#gay sesi
Explore tagged Tumblr posts
gelu-the-babosa-multiversal · 3 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
AJKSDjhjkafhAKSFJALFJ Thank you Marvel!
aparently in the latest fantastic 4 comics johnny storm has been in a relationship with an alien, and that would be pretty standard affair for marvel heroes, right.
except someone at marvel with fucking balls of steel and the biggest brain in the known universe made the alien look... actually alien
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
this is the greatest thing ive seen in my life, is almost enough to make me want to read the comic
43K notes · View notes
cwcthzl · 6 months ago
Text
work is a four-letter word
containing: adult stanley uris x richie tozier, fluff, kissing, lots of swearing, mild sex/suicide/mental illnes jokes, derogatory language (affectionate), tired gay men.
word count: 2.042
language: turkish
Stan kapkaranlık odada acıtıcı derecede aydınlık bilgisayar ekranına rağmen göz kapaklarının ağırlaştığını hissedebiliyordu. Kirpiklerine ağır, kırmızı kiremitler bağlanm��ş gibiydi; resmen her göz kırpışışında gözlerini kâbuslarla dolu bir uykuya kapatmamak, bu rahatsız tahta sandalyede uyuyakalmamak için yaşam mücadelesi veriyordu.
Gözlerini birkaç kere sertçe kapatıp açtı, kapattığı anların açtığı anlardan daha uzun olmaya başladığını farkettiğinde başını hızlı hızlı iki yana salladı ve kendi uykusundan kaçıyorcasına keskin bir hareketle masaya uzandı. Bilgisayar faresinin yanındaki kahve bardağını eline aldı ve kalan son yudumu içti. Buz gibi olmuş kahve boğazından geçerken daha ne kadar beklemesi gerektiğini merak ediyordu açıkçası. Cumartesi saat gece on ikide iş için aramaları yetmiyormuş, gecenin köründe üç saat çalıştırmıyorlarmış gibi bir de şimdi saniyesinde dönüş yapacaklarını teyit etmelerine rağmen e-postalarını bekletiyorlardı. Tanrı aşkına, uykusunu ve zamanını daha ne kadar harcayabilirlerdi?
İç çekerek burun kemiğini ve gözlerini ovuşturdu. Patronu olacak heriften nefret ediyordu.
Patronuna ve işine ettiği satırlarca küfüre çok dalmış olacak ki bir el omzuna konduğunda yerinden sıçradı.
Kalbi bir atış kaçırırken boynunu çatırdatan bir hızla başını arkasına çevirdiğinde Richie'yi gözleri bilgisayar ışığından kısılmış ekrana bakarken buldu. Tuttuğunu bilmediği bir nefes verdi ve ince bir sinirle hafifçe kaşlarını çatarak alnını ovdu. "Tanrı aşkına, geri zekalı falan mısın- gece gece öyle sessiz yaklaşılır mı? Şurda can verecektim."
"İki dakika ruhuna sahip çık amına koyayım," diye homurdandı Richie, sesi boğuk ve genizden geliyordu. Darmadağınık saçlarından ve yastık izi çıkmış yüzünden bile bir dakika önce uyandığını anlayabiliyordu Stanley. Kıstığı gözleriyle hâlâ ekranı tarıyor, küçücük yazıları okumaya çalışıyordu. Şişe dibi gözlükleri gözünde olmadığı (ya da lensleri, ama yeni uyandığı için Stan, Richie'nin onları takmamış olduğunu biliyordu) için ne kadar uğraşırsa uğraşsın göremeyecekti- Stan onun niye hâlâ okumaya çalıştığını merak etti. "Yine iş mi kilitlediler?"
"Evet," dedi Stan basitçe. Gözleri Richie'nin yüzünde dolandı. Şişmiş dudakları ve hafif bir kızarıklıkla süslenmiş gözleriyle ne de güzel görünüyordu. "Sen neden uyandın?"
"Yanımda orospu çocuğu aurası eksildi de endişelendim," diye bitkin bir sesle dalga geçti Richie, Stan'in yanına başka bir sandalye çekerken. Stan, onun nerdeyse kör gözlerle bu karanlıkta sandalyeyi bulmasını takdir etti.
Richie sendelermişçesine kendini resmen sandalyeye bıraktığında refleks olarak onun kolunu tuttu. Richie burnundan güldü ama bu hareketine bir şey söylemek yerine Stan'in yanına yerleşti. "Yine neyi yapmayı 'unutmuşlar' da seni gecenin anasını siktiğimin- kaçı? hah- üçünde kaldırdılar?"
"Ortaklar için hazırlanması gereken birkaç rapor," diye iç çekti Stan bakışlarını zar zor bilgisayara çevirirken. Hâlâ geri dönüş yoktu. "David yine zamanında teslim edememiş. Benden rica ettiler."
"Adam tutup David'i dövdürmek için çok geç değil."
"Şu yaştan sonra sicilimizde 2. elden saldırı dosyası pek de hoş durmazdı."
"Haklısın, daha çok seksi dururdu." Richie Stan'e bakıp kaşlarını imalı imalı yukarı aşağı kıpırdattı. Stan güldü.
"Yeni fetişin adam dövdürmek mi?" Stan yüzündeki gülümsemeye tezat düz bir sesle söyledi ama alay ettiği belli oluyordu.
