#evlendik
Explore tagged Tumblr posts
Text
Merhaba Hasan bey ben Tülay. Sizin hikayeleri okudukça bende başımdan geçen bir olayı anlatmak istedim. Paylaşım yaparsanız sevinirim.Ben şuan dul bir bayanım kocam doktor hatası sonucu vefat etti yoksul bir hayat sürdüm kocam ölünce büyük bir paraya kondum rahmetli ile görücü usulü ile evlendik hiç sevemedim benim ilk okuldan beri sevdiğim Mesut isminde bir sevgilim vardı evliliğimin ilk yıllarında Mesut tan uzak bir yerde oturuyorduk ev sahibi fazla artış yapmak isteyince Mesut un oturduğu yere yakın bir yerde ev tutturdum kocama 21 yaşıma yeni girmiştim Mesut askerliğini yapmış iş arıyordu kocam işe gittiği bir gün Mesut un evine telefon ettim annesi açtı iş başvurusu yaptığı yerden arıyorum dedim o zamanlar cep telefonu yok hatta çoğu evde telefon yok neyse Mesut u annesi çağırdı telefonu aldı annene belli etme ben ilk okuldan arkadaşın Tülay dedim adresimi verdim telefonu kapattım 5 dakika sonra kapıma geldi açtım hemen öpüşmeye başladık soyunarak yatak odasına gittik birbirimizi okşuyor emiyorduk o kadar özlemiştik ki birbirimizi ön sevişmemiz hemen hemen 1 saat sürmüştür. Ben kendimi Mesut un ellerine teslim ettim. Bacaklarımı omzuna aldı sikini tutup amımın dudaklarına sürmeye başladı biraz soktu çıkardı ben yalvardım artık sok kökle içime gir dedim fakat beni dinlemedi bildiği gibi yaptı sikini amıma dayadı birden yüklendi hepsini soktu sanki ilk defa sikiliyordum kocamın 13 cmlik sikinin yanında Mesut un siki beyzbol sopası gibiydi hem kalın hemde uzundu hızlandı hızlandı artık bende ritmi tutturup zevk çığlıkları atıyordum siki beni çosturmuştu 2 posta sikti göt deliğime sürdü sikini izin vermedim ama merakta ediyordum yarın sabah geldiğinde sana götümü siktireceğim dedim beni öptü giyinip gitti ertesi gün uyandığımda kocam gitmiş Mesut yatak odasında karşımda duruyordu şaşırmıştım ama sevinmiştim hemen soyundum Mesut ta soyundu yatağa girdi öpüşmeye başladık sırtımı yalıyordu elleri memelerimi okşuyor dili sırtımda değmedik yer bırakmadan emiyordu göt deliğime gelmişti kalçamı ayırıp dilini göt deliğime sokmaya başladı canım hiç bu kadar seks yapmak istememişti yeter çıldırtacakmısın beni sok artık parçala götümü sok artık dedim cebinden çıkardığı bir şey ile götüme parmaklarını soktu biraz sonra sikine de sürdü sikini amıma soktu çıkardı birden yüklendi sikini sokuyor biraz biraz geri çıkarıp tekrar yüklemiyordu artık gir parçaladın zaten sok artık hepsini dedim dediğimi yapıyordu birden soktu taşakları amıma vuruyordu gidip geldikçe o kadar zevkliydi ki o gün akşama kadar seks yaptık 5 yıl boyunca kocam işe gider gitmez gelirdi benim koynumda uyur sonra sikerdi 27 yaşında evlendi hemde amcamın kızı ile onlar Almanya ya gitti bende rahmetli ile ölene kadar idare etmeye çalıştım çocuksuz bir kadın olarak sizlerin hikayesini okuyarak mastürbasyon yapıyor o şekilde kendimi mutlu ediyorum
64 notes
·
View notes
Text
Karımı Kuryelere Siktirdim! (Emre 24 Y., İstanbul)
Selamlar ben Emre. 24 yaşındayım. 2 yıldır evliyim. Karım Leyla 23 yaşında, sarışın, ela gözlü, aynı Barbi bebek gibi çok güzel ve sexydir. Kendisini lisede okurken görmüş ve aşık olmuştum. Ama o sınıfından Murat diye bir çocukla çıkıyor, tüm okul onların ilişkisini konuşuyordu. Lise sona gelmiştik. Bu Murat Leyla'yı aldatmış galiba ve bu yüzden ilişkileri bitmişti. Leyla çok üzgün ve boştaydı. Bu durumu değerlendirip onunla yakınlaştım ve çok geçmeden çıkmaya başladık. Leyla'yı kenime aşık etmeyi başarmıştım. Lise balosunda da onunla birlikte olmuş ve aslında bakire olmadığını ozaman öğrenmiştim. Büyük ihtimalle Murat onu bozmuştu. İşte ozaman bunu düşününce sikim hareketlenmeye başlamıştı. Artık otuzbir çekerken hep Murat'ın Leyla'yı sikerkenki halini hayal ediyordum. Sürekli bunu düşünüyor, artık pørnø sayfalarında hep karısını paylaşanların pørnølarını seçiyor ve durmadan otuzbir çekiyordum.
Lise sonrası ikimiz de aynı şehirde üniversite okuyorduk. Leyla'yla olan ilişkimiz cinsel yönde de artış göstermiş, sürekli birlikte olmaya, yatmaya başlamıştık. Leyla'nın giyimine de hiç karışmazdım, hatta özellikle mini etek, şort almasını, kendisine çok yakıştığını söylüyordum. Çünkü üniversitede olsun, dışarda olsun, bütün erkeklerin gözleri hep Leya'nın üstünde, sürekli bacaklarına, götüne bakıyorlar ve bu durum beni çok azdırıyordu. Hatta bir gün gece klübüne gittik ve onu bilerek sarhoş edip birkaç erkeğin ona sulanmasına da izin vermiştim. O akşam onu okadar güzel sikmiştim ki, anlatamam.
Üniversite sonrası da hemen evlendik. Evliliğimizin üzerinden iki yıl geçmiş ve ben halen sürekli pørnø sitelerinde, "Karımı paylaştım, karımı siktirdim" gibi içerikli videolar izleyip, bir word sayfasında kaydettiğim karısını siktiren kişilerin anlattığı seks hikayelerini okuyarak otuzbire devam ediyordum. Hatta aralarında sürekli izlediğim, aynı benim karıma benzeyen bir kadını 7-8 zencinin deli gibi siktiği bir pørnø vardı ki, beni benden alıyor, daha ilk 5 dakikasında boşalıyordum.
Ve herşeyin başladığı o akşam: Leyla'nın bilgisayarı bozuluyor ve ben içerideyken kullanmak için benim bilgisayarı alıyor. Sonrasında Word dosyasını açıyor ve direk karşısına benim sürekli okuduğum bir seks hikayesi çıkıyor. Leyla içeriden bağırarak beni çağırıyor ve bahsettiğim hikayeyi göstererek, "Emre bu ne? Böyle şeyler mi okuyorsun sen? Sapık mısın?" diye beni azarlıyor. Ben sesiz kalıyorum. Sessiz kalmam onu daha da sinirlendiriyor ve bana bağırıp duruyor. Artık ona açılmamın zamanı gelmişti. Kendisini bir koltuğa oturtup, durumu açıkladım. Hatta en baştan Murat'ın onu bozmasınından zevk aldığımdan bahsederek, ona tüm fantazilerimi anlattım. Anlattıklarım onun çok hoşuna gitmişti, gözlerinden belliydi, ama halen bana karşı sinirliymiş gibi davranıyordu.
