#ekmek yardımı
Explore tagged Tumblr posts
Text
ACİL: EKMEK OLMAZSA OLMAZ
https://www.kardesder.com/acil-ekmek-olmazsa-olmaz-105080.html
ACİL: EKMEK OLMAZSA OLMAZ
“Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.“ (Ahzâb Sûresi, 56) Ekmek ihtiyaçlarının en başında gelmekte... Onların sizlerin gönderdiği bağışlardan başka bir geliri yok... Sen de ekmek bağışların ile onlara iyilikte bulunabilirsin... Çadır kentlerde yaşam mücadelesi veren mazlumlara ve yetim ailelerine sizlerin ekmek bağışlarınızı titizlik ile ulaştırıyoruz... Rabbim hayır sahibi Canser ve Desi'den kabul etsin...
1 Poşet Ekmek 6 TL (Poşetin içinde lavaş tipi ekmek bulunmaktadır. Yerel dilde "rabta" denilmektedir.) https://online.kardesder.com/camp/63 bu linkten anında ekmek bağışında bulunabilirsiniz… Siz de yurtlarından çıkarılmış kardeşlerinizi ekmeksiz bırakmayarak bu hayra ortak olmak istemez misiniz?
#Günlük Ekmek Yardımı#İdlib ekmek yardımı#idlib insani yardım#İdlib'in yetimleri#insani yardım#Suriye Ekmek Dağıtımı#suriye ekmek yardımı#suriye insani yardım#suriyeli yetimler
0 notes
Text
Suriyelinin Cebinden Çıkan Kağıt
Ülkesine Ne Yararı Vardı da Senin Ülkene Yararlı Olsun…
Ben bir Suriyeliyim ve ülkemde ki savaştan korkarak kaçtım evet kaçtım geride doğup büyüdüğüm ülkemden, arkamda akrabalarımın cesedini, annemi, babamı, kardeşimi ve hatta sevdiğim kadını bırakarak kaçtım.
Şimdi Türkiyedeyim sınırı geçmek eski oturduğum evimden bakkala ekmek almaya gidercesine rahat geçip geldim.
Ve evet unuttum ne savaş aklımda ne yanımda ölen annem babam kardeşim. Çünkü mutluyum, Türkiye her ay 1.700 lira para yardımı yapıyor. İstediğim hastaneye girip muayene olabiliyorum. İlk geldiğim zamanlar hırsızlık yapıp bir kıza tecavüz etmeme rağmen hakim karşısında ağlayıp şeytana uydum dediğim an serbest bırakıldım. Bu harika bir şey, Suriye’de büyük ihtimalle asılırdım. İyi ki Türkiye’deyim.
Bir çok arkadaşım kaçtı. Avrupa’ya umrumda değil heyecan aramak bana göre değil bir evde 8 kişi kalıyoruz. Kirayı bir kaç aydır vermiyoruz. Vermeyi de düşünmüyoruz. Ev sahibi bizden korktuğundan ses de çıkaramıyor yani anlayacağız her şey mükemmel….
Her bayram da Türkiye’den otobüslerle Suriye’ye gidiyor. Eski mahallede turluyoruz. Her şey aynı kaçtığımız gibi ama umurumda değil. Çünkü yeni Türkiye göçmenler için bulunmaz bir nimet…
#arap#arapbölgesi#suriye#Irak#siyaset#afganistan#iraq#artists on tumblr#göçnedenleri#göçistatistikleri#göçmenler#göç#göçmen kaçakçılığı#recep tayyip erdoğan#İsrail#Filistin#çocuklar#ölümle yaşam arasında#tecavüz#black tumblr#mustafa kemal atatürk#chp#MHP#ak parti#kürt sorunu#kürtler#devlet bahçeli#özgür özel#Ümit özdağ#yildirimkemal
8 notes
·
View notes
Text
Ben Türk kadınıyım...
Batı 'da doğmuş,batı 'da büyümüşüm..Ben rockta dinlerim popta..
Ama ben sanat müziğini de bilirim türkü de söylerim.....
Tango bilirim samba da ama halay da başıda çekerim....
Sazı da dinlerim gitarı da..
Tırnaklarım uzundur benim ojeli..
Saçım kaşım gözüm boyalıdır...
Hamurda yoğururum, yoğurtta mayalarım ben..
Pantolonu severim minide giyerim namazıma durdum mu uzun eteğim hırkamı giymeyi de bilirim..
Deniz de mayo şort giyerim ben ama tarlaya gittiğimde şalvarımıda severim...
Örf ve adetlerim vardır benimde..
İlkelerim, prensiplerim, inançlarım..
Disko da biramı içer dans ederim,
mezarlıktan geçerken ellerimi kaldırır dua ederim ben..
Severim ben de hem de en derininden ama resmi nikah gibi imam nikahı da isterim ben...
Kimsenin erkeğine göz dikmem,kimsenin sevgisini zorla istemem ben...
Namus nedir bilirim ama modernimdir hiç kimseyi de eleştirmem.
Herkes özgürdür derim ama doğrularım da vardır benim...
Sevdim mi paylaşılmak istemem ve paylaşmayı da hiç sevmem...
Başım dikdir hep gülümserim ama ağlamayı da bilirim ben...
Havalı derler aslında ama yüreğim tertemizdir benim,
bir tebessüm etde gör ne havam kalır ne civam...
Bir yaşlı gördümmü elini öperim ağlayan bir çocuk gördüğümde herkesten önce koşarım.
Yardımı da severim paylaşmayı da bilirim ben..
Ekmek parası için çalışırım,okurum,öğrenirim ama erkeğime saygıyı da bilirim.
Evlatlar doğururum her kadın gibi,eşime yemekler yaparım,evimi de temizlerim.
Bölünmüşümdür aslında bir kaç parçaya ama gururluyumdur asla ağlanmayı bilmem.
Severim sosyalliği,yaşama sarılmışımdır dört elle...
Gün gelir ben de ezilirim, bükülür boynum bazı durumlarda.
Ama asla pes etmem susmayı da bilirim zamanı geldiğinde sevgi saygı çerçevesinde...
İçim kan ağlasa da belli etmem kimseye,güçlü bir imajım vardır,
her ne kadar yenik düşsem de bazen kadere ben de...
Yanlış tanımayın ben Avrupa'lı değilim.
Türk'üm hemde Ata'mın istediği gibi bir türk kadını,cumhuriyet kadınıyım...
Siyasetide bilirim dinimide...
Batıda doğdum büyüdüm ben ama Türk'üm özümde ne varsa vardır bende de...