Richie esnerken omuz silkti; yüzünü hafifçe buruşturup iki kaşının arasını ovdu. "Hakediyor." dedi sanki zaten açıkça belli olan bir şeyi söylüyor gibi. "Senin onun işine yapacağına o kadar güveniyor ki son iki üç haftadır yapması gereken tüm işleri nasıl oluyorsa 'zamanında teslim edemiyor' ve patronun olacak sikik seni gecenin- kaçı? hah, tamam- gecenin üçünde ayağa dikiyor ve senden takım arkadaşının işini tamamlamanı istiyor." Richie uyuşuk uyuşuk kafasını yana yatırdı ve düşünüyormuş gibi kaşlarını çattı- gözleri Stanley'inkilerle buluştu. "Pek de rastlantı ya da öylesine hata gibi gelmiyor artık."
"İyi para ödüyorlar," diye kestirip attı Stanley. Richie'nin dediklerinin tabii farkındaydı ama parası iyiydi ve sadece gereğinden birkaç saat fazla çalışıyor diye şikayet etmek mantıklı gelmiyordu.
Richie ise pek aynı fikirde değildi.
Hele Stan'in her geçen gün iş yüzünden daha da streslendiğini görürken.
"İyi para ödüyor olabilirler ama ödedikleri para fazladan tamamladığın dokümanları ya da çalıştığın saatleri kapsamıyor," dedi Richie yüzünü önüne çevirip sırtını sandalyeye yaslarken. Artık Stan'le omuzları birbirine değiyordu. "Gece üçte seni ayağa dikseler de yine aynı parayı ödüyorlar ve sen konuşsan ananı sikeceklermiş gibi bunun hakkında tek kelime etmiyorsun. Hatta diğer amcıklar bile bunu farketmiş olacak ki şu son bir haftada daha f-"
"Farkındayım," diye sözünü böldü Stanley. Bildiği şeyleri başka bir ağızdan duymasına ihtiyacı yoktu- çünkü biliyordu. İş yerindeki yeni kara keçiydi.
Gözlerini Richie'nin yüzünden ayırdı ve tekrar bilgisayara döndü. Hâlâ geri bildiri yok.
İç çekti ve burun kemiğini sıvazlamak için elini yüzüne götürdü. Parmak uçları tenine dokunduğunda omzunda bir ağırlık hissetti. Kafasını çevirip baktığında Richie'nin başını omzuna yaslamış olduğunu gördü.
"Biliyorsun her zaman menajerim olmak için başvuru formu bırakabilirsin." diye cıvıldadı Richie, bitik ama çapkın bir sesle. Stan görmese bile onun yüzünde hafif bir sırıtış olduğundan emindi.
Kafasını hafifçe eğip Richie'nin saçlarına kısa bir öpücük kondurdu; sonra yanağını onun kafasının üstüne yasladı. Elini tekrar kucağına indirdi.
"İş yerinde seks fantezini gerçekleştirmek için mi? Sikini evde yeterince görüyorum, kalsın."
Richie hafiften güldü. Stan'in elini kavradı ve avuçlarını birbirine yasladı. Kanının damarlarında ısındığını hissederken Stan uzun ince parmaklarını, kendisinden daha kalın olanlara doladı yavaşça.
"Ne kadar çok görürsen o kadar şekerlenirmiş derler."
"Bunu sağır büyükannen söylediyse şaşırmam."
Richie kıkırdar gibi burnundan nefes verdi ama bir şey söylemedi.
Bir süre sessizlik içinde öyle durdular, sonra Richie yine konuştu.
"Menajerlik sana yakışırdı," Stan'in parmaklarıyla oynadı, sonra sırıttı. "Sırf o kıçı menajerlerin giydiği o anasının amı kadar dar takım elbisede görmek için bile para ödenir, alınma yok.
"Menajerlikten çok orospuluk teklif ediyormuşsun gibi geliyor."
"Orospu olmanı teklif ederdim ama fazla kolay para kazanınca hayata falan küsüyorsun." Sonra duraksadı ve ekledi. "Aslında orospuluk kolay iş değil. Denemende fayda var."
"Fayda? Fazla sikilince huzura mı eriyorum, ne faydası?"
"Şu gerginliği atardın amına koyayım, postüre bak. Direk yutsan aynı etkiyi görürdük."
"Gerginliğin götten sikilmekle alakası olduğunu sana düşündüren ne? Tecrübeden konuşuyorsan herkes senin gibi iki yarrak görünce rahatlamıyor."
Richie gözlerini kapatarak sırıttı. "Dün gece sakso çekmem için yalvaran biri için fazla cesur sözler."
"Şizofreni ilaçlarını alsan dünya daha iyi bir yer olacak."
"Sakso çeksen de ilaç olur."
"Şu an çekeceğim tek şey kafama silah olur."
"İntihara meyilini terapi seanslarında konuşsan daha sağlıklı olur, Uris."
"Terapide hayatıma kattığın zararları anlatmaktan intihara sıra gelmiyor."
"Aşığımsın sanırım."
Bir süre sessiz kaldılar. Stan Richie'nin vücudundan yayılan sıcaklıkta mayışmamak için kendini zorluyordu.
Sonra Richie konuştu.
