#giyin
Explore tagged Tumblr posts
sessiz-sukut · 7 months ago
Text
Derin deryalara dalıp da etme kendini harabe........
Baktığın yerde ben varım gördüğüm yerde sen varsın
İnsan sonradan anlar, göze hitap edenle gönüle hitap edenin çok farklı olduğunu, sen gönül gözüyle hitap ediyorsun Sen yine sükutu giyin yâr , dilersen hiç konuşma , ben kelamlarimi çürütüm neyin. yoluna uğruna ...?
.
Hayırlı bayramlar
.
Sessiz adam...
#ramazan#bayram#sevınç
231 notes · View notes
huzur-un · 9 months ago
Text
Tumblr media
Bazen seni seviyorum
diyemez insan, onun yerine; Dikkat et kendine, der.
Fazla yorma kendini, der.
Hava soğuk sıkı giyin, der.
Hız yapma dikkatli git, der
Gidince beni ara, der.
Geç yatma erken kalkacaksın,der Der, der durur..
Tumblr media
161 notes · View notes
edapostblog · 27 days ago
Text
Bazen seni seviyorum diyemez insan.
Onun yerine,
Dikkat et kendine der.
Fazla yorma kendini der.
Hava soğuk sıkı giyin der.
Hız yapma dikkatli git der.
Gidince beni ara der.
Geç yatma erken kalkacaksın der.
Der, der,der durur!
(Can Yücel)
39 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 2 months ago
Text
Tumblr media
1970’li YILLARDA TUNCELİ’DE GÖREV YAPMIŞ, EDİRNELİ KADIN ÖĞRETMEN
"Boşuna uğraşmayın, ne derseniz deyin... Ne yaparsanız yapın, beni vaz geçiremeyeceksiniz" diyorum.
"Ama sen çok güzelsin " diyor Annem..
-Ne olmuş güzelsem!!!..
-Seni orada rahat bırakmazlar!!
Malum... Erkek egemen toplumda, güzel kadın olmak suç... Erkeklerse. Pürü pak... Kadın olmaktan kaynaklı bir olumsuzluk yaşandığında; eee.... o da o kadar güzel olmasaydı gibi, saçma sebepler aranabiliyor.
Yıl 1976 Ağustos....20 li yaşların başındayım...Yeni mezun genç ve güzel Matematik öğretmeniyim.. Atamam Tunceli Endüstri Meslek Lisesi’ne yapılmış... Ailem gitme diye diretiyor... Edirne nere... Tunceli nere diyorlar. Hem sen Edirne gibi çağdaş bir şehirde çok rahat ya-şamaya alışmış bir genç kızsın...orada yapamazsın.. hem rahat bırakmazlar.. seni..
Kim bırakmaz???..
Erkekler..
Oysa ben, hiçbir mecburiyetim... devlete hiçbir borcum olmamasına karşın.. İdealist bir nefer olarak, ülkemi tanımak adına, bir köy okuluna bile hazırlamıştım kendimi. Her ne kadar şehirde doğup büyümüş olsam da... Ama zaten atamam şehir merkezine yapılmıştı.
Anneme göre .... Trakya’dan ötesi...tu.. kaka şeklinde..
Hııııh!!.. işte ... Anadolu... çünkü en uzak mesafesi. İstanbul anneciğimin.
Sanmayın ki; bu düşüncede olan sadece annem... Öğretmenlerim de aynı düşüncede... bir belge almak için gidiyorum okula..
"Gel bakalım, seninle biraz konuşalım, gideceğin okul, yetişkin erkek öğrencilerin eğitim aldığı bir okul.. sen de çok dikkat çekicisin...şöyle giyin.. böyle davran.." gibilerden uyarılar.
Kimsenin uyarılarını dikkate almıyorum...ben kendimden eminim.. Gidicem ve öngörülen hiçbir olumsuzluk yaşamıycam..
Kararlılığımı gören babam; Adliyeci olmanın getirdiği bağlantıları kullanarak. HAMİLİ KART YAKINIMDIR... tarzında..tüm yönetim kademelerinden.. selamlar.. mektuplar.. kartlar topluyor.
Validen .. vali yardımcısına, Emniyet amirinden ..
emniyet amirine, başhekimden.. Başhekime,
savcıdan ...savcıya,. Hâkimden... Hâkime.
Hani kızıma, göz kulak olsunlar oralarda... babından...
Ailecek çıkıyoruz yola... İstanbul’dan öte yolculuk yapmamış biri olarak, yolculuk çok yorucu gerçekten. İstanbul’dan 24 saat... Gözümü kırpmadan iniyorum otobüsten... Sarhoşluğun ne demek olduğunu anlamış biçimde...