En sonunda favori pørnømu açıp izlettim ve "Bu kadının yerinde hep seni düşündüm!" dedim. Leyla, "Yuh artık, inanamıyorum sana!" deyip odamıza gitti ve iki gün hiç konuşmadık. Taa ki ilk hareket ondan gelene kadar. Bana, "Hiç tanıdığımız birini beni sikerken düşündün mü?" diye sorunca çok şaşırdım. Hemen "Elbeltte, hatta tanıdığımız hemen hemen herkesle düşündüm!" diye cevap verdim. O da, "Mesela?" deyince, "Mesela... Kapıcı Hüseyin efendi!" dedim. "Oha, o adam 50 yaşında be! Başka?" dedi. "Senin iş arkadaşın Çağan!" dedim. Bu çok hoşuna gitmişti ki, gülümsedi. "Başka?" diye sorunca, "Kuzenimle!" dedim. "Peki nasıl hayal ediyordun?" diye sorunca, ben fantazilerimi anlatmaya başladım. Leyla dinledikçe azıyordu, elini şortunun içine sokup amıyla oynamaya başladı. Ben anlattıkça kuduruyor, alt dudağını ısırıyordu.
Yanına yaklaştım ve "Gözlerini kapat ve hiç açma!" dedim. Sonra ellerimi vücudunda gezdirerek, "Beni bir başkasıymış gibi düşün, gözünün önüne onu getir ve sanki şuan benim yerimde o varmış gibi hayal et!" dedim. Sonra dudaklarına yapıştım ve deliler gibi öpüşmeye başladık. Daha önce hiç bu kadar ateşli öpüşmemiştik. Üstündekilerini yırtarcasına soymuştum. Memelerini, amını, bacaklarını yalıyor iyice kudurtuyordum onu. Leyla artık iyice kıvama gelmişti, "Hadi Çağan, gir içime artık, sik beni!" dedi. Aman Tanrım, nasıl zevk alıyordum. Karım iş arkadaşı Çağan'ı hayal ediyor, deliler gibi kıvranıp kendisini sikmesi için yalvarıyordu. Sikimi amına soktuğum gibi ikimiz de boşalmıştık. O akşamdan sonra artık sürekli sikişlerimizde Leyla başkasını hayal ediyor ve ikimiz de zevkten havalara uçuyorduk.
Bir akşam dışarıdan yemek söylemiştik. Kurye yemeği getirmiş ve kapıyı çalmıştı. Leyla da kapıyı açmak üzere giderken onu tuttum ve şortunu indirdim. Altında sadece küloduyla kalmıştı. Bana, "Ne yapıyorsun?" dedi. Ben de, "Kapıyı böyle aç!" dedim. Leyla gözlerime baktı ve azgınlığının arttığını hissettim. Ses çıkarmadı ve kapıyı açmaya gitti. Ben de elimi sikime atıp köşeden izlemeye başladım. Kapı açılınca kurye hayatının şokuna uğramış, kekelemeye başlamıştı. Leyla da yemeği alıp kapıyı kapattıktan sonra, "Yazık çocuğa, dondu kaldı!" dedi. Masayı hazırladık ve gelen yemeği yemeye başladık. Leyla, "Ama çocuk da yakışıklıydı!" deyince, "İçeri davet etseydin ya?" dedim. Bana gözleriyle (Ciddi misin?) der gibi bakmıştı. Sonra espiriye vurdu ve geçiştirdi.
Artık sürekli dışarıdan bir şey söyleyince Leyla'yı yarı çıplak şekilde kapıya gönderiyordum. Hatta ben bilerek sürekli aynı yerden sipariş veriyor ve o yakışıklı dediği kuryeyle tekrar karşılaşmasını sağlıyordum. Yine bir gün Leyla'ya, "Sadece altını değil, üstünü de çıkar, ben sana sütyen getireyim bekle!" deyince, "Yok artık, istersen direk gelsin siksin beni!" dedi. Ben de, "Neden olmasın?" dedim. Bunu diyen sen misin! Üstünü çıkardı ve memelerini eliyle kapatarak kapıyı açmaya gitti. Siparişi alıp kapıyı kapattıktan sonra güldü ve "Yine o çocuk!" dedi. O an iyice aklıma koymuştum, karımı o çocuğa siktirecektim. Yemek yerken bana, "Cidden beni biri sikerken izlememekten çok mu haz alacaksın?" diye sordu. "Evet, hemde çok!" dedim! Leyla da bunu istiyordu, artık anlamıştım.
Hemen telefonu alıp, az önce sipariş verdiğimiz restauranttan yine sipariş verdim, yine aynı çoğunun geleceğini biliyordum. Leyla, "Ne yapıyorsun?" diye sorunca, "Seni o çocuğa siktirecem!" dedim. Leyla hiç ses çıkarmadı, ama çok heyecanlanmış, titremeye başlamıştı. "Git en sexy geceliğini giy hazırlan, çocuğu da salona al, ben salonun balkonuna çıkacam, sizi oradan izleyecem!" dedim. Gitti, benim en sevdiğim incecik tül siyah diz üstü geceliğini giydi. Az sonra kapı çaldı. Leyla çok heyecanlıydı, halen titriyordu. Dudaklarından öptüm ve "Rahat ol, zevkini çıkar!" diyerek yumuşattım. Hemen balkona çıkıp olacakları beklemeye başladım.
Dış kapı salonun hemen önündeydi ve balkondan dış kapı gözüküyordu. Leyla kapıyı açtı. Çocuk Leyla'yı o halde görünce direk içeri girdi ve Leyla'nın dudağına yapıştı, ayağıyla da tek hamlede kapıyı kapattı. Leyla'yı sertçe öperek, ellerini vücudunda gezdirerek salona giriyorlardı. Leyla ise donuk şekildeydi. Ama bir süre sonra o da ellerini çocuğun üzerine attı ve onu soymaya, karşılık vermeye başladı. Çocuk ayakta deli gibi karımın boynunu ve göğüslerini öpüyor, yalıyor, emiyordu. Resmen gözümün önünde karımı yedi bitirdi. Sonra karımın üstündeki geceliği yırtarcasına çıkarıp, karımı koltuğa ittirdi. Kendi üstünde kalan elbiselerini de bir çırpıda çıkarınca artık ikisi de çırılçıplaktı. Koltukta nefes nefese duran karımın üstüne atladı ve "Kaç haftadır bu anı bekliyordum orospu! Sadece göstermek olmaz, seni bağırta bağırta sikecem!" deyip tekrar öpüşüp yiyişmeye başladılar. Arada Leyla'ya iltifatlarda bulunuyor, sık sık da, "Çok güzelsin orospu!" diyordu.