"Yine de bu şirkette bu pozisyonda devam etmen bana mantıklı gelmiyor," dedi Richie. Esnedi. "Şu yaşına kadar edindiğin iş tecrübeleriyle daha üst ve daha iyi ödeyen bir pozisyona girebilirsin. Bu şirkette ve bu pozisyonda -herkesin işini gören ama hakettiği paranın daha azını alan enayi orospu evladı, yanlış anlama- kendini harcıyorsun gibi geliyor."
Stan alayla burnundan güldü. "Steve Jobs'muşum gibi konuşuyorsun."
"Kellik yakışırdı."
"Siktir git."
Richie gülümsedi ama tekrar sessiz kaldıkları sürede gülümsemesi yüzünde soldu. Yanağını, daha rahat yerleşmeye çalışıyormuş gibi hafif hafif Stanley'in omzuna sürttü. Stan, sandalyede öne doğru kalçalarını kaydırdı ve Richie'ye kafasını daha rahat yerleştirmesi için fırsat sundu. Richie kafasını tekrar yerleştirdi. Yorgun bir edayla Stan'in parmaklarıyla oynamaya başladığında göz kapakları yarı aralıktı ve düşünceli görünüyordu. Alamadığı uyku anca bedenine çökmüş gibiydi.
Pencereden gelen hafif meltem yorgunluklarını alıp götürmek ister gibi yüzlerine vurdu. Stan temiz gece havasını ciğerlerine çekerken, Richie'nin koluna daha çok sokulduğunu hissetti. Kafasını çevirdi; Richie'ye üşüyüp üşümediğini, üşüdüyse gidip yatmasını ve bu e-posta iletilir iletilmez yanına geleceğini söylemek üzereyken Richie ondan önce davrandı.
"Sana insan gibi davranılan bir işte çalışman lazım." dedi Richie. Sesi kısıktı.
Stan bir şey söylemedi. Gözleri Richie'nin yüzünü buldu; bir şey söylemeye harcayacağı enerjiyi, pencereden sızan ay ışığında yüzü parıldayan Richie'nin yan profilini inceleyerek harcadı. 
Göz bebekleri, gördüklerini okşarcasına Richie'nin tüm yüz hatlarının üstünden geçti. Alnına ve gözlerine düşen siyah, dağınık perçemlerinden; kalın kaşlarından, çıkık elmacık kemiklerinde dinlenen upuzun kirpiklerinden, mor gözaltlarından; kemerli ve kemikli burnundan; burnundan yanaklarına doğru dağılan, beyaz teninde parıldayan çillerinden; birkaç gün önce traş olmasına rağmen çenesinde hafif hafif çıkmaya başlayan sakallarından, hafif çatlakları olan dolgun dudaklarından...
Eli havaya kalktığında kafasında Richie'nin nasıl bu kadar güzel olabildiğinden başka bir şey yoktu.
Boştaki elini Richie'nin çenesinin altına yerleştirdi ve hafifçe kafasını kaldırdı. Richie'nin yavaşça gözlerini açtığını ve dudaklarını bir şey söylemek için araladığını gördü en son; eğilip Richie'nin dudaklarını öpmeden hemen önce.
Richie'nin dudakları sıcak ve yumuşaktı. Stan, özellikle az önce gözüne çarpmış olan birkaç çatlağın üstünü öptü.
Kısa bir öpücükten sonra geri çekilmeye yeltendi ama Richie kendi elini Stan'in ensesine atıp yine dudaklarını buluşturunca itiraz etmedi. Onun yerine ciğerlerine kısa bir nefes çekerek elini tüy gibi hafif bir hareketle Richie'nin boynuna kaydırdı ve daha rahat bir pozisyon için kafasını sağa doğru eğdi. Burnu, Richie'nin 3'te 1 şampuanının ve Winston sigarasının kokusuyla dolarken yanaklarının kızardığını hissetti.
Richie, Stan'in buz kadar soğuk dokunuşu altında hafifçe titredi ama geri çekilmek yerine sırtını dikleştirdi ve iyice Stan'in dudaklarına eğildi. Hareketleri yavaş ama istek ve şefkatle doluydu. Stan'in dudaklarını ona uymayan bir zariflikte öpüyordu; uykulu olduğunda hep böyle öpüşürdü.
Stanley bunu öpücükleri tadan tek kişi olduğu için kendini özel hissetti.
Uzun bir öpücüğün ardından dudakları birbirinden ayrıldı; Richie alnını Stanley'inkine yasladığında ikisi de nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Stan gözlerini hafifçe aralayıp Richie'nin yüzüne baktığında onun da kızardığını, nefes almak için dudaklarını aralamış olduğunu gördü. Ahmak herif, diye geçirdi. Her seferinde ikimizin de ciğerlerindeki oksijen bitene kadar öpmek zorunda sanki.
Richie kendine nefes almaya fırsat bile vermeden başını sağa eğdi ve kumralın yanağını öptü. Stan burnundan bir nefes vererek güldü. Teni, Richie'nin dokunduğu her noktada baş döndürücü bir ateşle kavruluyordu.
"Nefret ettiğin işleri yapmak seni azdırıyor falan mı bilmiyorum ama kendi sağlığın için bu işi bırakman gerek." Richie, tenine doğru mırıldandı. Bir öpücük daha. "Şu son iki ayda tüm üniversite hayatın boyunca kalmadığın kadar uykusuz kaldın amına koyayım, böyle bir şey olabilir mi?"