Gurur duyarım Türk'lüğümle,doğu batı diye ayırmayın en hasından Türk kadınıyım...
ATA'sına hayran,ATA'sının izinden yürüyen,ATATÜRKÇÜ...
Şeriat istiyenlere rağmen,
CUMHURİYET'i yıkmak istiyenlere İNAT...!
BEN BİR CUMHURİYET KADINIYIM...🇹🇷👏🇹🇷
Kadınlarımıza Saygıyla🇹🇷👏🇹🇷
3 notes
·
View notes
Text
SURİYELİNİN CEBİNDEN ÇIKAN KAĞIT
Ben bir Suriyeliyim ve ülkemde ki savaştan korkarak kaçtım evet kaçtım geride doğup büyüdüğüm ülkemden, arkamda akrabalarımın cesedini, annemi, babamı, kardeşimi ve hatta sevdiğim kadını bırakarak kaçtım.
Şimdi Türkiyedeyim sınırı geçmek eski oturduğum evimden bakkala ekmek almaya gidercesine rahat geçip geldim.
Ve evet unuttum ne savaş aklımda ne yanımda ölen annem babam kardeşim. Çünkü mutluyum, Türkiye her ay 1.700 lira para yardımı yapıyor. İstediğim hastaneye girip muayene olabiliyorum. İlk geldiğim zamanlar hırsızlık yapıp bir kıza tecavüz etmeme rağmen hakim karşısında ağlayıp şeytana uydum dediğim an serbest bırakıldım. Bu harika bir şey, Suriye’de büyük ihtimalle asılırdım. İyi ki Türkiye’deyim.
Bir çok arkadaşım kaçtı. Avrupa’ya umrumda değil heyecan aramak bana göre değil bir evde 8 kişi kalıyoruz. Kirayı bir kaç aydır vermiyoruz. Vermeyi de düşünmüyoruz. Ev sahibi bizden korktuğundan ses de çıkaramıyor yani anlayacağız her şey mükemmel….
Her bayram da Türkiye’den otobüslerle Suriye’ye gidiyor. Eski mahallede turluyoruz. Her şey aynı kaçtığımız gibi ama umurumda değil. Çünkü yeni Türkiye göçmenler için bulunmaz bir nimet…
#aşk#aşk acıtır#bunalım#gündem#hikaye#roman#romance#siyaset#yaşam#yaşamak#drama#acı#ortadoğu#arapça#arap bethke#suriye#ırkçılık#türk postları#türkçe#türk edebiyatı#türk askeri#ölümle yaşam arasında#öykü#aşka dair#edebiyat#türkiye#günün sözü#aşk acısı#youtube#instagram
0 notes
Text
Çiğlili sporseverler sağlıklı beslenme seminerinde buluştu
https://pazaryerigundem.com/haber/171807/ciglili-sporseverler-saglikli-beslenme-seminerinde-bulustu/
Çiğlili sporseverler sağlıklı beslenme seminerinde buluştu
Çiğli Belediyesi tarafından, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. yıl dönümü kapsamında hazırlanan etkinlikler hız kesmeden devam ediyor.
İZMİR (İGFA) – Kutlama programı doğrultusunda, Uzman Diyetisyen Özdegül Baştürk ile Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitim Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Sinan Seyhan’ın konuşmacı olarak katıldığı “Sporcu Beslenmesi, Spor Yaralanmaları ve Tekrar Antrenmana Dönüş” konulu seminer, Çiğli Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleşti. Etkinliğe birçok antrenör ve sporcu katıldı.
ÖZDEGÜL BAŞTÜRK: “DENGELİ BESLENME ÖNEMLİ”
Sporcu beslenmesi konusunda konuşma yapan Uzman Diyetisyen Özdegül Baştürk, sporcuların beslenme konusunda bazen hataya düşebildiğini ve bu nedenle de dikkatli olmaları gerektiğini kaydetti. Baştürk, “Öncelikle bizleri 19 Mayıs gibi değerli bir etkinliğin çatısı altında buluşturan Çiğli Belediye Başkanı Sayın Onur Emrah Yıldız’a teşekkür ediyorum. Sporcular performanslarını artırmak ve yaralanmalarda hızlı iyileşmeyi sağlayacak şekilde beslenmelidir. Normal bir beslenme düzeninde protein, karbonhidrat ve yağlar bir arada olmalıdır. Bunun yanında egzersiz sırasında enerji harcanması nedeniyle de enerjiyi geri alacak besinlerin tüketilmesine dikkat edilmelidir. Sporcular enerjilerinin yüzde 50 ile 65’ini karbonhidratlardan yüzde 20 ile 30’unu yağdan, yüzde 10 ile 15’ini de proteinlerden almalılar. Sporcular zaman zaman tüm enerjiyi karbonhidrattan alma gibi bir hataya düşebiliyor fakat protein gereksinimi de kesinlikle unutulmamalı. Ağırlıklı olarak patates, mercimek, fasulye ve tam tahıllı ekmek gibi birleşik karbonhidratlar tercih edilmelidir” diye konuştu.
“PROTEİN KAYNAĞIMIZI ÇEŞİTLENDİRMELİYİZ”
Her öğünde protein tüketiminin de doğru olmadığının altını çizen Uzman Diyetisyen Baştürk, “Her öğünde et gibi bir proteinin tüketilmesi yanlıştır. Bunun yapılması durumunda halk arasında Gut hastalığı olarak bilinen sağlık sorununa yol açılabilir. Proteinlerin yüzde 50’si hayvansal gıdalardan yüzde 50’si ise bitkisel gıdalardan alınmalıdır. Aşırı protein tüketiminde su kaybı ve başka hastalıklara davet çıkarılabilir. Ayrıca müsabaka öncesinde gaz yapıcı ve bağırsakta uzun süre kalan; kızartma, kuru baklagiller, kuru meyveler, acılı, baharatlı yiyecekler ve çiğ sebzeler tercih edilmemelidir. Müsabaka öncesi son öğün 3-4 saat önce olmalı ve bu öğünde makarna, pilav gibi birleşik karbonhidrat, et ve sebzeli sandviçler, yoğurt, meyve salatası, sporcu içecekleri, meyve suyu gibi ürünler tüketilmeli” ifadelerini kullandı.