Bense onları izleyerek otuzbir çekiyordum. Çocuk tahminen 18 veya 19 yaşındaydı ve harbiden yakışıklıydı. Ama parasıyla bile karım kadar güzelini bulup sikemezdi. Karım sadece çocuğun altında inliyor, hiç konuşmuyordu, ama aldığı zevk inanılmazdı. Artık çocuk sikini karımın amına yerleştirip sikmeye başlamıştı. Karımın amına pompalarken 'Şak, şak, şak!' diye ses çıkıyor, karım zevk çığlıkları atıyordu. Okadar zevkle sikişiyorlardı ki, koltuktan düşmelerine rağmen durmadan devam ettiler. Bir süre sonra karım titreyerek orgazm oldu. Çok geçmeden çocuk ta karımın içine boşaldı. (Ben kondom kullanmazdım o yüzden de karım sürekli doğum kontrol hapı içerdi, yani bir sorun olmazdı, hatta ben içine boşalmasına, karımı döllemesine çok sevinmiştim). Çocuk hemen üstünü giyindi ve yerde yatan karımın dudaklarını öperek, "Seni böyle bir postada bırakıp gitmezdim, ama patron bekliyor. İşim bitsin geri geleceğim!" dedi ve evden çıktı.
Ben hemen salona girdim ve karımı yerden kaldırdım. Karım da boynuma sarıldı, dudaklarımı öpüp, "Teşekkürler aşkım!" dedi. Ben de, "Dur daha bitmedi, çocuk geri geleceğini söyledi ya!" deyince, "Evet ya! Ne yapacağız şimdi? Bu sürekli gelir, evi de biliyor, rahat bırakmaz bizi!" dedi. Karıma, "Bu akşamı atlatalım sonrasına bakarız, pek sorun olmaz. Hem taşınmayı da planlıyorduk, bu da bahanemiz olur. Bir gelir, iki gelir, kapıyı hep ben açarım, o da korkar gelmez artık!" dedim. Karım, "Acaba ne zaman gelir? Hem geldi mi gitmez, kalır bu sefer, sen ne yapacaksın?" dedi. Ben planı kurmuştum çoktan, "Bu sefer odamıza alacaksın, ben de odaya senin telefonu görüntülü aramaya koyup yan odaya geçip kapıyı da kilitleyip sesizce telefonumdan izleyeceğim sizi!" dedim. Hemen hazırlıkları yaptık. Karım artık utangaçlığını atmış, üzerine sadece sexy geceliğini giymiş, bir an önce çocuğun gelmesini bekliyordu.
Saat 22:00 civarı kapı çalınca, ben yan odaya geçip kendimi kilitledim. Leyla'nın kapıyı açıp, "Kim bu?" diye sorduğunu duydum. Sanırım çocuk yanında biriyle daha gelmişti. Çıkan seslerden anladığıma göre, Leyla kapıyı kapaymaya çalışıyor, ama çocuklar iterek kapanmasını önlüyorlardı. Yine anladığıma göre kapıyı zorlayıp içeri girmişlerdi. Leyla çocuklara, "İçeride abim var!" deyip bana işaret gönderiyor, benden bir hareket bekliyordu. Ben de, karımı iki kişi sikecek, böyle bir fırsatı birdaha bulamam diye ses çıkarmıyordum. Çocuklar önce çekindiler herhalde, ama benden bir ses çıkmayınca da cesaret alıp daha da ileri gittiler. Leyla da benden ses çıkmayınca, bana duyurmak için yüksek sesle, "Peki ozaman!" dedi ve ortalık bir anda sessizleşti. Sonra kapının kapanma sesi geldi. Kulağımı bulunduğum odanın kapısına yaklaştırdım. Koridordan şapur şupur öpme sesleri geliyordu, Az sonra Leyla'nın inleme sesleri gelmeye başlayınca anladım ki, Leyla duruma razı olmuş ve çocuklarla sevişmeye başlamıştı!
Leyla, "Gelin benimle!" dedi ve odamıza geçtiler. Ben de artık telefondan olanları görebiliyordum. Leyla odaya çıplak şekilde girmişti, sanırım girişte soymuşlardı onu. Kendileri de yarı çıplak şekildeydi. Yakışıklının yanında gelen kişinin yaşı büyüktü, 45 rahat vardı. Yakışıklı olan diğer adama, "Dediğim kadar varmıymış?" diye sordu. Diğer adam da, "Ben bunun gibisini görmedim, harbi çok güzel orospuymuş!" dedi. Hemen ikisi de soyundu ve hep birlikte yatağa geçtiler. İkisi birden Leyla'yı öpüp yalamaya başladılar. Sonra yaşlı olan Leyla'nın amını yalamaya başlayınca Leyla inlemeye başladı. Yakışıklı olan da yarağını Leyla'nın ağzına doğru getirmiş, "Aç ağzını!" diyordu. Leyla normalde sakso yapmazdı bana, pek hoşlanmazdı, yani midesi bulanıyormuş. Ama çocuk zorlayınca itiraz etmedi ve yarağını ağzına alıp yalamaya başladı. Bunu gören yaşlı adam da karımın amınını yalamayı bırakıp, yarağını karımın yüzüne götürmüştü. Leyla hemen onun da yarağını ağzına almıştı. Sakso sevmeyen karım iki yarağı birden yalıyordu!
Az sonra yaşlı olan karımı domalttı ve sikini tek seferde karımın amına kökleyip hemen pompalamaya başladı. Karım, "Sik beni aşkım, kocacım, hadi daha hızlı!" diyerek bana inat adamı azdırıyordu. İçimden (Karım ne orospuymuş be!) diyordum. Genç olan da yatağa uzanmış ve yarağını emmesi için karımın ağzına vermişti. Görüdüm manzara müthişti, aynı pørnølardaki gibi İki kişi birden karımı sikiyordu. Yaşlı olan arada bir sikini çıkartıp karımın götüne dayıyor, girmeye çalışıyor, karım ise, "Dur yapma, orası olmaz, çok acır, amımı sik lütfen!" diyordu. Ama dinleyen kim, adam zorla karımın götünü sikmeye çalışıyordu. Üstelik ben bile karımın götünü sikememişken. Bir kere denemiştik, am karımın canı çok acıyınca vazgeçmiştik.
Adamın vazgeçmeyeceğini anlayan Leyla, adama, "Bari çekmeceden krem al!" diyor, götünü siktirmeye razı geliyordu. Adam krem almak için Leyla'nın arkasından çekilince, genç olan karımı kucağına aldı. Sikini amına sokup sikmeye başladı. Karım çocuğun kucağında hoplatılarak sikiliyordu. Karım o halde sikilirken diğeri kremi almış ve parmaklarına sürerek karımın göt deliğine yediriyor, yavaş yavaş parmaklarını sokup deliğin genişlemesini sağlıyordu. Adam bir süre sonra genç olana, "Yavaşla!" dedi. Çocuk sikini karımın amından çıkarmadan durdu. Bu sırada yaşlı olan karımın götüne girmeye çalışıyordu. Daha yarağının başı bile girmemişti, ama karım acıdan çığlık atıyor, "Yapma, dur lütfen!" diyordu. Genç olan eliyle karımın ağzını kapattı. Yaşlı olan artık yarağının yarısını karımın götüne sokmuş, hafif git-gel yapmaya başlamıştı. Genç olan da tekrar karımın amına pompalıyordu. Bir süre sonra yaşlı olan karımın götüne kökleyince, karım kötü çığlık atmış ve hafif baygınlık geçirmişti. Artık her iki deliğinden de seri şekilde sikiliyordu. Karımın götü artık alışmış olacak ki, inleme sesleri artmıştı.