"Her üniversite öğrencisi senin gibi parti köpeği olmadığı için pekâlâ olabilir." Stanley aynı kısık sesle söyledi.
"Ağır palavra."
Stan gözlerini devirdi ama dudakları ondan habersiz ince bir gülümsemeyle süslenmişti bile. Richie dudakları altındaki ten, bu hafif tebess��mle gerildiğinde tembel tembel güldü.
"Sen de ağır ibnesin."
"Mümkünatı olsa ağzına aynı anda 25 yarrak sokacak adam mı diyor bunu?"
"Sakso becerilerime iltifat mı ettin şimdi?" diye sırıttı Richie.
Stanley'in elindeki elini çekti yavaşça; kolunu kumralın beline sardı ve hafifçe eğilip kafasını köprücük kemiklerine yasladı. Rahat bir sarılma pozisyonu değildi ve en az beş dakika sonra ikisinin de boynu ağrıyacaktı ama Stanley, umursamak için fazla yorgun hissetti kendini.
Saçları Stan'in çenesini ve boynunu gıdıklıyordu. Stan, Richie'nin ensesindeki saçları parmaklarına doladı.
"Dayanılmazsın." diye mırıldandı.
Stan, sessizce Richie'nin saçlarını okşadı. Richie'nin, parmakları altında gevşediğini hissediyordu.
Bir süre öyle kaldılar.
"Neden sana menajerim olmanı teklif ettiğim her sefer teklifi geri çeviriyorsun?" diye sordu sonra Richie, kısık sesle. Sesi mayışık çıkıyordu. "Hakkını verirdin."
"Verebilirdim," dedi Stan basitçe. Bir süre duraksadı, sonra iç çekerek, "Ama bana para ödemeni istemiyorum," dedi. "Senin cebinden çıkıp benim cebime giren para, gerçekten 'para' gibi hissettirmiyor. Bu eve sadece senin para sokuyor olman bana doğru gelmiyor. Doğru anlatabiliyor muyum bilmiyorum." Dudaklarını yaladı; kelimelerini toparladıktan sonra devam etti. "Bu evde iki kişi yaşıyoruz ve her ne kadar sen ikimiz için de uzun süre yetecek kadar kazanıyor olsan da evi geçindirenin tek sen olmasını... istemiyorum. Bu evde iki kişi yaşıyoruz ve bu yüzden evi de iki kişi geçindirmeliyiz gibi geliyor." Sonra gevelediğini farkedip güldü. "Makul geliyor mu?"
"Galiba anladım," diye mırıldandı Richie. Stan'in belindeki kolunu sıkılaştırırken uyuşukça sırıttı. "Oysa ev hanımım olduğun nice hayallerim vardı."
"Her gece götünü sikerek günlük ev hanımı görevimi yerine getirdiğimi düşünüyorum."
"Bir kere o hizmetçi kıyafetini giysen tüm görevlerinin hakkı dolardı açıkçası..."
"Sikini bir kere de olsa şu mutfaktan uzak tutsan?"
"Daha geçen gün seni şu masada sikmemişim gib-"
"Bip bip, Richie."
Richie güldü. Nefesinin sıcaklığı Stan'in boynunu okşadı. Stan gülümsedi.
"Hadi, yatalım artık," dedi. Kalk dercesine eliyle hafifçe Richie'nin kafasını patpatladı. "Saat dörde geliyor. Biraz daha burda böyle kalırsak sabaha ömür boyu deforme olmuş omurgalara sahip olacağız."
Richie onaylarcasına mırıldandı ve kafasını kaldırdı. O kadar yavaş ve temkinli kaldırdı ki, Stan bir an kafasının ağırlığından dolayı tekrar geri düşeceği izlenimine kapıldı. "Ne ara o kadar geçti?" diye mırıldandı. Gözlerini kısıp ekrana çevirdiğinde o çok meşhur e-postanın hâlâ gelmediğini gördü. Kaşlarını çattı. "E-posta hâlâ gelm-"
"Siktir et." Stan kestirip attı. Richie'nin yüzüne bakmadan (bakarsa başka bir şeye dönmesi imkânsız derecede zor olacağı için) birkaç tıkla hızlıca sekmeden çıkıp bilgisayarı kapattı.
Richie'nin kolunu nazikçe kavrayıp omuzlarının üstüne attı. Bir eli Richie'nin belindeki yerini bulurkan diğeriyle omzundaki elini tutuyordu. Gözlerini, uykuya olan savaşını kaybetmek üzere olan adama çevirdi.
Aptal gülümsemesini durdurmak zor oldu.
"Hadi, kalk artık."
Richie uyuşuk uyuşuk gülümsedi ve hafif bir sendelemenin ardından Stan ile beraber ayağa kalktılar. "Hay-hay, kaptan."
Stan gözlerini devirdi. Dudaklarındaki hafif gülümseme ise diğer tüm hareketlerinden daha fazla konuşuyordu.
Sonunda yatağa girdiklerinde saat dördü on dört geçiyordu. Richie, Stan'in dudaklarından birkaç öpücük (ve küfür) daha çaldıktan sonra kumralın göğsüne yattı ve sabaha kadar deliksiz uyudu. Stanley her ne kadar sabah 'Richie'nin yastığı' olmaktan edindiği sırt ağrılarından şikayet edecek olsa da, kolları Richie'nin omuzları etrafında; burnu saçlarında; huzurlu bir uyku çekti.