SİNAN SEYHAN: “ANTRENÖRLER SAKATLANMALARA KARŞI BİLİNÇLİ OLMALI”
Sporcu Sakatlanmaları konusunda konuşmasını gerçekleştiren Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Sinan Seyhan, “Sporcu yaralanmalarında ilk teşhis ve sınıflandırma çok önemlidir. Birinci, ikinci ve üçüncü derece yaralanmalar vardır. Üçüncü derecede yaralanmalarda; kas zarar görmüş ve şiddetli bir ağrı vardır. Bunun tedavisi de ameliyattır. Yumuşak doku yaralanmalarında da üçüncü derece yaralanma gerçekleştiyse, ya bağlar tamamen kopmuş ya da kopma aşamasına gelmiştir. Dışarıdaki sıcaklık, soğukluk, basınç ve bağıl nem sporcunun sakatlanmasında etkili olabilir. Tüm bu etkenler göz önüne alındığında antrenör ve ekibinin sporcu sakatlanmaları ve ilk yardımı konularında bilgi sahibi olmalıdır” dedi.
“TAM OLARAK İYİLEŞMEDEN SPORA DÖNMEMELİYİZ”
Sakatlanma sonrasında birçok sporcunun hemen antrenmana dönmek istediğini ancak yeterince iyileşmemiş bir sporcunun ileride daha fazla zarar görebileceğini belirten Doç. Dr. Seyhan, “Antrenörler kadar sporcuların da kendi sağlığını düşünmesi lazım. Olası bir sakatlık sonrasında tüm anlamıyla iyileşmeden tekrar antrenmanlara başlamak yeni ve başka sakatlıklara yol açabilir. Fiziksel aktivitelere dönüş aşamasında dikkatli olunmalı ve tedavi süreci tamamlanmalıdır. 19 Mayıs vesilesiyle bir araya geldiğimiz tüm sporcuların ve antrenörlerin bayramını kutluyor, başarılı ve sağlıklı bir spor yaşamı diliyorum” diye konuştu.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Şarkışla’da Ramazan’da Ücretsiz Ekmek Yardımı https://gundemsivas.com/sarkislada-ramazanda-ucretsiz-ekmek-yardimi-sivas/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
Link
Hatay’da devletin gıda yardımı yapmamasından şikayet eden depremzedeler, NATO’nun kurduğu yemek çadırının önünde yaklaşık 1 kilometrelik kuyrukta 4 çeşit yemek için bekliyor. Enkaz altından depremin üçüncü gününde çıkarılan ve belindeki kırığa rağmen kuyrukta 1 yaşındaki çocuğu ile bekleyen Mehtap Mutlu, “Buradan aldığımız birkaç lokma ekmek vardı, onu da kestiler” dedi.CHP heyeti, Kahramanmaraş merkezli depremlerin 6. ayında büyük yıkımın yaşandığı Hatay’a giderek inceleme yaptı.Antakya’da ziyaret edilen konteynerkentte yaşayan depremzedeler, CHP heyetine devletin kendilerine gıda yardımı yapmamasından şikayet etti. Konteynerkentin çıkışında ise NATO’nun yaklaşık 1,5 ay önce kurduğu yemek çadırının önünde, depremzedelerin yaklaşık 1 kilometrelik kuyruk oluşturduğu görüldü.ÖNCE KART, SONRA YEMEK KUYRUĞUÇadıra girişte Hatay Valiliği görevlileri, NATO’nun yemek kartlarını yurttaşlara dağıtıyor. Yurttaşlar önce bu kartı alabilmek için metrelerce süren kuyruğu, kartı aldıktan sonra da metrelerce süren yemek kuyruğuna giriyor.CHP heyetine, konteynerkentte sorunlarını anlattıktan sonra 1 yaşındaki kızı Talya ile yemek kuyruğunu giren Mehtap Mutlu, ANKA Haber Ajansı’na CHP heyetine sorunlarını aktardıktan sonra bu kuyruğa girdiğini ve 1 saatin üzerinde kuyrukta beklediğini söyledi.“BİRKAÇ LOKMA EKMEK ALDIK, ONU DA KESTİLER”Mutlu, konteyner için de sıra beklediklerini vurgulayarak, “Kaymakama mı gitmedik, valiliğe mi gitmedik, emniyete mi gitmedik? Allah razı olsun sonra emniyetten bir abi yardımcı oldu da biz konteynere girdik. Bize yatırılan yardım paralarını ev sahibimiz aldı. Ona da sustuk. Buradan aldığımız birkaç lokma ekmek vardı, onu da kestiler. Çamaşırhaneye gidecek durumumuz yok, ona da gidiyoruz 2-3 günde bir kuralı da konuldu” diye konuştu.“Devletimiz bize biraz yardımcı olsun, biz isteyerek kendi evimizi yıkmadık” diyen Mutlu, bebeği için mama aldığını ve bunun masrafının da kendilerini zorladığını vurguladı. Mutlu, “150 milimi 250 liraya alıyorum. Bez 200 lira. Biz çalışmadığımız takdirde, sadece biraz birikimimiz vardı. O da eşimin işsizlik maaşı, onunla geçiniyoruz. O da bitti zaten” diye ekledi.“BİZ DİLENCİ DEĞİLİZ”Hatay’ın sıcağında kuyrukta beklemenin zorluğundan bahseden bir başka depremzede ise şunları söyledi:“Güneşin altında en az 1 saat. Dün burası 50 dereceydi. 50 derecenin altında, biz yemek için. Sanki biz buralı değiliz. Bitti. Biz yabancıyız sanki. Bakın şu insanlarımıza bakın, yazıktır günahtır. Bir tabak yemek için biz böyle bekliyoruz. Biz deprem gecesi evi olan, yemeği olan, her şeyimiz vardı. Ama şu an hiçbir şeyimiz yok. Biz şu an dilenci gibiyiz. Biz düne kadar da vergi de ödüyoruz, her şey de ödüyoruz. Bizi devlet görsün artık, dilenci değiliz. Biz vatandaşız. Ama kimse bize acımasın ha, acınacak da durumda değiliz. Çok şükür, biz burayı kalkındıracağız… Kızımı ben 6 aydır görmüyorum. 9 yaşındaki kızımı görmüyorum, neden? Onları hiç tanımadığım, bilmediğim insanların yanında bıraktım. Onlar bakıyor şu anda benim kızlarıma.
0 notes
Text
Uludağ Turu
Uludağ turu kayak ve snowboard yapmak isteyen kişilerin favorisi olacak bir turdur. Uludağ Bursa'da yer alır ve Türkiye'nin en popüler kayak merkezlerinden birisine sahiptir. Uludağ ziyaret sırasında teleferik ile şehrin eşsiz manzarasına şahitlik edebilmek ve kayak yapabilmek mümkündür. Kayak yapabilmek için gerekli ekipmanların kiralanmasından ardından kayak yapmaya başlanabilir. Daha önce kayak yapmamış olan kişiler eğitmenlerin yardımı ile kayak yapmayı öğrenebilir ve keyifli vakit geçirmeye başlayabilirler. Gezi sırasında Uludağ milli parkını ziyaret etmek ve doğa yürüyüşüne çıkmak da mümkündür. Aksiyon ve macera seven kişiler ise Uludağ'ın zirvesinde yamaç paraşütü yapabilirler. Uludağ gezisi ile hem keyifli vakit geçirebilmek hem de kayak yapabilmek mümkündür. Uludağ turu sırasında sucuk ekmek yemek Bursa'nın meşhur İskender dönerin tatmakta da fayda vardır.
