#haber 7
Explore tagged Tumblr posts
valkoinenlintu · 3 months ago
Link
Tim Kamrad/Samu Haber | The Voice of Germany (RPF)
Tim ist kalt. Und Samu möchte kuscheln.
@flufftober
3 notes · View notes
bakingmoomins · 21 days ago
Text
spent 7 hours in traffic today and barely covered 25km
2 notes · View notes
mel-inoe · 10 months ago
Text
kriz geçiricem yakında
6 notes · View notes
haberolacom · 10 months ago
Text
2 notes · View notes
02mila · 11 months ago
Text
la mayor motivación para hacer dieta y ejercicio es ver las fotos que mis padres me sacan
2 notes · View notes
vidoca74 · 2 months ago
Text
Tumblr media
Hoy hace 7 años que llegué a Tumblr. 🥳
0 notes
yazilimuniversitesi · 3 months ago
Text
7 Ekim'in Ardından: Hayatlarını Kaybedenler ve Unutulan Hikâyeler
7 Ekim’in Korkunç Gölgesi ‘7 Ekim, dünyanın sonu gibiydi’, diyor Aviva Siegel. Bu tarih, Hamas savaşçılarının İsrail’e girmesiyle hayatların sonsuza dek değiştiği bir gün oldu. Bir yıl geçmesine rağmen, o gün yaşananlar hâlâ zihinlerde taze kalıyor. Başta Sky News olmak üzere birçok platformda, o gün yaşanan kayıplar, hayal kırıklıkları ve unutulmaz anılar üzerine anlatılan hikâyeler herkesi…
0 notes
gazeteyeniguns · 1 year ago
Text
unknown
7 24 Bodrum Haberleri | Gazeteyenigun.com.tr
Gazeteyenigun.com.tr ile Bodrum en son haberleri takip edin! Bodrum 7 24 haberleri olup bitenlerden haberdar olmak için takip edin!
1 note · View note
kokchapress · 2 years ago
Text
Türkiye'yi yalnız bırakmadılar! Birçok ülkeden depremzedeler için yardım kampanyası
Türkiye, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da büyük yıkıma yol açtı. Türkiye’de meydana gelen deprem faciasının ardından dünyanın dört bir yanında yardım kampanyaları başlatıldı. Bazı ülkeler ilk etapta arama kurtarma ve acil ihtiyaç…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kriptofoni · 7 months ago
Text
KRİPTOFONİ - DRAGON+
Tumblr media
Kripto para birimi haberlerinden haberdar olmak, değişken ve hızla gelişen kripto pazarındaki piyasa eğilimlerini ve fiyat hareketlerini anlamak için çok önemlidir. Kripto para piyasası 7/24 çalışır ve fiyatlar, piyasa duyarlılığı, düzenleyici gelişmeler ve teknolojik gelişmeler gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak önemli ölçüde dalgalanabilir. Yatırımcılar ve tüccarlar, en son haberleri ve güncellemeleri takip ederek kripto para birimlerini satın alma, satma veya tutma konusunda bilinçli kararlar alabilir, potansiyel olarak getirilerini en üst düzeye çıkarabilir ve piyasa oynaklığından kaynaklanan riskleri en aza indirebilir. Dahası, piyasa trendleri hakkında bilgi sahibi olmak, bireylerin kripto alanındaki potansiyel yatırım fırsatlarını ve stratejik karar alma süreçlerini belirlemelerine yardımcı olabilir.
Kripto para haberleri güncel kalmanın önemli yönlerinden biri, kripto para birimlerinin yasallığını ve işleyişini etkileyebilecek düzenleyici değişiklikleri takip etmektir. Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, Bitcoin haberleri, Ripple, Ethereum, Litecoin ve diğer altcoinlere özellikle dikkat ederek kripto para birimleriyle ilgili düzenlemelerini sürekli olarak güncelliyor. Bireyler mevzuat güncellemelerini takip ederek yasal gerekliliklere uyumu sağlayabilir, mevzuat ortamındaki potansiyel değişiklikleri tahmin edebilir ve yatırım stratejilerini buna göre uyarlayabilir. Mevzuattaki gelişmeleri anlamak aynı zamanda bireylerin vergilendirme, raporlama gereklilikleri ve kripto varlıklarına ilişkin yetki alanına özgü düzenlemelerin karmaşıklıklarında gezinmelerine de yardımcı olabilir.
Piyasa eğilimlerini ve düzenleyici değişiklikleri anlamanın yanı sıra, kripto para birimi haberleri hakkında bilgi sahibi olmak, Bitcoin ve altcoin haberleri ile yatırım fırsatlarını belirlemek için çok önemlidir. Yatırımcılar, piyasa analizleri, uzman görüşleri ve ortaya çıkan trendler hakkında bilgi sağlayan haber kaynaklarını takip ederek zamanın ilerisinde kalabilir ve kripto pazarındaki potansiyel büyüme fırsatlarından yararlanabilirler. Yeni blockchain projeleri, yaklaşmakta olan token satışları veya kripto alanındaki teknolojik gelişmeler hakkında haberler olsun, iyi bilgi sahibi olmak, yatırımcılara gelecek vaat eden yatırım olanaklarını belirleme ve uzun vadeli finansal büyüme için kripto para birimi portföylerini çeşitlendirme konusunda rekabet avantajı sağlayabilir.
480 notes · View notes
isthepame · 2 months ago
Text
Blue Lock XI
Starting Team
Tumblr media
11 潔世一 ISAGI YOICHI
While he may not stand out in terms of achievements, technique, or physical prowess, his exceptional spatial awareness and positioning skills enable him to break through defences and score. Though he started from the lowest-ranked group in Blue Lock, he has steadily blossomed as a striker, evolving through fierce clashes with rivals and learning to draw out his own unique strengths.
