#edileceğini
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kargotakip - Gold
Kargo takip, günümüzde alışveriş yapmanın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Aras kargo takip ve ptt kargo takip gibi hizmetler, müşterilerin gönderilerinin nerede olduğunu kolayca öğrenmelerini sağlar. Bu sayede, müşteriler gönderilerinin ne zaman teslim edileceğini planlayabilir ve işlerini buna göre ayarlayabilirler. Kargo takip hizmetleri, müşteri memnuniyeti açısından da son derece önemlidir, hizmetler sayesinde müşterilerin gönderileri güvende ve izlenebilirdir. Hem bireysel kullanıcılar hem de işletmeler için büyük bir kolaylık sağlayan bu sistemleri kullanarak kargolarınızı güvenle takip edebilirsiniz. Bu sayede müşteriler, gönderilerinin teslimat sürecini daha yakından takip edebilir ve gecikme gibi olası sorunlara karşı önlem alabilirler. Hizmetlerimiz için web sitemize göz atabilirsiniz.
683 notes
·
View notes
Text
Runwaykariyer - Platin
Sertifikalı bir emlakçı mı olmak istiyorsunuz? Eğer öyleyse, ilk adım ilgili bir sertifika almaktır. Myk emlak sertifikası, emlakçılık lisansınızı almanıza yardımcı olacak emlakçılık 120 saatlik sertifika sunmaktadır. Web sitemiz, sizi gayrimenkul alanında başarıya hazırlamak için gerekli tüm konuları kapsamaktadır. Emlak hukuku, finans, ekonomi, mülk yönetimi ve satış gibi konuları kapsar. Gayrimenkulün temellerini, sektörde başarılı bir kariyerin nasıl inşa edileceğini ve başarı için gerekli etik ve profesyonelliği öğreneceksiniz. Emlak sertifikası için sunulan kurs boyunca her şeyi anlayabilmeniz için destek sağlıyoruz bu sıra ise emlakçılık sertifilkası başvuruş ve sahip olma konusu geliyor. Deneyimli eğitmenlerimiz her türlü sorunuzu yanıtlamak ve süreç boyunca size rehberlik etmek için hazırdır. Runwankariyer ile emlakçılık sektöründe başarıya hazır olacaksınız. Bu yüzden beklemeyin! başarılı bir kariyere doğru yolculuğunuza bugün başlayın.
928 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/0127d986db6a9980fc438a6894ec237d/d1526224a52d4e1a-c6/s540x810/928bf60abec5ea3a1868a738ab5eba9c36dc42bf.jpg)
Şu tarz şeyler çok düşündürüyor. Kocam da kocam tarzı. Her şey kocaya odaklı ve kendi için pek bir olayı yok. Karşıdaki erkek de bunu yapacak ve ben de yapacağım çok mutlu olacağız düşüncesi ütopik geliyor. Böyle yaparak erkek tarafından çok sevilecegini değil kurban edileceğini düşünüyorum. Sadece erkekler değil kiminle tanışırsanız tanışın kendi fikriniz, cizginiz ve kişisel ugrasiniz yoksa sizi çok sevmiyor ve saygı da duymuyor. Sevgiyi gösterme biçimi son yıllarda her şeyi sana feda edebilirim oldu. Niye feda ediyoruz ki birlikte yeni bir şey inşa edelim, geliselim.
48 notes
·
View notes
Text
Darağacında Üç Fidan | 6 Mayıs 1972😥 Bu gece yarısından sonra, 6 Mayıs'ta Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ı asacaklar. Ve tarih utanacak!
....Bu resim 5 Mayıs'ta çekilir,
6 Mayıs'ta idam EDİLECEĞİNİ BİLİYORLARDI..
Buna rağmen DİMDİK AYAKTA, gülümsüyorlar..
Deniz,
Yusuf,
Hüseyin..
Boyun eğmediler..
Dar Ağacında Üç Fidan 🥀🌱🥀🌱🥀🌱
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/2ce3c7aaa066ed7c1b294edc087e17c5/904bdd62e6cb6e8d-53/s540x810/6fe50886d6d7e5f4b482c0a5f5aadc770667e0f0.jpg)
33 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/be821978c90822fdc9c614d2737f4f95/03f0cda43732c02b-0e/s500x750/aa3acbb98eff18070592e1e502acfb07ca719c1a.jpg)
Hayatta çektiğin bu acı, sonunda elde edileceğini mutluluğun bedeli ise ödemelisin...
10 notes
·
View notes
Text
Türkiye’nin İlahiyat Fakültesi nezdinde ilk kadın akademisyeni, tarihçi yazar Bahriye Üçok, 33 yıl evvel bugün katledilmişti.
