#güzel bir ramazan niyeti
Explore tagged Tumblr posts
Text
6 notes
·
View notes
Text
Son dakika! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bayram sonrası normalleşme adımlarını atıyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Salgın nedeniyle buruk bir bayram geçirildiğini söyleyen Erdoğan, "İnşallah güzel günler bizi bekliyor" dedi. 'Artan vaka yoğun bakım ve vefat sayıları karşısında sınırlamalara gitmek mecburiyetinde kaldıklarını hatırlatan Erdoğan, "Ramazan ayını da büyük ölçüde sınırlamaların gölgesinde geçirdik. Salgını kontrol altına almış olarak bayram sonrasında kontrollü bir şekilde normalleşme adımlarını atıyoruz" ifadelerini kullandı. "Yakın çevremiz başta olmak üzere d��nyanın tamamını etkileyen bu tehditle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" diyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Sağlık sistemimizi güçlü tutmanın yanında aşı başta olmak üzere salgın tehdidine karşı gereken her türlü yol ve yöntemi kullanacağız. Bunun zorlu ama arkası aydınlık bir imtihan olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Salgın tedbirlerinden olumsuz etkilenen her kesime sıkıntıya düşen her vatandaşımıza destek paketleriyle elimizi uzatıyoruz, üretimi istihdamı büyümeyi kalkınmayı destekleyecek her adımı atıyor her desteği veriyoruz. Buna rağmen sıkıntıya düşen geliri azalan işi bozulan vatandaşlarımız olduğunu biliyoruz. inşallah onların sıkıntılarını da en kısa sürede yine biz gidereceğiz. Türkiye'yi yirmi yıl öncesinin siyasette ekonomide ve toplumsal yapıda kırılgan ülkesinden bugünkü bölgesinde ve dünyada söz sahibi ülkesi haline nasıl getirdiysek mevcut sıkıntıları da aynı şekilde çözeceğiz. Salgın sonrasında yeniden şekillenecek küresel siyasi ve ekonomik sistemde ülkemizin hak ettiği yeri almasını sağlamakta kararlıyız bunun için gece gündüz çalışıyoruz. Bölgemizde yaşanan hemen her hadisenin gerisinde Türkiye'yi kazanımlarından mahrum bırakma hedeflerinden uzaklaştırma niyeti olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Ülkemize karşı artık saklamaya bile gerek görmedikleri kinlerini kusanları ve onların senaryolarına gönüllü figüranlık yapanları milletimizin irfanına havale ediyoruz." Read the full article
0 notes
Photo
Osmanlı Akıncı Bülent -(OAKINCI70TR)- -(GÖNÜLDOSTLARI)- Kandiliniz Kutlu Olsun Hayırlı Cumalar Sevgili Gönüldostları Sevgilerimizle Hayırlı Kandiller Diliyoruz...... 🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷 🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿 🌷💗🌠🌙💗💡💟🌙🌙🌙💟💡💗🌠🌙💗🌷 🌍💗🌠🌙💗🌍👉"Kandil"👈💗🌠🌙💗🌎 🌷💗🌠🌙💗💡💟🌙🌙🌙💟💡💗🌠🌙💗🌷 🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿 🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷 Sene, beş yüz yetmiş bir, Rebiyülevvel ayı, Günlerin on ikisi, nura boğdu semayı, Nebiyi müjdelerken Mevlid’in habercisi, Niyazla geçen gece, çağırıyor Cuma’yı. ****** Melekler akın akın semadan indirilir, Ayetler gelir dile, yürekte sindirilir, Uyuyanlar uyanır, gafiller ayılırlar, Yılların acıları Kadir’de dindirilir. ****** İçi dışı başkayız, biliyoruz Yarabbi, Yine gözyaşımızı siliyoruz Yarabbi, Aciziz, eşiğinde umut ile bekleriz, Katından Berat’ını diliyoruz Yarabbi. ****** İnsanoğlu kinini beyninde eritmeli, İsyankâr benliğini kalbinde eğitmeli, Yaşamalı Miracı, nefsini eze eze, Ona gelemeyenin ayağına gitmeli. ****** İnsanın her niyeti kendisinin elinde, İçinden geçirdiği olmalıdır dilinde, Üç ayların içinde nice ayetler gizli, Geceleri ihya et Regaip kandilinde. ****** İlahî nur olarak önce tohum atıldı, Nebi’nin aşkı ile kâinat yaratıldı, Âlemi sevindirdi gönüllerin incisi, Varoluş gerçeğine melekler de katıldı. ****** İçimizdeki kini, sıfıra indirelim, Barış için savaşıp, zalimi sindirelim, Nice kanlar akıyor Filistin’de, Gazze’de, Yeni yılla birlikte acıyı dindirelim. ****** Kâbe’nin yollarını açan tırpan olayım, Hacıların üstüne ince türban olayım, İlahî rıza için yoluna canım feda, İsmail’in misali, makbul kurban olayım. ****** Verimli su gibi akar öğretmen, Her zaman ileri bakar öğretmen, Aydınlık bir nesil üretmek için, Mum gibi kendini yakar öğretmen. ****** Akrabayı ziyaret vazifemiz olmalı, İmanlı insanların içi temiz olmalı, Neşeli halimizi dostlara iletirken, İnsanî duyarlılık ilk ilkemiz olmalı. ****** Melekler akın akın iner Kadir gecesi, Şeytanlar feryat edip siner Kadir gecesi, O gecenin içinde öyle bir saat var ki, O anda ıstıraplar diner Kadir gecesi. ****** Gafletle geçirmeyin Şaban’ın on beşini, Dualarla söndürün cehennem ateşini, Akıtın gözyaşını, eller semaya açık, Seherde karşılayın Beraat güneşini. ****** Semanın kapıları açılır bu gecede, İlahî rahmet nuru saçılır bu gecede, Gözyaşına karışmış dualar arşa çıkar, Ululuk makamına uçulur bu gecede. ****** Fitne üreten güçler umarım bu yıl solsun, Cennet gibi ülkeme barış gülleri dolsun, Gelin, dua edelim, el açalım Allah’a, Miladî yeni sene ülkeme kutlu olsun. ****** Kendine güvenilir, öğüt doludur sözü, Üstünde bulut gezer, emrindedir gökyüzü, Avuç açıp yalvarsa, rahmet iner yerlere, Abdullah’ın yetimi, Amine’nin öksüzü. ****** Gecenin zulmetinden nuru sıyırmak gerek, Hakikati batıldan seçip ayırmak gerek, Kabul olması için Hak katında, kurbanın, İçimizdeki putu baltayla kırmak gerek. ****** İsrail istemiyor barış