ESP: Si bien no destaca en cuanto a logros, técnica o habilidades físicas, su excepcional capacidad para comprender el espacio y posicionarse le permite abrirse paso y marcar goles. A pesar de haber comenzado en el grupo con la clasificación más baja en Blue Lock, ha logrado florecer como delantero, desarrollando su talento a través de intensos enfrentamientos con sus rivales y aprendiendo a sacar a relucir sus propias fortalezas.
Tumblr media
10 糸師凛 ITOSHI RIN
The ace striker of Blue Lock. His scoring ability is exceptional, thanks to his precise kicking and all-round skills, and his obsession with goals borders on madness. At the same time, he possesses a calm side, assessing his opponents’ abilities carefully and even controlling them to coordinate strategic plays. Itoshi Sae is his older brother.
ESP: El delantero estrella de Blue Lock. Su capacidad para anotar es excepcional, gracias a su precisión en los tiros y a sus habilidades integrales, y su obsesión por marcar goles roza lo demencial. Al mismo tiempo, muestra un lado sereno, evaluando cuidadosamente las habilidades de sus oponentes y, en ocasiones, controlándolos para coordinar jugadas estratégicas. Itoshi Sae es su hermano mayor.
Tumblr media
7 凪 誠士郎 NAGI SEISHIRO
Though he has only been playing football for half a year, he is an extraordinary talent with unparalleled potential. With his impressive physical abilities and his incredible trapping skills, which seem to freeze time, he continues to create artistic goals that no ordinary person could replicate. The genius who has finally awakened now waits for the ball in the penalty area.
ESP: Aunque lleva solo medio año jugando al fútbol, es un talento extraordinario con un potencial inigualable. Con sus impresionantes habilidades físicas y una asombrosa capacidad de control del balón, que parece detener el tiempo, sigue creando goles artísticos que nadie más podría replicar. El genio que finalmente ha despertado ahora espera el balón en el área penal.
Tumblr media
5 雪宮剣優 YUKIMIYA KENYU
Despite his smart appearance and work as a model, on the pitch he is a powerful and speedy dribbler who takes on opponents with sheer strength. He has a particular obsession and confidence when it comes to one-on-one situations, and the U-20 Japan national team will likely be forced to respond with a more organised defensive strategy.
ESP: A pesar de su apariencia elegante y su trabajo como modelo, en el campo de juego es un driblador imponente que se enfrenta a sus rivales con potencia y velocidad. Tiene una obsesión y una confianza particular cuando se trata de situaciones uno contra uno, y es probable que la selección nacional sub-20 de Japón se vea obligada a responder con una defensa más organizada.
Tumblr media
9 乙夜影汰 OTOYA EITA
He comes from a rare lineage as a descendant of ninjas. Using his high agility as a shadow attacker, he applies pressure with off-the-ball movements that exploit defensive blind spots. His partnership with Karasu in midfield is among the top-tier in Blue Lock, with a level of completion that stands out in a place where individual skills usually dominate.
ESP: Proviene de una rara línea familiar como descendiente de ninjas. Aprovechando su alta agilidad como atacante en sombra, ejerce presión con movimientos sin balón que aprovechan los puntos ciegos de la defensa. Su asociación con Karasu en el mediocampo es de las mejores dentro de Blue Lock, destacando por su nivel de perfección en un entorno donde las habilidades individuales suelen ser lo más destacado.
Tumblr media
6 烏旅人 KARASU TABITO
One of the most eccentric players in Blue Lock, he dominates the distance between himself and his opponents with keen observation and impeccable handwork. With his high football IQ, he carefully analyses his opponents' abilities and marks their weaknesses with precision. He tears apart defensive lines with feints that seem to mock the defenders he faces.
ESP: Uno de los jugadores más excéntricos de Blue Lock, domina la distancia con sus rivales gracias a su aguda capacidad de observación y su impecable manejo del balón. Con un alto coeficiente de inteligencia futbolística, analiza cuidadosamente las habilidades de sus oponentes y marca sus debilidades con precisión. Desgarra las líneas defensivas con fintas que parecen burlarse de los defensores a los que se enfrenta.
Tumblr media
B 蜂楽 廻 BACHIRA MEGURU
His unique dribbling style, almost like a dance, is truly captivating. Due to his overwhelming personality, he struggled with discord among his teammates in his youth and became somewhat isolated. However, his encounter with Isagi in Blue Lock marked a turning point, leading to his mental growth. The unleashed monster now takes to the stage, dancing through the enemy's territory.
ESP: Su estilo de dribbling único, casi como si estuviera bailando, es verdaderamente cautivador. Debido a su personalidad arrolladora, en su niñez sufrió de desarmonía con sus compañeros de equipo, lo que lo llevó a sentirse algo aislado. Sin embargo, su encuentro con Isagi en Blue Lock marcó un punto de inflexión, llevándolo a un crecimiento mental. El monstruo liberado ahora pisa el escenario, danzando por el territorio enemigo.
Tumblr media
3 二子一揮 NIKO IKKI
His sharp gaze, peering through his long bangs, constantly surveys the entire field, guiding him towards the path to goal. Unlike many strikers in Blue Lock who rely on physical ability, he excels in cerebral play. A hidden key player, he serves as the catalyst for both attack and defence in this hastily formed team.
ESP: Su mirada afilada, que se asoma a través de su largo flequillo, observa constantemente todo el campo, guiando su camino hacia el gol. A diferencia de muchos delanteros en Blue Lock que dependen de la habilidad física, él destaca en el juego táctico. Un jugador clave oculto, es el punto de partida tanto para el ataque como para la defensa en este equipo improvisado.
Tumblr media
2 蟻生十兵衛 ARYU JYUBEI
A narcissist with a high sense of individuality and a unique, creative aesthetic. His weapon is his unusually long reach, which sets him apart from the average Japanese player. He values his unique sense of "fashion" above all else and shows respect to those he recognises as "stylish." Can he launch an artistic attack from the unfamiliar position at the back?