Cinayeti İslami Hareket adlı örgüt üstlenmiş, 6 Ekim 1990 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde çalan telefonun ucundaki ses, Bahriye Üçok’u “Tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdığını” söylemişti.
"Türkiye Müslümanlarının dinsel alanda zaman zaman karşılaştıkları çalkantılar, gruplaşmalar, yabancılaşmalar, tarikatçılığa itilmeler, dinini kendi öz dilinde, kendi yazısı ile okuyup anlayamamasından doğmaktadır." diyerek gerçekçi bir tespitle toplumun fotoğrafını çeken Üçok, aydın kişiliği ile dinin siyasete ve toplumun gerçek dinini öğrenmeyip din kisvesi altındaki kendisine empoze edilen gericiliğe ve cehalete nasıl alet edileceğini fark etmişti.
Kendinde, beğenmediği fikirleri cezalandırma hakkı bulan zihniyet, belki de planlı bir gelecek için Türkiye Cumhuriyet'ini modern çizgiden İslamcı ve gitgide gericiliğin hüküm süreceği bir noktaya giden yolda hain planla Bahriye Üçok’u o gün katletmişti.
Korkunç bir planın kurbanı değerli aydın Bahriye Üçok'un bu kaybı aynı zamanda evladına bir ömür boyu travma yaşatacaktı. O günü Kumru Üçok şöyle anlatıyor;
”Bombayı anneme ellerimle verdim, kargo şirketi anneme gönderilen paketi evimize iki kere getirmiş. Bizi evde bulamamışlar. İkinci gelişlerinde eve ihbarname bırakmışlar. Ben de kargo şirketine gidip paketi aldım ve eve getirdim. O paketle de 15 dakika kadar seyahat ettim. Paketi anneme verdikten sonra arkamı döndüm ve alt kata yöneldim. Annem o sırada paketi açmaya çalışıyordu. Arkamı döner dönmez bir patlama sesi duydum. Bu olayı unutmak mümkün değil. Her gün her an aklımda. Her gün rüyalarıma giriyor.”
Fikirleri ve yazdıkları için katledilmiş değerli aydın, Bahriye Üçok'u aramızdan ayrılışının 33. yılında saygıyla anıyoruz.
69 notes
·
View notes
Text
"merhaba!" suji içeri iyi bir şekilde girmişti. bir gününü orada geçirmek zorunda kalmıştı.
"kusura bakmayın size de haber veremedim ama-" sözü yarıda kesilmişti. zolita kafasını kaldırmadan oturduğu yerden sordu.
"neden bu kadar mutlusun?", suji'nin kafası karışmıştı. herkese bakıyor ama bir türlü anlayamıyordu. ryo ayağa kalktı ardından, suji'nin üzerine yürümeye başladı. suji geri geri giderken anlamlandırmaya çalışıyordu hala.
"ryo ne oluyor?"
"ne olduğu mu var suji, sen yaptın değil mi? sen öldürdün onu? ve sen sakladın, şimdi hepimize acı çektiren zalim sensin!"
"ryo ne dediğinin farkında mısın? aptal aptal konuşamazsın."
suji durdu ve ryo'nun da durmasını sağladı.
"artık resmi olarak bir polisim, bu iftirayı bana atmanız sizi şüpheli ve suçlu yapar. ki polis olmak için çalışan birine böyle bir yargıda bulunmak zaten oldukça saçma, siz hep böyle mi kalacaksınız gerçekten?"
suji sessiz sessiz gülmeye başladı, "gerçekten aklınızı dahi kullanamıyorsunuz çocuklar. mantık bile yürütemiyorsunuz. birbirinize suç atmaktan başka bir şey yapamıyorsunuz. çünkü suç kendi üstünüze kalsın istemiyorsunuz, bu yüzden aramızdan birini çıkarmalıyız, değil mi? tahmin etmiştim, eminim hepiniz böyle düşünüyorsunuzdur. ha ryo, suç atmak gibi algılama istiyorum sadece senin bana yaptığını bende sana yapacağım. nasıl güzel bayıltıp ayıltılmayacağını çok iyi biliyorsun, çürümüş bir bedenin nasıl en iyi muhafaza edileceğini de çok iyi biliyorsun, neden sen yapmayasın? değil mi? başkalarına suç atmadan önce kendi durumunu düşüneceksin, yoksa her an vurulabilirsin. bu evde birbirinize suç atmayı kesmelisiniz. kesmezseniz, birbirinizi keseceksiniz."
suji son sözlerinden sonra oradan ayrıldı. bir şeyler biliyor gibiydi, ama bilmediğine herkes emindi. herkes birbirine bakıyor, anlamlandırmaya çalışıyordu. herkesin kafası karışık ve herkes üzgündü. mateo'nun kaybı herkesi çok kötü vurmuştu.
