#elde giysi boyama
Explore tagged Tumblr posts
Text
Evde Kumaş Boyama ve Kot Boyama
Evde Kumaş Boyama ve Kot Boyama
#BitkilerdenBoyaEldeEtme, #BitkilerdenNasılBoyaEldeEdilir, #BoyaBitkileri, #CeketBoyama, #DoğalBoyalar, #ElbiseBoyama, #EldeGiysiBoyama, #EldeKumaşBoyama, #EvdeKumaşBoyama, #GiysiBoyama, #KotBoyama, #KumaşBoyama, #KumaşBoyamaAdımları, #KumaşBoyamaÇamaşırMakinesi, #KumaşBoyamaIpuçları, #KumaşBoyamaMalzemeleri, #KumaşBoyamaPüfNoktaları, #KumaşBoyamaRehberi, #KumaşBoyamaTekniği, #KumaşBoyamaYöntemleri, #KumaşRenklendirme, #MontBoyama, #RenkAtması, #TekstilBoyama, #TekstilBoyamaYönergeleri, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler https://is.gd/hNusqi https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/evde-kumas-boyama-ve-kot-boyama/
Evde kumaş boyama veya kot boyama çok popüler, bu yazımızda size hem genelde kullanılan boyalarla ilgili bilgiler, hem de boya bitkileri ile ilgili bilgi vermeye çalışacağız. Özellikle, boya bitkileri ile ilgili yayımladığımız iki makaleyi de aşağıda belirttik kesinlikle okumanızı tavsiye diyoruz.
Koyu renkli kumaşların, çeşitli çevresel faktörlerden dolayı ( güneş, yıkama vs.) zamanla renklerinin solduğu görülür. Sırf renklerini kaybettiği için bu elbiselerin eskidiklerini düşünerek atarız. Oysa, temin edilecek toz kumaş boyaları ile elbiseler boyanabilmekte ve yeni gibi olabilmektedir. Bir kaç ip ucu bilinirse kumaş boyama yöntemleri ile elbiseler eskisinden dahi kalıcı renge sahip olabilecektir.
Kumaş boyası ( genelde victoria marka olanı tercih ediliyor) kırtasiyelerden, aktarlardan, tuhafiye ve manifaturacılardan temin edilebilir. Ancak bu işletmelerde illaki satılacak bir kaide yok çünkü bazılarında artık satılmıyor. İnternet üzerinde kolaylıkla temin edilebilir. Ayrıca, kumaş boyası yanında renk sabitleyici de alınması önerilir. Bu ikisi alındıktan sonra gerek duyulan diğer malzeme ise iki adet kova ( elde boyama için ) yada bir çamaşır makinası.
İlginizi çekebilir: Doğal Boya Elde Edilen Bitkiler – Kepsut / Balıkesir
Ayrıca kumaş boyama ve kot boyama ile ilgili bir kaç önemli nokta belirtelim;
1-) Boyama işlemi tek renkli giysiler için geçerlidir. Farklı renk ve desenler için daha özel ve beceri isteyen yöntemler vardır 2-) Giysinizi, giysinizin renginden başka bir renge de boyayabilirsiniz. Burada dikkat etmek gereken nokta, seçeceğiniz rengin giysinizin renginden daha koyu olmasıdır. Yani, giysiniz açık mavi ise koyu bir renk seçebilirsiniz ancak koyu mavi ise açık bir renge sağlıklı bir şekilde boyayamazsınız. Fakat, ağartma işlemi kullanarak, sonrasında bu işlemler denenebilir. 3-) Boyanacak kumaşın daha çok pamuk, yün veya naylon olması gerekir. Polyester ve akrilik kumaşlar için daha özel boyalar ve daha yüksek sıcaklıklar gerekebilir. 4-) Ceket, mont, palto ve kot pantolanlar için çamaşır makinesi olumlu sonuç verebilir ancak daha çok elde boyama tavsiye edilir. Elde boyama için yazımızın sonunda bilgi verdik. 5-) Boyama sırasında kesinlikle eldiven kullanılmalıdır ve boyanın temas edebileceği yer gibi zeminlere gazete örtülmesinde fayda vardır. 6-) ÖNEMLİ: Koyu renkli kumaşların gerek orjinalleri, gerekse boyanmışlarında görülen en önemli sorun renk atmasıdır. Bazı kaynaklarda, yeni alınan bir elbisenin veya boyama işlemi tamamen bittikten sonra ( fiskeleme işlemi dahil ) eski bir elbisenin, 2-3 saat biraz fazlaca tuzlu ve fazlaca sirkeli suda bekletilmesi tavsiye edilmektedir. Bunun amacı ise rengi tamamen sabitlemektir. Tabi bu yöntemin; kot, keten, pamuk, yün ve naylon gibi kumaşlarda başarılı olacağı kanaatindeyiz. 7-) Makinanızın deterjan gözünün boyanmasını istemiyorsanız toz kumaş boyasını ayrı bir plastik şişe veya kapta su ile karıştırıp makinanın içine yerleştirebilirsiniz.
Evde Çamaşır Makinasında Kumaş Boyama ve Kot Boyama Nasıl Yapılır?
Eğer boyayacağınız kumaş hassas bir kumaş değilse çamaşır makinasının sıcaklığı 80-90 dereceye getirilir. Eğer hassas bir kumaşsa, duruma göre 50 ile 70 derece arasındaki bir sıcaklık tercih edilir.
Eğer ceket, mont, kaban, kot pantolon gibi kalın kumaştan yapılmış giysiler boyanacaksa boya miktarı biraz arttırılabilir. Ancak ince kumaşlı ürünler için boya miktarı az tutulabilir.
Kalın bir kumaş boyanacaksa bir paket kumaş boyası, ince bir kumaş ise yarım paket kumaş boyası bir bardak kaynar vaziyette olan sıcak su içinde eritilir ve içerisine bir çay kaşığı tuz ve bir yemek kaşığı sirke atılır ve bardak içindeki boya ile birlikte iyice karıştırılır. Daha sonra ise elde edilen boya çamaşır makinasının deterjan gözüne dökülür ve yumuşatıcı gözüne ise renk sabitleyici ( fiske ) eklenir.
Elbise çamaşır makinesine atılır ve makine ön yıkamasız çalıştırılır ve yıkama işlemi bittikten sonra eğer boya kalıntısı varsa elde iyice durulanarak asılır.
Boyama işleminden sonra makine bir kere boş vaziyette çalıştırılır. Nedeni ise makina içinde kalan boya artıklarının, bir sonraki çamaşır yıkamanızda elbiselere geçmemesi içindir.
İlginizi çekebilir: Doğal Boya Bitkileri (Balıkesir – Savaştepe)
Elde Kumaş Boyama ve Kot Boyama Nasıl Yapılır?
Kont pantolon, mont ve ceket boyama için için daha çok elde boyama tavsiye edilir. Bunun için giysi, bir kova sıcak su içerisine daldırılır ve iyice ıslatılır, bu aşamada kesinlikle kuru yer kalmamalıdır. Bunun için kova içinde iyice karıştırılır ve bir süre bekletilir. Daha sonra bir bardak ılık su içinde bir paket kumaş boyası iyice eriyene kadar karıştırılır. Elde edilen boya ise bir kova sıcak su içerisine eklenir. Üzerine fiske ( sabitleyici ) eklenir.
Ellerin boyanmaması için geri kalan işlem eldivenle yapılmalıdır. Giysi, bulunduğu kovadan çıkartılır ve boyalı kova içerisine daldırılır ve iyice karıştırılır. 4-5 dakika kadar, boyanın iyice emilmesi için karıştırma işlemine devam edilir. 2 saat kadar, giysi boya içerisinde bekletilmeli ve bu 2 saatlik süre zarfında bir kaç kez giysi boya içinde iyice karıştırılmalıdır. 2 saat geçtikten sonra, bir leğen içerisine sıcak su ve deterjan konur ardından giysi boyalı kova içinden çıkartılarak leğene alınır ve iyice boyasının akması sağlanır. Daha sonra giysi soğuk su ile iyice durulandıktan sonra kurumaya alınır.
#bitkilerden boya elde etme#bitkilerden nasıl boya elde edilir#boya bitkileri#ceket boyama#doğal boyalar#elbise boyama#elde giysi boyama#elde kumaş boyama#evde kumaş boyama#giysi boyama#kot boyama#kumaş boyama#kumaş boyama adımları#kumaş boyama çamaşır makinesi#kumaş boyama ipuçları#kumaş boyama malzemeleri#kumaş boyama püf noktaları#kumaş boyama rehberi#kumaş boyama tekniği#kumaş boyama yöntemleri#kumaş renklendirme#mont boyama#renk atması#tekstil boyama#tekstil boyama yönergeleri#Tıbbi bitkiler#tıbbi ve aromatik bitkiler
0 notes
Text
Hobi tasarım insanların canları sıkıldığında boş zamanlarında sevdikleri keyif aldıkları uğraşabilecekleri keyifli aktivelerdir. Eymen Hobi Tasarım olarak müşterilerimize hobi süs malzemeleri, hobi aksesuarları, stencil kalıpları, Cadence boya çeşitleri, fırça çeşitleri vb. daha fazla hobi malzemeleri sunmaktayız.
