#güzel kızım benim
Explore tagged Tumblr posts
sefkattuyu · 12 hours ago
Text
Tumblr media
Deldirdim
19 notes · View notes
lesaworlds · 24 days ago
Text
Birazdan söyleyeceğim şey yüzünden linç yiyebilirim "ver ablama ilgiyi" diye. Ama burası benim bloğum ve istediğimi paylaşabilirim. Ve burayı günlük olarak kullanıyorum, o yüzden söyleyeceğim.
Kendimi hiç güzel bulmuyorum. Ciddi şekilde aynada gördüğüm kız hiç güzel gelmiyor. Kime sorsam "saçmalama çok tatlısın" falan diyor. SORUN DA O ZATEN. Ben güzel değilim, tatlıyım. Bebek burnu, tombul yanaklar, gıdık, küçük çekik gözler, kısa boy. Hayır ben güzel değilim. Sizin güzellik olarak iddia ettiğiniz şey tatlılık. Belki gerçekten saçma bulacaksınız ama kendimi gerçekten çok çirkin buluyorum. Güzel kızları görünce bunlar varken kim beni tercih eder ki diyorum. Benim yanaklarımı sıkacak tek kişi arkadaşlarım. Onların yanında çok çirkin hissediyorum. Ya bazı kızlar o kadar güzel geliyor ki benim bile yürüyesim geliyor. Tabi arkadaşlarım yanaklarımı sıkmak için değil, benim gerçekten iç dünyamı sevdikleri için arkadaşım oluyorlar. Ama maalesef bu dünyada herkes açıp içinizin güzelliğine bakmıyor. O yüzden kedisiyle küçük bir kasabada yalnız yaşayan yaşlı tombik bir nene olma kararı aldım.
Ama şunu da söyleyeyim. Sadece güzel olmaktansa, tatlı ve herkesi gülümseten bir kız olmayı tercih ederim.
56 notes · View notes
ozgur-ce · 8 months ago
Text
Bizim davulcu da bunu söylemezse uyanmıyorum 👸🏼😋😂
Sonu sürprizli 😉🤣🤣🤣
155 notes · View notes
geceveokur · 17 days ago
Text
Benim sonlarım hep böyle olur zaten. Olacak gibi olacağına, olmasaydın madem.
10 notes · View notes
deliballll · 23 days ago
Text
Şöyle döndüm baktım sana ruhunudaki acıları gördüm güzel kızım. Kimler kırdı kalbini kimler haps etti seni bu karanlığa. Bilmiyorum ama seni bu karanlıktan çıkaracağım sana söz.Senle şuan neyiz hiç bilmiyorum bildiğim tek şey sen benim küçük güzel kızımsın . Biliyorum hayatına gireli kısa bı zaman oldu. Belki bana hala inanmıyorsun . İnsanlar senin güldüğün mutlu olduğun anları bilir ben ise senin ruhunu yaşadıklarını hüzünlerini göz yaşlarını. Yanında olamayıp silemedim her göz yaşın için yazıklar olsun bana . Şimdilik ben uzaktayım güzel kızım bedenen yanında değilim en güzel anlarına ortak olamıyorum belki ama unutma sen benim uzaklarda atan kalbimsin Güzel kızıma sevgilerle ...
6 notes · View notes
mavisimsblog · 2 months ago
Text
Benim için en büyük mutluluk ben gittikten sonra beni hatırlayacağını düşünmektir. Fakat beni hatırlamak sana acı verecek olursa, senin tarafından unutulmaya da razıyım.
Yeterki sen çok mutlu ol Kızım.
Tumblr media
2 notes · View notes
dolunaysuratlikadin · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
She Me
10 notes · View notes
zelzele-hanim · 2 years ago
Text
bugün kardesimi çocuk alanına alıp onunla oynadım. oradaki en büyük şey de ben olduğum için ikiz iki kız kardeş beni öğretmen sandı sürekli peşimde örtmenim örtmenim diye geziyorlardı. az önce yemekhaneye geçerken ikizlerden biri örtmenim afiyet olsun dedi. çıkarken de ötekiyle karşılaştım örtmenim görüşürüz dedi. eridim.
