#erem şentürk
Explore tagged Tumblr posts
Text
Cesur yürekli Erem Şentürk, sizin gibilerin sayılarının çoğalması temennisiyle 👍👏👏👏
80 notes
·
View notes
Text
Gazeteci Erem ŞENTÜRK:
“Ben ateistim, ben ölünce beni yakın, sizin dininize de Allah’ınıza da savaş açtım” diyen insanlar ölünce rahmet okunmaz, ölüsü yıkanmaz, cenaze namazı kılınmaz. Kendinizi günaha sokmayın. Allah’a savaş açanla aynı safta durmayın.
Kendi ne istediyse, ne beyan ettiyse öyle muamele edilir.
Zorla Müslüman muamelesi yapmak ölüye de saygısızlık.
7 notes
·
View notes
Text
TÜRKİYE VE DÜNYADAN ÖNEMLİ HABERLER | EREM ŞENTÜRK DEĞERLENDİRİYOR
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70TR)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
2 notes
·
View notes
Text
MOSSAD DOSYASI : Kayseri'deki olaylarda MOSSAD'ın ne işi var ??? Erem Şentürk anlattı
Kayseri’deki olaylarda MOSSAD’ın ne işi var ??? Erem Şentürk anlattı Gazeteci Erem Şentürk, Kayseri’de yaşanan olayları değerlendirirken, MOSSAD detayına dikkat çekti. Taciz videosunun çekmesinden 3 saat önce Kayseri isimli iki telegram gruplarının kurulduğunu belirten Şentürk, "Telegram grupları kurulmuş videolar, talimatlar da dağıtılmış." dedi. Kayseri’de Suriye uyruklu olduğu açıklanan bir…
0 notes
Text
Erem Şentürk
@EremSenturk
Abone ol
1948 sonrası kurulan dünyanın örnek vatandaş tipi. Ortak dinleri var ve sürekli güncelledikleri psikolojik sorunları olan çocuk katli bir tanrıya tapıyorlar. Sadece Gazze için değil Irak’ta 1.5 milyon insanı işkenceyle öldürürken de bu şekilde eğlendiler aynen bu şekilde bir tür tapınma ayini içindeydiler. Afganistan’da, Yemen’de, Afrika’da ve Suriye’de aynen böyle çocuk öldürüp eğlendiler tapındılar ve sonra sığındıkları ülkelere geri döndüler.
0 notes
Text
"Uydurma" Olduğu Öne Sürülen Uyuşturucu Kullanıma İlişkin "Pudra Şekeri" Savunması
“Uydurma” Olduğu Öne Sürülen Uyuşturucu Kullanıma İlişkin “Pudra Şekeri” Savunması
Kürşat Ayvatoğlu’nun Soruşturma Kapsamında Alınan İfadesinde Uyuşturucu Kullandığı Görüntüler İçin Pudra Şekeri Savunması Yaptığı İddiasının Asılsız Olduğu İddiası Doğru Değil Lüks aracında uyuşturucu kullandığına ilişkin görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasının ardından gözaltına alınan eski AKP Genel Merkez personeli Kürşat Ayvatoğlu’nun yürütülen soruşturma kapsamında alınan ifadesinde…
View On WordPress
0 notes
Text
Filistin sosyal medyadan kurtarılır mı?
Elbette ne Filistin ne Suriye ne Kerkük ne de canımızın yandığı herhangi bir derdimiz sosyal medyadan çözülmez. Üstelik her fırsatta İsrail’e sadakatini bildiren Jack Dorsey’in sahibi olduğu Twitter’dan İsrail’le kapışmaya çalışmak en hafif ifadesiyle çocukça bir çelişki bile olabilir.
Peki ne yapacağız o zaman? Gerçek bir şeyler yapmamız lazım değil mi? İsrail’i ve birlikte şımardıkları barbar Batı’yı köşeye sıkıştıracak gerçek bir şeyler. Onları bizim istediğimiz zemine çekebilmemiz lazım mesela, değil mi? Üstelik diğer Müslüman ülkelerin de aynı safta toplanması ve birlikte hareket etmesi lazım. Çünkü İsrail’i ve diğer şımarık sömürgeci Batılılar’ı köşeye sıkıştırıp Filistin’i kurtarmak için hem askeri hem ekonomik hem de kültürel zeminlerde ciddi bir koordinasyonla aynı anda çok yönlü çalışmamız lazım. Tweet atarak olamaz bu iş yani...