Aradan neredeyse 20-25 dakika geçmişti, ama her ikisi de boşalacak gibi görünmüyordu. Genç olan, "Yer değiştirelim!" dedi. Bu sefer yaşlı olan karımı alıp kucağına oturttu ve iyice kendine çekerek dudaklarına yapıştı. Genç olan da götüne girdi. Bir süre de öyle karımı sikip amına ve götüne boşaldılar. Yaşlı olan genç olana, "Benim artık gitmem lazım, hanım merak eder!" dedi ve giyinip gitti. Karım yarı baygın şekildeyken, genç olan, "Sevgilim, aşkım!" diyerek karımı öpüyor, kokluyordu. Karımsa halinden çok memnun bir şekilde öpücüklerine karşılık veriyor, çocuğun yarağını sıvazlıyordu.
Çocuk, "Bu akşam seni yarağa doyuracağım orospu!" dedi ve telefonunu alıp birini görüntülü aradı. Ona, "Kanka sana konum atıyorum, çabuk gel, yanımda ateşli bir orospu var!" dedi. Kankası ise inanmamıştı ki, "Siktir git, yalanını sikeyim!" dedi. Çocuk da, "Al bak!" diyerek, yanında uzanmış karımı göstererek, "Bak seni istiyor, nerede sikicim diyor!" dedi. Kankası, "Oha, o ne lan öyle, üfff, hemen geliyorum!" deyip kapadı. Karım, "Yine kimi çağırdın bakayım sen?" diye söylendi çocuğa. Ama bunu söylerken çocukla cilveşeşiyor ve birini çağırdığı için memnun olduğunu hissettiyordu. Kankası gelene kadar karım kendine gelmiş ve çocukla sürekli öpüşüyor, oral seks yapıyordu. Benimse telefonun şarjı iyice azalmış, kankasının bir an önce gelmesini diliyordum. Tam o sırada kapı çaldı ve çocuk gitti açtı kapıyı. Kankası, "Hani nerede?" diyerek odaya geldi ve karımı o şekilde görünce küçük dilini yuttu. Hemen soyundu ve karımla sevişmeye başladı. Telefonumun şarjı bitmişti, ama iki çocuk sabaha kadar karımı evire çevire sikerken yan odadan seslerini duyabiliyordum...
Sabah olunca çocuklar gitti. Ben de odadan çıkıp yatakta yatan ve ağzı, yüzü, göğüsleri, amı, götü, heryeri döl olmuş karımı kucağıma alıp banyoya götürdüm, güzelce yıkadım. Biraz kendine gelince, ona yaşattığım zevkler için teşekkür ediyordu. Yatak odamıza gidip, dölden vıcık vıcık olmuş çarşafı değiştirdim. Karım yatağa bıraktığımda, "Ne yapacağız şimdi? Ya her gün gelirlerse? Ya istemediğim, tanımadığım, hoşlanmadığım adamlar gelirse?" diye sordu. Ben de, "Merak etme, o işi hallederim! Sen söyle bana, aldığın zevkten memnun musun?" diye sorunca, "Evet aşkım, hayatımın en güzel gecesiydi!" dedi. Ben de, "Bundan sonra hep senin istediğinle olacak. Ama kime siktirmek istiyorsan bana söylemen gerekli!" dedim. Karım da, "Çağan! Çağan'ı istiyorum! Onu beni deliler gibi sikmesini istiyorum, onun karısı olmak istiyorum!" dedi. Karıma, "Sen şimdi uyu, uyanınca konuşuruz!" diyerek odadan çıktım.
O gün akşam saatlerinde sürekli kapı çaldı. Kapıyı açmaya hep ben gidiyordum, gelenler de beni görünce, "Pardon, yanlışıklık oldu!" deyip geri gidiyordu!
[Emre]
125 notes
·
View notes
Text
Evlendik de halt ettik!🙈 bak kadın 70 yaşındayım diyor 🙃 gerçi benim için de 70 yaşında diye laf çıkardılar da...😉😁 Az söylemişler!! 😁🤣
@s-b-l Sibel Sen beni biliyorsun değil mi canım beni gördün 70 yaşındayım demi😉🤫😜
84 notes
·
View notes
Text
KAYNIM BENİ BOZDU
Ben Nurgül kaynım ile olan birlikteliğimizi anlatıcam. 20 yaşında görücü usulü ile Mithat ile evlendim. Ne ben istekliydim ne de o. Mithat daha önce evlilik yapmış. Karısını çok erken yaşta kaybetmişti. Ailesine eğer tekrardan evlenirse üstündeki bu buhrandan kurtulacağını düşünüp tekrar evlendirmişler. Kendisi benden 7 yaş büyüktü. Düğündü kınaydı derken evlendik. Ama Mithat benim yüzüme hiç bakmıyordu. Evde sanki hizmetçi gibiydim. Eli elime değmiyordu. Bende kaybı yüzünden pek üstüne gitmiyordum. Zamanla her şeyin düzeleceğini düşünerekten fazla kafa yormuyordum. Aylar geçti her şey aynıydı. Mithat sabah erken işe gider. Kendisi tır şoförüydü. Bazen birkaç gün bazen de bşr hafta sonra eve gelirdi. Her gelişinde sarhoş olur. Uyuyana kadar ağlardı. Bu duruma çok üzülüyordum. Ama elden bir şey gelmiyordu. Bu geç gelmeler artınca kadın başıma evde yalnız kalmama kayınpederim razı gelmedi. Mithatın abisini bizim eve yolladı. Kazım abi Mithat a göre daha güleryüzlü daha cana yakındı. Bazen samimiyetini aşacak el şakaları yapardı. Ben bazen rahatsız olsam da evde ses olduğu için gıkımı çıkarmazdım. Evleneli 2 ay geçmişti ama ben hala bakireydim. Bu durumu kimse bilmiyordu. Körpe bir gelindim. Kocam erkenden işe gider. Ben kazım abi ile yemek yer sohbet ederdik. Kazımın belirli bir işi yoktu gündelik işlere giderdi. Onun dışında hep beraberdik. Zamanla birlikte vakit geçirince kazımda daha rahat etmeye başladı. Küfürler,temaslar evin içinde boxerla gezmeler. Bazen boxerın önündeki o şişkinliği görünce ağzımın suyu akardı. O rahat olunca bende rahat davrandım tabi onun kadar değil. Evde sabahlığımla dolaşırdım. Göğüslerim belli olurdu. Kazım abi de gözlerini benden alamazdı. Onu tahrik etmek çok hoşuma gidiyordu. Arada sürtüşmeler oluyor acayip zevk alıyordum. Günlerden bir gün görümceme ziyarete gittik. Ev çok kalabalıktı ve bende aşırı bunalmıştım. Kazım abiye sıkıldığımı hava almak istediğimi söyledim. O da gel bşraz dolaşalım dedi. Tam çıkarken görümcem bebeğini bşraz gezdirmemizi söyledi. Aldık yanımıza arabayla geziyorduk. Ben ve görümcemin bebeği arka koltuktaydık. Biraz muhabbet ettikten sonra bebek ağlamaya başladı. Ben susturmaya çalışıyordum ama asla susmuyordu. Ordan kazım abi
-aç olmasın Yenge
-bilmem ki
-açtır açtır emzirsene
-abi bende süt yok ki
-olsun belki öyle susarda uyur
Giydiğim gömleğin düğmelerini açtım ve südyenimi aşağı çektim. Kazım abi aynadan Benim dolgun mememe bakıyordu. Bebek hemen yapıştı mememe.