2 notes · View notes
gozlerimdekiparilti · 2 years ago
Text
Tumblr media
You're my love song.
1 note · View note
sefkattuyu · 25 days ago
Text
22 Ekim 2024
Yedi buçukta ilk annemle kardeşimin yüksek sesli konuşmalarına uyandım. Saat sekizi geçerken tekrar uyumayı başarmışken dokuz buçukta bir de babamın merasimine uyandım.
Zaten dokuzda uyanmayı planladığımdan kalkmaya karar verdim. Babam memlekete gidiyormuş. Onu yolcu ettikten sonra neler olduğunu sordum anneme.
"Kızım resmen hayatını başkası için yaşıyorsun, o yüzden evlenirken üç kere düşün. İnşallah elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacak bir adamla evlenirsin."
Annem benim neleri sevdiğimi bilirdi.
"Sporuna gidersin, cilt bakımını yaparsın, kitaplarını okursun, çocuklarınla da ilgilenirsin ama belli zamanlarda dadıya bırakırsın. Bunlar bir bayan için lüks değil."
Annem hem çalışan, hem çocuklarını tek başına büyüten hem eviyle güzel ilgilenen bir kadındı. Ondandı bu yorgunluğu.
Babamın maddi açıdan çok desteği vardı ancak bu kadın manevi olarak her zaman yalnızdı.
Annemin söylediklerini düşündüm. Hiçbir zaman gerçek olmayacak gibi geldi. Kız çocukları annelerinin kaderini yaşarmış. Ben de hep öyle hissetmişimdir. Çünkü tam olarak ben de aşk uğruna kendini feda edecek türden bir kadındım.
Sigaramı içerken en sevdiğim filmden bir kesit gördüm. Howl'un Yürüyen Şatosu...
Defalarca izlemiş olsam da gözümden kaçmış olan bir ayrıntıydı: kalbimi kalbinle çağır anlamına gelen bir sahne vardı.
Gözlerim doldu sebepsizce. Aşka inancımı yitirdiğimden miydi bu sulugözlülük?
8 notes · View notes
lesaworlds · 24 days ago
Text
O kadar tükenmiş, o kadar kendimden vazgeçmiş bir haldeyim ki son zamanlarda. Hiçbir şey umrumda değil. Hiçbir şeyin anlamı yok gibi geliyor. Aşık bile olamıyorum artık. Neyim varsa arkadaşlarıma artık. Yemin ediyorum herşeyimi onlara adamış durumdayım. Üzülecekler diye ödüm kopuyor. Onların bile aşık olması beni korkutuyor. Ya üzülürlerse diyorum. Ama bir yandan da çok tatlı geliyorlar. Sırf eksik ve kimsesiz hissetmesinler diye her zaman onlarla iletişim halindeyim. Mutlu etmeye, korumaya çalışıyorum kendimce. Benim güzel kızlarımdan başka kimsem yok, ve onlar üzülürse asla göründüğü kadar kibar olmayacağım.
9 notes · View notes
nesrin-c · 2 months ago
Text
Akşama yemeğim hazır. Pilav ve kurufasulye. Baran da, Umut da çok sever.
Haklısınız.
Kim onlar değil mi?
Baran eşim, Umut oğlum.
Umut sekiz yaşında. Canımın içi, kara gözlü, kıvırcık saçlı, susmak bilmeyen, yerinde duramayan bir çocuk. Hayatımın anlamı...
Geç evlendim ben.
Bizim buralarda alışık bir durum olmasa da, evlenmeden, çoluğa çocuğa karışmadan önce okulumu bitirmek istedim. Hep derim, kız çocukları okumalı, iyi yerlere gelmeli, erkeğin eline bakıp, şiddeti, eziyeti, yokluğu, kader deyip sineye çekmemeli.