Kim yapacak peki bu dediklerimizi? Seçip yetkilendirdiğimiz siyasetçiler ve destek olup güçlendirdiğimiz STK’lar. Doğru mu, doğru…
O halde şöyle bir konuşma yapan siyasetçi hayal edelim birlikte:
“Sevgili vatandaşlarım, malumunuz Filistin, işgalci İsrail’in zulmü altında çile çekiyor. Hep birlikte kolları sıvayıp, en başta dinimizin ve her fırsatta övündüğümüz o şanlı tarihimizin bize yüklediği sorumluluk gereği İsrail’e müdahale ediyoruz. Elbette bu müdahalemizin bedelleri olacaktır. İçinde Rusya ve Çin’in de olduğu Batılı güçler karşımızda birleşecekler. Sözüm ona Rusya ve AB, Çin ve ABD gibi taraflar şu anda adı konulmamış bir çatışma halindeymiş gibi numara yapıyor olabiliyorlar. Biz yarın sabah İsrail’e müdahale ettiğimizde İngiltere, İsviçre, Belçika, Almanya, Rusya, Çin ve ABD tarihte eşi görülmemiş bir dostlukla birbirlerinin koluna girip bizim karşımıza dikilecekler. İran’ın yaptığı İsrail karşıtlığı propagandalarına da inanmayın. İran, yarın sabah müdahale başladığında İsrail’e destek olmak için ilk gidenlerden hatta koşarak gidenlerden olacak. Bu müdahalemizle İbrahim Aleyhi Selam’dan miras kalmış ata toprağımızı yeniden hürriyete kavuşturmak için gayret etmiş olacağız. Biz gayret edeceğiz, Allah (azze ve celle) ne murad ettiyse o netice halk olacak. Müslüman bir millet olarak fiili dua için İsrail’e müdahale ediyoruz. Başta ekonomi olmak üzere birçok sahada çok ağır bedeller ödeyebiliriz. Uzun yıllar sıkıntı yaşayabiliriz…”
Şu konuşma gerçekleşse ne olur? Milletin çoğunluğu, “Gelsinler, biz bedel ödemeye hazırız. Bize bu dünyada imtihan için verilmiş mallarımızın, kazançlarımızın azalmasına razıyız. Bugünler için büyüttüğümüz oğullarımızın bu uğurda şehit ve gazi olmaları için dua ediyoruz. Kalan dullar ve yetimler Allah’ın emri üzerine bize emanet olacaktır” der mi? Halk böyle mi cevap verir? Yoksa o konuşmayı yapan siyasetçi birkaç gün sonra siyasi hayatının en büyük hezimetiyle iktidardan düşürülüp maceraperest, hayalperest hatta hain mi ilan edilir? Cevabı hepimiz biliyoruz, dillendirmemek lazım...
O halde ne yapmalıyız peki? Buna razı olmak ne demek, bunu talep edecek bir millet inşa etmeliyiz. O yüzden gönül mimarlarımız olmalı. Gönül mimarlarımız olmalı ki bizi imar etmeli. Kendi gerçeğimizle yüzleşip, kendi gerçeğimizi inşa etmeliyiz. Tarih başka ne işe yarar ki? Atalarının hatalarından ders alıp kendi gerçeğini inşa edersin tarihle. Bunu yapabilmek içinse talep eden olmalıyız. Talep edebilmek içinse bunun farklında olmalıyız. Bunu farkında olabilmek içinse bunun gündemde olması lazım. Gündeme getirmek için de elimizdeki bütün iletişim ve iletim mecralarında bu konuyu işlemeliyiz. Tam da bu sebepten dolayı sokağa çıkmalı sosyal medyada yazmalıyız işte. “Yazıyorsunuz da ne oluyor” dediklerinde aklıma gelen en ince cevap ise: Sen yazmıyorsunuz da ne oluyor?
