#eğrelti otları

[kvetch19]

x

[cakarazi]

2 Nisan 2024

Mevsim normallerinin üzerinden sesleniyoruz: Nedir bu normal?

Dağın içine girer girmez bakışlarımız başkalaşıyor yine. İzlere bakıyoruz. Renklere bakıyoruz. Hangi zamandayız diye sorduğunda gözlerimiz, "ne ilk ne son" diyor manzaralar; hem ilk hem son baharın izlerini taşıyorlar sanki. Arazinin karla kaplı olacağını düşünürken, yaz ortasından bir günü karşılıyoruz. Kaplan otu erken boy atmış ama yılda bir kere anca bir iki hafta yüzünü gösteren ters lale sıcak güne aldanmayıp çiçeğini bekletiyor. Eğrelti otları ise sanki bir süreliğine diğer candaşları yeşillenip filizlenebilsin diye eğilmiş, yer açmış gibiler.

Bu sefer arazide Melis ve Emre ile ilk baharın ilk çiçeklerini görecek olmanın heyecanıylayız. İstanbul'dan araziye vardığımız gibi Bülent abinin toyotasına doluşup yola koyuluyoruz. Google'da görünmeyen bir rotamız var; bazen yolsuz yollardan gidiyoruz. Sağa girecekken yanlışlıkla sola giriyoruz. Kayboluşumuzun hediyesi irisler -süsenler. Projesi iptal edilen bir rüzgar tribününün hayaleti gibi tepede duran rüzgar ölçüm direği, bizi kaybetmediklerimize şükrettiriyor. Belki o da rüzgarı sayılara dönüştürmeyi bırakmış, karşı çayırdaki menekşelerin kıpırtısından takip ediyordur artık.

Melis Kasım'da tribünlerin eteğinde gördüğü pelinotları ve civanperçemleri açmış mı merak ediyordu. Henüz açmamışlar. Kanatların yakınlarında kanat çırpan iki grup kuşa rastlıyoruz.

Ballıbaba ve menekşe tarlaları dönüşünde bir çağlayanın suyunda ayaklarımızı serinletip dönüşe geçiyoruz. Melik ve İbo verandanın yarısını bitirmiş. Hep birlikte ilk akşam yemeğiyle açılışını yapıyoruz. Melis ve Emre'nin bahçesinden ıspanak ve stelarialı börek, Hande'nin ellerinden nefis mezelerle topraktan aldığımızı toprağa döndürmek üzere günü sofrada sonlandırıyoruz.

[evcilpatim]

Bitki Tanımı

Bitki Tanımı

Bitkiler ve Bitki Tanımı çiçekli bitkiler (angiospermler) ve çiçeksiz bitkiler (gymnospermler ve eğrelti otları gibi) olmak üzere çeşitli gruplara ayrılabilir. Bitkiler, dünya üzerindeki biyolojik çeşitliliğin önemli bir parçasını oluşturur ve pek çok ekosistemde anahtar rol oynarlar. Ayrıca, insanlar için gıda, ilaç, yapı malzemesi ve enerji kaynağı olarak da büyük bir öneme sahiptirler.

[level999comtr]