Sabah uyandığında, patronuna fazladan çalıştığı saatlerin ve hazırladığı dokümanların ödemesini isteyediğini belirten bir e-posta attı. Öğleyin kendisine cevap olarak gelen e-postada ise onların bir iş yerinden çok 'aile' olduğunu, fazla çalışmanın tamamen 'aile içi küçük fedakârlıklar' başka bir şey olmadığını ve bu yüzden fazla para istemenin 'nankörlük'ten başka bir şey olmadığını okuduğunda, çoktan kararını vermişti.
Ve böylece o gece, Stanley'in o işteki son gecesi oldu.
2 notes · View notes
ruhumunikiziyms · 1 year ago
Text
Tumblr media
hareketi yaparken kulağa gelen "gay" sesi..
13 notes · View notes
syafitas · 5 months ago
Text
#DateDiCa
Halo,
kembali lagi bersama konten bucin gue, haha.
Mari kita ceritakan serunya ke Cirebon kemarin.
Gue sama Didi adalah manusia-manusia yang mikirin berkali-kali dulu kalo mau beli atau ngelakuin sesuatu bahkan perkara ngabisin weekend mau pacaran kemana. Ya nggak pelit juga, lebih ke, perlu banget nggak ya? atau gue emang lagi pengen nongkrong atau cuma perlu muter-muter aja nih? dan lebih ke mikirin uangnya mending di saving buat rencana yang lebih mateng, liburan contohnya.
Jadi udah beberapa bulan terakhir setelah gue short trip sama dia, kita punya beberapa wish list tempat tapi terkendala kerjaan ya tentu saja wkwk. Sebagai si paling budak korporat dan yang satunya belum dapet cuti, agak susah ngejadwalinnya.
Dan kebiasaan anak muda seperti kita adalah menikmati uang gajian dengan hal-hal yang bikin happy nggak sih? Ya nggak yang over, tapi sekali-kali boleh dong ya makan atau jalan biar ngurangin sumpek kerja terus. Walaupun besoknya harus puasa tuh, haha.
Kali ini, gue ngide banget forward salah satu postingan Abe as ponakan online gue sama Didi tentu saja wkwk. Si bayi ini abis kolab sama salah satu photobox buat dijadiin template lucuk!!
Sayangnya, photobox terdekat cuma ada di Cirebon. Tapi demi Abe ya gas lah, wkwk. Udah lama juga kita nggak main jauh.
PP Cirebon - Tegal masih terbilang deket sih, soalnya Didi yang nyetir. Gue sih diem aja di belakang sambil ngantuk, haha.
Sebelum mutusin tempat juga seperti biasa, gue selalu ajak dia diskusi mau kemana dan pesan menu apa. Gue kan anaknya suka plin plan juga ya, jadi harus punya pov dari orang lain juga haha. Sampai akhirnya memutuskan untuk ke satu tempat aja sekalian makan.
Berangkat dari rumah setengah 10 pagi dan sampai sana jam 11 siang.
Tempatnya sesuai ekspetasi, coy! Keren banget huhu. Dengan backsound ledekan Didi, "Bagus kan? Kemarin siapa tuh yang minta di X aja, adem. Lah ini juga adem kan?" Haha. Caca is being Caca yang suka plin plan. Nggak papa, kan sekarang punya partner yang bisa ngarahin.
Gue kasih beberapa spot foto dari tempat yang kita datengin.
Tumblr media Tumblr media
Ini kebiasaan gue sama Isma juga sebenernya, yang selalu liat dulu menu sebelum ke tempat tujuan biar mempersingkat waktu aja dan tau apa yang mau ditanyain.
Dan gue pake cuma metode yang sama. Kita udah mikirin menu dari H-7 wkwk. Tadinya Didi mau pesan menu brunch gitu, tapi ternyata belum ready. Karena doi udah bm steak yang beneran steak ya, bukan yang ditepungin katanya, haha. Akhirnya kita memutuskan untuk ganti menu ke steak. Walaupun agak ngelus dada liat harganya, tapi nggak papa, sekali-kali ya, haha.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Cantik banget kan? Dan enak pwol wkwk. Sebelumnya gue meremahkan porsi pizza yang wow segitu doang ya? Lah pas dimakan, baru slice kedua gue udah menyerah, haha.
Tadinya mau pesen cake, tapi kayaknya gue pengen shilin dan Fore deh. Jadi mending ditahan aja wkwk.
Sampai akhirnya sesi bayar datang, tentu saja urusan gini kita spit bill ya gais, biar tidak membebankan satu pihak.
Sebelum ke photobox, kita mampir ke museumnya sebentar. Iya, keren banget kan cafe punya sejarah dan dibikin museum gini.
Gue tuh selalu interesting sama cowok pinter. Seru aja, gue banyak dapet insight baru. Dan sama Didi, gue kenyang banget dikasih tau macam-macam, haha.
Tumblr media
Here we go, yang ditunggu-tunggu, photobox time! Hihi.
Seperti photobox pada umumnya, dan seperti yang sudah-sudah. Ribut dulu pas di dalem, haha. Hasilnya gemecccc sekali huhu.