Resim ve çizim yapmak için şövale çeşitleri ve avantajlı şövale fiyatları için Eymen Hobi Tasarım ile iletişime geçebilirsiniz. Şovaleler, resim sehpaları resim dalında hobileri olan kişiler için çok rahat ve kullanışlı alanlar sunar.
Şövale modelleri çerçeve yapısı, çalışma yüzeyi, ayarlanabilir ve taşınabilir olmasından dolayı tercih edilir. Bu özellikleriyle hobi boya çeşitleri akrilik hobi boya fiyatları ve hobi boya çeşitleri ve fiyatları birlikte keyifli ve güzel çalışmalar ortaya çıkarmanıza yardımcı olur.
Hobi amaçlı resim yapmak için kullanılan boya fırçası resimlerinizde daha detaylı ve güzel çalışmalar yapabilmek için farklı boyutlardaki fırçaları kullanabilirsiniz. Resim fırçası modellerinden; yuvarlak uçlu fırçalar daha detaylı resim çizimlerinde kullanılır hobi resim çalışmalarınızda size kolaylık sağlar.
Düz fırça çeşitleri; düz ve geniş yapıya sahiptirler. Düz fırçalar yollar, binalar gibi kalın ve ince çizgiler çizebilmek için kullanılır. Hobi resim malzemelerinde kullanabileceğiniz tuval, hobi boyası fiyatları, boyama malzemeleri̇ çeşitleri ve fiyatları, fırça gibi bütün yardımcı malzemelerine işletmemizden ulaşabilirsiniz
Hobi edinmenin faydaları günlük yaşamdaki stresi azaltır ve bunun yanında yaratıcılığı geliştirmektedir. Hobi edinmek ve hobi zevki kişiden kişiye değişebilir. Hobi ve el i̇şi malzemeleri, hobi ve tasarım malzemeleri, hobi boyaları & hobi boya seti fiyatları için bizimle iletişime geçmeyi unutmayın.
Yassı uçlu fırçalar; geniş yerleri ve detaylı alanları boyamak ve kenarları yumuşatmak için kullanılır. Detay uçlu fırça ise ince ağızlı oldukları için resminizdeki en ufak detayları çizebilmek için kullanabilirsiniz. Hobi boyası fiyatları ve çeşitleri, hobi boya modelleri ve fiyatları, hobi boyası renkleri ile zamanınızı güzelleştirebilirsiniz.
Yuvarlak uçlu fırça çeşitleri; genellikle sulu boya ve yağlı boya çalışmalarında kullanılmaktadır. İnce uçlu olduğu için resminizde yuvarlak daireler ve ince detayları vurgulamanızı sağlamaktadır. Hobi boya ve malzemeleri, cadence boya çeşitleri ve boyama malzemeleri, en iyi hobi boyası ile güzel çalışmalar ortaya çıkarabilirsiniz.
Hobi yardımcı ürünler hobilerinizde kullanılabilecek çeşitli yardımcı ürünlerdir. Kesme, boyama, modelleme ve şekillendirme gibi dekoratif amaçlı kullanılan malzemelerdir. Hobi aletleri ve aksesuarları uygun fiyatlarla satış yapmaktayız.
Hobiler ve hobi çeşitleri kişiden kişiye değişebilir. Bu nedenle kullanılacak hobi setleri fiyatları ve modelleri çeşitlilik göstermektedir. Kendi zevkinize göre hobi aksesuarları, süsleme malzemeleri fiyatları ve modelleri, süsleme malzemeleri̇ toptan, evde süs yapımı malzemeleri için bize ulaşabilirsiniz.
Epoksi kalıp farklı çeşitlerde ürünler oluşturmak için kullanılan bir kalıptır. Bu kalıp epoksi reçine kabı olarak da bilinmektedir. Epoksi kalıpları ile ne yapılır? Epoksi kalıpları ile bir çok uygulama yapılmaktadır. Mesela bardak altlığı, kül tablası, mumluk biblo gibi daha fazla ürünler elde edebilirsiniz.
Boncuk süsleri kullanımı geniş bir yapıya sahiptir genellikle sanat ve el işleri malzemeleridir. Süsleme ve hobi malzemeri takı yapımı, el işleri, oyuncak, giysi tasarım gibi yerlede kullanılmaktadır.
Stencil tasarım şablonları; geometrik desenler, hayvan figürleri, yazılar ve sayılar gibi daha bir çok çeşitleri bulunmaktadır. Bu şablonları kullanarak kıyafet, duvar, çanta aksesuarları gibi kendi zevkinize göre baskılar yapabilirsiniz.
Takı yapma malzemelerinde kullanabileceğiniz ve hobilerinizi süsleyebileceğiniz ürünler boncuk çeşitler, teller, zincirler, kaplamalar vb. gibi ürünlerdir. Takılar bir çok kişinin süs amaçlı taktığı kolyeler, bileklik tarzında tercih edilmektedir.
Hobi boyaları resim hobilerinize canlılık katmak için kullanabilirsiniz. Akrilik boyalar; su bazlı boyalardır. Bu boyaları tuvalde kağıt çalışmasında ahşap ürünlerinizi boyarken kullanabileceğiniz güçlü ve kalıcı boyalardır.
Yağlı boyalar; yağ bazlı boyalardır ve daha ve daha geç kurur tuval ve ahşap boyalarında kullanılır karıştırma tonlama için kullanılır. Sulu boyalar; su bazlı opak renklerdir kağıt üzerinde uygulanır ve canlı renklere sahiptirler. Bunlar gibi daha fazla boya çeşitleri ve türleri bulunmaktadır.
0 notes
Text
NİLSEM’li kadınların el emekleri göz doldurdu
https://pazaryerigundem.com/haber/174023/nilsemli-kadinlarin-el-emekleri-goz-doldurdu/
NİLSEM’li kadınların el emekleri göz doldurdu
Bursa’da Nilüfer Belediyesi’nin kadınların sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlamak için kurduğu NİLSEM 2023-2024 eğitim döneminde de binlerce kadına eğitim verdi.
BURSA (İGFA) – Kurulduğu günden bu yana 40 bine yakın kadına eğitim vererek onların üretim ve sosyal hayata katılmalarını sağlayan Nilüfer Sürekli Eğitim Merkezi (NİLSEM), 2023-2024 eğitim dönemini tamamladı.
Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde, kadınların sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlamak amacıyla kurulan NİLSEM, 2005 yılından bu yana 39 bin 853 kadının hayatına dokundu.
Kadın giysi dikimi, gümüş kazaziye, makrome, çini boyama ve hasır sepet gibi 264 farklı branşta düzenlenen eğitimlere 4 bin 853 kadın katıldı. Kadınlar, yıl boyunca öğrendiklerini renkli bir sergiyle taçlandırdı. Kursiyerlerin el emeği göz nuru eserleri, NİLSEM’in Fethiye Mahallesi’ndeki merkezinde sergilendi. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in eşi Nuray Özdemir, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Fethiye Mahalle Muhtarı Mustafa Ormanlı, Nilüfer Halk Eğitim Merkezi Müdürü Alaaddin Sarı, NİLSEM eğitmenleri ve kursiyerlerinin katılımıyla bu yıl 11’incisi gerçekleştirilen serginin açılışına el sanatları meraklıları büyük ilgi gösterdi. Nilüfer Belediyesi Halk Dansları Topluluğu’nun açılışta yaptığı dans gösterileri ise izleyenlerden büyük beğeni topladı.
“KADINLARIMIZI DESTEKLEMEYE HAZIRIZ”
Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, kadınların hayatın içinde daha fazla yer almasını istediklerini belirterek, “Nilüfer Belediyesi olarak kadınlarımızı her konuda desteklemeye hazırız. Önümüzdeki dönemde NİLSEM kurslarımızın sayısını artırmayı ve Nilüfer Halk Eğitim Müdürlüğü ile işbirliklerimizi güçlendirerek birçok projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu sayede kadınlarımızın el becerilerini geliştirmelerini ve ekonomik anlamda kazanç elde ederek kendilerini daha da ileriye taşımalarını istiyoruz” dedi.
Fethiye Mahalle Muhtarı Mustafa Ormanlı, kadınların eğitim, üretim ve sosyal hayatta var olmalarının ve ekonomik anlamda katma değer oluşturmalarının önemine vurgu yaparak, NİLSEM kursiyeri kadınları tebrik etti.