Genshin Impact karakter kılavuzlarının listesi: Malzemeler ve bilgi

Genshin Impact karakter kılavuzlarının listesi: Malzemeler ve bilgi ••• ••• Kaynakça: https://level999.com.tr/blog/2023/10/19/genshin-impact-karakter-kilavuzlarinin-listesi-malzemeler-ve-bilgi/ ••• 19 Ekim 10:28 GMT+8'de güncellendi: Wriothesly için materyaller eklendi.Genshin Impact, Teyvat'taki maceralarınıza katılabilecek çok çeşitli karakterlere sahiptir.Gezginler dört üyeden oluşan bir parti kurabilir ve güçlü elemental kombinasyonlarla düşmanlarla savaşabilir. Çevrimiçi RPG'de ilerledikçe, en iyi üyelerinizi yükseltmek için materyal toplamanız gerekecek. Ancak kadronuzu oluştururken gerekli malzemeleri takip etmek zordur.Çiftçiliğe başlamanıza yardımcı olmak için burada her karakter için gerekli malzemeleri ve onların bilgilerini içeren Genshin Impact karakter kılavuzlarımızın bir listesini bulabilirsiniz.Kredi bilgileri: HoYoverse, ONE EsportsGenshin Impact karakter kılavuzlarının tam listesiTarım rehberleriBurada, her malzeme için örnek çiftçilik yolları ve yerleri de dahil olmak üzere, bölgelerine göre karakterler için çiftçilik rehberlerimizin bir listesi bulunmaktadır.MondstadtJoseph Asuncion/ONE Esports'un ekran görüntüsüKARAKTERGEREKLİ MALZEMELERAloyShivada Yeşim, Kristal Çiçek, Kristal İlik, Hayaletler, Erimiş AnBarbaraVarunada Lazurit, Temizleyici Kalp, Philanemo Mantarı, Samachurls, Boreas YüzüğüBennettAgnidus Akik, Everflame Tohumu, Rüzgar Çarkı Aster, Hazine İstifçisi, Dvalin'in TüyüDionaShivada Yeşimi, Kırağı Çekirdekleri, Calla Lily, Ok Uçları, Kötü Bir Mirasın ParçalarıEulaShivada Yeşim, Kristal Çiçek, Karahindiba Tohumları, Hilichurl Maskeleri, Ejderha Lordunun TacıKleeAgnidus Akik, Philanemo Mantarları, Samachurls, Boreas YüzüğüRosariaShivada Yeşim, Kırağı Çekirdeği, Valberry, Fatui Nişanı, Savaşçının GölgesiSakarozVayuda Turkuaz, Kasırga Tohumu, Rüzgar Çarkı Aster, Whopperflower Nektarı, Boreas Ruhu MadalyonHavalandırmaVayuda Turkuaz, Kasırga Tohumu, Cecilia, Slime, Boreas KuyruğuMika Shivada Jade, Pseudo-Stamen, Wolfhook, Fatui, Mushin'in AynasıLiyueKredi bilgileri: HoYoverseKARAKTERGEREKLİ MALZEMELERBaizhuNagadus Zümrüdü, Evergloom Yüzük, Menekşe Çimi, Mantarlar, Worldspan Eğrelti OtuChongyunShivada Yeşim, Kırağı Çekirdeği, Cor Lapis, Hilichurl Maskesi, Dvalin'in İç ÇekişiGanyuShivada Yeşim, Kırağı Çekirdeği, Qingxin, Whopperflower Nektarı, Savaşçının GölgesiHu TaoAgnidus Akik, Genç Yeşim, İpek Çiçek, Whopperflower Nektarı, Kötü Bir Mirasın ParçasıKazuhaVayuda Turkuaz, Kukla Çekirdeği, Deniz Ganoderması, Hazine İstifçisi Nişanı, Yaldızlı TeraziShenheShivada Yeşim, Dragonheir'in Sahte Yüzgeci, Qingxin, Whopperflower Nektarı, Cehennem Ateşi KelebeğiŞiaVayuda Turkuaz, Juvenil Yeşim, Qingxin, Slime, Savaşçının GölgesiXingqiuVarunada Lazurit, Temizleyici Kalp, İpek Çiçeği, Hilichurl Maskesi, Boreas KuyruğuYanfeiAgnidus Akik, Çocuk Yeşimi, Gece Yeşimi, Hazine İstifçisi Nişanı, Yaldızlı PulYelanVarunada Lazurit, Runik Diş, Starconch, Fatui Nişanı, Yaldızlı PulYun JinPrithiva Topaz, Riftborn Regalia, Sır Zambak, Hilichurl