0 notes
Text
Küçükkaya “Malatya’mıza da sahip çıkmamız gerekiyor”
Halk TV’de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah programına katılan Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ve Mülküye Başmüfettişi Atilla Şahin oldu. Küçükkaya “Malatya’mıza da sahip çıkmamız gerekiyor” dedi. "Depremi Farklı Bir Gözle Artık Değerlendirme Vaktimiz Geldi" Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu “Asrın felaketi yaşanıyor aslında bu felaketin bize verdiği ikinci bir felakette deprem sonrası kamu anlayışıyla yaşanıyor dolayısıyla et bulamıyoruz dedim, yemek yapıyoruz, millete yemek dağıtıyoruz herkeste aynı sıkıntı var, yok et yok. Hayvan bulunamıyor ki kesilsin. Burada sıkıntı şu ben öncelikle herkesin başı sağ olsun geçmiş olsun diyorum Türkiye büyük bir dayanışma içerisinde, millet gerçekten üzerine düşeni yapıyor ama bizim bu açıdan depremi farklı bir gözle artık değerlendirme vaktimiz geldi.” "Malatya, Hasar Bakımından Birinci Sırada" Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan Mülkiye Başmüfettişi Atilla Şahin “Malatya'da kaybettiğimiz 1.239 vatandaşımızı ve dün gece Malatyalılar için yolda kaza yapıp rahmete kavuşan Bağcılar Belediyesi'nin 3 personeline Allah'tan rahmet diliyorum. Acımız büyük bir şehrimiz yok oldu. Anılarımız, hatıralarımız, o kadim şehir, o muhteşem kültürün, medeniyetin güzel şehri maalesef yok oldu. Malatya özelinde bir şey söylemek istiyorum hayatını kaybedenler açısından Malatya, Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş’dan sonra dördüncü sırada ama hasar bakımından birinci sırada. Bu çok önemli Malatya'da 1.239 vatandaşımız kaybettik. O zaman şöyle bir algı var efendim burada çok büyük hasar yok. Hasar bakımından birinci sırada, sırf merkezdeki Yeşilyurt ilçemizdeki kayıp mertebesinde birinci depremde vatandaşlarımız gece yatağındaydı kaybettik ama ikinci depremde vatandaşlar öğlen vakti olduğu için dışarıdaydı o gece hırpalanan birinci depremde hırpalanan evler de yıkıldı, büyük bir kaybımız var o enkaz açısından daha şu anda yarısı kalktı kalkmadı.” Bakan Ersoy’dan Malatya İtirafı İsmail Küçükkaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'un konuya ilişkin olarak kendisine “Aslında biz çok daha az gündeme geliyoruz. Normalde Malatya'nın yaşadığı da çok derin bir sarsıntıydı, yaralarda daha zordu aslında” dediğini aktardı. "Biz Şehrimizi Kaybettik" Atilla Şahin “Biz şehrimizi kaybettik çok bina yıkıldı Malatya'da çok hasarlı bina var yıkılacak çok sayıda bina var daha şeyi kötü olanı vatandaşlarımızı kaybettik. Malatya’nın 850.000 nüfusu var toplam bu 850.000 nüfusun şu anda 310 bini çadırlarda yaklaşık 20 bine konteynerlerde resmi rakamları veriyorum size Ankara dışından şu anda 200 binin üzerinde vatandaşımız konut kirası yardımı talep etmiş Valilikten. 300 350 binin üzerinde vatandaşımız Malatya'dan göç etti ağırlıklı olarak Ankara'ya geldiler ama 72 ilde Malatyalı vatandaşımız varmış bu da resmi kayıtlar bunlardan 200 bini konut kirası yardım almak için valiliğe başvurmuş.” "Tedarik Sıkıntısı Yaşamaya Başladık" Haluk Cömertoğlu “Ben de depremzedeyim birinci ve ikinci deprem birebir Malatya merkezde yaşadığım için o hadisenin tümüne şahitlik ettim, şimdi et bulamıyoruz. İlk günden beri Arapgir koordinasyon heyeti bir görev üstlendi hem Arapgir'de yıkım az ama Malatya'da daha fazla olduğu için Arapgir’e davet ettik. Arapgir'de tümüyle 25 binin üzerinde ilk hafta insan yerleştirildi. Otellerimiz, yurtlarımız, evlerimiz tümünden misafirhaneye dönüştürüldü ve tüm ücretler bizim kamu koordinasyonumuz tarafından karşılandı. Her şey ücretsiz depremzede olduğu için, merkeze de bunun bir fazlasını yapma iradesi gösterilerek bu koordinasyonla çok sayıda lokasyonlar açıldı. Tabii yemek pişiyor, ekmek tedarik ediliyor vesaire bunların hepsinde tedarik sıkıntısı yaşamaya başladık.” "Bir Yetki Kargaşası Var" Cömertoğlu konuşmasının devamında “Biz ilk 2 gün Arapgir’de ki bütün fırınları 24 saat çalıştırmakla birlikte biz 5 ilin ortasında bir yerdeyiz. Dolayısıyla biz bir tarafta Erzincan'ın Kemaliye ilçesinden bir tarafında işte Elazığ'ın Ağın’ından bir tarafında Sivas'ın Divriği’sinden bu bölgedeki tüm paydaşlarımızı da işin içine koyarak ki bunların hepsinde depremzede var şu an. Buralar güvende kaldığı için bunların hepsinde 70 bine yakın insana dürüm yapıldı. 