Çok iyi karşılanıyoruz. Tuncel’inin en güzel okulu, şehrin göbeğinde... Lojmanları da var. Ama şöyle bir sorun var.. Lojmanda tek başıma kalmam gerekecek...
Çünkü okulda benden başka DİŞİ ..SİNEK BİLE YOK!!!.
Bol öğretmenli.., bol öğrencili...büyük ve yatılı bir okul. Eğitim binası, atölyeler, yatakhane, yemekhane, geniş yeşil alanlar..40 dönümlük bir alana yayılmış.. dört tarafı ana yollarla çevrili.. Adeta bir kampüs. Ama dedim ya...dişi olarak benden başkası yok!!!... koca okulda.
Ana yola ve atölyelerin bahçesine cepheli lojmana yerleşiyorum. Bütün ev ihtiyaçları zaten yatılı olan okuldan karşılanıyor, yemeklerimi okulda yiyebileceğim söyleniyor. Okulun karşısında..(.sonraki yıllarda koli tartıcısında kızımı da tartmak zorunda kalacağım...)
Şehir postanesi...200 metre mesafede Devlet Hastanesi...yani hayal ettiklerimin çok..çok..ötesinde.
Annem biraz ikna olmuş gibi...Babam hamili kart görüşmelerini de yapınca .. beni bırakıp dönüyorlar.
Okullar açılıyor...el bebek, gül bebek tarzındayım.. Hani yaz gecelerinde, bir ışık kaynağının etrafında dönen pervane kelebekleri vardır ya...aynı o şekil....herkes etrafımda pervane...her şey çok güzel... hiçbir olumsuzluk yok.. Evli olan öğretmen arkadaşlarımın, eşleriyle de arkadaş oluyorum, zaten hepsi lojmanlarda. Her gece, başka biri beni yemeğe alıyor.. Ama halktan henüz uzağım.
Tunceli’de de düşünce değişmiyor. .arkadaşlarımın eşleri; "Seni ilk gördüğümüzde ..saçtığın ışıltıdan korkmuştuk...ayyy...bu hoca hanım bu kadar genç delikanlının içinde ne yapacak, bari bir önlük giyse üzerine de...derse girerken demiştik,.. bir sabah evden beyaz bir önlükle çıktığını görünce rahatlamıştım.. ama...aynı gün önlüklü halinle kapımı çaldığında...ışıltının daha da çoğaldığını gördüğümde.. yapacak bir şey yok!!! Allah vergisi... dedim" diyordu. İşte...ister doğu.. ister batı.. her toplumdaki fikir; erkeği eğitmek yerine.. hep kadının kendini kollaması üzerine kurulu.
Ama ..ben ne yapıyorum...
"Hocam....valeybol turnuvamız var seyretmeye gelirsiz?? dediklerinde.." Ne demek seyretmek beni de oyuna alın" diyorum.. Hepsinin gözleri faltaşı...
Hocam siz valeybol oynirsiz???..oynuyorum elbet deyip sınıf öğretmeni olduğum sınıfın takımında turnuvaya katılıp kazanıyoruz sınıfça... Hiçbir erkek öğretmen arkadaşımın ilgilen-mediği turnuvalarla çok ilgiliyim..
Başka bir gün...öğle arası.. nöbetçiyim.. bütün anahtarlar bende.. bir öğrencim;
-Hocam...masa tenisi odasının anahtarıni verin de oyniyalim ..diyor
- Bir şartla ..beni de oynatırsanız..
- Ne dirsin hocam!! ping pong oynirsiz???
-Oynuyorum elbet...hem de ..derslerimi kırıp... oynayacak kadar hastasıyım...
Gene şoktalar...hepsini de kırıp geçirince.. NAMIM alıp yürüyor ..hem okulda.. hem Tunceli’de..
Hem çok güzel...hem spordan anlir!!!
Artık neredeyse cinsiyetsizim gözlerinde..
Hepsinin sevgili öğretmeni, arkadaşlarımın kardeşi, neredeyse emeklilikleri gelmiş, muhasebecimiz Mahmut Amca’nın ve aşçıbaşımız Bekir Amca’nın kızıyım...
Bana onlardan zarar gelmesini bırakın...etrafımda görünmeyen ...ama.. hissettiğim.. koca bir koruma ordum var.. Hattâ...erkeklerden çok.. kadınların ilgisini çekiyorum.. Siyasi yanları ağır basan, başka okullardaki bayan arkadaşlarım.. hafta sonları mahallelerde kadınlarla yapacakları toplantılara beni de götürmek istiyorlar..