ESP: Un narcisista con un alto sentido de individualidad y una estética única y creativa. Su arma es su inusualmente largo alcance, que lo distingue de los jugadores japoneses promedio. Valora su sentido único de "moda" por encima de todo y muestra respeto a aquellos que reconoce como "estilosos". ¿Será capaz de lanzar un ataque artístico desde la posición poco familiar en la parte trasera?
Tumblr media
4 千切豹馬 CHIGIRI HYOMA
His weapon is his blistering speed, with a 50m time of 5.77 seconds. As Blue Lock's No. 1 speedster, he is expected to make explosive, vertical runs on the pitch as an ultra-aggressive full-back. His incredible acceleration could become an option in any attack. If vigilance slips, the red leopard will quickly invade dangerous territory.
ESP: Su arma es su velocidad deslumbrante, con un tiempo de 50 metros en 5.77 segundos. Como el velocista número uno de Blue Lock, se espera que realice desbordes explosivos y verticales en el campo como un lateral ultracompetitivo. Su increíble aceleración podría convertirse en una opción en cualquier ataque. Si se baja la guardia, el leopardo rojo invadirá rápidamente la zona peligrosa.
Tumblr media
1 我牙丸吟 GAGAMARU GIN
A "wild child" boasting an incredible physical spring. With little experience in football, he relies more on his potential than his technique, making him a physical elite. He excels in unorthodox movements and physical confrontations, using his body’s spring to full advantage. His physical abilities were recognised in the national team, where he plays as a goalkeeper.
ESP: Un "chico salvaje" que presume de una asombrosa elasticidad física. Con poca experiencia en el fútbol, se basa más en su potencial que en su técnica, lo que lo convierte en alguien de élite físico. Destaca en movimientos poco convencionales y enfrentamientos cuerpo a cuerpo, aprovechando al máximo la elasticidad de su cuerpo. Sus habilidades físicas fueron reconocidas en la selección nacional, donde juega como portero.
Substitute Players
Tumblr media
13 馬狼照英 BAROU SHOUEI
A confident individual who calls himself the king, possessing a strong ego. An innate striker who boasts incredible physical strength and flawless shooting technique, regardless of friend or foe. His fierce self-assertion, capable of disrupting team harmony, creates a destructive power that forces open a crack in any wall.
ESP: Un individuo confiado que se llama a sí mismo el rey, con un ego fuerte. Un delantero nato que presume de un físico increíble y una técnica de tiro impecable, sin importar si es amigo o enemigo. Su feroz autoafirmación, capaz de alterar la armonía del equipo, genera una fuerza destructiva que abre una grieta en cualquier muro.
Tumblr media
16 氷織 羊 HIORI YO
His weapons are precise passing, ball control, and an exceptional ability to read the movements of opponents, making him an incredibly skilled player. He has a keen sense for the scent of a goal, reliably turning it into a team score. Therefore, he demands high technical standards from his teammates as well.
ESP: Sus armas son los pases precisos, el control del balón y una capacidad excepcional para leer los movimientos de los rivales, lo que lo convierte en un jugador increíblemente habilidoso. Tiene un agudo sentido para detectar el aroma del gol, convirtiéndolo de manera fiable en un pasador para el equipo. Por ello, también exige altos estándares técnicos a sus compañeros.
Tumblr media
14 御影玲王 MIKAGE REO
The heir to the large corporation, Mikage Corporation. A versatile player with game-making abilities that make the most of his broad perspective, he is a rare all-rounder in Blue Lock. On the flip side, he lacks a standout weapon, and for him, the U-20 Japan representative match will be a tough battle to face his own challenges.
ESP: El heredero de la gran empresa Mikage Corporation. Un jugador versátil con habilidades para crear jugadas que aprovechan su amplia visión, siendo un tipo de jugador poco común en Blue Lock. Dicho de otro modo, no tiene un arma destacada, y para él, el partido de la selección Sub-20 de Japón será una dura batalla para enfrentar sus propios retos.
277 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (1) (Furkan 31 Y., Manisa)
Olacaksan evli kadınla olacaksın derdim her zaman; çünkü sen de evlisin o da, müsait değilim dediğinde anlar, zırt pırt çağırıp beni oraya götür buraya götür demez, ay sevgililer gününü unuttun, doğumgünümde bir çiçek bile almadın diyemez. Canı istediğinde çağırır gidersin, canın istediğinde çağırırsın gelir, bağlılık olmaz, yarım saatte bir mesaj yazmadın diye küsüp trip atmaz. Çapkınlık mevzusu açıldığında arkadaş arasında beylik haline gelmiş laflarımdı bunlar...
İsmim Furkan, 31 yaşında, evli, tek çocuklu, özel sektörde çalışan, yakışıklı olduğu söylenen biriyim. Karımla severek evlendik. Karım öğretmen benden 1 yaş küçük. Hovardalığı her zaman sevdim, ama her zaman da dikkatli oldum. Manisa'da yaşıyoruz. Gelelim başıma gelenlere. 2 yıl önce Kasım ayında bir daire alma fırsatı doğdu, aileler yardım etti, biraz kredi çektik, 5 katlı, çift daire bir binanın 3. katından bir daire aldık. Daire ikinci eldi, taşınmadan önce boya badana yapıyorduk. Akşam üzeri iş çıkışı ben, fabrikadan bir abim (fabrikada da boyacı) ve karım birlikte, boya kokusu çıksın, çabuk kurusun diye pencereler ve dış kapı açıktı.