Tumblr media Tumblr media
Kelar urusan di Niri Cafe, tadinya kita mau ke CSB buat beli shilin, tapi ternyata parking areanya pake card. Berhubung e-money gue tidak ada saldonya, jadi kita skip saja ya permirsa, sayang uang kalo beli kartu e-money wkwk.
Tapi tetep, gue pengen Fore. Jadi kita ke Forenya aja. Memesan segelas matcha dan latte.
Tumblr media Tumblr media
Ngobrolin hal-hal random yang gitu-gitu aja.
Setengah 4 sore kita cabut pulang.
Dan selesai sudah Sabtu seru kita, haha.
Thank to, Didi Kurniawan. Yang sudah menyetir Cirebon - Tegal PP, haha. Yang sudah mau memaklumi ceweknya kalo salah ngasih tau arah maps, apalagi kalo gue ribet mau foto. Tolong dimaafkan ya pacarmu ini, haha.
Nanti kita tulis banyak cerita-cerita seru lainnya.
Tegal, 14 Juli 2024.
0 notes
dearyaisyah · 7 months ago
Text
Hai gais, ada banyak hal yang ingin kuceritakan kepda kalian. Hanya saja ada satu hal utama yang ingin kukatakan. Aisyah belajarlah dari pengalaman yang kamu dapatkan hari ini. Jangan pernah meladeni lelaki dengan semudah itu, dengan seramah itu, terkadang kamu karena gabut mau saja membalas chat lelaki random, padahal kalau kamu tengah jaga di RS jangankan membuka aplikasi whattsup, mengangkat telpon Bapakmu saja tidak kamu indahkan. Ini karena udah nganggur kamu jadi merasa memiliki banya waktu luang untuk meladeninya. Boleh-oleh aja sih, tapi jangan buat orang salah paham. Kasihan cowoknya dan kasihan ke kamu juga. Aku gak tahu apa salahku sebenarnya, aku hanya membalas chatnya sesempatnya, ala kadarnya, bahkan sebenarnya jarang aku membalas chat cowok itu. Nah, kemarin ada waktu aku meladeninya dan Abang itu bahkan sudah membahas nikah. “Jadi dek, gimana? Mau nikah sama Abang?” See, orang gila mana yang mengajak nikah pada orang yang sebenarnya bisa kita bilang gak kenal? Dia sama sekali gak mengenalku, gak mengetahui apapun tentangku, bagaimana bisa dia mengajak menikah? Terang saja aku gak balas lagi chatnya. Terus Abang itu masih chat. “terus gimana?” “yaudah lah kalau gak minat balas” ini chatnya kudiamin, aku bangun tidur besok paginya udah di chat lagi “Emang gak mau dibala?” “biar dihapus nomornya” “makasih udah pernah balas” Karena Abang itu udah bilang makasih karena mau balas chat dia aku putuskan untuk membalas chatnya “sama sama bang, semangat ya, semoga Abang lekas dipertemukan Allah dengan perempuan yang tepat.” aku pikir gak akan dibalas, aku pikir sesi chat dengan Abang ini sudah kututup dengan baik, namun ternyata chatku dibalas. “Sombong” “Bye” “sukanya diajak keluar. Disentuh-sentuh. Di chat baik baik gak dibalas” “kalau ditanyak kenapa gak balas chat, alasannya selalu ujian, tiap hari ujian😂” “bilang aja mau cari cowok yang setara😂”
see? Sebenarnya aku mau marah disini, cuman aku berpikir apakah aku sudah melukai Abang itu? Apakah aku sudah tanpa sengaja seperti memberikan harapan? atau tanpa sengaja bersikap ramah? Apa aku sudah melukainya? Aku takut Abang ini memiliki dendam padaku. Biar bagaimanapun dia orangtua. Sudah 30 tahunan usianya. Takut juga aku kualat. Jadi akhirnya aku memutuskan untuk tidak mengonfrontasi.
“Iya, baik bang” sebenarnya ini kesannya aku mengiyakan tuduhan-tudahannya diatas. Tapi emang benar kok, aku sukanya yang jelas, gak suka dichat-chat, aku juga suka disentuh-sentuh sama suamiku. Suka banget malah, pengen selalu disentuh. Jadi yaudahlah ya, menurutku balasanku “iya, baik bang” udah paling tepat.
terus kalian tahu apa yang membuatku paling shock?! abangnya masih balas. Dia ngomong gini.
“hapus nomor abang”
lihat ferguso, dia berkata seperti itu! Kalian yang kenal dekat denganku pasti tahu aku sepertinya orang di muka bumi ini yang paling anti simpan nomor orang di kontak handphoneku. Aku orang yang paling pilih-pilih buat simpan nomor orang di handphoneku. Aku cuman simpan nomor keluarga, teman dekat, dosen, spv, abang dan kakak ppds, perawat, dan admin admin stase koasku, nomor temanku saja gak kusimpan konon nomor orang yang notabenenya gak ku kenal. Jadi aku putuskan untuk gak balas chat Abang itu. Kek, halusinasi ini orang. Bisa pula dia berpikir aku simpan nomor dia.
Eh, ternyata aku di chat lagi cuy.