o günden sonra suç atmalar bitmiş, herkes sakinleşmişti. yavaş yavaş eski hayatlarına dönüyorlardı. mateo halen bulunamamıştı, fakat suji ve ekip arkadaşları aramayı sürdürüyordu.
mateo'nun kaybının üzerinden 1 aydan uzun bir süre geçmişti. gerçekten uzundu.
banyodan bir çığlık sesi yükseldi, "AAAAAAA!!"
herkes ona doğru koşmaya başladı. bu ses carlis'e aitti. hep beraber içeri girince carlis'i çıplak görmeden de edemediler.
titriyordu, küvette oturmuş öylece titriyordu. ash ve mavi hemen kollarından tutup kaldırdılar ve suyu kapattılar. ardından onu sakinleştirmek için biraz şekerli su içirdiler. kurulandıktan sonra bir güzel oturtturup ne olduğunu sormaya başladı herkes.
"ister inanın ister inanmayın, mateo'nun sesini duydum, onu gerçekten duydum! kulağıma doğru çığlık attı, önce bir nefes geldi kulağımın dibinden. buhardır diye pek takılmadım, ardından bu çığlık... korkuyorum çok korkuyorum."
ash sıkıca sardı kollarını carlis'e. gerçekten ürkmüş gözüküyordu ki ilk defa herkes onu böyle görmüştü. halen titriyordu.
herkes son zamanlarda olanlar yüzünden psikolojimizin altüst olduğunu ve bu yüzden bu hayal görmeler, ses duymalar yaşandığını düşündü. gerçekten korkunçtu. aylar sonra böyle bir şeyin yaşanması herkese "yine mi?" dedirtmişti.
ondan sonraki sabah herkes yine uyanmıştı, bazıları derslerine gitmiş, bazıları ise halen uyuyordu. ash mutfaktaydı yine, yemeklerini bir güzel pişiriyor, ev halkını doyurmayı amaçlıyordu. suji yaklaştı yanına.
"nasılsın kardeşim?"
"iyi suji, sen?"
"iyi, güzel yemek kokuları alınca gelmeden edemedim yine yapmışsın yapacağını."
"tabii, işe gitmiyor musun?"
"bugün öğlen gideceğim karakola, pek bir şeyin olmadığını öğrendim, sadece bilgileri öğrenip geleceğim, şimdi başlamıyorum işe. bu arada, biraz konuşalım mı?"
"tabii suji, sorun ne?"
"herhangi bir sorun yok, sadece bir fikrim var."
"dinliyorum."
"herkesin kafası çok dolu şu an. carlis'in yaşadığını gördün. psikolojisi bozuldu çocuğun, ki hepimizin. bizimkileri de alıp kampa mı gitsek? belki herkesin kafası dağılır, rahatlarız. eğleniriz belki, hm?"
"gerçekten çok iyi bir fikir... yapalım. o zaman bugün çadırları falan ayarlarız, yarın da kampa gideriz, güzel bir orman biliyorum, çok ıssız, sakin de olur. hem buralara çok uzak, yaklaşık 6 saat olması lazım."
"olur ash, gidelim. o zaman bugünden söyleyelim bizimkilere hazırlık yaparlar. sende biraz yemek yap, yolda yemek için. 1-2 hafta veya istediğimiz kadar kalırız."
"eğlenceli olacak!"
anlaşma yapıldıktan sonra bu tüm ev halkına sunuldu. herkes onay vermişti çünkü herkesin biraz da olsa rahatlamaya ihtiyacı vardı, hem ara tatile de gireceklerdi. bu en iyisi olurdu.
10 notes
·
View notes
Text
Birinin hikayesinde berbat bir karakter olsam da umurumda değil. Nasıl affedileceğini ve kabul edileceğini bilen nazik ve inanılmaz bir kalbe sahibim ve eğer sizin hikayenizde kötü bir karaktersem, o zaman bunu hak ediyorsunuzdur
6 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/d68b1d633f106a07390fa758941f5bc9/081f6ee2a30a36bf-4f/s540x810/4e840537faae4c86532b43c7befb87aa3e1c7610.jpg)
✨Biset'in hedefi, insanlara zulmü ortadan kaldırmanın yollarını öğretmek, kudret ve güç sahibi zalim karşısında nasıl mücadele edileceğini göstermektir. Biset'in hedefi, insan ahlakının geliştirilmesi, nefislerin terbiye edilmesi, ruhun tüm karanlıklardan kurtarmasıdır. Zulmet ve karanlıkları bir kenara itmek ve onun yerine nur ve aydınlığı, cehaletin kötü ve vahşi yüzünün yerine ilim ve ameli oturtmaktı. Fahri Kâinat Hz. Muhammed (s.a.a) Müslümanlar başta olmak üzere tüm insanlığın kardeş olduğunu ve hiçbir süratte ayrılık ve tefrikaya düşmemesi gerektiğini öğretti.