Birisi, "Merhaba!" diye seslenince koridora çıktık karımla. Kısacık simsiyah saçları, müthiş güzel bir yüzü olan, 1.65 boylarında, zayıf, kot gömlek ve pantolonlu, ama muhteşem çekici bir kadın çaydanlık ve çay bardaklarıyla kapıda duruyordu. Arkasında karşı dairenin kapısı açıktı. "Hoşgeldiniz, size çay yapmıştım!" dedi. Karım koşup çaydanlığı aldı, içeriye buyur etti. Kadın, "Ben Ebru. karşı dairede oturuyoruz, hoşgeldiniz, daha erken gelmek isterdim, ama işten gel, yemek bulaşık ancak bu saati buldu!" dedi. Karşı kapıdan kocası çıktı, aynı karısının boyunda, zayıf, bıyıklı, kadınla tam ters görüntüde biri. Kadın ne kadar havalı ve Cool görünüyorsa, adam o kadar paspal, üzerinde hani pazarlarda satılan koyu renk çizgili bir polo tişört, altında penye diz altına kadar şort ve nefret ettiğim şort altına diz altına kadar gelen siyah çoraplar. Ulan evde bari giyme o çorapları, görgüsüz! Cevat'mış ismi, zerzevat gibi. Kadın ne kadar çekici geldiyse adam da o kadar iticiydi.
Neyse çayları hepimize servis etti, hep beraber 2'şer bardak içtik. "Biz sizi daha fazla tutmayalım!" dediler. Teşekkür ettik. Ama bu arada apartmanda pek komşuluk olmadığını, çünkü herkesin çalıştığını öğrendik. İşimize gelirdi aslında.
Bir hafta içinde taşındık. Taşındığımız akşam yine aynı olay gerçekleşti. Ama sanırım günlerden Cumartesi olması sayesinde poğaca ve kek te vardı çayın yanında. Ama kocası gelmedi bu sefer. Saat 22:00 civarı arabamda kalan ıvır zıvırı çıkarırken, kapı ağzında Cevat vardı. Abi diyemiyorum ama benden 9 yaş büyükmüş. "Ebru sizde mi?" dedi. "Ben inerken yoktu, ama bakayım!" dedim. Baktım, "Yok!" dedim. "Yine hangi kapıya daldıysa!" deyip kapıyı kapattı. Benim karım saat 22:00'de bana haber vermeden ortadan kaybolacak, ben de kapıyı kapatıp içeri gireceğim ha, imkansız.
Saat 23:45 gibi kağıt atıklarını bir çuvala koyup çöpe atmak için indim. Ebru arabayla yanaştı. Beni gördü, gülümseyip, "İyi geceler!" dedi. Önümden binaya girdi. Merdivenlerden çıkarken arkasından baktım. Sanki biri götüne bakıyor dedi kadına, ikinci katta aniden kafasını çevirip baktı. Önüne dönüp evine girdi.
Ertesi akşam saat 20:30 gibi zil çaldı. Açtım. Ebru, "Yerleşe bildiniz mi?" dedi. "Nerdeee!" dedim. Buyur ettim, karım da geldi kapıya. Ebru, "Yok, siz gelin, bir nefes alırsınız!" dedi. "Peki olur!" dedik. Yarım saat sonra ordaydık. 12 ve 8 yaşlarında iki oğulları vardı. Bizimki de 7 yaşındaydı. Onlar odaya çekilip bilgisayar oynamaya başladılar. Cevat dönüp, "Ebru, bira getir!" dedi. O ana dek görmemiştim, koltuğun yanında yerden aldığı boş şişeyi karısına uzatıp, bana dönüp, "İçersin değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan içerim bile diyemeyip kafamı salladım. Kadınlar da kendilerine kahve yaptılar.
O arada öğrendik. Cevat'ın büyük bir bisiklet firmasına malzeme üreten bir fabrikası vardı OSB'de, fabrikayı biliyordum. Kadının da çarşının göbeğinde bujiteri parfumeri dükkanı varmış, (ulan bunlar neden bu binada oturuyorlar diye düşündüm ilk an), dükkanı karım da ben de biliyorduk, iki katlı kocaman bir dükkandı. Ebru, "Taşınacaktık..." dedi, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Ama iki yıl önce bana dükkan açtık, sonra da dükkan sahibi satmaya karar verdi. Dükkanı satın aldık. O yüzden kaldık. Hatta borçlar bitene dek burdayız!" dedi gülerek.
Bu arada dikkat ettim, ben 1 bira bitirene dek Cevat 3 içmişti. Kahveden sonra Ebru karıma da bira teklif etti, ama karım, "Ben içmem!" dedi. Ebru, "Ben içsem mahsuru var mı?" deyip kendine de bir bira açtı. Her seferinde de aynı işlem oluyordu, adam kısaca, "Ebru bira!" deyip, boş şişeyi veriyor, kadın dolusunu getiriyordu. Aslında genel anlamda güzel sohbet oldu. Ben de 3 bira içtim, ama adam yanlış saymadıysam 12 tane içti, o ufak tefek adama gram birşey olmamıştı. Eve dönünce karımın anlatışından Ebru'yu çok sevdiği belli oluyordu. Bunda hediye ettiği Teaserların ve incik boncuğun etkisi var mı bilmiyorum.
Hemen hemen her akşam ya Ebru bizde, ya biz onlardaydık. Cevat çok nadir geliyordu, zaten gelse de ben onun içtiği birayı karşılayamazdım. İlk seferinde aldım 15 bira adama yetsin diye bir taneyi emzik gibi ağzımda tutunca anladı sanırım, "Ebru bira getir!" dedi yine. Ebru gidip evden bira getirdi. Cevat, "Kardeş, bana her hafta 10 kasa bira gelir, biliyorsun seviyorum birayı, o yüzden senin almana gerek yok. Canın istedi mi çal kapıyı iste Ebru verir!" dedi. İste Ebru verir kısmında gülecektim, ama yemin ederim Ebru gözlerime bakıp, "Veririm!" dedi gülümseyerek. Bereket yanımızda karım yoktu, çay koymaya gitmişti. Adam lafın nereye gittiğine bakmayan, sonradan görme bir tipti...
