#girim

[wooing-basaktek]

İstanbul'daki kadınların giyim tarzına dair daha fazla detay eklemeye devam edelim: Farklı mevsimlerde katmanlı giyim: İstanbul, kışın soğuk, yazın ise sıcak bir iklimi olan bir şehir olduğu için, kadınlar genellikle katmanlı giyim tercihini benimserler. Özellikle sonbahar ve kış aylarında, kazaklar, şallar, cepkenler gibi katmanlı giyimle, hem sıcak kalırken hem de şık bir görünüm elde edilir. Kadınlar, katmanları kendi tarzlarına göre kombinleyerek, hem pratik hem de şık bir giyim tarzı yaratırlar. Mesela, bir yün kazak üzerine deri ceket veya panço eklenebilir, ya da trençkot ile kalın bir atkı tamamlanabilir. Klasik parçalarla modern dokunuşlar: İstanbul’daki kadınlar, klasik kıyafetleri modern dokunuşlarla birleştirerek şık ve çağdaş bir görünüm elde ederler. Örneğin, düz kesim pantolonlar ve beyaz gömlekler, klasik bir ofis tarzı yaratmak için tercih edilirken, üzerine parlak bir çanta veya renkli bir şal eklenerek stilize edilebilir. Bu tarzda kadınlar, geçmişin izlerini taşıyan klasik parçaları, modern detaylarla harmanlayarak şık bir görünüm elde ederler. Tasarım ve sanatla iç içe stil: İstanbul, sanatın ve tasarımın güçlü olduğu bir şehir olduğundan, bazı kadınlar giyimlerinde sanat akımlarını yansıtan parçalara yer verirler. Geometrik desenler, soyut baskılar veya sanatçı el işçiliği ile yapılan elbiseler, gömlekler veya etekler sıkça tercih edilir. Kadınlar, özellikle sanat galerileri, kültürel etkinlikler veya tasarım dükkanları gibi mekanlara giderken bu tür yaratıcı parçalarla kendilerini ifade ederler. Aileyi yansıtan stiller: İstanbul’daki kadınlar, bazen günlük yaşamlarında giyim tarzlarını aileleriyle uyumlu hale getirmeyi tercih edebilirler. Anne ve kız veya eşler arası uyumlu giyim, sokakta sıkça karşılaşılan bir diğer stil tercihi olabilir. Özellikle büyük desenli elbiseler, eşofman takımları gibi rahat ama şık giyim seçeneklerinde, aile üyelerinin birbiriyle uyumlu giyinmesi doğal bir tarz haline gelir. Şık spor giyim (athleisure): Son yıllarda, athleisure (spor giyim + şıklık) trendi İstanbul’da da oldukça yaygın. Kadınlar, spor salonuna gitmeden önce veya günlük yaşamda rahatlıkla kullanabilecekleri eşofman altları, oversize tişörtler, hoodie’ler gibi parçaları, şık aksesuarlar ve doğru ayakkabılarla tamamlayarak rahat ama şık bir görünüm elde ederler. Yüksek bel pantolonlar, spor ayakkabılar ve deri çantalar gibi kombinlerle, şık bir spor tarzı yaratılabilir. Gizli şıklık: Bazı İstanbul kadınları, şıklıklarını abartmadan, ince detaylarla ortaya koyarlar. Klasik bir beyaz gömlek ve siyah pantolon gibi sade kıyafetler, zarif bir saat, minik bir kolye veya incesinden bir şal ile tamamlanır. Bu tarzda, her şeyin yerli yerinde ve öl��ülü olması gerektiğine inanılır. Şıklık, fazla gösterişli olmadan zarif bir şekilde kendini belli eder. Yeni nesil tasarımcılar ve butik giyim: İstanbul’daki bazı kadınlar, büyük markalar yerine yerel tasarımcıların koleksiyonlarını tercih ederler. Özellikle butik giyim mağazaları, özel tasarım kıyafetler ve vintage dükkanlar, şehre özgü stil arayışında olan kadınlar tarafından sıkça tercih edilir. Bu kadınlar, sıradan olmayan, özgün ve farklı tasarımlar ararlar. Yerel tasarımcılar tarafından üretilen el yapımı elbiseler, özel dikim kıyafetler ve vintage takılar gibi parçalar, bu kadınların şıklık anlayışını oluşturur. Kadınları güçlü hissettiren stil: İstanbul'daki bazı kadınlar, giyimlerinde kendilerini güçlü ve bağımsız hissetmelerine olanak sağlayacak tarzları benimserler. Beyaz gömlekler, deri pantolonlar, tuzlu elbiseler veya smokin ceketler, bu güçlü ve sofistike tarzı yaratmanın bir parçasıdır. Bu kadınlar, giydikleri kıyafetlerle özgüvenlerini ve güçlü duruşlarını vurgularlar.

