#evlendik
Explore tagged Tumblr posts
eaudavie · 2 years ago
Text
Ben asik oldum
1 note · View note
hataysekshikayelerisblog · 4 months ago
Text
Evlilik Yıldönümü! (Tuğçe 32 Y., Muğla)
Merhaba, ismim Tuğçe. 32 yaşındayım, 3 yıllık evliyim ve yakın zamanda bir de çocuğum oldu. İyi bir işim ve mutlu bir evliliğim vardı. Kumralım, 1.70 boyundayım ve 48 kiloyum. Zayıf olmama rağmen biçimli bir popom vardır (pilates sağolsun). Memelerim A-Cup. Belki de vücudumda sevmediğim tek yanım memelerimin küçük olması. Kocamla birbirimizi severek evlendik. Seks hayatımız da çok iyiydi. Tutkulu ve romantik sevişirdik. "-dik" diyorum, çünkü uzun bir süredir sevişmedik. Hikayem de bununla başlıyor zaten.
Hamilelik, doğum vesaire bu işlere mecburi ara verdik. Ama ben hazır olduğumda da kocam bana yanaşmadı. Hatta 4-5 kez de bahanelerle beni reddetti. İlk başlarda anlayışlı olmaya çalıştım ve ona çok kızmadım. Bu sürede de ben mastürbasyon yaparak kendimi tatmin ettim. Pørnø sitelerini, hatta sürekli seks hikayeleri okuduğum bu siteyi de bu dönemde öğrendim. Kocama karşı anlayışlı tavrım ise evlilik yıldönümümüzde değişti. O gece özel bir yemek yapmış, şık ve sexy giyinmiştim. Ama kocam o gece de beni sikmek istemeyince, "Artık beni arzulamıyorsun!" diyerek kavga ettik, ben evden çıkıp en yakın arkadaşım İpek'in yanına gittim. Bütün gece dertleştik.
İpek biraz uzaklaşıp kafa dağıtmanın bana iyi geleceğini söyledi. Ve ertesi gün Bodrumda'ki yazlığımıza gitmek için plan yaptık. Ertesi sabah annemi arayıp çocuğa 2-3 gün bakmasını rica ettim ve evden de bir bavul hazırlayıp yola çıktık. Bu arada İpek benim üniversiteden beri 10 yıllık arkadaşımdı. Benden bir yaş küçük ve bekar. Benim aksime o biraz daha kısa ve kıvrımlı bir vücuda sahip. Gittiğimiz ilk akşam meyhanede dertleştik. Ben sürekli, "Artık güzel değil miyim, tüm doğum kilolarımı verdim, karnım bile dümdüz, kocam beni neden istemiyor?" diye ağladım. İpek de teselli etti.
Ertesi gün tüm gün havuz, güneş, bira takıldık. Akşam da İpek tutturdu eğlenmeye çıkalım diye. "Klüpte erkeklerin ilgisini görünce ne kadar güzel bir kadın olduğunu hatırlayacaksın, keyfin yerine gelecek" diye beni ikna etti. Ben de kocamın beni evlilik yıldönümümüzde reddettiği elbiseyi giydim. Elbise siyah, askılı ve derin sırt dekolteli ve miniydi. Göğüs dekoltesi yok gibiydi, ama sırtım tamamen açıktı. İpek de benim tersim derin göğüs dekolteli mini bir çiçekli elbise giymişti. Akşam 20:00 gibi bir mekana gittik. Zaten tüm gün içtiğimiz için 1-2 birşey içip kendimizi dansa vermemiz uzun sürmedi. Tabi bu sırada bazı erkekler geliyor, bazıları da uzaktan kesiyordu. Hiçbirinden hoşlanmadığımız için yüz vermiyorduk.
Bir ara soluklanıp birşeyler içmek için kokteyl masasına geçince, hemen iki erkek ellerinde içkilerle yanımıza geldiler. İkisi de 1.80-1.85 boylarında, kaslı ve geniş omuzluydular. Hoş vücutları vardı, ama, kısa, dar paça pantolonlu, beyaz yapışan gömlekli, nargileci tiplerdi. Normalde bu tip erkeklerden hiç hoşlanmam, ama nedense o gece gözüme bir hoş geldi ve uzattıklari içkiyi aldım. Yanımıza gelmeden önce zaten bizi paylaşmışlar. Benim yanıma gelenin adı Engin, İpek'in yanına giden de Aslan'dı. Yaşları da en fazla 25 falandır. İpek tiplerden hoşlanmadığını bana kaş gözle anlatıyordu, ama ben anlamamazlıktan geldim ve Engin ile dans etmeye başladık.
İlk başlarda düzgün dans ederken, vakit geçtikçe Engin bana sokulmaya başlamıştı. Arada belimden sıkıca kavrayıp iyice kendine çekiyor, öpüşme mesafesinde dans ediyorduk. Sonra belimi bırakınca ben yine 1-2 adım uzaklaşıyordum. Bu sırada da İpek ile aslan da dans ediyordu, ama İpek aslanın yakınlaşmasına izin vermiyordu. Bir ara ben Engin'in önünde arkamı dönüp dans etmeye başladım. O da hemen götüme sürtünmeye başladı. Dar kumaş pantolonunun altındaki sikinin sertleştiğini hissedebiliyordum. Ben kendimi geri çekmeyince, boynuma, omuzlarına küçük öpücükler kondurmaya başladı. Heyecandan ellerim buz gibi olmuştu.
O sırada İpek gelip, "Tuvalete gidelim!" dedi. Tuvalete gidince de, "Kızım ne yapıyorsun demeyeceğim de, o kadar erkeğin arasında bu tiplerle mi yapacağız?" diyerek kızdı. Ben de, "Merak etme, biraz oynaşacağız sadece, sen istemiyorsan yapma!" dedim ve tuvaletten çıktık.
Yine Engin'in önüne geçip, bu sefer ben sürtünmeye başladım. Engin de cesaretlenip bir elini bacağıma atıp okşamaya başladı. Elini yavaşça elbisemin içine ilerletirken diğer eliyle de mememi okşadı. Eli külotuma doğru ilerleyince elini tutup çektim ve yüzümü döndüm. O an burun buruna geldik ve dudaklarına yapıştım. Barın ortasında deli gibi öpüşmeye başladık. Bu anı en son 10 sene önce öğrenciyken yaşamışımdır. Engin'in de eli hiç boş durmuyor, bu sefer de iki eliyle popomu okşuyordu. Birkaç dakika öpüştükten sonra yine içki molası verdik.
Aslan ve İpek de yakınlaşmaya başlamıştı. Ben yine dans etmek için Engin'in elinden tutunca, belimden kavrayıp kulağıma, "Ben yoruldum burdan, daha sakin bir mekana gidelim!" dedi. Ben de, "Tamam!" deyip toplandım ve İpek'le Aslan'ın yanına gidip, "Biz başka yere geçeceğiz!" dedik. İpek hemen lafa atlayıp, "Biz burda iyiyiz!" dedi. Vedalaşırken de İpek kulağıma, "Dikkatli ol!" diye fısıldadı. Ben de, "Merak etme, ileri gitme niyetinde değilim!" dedim. Ama kulüpten çıkınca, Engin, "Sahile mi gitsek?" diye sorunca, ben, "Direkt sana da gidebiliriz!" dedim.
Engin'in gözleri parladı ve hemen oteline gittik. Odaya girer girmez çantamı sehpaya atıp lavaboya girdim. Çıktığımda Engin gömleğini çıkarmış, tekli koltukta oturuyordu. Minibardan bir viski açıp bardaklarimıza koymaya başladım. Bu sırada da Engin, "Telefonun geldiğimizden beri çalıp duruyor!" dedi. Dönüp elimde bardaklarla yanına geçene kadar telefonumu almış ekrana bakıyordu. Şaşkınlıkla, "Sen evli misin?" diye sordu. Telefonda arayan kocamdı. Ben de bardaklardan birini ona uzatıp, sakince kucağına oturdum ve "Bu gece benim tek kocam sensin!" deyip dudaklarını öpmeye başladım.
Biraz öpüştükten sonra kalkıp önünde yere oturdum. Yavaş yavaş kemerini çözdüm, sonra fermuarını açıp pantolonunu sıyırdım. Sonra da boxerını. Siki dimdik olmuş ve başı da kıpkırmızıydı. Bu sırada da Engin keyifle beni izliyor ve içkisini içiyordu. Ben de bardağımı shot yaptım ve ayağa kalkıp tekrar dudaklarına yapıştım. Biraz öpüşünce Engin de ayağa kalktı ve arkamı çevirdi. Bir yandan sırtımı öpüp bir yandan da elbisemi çıkarttı. Karşısında dantelli külotumla kalınca da bir hışımla yatağa götürdü beni. Yatakta boynumu, memelerimi hatta karnımı bile öpüyor, yalıyordu. Siki bacağıma sürtündükçe heyecanım iki katına çıkıyordu.
Engin yavaşça memelerimden karnıma, oradan da kasığıma geçti. Baldırlarımı öperek külotumu çıkardı ve bacaklarımı omzuna aldı. Sikini yavaşça amıma yerleştirdi. Amım zaten sırılsıklamdı, Engin de zorlanmadan girmeye başladı. Ama siki gerçekten uzundu ve sanki sok sok bitmiyordu. Tamamını içime aldığımda artık yastıkları tırnaklıyordum. Bir müddet durup yavaş yavaş git-gel yapmaya başladı. Ben inledikçe de Engin hızlanıyordu. Birkaç dakikada ben kasılarak orgazm oldum. Ama Engin aynı tempoda devam ediyor, "Aşkım, harikasın, çok güzelsin!" diye inliyordu. Ben tam ikinci kez orgazm olurken de yavaşlar gibi oldu, ama sonra sikini çıkarıp misyoner pozisyonunda sikmeye devam etti. Toplam yarım saatten fazla siktikten sonra inleyerek içime boşaldı. Ben de 4 kez orgazm olmuştum. Engin sikini amımdan çıkardığında halen dimdikti.
Biraz soluklanıp birer viski daha içip öpüştük. Engin, "Bebeğim senle anal yapmak istiyorum!" diye kulağıma fısıldadı. Ben de yatakta doğruldum ve önünde domalıp, "Bu gece seninim canım, beni istediğin gibi becer!" dedim. Engin de hemen arkama geçti. Önce biraz götümü dilledi. Bu sırada da durup durup bana iltifat ediyordu. Sonra da sikinin başını yavaşça götüme dayayıp sokmaya başladı. Amıma yaptığı gibi hızla sokamıyordu. Hepsini oktuktan sonra da yine önce yavaş sonra hızlı tempo sikmeye başladı. Ben hem acıdan hem de zevkten çığlıklar atıyordum. Engin de, "Harikasın, dayanamıyorum sana, müthişsin!" diye diye boşaldı. Bu sefer maksimum 10 dakika sürmüştü.
Nefes nefese yanıma yattı. Bir içki molasından daha sonra bu sefer ben hareketlendim ve inmiş sikini yalamaya başladım. Engin de hafifçe doğrulup sırtını yatağın başlığına vermiş, anın tadını çıkarıyordu. Siki saniyeler içinde yine dimdik olmuştu. Sikini tamamen ağzıma alıyor, taşaklarını emiyordum. Bir ara bir fotoğraf sesi duyunca fırladım. Engin elinde telefon, fotoğrafımı çekmişti. Refleksle elinden telefonu kapıp, "Napıyorsun sen?" diye çıkıştım. "Birşey yapmadım, bizim Aslan'a atacaktım fotoğrafı!" dedi panikleyerek. Tabi ben fotoyu göndermeden sildim. Engin de, "Özür dilerim, kötü niyetim yoktu. İpek bu salağı mekanda bırakmış gitmiş. Bu da tek başına odasındaymış. Azıcık kıskandırayım, hem de o da bakarak 31 çeksin diye atacaktım. Söz bir daha telefon falan yok!" dedi.
Ben de, "İpek de ayıp etmiş, şimdi Aslan'a üzüldüm. O zaman onu da çağır da yazık tek başına sıkılmasın!" dedim gülerek. Engin bu dediğime çok şaşırdı, "Bak çağırıyorum?" diye tekrar tekrar sordu. Ben, "Çağır, ciddiyim!" deyince de mesaj atıp çağırdı. Viskimiz bittiği için gelirken de viski getirmesini istedik. Bu sırada ben de duşa girip çıktım. Benden sonra da Engin girdi.
Ben bornozla uzanırken kapı çaldı ve Aslan geldi. Elinde birazı içilmiş viski şişesi yalpayalarak odaya girdi. Şöyle bir beni baştan aşağı süzdü. Hiçbir şey demeden bornozumun önündeki kuşağı çözüp beni sertçe duvara dayadı. Eğilip memelerimi öpmeye, ısırmaya başladı. Sanki sevişmiyor, ayı gibi saldırıyordu. Ben acıyla bağırınca da dudaklarıma yapışıyordu. Hayatımda ilk defa böyle bir sevişme yaşıyordum. Onu odaya ben çağırmıştım, ama sanki zorla girmiş gibi davranıyordu. Bir yandan memelerimi yalayıp yutarken, bir eliyle de amımı parmaklamaya başladı...
Sonra pantolonunun fermuarını açıp sikini çıkardı ve amıma tek seferde soktu. Yavaş yavaş git-gel yapıyordu, ama sertçe yapıyordu ve canımı acıtıyordu. Sanırım siki Engin'inkinden kısaydı ama daha kalındı. Bu şekilde sikişirken Engin de duştan çıktı ve yatağa uzanıp bizi izlemeye başladı. Benim için de acıyla zevk birbirine karışmış ve orgazm olmuştum. Aslan da bir yandan sikiyor bir yandan viski şişesini bir tepesine dikiyor, bir bana içiriyordu...
Beni ayakta 15 dakika falan siktikten sonra Aslan içime boşalıp gidip yatağa uzandı. İkisi de yatakta yanyana çırılçıplak yatmış, ben üstümde bornozla önüm açık dikilirken bana bakıyorlardı. Ben de ne yapacağımı bilememiştim. Sessizliği Aslan bozdu, "Kanka bu nasıl güzel karı böyle ya, ben hayatımda bunun gibisini sikmedim!" dedi. Engin de, "Kardeşine dua et, bak seni de çağırdım!" dedi. Sanki ben yokmuşum gibi konuşuyorlardı. Engin bana, "Canım, bak misafirimizin siki inmiş, yardımcı ol!" dedi. Aslan da heyecanla, "Yok artık, sakso da mı çekiyor?" dedi. Ben de bir şey demeden bornozumu çıkarıp yatağa geçtim ve Aslan'ın sikini ve taşaklarını yalamaya başladım...
Bu sırada yine ben yokmuşum gibi konuşmaya devam ediyorlardı. Engin, "Kanka bu gece sabaha kadar her deliğini sikeceğiz, merak etme!" diyor, Aslan da, "Yok şöyle sikeceğim, böyle sikeceğim!" diye konuşuyordu. İkisi ben 5 dakika yalayana kadar koca şişe viskinin çoğunu içmislerdi. Sonra Engin saçımdan tutup kafamı sikine yöneltti. Aslan da kalkıp kalkıp arkama geçip, "Domal bakalım!" dedi. Ben de dediğini yaptım. Önümde Engin'in sikini yalarken, Aslan da sikini götüme geçirmeye çalışıyordu. Ama o kadar hızlı sokmaya çalıştı ki, canım yandı ve ve kendimi kasıp girmesini engelledim. Aslan da ilerleyemedikçe daha sert sokmaya çalışıyordu. Benim de gözümden yaşlar akmaya başladı ve Engin'in sikini de yalamayı bıraktım. Arkamda Aslan, "Kasma kendini, serbest bırak!" diyerek popomu şaplaklıyor, Engin de sikiyle yüzüme vurup, "Hadi yala!" diye kızıyordu.
O an kendime, (Ben burda napıyorum?) diye sordum. Bir saat önce bana tapan Engin, Aslan'la birlikte ayıya dönmüş, bana orospu, köle muamelesi yapıyordu. Ama ben de itiraz etmek yerine dediklerini yapıyordum. Ben kendimi biraz serbest bırakınca Aslan götüme sikini komple geçirdi. Ben çığlığı basınca da Engin ağzıma sikini soktu. Aslan, "Kanka beli çok ince, kırmayalım!" deyip güldü. Engin de, "Valla ben sikerken öyle bir kasıldı ki, tüm kaburgaları sayılıyordu. O an kırılmadıysa bir daha kırılmaz!" dedi gülerek. Böyle konuşmalarından hem rahatsız oluyordum, ama bir yandan da orgazm olmaya devam ediyordum...
Aslan içime boşalınca yer değiştirdiler. Engin götümü sikiyor, ama bir türlü boşalmıyordu. Aslanın siki kalkınca yatağa yattı ve üstüne çıkmamı söyledi. Engin de sikini götümden çıkarınca dediğini yaptım ve Aslan'ın sikinin üstüne oturdum, amıma aldım. Sonra Aslan beni sıkıca kucakladı, göğüslerimiz birbirine değiyordu. Popom açığa çıkınca da Engin arkama geçip götüme sokup sikmeye başladı. Şimdi içimde iki yarak vardı, biri amımda, biri götümde. Ben deli gibi inliyor, ardı ardına orgazm oluyordum. Engin ve Aslan ise hiç konuşmadan, sanki makina gibi sikiyorladı...