dolu dünyayı, Her dakika artıyor şehitlerdeki sayı, Yeni yılı bizlere hayırlı kıl Allah’ım, Şehitleri bol olan, geldi Muharrem ayı. ****** Cennete uçmak için, her doğan Türk neferdir, Hayatı onun için ölene dek seferdir, Gülerek şehit olur değerleri uğruna, Her Türk’ün adı Mehmet, göbek adı Zafer’dir. ****** Rahman’a kul olarak akmalı gözyaşımız, Hak yolunda olmalı daima uğraşımız, Barış ve huzur ile yaşamak dileğiyle, Ümmete kutlu olsun Hicrî sene başımız. ****** Sava gölü kurudu, Kisra sarayı çöktü, Putlar yere serildi, şeytan gözyaşı döktü, Bu mübarek gecede o “nur tanesi” doğdu, İnsanı cehaletten kurtaran yol gözüktü. ****** En yüce nimet akıl, insanlara verildi, Her türlü kolaylıklar onlara gösterildi, Âleme şeref verdi güzel ahlak sahibi, Kurtarıcı olarak dünyaya gönderildi. ****** Biçare insanoğlu, yüce katında aciz, Mal gölünde yüzeriz, ama yinede acız, Avucumuzu açıp, af dileriz Yarabbi, Başımız öne eğik, Berat’ına muhtacız. ****** Manevi duygularla kaynayarak taşınız, Masivayı aşarak öteye ulaşınız, İlahî nur inerek âlemi kucaklarken Sizin de kutlu olsun Hicrî sene başınız. ****** Yaşamak istiyorsak Regaib’in özünü, Dinlememek gerekir, kör şeytanın sözünü, Bu mübarek gecede, el açarken Allah’a, Nefsi zincire vurup, açmalı kalp gözünü. ****** Ferhat’ın aşkı ile kayaları delmeli, Tefekkür eyleyerek, hakikate gelmeli, İsra yürüyüşüyle bu Cuma gecesinde, Secdeye kapanırken, Mirac’a yükselmeli. ****** Tefekkür eylemeli alınan her nefesi, Gafletten uyarmalı dinlenen Kur’an sesi. Nefisi okşasa da şeytanın fısıltısı, Dualarda gizlidir Berat’ın mucizesi. ****** Mahyalı minareden okunuyorken ezan, Ulvi duygular kaplar yüreğimizi bazan, Her sene daha erken koşar adımla gelir, Bizleri istemese gelir miydi Ramazan? ****** İnsan artırmak ister sevap derecesini, Melekler kayıt eder her sözün hecesini, Gafletten uyanarak secdeye kapanalım, Duayla geçirelim bu Kadir gecesini. ****** Mekke’deki yaşantı Resul’e oldu zehir, Aranır oldu artık, kurtaracak bir nehir, Tarihe damga vuran hicretin ilk adımı İslamiyet beşiği Medine, yeni şehir. ****** Allah’ın en sevdiği habibisin ey Nebi, Çaresiz ümmetinin, tabibisin ey Nebi, Cehalet batağında çırpınırken insanlık Kurtuluş bayrağının sahibisin ey Nebi. ****** Hakikat arıyorsan, kibir zirvesinden in, Gönüllere yükselen tevazu atına bin, Mirac heyecanını yaşamak istiyorsan, İnsanları kucakla, içinde olmasın kin. ****** Ya Rab, sana aşikâr bizim her ahvalimiz, İbadetlerimiz az, dağ gibi vebalimiz, Cuma günü kapında Berat’ına muhtacız, Merhametin olmazsa, nice olur halimiz? ****** Ümitsizce yüzerken gaflet içinde bizler, İşlediğimiz hata, biri birini izler, Hızır gibi yetişti kurtarıcı Ramazan, Bizlerin günahını oruç ile temizler. ****** -«(Sezayi Tuğla)»- Osmanlı Akıncı Bülent -(OAKINCI70TR)- -(GÖNÜLDOSTLARI)-
1 note
·
View note
Photo
Evliyayı kiramdan Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretlerinden, bir gün nasihat istediler. Onlara; - Kibirden ve ucubtan sakının, buyurdu. Başkasını beğenmemek, kibirdir ki, kibir, şeytan sıfatıdır. Çünkü şeytan, Adem aleyhisselamı beğenmemiş, kendini beğenmiş ve şeytan olmuştur. Ve ilave etti: - İki şey çok tehlikelidir. Biri, kendini beğenmek, öbürü başkasını beğenmemek. Birincisi, kibir, ikincisi ise ucubtur ve ikisi de birbirinden beterdir. Ve altını çizdi: - İnsanların uğrayacağı en büyük felaket, bu iki kötü sıfatla sıfatlanmış olmaktır ki, bu ikisi kanserden daha tehlikeli bir hastalıktır. Cennete doğru imanla girilir Bir gün de bir kısım gençlere; - Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdığı bir ilmihal kitabını alıp, birine vermek, o kimsenin koluna girip Cennete sokmak demektir, buyurdu. Ve sebebini açıkladı: - Çünkü o kimse, o kitabı okuyarak doğru imanı öğrenecektir ki, doğru iman, Cennetin anahtarıdır. Ve ekledi: - Niyet hayır olursa, akıbet de hayırlı olur. Bizim hocalarımız bu gayreti göstermeselerdi, biz ne halde olurduk kim bilir. O halde biz de gayret gösterelim. Tanıdıklarımıza, eşimize dostumuza dini kitaplar verelim. Şöyle özetledi: - Bu zamanda en güzel emr-i maruf şekli, kitap vermektir. Ama bir şartla. Sordular: - O şart nedir efendim? - Rastgele bir din kitabını değil, bir Ehl-i sünnet âliminin kaleminden çıkan kitabı vermelidir. Bu, çok mühim. Başarının üç şartı Bir gün de nasihat isteyen bir gence; - Kendini, kimseden üstün görme, buyurdu. Günahkâr bil. Allah’ı unutma. Onun emirlerine göre yaşamaya çalış. Muvaffak olmanın sırrı üçtür. Genç adam sordu: - Onlar nedir ki efendim? - Niyeti düzeltmek, günahına tövbe etmek ve büyüklerin sözüne Peki demektir. Gönül Sultanları Cuma-i şerifinizi ve Ramazan-ı şerif ayınızı tebrik eder, dua eder, müstecap dualarınızı istirham ederim. https://www.instagram.com/p/B_pQAQhlawc/?igshid=377pyochgz1l
0 notes
Text
02.19
Sahur yaptım, geldim. Bu Ramazan ilk kez sesli dua ettim. Gözyaşıyla nice iftarlar sahurlarım oldu. Teşekkür ederim sana bunun için. İroni değil bu. Gerçekten teşekkür ederim. Ellerimle kâinatın merkezinden doldurduğum zemzemi içtim. Senin için... O gün benimle buluşmak istememiş, babada ortaya çıkmıştın. Sana doldurduğumu sana verememiştim. Bu çok koymuştu. Oradan o niyetle gelmişti. İnsan sabırsızlığından neler kaybedebiliyor? Neyse, niyeti senin olsun...