Erem Şentürk/Diriliş Postası
80 notes
·
View notes
Photo
Ne diyorlar; Türkiye yurt dışından buğday ithal ediyor. Ama Türkiye'nin bu aldığı buğdayları işleyip tekrar dışarıya ihraç ettiğini yazmıyorlar, Örneğin Türkiye'nin Dünyada en çok makarna ihraç eden ikinci ülke olduğunu yazmıyorlar. Olaya vakıf olmayanda eyvah yandık bittik, zanneder... ALGI BÖYLE BİR ŞEY.
Sputnik Türkiye: "Türkiye, 1.4 milyar nüfuslu Çin'den daha fazla buğday ithal etti."
Erem Şentürk: "Türkiye dünyanın en fazla unlu mamül ihraç eden ve 600 milyon dolar kara geçen ülkesi oldu demek yerine, işleyip ihraç etmek için ithal ettiği hammaddeyi başlığa çekmek... Eski numara bu. Millet artık yemiyor bu sahtekarlıkları."
(Kaynak: https://www.facebook.com/gokhan.kahraman.144/posts/3539488532827116)
#sözler #anlamlısözler #güzelsözler #manalısözler #özlüsözler #alıntı #alıntılar #alıntıdır
5 notes
·
View notes
Text
Sultan Baba vardı Allah rahmet eylesin. Eyüp Sultan Camii bahçesini süpürürdü. “Tak diye ölüyorsun, bak bu kesin, tak diye ölüyorsun, gavurun gözüne girmek için Allah’ın ayetlerine bu sert, bu yumuşak diye kıvam verme, tak diye ölürsün kabirde kıyamete kadar yumuşatırlar” demişti
Erem Şentürk
20 notes
·
View notes
Text
Kuvâ-yi Milliye ve HAMAS
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70NL)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
2 notes
·
View notes
Text
"Gayretten kaçan her tembel neticeye dertlenir."
-Erem Şentürk
34 notes
·
View notes
Text
MEDYA DOSYASI /// VİDEO : EREM ŞENTÜRK YILMAZ ÖZDİL OLAYINI BÖYLE YORUMLADI - SURATINA TÜK ÜRE TÜKÜRE KOVDULAR
VİDEO LİNK : https://www.youtube.com/watch?v=92-Fh64QZyw
View On WordPress
0 notes
Text
Okuyunca cok etkilendim..sizinle de paylasmak istedim....lütfen sonuna kadar sıkılmadan okuyunuz😔
😔ÜSKÜDAR MARMARAY
Tam metroya bineceğim, yaşlı bir amca makinenin önünde panik yapmış dolduramıyor kartı. Arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya;
"-Hadi be ne yapıyorsun? Flört mü ediyorsun makinayla?" tabi bunu duyunca delirdim,
“-Ne yapıyorsunuz ya!” dedim, amcaya yardıma gittim.
“-Canım amcam sen ne istiyorsun?” dedim.
“-Kartım yok” dedi,
Doldurduk kartını. Dedim;
“-Al istediğin yere git bununla. Hatta sen başvuru yap, senin yaşına ulaşım ücretsiz” dedim. Neyse ben de doldurdum kendi kartımı, metroya geldim. Baktım amca orada bekliyor hâlâ.
“-Ne oldu?” dedim.
“-Yavrum adres soracaktım. Beni azarlarlar diye soramadım. Seni bekledim.” dedi.
“-Olur mu öyle şey amcam” dedim,
“-Peki nereye gidecektin sen?”
“-Üsküdar Marmaray” dedi.
“-Amca Kirazlı’ dayız, orası karşı tarafta. Nasıl bu kadar uzağa geldin?” dedim. Kafasını eğdi,
“-Dur!” dedim, anlattım ona.
“-Buradan Yenikapı’ ya git, oradan sarı çizgiyi takip et Marmaray’a bin. Oradan 2 durak sonra Üsküdar Marmaray’ dasın.” dedim.
Baktım amca mahzun mahzun bakıyor anlamamış durumu.
“-Tamam amca gel gidiyoruz.” dedim. Atladık metroya gidiyoruz Üsküdar’a doğru, yolumuz var da var.
Muhabbet olsun diye;
“-Amca nerelisin?” dedim.
“-Malatya” dedi.
“-Var mı kayısı bahçesi filan?” dedim.
Dedi ki;
“-Yavrum ben emekli ağır ceza hakimiyim.”
