría por ella.
Laito: Hmm… *se acerca* Aun así… Fufu… Tienes un gusto bastante retorcido.
Kou: ¿Ah?
Laito: Mordiste por encima de las marcas que dejó Subaru-kun, es como si gritaras que eres un posesivo.
Kou: ¿Por qué eso significaría que soy posesivo?
Laito: Te molestó ver que intentaran quitártela, ¿no? Supongo que esas emociones triviales son normales en alguien que alguna vez fue humano.
Kou: Deja de sacar conclusiones… Por cierto, ¿sabias que éramos humanos?
Laito: Me lo imaginaba por su olor. Además, ¿qué pretenden hacer con bitch-chan? Ustedes son sospechosos…
Kou: Eres extrañamente perspicaz, Laito-kun. Tarde o temprano lo sabrán.
Laito: Hmm…  Parece que esto me servirá para matar el rato. Cambiando el tema… bitch-chan sigue sin despertar. Y yo que pensé que nos podríamos divertir los tres…
Kou: Increíble… ¿De verdad te gustaría eso?
Laito: ¿Sabes? Me gusta verla jadear gracias a mis colmillos, pero también quiero verla gemir por culpa de los colmillos de otra persona.
Kou: Tú eres el de los gustos retorcidos.
Laito: Ah, pero no la mates. Quiero jugar con bitch-chan luego de que ustedes se diviertan con ella.
Kou: Eres tan repugnante que me das nauseas, como era de esperar de un niñito de la nobleza… Además, antes dije que no iba a dejar que la gatita masoquista muriera.
Laito: Imagino que vuestros planes no funcionarían si ella muere.
Kou: Quién sabe.
Laito: Bueno, da igual. Pero tengan cuidado, ustedes no son los únicos que quieren la sangre de bitch-chan. Hay algunos que están de mal humor debido a su sed… Nfu~.
Kou: Hablas como si no te afectara.
Laito: No es así, ser derrotado no es divertido, pero por ahora disfrutaré mi abstinencia de bitch-chan, nfu~. *se va de la azotea*
Kou: Aprovecha de fanfarronear mientras puedas… *toma a Yui en brazos* No te mataré, no hasta que me convierta en Adán… Y lo haré por el bien de la persona que me dio libertad… ¿Entendido, gatita masoquista?
SF: Jo, y yo que esperaba que Subaru hiciera algo más que solo gruñir enojado, quién me manda a tener esperanzas de algo del anime :c
¿Te gustan mis traducciones? Puedes apoyarme en ko-fi nwn.
62 notes · View notes
justjams2003 · 11 months ago
Text
Fast Pace- 8
Summary: You're a hard-working Chef in Paris and after a freak accident run-in with Carlos Sainz, your life makes a 180. Let's just say with a certain agreement, you get your bills paid and in return stand in as Carlos' girlfriend for the press. But will you be able to handle the pressure and ensure the lines don't blur?
Pairing: Sugar Daddy!Carlos Sainz x Sugar Baby!Reader
Warnings: I've aged up Carlos, he is 33 in this fic. Smoking, smut, sexual themes, age difference, manipulation, control, slight obsession, the word 'daddy', tell me if I missed any
Dividers by: @firefly-graphics and @s-silk
Taglist: @httpjeonlicious, @f1lov3r, @messersandmesses, @hollie911, @oriconde08 @thehufflepuffavenger1 @fanboyluvr @thatgirlmj @whyamireadingthis @oriconde08 @depressedriches @roseseraj @skepvids @sain55wifey @distinguishedvoidlady @amatswimming @sachaa-ff @lightdragonrayne @lazybot @dark-night-sky-99 @formula1mount @fangirl-dot-com @saintslewis
Word count: 3,2k
Masterlist
Part 7~Part 9 (coming soon)
Tumblr media
He likely doesn’t even realise you’re awake. Not that you mind, after all, he’d just gotten out from the shower. His finely cut muscles, like the David statue, has water running down from the top of his broad shoulders all the way down to his v-line. That towel hangs incredibly low and every time he moves it threatens to fall.  
He stands in front of the closet, trying to decide what to wear. “Are you enjoying the show?” His voice is rough, you can see his eyes slide over to you, and a huge blush coats your cheeks. On instinct you pull the covers up to hide your face. He tsks and walks over to you, and lightly pulls down the sheets. “Didn’t I tell you not to hide your face from me?”  
You giggle, “You look quite handsome for an old man.” He groans and rolls his eyes. “¿Qué voy a hacer contigo?” You hum as a reply, “I like it when you talk Spanish to me.” You use his own words against him. He shakes his and grabs some clothes from the closet. “Go get ready, dormilona.”  