[anatern]

void that bun

[harepare]

kubra bugun beni yaklasik dort bes saat bekletti totalde

[kisa-hikayeler]

Yaşlı ev sahibim

30 yaşında 5 yillik evli bi adamim , geçen yıl başka bir eve taşındık, 1 yildir yeni evimizde oturuyoruz ev sahibimiz 70 yasinda yalniz yaşayan bir kadin , gayet hanım efendi hoş sohbet bir ev sahibi , o yaşta arada bel alti sakalari bile yapiyor tatli tatli , eşim yokken dozunu arttiriyorda , arada aklima acaba hala cani istiyormu diye gelmiyor desem yalan olurdu, eşim bu yıl 1 aylığına memlekete ailesinin yanina gitti , ben yalniz kaldim evde , ev sahibi sagolsun sen yalniz kaldin diyip yemek falan yapip getiriyordu 3-5 gun böyle gel git derken tabi ben arada zahmet etmeyin falan da diyorum , neyse bir gun oturduk sohbet ediyoruz , bu sefer ben biraz şakaya kacayim dedim evet yalnizim ama benim tek ihtiyacim yemek değil ki dedim digerleri ne olacak , yani şunu dese şaşmazdim napim ben mi girim koynuna diye ama o dedi ki ah ah o konudan bende muzderibim sen yine gencsin bi kacamak yapim desen yaparsin , beni kim ne yapsin dedi , aa öyle demeyin siz istedikten sonra size talip çok olur dedim , sen yalniz ben yalniz niye duruyoruz böyle ozaman dedi , yanasip opup ellemeye basladim , hadi yatak odasina gidelim , karini becerdigin gibi becer beni , onu inlettigin gibi inlet , sesinizi her gece duymaktan bir hoş oluyordum simdi o sesleri biz cikartalim dedi , yaş 70 ti ama yillardir bi erkegin koynuna girmeyisi onu çok azgin yapmisti , o kalan 20 günun 10 gununden fazlasi seviserek gecti , karin gelincede unutma beni , benim esyali boş diger evim var oraya gideriz arada olur mu dedi , sen iste yeterki dedim , arada sevismelere devam ....

[ardaturanlasmisbera]

Günaydın dikkat çekmek için ota boka dertlenen depresiflere boydan girim boy 1.57

[mavibirbulud]

Dostumlar iş yoldaşım aşık olmuş necə girim yerə la ben seni kanka gibi görüyordum

[sevdalidur]

ildə bir dəfə dedim ki dərs oxumayım idmana girim başım açılar,ayağımda başım boyda yarıq açıldı

[sumerianlanguage]

Hi, thank you so much for sharing your knowledge! I'd like to check a translation with you, I'm looking to roughly translate the words "flower disease", from the Hanahaki trope. I went through your blog first and deduced it would be something like "turgirimaka", does it sound right? Thank you again!

Hi, and thanks for the kind words! You're pretty close - tur 𒌅 is "disease", and girim 𒄀𒆸 is "flower". To combine them it'd just be turgirima "disease of flower(s)", written 𒌅𒄀𒆸𒈠 in cuneiform. The extra -ka you've added would either mean the phrase is in the locative case, where turgirimaka would mean "in/at the flower disease"; or it could be a stacked genitive in something like kindaturgirimaka "flower disease surgeon".