Sonunda ikisi de boşalınca kalktılar ve yer değiştirdiler. Artık benim halim kalmamış, tüm kaslarım ağrıyordu. Kendimi onlara teslim etmiş, bitirin de yatalım modundaydım. Yarım saat kadar siktiler, ama bu sefer boşalmadan üstümden ve altımdan çekildiler. Ben şimdi hangi pozisyonda yapacağız diye onlara bakarken, kalktılar ve karşımda 31 çekmeye başladılar. Ben ne oluyor demeye kalmadan da yüzüme boşalmaya başladılar. Yüzüm, gözüm, dudaklarım, saçlarım hep döl olmuştu. Aslan sikinde kalanları ve eline bulaşanları memelerime siliyordu. Yüzümden akan döller de boynuma süzülüyordu. İkisi de kahkahalarla bana bakıyordu...
Ben de fırlayıp banyoya girdim ve yarım saate yakın duş alıp temizlendim. Duştan sonra odaya geçtiğimde ikisi de halen uyanıktı. "Gel bakalım!" diye beni yatağın ortasına aldılar. Biri bir yanımda, diğeri öbür yanımda yatıyordu. Bornozumu çıkarıp soydular. Sakin sakin oynaşmaya başladılar. Kimi kolumu öpüyor, kimi göbeğimi. Ben, "Artık yeter, ben uyumak istiyorum!" dedim kararlı bir tavırla. Engin de, "Canım sen yoruldun mu, iki yarrak çok mu geldi?" diye güldü. Aslan hiç oralı olmadan mememi öpüp yalıyordu, sonra bir anda fırlayıp, "Lan ağzıma bir şey geldi, bu ne?" diye bağırdı. Mememi emince sütüm gelmişti. Ben bir şey demedim. Engin de hemen, "Ne o lan?" diyerek mememi emmeye başladı. Sonra da, "Lan memeden ne gelir, süt işte, baksana!" diyerek emmeye devam etti. İki sarhoş bir süre daha memelerimle oynadıktan sonra üçümüz de sızdık...
Sabah da ikisi uyurken yavaşça kalkıp giyinip gittim. İpek'e, üçlü yaptığımızı anlatamadım, ama Engin'le seviştiğimi anlattım :)
[Tuğçe]
217 notes · View notes
sertsiken0606 · 29 days ago
Text
Selamlar herkese ben geldim iyiki benim gibi sekse aç insanlar topluluğu var. Benim ismim Büşra 32 yaşında Konya Ereğli de yaşayan aslında hiç alakam olmamasına rağmen fetö yüzünden öğretmenlikten atılan seks delisi bir kadınım. 158 boyum var 95 numara sütyen kullanırım gayet güzel alımlı bakımlı biriyim. 2013 yılında evlendik kocam olacak adi ile bilmiyordum fetö nün abilerinden olduğunu Twitter da tanıştık daha önce sevistiğim erkekler çoktu bakire değildim kabul ederim dedi 3 ay içerisinde nişan nikah yapıldı evlendik her hafta sonu cumadan pazartesi sabaha kadar yataktan çıkmazdık Allah'tan çocuk için daha erken diye hep korundum . 15 temmuz da polis baskını olduğunda anladım amma salakmışım hem işimden oldum hemde hayatımda yemediğim hakaretlere maruz kaldım.
Şuan Konya Meram da özel bir okulda devam ediyorum öğretmenliğe sizlere anlatacağım hikaye öğrencilerimden Rümeysa nın babası Hüseyin beyle yaşadığım seks hikayesi.
Rümeysa lise 12 sınıfı okuyor annesi ve babası boşanmış anne başka bir erkekle birlikte nikahsız yaşıyor bu yüzden baba Rümeysa yı anneye göstermiyor okulda ki eğitimimiz %100 öğrenci odaklı tek tek ilgileniyoruz öğrencilerimizle Rümeysa tıp fakültesine girmek istediğini her zaman söylüyor ama sınav heyecanını bir türlü yenemiyordu babasını aradık konuştuk evde cumartesi pazar günleri teke tek sınava hazırlamaya karar verdik 3 hafta geçmişti evlerine gitmeye başlayalı okul ev işleri derken birde Rümeysa nın özel dersi yüzünden seks ihtiyacımı giderememiş ve klitoristimin üzeri iyice şişmişti o gün hava güzeldi kot pantolon üzerine sütyen takmadan silikon meme ucu kapatıcı takıp tişört giyindim ben bile ayna karşısında amımın şiştiğini görüyordum Rümeysa nın evine gittim kapıyı babası açtı adam direkt bacak arama baktı o an Hüseyin in altında olmayı tercih ederdim biz derse başladık her zaman işinin başına giden Hüseyin bey bugün evde duruyor bizi arada bir kontrol ediyordu derse adepte olamıyordum Rümeysa nın önüne son 5 yılın sorularının bulunduğu kitapçığı bıraktım sana 2 saat süre hiç bir şekilde odaya girmeyeceğim ve babanı da odaya sokmayacağım dedim odadan çıktım fazla lüks olmasada gayet güzel bahçeli müstakil küçük bir villa ve müştemilatı olan 1 gecekondu vardı bahçe içinde mahsustan bahçeye çıktım Hüseyin de peşimden geldi selamlaştık konuşmaya başladık ilk defa bu kadar uzun konuşuyorduk müştemilatın önünde çok özenle yapılmış bir salıncak ve tahtiravalli vardı el emeği ile yapıldığı belli oluyordu birden aklıma önünde domalıp popomu sürtmek geldi düsündüğümü gerçekleştirdim oda hemen kalçamı okşadı sikini popoma dayadı doğrulurken elimi arkaya atıp sikini pantolonunun üzerinden okşayıp sıktım elimden tutup beni müştemilatın içine aldı ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık , öpüşürken Hüseyin benim tişörtümü ve pantolonumu indirdi bende Hüseyin in elbiseleri çıkarttım ufff bu ne böyle uzun kalın damarlı ve muz gibi yamuk bir siki vardı ayakta biraz öpüştük yavaşça aşağıya indim sikini ağzıma almaya çalıştım ancak sivri ucu giriyordu bende yalamaya başladım beni kaldırdı tek kişilik yatağa yatırdı sikini ağzıma verdi zorlayarak ağzıma verdi desem yeridir, o da benim klitorisimden aşağılara doğru diliyle badana yapıyordu dili de siki gibi muhteşemdi ilk boşalmamı yaşamıştım çığlık çığlığa boşalıyordum ağzıma elini kapattı altından kalktım sikinin üzerine oturdum daha önce belki 20 erkekle yatmıştım ama ilk defa bu kadar zorlayarak içime bir erkeği alıyordum yamuk olduğundan mı yoksa uzun süredir erkeklerle birlikte olmadığımdan mı dır tam bilmiyorum ama baya bir zor aldım içime ama komple içime aldıktan sonra rahatlamış ve hızlı hızlı oturup kalkmaya başladım gerçekten çok uzun bir süre olmuştu bir erkek tarafından sikilmeyeli dayanamadım ve 2 boşalmayı yaşıyordum Hüseyin birden benim altımdan kalktı sikini amıma soktu pompalamaya başladı ben daha fazla sok küfret bana diyordum ama beni dinlemiyordu sikini birden amımdan çıkardı ağzıma verdi bütün döllerini yutturdu bana
Sonra memelerimi okşayarak sikini arasına sokup ağzıma verdi bu adam işini iyi biliyordu gerçekten de daha önce hiç yaşamadığım ilkleri yaşıyordum ne yapacağını anlamıştım bu sefer sikini göt deliğime dayadı ama olmaz dedim ilk kez sikilecektim ve bağıracağımı biliyordum 1 gün sonra dağ evinde sikişmek için sözleştik giyinip müştemilattan ilk ben çıktım . Rümeysa nın yanına gittim 2 saat geçmişti baktım çözdüğü sorulara tamamı doğruydu .
Ertesi gün Rümeysa nın yanından çıkarken elime bir araç anahtarı verdi Hüseyin 15 dakika sonra okulun önünde ol yazılı birde not vardı araca binip okulun önüne gittim lüks bir jip yanımda durdu aracı kilitle bununla gidelim dedi bindim yola çıktık bir ormanlığın kenarına geldik hepsi birbirinin aynısı müstakil evlerin bulunduğu bir siteye girdik arabayı park edip içeri girdik hemen öpüşmeye başladık bir taraftan soyunuyor diğer taraftan birbirimizin elbiselerini çıkarıyorduk artık iyice sabırsız bir şekildeydim sanki ilk defa yarak yiyecek bir kız çocuğu gibiydim gerçekten anal seks yapmayı çok istiyordum kremi uzattım kendi sikine ve benim göt deliğime sürdü dayadı yavaş yavaş bastırıyordu hissediyordum canım yanıyordu ama eliyle amımı okşadığı için zevke karışık bir acıydı.
Bir saate yakın sikti beni boşalacağı zaman içimden çıktı memelerimin arasına sokup ağzıma doğru boşaldı. O gün akşama kadar beni hem götünden hem amımdan sikti. 3 ay kadar ilişkimiz devam etti birgün okul tatil edilmiş iş yerine gittiğimde sekreteriyle sevişirken yakaladım o günden sonra erkeklere güvenim kalmadı.
129 notes · View notes
klavyemkavalyemolsa · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Beyefendiyle evlendik.
82 notes · View notes
edapostblog · 9 months ago
Text
Evlendik de halt ettik!🙈 bak kadın 70 yaşındayım diyor 🙃 gerçi benim için de 70 yaşında diye laf çıkardılar da...😉😁 Az söylemişler!! 😁🤣
@s-b-l Sibel Sen beni biliyorsun değil mi canım beni gördün 70 yaşındayım demi😉🤫😜
84 notes · View notes
potikare · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
|16.07.2023
biz evlendik👰🏻‍♀️🤵🏼
375 notes · View notes
98-tm · 18 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Arkadaşlar biz evlendik...
🫠✨️🥹🫶🏻💫
06.04.2025
@sinopbeyefendisii 🤍
15 notes · View notes
sexcxsblog · 2 years ago
Text
KAYNIM BENİ BOZDU
Ben Nurgül kaynım ile olan birlikteliğimizi anlatıcam. 20 yaşında görücü usulü ile Mithat ile evlendim. Ne ben istekliydim ne de o. Mithat daha önce evlilik yapmış. Karısını çok erken yaşta kaybetmişti. Ailesine eğer tekrardan evlenirse üstündeki bu buhrandan kurtulacağını düşünüp tekrar evlendirmişler. Kendisi benden 7 yaş büyüktü. Düğündü kınaydı derken evlendik. Ama Mithat benim yüzüme hiç bakmıyordu. Evde sanki hizmetçi gibiydim. Eli elime değmiyordu. Bende kaybı yüzünden pek üstüne gitmiyordum. Zamanla her şeyin düzeleceğini düşünerekten fazla kafa yormuyordum. Aylar geçti her şey aynıydı. Mithat sabah erken işe gider. Kendisi tır şoförüydü. Bazen birkaç gün bazen de bşr hafta sonra eve gelirdi. Her gelişinde sarhoş olur. Uyuyana kadar ağlardı. Bu duruma çok üzülüyordum. Ama elden bir şey gelmiyordu. Bu geç gelmeler artınca kadın başıma evde yalnız kalmama kayınpederim razı gelmedi. Mithatın abisini bizim eve yolladı. Kazım abi Mithat a göre daha güleryüzlü daha cana yakındı. Bazen samimiyetini aşacak el şakaları yapardı. Ben bazen rahatsız olsam da evde ses olduğu için gıkımı çıkarmazdım. Evleneli 2 ay geçmişti ama ben hala bakireydim. Bu durumu kimse bilmiyordu. Körpe bir gelindim. Kocam erkenden işe gider. Ben kazım abi ile yemek yer sohbet ederdik. Kazımın belirli bir işi yoktu gündelik işlere giderdi. Onun dışında hep beraberdik. Zamanla birlikte vakit geçirince kazımda daha rahat etmeye başladı. Küfürler,temaslar evin içinde boxerla gezmeler. Bazen boxerın önündeki o şişkinliği görünce ağzımın suyu akardı. O rahat olunca bende rahat davrandım tabi onun kadar değil. Evde sabahlığımla dolaşırdım. Göğüslerim belli olurdu. Kazım abi de gözlerini benden alamazdı. Onu tahrik etmek çok hoşuma gidiyordu. Arada sürtüşmeler oluyor acayip zevk alıyordum. Günlerden bir gün görümceme ziyarete gittik. Ev çok kalabalıktı ve bende aşırı bunalmıştım. Kazım abiye sıkıldığımı hava almak istediğimi söyledim. O da gel bşraz dolaşalım dedi. Tam çıkarken görümcem bebeğini bşraz gezdirmemizi söyledi. Aldık yanımıza arabayla geziyorduk. Ben ve görümcemin bebeği arka koltuktaydık. Biraz muhabbet ettikten sonra bebek ağlamaya başladı. Ben susturmaya çalışıyordum ama asla susmuyordu. Ordan kazım abi
-aç olmasın Yenge
-bilmem ki
-açtır açtır emzirsene
-abi bende süt yok ki
-olsun belki öyle susarda uyur
Giydiğim gömleğin düğmelerini açtım ve südyenimi aşağı çektim. Kazım abi aynadan Benim dolgun mememe bakıyordu. Bebek hemen yapıştı mememe.
-emiyor mu Nurgül
-evet abi
-şuna bak kimsenin dokunmadığı memelerime bir bebek açılış yaptı
-ne dedin yenge
Kahretsin sitem ederken bşraz sesli söylemiştim. Kaynım duymuştu. Ama haksız da sayılmazdım.
-valla şanslı kerata ya. Bebek olmak istedim şuan resmen
-süt gelmiyor ki
-süt için değil ki o güzelim memeler için
-ya abi deme öyle şeyler
-ne kızım doğruları söylüyorum valla benim senin gibi karım olucak ufff
Devamını getirmedi. Ben de aşırı heyecanlandım bu dediğinden.
-napalım abi kader işte ona böyle talih kuşu kondu ama acısından gözü hiçbir şey görmüyor
-sokayım onun acısına böyle bir karı bulmuş acı mı kalır
-ne sen sor ne de ben anlatayım abi. Kaç ay oldu eli elime değmedi. Üstüne de varmıyorum ama sizinkiler torun ister. Benim kusurlu olduğumu düşünürler hamile kalmazsam
-kocan asıl kusurlu olan benim güzel yengem. Şimdi kalkıp siksem seni 10 tane çocuk doğurursun evelallah. Bozma sen moralini
Bu cümlelerden sonra kazım abi daha da hoşuma gitmeye başladı. O sırada çocuk ağlayınca onu görümceme bıraktık eve döndük. Eve giderken de kazım abi bu konuyu tekrar konuşalım dedi.
278 notes · View notes
sissycan · 29 days ago
Text
Orospu Ruhlu Karım! (1) (Ahmet 26 Y., İstanbul)
Arkadaşlar merhaba, ismim Ahmet, 26 yaşındayım, İstanbul'da yaşıyorum. Sizlere, deli gibi sevdiğim karım İrem'i nasıl kendi ellerimle ortalık orospusu yaptığımı, gıcık kaptığım sevmediğim adamların kucağına atıp siktirdiğimin hikayesini anlatacağım.
İrem ile lisede tanışmıştık. Hani hep sosyal medyada görürüz ya, ilk sevgilisiyle evlenenler, biz de onlardan biriyiz. Daha lise birinci sınıfta birbirimizi görüp aşık olduk, üniversiteler sonrasında hemen evlendik. İkimiz de doğma büyüme İstanbul'luyuz. Ben devlet üniversitesini okurken, İrem tam burslu bir özel üniversite kazandı. Yine İstanbul'daydık, ayrılmamıştık, zaten ailelerimiz de tanışmıştı, o yüzden nişanlı gibiydik.
Bu üniversite zamanlarında arkadaş ortamlarımız ister istemez bulunduğumuz üniversiteye göre değişti, özellikle İrem'in çevresinde. İrem, çok zengin ailelerin çocuklarıyla arkadaşlık kurdu ve içlerinden Seda ve Melis ile çok yakındı. Üniversiteler bitince hemen evlendik ve ilk kez gerdek gecemizde seks yaptık. Lisede arada bir kaçamak olarak öpüşme, elleşme gibi şeyler yaşadık, ama daha önce hiç seks yapmamıştık. İlk seksimizi yaptığımızda ikimiz de 23 yaşındaydık. Üniversitedeyken İrem birçok kez istemişti, ama ben özel olsun diyerek beklemiştim. Normalde erkekler ister, kızlar bekleyelim derdi, ama bizde tam tersi oldu, İrem çok istiyordu.
İrem çok güzel bir kadındır. Onu sürekli kıskandım, bütün erkeklerin gözleri üzerindeydi, bu lise hayatımızdan beri böyleydi. Birbirimize olan aşkımız sayesinde de İrem'in hiçbir erkeğe başka bir gözle baktığını görmedim. Kendimi hep çok şanslı hissettim, öyle bir güzel kadınla evli olmak her erkeğe nasip olacak bir durum değildi. Ama başa da belaydı, çünkü çevredeki bütün erkeklerin ona bakışları, bir de yanında beni görmeleri (Ya bu kız bu adamla mı birlikte?) gibi algılar yaratılması beni çok rahatsız ediyordu.
Özellikle İrem'in sosyal medya hesaplarına bir çok erkeğin salça olması, DM'den mesajlar göndermesi beni aşırı rahatsız ediyordu. Hatta bu yüzden arada bir kavga bile ediyorduk. Sonraları hesabını gizliye almasını istedim kendisinden. Çevrede o kadar iğrenç, pis herifler var ki, İrem'in profilinde evli olduğunu belirtmesine rağmen sürekli taciz ediyorlardı.