Maskesi, Kül Rengi KalpZhongliPrithiva Topaz, Bazalt Sütunu, Cor Lapis, Balçık, Monoceros Caeli'nin DişiInazumaJoseph Asuncion/ONE Esports'un ekran görüntüsüKARAKTERGEREKLİ MALZEMELERArataki IttoPrithiva Topaz, Riftborn Regalia, Onikabuto, Slime, Ashen HeartAyakaShivada Jade, Perpetual Heart, Sakura Bloom, Nobushi Handguard, Bloodjade BranchAyatoVarunada Lazurite, Reddedilme Çiy'i, Sakura Bloom, Nobushi Handguard, Malefic Generalin Mudra'sıGorouPrithiva Topaz, Sonsuz Kalp, Sango İnci, Hayalet, Erimiş AnKiraraNagadus Zümrüdü, Evergloom Yüzüğü, Amakumo Meyvesi, Spectre, EveramberKokomiVarunada Lazurit, Reddedilme Çiy, Sango İnci, Hayaletler, Cehennem Ateşi KelebeğiKujou SaraVajrada Ametist, Fırtına Boncuğu, Dendrobium, Hilichurl Maskesi, Kül Rengi KalpKuki ShinobuVajrada Ametist, Runik Dişler, Naku Otları, Hayalet, Felaket Tanrısının GözyaşlarıRaiden ŞogunVajrada Ametist, Fırtına Boncukları, Amakumo Meyvesi, Nobushi Handguard, Erimiş AnsayuVayuda Turkuaz, Kukla Çekirdeği, Kristal İlik, Whopperflower Nektarı, Yaldızlı PulAvareVayuda Turkuaz, Sürekli Kalibre, Rukkhashava Mantarı, Nobushi Handguard, Daka'nın ZiliYae MikoVajrada Ametist, Dragonheir'in Sahte Yüzgeci, Deniz Ganoderması, Nobushi Handguard, Aeons'un AnlamıYoimiyaAgnidus Akik, Yanan İnci, Naku Otu, Samachurls, Ejderha Lordunun TacıSümerJoseph Asuncion/ONE Esports'un ekran görüntüsüKARAKTERGEREKLİ MALZEMELERAlhaithamNagadus Zümrüdü, Pseudo-Stamen, Kum Yağı Pupası, Eremit, Mushin AynasıCandaceVarunada Lazurit, Işık Yol Gösterici Dört Yüzlü, Kına Berry, Eremit, Felaket Tanrısının GözyaşlarıColleiNagadus Zümrüdü, Görkemli Kancalı Gaga, Rukkhashava Mantarı, Ok Ucu, Felaket Tanrısının GözyaşlarıCynoVajrada Ametist, Gök Gürültüsü Meyve Çekirdeği, Bokböceği, Samachurl, Zararlı Generalin Mudra'sıDehyaAgnidus Akik, Işık Yol Gösterici Dört Yüzlü, Kum Yağı Pupası, Eremit, Kukla İpiDendro GezginiParlak Elmas, Rüzgar Çarkı Aster, Hilichurl Maskeleri, Malefic Generalin Mudra'sıDoriVajrada Ametist, Thunderclap Fruitcore, Kalpalata Lotus, Eremit, Bloodjade BranchFaruzanVayuda Turkuaz, Işık Yol Gösterici Dört Yüzlü, Kına Berry, Eremit, Kukla İpiKavehNagadus Zümrüdü, Bastırılmış Sarmaşık, Yas Çiçeği, Mantarlar, İlkel Yeşil ÇiçeklerLeylaSürekli Kalibre, Shivada Yeşim, Nilotpala Lotus, Samachurl, Mushin AynasıNahidaNagadus Zümrüdü, Bastırılmış Sarmaşık, Kalpalata Nilüferi, Mantarlar, Kukla İpiNiluVarunada Lazurit, Sonsuz Kalibre, Padisarah, Mantarlar, Felaket Tanrısının GözyaşlarıTighnariNagadus Zümrüdü, Görkemli Kancalı Gaga, Nilotpala Lotusu, Mantarlar, Aeon'un AnlamıYaoyaoNagadus Zümrüdü, Bastırılmış Sarmaşık, Jueyun Biberi, Slime, Daka'nın ÇanıFontaineKredi bilgileri: HoYoverseKARAKTERGEREKLİ MALZEMELERLyneyAgnidus Akik, Gökkuşağı Gülü, Fatui Nişanı, İlkel Yeşil ÇiçekLynetteVayuda Turkuaz, Lumidouce Bell, Everamber, Meshing Gear, EveramberNeuvilletteVarunada Lazurite, Fontemer Unihorn, Lumitoile, Fontemer Aberrants, EveramberAcı bir şekildeShivada Jade, Tourbillon Cihazı, Alt Alg��lama Birimi, Meshleme Donanımı, İlkel Yeşil ÇiçeklenmelerGenel bilgi Kaynak: oneesports