-emiyor mu Nurgül
-evet abi
-şuna bak kimsenin dokunmadığı memelerime bir bebek açılış yaptı
-ne dedin yenge
Kahretsin sitem ederken bşraz sesli söylemiştim. Kaynım duymuştu. Ama haksız da sayılmazdım.
-valla şanslı kerata ya. Bebek olmak istedim şuan resmen
-süt gelmiyor ki
-süt için değil ki o güzelim memeler için
-ya abi deme öyle şeyler
-ne kızım doğruları söylüyorum valla benim senin gibi karım olucak ufff
Devamını getirmedi. Ben de aşırı heyecanlandım bu dediğinden.
-napalım abi kader işte ona böyle talih kuşu kondu ama acısından gözü hiçbir şey görmüyor
-sokayım onun acısına böyle bir karı bulmuş acı mı kalır
-ne sen sor ne de ben anlatayım abi. Kaç ay oldu eli elime değmedi. Üstüne de varmıyorum ama sizinkiler torun ister. Benim kusurlu olduğumu düşünürler hamile kalmazsam
-kocan asıl kusurlu olan benim güzel yengem. Şimdi kalkıp siksem seni 10 tane çocuk doğurursun evelallah. Bozma sen moralini
Bu cümlelerden sonra kazım abi daha da hoşuma gitmeye başladı. O sırada çocuk ağlayınca onu görümceme bıraktık eve döndük. Eve giderken de kazım abi bu konuyu tekrar konuşalım dedi.
265 notes
·
View notes
Text
Eşimin telinde gördüğüm şuan ki Psikolojisini açıklayan o video 🥺
Mecbur değilsin aşkım sorumsuz ailenin yükünü sırtlanmaya.. Biz evlendik ve sadece birbirimizden sorumluyuz karı koca olarak...
Hani karı koca arasına kimse girmemeliydi...
Ailesinin negatif ve düşük Psikoloji enerjilerinin etkilerini bize de yansıtıyorlar..
Hiç olmadık yerde tartışıyoruz bipden sebeplerle...
Oysaki baş başayken.. 💆🏻♀️🥰😋
17 notes
·
View notes
Text
Kocamla Hiç sevişmedik
Bunun adı toplum baskısı olsada, yinede mutluyuz , artık baskilardan okadar usanmistim ki evlenip evden kurtulmak istiyordum ama şöyle bir sorun vardi , ben bir kadinim ama erkeklere karşı hiç bir ilgim yok , yani anlayacaginiz lezbiyenim , bu sekilde hangi erkekle evlenebilirdim ki , lisedeki tolga geldi aklima , çok efendi düzgün biriydi hatta sırdaş gibi olmustuk belkide farkli yonlerimizin farkina vardigimizdan bir birimizi anlamıştik hissetmek gibi belkide , o yakınlaşma sirdaslik oldugunda ben tolgaya kadinlardan hoslandigimdn bahsetmistim , hatta ozaman bi kiz bile ayarlamisti bana 🙈 tolga da erkeklerden hoslaniyordu , onun mutlu olacagi birinin bulmasini cok istiyordum ama okul zamani olmamisti , gerçi sonrasan bulmuş birini , bu evlilik olayi icin onu Facebook dan bulup konustugumda öğrendim bu arada ben hala o kiz ile sevgiliyim , tolgaya durumdan bahsettim , acikcasi oda benzer baskilar altinda oldugundan bahsetti , bizde konuşup anlastik , mutevazi sakin bir nikah ile evlendik , disaridan guzel anlasan mutlu bir çiftiz, gerci evet guzel anlasiyoruz ama 1 kere bile sevismedik , ha bir birimizi ciplakta goruyoruz beraberde uyuyoruz ama ne onun cani beni cekiyor nede benim canim onu , zaten onun sevgilisi var benimde var , böyle garip bir olay işte topluma gore ....
8 notes
·
View notes
Note
bazilari icin de ideal evlilik yasi 24tur… yaklasik 3 senelik iliskimin ardindan evlendik (cunku emindim) ve su an asiri memnunum hayatimdan. cocuk falan dusunmuyoruz tabii ki su an yasimiz genc. ama istedigimiz zaman istedigimiz seyleri yapiyoruz konserler, tiyatrolar, seyahatler… sevgiliyken bu kadar rahat degildik cunku ailem biraz tutucu. su an hicbir sinirimiz yok kimseye hesap verme derdi yok muko bisi. o yuzden yas konusunu fazla kafaya takmayin derim eger eminseniz beklemenizin bi manasi yok. tabii eger evlendikten sonra yapabileceginiz seyleri sevgiliyken rahatca gerceklestirebiliyorsaniz ve prensipleriniz varsa, su yasa kadar evlenmem diye bir karar alabilirsiniz tabii. not: her seyden once evlenmeyi dusunemediginiz toksik biriyle iliskiyi devam ettirmeyin minnoslar tskler optm<3
senin durum hem biraz farkli (kacis-lifestyle improvement) hem de sen sansliymissin kocandan yana emin olabilmissin hemen. 21 yasinda baslamissiniz yani iliskiye 21 yasindaki bir hanimefendinin cok hayat iliski insan tecrubesi olmayabilir, dogru secimleri yapamayabilir ya da karsisindaki insanlar henuz olgunlasmadiklari icin gercek yuzlerini gosteremiyor, manipule ve ikna icin farkli davraniyor da olabilirler. ilerde temelden sorunlar anlasmazliklar cikarsa fark edilebilwcek seyler olabilir sadece. o yuzden ideal yas icin fikrim bu sekildeydi. yoksa herkesin yasam tarzi farkli kimi 18inde cok insan tanir, kimi 25inde hicbir sey gorememis olur. onemli olan bnce bondingi kaybetmeyecek kadar, hala istenilen bir konumda (genc citir saf) olacak kadar erken hem de hic insan taniyamadan alternatifleri, pazar yerini analiz edemeden ne istedigine kendi icin neyin onemli olduguna karar veremeyecek kadar erken olmali. sadece iliski deneyimi acisindan soylemiorm tabii ki 25 civari kisilik oturuo(mus) artik. hayatin her noktasinda aydinlanma da yasanabilir, puzzle parcalari birlesebilir. iste bu aydinlanma evlendikten ve birine baglandiktan sonra gerceklesirse ve halihazirdaki duruma ters duserse o zmn sakat. mutsuzluk ve pismaniyelik baslar
31 notes
·
View notes
Text