Nilüfer Halk Eğitim Merkezi Müdürü Alaaddin Sarı da, NİLSEM ve halk eğitim merkezlerinin birbirleriyle eş değer işler yaptıklarını belirterek, Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Halk Eğitim Merkezi arasında imzalanan protokol ile bu kurumların daha üst düzeyde hizmet vermeye başlayacağını söyledi. Konuşmalar sonrasında Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in eşi Nuray Özdemir, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, Nilüfer Halk Eğitim Merkezi Müdürü Alaaddin Sarı NİLSEM eğitmenleri ve kursiyerlerine katkılarından dolayı belge ve plaket takdim etti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Noni suyunun faydaları nelerdir?
Noni suyunun faydaları nelerdir?
Noni Suyu Nedir? Bu meyve suyu, Güneydoğu Asya’ya özgü bir ağaç olan Morinda citrifolia’nın meyvesinden elde edilir. Noni ağacı genellikle lavlar arasında büyür. Hem giysi boyama hem de çeşitli tedaviler için halk arasında kullanılmıştır. Bununla birlikte, noni meyvesinin çeşitli tedavilerdeki etkinliğinin sadece bazı çalışmalarda kanıtlandığını bilmemiz önemlidir. Ancak araştırmacılar yararlı…
View On WordPress
0 notes
Photo
⚠️Hiper gerçek bir kumaş / Hyperreal fabric (Kaydırmalı post👉🏻) -Please see comment section for English.- 🌟TÜRKÇE: EINT:DENIM™ denim değildir. Denimin olumsuz yönlerini ortadan kaldırırken, olumlu yönlerini taklit etmek için tasarlanmış hiper gerçek bir kumaştır. EINT:DENIM™ üretimi için kullanılmış giysilerden geri dönüştürülmüş lifler kullanılır, indigo ve çevreye zararlı kimyasallar içermez. EINT:DENIM™ ayrıca ihtiyaçlara göre özelleştirilebilen dokularla en iyi konforu, performansı ve işlevselliği sağlar. Çevreye duyarlı ve teknoloji odaklı bir malzemedir. RENU® lifi, atılan giysilerin yanı sıra giysi yapımı için üretilen artık kumaşlar ve parçalanmış kumaşlar kullanılarak elde edilen bir geri dönüştürülmüş polyester lifidir. Atık lifler, saf liflerle aynı işlevi görebilen lifler sağlamak için ayrıştırma ve yeniden polimerizasyon gibi kimyasal işlemlerle geri dönüştürülür. EINT:DENIM™; RENU®, pamuk ve spandex liflerini içerir. AirDye®, geleneksel baskı ve boyama yöntemlerine kıyasla %95'e varan oranda su, %86'ya kadar enerji ve %84'e kadar sera gazı tasarrufuna yardımcı olur. Bu özel teknik, EINT:DENIM™ kumaşının renklendirilmesinde kullanılır. #rensourcing #eintdenim #airdye #sustainablefashion #sürdürülebilirmoda #fashioninnovation #denim (Ren Sourcing - Sibel Ege) https://www.instagram.com/p/CQJOXdprFnv/?utm_medium=tumblr
0 notes
Text
Estetik: Kime? Ne Kadar Etkili? Hangi Uygulama Ne Kadar Güvenli?
Toplumumuzda bir çok konuda olduğu gibi estetik, güzellik, zayıflama, sağlıklı yaşam ve benzeri konularda, sosyal medyanın da etkisiyle ciddi bir bilgi kirliliği oluşmaya başladı. Bu alanlardan belki de en çok revaçta olanı estetik uygulamalar ve estetik ameliyatlar. Günümüzde sıkça rağbet gören ameliyat dışı estetik uygulamalar ile estetik ameliyatların güvenliği ve etkinliği üzerine plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanı Doç. Dr. Nebil Yeşiloğlu ile bir söyleşi yaptık.
Estetik mi kozmetik mi? Hangisi doğru nitelendirme?
Kozmetik sözcüğü köken olarak cosmesis kavramından geliyor. Yani aslında cosmos olarak bildiğimiz evren kelimesinin kökeninden. Cosmos aslında bir düzen, tertip, süs anlamına geliyor. Zamanla Yunanca cosmeticos kelimesi aslında bu düzeni, tertipi, süs sağlamak için yapılan eylemleri tanımlamak için kullanılmış. 17. Yüzyıldan itibaren ise makyaj başta olmak üzere, insan vücudunu dışarıdan yapılan kamuflaj amaçlı işlemlerle güzel gösterme anlayışı olarak oturmuştur. Aslında bu anlamda sayılabilecek işlemler içerisinde saç şekillendirilmesi (kuaförlük), saç protezi , makyaj, tırnak protezleri ve tırnak boyama sistemleri, bronzlaşma teknolojileri (solaryum gibi), yapay kaş oluşturma uygulamaları, giysi ve bunlarla uyumlu aksesuar tasarımları yani moda gibi birçok uygulama yer alıyor.
Estetik ise başlı başına kendi felsefi akımını yaratmış bir kavram. Estetik kelimesini ilk olarak Alman filozof Baumgarten kullanmış ve duyularımızla elde edilen bilgiyi inceleyen bilim olarak nitelendirmiş. Konu çok geniş olmakla birlikte bugün tıpta estetik anlamında düşünülmesi gerekenler insan cildinde, cilt altı yumuşak dokularında, kemiklerinde ve kıkırdaklarında yapısal değişikliğe yol açabilecek ameliyatlar ve uygulamaları içine almaktadır.
Estetik ameliyatların sıklığının azalarak yerini daha basit estetik ameliyatlara bırakmaya başladığı doğrumudur?
Bu algı büyük ölçüde günümüzün vazgeçilmezi olan sosyal medyada ki paylaşımlardan kaynaklanıyor. Hastalarda öncesi- sonrası fotoğrafların çoğu dolgu ve botoks uygulamaları gibi muayenehane tipi işlemlerden oluşuyor ki bir günde onlarca hastaya bu tür uygulamalar yapılabilirken yapılabilecek ameliyat sayısı sınırlı. Dolayısıyla sanki ameliyattan basit müdahalelere doğru bir yönelim varmış imajı ortaya çıkıyor. Özellikle estetik plastik cerrahi uzmanları olarak bizler de muayenehanede bu tür uygulamaları sıkça yapıyor olsak da yaptığımız işlemlerin çoğunu ameliyatlar oluşturuyor.
Az önceki ifadeniz dikkat çekici; yani estetik cerrahi uzmanlarının da ameliyat dışı estetik uygulamalar yaptığı ile ilgili. Peki estetik ameliyatlar daha etkiliyse neden siz estetik cerrahlar da bu uygulamaları yapıyorsunuz?
Nedeni basit değil mi? Yapılan ameliyat dışı estetik uygulamaların kendilerine göre yan etkileri vardır. Peki yan etki oluştuğunda, örneğin botoks uygulaması sonrasında kaşınız düşüp, uyurken göz kapağınız açık kalırsa, dudağınıza ya da burnunuza dolgu yapıldığında buralar morarıp, şişip, siyahlaşmaya başlarsa, yüzünüze radyofrekans uygulandığında cildinizde yanık alanları oluşursa kime gitmeyi düşünürsünüz? Plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanına. Bakın branşımızın tam adı aslında tüm bu sorunların giderilebileceği tek branş anlamına da geliyor. Biz sadece estetik uygulamalar yapmıyoruz aynı zamanda onarıma yönelik yani rekonstrüktif ameliyat ve uygulamalar da yapıyoruz. Tüm bunları beraber düşündüğümüzde ben kendi adıma ameliyatı bir kenara bırakın, herhangi bir estetik uygulama için bu konuda tam donanımlı tek branş hekimi olan plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanına giderdim. Dolayısıyla en başa dönersek söz konusu olan ve etkileri cerrahi teknikler kadar fazla olmayan yöntemlerde bile esas uygulama hakkı bizim branşımıza aittir. Dolayısıyla bunlarla ilgili tüm cihazlar da elimizin altında doğal olarak bulunacaktır. Geride kalan tün branşlar bugün popüler olan estetik cerrahi alanından fayda görmek isteyen yan branşları kapsar. Estetik uygulama kavramı ülkemizde o kadar esnetildi ki bir muayenehane tabelasında psikiyatri uzmanı isminin altına “ Psiko-estetik (ruhsal güzellik)” ifadesini ekleyerek sektöre girmeye çalışabiliyor. Düşünün ki estetik cerrahi alanımıza ne kadar dış müdahale var.
Sosyal medyada yer alan fotoğraflarla karar vermek gerçekten mantıklı bir seçenek midir?