اللهم صل على محمد و آل محمد و عجل فرجهم...
Allah'ım Muhammed ve âli Muhammed'e salat eyle..🤲
İmam Humeyni (r)🌹
2 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/a13c3704a9f0fbac8b3cc11d5b9a6054/cdff89698f97f453-e0/s540x810/c39f60382a8ed5485a3fe69da5dd29c959f7a495.jpg)
Yaparsa AK Parti yapar!
Asgari ücrete sadece %30 zam yaparak vatandaşı enflasyonla ezen AK Parti, elektriğe %140 zam yapmanın yolunu yaptı.
Peki nasıl? ⬇️
Önce alınan bir kararla konut abonelerinin büyük çoğunluğu serbest tüketici tanımına sokuldu.
Sonra aylık faturası 1.050 TL ve üzerinde olan konut aboneleri sabit fiyat tarifesinden çıkarılıp, Piyasa Takas Fiyatı’nın (PTF) geçerli olduğu değişken fiyat tarifesine dahil edildi.
Böylece bu aboneler, özelleştirmeler nedeniyle ülkedeki elektrik üretiminin %83’ünü yapan ve Piyasa Takas Fiyatı’nın ana belirleyicisi olan özel şirketlerin insafına bırakılmış oldu.
Bu nedenle de 1 Şubat 2025’ten itibaren;
1.050 TL’nin üzerindeki faturalara %97 zam geliyor. 1.050 TL’lik fatura 2.066 TL’ye çıkıyor!
Bitmedi…
Önümüzdeki süreçte AK Parti’nin ilk fırsatta geriye kalan abonelerin bir kısmını daha, değişken fiyatlı tarifeye sokacağını hesaplıyoruz ⬇️
Aylık elektrik faturası 495 TL ve üzerinde olan konut abonelerinin de mevcut tarifelerinden çıkarılıp, PTF’nin geçerli olduğu tarifeye dahil edileceğini öngörüyoruz.
Bu da 495 TL’lik faturanın 1.190 TL’ye çıkması, yani %140 zam gelmesi demek!
Mv Deniz Yavuzyılmaz
5 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/93c9e0d039b223f196ea1e3e862c0afc/7057757c967f3086-17/s540x810/739d7db1ea46fd19931d047ed3da55c4d93156c9.jpg)
Bu gece bu duayı bolca edelim.
*Hz. Âişe bu gecenin nasıl ihya edileceğini Hz. Peygamber’e sormuş, o da
“Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet! de”
şeklinde cevap vermiştir (Tirmizî, “Da‘avât”, 84; İbn Mâce, “Duâ”, 5).*
*Kadir gecemiz ile Cumanın hayrı ve bereketi sizin ve sevdiklerinizin üzerine olsun.
#kadirgecesi#kandil#cumamızmübarekolsun#cumamesajları#dostvanlıpaylaşımsayfası#turkmenoğlu dostmağaza#dost vanlı#dostmagaza#van#türkiye van#van türkiye
7 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/48f2fa2f5165e0517ad55003db82c464/41826b82ee7b95d2-00/s540x810/9c23361ea9ec0088bd850b2161e8fa8ed9a85b0f.jpg)
EL CAMIUL AHKAMIL KUR.AN
ÂMİN DEMEK (İMÂM-KURTUBİ)
sekiz başlık halinde sinacağı
1- "Amin" Deme Şekli:
Kur'ân okuyan bir kimsenin Fâtiha Sûresi'ni okuduktan sonra Kur'an ola nın Kur'ân olmayandan ayırdedilebilmesi için - ) ولا الضالين ( kelimesinin "nun "harfi üzerinde sekte yaptıktan sonra "âmin" demesi sünnettir.
2. "AMİN" DEME ZAMANI :
[Ana kitaplarda (temel hadis kaynaklarında) Ebu Hureyre'den Rasulullah (s.a)'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:
"İmam amin dediğinde siz de âmin deyiniz.
Çünkü her kimin amin demesi meleklerin âmin demesine rastlar ise geçmiş günahları affolunur. (1)]
Bizim ilim adamlarımız (Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun) derler ki:
Geçmiş günahların bağışlarıması, bu hadis-i şerifin ihtiva ettiği şu dört şeyin gerçekleşmesine bağlıdır.
1) İmamın âmin demesi
2) İmamın arkasında namaz kılanların âmin demesi
3) Meleklerin amin demesi
4) Cematin âmin demesinin meleklerin âmin demesine denk düşmesi.