Ailem itiraz etse de, inadımı kıramadılar. Laf aramızda, zaten oldum olası, burnumun dikine bir kızdım. Beni Kur'an kursuna yollarlardı, ben sokak aralarında kuşlarla beraber şarkılar söyler, boyumdan büyük hayaller kurardım. Akranlarım, eğlencelerde, doğum günlerinde, düğünlerde, konuşmaya bile çekinirken, ben en güzel elbiselerimi giyer, ter içinde kalana kadar güler, eğlenir, dans ederdim. Arada bir annem beni çekiştirip "Ah be kızım, bir parça hanım hanımcık ol!" dese de, olamazdım. Hanım hanımcık olanların düşleri yoktu, bilirdim.
Ellerime bakıyorum.
Bir zamanlar kınalar yaktığım ufacık ellerim yok artık.
Zaman bir nefeste geçiyor ve sanırım insanın önce elleri yaşlanıyor.
Sanki, bir zamanlar, şu sokaklarda koşuşturan, yaramazlık yapan, "Anne n'olur beş dakika daha oynanayım." diye ısrar eden çocuk ben değilmişim gibi.
Nerede şimdi, kırık aynasını eline alıp, saçlarını tarayan ve bir sürü pembe tokalar takan küçük kız?
Garip...
Dışarıda inceden bir Eylül yağmur var. Kasvetli havaya rağmen çocukların kahkahaları duyuluyor.
Aralarından Umut'un sesini ayırabiliyorum. En çok da onun sesi geliyor. Eşek herif!
Yine birazdan üstü başı toz toprak içinde gelecek eve, biliyorum. Nefes nefese ayakkabılarını bir kenara atıp, gözlerimin içine bakacak ve "Anne ben acıktım." diyecek. Sonra ben yine dayanamayıp, onu kollarımın arasına alıp, o kirli yanaklarını, gözlerini, saçlarını öpeceğim, boynunu koklayacağım.
Ah oğlum benim!
Ah Umut'um!
Sen niye hep dağ çiçekleri gibi kokuyorsun, her defasında başımı döndürüyorsun.
Anne olduğumdan beri daha kaygılı biri oldum çıktım. Sizde de öyle mi? Hani, Umut eve biraz geç kalsa ya da ne bileyim, camdan bakıp, yakınlarda göremesem, kalbim yaralı bir kuş gibi kanat çırpmaya başlar. "Ya başına bir şey geldiyse..."
Eşim Baran bu halime üzülür, "Yapma canım, kötüyü çağırma." der ama anneyim işte, ne yapayım.
Baran güzel bir adam. Okulun son yıllarında tanıdım onu. Önce arkadaş olduk. Baktık ki, çok iyi anlaşıyoruz, "hadi öyleyse evlenelim." dedik. Baran bana, kucak dolusu papatya ve Ahmet Arif şiiriyle evlenme teklif etti. Papatya, Ahmet Arif, Şiir, Baran, aşk...Kabul edilmez mi hiç!
Tıpkı hayalimdeki gibi bir evde oturuyorum.
Küçücük, mütevazi, duvarları mavi boyalı, bir köşesi kitaplarla dolu ve güllü dallı perdeleri olan bir ev. İnanın, sevgisiz insan sarayda da otursa, mutsuz olur. Çocukluk arkadaşımlarımdan biliyorum. Yarası çok olana, para merhem olmuyor.
Çok gevezelik ettim değil mi?
Ama ne yapayım, oldum olası konuşmayı seviyorum. Kimseyi bulamazsam, kendimle konuşuyorum. Gülmeyin ya! İnsanın kendi kendine konuşması kadar güzel bir şey yok dünyada. Deneyin, bana hak vereceksiniz.
Ha, bir de çok güzel türkü söylerim ben. Arkadaşlar falan bir araya geldiğimizde, ısrar ederler, "Hadi, bir tane söylemeden olmaz." derler.
Dost kırılır mı hiç!
Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzelin derdi serimde tüter
Bu ayrılık bana (bize) ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni
Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize zulüm getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni
Pir Sultan Abdalım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin’ yedim helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni...
Bu türküyü her söylediğimde, gözümden iki damla yaş gelir. Neden bilmem ama sadece iki damla yaş! Sanki bu türküde benden bir şeyler var. Sanki, beni incitmişler, canımı yakmışlar, kalbimi kırmışlar da, ben kimselere söyleyeyemişim gibi...