Dünya değişiyor, sosyal medya tabii ki insanlara ulaşımda önemli bir araç ama aslında sorulacak soru çok ve bir konferans konusu olabilir. Sosyal medyadaki öncesi sonrası pozlarla karar vermeyi düşünenler en azından şu iki noktayı bilmeliler: Genellememekle beraber öncesinde bol ışıklı fotoğraf çekerken sonrasında flaşın kısılması kusurları da gizleyebiliyor. Bu çok sık yapılan bir uygulama ve hastalar öncesi ve sonrasını dikkatle kıyaslamalılar. Fotoğraflar arasındaki ışık farkı çeşitli uygulamalarda eşitlendiğinde gerçekten komik sonuçlar ortaya çıkarabiliyor. Bir diğer durum, artık sosyal medya paylaşımları yapan birçok kişinin saniyeler içinde vücudunda değişiklikler yapabilmesini mümkün kılan uygulamaların olması. Örneğin burunda dolgu uygulamalarına bakıyorum, sonrası müthiş görünüyor, güzel şekillendirilmiş gibi ama öncesine bakıyorsunuz, burun sırtında öyle bir tümsek varki dolguyla üst kısmını doldurduğunuzda alınla burnun geometrik olarak birleşmesi gerekiyor. O zaman emin olun ki dolgu uygulaması büyük olasılıkla doğru ama, öncesinde ki fotoğrafa kocaman bir tümsek eklenmiş. Tam bir komedi. Dolayısıyla, bugün sizi uzaylıya çevirebilecek fotoğraf işleme teknolojilerine sahipken sosyal medya uygulamalarındaki paylaşımlarla doktor seçimine gitmek çok büyük bir yanlış. Dikkat edin doktor diyorum, merdiven altı uygulamaları geçin zaten. İçerisinde video görselleri olsa bile bu, o uygulamanın uzun dönem sonuçlarının iyi olacağını göstermiyor. Dahası çok ciddi facialarla da karşılaşabiliyoruz.
Genele baktığımızda ise sosyal medyada fotoğraf paylaşımları hasta izin verse de yasak olmakla birlikte bu tür paylaşımlar genelde hastayı kendine çekme ihtiyacından kaynaklanıyor. Öte yandan bu durum hiç hasta paylaşımı yapmayanların söz konusu ameliyat ve uygulamaları yapmadığı gibi yanlış bir imaj yaratabiliyor.
İnsanlar hangi uygulamanın ya da ameliyatın ne kadar etkili olduğuna nasıl emin olabilir?
Estetik dünyasında uygulamaları üçe ayırmak mümkün; hiçbir etkisi olmayanlar, geçici ve kısa sayılabilecek sürelerde ama kısmen etkili olanlar ve gerçekten etkili ve kalıcığı uzun olan uygulamalar. Etkinin ne olduğu da önemli. Örneğin, cilde dışarıdan sürülen cilt bakım ürünlerinin reklamlarda ballandırarak adlandırıldığı gibi kırışıklık açıcı, derin katlantıları tedavi edici bir etkisi yoktur. Bunlar sadece, o da devamlı kullanıldıkça cildin nem oranlarını dengelerler ve sürekli kullanmanız gerekir. Sadece retinoik asit denilen A vitamini türevlerinin ya da peeling (kimyasal soyma) ürünlerinin cildin üst tabakalarını yenileyici etkisi olmaktadır. Dolayısıyla bahsettiğim kırışıklık açıcı etki anlamında, etkisizler sınıfına geride kalan sürülebilir ürünleri de alabilirsiniz. Yine saç sıklığını artırma konusunda çeşitli dolandırıcılık görselleri dolaşıyor. Bir kova macunun kişinin kafasına boca edildiği ve sonrasında sırma saçlı delikanlının ortaya çıktığı görseller. Bunlara kesinlikle bulaşılmamalı.
Kısmen etkililer sınıfında ise ameliyat dışında geriye kalan dolgu, botoks, hücresel tedaviler (PRP, kök hücre gibi), iplerle uygulanan işlemler, enerji bazlı cihazlar (lazer, hifu adlı odaklanmış ultrason, soğuk lipoliz) gibi çok geniş bir yelpaze var.
En etkili uygulamalar sınıfında hangi yöntemler var? Muhtemelen bunlar daha çok merak ediliyordur.
Aslında estetik anlamında en etkili ve kalıcılığı en uzun süren yöntemler estetik ameliyatlardır. Ama şu bilinmelidir ki vücudumuzun bazı temel düşmanları var; kilo alıp verme, yer çekimi, zaman yani yaşlanma. Dolayısıyla en etkili olan estetik ameliyatlar uzun süreli kalıcılık öngörse de bunlar da az önce saydığımız etkenler nedeniyle belli bir süre sonra etkileri eskisi kadar olmasa da bir miktar geriye dönecektir.
Pahalı uygulama doğru uygulama mıdır? Tersini de düşünürsek ucuz uygulama kötü uygulama mıdır?
Aslında uygulamanın pahalılığından ziyade dikkat çekecek kadar ucuz olması hastayı düşündürmeli. Bugün ilaç maliyetleri belli ve hiç de düşük değil. Ülkemizde de dünyanın en kaliteli markalarını tercih eden klinikler var ki öyle de olmak zorunda. Ama litrelik şişeden çekilen dolgu ya da botoks ürünleri, sanayi tipi sıvı silikon jel, sonuçları gerçek anlamda facia olan polimerik dolgular kullanan merdiven altı merkezler var. Bunların hastalara sundukları fiyatlar gerçekten gülünç. Bu fiyat uçurumunu sorduğunuzda kendilerinin ürünleri toptan aldığını o yüzden ucuz olduğunu söyleseler de aslında yapılan işlem açık dolandırıcılık. Yakın zamanda bir hemşire hanımın kuaföre yaptırdığı dolgu medyada haber olmuştu.
‘Pahalı uygulamalar herkeste güvenlidir.’ şeklinde net birşey de söylenemez. Daha doğrusu en pahalı uygulama, en pahalı ilaç bile yan etki yaratabiliyor. Ama uygulama pahalı olduğunda en azından kalitesiz ürün tehlikesiyle karşı karşıya kalma ihtimaliniz de düşüyor. Tabii gittiğiniz klinikte açılan kutu ile kutunun içindeki enjektörü aynı marka olmama ihtimali de var.
Nasıl yani? Bir kutudan farklı bir ilaç çıkabiliyor mu?
Tabii ki bu üretici firmanın yaptığı bir şey değil. Uygulamadan önce içerideki enjektörler uzak doğu ürünü başka bir enjektörle değiştirilebiliyor. Artık bu konuda ciddi ustalık kazandığını bildiğimiz etiketlenmiş yerler var. Buna rağmen hastalar ucuz diye rağbet edebiliyor. Ancak bu uygulamalardan sonra karşılaştıkları sorunlar için bize başvurduklarında tedavi maliyetlerinin çok daha katmerli olduğunu görerek üzülüyorlar. Çünkü bir kısmı ameliyatla tedavi edilebilir sorunlar.
Kuaför ya da benzeri yerlerde bu uygulamaların yapılmasının nedeni ucuzluk mudur sizce?
Aslında bunun temel nedeni bu yerlerin vitrin oluşturması. Yani, güzelleşme, estetik ve benzeri konular için bu tür alanlar, kadınların ve erkeklerin bir araya geldikleri yerler. Estetik ya da kozmetik uygulama yaptıran bir kişi doğrudan etraftakilere kaynak oluşturuyor. Tabii bu potansiyeli gören kuaförler anlaşma yapabilecekleri hekimlere hasta yönlendirme yolunu seçebildikleri gibi ucuza maliyet sağlayabildikleri noktada ‘çantacı’ olarak tariflenen ve kuaför kuaför gezen kişilere bu uygulamaları yaptırıyor. Bunların çoğu hekim ya da hemşire bile değil ve gerçekten kalitesiz malzemeler kullanarak ve hatta kalitesiz malzemeyi kaliteli malzeme kutusu içinde göstererek faciayla sonuçlanan uygulamalar yapabiliyorlar. Gündeme gelmeyen, dogu enjeksiyonu sırasında alerjik reaksiyon sonucu kuaförde hayatını kaybeden insanlar var. Bu herkeste olabilecek bir reaksiyon ve uygulama yapılan kurumun en azından bir hekimin güvenli çalışma alanı olması gerekiyor.
Gündemimizde olan ekonomik dalgalanmanın bunu artırdığı söylenebilir mi?
Başta da söylediğim gibi estetik uygulamalar keyfiyete dayanır. Dolayısıyla bu tür bir uygulamayı güvenilir olmayan ellerde yaptırmak deliliktir. Öte yandan ekonomik dalgalanma dönemlerinde ilginç bir şekilde estetik uygulamaların oranları da düşünülenin aksine artış gösteriyor. Bazı hastalarımızla yaptığımız görüşmelerde bunu dile getirenler oldu ve görünüşe göre estetik ameliyat olmak isteyen hastalar bütçelerinin bir kısmını saklama planı nedeniyle, genellikle geçici bir süre için olmak üzere daha basit estetik uygulamalara yöneliyor.
Estetik uygulama yaptıracak kişiler temelde nelere dikkat etmelidir?