Şubat ayında 15 tatil olduğunda, karımla oğlumuzu da alıp memleketimize aileleri ziyarete götürüp bırakıp geldim. Bu her yıl yaz kış yaptığımız bir rutindi. Geri geldiğim Pazartesi akşamı zil çaldı. Ebru, "Maç varmış (tuttuğum takımın maçı vardı) galiba, Cevat seni çağırıyor, yalnız oturmasın kukumav kuşu gibi dedi!" dedi. "Olur!" dedim. 10 dakikaya gittim. Biralar su gibi akıyordu. Cevat, "Seviyorum senle içmeyi be Furkan!" diyordu. Sonra Ebru, "Ben mutfakta dizi izleyeceğim!" deyip gitti. Bira bitince Cevat sadece, "Ebruuuuu!" diye sesleniyordu...
Maç bitince telefonum titredi. Aldım telefonuma baktım. Ebru fotoğraf çekip yollamış, mutfakta masada bira ve çerez var önünde ve "Ben de seviyorum seninle içmeyi!" yazmış. "O zaman ben eve geçiyorum, 10 dakika sonra gel!" yazdım. "Tehlikeli!" diye yazdı. Telefonu sessize aldım, yazışmaya başladık. O gelemem dedi diye kalkmadım ben de, maçın geyiğini yapıyorduk Cevat'la. "Ebruuuu!" dediğinde bira geliyordu, ama her seferinde Ebru koridora çıkıp Cevat'ın görmeyeceği pozisyona geçip, boğma işareti yapıyor, kafasına vurma işareti yapıp, gülüp mutfağa gidiyordu...
Saat 24:00'e gelirken kalktım. Cevat yine yerinden kalkmamış, kapıdan geçirmek Ebru'ya kalmıştı. Kendime çekip dudağından öptüm. "İyi geceler!" dedi gülerek. "İyi geceler!" dedim içerden duyulacak sesle. Eve geçip, "Offf, ne tatlı dudaklar!" yazdım. "Daha tatlı yerlerim var!" yazdı. "Onların da tadına bakmak isterdim. Gelsene!" yazdım. "Bu saatte imkansız, ama orda olmak istediğimi bil!" yazdı.
Sabah işyerine telefon edip, biraz geç kalacağımı söyleyip, öğlene kadar izin aldım. Cevat 09:00'da gitti. Ebru 10:00'dan sonra çıkıyordu evden biliyordum. Mesaj attım, "Ben evdeyim, hadi gel!" dedim. "Tamam!" yazdı. En az 15 dakika gözümü kırpmadan kapı deliğinden baktım. 15 dakika sonra kapının arkasında o filmlerde dizilerde seyrettiğimiz kapıdan girer girmez birbirine yapışıp delice sevişen çiftler gibi hem soyunmaya çalışıp, hem de öpüşüyorduk. Erik tipi denilen bir kalçası vardı ve bu kadında sevdiğim bir özellikti. 75 beden vardı sanırım göğüsleri, göğüslerini ağzıma alıp, kalçalarının ikisini birden sıkıyor okşuyordum. Yatağa sürükledik birbirimizi.
Öpüşerek altıma alıp, amcığına girdim, çünkü haftalardır bu kadını düşlüyordum, daha fazla ön sevişme yaparsam yatağa boşalacaktım. Ne kadar kontrol etmeye çalışsam da (normalde ederim) o orgazm olmadan boşalacağımı söyledim. "İçime değil!" dedi. Zaten zor geri çekilip başta korktuğum şeyi yaptım, yatağa boşaldım. Ebru, "Benim dükkana gitmem lazım!" deyip kalkıp giyindi. Kendi kendime (Tamam Furkan bu ilk ve sondu, ne o oğlum kerhaneye ilk kez gelmiş ergen gibi?) dedim. Tam bu düşüncelerle boğuşurken. Giyinmiş halde yatakta yanıma oturdu. Bu kadın düşüncelerimi okuyordu. "Dert etme, aşırı heyecan ikimizi de gerdi. Sen erken geldin, ben kasılıp gelemedim. Daha vücutlarımız birbirini tanıyacak, tenlerimiz uyumlu, bunu ilk akşam hissettim!" dedi. Sonra beni öpüp kalkıp gitti...
Kendimi ergen gibi hissediyordum. Kadında gerçekten müthiş Cool bir hal vardı ve ben beni seçtiğini düşününce havaya giriyordum. Tüm gün yazıştık. Bana, "18:30'da sendeyim, akşam üstü kapıyı bacayı kontrol et!" yazdı. Karanlık odada pencerenin ardında bekledim yarım saat. Arabası geldiğinde merdivenleri kontrole başladım. Zaten sorun yoktu, karşı kapı yerine bize girecekti. Kapıyı açıp aralık bıraktım.
İçeri girdiğinde direk kucakladım. Bacaklarını belime doladı. Kollarımda doğru yatak odasına götürdüm. Yatağa yatırıp çizmelerini ve montunu çıkardım. Kucağıma alıp sırtımı yatağın bir tarafındaki duvara dayadım. Öpüp okşamaya başladım. Alışmıştım bile, sabahki o ilk heyecan yerini şehvete bırakmıştı. Dudaklarını boynunu yaladım, kazağını çıkarıp göğüslerine indim. Göğüs uçlarını dudaklarımla ezerken alttan pantolonunun üzerinden amına baskı yapıyordum. Yatakta ayağa kalkıp dans edercesine hareketlerle üstündeki herşeyi çıkardı. Ben de o anda eşofmanımı sıyırıyordum oturduğum yerden...