Bu pis heriflerden biri de Melis'in kardeşi Hakan. Ve tabii onun yakın arkadaşı Onur. Bu ikisi aynı zamanda İrem'in üniversitedeyken sınıf arkadaşlarıydı. Ne zaman onlarla bir ortama girsek İrem'e yiyecekmiş gibi bakıyorlardı. Beni aşırı rahatsız ediyordu bu durum. O yüzden birçok kez onlarla aynı ortama gitmesini istemedim ve bu yüzden çok kavga ettik. Çünkü bu Hakan da Onur da çok zengin, yakışıklı piçler, vücutları spor yaptıkları için de çok iyiydi, yani İrem'i etkiliyorlardı. İrem'in onlara bakışından bunu anlayabiliyordum.
Ama yine de İrem'in bana olan sevgisinden hiç şüphem yoktu. Zaten neredeyse bütün kadınlar bu iki adama karşı böyle bakardı. Adamlar doğuştan şanslılardı. Neyse ki evlendikten sonra artık kendi hayatımıza döndüğümüz için, İrem Melis'lerle Hakan'larla eskisi kadar görüşmüyor, buluşmuyordu. Bizim hayat tarzımız, yani maddi durumumuz artık onların bulundukları ortama yeterli olmuyordu ve İrem de bunun farkında olduğu için beni de bu konuda üzmemek, mahcup etmemek adına onlarla daha az görüşüyordu.
Evliliğimizin ilk yılı İrem ile sürekli seks yapıyorduk. Ben karımın libidosunun bu kadar yüksek olacağını beklemiyordum. İkinci yılımıza girerken biraz borçlarımız birikti, zaten ev kiraları da çok yükseldi. Ekonomi malum, aldığımız maaşlar ay sonuna yetmiyordu. Evlendiğimiz dönemde çok masraf yapmıştık, özellikle düğün, takılar falan hepsini ben kredi çekerek yapmıştım, onların da vadeleri geldiği için çok zor dönemler geçirmeye başladım. Üstüne bir de bir arkadaşımın bok yemesi ile kumarla tanıştım. Kredi çekip kumarda da epey para kaybettim.
Bunu İrem'e söyleyemezdim, ama borçları da kapatmam gerekiyordu. En azından kredinin birkaç taksitini kapatabilirsem rahatlayabileceğimi düşündüm. Bunun için sağdan soldan borç para almaya başladım. Yakın arkadaşlarımdan alırsam en azından banka gibi peşime düşmezler, müsait olduğum zaman ödememi yaparım, borcumu kapatırım diye düşündüm. Benim gibi bütün yakın arkadaşlarımın durumu aynıydı, kimseden yüklü miktarda borç alamıyordum.
Aklıma Melis'in kardeşi, daha doğrusu ikizi Hakan geldi. Her ne kadar piç biri olduğunu söylesem de, ailesi çok zengindi. Zaten aile şirketinde müdür statüsünde çalışıyordu. Her ne kadar ondan gıcık kapsam da ihtiyacım olan para onun için hiçbir şeydi ve aramızdaki hukuk ondan borç isteyebilecek kadar vardı. Yıllardır tanışıyoruz sonuçta.
Son çare Hakan'ı aradım. Beni ofisine davet etti. Tabii tüm bunları İrem'den gizli yapıyordum, Hakan'dan da aramızda kalmasını rica etmiştim. Ailesinin inşaat ve mimarlık üzerine ofisi vardı, yani bir Holding gibiydi, 4-5 katlı çok güzel bir ofisleri vardı. Şirketin sahibi babaları Eşref beydi. Hakan'a, biraz sıkışık olduğumu, paraya ihtiyacım olduğunu söyleyince, bana çok sıcak şekilde davranıp, "Tabii yardımcı olurum Ahmet, ne kadar lazımsa söylersen vereyim!" dedi. Hiç de egosu falan yoktu, epey şaşırtmıştı beni. Hatta istediğimden daha fazlasını verdi ve "Kalsın, ihtiyacın olursa kullanırsın!" dedi. Bu verdiği para beni en az 4 ay kurtarırdı. Aşırı mutlu olmuştum.
Aradan birkaç ay geçti, ben paramı toparlamak yerine üstüne daha da kaybetmeye başladım. Bir yeri kapatıyorum, diğer taraftan borç geliyor, arkadaşlarım aldığım küçük borçlar için arayıp soruyorlardı. Her akşam sürekli telefon çalınca İrem de şüphe etmeye başladı, sorular sorup hesap kitap yapmaya başladı. Bu süre zarfında İrem'i de epey boşlamıştım, ilgilenemiyordum özellikle yatakta. Zaten çok iyi değilim yatakta ve birkaç aydır stresten, üzüntüden, uykusuzluktan daha kötü oluyordum, sikimi kaldıramıyordum bile. Mavi haplar bile etki etmiyordu. İrem'in libidosu yüksek olduğu için resmen yanıyordu, ama ben söndüremiyordum o yangını.
Evliliğimi kurtarmam lazımdı, tek çare borç verdiği günden beri bir kere arayıp parasını sormayan Hakan'ı yine aramaktı, ondan terkrar borç alabilirdim. Zaten borç para aldığımız günden beri, yani 4-5 aydır artık çok sık görüşmeye başladık. Özellikle Melis İrem'i sürekli çağırıyordu, ben de ses çıkarmıyordum. İrem ne zaman Melis'lerden sonra eve gelse daha da azgın oluyor, benimle sevişmek istiyor, ama olmuyordu yani.
Hakan'ı aradığımda beni yine ofisine çağırdı. Babaları Eşref beyle de ilk kez o gün tanıştım. 60 küsür yaşında, yaşına göre gayet fit ve karizmatik bir adamdı. Beni tanıyormuş gibi selam verdi, aslında ilk defa tanışmıştık. Yani kendisini tanıyordum, ama onun beni tanıması şaşırtmıştı beni. Hakan'ın odasına girdiğimde, "Baban beni nereden tanıyor?" diye sordum. Hakan, "Babam İrem'i tanıyor. Az önce de senin hakkında konuşuyorduk, üstüne sen geldin!" dedi. Ben, "Ne konuşuyordunuz? Bana borç verdiğinden falan bahsetmedin değil mi?" dedim. "Yok yok, babama bir görüşmem var dedim, kiminle olduğunu sordu, ben de seni söyledim!" deyip geçiştirdi Hakan.
Durumumu tekrardan açıkladım Hakan'a, yine rahatça para alacağımı düşünüyordum. Hakan ise bu sefer ilk başta yapacağını düşündüğüm şeyi yaptı, beni biraz tersledi. Tabii ben aşırı mahcup olmuşken, bana, "Bunu bir şekilde çözeriz, hatta bir önceki borçlarını da sileriz, bundan sonrakileri de sileriz!" dedi. Ben nasıl çözeceğimizi merakla ve şaşkın şaşkın beklerken, Hakan, "Bir akşam İrem'le benim eve yemeğe gelin!" dedi. Tabii ben halen anlayamamıştım, "Ne demek istiyorsun?" diye şaşkın şaşkın bakıyordum.
Hakan, "Anlamana yardımcı olayım!" diyerek telefonundan bir video açtı. İzlediğimde beynimden vurulmuşa döndüm. Hakan İrem'le öpüşüyordu! Yerimden fırladım hemen, üstüne atladım. Hakan, "Dur sakin ol!" dediyse de, ben bağırıp küfür etmeye başlayınca içeri güvenlik girdi. Aynı katta ofisi olan Melis de bu sesleri duyunca gelmişti. Güvenlik beni tutup çıkarmak istedi, ama Hakan, "Birşey yok, sakin ol!" diyerek beni koltuğa oturttu. Sonra da, "İrem'e birşey yapmadım, sadece öpüştük!" dedi.
Hakan'a, "Ne diyorsun lan ibne?" diye ona kızıp bir yandan da, "İrem bana bunu nasıl yapar?" diye söyleniyordum. Hakan, "İbne olan sensin lan, kızı doğru düzgün sikemiyormuşsun, kız yarak diye yanıyor, ona rağmen bir şey yapamadık, al izle!" dedi ve telefonu kucağıma fırlattı. Video Melis'in evinde çekilmişti, birkaç kez gitmiştik, evini iyi tanıyorum. Koltukta Hakan karımın dudaklarına yapışmış, eli de karımın bacaklarını okşuyordu, ama karım rahatsız oluyor, öpücüklerinden kaçıyordu. Sonra karım (Yok ben yapamam!) deyip bir hışımla kalktı, sonra da video bitti. Bu videoyu çeken Melis de yanıma oturup yüzümün halini görünce, "Çok da üzülme, zaten İrem'e yetmiyormuşsun, gerçek bir erkekle tanışması zamanı geldi!" dedi. Meğer karım Melis'e neler neler anlatmış!
Hakan pis pis sırıtarak, "Evet yaa, yazık İrem'e!" dedi. Yani yatakta çok iyi değilim doğrudur, ama karımın bunu Melis'e anlatacak kadar kötü olduğumu düşünmüyordum. Hakan, "Senin derdin zaten para, karının da derdi gerçek bir erkekle olmak. İkinizin de derdini çözeceğiz!" dedi. Melis elini bacağıma koyup gözüyle de benim siki işaret ederek, "Belki başka sorunları da birlikte çözeriz!" dedi sonra da göz kırptı. Hakan ise kız kardeşinin bu tavırlarına sadece sırıtıyordu.
Borç batağındaydım ve bankalara da çok borcum vardı. Benim sessiz kalmam onları cesaretlendirmişti, Melis Hakan'a, "O zaman Onur'la Seda'yı da arayalım, bu akşam benim evde toplanalım!" dedi. Ben, "Onlar ne alaka?" diye sordum. Meğer bunlar bildiğimiz Swinger ilişkiler yaşıyorlarmış. Onur ile Seda nişanlılardı. Hakan Seda'yla, Onur da Melis'le yatıyormuş ve bunu da karım biliyormuş ve içten içe onlara katılmak istiyormuş.
Hakan, "Gördün zaten İrem'i, hem bu ilk öpüşmemiz de değil, hatta sadece benimle de değil, Onur ile de çok öpüşmüşlüğü var, taa üniversiteden beri. Seninle nişanlandıktan sonra da yanımıza gelmeye devam etti. Hatta bir keresinde sarhoşken benimle yatmak istediğini bile söyledi. Ama engel olarak sen varsın, sana olan sadakati onu son dakikada engelliyor. O yüzden İrem'i kucağıma sen atacaksın. İnan bu anlattıklarım az bile, sen İrem'in ne kadar azgın olduğunu bilmiyorsun!" dedi. Bana olan sadakati ha? Üniversite zamanları ha?
Hakan ve Melis plan yapmışlar. Karım benim böyle açık ilişkileri kabul etmeyeceğimi düşünürken Melis sürekli benim hakkımda (Kabul eder!) diye konuşuyormuş. Aslında daha borç aldığım ilk günden beri bu iki kardeş planlarını hazırlamışlar. Beni ellerine düşürmüşlerdi. Hakan yıllardır İrem'in peşindeydi zaten.
Melis, "Bu akşam benim evde toplanalım o halde!" dedi. Hakan da, "Merak etme istediğin parayı alacaksın, sen sadece bize ayak uydur yeter!" dedi. Büyük bir eziklikti benim için. Resmen mahvolmuştum. Çok sevdiğim karımı bu piçin sikmesine razı gelecektim. Kumar yüzünden borç batağındaydım, karıma bunu nedense açıklamaktan korkuyordum. Beynim o zamanlar çalışmıyordu, tam bir gerizekallıydım, yani karıma (Kumar oynadım, Hakan'a borçlandım!) demek yerine borcumu kapatıp bunu gizli tutmak için onu Hakan'ın kucağına atmaya razı oluyordum. İşin kötüsü, karım zaten Hakan'ın kucağındaydı. Karımı biraz daha zorlasa istediğini zaten alırdı.
Bu orospu çocuğu Hakan önüme bir önceki aldığım kadar para koyup, "Sen benim dediklerimi yap, İrem'i cesaretlendirsek yeterli, gerisi bende!" dedi. Bunların planlarına göre bu akşamki buluşmada gavat gavat konuşarak İrem'i cesaretlendirecektim, sonra onu Hakan'ın kucağına atacaktım. Neyse ki tek gavat ben olmayacaktım. Bu beni biraz rahatlatmıştı, çünkü Hakan kız kardeşi Melis'i Onur'a, Onur da nişanlısı Seda'yı Hakan'a siktiriyordu. Biz de bu Swinger ortama katılacaktık. Tabii ben kendime de pay çıkartırım, en azından Melis'i ve Seda'yı sikerim diye düşünüyordum. Melis de Seda da güzel hatunlardı yani. Ah ah!
Hiç unutmam, cumartesiydi, akşam için yemek planı ayarladılar. Karım kendisine çok yakışan bir elbise giymişti, sanki akşam ne olacağını biliyormuş gibi giyinmişti, çok sexydi. Melis'in evine gittik. İstanbul'un en iyi semtinden birinde plaza binaların bir tanesinin 14. katında dubleks dairesi vardı Melis'in. Yemekte sohbet ederken bir ara konu cinsel ilişkilere, seks hayatına geldi. Onur sürekli, "Tek eşlilik saçma bir şey, her birey özgür, mesela ben Seda'nın başka bir erkekle olmasına niye karışayım ki? O da bana karışamaz!" gibisinden konuşuyordu. Hakan da buna destek veriyordu.
Karım bu sohbeti büyük bir heyecan ve yalandan şok içerisinde takip edip, arada bir, "Saçmalamayın ya!" diyordu. Ama bir gözü sürekli benim üzerimdeydi, yani nabzımı yokluyordu. Çok iyi rol kesiyordu karım. Hakan'ın bana bakışları sonrasında ben de sohbete dahil olup, "Niye ki hayatım? Bence güzel bir hayat tarzı, herkes birbirine bağlı olmak zorunda değil!" dedim. Karım bu söylediklerime inanamamış, gözleri kocaman açılmıştı, "Ne saçmalıyorsun Ahmet?" dedi. Hakan hemen, "Ooo baksana Onur, Ahmet de bizim gibi düşünüyormuş!" dedi ve karıma dönüp, "Peki İrem sen ne düşünüyorsun, Ahmet'in fikri düşüncesi ortada, mesela seninle yatmak istesem ses çıkartmayacakmış!" dedi.
Karımın yüzü kıpkırmızı oldu. İnanın benim de içim kan ağlıyordu. Karım bana dönüp (Cevabını versene!) bakışı attı, ama ben ses çıkartmadım, daha doğrusu çıkartamadım. Karım suspus olmuş, sesini çıkaramıyor, eli kolu ayağına bağlanmış, şarabını sürekli içiyordu ve yüzü kıpkırmızı olmuştu. Masada bir sessizlik olunca Melis orospusu sohbete kitabın ortasından girip, Hakan'a, "Seda senin neyine yetmiyor?" deyince, Onur, Seda ve Hakan gülmeye başladılar. Ben de onlara gülerek eşlik ediyordum. Ama karım şok yaşayarak, Seda'ya, "Bir dakika, bir dakika, sen Hakan'la mı yatıyorsun?" dedi (Sanki bilmiyormuş gibi!). Seda da gülerek kafasını salladı.
Karım, "Ay yok artık, ciddi misiniz siz?" dedi. Onur, "Hayata bir kere geliyoruz, herkes tadını çıkartması lazım. Ben de Melis'le yatıyorum!" dedi ve Melis'e doğru dönüp, "Değil mi aşkım?" dedi. Melis de Onur'a dudaktan öpücük kondurarak, "Tabii canım!" deyince bütün masa gülmeye başladı. Melis'le karım karşılıklı bakıştıktan sonra karım bana bakarak, "Bir gelsene benimle mutfağa!" diyerek masadan kalktı.
Mutfağa geçtiğimizde, karım, "Sen ciddi misin ya?" dedi büyük bir hevesle. "Evet ciddiyim, ne var ki bunda? Sen de ben de özgür bireyleriz, eğer başkasıyla olmak istersen niye karışayım ki?" dedim. Karım direkt, "Gavat mısın oğlum sen?" dedi. Ben de, "İçerdekiler gavat mı oluyor şu an? Kaç yıllık arkadaşların, onlar için modern insanlar demez miydin hep? Bizim de onlardan bir farkımız yok, biz de modern sayılabiliriz!" dedim. Karım, "Şu an duyduklarıma inanamıyorum Ahmet!" dedi eli titreyerek. Ama heyecanlıydı. Şimdi bu sefer de ben karıma şaşırıyordum. Artık Melis orospusu karımı nasıl kışkırttıysa, ya da azdırdıysa bilmiyorum, çok çabuk kabullenmişti durumu.
Karım sesi titreyerek, "Yani Hakan beni sikmek istese izin verecek misin?" dedi. Ben, "Eğer sen de istiyorsan..." der demez ellerimi tutup, "Ciddi misin? Sorun olmayacak mı senin için?" dedi heyecanla. Bana sadık namuslu karım, beni aldatacağını hiç düşünmeyeceğim karım, gözlerimin önünde Hakan'ın altına yatmak için izin istiyordu benden. Ona içim yana yana, "Evet ciddiyim, sorun olmayacak!" dedim. Gözleri parlamıştı, yani gözlerinden alevler çıkıyordu resmen. Dudaklarını ısırmaya başladı, epey azmıştı karım.
Melis de mutfağa gelip, karıma, "Ne dedim sana, Ahmet'le konuştum o da bunu sorun etmeyecek kadar modern biri demedim mi?" dedi. Karım da Melis'e, "Evet haklısın, ben de şaşkınım!" deyip bana sarıldı ve "Seni çok seviyorum kocacığım. Beni de düşünüyor olman beni çok mutlu etti aşkım!" dedi. Karım, ben yatakta yeterli zevki yaşatamadığım için razı geldiğimi düşünüyordu, çünkü Melis orospusu ona böyle iletmiş konuyu. Karımın karşısına erkekliğim bitmişti.