Kaldığım yerden devam edeyim. O an çok şey oldu senin için. Anlatamam, ama bazı anlar vardır o anlar sonradan yaşanır. Bu da öyle bir andı işte. “Keşke bunu demeseydin” dedim sana. Önceki cümlenin haricinde bunu deme sebebim, bunu daha önce önce iki kere daha duymuş olmamdı. Çok ilginç... Ayın 14′ü, Kadir Gecesi... Niyeyse sevenlerim hep bir ağızdan bu benzetmeleri yapıyordu. O gece sen metroya bindiktene sonra eve yürüdüm. Birkaç gün sonra da bir manâ gördüm: Sen tezgâhtarsın. Çok üzgünsün. Ben geliyorum. Bana ısrarla kocaman bir fil biblosu satmaya çalışıyorsun. Almak istemiyorum. Kırıldığını görünce alıyorum. Manâ bu kadar. Filler...
Uyandığımda “boku yedik” demiştim kendi kendime. Fillerin hafızası kuvvetlidir çünkü. Yer üstünde yaşayan en derin duygulara sahip canlılar. Suda Yunus karada Fil... Filler âşikârdır. Filler âşıktır da... İki şey vardı. Unutmayacaktık ve sen kolay kolay benim yakamdan düşmeyecektin. Şaşırmıştım doğrusu. Bir şeyin başlangıcı çok önemlidir. Nasıl başlarsa öyle gider. Başında bunu görmem beni aslında sevindirmişti. Herkes alelade şeyler yaşayabilir. Ama filler herkesin üstüne yürümez. Ebabiller de her hayvanı taşlamamıştır. Cânım filler, güzelim filler... O günden sonra sana Bayezid Meydanında buluşalım dedim. Buluştuk. Örgü ören kadın da oradaydı. O kadın zaten hep orada oturur örgüsünü örer, satıp geçimini sağlardı. Hava o kadar güzeldi ki. O gün o an seni görünce hamd etmiştim Allah’a. Hava güzel, işte sevdiğim. Işıl ışıl. Yüzünden endişen okunuyor. “Hayatımda olmanı istiyorum.” diyorsun. “Öyleyse olacağım.” diyorum. “Merak etme, sana söz istediğin her şey olacak...” Ve oluyor da...
Sen hep dinledin beni. Ama senin dinlemenden ziyade sende dinleyen önemliydi benim için. Herkes bardağı kadar dolardı ya hani... İşte senin o -bak buraya daha güzel bir kelime bulunamazdı- “kavi” surlarından sızmış. İçini kuşatmıştım. Mutlu olmaya çalıştım seninle. Gelenlerden biraz haberdar biraz habersiz. Senin için endişem hiç dinmedi. Çocuğun sobaya dokunur eli yanar diye endişe edersin ya öyle bir şey diyebilirim. Hep endişeliydim senin için, halâ öyle. Sen ab-ı hayatı içerken dudaklarımdan gerek dinlerken gerek öperken kati dikkat ettim sana. Sana akan bu aşk, bu hakikat senden de benden de büyüktü... Sense küçücüktün. Selvi boyuna rağmen omzuma falan anca geliyordun. Uzun zaman geçti. O kadar uzun ki bir ân gibi. Öldüm öldüm dirildim. Ölüp ölüp diriliyorum da. Âlemler âlemler... Her seferinde yanımdasın. Anlam veremiyorum sevdiğim. Anlam veremediklerimi anlamak, kabullenmek gibi bir imtihan yaşadım, yaşıyorum. Hep insan üstü bir gayret, hep bir yaşama uğraşı. Aklımda hep bir cümle “Bu kadar zor olmamalı.”
Bir daha eeen başlarda bana Eminönü’nde “kardeş olalım o zaman” demiştin. “Biz seninle kardeş olamayız.” demiştim. Bana o gün “kirpiklerin çok güzel” demiştin. Bir tarafına mı battı dememiştim ama belli ki batmış... Nereye battığını sen çok iyi biliyorsun. Ben de seni tramvaya binerken durdurup “ben sana kaşların çok güzel, hele o gözlerin, âh o gözlerin.” demiştim. Sen bana “insanlar kardeşlerine kaşların çok güzel demezler.” deyip tramvaya binmiştin. Ardından da ben... İşte o gün öylece seninle kardeş olamamıştık. Zaten benimle canımı almak istercesine sevişen bir kadın kardeşim olmamalıydı. Ya canımı almalı ya da sevişmeliydi benimle. Hep böyle düşündüm. Senden ciddi ciddi birkaç kez beni öldürmeni bile istemiştim.
Hatırlarsın gözüm kanıyordu. O kan dinmedi işte. Damla vaktim geldi damlatır mısın? dedim. Okuldan sonraydı... O gün tripliydin, nazlı günlerinden biriydi. “Sen kendin damlatabiliyorsun kendin damlat dedin bana... Altından girdim üstünden çıktım o damlayı sana damlattırdım. Seninleyken o damlayı hep sana damlattırdım. Çünkü kanayan gözlerimin, akan yaşlarımın sebebi sendin. Beyazlayan sakalımın da öyle. Aa bak kimse bilmiyor sakalımı bu yüzden kestim aslında. Kökü bende. Aşkın bende saklı kalsın. Çünkü insan kibirlenebilir. Aynaya bakıp sakalımdaki beyaza “heyts bee” diyebilirim. Hem âşkın gizlisi, tenhası hoştur... Her neyse... En çok seninle ağladım ben. Hiç kendime ağlamadım ama. Hep senin için döktüm yaşlarımı. Senin derinlerde sakladığın zarafet ve letafeti gördüm ağladım. Senin acımasızlığını gördüm ağladım. Güldüm de seninle he heeeey hem de ne güldüm. Ben gülünce için güldü senin...
Bir gün evime davet ettim seni. Kötü bir niyetim yoktu ama ateşle barutun yan yana durmayacağını da biliyordum. Durmasındı da zaten yansındı ortalık... Hayatta tek istediğim şey sendin. Vücudun değil sadece. O bulunur. Hem sen de bir Sasha Grey değildin neticede. Bulunur dememi ilk gecende anlayacaksın. Cinsellik insanın hayatında yeri olan bir şey. Senin gibi yanıklar evlenmeli. Bunu sana da söyledim. Çünkü evlendiğinde birçok şey başka oluyor.