You sigh and push the sheets to the side. “Why, anything particular planned for today?” You ask watching each reaction. “Oh yeah, you have big plans for today. Me? I have nothing but boring meetings and practising.” He shrugs, pulling the shirt over his head. “Poor thing, are you sure I can’t company you?” You ask, holding out your hand for him to take, still sitting like a princess on the bed.  
He does just that, gently caressing your knuckles. “No, mi niña bonita. You’re in Italy, I want you to enjoy it. Plus, I have a surprise for you.” He winks, shooing you out the bed only for you to return soon after wearing a matching set. Light white linen, short button up top and short skirt with a comfortable pair of flats. Of course, with your new Prada bag close by.  
“Wow, wow, wow, don’t you look beautiful?” He says, taking your hand and allowing you to spin, before he slowly places kisses all the way up your arm to your shoulder. Your hair is pulled up with the claw clip he got you, leaving clear space for his lips to find a home there. “Deberías ser adorado. Debería haber santuarios y estatuas en tu nombre. Me aseguraré de que seas un Sainz, para que los que me aman, te amen aún más.” 
You furrow your brows, “You speak words that I cannot understand but your eyes say so much more than your mouth ever will.” It’s true, he looks to be madly in love, obsessed even. His eyes fall on your frame as if he is seeing a god for the first time. His eyes go from chocolate brown to that of a pitch-black night. Stars in his eyes.  
“You will understand, soon enough,” he winks and then asks, “Do you have everything?” You smile and nod, opening your back only to see your phone and some lip-gloss. Your wallet is their too, but inside is only your ID, your driver's licence and a credit card you haven’t used in two weeks now.  
“Good.” Then he takes your hand in his and to you, you’re only thinking you’re going for a walk, for breakfast. Yet, when you exit the hotel, you can see just what Carlos meant when he said the Ferrari fans go big. They’re surrounding the hotel, there were fans yesterday too, but you can only assume the closer it gets to the weekend the more there will be.  
“Keep your head down.” He says, pulling out his sunglasses and in one smooth move puts them on. He seems like someone else entirely. His demeanour is different. His hand is wrapped around your waist, his grip firm and even tight. His jaw is locked tight, and his whole personality is so much suaver.  
It does something to you, the way he takes control. Guides you through the crowd, still waving and giving attention to the fans but at the same time he is untouchable. And now, you are too. Cameras are flashing and people are screaming his name...and yours too. It sends a thrill down your spine and instead of keeping your head low like he said, you keep your head high.  
Carlos guides you into the car, and still careful of the people, he drives off. You can feel your heartbeat in your ears. A bright smile is smeared on your face. “What are you smiling about, chica guapa?” He asks, his hands smooth on the gear box. The way he sits back on the chair is something you could watch forever and ever.  
“That was so cool, you were so cool, I felt so cool. Appelez cela un rêve appelé vrai.” You sigh, stabilizing your beating heart by fixing your hair. “You enjoy that?” His dark brows knot and you nod with a bright smile. “Don’t you?” This is part of his job; doesn't he love his job?  
He shakes his head, “I really do appreciate the fans but sometimes eh…” You can't help but let your mouth hang open in shock. He raises his brow at you. “Carlos. Those people out there make your career. You're the only way that they might ever get a taste of the life. They live through you. I find it thrilling,” you explain, and it does seem to have made an impact on him.  
“Like, back home, idols are an escape from reality. Seeing these people on, living the life you can only dream of, makes you hopeful that maybe someday you could be them. It might never happen for some, but even then, it helps you get out of the bed in the morning.” Like always he’s hanging onto your every word.  
He pulls up to a really fancy looking car shop. Luxury vehicles you can only ever dream of displayed in all sorts of ways. The people who work here greet you both with utmost respect, they too look for anything they can do for you. You can't help but look around, taking in the beauty of some of these cars. Hand crafted leather seats expertly painted and worked on for years.  
“You like?” Carlos asks, his hand falling on the curve of your waist. You noticed it instantly, after last night his touches have become more frequent. Not that you mind, in fact each time he places a kiss on your shoulder, or grabs your hand, you can feel the lightning course through you. The power of a thousand horses making their way through your stomach.  
“My dad would go crazy.” You mutter, thinking of all the times your father would call out the exact name and model of a car as you passed. “But do you like it?” Carlos' brows furrow, you can see he worries and can tell he was excited to show you. “Of course, it just feels so crazy. I never thought in a million years I could ever even be this close to the cars I see on my feed all the time.” You mutter, your hand on his chest as you take it all in.  