“Udah dihapus?”
aku gak sanggup berkata-kata lagi ges. Abang ini delusi apa gimana sih? Ada waham keknya beliau ini. Tapi aku coba tuk berpikir kembali. Barangkali memang aku yang salah disini karena memberikan kesan seakan-akan aku ramah dan senang dengannya sehingga membuat Abang ini berwaham sesuatu. Barangkali mengingat usianya yang sudah tidak muda lagi dan pasti sudah banyak perempuan yang ia ajak menikah juga namun mungkin belum memberikan jawaban yang baik sehingga dia putus asa, dan kesepian. Akhirnya aku putuskan untuk membalas chatnya.
“Udah” meski itu nomornya ga ada ku apa-apain karena sedari awal aku tidak pernah menyimpan kontaknya dan Abang itu balas lagi. “Anggap kita tidak pernah komunikasi” jika aku balas lagi ini gak akan pernah berakhir. Jadinya aku putuskan untuk mengarsipkan pesannya.
Karena aku takut sudah melukai perasannya, atau membuatnya bersedih aku putuskan untuk mendoakannya kepada Allah sang pembolak-balik hati manusia agar jika kiranya aku sempat tanpa sengaja atau dengan sengaja melukai dan menyinggung perasannya agar aku dimaafkan, Allah bukakan pintu hatinya tuk memaafkanku dan Allah lembutkan hatinya agar tidak ada dendam padanya untukku, agar jika suatu saat kami tanpa sengaja berpapasan dijalan dia tidak mengupatku. Aku juga benar-benar bedoa tulus untuknya agar Allah pertemukan ia dengan perempuan yang tepat. Aamiin.
0 notes
travestisevgilim · 1 year ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
trabzongaysohbet · 1 year ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
hauntedhottubpeanut · 1 year ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
insanedreams · 1 year ago
Text
20/07/2023 - Sonhei que fui na cantina do sesi (so q era um restaurante) comprar um doce e peguei uma torta de doce de leite com coco mas aí pensei melhor almoçar tbm q hj tem super férias, aí a Re falou pra eu tomar cuidado q a máfia italiana tava tendo uma reunião secreta onde ficava o selfie service e q eles eram bravos e um deles tinha mania de quebrar copo nas pessoas e eu bravo é meu rabo se eu não almoçar e fui lá, peguei um prato e comecei a me servir e tds ficaram em silêncio e começaram a me encarar. Aí um deles falou "vc não pode ficar aq vai pra outro lugar" e eu "mas no outro lugar na tem comida". Silêncio mortal. O homem levantou com um copo de vidro na mão e arregaçou ele na minha cara, o copo estilhaçou e entrou vidro no meu olho. Descobri q a Re era pique uma enfermeira mas os cara proibiu ela de me ajudar e ela falou pra eu ir lá a noite q ela removia o estilhaço do meu olho no sigilo. Fui eu pro super férias com o olho doendo que era uma desgraça toda vez q eu piscava parecia q o vidro entrava mais fundo e eu pensando caralho vou ficar cega, será q eu me adapto a viver com um olho só? Pra ajudar a Natália passou uma estafeta q eu não entendi bosta nenhuma e que terminava nadando na piscina e ainda pediu pra eu demonstrar, lá fui em fiz bem na maciota e tudo errado e o Ricardo não gostou. Nisso o Kokubun tava ali perto discutindo com uma garota e quando a gente catou as bike pra ir embora ele tava fechando o porta malas e a garota tinha sumido, percebemos q ele era da máfia tbm e matou ela e tava levando o corpo no carro e ele viu q a gente viu e deu um sorriso sem graça e disse "vcs não entenderam o contexto, não me julguem" e a gente "que isso professor quem somos nós pra julgar". Voltei na Re durante a noite mas os mafiosos estavam lá e me pegaram no flagra e ela não conseguiu me operar, pra salvar minha vida fiquei mostrando desenhos de anime q eu fiz (por alguma razão tinha uma quantidade absurda de desenhos do Gai sensei) e eles acharam incrível e falaram q se eu quisesse ao invés de ser morta podia trabalhar pra eles espionando e desenhando o que eu visse. Por algum motivo achei aquele trampo daora e aceitei. Aí eu tinha q usar uma roupa de mafiosa e eu escolhi a regata preta da Natália com uma corrente e óculos escuros e fiquei parecendo o Vin Diesel só q de blusa preta, com cabelo e franga.