Ayakta duvara tutunup amını ağzıma dayadı. Yalayıp yuttum, dilimle sikerken ellerim kalçalarından tutmuş, ağzıma daha çok bastırıyor, okşuyor, sıkıyordum kalçalarını. Ebru inliyor, "Harikasın!" diyordu. Ben de, "Yok böyle bir tat!" deyip emmeye devam ediyordum. Kasılarak orgazm oldu, ağzıma sularını akıttı. Dizleri tutmaz gibi oldu. Orgazm olması bitince kucağıma oturup göğüslerini ağzıma verdi. Amını yarağıma sürtüyor, vıcık vıcık olmuş amına yarağımın kafasını alıyor, sonra ani hareketle dışarı çıkarıyor, zaman zaman saçlarımdan çekerek kafamı göğüslerinden uzaklaştırıp dudaklarını dudaklarım arasına alıyor, diliyle dilimi iğfal ediyordu. Bütün sikişin kontrolü ondaydı.
Sonra tek hareketle yarağımı amcığına alıp, "Ohhhh!" diye inledi. Başrol onundu, "Immm!" diye bir ses çıkardım ancak. Kucağımda hoplamaya, göğüslerini yalatıp, dudaklarımı öpmeye, yanaklarımı öpmeye devam etti. Kucağımda onu tutmakta zorluk çekiyordum, belini kalçalarını tutmaya çalışırken ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Birkaç dakika sonra sadece, "Oh, oh, oh, oh!" diye kısa inlemelerle orgazm oldu. Bir dakika yarağımı içinde tutup kalktı. Yarağımı ağzına alıp, "Hadi erkeğim, geç kaldım, akıt döllerini komşuna!" dedi. Daha cümlesi biter bitmez doldurdum ağzını, sanki sabah boşalmamış, günlerdir biriktirmişim gibi. İki dakika yalandı, temizlendi, kalktı, giyindi ve "Aşkım yarım saate yemeğe çağıracağım haberin olsun!" deyip apartman boşluğunu kontrol edip gitti.
Koridordaki ışıkta bile sakallarımın sürtmesinden kıpkırmızı olmuş çenesini yanaklarını görebiliyordum, ama o aldırış etmeden girdi evine.
[Furkan]
148 notes · View notes
quemirabobo · 3 months ago
Text
Tumblr media
Ponen esto para crear el titular sensacionalista sin importarles que
Casi todas las materias son con final obligatorio
Sólo te podés anotar a 8 materias por año (si son anuales sólo 4), lo cual si lo haces suele ser un suicidio
Aprobar ≠ regularizar. Podes regularizar todas las materias que cursaste en el año pero no haber aprobado ninguna porque te queda la instancia del final
Es el primer año de cursada presencial luego de la pandemia, todes nos tuvimos que volver a adaptar a los horarios de mierda, el viaje a la facu, a los finales presenciales
En mí mejor año (2023) metí 5 materias porque 3 eran de promoción directa. En los peores (2018 y 2022) 0, habiendo cursado 7 materias, de las cuales 2 eran anuales el 22 (ni me acuerdo que hice en el 2018). Y sabés qué? Eso no refleja absolutamente nada de mí carrera ni de mí persona, no me avergüenza en lo más mínimo. Hace 8 años que estoy estudiando, hace 8 años que tengo el culo en la silla leyendo y formándome, esas 0 materias no hacen justicia al sudor y las lágrimas que me llevó regularizar las que cursé. Sólo cada une de nosotres sabemos lo que nos cuesta, desde lo psicológico hasta lo económico, ir a la facultad, con o sin materias aprobadas, así que ese gráfico pedorro que no refleja nada, simplemente el nivel de dificultad que tienen nuestras carreras, se lo pueden meter en el orto
En lugar de contar cuántas materias aprobamos cuenten el nivel de abandono y cuestionense por qué tenemos que dejar una carrera que nos apasiona? Serán las miles de crisis económicas? Será la devaluación del sueldo de nuestros futuros empleos? Será que mantener una carrera universitaria y a la vez comer, trabajar y tener un techo es casi una hazaña digna de Heracles? Será que el mísero salario docente lleva a que cada vez menos personas puedan dedicarse a formar a las próximas generaciones de profesionales? Que las oportunidades para dedicarse a la investigación, sobre todo de carreras de humanidades, son muy escasas? Por qué no te muestran el gráfico de la devaluación del sueldo docente, tanto universitario como de nivel inicial, primario o secundario? Por qué no te muestran que el trabajo docente no cumple un horario, que no termina cuando salís de la institución sino que seguís corrigiendo, preparando clases, actividades y evaluaciones en tu casa, en el bondi/tren/subte? Que gran parte de los docentes universitarios trabajan ad honorem? Porque no quieren que tomes consciencia de lo que realmente está mal, quieren indignar con unos números que no representan nada, no conozco a nadie que haya metido más de 6 finales en un año mientras cursaba y laburaba, honestamente a nadie que lo hiciera sin laburar tampoco, por qué? Porque nuestros finales llevan meses de preparación, y nunca llegas con el 100%, porque el nivel de exigencia que tenemos es así de alto, esa es la excelencia de la que estamos tan orgulloses
111 notes · View notes
malebodyswap-enespanol · 1 month ago
Text
Male Body swap Parte 1 Cambios..
Me llamo Alberto, tengo o tenia 64 años, mi vida se habia puesto monotona y critica, soy medico de una familia de muchos recursos en el que siempre cuidaba a su hijo, a Matias.
Tumblr media
Matias estaba allí tendido, sin poder hacer nada con su vida. Había entrado en su habitación después de haber estado rondando por la casa a altas horas de la noche, y esa noche me sentí más inquieto de lo normal debido a las noticias que había recibido ese día. Mis sospechas se habían confirmado: tenía cáncer de hígado, estómago e intestino inoperable, por lo que solo me quedaban unos pocos meses de vida.
No es que pudiera quejarme, a mis 64 años sé que he tenido una vida bastante larga y activa. Aunque no había tenido una relación íntima desde que mi último amante de que nos separamos hace veinticinco años, tenía que estar agradecido por lo que había tenido. Seamos sinceros, al menos era una vida, a diferencia de algunos de los pacientes cuyo bienestar físico atendí como médico residente y a quienes esta noche visité. La mayoría estaban aquí sólo gracias a las "maravillas" de la tecnología médica moderna.