He smirks, “Pick one.” His words are so simple and easy. You'd think he's asking you to say if you wanted chicken or beef. “Pick one?” The words fall from your mouth and feel like a thousand butterflies on your tongue. He nods, “Any one, I'll rent it for the day or even the whole week if you wanted.” He shrugs, also gazing at all the magnificent cars.  
He lets go, allowing to roam and decide which one. Then you spot it, in the very back of the show room. You don't know the name, the model or anything important. You just know, this is the one. “Ahh, yes, the Ferrari R8 Spider.” The front man begins speaking, listing off all the special features but you're not listening. All you see are hearts and stars.  
“This one?” You can call out his deep voice and accent out of a million voices. “Yes, I don't need to see any other one.” You beam up at him and you can see he too is excited about it. “Should've known you'd always find the Ferrari,” you nod, appreciating each and every grove of the car.  
While the people set up all the paperwork, Carlos pulls you to the side. He pulls out his wallet and then hands you his Black Amex card. “What's this?” You ask him, holding the card gently as if you're cradling a baby. “You've never seen one before?” He asks, his brows pulled together but still teasing. “I want you to go to Milan and shop your heart out. No limit.” He sends you a wink and you feel your knees grow weak.  
“You can't be serious.” The words are like lead on your tongue. What on earth is he doing? “Of course, why would I joke?” He's dead serious. Carlos is dead serious about this. “No limit?” You ask one more time just to make sure you didn't hear wrong. “There are two conditions.” You nod, not even caring if he says you have to go down on your knees.  
“Otis and Brutis stay with you at all times.” He then points his thumb to the two massive bodyguards waiting just outside the shop. A whine escapes your mouth, and you push out your bottom lip more than ever before. “No, they're such a drag.” You whine, grabbing onto his polo shirt. “They will follow you, wherever you go.” His voice is stern but still you fight.  
You know that it's for your safety, but you can't help but feel like a criminal. Someone who should be watched at all times, like you're being babysat. A thought plays in your mind, the perfect way to get him to change his mind. “Daddy, please don't make me take those oafs with.” You give him your best puppy eyes, the word now feeling much more comfortable on your tongue.  
His reaction is priceless. You can see the internal struggle in his mind. His hand reaches up, gently caressing your lips, you can see he so wants you. “Fuck…” a glimmer of hope, his resolve seems to have cracked. That sure was easy. “No, absolutely none-negotiable. They stay with you at all times.” Perhaps you are a child, because right now you feel like throwing a tantrum.  
“But you said-” he laughs, and interrupts you. “As much as that word coming from you, makes me want to fuck you right here on the display floor, it doesn't mean you automatically get what you want. Manners are good from a cosita dulce like you, but your safety always come first.” No wonder his eyes are stormy like that. You're certain that your panties are as wet as can be and that you're red like a tomato.  
He can tell you're left speechless and continued with his conditions. “Be back before dinner, and I want a fashion show when I get home.” With that, he pulls you close, placing a kiss on your forehead and then proceeds to pay the deposit for the car rental. Leaving you a soaked mess, absolutely hungry for his bones. You will get him back for that. 
Tumblr media
Us Weekly: 
“Carlos Sainz and his girlfriend and his girlfriend spotted outside the Hotel de la Villa.”  
Glamour: 
“Carlos Sainz’ girlfriend spotted driving a Ferrari in Milan.”  
Mirror:  
“Y/N Y/S/N spotted spending big in Milan.”  
30 000 Dollars. The excitement to see her in that 30 000 made me rock hard all day. Some of them she posted on her story, which I keep track of religiously. But I know for a fact that that couldn’t be all of it. I saw the news articles; it gave me a great sense of pride seeing them finally call her by her name and not just as my girl.  
I made sure to make is home as quick as possibly, though, I don’t find her in her room or even mine. That is until, I ask the guards.  
The sight is truly delicious. It makes me disgusted by the pure amount of clothes I’m wearing, or the fact that these two idiots even dare look or be around her. Her arms are hanging lazily onto the side of the hot tub, her eyes staring out at the view of Italy. But the bikini she’s wearing should be illegal.  
It’s bright red, with delicate knots holding the thing together. One small tug and it will fall right off. Her body is so soft, her curves fill the bikini perfectly. Her hair in one of the claw clips that I bought her, messy and lazily done. Some of her locks falling out of place, making her neck look so ready to be kissed. Her waist curves and I just want to rip the damn thing off. 
“Leave,” my voice is stern and deeper than I thought it would be. She turns by the sound of my voice, and lightly treads her way to me. A huge looking cocktail in one hand, more than half empty. “Bonjour mon Carlito,” she winks at me, and I groan at her words. Where did she hear that, or is it the alcohol speaking?  