30 binin üzerinde de bir ay süresince hiç aralıksız bu devam etti. Dürümlerden sonra yemek organizasyonları devam ediyor yani merkezde de devam ediyor tabii buradaki temel sıkıntı şu, yemek vermek, ekmek vermek değil temel sıkıntı kamunun yetkilerinin gasp edilmiş yöneticilerin birbirinin üstüne atanarak bu işi kontrol ve hâkimiyet teorisi içerisinde de sahalara yayılamamaları. Sahada iş var, sorumlu tutuluyor birileri yetkisi yok, üst üste atanan sürekli dışarıdan atanan bakanların nezaretinde yürüyecek denilen mesela yerel yöneticiler, şehrin valisi, büyükşehri vesairesi bizler yani koordinasyonlarda hiçbir yere koyulmadık. AFAD da yok, KIZILAY da yok. Neye yok diyorsunuz KIZILAY'da var AFAD’da var kurumlar var ama sahadaki karşılığı yok sebebi bunun bir yetki kargaşası olduğu ve yetkilerini kullanan insanların sahada olmadığı.” "Kıvır Zıvır İşlerle Uğraşmaktan Asıl İşlerine Odaklanamıyorlar" Şahin “Sayın başkanımızın anlattıkları çok önemli ben 36 yıllık yöneticiyim, şehircilikte doktora yaptım AFAD konusunda AFAD'ın Amerika'daki karşılığı firmayı da Amerika'da inceledim bakanlık görevlendirdi ama bu süreçte kimse bize ya Amerika’da bu işler nasıl yürüyor, sen bunu inceledin diye sormadı. Çok önemli bir bilgi vereceğim Amerika’da doğal afete müdahale edildiği zaman ilk 15 günde devlet yetkilileri oraya gelmiyor. Türkiye'deki valilerin büyük çoğunluğu benim arkadaşımi bana söyledikleri bir şey var gelenden gidenden biz ne yangına, ne depreme, ne sele müdahale edemiyoruz. Gelsinler tabii siyasiler gelecek devlet büyükleri gelecek ama onlar geldiği zaman tüm müdahale, tüm akış duruyor, onların korumalarına yer bulmak onların müşavirlerine, genel müdürlerine, telefon power bucks'ı temin etmek böyle affedersiniz kıvır zıvır işlerle uğraşmaktan asıl işlerine odaklanamıyorlar" Read the full article
0 notes
Text
Kahramanmaraş ÜCRETSİZ Yemek Dağıtım ve Gıda Yardımı LİSTESİ! Depremzedeler için ücretsiz yemek dağıtım noktaları nerede?
● Haydarbey Dora Park karşısı Nisa Fırın ücretsiz ekmek dağıtımı yapıyor 91039 sk akdo apt altı 17/A, 46100 Onikişubat/Kahramanmaraş ● Üngüt İlkokulu su ve elektrik var yemek dağıtımı var.( merkez kahramanmaraş) ● Belediye parkında yemek dağıtımı ● Pınarbaşı'nda yemek dağıtımı ● Yeni erzaklar geldi Piazza yanı Sınırsız çay 20.000 çorba ve yemek Battaniye, yastık, mont Dağıtım yarım saate başlıyor. 07.02.23 15:52 ● Su ve erzak ihtiyacı için bekir bey - il merkezi- 05417940159 ● Cengiz Topel, 281. Sk. 37-29, 46700 Pazarcık/Kahramanmaraş -günboyu çorba dağıtımı olacak (07.02.23 17:30 yazılan saat) pazarcık cemevi önü- yardım tırları da gelecekmiş ● Esentepe akdonun yanında çocuk hastanesi üzerindeki yolda duygu ekmek fırını ekmek dağıtımı ● Yiyecek ihtiyacı için: Sabahattin Dülger (Genel Müdür) 0505 257 22 35, Ertuğrul Karalar (Genel Müdür) 0532 502 42 15, Kadir Altunkaynak (Daire Başkanı) 0532 509 05 24, Dilaver Dörtok (Daire Başkanı) 0505 436 40 12, Emrullah Uzun (Daire Başkanı) 0505 886 23 22, Yusuf Kahraman (Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürü) 0505 582 66 16, Levent Yazıcı (İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü) 0505 689 4707 ● Doğuş Çay Merkez Fuarda sıcak çorba ve ekmek yardımı ● Kahramanmaraş Dulkadiroğlu: Beyazıtlı Mah., 12021 Sk., Çağatay Apt. No:15 Daire (GIDA YARDIMI) ● Kahramanmaraş Dulkadiroğlu: AZERBAYCAN BULVARI DENİZBANK TIRLARI (GIDA YARDIMI) ● Kahramanmaraş Dulkadiroğlu: İsmet Paşa, Trabzon Blv., 46100 Kahramanmaraş Merkez Kahraman Valiliği Önü (GIDA YARDIMI) ● Kahramanmaraş Merkez: Yunus Emre, İsmet Karaokur Blv. No:1 D:No:1, 46060 Merkez/Kahramanmaraş Necip Fazıl Kültür Merkezi (GIDA YARDIMI) ● Kahramanmaraş Onikişubat: Şazi Bey, Haydar Aliyev Blv. No:3, 46040 Piazza AVM (GIDA YARDIMI) ● Kahramanmaraş Onikişubat: gedemenli mah, hayvanat bahcesi, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Blv, 46050 Ulusoy Market (GIDA YARDIMI) ● Kahramanmaraş Pazarcık: Nurettin Aydın, 46700 Pazarcık/Kahramanmaraş Atatürk Parkı (GIDA YARDIMI) ● Kahramanmaraş Pazarcık: Menderes, İstasyon Cd. No:1, 46700 Pazarcık/Kahramanmaraş Pazarcık Belediyesi Yanı (GIDA YARDIMI) ● 8 Şubat 13.00 Kahramanmaraş Doğa Koleji (Maarif Mahallesi) (Sıcak Yemek ve Gıda Yardımı) Read the full article
0 notes
Photo
🇬🇧⬇️ KABAKLI TAVUK KÖFTE Lezzetli bir akşam yemeğin için mükemmel bir alternatif! “Aslında bu güzelim yemeğe alternatif demekte çok büyük haksızlık ya hadi neyse”😅 Söz ağızdan bir kere çıktı ya; yeni bir cümle bulup da yazıyı da toparlayamıyorum :)) Eh gecenin bir yarısı tarif yazarsam da tabi ki de olacağı bu🥱 Ben bu ara nedense hiç bir şeye yetişemiyorum. Ben işleri kovalarken, işler de sanki arkamdan beni kovalıyor :) Bu durumtıpkı bir Kedinin kendi kuyruğunu yakalamaya çalışmasına benzetiyorum :)) Amaca gelecek olursak; Bu leziz yemeğimiz için bize lazım olan ana madde, tavuk ve kabak; çeşnilendirmek için de bir kaç dilim minik doğranmış sucuk yada salam ve bir avuç kaşar rendesi ile emin olun akşama damaklarda şölen yaratacak muhteşem bir yemek çıkacak😋 📝MALZEMELER •200 gr kabak ( rendelenmiş suyu sıkılmış) •300 gr tavuk kıyma •50 gr (1/2 su bardağı) parmesan yada normal kaşar rendesi •50 gr sucuk yada salam •2 diş sarımsak •2 yumurta •1 adet rendelenmiş suyu sıkılmış