-"Senin de geleceğini duyan kadınlar.. seni görmek için olsa da toplantıya katılıyor.. ne olur bu sefer de gel bizimle...sen olunca kolayca toplanıyorlar.." diyorlar.
Öğrencilerimin anneleri okula gelip "Hoca hanim!! bizim oğlan, bi anlatir...bi anlatir...seni.. merakımdan görmeye geldim".. diyor.
Sonuçta;
hakkımda yapılan öngörülerin hiçbiri gerçekleşmiyordu...en ufacık bir rahatsızlığım dahi yoktu.. ne bir olay...ne bir söz..
Tunceli bambaşka bir şehir çünkü...adi suç oranı SIFIR diyor, hakim tanıdığımız.. sadece siyasi suçlar var..
Eğitim düzeyi en yüksek seviyedeki illerimizin başında geliyor... Ayrıca siyasi yanlarından kaynaklı Devrimci bir yüksek ahlâk seviyesine sahipler.
Tek başına yaşayan bekâr ve dikkat çekici ben, evlenip eşim 18 aylık askerlik görevini yaparken de.. gene tek başına evli bir bayan olarak.. En ufacık bile olsa beni rahatsız edecek bir olay asla yaşamadım.
Tunceli hakkındaki bütün önyargılar yıkılmıştı artık ..
O, yüksek ahlâk sahibi Tuncelililer.. halâ kalbimin en güzel yerindeler..
Haaa!!!!...hamili kartlar ne oldu diye merak ediyorsanız söyleyeyim... onların hemen hemen hepsi.. EVLİLIK TEĶLİFİ OLARAK dönüş yaptı.. Vali muavininden başlayıp sırasıyla hakimi, doktoru, mühendisi...sıraya girdi.. Sanırım yanlış anladılar.. Babacığım. Hani göz kulak olun babında demişti ama...onlar işi tek başlarına sahiplenmeye kadar götürdüler..
Rahatsız ettiler mi???..Asla..
Red cevabı aldıklarında.. YA BENİMSIN ..YA TOPRAĞIN DEMEDİLER... Hepsi de çok beyefendiydi de.. benim evlenmek gibi bir derdim yoktu..
Yıllarca evimizde espri konusu oldu, teklifler...
-Baba bak!!!...kıymetini bil...Annemi ne doktorlar.. ne mühendisler... ne hakimler.. ne valiler istemiş te ..o seni seçmiş.
Karşı saldırı gecikmiyor..
-Siz biliyor musunuz ??...bana kaç tane kız Aşk mektubu yazdı da. Ben Annenizi seçtim...
Önyargıları yıkmak ..atomu parçalamaktan zordur ..denir ya...ben inanmıyorum... Yeter ki yıkmak isteyelim...
Selâm olsun...Tunceli’ye ve yüksek ahlâklı Tuncelilere..
Naciye Akay Ocak 2021 Urla
12 notes · View notes
sillagen · 7 months ago
Text
Hava serinmiş şalımı da almadım. Hanımefendi ceketimi giyin diyecek bir kimse de yok delikanlıca donacağım.
24 notes · View notes
ofkegunu · 7 months ago
Text
Öfke günü bugün giyin siyahları
Tanrı kainatı icat etti insanlar silahları
19 notes · View notes
mehlikay · 25 days ago
Text
sen şöyle iki adım ötede dur. benim ateşim senin eteklerini görmesin. sen yanmaktan anlamazsın. yanarsan karışmam. o şarkıyı kapat mesela. ağlarsın ama kalbin ağlamaya pek müsait sayılmaz. senin yüzüne gülmeler yakışır. bana da bakma öyle kırgın kırgın. ben artık senin halinden anlamam. git başka sokakta yak o sigarayı. hangi kaldırıma çöküp ağladın beni gram alakadar etmez. ister kediye anlat, ister insana. ama bana yaklaşma. kulaklarımı sağır ederim sadece sana karşı. kalbin kırılır. kırılırsa ben karışmam. yere çöküp çocuklar gibi ağlayabilirsin. ama elini uzatan ben olmam artık sana. yemişim kırk yıllık kahvenin hatrını. değil artık seninle kırk yıl, iki saat yan yana dursam alsın Allah benim canımı. alsın desin ki, boşunaymış sana üflediğim nefes. sana şiir fazla geliyormuş. onu anladım. git başkasının tek dizelik yazılarını giyin üstüne. sen ancak onlara yakışırsın. al benden bir sigara. ama kalk git başka sokakta iç. bana yaklaşma.