Tanıştık tanışalı tek yanıklığın bu da olmadı senin. Çok yer yandı gözümün çiçeği... Biliyor musun hiç abartmadan hatta asgarî sevdim seni, mübalağa geldi sana... Hakikât yavaş yavaş, usul usul anlaşılır. Ve bir anda olur o. Aaa dersin. Perde ağır ağır kalkar, bir anda kapanır...
Neyse dağıldı yine mevzu. O gece bana ilk kez sesli bir şekilde saçlarını elinle sağına alıp “seni seviyorum” demiştin. Sana “Keşke onu demeseydin işte.” demiştim. Ara vermiştik. “Böylesi daha güzel demiştin.” Ama sonra devam etmiştik. Evin holündeydik. Bana “Bu gece burada kalabilir miyim?” dedin. Bir an durdum. “Senin için sorun olmayacaksa tabi...” diye ekledin. Canıma minnetti... O an babayı gördüm mutfağın kapısında. Aklıma Yusuf’un kıssası geldi. Bu sana “evet” dememem için yeterli değildi o an. O duvar açıldı. Gelmiş geçmiş bütün sevenlerini, sevdiklerini gördüm senin. Başlarında ak sakallı yaşlı biri. Bana bakıyor... Bu kızı bana bu adamın duası gönderdi demek ki dedim. Bir karar vermem lazımdı senin için “İnsan muhasebe-i vicdanla karar verir.” dedim. Ve yanıp tutuştuğum kadına dedim ki: “Sen evine git. Merak etme hiçbir sıkıntı olmayacak. Böylesi senin için daha hayırlı.” dedim. Sen eğer o gece burada kalsaydın çok başka şeyler olacak, kuvvetle muhtemel asla ayrılmayacaktık biliyor musun? Sana hiç yalan konuşmadım. O gün senin için bir tercih yaptım. İnisiyatif kullandığım her zaman her şey güzel olur. Böyle olageldi. O gece seni kollarıma alıp yatsaydım eğer dünyanın en mutlu adamı olacaktım, evet. Ama kendim, insaniyetim pahasına seni kendime çirkince bağlayamazdım. Bu tensel bir şey değil. Dediğim gibi “bilmediğin çok şey var.” Ukde nedir? Uhdemden dolayı ukde kalanları bilemezsin. Sen ilgiye, sevgiye aç bir insansın. Halâ öyle. Çoğu insan öyledir zaten. Ama âşk bedel ister. Sen ona yanaşmıyorsun. Cesaret edemiyorsun. Hep bir yılgınlık, ümitsizlik, korkaklık var. İşine gelince yok ama. Nefs olunca mesele öpe koklaya canını alırsın insanın. Hesaba katmadığın o insanın senden uzakta ve içinde tekrar tekrar can bulabileceği... Halâ öyle... Hayatta yok öyle, hem ayranım dökülmesin hem... Anladın sen onu...
03.21
0 notes
Text
100 yaşında hayatını kaybetti! Günlükte yazanlar eşine olan aşkını ortaya çıkardı
Son Dakika https://www.vatankocaeli.com/100-yasinda-hayatini-kaybetti-gunlukte-yazanlar-esine-olan-askini-ortaya-cikardi-13249h.html
100 yaşında hayatını kaybetti! Günlükte yazanlar eşine olan aşkını ortaya çıkardı
Samsun Bafra ilçesi Kolay Mahallesi’nde 3 çocuk babası olan ve 7 torunu bulunan İdris Öztürk, 2015 yılında, eşi Mürvet Öztürk’ü 88 yaşındayken kaybetti. İdris Öztürk de geçen yıl 100 yaşında hayatını kaybetti. İdris Öztürk’ün 7 Aralık 2015’e kadar tuttuğu günlüğünü torunu Servet Yayla buldu.
Ramazan Bayramı’nda dedesinin boş evine giden ve bir sandığın üzerinde günlüğü bulan Yayla, dedesinin anneannesine yönelik satırlarını okurken duygulu anlar yaşadı. Servet Yayla, daha sonra günlüğü annesi İclal Yayla’ya verdi. İclal Yayla da günlükte babasının annesine olan büyük aşkını görünce gözyaşlarına hakim olamadı.
Dedesi ve anneannesinin zorlu geçen hayat hikayeleriyle ilgili konuşan Servet Yayla, şunları anlattı:
“Dedem henüz askerden yeni geldiği zamanlarda teyzesinin kızı Mürvet’i kaçırarak evlenmişler. 70 yılı aşkın süre bir yastığa baş koydular. 3 çocukları, 7 torunları, 7 de torunlarının çocukları oldu. Ömürlerinin büyük kısmını Kolay Mahallesi’nde geçirdiler. 1 asırlık, 2 ömre sığan, yokluk içinde geçen yıllarda yaşanan sıkıntılara rağmen birbirlerinden hiç vazgeçmemişler. Hayattalarken o yılları biz torunlarına hep anlatırlardı. Dile kolay; 2 Dünya Savaşı gördüler. Onların dönemlerinde köylerde elektrik yoktu. Sabah ezanı ile uyanıyorlar, gündüz tarlada, gece olunca da gaz lambası ışığında, ip başına ücret alarak tütün diziyorlardı. Zor günler geçirmişler. Şehir merkezine ulaşmak için at arabası ile saatlerce yol katetmeleri gerekiyordu. Daha sonra biri annem İclal Yayla olmak üzere dedemin 3 çocuğu oldu. Onlar da bu yoksulluktan paylarını almış, gençlik yıllarına kadar annelerinin onardığı yamalı elbiselerini giyerlermiş. Aradan geçen yıllar birçok şeyi değiştirse de, değişmeyen en güzel şey İdris dedemin Mürvet anneanneme olan aşkıydı. Hâlâ ilk günkü kadar taze ve güçlüydü.”
Dedesinin anneannesini çok sevdiğini ifade eden Yayla, “Önce Mürvet anneannem amansız bir hastalığa kurban gitti. Aradan 1 yıl geçmişti ki, dedem de kurtuluşu olmayan başka bir hastalığa yakalandı. Dayılarım ve annem, dedem için ellerinden ne geliyorsa yaptılar. İstanbul ve Samsun’da birçok hastane dolandılar hep birlikte. Ne yaptılarsa olmuyordu. Sanki dedemin de iyileşmek gibi bir niyeti yoktu. Belki de onu tek mutlu eden şey, anneanneme kavuşacak olmasıydı. Öyle de oldu. Anneannemin ölümünün üzerinden 2 yıl geçmiş ve 100 yıllık bir ömür defteri kapanmıştı. Bayram günlerinde dolup taşan dedemin köyde yaptıkları ev artık boştu. Her ikisinin yokluğunda geçen ilk Ramazan Bayramı sabahında, dedemin odasındaki sandığın üzerinde bir defter buldum. Hastalıkların pençesinde geçen o günleri, birbirlerine olan aşklarını ve hatta çok sevdiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a dair not bile vardı içinde. Sonra onu anneme verdim. Annem o defteri okumaya başlayınca gözyaşlarını tutamadı. Dedem en son 7 Aralık 2015 tarihinde günlüğüne son kelimeleri yazmış. Ondan sonrasını yazmamış. O tarihten sonra da hastalandı ve pankreas kanseri oldu. Ardından da anneannemin ölümünden 2 yıl sonra da dedemi pankreas kanserinden kaybettik” diye konuştu.