Salona döndüğümüzde, Melis, "Oldu bu iş, tamamdır!" dedi akışlayarak. Herkes çok sevindi. Karımı görmeniz lazım, ayakları yerden kesilmişti. Gerçi birazdan karımın ayaklarını harbiden yerden kesilecekti, kucaktan kucağa zıplayacaktı. Tekrardan yemek masasına döndük. Millet hızlıca yemekleri yerken Hakan ile karım sürekli bakışıyordu. Onur'un da gözü karımın üzerindeydi.
Yemek faslı bittikten sonra Melis güzel bir müzik açıp ortada dans etmeye başladı. Arkasından karım ve Seda da ona katıldı. Erkekler olarak biz de salonda divana geçtik. Karım Hakan'a o kadar cilve yapıyordu ki, Hakan'ı iyi kudurtmuştu, o yüzden Hakan kalkıp karımla dans etmeye başladı. Hakan bana göre çok daha kaslı ve boyu uzun biriydi. Karımla direkt sarmaş dolaş oldular. Karım bir ara bana dönüp baktı, ben gülümseyince direkt Hakan'ın dudaklarına yapıştı. İlk hareketin Hakan'dan değil de karımdan gelmesi beni şaşırttı. Demek ki Hakan doğru söylüyordu, karım içten içe onu çok arzuluyormuş...
Hakan karımın elbisesinin aşağıdan ve yanlarından çekerek karımın bembeyaz götünü ortaya çıkarıp avuçlamaya başladı. Karım altına dantelli tanga külot giymişti, normalde karımın böyle külotları olmazdı, bunu yeni almış olmalıydı. O kadar ateşli öpüşüyorlardı ki, karımın Hakan'ın dudaklarını emerek öptüğünü görüyordum. Aralarında fısıldayarak konuşuyorlardı, müzikten duymuyordum, büyük ihtimalle karım Hakan'a olan arzusunu dile getiriyordu...
Bu arada Melis ve Seda tamamen soyundular. Bu durum hoşuma gitmeye başlamıştı. İkisini de tamamen çıplak halde ilk defa görüyordüm. Seda neyse de Melis'in vücudu çok iyiydi. Hemen Onur'un üzerine atladılar ve üçlü yiyişmeye başladılar. Sonra Hakan karımı kucakladığı gibi üst kata çıkan merdivenlere yöneldi. Karım bacaklarını Hakan'ın beline dolamıştı ve yukarı sikilmeye çıkan karım bana eliyle öpücük gönderdi, sanki teşekkür ediyordu bana.
Az sonra Onur da Seda'yla Melis'i alıp yukarı çıkan merdivenlere yöneldi. Ben mal gibi ortada kalmıştım ki, Melis bana, "Gelsene!" dedi gülerek. Ben de kalktım ve arkalarından üst kata çıktım. Üst kattaki bir odayı resmen fantazi odası yapmışlar. Kocaman bir oda, ortada dev gibi yatak ve kırbaçlar, kelepçeler, dildolar, straponlar, türlü türlü seks oyuncakları, BDSM adına aklınıza ne gelirse vardı.
Biz odaya girdiğimizde Hakan'la karım soyunmaya başlamışlardı. Onur da soyunmaya başlayınca ben de soyunmak istedim, o ortam beni de fena azdırmıştı. Ama Melis bana, "Yok sen soyunma, sen bugün cezalısın, sadece izleyeceksin!" dedi. Ben de, "Ne cezası?" dedim. Melis, "İrem'i yeterince sikememe cezası. İzle de gör, kadın nasıl sikilirmiş belki öğrenirsin!" dedi gülerek. Herkes gülüyordu, karım da dahil! Utancımdan yerin dibine girmiştim. Melis bana, "Bak şuraya otur!" diyerek odadaki tek olan koltuğu gösterdi...
Karım heyecandan bir türlü sütyenini çıkartamıyordu. Onur, "Ben yardımcı olayım!" diyerek karıma yanaştı. Onur tamamen çıplaktı ve yarağı dimdikti, uzun olmasa da çok kalın bir yarağı vardı ve arkadan karımın götüne yaslıyordu. Tek hamlede söktü kopçayı ve karımın sütyenini çıkarttı. Sonra da karımı hemen kendine doğru çevirip öpmeye başladı. Memelerini de avuçluyordu. Karım Onur'un kaslı vücudunda eriyip bitiyordu. Hakan da tamamen soyunup karımın arkasından yanaşınca, karım ikisinin arasında kalmıştı. Karımı sırayla öpüp yiyorlardı. Yiyişmek nedir o gün anlamıştım. Karım bir elini Hakan'ın, diğer elini de Onur'un sikine atmış atmış sıvazlıyordu. Bu durum beni de çok fena tahrik etmişti ama belli etmek istemedim.
Seda orospusu da onlara katılmak istedi, ama Melis engel olup, "Bugün İrem'in günü!" dedi. Hakan karımın tangasını çıkarıp bana doğru fırlattı. Onur da karımın yerde duran sütyenini alıp bana fırlattı. Melis'le Seda epey güldü bu duruma, ama karım transta gibiydi, zaten kudurmuş orospular gibi iki erkeğin arasında kıvranıyordu. Karımın ne kadar azgın biri olduğunu o anda anladım.
Onur yerde duran büyük bir minderi yakınlaştırdı ve karımı omzundan tutarak üzerinde diz üstü çöktürdü. Belli ki karımdan sakso çekmesini isteyeceklerdi. Ama karım sakso çekmeyi bilmezdi, yani ben sevmezdim, midem kaldırmazdı, birkaç sefer sikimi ağzına almak istediği zaman (Ben seninle öpüşmem bir daha!) diyerek istemedim. Hem sikimi yalayacak hem öpüşeceğiz, (Iyy!) derdim hep. O yüzden hiç oral seks yapmamıştık. Şimdi ise karımın yüzünde iki tane yarak vardı.
Karım iki yarağı sırayla öpmeye, dondurma yalar gibi yalamaya başladı. Hakan sanırım biliyordu, ama Onur tecrübeli bir sakso bekliyordu. Çünkü şaşkınlıkla bakınca, Melis gülerek, Onur'a, "İrem'in ilk tecrübesi, sabırlı ol!" dedi. Onur da bana dönüp erkekliğimi sorgularmışçasına, "Yok artık ya, bu kadar da olmaz!" dedi. Sonra da karıma, "Merak etme sana yarak emmeyi öğreteceğim, sonra müptelası olacaksın, değil mi kızlar?" dedi. Onlar da, "Evetttt!" diye bağırdılar. Onlar da benim gibi kenardan izliyor, izlerken de amlarıyla oynuyorlardı.
Ben pür dikkat karımı izliyordum. Karım Onur'a ve Hakan'a, "Hadi bana yarak emmeyi öğretin, yarağınızı ağzıma almak istiyorum, sonra döllerinizle doldurun ağzımın içini, döllerinizi yutmak istiyorum, kaç yıldır bunun hayalini kuruyorum!" dedi. Offf, bu sözleri ile beni bitirdi. Sözleri beynimde şimşek çaktı, ürperdim, titredim. Ama ne hikmetse sikim de dimdik oldu.
Sırayla parmaklarını emdirip sonra yaraklarının başını emdirdiler karıma. Sonra da ağzını açtırıp dişlerini saklamasını söyleyerek ağzına verdiler. Karım ilk saksosunu çekiyordu onlara. Hakan biraz hoyratlaşmaya başlayıp karımın saçlarını topuz yapıp ağzını siker gibi tempo yapmaya başladı. Aynısını Onur da yaptı. Karım çok çabuk öğrenmişti saksoyu, o da onlara uyum sağlıyor, arada dinlenip taşaklarına öpücükler kondurup somuruyordu. Buna çok şaşırmıştım, bu kadar hızlı öğrenebilmesine yani...
Karım, "Hadi yeter dayanamıyorum sikin artık beni, Ahmet ne zamandır sikmiyor, yanıyorum erkeklerim!" diyerek ayağa kalkıp mindere uzandı. Onur Hakan'a, "Sen mi, ben mi?" diye sorunca, karım, "İkiniz de gelin, ikinizi de istiyorum, beni ilk orgazm eden götümün de ilk sahibi olur!" dedi. Karımın bu orospuluğuna çok fena azmıştım, hemen kotumu indirip sikimi sıvazlamaya başladım. Bir gözüm de Melis ile Seda'daydı, onlar da ellerindeki dildoları amlarına sokuyorlardı. Melis ile Seda birden öpüşmeye başlayınca ben kafayı yedim.
Resmen fuhuş ortamına düşmüştüm, aynı porno filmler gibi ortam vardı. Bir köşede Onur ile Hakan karımla sevişiyor, bir yanda da Melis ile Seda sevişiyordu. Karımın inleme sesleri gelince gözüm�� tekrar oraya çevirdim. Hakan karımı misyoner pozisyonda sikmeye başlamıştı. Onur da ayakta eli sikinde sırasını bekler gibiydi. Karım inleye inleye sikilirken Hakan'a, "Evet aşkım, erkeğim, sik beni, doyur beni!" diyordu. Bu duruma nasıl tepki vereceğim karşısında kararsızlıklar yaşıyordum, sikim dimdik oluyor sonra sönüyor, sonra tekrar kalkıyordu, psikolojim allak bullak oluyordu...
Kendimi hep Melis'i sikerim ben de diye avutmuştum, ama yetersiz bir erkek olarak cezalı duruma düşmüştüm, sadece izlemem serbest idi, o da bir kadın nasıl sikilir öğrenmem için. Hakan karıma feçi şekilde pompalıyordu, haklılardı, ben böyle seri şekilde sikemezdim. Hakan'ın da yarağı Onur'unki gibiydi, yani abartı bir yarakları yoktu, ama çok iyi sikiyorlardı.
Hakan karımın bacaklarından tutmuş ve ayaklarını göğsüne dayamış, arada ayaklarını öpüp yalıyordu. Yarak karımın amına seri olarak girip çıkarken karım baygınlık geçirecek şekilde delice inliyordu. Zaman su gibi akıp gidiyordu, Hakan hiç yorulmadan karıma pompalamaya devam ediyordu. Karım hayatında ilk kez böyle sikiliyordu ve çoktan orgazm olmuştu bile. Hakan karımı domaltıp, "Bu götü sikmeyi ben hak ettim!" diyerek karımın götünü yalayıp parmaklamaya başladı. Ben hep (Iyy, am göt yalanır mı hiç!) derdim...
Orgazmdan sonra kendine gelen karım şimdi de götünün yalanmasından havalara uçuyordu, "Ah evet sik bakire götümü!" diye Hakan'a yalvarıyordu. Hakan Onur'a, "Çok dar, deliği açmamız lazım, dolaptan birşeyler getirsene!" dedi. Onur dolaptan arkasında tüylü kuyruk olan bir anal plug ve kayganlaştırıcı losyon aldı. Anal plug'u karımın götüne yavaş yavaş soktular, karım inleye inleye aldı götüne. Onur, "Götü alışana kadar ben amına geçeyim!" diyerek domalmış karımın arkasından amını yalamaya başladı. Karım bunu da ilk kez yaşıyordu, zevkten kıvrana kıvrana mindere çöktü. Onur hemen bacak arasına girip amını yalamaya devam etti. Karım kısık seslerle inleyerek kuduruyordu. Sanırım bir kez daha orgazm olmuştu.
Sonra Onur tekrar karımı domaltıp sikini amına yerleştirdi ve sikmeye başladı. Hakan da karımın ağzına verip ağzını sikmeye devam etti. Sonra da karımın ağzının içine boşalıp bütün döllerini yutturdu. Karım ilk kez olduğundan biraz midesi bulanmış gibi oldu, ama bozuntuya vermedi. Ondan sonra Onur karımı kucağına aldı ve amını sikmeye devam etti. Karımı kucağında resmen hoplatıyordu. Bir yandan karımın amını sikerken bir yandan da göt yanaklarını iyice açıyordu. Böylece Hakan arkadan karımın göt deliğindeki anal plug ile oynuyor, sokup çıkartıyordu...
Hakan, "Bu hazır olmak üzere!" diyerek yatakta oynaşan hatunların yanına gidip yarağını Seda'nın ağzına verdi ve "Kaldır şunu da İrem'in götünü sikeyim!" dedi. Bu sırada Onur karımı kucağında hoplatmaya devam ediyordu ve karım zevkten çığlıklar atıyordu. Seda Hakan'ın sikini hazır edince, Hakan gidip karımın götündeki anal plugu çıkartıp sikini sokup sikmeye başladı. Karım çığlık atıyordu, canı çok acıyordu. Birkaç dakika boyunca çığlık atmaya devam etti, ama sonra sesi kesildi ve hafif inlemeye başladı. Hakan'a artık, "Kocam!" diye seslenmeye başlamıştı, "Götümün sahibi, kocam!" diye bağırarak inliyordu.
Onur da alttan yavaş yavaş karımın amını sikmeye devam etti. Karımı tost yapmışlardı, karım önlü arkalı sikiliyordu. Onur neredeyse 20 dakikadır karımı sikiyordu ve halen boşalmamıştı. Az sonra Onur, "Boşalacağım!" deyince, Hakan, "Pozisyon değiştirmeyelim, çok iyi gidiyoruz, gerekirse içine boşal!" dedi. Karım, "Evet evet, içime boşal, dölle beni!" deyince Onur akıttı döllerini karımın içine. Hakan karımın götünü sikmeye devam ediyordu. Onur, siki inince karımın amından çıktı ve karımı kucağından indirdi. Onur'un yerine yerine Hakan geçti, karımı kucağına aldı, bir amını bir götünü sikmeye başladı.
Hakan'ın siki bazen karımın götünden çıkıyor, karım yeniden sokmak istiyor, tecrübesiz olduğundan siki tutup götüne nişanlayamıyordu. Onur, "Dur ben yardım edeyim!" dedi, ama Hakan, "Sen dur, Ahmet yapsın!" dedi. Ben bir elim sikimde onları izlerken benden Hakan'ın sikini karımın götüne sokmamı istediler. O anda karmın bana ezik biriymişim gibi olan bakışlarını gördüm. Karım, "Hadi Ahmet, Hakan'ın sikini götüme yerleştir!" dedi. İşte o an tüm bunlardan pişman oldum. İlk başlarda epey tahrik olmuştum, ama şimdi karımın gözünde böyle biri olmaktansa kafama sıksaydım daha iyiydi diye düşündüm. Ne olmuştu karıma böyle? Bana o kadar sadık olan kadın nasıl bu hale gelmişti?
Elimi Hakan'ın sikine atarak (ilk kez bir erkeğin sikini elleyerek) karımın göt deliğine yerleştirdim. Mecburdum, olan olmuştu. Karım derin bir, "Ohhh!" çekerek, "Bak hiç sikmediğin götümü nasıl siktiriyorum, izle!" dedi. Gece boyunca karımın orospuluklarını sadece izledim...
Karımı sike sike perişan ettiler. Karımla işleri bitmiş, karım perişan haldeyken, yetmedi üstüne bir de Melis'le Seda'yı sikip doyurdular. Saat gece 12'yi gösteriyordu, Hakan bana, "İrem'i bu şekilde eve göndermeyelim, bugün burada kalsın, sen git!" dedi. Ben odadan çıkarken Hakan karımı kucağına almış banyoya götürüyordu, karım baygın haldeydi. Onur da Melis ile oynaşıyordu.
Ben alt kata indiğimde Seda kendine şarap koymuş içiyordu, halen çıplaktı. "Gidiyor musun?" dedi. "Evet!" dedim. Benim üzerime yürüyüp birden dudaklarıma yapıştı. Oradan kulak memelerimi emip boynumu ısırarak öpmeye başlayınca ben de hemen onu öpmeye başladım. Karımın dışında ilk kez başka biriyle öpüşüyordum. Karım benim ilk sevgilim, ilkimdi, şimdiyse ilk kez elimi başka bir kadının çıplak vücudunda gezdiriyordum. Seda yere çömeldi ve kotumu indirip sikimi ağzına aldı. Bu da bana çekilen ilk sakso idi.
Onur'a olan sinirimden, karıma yaptığı gibi Seda'nın ağzını sikmeye başladım. Henüz bir dakika olmadan boşalacak gibi olunca hemen Seda'yı masaya domaltıp amını sikmeye başladım. Tüm gücümle pompalıyordum, sanki erkekliğimi göstermeye çalışıyordum. Seda da inliyordu yani. Saçlarından tuttum ve "Bağır orospu, bağır, nişanlın olacak piç duysun seni!" dediğimde Seda gülmeye başladı. Sonra bana bakarak yalandan yüksek sesle inlemeye başladı. "Yalandan inleme orospu!" dedim. Seda da, "O zaman daha sert sik, beceremiyorsan da siktir git!" dedi. Bunu der demez daha da hızlandım, ama kendimi tutamayıp içine boşaldım. Seda bastı kahkahayı. Çok utandım. Hızla kotumu giyip çıktım evden...
Sokakta evime doğru yürürken sinirden gözlerimden yaş geliyordu. Bu gece karımı, hayatta en çok sevdiğim kişiyi, biricik İrem'imi kendi ellerimle, hiç sevmediğim, hoşlanmadığım piçlere siktirmiştim. Hep kumar yüzünden diye düşündüm. Borçlarım olmasaydı böyle birşey yaşanmazdı diye düşünürken karımın arzusu ve Hakan'ın bahsettiği, onunla ve Onur ile daha önceleri olan öpüşmeleri geldi aklıma. Karım sanki yıllardır bunun hayaliyle yanıp tutuyormuş.