9 notes · View notes
ckardelen · 2 months ago
Text
Tumblr media
1945 yılı Aralık ayının dördü
İlk göz göze geldiğimiz günkü elbiseni çıkar sandıktan, giyin, kuşan, benze bahar ağaçlarına… Hapisten          mektubun içinde yolladığım karanfili tak saçlarına, kaldır, öpülesi çizgilerle kırışık beyaz, geniş alnını, böyle bir günde yılgın ve kederli değil,                                                  ne münasebet, böyle bir günde bir isyan bayrağı gibi güzel olmalı Nâzım Hikmetin          kadını…
Nazım Hikmet
11 notes · View notes
gezegenivetotusss · 25 days ago
Text
Güünnnaydınnn hava sogukmus ceketlerinizi giyin ben giymedim
12 notes · View notes
izlerdurursun · 29 days ago
Text
havalar soğudu sıkı giyin falan demiyorum benim değilsen geber
11 notes · View notes
simdiicimdengeldi · 1 month ago
Text
Mevsimlere ve aylara çok anlam yüklemeyin, kimse elleri üşüdü diye size dönmez. Siz de elleriniz üşürse eldiven giyin. Çünkü sevgi hak edene verilir.
7 notes · View notes
seyyahh-h · 1 month ago
Text
Demiş olmak için kimse kimseye bir şey demesin.
Böyle kafasına çalar gibi...
Güzeldir sevildiğini duymak, söylemek...
Söyleyin elbet.
Deyin ki mesela:
Bugün nasılsın?
Üstünü ört...
Sıkı giyin...
Hadi uyu biraz...
Varınca telefon et...
Dikkat et!
Yemeğini yedin mi?
Beslenmene dikkat et.
Doktora git.
İlaçlarını almayı unutma.
Yapabileceğim bişey var mı?
Kalmamı ister misin?
Geç kaldın, merak ettim.
Özledim deyin...
Seni seviyorum ne demek bilmiyorum ben.
Beni karıştırma böyle şeylere ..
*******
"Bana yağmuru anlatma, yağ”
Victor HUGO
🌿🌷🦋🍀🌾🪻🍂☘️💐🥀🌺
Tumblr media
11 notes · View notes
yandikalbim · 1 year ago
Text
Bazen seni seviyorum diyemez insan, onun yerine;
•Dikkat et kendine, der
•Fazla yorma kendini, der
•Hava soğuk sıkı giyin, der
•Hız yapma dikkati git, der
•Gidince beni ara, der
•Geç yatma erken kalkacaksın,
Der, der, der durur...
66 notes · View notes
sade1-adam · 2 months ago
Text
Bazen seni seviyorum diyemez insan, onun yerine;
Dikkat et kendine, der..
Fazla yorma kendini, der..
Hava soğuk, sıkı giyin, der..
Hız yapma dikkatli git, der..
Gidince beni ara, der..
Geç yatma erken kalkacaksın, der... .der, der durur.
12 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 1 year ago
Text
Tabusuz Karım! (4) (Çetin 52 Y., Adana)
Ertesi gün öğlene doğru saat 11:00 gibi, kapı zilinin sesine uyandım. Karım da uyanmıştı, yatakta gerneşiyordu. Ben hemen (Belki Yeliz geldi diye umutlanarak) şortumu giyip kapıyı açtım. Karşı komşumuz Burcu hanım gelmişti. "Müsait değilsiniz herhalde?" dedi. Ben tam, (Değiliz!) diyecekken, karım yetişip atıldı, "Müsaitiz tatlım, buyur gel!" dedi ve Burcu'yu içeri aldı. Bana da, "Kocacığım müsade eder misin, Burcu'yla birşeyler konuşacağız!" dedi. Ben de gittim yatak odasına, tekrar uzandım yatağa.
Karım daha önce Burcu'dan bana bahsetmişti, onu da bana siktireceğini söylemişti. Burcu'yu düşünerek uyumuşum. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, yarağımda gezinen bir el ile uyandım. Gözlerimi açtığımda karım yarağımla oynuyordu. "Uyandın mı erkeğim?" diyerek dudağımdan öptü ve "Akşama misafirirmiz var, Burcu yemeğe gelecek. Rakı balık yapalım, kalk giyin, balık al gel!" dedi. Kalktım, duşumu aldım, giyindim ve çarşıya çıktım, karımın istediklerini aldım.