Bu denk düşme ile ilgili; duanın kabul edilmesi hakkındadır, denildiği gibi, zaman hakkındadır, duanın nitelik bakımından ihlasla yapılması hakkındadır da denilmiştir.
Çünkü Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Duanızın kabul edileceğini bilerek Allah'a dua ediniz.
Ve bilin ki Allah gafil ve başka şeylerle oyalanan bir kalbin duasını kabul etmez." (2)
3- "AMİN"İN FAZİLETİ:
Ebu Davud, Ebu Musabbih el-Makrai'nin şöyle dediğini rivayet etmektedir:
Ashab-ı kiramdan olan Ebu Züheyr en-Numeyri'nin yanında otururduk.
Çok güzel bir şekilde konuşur idi.
Bizden herhangi bir kimse bir duada bulundu mu:
Onu âmin sözü ile bitir, derdi.
Çünkü ämin bir sahifenin üzerindeki mühür gibidir
SAYFA 386
Ehu Zübeyr dedi ki:
Bunun neden böyle olduğunu size bildireyim mi?
Bir gece Rasûlullah (s.a) ile birlikte çıkmıştım.
Israrla dua eden birisinin yanından geçtik.
Peygamber (s.a) onun duasını işitecek bir şekilde durdu. Sonra Peygamber (s.a): "Eğer mühürlerse duası kabul olunur" dedi.
Orada bulunanlardan birisi:
Ne ile mühürleyecek ey Allah'ın Peygamberi? diye sordu.
Hz. Peygamber: "Âmin ile" dedi.
"Çünkü o âmin ile duasını bitirirse (kabulünü) gerektirmiş olur."
Peygamber (s.a)'e bu soruyu soran adam dua eden adamın yanına gitti ve ona:
Ey filan, duanı mühürle (amin diyerek bitir) ve (kabul olunacağına dair) müjde olsun, dedi. (3)
İbn Abdi'l-Berr der ki: Ebu Züheyr en-Numeyri'nin asıl adı Yahya b Nufeyr'dir. Peygamber (s.a)'dan: "Çekirgeleri öldürmeyiniz. Çünkü çekirgeler Allah'ın en büyük ordusudur" (4) hadisini rivayet etmektedir.
Vehb b. Munebbih de der ki: Âmîn dört harftir.
Allah her bir harften: "Allah'ım, âmin diyen herkes için mağfiret buyur diyen bir melek yaratır.
Haberde şöyle denilmiştir: "Cebrail bana Fâtihatu'l-Kitab'ı bitirdiğim vakit Amin demeyi telkin etti ve:
Bu mektubun üzerindeki mühür gibidir, dedi."
Bir diğer hadiste şöyle denilmiştir: "Amin alemlerin Rabbinin mührüdür." (5)
el-Herevi der ki: Ebu Bekir dedi ki: Bu, Allah'ın kulları üzerindeki mührüdür, demektir.
Çünkü yüce Allah onun vasıtası ile onların üzerlerinde ki afet ve musibetleri bertaraf eder.
Tıpkı himaye eden ve bozulup içindekinin dışarıya çıkmasına engel olan mektup üzerindeki mühür gibidir.
Diğer bin hadiste de şöyle denilmiştir: "Amin cennette bir derecedir." (6)
Ebu Bekr der ki:
Bunun anlamı şudur:
Amin öyle bir kelimedir ki bunu söyleyen bu vesileyle cennette bir derece kazanır.
4. "AMİN"İN ANLAMI :
llim ehlinin çoğuna göre "âmin" kelimesi, dua anlamında kullanılan bir kelime olarak
"Allah'ım duamızı kabul buyur" demektir.
Bazıları da: "Amin" yüce Allah'ın isimlerinden birisidir, demiştir.
Ca'fer b. Muhammed Mücahid ve Hilal b. Yisaftan rivayet edildiği gibi Ibn Abbas da bunu Peygamber(sa)'dan rivayet etmekle birlikte bu sahih bir rivâyet değildir.
Bunu lbnu'l-Arabi söylemiştir.
"Âmin"in anlamının: Böyle olsun demek olduğu da ileri sürülmüştür.
Bunu da el-Cevheri'nin görüşüdür.
el-Kelbi'nin, Ebu Salih'ten, onun İbn Abbas'tan rivayetine göre İbn Abbas şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a)'a:
Amin ne demektir? diye sordum,
o: "Rabbim yap" demektir, dedi.
Mukatil der ki:
SAYFA 357
Bu dua için bir güç ve bereketin indirilmesine bir sebeptir.
Tirmizi der ki: Aminin anlamı, "sen bizim umutlarımızı boş çıkarma"dır. i
5- "AMİN"İ SÖYLEYİŞ ŞEKLİ :
"Âmin" kelimesi iki şekilde söylenir.