Karımın bu iki piçle yaptığı sikiş aklıma gelince, ya karım en başından beri bunu istiyorduysa? Ya gerçekten ben yeterli gelemiyorsam karıma? Seda'nın son yaptığı şey, yalandan inlemesi, acaba karım da ben sikerken yalandan fake orgazm oluyorsa? Bugün karımın yaşadığı orgazmları gördükçe benimle olan orgazmları aklıma geldi. Belki de gerçekten yeterli olamıyordum. Çünkü Hakan ile Onur karımı çok feci sikmişlerdi yani. Böyle sikişler sadece porno filmlerde oluyor zannediyordum.
Bunları düşündükce karımın aldığı zevk gözlerimin önüne geldi. Kendi kendime, karım Hakan'ın kucağında ne güzel zıplıyordu öyle dedim. Karım Hakan'ın dudaklarını emdi ya, beni böyle öpmüyordu, gerçi Hakan da bağırta bağırta sikiyordu karımı. Hele karım götünü ona verince çok mutlu oldu dedim. Onur da çok iyiydi, karımın amına akıttı, dölledi karımı dedim. Acaba şimdi tekrar sikiyorlar mıdır karımı? Yok ya, karım perişan olmuştu, belki sadece öpüşüp yiyişiyorlardır dedim. Karımı çok seviyordum, ama karımın bu kadar zevk alması, mutluluktan çoşması...
Kendi kendime tüm bunları dedikçe içimdeki gavatlık ateşi tekrar alevlendi. Keşke yaşanmasaydı dediğim bu gece iyiki de yaşanmış diye düşünmeye başladım. Psikolojim git gel yapıyordu. Ama o evden çıkıp yaptığım yürüyüşte kendi kendime söylediklerim ve karımın zevk çığlıklarını hatırlamak bir şeyleri netleştirdi: Artık Cuckold bir erkektim. Gavat bir erkektim. Boynuzlu bir pezevenktim ve karımı para için siktirmiştim.
(Ahmet)
7 notes · View notes
hubukk · 1 month ago
Text
"Evlendik, sonra da çocuğumuz oldu mantığını aşıp Rabbimiz bizi emanetçisi olarak seçti düzeyine yükselebilenler iki, üç, dört, beş, altıyı bulduklarında bitmez bir heyecanla dolarlar. Her bir çocuk bir cennet ise neden kaybedelim ikinci cenneti. Bilhassa kız-erkek ayrımı zafiyeti yüzünden bu düşüklüğü yaşayan baba veya anne istiğfar edip Rablerine dönmelidirler. İkinci ve sonraki çocuklarda heyecan kaybedenler destek almalıdırlar. Meselenin imanları ile alakalı olabileceğini düşünüp maneviyatlarını güçlendirmelidirler."
14 notes · View notes
myprincessprofile · 2 years ago
Text
Tumblr media
evlendik 🤍
222 notes · View notes
mistikadiin · 3 months ago
Text
Doğduğumdan beri beraber olduğum aile fertlerinden başka birini özlemek ilk defa başımdan geçen bir şey. Ve bu kişi ile daha yeni iki kişilik bir aile olduk. Biz evlendik. Yakında tekrar beraberiz. "Evet!" dediğim kişi ile aynen yakında tekrardan beraberiz. Küçük mesafeler aramıza girse de; tek tesellimiz "Az kaldı." cümlesi oluyor. Az kalan şey niye bu kadar özletiyor? Mesafeler... girmesin aramıza.
12 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 7 months ago
Text
Tatlı Komşum! (1) (Furkan 31 Y., Manisa)
Olacaksan evli kadınla olacaksın derdim her zaman; çünkü sen de evlisin o da, müsait değilim dediğinde anlar, zırt pırt çağırıp beni oraya götür buraya götür demez, ay sevgililer gününü unuttun, doğumgünümde bir çiçek bile almadın diyemez. Canı istediğinde çağırır gidersin, canın istediğinde çağırırsın gelir, bağlılık olmaz, yarım saatte bir mesaj yazmadın diye küsüp trip atmaz. Çapkınlık mevzusu açıldığında arkadaş arasında beylik haline gelmiş laflarımdı bunlar...
İsmim Furkan, 31 yaşında, evli, tek çocuklu, özel sektörde çalışan, yakışıklı olduğu söylenen biriyim. Karımla severek evlendik. Karım öğretmen benden 1 yaş küçük. Hovardalığı her zaman sevdim, ama her zaman da dikkatli oldum. Manisa'da yaşıyoruz. Gelelim başıma gelenlere. 2 yıl önce Kasım ayında bir daire alma fırsatı doğdu, aileler yardım etti, biraz kredi çektik, 5 katlı, çift daire bir binanın 3. katından bir daire aldık. Daire ikinci eldi, taşınmadan önce boya badana yapıyorduk. Akşam üzeri iş çıkışı ben, fabrikadan bir abim (fabrikada da boyacı) ve karım birlikte, boya kokusu çıksın, çabuk kurusun diye pencereler ve dış kapı açıktı.
Birisi, "Merhaba!" diye seslenince koridora çıktık karımla. Kısacık simsiyah saçları, müthiş güzel bir yüzü olan, 1.65 boylarında, zayıf, kot gömlek ve pantolonlu, ama muhteşem çekici bir kadın çaydanlık ve çay bardaklarıyla kapıda duruyordu. Arkasında karşı dairenin kapısı açıktı. "Hoşgeldiniz, size çay yapmıştım!" dedi. Karım koşup çaydanlığı aldı, içeriye buyur etti. Kadın, "Ben Ebru. karşı dairede oturuyoruz, hoşgeldiniz, daha erken gelmek isterdim, ama işten gel, yemek bulaşık ancak bu saati buldu!" dedi. Karşı kapıdan kocası çıktı, aynı karısının boyunda, zayıf, bıyıklı, kadınla tam ters görüntüde biri. Kadın ne kadar havalı ve Cool görünüyorsa, adam o kadar paspal, üzerinde hani pazarlarda satılan koyu renk çizgili bir polo tişört, altında penye diz altına kadar şort ve nefret ettiğim şort altına diz altına kadar gelen siyah çoraplar. Ulan evde bari giyme o çorapları, görgüsüz! Cevat'mış ismi, zerzevat gibi. Kadın ne kadar çekici geldiyse adam da o kadar iticiydi.
Neyse çayları hepimize servis etti, hep beraber 2'şer bardak içtik. "Biz sizi daha fazla tutmayalım!" dediler. Teşekkür ettik. Ama bu arada apartmanda pek komşuluk olmadığını, çünkü herkesin çalıştığını öğrendik. İşimize gelirdi aslında.
Bir hafta içinde taşındık. Taşındığımız akşam yine aynı olay gerçekleşti. Ama sanırım günlerden Cumartesi olması sayesinde poğaca ve kek te vardı çayın yanında. Ama kocası gelmedi bu sefer. Saat 22:00 civarı arabamda kalan ıvır zıvırı çıkarırken, kapı ağzında Cevat vardı. Abi diyemiyorum ama benden 9 yaş büyükmüş. "Ebru sizde mi?" dedi. "Ben inerken yoktu, ama bakayım!" dedim. Baktım, "Yok!" dedim. "Yine hangi kapıya daldıysa!" deyip kapıyı kapattı. Benim karım saat 22:00'de bana haber vermeden ortadan kaybolacak, ben de kapıyı kapatıp içeri gireceğim ha, imkansız.
Saat 23:45 gibi kağıt atıklarını bir çuvala koyup çöpe atmak için indim. Ebru arabayla yanaştı. Beni gördü, gülümseyip, "İyi geceler!" dedi. Önümden binaya girdi. Merdivenlerden çıkarken arkasından baktım. Sanki biri götüne bakıyor dedi kadına, ikinci katta aniden kafasını çevirip baktı. Önüne dönüp evine girdi.
Ertesi akşam saat 20:30 gibi zil çaldı. Açtım. Ebru, "Yerleşe bildiniz mi?" dedi. "Nerdeee!" dedim. Buyur ettim, karım da geldi kapıya. Ebru, "Yok, siz gelin, bir nefes alırsınız!" dedi. "Peki olur!" dedik. Yarım saat sonra ordaydık. 12 ve 8 yaşlarında iki oğulları vardı. Bizimki de 7 yaşındaydı. Onlar odaya çekilip bilgisayar oynamaya başladılar. Cevat dönüp, "Ebru, bira getir!" dedi. O ana dek görmemiştim, koltuğun yanında yerden aldığı boş şişeyi karısına uzatıp, bana dönüp, "İçersin değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan içerim bile diyemeyip kafamı salladım. Kadınlar da kendilerine kahve yaptılar.
O arada öğrendik. Cevat'ın büyük bir bisiklet firmasına malzeme üreten bir fabrikası vardı OSB'de, fabrikayı biliyordum. Kadının da çarşının göbeğinde bujiteri parfumeri dükkanı varmış, (ulan bunlar neden bu binada oturuyorlar diye düşündüm ilk an), dükkanı karım da ben de biliyorduk, iki katlı kocaman bir dükkandı. Ebru, "Taşınacaktık..." dedi, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Ama iki yıl önce bana dükkan açtık, sonra da dükkan sahibi satmaya karar verdi. Dükkanı satın aldık. O yüzden kaldık. Hatta borçlar bitene dek burdayız!" dedi gülerek.
Bu arada dikkat ettim, ben 1 bira bitirene dek Cevat 3 içmişti. Kahveden sonra Ebru karıma da bira teklif etti, ama karım, "Ben içmem!" dedi. Ebru, "Ben içsem mahsuru var mı?" deyip kendine de bir bira açtı. Her seferinde de aynı işlem oluyordu, adam kısaca, "Ebru bira!" deyip, boş şişeyi veriyor, kadın dolusunu getiriyordu. Aslında genel anlamda güzel sohbet oldu. Ben de 3 bira içtim, ama adam yanlış saymadıysam 12 tane içti, o ufak tefek adama gram birşey olmamıştı. Eve dönünce karımın anlatışından Ebru'yu çok sevdiği belli oluyordu. Bunda hediye ettiği Teaserların ve incik boncuğun etkisi var mı bilmiyorum.
Hemen hemen her akşam ya Ebru bizde, ya biz onlardaydık. Cevat çok nadir geliyordu, zaten gelse de ben onun içtiği birayı karşılayamazdım. İlk seferinde aldım 15 bira adama yetsin diye bir taneyi emzik gibi ağzımda tutunca anladı sanırım, "Ebru bira getir!" dedi yine. Ebru gidip evden bira getirdi. Cevat, "Kardeş, bana her hafta 10 kasa bira gelir, biliyorsun seviyorum birayı, o yüzden senin almana gerek yok. Canın istedi mi çal kapıyı iste Ebru verir!" dedi. İste Ebru verir kısmında gülecektim, ama yemin ederim Ebru gözlerime bakıp, "Veririm!" dedi gülümseyerek. Bereket yanımızda karım yoktu, çay koymaya gitmişti. Adam lafın nereye gittiğine bakmayan, sonradan görme bir tipti...
Şubat ayında 15 tatil olduğunda, karımla oğlumuzu da alıp memleketimize aileleri ziyarete götürüp bırakıp geldim. Bu her yıl yaz kış yaptığımız bir rutindi. Geri geldiğim Pazartesi akşamı zil çaldı. Ebru, "Maç varmış (tuttuğum takımın maçı vardı) galiba, Cevat seni çağırıyor, yalnız oturmasın kukumav kuşu gibi dedi!" dedi. "Olur!" dedim. 10 dakikaya gittim. Biralar su gibi akıyordu. Cevat, "Seviyorum senle içmeyi be Furkan!" diyordu. Sonra Ebru, "Ben mutfakta dizi izleyeceğim!" deyip gitti. Bira bitince Cevat sadece, "Ebruuuuu!" diye sesleniyordu...
Maç bitince telefonum titredi. Aldım telefonuma baktım. Ebru fotoğraf çekip yollamış, mutfakta masada bira ve çerez var önünde ve "Ben de seviyorum seninle içmeyi!" yazmış. "O zaman ben eve geçiyorum, 10 dakika sonra gel!" yazdım. "Tehlikeli!" diye yazdı. Telefonu sessize aldım, yazışmaya başladık. O gelemem dedi diye kalkmadım ben de, maçın geyiğini yapıyorduk Cevat'la. "Ebruuuu!" dediğinde bira geliyordu, ama her seferinde Ebru koridora çıkıp Cevat'ın görmeyeceği pozisyona geçip, boğma işareti yapıyor, kafasına vurma işareti yapıp, gülüp mutfağa gidiyordu...
Saat 24:00'e gelirken kalktım. Cevat yine yerinden kalkmamış, kapıdan geçirmek Ebru'ya kalmıştı. Kendime çekip dudağından öptüm. "İyi geceler!" dedi gülerek. "İyi geceler!" dedim içerden duyulacak sesle. Eve geçip, "Offf, ne tatlı dudaklar!" yazdım. "Daha tatlı yerlerim var!" yazdı. "Onların da tadına bakmak isterdim. Gelsene!" yazdım. "Bu saatte imkansız, ama orda olmak istediğimi bil!" yazdı.
Sabah işyerine telefon edip, biraz geç kalacağımı söyleyip, öğlene kadar izin aldım. Cevat 09:00'da gitti. Ebru 10:00'dan sonra çıkıyordu evden biliyordum. Mesaj attım, "Ben evdeyim, hadi gel!" dedim. "Tamam!" yazdı. En az 15 dakika gözümü kırpmadan kapı deliğinden baktım. 15 dakika sonra kapının arkasında o filmlerde dizilerde seyrettiğimiz kapıdan girer girmez birbirine yapışıp delice sevişen çiftler gibi hem soyunmaya çalışıp, hem de öpüşüyorduk. Erik tipi denilen bir kalçası vardı ve bu kadında sevdiğim bir özellikti. 75 beden vardı sanırım göğüsleri, göğüslerini ağzıma alıp, kalçalarının ikisini birden sıkıyor okşuyordum. Yatağa sürükledik birbirimizi.
Öpüşerek altıma alıp, amcığına girdim, çünkü haftalardır bu kadını düşlüyordum, daha fazla ön sevişme yaparsam yatağa boşalacaktım. Ne kadar kontrol etmeye çalışsam da (normalde ederim) o orgazm olmadan boşalacağımı söyledim. "İçime değil!" dedi. Zaten zor geri çekilip başta korktuğum şeyi yaptım, yatağa boşaldım. Ebru, "Benim dükkana gitmem lazım!" deyip kalkıp giyindi. Kendi kendime (Tamam Furkan bu ilk ve sondu, ne o oğlum kerhaneye ilk kez gelmiş ergen gibi?) dedim. Tam bu düşüncelerle boğuşurken. Giyinmiş halde yatakta yanıma oturdu. Bu kadın düşüncelerimi okuyordu. "Dert etme, aşırı heyecan ikimizi de gerdi. Sen erken geldin, ben kasılıp gelemedim. Daha vücutlarımız birbirini tanıyacak, tenlerimiz uyumlu, bunu ilk akşam hissettim!" dedi. Sonra beni öpüp kalkıp gitti...
Kendimi ergen gibi hissediyordum. Kadında gerçekten müthiş Cool bir hal vardı ve ben beni seçtiğini düşününce havaya giriyordum. Tüm gün yazıştık. Bana, "18:30'da sendeyim, akşam üstü kapıyı bacayı kontrol et!" yazdı. Karanlık odada pencerenin ardında bekledim yarım saat. Arabası geldiğinde merdivenleri kontrole başladım. Zaten sorun yoktu, karşı kapı yerine bize girecekti. Kapıyı açıp aralık bıraktım.
İçeri girdiğinde direk kucakladım. Bacaklarını belime doladı. Kollarımda doğru yatak odasına götürdüm. Yatağa yatırıp çizmelerini ve montunu çıkardım. Kucağıma alıp sırtımı yatağın bir tarafındaki duvara dayadım. Öpüp okşamaya başladım. Alışmıştım bile, sabahki o ilk heyecan yerini şehvete bırakmıştı. Dudaklarını boynunu yaladım, kazağını çıkarıp göğüslerine indim. Göğüs uçlarını dudaklarımla ezerken alttan pantolonunun üzerinden amına baskı yapıyordum. Yatakta ayağa kalkıp dans edercesine hareketlerle üstündeki herşeyi çıkardı. Ben de o anda eşofmanımı sıyırıyordum oturduğum yerden...
Ayakta duvara tutunup amını ağzıma dayadı. Yalayıp yuttum, dilimle sikerken ellerim kalçalarından tutmuş, ağzıma daha çok bastırıyor, okşuyor, sıkıyordum kalçalarını. Ebru inliyor, "Harikasın!" diyordu. Ben de, "Yok böyle bir tat!" deyip emmeye devam ediyordum. Kasılarak orgazm oldu, ağzıma sularını akıttı. Dizleri tutmaz gibi oldu. Orgazm olması bitince kucağıma oturup göğüslerini ağzıma verdi. Amını yarağıma sürtüyor, vıcık vıcık olmuş amına yarağımın kafasını alıyor, sonra ani hareketle dışarı çıkarıyor, zaman zaman saçlarımdan çekerek kafamı göğüslerinden uzaklaştırıp dudaklarını dudaklarım arasına alıyor, diliyle dilimi iğfal ediyordu. Bütün sikişin kontrolü ondaydı.