Estetik keyfi bir uygulamadır. Zorunlu değildir. Yani siz varolanı daha da güzelleştirmeyi amaçlarsınız. Dolayısıyla böyle bir keyfi uygulamadan çıkacak sonuçların önceki halinizi daha kötüye götürmemesi gerekir. Öncelikle yapılacak uygulamalarla ilgili bilgi sahibi olmak gerekli, yani mümkün olduğunca okumuş olarak gitmek. Siz bilseniz de doktorunuzdan yaptıracağınız uygulamanın etki mekanizmasını ve sonuçlarını öğrenin. Sonraki aşamada, gittiğiniz kliniğin duvarlarındaki sertifikasyonları, diplomaları inceleyin, en azından estetik plastik cerrahi uzmanı ya da cildiye uzmanı olması önemli. Uygulama ile ilgili detaylı bilgi aldıktan sonra size yapılacak işleme izin verdiğinize dair onam formu imzalatılıyor mu? İşlem öncesi arşivleme amaçlı fotoğraf çekimi var mı? Uygulanacak madde yapay dolgu, botoks gibi bir fabrikasyon ürün ise yanınızda açılıyor mu, ilgili markanın kökeni, kutusunda yazan ibareler gibi detaylara dikkat edilmeli. Hekimin hastayı bir süre sonra kontrole çağırarak tekrar değerlendirmesi de size önem verildiğinin bir göstergesi. Bu tür yaklaşımlar oranın ciddiyete sahip bir klinik olduğunu düşündürür ve tercih nedeni sayılmalıdır.
Teknoloji ürünü olan cihazlarla yapılan uygulamalarla ilgili düşünceniz nedir?
Bu cihazların bir kısmı deriyi atlayarak deri altında yer alan bağ ve yağ dokusunu hedeflemektedir. Son dönemde odaklanmış ultrason (Hifu) ve deri altına doğrudan giren altın iğne radyofrekans cihazları temel olarak bağ doku da kollajen üretiminin ve dolayısıyla cilt elastikiyetinin artırılmasını hedeflerken yağ dokuda da programlı hücre ölümü yaratarak incelme sağlanmasını hedefler. Etkileri genellikle 1nci aydan sonra oturur ama belli aralıklarla yenilenmeleri gerekir. Ameliyat düşünmeyen hastalara aralıklı olarak uygulayabiliyoruz ama bunların hiçbiri estetik ameliyatın sağladığı ve hemen ortaya çıkan etkiyi sağlamıyorlar. Yani örneğin yüz germe ameliyatı ile yapılan anatomik onarımın yerini şu anki teknolojilerin hiçbiri tam anlamıyla tutmuyor. Zaten hastalarımız da bunun bilincindeler.
Giderek özel konulara giriyoruz. Soğuk lipoliz uygulaması ideal sonuçlar sağlıyor mu?
Soğuk lipoliz aslında yağ dokusunu soğuk ve vakumlama ile travmaya uğratarak programlı hücre ölümü ve dolayısıyla yavaş yavaş ortaya çıkan bir incelme sağlamayı hedefler. Tekli ya da çoklu seanslarla çeşitli miktarlarda incelme sağlanabilen hastalarımız oluyor ancak bazı hastalarda etki düşündüğümüz kadar fazla da olmayabiliyor. Soğuk lipoliz, liposuction yani kapalı teknikle yağ alma ameliyatı kadar hızlı etki sağlamaz. En iyi sonuçlar ikinci aydan sonra ortaya çıkar. Tekrar uygulama gerekebilir.
Kök hücre tedavisi popüler oldu, peki bu tedavi estetikte ne kadar etkilidir? PRP uygulamasından ne farkı var? Hücresel tedaviler yeteri kadar biliniyor mu?
Ne yazık ki ülkemizde kök hücre, PRP, fibroblast, kollajen, ve benzeri tedavilerin ne olduğu ve etkinliğine yönelik kişilerin doğru bir bilgiye sahip olduğunu söylemek zor. Geçenlerde bir hasta “dudağıma kök hücre yaptırdım, hiç dolgunlaşmadı!’ şeklinde veryansın etti. Biraz sorgulayınca, uygulamanın kök hücre adı altında çok daha basit işlemlerle elde edilen PRP yani plateletten zengin plazma olduğunu anladım. Şu anda birçok insan kök hücre tedavisi adı altında basit kan ürünü uygulamalarına tabi tutulduğunun bilincinde değil. Hücresel tedaviler kan ya da yağ doku kökenli çeşitli ürünlerle yapılmaktadır ve yine etkinlikleri uygulanan işleme göre 6 ay- 3 yıl arasında değişir. Konu çok geniş ama en azından şunu söyleyelim, kök hücreler birden fazla doku tipi,ne dönüşme şansı olan öncü hücreler ve klinik uygulamalarda en sık olarak liposuction ameliyatı ile elde ettiğimiz yağ dokusundan izole edilerek kullanılıyor. Kemik iliği de başka bir kaynak. PRP yani plateletten zengin plazma ise kanın özel bazı sistemler içerisinde ayrıştırılması ile elde edilen bir sıvı. Bu iki ürün arasında ciddi maliyet farkı var ve kök hücre tedavisi çok daha pahalıdır. Hastalarımız düşük ücretle ve kan kökenli bir ürün yaptırıyorlarsa büyük olasılıkla bu PRP’dir. Her iki tedavi de aralıklı olarak tekrarlandığında etkili olabilmektedir. Bununla birlikte sonuçların bir kişiyi 10 yaş geriye götürecek kadar mucizevi olduğu hiçbir yöntemde söylenemez. Halen bundan çok uzağız. Bu etkiyi sağlayabilecek tek yöntem ise estetik ameliyatlardır. Bu tür yan uygulamalarla kombine edildiğinde estetik ameliyatlar her zaman en ideal sonucu sağlamaktadır.
Hücresel yada cihaz bazlı uygulamalarda genelde vaat edilen nedir?
Hücresel uygulamaların ya da enerji bazlı cihazların etkisi geçici ve uygulama tekrarları gerektiriyor. Hastalar da bunu bilerek geliyor. Aslında onların isteği belli aralıklarla kendini daha dinç ve yeni hissetmek. Son dönemde estetik uygulamalarda şöyle bir jargon dikkati çekiyor; “biraz daha fıreş bir görüntü (fresh; İngilizce taze anlamında)”. Bakın çok ciddi bir bilgi kirliliği var ve ben özellikle bu gibi kirliliklerle uğraşıyorum.
Az önce ifade ettiğim ‘fıreş görüntü’ apayrı bir olay. Bir yerde size taze bir görüntü vaat eden biri varsa kafanızda sorgulayın derim. Çok önemli bir yayınevinden kısa bir süre sonra bir kitabım çıkacak ve adı “Estetik Asparagas: Estetik ve Güzelliğin Gerçek Dünyası”; burada alt başlık içerisinde ‘biraz daha fıreş bir görüntü’ jargonunu da koyacaktım ama yayınevinin ciddiyeti elvermedi. Aslında bu tür jargonlar gerçekten önemli bir sorun ve doğru dürüst bilgi alamadığınız kurumdan hizmet almamanız da gerekiyor. Kan ürünleri ile uygulama yaptıracak hastalar, gittikleri klinikte uzman hekim diplomasını, kullanılan PRP veya kök hücre kitlerinin hangi marka olduğunu, sertifikalarının olup olmadığını ve yapılacak uygulamanın etki mekanizmasının anlatılmasını istemeliler.
Tazelik kavramını kullanmadığınızda hasta kaybettiğiniz oldu mu?
Tabii ki. İnsanlara daha taze bir cilt önerirsen kaçabiliyorlar. Uygulamada kullanılacak malzemenin ya da ilacın ne olduğunu detayıyla anlatıyorsunuz, gerçekte hangi mekanizma ile etki beklendiğini anlatıyorsunuz, hatta örneğin PRP gibi bir kan ürününün dolgu etkisi içermediğini ve sadece düzenli uygulamalarda bağ dokuda bir yenilenme sağlayabileceğini anlatıyorsunuz, buna rağmen ardından “doktorcuğum PRP ile dudaklarımı da biraz şişirseniz!’ gibi bir talep geliyor. Bakın bu, okur yazarlık seviyesi ya da sosyoekonomik düzey ile de ilgili değil maalesef.
Geçenlerde bir firmanın yeni ürünü olan bir meme implantının tanıtımı ve meme büyütme alanındaki yenilikleri öğrenmek için bir toplantıya gittik. Çok değerli konuşmacılar ve konuşmalar içerisinde güzel bir istatistik çalışma paylaşıldı. Bu çalışmada silikon implantlar dışında hangi meme büyütme tekniğini biliyorsunuz sorusuna çalışmaya katılan kadınlar en fazla botoks cevabını vermişler. Bu ciddi bir bilgisizlik sorunu. Botoksun dolgu etkisine sahip olduğunun düşünülmesi ciddi bir bilgi ve okuma eksikliğinden kaynaklanıyor bence. Çalışma ülkemize ait değil.
Dolayısıyla dünyamızda artık fotoğraflara bakmak dışında çoğunlukla okumayan, irdelemeyen, sosyal medyada gördükleri fotoğraflardan karpuz seçer gibi doktor seçen (neyse ki doktor çoğu) bir toplum var.