Un buen ejemplo de ello es Matias, hijo de 18 años de un rico empresario, que murió casi por completo en un accidente de moto en el campo familiar hace un año. Su hermoso cuerpo joven se había curado físicamente por completo, podría decirse que sin problemas. Sin embargo, su cerebro nunca se había recuperado; nunca había recuperado la conciencia y los escáneres cerebrales no revelaron ninguna actividad. En una sociedad menos avanzada, habría muerto y habría sido enterrado después del accidente. Pero sus padres le habían negado este proceso natural, negándose a aceptar los hechos médicos y le dieron cuidados intensivos las 24 horas del día, los 7 días de la semana, para lo que básicamente no era más que la cáscara del hombre-niño vivaz y animado que yo también había conocido, como médico privado de la familia. Su madre pasaba regularmente largas horas junto a su cama tratando de reanimarlo con su conversación y masajeando su cuerpo sorprendentemente todavía en forma; apenas había signos de agotamiento, una situación poco común que le dio esperanza. Pero nunca hubo respuesta y probablemente era cuestión de tiempo antes de que finalmente aceptaran lo inevitable y lo dejaran ir.
Miré con tristeza a Matias, cuyo pecho subía y bajaba rítmicamente, pero de algún modo de manera mecánica; en la penumbra podía ver el estimulador cardíaco que estaba adherido a su firme pecho. Había un respirador junto a la cama, pero no se esperaba que lo usaran nunca. Durante mi estadia en la casa, había llegado a aceptar el trágico desperdicio de pacientes como este como parte de la cruel ironía de la vida. En el suave resplandor de las máquinas que mantenían vivo su cuerpo, y ese día de todos los días, la ironía del cascarón vacío de un joven tan hermoso que yacía allí por falta de un cerebro activo resonó con fuerza en mi mente. Ironía, porque por falta de un cuerpo tan sano, mi cerebro pronto estaría en silencio como el suyo.
Ese día me pasaron muchas ideas por la cabeza, pero no sé muy bien qué me llevó a probar una idea tan loca. Durante algunos años, para aliviar el aburrimiento de mi trabajo habitual, había experimentado con patrones de ondas cerebrales, siempre con animales de laboratorio, por supuesto, pero en última instancia como un posible medio para anular también el comportamiento criminal y antisocial en los seres humanos. No desconocía el dilema ético de este concepto, pero en realidad no esperaba ningún gran avance como para tener que preocuparme por esas realidades ahora, si es que alguna vez lo hacía. Y ahora parece que nunca se conseguiría nada de ello, a pesar de algunos resultados interesantes entre algunos de los sujetos mamíferos más grandes que había probado últimamente. El concepto consistía en leer los patrones de ondas cerebrales "buenos" de un sujeto en una computadora y "mapearlos" en el cerebro del otro sujeto, borrando los patrones negativos. Había estado experimentando con caballos recientemente , pero para obtener la intensidad de señal necesaria había habido problemas con la retroalimentación. El sujeto donante recibía algunas de las ondas cerebrales del receptor a través del sistema; por lo general, respondía al nombre del receptor (así como al suyo propio) y otras anomalías de comportamiento. Era como si se hubiera producido una ligera fusión de recuerdos. Sin duda, el receptor se benefició de la experiencia, ya que los patrones de comportamiento adoptaron inmediatamente el perfil del caballo donante; ¡incluso respondió al nombre del caballo donante! También hubo alguna evidencia de una fusión en este lado.
Por supuesto, toda esta experimentación se realizó en silencio y fue completamente desconocida pero había documentado todo lo que había hecho en la computadora portátil y las copias principales estaban en mi computadora de escritorio en casa.
Tal vez se debiera a procesos de pensamiento mal formados provocados por la reacción a mis malas noticias, pero también había una sensación de que tal vez mis experimentos podrían ayudar a Matias en este caso y tal vez a otros pacientes como él. Tampoco había cierto grado de orgullo en la idea de que valiera la pena salvar mi "cerebro"; haber sido gay toda mi vida había significado que no había tenido hijos a los que transmitir ninguna de mis características. ¿Tal vez podría transmitir mis ondas cerebrales a Stuart y él podría funcionar de nuevo? Al mismo tiempo, sería como si le estuviera transmitiendo algo de mí, mis características para que pudiera hacer uso de ellas. Decidí que no había nada que perder para ninguno de los dos, que nuestras vidas se medirían en meses ahora, tal como estaban las cosas.
Así que esa noche volví a mi oficina y cogí mi aparato experimental, que consistía en un ordenador portátil, un disco duro, un transformador eléctrico y algunos bucles de cables para conectarlos todos. A mi regreso, enchufé el transformador y conecté el disco duro,el portatil, Encendí el ordenador y cargué el programa y me di cuenta de que tendría que modificar los parámetros para los diferentes pesos corporales (para las cargas eléctricas) y masas cerebrales relativas (para el mapeo) de los humanos en comparación con los caballos. Introduje los datos y el ordenador calculó rápidamente los ajustes que alimentaría al resto del aparato. Coloqué una silla junto a la cama y coloqué el portátil junto al brazo izquierdo de Matias, de cara a la silla. A continuación, coloqué las cintas receptoras sobre su cabeza y lo ubiqué con cuidado, ya que había aprendido lo crítico que es colocarlo correctamente con los experimentos anteriores. Stuart al menos no se movió por la falta de familiaridad con él, a diferencia de los caballos.