Akşam saat 7 gibi Burcu geldiğinde, masa hazırdı. Rakı bardaklarının biri boşalıyor biri doluyordu. Üçümüz bir büyük rakıyı bitirdikten sonra, karım Burcu'ya yanaştı ve dudaklarından öpmeye başladı. Karım Burcu'yu resmen yiyiyordu. Karım seksi muhteşem yaşıyor ve yaşatıyordu. Masada biraz daha yiyiştikten sonra, "Bizi seyret kocacığım!" dedi ve yatak odasına geçtiler. Ben de arkalarından yatak odasına gidip, koltuğa oturdum ve onları seyrederken demir gibi olan yarağımla oynamaya başladım. Az sonra ikisi de çırırlçıplak soyunmuş, karım yine belden bağlamalı yarağı takmıştı. Karım bana, "Bu orospu 4 yıldır gerçek yarak yemiyor, 4 yıldır bunu ben sikiyorum. Seninle evlendiğimden beri sikmedim. Dayanamamış orospu, bu gün kendini siktirmeye gelmiş. İlk önce ben sikeyim, sonra seninle birlikte sikeriz!" dedi. "Tamam!" deyip seyretmeye devam ettim...
Herşey mükemmeldi, karım altta, Burcu üstte inleyerek zıplayıp duruyordu. Karımın işaretiyle soyunup Burcu'nun arkasına geçtim. Yarağımı Burcu'nun göt deliğine dayadım, fakat daracaık olan göt deliğine giremiyordum. Karım, "Vazelin var çekmecede, vazelin sür!" dedi. Vazelini alıp bolca sürdüm göt deliğine ve Burcu'ya götten inlete inlete girdim. Burcu aramızda tost olmuştu. Burcu çığlıklar atıyor, "Sikin beni erkeklerim! Kökleyin! Ben ikinizin de fahişesiyim, beni her gün böyle sikin!" diye bağırıyordu. 10 dakika sonra ben Burcu'nun götüne boşaldım ve kendimi yatağa attım. Karım Burcu'yu bir 15-20 dakika kadar daha sikti. Anladığım kadarıyla Burcu iki kez orgazm olmuştu. Ve onlar da bitkin bir şekilde uzandılar yatağa...
Biraz dinlendikten sonra Karım Burcu'ya, "Aşkım biz İstanbul'a gideceğiz, bizimle gelir misin?" dedi. Burcu, "Olur gelirim, ama ne yapacağız İstanbul'da?" dedi. Karım, "Travesti ile sikişmeye gidiyoruz. Tanıdığım 3 tane travesti var, sana onları ayarlarım, kocam beni sikerken, seni de 3 travesti siksin, seni 3 yarak yerken görmek istiyorum. Biri amcığını, biri götünü sikecek, diğeri de ağzına verecek, tam 3 yerinden aynı anda sikilmeni istiyorum!" dedi. Burcu kabul etmedi, "Normal erkek olsa belki olur da, travesti asla olmaz!" dedi. Bunun üzerine karım, "Tamam, sana normal erkek buluruz! Bir tane var zaten, bir tane daha bulduk mu, bir de kocam var, üçü birden sikerler seni!" dedi. Ama Burcu bu sefer de kabul etmedi, "Yok, siz gidin, ben öyle travestili ortamlarda bulunmak istemiyorum!" dedi.
O günden sonra Burcu bizim sex oyuncağımız olmuştu, nerdeyse her gün gelip kendini siktiriyordu bize. Ama bu işe Yeliz ile annesi çok kızıyormuş (bunu sonradan Yeliz'den öğrendim). Ne zaman bize gelmek için arasalar, karım onlara, evde Burcu'nun olduğunu ve müsait olmadığımızı söylüyormuş. Yeliz beni aradı ve benimle dışarda buluşmak istediğini söyledi. Ben de olur dedim ve atladım arabama, yarım saat sonra Yeliz'le buluştum, ne de olsa çocuğumun annesi olacaktı. Arabanın içinde konuşmaya başladık. Yeliz beni sevdiğini ve özlediğini, hiç olmazsa haftanın 3 gecesini benim kollarımda uyuyarak geçirmek istediğini söyledi. Sonra, "İstabul'a gidecek misin?" diye sordu. "Evet!" dedim. Yeliz de, "Orda teyzemin sevgilisi bir kadın var, onu sana siktirecek haberin olsun! Teyzemin tek hayali vardı, senin gibi onu sexte özgür bırakacak bir erkekle evlenmek istiyordu. Teyzemin kadınlarla sevişmesine müsade ettiğin sürece, inan sana canını bile verir!" dedi. Ben de, "Ben onun kadınlarla sevişmesine izin veririm, ama o da benim seninle ve annenle birlikte olmama karışmayacak!" dedim.
