#fitness şarkıları
Explore tagged Tumblr posts
keemlenyekun · 1 year ago
Text
1990ların ikinci yarısında samsunda sahile yüzmeye giderdik. Engize çatalçama. Öğretmenler kampı vardı. Amcam öğretmen olduğu için onun kimliğiyle kampa girerdik. Amcam deli bir orhan fanı. Oğlunun ismi bile orhan. Orhan gencebay kasetlerinin hepsi imzalı. Ee onun arabasıyla gidince de orhan dinliyoruz haliyle. Hemşehrimiz neticede.
Sevecekmişsin gibi, nerden bileceksiniz. Ziyankar. Aklım takıldı. Az bilinen orhan şarkıları hala o arabanın içinde. Deniz şortunu giymişim. Tombul bir oğlan.
Dalgadan korkuyorum. Utanıyorum.
Şimdi her orhan dinlediğimde o tuzlu olma hissi var üzerimde.
Galiba herkes gibi çocukluğumu çok özledim.
Orhan dinlemeden çalışamıyorum. Yeni yeni huylar ediniyorum. Arkada orhan listesi. Hepsini ayrı seviyorum.
İnsan hakları orhana karışmış vaziyette.
Evde istanbuldan gelen misafirler var. Oğlan odayı yabancıladı. Zor uyudu. İnatçı. Sabır testindeyiz.
Diyette bu hafta 1.5 kg vermişim. Bu hafta hedef 2 kilo. Başladığım noktadan 13 kilo vermişim. Bir 19 kilo daha vermem gerekiyor. Hedef 105. Hedef bile üç haneli. Çok şişkolaştıydık be defter. Geçen yıl doruğundaydık. Neyse ki o ilk obezliği attık. Azıcık spor da kattık mı bu yıl tatile fit giriyorum.
Ödevleri tamamladık. Teze geçmeden hakemli bir dergide yayınlanacak bir makale yazmam gerekiyormuş. Bakalım bu bahar da böyle geçsin. Yazın ve kışın da tezi hallederiz. Oh mis.
Kitaplığımı seviyorum. Küçük, kendi halinde bir şey. Kilerimin kapısında oğlumun kapı süsü var. Bir evde olmazsa olmaz unsur kilerdir. Nimet gibi bir şey. Ve benim dağınık leş çalışma masam. Eskiden ne düzenliydim. Hakim masam ne kadan da düzenliydi. Değil mi ama? Boş şeyler bunlar sayın defter. Bıdı bıdı yapmamak lazım. Ben yazarken kalem seçen biriydim. Şimdi düzensizlikte huzurluyum. Kömürle bile yazarım. Hayatı önemsemeye gerek yok. Mottomuz bu.
Tumblr media Tumblr media
Yarın sabah kıymalı yaptırıyorum. İçi anneme hazırlattım. Diyetle nasıl olacak hiç bilmiyorum. Bir samsunluya ihanettir. Diyette pide yaptırma zorundalığı. Ne yani önümde pide yenirken yağlı yağlı ben diyetteyim diyerek bol limonlu yeşillik mi yiyeceğim!? S.kerler. ahahahaha.
Tabi ki yiyeceğim. Yürürüz geçer. Kilodur gider. Soda falan içeriz.
Vesselam sayın defterciğim.
3 notes · View notes
fransizolurum · 1 year ago
Text
Bazen düşünürüm, karşıma çıkmasaydın nasıl olurdu hayatım? Bu kadar anlamlı şarkıları bilir miydim mesela. Ya da sevmenin ne demek olduğunu bilir miydim. Ben seni severken kalbimin hacmini öğrendim. Bir kalp ne kadar sevebilirse o kadar sevdim seni. Çoğu zaman şaşırdım. Artık alıştım: bir insan bir insanı nasıl bu kadar sevebilir? Sanki bunca zaman sevgimi herkesten kıskanmışım da ne var ne yoksa hepsini sana vermişim gibi...
Ertesi gün uyandık, otobüslere bindik. Vedalaşamadık. Üç gün sonra yanına gelecektim. 2022'ye birlikte girecektik. O üç gün bütün arkadaşlarıma anlattım seni. Büyülenmiştim. İşte o zaman başladı benim sınavım. Çoktan aşıktım çünkü sana. Aslında ilk o gün telefonla konuşurken hissetmiştim. Ama sonra yüzünü gördüm. Gözlerini gördüm. Anladım. Başlamıştı benim sınavım. Lazere başladım o üç günde. Belki çok saçma. Ama benim için çok anlamlı. Beynim ''doğru kişiyi bul'' maddesine tik atmıştı ve artık sıradaki maddelere geçebilirdim. Bir de; sana süsleniyordum tabii ki. Yeni makyaj malzemeleri aldım kendime. Bana çok yakıştırdığın o pantolonu hep giydim. En çok onu giydim hatta. Ne garip: ben sana güzel görünmeye çalışırken yanına gelmeden bir gün önce bacağım yandı lazerden. Ama umurumda bile değildi. Acısını bile hissetmiyordum ki. Heyecandan. Aşktan. Sonunda o gün geldi çattı:
31 aralık 2021
Dünyanın en güzel günü. Hayatımın nakaratı. İkinci doğum günüm. Taa kaç gün evvelinden başlamıştı hazırlıklar. Kaşı bıyığı, cilt bakımı, saçı, başı... Kokulu kokulu spreyler vücut losyonları... Bol paçalı yüksek bel kot pantolon, üzerine beyaz slim fit belde biten basic üst, üzerine bej rengi oversize gömlek. Ayağımda da o çok sevdiğin botlarım vardı. O gün sabahtan akşama kadar hazırlandım. Akşam bir telaş sardı beni. Yetişemeyeceğimi sandım. Senin hayalindi birikte yeni yıla girmek. Sen mutsuzsan ben de mutsuzdum. Seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum. Otobüs saatinden erken bile gelmiştim oysa ki. 2 saat olmadan yanındaydım. Dörtyol'da inecektim. Yolda gelirken nice hayaller kurdum. Seni istedim sadece. Şimdi düşünüyorum da, iki yıldır değişmeyen tek şey bu olmalı. Karşıma bir cin çıksa. Üç dilek hakkın var dese, tek şey dilerim: seninle mutlu olmak. Bu kadardı aslında. Biz mutlu olmayı beceremiyorduk ama. Bu yüzden olduramadık zaten.
Dörtyolda indim. Akşam ama zifir karanlık. Bir arabanın farları açık. Seni gördüm. North Face montun. Altında Nike eşofmanın. Montu boğazına kadar çekmişsin. Çenenin keskinliğini hatırlıyorum. Gözlerinin parlaklığını. Teninin mermer gibi bembeyazlığını... Ah Gökhan, sana nasıl aşık olmam. O güzelim yüzü kim görür de aşık olmaz? Sonra arabaya geçtik. Sen öne arkadaşının yanına oturdun, ben arkaya. Şoförün yenge dediğini hatırlıyorum. Ebu Bekir... Sen öldükten sonra 3 defa konuştuk onunla. Bir daha da aramadık birbirimizi. İkimiz de hayatında değildik çünkü sen ölürken. Belki de birbirimize pişmanlığımızı hatırlattık. Ondan konuşmadık hiç.
Sonra bir kokoreççide durduk. Sen kokoreç yaptırdın bize. Evimize geldik. O apartmandan içeri girdiğim ilk gün. Nereden bilebilirdim ki bir sene sonra o evden cenazenin çıkacağını. Bilseydim girer miydim o eve?
0 notes
dakikamagazin · 1 year ago
Link
Dilan Çıtak Tatlıses adeta eridi! İşte son hali
0 notes
klbkyln · 1 year ago
Note
1
2
3
4
5
6
7
.
.
.
31 e kadar cevaplar mısın
1-zehra
2-19
3-kapalı olduğum için cevaplamıyorum
4-fenerbahçe
5-kahverengi
6-sevgilim yok
7-saat
8-çoook özlüyorum 🥹😌
9- yolunda gibi ama daha iyi olması için uğraşıyorum
10-sütlü şekerli
11-acılı
12-kahve
13- rap slow yabancı pop yani karışık beğendim bütün şarkıları dinliyorum ne tür olduğu farketmiyo
14-akol sevmiyorum beğendim vardı ama unuttum arkadaşım anlatmıştı
15-bitter karamelli
16- 1 kere içtim ama sevmedim ya
17- hayır
18- ben etkilemeye yada tavlamaya çalışmam ya uğraşmam olduğum gibi davranırım
19-parfüm ama doğal kokuda önemli
20- sınava çalıştım için ara vermiştim hâlâ başlamadım fitness gidiyodum
21- dostluk daha önemli ya şuana kadar hayatıma giren kimse tamamen kalmadı ama arkadaşlarm herzaman her koşulda yanımdalar bende onların
22- inatçı eğlenceli sakin
23- japonya
24-çiğköfte
25- kısa bir cümleyle anlatıyım karşındaki insanla yaşadığın ilişkiye bağlı olarak bazen ilaç olur bazen acı yani insanı değiştirebilir cesaret verebilir yada korkak olduğunu kanıtlayabiir bana göre aşkın tam bir tanımı yok aşkta herşey olabilir
26-ikisinide çok severim bazen şarkı açıp yağmuru izlerim yada balkona çıkarım ıslanırım ama yağmurda yürüyüş yapmak mükemmel onu çok severim
27- isim değilde geçirdim günü yaşadım şeyleri sorunlarımı düşünürüm yada sabah planım varsa onu
28- sevdiğim bir dizininin fon müziği son yaz dizisi fon müziği sevdiğim dinle beğenirsin belki😊
29- kişisel gelişim psikoloji ve roman
30-dinlerimm
31- Ali Altay Alperen duymaz
1 note · View note
hcagla · 2 years ago
Text
Spora Başlamak için Motivasyon Bulmak
Tumblr media
Genel olarak motivasyon konusunda sıkıntı yaşıyor olabilirsiniz. Aslında bu yazı hem spora başlamak için hem de genel olarak motivasyonu bulmayla ilgili olacak. Kendimi spora nasıl motive edebilirim? sorusunun yanıtına geçelim.
Spora Başlamak İstiyorum Ne Yapmalıyım?
1. Yavaş yavaş başlayın Direkt hızlı bir programla ya da haftanın 5 günü spor diyerek başlamayın. Önce haftada bir gün ile başlayın. İlerledikçe yükseltin. Koşuya başlamak istiyorsanız önce yürüyüşle başlayın. Sporda ilk gün ne yapılır diyorsanız yavaş başlayın. Hafif bir yürüyüş ya da yogayı seviyorsanız ilk gün sporunuz yoga olsun. 2. Canınız istemiyorsa bile egzersiz yapın Evde spora başlamak için motivasyon bulmak epey zor olabilir. Ne kadar spor salonuna gitmeyi/parkta egzersiz yapmayı/koşu için dışarı çıkmayı istemesem de, sonrasında her zaman çok iyi hissediyorum. Asla yapmamış olmayı istemeyeceksin, bu yüzden gitmemek için bahaneler uydururken bunu hatırla. Bu yazı da ilgini çekebilir: Baştan Başlamak için Motivasyon Bulmak 3. 'Burada kanepede kalın' düşüncesini kaldırın Egzersiz söz konusu olduğunda, kafanızın içindeki ses bir düşman gibi davranabilir ve dışarı çıkmanızı engellemek için her türlü bahaneyle ortaya çıkabilir. “Hava soğuk”, “Yağmur yağmaya başladı”, “Şimdi zamanım yok”, “Geç oldu”, “Yorgunum”, “Açım”, “Hava kararıyor” vs. Çoğu zaman, antrenmana gitmek için vaktiniz olup olmadığını düşünerek harcadığınız zamanda, gidip geri dönebilirdiniz. Nike'ın sloganı gibi, sadece YAPIN. 4. Spor ayakkabılarınızı giyin Spor ayakkabılarınızı giyin ve ön kapıdan çıkıp kapıyı arkanızdan kapatın. O zaman dışarıda olacaksın ve tekrar içeri girdiğinde kendini gerçekten suçlu hissedeceksin. Sonrasını düşünmeyin sadece oturduğunuz yerden kalkın.
Tumblr media
5. Yeni set satın alın İster bir tayt, ister parlak yeni bir spor ayakkabı ya da sadece bir atlet olsun, pohpohlayıcı, şık antrenman seti giymenin size gerçekten ilham verdiğini keşfettim. Mantıklı - antrenmanı çirkin eski gri eşofman altları ve eski püskü bir tişörtle ilişkilendirirseniz, onu asla olumlu bir şeyle ilişkilendiremezsiniz. Ancak gardırobunuzdaki diğer giysiler kadar spor setinizi de seviyorsanız, dışarı çıkıp onu sergilemek isteyeceksiniz. Ayrıca spor salonu aynalarında kendinizi gördüğünüzde, gördüklerinizden hoşlanmanız ilham verici olacak. 6. Bir hedef belirleyin Eski ama gerçekten çalışan bir tane. Örneğin bir 5K koşusu için kaydolduysanız, geri dönüş yoktur. Antrenman yapmanız gerekecek, aksi takdirde başlangıç ​​çizgisinde kalacaksınız. 7. Günlüğünüzde bir toplantı gibi fitness planlayın İnsanlardan fitness konusunda duyduğum en büyük bahanelerden biri zamanlarının olmaması. Benim için fitness'ı bir toplantı gibi hayatıma planlamam gerekiyor. Günlüğüme haftalar, bazen aylar sonra koyuyorum ve onu asla hareket ettirmemek için kendimle bir anlaşma yapıyorum. Hayat ne kadar meşgul olursa olsun, yine de giderim ve geri kalan her şeyi ona göre planlarım. Dışarı çıkıp egzersiz yapmak için zaman ayıran insanların aslında evde kalanlardan daha fazlasını yaptığını söyleyen bir araştırma var. Daha sonra masanıza döndüğünüzde, daha net ve daha odaklanmış olarak buna tamamen inanıyorum. 8. İyi bir çalma listesi edinin Egzersiz zordur. Çaba gerektirir, bu yüzden açıkçası pek çok insan bunu yapmaz. Ancak, sizi daha güçlü ve daha zinde yapan sertliği zorluyor. Genellikle egzersiz yaparken durmak isteyeceksiniz ve durmaktan vazgeçmenin harika bir yolu harika bir canlandırıcı şarkıdır. En sevdiğiniz şarkıları indirin ve çalma listenizi sürekli güncelleyin. 10. Başkalarının söylediklerini görmezden gelin Egzersize başlamanın önündeki en büyük engellerden biri önceki deneyimlerdir.Eski deneyimlerinizi ve başkalarının dediklerini boşverin. Tek ihtiyacınız olan bir çift iyi spor ayakkabı ve biraz çaba. Şimdiki zaman gibisi yok. 11. Kendinizi harika hayal edin Dışarısı soğuk, karanlık ve yağmurlu ve şu anda dışarı çıkmak istemeyebilirsiniz, ancak Temmuz ayında o kumsalda pes ettiğinizi bildiğinizde kendinizi ne kadar kötü hissedeceğinizi hatırlayın. Tatilinizde o kumsalda oturduğunuzu ve harika göründüğünüzü hayal edin. Uğruna savaşmaya değecek hiçbir şey kolay değildir. 12. Sağlığı iş kadar önemli hale getirin İki yıl önce sağlığımı işim kadar önemli kılacağıma dair kendimle bir anlaşma yaptım. Düşünürseniz, sağlığınızdan daha önemli ne var? Sağlık olmadan hiçbir şeyiniz yoktur ve çalışamayabilirsiniz. Bu nedenle, geç saatlere kadar çalıştığınız için egzersizi ertelemeyin. Araştırmalar, egzersiz yapan kişilerin yapmayanlara göre daha sonra iş yerinde çok daha üretken olduğunu gösteriyor. Sevgilerle Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşırsanız fazlasıyla teşekkür etmiş olursunuz. Daha fazla bilgi için beni sosyal medyada takip etmeyi unutmayın - Facebook, Instagram, Pinterest ve Twitter. Read the full article
0 notes
kadinbakisi · 2 years ago
Text
Bogaba Kimdir, Nereli, Kaç Yaşında?
Bogaba Kimdir, Nereli, Kaç Yaşında?
Asıl adı Oğuzhan Hüseyinoğlu, Spotfy listelerinde şarkılarıyla sevilen isimlerden biri olmayı başarmıştır. Sosyal medyada paylaşımlar yaparak takipçilerini artırmıştır. Hayatı ve hakkında çok fazla bilgi paylaşımı yoktur. Hüseyinoğlu, müzikle uğraşmasının yanı sıra İstanbul’da Fitness Antrenörlüğü yapmaktadır. Kendisiyle ilgili yeni bilgiler geldikçe buradan paylaşım yapılacaktır. Güneşim Ol…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mp3liste · 8 years ago
Text
En İyi Fitness ve Motivasyon Müzikleri 2017
En İyi Fitness ve Motivasyon Müzikleri 2017
En İyi Workout motivasyon ve Fitness Spor Müzikleri en iyi fitness ve motivasyon müziklerien iyi fitness ve motivasyon müzikleri 2017 Spor salonun da motivasyon olmazsa olmazımızdır.Gere ağırlık kaldırırken gerek set arası dinlerken önemli rolü olduğu herkesçe aşikar.Ünlü sporcular da bunun önemini defalarca açıklamışken bizim de bu müzikleri sizlerle paylaşmamız görevimiz sayılır.İşte gerek ünlü…
View On WordPress
0 notes
1-yolcu · 7 years ago
Photo
Tumblr media
Kendi dilinden Abdülmetin Balkanlıoğlu Hocaefendinin hayatı: "1958 yılında Çorum Sungurlu’da doğdum. Babam öğretmendi. Daha doğrusu eğitmen idi. Yani o zamanlar çocukları 3. sınıfa kadar okutanlar vardı ki, benim babam da böyleydi. Ben de babamın talebesiydim. Babam önceleri komünist idi. Zamanına göre okumuş bir insandı ve okurdu. Bir derviş geldi köyümüze ve o cahil derviş, okumuş babamı etkiledi, babam da derviş oldu. Böylece Milli Nizam hareketinin içinde yer aldı, kurucularından oldu. Babam vaiz ve kaymakam olmamı isterdi. Ama ikisi birden mümkün değil; ben vaiz oldum, kardeşim de kaymakam. Böylece babamın isteği de bir şekilde yerine gelmiş oldu. İmam hatip lisesi mezunuyum. Akıncılar ve M.T.T.B’de bulundum, siyasi ve kültürel açıdan yetişmeme bu iki ocak sebep olmuştur. Hemen her kesimle birlikte oldum. Bu çerçevede ülkücülerle de, Risale-i Nur grubunun okuyucuları ile de birlikte oldum. Daha sonra İ.Ü. Hukuk Fakültesini kazandım. Aynı yıl Çarşamba Camii imam hatibi Mahmut Efendi ile tanıştım. Bana ‘hukukçu olma, gel hoca ol’ dedi. Önce yani hemen kabul edemedim tabii… Ama zamanla uygun geldi bana ve hoca olmaya karar verdim. Bugün yeniden dünyaya gelsem, anneciğime ‘beni doğurur doğurmaz camide bırak ve git derim.’ Hoca olduğuma hiç pişman olmadım." "GECELERİ UYUMAZ, HEP TALEBE OKUTURDUK" “İlk imamlığa 1977 yılında Şile Ağva’nın Hacı Köyü’nde başladım. 6 ay camide yatıp kalktım. Camiin neredeyse hiç ama hiç cemaati yoktu. Milletin ayağına gidiyor ve elimde taşıdığım ıbrıkla onlara abdest aldırıyordum. Onlara yalvararak camiye getirirdim. Oyun oynadıkları kahvelere gidiyor, onlarla oturuyordum. Bana çay ısmarlıyorlardı. Tabii kumar çayı içilmeyeceği için, çaktırmadan çayı yere döküyordum. Ben çaktırmıyorum diyorum ama herkes beni izliyormuş. Bir gün dediler ki ‘hoca, çayımızı dökeceksen boşuna para verdirme bize…’ "DUA TORPİLLİYİM" Giderek insanların güvenini kazandım. Camimde Riyaz’us-Salihin ve İhya’yı hatmettim. Namazlardan artan zamanlarımda diğer köylere gidiyor ve imamları motive etmeye çalışıyordum. 1979 yılında Rumeli Feneri’ne tayin edildim. Orası çok bereketli oldu. Geceleri uyumaz, hep talebe okuturduk. Sonra İstanbul Belediyesi'nin hemen yanıbaşındaki Hoş Kadem Camii’ne çıktı tayinim. Ömrüm boyunca hiç torpil yaptırmadım, tek ve en önemli torpilim sevdiklerimin, sevenlerimin duası oldu. Dua torpilliyim yani…” "HER CEMAATE, GRUBA HİZMET ETTİM, HİÇ AYRIM YAPMADIM" "“12 Eylül harekâtı olmuştu. Timurtaş Hocalar, Abdullah Vanlıoğlu Hocalar artık konuşamaz hale gelmişti. Tabii onlar mecburen hizmetten el çekmek zorunda kaldığı için ben piyasaya düştüm. Burada elhamdulillah çok hizmetlerimiz oldu. Niçin? Çünkü piyasa boştu, açtı. Hep hocaların sesini kesmişlerdi. Piyasa bize kalmıştı. Mesela bir Cuma günü vaaz ediyorum. Ben coşmuşum, cemaat coşmuş, uçuyorum. Birden birisi ayağa kalktı. Belli, akşamdan kalmış. İyi içmiş, daha kendine gelememiş, kafa yerinde değil. Kafa yerinde değil ama o da coşmuş. Gariban, meğer kendini meyhanede zannediyormuş. Ayağa fırladı ve sallanarak bağırdı: ‘Hocaaaam, bundan sonraki şarkı bana gelsin…’ cemaat tam adama abanıp döveceklerdi ki, ‘durun, ilişmeyin, ilişirseniz cumanız yanar’ dedim. N’apayım böyle demesem bırakmayacaklar. Adam oturdu, ben de adama dönerek, ‘ulan bundan sonraki tüm şarkıları senin için söylüyorum be... Hepsi sana gelsin!’ dedim; adamcağız o cumadan sonra takım değiştirdi, bizim takıma geçti. Her cemaate, her gruba hizmet ediyordum, hiçbir ayırım yapmıyordum. Herkes de bana yakındı, çünkü adres ayırımı yapmıyordum. Bugün birçoğu önemli yerlerde olan birçok kişiyle yakın temasım oldu. Mesela Albaraka Türk’ün Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz rahmetli ile birlikte uzun sohbetler ve dersler yapardık. O dönemde çok çılgındım, şimdi biraz duruldum. Her şeyi fütursuzca söylerdim. Hâlâ o dönemde kurduğumuz bu dostluklarımız devam ediyor. Ama hiçbirisinden kendim için bir şey istemedim ve de istemiyorum. Araçlarımın, elbiselerimin, oturduğum muhitin markasına dikkat ederim. Fitne olmaması için çok dikkatli olurum. Askerliği erteletmek ve kısa dönem yapabilmek için çok üniversiteye girdim. Ama hepsinin arka kapılarından çıktım; hiçbirini bitiremedim. Para ve kadın bizim sahada, yani hocalar liginde çok büyük sıkıntıdır. Muttakiler ve idealistler için en büyük tuzaktır kadın. Bu konuda hadis-i şerif var. Efendimiz boşuna bizleri uyarmamış.” “28 Şubat’ta 400 sayfalık bir irtica raporuyla benim hakkımda tahkikat yapılmış. Demişler ki bu adam çok konuşuyor, her yere girip çıkıyor ama örgütsel bağı yok; cemaatlerle, parayla, kadınlarla da ilişkisi yok, görevden alamayız. Müftülere danışmışlar, hiçbir müftü aleyhimde konuşmamış. Çünkü ben herkesle iyi ilişkiler kurmaya gayret gösteririm. Kimseye rüşvet vermem ama iyi ilişkiler kurarım. Yani o zaman da başıma bir şey gelmeden bu badireyi atlattım. Bu sebeple Kayabaşı Köyü’ne atandım. Onlara göre sürgün edildim tabii. Çünkü orası eski Trakya’lıların yeriydi ve hem şehirden çok uzak ve hem de neredeyse cami hiç kullanılmıyordu. Gelen hoca kaçmış, gönderilen hoca gelmemiş. Ben gittiğimde de Kayabaşı’nda açıktan içki içiliyordu. Ben gittim, Allah’ın izniyle bıraktılar. Sabah cemaatim 80-100 kişi oluyordu. Orada hatta ‘yatılı cemaatim’ vardı. Arkadaşlar, hiçbir imamın yatılı cemaati olmaz, benim vardı. Doğudan, güneydoğudan gelen, yurt dışından gelen evi barkı olmayan garibanları camide yatırıyordum. Bunlar burada kaldığı için zaten namaz da kılıyorlardı; al sana yatılı cemaat. Bu köy 80 yıllık bir köy nerdeyse… Benim gittiğimden sonraki 2 yıl içinde hacca gidenlerin sayısı, 80 yıllık hacı sayısını geçti. Kesinlikle ne kendim için ne de cami için köyden, köylüden para almadım, istemedim. Onlar bana süt getirirlerdi, ben de onlara Çorum leblebisi verirdim. Hiçbir şeyi karşılıksız almadım. Orada iken emekli oldum. Şam’a gittim, 3 seneye yakın eğitim aldım. Savaş çıkınca dönmek durumunda kaldım. Bu 2,5-3 yılda yalnız kalınca hep ağladım, hep ağladım. Ömrüm boyunca bu zamanda ağladığım kadar hiç ağlamadım; nefsimle hesaplaştım. Şunu söylemezsem, hem hakkı kalır, hem de bir yerde duyarsa kavga çıkar. Çalışmalarımda, çalışmalarımı helâl dairede yapmamda eşimin çok ama çok büyük emeği vardır. Hani derler ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Benim arkamda da eşim vardı.”
249 notes · View notes
mertuguz-1992 · 2 years ago
Photo
Tumblr media
Rahmetli @emresaltikfan ve güneş battı ile yeni imajıma merhaba demek istiyorum... Geçen yazdan bu yana saçımı kesmiyordum... Kestim ve rahatladım... Yeni imajımla pazartesi önce haftanın ilk fitness ında ardından @mercantimurselcuk u 2.ölüm yıldönümünde @mercanselcukdanstoplulugu nun babamın şarkıları konseptli bale temsiliyle saat 20.00'da Caddebostan Kültür Merkezi nde anacağız... Sakın kaçırmayın... Cut... (Ataşehir Içerenköy Mahalle) https://www.instagram.com/p/CklXxlyIASr/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
glasxs · 4 years ago
Photo
Tumblr media
TR ⬇️🧛🏻‍♀️ I have a new persona: Melis Uslu. Think of it like my throwaway music account. It is still me, all my socials are the same but I'll release some songs under the name Melis Uslu. Now? I love Glasxs and I love my label, but there are some songs that I produce that does not fit what Glasxs is doing at the moment. Or I get amazing people asking for collaboration on songs but I have to turn them down because it doesn't quite feel like a hundred percent Glasxs, lack of time is another thing there though. Many times over the past few years I created new songs and discarded them because I knew I wouldn't share them as Glasxs. SO... you'll soon find another name on your Spotify, Apple Music etc. called Melis Uslu. Very soon. See you there, here, on Glasxs’ side, everywhere, I haunt you. Boo! 👩‍🔬 Yeni bir projem var: Melis Uslu. Reddit'teki 'throwaway' hesapları gibi düşünün. Arkasında hala ben varım. Glasxs de Melis Uslu da burada, aynı yerde olacak. Tüm sosyal medya hesaplarım olduğu gibi kalıyor. Sadece dijital platformlarda yeni bir sanatçı adıyla daha görünmeye başlayacağım. Böyle bir deliliği niye yapıyorum? Çünkü bir; neden yapmayayım. İki; geçtiğimiz yıllarda sevdiğim bir sürü şarkı yapıp onları sonsuz boşluğa bıraktım. Bazen hiç yayımlamıyorum yaptığım şarkıları; çünkü o sırada Glasxs'in projesine, tarzına vs. uymamış oluyor. Bazen bazı ortak projeler oluyor, harika insanlar benimle birlikte iş yapmak istediklerini söylüyorlar; ama yapmak istedikleri şey yüzde yüz Glasxs olmadığı için hayır demek zorunda kalıyorum, bir de zaman sorunu var tabii. Olmuyor. Glasxs'i ve label'ımı çok seviyorum, şimdi bu şekilde Glasxs'in dışında müzikler paylaşmak için de bir yol bulmuş oldum. O yüzden Apple Müzik, Spotify gibi platformlarda yakında Melis Uslu adıyla yeni bir hesap göreceksiniz. Orada, burada, her yerde görüşürüz. Size musallat oldum gibi. Böh! 💙 (at London, United Kingdom) https://www.instagram.com/p/CGz5lTZMR3R/?igshid=kmadp8ql2u8i
0 notes
dakikamagazin · 2 years ago
Link
Yonca Evcimik dümenin başına geçti! Herkes kalçasındaki detaya takıldı
0 notes
mehmetkali · 6 years ago
Text
Emirates’ten Çok Özel Yaz Fırsatı https://ift.tt/2LEABLZ
Emirates’ten Çok Özel Yaz Fırsatı
İnsanlar ile mekânları birbirine bağlayan Emirates Havayolu; 1-31 Temmuz 2019 tarihleri arasında İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı uçuşlarda, First Class’ta 55 noktaya bir ay boyunca avantajlı fiyatlar sunuyor
Emirates Havayolu, 1-31 Temmuz 2019 tarihleri arasında İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı satın alınan First Class biletlere özel fiyat imkânı sunuyor. Yolcular, bu kampanya kapsamında satın aldıkları biletler ile 1 Temmuz- 25 Aralık 2019 tarihleri arasında 665 Dolar’a varan indirimlerle seyahat etme fırsatını yakalıyorlar.
İstanbul Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çıkışlı özel fiyat fırsatlarından yararlanmak isteyen yolcular, http://www.emirates.com.tr/ sitesini ziyaret edebilirler.
First Class Hizmetleriyle Lüks ve Konforu Yaşayın
Emirates yolcuları, dünya standartlarındaki Emirates hizmetini evlerinden çıktıkları anda almaya başlıyorlar. First Class’ta seyahat edecek olan yolcular ücretsiz özel şoför hizmeti ile Emirates’in dünya çapındaki şık ve sofistike lounge’larında dinlenmek üzere yola çıkıyorlar.
Yolcular, yatağa dönüşebilen koltuklarında, 23 inç’lik kişisel ekranlarındaki 4.000’in üzerinde kanalı olan uçak içi eğlence sistemi ice ile en yeni ve gişe rekorları kıran en iyi filmleri, kaçırılmaması gereken TV programlarını izleyip, radyo ya da çok zengin bir müzik arşivinden diledikleri şarkıları dinleyebiliyor ve oyun oynayabiliyorlar. Uçuş boyunca ücretsiz wifi bağlantısı sayesinde sosyalleşmeye devam edebiliyorlar. Yolcular, özel yat kabinlerinden ilham alarak yenilenen A380 Uçak İçi Dinlenme Salonunda tüm dünyadan en kaliteli şarapların, Moët & Chandon veya Veuve Clicquot gibi dünyaca ünlü şampanyaların keyfini çıkarabiliyor.