0 notes
turisiancom · 2 years ago
Text
TURISIAN.com - Dewan Kesenian Jakarta Festival atau DKJ Fest 2023, sudah meluncur guys! Pembuakaannya sudah dilakukan di Gedung Trisno Soemardjo, Taman Ismail Marzuki (TIM), Jakarta Pusat, sejak Kamis 22 Juni 2023. Acara keren ini emang jadi trik buat nambah kekuatan ekosistem seni di Jakarta. Maknyus banget, kan lagi suasana hari jadi Jakarta yang ke-496. DKJ Fest tahun ini ngangkat tema "KELINDAN: Meretas Kahar Ekosistem Seni". Dengan segudang program seni yang seru, festival ini ngasih jatah istimewa buat Komite Seni Rupa, Komite Film, dan Komite Tari DKJ. Mereka bakal ngadain serangkaian acara dari tanggal 20 Juni sampe 7 Juli 2023 di Gedung Trisno Soemardjo dan Graha Bhakti Budaya, TIM. BACA JUGA: Pameran Seni Little Critters, Gratis Tiket Masuk untuk Semua Pengunjung Ketua Umum DKJ, Danton Sihombing, berharap banget supaya kalian bisa menikmati dan mengapresiasi festival ini. Dia pengen kalian bisa dapet ilmu baru, inspirasi, atau apa pun yang penting buat perkembangan seni di Jakarta. Pokoknya, ekosistem seni di Jakarta ini harus kuat dan saling bersatu, guys! Nah, kata "kahar" dalam tema festival ini, Danton bilang, itu artinya situasi darurat yang jadi pelajaran penting buat menyelesaikan masalah dengan bijak. Sementara "kelindan" artinya benang yang baru dipintal, yang berarti erat menyatu jadi satu. Keren, kan? BACA JUGA: Mau Nonton Pameran Ghostival, Ini Harga Tiketnya TIM Konversi Danton juga bilang, festival seni ini melibatkan banyak komunitas dan terbuka buat semua. Dan festival ini bakal jadi tolak ukur buat ngukur kualitas penyelenggaraan kegiatan seni di Jakarta. Gak cuma festival biasa, tapi juga jadi acuan buat melihat gimana kesenian dijalankan, terutama oleh DKJ. Selain itu, DKJ Fest juga jadi pernyataan sikap buat situasi kahar di beberapa ruang seni di Jakarta. Dan tentunya juga jadi pernyataan artistik buat perkembangan seni di Jakarta dari dulu, sekarang, dan nanti. Situasi kahar yang dimaksud itu adalah masalah-masalah yang muncul sejak pra-revitalisasi, revitalisasi, sampe pasca-revitalisasi fisik TIM. BACA JUGA: Pameran Survei Museum Macan Bakal Hadir di Indonesia, Ini Jadwalnya Saat ruang seni kayak TIM dikonversi yang mengancam keberlangsungan eksistensinya sebagai ruang publik, maka keseluruhan ekosistem seni juga terancam. Danton menyatakan tata kelola ruang seni di Jakarta lagi kacau-balau, terutama karena pandemi COVID-19 dan krisis pasca-pandemi yang bikin banyak hal dalam ekosistem seni terungkap. "Ada pesan yang pengen kami sampaikan, pertama, kahar itu penting banget buat ruang seni sebagai ruang publik. Contohnya, kasus TIM ini yang jadi bagian dari ekosistem seni ruangannya. Nah, itu berkelindan dan gak bisa dipisahkan, guys," tambahnya. Oh iya, guys! Tahun ini, DKJ Fest 2023 siap menghibur kalian dengan berbagai acara seru. Salah satunya adalah pameran Arsip dan Koleksi DKJ yang diberi judul Pekan, Pesta, Festival: Bermula dari Cikini Raya 73. BACA JUGA: Pameran City of All Bertabur Diskon dari Jaringan Hotel Accor Maestro Film Indonesia Kalian bisa lihat koleksi-koleksi keren dari DKJ yang pasti bikin mata kalian terbelalak! Selain itu, ada juga Pameran Maestro Film Indonesia yang berjudul Silang Visual: Film dan Seni Rupa Grafis. Kalian bakal bisa menikmati karya-karya film dan seni rupa grafis dari para maestro di Indonesia. Pasti seru banget, kan? Jangan lupa juga ada Pekan Koreografi Indonesia yang akan menghadirkan tarian-tarian keren dan unik dari berbagai penari talenta Indonesia. Dan buat kalian yang suka diskusi dan sharing ilmu, ada juga sesi diskusi, pemutaran film, dan lokakarya yang bisa kalian ikuti. BACA JUGA: Helm Keren Harga 100 Ribuan, Buruan Gais ke Jakarta Fair 2023 DKJ Fest 2023 ini gak cuma buat kita menikmati seni, tapi juga buat menunjukkan bahwa kita peduli sama situasi kahar di ruang seni Jakarta. Kita harus saling bersatu dan menjaga keberlanjutan ruang-ruang seni yang penting ini.
Jadi, guys, jangan lewatkan kesempatan buat datang ke DKJ Fest 2023. Kalian bisa nikmati festival ini tanpa bayar tiket, dan pastinya bakal dapet banyak ilmu, inspirasi, dan hiburan yang bikin hati kita senang. Yuk, kita dukung dan jaga ekosistem seni di Jakarta dengan merapat ke DKJ Fest 2023! ***
0 notes
taksimtravesti · 2 years ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir - peki ya gay sesi?
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gayarkadasliksiteleri · 2 years ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir - peki ya gay sesi?
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gaydatingturkey · 2 years ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir - peki ya gay sesi?
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
istanbulgaysohbet · 2 years ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir - peki ya gay sesi?
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
gay-sohbet · 2 years ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir - peki ya gay sesi?
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
sephmccauleys · 2 years ago
Text
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir - peki ya gay sesi?
Seslendirme sempatik veya antipatik olabilir – peki ya gay sesi?
Insanların seslerine sempati veya antipati duyuyoruz… Görmekten bahsetmiyorum… İç güdüsel bir tepkimedir sese duyduğumuz sempati veya antipati. Ses ve görüntü kişileri tamamlayan iki ayrılmaz bütün. Ve günlük hayatta veya özellikle de cinsel hayatta kişinin ses tonunun bile ilişkiler üzerinde olumlu olumsuz etkileri vardır. Ancak günlük hayatta çoğunlukla nötr davranır veya kulak ardı ederiz. …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes