#günayçetaokızılırmak

[uzunburakefendi]

. "Mevcut duyguyu ancak sözcükler düşünceye dönüştürüyor, bu nedenle sohbet ediyordu düşünen insan. İnsanın kendi kendisiyle sohbeti sanat, başkalarıyla sohbeti ise eğlenceydi." syf.91 . "bir canlının yüzünün bütünüyle gülmeyeceğini az çok biliyordu: Bir şeysi illaki hüzünlü kalırdı, ya gözleri, ya ağzı." syf.97 . "insanın içinde bir de küçük seyirci yaşar: ne davranışlara ne acıya katılan, her daim serinkanlı ve değişmez bir seyirci. İşi görmek ve şahit olmaktır ama insanın hayatında söz hakkından yoksundur ve yapayalnız ne diye var olduğu bilinmez." syf.103 . "İçten içe bilgisizliği kültürden çok seviyordu Dvanov: Cahillik halen her tür bilginin yetişebileceği boş tarla ise, kültür toprak tuzlarının bitkilerce çoktan emildiği ve artık hiçbir şeyin yetişmeyeceği ot bürümüş tarla idi." syf.138 . "Kalp dediğin insanın ırgatıdır yahu, işçinin ta kendisidir o" syf.305 . "Var olmayı hemen hemen hiç istemiyordu; şurası açıktı ki gerçekten ve derinlemesine çürümekteydi. Kendisini çağının hayranlık uyandıran mutlu bir bireyi olarak hissetmesi olanaksızdı; tek hissettiği coşkun kederiydi." syf.352 . "İnsan, anlamdan değil, tutku dolu kirişlerden, kan akan boğazlardan, çıkıntı, delik, zevk ve unutkanlıklardan ibaret bir vücuttur" syf.361 Rusya'da devrim gerçekleşmiş olsa da halk nezdinde komünizm ne kadar yaşanmış olabilir? Mesela Çevengur'da geçiş çok sancılı. Platonov'un doyulmaz dilinden, halk gözüyle bir değişim romanı. #andreyplatonov #çevengur #çeviri #günayçetaokızılırmak #metiskitap #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri https://www.instagram.com/p/CoHl03oNcNy/?igshid=NGJjMDIxMWI=

[uzunburakefendi]

.

"Güneş batıyor ve tekrar doğuyordu. Zaman, her bir insanın kalbinde sıkışan acının sıradan bir şeye dönüşmesi için geçiyordu."

syf.83

.

"Kahrolsun ahmakça, renksiz ve zevk vermeyen okuma! Bize yazar lazım - akıllı ve içten bir delikanlı olarak yazar. Ben kendi adıma okuma eyleminden yarar ve iyilik bekliyorum, oysa bana pudra ve toz veriliyor: Okuyorsun okuyorsun aklında bir şey kalmıyor - yel aldı götürdü! Peki ya Puşkin'i ve Gogol'ü nasıl oluyor da hatırlıyorum?"

syf.95

.

"kayıtsızlık korkudan daha ürkütücüdür, şiddetli ateşin suyu buharlaştırması gibi insanın ruhunu buharlaştırır, kendine geldiğindeyse kalbinin yerinde kuru bir boşluk bulur kişi"

syf.106

.

"Yaşamımız her daim bir tutkunluk hali, ateş rengi uzun bir çiçektir ve evrendeki tekmil su da az gelir ona. Ne var ki gizli, mahrem bir düşünce vardır ve içimizde derin bir kuyu. Oraya bakınca görürüz ki bu yaşam, bu dünya yine de daha farklı olabilirdi - olduğundan daha iyi, daha şahane."

syf.201

.