First Class yolcular, özel süitlerinde yolculukları boyunca kişisel mini barlarından istedikleri içecekleri tadarken A380 ile seyahatlerinde Emirates’in ünlü Uçak içi duş ve spa’sının keyfini çıkabiliyorlar. Ayrıca Emirates’in 26 yolcuyu ağırlayabilen uçak içi dinlenme salonu 40 bin fit yükseklikteki en popüler sosyalleşme merkezi durumunda.
Doğa ve Deniz Tutkunlarına Mauritius ve Sidney
Berrak denizinin yanı sıra yemyeşil doğası ile dikkat çeken Mauritius, kültürel ve turistik alanlarıyla, seyahat severlere deniz ve güneşin yanı sıra pek çok seçenek sunuyor.Doğal ortamı bozulmamış bir plajda güneşlenmek, tropik bir lagünün sıcak sularında yelken yapmak, açık denizlerde balığa çıkmak, mercanlar eşliğinde dalış yapmak, geleneksel pazarlardan ve özel butiklerden alışveriş yapmak, zarif bir restoranda güzel ve romantik yemekler yemek veya dünyanın en güzel adalarından birinde her şeyden uzakta dinlenmek, tüm bunları Mauritius’da bulabilirsiniz.
Avustralya’nın en büyük şehri olduğu kadar, dinamik şehir hayatı ve renkli yapısıyla da dikkat çeken Sidney, tüm dünyada tanınan Sydney Opera House ile Harbour Bridge, muhteşem okyanus manzarası, müzeler ve sanat galerileri, yeşil park ve bahçeleri ve uzun kumsallarıyla keyifli bir deneyim yaşatıyor. Avustralya’nın en gözde şehri olan Sidney’i dünyaca ünlü mimari yapılar, uzun ve tertemiz plajlar, modern şehir yaşamı ve daha birçok özelliği ile her yıl milyonlarca turist ziyaret ediyor.
Egzotik ve Gizemli bir tatil için Hong Kong ve Singapur
Sahip olduğu yüz ölçümü ile dünyanın en küçük devletlerinden biri olan Singapur, gerek ekonomi gerekse de turizm konusunda dünyaya örnek gösterilecek başarıları ile Asya‘nın en dikkat çeken şehir devletlerinden bir tanesi. Gökdelenlerin gölgesindeki renkli sokakları, sıcak insanları, hoşgörü ve huzurun hâkim olduğu ortamıyla aynı zamanda ziyaretçilerini yatıştıran bir özelliğe sahip.
Köklü geleneklerin ve yüzlerce yıllık öğretilerin merkezi olan Uzak Doğu, büyüleyici doğası, renkli kültürü ve zengin tatlarıyla gizemli ve egzotik bir tatil cenneti. 20. yüzyılın başlarına kadar kendi halinde bir balıkçı kasabası olan Hong Kong, günümüzde gökdelenlerle dolu, rengârenk atmosfere bir şehir hüviyetine bürünmüş halde gezginleri ağırlıyor.
Fiyatlara tüm vergiler ve yakıt harçlarının dâhil olduğu kampanyadan yararlanmak isteyenler biletlerini www.emirates.com.tr sitesi veya tüm Emirates ofis ve seyahat acenteleri üzerinden satın alabiliyor.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2xnikKv via IFTTT
0 notes
istandistmag · 6 years ago
Text
İrem Derici “Hayatım Rol Kesmekle Geçiyor”
İrem Derici “Hayatım rol kesmekle geçiyor” dese de alışkın olmadığımız kadar sahici. Acısını da sevincini de aşkı da tepede yaşıyor. Öz eleştirisini de sonuna kadar veriyor: İlgi manyağıyım, bitmiyor duygusal açlığım. Şimdi mesela, “Bu klibi şuradan araklamış ”diyorlar. Böyle ortalık karışıyor, konuşuyorlar ya, bayılıyorum. Yeni albümü ‘Sabıka Kaydı’ vesilesiyle her şeyi konuştuk…
Bu fit olma halleriniz şahane. Formunuz yerinde yine. Nasıl beceriyorsunuz bu işi?
Şeyda Coşkun ne derse onu yiyorum, neyi yasaklarsa onu yemiyorum.
Yasaklar neler?
Sakız çiğnemek yasak, soda yasak…
  Allah Allah, onlar neden yasak? Sakızın ne zararı varmış!
Tatlandırıcı var içinde, kan şekerini yükseltiyor. Tatlı yemiş gibi hissediyorsun ama ondan sonra üç katı acıkıyorsun. Maden suyu soda da yasak.
Yok artık! Maden suyunun günahı ne olabilir ki?
Tuzlu su içiyor gibi oluyormuşum. O da ödem yapıyor. Zaten ben konserden konsere paso ya uçaktayım ya da karayolu, deniz yolu, Allah ne verdiyse. Sürekli ödem halindeyim.
Ne yiyorsunuz peki?
Protein yiyince çok kilo veriyorum. Herkesin deli kilo verdiği bir kefir günü var. Bende ters tepti o. Ben o diyetle kilo aldım. Kafa da ters bünye de yani. DNA’m bozuk herhalde. Ana babanın ilk çocuk biraz hatalı olmuş, sonradan toparlamışlar.
Geçen yıl 45 kiloya düştünüz. O nasıl bir kilo bu boydaki birine? Çocuk kilosu resmen!
Şu anda 55 kiloyum ve normalim. Ben bir de 45 kiloya düştüğümü inkar ediyordum. Hastalık böyle bir şey işte. Şimdi 3 kilo almalık pay bırakmak istiyorum. Çünkü bazen sahneden inince ekip dönüş yolunda yemeğe oturuyor, onlar mideleri için yaşıyorlar zaten. Bir giriyorlar fast food’cuya, benim de gözüm dönüyor bazen. O payı onun için bırakmak istiyorum.
  Şu anda çok iyi görünüyorsunuz…
Arkadan gör. Rezalet.
Arkadan da baktım az önce valla. Her kadın her kadına bakar. Ben kötü bir şey göremedim! Gayet iyisiniz…
Kalçam içi boşalmış balon gibi. Geçen sene 45 kiloyken de öyleydi. Hatta Bodrum’da selülit diye yapıştırdılar, o selülit değil deri boşalmasıydı. Sarktım yani. Ama o kadar umurumda değil ki. Gelin abi çekin dedim, zaten çekilmişi Google’da var. Kendimi kalıplara soka soka hasta ettim. Sağlıkla ilgili tokadı bir kere yedikten sonra insan “Gel burnumun içine kadar çek hocam” diyor. Selülitim de var, sivilcem de var, cildim de bozuk.
En büyük destekçin kimdi o dönemde? Hastanede yattığın zamanlarda yani…
Önce anne-baba, sonra ekibim. Beni benden çok düşündüler. Önce el titremeleri başladı. Bir de o dönem her anlamda kötüydü benim için; aile içi hastalıklar, ölümler, aşk meşk meseleleri. İnsanların 3 ayda yaşayacakları şeyleri ben 15 günde yaşadım. Sabah valiz yaparken bir haber okuyor, sinirden valize kusuyordum. Sonra boşaltıp yeni valiz yapıp yola çıkıyordum. Ekibim beni benden çok düşündü o dönem. Canım kardeşim Merve Özbey hastanede yattı benimle resmen. Benim lisem Teşvikiye Camii’nin yanındaydı, ünlü cenazeleri orada olur ya. Cenazem olsa kaç kişi gelir diye düşünürdüm hep.
Tamamen geçti mi hastalığınız? Atlattım diyebiliyor musunuz?