Sonra tek hareketle yarağımı amcığına alıp, "Ohhhh!" diye inledi. Başrol onundu, "Immm!" diye bir ses çıkardım ancak. Kucağımda hoplamaya, göğüslerini yalatıp, dudaklarımı öpmeye, yanaklarımı öpmeye devam etti. Kucağımda onu tutmakta zorluk çekiyordum, belini kalçalarını tutmaya çalışırken ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Birkaç dakika sonra sadece, "Oh, oh, oh, oh!" diye kısa inlemelerle orgazm oldu. Bir dakika yarağımı içinde tutup kalktı. Yarağımı ağzına alıp, "Hadi erkeğim, geç kaldım, akıt döllerini komşuna!" dedi. Daha cümlesi biter bitmez doldurdum ağzını, sanki sabah boşalmamış, günlerdir biriktirmişim gibi. İki dakika yalandı, temizlendi, kalktı, giyindi ve "Aşkım yarım saate yemeğe çağıracağım haberin olsun!" deyip apartman boşluğunu kontrol edip gitti.
Koridordaki ışıkta bile sakallarımın sürtmesinden kıpkırmızı olmuş çenesini yanaklarını görebiliyordum, ama o aldırış etmeden girdi evine.
[Furkan]
159 notes · View notes
sertsiken0606 · 3 days ago
Text
Merhaba arkadaşlar merhaba Hasan kardeşim. Ben Sabiha . 2000 yılında evlendik kocamla korona başlayana kadar seks hayatımız olağanüstüydü hiç aralık vermeden her gece enaz 2 posta sevişir o beni ben onu mutlu eder banyomuzu yapardık .
Fakat korona zamanında kocam 2 kez entübe oldu hayatından endişe ediyorduk eşim uzun tedavi sonrası sağlığına kavuştu ama seks hayatımız olumsuz yönde etkilemişti hergün seks isteyen adam gitmiş haftada bile zor birlikte oluyorduk çocuğumuz olmadığı için her yerde her zaman seks yapardık ama korona bizi bitirmişti.
Kocam işte olduğu zamanlarda bilgisayar dan porno izleyip kendimi tatmin ediyordum seks shopların sitelerinin birinden titreşimli vibratör ve yere yapıştırmalı sik aldım onlarla idare ediyordum.
Tumblr i keşfetmemle hayatım değişti hele sizin sayfadaki hikayeleri okudukça azıyor kocamı aldatma planları yapıyordum. Gerçekten çok zor bir durumdaydım hem videolar hem hikayeler beni deli ediyordu. Bütün cesaretimi toplayıp sizin sayfanızda paylaşım yaptığınız hikayelerin birinin altına yorum yapan birine mesaj attım , kocamın işten gelmesine yakın mesaj attığım adam merhaba yazdı selamlaştık çok az bir süre konuştuk kocam geldi yarın sabah konuşalım diyerek kapattım kocam yemek kahve derken yorgunum erken yatacağım sen keyfine bak diyerek gitti biraz TV izledim aklım Tumblr de tanıştığım adamdaydı daha saat 10 bile değildi ve kocamın horlama sesi salona kadar geliyordu.
İsmi Hamza ydı 177 boyunda esmer atletik yapılı spor hocasıydı aynı zamanda profesyonel masördü . Mesaj attım hemen döndü mesajıma ilk olarak resim istedik birbirimizden kocam kadar olmasada yakışıklı bir erkekti saat 3 olmak üzereydi uykum geliyordu ama birbirimize o kadar çabuk alışmıştık ki ayrılmak istemiyorduk ilk Hamza istedi WhatsApp tan yazışalım diye zaten herşeyi biliyordu verdim telefon numaramı mesaj attı iyi geceler tatlı rüyalar aşkım yazmıştı . Bende ona öpücük emoji si gönderdim . Sabah kocamı işe gönderdikten sonra mesaj attım merhaba Hamza uyandın mı ,
Askım hiç uyumadım ki seni düşündüm 3 kez 31 çektim senin resimlerine bakarak
Offf bana saklasaydın neden boşaldın kendi kendine
Sen iste hemen gelirim aşkım çok istiyorum ama nasıl olur aşkım
O zaman Şişli bir arkadaşımın evi var oraya gidelim
Ama eve erkenden dönmem lazım bugün cumartesi kocam 1 de evde oluyor
Aşkım o zaman ben geliyorum sen bana konum at
Hemen konum attım 24 dakika yazıyormuş o yola çıktı ben ortalığı toplayıp hemen banyoya girdim temizlenip giyindim elime geçen bütün parfümlerden birer ikişer fıs sıktım geldim aşkım kapıyı aç yazdı hemen ana kapıyı açtım asansör tam karşımızdaydı kapıda bekledim asansörden iner inmez normalde 7 8 adımlık koridoru 2 adımda geldi eve girdi kapıyı kilitledi öpüşmeye başladık ama ben kendimi Hamza ya bırakmıştım Hamza beni kucağına alıp yatak odasına götürdü hemen soyunduk öpüşerek aşk üçgenime gelmişti kocamdan daha güzel emiyordu yataktan doğrulup hadi 69 pozisyonuna geçelim sikini emmek döllerini yutmak istiyorum dedim .
Yatağa iyice uzanıp 69 pozisyonuna geçtik o altta ben üstte 20 21 santim vardı ayrıca çok olmasada baya kalındı büyük bir arzuyla emiyor yalıyordum ben diyeyim 10 dakika siz deyin 7 dakika öyle bir boşaldı ki anlatamam döllerini yutmakta zorlanmıştım . Dilimle tekrar yalayarak temizledim ve doğrulup sikinin üzerine oturdum.
İlk başta zorlandım kocamın sikinden hem uzun hem de kalındı ama sekse o kadar acıkmıştım ki kazma sapı kadar olsada dayanırdım.
Hamza 2 yi amıma boşaldı bende şiddetli bir orgazm yaşadım saatte 12 olmuştu hemen toparlanıp yataktan kalktık ilk Hamza girdi banyo yapıp giyinip gitti sonra ben yıkanıp temizlendim . Kocam 10 dakika sonra geldi biraz sohbet vs derken sana birşey sormak istiyorum dedi buyur aşkım ne soracaksın dedim Hamza nasıl iyi siktimi seni dedi biraz kem küm ettim meğerse evdeki bilgisayar ile eşimin laptop aynı programları açıyormuş evet ama senin kadar değil dedim .
Bana ne zaman istersen Hamza ya kendini siktirebilirsin dedi ama Hamza dan başka bir erkekle olmayacaksın olursanda ilk ben öğreneceğim dedi. Kucaklaşıp sarıldım öptüm Durumu Hamza ya anlattım . Halen Hamza ile birlikte oluyoruz hatta arada kocamda bize katılıyor.
61 notes · View notes
candeniz57 · 3 months ago
Text
Kocam Sabaha Kadar Başkasıyla Birlikte Beni Sikti
Kocam Sabaha Kadar Başkasıyla Birlikte Beni Sikti 25 yaşında 5 yıllık evli bir kadınım. Kocamla aynı yaştayız. Mükemmel bir evliliğimiz var, mutluyum, anlayışlı, her isteğimi yerine getiren bir kocam var. Ama tek sorunumuz cinselliğe bakış açımız. Kocam tam anlamıyla azgın bir erkek. Bense, onun kadar sekse meraklı değilim. Yetiştiriliş tarzım, seksi umacı gibi gösteren ailem, kendimi bakire olarak kocama saklayıp her şeyden kendimi soyutlamam, her şey bir araya geldi, neredeyse Frijit bir kadın oldum çıktım. Yıldırım aşkına tutulup birbirimizi sevdik, flört dönemini kısa tutup evlendik, birbirimizi yeteri kadar tanıyamadan. Sadece, ben ona ilk erkeğim olduğunu anlattım, o da buluğ çağından beri seks yaptığından bahsetti. Sayısız kız ve kadınla yatmış, ama tanıştıktan sonra sadece ben varmışım. Her şeyi bana o öğretecekmiş. Seviştiği hiçbir kadın benim kadar güzel, seksi, gösterişli değilmiş. Gerdek gecesinden başlayarak öğretmeye başladı da. İlk defa bir erkeği çırılçıplak gördüm, kalkmış bir erkekliğe ilk kez yakından bakıp dokundum, bacaklarımın arasına ilk kez bir yabancı el, bir erkek organı değdi. Zifaf korkumu, anlayışlı, sevecen kocamın yardımıyla atlatabildim, tüm gece uğraştıktan sonra, sabaha karşı bekaretimi verdim.
Sonrası da hep böyle devam etti. Sürekli kocam istedi, ben verdim. Sadece içki içtiğim nadir günlerde bazen azıp ilk hareketi ben yaptım. Tek kadeh bile beni sarhoş etmeye yeter, rahatlar, gülmeye başlarım. İkinci kadehte hareketlerimi kontrol edemem, o Seks'i görev gibi gören kadın gider, kocama azgın bir fahişe olurum, sonra da sızar kalırım. Sabah başımın ağrısıyla, bacaklarımın arasında kocamın kurumuş dölleriyle, yanımda mutlu mesut yatan kocamla uyanırım.
Bundan bir ay önce Antalya'ya tatile gittik. Güzel bir tatil köyüydü. Geniş bir arazinin içinde yayılmış Bungalow tipi, içleri çok güzel dekore edilmiş müstakil evlerden oluşmuştu. Her şey harikaydı, gülüyor, eğleniyorduk. Gündüzleri ortadaki büyük yüzme havuzuna, geceleri köyün içindeki diskoya gidiyorduk. Günlerimiz harika geçiyordu. Üçüncü günün sonunda havuz başında eğlenceler düzenleyen animatör gençle samimi olduk. Adı Hakan’dı ve hep bizimle takılmaya başlamıştı. Kocamla kafaları uyuyor, ben de onlara katılıyordum.
Kısa sürede Hakan’ın asıl amacının bana asılmak olduğunu anladım. Hareketleri, bana bakışları değişikti. Tamam yakışıklı çocuktu, güçlü kuvvetli, gösterişli kasları, sportmen vücuduyla güzel bir erkekti. Ama kocam varken ona yüz veremezdim. Kocama birkaç kez ima ederek anlatmaya çalıştım. Gece yatağımızda sevişirken kocama, “Kadir… Şu Hakan… Gözü hep üzerimde… Yiyecek gibi bakıyor. Havuzda iki parça bez var üstümde, onları da gözleriyle soyuyor. Çekiniyorum…” falan dedim.
Aldırmadı bile. Güldü, “Sikecek gibi mi bakıyor? Aldırma aşkım… Yanında ben varım. Öyle güzelsin ki, hele o minik bikinilerini giydiğinde öyle seksi oluyorsun ki, zavallı Hakan da her erkek gibi sana bakmadan yapamıyor. Boş ver! Sana bakan diğer erkeklerin yanında, o da, benim güzel, seksi karıma biraz bakıversin! Bence sakıncası yok, biz tatilimizin tadını çıkaralım!” diyerek sevişmeye devam etti.
Ne geniş kocam vardı benim. Kendine o kadar güveniyordu ki, kıskanmak kelimesini bilmiyordu bile. Kocam her zamanki gibi misyoner pozisyonunda üstümde gidip gelirken, bu kadar rahatlığın iyi bir şey olup olmadığını sorgulayarak yattım altında. Bir parça kıskansa daha mı hoşuma gidecekti? Kısıtlasa, her şeyime karışsa, kızsa. Karar veremedim bir türlü. Boş verdim ben de. Dikkatimi içime girip çıkan kocamın sikine verdim, bir parça zevk duymaya çalıştım.
Ertesi gün tatilimiz yine aynı şekilde devam etti. Yine havuz başı. Yine her boş anında yanımızda biten Hakan. Kocamın olmadığı anlarda onun beni yer gibi bakışları. Bir yandan çekiniyordum, pek yüz vermiyordum, bir yandan da böylesine beğenilmekten, istenilmekten gizli gizli bir mutluluk duyuyor, içim bir hoş oluyordu. Bir yanımda kocam, diğer yanımda Hakan. Bana hayran iki erkeğin arasında kendimi prenses gibi hissediyordum.
Beşinci gün akşamı diskoya gittik. Harika bir ortam vardı. İnsanın kanını kaynatan canlı, gürültülü bir müzik, etrafta dünyaya aldırmaksızın dans edenler, öpüşenler, sevişenler… Sütyensiz, dik memelerimi ortaya seren kısacık, askılı bir tişört, altımda mini etek, ayaklarımda yüksek topuklu sandaletler vardı. Yanımda müziğe uygun kıpırdayıp duran kocamla ayakta dikilip etrafı seyrediyorduk.
Hakan elinde kokteyl kadehleriyle yanımızda bitti. İçkiye dayanıksız olduğumu bildiğimden pek içmek istemiyordum. Ama hem Hakan’ın, hem kocamın ısrarlarını kıramadım, getirdiği kadehi aldım, içmeye başladık. İşte yine aynı şey oluyordu. Birkaç yudum sonra alkol damarlarımda dolaşmaya başladı. Benim de o evli, ağırbaşlı, ev kadını maskem bir anda çıt diye kırıldı, içimdeki kadın ortaya çıkıverdi.
Birinci kadehlerimiz bittiğinde Hakan hemen gidip ikincileri getirdi. Ben de onlara katılmaya, olduğum yerde kıpırdayıp dans etmeye başladım. İkinci kadehlerimizi fondip yapıp kocamla kendimizi dans pistine attık. Loş ışığın altında yanıp sönen, dönüp duran ışıklar, gümbür gümbür çalan hareketli müzikler…
Biraz sonra Hakan yanımıza geldi, yanımızda dans etmeye başladı. İki erkekle beraber dans ediyordum. Oryantal müzik başladı. En sevdiğim müzik. Kıvrılıyor, bükülüyor, uzun saçlarımı, mini eteğimi savurarak, müziğin ritmini içimde duyarak dans ediyordum. Hakan ve kocam da karşımda alkışlarıyla tempo tutuyorlardı. İkisinin de gözleri benim her yerimde dolaşıyor, bense onların arzulu bakışlarının altında bir profesyonel dansöz gibi kıvırıyordum.
Müzik bitti, masamıza döndük. Hakan tekrar içki getirdi. Ben artık kendimi iyice koyvermiştim. Bir dikişte onu da içtim. Olduğum yerde devam eden çılgın dans müziğinin etkisinde masada oturan erkeklerin önünde dans ediyordum. Öyle coşmuştum ki, oturduğum koltuğun üzerine bile çıktığımı hatırlıyorum. İkisi de, hatta etraftaki erkekler de aşağıdan beni izliyorlardı. Savrulan minicik eteğimin altına giydiğim tanga külodu bile görüyorlardı eminim…
Ve alkolün verdiği cesaretle buna aldırmıyordum bile. Hatta hoşuma gidiyordu bana öyle bakmaları… Kocam da beni durdurmak, aşağıya indirmek için hiçbir hareket yapmıyordu. Sanırım bana bakmaları kocamın da hoşuna gidiyordu. Bir süre sonra yoruldum. Hareketli dans, fazla kaçırdığım alkol iyice etkilemiş, ayakta duramıyordum. Başım dönüyordu. Gülüyor, saçma sapan konuşuyordum. Kocam koluma girdi, “Hadi gidelim hayatım, sen iyice zom oldun. Hakan bana yardım eder misin, karımı odamıza çıkaralım…” dedi.
İki yanıma geçip kollarımı boyunlarına attılar, beni kaldırıp diskodan çıkardılar. Aslında onların da benden farkları yoktu, onlar da iyi içmişlerdi. Kahkahalarla gülüyorlar, konuşuyorlar, dengelerini zor sağlıyorlardı. Ama ne de olsa erkek olduklarından içkiye daha dayanıklıydılar. Diskodan çıktık. Odamıza kadar olan yol boyunca kocamın eli sırtımda, Hakan’ın eli ise belimde, kalçalarımdaydı. Ben yürüdükçe elini kalçalarımda okşarcasına oynatıyordu. Öyle sarhoştum ki, tepki veremiyordum, o da okşamalarına devam ediyordu.
Odamıza geldik, kapıyı açtılar, içeri girdik hep birlikte. Beni yatağın yanına kadar getirdiler. Önce oturdum, sonra başım dönünce sırt üstü attım kendimi. Altımdaki mini etek sıyrılmış, küloduma kadar meydandaydı, biliyordum fakat aldırmıyordum. Bu kafayla, gecenin bu saatinde etek düzeltmekle uğraşacak halim yoktu hiç…
Hakan da ayakta, hemen önümde duruyor bana bakıyordu. Sanırım tanga külodumun manzarası hoşuna gitmiş olmalıydı, gözlerini ayıramıyordu benden. Kocam yandaki koltuğa oturmuş, mini buzdolabından içecek bir şeyler aranıyordu sarhoş sarhoş. Hakan bana bakmayı bırakıp, isteksizce iyi geceler diledi. Kapıya yönelmişti ki, kocam elinde içki şişesiyle seslendi, “Nereye Hakancım? Gel birer içki daha alalım dostum, cila olur!” diye davet etti.
Hakan da üstüne atladı, teklifi hemen kabul etti. Beni izlemeye doyamamıştı anlaşılan. Daha ilk içkilerini içerken kocam esnemeye başlamıştı. Bu arada Hakan’ın telefonu çaldı. Balkona çıkıp bir süre konuştu. Konuşurken bile gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu, görüyordum. Hakan balkondayken kocam içkisini bitirmiş, koltukta kaykılıp horlamaya başlamıştı. Konuşmasını bitiren Hakan kocamın yanına geldi, “Kadir abi!” diye seslendi, horlayarak uyuklayan kocamı dürttü birkaç kez, uyandırmaya çalıştı.