Duvardaki takvime gözüm takıldı şimdi.
8 Eylül 2051
Off! Ben ne vakit otuz beş yaşında koca bir kadın oldum!
Olsun, her yaşın kendine göre bir güzelliği var. İnşallah çocuklarımız da, otuzları, kırkları, elli, altmış, seksen hatta yüz yaşları görür.
Hah, kapı çaldı, nihayet benim eşek geldi.
Hadi bana müsade. Gideyim de yine bıktırana kadar onu öpüp koklayayım.......diye, bütün bunları yazmak isterdim ama yazamam. Çünkü ben sekiz yaşındayken öldürüldüm.
Ben Narin Güran.
Cesedi on dokuz gün sonra derede bulunan o elleri kınalı kız.
Büyüyemedim ben. Baran ile evlenemedim ve Umut'um hiç olmadı.
t a m e r d u r s u n
#tamerdursun #naringüran #hepimizincesedinideredebuldular
Tumblr media
162 notes · View notes
sertsiken0606 · 3 months ago
Text
Merhaba ben Ayşegül. Çok güzel hikayeler paylaşıyorsunuz bende sizlere başımdan geçen ilk seks hikayemi anlatacağım. 12 yaşımda arkadaşım Kezban dan mastürbasyon yapmasını öğrendim. O zamanlar hemen hemen her gece yorgan altında amımı oynamadan uyuyamaz olmuştum. Liseye başladığım ilk zamanlar erkek arkadaşım yoktu hep orta okuldan tanıdığım kızlarla geziyordum . 1 dönem ilk yazılılar bitmiş biraz rahatlamıştım. Emre diye oldukça yakışıklı bir sınıf arkadaşım vardı ilk bakışmalarla başladı sonra kuzeni Eda ile beni beğendiğini arkadaşım olmak istediğini söyletti kabul ettim ilk zamanlar el ele tutuşmalar ilerleyen günlerde ufak ufak öpüşmeler başlamıştı. Bu arada ben ben şuan 30 yaşımda 3 çocuk annesi 173 boyunda esmer oldukça güzel bir kadınım. Kocam Hollanda da bunu da belirteyim. Konumuza dönelim Emre yarı yıl tatiline girmeden önce beni evlerine götürdü ilk defa orada çırılçıplak soyunduk birbirimizi elledik okşadık öpüşmek emişmek çok hoşuma gitmişti bana porno dergilerden hikayeler okuttu birlikte fazla ileriye gitmeden seviştik hikayelerin birinde halasının kocası kızları götünden sikiyordu anlattıklarına göre ilk olduğu için canı yanmış ama her zaman götten sikilmeyi çok sevdiğini anlatıyordu onların yaptığı gibi banyodan şampuan getirip Emre nin sikine sonra götüme sürdüm önünde domaldım sikini yavaş yavaş yüklenip sokmaya başladı canım yanıyordu ama dişlerini sıkıyordum sesim çıkmadığı için o da rahat ediyor yavaş yavaş sikini götüme soktu bekledi memelerimi tuttu okşamaya başladı meme uçlarım fındık tanesi gibi olmuş sertleşmişti içimde bekledi bekledi sonra yavaş yavaş çıkartmaya başladı canım yanıyordu ama zevkte alıyordum artık alışmaya başladı Emre işini biliyordu hep yavaş davranıyordu artık zevk sularım amımdan akıyordu bunu hissede biliyordum Emre ye hızlan zevk alıyorum hızlan dedim artık durmak yoktu soktukça sokuyor boşalmak bilmiyordu benim amımdan sularım dizime akıyordu saçlarımdan tutup çekerek daha sert girip çıkmaya başladı birden sikini çıkardı götümden ben boşalıyor sandım tekrar götüme sokmaya çalışıyordu nasıl oldu anlamadım sanırım akan sıvılardan olacak bir anda amıma soktu yere kan gibi ama daha açık pembemsi birşeyler damladı anlamıştım kızlığımın bozulduğunu ama umurumda değildi zevk çığlıkları atıyordum Emre durdu siki içimde kalp gibi