Ben bunu hızlı atlattım. İlk tertemiz kan tahlilim 6 ay önce çıktı. Özüme döndüm. Doktor bu kadar hızlı bir toparlama beklemiyorduk dedi. Ya hep ya hiç derecesinde bir iradem var.
Yeni albümünüz ‘Sabıka Kaydı’yla güm diye düştünüz önümüze. Klip de çok güzel olmuş ama herkes Kolombiyalı sanatçı Juanes’in klibinin kopyası olduğunu söyledi. Oysaki bu bilinçli bir tercihti değil mi?
Albüme hazırlanırken sordular bana, “Senin içinde olmak istediğin sahte küçük dünya ne?” diye. “ Rihanna, Jennifer Lopez falan olmak istiyor insan” dedim. Klip fikri oradan çıktı. Hepsinin en sevdiğim kliplerinden belli sahneleri alıp içine beni koyduk. Jennifer Lopez, ‘Dinero’ klibinde mangal yapıyor mesela, ben CD pişirdim. Et pahalı tabii hahaha. Oradaki kadın biraz Rihanna biraz Beyonce biraz Jennifer Lopez. Şarkıda diyorum ya: Kendi küçük, sahte dünyasında herkes. Hepimizin özendiği ve olmak istediği bir hayat var; bu da benimki. Yani orada tamamen rol yapıyorum.
Şarkıda “Sahte, küçük, mükemmel dünyasında herkes. Instagram’da mutsuzu yok. Hep yalan dolan biliyorsun…” diyorsunuz…
Aynen öyle. Bu şarkıyı o yüzden söylemek istedim. Biri geçenlerde şöyle yazmış: “Vay be! Eleştirdiği şeylere bak, geçen sene zayıflık hastalığından ölümden döndü.” İyi de zaten tam da o yüzden bu şarkıyı ben söyleyebilirim. Çünkü toplumun direttiği o baskıların her türünü yaşadım. Sahtekarlığın anasını geçen sene ben yaptım. 32 diş, 47 çeşit filtreyle fotoğraf koyuyordum. Ama evde ne haldeydim? Kaç ilaç alıyordum? Bana sor. Hayatım rol kesmek benim.
‘Ben Tek Siz Hepiniz’ o süreçte mi çıktı ortaya?
Evet. Yani düşünsene, o sahteliklerden canımdan oluyordum. Bir gün yine öyle bir kafadayken “Şener Şen’in ‘Çıplak Vatandaş’ filmindeki gibi sokağa atacağım kendimi, ben tekim diye bağıracağım” dedim Gökhan’a. Çat diye bu şarkının sözleri geldi. O yüzden bu şarkıyı söyleme hakkına sahibim. Çünkü dersimi aldım.
  Hiç öyle görünmüyorsunuz ama çok duygusalsınız galiba?
Deli misin? Hem de nasıl! Çıldırıyordum. Hayatımın en kötü döneminde bakıyordum sosyal medyaya, “Ulan bir mutsuz ben miyim?” diye kafayı yiyordum. Ama dışarıdan bana bakan da “Bu kadın bu enerjiyi nereden buluyor?” diyordur. Halbuki kapalı kapılar ardında ağlayıp zırlıyorum. Sürekli göğsümde bir fil oturuyor gibi hissediyorum. Birçok insanın kafaya taktığı şeyi belki 10 misli takıyorum. Ama artık yetti. Hakikaten huzur istiyorum.
Şu an rol yapıyor musunuz?
Şu an yapmıyorum. Çünkü bu albümümle elemimi, kederimi, içimde kalan her şeyi döktüm. Şimdi bir rahatlama var. Eskiden çok ürkektim, “Yıkılmadım, ayaktayım” diyen bir kadını oynuyordum.
Ve ilk defa bu albümde bir şarkı yazdınız: Mavi Ekran.
Sabahın 7’siydi, çok dolmuştum. Birini arayıp içimi dökemezdim o saatte. Çıldırdım mutsuzluktan, sahtekarlıktan. Gitgide yalnızlaştım. Kendimi karşıma alıp “Yıllardır köpek gibi çalışıyorsun da neye yarıyor? Sen aslında ne istiyorsun?” diye sordum. Günün sonunda başkalarının istediği hayatı yaşadığımı görmek çok acı veriyordu çünkü. Şimdi o süreci atlattım çok şükür. Klipteki kendine güvenli halim de ondan.
Peki, hayatın içinde hangi durumda gerçekten mavi ekrana düşüyorsunuz?
Herkese kendini anlatmaya çalışıp hiç kimsenin anlamadığını görmek var ya… O çok fena! Ben 80 milyona neden kendimi anlatmaya çalışıyorum diyorsun. Ama şimdi tamamen yeter artık, anlatma kendini, bırak duygusundayım. “Beni tanısanız çok seversiniz ama sizinle tanışasım yok” modundayım. Başak Buğday’ın bir lafıdır. Tam olarak böyle hissediyorum.
Tüm yaşadığınız duygusal gelgitlerin temelinde ne var sizce?
İlgi manyağıyım ben. Bu ilgi çekme manyaklığıma ne bir psikiyatr, ne de ailem çare bulabildi. Okulda zamanında camdan atlamış insanım yani ilgi çekmek için. Çok hoşuma gidiyor, Oya. Nereden geliyor bu manyaklığım bilmiyorum ama öyleyim. Şimdi mesela, “Bu klibi şuradan araklamış” diyorlar ya… Yahu kendim söylüyorum zaten o fikirle yaptık bunu diye. Ama böyle ortalık karışıyor, konuşuyorlar ya, zevkten bayılıyorum.
  Böyle durumlarda, “Çocukluğuna inelim” der psikologlar.
Ayol insin. Nereye iniyor? Dipsiz kuyu. Bende çocukluk mu var? Ben direkt size de zahmet oluyor diye büyümüş bir tipim. Hep vardı bu içimde, inkar etmedim. Bir kere daha dünyaya gelsem, “Kim olmak istersin?” diye sorsalar, bir tek Jennifer Lopez olmak isterim onun haricinde yine bu koca ağızlı İrem Derici olmak isterim derim.
İrem Derici demek iddia demek mi biraz da?
Şarkılarda halim tavrım öyle ama aslında hiç değil. O iddialı olanlara da neremle güleceğimi şaşırıyorum. “Yaza damga vuracağım, kışa kafa atacağım, sonbaharın kulağını çekeceğim” diyorlar ya. Hayrola ya? Nereye ne yapıyorsun acaba? Valla benim hiçbir yerde ıslak imzam yok. Dışarıdan öyle görünüyorum ama aslında kendim çalıp kendim oynuyorum. Bunun idrakındayım.
“Beni mahveden her şeyi bıraktım” dediniz. Sizi ne mahveder?
İlişkilerimde hem kendimi hem karşımdakini mahvetmişimdir.
Aşk için kaç kere mahvoldunuz mesela?
Gerçek anlamda bir kere aşık oldum. O yüzden bir kere mahvolmuşumdur ama genel anlamda ilişkiyi mahvetmekte üstüme yok. Birini seviyorum, ölene kadar onunla olacakmışım gibi geliyor. Sonra birden yok oluyorum, çıldırıyorum. Bir aya bin yıllık şey sığdırıyorum.
Tüm duygularınızı en tepede yaşadığınız için mi böyle oluyor?
En tepede ama ‘overdose’ diye bir şey var. Gına getiriyorum insanlara. İlişkilerde hızlandırılmış kurs gibiyim. Ama aşık olmaya başladığımdan beri ilk defa bir yıldır yapayalnızım. Sosyalleşmiyorum, flörtleşmiyorum.
Öyle hayat geçiyor mu?
Geçiyor çünkü istemiyorum. Bir kendimi tanıyayım artık yani. Beraber olduğum kişinin kabına boşalıp da o şekli almak istemiyorum artık, 31 yaşındayım.
  Sizin ilişkileriniz nasıl başlıyor?