‘DÜNYAM GÖÇTÜ’
İdris Öztürk’ün günlüğüne yazdığı notlardan bazıları şöyle:
13.01.2012: Hava açık. Geçtik hastaneye. Anjiyoya şimdilik ihtiyaç görülmedi. İlaçları kullanacağız. Tekrar Osmaniye’ye geldik. 3 gündür çok başım ağrıyor. Koluma alet takıldı tansiyon için.
22.01.2012 Pazar: Bugün küçük Mürvet’in evine Kuran okutmak için gittiler. Evde yalnızım. Hava açık. Rahatsızım. Muhsin, Sefa, Kemal, İclal telefon açtılar. Bu gece 11’de göğüs hastanesine götürdü Metin. Rahatdım. 01’de döndük. İyiyim. Yeni ilaç verdiler ek olarak. Hayat çok tatlı şey kullanmasını bilene.
27.01.2012 Cuma: Kar yağıyor. Namazı Şehzade’de kıldık. Gece gündüz devam etti (Kar yağışından bahsediyor). Namazda bacaklarım titriyor. Zor duruyorum.
28.01.2012 Cumartesi: Faruk vefat etti. Dernekten köye uğurladık.
11.03.2012 Pazartesi: Halkalı, Çapa, Siyami Ersek, Cerrahpaşa, memuru Halkalı’da bulduk. Fakat sonu iyi gelmeyecek gibi. Biraz düzeldim. Ama işler değişiyor. Allah yaradan bilir.
20.03.2012: Çok hastalandım. Tekrar ölümle karşı karşıyayım.
11.08.2014 Pazartesi: Tayyip Cumhurbaşkanı. Hayırlı olsun.
16.10.2015 Cuma günü: Üzüntülü günlerim. Mürvet’i fakülteye (19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi) gönderdik. Yaraları çok ağır. Yemek yiyemiyor. Mama veriliyor.
21.10.2015: Mürvet fakültede. Saat 4’te telefonda konuştuk. Yemesini istedim. Benden turşu istedi. Başka şey iste dedim. O kolay. Sana yazarım bir tanem. Ah yaşlılık! Her birimiz bir yerde. Kahroluyorum. Körpe Mürvet’im. Her birimiz bir yerde. Keşke köyde olsaydın da birbirimize doya doya baksaydık. Temiz körpem. Dayanamıyorum yavrum. Ne kadar zor ayrılık.
23.10.2015: Yandım yavrum. Yandım. Direncim tükendi. Sana sabaha kadar dua ettim. Yaradan kabul etsin. Uyku tutmuyor gözlerimi. Bugün Cuma. Allah’ım sana sonsuz şifalar versin. Bir tanem. Dünyam karardı. Allah’ım. Gecelerim gündüze döndü. Yandım. Yandım. Ciğerim kül oldu. Dünyam karardı. Sabır Rabbim.
02.11.2015 Pazartesi: Mürvet’imin ölüm tarihi. İkindi namazına müteakip defin edildi. Dünyam göçtü. Mekanı cennet olsun Rabbim. Bir tanem.
03.12.2015 Çarşamba: İstanbul’dayız hamdolsun Yaradan’a yeniden. Eski hatıralarım yenilendi. Dünyam yine göçtü. Çok zor Allah’ım bu hatıra.
07.12.2015 Cumartesi: Mevlüt yapıldı. İstanbul’dayız. Geceler gündüz olmuyor. Allah’ım sabır.
0 notes
Text
Berker Pakna: "Yaptın bir hayır tut bacağından ayır" - Alanya Haber - Son Dakika Haberler
Son dakika haberleri Alanya'nın en hızlı internet haber sitesi Alanya Express'te http://www.alanyaexpress.com/berker-pakna-yaptin-bir-hayir-tut-bacagindan-ayir-alanya-haber-son-dakika-haberler/
Berker Pakna: "Yaptın bir hayır tut bacağından ayır" - Alanya Haber - Son Dakika Haberler
Uzun zaman oldu görüşmeyeli farkındayım, beni özlemediğinizi de tahmin edebiliyorum ama ne yapalım serde gazetecilik var, bir yanlış gördüm mü duramıyorum alıyorum kalemi elime… İstanbul’da yaşadığım yıllarda anneannem İpek hanım bizimle birlikte yaşardı. Evde bir büyükle yaşadığın zaman ister istemez veciz sözleri de bolca işitirsin. Toprağı bol olsun, özlü sözleri oldukça sık kullanan bir kadındı, hatta kendisi özlü sözdü diyebilirim. Bir gün oldukça perişan bir halde okuldan gelmişim, kapıyı açtım, içerde valide ile büyük valide birbirlerine girmişler birşeyler tartışıyorlar. İpek hanım anneme, anneliğin verdiği yetkiye dayanarak verip veriştiriyor. Hayat dersinin bini bir para derken, tartışmanın en cafcaflı yerinde bir anda ‘Yaptın bir hayır, tut bacağından ayır’ dedi. Ortaokul çağında, özlü sözlerle çokta arası olmayan bir çocuk olarak yahu ne diyor bu anneannem dedim kendi kendime. E tabi o zaman hazreti google’da yok ki soralım arkadaş. Mecburen sabahı bekledim. Okulda yakaladım Türkçe öğretmenini sordum. O da bana bir güzel izah etti atasözünün anlamını. E sizler tabi biliyorsunuz ne olduğunu, anlamını ama ben yine de merak edenler için bir örnekle anlatayım. Şimdi, malum ramazan olması münasebetiyle herkes de bir yardım yapma isteği var, o iftar senin, bu ramazan kolisi benim yardımlar havada uçuşuyor. Herkesin mutlakaki niyeti halistir. Herkes ramazanın şeferiyle bereketlenmek istiyordur. İsityordur istemesine de, bir elin verdiğini diğer el görmeyecek diyen bir peygamberin ümmeti nasıl olur da bu kadar şova meraklı olur. Şu yardımı yapıyoruz hop facebooka, bu iftar yemeğini verdik, hop instagrama, bakın biz koli dağıttık hop youtubea video şeklinde gelişen ramazan yardım günleri çok yakında sona erecek. E malum bayrama az kaldı. Sosyal medyayı dolaşıpta insanlara yardım ettiğini ballandıra ballandıra anlatan insanların bundan nemalanma süresi de sona eriyor tabi: Bundan sonra da bulurlar bir gariban, yardım etmiş gibi yapar, şovlarına devam ederler. Ama benden uyarması, tabi ki fetva vermek, ahkam kesmek benim işim değil ama, siz siz olun yardım ederken şov yapmayın. Niyetiniz haliniz yardımınız gönülden olsun. Bir gazeteci olarak söylüyorum, facebooka attığınız yardım fotoları haber niteliği taşımıyor en azından benim için… Haydi selametle…
ALANYA HABERLERI
ALANYA’nın en kapsamlı haber sitesi.- Flaş gelişme ve en son haberler ilk önce Alanya Express’in haber sayfalarında. En hızlı son dakika, güncel gündem, magazin, spor, ekonomi, dünya, yerel ve tüm kategorilerde haberleri buradan okuyun. Alanya haber sitesi
Kaynak: http://www.alanyaexpress.com/berker-pakna-yaptin-bir-hayir-tut-bacagindan-ayir-alanya-haber-son-dakika-haberler/
#alanya haber spor#alanya konaklı son dakika haberleri#alanya magazin#alanya ölüm haberleri#alanya postası#alanya son dakika trafik kazaları#gazete alanya#gerçek alanya#BÖLGE#GÜNCEL#GÜNDEM
0 notes
Photo
Miraç Gecesi Nasıl Değerlendirilir? Neler Yapılır?