atıyordu Emre nin boşaldığını içimdeki sıcaklığı hissettiğimde anladım çok kızdım hamile kalabilirdim ne götümün sikildiği umrumdaydı ne de kızlığımın bozulduğu hemen elbiselerimi toplayıp giyindim eve gittim anneme dolaylı olarak arkadaşımın böyle bir şey yaptığını ne yaparsa hamile kalmaz diye sordum annem ertesi gün hapı verdi aman kızım sakın sen böyle şeyler yapma al bu hapları arkadaşına götür 1 tanesini içsin endişe etmesin hamile kalmaz dedi . Hemen evden çıktım a101 e gidip su alıp içtim hapı biraz bekleyip eve döndüm . Artık her tarafım açıktı çok mutlu olmuştum lise bitene kadar Emre ile her fırsatta seks yapmaya devam ettik. Lise bitince Emre İstanbul a gitti ben aydın a gittim . Aydın da şuanda ki kocamla tanıştık 2 . sınıfta nişanlandık kendimi bakire gibi gösterip evlenene kadar hiç dokundurmadım 3 sınıf bitiminde ailemden istemeye geldiler 1 ay içinde nişan ve düğün yaptık gerdek gecesi doktor arkadaşımın verdiği suni kızlık zarını amıma yerleştirip beni bakire bozuyormuş sanarak birlikte oldu ben halen başka erkeklerle birlikte oluyorum daha büyük daha kalın yarak arıyorum. Kendine güvenen erkekler buraya not bıraksın . Hasan bey yayınlarsanız çok sevinirim teşekkür ederim.
98 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 7 months ago
Text
Otobüste Elime Verdi! (Meltem 24 Y., Adana)
Herkese selamlar, ben Meltem, 24 yaşındayım. Güzel olduğumu düşünüyorum. Adana'da yaşıyorum ve 3 yıldır evliyim. 2 yaşında kız çocuğum var. Kocamı çok seviyorum, ama azgınlığımı durduramadığım için onu aldatmak zorunda kaldım. Bankacıyım ve 2 ayda bir eğitim için İstanbul'a gitmem gerekiyor. Yine eğitim için İstanbul'a gidecektim, ama uygun uçak bileti bulamamıştım, o yüzden otobüsle gitmeye karar verdim. İnternetten bilet aldım ve kocam beni otogara bıraktı.
Otobüse koltuğuma oturmak için bindim, ama yan koltuğumda bir erkeğin oturduğunu gördüm. Hemen inip bilet ofisine, "Ben bayan yanı almıştım, ama yanımda bir erkek oturuyor!" diye şikayetçi oldum. Onlar da, "Kusura bakmayın çok yoğunluk var, bütün seferler dolu, beyfendinin de acelesi varmış!" deyince artık yapacak birşey yoktu, adamı otobüsten indirtmem yanlış olurdu. Hem zaten ben bu tarz şeylere de karşıyım. Ama aylardan Temmuz ve Adana yanıyordu, ben de altıma kısacık şort giymişim ve tanımadığım bir erkeğin yanında 12 saat öyle yolculuk yapacaktım.
Neyse, bindim otobüse. Selamlaştık. Bana, "Kusura bakmayın rahatsız ettim sizi. Üniversite öğrencisiyim, ailemi ziyarete geldim, sınavlara yetişmek için sağolsun yardımcı oldular." deyince, bana karşı bu nazik ve hoş tavırları çok hoşuma gitmiş, biraz da olsa rahatlamıştım. İlk bindiğimde fark etmemiştim, ama çok yakışıklıydı. Adana'dan çıkana kadar sohbet ettik. Adı Cem idi ve sohbeti, konuşması beni çok etkilemişti. Kocamla lisedeyken tanışmıştım ve benim ilk erkek arkadaşım olmuştu. Lise sonrası evlenmiştim onunla ve onun dışında daha önce hiç ilişkim olmamıştı. İş yerindeki müşterilerim hariç, ilk defa yabancı bir erkekle bu kadar uzun hoş sohbet ediyordum. Sebebini bilmiyorum ama Cem'e kanım kaynamıştı.