Vay be dedim içimden, onlarca kişiye müebbet dağıt, 40 yıl, 50 yıl hapis ver, sonra gel metroda kartı şaşır, ey insanoğlu...
Sonra amca dedim;
“-Malatya’ dan İstanbul’a neyle geldin? Uçakla mı otobüsle mi?” Amca dedi ki;
“-Hatırlamıyorum”
“-Amca valizler nerede?” dedim.
3 yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı,
“-Nerede?” dedi....
O an anladım amca demans hastası, yani kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmek.
“-Peki amca nereye?” dedim,
"Oğlum beni, Üsküdar Marmaray’da bekliyor" dedi. Neyse,
“-Telefon nerede?” dedim..
“-Nerede?” dedi.
Dedim iş sıkıntı. Neyse indik Üsküdar Marmaray’da. Oturduk bekliyoruz gelen giden yok. Dedim;
“-Amca kimliği ver”
Baktım adına, soyadına sonra bir tanıdığı aradım.
Dedim böyle böyle, kimdir bu? yakını vs., bir numara bulur musun? Sağolsun yardımcı oldu. Harbiden Malatya’ lıymış, kızının numarası geldi. Aradım, dedim;
“-Gece gece rahatsız ettim ama...”
Daha lafımı bitirmeden,
“-Üsküdar Marmaray’da mısınız?”dedi. Evet dedim şaşırdım da tabi.
Dedi ki;
“-Size eniştenin numarasını vereyim. O nu arayın” Aldım numarayı, aradım enişteyi. Dedim;
“-Gece gece rahatsız ediyorum ama...”
O da hemen;
“Üsküdar Marmaray’da mısınız?” dedi.
“Evet” dedim, ya herkes biliyor, acaba ben mi bilmiyorum. Niye burdayız? derken neyse enişte geldi az sonra.
Gelir gelmez sarıldı bana, ben başladım azarlamaya.
“-Demans hastası bu adam! Niye tek başına salıyorsunuz dışarı? 3 yaşında birini salmakla aynı şey! Hem o oğlu da kim? Burada bekliyorum diyor amcaya hep.” dedim.
“-Demans hastası evet. Geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor doğru ama oğlu polisti. 3 yıl önce şehit oldu. Ve oğluyla son telefon görüşmesinde;
“Baba seni Üsküdar Marmaray’da bekliyorum" demişti. Her şeyi unuttu onu unutmuyor, arada evden kaçıp buraya geliyor.”
Dizlerimin bağı çözüldü. Kaldım öylece..
Onlar gitti, kafamda cümleler dolaşıyor.
Belki dedim; oğlu gerçekten de oraya geliyor ama biz göremiyoruz. Konu üzerinde daha sonra düşündüm. Demans hastalığı bizim de hastalığımız toplum olarak, geçmişimizi unuttuk sağa sola savruluyoruz. Kim olduğumuzu unuttuk... Nereye gideceğimizi unuttuk...
(Erem Şentürk)
Facebook: @ByAlpjuan
Instagram: @alpjuan
YouTube: By Alpjuan
Twitter: @alpjuan1
114 notes
·
View notes
Quote
EREM ŞENTÜRK KARDEŞİMİZİN TWEET'İNDEN... FOTOĞRAFTAKİ DETAYA İYİ BAKIN... (Erem Şentürk @EremSenturk Gözyaşlarıyla konuşan hanım Somali asıllı İlhan Ömer. ABD'de Kongre'ye girecek ikinci Müslüman kadın aday. Konuşmayı telefonuyla çeken (solda) Somali asıllı ABD vatandaşının telefonuna dikkat edin. Şimdi Türkiye’nin sınırlarını, ne ifade ettiğini ve etkisini bir daha düşünün.)
23 notes
·
View notes
Text
Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay'ın Tutuklandığı İddiası
Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’ın Tecavüz Suçlamasıyla Tutuklandığı İddiası Doğru Değil
11 Eylül 2020 günü 11:00 saatleri civarında sosyal medyaya ve haber sitelerine bir “son dakika” haberi düştü. İddiaya göre Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, tecavüz suçlamasıyla tutuklanmıştı. Ancak, iddianın basına ve sosyal medyaya düşmesinin sadece 1 saat ardından gerçeği yansıtmadığı…
View On WordPress
0 notes