1- Geceyi oruçlu olarak karşılayalım ve ertesi günü de, yani Receb ayının 26 ve 27. günlerini oruç tutalım.
Selman-ı Farisi (R.A) den rivayete göre Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
“Recep ayında bir gün ve gece vardır ki Receb’in 27. gecesidir. Kim o gün oruç tutar ve geceyi ibadetle geçirirse yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene ibadet yapmış gibi olur” buyurdu.1
2- Bu mübarek gece kusur ve günahlarımızdan tevbe ve istiğfarda bulunmalıyız.
En azından bir tesbih “Estağfirullah” demeliyiz. Diğer kutlu zamanlar gibi Miraç gecesi de, özümüze dönerek gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tevbe edip bağışlanma dileme, kendimizi ve irademizi yenileme zamanıdır. Miraç Kandili, ilâhi rıza ve desteği kazanacak işler yapmamız, iç dünyamıza dönüp kendimizi sorgulamamız, kulluk bilincine ulaşarak dua ve niyazda bulunmamız için güzel bir fırsattır. Miracın, manevi yükselişimiz olduğunu, O’nun da gönül ve ruh temizliğinden geçtiğini unutmayalım. Mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gece, kalplerimizin, duygu ve davranışlarımızın her türlü kötülükten arınması, dinimiz hakkında sağlıklı ve doğru bilgimizin artması, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için yeni adımlar atma imkanıdır. Tevbe, günahla kirlenen ruhumuzu yıkamanın ve yeniden dirilişin ifadesidir, tevbe ruhu arındırmanın en güzel yollarından biridir.
3- Salat ü selâm okumak.
Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e hiç olmazsa bir tesbih, salat ü selâm okumalıyız. Can ü gönülden, “Es-salatü ve’s-selamü aleyke ya Resûlellah” demeliyiz.
4- Namaz kılmak. Bu geceyi namaz kılarak ibadetle geçirmenin sevabı çok büyüktür. Miraç gecesi ve gündüzündeki namazları cemaatle kılmaya son derece gayret göstermelidir. Kaza namazı bulunan kimseler, bu namazlarını kaza etmeye çalışmalıdırlar.
Tekellüf yani zorakilik-bitkinlikten kaçınılmak sûretiyle nafile namaz da kılınmalıdır. Ayrıca tesbih namazı da kılınabilir. Ancak üzerinde kaza namazı bulunan kimselerin bu gibi mübarek gecelerde nafile namaz yerine kaza namazı kılmaları daha yerinde olur. Bu sebeple kaza namazı olan kimseler bol bol kaza namazı kılmalı ve bu gece kılınacak bütün nafile namazları, kaza namazı olarak niyetlenmeli ve öylece kılmalıdırlar.
Mübarek Miraç Gecesinde on iki rekât nafile namaz kılınması güzel görülmüştür. Her rekâtında Fatiha ile başka bir sûre okuyarak iki rekâtta bir selâm vermeli, sonra yüz defa: “Sübhanellahi velhamdü lillâhi ve la ilahe illALLAHu vALLAHu ekber” demeli. Bundan sonra yüz defa istiğfar ederek yüz defa da Salat selam okumalıdır. Gündüzünde oruçlu bulunmalıdır. Bu durumda günahla ilgili olmaksızın yapılacak her duanın kabulü, ALLAH Teâlâ’dan umulur. Enes b. Malik (Radiyallahu Anh)den rivayete göre Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
“Receb ayında bir gece vardır ki, Receb’in 27. Gecesidir. O gece ibadet, taat ve iyilik eden kimseye yüz senelik ibadet-taat sevabı verilir. Her kim o gece, herbir rekâtında fatiha ve bir sûre okumak, iki rekâtta bir selâm vermek ve selâmdan sonra da: Yüz kerre “Sübhanellahi ve’l-hamdülillâhi vela ilahe illALLAHü vellahü ekber”, yüz kerre “estağfirullah”, yüz kerre de Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e salât ü selâm yani es-salâtü ve’s-selâmü aleyke ya Resûlellah okumak üzere oniki rekât namaz kılarsa, sonra da dünyasına ve ahiretine ait kendi işleri için dua ederse, o gün de oruçlu olursa, ALLAH Teâlâ, bütün dualarını kabul buyurur. Ancak bir günahı isterse o müstesna, buyurmuştur.2
Üzerinde kaza namazı olan kimseler, bu oniki rekat namazı kaza niyeti ile kılmaları daha güzel olur. Mesela kılamadıkları altı sabah namazını kaza edebilirler. Hem geceyi ihya etmiş olurlar, hem de altı sabah namazı borcunu ödemiş olurlar. Rabbim kabul eylesin. Amin.