Birincisi Yasin gihi "fail" vezninde med ile ("Âmin" şeklinde), ikincisi ise "yemin" vezninde kasır ile ("con" şeklin de) söylenir Medli söyleyişini şair şu beyitinde kullanımıştır
ويرحم الله عبداً قال أمينا
يا رب لا تسلبني حبها أبداً
"Rabbim, ebediyyen onun sevgisini benden alma
Ämîn diyen bir kula Allah rahmet buyursun."
Bir başkası da şöyle demiştir:
حتى أبلغها الفين أميناً آمین آمین لا أرضى بواحدة
"Amin âmin diyorum, razı olmam, bir tanesine
Ta ki ikibin âmin diyene kadar."
Bir başka şair de kasr ile şöyle kullanmıştır:
أمين فزاد الله ما بيننا بعدا تباعد مني فطحل إذ سألته
"Ondan istekte bulununca Futhul benden uzaklaştı
Allah aramızdaki uzaklığı artırsın, emin."
Mim'in şeddeli okunması hatadır.
Bunu el-Cevlieri söylemiştir.
el-Hasen ve Ca'fer es-Sadık'dan şeddeli okunduğuna dair rivâyet de gelmiştir.
el-Hüseyn b. el-Fadl'ın görüşü de budur.
O vakit bu kelime kasdetmek için kullanılan ) ام (den türemiş olur.
Bizler sana yönelmeyi kastediyoruz, demektir.
Yüce Allahin: ) ولا أمين البيت الحرام ( Beyti haramı kast ederek gelenlere de saygısızlık etmeyin" (el-Maide, 5/2) buyruğu da bu kökten gelir.
Bunu Ebu Nasr b. Abdurrahim b. Abdülkerim el-Kuşeyri nakletmektedir. el-Cevheri der ki: Ämin kelimesi iki sakin harfin birarada gelmesi dolayısıyla )اين وكيف ( kelimeleri gibi feth üzere mebnidir.
"Amin dedi" ve "âmin demek" anlamında: أمن فلان تأميناً ( filan kişi amin dedi" denilir.
6- IMAM'IN "AMİN" DEMESİ:
Imam âmin'i söyler mi ve açıktan söyler mi konusunda ilim adamları arasında görüş ayrılığı vardır.
Şafiî ve Medinelilerin rivâyetine göre, Malik bu görüştedir.
Kufeliler ve kimi Medineliler de: İmam âmin'i açıktan söylemez, demişlerdir.
Taberinin görüşü de budur. Bizim ilim adamlarımızdan Ibn Habib'in de görüşü budur.
İbn Bukeyr de: Imam muhayyerdir, demiştir. İbnu'l-Kasım'ım İmam Malik'ten rivayetine göre: İmam amin demez. Onun arkasındakiler yani ona uyanlar âmin, der demektedir.
Bu İbnu'l-Kasım'ın ve İmam Malik'in mezhebine mensup Mısırlıların görüşüdür. Bunların delilleri ise
SAYFA 358
Ebu Musa el Eşari'nin rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir: Rasûlullah (s.a) bize hutbe irad etti
Biz sünnetlerimizi açıkladı, nasıl namaz kılacağımızı öğretti ve Böyle dedi "Namaz kıldığınız vakit saflarınızı doğru tutunuz.
Daha sonra sizden herhangi bir kimse imam olsun. İmam: Allahu ekber dediği vakit siz de tekbir getiriniz. "Gazaba uğramış olanların ve sapıtanlarınkine değil" dediğinde siz de "amin" deyiniz.
Allah sizin duanızı kabul buyurur." dedikten sonra hadisin geri kalan kısmırı da zikretti.
Bunu Müslim rivayet etmiştir. (1)
Sumeyy'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadis de bunun gibidir.
Bunu da İmam Malik rivâyet etmiştir.
[Sahih olan ise birincisidir. (yani imam "âmîni açıktan söyler Vail b. Hu- cr'un rivayet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: Çünkü Rasulullah (s.a) "ve leddallin"i okuduğunda: Åmin der ve sesini yükseltirdi.
Bunu Ebu Davud (2) ve Darakutni rivâyet etmiştir. Darakutni şunu da eklemiştir: Ebu Bekr der ki: Bu, Kufe halkının yalnız başlarına rivayet ettikleri bir sünnettir. Bu hadis ve bundan sonraki hadis sahihtir. (3)
"Buhari de: İmamın amin lafzını açıktan söylemesi" diye bir başlık açmıştır. (4)
Ata der ki: "Amin" bir duadır. İbn ez-Zübeyr ve onun arkasından namaz kılanlar öyle bir amin dediler ki mescidde bir ses kalabalığı işitildi.