Kocam halen uyumaya devam ediyordu. Onu bıraktı, benim yanıma geldi. Ben kolumu bile kaldıramıyordum, kısık gözlerimin arasından etrafımda fıldır fıldır dönen odada olup bitenleri izlemeye çalışmakla yetiniyordum sadece. Yanıma oturdu. Uzun uzun beni seyretti. Her zamankinden farklı, boğuk bir sesle, “Bukeett!” diye seslendi bana. Başımı hafif kaldırıp aynı tonda, peltek peltek yanıtladım, “Efendiimmm?” diye. Gülüyordum bir yandan da. “Sen niye bir içki daha içmiyorsun Buket?” dedi. Elimi tutmuş okşuyordu bunu sorarken.
“Çok sarhoş oldum Hakancım. İçki istemiyorum artık…” dedim. O da, “Canım, daha çok soda var bunun içinde. Bak, bu hapı da içine atıyorum. Bu ilaç baş dönmesine, sarhoşluğa birebirdir, etkilerini azaltır!” dedi. “Azaltır mı? Heyy, güzelmiş. Ver bari içeyim!” dedim, kolumu zorla kaldırıp kadehi aldım elinden, sırtımı yatağın başlığına dayayıp yudum yudum içtim.
O da benimle beraber kendi içkisini yudumlarken havadan sudan konuşup duruyordu. Bu arada benden taraftaki elini de dizime atmıştı. Sonra o konuşmaya devam ederken, dizimdeki eli çok yavaş hareketlerle bacağımı okşamaya, hafif hafif yukarılara doğru ilerlemeye başladı. Umursamadım. Zaten bir şey yapacak, karşı koyacak halim de, niyetim de yoktu.
Biraz sonra okşamaların dozu arttı, bacağımdaki el yine okşaya okşaya eteğimin altına girdi. Adeta bir yılanın süzülmesi gibi ilerliyordu bacaklarımda. Hoşuma da gidiyordu okşaması. Kedi gibi gerindim uzandığım yerde. İçimde bir şeyler akmaya, kaynamaya başladı. Bacaklarımın arasında okşayarak ilerleyen eli şimdi küloduma ulaşmış, amımı okşuyordu tanga külodumun üzerinden. Yarım ağızla itiraz ederek doğrulmaya çalıştım, “Aaa… Ne yapıyorsun Hakan?” dedim peltek peltek.
“Şşşş! Sakin ol canım. Seni sikmek istiyorum sadece!” diyerek omuzlarımdan tutup geriye bastırdı beni. Direkt olarak sikmekten bahsetmesi komiğime gitmişti. Kızacağım yerde gülerek, “Terbiyesiz!” dedim. Elimi eteğimin altında kıpırdayıp duran elinin üstüne koydum ve “Ahh Hakan… Çok terbiyesizsin, biliyor musun? Hem terbiyesiz, hem yakışıklısın! Sana, heykel gibi vücuduna, kaslarına, mayonu kabartan sikine baktıkça bakasım geliyor! Bitiyorum Hakan! Yağlarım eriyor! Islanıyorum!” dedim. Sarhoşluğun verdiği cesaretle kelimeler istemsizce ağzımdan dökülüyordu. İçimden geçirdiğim, kendime bile söylemediğim şeyleri dile getiriyor, duygularımı, hayranlığımı itiraf ediyordum ona…
Hakan, “Ben de sana hayranım aşkım! Bu güzel, biçimli vücuduna, gülüşüne, seksiliğine. Hastayım sana. Seni ilk gördüğüm anda da, her gördüğümde de sikim kalkıyor! Seni sevmek, okşamak, sikmek için deliriyorum! Ohhh! Çok güzelsin yavrum! O gün bu gün! Şimdi seni sikmek üzereyim! İsteğim oldu! Kocanın yanında sikecem seni! Onun gözlerinin önünde! Her yerini sikecem! Bu gece benimsin! Benim kadınımsın! Benim!” dedi ve elimi tutup kucağına koydu. Pantolonunun altında sertleşmiş, kazık gibi olmuş aletini tutturdu bana. “Şuna baksana! Nasıl istiyor seni! Amına girmek için sabırsızlanıyor yarağım! Ohhhh! Bebeğim benim! Canımmm!” dedi.
Cevap verecek halim bile kalmamıştı. Onun böyle kaba, müstehcen, amlı, sikli, yaraklı kelimeler kullanarak konuşması da ayrı delirtiyordu beni. Tahrik oluyordum. Kocamdan pek duymadığım, konuşmasına izin vermediğim, susturduğum sözcüklerdi bunlar. Kendimi bıraktım ben de. Beni seven, okşayan eline karşı koyacak gücüm yoktu. Tam tersine, karşı koymak şöyle dursun, daha da ilerlesin, okşasın, sevsin istiyordum. Kanım kaynıyordu. Amımı okşayan el iyice cüretini arttırmış, külodumu çekip çıkarıvermişti. Parmaklarını içime sokmuştu. Islanmaya başlayan amımın dudaklarını, klitorisimi okşuyordu parmaklarıyla…
Kocama bakmayı akıl edebildim o durumdayken. Halen koltuğun üzerinde kaykılmış horlayıp duruyordu. Top atılsa duyacak hali yoktu. Sonra, bir şeyin farkına vardım. Kasıklarımda bir yanma başlamıştı. Alev alev yanıyordu amım, etrafı, içleri kaşınıyordu. Sanki vücudumun bütün kanı oramda toplanmıştı. Adeta tüm kanımın damarlarımda oraya doğru ilerlediğini hissedebiliyordum. “Ne oluyor bana böyle?” diye sormaya çalıştım. Hakan cevap bile vermedi bana. Eteğimi belime kadar sıvamış, başını kasıklarıma eğmiş, tüm dikkatini amıma vermişti. Dirseklerimin üzerinde doğrulmuş, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum sarhoş kafayla. Dudaklarını yapıştırdı amıma. Dilini çıkarmış, bir köpek yavrusu gibi yalıyor, dudaklarıyla somuruyordu amımı.
“Mmmmhhh!” diye inledim, “Ohhh, Hakan! Ne yapıyorsun sen?” dedim fısıltıyla. Yalamayı bırakıp bana baktı başını kaldırıp, “Amcığını yalıyorum canım! Güzel amcığını! İstemiyorsan bırakayım? Ne diyorsun? Bırakayım mı?” dedi. “Yoo! Hayır! Sakın bırakma! Çok güzel! Devam et!” diye atıldım hemen, “Yalaman hoşuma gidiyor, amımın ateşini alıyor sanki. Ne oluyor bana böyle Hakan? Amım yanıyor sanki. Ne yaptın bana sen? Yoksa… Koyduğun hap…” dediğimde, gülümsedi, “Sadece içkine azdırıcı koydum güzelim. Bu gece seni sikmem için yalvaracaksın bana! Sikimi sokmam için, amından götünden sikmem için, sikimi yalayabilmek için bana yalvaracaksın!” dedi.
“Yoo! Hayır! Asla yapmam, yapamam senin dediklerini! Ben evli bir kadınım, kocamın yanında nasıl yaparsın bunu bana Hakan?” diye itiraz ettim gücümün kalan son kırıntılarıyla. Beni bıraktı, ayağa kalkıp üzerindeki pantolon ve gömleği hızla çıkarıp atıverdi. Sadece slip küloduyla kaldı. Külodun önünde kocaman bir kabarıklık vardı. Sonra külodunu da indirip çıkardı. Havuzda mayosu ıslandığında kabarıklığını gördüğüm ve hep merak ettiğim yarağı fırlayıverdi dışarıya. Kocamınkiyle aynı boyutta, biraz kalınca bir yarağı vardı, taş gibi olmuş, yukarıya doğru kalkmış haldeydi.
Bana yaklaştı, yattığım yerden saçımı tutup canımı yakarak kendine çekti. Kasıklarına, yarağına yaklaştırdı dudaklarımı. Ne istediğini biliyordum. Çaresiz dilimi çıkarıp ucunu yaladım yavaşça. Bana, “Bu gece kocan benim tatlım! Yala onu!” dedi sert bir sesle. “Yala ve em!” dedi, sikinin başını ağzıma soktu haşince. Çaresizce dudaklarımı açıp içeriye kabul ettim. Saçımdan asılarak sikini sokup çıkarmaya başladı ağzıma. Diğer elini de uzatıp tişörtümün dekoltesinden soktu, sütyensiz göğüslerimin üzerinde dolaştırmaya, sıkıp avuçlamaya başladı. İnledim. Hoşuma gidiyordu onu yalamak. Kasıklarının erkek kokusu Afrodizyak gibi daha çok tahrik ediyor, delirtiyordu beni, sanki içkime koyduğu ilaç yetmezmiş gibi.
Elimi kasıklarıma, apış arama götürdüm. Orada yanan ateşi parmaklarımla okşayıp söndürmeye çalıştım. Ne mümkün! Yanıyordum alev alev. İnce parmaklarım yangını söndürmekte yetersiz kalıyordu. Bir de göğüslerimi avuçlayıp duran el daha da arttırıyordu ateşimi. Sonra ağzımdaki yarağını çıkarıverdi, onu tutan elimden kurtarıp geri çekildi. Yarağını emmekten yalamaktan ıslanmış dudaklarıma yumuldu. Hırsla karşılık verdim dudaklarına. Nefessiz bırakıncaya kadar öptü beni. Sonra dudaklarımı da bırakıp beni yatağa itti, kendisi doğrulup geri çekildi. Yatağın yanında ayakta beni izliyordu ıslak yarağını okşayarak…
Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi kalakaldım. Kasıklarımdaki o yanma, amımdaki şişkinlik, kaşıntı hissi halen devam ettiği gibi, sanki şiddeti daha da artıyordu. İki elimi de apış arama götürdüm, sıkıyor, okşuyor, yatağın içinde bacaklarım sımsıkı kapalı kıvranıyordum…
Başımı yana çevirdiğimde birden gözüm kocama ilişti! Korktuğum başıma gelmişti. Gözleri açıktı. Bana bakıyordu. Yanıbaşında çırılçıplak bir erkekle beraber yatakta yatan karısına. Dünya başıma yıkıldı sanki. Utandım, yerin dibine geçtim. “Kadir!” diyebildim.
Bu arada Hakan üzerime eğilmiş, üzerimde ne varsa bir bir çıkarıp atıyordu. Kısa sürede ben de çırılçıplak kaldım, yatakta kıvranır haldeydim. Duramıyor, içimde yükselen seks isteğini durduramıyordum. Kocamın ifadesiz bakışları parlamaya başladı sanki. Anlayamıyordum. Olan biteni kavrayamıyordum. Neler oluyordu bana böyle? Her zamanki alkol azgınlığı değildi bu. İçime bir şey girmesi, bir yarağın girip beni çılgınca becermesi için deliriyordum adeta. İçimdeki kaşıntıyı, yangını ancak böyle giderebilirdim. Öyle geliyordu bana…
Kocama yalvardım, elimi uzatıp çağırdım, “Kadir… Kocam… Yanıma gel… Yatağa… Seni istiyorum… Hemen…” dedim. Kocam ise sarhoş, kolunu kaldıramayacak vaziyette, koltukta beni, bizi izlemekle yetiniyordu. Peltek peltek, tipik sarhoş konuşmasıyla, dilini ağzının içinde zor döndürerek cevap verdi bana, “Karıjımm… Harika görünüyorsun… İkiniz de öyle… Sanki pornolardaki sikişen artistler gibisiniz… Hadi sevişin… Ben sizi seyredeyim…” dedi. Pantolonunu indirmiş, yarı sertleşen sikini eliyle sıvazlayarak bize bakıyordu bunu söylerken. Kulaklarıma inanamıyordum, neler söylüyordu bu adam?
Hakan atılıp söze karıştı, “Kadir abiden sana hayır yok. Benim seni sikmemi istiyor. Öyle değil mi Kadir abi? Karını becermemi ister misin? Şimdi, şurada, gözünün önünde sikeyim mi güzel karını? Seksi karını?” dedi. Kocam başını salladı onaylayarak, “Evet, karımı sik Hakan! Becer onu! Sik kaltağı! Amına koy karımın! Seksin ne olduğunu öğrensin! İsteyip de alamamak neymiş öğrensin! Yalvarmayı öğrensin!” dedi.
Hakan bana döndü bu kez, “Sen ne diyorsun aşkım? Sikilmek istiyorsun değil mi? Oh, yavrum benim! Nasıl da kıvranıyorsun seks için, sikilmek için. Amcığından sular akıyor. Deli gibi sikilmek istiyorsun, biliyorum. Şu anda kim gelse sikilmeye razı vaziyettesin. Defalarca denedim bu hapı, etkilerini çok iyi biliyorum. Sabaha kadar siksem doymayacaksın artık! Durmadan sevişmek istiyorsun şu anda. Ama hayır, yalvar bana! Sikmem için yalvar! Amına koymam için, yarağımı amına sokmam için yalvar! Yoksa düzmem seni, sikmem!” dedi.
Doğru söylüyordu. Öyle bir istekle kıvranıyordum, öyle bir çılgınca sevişme arzusu, sikilme isteği sarmıştı ki bedenimi. Bacaklarımı sımsıkı kapayıp amımı kıstırıyor, kollarımı kendime sarıp içimdeki kahredici isteği gidermek istiyordum. Ama nafile, dediğini yapmaktan başka çarem yoktu. Kısık sesle istediğini yaptım, “Lütfen Hakan…” diye kekeledim. Elini kulağına götürdü, gülerek, “Efendim? Duyamadım tatlım! Yüksek sesle söyle! Ben de, kocan da duyamıyoruz. Ne istiyorsun benden?” dedi. Artık sabrımın sonuna gelmiştim. Dayanamıyordum. Ne isterse yapmaya hazırdım, yeter ki siksin…
“Piç herif, seni istiyorum!” diye bağırdım, “Sik beni alçak! Ne istediğimi biliyorsun orospu çocuğu! O hapı atarken bu duruma düşeceğimi biliyordun. Becer beni artık! Sik! Ne istersen yaparım, gel artık!” deyip, bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Elimle amımın dudaklarından tutup açtım. İçinden sular akan pembe çiçeğimi ona gösterdim. Umutsuzca yalvardım. Onun sözcükleriyle, “Lütfenn… Seni istiyorum… O şeyini sok içime… Sikini… Yarrağını sok… Yalvarıyorum!” dedim. Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı, bayağı ağlıyordum istemsizce…
“Peki aşkım, madem çok istiyorsun sikmemi, istediğini vereyim ben de! Öyle değil mi Kadir abi? Bak nasıl ağlıyor karıcığın! Sikmemi istiyor benden! Sikmem için yalvarıyor bana!” dedi. Elini uzatıp yanaklarımdan akan gözyaşlarımı sildi, “Canım benim, kıyamam sana! Nasıl da ağlıyor, şuna bak Kadir abi!” dedi. Kocam da, “Hadi artık Hakan! Sen de yalvartma artık. İstediğini ver karıma! Bak ben de bekliyorum, sik artık şunu!” dedi.