[blessed1neha]

Radha - Krishna duel

Once Kṛṣṇa became a boatman and offered Śrī Rādhā and Her girlfriends a ride to cross the river Yamunā. Following is Their sweet and witty conversation that took place on the shore of the river, wherein Śrī Rādhikā expertly engaged in a Sanskrit verbal duel and defeated the Lord of Her life- Śrī Kṛṣṇa.

uttiṣṭhārāt tarau me taruṇi mama taroḥ śaktir ārohaṇe kā sākṣād ākhyāmi mugdhe taraṇim iha raver ākhyayā kā ratir me |

vārteyaṁ nau-prasaṅge katham api bhavitā nāvayoḥ saṅgamārthā vārtāpīti smitāsyaṁ jita-girim ajitaṁ rādhayārādhayāmi ||

Kṛṣṇa: “He Taruni, O beautiful young girl, quickly board My tarī (boat).”

Rādhā replied (taking tarī as taru in Sanskrit, or tree): “I have no strength to climb a tree.”

Kṛṣṇa: “He Mugdhe, O foolish girl, I mean taraṇi (boat).”

Rādhā (taking tarani as ‘sun’ in Sanskrit): “The sun? I do not even want to climb a tree, and You are talking about going to the sun?”

Kṛṣṇa: “I am not talking about the sun. I am talking about nau, the boat.”

Rādhā (taking nau to mean ‘Us’): “Don’t even think about the two of Us getting together.”

I worship the unconquerable Ajita Kṛṣṇa, who smiled gently as Śrī Rādhā soundly defeated Him in this delightful verbal duel, leaving Him speechless.

-Śrī Padyāvalī [269]

[nefesallzombi]

Şuraya kafa dağıtmaya girim diyorum aşk acısı çekenler mi dersin sapıklar mı dersin yeto aq

[mutludegilim]

Ispanak yapıp uslu uslu evde yemek yiyip duşa mı girim süslenip dışarı çıkıp akışa mı sürükleneyim acaba

[anatern]

my bun boy sketches

[harepare]

iki saattir kendime gelmeye valisiyorum ama uyumafikca ayilamiyorum aslinda dun cok uyudum niye uykum var benim amk

[kisa-hikayeler]

Arkadaşımın Annesi

Ben 18

Arkadaşım 18

Annesi 40

Tek çocuk

5 yildir tanidigim kişiler, surekli evlerine gidip gelirim,

Çok hoş bir kadın, arada hayal edip 31 cekerdim, bana da çok sicak ve samimiydi , arada ufak firikiklerde yakalardim , hep hayal ederdim, banyo tuvalet bir di evin bir gün şeytan durttu ve banyodaki kirli sepetini karıştırdım, o sudyenler camasirlar , cok hosuma gitti ama geyecan ve korkudan fazla birsey yapamadim, gel git derken alistim , sikime surtmelere başladım, hatta bi kere bi camasirini aldim kirmizi dantelli bir kilot evde bosaldim o kiloda odama sakladim bi sure sonra attim, derken bi kac kere kirli sepetindekilerede bosaldim anlasilmasin diye karistirdim, derken bir gün, yine arkadasin evdeyiz annesi disardaydi yeni geldi eve , bi 15 dk falan olmustu daha geleli , bizde arkadasimla disari cikmaya karar verdik , arkadasimin annesi uzerindeki kisa kollu elbisesini degistirmisti, dusundum acaba gelince yzerini degisip sepetemi atti , havalar sicakti zaten , ben bi tuvalete girim oyle cikalim dedim arkadasima , gittim ve kirli sepetinin kapagini actim en ustte bir sudyen vardi ve altinda o disardan geldigindeki elbise, aldim kokladim cok guzel kokuyordu, iyice cildirmistim , sudyene bi guzel bisaldim , ama sonra sepete koymadim, anlasin istiyordum bir yandan korkuyor bir yandan da cok heycanliydim , bosaldim ve sudyeni sepete koymadim kapagin uzerine biraktim,

[to-be-ornot-to-be]

"...Bu nə zülm? Bu nə zülm?

Tez gəlsin sonum çatsın,

Özümə qəbir qazım,

Girim içinə,yatım ölüm..."

[siyahdusler]

Bana değer vermeyenlere götten tekte girim hayırlı cumartesiler