Birini beğenirim mesela, benden haberi olmaz. Ben bir şekilde onun hayatına girer, allem edip kalem edip aşık ederim kendime. Bu da ciddi bir mesai gerektiriyor. Onun geçmişini, hobilerini, gezdiği yeri öğrenmek, mizah anlayışını öğrenmek… Epey ön çalışma yapıyorum ben. Hedefi belirle, hedefe yürü, görevi başarıyla tamamla… E, valla çok yorucu. Yoruldum artık. Böyle bir hayat yok. Ondan sonra bitap düşmüş bir kadın oluyor işte benim gibi.
Aşkta seçilen değil, hep seçen oluyorsunuz yani?
Seçiyorum ama karşı tarafa sanki o beni seçmiş gibi hissettiriyorum. Benim aşk anlayışım hastalıklı. Karşımdakini de hasta ediyorum. Bunu kendime itiraf edebilmem yıllarımı aldı. Çok güzel başlasa da hastalıklı bir şeye çevireceğimi bildiğimden uzak duruyorum artık. Hem kendimi yıkıyorum, biçiyorum, dövüyorum. Hem de karşı tarafta tatlı bir anı olarak kalmıyorum.
Sonuç olarak aşk istemiyor musunuz?
Üç dört ay öncesine kadar istiyordum. Hatta yana yakıla aşık olmak için çıldırıyordum. Ama şimdi imkanı yok. Aşk filmi izleyince bile sırtıma yük biniyor sanki. Bu sıcakta Allah aşkına ne aşkı ya? Çekilmez yani. Tekrar git, sevdiği şarkıları öğren, sürprizler yap. Üşeniyorum. Çünkü öğrendim ki kontrolsüz güç güç değil. Biliyorum ki bugün aşık olsam yine sapıtırım.
Aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız?
Birinin esprisini kıskandığım zaman, “Tüh niye benim aklıma gelmedi? Keşke ben güldürseydim onu” dediğim zaman, hayran hayran dinlediğimi fark ettiğim zaman. Zekaya aşık bir tipim ben. Herkesin beğendiği bir tip vardır ama işin içine zeka girince bana bir haller oluyor. Hah, şimdi ayvayı yedik diyorum.
Nasıl bir erkekle asla olmaz?
Kendi ayakları üstünde durmayanla olmaz. Maddi anlamda demiyorum. Her türlü işi yapabilir ama o işin en iyisini yapmak için çabalıyor olması lazım. Kadına sırt dayayan erkeklerden tiksiniyorum. Bugüne kadar hep çok sevdim çok da sevildim. Öyle bir şey yaşamadım ama etrafımda çok görüyorum bu tip ilişkileri.
Geçtiğimiz hafta Deniz Çakır, özel hayatıyla gündeme geliyor diye oynadığı dizinin kadrosundan çıkarıldı. Böyle haberleri okuyunca ne hissediyorsunuz?
Maalesef kadın kimliğine dayatılan binlerce korkunç şey var ama bir insanın mesleğiyle özel hayatının karışması zaten zırvadan ibaret. Herkes insan, herkesin bir yüreği, ruhu var. Asla başkaları adına konuşmam ama meslek ayrı bir şey. Aşık oldu diye bir sigortacının işten kovulduğunu gören varsa söylesin. Ne yapalım yani, kadınız diye kapalı devre mi yaşayalım?
Sizin hiç bilerek ya da bilmeyerek bu konuda kendinizi engellediğiniz olmuş mudur?
Yok, zaten o yüzden bu kadar eleştiriliyorum ya. “Kadınsın kadın! Biraz düzgün otur, düzgün konuş” diyorlar. Ben ne gibi konuşuyorum acaba? Kadın gibi konuşmak ne demek? Bir dilin argosu da vardır ve oranın kültürüyle ilgilidir bu. Bunu diyenler hiç küfür etmiyor mu gerçekten ya da hiç argo konuşmuyor mu sokakta, çok merak ediyorum. Bazı şeyler maalesef değişmiyor. Cinsiyetçilik de ırkçılık da yerli yerinde duruyor. Daha güçlü savaşmayı öğrenmemiz lazım belki de. Çelik gibi sinir sistemi lazım ona da.
Popülersiniz, sağlığınız yerinde. Mutlu musunuz?
Şu an mutluyum ama beş dakika sonra ne olacağı belli değil. Boşuna Sezen Aksu zamanında, ‘Düşler Ülkesinin Gel Git Akıllısı’ şarkısını bana vermemiş. Genel olarak bakarsak mutsuz olacak hiçbir sebebim yok. Şarkılarım tutuyor, sağlığım yerinde, anam babam hayatta, yediğim önümde yemediğim arkamda. Bunlar klişe gibi geliyor ama çok doğru. Mutsuz olmam için hiçbir sebebim yokken mutsuz olmayı da rahat batıyor herhalde diye açıklıyorum.
Röportaj: Özgür Aras
Fotoğraflar: Emre Ünal
The post İrem Derici “Hayatım Rol Kesmekle Geçiyor” appeared first on istandist.com - İstanbul' u Keşfet & Explore the Istanbul.
from WordPress https://istandist.com/irem-derici-hayatim-rol-kesmekle-geciyor/
0 notes
dizmanacom · 8 years ago
Text
Türkiye spor yaparken en çok bu şarkıyı dinliyor
Türkiye spor yaparken en çok bu şarkıyı dinliyor
Türkiye spor yaparken en çok bu şarkıyı dinliyor Spotify, sporseverler ve fit olma hedefiyle yola çıkanlar için spor sırasında en çok dinlenen çalma listelerini, sanatçıları, şarkıları ve antrenman konusunda en iddialı ülkeleri açıkladı Spotify verilerine göre, Dance Workout spor yaparken dinlenen çalma listeleri arasında en üst sırada. Fitness sevenler ise, spor için hazırlanan çalma…
View On WordPress
0 notes
nccr · 8 years ago
Text
Could have, would have, should have
- I only loved one woman my whole life. After I lost her, gone mad. All my fault, don’t get me wrong, all my doing. Have always been like this. But maybe, just maybe one exception; 
  I come from a small town. I had this huge crush on a very cute girl. I liked her from afar for 2 years. I did not want to tell her my feelings because there was a chance of her saying “No” and that would destroy me. She was a neighbour so I started watching, adoring her from balconies, corners of the long streets... Everyone in my friend circle knew that I had a huge crush on her. And one day, following some absurd events, she learned. I was in 8′Th grade. She told me that, she heard I was a “player”. So she told me that; “I was no good”, that I “Played with girls only to get into their pants.” I was confused, I was furious. Why would anyone say something like that about me. I’ve never even held no girl’s hand and I was branded a “player”!. She broke my heart bad.
 So I decided to be that guy. That horrible, despicable guy who does all the things people say about him. Being an asshole was too easy, words have always came easy to me. I had lost my virginity and then some... One year later, she sends word that she likes me. What kind of world were we living? I still liked her, so I had no chance. Even with all the cunning and heart breaking I had done, she was still adorable and I was still an hopeless romantic on the inside. I was so afraid of turning in to that old bastard I was, I could not even kiss her. I was so afraid that things might go sexual and I would loose myself again, be that person I hated, I was afraid to kiss her for a year.
 It ended bad, with her cheating on me, on my birthday. And I was still gullible enough to give her a second chance, only to realise she was not the one, a month later.
 After I broke up with her, I lost trust in anyone. Did some things I'm not proud of. Then I realised and stopped. It all looked like a divine plan. Almost a year later I met “HER”.
 Now you must understand (or sympathize) that I have been branded, lived it, gave it up and then punished for being kind hearted.
 When I saw her the first time. I knew. I knew. I fucking knew who she was. She was the one. So think of all the stupid shit I’ve done for a girl that I’ve adored, now imagine how I felt for “The One”.