Tirmizî der ki: Peygamber (s.a)'ın ashabından ve onlardan sonrakilerden ilim ehlinden birçok kişi bu görüştedir.
Bunlar kişinin amini yüksek sesle söyleyeceğini ve gizlemeyeceğini kabul ederler. Şafii, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. (5)
Muvatta'da ve Buhari ile Müslim'de İbn Şihab'ın şöyle dediği rivâyet edilmektedir: Rasûlullah (s.a) "âmin" derdi. (6)
İbn Mâce'nin Sünen'inde Ebu Hureyre'den şöyle dediği rivayet edilmektedir: Insanlar "amin" demeyi terketti. Rasulullah (s.a) ise "Gazaba uğramış olanların ve sapıtanlarınkine değil" dediğinde "âmin" derdi.
Onun amin deyişini birinci saftakiler işitir ve bu ses ile mescid dolardı." (7)
Az önce kaydettiğimiz Ebu Musa ile Sumeyy yoluyla gelen iki hadis ise "âmin" lafzının söyleneceği yeri göstermektedir.
Bu da imamın "veleddâllin" demesi sırasında olur.
Böylelikle imam ile cemaatin amin deyişleri birlikte olur ve cemaat ondan önce amin demiş olmaz. Buna sebep ise az önce belirttiğimiz hususlardır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Diğer taraftan Peygamber efendimiz de: "Imam âmin dediği takdirde siz de akabinde åmin deyiniz" diye buyurmuştur. (8)
SAYFA 359
İbni Nafi' de "Kitabu Ibn el-Haris de şöyle demektedu: Imama uyan bir kimse imamın "veleddüllin" dediğini işitmedikçe hu sozu (Ganun'i) söylemez.
Eğer uzak olup da onun âmin dediğini işitmiyor ise demez.
Ihn Abdus der ki: O takdirde okuma miktarını kendisine göre tesbit etmeye çalışı ve bitir diğine kanaat getirdiği yerde "âmin" der.
7- "AMİN"İ İÇTEN SÖYLEMEK :
Ebu Hanifenin mezhebine mensup olanlar derler ki: Amin'i işten söylemek açıktan söylemekten daha iyidir. Çünkü amin bir duadır.
Yüce Allah da şöyle buyurmuştur: "Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin." (el-A'rul. 7/55) Buna delil ise, yüce Allah'ın: "İkinizin de duası kabul olundu" (Yunus, 10/89) buyruğunun tevili ile ilgili olarak gelen rivâyettir.
Burada denildiğine göre Hz. Musa dua ediyor, Hz. Harun da amin diyordu.
O bakımdan yüce Allah her ikisine de: Dua edenler adını vermiştir.
Buna cevap: Duanın gizlenmesinin daha faziletli oluşu riyakarlığın söz konusu olması dolayısıyladır) Cemaat namazı ile ilgili hususlara gelince bu cemaate katılmak zaten İslam'ın açık bir şiarını açıktan yerine getirmektir.
Ve kulların açıktan yapması mendup olan bir hakkı izhar etmeleridir.
İmamın duayı ve sonunda amin demeyi kapsayan Fâtiha'yı açıktan okuması teşvik edilmiştir.
Buna göre duanın açıktan yapılması sünnettir.
Sünnet olan dualardan ise bu duaya âmin demek de ona tabidir ve onun gibidir.
Bu da açıkça bilinen bir husustur.
8- BİZDEN ÖNCEKİLER VE "AMİN":
["Amin" kelimesi bizden önce yalnızca Musa ve Harun (ikisine de selam olsun)'a verilmiş ve öğretilmiştir. Tirmizîi el-Hakim "Nevadiru'l-Usul" adlı eserinde şunu zikretmektedir: Bize Abdu'l-Varis b. Abdüssamed anlattı, dedi ki: Bize babam anlattı.
Dedi ki: Bize Hişam b. Hassan'ın mescidinin müezzini olun Rezin anlattı, dedi ki: Bize Enes b. Malik anlattı dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Şanı yüce Allah benim ümmetime kendilerinden önce kimseye verilmemiş üç şeyi verdi. Selam.
Bu cennet ehlinin kendi aralarındaki selamlaşmalarıdır.
Meleklerin saf saf dizilmesi (gibi namazda dizilmek) ve âmin demek.
Musa ile Harun'un söyledikleri dışında("amin" öncekilerden kimseye verilmemiştir.)
Ebu Abdullah der ki: Bunun anlamı şudur.
Musa Fir'avn'a beddua etmiş Harun da amin demiş idi.
Şânı yüce Rabbimiz de Kitab-ı Kerim'inde Hz. Musa'nın duasını bize zikreştiğinde: "Sizin duanız kabul olundu" (Yunus, 10/89) dediğini bize bildirmekte ve Harun'un söylediğini zikretmemektedir.