5- Kur’an-ı Kerîm okumalı, dinlenilmeli ve Ayrıca Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in, ashabın, tabiinin, diğer büyüklerimizin, meşayıhımızın, akrabalarımızın özellikle analarımızın, babalarımızın ve hocalarımızın… Kısacası bütün Müslümanların ruhlarına Kur’an-ı Kerim okunmalıdır. Bir düşünelim! Bu akşam biz ölmüş olsaydık, kabirde olmuş olsaydık. Bize akrabalarımız, yakınlarımız, dostlarımız tarafından ne yapılmasını beklerdik. Biz de aynısını yapalım ki bize de arkamızdan gelenler yapsınlar!…
6- Bütün Müslümanların mağfiret-i ilâhiyyeye, maddî ve manevî bütün hayırlara, bereketlere nail olmaları, yeryüzünden zulüm ve küfrün kalkıp İslâm’ın hakim olması için de içtenlikle bol bol dua etmeliyiz: “Ya Rabbi! Kulluk borcu olarak ve sırf ilâhî rızanı kazanmak niyeti ile bugüne kadar yapabildiğimiz ibadet ve taatlerimizi dergah-ı izzetinde kabul eyle. Ya Rabbi! Cümlemizi rahmetine gark eyle. Afv ü mağfiretine nail eyle. Cemalinle ve Firdevs Cennetinle müşerref eyle. Cehennemden uzak eyle. Dünya ve Ahiretimizi mamur eyle. İslâm’ı ve Müslümanları aziz ve mansur eyle. Amin! Ya Rabbe’l-alemin ve ya erhame’r-rahimin.”
7- Miraç gecesi gündüzünde mezarlar, bizden dua bekleyen yakınlarımızın kabirleri ziyaret edilmeli, ruhlarına Kur’an-ı Kerim okumalı, dua etmeli, onlar için de ALLAH Teâlâ’dan afv ü mağfiret dilemeli, böylelikle ruhları şad edilmelidir. Bir düşünelim! Biz ölmüş olsaydık, kabirde olmuş olsaydık. Bize akrabalarımız, yakınlarımız, dostlarımız tarafından ne yapılmasını beklerdik. Biz de aynısını yapalım ki bize de arkamızdan gelenler yapsınlar!…
8- Miraç gecesi ve gündüzünde fakir fukarayı, yetim ve kimsesizleri görüp gözetmek, ihtiyaç içerisinde kıvranan din kardeşlerimizin yardımlarına koşmak, onlara imkanlar ölçüsünce tasaddukta bulunmak mutlaka yapmamız lâzım gelen bir husustur.
9- Dinimizce aziz ve mübarek kabul edilen diğer zamanlar, geceler gibi bu mübarek gece hakkında da aile efradımıza, özellikle çocuk-larımıza lüzumlu bilgileri vermeli, mana ve ehemmiyetini anlatmalı ve benimsetmeliyiz. Böylece onların da bu gecenin feyzinden istifade et-melerine vesile olalım. Bu sebeple bu gece çoluk-çocuğu sevindirelim. Maddi imkânlar elverdiği ölçüde eşimize, çocuklarımıza, bu mübarek gece hatırasına bir hediye alarak, bu mübarek gecenin zihinlerde daha etkili bir şekilde yer almasını sağlayalım. Böylece bu mübarek gecenin güzelliğinden ailece istifade edelim.
10- Diğer kutlu zamanlar gibi Miraç Gecesi de, geçici hevesler ve sonu gelmez emeller peşinde bir koşuşturma içerisinde geçen hayatımızda bize bir soluklanma, durup düşünme, iç dünyamıza dönüp geçmişimizin bir muhasebesini yapma fırsatı sunar.
Şimdi bize düşen, bu gecede nefsimizin ve hayatımızın muhasebesini yapmaktır. Hayatımızın hesabını yaparak kârımızın ve zararımızın bilançosunu çıkarmaktır. Hangimizin elinde bir sene daha yaşayacağımıza dair bir garanti vardır. Ölümü akıllarından bile geçirmeyen milyonlarca kişi, bu geçen bir sene içinde dünya denilen yerden ahirete intikal etti. Bizler de biliyoruz ki, ömür sermayemiz her geçen gün bitmekte, buna karşılık birçoklarımızın günahları artmaktadır.
İşte her gün artan günah yükünden kurtulmak için ALLAH’ın bizlere bahşettiği Miraç Gecesi lütfundan istifade edelim. Böyle gün ve geceleri ganimet bilelim. ALLAH’ın açık olan tevbe kapısına iltica edelim. Geliniz hep beraber, şu mübarek gecede nefsimizin ve hayatımızın muhasebesini yapalım. Bir yıllık kâr ve zararımızın bilançosunu çıkaralım.
Son günlerinde bulunduğumuz Receb ayının kıymetini bilelim. Receb ALLAH Teâlâ’nın ayıdır. Günahları bağışlar. Enes b. Malik (Radiyallahu Anh) den rivayete göre Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Receb ayına girdiği zaman:
اَللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبَ وَشَعْبَانَ وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ
“ALLAHümme bârik lenâ fî Recebe ve Şaban ve belliğnâ Ramazan. = Ey ALLAH’ım! Receb ve Şaban ayını bize mubarek kıl. Ve bizi Ramazana ulaştır.” diye dua ederlerdi.3
dipnot
(1) Beyhaki, Şuabu’l-Îman: Sıyam: No: 3811; 3/373
(2) Beyhaki, Şuabu’l-Îman: Sıyam: No:3812; 3/374
3) Taberani, el-Mucemu’l-Evsat, No:3951, 4/558; Beyhaki, Şuabu’l-Îman, Sıyam:23, No:3815; 3/375
(Medresetü’l Mahmudiyye)
f/Peygamberimizin Sünnetleri Sayfası
https://www.facebook.com/Peygamberimizin-S%C3%BCnnetleri-392148384275840/about/
0 notes
Photo