Dolayısıyla toplumun bu konularda daha bilgi sahibi olması için okuması gerektiğini mi düşünüyorsunuz?
Tabii ki okumak önemli, özellikle konularla ilgili bilgi içerikli birçok site var. Ancak az önce de belirttiğim gibi toplum yapımız görsele daha çok önem verir hale geldi. Aslında bunu şöyle çevirmek gerekli: İlköğretimdeki gibi, kişiler neyle öğrenmeye eğilimliyse o yöne kaymak önemli. Görsellerle öğrenme yöntemlerini uygulamak belki de daha çok etkili. Koca bir makaleyi insanlara okutmakta zorluk çekebiliyorsunuz, bazı hastalar sitede en az metin içeren sayfaları seçebiliyor. Dolayısıyla görsel ve ses içerikli bilgilendirmeler ön plana çıkıyor. Yalnız burada söz konusu görseller az önce ifade ettiğimiz hastaların öncesi- sonrası fotoğraflarını içerecek şekilde olmamalı. Bunlar hasta özelleri ve sosyal platformda paylaşılmaları etik dışı uygulamalardan.
Son olarak son dönemin merak edilen popüler ameliyatı BBL nedir? Gerçekten tehlikeli mi?
Brezilya poposu ameliyatı olarak da bilinen bu ameliyat aslında son dönemde iri meme, ince bel ve dolgun kalçalardan oluşan yeni imaj akımının bir parçası olarak popüler hale geldi. Kardashian kardeşlerle başlayarak hızla yayılan bu kalça biçmi aslında çeşitli şekillerde sağlanabiliyor. Çoğunlukla kalçanın alt ve üstteki bele yakın kısımlarından yağ alıp bu yağların kalçaya enjekte edilmesiyle elde edilse de kalıcı silikon implantlarla da bu şekli elde etmek mümkün. Bazı merdiven altı uygulamalarda sıvı silikon ya da uzun etkili polimerik dolgu enjeksiyonlarıyla da bu hedef sağlanmaya çalışılıyor. Bu sonuncu söylediğim yol tehlikeli bir yol. Bu maddelerin göç ederek uzak noktalara kaçma ihtimali var. BBL ameliyatının yağ enjeksiyonuyla yapıldığı hastalarda akciğer, beyin gibi hayati organlara yağ ya da kan kökenli pıhtıların (tromboemboli) kaçması sonucu ölümler bildirilmiş. Burada şunu söylemek lazım: Kalça bölgesi, çok iyi kanlanan bir doku ve yapılan enjeksiyonlarda kritik sınırlar var. Bu sınırların ihlal edilerek yapıldığı yağ enjeksiyonlarında yağın damara kaçarak böyle sorunlar yaratma ihtimali var. O nedenle BBL yapılacaksa en güvenli tekniğin kalıcı silikon imlantlarla yapılanı olduğunu söylemek gerekiyor.
The post Estetik: Kime? Ne Kadar Etkili? Hangi Uygulama Ne Kadar Güvenli? appeared first on İstanbul'a dair en güncel haber sitesi.
from WordPress https://istandist.com/estetik-kime-ne-kadar-etkili-hangi-uygulama-ne-kadar-guvenli/
0 notes
Text
Çamaşır Suyu Lekesi Kesin Çözüm Nasıl Çıkar?
çamaşır suyu lekesine çözüm çamaşır suyu lekesini kumaş boyası kapatır mı çamaşır suyu lekesi kuru temizleme çamaşır suyu lekesi nasıl çıkar uzmantv ayakkabıda çamaşır suyu lekesi halıda çamaşır suyu lekesi nasıl çıkar Çamaşır suyu – bazı kesimlerde klorak da denir – ev temizliğinin olmazsa olmazlarından biridir.Yüksek derecede bakteri öldürücü özelliği ile hemen hemen evinizi her yerinde temizlik için rahatça kullanabilirsiniz.Hatta bulaşıkları yıkarken bile.Fakat her gülün bir dikeni olduğu gibi çamaşır suyunun da bu kadar yararının yanında bir de zararı vardır.Hele ki bu zararı , özellikle ev kadınlarının korkulu rüyasıdır.Tonla para verilip alınmış kıyafetlere , çamaşır suyunun temas etmesi sonucunda giyilmeyecek bir hal alabilirler.Bu nedenle sizlerin bu konuda imdadına koşuyor ve çamaşır suyu lekesi nasıl çıkar sorusunun cevabını veriyoruz. Hepimizin bunca zamandır bildiği gibi çamaşır suyu lekesi temizlenmez tezi aslında bir bakıma doğrudur.Çamaşır suyunda bulunan kimyasal maddelerden ötürü , kumaştaki renkler deforme olur.Bu deformeyi de tekrar eski haline getirmeniz mümkün değildir. Peki çamaşır suyu kıyafetinize damlarsa ne yapmanız gerekli? Burada size anlatacağım pratik bilgi , çamaşır suyu lekesini çıkarmak değil , bu lekenin anlaşılmaması için gizlemektir.İlk olarak kıyafetinize uygun olan renkte bir kumaş boyası alın.Leke olan yeri bu kumaş boyasıyla boyayın.Diğer bir yol ise , kıyafetinizde boncuk v.b. aksesuarlar var ise bunların yardımıyla bu lekeyi gizleyebilirsiniz.Çamaşır suyu dökülen yer pantolon ise , aynı tür kumaşla lekenin olduğu bölgeye yama [ads2] yapabilirsiniz. Bu şekilde severek aldığınız kıyafetlerinizi , leke oldu diye bir kenara atmaktan kurtulacaksınız.Çamaşır suyu damlayan kıyafetlerinizi bu yöntemler ile tekrar giyilebilecek konuma getirebilirsiniz.Bizden size tavsiye , özellikle ev kadınıysanız ve çamaşır suyunu temizlik için bolca kullanıyorsanız , kendinize bir tane iş kıyafeti belirleyin.Bu sayede , böyle bir aksilik durumunda fazla bir kayıp yaşamamış olursunuz. Kıyafetlerde leke bırakan ve korkutan çamaşır suyu, aslında çamaşırların yıkanma esnasında mikrop öldürücü etkisiyle kullanılmaya başlanmıştır. Kıyafetleri ağartan ve beyazlatan özelliği sahip çamaşır suları, beyaz giysiler için mikrop öldürücü ve koyu lekeleri çıkartıcı olarak sıklıkla kullanılır. Peki çamaşır suyuna banyoda bir şekilde değdiğinizde renkli kıyafetlerinizde oluşan beyaz çamaşır suyu lekelerinden nasıl kurtulursunuz? Çamaşır suyu lekesinin çıkarmanın bir yolu var mı? İşte merak ettiğiniz soruların yanıtları, Yöntem 1 : Çamaşır Suyu Lekesi Kıyafetten Nasıl Çıkar Hiç en sevdiğiniz tişörtünüzü giyerken yanlışlıkla üzerine çamaşır suyu damlatarak renginin çıkmasına sebep oldunuz mu? Çamaşır suyu her ne kadar kumaştan rengi silse de bu sorunun bir çözümü bulunmaktadır. Çamaşır suyu lekesini kapatmak ve tişörtünüzü eskisi gibi göstermek için çeşitli yollar vardır. Yazının devamında çamaşır suyu lekesini kumaştan çıkarabileceğiniz birkaç öneri bulunmaktadır. 1Alkol kullanın. İhtiyacınız olan malzemeler; Biraz alkol, iki tane emici pamuk pedi. İlk olarak alkolü emici pamuk pedlerine dökün ve pedlerin alkolü emmesini sağlayın. Zarar gören kumaşı tutun, emici pamuk pedleri ile lekenin olduğu bölgeyi ve onun çevresini ovun. Lekenin üstünü ve çevresini kumaşın asıl rengi lekeli kısma geçene kadar ovmaya devam edin. Bu adım kolay ve basit olmasına rağmen bu yöntemin verimliliği lekenin boyutuna göre değişmektedir. Küçük lekelerde ve koyu renkli kıyafetlerde daha çok işe yaradığı görülmektedir. Koyu renkli kumaşlarda kumaşın asıl rengini lekeli yere bulaştırmak açık renkli kumaşlara göre çok daha kolaydır. 