kuru soğan •1 çay kaşığı kırmızı pul Biber •karabiber •Tuz •1 su bardağı) ekmek içi 📌 (köfte çok yumuşak olmamalı bu yüzden ekmek ayarını kontrollü yapmalısınız) •kızartmalık yağ 🥣YAPILIŞI Kabakları rendeleyin ve elinizle suyunu sıkın. Derin bir kase içerisine tüm köfte malzemesini alın ve 3-4 dakika homojen olana kadar yoğurun. Üzerini kapatıp, en az 1 saat buzdolabında dinlendirin. Bir kaşık yardımı ile hamurdan parçalar alın ve elinizle şekli verip. Önce un, ardından yumurta ve en son galeta ununa bulayın. Yapışmaz bir tavaya kızartma yağını döküp, ortaya yakın kısık ateşte köfteleri arkalı önlü pişirin. (yüksek ateşte yapmanız köftelerin birden kızarıp yanmasına sebep olacaktır) Bu yüzden kısık ateş en idealidir. Kızaran köfteleri daha sonra sıcak olarak, bol yeşillikli salata ile servis yapabilirsiniz Afiyet olsun 🙏🏼🍀 @serapsevens 👩🏻🍳📸 • • #yemektarifleri #serapsevenstarifleri #serapsevens #sağlıklıbeslenme #sağlıklıyaşam #cooking #bestfood #instafood #foodphotographer #foodshare #recipe30 (Vienna City) https://www.instagram.com/p/CnB7-WSN-X2/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#yemektarifleri#serapsevenstarifleri#serapsevens#sağlıklıbeslenme#sağlıklıyaşam#cooking#bestfood#instafood#foodphotographer#foodshare#recipe30
0 notes
Text
BİR PARÇA KARDEŞLİK: EKMEK BAĞIŞI
https://www.kardesder.com/bir-parca-kardeslik-ekmek-bagisi-105022.html
BİR PARÇA KARDEŞLİK: EKMEK BAĞIŞI
Allah’a ve ahiret gününe inanarak Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu? Allah, onları iyi bilendir. (Nisa 39) Ekmek ihtiyaçlarının en başında gelmekte... Onların sizlerin gönderdiği bağışlardan başka bir geliri yok... Sen de ekmek bağışların ile onlara iyilikte bulunabilirsin... Çadır kentlerde yaşam mücadelesi veren mazlumlara ve yetim ailelerine sizlerin ekmek bağışlarınızı titizlik ile ulaştırıyoruz... Rabbim hayır sahibi Abdurrahman Kalın'dan kabul etsin.
1 Poşet Ekmek 6 TL (Poşetin içinde lavaş tipi ekmek bulunmaktadır. Yerel dilde "rabta" denilmektedir.) https://online.kardesder.com/camp/63 bu linkten anında ekmek bağışında bulunabilirsiniz… Siz de yurtlarından çıkarılmış kardeşlerinizi ekmeksiz bırakmayarak bu hayra ortak olmak istemez misiniz?
#Günlük Ekmek Yardımı#İdlib ekmek yardımı#idlib insani yardım#İdlib'in yetimleri#insani yardım#Suriye Ekmek Dağıtımı#suriye ekmek yardımı#suriye insani yardım#suriyeli yetimler
0 notes
Text
BEYAZ EKMEK
1948 yılına kadar Ekmeğimiz esmerdi. Maya, ekşi maya olarak evde üretilirdi, organikti, doğaldı. Sofrada doyduğumuzu bilirdik.
ABD, Anadolu’nun 14 kromozomlu siyez buğdayı ve 28 kromozomlu kavılca buğdayının genlerini oynayarak 48 kromozomlu “Cüce Buğday” türü geliştirdi.
Sapının kısalığından dolayı bu buğdayımsı “Cüce buğdaylar” Pakistan ve Hindistan’a da ihraç edildi; üretim rekoru kırıldı.
Dünyanın verimli tarlalarının, buğdayların kimyasal gübrelerle, zehirli ilaçlarla tanışma dönemi başladı.Tehlikenin farkında değillerdi. Buğdayın genetiğiyle sürekli oynandı; ortaya çıkan “buğdayımsı” bir şeydi! Kavılca ve siyez artık tanınmaz haldeydi…
ABD, 1950’den itibaren “ihtiyaç fazlası” diye “yardım” adı altında bu buğdayımsı ürünü Türkiye’ye soktu. Türkiye kurak geçen yıllarda ucuz buğdayımsı "cüce buğday" adını verdiği genetiğiyle oynanmış GDO'lu buğdayı ithal etmeye başladı.
Ülkemizde gluten, çölyak, diyabet, her türlü otoimmün hastalıkları, obezite, diyabet, alzheimer, demans,dikkat eksikliği vb. nörolojik hastalar ve romatizmal hastalıklar patladı.
DP’nin iktidar vaadi 10’dan fazla katkı maddesi konan endüstriyel beyaz undan yapılan “Beyaz Ekmek”ti. Dalkavuk medya, beyaz ekmeği “kalite”, zenginlik ve refah göstergesi olarak sundu. zenginlik göstergesi, refah göstergesi olarak sundu. Halk, beyaz ekmek yedikçe, acıktı. Acıktıkça, beyaz ekmek yedi. “Ekmeksiz doymuyorum” haline getirildi. Tıka basa yemenin sonucu sağlığı bozuldu. Şeker olduk, astım olduk, alerji olduk ve hastalıklar ardı ardına sıralanmaya başladı. Fiyatı çok daha pahalı olan kara ekmeğin, aslında hem bütçe, hem sağlık açısından çok daha ucuza geldiğini hiç bir beslenme uzmanı halka anlatmıyor.
Dünya ortalamasının beş katı ekmek tüketiyoruz. Dünyada çöpe en fazla ekmek atan ülkeyiz. Çünkü beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmektir.
Yıllardan sonra Marshall Yardımı ile Beyaz Ekmek yemeye başlayan Avrupa ülkeleri Beyaz Ekmek yemeyi bıraktı.
Beyaz ekmek ile Tam Buğday ekmeği arasındaki farkı daha yeni anlamaya başladık... Hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor.
Tüketici parasını neye verdiğini bilmelidir. Yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş , GDO’suz , kimyasal ilaç ve gübre olmayan ,kimyasal katkı maddesi içermeyen” gıda talep etmelidir... Ata tohumu ile üretim yapan çiftçiler devlet tarafından desteklenmelidir...