"Annem neden?" dedi. "Annen kadar yarağı güzel yalayan ve somuran bir kadın tanımadım!" dedim. "Aşk olsun, ben yapamıyor muyum?" dedi ve suratını astı hemen. "Sen de yapıyorsun aşkım, ama annen o konuda tek! Dilini yılan gibi kullanıyor!" dedim. "Vay beeee! Annem neymiş öyle!" dedi. Oysa ki annesi yaşlıydı, ama önemli değildi, ben de ondan öyle zevk alıyordum. Yeliz'in eli yarağımdaydı, fermuarımı açtı, eğildi yarağımı ağzına aldı, yaladı, somurdu. Sanki annesinden güzel yaptığını göstermek için uğraşıyordu. Ben de o sırada arabayı kuytu bir yere çektim ve deliler gibi sevişmeye başladık. Ben Yeliz'i sikmek ve amına boşalmak istiyordum. Arka koltuğa geçtim, sırtüstü yattım ve Yeliz üstümde inip çıkmaya başladı. Belirli bir süre sonra, tam patlayacağım anda indi üstümden ve ağzına patlamamı çok istediğini söyleyerek ağzına aldı yarağımı. Tüm döllerimi ağzına fışkırttım. Harikaydı, gerçekten çok güzeldi, Yeliz döllerimin hepsini yuttu.
Üstümüzü başımızı toparladık ve Yeliz'i evlerine bıraktım. Kapının önüne geldiğimizde, "Annen evde mi?" dedim. "Evet, evde." deyince, annesinin bir kahvesini içmek için ben de Yeliz'le birlikte yukarı çıktım. Annesi beni kapıda karşıladı, dudak dudağa öpüştük. Bana sanki yıllardır hasretmiş gibi sarıldı ve "Sen harika birisin, kızım senden çocuk doğuracak diye inan çok mutluyum!" dedi. Ben de kendisinden çok hoşlandığımı söyledim. O da elini önüme atıp, pantolonumun üstünden yarağımı avuçlayıp, "Ne zaman istersen, ben ve Yeliz seniniz, bunu asla unutma!" dedi ve mutfağa kahve yapmaya gitti. Yeliz, "Ben bir duş alacağım, hem sizi biraz yalnız bırakayım!" deyip, dudaklarımdan öperek banyoya girdi. Ben de mutfağa gidip annesine arkadan sarıldım. Annesi hemen götünü arkaya bastırarak, "Sikmek istiyor musun götümü?" diye sordu. "İstemez miyim hiç!" deyince, ocağın altını söndürüp döndü ve önüme çöküp, önce yarağımı bir güzel yaladı, kaldırdı. Sonra doğruldu, külodunu sıyırıp, eteğini beline toplayarak, tezgahtan tutunarak domaldı.
Sikimin başını tükürükleyip, geçirdim götüne. Yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara sikmek istiyordum götünü. 4-5 dakika yavaş tempoda sikmiştim ki, telefonum çaldı. Karım arıyordu. Pompalamayı bırakıp telefona cevap verdim. Karım nerde kaldığımı sordu ve beni birisiyle tanıştırmak istediğini söyleyip, hemen eve gelmemi istedi. Hemen geleceğimi söyleyip kapattım telefonu. Ve kaldığım yerden devam ettim baldızın götünü sikmeye, ama bu sefer hızlı hızlı ve sert sert pompalayarak, bir dakikada götüne boşaldım. Hemen toparlanıp, kahveyi de içemeden döndüm eve.
Karım karşı komşumuz Burcu'yu bana sunmuştu. Evlenmeden önce verdiği sözleri tutuyordu, bu da benim hoşuma gidiyordu. Yaşadığımız herşey mükemmeldi. Beni Straponla sikmesi bile beni uçuruyordu beni. Bu durumdan çok hoşnuttum. Ama beni sadece kendisi sikmek istiyordu ve hiç kimseyle o konuda beni paylaşmıyordu. Sadece ablası bir iki kez götüme dil atmıştı, hepsi bu. Eve vardığımda, gözlerim merakla tanıştıracağı kadını evde aradı, ama evde karımdan başka kimse yoktu. Yine yatağın üzerine giyeceğim giysileri hazırlamıştı, onları giymemi istedi. Giysileri giymiştim ve yine kadın gibi olmuştum. Karımın yanına, salona o şekilde varınca, karım, "Hadi gel, seni biriyle tanıştırayım!" dedi. Şaşırmıştım, "Ben bu halde mi çıkacağım dışarıya?" diye sordum. "Yok çıkmıyoruz!" dedi ve beni bigisayarın başına götürdü. Karşı tarafın webcamı açıktı. Webcamda 35 yaşlarında, sarışın, harika bir kadın vardı ve bizim webcam kapalı olduğu için o beni görmüyordu. Karım, "Hatuna alıcı gözüyle bak bakalım, eğer beğenirsen, bununla sikişmek istersen, bizim webcamı açacağım, o da seni görecek, yoksa görmeyecek!" dedi.