2Çamaşır suyu kullanın. Kıyafetinizi çamaşır suyu lekesinden kurtarmanın bir diğer yolu da kıyafetinizin tamamına çamaşır suyu uygulamaktır. Bu kıyafetinizin rengini açacak, veya kıyafetinizde batik deseni oluşturacaktır. Bu yöntemi uygulamak için gereken malzemeler; çamaşır suyu, %3’lük hidrojen peroksit ve bir kap. Kabı su ile doldurun. Tişörtü kaba yerleştirin. Bir ölçü kabının dörtte birini çamaşır suyu ile doldurun. Çamaşır suyunu kaba ekleyin. Tişörtünüzü istediğiniz açık renge ulaşana kadar yıkayın. Fakat bunu yaparken çamaşır suyunu nötralize etmezseniz bu işlem tişörtünüze zarar verecek ve kumaşta delikler oluşmasına yol açacaktır. Bu nedenle çamaşır suyunu hidrojen peroksit ile nötralize etmelisiniz. Nötralize işlemini yapmak için tişörtünüze çamaşır suyu işlemini uyguladıktan sonra yeni bir kabı su ile doldurun. Ve hızlı bir şekilde tişörtü bu suda durulayın. Sonra bu kaba hidrojen peroksit ekleyin. Yaklaşık 4 litre başına çeyrek/yarım ölçü kabı kadar hidrojen peroksit eklemeniz gerekir. Çamaşır suyunun etkisini nötralize etmek için sirke gibi içinde asit bulunan hiçbir madde kullanmayın. İçinde asit bulunan maddeler hipokloröz asit veya klor gazı üretimine sebep olabilir, bu da kumaşa zarar verir. Tişörtü yarım saat ıslak halde beklettikten sonra kurutun. 3Kumaş boyası kullanın. Kıyafetinizdeki çamaşır lekesinden kurtulmak için belki de en iyi yöntem kumaş boyası kullanmaktır. Eğer şanslıysanız kumaşınızda aynı renkte boya bulabilirsiniz. Fakat birebir aynı rengi bulmak oldukça zor olabilir. Böyle bir durumda izleyebileceğiniz bazı yöntemler mevcuttur. İhtiyacınız olan şeyler; İstediğiniz renkte bir kumaş boyası ve boya çıkarıcı ürün. Bir kaba sıcak su koyun. Ne kadar çok kıyafet yıkayacağınıza veya kıyafetinizin renginin ne kadar silinmesini istediğinize bağlı olarak uygun miktarda boya silici ürün ekleyin. Normalde az miktarda kıyafetteki rengi çıkarmak için iki paket boya silici yetmektedir. Kıyafetinizi bu suda kıyafetinizin orijinal rengine göre 10 ve 30 dakika arası bir süre boyunca bekletin. Kıyafetinizin rengi çıktıktan sonra kabı boşaltıp temiz su ile doldurun. İstediğiniz renkteki kumaş boyasını ekleyin. Boyama işlemini yaparken kumaş boyasının paketinde belirtilen adımlara göre boyamaya dikkat edin. Bu gibi yöntemlerle çamaşır suyu lekesi sorunu çözülebilse de gerekli önlemleri alıp bu sorunla karşılaşmamak en ideal seçenektir. Yöntem 2 : Çamaşır Suyu Lekesi Için Kıyafetlerde Yapılması Gerekenler Öncelikle şunu kabullenmelisiniz, çamaşır suyu lekesini geçirici ya da çıkarıcı bir formül bulunmamaktadır. Sodyum Hipoklorit (NaClO) adlı kimyasal bir madde olan çamaşır suyu, kıyafetlerinizi yıpratmadan renk ağartan ve leke çıkartan bir ürün olarak tasarlanmıştır. Beyaz giysilerinize özel olarak hazırlanmış bu kimyasal renkli kıyafetlerinize sıçradıysa da dünyanın sonu değildir. Çamaşır suyu lekesi olmuş kıyafetleriniz için çözümler; 1Kumaş boyası ile kıyafetlerinizi eski haline getirmeyi deneyin. Çamaşır suyu değen giysiniz keten ya da koton bir maddedense kumaş boyası ile kıyafetinizi eski haline döndürebilirsiniz. Kumaş boyalarının kolay kullanımından dolayı bir fırçaya ve giysiniz ile aynı renkte bir kumaş boyasına ihtiyacınız var. Kuru şekilde uygulamanız gereken kumaş boyasını, çamaşır suyu lekesinin olduğu bölgeye sürmeniz gerek. İsterseniz uzun zamandır düşündüğünüz ya da denemeye cesaret edemediğiniz farklı bir motifi de çamaşır suyu dökülen kıyafetinizde deneyebilirsiniz. Kumaş boyama teknikleri ile ilgili bilgilere ve farklı motiflere internetten kolaylıkla ulaşabilirsiniz. 2Bilinen eski yöntemlerden çamaşır suyu lekeli bölgeye yama yapın. Yama yaparak kıyafetlerinizdeki çamaşır suyu lekesini düzeltebilir ve severek giydiğiniz kıyafetinizi hala giymek için bir alternatif yaratmış olursunuz. Kıyafetiniz çamaşır suyu lekesi olduğu için üzüleceğinize nasıl tekrar yeniden kullanabilirsiniz bunun peşinde olmanız da fayda var. Giysinizle kontrast renkte bir kumaşı çamaşır suyu olmuş giysinize dikleyerek hem havalı hem de farklı yeni bir giysi edinmeniz gerekir. Özellikle parça parça çamaşır suyu lekesi olan kot pantolon ve tshirtler için sarmaşık desenleri, kuşların uçuşları ya da geometrik şekilde kolaj çalışmaları yapabilirsiniz. 3 Çamaşır suyu lekesi olan bölgeyi kesin. Bu her giysi de kolaylıkla yapılacak bir çözüm değildir. Kesilmeye uygun bir kıyafetiniz çamaşır suyu lekesi olduysa yapmanız gereken onu keserek yeni formda giysinizi kullanmaktır. Örneğin kot pantolonunuzun paçasına denk geldi, kot pantolondan çanta yapın ya da kot pantolonunuzu kot şort olarak kullanmaya devam edin. Bir başka açıdan tişörtünüz ya da kazağınız çamaşır suyu lekesi oldu bu durumda da crop top yaparak farklı bir giysiye sahip olmuş olursunuz. 4Çamaşır suyu lekesi olan giysiniz tamamen çamaşır suyuna batırın. Bu da ilginç ve yaratıcı çözümlerden biridir, örneğin kırmızı eteğinizde damla damla çamaşır suyu lekeleri oluştu. Ne kesebiliyorsunuz ne de yama güzel duruyor. Bu durumda eteğin tamamını çamaşır suyuna batırın ve kırmızı renkten tamamen beyaz renge dönerek kıyafetinizin rengini değiştirin. Kırmızıdan tamamen beyaza dneceğinin bir garantisi yoktur, bu bir risktir aslında. Kırmızının herhangi bir tonu ya da uçuk pembe bir doku elde edebilirsiniz. Çamaşır suyuna tamamen batırdığınız kıyafetin kumaşı ve dokusu ile ilgili bir renk değişimi gözlemleyeceksiniz. Temizlik yapmanın en klasik hatırası; çamaşır suyu lekeleridir. Çamaşır suyu sevdiğimiz bir tişörtümüze ya da değerli bir ev eşyasına değdiğinde, mutlaka iz bırakır. Bu durumda, eşyalarımızdan vazgeçmek yerine, lekeden kurtulmanın bir çaresi olmalı. Olmalı evet, ama nasıl? Çamaşır suyundan bulaşan lekelerden nasıl kurtuluruz? Bu can sıkıcı olayın bir çözümü var mı? İşte cevabı… Önce çamaşır suyunun içeriğini, özelliklerini, nasıl üretildiğini öğrenelim. Çamaşır Suyu Nedir? Kimyasal adı sodyum hipoklorit olan çamaşır suyu, evlerde sıklıkla kullanılan bir çeşit temizleyicidir. Temizlemesinin yanı sıra mikrop öldürme ve hijyen sağlama amaçlarıyla kullanılmaktadır. Çamaşır suyunun kumaşlar üzerindeki ilk etkisi, çamaşırları beyazlatarak kendini gösterir. Yüzeyine değdiği bir maddeyi ilk önce beyazlatır; yani ağartır. İçeriğindeki kimyasal formül, temas ettiği yüzeylerde renk açmak ya da rengini tamamen çıkarmak amacıyla düzenlenmiştir. Çamaşır suyu oksidizasyon yaparak bu etkileri gösteren kimyasal bir maddedir. Genel olarak piyasada bilinen beyazlatıcılar; hidrojen peroksit, sodyum hipoklorit, sodyum perborat mono hidrat, sodyum perborat tetrahidrat, sodyum perkarbonat şeklindedir. Özetlersek; çamaşır suyu (NACIO) bir çeşit tuzdur. Bizim bildiğimiz anlamıyla; beyazlatıcı özelliği olan çamaşır sularıdır. Asidin herhangi bir canlı dokusu ile temasında dokularda hasar oluşmaktadır. İnsanlar ve hatta tüm çevre için oldukça zararlı olan bu madde, klorun ve sodyum hidroksitin birleşmesinden üretilmektedir. Ağartıcıların Diğer Kullanım Alanları Ağartıcıların içeriğindeki kimyasal bileşenlerden yalnızca temizlik alanında yararlanılmaz. Çok çeşitli alanlarda kullanımı vardır. Beyazlatma; diğer bir anlamda ağartma işlemi, aslında tekstil sanayiinde boyama işleminin temel basamaklarından biridir. Örneğin yünlülerde eğer beyaz kullanılacaksa, açık