Me coloqué la otra gorra en la cabeza y, usando el espejo que había al otro lado de la habitación, sobre el lavabo, en el que podía verme desde donde estaba de pie, junto a la cama, la coloqué con cuidado. Me senté en la silla y puse mi mano derecha en la izquierda de Matias y la apreté con fuerza (no era necesario, pero agradecí la sensación de calor que me dio). Con la mano izquierda, hice clic en el botón del ratón del portátil para iniciar la secuencia. Recuerdo la sensación de zumbido en mi cerebro que aumentó de casi nada a lo que sin duda había provocado que los caballos reaccionaran nerviosamente. Para ellos había recurrido recientemente a sedantes suaves, pero ni siquiera había pensado en ello para mí, ya que acababa de decidir hacerlo en el momento. En realidad, no era nada comparado con el dolor de los cánceres que llevaba en mi cuerpo. El zumbido se estaba volviendo más desagradable y recuerdo que pensé que al menos estaba seguro de que matias no sentiría nada. Y luego me desmayé.
95 notes · View notes
yoestuveaquiunavezfrases21 · 9 months ago
Text
1555- Y tú, ¿qué edad tienes? De las preguntas más absurdas que nos pueden hacer en la vida es qué edad tenemos. Porque no nos da ninguna pista de a quién tenemos delante. Yo la verdad es que no lo sé. Ni me importa. Porque lo importante no es cuantos años tenemos, sino en cuántos de ellos hemos vivido. Yo prefiero decir que tengo 42 miradas en el metro que me han hecho sonreír. Tengo 2 “te quiero” suicidas que dije sabiendo que quien tenía delante no me quería a mí. También tengo 14 abrazos inolvidables, 3 de ellos irrepetibles porque quien me los dio ya no está. Tengo unos 35 “lo siento” de los cuales 8 jamás me perdonaron. Tengo 6 noches de hospital al lado de alguien que me importaba y 7 madrugadas pensando en una persona a quien no le importaba yo. Tengo unos 5.200 besos, pero solo me acuerdo de 6. Tengo 4 veranos que fueron infinitos y 3 inviernos demasiado fríos. Y solos. Y tristes. Tengo 25 noches sin dormir y algunas lágrimas gastadas en cosas que no importaban. También tengo 4 lágrimas muy amargas invertidas en algo que merecía llorar durante años. Tengo 150 carcajadas de esas que hacen que te falte el aire y 10 sonrisas por compromiso. Tengo 9 deseos de infancia que se dan de hostias con las promesas que nunca cumplí. Tengo 3 consejos recibidos que entendí mucho tiempo después. Tengo unas 12 camas donde me acosté sin querer estar y 4 donde hubiera matado por despertar. Tengo 5 errores que volvería a cometer y 2 de los que me arrepiento mucho, aunque solo un poco. Tengo miles de cenas, pero pocas como aquellas 3. Y tengo 43 escalofríos que me han recorrido el cuerpo entero. 120 conciertos, 350 películas… y no soy capaz de contar las canciones. Tengo 31 tardes comiendo pipas en un parque viendo la vida pasar con mis amigos. Y 500 tardes más recordándolas unos años después. Tengo 5 adioses. En dos de ellos nunca quise despedirme en realidad. Tengo tantas cosas por decir que nunca diré y tantas que me tendría que haber callado… Para quién quiera saberlo, esa es mi edad. Y no tengo ni puta idea de en cuántos años cabe eso.
154 notes · View notes
blogdays · 1 year ago
Text
Volotv - Pro+ (2)
Canlı TV kanallarını izlemek için bir seçenek SHOW TV HD canlı izle seçeneği sunan Volotv ön plana çıkmaktadır. SHOW TV, popüler diziler, eğlenceli şovlar ve yarışmalar dahil olmak üzere çeşitli programlar sunar. İzleyiciler, SHOW TV Canlı İzle HD için web sitemize erişerek en sevdikleri içeriklerin kesintisiz ve yüksek kaliteli yayınlarının keyfini çıkarabilirler. Show TV ister fenomen bir diziyi takip ediyor ister güncel haberleri takip ediyor olsun, izleyicileri için çeşitli eğlence seçenekleri sunuyor. Canlı yayın kolaylığı ile izleyiciler kendilerini Show TV'nin büyüleyici dünyasına kaptırabilir ve izleme deneyimlerini daha da keyifli hale getirebilir. Canlı yayın sunan bir diğer kanal ise NTV (Haber) HD canlı izle olacaktır. NTV, kapsamlı haber kapsamı ve zamanında güncellemeleri ile tanınır. İzleyiciler NTV'yi canlı izleyerek en son haberler ve gelişmelerden haberdar olabilirler. NTV, ulusal ve uluslararası haberlerden ekonomiye, sağlıktan teknolojiye, kültür-sanattan spora ve tartışma programlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. NTV HD Live ile izleyiciler, kanalın canlı yayınına kesintisiz olarak erişebilmekte ve önemli haber güncellemelerini kaçırmamalarını sağlamaktadır. İster TV'de ister çevrimiçi olarak NTV izliyor olsun, sitemiz güvenilir bir haber ve bilgi kaynağı sağlar. SHOW TV ve NTV gibi belirli kanalların yanı sıra, genel olarak canlı haber kanallarını izlemek için çeşitli seçenekler de mevcuttur. Popüler seçeneklerden biri, canlı TV yayın hizmetleri sunan web sitemizdir. Bu platform, kullanıcıların internetteki TV kanallarını ücretsiz, yüksek çözünürlüklü ve kesintisiz olarak izlemelerine olanak sağlamaktadır. Hem yerel hem de uluslararası kaynaklardan 7/24 haber kanalı izle de dahil olmak üzere çok çeşitli haber kanallarına erişim sağlarlar. İzleyiciler bu platformları kullanarak güncel olaylardan kolayca haberdar olabilir ve çok çeşitli haber kanallarına erişebilirler. İster A Haber, ister Bloomberg, ister diğer haber kanalları olsun, bu platform canlı haber yayınlarını izlemek için uygun bir yol sunuyor.
1K notes · View notes