Osmanlı Akıncı Bülent -(OAKINCI70TR)- -(GÖNÜLDOSTLARI)- Kandiliniz Kutlu Olsun Sevgili Gönüldostları Sevgilerimizle Hayırlı Kandiller Diliyoruz...... 🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷 🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿 🌷💗🌠🌙💗💡💟🌙🌙🌙💟💡💗🌠🌙💗🌷 🌍💗🌠🌙💗🌍👉"Kandil"👈💗🌠🌙💗🌎 🌷💗🌠🌙💗💡💟🌙🌙🌙💟💡💗🌠🌙💗🌷 🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿🌿 🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷🌷 Sene, beş yüz yetmiş bir, Rebiyülevvel ayı, Günlerin on ikisi, nura boğdu semayı, Nebiyi müjdelerken Mevlid’in habercisi, Niyazla geçen gece, çağırıyor Cuma’yı. ****** Melekler akın akın semadan indirilir, Ayetler gelir dile, yürekte sindirilir, Uyuyanlar uyanır, gafiller ayılırlar, Yılların acıları Kadir’de dindirilir. ****** İçi dışı başkayız, biliyoruz Yarabbi, Yine gözyaşımızı siliyoruz Yarabbi, Aciziz, eşiğinde umut ile bekleriz, Katından Berat’ını diliyoruz Yarabbi. ****** İnsanoğlu kinini beyninde eritmeli, İsyankâr benliğini kalbinde eğitmeli, Yaşamalı Miracı, nefsini eze eze, Ona gelemeyenin ayağına gitmeli. ****** İnsanın her niyeti kendisinin elinde, İçinden geçirdiği olmalıdır dilinde, Üç ayların içinde nice ayetler gizli, Geceleri ihya et Regaip kandilinde. ****** İlahî nur olarak önce tohum atıldı, Nebi’nin aşkı ile kâinat yaratıldı, Âlemi sevindirdi gönüllerin incisi, Varoluş gerçeğine melekler de katıldı. ****** İçimizdeki kini, sıfıra indirelim, Barış için savaşıp, zalimi sindirelim, Nice kanlar akıyor Filistin’de, Gazze’de, Yeni yılla birlikte acıyı dindirelim. ****** Kâbe’nin yollarını açan tırpan olayım, Hacıların üstüne ince türban olayım, İlahî rıza için yoluna canım feda, İsmail’in misali, makbul kurban olayım. ****** Verimli su gibi akar öğretmen, Her zaman ileri bakar öğretmen, Aydınlık bir nesil üretmek için, Mum gibi kendini yakar öğretmen. ****** Akrabayı ziyaret vazifemiz olmalı, İmanlı insanların içi temiz olmalı, Neşeli halimizi dostlara iletirken, İnsanî duyarlılık ilk ilkemiz olmalı. ****** Melekler akın akın iner Kadir gecesi, Şeytanlar feryat edip siner Kadir gecesi, O gecenin içinde öyle bir saat var ki, O anda ıstıraplar diner Kadir gecesi. ****** Gafletle geçirmeyin Şaban’ın on beşini, Dualarla söndürün cehennem ateşini, Akıtın gözyaşını, eller semaya açık, Seherde karşılayın Beraat güneşini. ****** Semanın kapıları açılır bu gecede, İlahî rahmet nuru saçılır bu gecede, Gözyaşına karışmış dualar arşa çıkar, Ululuk makamına uçulur bu gecede. ****** Fitne üreten güçler umarım bu yıl solsun, Cennet gibi ülkeme barış gülleri dolsun, Gelin, dua edelim, el açalım Allah’a, Miladî yeni sene ülkeme kutlu olsun. ****** Kendine güvenilir, öğüt doludur sözü, Üstünde bulut gezer, emrindedir gökyüzü, Avuç açıp yalvarsa, rahmet iner yerlere, Abdullah’ın yetimi, Amine’nin öksüzü. ****** Gecenin zulmetinden nuru sıyırmak gerek, Hakikati batıldan seçip ayırmak gerek, Kabul olması için Hak katında, kurbanın, İçimizdeki putu baltayla kırmak gerek. ****** İsrail istemiyor barış dolu dünyayı, Her dakika artıyor şehitlerdeki sayı, Yeni yılı bizlere hayırlı kıl Allah’ım, Şehitleri bol olan, geldi Muharrem ayı. ****** Cennete uçmak için, her doğan Türk neferdir, Hayatı onun için ölene dek seferdir, Gülerek şehit olur değerleri uğruna, Her Türk’ün adı Mehmet, göbek adı Zafer’dir. ****** Rahman’a kul olarak akmalı gözyaşımız, Hak yolunda olmalı daima uğraşımız, Barış ve huzur ile yaşamak dileğiyle, Ümmete kutlu olsun Hicrî sene başımız. ****** Sava gölü kurudu, Kisra sarayı çöktü, Putlar yere serildi, şeytan gözyaşı döktü, Bu mübarek gecede o “nur tanesi” doğdu, İnsanı cehaletten kurtaran yol gözüktü. ****** En yüce nimet akıl, insanlara verildi, Her türlü kolaylıklar onlara gösterildi, Âleme şeref verdi güzel ahlak sahibi, Kurtarıcı olarak dünyaya gönderildi. ****** Biçare insanoğlu, yüce katında aciz, Mal gölünde yüzeriz, ama yinede acız, Avucumuzu açıp, af dileriz Yarabbi, Başımız öne eğik, Berat’ına muhtacız. ****** Manevi duygularla kaynayarak taşınız, Masivayı aşarak öteye ulaşınız, İlahî nur inerek âlemi kucaklarken Sizin de kutlu olsun Hicrî sene başınız. ****** Yaşamak istiyorsak Regaib’in özünü, Dinlememek gerekir, kör şeytanın sözünü, Bu mübarek gecede, el açarken Allah’a, Nefsi zincire vurup, açmalı kalp gözünü. ****** Ferhat’ın aşkı ile kayaları delmeli, Tefekkür eyleyerek, hakikate gelmeli, İsra yürüyüşüyle bu Cuma gecesinde, Secdeye kapanırken, Mirac’a yükselmeli. ****** Tefekkür eylemeli alınan her nefesi, Gafletten uyarmalı dinlenen Kur’an sesi. Nefisi okşasa da şeytanın fısıltısı, Dualarda gizlidir Berat’ın mucizesi. ****** Mahyalı minareden okunuyorken ezan, Ulvi duygular kaplar yüreğimizi bazan, Her sene daha erken koşar adımla gelir, Bizleri istemese gelir miydi Ramazan? ****** İnsan artırmak ister sevap derecesini, Melekler kayıt eder her sözün hecesini, Gafletten uyanarak secdeye kapanalım, Duayla geçirelim bu Kadir gecesini. ****** Mekke’deki yaşantı Resul’e oldu zehir, Aranır oldu artık, kurtaracak bir nehir, Tarihe damga vuran hicretin ilk adımı İslamiyet beşiği Medine, yeni şehir. ****** Allah’ın en sevdiği habibisin ey Nebi, Çaresiz ümmetinin, tabibisin ey Nebi, Cehalet batağında çırpınırken insanlık Kurtuluş bayrağının sahibisin ey Nebi. ****** Hakikat arıyorsan, kibir zirvesinden in, Gönüllere yükselen tevazu atına bin, Mirac heyecanını yaşamak istiyorsan, İnsanları kucakla, içinde olmasın kin. ****** Ya Rab, sana aşikâr bizim her ahvalimiz, İbadetlerimiz az, dağ gibi vebalimiz, Cuma günü kapında Berat’ına muhtacız, Merhametin olmazsa, nice olur halimiz? ****** Ümitsizce yüzerken gaflet içinde bizler, İşlediğimiz hata, biri birini izler, Hızır gibi yetişti kurtarıcı Ramazan, Bizlerin günahını oruç ile temizler. ****** -«(Sezayi Tuğla)»- Osmanlı Akıncı Bülent -(OAKINCI70TR)- -(GÖNÜLDOSTLARI)-
0 notes