"Dünya yaşamaz, tüter. Suçu ve telafisi olmayan günahı bundandır. Zira bir andan uzun olmaması gereken yaşam uzadıkça ağırlaşır. Bugün artık evren dümdüz cehenneme giden yolda duruyor. Bitkilerde ve insanda delilik gitgide koyulaşıyor. Gizemler çoğalıyor ve düşüncenin balyozu parçalayamıyor onları artık. Bu acıdan ötürüdür ki evrenin yüzü daha duru, daha güzel, akşam sessizliği daha suskun ama insan kalbindeki sevgi onlar için kâfi değil."

syf.203

#andreyplatonov #saklıi̇nsan

#çeviri #günayçetaokızılırmak #metiskitap #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri #öykü

View this post on Instagram

A post shared by Burak Uzun (@uzunburakefendi)

[uzunburakefendi]

.

"Ne geziyorsun sen burada, ne diye yaşıyorsun?" diye sordu bitkinlikten sakalı güç uzayan biri. "Yaşamıyorum ki," dedi Voşov, şimdi birçok insan tarafından hissedilmekten utanarak. "Ben sadece düşünüyorum."

syf.18

.

"tüm varoluşun hakikatini karanlığında gizleyen bu sinmiş dünyayı unutuş ve emekle alt etmek için daha uzun bir süre yaşama sahip olmak gerekecekti. Belki de hayatın anlamını kafada icat etmek daha kolaydı- tesadüfen sezivermek ya da duygunun kederli akışıyla ona dokunmak mümkün olabilirdi."

syf.25

.

"Ara sıra hayatın kasvetinden bir anlığına donup kaldığı olurdu - o zaman karşısına çıkan herhangi birine dert yanar gibi bakardı; mankafa ve savsak olduğunu hatırlardı bu anlarda - bazen bölgeden gelen kâğıtlarda böyle nitelerlerdi onu. "Kitleye mi karışsam, güdümlü toplu hayatın içinde kendimi mi kaybetsem?" diye düşünüp dururdu"

syf.81

#andreyplatonov #çukur #çeviri #günayçetaokızılırmak #metiskitap #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri

View this post on Instagram

A post shared by Burak Uzun (@uzunburakefendi)

[uzunburakefendi]

. "Bir güzellik yaşanırken ben onun geçmekte de olduğunu bildiğimden sevinemiyorum. Bir çirkinlik yaşanırken de nasılsa geçtiği için üzülmeyeyim diyorum ama sanki geçmiyor. Kahkahalar uçup gidiyor, kâbuslar çöküp kalıyor. Geçicilik bunca korkunçken insanlar nasıl dayanıyor? Böyle şeyleri merak ediyorum." syf.24 Severek okuduğum Platonov'un çevirileriyle bildiğim Günay Çetao Kızılırmak'ın öykülerini çok beğendim. Iskalanmamalı, tavsiye ederim. #günayçetaokızılırmak #köstebekyolları #iletişimyayınları #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri #öykü https://www.instagram.com/p/CiGRw5aNc6b/?igshid=NGJjMDIxMWI=

[uzunburakefendi]

. "Her acı avutulamaz; bazı acılar vardır ki ancak yüreğin, uzun bir unutkanlık ya da gündelik kaygıların dalgınlığında tükenmesiyle biter." syf.55 . "Bir zamanlar uzayı kavramak için çalışır, uzak yıldızlar üzerindeki olası kristalimsi örtüler üzerine hayalbaz hipotezler kurardı. Tüm bunlar gizli bir amaca hizmet ediyordu - evreni akılla fethetmek. Şimdi ise biliyordu ki, insanlar yıldızlı evrene ulaşabilselerdi daha ilk gün birbirlerinden kaçışır ve yapayalnız, birbirlerinden milyarlarca kilometre uzaklıkta yaşarlardı, yeryüzü ise kuşların yuvalandığı bir bitki cennetine dönüşürdü." syf.74 . "Sevgi dediğin de zaten yokluk ve kederden oluşurdu; insan hiçbir şeyin yokluğunu çekmese ve kederlenmese başka bir insanı sevmezdi ki hiç." syf.108 #andreyplatonov #dönüş #çeviri #günayçetaokızılırmak #metisyayınları #kitap #neokuyorum #okumakiptiladır #okumahalleri