renklere boyanacaksa ya da üzerine baskı yapılacaksa mutlaka beyazlatma işleminde hidrojen peroksit kullanılır. Hidrojen peroksitin kullanım alanları çamaşır suyu ve tekstilin dışında; dezenfektan yapımında, suların klorlanmasında ve son olarak da kâğıt endüstrisinde sıralanabilir. Açıklamalara göre, su ve atık su arıtımında da kullanılan ağartıcılar sayesinde, dünyada artık tifo ve kolera gibi bulaşıcı ölümcül hastalıklar iyice azalmıştır. Ayrıca bunlara ek olarak ameliyathanelerde tıbbi cihazlarında sterilizasyonunda ve kuş gribi gibi salgın hastalıklarda yaşam alanlarımızı hastalıkla ilgili mikroplardan arındırmada kullanılmaktadır. Çamaşır Suyu; Nereden Nereye? Çok önceki yıllarda çamaşır suyunun henüz yaygınlaşması, hatta üretiminden bile önce insanlar ne ile hijyen sağlıyorlardı? Bunun cevabı, oldukça ilginçtir çünkü eskiler hijyen sağlamak için kül suyu gibi malzemeler kullanıyorlardı. İnsanlar geçmişte; uzun süreler boyunca kaynatmak, kül suyu, üre, potas, sülfürik asit (bazen sidik), süt bazlı asidik / alkali maddelerle ve hatta güneş ışığından yararlanarak ‘derinlemesine temizlik’ anlayışına sahiptiler. Milattan önceki yıllarda Mısırlılar giysilerini güneşte kurutarak temizlerlerdi. MÖ 3000’lerde ise Mısırlıların tahta küllerinden ürettikleri temizleyiciler vardı. Küllü sularda bekletilen çamaşırlar, daha sonra güneşte kurutulunca beyazlardı. Milattan sonraki 1000 ve 1200’lü yıllarda Hollandalılar, çamaşır konusunda oldukça aşama kaydettiler. Küllü karışımın içerisine ekşimiş sütü ekleyerek, çamaşırda temizlik işlemini geliştirdiler. 1772 yılına gelindiğinde ise İsveçli kimyacı Scheele, modern çamaşır suyunun temel malzemesini yani kloru keşfetti. 1785’te, çamaşır suyunun etken maddesi olan sodyum hipoklorit, Fransız kimyacı Berthollet sayesinde bulundu. İskoçyalı kimyacı Charles Tennant klor fikrinden esinlenerek, potas yerine kireçtaşı kullandı ve etken beyazlatıcı olarak kalsiyum hipoklorit ile tarihin ilk çamaşır tozunu yaptı. 1880 yılında Pasteur, sodyum hipokloritin mikrop öldürücü özelliği konusunda gerçeklere ulaştı. 1900’lü yıllara gelindiğinde, gelişmeler hızlandı ve kostik soda çözeltisinin klorlanmasıyla üretilen sodyum hipokloritten çamaşır suyu yapılmaya başlandı. Bu oldukça büyük bir adımdı. Yaklaşık 10 sene sonra çamaşır suyu artık şişeleniyor ve çamaşır tozunun yerine tüketiciye ulaştırılmak için piyasada satılıyordu. İşte çamaşır sularının bugünkü haline gelene kadar geçirdiği evreler böyledir. Görüldüğü gibi çamaşır suyunun tanım olarak da, işlevsel olarak ve geliştirilme amacı olarak da bakıldığında ilk etkisi yüzeyler üzerinde kalıcı değişim sağlamaktır. Peki, bu değişim, hiç hesapta olmayan lekeler olarak karşımıza çıkarsa? Çamaşır suyu yüzünden oluşan lekeler, çoğunlukla çözümsüz değildir. Genelde çamaşır suyu damlamış giysilerimizi artık dışarıda kullanmayız. Belki evde temizlik yaparken kullanabileceğimiz sıradan giysiler olarak değerlendiririz. Aslında çoğu zaman çamaşır suyundan bulaşan lekelere çare bulunmaktadır. Sadece doğru yöntemleri bilmek gerekmektedir. Burada iddia ettiğimiz, lekeleri çıkararak çözüm bulmak değildir. Sizlere aşağıda lekelerden, onları dönüştürerek ya da onararak kurtulmanın yollarından bahsedeceğiz. Çamaşır Suyu Lekelerinden Gerçekten Kurtulabilir miyiz? Maalesef, hayır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, sodyum hipoklorit yüzeylerde kalıcı olarak değişim sağlar. Çamaşır sularının hijyen konusunda etkin olmasının sebebi de budur. Bu kadar güçlü bir kimyasal leke bıraktığında artık geri dönüşü yoktur. Çünkü çamaşır suları kıyafetleri ağartan ve leke çıkartan bir ürün olarak tasarlanmıştır. Bunu böyle kabullendikten sonra çamaşır suyu lekesi bulaşmış olan değerli bir eşyanız veya giysinizi eğlenceli ve yaratıcı yollarla değerlendirmeye hazır olmalısınız. Çamaşır Suyu Lekeleri için Neler Yapabiliriz? Kumaş Boyası ise Kamufle Edin Çamaşır suyu ile lekelenen kumaşınız, koyu renklerdeyse; kumaş boyası kullanarak lekeli bölgeyi tamamen kamufle edebilirsiniz. Özellikle kahverengi, lacivert, siyah, koyu yeşil gibi renklerde oldukça başarılı bir sonuç elde ediliyor. Kumaş boyasının uygulama aşamasında ihtiyacınız olan uygun bir fırçadır. Bir de boyanın arkasındaki uygulama talimatlarını okumanız yeterlidir. Kumaş Boyası ile Yeni Görünüm Çamaşır suyu lekesinin bulaştığı kumaş, keten veya kotonsa yeni bir görünüm için kolları sıvayın. Ayrıca sevdiğiniz bir rengi seçin, giysinizi yeniden renklendireceksiniz. Burada sizden yapmanızı isteyeceğimiz şey; leke bulaşan kumaşı tamamen yeniden çamaşır suyuna batırmanız. Böylece kumaşın tüm rengi açılacaktır. Bundan sonra ise seçtiğiniz kumaş boyası ile kumaşınızı yeni bir renge boyayın. Genelde çok sık kullandığınız giysiler yerine, evinizdeki tekstil ürünleri için bu yöntemi önermekteyiz. Çünkü çamaşır suyu ile tüm rengini açtığınız kumaş, dokusal olarak da değişime uğrayacaktır. Bunun dışında isterseniz, tamamen çamaşır suyuna batırılmış giysinizi yeni ‘beyaz’ rengiyle de kullanabilirsiniz. Yama Yapmak Kendinize eğlenceli moda hileleri yaratabilirsiniz. Lekenin olduğu bölgelere, zevkinize göre yamalar yaparak giysinizi daha farklı bir şekilde değerlendirebilirsiniz. Şimdilerde moda olan yamalı kot pantolonları düşünürsek; kot pantolonunuza bulaşmış olan çamaşır suyu lekesini kapatmak için çeşitli desenlerde yama yapmaktan iyi bir seçenek yok. Giysilerinizde oluşan lekeli bölgelere zıt renklerde ya da değişik desenlerde kumaş parçalarını dikebilirsiniz. Eğer çamaşır suyu sıçrayarak dağınık lekeler bıraktıysa, birden çok yama dikerek, giysinizde eğlenceli bir hava yaratabilirsiniz. Yırtık Giysi Modası Günümüzde rağbet gören bir başka moda akımı ise yırtık giysiler üzerine. Siz de çamaşır suyu lekesi olmuş tişörtünüze, pantolonunuza simetrik kesikler yaparak, onu tekrar ‘kullanılabilir’ hale getirebilirsiniz. Ancak bu seçeneği uygularken dikkatli düşünmek gerekiyor. Her giysinizde kesik iyi durmayabilir. Örneğin; bir kot pantolonun dizine bulaşmış olan çamaşır suyu lekesi, yırtık olmaya oldukça uygundur. Ancak kumaş pantolonunuzda aynı uygulama yapılamaz. Bir başka örnek ise; yarım kollu bir tişörtünüzün kol bölümüne bulaşan lekeden, tişörtün kollarını keserek ve onu kolsuz tişört olarak değerlendirerek kurtulabilirsiniz. Dekoratif Malzemeler Uygulamak Tüm bunların dışında, çamaşır suyu lekesi bulaşmış olan giysinize pullar, boncuklar armalar dikerek görüntüyü zevkinize göre kapatabilir, farklı bir hava katabilirsiniz. Kot pantolonlar yukarıda da yazdığımız gibi çamaşır suyu lekesi gibi hasarlar söz konusu olduğunda çeşitli şekillerde dönüştürülebilen kumaş tiplerindendir. Rengi açılmış olan bölge yıpratılarak iplikli hale getirilebilir.
0 notes