Sohbet esnasında parmağımdaki yüzüğü görünce, "Evli misin?" diye sordu. "Evet!" deyince şaşırdı. Ben, "Ne olduuu? Niye şaşırdınnn?" deyince, "Senin gibi biri nasıl hemen evlenmiş!" dedi. Ben de, "Benim gibi derken?" dedim. "Güzel ve kültürlü biri!" dedi. Ben de, "Niye, aşık olmuş olamaz mıyım?" diye sorunca, aşka inandığını, ama evlenmeye karşı olduğunu, bir imza ile birine bağlanmanın ve ömrünün sonuna kadar onunla olup ona sadık olmayı kabul etmediğini söyledi ve "Herkes istediği kişiyle birlikte olabilir!" dedi. Bu söz beni etkilemişti ve Cem'den anlaşılmaz bir şekilde hoşlanmaya başlamıştım.
Biraz daha sohbet edip, "Yorgunum!" dedim ve uyumak için gözlerimi kapattım. Birkaç saat sonra gözlerimi açtığımda, başımı Cem'in omzunda ve ellerimi de onun kucağında, hatta bir elimin şortunun (Yarağının!) tam üstünde olduğunu fark edip hemen toparlandım. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Güldü ve "Sorun değil, ben rahatım, uzanabilirsin!" dedi. Ben, "Dalmışım kusura bakma!" deyince, bir elini bacağıma koyup, "Gerçekten sorun yok!" dedi. Gözlerimle eline baktım ve o da hemen çekti elini. Ama bu olay beni biraz azdırmış, Cem'in elinin bacağımda olması çok hoşuma gitmişti. Hatta elini çektiği için resmen üzülmüştüm. İçimden, beni okşadığını, öptüğünü, hatta siktiğini bile hayal ediyordum. Bir yandan da kendi kendime (Kendine gel kızım, evlisin sen, aklından çıkar böyle şeyleri!) diyordum.
Gözlerimi kapattım, uyumaya çalışıyordum, ama sürekli aklım ondaydı, hep beni sikerken canlandırıyordum kafamda. Bir süre sonra azgınlığım mantığımın önüne geçmiş ve isteyerek başımı tekrar onun omzuna koymuştum. O da omzunu iyice yaklaştırmıştı. İkimizden de çıt çıkmıyordu. Ben elimi tekrar onun şortunun üzerine koyunca, kulağıma eğilip, "Rahat ol!" dedi ve saçlarımı okşamaya başladı. Benden ses çıkmayınca da elini tekrar bacağıma atıp okşamaya başladı. Çok zevk alıyordum. Bir eliyle bacağımı yukarı çekti ve ayaklarıma kadar her yerimi okşamaya başladı ve ben de biraz daha sokuldum ona. Elim halen şortunun üzerindeyken yarağının kalktığını hissediyordum. Diğer eliyle elime bastırdı, yarağını şortunun üzerinden elimin içine verdi. Ben biraz elimle oynadıktan sonra kafamı kaldırdım ve sağa sola baktım, acaba gören falan var mı diye. Bana, "Merak etme, herkes uyuyor!" dedi. Ben de tekrar kafamı göğsüne yasladım. Cem bu sefer yarağını şortundan çıkarıp elime verdi. İtiraz etmeden yarağıyla oynamaya devam ettim. O da elini amıma götürmüş okşamaya başlamıştı.
Artık zevk sarhoşu olmuştum. Kafamı kaldırdım ve yüzyüze geldik. Gözlerine arzu dolu bakıyordum. Bana iyice yanaştı ve yanaklarıma, dudaklarıma öpücük kondurmaya başladı. Kulağıma, benim çok güzel olduğumu ve İstanbul'a gider gitmez beni eve atıp tüm gün sikmek istediğini söyledi. Ben ses çıkarmıyor ve öpücüklerin keyfini çıkarıyordum. Bir an önce İstanbul'a varmak ve dediği gibi tüm gün beni sikmesi için sabırsızlanıyordum. Herkes uyanana kadar biz elleşip öpüştük.