Merhaba Hasan bey ben Neriman bu güzel hikayeleri okudukça bende başımdan geçen bir olayı anlatmak istedim. Yaşım 49 tercümanlık yapıyorum . 4 kez evlenip boşanmış çocuksuz bir kadınım ilk kocam ile lise yıllarında tanıştım liseyi bitirir bitirmez kimseye haber vermeden evlendik eşimin anne ve babası beni kabul etmedi bende eşimi ailem ile yaşamaya ikna ettim üniversite için eşim Diyarbakır a ben İstanbul a gittim gencim güzelim boyum posun herşeyimle süper bir kadın olarak dikkatleri çekiyorum illa erkekler arkadaşlık teklifi yapıyor . İlk dönemin sonuna kadar biraz kendimi oynayarak eşimle telefonda seks yaparak geçirdim . O konuşma sırasında birgün eşimin evde yanlız olmadığını anladım sordum kimse yok dedi tabiki vardı hemde bir kadın vardı evde çok kızmış ve kıskanmıştım hemen ertesi gün otobüse binip Diyarbakır a gittim okulun yakınlarında ev tutmuştuk kirasını babam ödüyordu gizlice takip ettim o gün gün içinde 2 kız ile buluşup öpüştüler oynaştılar babamın avukatını aradım boşanma davası açtı bu arada dijital kamera ile resimlerini çektim otobüse İstanbul a gittim o gün gördüklerim aklımdan çıkmıyor hemde canım seks yapmak istemişti biraz Beyoğlu nda biraz Dolmabahçe taraflarında gezindim 30 yaşlarında yakışıklı uzun boylu esmer bir adam sürekli bana bakıyor gözleriyle beni süzüyordu yakışıklı adam bu adam tam aradığım biriydi göz kırptım yanıma geldi konuşmaya başladık ismi Erkan İstanbul teknik üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışıyormuş geç olmuştu evime gitmek için kalktım arabam var ben bırakayım dedi kabul ettim eve girdik kahve içelim dedim ben kahveleri yapmaya hazırlanıyorken arkamdan gelip sarıldı boynumdan öptü memelerimi okşamaya başladı hemen dönüp dudaklarına yapıştım ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık ben Erkan ı Erkan beni mutfakta sevişerek muz soyar gibi soyduk aman Allahım bu adamın siki çok uzun ve kalın geldi gözüme kocam olacak adinin 15 16 cm di Erkan ın siki enaz 22 yada 23 cm di Erkan beni masaya yatırıldı amımı yalamaya başladı elleri vücudumun her yerinde geziyor beni deli ediyordu masadan doğrulup yatak odasına gidelim dedim öpüşerek oynaşarak yatak odasına gittik 69 pozisyonuna geçtik yatağa yatar yatmaz Erkan ın siki ağzıma sığmıyordu yaladım bende birden kalp gibi atmaya başladı ilk defa bir erkeğin döllerini yuttum hoşuma gitti Erkan beni domalttı arkama geçti sikini amıma sürtüp birden yüklendi hepsini soktu ben kocamla ilk seks yaptığım zaman bile öyle bir acı yaşamamıştım Erkan pompalıyor elleri vücudumu okşuyordu ben zevkten ne yaptığımı bilmiyordum o gece sabaha kadar Erkan beni defalarca orgazm etti 2 ay sonra kocamdan boşandım Erkan ile 4 yıl boyunca kocam gibi yaşadım okul bitince Erkan yurtdışına gitti bende memleketime babam bana bir yazıhane açtı seyahat ve turizm üzerine halen devam ediyorum en son kocam 2021 öldü artık evlenmeden devam ediyorum. Sikişmek çok güzel
58 notes
·
View notes
Text
kızlar nişanlımla evlendik, iyi birikim yapmışız maaşımız da arttı otomatik bir araba aldık, evimiz var daha ne olsun. ben artık kendi küçük dükkanımda çiçekler mumlar satıyorum. kocamla da yaza baliye tatile gidiyoruz biletleri aldık. giyimimiz olay paramız var, her şey süper 🪬
19 notes
·
View notes
Text
Tatlı Komşum! (1) (Furkan 31 Y., Manisa)
Olacaksan evli kadınla olacaksın derdim her zaman; çünkü sen de evlisin o da, müsait değilim dediğinde anlar, zırt pırt çağırıp beni oraya götür buraya götür demez, ay sevgililer gününü unuttun, doğumgünümde bir çiçek bile almadın diyemez. Canı istediğinde çağırır gidersin, canın istediğinde çağırırsın gelir, bağlılık olmaz, yarım saatte bir mesaj yazmadın diye küsüp trip atmaz. Çapkınlık mevzusu açıldığında arkadaş arasında beylik haline gelmiş laflarımdı bunlar...
İsmim Furkan, 31 yaşında, evli, tek çocuklu, özel sektörde çalışan, yakışıklı olduğu söylenen biriyim. Karımla severek evlendik. Karım öğretmen benden 1 yaş küçük. Hovardalığı her zaman sevdim, ama her zaman da dikkatli oldum. Manisa'da yaşıyoruz. Gelelim başıma gelenlere. 2 yıl önce Kasım ayında bir daire alma fırsatı doğdu, aileler yardım etti, biraz kredi çektik, 5 katlı, çift daire bir binanın 3. katından bir daire aldık. Daire ikinci eldi, taşınmadan önce boya badana yapıyorduk. Akşam üzeri iş çıkışı ben, fabrikadan bir abim (fabrikada da boyacı) ve karım birlikte, boya kokusu çıksın, çabuk kurusun diye pencereler ve dış kapı açıktı.
Birisi, "Merhaba!" diye seslenince koridora çıktık karımla. Kısacık simsiyah saçları, müthiş güzel bir yüzü olan, 1.65 boylarında, zayıf, kot gömlek ve pantolonlu, ama muhteşem çekici bir kadın çaydanlık ve çay bardaklarıyla kapıda duruyordu. Arkasında karşı dairenin kapısı açıktı. "Hoşgeldiniz, size çay yapmıştım!" dedi. Karım koşup çaydanlığı aldı, içeriye buyur etti. Kadın, "Ben Ebru. karşı dairede oturuyoruz, hoşgeldiniz, daha erken gelmek isterdim, ama işten gel, yemek bulaşık ancak bu saati buldu!" dedi. Karşı kapıdan kocası çıktı, aynı karısının boyunda, zayıf, bıyıklı, kadınla tam ters görüntüde biri. Kadın ne kadar havalı ve Cool görünüyorsa, adam o kadar paspal, üzerinde hani pazarlarda satılan koyu renk çizgili bir polo tişört, altında penye diz altına kadar şort ve nefret ettiğim şort altına diz altına kadar gelen siyah çoraplar. Ulan evde bari giyme o çorapları, görgüsüz! Cevat'mış ismi, zerzevat gibi. Kadın ne kadar çekici geldiyse adam da o kadar iticiydi.