Hz. Musa: Rabbimiz, diye dua etti.
Harun (as) da "âmin" diyordu.
Bu şekilde ona da dua eden kişi adını vermiştir.
Çünkü onun amin demesini de onun dua etmesi olarak değerlendirmiştir.
SAYFA 360
Şöyle de denilmiş bulunuyor: Amin bu ümmete hastır. Çünkü Peygamber (a) yle myurmuştur: "Yahudilerin selam ve âmin demekten dolayı sizi kıskandıkları kadar hiçbir şeyden dolayı kıskanmamışlardır.
Bunu İbn Mâce Hammad b. Seleme'den, o Süheyl b. Ebu Salih'ten, o babasından, o Aişe (r.an- haklan rivayetle Peygamber (s.a) buyurdu ki.. senediyle rivâyet etmiştir. (1) Vine In Mace Ibn Abbas'tan Peygamber (s.a)'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmektedir: "Yahudiler sizleri amin dediğiniz için kıskandığı kadar hiçbir şeyden dolayı kıskanmamıştır.
O bakımdan çokça âmin deyiniz." (2)
Bizim ilim adamlarımız -Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun- derler ki:
Kitap ehlinin bizleri kıskanma sebepleri şudur:
Çünkü bunun (Fâtiha Sûresi'nin) başı Allah'a hamdetmek, O'na senada bulunmaktır.
Daha sonra O'na itaat etmek, O'na yönelmektir.
Arkasından bizi dosdoğru yola iletmesi için bir duadır.
Sonra da amin demekle birlikte onlara beddua ediyoruz.
#IMAM #KURTUBI
III. #Bölüm:
#EL #CAMIUL #AHKAMIL #KUR_AN
#ÂMİN #DEMEK
(1) Buhári, Ezari 111, 113, Tefsir 1. süre 2; Müslim, Salât 72; Ebû Dâvûd, Salât 168, Tir- mizi, Mevākit 71, Nesal, Iftitih 33. 34. Ibn Maceh, Ikame 14; Muvatta, Nida 44-47 v.s... (
2) Tirmizi, Deavât 65
(3) Ebû Dâvûd, Salât 167-168
(4) el-Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, IV, 39, "zayıftır" kaydıyla.
(5) Ibntu'l-Esir, en-Nihaye, Beyrut 1399/1979, 1, 72.
(6) lbnü'l-Esir, aynı yer
(1) Müslim, Salåt 62, Nesal, İmâme 38, Tatbik 23, 101, Sehv 44
(2) Ebû Dâvûd, Salât 167-168; Tirmizi, Salât 70
(3) Därakutni, 1, 334.
(4) Buhári, Ezan 111.
(5) Tirmizi, Solât 70
(6) Muvatta, Salát 44; Buhari, Ezon 111; Müslim, Salāt 72.
(7) Ibn Máce, İkame 14.
(8) Buhari, Ezin 111, 113; Deavåt 4; Müslim, Salât 72; Ebû Dâvûd, Salát 168; Tirmiat, Salat 70-71...
2 notes
·
View notes
Text
Hayat fırtınanın geçmesini beklemek değil, yağmurda nasıl dans edileceğini öğrenmektir.
2 notes
·
View notes
Text
Aslında sevmeyi ve sevilmeyi çok sevdiğimi ama insanlara bunu gösterirsem suistimal edileceğini düşündüğüm için bundan hoşlanmıyormuş gibi davrandığımı fark ettim… sonra her şekilde üzüldüğümüze en azından insanlarla güzel anılar biriktirmek istediğime karar verdim.
Şimdi artık çevremdeki herkese daha fazla sevgi gösteriyorum daha çok sarılıyorum daha çok temas ediyorum sanırım temas korkumu da yenmeye başladım.
20 notes
·
View notes
Text
O kadar usandım ki, yorulduğumu birinin görmesine, gel soluklan demesine o kadar ihtiyacım var ki. Bazen sadece birinin gözümün içine bakıp 'yoruldun biliyorum ama geçecek' demesini bekliyorum bazen ise birileri yorgunluğumu görecek diye gözlerimi kaçırıyorum. İçimde ki kırgınlıkla nasıl savaş edileceğini bilmiyorum. Ne yazık ki savaşı kendisi ile olan bi çarpışmanın ne galibi, ne malubu oluyormuş.
18 notes
·
View notes
Text
Sana hangi yangına ne ile müdahale edileceğini göstermemişler belli ki. Ya da sen bunu pek önemsemediğinden sular ile bana gelmeye geliyorsun sanki. Sular gerekli mi?
5 notes
·
View notes