Ben hatunu çok beğenmiştim, ama yine de bir ayağa kalkmasını istedim. Karım ona yazdı ve hatun ayağa kalktı. Çok güzel vücudu vardı, tombuldu, etliydi, biraz da kilolu idi. Ben hiç kilolu kadınla sikişmemiştim. Kabul ettim. Karım webcamımızı açtı ve ben o halimle kamera karşısına geçtim. Karşıdaki hatun benim çok hoş ve tatlı olduğumu söylediğinde, bir tuhaf olmuştum. Hiç tanımadığım bir kadının karşısında bu şekilde olmak beni tuhaflaştırmıştı. Ama bir yandan da hoşuma gitmiyor değildi. Adının Sevilay olduğunu öğrendiğim bu sarışın bomba, "Ne diyorsun, geleyim mi?" diye soruyordu. O an karıma baktım ve kafamla olur işareti yaptı. Karım da Sevilay'ı evimize davet etti. Zaten bize yakın oturuyormuş.
Karım daha önce Sevilay'la, telofonda olsun, webcamda olsun çok sanal seks yapmışlar, ama hiç gerçekten birlikte olmamışlar. Ben OK verdikten yarım saat sonra Sevilay bizde oldu. Kapının zili çaldığında, karım kapıyı benim açmamı istedi ve ben üstümde mini etek, içimde tanga külot, üstümde transparan bir badi ile kapıyı açıp karşıladım. Sevilay beni öyle görünce hemen dudaklarım yapıştı ve ellerini kalçama attı, beni kendine doğru çekti ve "Seninle sabaha kadar sikişeceğim!" dedi. Karım da yanımıza geldi ve Sevilay'ı dudaklarından öperek, ona, "Karımı beğendin mi aşkım?" diye sordu. Sevilay da, "Beğendim canım! Desene bu gece harika olacak!" diyerek elini karımın eteğinin altına attı ve "Hmm, külot giymemişsin orospu!" deyip, karımın amcığını biraz okşadı. Sonra karımın önünde çöktü ve eteği kaldırdı, karımın amcığını yalamaya başladı. Ben koltuğa oturdum ikisini seyrediyordum...
Sevilay karımın amcığını biraz yaladıktan sonra doğruldu ve karımla tekrar öpüştüler. Birbirlerini yiyorlardı sanki, aç kalmış köpekler gibiydiler. Sonra karım Sevilay'ın eteğini kaldırdı ve tangasını kenara çekerek, Sevilay'ın amını götünü yaladı. Bir kez daha öpüştükten sonra, karım, "Bu kadar hoşgeldin faslı yeter! Birşeyler içelim!" dedi ve koltuğa oturdular. Kendi kendime, (Eğer bu hoşgeldin faslı ise, gerisi nasıl acaba?) dedim. Karımın emriyle viskileri doldurdum, içine buz attım, üçümüz de sek içiyorduk. Kadehimi kaldırıp, "Hoş geldin bebeğim!" dedim. Sevilay da, "Ben viskiyi başka türlü içiyorum ama!" diyerek yarağıma elini attı, tangamdan çıkardı, yarağımı viskisinin içine soktu ve yarağımı yaladı. Bunu arka arkaya 5-6 kez yaptı, sonra viskisini içti. Harikaydı, yarağım zaten kazık gibiydi, şimdi demir gibi oldu...
Sevilay karıma, "Kız şu yarağa bak, harika bir şey! Kusura bakma ben sikilmek istiyorum, amıma vibratör sokmaktan bıktım, amıma bu yarağı istiyorum!" dedi. Karım da, "O amdan sikmez, götten siker, sen de götten siktirmiyorsun!" dedi. (Sanal seks yaparlarken karım Sevilay'ı götten sikmek istiyormuş, Sevilay hayır diyormuş!). Sevilay da karıma, "Bu yarak benim her yerimi sikebilir! Bu gün ilkleri yaşamak istiyorum!" dedi. Karım Sevilay'a, "Tamam, ama ilk önce ben sikeceğim seni! Öyle anlaşmıştık, döneklik yapma orospu!" dedi. Sevilay istemeye istemeye, "Hadi o zaman!" dedi ve soyunmaya başladı. Karım benden içerden belden bağlamalı vibratörü getirmemi istedi. Ben hemen yatak odasına gidip vibratörü aldım geldim. Geldiğimde karım Sevilay'ı domaltmış, amını yalıyordu. Karım vibratörü beline bağladı ve arkadan Sevilay'in amına sokup, sikmeye başladı...