Neyse çayları hepimize servis etti, hep beraber 2'şer bardak içtik. "Biz sizi daha fazla tutmayalım!" dediler. Teşekkür ettik. Ama bu arada apartmanda pek komşuluk olmadığını, çünkü herkesin çalıştığını öğrendik. İşimize gelirdi aslında.
Bir hafta içinde taşındık. Taşındığımız akşam yine aynı olay gerçekleşti. Ama sanırım günlerden Cumartesi olması sayesinde poğaca ve kek te vardı çayın yanında. Ama kocası gelmedi bu sefer. Saat 22:00 civarı arabamda kalan ıvır zıvırı çıkarırken, kapı ağzında Cevat vardı. Abi diyemiyorum ama benden 9 yaş büyükmüş. "Ebru sizde mi?" dedi. "Ben inerken yoktu, ama bakayım!" dedim. Baktım, "Yok!" dedim. "Yine hangi kapıya daldıysa!" deyip kapıyı kapattı. Benim karım saat 22:00'de bana haber vermeden ortadan kaybolacak, ben de kapıyı kapatıp içeri gireceğim ha, imkansız.
Saat 23:45 gibi kağıt atıklarını bir çuvala koyup çöpe atmak için indim. Ebru arabayla yanaştı. Beni gördü, gülümseyip, "İyi geceler!" dedi. Önümden binaya girdi. Merdivenlerden çıkarken arkasından baktım. Sanki biri götüne bakıyor dedi kadına, ikinci katta aniden kafasını çevirip baktı. Önüne dönüp evine girdi.
Ertesi akşam saat 20:30 gibi zil çaldı. Açtım. Ebru, "Yerleşe bildiniz mi?" dedi. "Nerdeee!" dedim. Buyur ettim, karım da geldi kapıya. Ebru, "Yok, siz gelin, bir nefes alırsınız!" dedi. "Peki olur!" dedik. Yarım saat sonra ordaydık. 12 ve 8 yaşlarında iki oğulları vardı. Bizimki de 7 yaşındaydı. Onlar odaya çekilip bilgisayar oynamaya başladılar. Cevat dönüp, "Ebru, bira getir!" dedi. O ana dek görmemiştim, koltuğun yanında yerden aldığı boş şişeyi karısına uzatıp, bana dönüp, "İçersin değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan içerim bile diyemeyip kafamı salladım. Kadınlar da kendilerine kahve yaptılar.
O arada öğrendik. Cevat'ın büyük bir bisiklet firmasına malzeme üreten bir fabrikası vardı OSB'de, fabrikayı biliyordum. Kadının da çarşının göbeğinde bujiteri parfumeri dükkanı varmış, (ulan bunlar neden bu binada oturuyorlar diye düşündüm ilk an), dükkanı karım da ben de biliyorduk, iki katlı kocaman bir dükkandı. Ebru, "Taşınacaktık..." dedi, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Ama iki yıl önce bana dükkan açtık, sonra da dükkan sahibi satmaya karar verdi. Dükkanı satın aldık. O yüzden kaldık. Hatta borçlar bitene dek burdayız!" dedi gülerek.
Bu arada dikkat ettim, ben 1 bira bitirene dek Cevat 3 içmişti. Kahveden sonra Ebru karıma da bira teklif etti, ama karım, "Ben içmem!" dedi. Ebru, "Ben içsem mahsuru var mı?" deyip kendine de bir bira açtı. Her seferinde de aynı işlem oluyordu, adam kısaca, "Ebru bira!" deyip, boş şişeyi veriyor, kadın dolusunu getiriyordu. Aslında genel anlamda güzel sohbet oldu. Ben de 3 bira içtim, ama adam yanlış saymadıysam 12 tane içti, o ufak tefek adama gram birşey olmamıştı. Eve dönünce karımın anlatışından Ebru'yu çok sevdiği belli oluyordu. Bunda hediye ettiği Teaserların ve incik boncuğun etkisi var mı bilmiyorum.
Hemen hemen her akşam ya Ebru bizde, ya biz onlardaydık. Cevat çok nadir geliyordu, zaten gelse de ben onun içtiği birayı karşılayamazdım. İlk seferinde aldım 15 bira adama yetsin diye bir taneyi emzik gibi ağzımda tutunca anladı sanırım, "Ebru bira getir!" dedi yine. Ebru gidip evden bira getirdi. Cevat, "Kardeş, bana her hafta 10 kasa bira gelir, biliyorsun seviyorum birayı, o yüzden senin almana gerek yok. Canın istedi mi çal kapıyı iste Ebru verir!" dedi. İste Ebru verir kısmında gülecektim, ama yemin ederim Ebru gözlerime bakıp, "Veririm!" dedi gülümseyerek. Bereket yanımızda karım yoktu, çay koymaya gitmişti. Adam lafın nereye gittiğine bakmayan, sonradan görme bir tipti...
Şubat ayında 15 tatil olduğunda, karımla oğlumuzu da alıp memleketimize aileleri ziyarete götürüp bırakıp geldim. Bu her yıl yaz kış yaptığımız bir rutindi. Geri geldiğim Pazartesi akşamı zil çaldı. Ebru, "Maç varmış (tuttuğum takımın maçı vardı) galiba, Cevat seni çağırıyor, yalnız oturmasın kukumav kuşu gibi dedi!" dedi. "Olur!" dedim. 10 dakikaya gittim. Biralar su gibi akıyordu. Cevat, "Seviyorum senle içmeyi be Furkan!" diyordu. Sonra Ebru, "Ben mutfakta dizi izleyeceğim!" deyip gitti. Bira bitince Cevat sadece, "Ebruuuuu!" diye sesleniyordu...
Maç bitince telefonum titredi. Aldım telefonuma baktım. Ebru fotoğraf çekip yollamış, mutfakta masada bira ve çerez var önünde ve "Ben de seviyorum seninle içmeyi!" yazmış. "O zaman ben eve geçiyorum, 10 dakika sonra gel!" yazdım. "Tehlikeli!" diye yazdı. Telefonu sessize aldım, yazışmaya başladık. O gelemem dedi diye kalkmadım ben de, maçın geyiğini yapıyorduk Cevat'la. "Ebruuuu!" dediğinde bira geliyordu, ama her seferinde Ebru koridora çıkıp Cevat'ın görmeyeceği pozisyona geçip, boğma işareti yapıyor, kafasına vurma işareti yapıp, gülüp mutfağa gidiyordu...
Saat 24:00'e gelirken kalktım. Cevat yine yerinden kalkmamış, kapıdan geçirmek Ebru'ya kalmıştı. Kendime çekip dudağından öptüm. "İyi geceler!" dedi gülerek. "İyi geceler!" dedim içerden duyulacak sesle. Eve geçip, "Offf, ne tatlı dudaklar!" yazdım. "Daha tatlı yerlerim var!" yazdı. "Onların da tadına bakmak isterdim. Gelsene!" yazdım. "Bu saatte imkansız, ama orda olmak istediğimi bil!" yazdı.