Sabah saatlerinde İstanbul'a vardık. Taksiyle hemen evine gittik. Kapıdan girer girmez öpüşmeye başladık. Beni kucağına alıp odasına götürdü. İkimiz de çabucak soyunduk. Yatağa uzanınca heryerimi yalayıp öpmeye başladı. Amımı çılgınca yalıyor, beni deli ediyordu. 69 olduk ve ben de onun sikini ağzıma alıp ona sakso çekmeye başladım. Sonra çekmeceden kondom alıp sikine taktı. Beni altına aldı ve sikini amıma yerleştirip pompalamaya başladı. Beni inlete inlete sikiyor, bana zincirleme orgazm yaşatıyordu. Ben de, "Durma, sik beni aşkım!" diyordum.
Bir süre sonra beni domaltıp amımı sikmeye devam etti. O pozisyonda amımı sikerken parmakları sürekli göt deliğimde geziniyordu. Parmağını götüme sokup, "Aşkım götünü de sikmek istiyorum!" deyince, "Kocam beni oradan hiç sikmedi! Kısmet seninmiş, sik aşkım!" deyip ona onay verdim. Hemen gitti banyodan şampuan getirdi ve iyice götüme yedirdi. Ben kıvranıyor, "Hadi sok artık!" diyordum. Götüm ilk defa sikileceği için hepsini sokana kadar epey bir uğraştı. Önce yavaş, sonra hızlı şekilde götümü sikmeye başlamıştı. İlkin acı çektim, ama sonradan aldığım zevk o acıya değmişti...
Sözde İstanbul'a Cem sınav için, ben de eğitim için gelmiştim, ama sınavdan ve eğitimden artan sürede iki gün boyunca evden çıkmayıp sürekli sikiştik. Artık her eğitim için İstanbul'a gittiğimde sevgilimin yanında kalıyor, ona karılık yapıp dönüyordum. Hatta bazen eğitim yokken bile, kocama, "Yine eğitim var!" diyerek yalan söyleyip İstanbul'a kaçıyor, kendimi Cem'in kollarına bırakıyorum!
192 notes · View notes
muhibbi · 2 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Gebeliğimin son dem'lerindeyim bu 9 aylık süreci kimse ile paylaşmayı mahremiyet açısından doğru bulmadım , en yakın arkadaşlarıma bile ben hamileyim diyemedim , kurs hocalarımın haberi bile yok , bu sene kızım için evimi medrese belleyeceğim ona güzel Anne olmayı öğreneceğim bir 365 gün beni bekliyor..
Bu süreçte mahremiyetime dikkat edip süreci benim için kolaylaştıran kıymetli eşime teşekkür etmeyi kendime borç bilirim..
Anneannem hep derdiki "kızım varacağın yolu varmadan söyleme ", ben vardımmı varirmıyım bilmiyorum ... umarım kızımı sağlıkla kucağıma alabilirim. ,olurda bir aksilik olur diye ona bu dijital günlüğümden bir not bırakmak istiyorum , Olurda hak baki olur ömür nihayete ererse her satırında beni hissetsin istiyorum.. bu yazıyı duygusal hamilelik anlarımda yazdığım için belki uzun diye birçoğunuz okumyacaksınız ama biliyorum kızım okuyacak inşaallah..
"Kıymetli kızım Allah resulunun hadisine binânen bir hadise nisbeten bu isimle adlandırmak istedim seni.
Resulullah onu (hz. Aişe) 'yi çok severdi. Ona 'Hümeyra' lâkabini vermis ve: "Dininizin yarisini bu Hümeyra'dan aliniz" .. buyurmuştur.
Sevgili hümeyram.. Erdemli bir insan olmanı o günlere eriştiğinde senin yanında olmayı Rabbimden niyaz ediyorum.. Dilerimki ilimde çok iyi yerlere gelirsin şayet ilimle meşgul olursan o ilimlede amel edebilirsen inşaallahuteala yari yolda kalmazsın, Büyüklerine ve Babacığına hürmetli olmanı ,haklıykende susmanı, çok konuşmanın çok sikayet etmenin elem getirdiğini bilerek tecrube ettiğim için az ve yerinde konuşmanı tavsiye ediyorum sana.