 Then I met her. She was an army by herself. Smart, confident, beautiful, she was what I have been listening to on all of those songs, what I’ve been reading from the books and what I was watching in those movies. I had no fucking idea who I was or what the fuck I was doing, but she knew all along and she knew exactly what she wanted and when.
  I lost her, the first month was painful. I threw myself in the hands of everything that was bad. Second month was even worst, I could not cope, I fucked (I’m not saying I’ve slept, I’ve fucked, there was nothing nice about it.) any and every girl I could lay my eyes upon. I felt lonely, I felt alone, I felt vulnerable, I felt sickened by myself. So I did everyone who had never faced a loss before, I panicked, so I attacked. I slept with 8 women in that second month. I fucking hated myself, I deserved misery I was thinking. 
 But there is something you have to understand. Before her, I have never opened my heart to anyone. Never have cried to anyone, never have thought about if “that” someone loves me every night and day.
 Before her, my fear of rejection has always overcame. Possessed me if you will. I acted as someone else so I could fit in. She knew. She understood. She excepted me. I did not have to say it out loud. I was scared  AF and I was not afraid to tell her that.
 But I still feared she might leave, I was terrified. After all, she was the only person who could make me feel this way. Home, loved, cared, welcomed, forgiven, she made me feel worth. But it’s not fair to pour all those emotions on a person’s shoulders. Back then I could not realize that. So I acted like bitch sometimes. I wanted to be the man she deserved but I was scared to. What if she didn’t want even when I became that. Perfect self destruction.
 After that 2 months I stopped. I thought that I should not brake what she created, me. So started reaching her in every horrible way. I was in ever corner of her life. I even started chatting with some of her friends, just to hear a crunch of news about her. Then just as we started talking again. Just as I believed the rainbow, Someone said some things so came down the hammer.
- Why I wrote all that stuff:
This is the most hateful thing I have received ever in my life. I keep it since. I did not know what I said or done aside from I was chatting with her friend just to know her whereabouts and what she was doing. This is a proof of someone you don’t really know might enjoy or decide to just end your life with simple words to right ears. Roughly translates to:
- All the singers for all those songs you have listened to, if they were to know that someone like you are listening to them, they would erase music from their lives. Wasted scum like you should not make the world any filthier by speaking of love, affection and such noble feelings with their bruised smoker mouths.
(Bütün o dinlediğin şarkılar var ya o şarkıların yazarları , o şarkıları söyleyenler senin gibi birinin dinlediğini bilseler hayatlarından müziği silerler. Senin gibi harcanmış pislik herifler aşkı,sevgiyi ve bu tür yüce duyguları sigaradan morarmış ağızlarına alıp dünyayı daha da fazla kirletmemeli.)
0 notes
mehmetkali · 6 years ago
Text
Emirates First Class Ürün ve Hizmetleri sizi Evinizde Hissettirecek https://ift.tt/2SlmrPr
Emirates First Class Ürün ve Hizmetleri sizi Evinizde Hissettirecek
Ödüllü hizmetleri ile tanınan Emirates Havayolu, ayrıcalıklı bir yolcu deneyimi sunmak için yolcu talep ve görüşlerine göre geliştirdiği uçak ürün ve hizmetlerine her sene bir yenisini daha ekliyor. Yolcular, dünya standartlarındaki Emirates hizmetini evlerinden çıktıkları anda almaya başlıyorlar. Lüks segmentte, First Class ya da Business Class hizmeti alacak olan yolcular, ücretsiz özel şoför hizmeti ile Emirates’in dünya çapındaki şık ve sofistike lounge’larında dinlenmek üzere yola çıkıyorlar.
Yakın zamanda First Class özel süitleri de dahil, Boeing 777 uçağına yönelik, tamamen yenilenmiş iç mekanlarını tanıtan Emirates, yerden tavana kadar sürgülü kapılar ve ilhamını Mercedes-Benz S-Class’dan alan incelikli ve zarif tasarım özellikleri ile yeni süitleri, lüks ve gizliliği, bir üst boyuta taşıyor. Her biri için 3.7 metre kareye kadar kişisel alan sunan bu ferah, bütünüyle kapatılmış olan özel süitler, 1-1-1 yapısında yerleştirilmiş.
Yumuşak deri koltuk, yatağa dönüşebiliyor ve NASA teknolojisinden ilham alınan “sıfır yerçekimi” pozisyonunda rahatlama ve hafiflik hissi veriyor. Ferah süitler ayrıca, yatak hazırlandıktan sonra dahi, gizliliği koruyarak, yolcuların üstlerini değiştirmelerine yönelik geniş bir alanda sunuyor.
Tüm First Class müşterilerinin bir manzaraya sahip olabilmelerini sağlayan Emirates, orta koridorda bulunan süitlerde endüstrideki ilk sanal pencereleri sunuyor. Bu sanal pencereler, gerçek zamanlı kamera teknolojisinden yararlanarak, dışarıdaki manzarayı yayınlıyor. Diğer süitlerde, pencerelerinin dışından gökyüzünü keşfetmek isteyen müşteriler için da dürbünler bulunuyor.
Yolcular, video çağrı özelliğini kullanarak, kolaylıkla, kabin ekibi ile iletişim kurabiliyor ya da oda servisi çağırabiliyor. Süitlerde, yolcuları rahatsız etmeden içeceklerinin ve kanepelerinin servis edilebildiği bir servis penceresi de bulunuyor.
Yolcular uçuşları boyunca, yatağa dönüşebilen koltuklarında, 23 inç’lik kişisel ekranlarındaki 4000 kanala varan uçak içi eğlence sistemi ice ile en yeni ve gişe rekorları kıran en iyi filmleri, kaçırılmaması gereken TV programlarını izleyip, radyo ya da çok zengin bir müzik arşivinden diledikleri şarkıları dinleyebiliyor ya da oyun oynayabiliyorlar. Ayrıca, özel mini barda bulunan içecek ve atıştırmalıklarla kendilerini ev konforunda hissedebiliyorlar.
A380 ile seyahat eden First Class yolcuları, Emirates’in ünlü Uçak İçi Duş ve Spa’sının keyfini de çıkabiliyorlar. Ayrıca, Duş Spa’sında bulunan, ödüllü İrlanda markası VOYA’nın organik deniz yosunu cilt bakım ürün serisi ve koltuklarda bulunan özel Bulgari seyahat kitleri ile yolculara lüks cilt bakımı ürünleri sunan Emirates, yolcuların rahatlığı içi özel tasarlanmış Hydra Active Microcapsule kıyafetleri ve suni koyun postu battaniyeleri ile yolcuların uykuya dalarken ve uçuş sırasındaki konforlarını da düşünüyor.
Emirates’in tüm A380 ve Boeing 777 uçaklarında bulunan ücretsiz Wi-Fi sayesinde yolcular uçarken de internete bağlı kalarak sosyalleşmeye devam edebiliyor. Ayrıca, cep telefonu kullanabilme ve veri dolaşımı hizmetleri de ailesini ve arkadaşlarını aramak isteyen yolcular için havada sınırsız bağlantı olanağı sağlanıyor.
Ayrıca Emirates’in 26 yolcuyu ağırlayabilen uçak içi dinlenme salonu 40 bin fit yükseklikteki en popüler sosyalleşme merkezi durumunda. Yolcular, tüm dünyadan en kaliteli şarapların, Moët & Chandon veya Veuve Clicquot gibi dünyaca ünlü şampanyaların keyfini çıkarabiliyor.
Günümüzdeki her Emirates uçuşunda olduğu gibi, First Class müşteriler, gurme aşçılar tarafından hazırlanan, en kaliteli yiyecekler ile dünyadaki en özel şaraplar, şampanyalar ve içecekler eşliğinde, istedikleri an yemek hizmetinden yararlanabiliyorlar. 135 milliyeti temsil eden Emirates uluslararası kabin ekibi ile kaliteli hizmet anlayışını yaşayan yolcular, uçuş boyunca konforu her an yaşıyorlar.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/2tztiL4 via IFTTT
0 notes