3 notes
·
View notes
Text
Şimdi biraz ağır konuşacağım.
Suratına kusuyormuşum gibi hissetmeni istiyorum. Gırtlağımdan kopardığım koyu balgamı yüzünün tam ortasına tükürmüşüm gibi hissetmeni.
Ben her kahrını göğsüme denk gelmiş, sert bir şut gibi nefesim kesilerek karşıladım.
Sustum ama unutmadım!
Şimdi biraz ağır konuşacağım.
Küflenmiş ekmek çiğniyormuş gibi hissetmeni istiyorum. Üzerine kovalarca kaynar su dökülmüş gibi hisset. Bana hissettirdiğin gibi...
Unutamadığım her şiddetli ağrının, sebepleri arasına yazılmış adın. Neden diye sormayacağım ama susmayacağım da. Konuşacağım. Ağır ve ağır.
Kesildiğini görmek istiyorum, mecazen değil. Oluk oluk kanadığını görmek! En sevdiğinin elinde tuttuğu bir jilet yardımı ile kesilmenin ne demek olduğunu yaşarak öğrenmeni istiyorum. En güvendiklerinin, hiç ummadığın anda seni yaralamasının ne demek olduğunu anla istiyorum.
Kırıldığını görmek istiyorum. Kalbinden!
Beni kırdığın gibi. Beni bin parçaya böldün. Ben artık toparlanamam, sende dağıl.
Çürüdüğüne şahit olmak istiyorum. Nasıl dayanamazsa bir insan yaşamaya, nefes almaya nasıl katlanamazsa, nasıl gücü yetmezse devam etmeye öyle. Nasıl her gece kurtuluş gibi görerek ölümü ölümler dilerse, nasıl uyanırsa uykuların kan ter ve nasıl yitirirse acıdan bilincini öyle...
Tatmanı istiyorum bu Dünya'nın tüm kaybedişlerini.
Bana bunu yaptın. Ben çaresizce baktım benden söktüğün onca güzel şeyin ardından. Öylece kaldım. Anadan üryan dolaşıyormuş gibi sokaklarda, öyle utandım.
Gidecek bir yerim yoktu, sen benim kalabileceğim tek yeri yaktın!
40 notes
·
View notes
Text
Bursa'da sosyal belediyeciliğin adresi Yenişehir
https://pazaryerigundem.com/haber/171546/bursada-sosyal-belediyeciligin-adresi-yenisehir/
Bursa'da sosyal belediyeciliğin adresi Yenişehir
Yenişehir Belediyesi, ilçede yaşayan ihtiyaç sahibi ailelere her gün ücretsiz erzak, sıcak yemek ve ekmek yardımı yapıyor.
BURSA (İGFA) – Sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini sergileyen Yenişehir Belediyesi, ilçede yaşayan vatandaşlarımıza yönelik gerçekleştirdiği sosyal destek çalışmalarıyla ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşuyor.
Yenişehir Belediyesi, ihtiyaç sahiplerine erzak yardımının yanısıra yüzlerce kişiye haftanın 6 günü sıcak yemek ulaştırıyor. Ayrıca, yaklaşık 200 kişiye de YESAŞ’tan ücretsiz ekmek dağıtıyor. Engelli bireylerin de ihtiyaçlarına yanıt veren Yenişehir Belediyesi, başta tekerlekli sandalye olmak üzere en hayati araç gereçleri de özel gereksinimli bireylere sağlıyor. Ayrıca Yenişehir’de ihtiyaç sahibi olmaksızın her yeni doğan bebeğin, ‘hoş geldin bebek’ çantası da Belediye Başkanı Ercan Özel tarafından gönderiliyor.
YENİŞEHİR’İN REFAH SEVİYESİ DE ARTACAK
Yenişehir’de sosyal belediyecilik adına her türlü yardımın devam edeceğini söyleyen Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, “Yenişehir Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü olarak, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yardımına koşmaya devam ediyoruz. Gelecekte de bu hizmetimiz devam edecek. Ancak, bizim asıl görevimiz, Yenişehirli vatandaşlarımızın sosyo-ekonomik düzeyini artıracak adımlar atmak. Yenişehir’deki vatandaşlarımızın refah seviyesini artırarak, hayatlarını kimseye ihtiyaç duymadan devam ettirmelerini sağlamak ve bunu sürdürebilir hale getirmek istiyoruz. Yenişehir’de kimsenin yatağa aç girmesini istemiyoruz. Yardıma muhtaç tüm vatandaşlarımızın Yenişehir Belediyesi olarak destekçisi olacağız” dedi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
🇹🇷 Partisiz Parlamenter Sistem
Kendini yönetemeyeni yönetirler.
İnsanlık tarihi hiç bir zaman yozlaşmış temsil sistemleri ile olumlu değişime uğramamıştır.
Temsil mecliste partilerin parmak hesabı sayısı olmayıp millet çıkarına mücadeleyi temsile taşıyabilmektir.
Kendi özgürlüklerine kendi reyleri ile son vermek demokrasi değildir.
Bugünlere Atatürk'ün söylediklerinin tersini yaparak geldik. O zaman çarenin kendi yaptıklarımızın tersini yaparak yeniden Atatürk'ün istediği çizgiye gelerek yarım kalan devrimi tamamlayabiliriz.
Siyaset ile uğraşanlar milleti bölmeye o kadar eğilimliler ki neredeyse herkes kendi partisini açmanın peşine düşmüştür.
Artık bunca tecrübeden sonra anlaşılması gereken çok partili sistem bu ülkeye fayda yerine zarar vermektedir.
Atatürk'ün zamanında da çok partili sistem denendi bir faydası o gün görülmediği için kapatıldı. Bu tecrübe bile bize ders olmadı.
Demokrasi temsilde adalet demektir.
İktidar gücünü elinde bulunduran partinin çıkarlarına uygun kanun değişiklikleri temsilde adaleti ortadan kaldırmaktadır.
Partilerin yönetimleri temsilde adil bir yöntem ile seçilmiyor ki o partilerden kim kazanırsa kazansın bunu meclise taşıyabilsin. Bugün her bir siyasi parti kodlanmış bir kişiye teslim edilmiş durumdadır.
Bugün hala 12 Eylül askeri faşist darbenin yaptığı siyasi partiler yasası hüküm sürmektedir. Son yirmi yıldır ülkemizi yöneten partinin ilk sözü siyasi partiler yasasını değiştirme sözüdür. Yerine getirdi mi? Hayır. İktidar olunca o sözü unutup nimetlerinden faydalanmayı tercih etti. Bilinçli bir seçmene sahip olmadığımız için sözünü tutmayan bu partiye millet gereken cezayı sandıkta bugüne kadar vermedi.