Sabah işyerine telefon edip, biraz geç kalacağımı söyleyip, öğlene kadar izin aldım. Cevat 09:00'da gitti. Ebru 10:00'dan sonra çıkıyordu evden biliyordum. Mesaj attım, "Ben evdeyim, hadi gel!" dedim. "Tamam!" yazdı. En az 15 dakika gözümü kırpmadan kapı deliğinden baktım. 15 dakika sonra kapının arkasında o filmlerde dizilerde seyrettiğimiz kapıdan girer girmez birbirine yapışıp delice sevişen çiftler gibi hem soyunmaya çalışıp, hem de öpüşüyorduk. Erik tipi denilen bir kalçası vardı ve bu kadında sevdiğim bir özellikti. 75 beden vardı sanırım göğüsleri, göğüslerini ağzıma alıp, kalçalarının ikisini birden sıkıyor okşuyordum. Yatağa sürükledik birbirimizi.
Öpüşerek altıma alıp, amcığına girdim, çünkü haftalardır bu kadını düşlüyordum, daha fazla ön sevişme yaparsam yatağa boşalacaktım. Ne kadar kontrol etmeye çalışsam da (normalde ederim) o orgazm olmadan boşalacağımı söyledim. "İçime değil!" dedi. Zaten zor geri çekilip başta korktuğum şeyi yaptım, yatağa boşaldım. Ebru, "Benim dükkana gitmem lazım!" deyip kalkıp giyindi. Kendi kendime (Tamam Furkan bu ilk ve sondu, ne o oğlum kerhaneye ilk kez gelmiş ergen gibi?) dedim. Tam bu düşüncelerle boğuşurken. Giyinmiş halde yatakta yanıma oturdu. Bu kadın düşüncelerimi okuyordu. "Dert etme, aşırı heyecan ikimizi de gerdi. Sen erken geldin, ben kasılıp gelemedim. Daha vücutlarımız birbirini tanıyacak, tenlerimiz uyumlu, bunu ilk akşam hissettim!" dedi. Sonra beni öpüp kalkıp gitti...
Kendimi ergen gibi hissediyordum. Kadında gerçekten müthiş Cool bir hal vardı ve ben beni seçtiğini düşününce havaya giriyordum. Tüm gün yazıştık. Bana, "18:30'da sendeyim, akşam üstü kapıyı bacayı kontrol et!" yazdı. Karanlık odada pencerenin ardında bekledim yarım saat. Arabası geldiğinde merdivenleri kontrole başladım. Zaten sorun yoktu, karşı kapı yerine bize girecekti. Kapıyı açıp aralık bıraktım.
İçeri girdiğinde direk kucakladım. Bacaklarını belime doladı. Kollarımda doğru yatak odasına götürdüm. Yatağa yatırıp çizmelerini ve montunu çıkardım. Kucağıma alıp sırtımı yatağın bir tarafındaki duvara dayadım. Öpüp okşamaya başladım. Alışmıştım bile, sabahki o ilk heyecan yerini şehvete bırakmıştı. Dudaklarını boynunu yaladım, kazağını çıkarıp göğüslerine indim. Göğüs uçlarını dudaklarımla ezerken alttan pantolonunun üzerinden amına baskı yapıyordum. Yatakta ayağa kalkıp dans edercesine hareketlerle üstündeki herşeyi çıkardı. Ben de o anda eşofmanımı sıyırıyordum oturduğum yerden...
Ayakta duvara tutunup amını ağzıma dayadı. Yalayıp yuttum, dilimle sikerken ellerim kalçalarından tutmuş, ağzıma daha çok bastırıyor, okşuyor, sıkıyordum kalçalarını. Ebru inliyor, "Harikasın!" diyordu. Ben de, "Yok böyle bir tat!" deyip emmeye devam ediyordum. Kasılarak orgazm oldu, ağzıma sularını akıttı. Dizleri tutmaz gibi oldu. Orgazm olması bitince kucağıma oturup göğüslerini ağzıma verdi. Amını yarağıma sürtüyor, vıcık vıcık olmuş amına yarağımın kafasını alıyor, sonra ani hareketle dışarı çıkarıyor, zaman zaman saçlarımdan çekerek kafamı göğüslerinden uzaklaştırıp dudaklarını dudaklarım arasına alıyor, diliyle dilimi iğfal ediyordu. Bütün sikişin kontrolü ondaydı.
Sonra tek hareketle yarağımı amcığına alıp, "Ohhhh!" diye inledi. Başrol onundu, "Immm!" diye bir ses çıkardım ancak. Kucağımda hoplamaya, göğüslerini yalatıp, dudaklarımı öpmeye, yanaklarımı öpmeye devam etti. Kucağımda onu tutmakta zorluk çekiyordum, belini kalçalarını tutmaya çalışırken ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Birkaç dakika sonra sadece, "Oh, oh, oh, oh!" diye kısa inlemelerle orgazm oldu. Bir dakika yarağımı içinde tutup kalktı. Yarağımı ağzına alıp, "Hadi erkeğim, geç kaldım, akıt döllerini komşuna!" dedi. Daha cümlesi biter bitmez doldurdum ağzını, sanki sabah boşalmamış, günlerdir biriktirmişim gibi. İki dakika yalandı, temizlendi, kalktı, giyindi ve "Aşkım yarım saate yemeğe çağıracağım haberin olsun!" deyip apartman boşluğunu kontrol edip gitti.
Koridordaki ışıkta bile sakallarımın sürtmesinden kıpkırmızı olmuş çenesini yanaklarını görebiliyordum, ama o aldırış etmeden girdi evine.
[Furkan]
140 notes
·
View notes
Text
Peki ya Helin ve Yankı’nın davetiyelerin üzerinde “Aşk bir sudur iç iç kudur biz kudurduk evlendik size de soğuk su içmek düşer.” yazması…
#kitapkurdu#kitap sözü#kitapaşkı#kitap#kitaplar#kitap sözleri#kitap alıntısı#kitap önerileri#kitap kokusu#sokak nöbetçileri#aslı arslan#kitap alıntıları#kitap satırları#kitap sayfaları#kitap tavsiyeleri#kitap kapağı#kitap karakterleri#kitap fuarı#kitap kesitleri#kitap yorumu#kitap ayracı#kitap konusu#kitap sevgisi#kitap okumak#kitap kahve müzik#kitap fiyatları#kitap cümleleri#kitap tavsiyesi#tumblr yazılı post#kendimi seviyorum
13 notes
·
View notes
Text
Bazı şeyleri bizler zora koşmayınca, darlamayınca ve Allah için vazgeçince Allah da gönlümüze göre veriyor. Bir odamız bomboş evlendik yalnızca bir halısı vardı. Kütüphane ve Mescid niyetiyle çıkmıştık bu yola oda için. Herşeyi yavaş yavaş içimize sine sine yapıyoruz daralmadan, bunalmadan ve borca girmeden. Elhamdülillah...
15 notes
·
View notes