Yaşıtlarinin ve çağın ötesinde bir genç olmanı , zamanını bereketli ve değerli gecirmenin hâzına varabilecek bir ömür gecirince ebedi alemde rahat edeceğinin garantisini vererek sözlerimi uzatmadan noktalamayı isterim ... sevgili kızım sana hakkı ve sabrı tavsiye ediyorum.. Babanın ve benim seni dört gözle evimize gelmeni beklediğimiz günlerin mesudiyeti ile 9 ay yaşadığımızı bildirmek isterim sana. Sana seni çok sevdiğimi söylemeliyim.. şayet doğum sürecimde hayırla geçer ise Babacığinla seni cok güzel yetistireceğiz lakin aksi takdirde baban hep seninle olacak inşaallah.
Seni Henüz görmedigim inci gözlerinden öpüyorum ...
16 eylül pazartesi
13 Rebi-ül evvel 1446🌿
72 notes · View notes
sefkattuyu · 29 days ago
Text
17 Ekim 2024
Heyecandan yerimde duramıyorum sabah. "Yazma!" Diyorum kendime sürekli. "Uyanınca yazar o."
Ancak gece çok geç yatmış, biliyorum. En son dayanamayıp yazıyorum.
Yaklaşık bir saat sonra yazıyor. Gözümü yeni açtım, diyor.
Gözünü açar açmaz bana mı yazmı��?
Aslında hemen aramak istiyorum. Ama biraz utana sıkıla imâ ediyorum.
"Yeni uyanmış sesini çekmiş olabilir canım 👉👈"
Onu bunaltmaktan korktuğum için "Ama öylesine söylüyorum tabii ki!" diyorum.
Cevap bile yazmadan ses atıyor. Neler yapacağını anlatıyor. Çok hoşuma gidiyor.
O kahvaltısını hazırlarken aramak istiyorum. Bir sigaralık konuşuyoruz. Hiç kapatmasa kapatmam. Çok keyifliyim.
Sonra ikimiz de işimize gücümüze bakıyoruz. Arada mesajlaşıyoruz. Süslenir süslenmez ona fotoğraf atıyorum.
Okula gidiyorum sonra. Çalışırken fotoğraf atıyorum. Molada onu arıyorum. Hiç hayır demiyor. Tatlı adam...
Eşek seni, demeleri var. Bir tatlı ki!
Çalışmam bitince arkadaşlarımla kahve içeceğimi söylüyorum.
"Geç kalma ama eve. Hem dışarısı tehlikeli."
Gülümsüyorum.
"Tamamm."
"Aferin benim uslu kızıma."
Kahve planımız iptal olunca eve geçiyorum direkt. Eve gider gitmez yine ona yazıyorum. Konuşuyoruz. İşi çıkıyor belli bir süre sonra.
Gece saatleri bastırırken çok bunalmış hissediyorum kendimi. Sürekli gelen mesajlar, kendimle verdiğim savaşım... Evet, kırılmaktan ödüm kopuyor ancak duygusuz olmayı da beceremiyorum işte! Başta umrumda değildi. Ancak umrumda olmaya başladığı anda ödüm kopuyor. Topuklarımı popoma vura vura kaçmak istiyorum.
Çünkü insanlara bizi kırma gücünü bizzat biz veririz.
Korkularım üstün geliyor onunla konuşmak istememe. Tilki'yle olanların aynısı olsun istemiyorum. İlk seviştiğim adam... Ben alışmaya başlamıştım ona o iki ayda. Yine bir başkasına alışıp terk edilmektense alışkın olduğum yalnızlıkla yola devam etmek istedim.
Çok kötü hissettim kendimi. Ona kötü adam muamelesi yapmış gibi...
"Seni rahatsız ettiğim için özür dilerim." dedi ya... Aptal adam... Ben yazmıştım hâlbuki ona. Kalbimde kemikler olsa çıtırdardı o an.
5 notes · View notes