Milli birlik ve beraberliği ideolojiler ve o ideolojileri sahiplenen siyasi partiler yok eder.
"Siyasi partiler sanıldığı gibi demokrasinin vazgeçilmez unsurları değildir. Demokrasi tüm yurttaşları kapsayan ve birleştiren örgütlenme ile mümkündür. Siyasi partiler halkın farklı kesimlerini kendi çatıları altında, kendi çıkarları için ayrıştıran, çatıştıran dolayısıyla bir kesimi diğer kesim için tehdit unsuru olarak gösteren tehlikeli örgütlerdir."
1919 tarihinde daha Cumhuriyeti ilan etmeden Amasya Genelgesi yayınlandığı zaman Mustafa Kemal bunu öngörerek 'Bizim partilere ihtiyacımız yok, milli birliğe muhtacız.' demiştir.
Her siyasi parti tek bir kişinin hakim olduğu örgütlerdir.
Bir kişinin niyetine ne bir siyasi parti ne devlet teslim edilemez.
Farklı fikirler milleti ayrıştırıyor ise bunu demokrasi ile açıklamak mümkün değildir.
Tek kişinin hakim olduğu yönetimlerin diktatörlüğe dönme ihtimali çok yüksektir.
Anadolu gibi çok stratejik bir toprak için bu çok tehlikelidir.
Emperyalizmin ve kapitalizmin amacı da sömürmek istediği ülkelerde yönetimin kontrol amacıyla tek bir kişide olmasını ister. Bu sebep bile tek başına bizim bu beladan kurtulmamız için yeterlidir.
Dünyada ne kadar sömürge altında ülke varsa hepsi ya kral, ya sultan, ya başkan türü tek kişiye teslim edilmiş yönetimlerdir.
Bizim için aslında en önemli örnek ülkenin kaderi Padişaha teslim edilmiş ve sonu hüsran ile bitmiş Osmanlı İmparatorluğudur.
Tarih en iyi laboratuvardır.
Atatürk sonrası devrimin yarım kalması ikinci dünya savaşı sırasında yaşanan sıkıntılar içeride ki işbirlikçileri harekete geçirmiş ve milleti çok partili sisteme geçerek demokrasinin yok olmasının önünü açmıştır.
Nitekim her darbe, her ekonomik kriz çok partili dönemin başlaması sonrasında yaşanmıştır.
Liberal kapitalist serbest piyasa ekonomisi işsizlik gibi bilinçli muhtaçlık üreterek bu muhtaçlığı sermaye lehine kullanan bir sömürü düzenidir.
Tüm siyasi partiler bu düzenin partileridir.
Kimsenin midesi kimseden büyük değildir. O zaman birileri paralarının hesabını bilemezken birileri çöpte ekmek arıyor, işsiz olduğu için intihar ederek yaşamına son veriyorsa bu sistemle devam edemeyiz.
Çünkü çok partili sistem sadece demokrasiyi değil sosyal hukuk devletinin zarar görmesine sebep olmuştur.
Yeter söz milletindir diye iktidar olan Demokrat Parti her mahallede bir milyoner üreteceğiz diyerek bugün bize en büyük tehdit olan işbirlikçi yerli kapitalist sermayenin sebebidir.
Ülke yetmiş yıldır bu zihniyetin elinden kurtulabilmiş değildir. Partiler değişmiş her gelen kendi zengin ve yandaş tayfasını üretmiştir.
O zaman çare nedir?
Kurtuluş kuruluş ayarlarına dönerek yarım kalan devrimi tamamlamaktır.
Bunun ilk şartı siyasi partilerin kapatılarak tamamından kurtulmakla mümkündür.
Partisiz Parlamenter Sistem nedir?
Her il ihtiyacı olan vekili seçerek meclise gönderir. Meclis içinden Cumhurbaşkanını vekil oylarıyla seçer. Başbakan ve Bakanlar vekil oylarıyla seçilir. Hükümet kurulur ve geriye kalan her vekil hükümete millet yararına muhalefet eder.
Hukuk hükümetin ve meclisin faaliyetlerini bağımsız bir güçle millet adına sürekli denetler.
Partisiz parlamenter sistem de milletvekili dokunulmazlığı yoktur.
Yasama, yürütme ve yargı bağımsızlığı vardır.
Bu sistemin faydaları saymakla bitmez.
📍 En önemli faydası milletin vekilini kendi seçecek olmasıdır. Bugün parti başkanları vekil adaylarını seçiyor, millet ise sandığa giderek onay vermek zorunda kalıyor. Burada bir kere demokrasi baştan yok ediliyor. Tek bir kişi bunları seçeceksiniz diye millete dayatmada bulunuyor.
📍 Siyasi partiler olmayacağı için hazine yardımı da olmayacaktır. Seçimler öncesi gereksiz reklam afiş ve gürültü kirliliği ortadan kalkacaktır.
📍 Millet her gün siyaset konuşmak zorunda kalmayacaktır. Senin partin benim partim ortadan kalkacak, bizim ülkemiz hakim olacaktır.
📍 Her insanımız kime oy verdiğini bilecek, bir sonraki seçimde oyunu geri alabilecektir. Bu sebeple yeniden
seçilebilmek için her vekil millete hizmet etmek zorunda kalacaktır.
📍 Başbakan'ın, bakanların birileri adına çalışması mümkün olmayacaktır.
📍 Parti başkanlarının gözüne girmek yerine vekiller milletin gönlünde yer etmek için gayret göstermek zorunda kalacaklardır.
📍 Darbelerin, krizlerin, vurgunların sonu gelecektir. Borç ve tüketim ekonomisi yerine kamulaştırma yaparak yeniden milli üretim ekonomisi inşa edilecektir.
Herkes için zengin olması gereken sermaye sahipleri değil devlettir.
Temsilde ve yasada eşitlik için partisiz parlamenter sistem şarttır.
Çoğulcu yönetimin gerçekleşmesi için partisiz ve aracısız milletin kendi kendini yönetmesine ihtiyaç vardır.
Aksi takdirde 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' sözü bugün olduğu gibi anlamını yitirir.
Söz konusu vatanın ve milletin geleceğidir.
Önder KARAÇAY
#önderkaraçay#önder karaçay#mobbing bank#mobbingbank#atatürk#devrim#partisizparlamentersistem#siyasipartiler#siyaset#demokrasi
3 notes
·
View notes