I bend down next to the hot tub. “Hola, mi niña bonita.” Her cheeks go red, “How many of these have you had?” I ask, referring to the mixed cocktail. She shrugs, “This is the first, but the night is still young.” I tsk and shake my head. “You know the deal, niña pequeña,” she whines and pushes out her bottom lip.  
I tsk and shake my head. “In any case, you have to show me what you got.” My finger gently caresses her cheek. After the night that she joined me in the bed, everything changes. Clearly, she is ready for more. Ready for the next step, even just a small one. More touches, more kisses on her cheek or her neck. Perhaps even a week or two from now, a kiss on the lips.  
Again, she pouts. My fingers find that bottom lip of her, if I kiss her now, there will be no wait. “Daddy, please come join me.” How on earth could I ever say no to eyes like that. That beg and plead and want. Those eyes that I could never in a million years say no to. I gently place a kiss on her forehead. “I’ll go change.” A wide smile covers her lips and her eyes sparkle.  
I’m quick, not even 5 minutes. The bubbles are a nice temperature, no hotter than the weather but no colder than 26 degrees Celsius. My hands instantly find her waist, she’s gazing at the view again. You can see the towns and people and far away mountains and farmlands. I don’t care about any of that.  
All I can think about is the feeling of her waist under my hand. Her back against my chest, the rhythmic rise and fall of her breath. The sweet, sweet smell of her. Sickly sweet ripe berries, hot honey on the tongue and home. She’d be such a good mother, if she and I... then she’d never be able to leave me.  
“What are you thinking about?” Her voice is like angels in my ears. I tuck a stray strand of her hair behind her ear, mostly just to feel her down-like skin. “You, I’m always thinking about you.” Her cheeks are pink but still a smirk is on her face. “You get this faraway look, somewhere special where I can’t possibly be.”  
I can only shake my head at her conclusion. “No, mi amor, you are my special place.” She giggles, the sound of fairies being born. “I’ve seen the interviews, years before we met you still have the same other dimension look.” She looks to chuff with herself. “That’s because I’ve been dreaming of someone like you since forever.”  
She laughs out loud, her head falling back and her drink almost tipping over. “You’re smooth, Mr Sainz.” Her words are music to my ears. The urge to kiss her is so strong. Instead, I make do with the sweet spot on her collarbone. “They do call me the smooth operator.” She rolls her eyes at me. “Full of yourself, aren’t you?”  
“How can’t I be, with such a beautiful lady sharing a hot tub with me. In the tiniest bikini might I add.” She hums and then does a slight turn, the water gracefully spinning around her. “You like?” Do I like? “Fucking hell, chica bebé, I’m struggling to keep my hands off of you.” Then her eyes turn to that of a siren.  
“Why do you keep your hands to yourself?” Her tone is begging, a slight whimper in her voice. She might have had only one drink, but her tolerance must be low. Then her hands begin to roam my body. Her touch is like fire, lighting on my body and my loins ablaze. A groan leaves my mouth, the self-control is unbearable when her big doe eyes go sultry like that.  
Her hands make delicate contact with my stomach, pushing her chest against mine. She looks up at me through her lashes, a temptress that should be locked up. “Why won’t you touch me?” She takes my hand, so small in comparison and places it on her ass. “Why won’t you kiss me?” She lifts her chin, her lips mere millimetres from mine.  
“Fucking hell, chica bebé, you are my weakness. Do not think for a moment that I don’t want to bury my cock deep into that warm cunt of yours. If I had it my way, I’d have you right here, right now. You’d never even leave the bed and be covered in marks of my making.” My words cause a whimper to leave her mouth, needy and wanting more than ever.  
“Then why deny yourself?” Now it’s my turn, I use both my hands and shove her up against the wall. My knees press up against the little amount of fabric that hides that sweet pussy of hers. My head right down against her ear. Kissing and nipping. Leaving purple marks against her neck. Fuck, I promised myself I wouldn’t do that until much later.  
I just can’t control myself when her legs wrap around my waist, the water splashes over the edge. Her arms pull me closer. “Because I like seeing you beg. I like hearing your pitiful whines as you beg me to fuck you, like the whore we both know you are. I’ve already given you so much and yet you still want more.”  
Her tender finger pull on my hair, now her lips are by my ear. “Please, daddy, please just use me already.” A deep chuckle escapes me. “See? So needy. But you see, mi pequeño, I can’t give you everything you want all at once. It’ll leave you ungrateful. And I don’t tolerate brats. I’m going to leave you wanting and needy. I’ll make the tension so much you’ll want me just as much as I need you.”  
Tumblr media
My taglist is open, just ask!
157 notes · View notes