Hakan sonunda dediğini yaptırmış, sikilmek için yalvartmıştı beni. Gözyaşlarımdan ıslanan yanağımı okşayan elini tutup avuçlarını öptüm, kendime çektim umutsuzca. Gülümseyerek geldi, bacaklarımı aralayıp arasına girdi. Sertleşmiş sikini tutup amıma sürttü. “Ohhhh!” diye inledim kıvranarak. Gerisinin gelmesini bekledim. Gelmedi. Sikini su içinde kalmış, ıslak yarığım boyunca ileri geri sürtüyor, klitorisimi sikiyle okşuyor, delirtiyordu beni. Sikinin bu ilk teması bile yetmişti bana. İlk kasılmalarımı yaşadım. Daha içime girmeden orgazm oluyordum. Amımdan sular fışkırıyordu adeta…
Tişörtümü alıp bacak arama sürdü, amımın ıslaklığını aldı. Amımın sularıyla ıslanmış tişörtümü burnuna götürüp kokladı. Sonra yavaş hareketlerle sikini amımın girişine nişanladı, başını dayadı. Dışı kuruyan amıma zorla sokmaya başladı. Acıyla inledim. Aldırmadı bile. Amımın dudaklarını ikiye ayırıp sokmaya devam etti. İçimden gelen zevk suları tekrar akmaya, amımı kayganlaştırmaya başlamıştı hemen. Yarıya kadar soktu, geriye çıkardı. Tekrar soktu. Bu kez bir hamlede dibime kadar girmişti yarağı. Boynuna sarıldım sımsıkı. Kendime çektim. Öyle bir zevk alıyordum ki, “Ahhh! Çok güzel!” diye inledim. Öylece kaldı içimde. Hareket etmiyordu. “Hadii! Devam et! Sik beni Hakan!” dedim…
Başını ellerimle tutmuş, dudaklarına çılgınca öpücükler konduruyordum. Gidip gelmesini istiyordum içimde, ama o hareketsiz duruyordu. Bu kez ben kalçalarımı kaldırıp indirmeye, sert yarağının amımda gidip gelmesini sağlamaya başladım. Delirmiştim adeta. Deli kuvveti gelmişti bana. Bacaklarımı beline dolayıp yana devrildim, erkeğimi sırt üstü yatırıp üzerine çıktım bir anda. Şimdi üstünlük bendeydi. İstediğim gibi hareket edebilirdim. O içimi kavuran istekle, inip kalkmaya başladım. Dizlerimin üzerinde yükseliyor, başı dışarıya çıkana kadar durmuyordum. Sonra hızla oturuyor, içimi yaran yarağı dibime kadar dayanıyor, kasıklarımız birbirine yapışıyordu…
Bir makine gibi devamlı tekrarlıyordum bu hareketi. Kasıklarındaki kılların klitorisime sürtünmesi öldürüyordu zevkten. Tekrar boşaldım o zevkle. Hakan’da ise tık yoktu. Boşalmamıştı. Dimdik yarağı içimde, emrime hazır bir asker gibiydi. Boşalmam bitince beni yana devirdi. Kalktı, belimi tutup domalttı yatağın üzerinde. Arkamdan girdi bu kez amıma. Dakikalarca gidip geldi. Zevk sularım bacaklarımdan yatağa süzülüyordu. Elimi araya sokup parmağımı klitorisime götürdüm. Başım yastıkta, domalmış vaziyette, parmaklarımla klitorisimi okşayıp sıkarken, Hakan da piston gibi gidip geliyordu içimde…
İyice hızlandırdı hareketlerini. Ben yine yükselmeye, orgazma yaklaşmıştım ki, aniden çıkıverdi içimden. Böğürüyordu adeta. Belimde, sırtımda sıcak dölleri hissettim yağmur gibi. Boşalıyordu. Tam orgazma yaklaştığım anda aniden içimden çıkması delirtmişti beni. Yatağa attım kendimi. Parmaklarımla kendimi okşamaya, klitorisimi hırpalamaya devam ettim. Beni heyecanla izleyen iki erkeğin önünde, yatakta kıvrana kıvrana kendimi tatmin ediyordum. Bağıra bağıra boşalmaya başladım az sonra. Dakikalarca kasıldım, titredim, inledim…
Kasılmalarım bittiğinde çarmıha gerilmiş gibi kollarım, bacaklarım açık kala kaldım. Bitmiştim. Kollarım tutmuyordu. Nefes nefese, soluk almaya çalışıyordum. Göğsüm körük gibi inip kalkıyordu. Ter içindeydim. Sırtımda Hakan’ın dölleri vardı, yattığım yerde ıslaklığını hissediyordum. Hakan elimden tuttu, kaldırıp koluma girdi, banyoya götürdü beni. Duşun altına soktu, bir güzel yıkadı, çıkarıp kuruladı. Tekrar yatağa getirip yatırdı. Gidip kendisi duşun altına girdi. Benimse parmağımı kıpırdatacak halim yoktu. Sırt üstü serilip kalmıştım yatakta…
Birden bacaklarımın arasında bir temas hissettim. Zorla gözlerimi açıp baktım. Kocamdı. İnledim, “Yoo! Hayır!” dedim. Kocam bana aldırmıyordu bile. Teni ıslaktı, su damlacıkları süzülüyordu. O da duşa girmiş, sarhoşluğunu atmış gibiydi. Bu kez kocam bacaklarımı araladı, kalkmış sikini amımasoktu. O tanıdık zevk ateşi anında tüm vücudumu sardı yine. Kendime inanamıyordum. Az önce boşalmıştım. On dakika olmamıştı daha. Ama içime giren kocamın sikini iştahla, sevişmeye yeni başlamış gibi alıyordum amıma…
Bacaklarımı ayırıp içimde yükselen şehvetin kollarına bıraktım kendimi. Gözlerim kapalı, kocamın içimde gidip gelen sikini hissetmeye çalışıyordum. Dudaklarıma temas eden bir sıcaklıkla gözlerimi açtım. Duştan çıkan Hakan yanımıza gelmiş, belindeki havluyu eliyle tutup tekrar sertleşmiş sikini dudaklarıma sürüyordu. “Aç ağzını! Yarrağımı ağzına al! Yala canım!” dedi. Dediğini yaptım hemen. Ağzımı kocaman açtım, sikini dudaklarımın arasından kaydırıverdi. Dudaklarımı kapatıp ağzıma alabildiğim kadarını somurmaya başladım. Dilimle de ağzımın içindeki kısmını okşuyor, emiyordum. Kocam da içimde gidip gelirken gözlerini benden ayırmıyor, karısını paylaştığı adamın sikini nasıl yaladığıma bakıyordu. Zevk aldığı belliydi, bizi izledikçe içimde gidip gelen sikinin daha da büyüdüğünü hissediyordum…
Kendime, yaptıklarıma, yaşadıklarıma inanamıyordum. Bir rüyada, bir porno filmde gibi hissediyordum kendimi. Kocam bacaklarımın arasında, içimde gidip geliyor, ben elin adamının sikini ağzıma almış her tarafını yalayıp emiyordum. Bir elimle de alttan sarkan taşaklarını okşuyordum sürekli. Sikini bana emdiren Hakan’ın eli memelerimde dolaşıyor, okşuyor, uçlarını sıkıyordu. Kocamsa ayak bileklerimi tek eliyle tutup bacaklarımı havaya kaldırmış, iyice daralan amımda gidip gelirken, zevk sularımla ıslattığı parmağıyla götümün deliğini okşuyordu…
O seks yapmayı görev gibi gören kadın mazide kalmıştı. Onun yerine azgın bir fahişe gelmişti. Azgın. Doyumsuz. Her yerimden, her deliğimden ayrı zevk alıyordum. Sürekli. Durmaksızın. Zevkten delirmek üzereydim…
Önce Hakan’ın ağzımın içinde emerek, dilimle okşayarak emdiğim siki kasılmaya, ayı gibi homurdanmaya, boşalmaya başladı. Saçlarımdan tutup sikini dibine kadar ağzıma soktu. Midem bulanıyor, öğürmek, sikini çıkarmak istiyordum. Ama bırakmadı. Aksine bastırıyor, bademciklerime kadar sokuyordu sikini. Sıcak spermlerinin boğazımdan aşağıya kaydığını hissettim. Hiç bitmeyecek gibiydi boşalması. Sanki az önce boşalan o değildi…
Kocam da hiç durmadan içimde gidip geliyordu, hızlanmaya başlamıştı. Hakan’ın orgazm iniltileri onu da ateşlemiş, o da kasılmaya başlamıştı. Gerilen vücudunu, daha da büyüyen sikinin amımda gidip gelmelerini hissediyordum. Hakan’ın ağzımın içine boşalması bitmeden, kocam da amıma boşalmaya başladı. Aynı anda, iki erkek birden döllerini akıtıyordu içime. Biri ağzıma, biri amıma. Bu da beni ateşledi. Tekrar orgazm olmaya, kocamın sikini amımla sağmaya başladım. Üçümüz birden boşalıyorduk. Odanın içini inlemeler, zevk feryatları kaplamıştı. Müthiş bir koro halinde, devinip duran, kasılan, şehvet ateşiyle yanan çırılçıplak bedenlerimizle yatağın üzerinde birbirimize karıştık sonunda…
Ateşimize otel odasının kliması bile yetersiz kalmış, ter içindeydik hepimiz. Nefes nefeseydik. Hala yattığımız yerde kasılıp duruyor, kim, neremize denk gelirse birbirimizi okşuyorduk. Kollarımız, bacaklarımız birbirine dolanmıştı. Dakikalarca bu durumda yattık. Sonra kocam kalktı. İkimizin de elimizden tutup bizi kaldırdı, banyoya girdik hep beraber. İki erkek, bir kadın tepemizden akan ılık suyun altında birbirimize sarıldık. Ben ortalarında, kocamın dudaklarını öperken, Hakan arkamda boynumu, omuzlarımı öpüyordu. Suyun dinlendirici etkisiyle kendine gelen bedenlerimiz birbirine yapışmış gibiydi. Erkeklerimin tekrar kıpırdanmaya başlayan siklerinin temasını, vücudumda dolaştıklarını hissediyordum. Biri önden, diğeri arkamdan, bacaklarımın arasına girmişti.
Hakan banyo rafına uzanıp duş şampuanını aldı, avucuna bolca döktü, bedenimin her yerini köpükler içinde bıraktı. Kocam da ön tarafımda aynı şeyi yaptı. Gözlerimi kapattım. Kendimi onların vücutlarının kaygan temasının, köpüklü ellerinin tüm vücudumda dolaşmasının verdiği zevke bıraktım. Kedi gibi mırıldanıyor, zevkten inliyordum aralarında…
Döndüm, ikisine birden sarıldım. Ortada değildim şimdi, onlardan biriydim, birbirine sarılmış, köpükler içinde üç bedenden oluşmuş tek bir varlık gibiydik. Zevk içinde birbirimize sarılıyor, okşuyor, öpüşüyorduk. Dudaklarımız, dillerimiz birbirini okşuyordu. Erkeklerim bana sarılıp okşadıkları gibi birbirlerini de okşuyorlardı. Kocam kulaklarımı, dudaklarımı öpücük yağmuruna tutarken, eli Hakan’ın gelişmiş kaslarında dolaşıyor, göğsünü okşayarak aşağıya inip dimdik havaya dikilmiş yarağını sıvazlıyor, oradan bana geçiyor, okşayarak kasılan karnımdan yukarıya, memelerime kadar çıkıyor, memelerimi avuçlayıp beni zevkten inletiyordu. Ardından aynı şeyi Hakan da kocama ve bana uyguluyordu. Katıksız, saf bir şehvet duygusu kaplamıştı üçümüzü de…
Hakan okşamayı bırakıp, güçlü kollarıyla beni havaya kaldırdı. Kaygan sikini altımdan amıma sürtmeye başladı. Bacaklarımı beline, kollarımı boynuna sarıp işini kolaylaştırmaya çalıştım. Yavaş yavaş aşağıya indirdi, çengel gibi beni yarağına astı adeta. Sikinin hepsi içimdeydi. Boynuna sarıldım sımsıkı…
O arada kocam da arkamda ikimize birden sarılmış durumdaydı. Onun da kalkmış sikini götümün deliğinde hissettim. Hakan’ın kalçalarımı kavrayan elleri onları ikiye ayırmış, minik göt deliğimi kocamın girişine hazır hale getirmişti. Kocam duş şampuanının köpükleriyle kayganlaşan sikinin başını göt deliğime sürtüyor, beni delirtiyordu. Hiç yapmadığım bir şeydi bu. Kocama değil götümü siktirmek, sözünü bile ettirmemiştim. Şimdiyse, göt deliğimin kenarlarında dolaşıp duran, okşayan kocamın sikinin verdiği zevk, Hakan’ın amımdaki sertliğinin verdiği zevke karışmış durumdaydı. Merakla bekliyordum başıma gelecekleri…
Kocam yüklenip bastırdı, kaygan sikinin başını yine köpükle kayganlaşmış minik göt deliğime soktu. Dudaklarımı ısırıp inledim. Hakan’ın dudaklarına kapandım. Pek beklediğim gibi acımamıştı. Sanırım köpüklerin etkisiyle olmuştu bu. Başı giren sik artık pek zorlukla karşılaşmadan yavaş yavaş girdi, girdi, sonunda kocamın kasıklarını kaba etlerimde hissettim. İki deliğim de dolmuştu şimdi. İçimdeki sikler sanki birbirlerine sürtünüyorlardı. Dudaklarımı ısırdım. Biraz acı. Çokça zevk…
Önde Hakan belini oynattı, kalçalarımı indirip kaldırdı, içimde gidip geldi, durdu. Bu kez kocam arkamda, götümde gidip geldi birkaç kez, o da durdu. İnanamıyordum. Aldığım zevk bitirmişti beni. Hem amımdan, hem götümden sikilmek. Bayılmıştım buna. Hayatımda tatmadığım zevkleri tadıyordum…
Ardından kocalarım bir makine ritminde çalışmaya başladı. Biri giriyor, diğeri çıkıyor, arkamdaki boşaltırken, önümdeki dolduruyordu zevk bölgemi. Dayanamıyordum, öylesine bir zevk alıyordum ki, inlemeye, feryat etmeye başladım. Hakan hemen dudaklarıma yapıştı, sesimi boğdu. Şimdi onun ağzının içinde boğuk boğuk inliyordum…
Bir süre sonra yoruldular, dinlenmek için durdular. Bu kez Hakan’ın boynuna asıldım, kalçamı indirip kaldırmaya başladım. İçimde hareketsiz duran taş gibi sikler, içimde alçalıp yükseliyor, aynı anda deliklerime girip, aynı anda çıkıyorlardı. Bu da zorluyordu beni. Bacak aram patlayacak gibi geriliyor, zorlanıyordum…
Sonra onlar harekete geçti, tekrar pompalamaya başladılar. Banyonun içinde vücutlarımızın çarpışmasıyla çıkan sesler, üçümüzün zevk inlemeleri yankılanıyor, bu sesler bizi daha çok baştan çıkarıyordu. Kocam bir süre sonra götümden çıktı, “Çocuklar, ben çok yoruldum!” dedi. Hakan amımdan çıkmadan, “Sen şurda yere yat Kadir abi! Biz sana gelelim!” dedi. Kocam duşun altından çıktı, sırt üstü banyonun fayanslarının üzerine sırtüstü uzandı. Siki dimdik havadaydı. Hakan beni kucakladı, kocamın yanına gittik. Arzudan titreyerek kocamın üzerine çıktım, sikini bir hamlede amıma aldım. Birkaç kez oturup kalktım…
Hakan arkamdan yanaştı, butlarımı ikiye ayırdı. Gçtümün deliğini iyice açıp sikini dayadı. Bu kez yer değiştirmiş oldular. Biraz daha kalın olan Hakan’ın sikini zorlanarak alabildim götüme. Yine dolmuştum. Yine harekete başladık. Zevk makineleri önümde, arkamda çalışmaya başladılar. Zevkten çıldırıyordum. Taş gibi siklerin içimde kayarak ilerlemeleri, girip çıkarken içerilerimi okşamaları, içimde çarpışmaları, iki deliğimin arasındaki etleri ezmeleri delirtiyordu beni…
Sonunda kaçınılmaz sonuç. Orgazm. Katıksız zevk. Küçük ölüm. Gözlerim kaydı, titremeler, kasılmalar başladı. Ben kasılırken içimdeki sikleri de ezmeye başladım. Girip çıkmakta zorlanıyorlardı. Kocam alttan bağırmaya başladı, “Ohhhh Aşkımmm! Amcığın delirtiyor beni! Geliyorum!” diye. Hakan da arkamda biteviye hareket halindeydi. Belimi tutan parmakları kasılıyor, kalçalarının hareketi artıyor, götümde gidip gelen siki daha çok girip çıkıyordu. Yine aynı anda boşalıyorduk, üçümüz birden. Kocam altımda amımın içine, Hakan arkamda götümün içine döllerini boşalttılar bağıra bağıra…
Boşalmamız bittiğinde halsiz kalmıştık. Her iki deliğime de boşalan erkeklerimin bıraktığı döller bacaklarımdan aşağıya süzülüyordu. Sırayla duşun altına girip çıktık, kurulanan gidip kendini yatağa attı. Pestilimiz çıkmıştı akşamdan beri. Sabahın ilk ışıkları perdelerden süzülmeye başlamıştı. İki erkeğim iki yanımda, birer bacaklarını üstüme atmışlar, ellerini memelerimin üzerine koymuşlardı. Defalarca boşalmanın verdiği tatlı yorgunluk, huzur içinde kendimizi uykunun kollarına bıraktık…
Öğleden sonraydı uyandığımda. İkisi de yoktu yanımda. Kalktım, duş aldım, bikinimi giyip dışarıya çıktım. Tahmin ettiğim gibi iki ortak havuz başında şezlonglara oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Neşeleri yerindeydi ikisinin de. Gülüyor, kahkahalar atıyorlardı. Beni görünce kalktılar, ikisi de yanıma gelip yanaklarımdan, dudağımdan öptüler, sevgiyle sarıldılar…
Orada kaldığımız üç gün boyunca ayrılmadık birbirimizden. Geceleri aynı yatağı paylaştık. Sabahlara kadar seviştik. Tatil bittiğinde evimize döndük. Kocamla o tatilde yaşadıklarımızdan, Hakan’dan söz açmadık bir daha. Yaşadığımız her şey o tatil köyünde kaldı. Ama kocamla aramızdaki ilişki de mükemmel bir hale geldi. Kocamın tam istediği kıvamda, seksi seven, isteyen, hiçbir şeye hayır demeyen bir kadın olup çıktım. Sevişmek için birimizden birinin istemesi, bir bakışımız yetiyor, birbirimizin kollarına atılıveriyor, saatlerce sevişiyoruz. Ne alkolün rehavetine, ne azdırıcı ilaca gereksinimimiz var. Mutluyuz. Her ne kadar itiraf etmesek, konuşmasak da, ikimiz de biliyoruz ki, bu mutluluğumuzu Hakan’a borçluyuz!
7 notes · View notes
elimiel · 25 days ago
Text
@dusenyildizlar ile en başta iki yabancıydık. Sonra kader bizi tanıştırdı ve önce arkadaş sonra çok iyi dost olduk. İkimizin de midesinde kelebekler tepişmeye başlayınca sevgili olduk. Sevgililik süresince ve tabi arkadaşken de birbirimizi çok daha yakından tanıdık ve evlenmeye, hayatı birlikte yaşamaya karar verdik. Önce nişanlandık, bir kaç ay sonra da evlendik.
Arkadaş, yakın arkadaş, sevgili, nişanlı ve evlilik süreçlerini yaşadık ve hala yaşamaya devam ediyoruz. O benim en yakın arkadaşım en iyi dostum biricik eşim. Şimdi o biricik eşim ile beraber farklı bir ülkede aynı yerde çalışmaya başladık ve bunca birliktelik hikayesine iş arkadaşlığı da eklendi.
Artık ben onun kolegasıyım, o benim kolejenkam 😎
5 notes · View notes