Ben yine koltuğa oturdum, birazdan bana teslim olacak götü seyrederek yarağımla oynamaya başladım. Sevilay'in değirmen taşı gibi götünü sikmek düşüncesi beni çıldırtmıştı. Karım bu arada Sevilay'ın amına pompalıyor, Sevilay çığlıklar atıyor, bana, "Hadi sen de gel, erkeğim ol, kocam ol, sik beni!" diyordu. Ben kalkıp onun viski bardağına yarağımı soktum ve ağzına verdim. Bunu birkaç kez yaptım. Sevilay çılgınlar gibi yarağımı somuruyordu. Bir süre daha karım sikerek Sevilay'ı orgazm ettikten sonra amından çıktı ve "Bekleyin!" dedi, yatak odasına gitti.
Elinde krem kutusuyla geldi. Sevilay'ın götünü kremledi. Beni Sevilay'ın arkasına çağırdı, benim de yarağımı kremledikten sonra, yarağımı tutup Sevilay'ın götüne yerleştirmeye başladı. Sevilay kendini ileri çektiyse de, karım buna müsade etmedi ve bana birden köklememi söyledi. Ben de var gücümle abanarak, Sevilay'ın feryatları eşliğinde, o değirmen taşı gibi göte girdim. O an yaşamımdaki seks zevklerimin en güzel anlarından birini yaşıyordum. Olamazdı böyle güzel bir şey!
Ben Sevilay'ın götünde gidip gelmelere başladım. Ben kökledikçe Sevilay hem bağırıyor, hem de değirmen taşı gibi götünü dönderiyordu. Sevilay kendini harika siktiriyordu. Götü ilk kez yarak görmüştü. Acıyla zevki bir arada yaşamanın mutluluğunu yaşayan Sevilay, bana, "Sen benim kocam olsan, her gün bu götü sana veririm!" diyordu. Pozisyon değiştirmek için ben götten çıktım ve sırtüstü uzandım, Sevilay geldi üstüme, yarağımı götünün ağzına yerleştirip oturdu. Hem bağırıyor, hem köküne kadar oturuyor kalkıyordu. Karım Sevilay'ın dudaklarını öpüp, "Ben bir duş alıp geliyorum, çok terledim, siz devam edin!" diyerek banyoya gitti...
Banyodan su sesi gelmeye başlayınca, Sevilay bana, "Ben buraya neden geldim biliyor musun? Karın seni bana siktirecekti, asıl onun için geldim! Sen sapına kadar erkeksin, neden kendini ona buna siktiriyorsun? Bak harika sikiyorsun! Bu devirde senin gibi siken erkeği hangi kadın bulabilir ki?" dedi. Ben de, "Senin beni sikeceğini bilmiyordum! Karım bana, senin beni sadece böyle görmek istediğini söyledi, ben de amaç fantazi yaşamak diye olur demiştim..." dedim. Sevilay da, "Hayır, karınla anlaştık, ben seni sikecektim!" dedi. Ben buna bozulmuştum, o anda Sevilay'ın götünde yarağım indi. Sevilay anlamıştı bozulduğumu, "Sıkma canını, seninle ilerde paylaşmak istediğim çok şey var!" dedi. O sırada karım içeri girdi, "Ne o, lastiğiniz mi patladı? Erken bitirmişsiniz!" dedi. Sevilay da, "Benim gitmem lazım, başka zaman devam ederiz!" dedi. Karım da, "Olur, sen bilirsin!" dedi.
Sevilay giyindi ve karımla birlikte yatak odasına girdiler, birşeyler konuştular, çıktılar. Kapıda vedalaşıp öpüşürken, Sevilay kulağıma, "Konuştuklarımız aramızda kalsın!" dedi. Ben de gözlerimi kırparak tamam işareti yaptım. Karım o an Sevilay'a, "Hayırdır kız, ne diyorsun kocama?" diye sordu. Sevilay da, "Kocana aşık oldum canım, istediği zaman beni sikebileceğini söyledim!" dedi. Sevilay gittikten sonra ben hiç bozuntuya vermedim. Vakit geceyarısı olmuştu, karım, "Yatıp uyuyalım, iki gün sonra İstanbul'a uçacağız, dinlenelim biraz!" dedi. İstanbul'da olacakları da merak ediyordum, ama asıl Yeliz'i merak etmiştim. Karıma Yeliz'i özlediğimi söylediğimde, "Yarın görürsün Yeliz'i!" dedi. "Tamam!" dedim. Yattık uyuduk. Evlendiğimizden beri ilk kez karımla sikişmeden uyumuştuk....
[Çetin]
63 notes · View notes
artikfarketmez · 3 months ago
Text
arkadasima 2 saattir turbeye gidelim diye yalvariyorum seni almazlar dogru düzgün giyin gidelim diyo neyim varmıs benim anlamadim
13 notes · View notes