[kelamhanee]

SEN GÜLÜNCE

Ansızın gelir baharlar ülkeme, sen gülünce.

Çiçeğe durur nemli yamaçlarım.

Isırgan otları, eğrelti otları...

Kıvrım kıvrım uzanır, sen gülünce.

Atmosfer, daha fazla oksijen bırakır tabiata.

Güneş yakmadan ısıtır.

Kırmaz hiç bir filizi, deli kırağılar.

Acele etmez bulutlar, sen gülünce.

Uykusundan hayretle uyanır böcekler.

Uykuya hasret sevenler vardır.

Bilir misin?

Gecelerin bağrında sarmaş dolaş

sevdalarıyla,

Onlar ki, çekinir bir çiçeği incitmeye.

Onlar ki, dumansız bir ateşe müptela.

Daha da iyileşir kalpleri,

Sen gülünce.

Yaramaz çocuklar, en mutlu vakitlerinde olurlar.

Acıtmaz hiçbir darbe.

Taşlar en yumuşak halini alır.

Kırılmaz sokağa bakan pencereler,

Etkisiz hale gelir.

En keskin zehirler,

En keskin sirke barışır küpüyle,

Sen gülünce.

İncinmeler, incitmeler uzun bir mola vermiş olur.

Kırık kalpler yeniden başlar sevmeye.

Dünyanın düzeni değişir kısacası.

Enkaz bırakmaz en şiddetli depremler ardında.

Sen gülünce.

Kin, öfke ve bütün şiddet eğilimleri,

Sığ bir denizin dalgası kadar kalır.

Masum bir iklim dolanır dünyayı.

Sen gülünce.

Alçak ve yüksek hava basınçları çekilir kabuğuna.

Soğuk ve sıcak hava dalgaları normal şartlarda seyreder.

Milyar kere milyarda bir ihtimaller yerle bir olur.

En girift düğümler kolaylıkla

çözülür.

Buçuklu ölçü birimleri sabit kalır.

Serin kalır gündüz,

Korkutmaz gece,

Sen gülünce.

𝓜. 𝓑𝓪𝓵𝓪𝓫𝓪𝓷

🧿@kelamhanee

[hirunoka]

Eskiden, lise zamanlarında çizim yapmaya meraklıydım biraz, sonra bıraktım çizim yapmayı ve de devam etmedim tekrar. Şimdi de tekrar başlayacak enerjim yok, "Kim uğraşacak onunla ya?" diye düşünüyorum.

Bir yandan da diyorum ki keşke çizim yapmayı bırakmasaymışım ve de kıyafet dikmeyi öğrenseymişim. Eğrelti otları ve de kaplumbağa motifleriyle dolu kıyafetler, kurukafalarla dolu kıyafetler tasarlardım kendime ne güzel. Evet, genel olarak bu üçü.

"Hiçbir şey için hiçbir zaman geç değildir," derler ya hani bu konularda bazen, "E tekrar başla çizime, Eisy," diyorum kendime. "Güzel güzel kaplumbağalar, eğrelti otları, kurukafalar çizebilecek kadar bir şeyler öğren en azından."

Sonra da aklıma bu çizimleri kağıt üzerinde yapacağım ve de dijital ortamda yap(a)mayacağımdan, hiçbir yere "Ya ben böyle bir çizim yaptım ama-" diyemeyeceğim geliyor.

Şu şapkamdaki benchlerin farklı bir versiyonunu kendim çizebilmiş olmak isterdim mesela:

Zor bir şey de değil aslında hani, üşenmesem, kağıt üzerinde çalışsam hallederim herhalde diye düşünüyorum ama dijital olarak, nt.

Kıyafet dikme meselesi ise... Ona hiç girmiyorum bile 😂

Neyse, gideyim de temizlik yapayım ben bir. Sonra da spor yapayım. Şu üstümdeki ölü toprağını bir atmam lazım. Uyku düzenimi—hoş, düzenim düzensizlik oldu artık, erken uyuyamıyorum bir türlü gerçi—bir düzeltmem lazım.

Kitap okumadım şu aralar bir de, suçlu hissediyorum. Erich Fromm kitapları almıştım aylar önce. Ne kadardır sessiz sessiz durduklarını hissediyordum kitapların, bana hiç ses etmeden. Bugün ise, "Oku beni!" diye beni çağırdıklarını hissediyorum. İşlerimi halledip başlarım o hâlde. Akşam da çeviri vakti.

[izmirligezginci-blog]

TREN İLE TİRE 5 LİRA

EYLÜL 2019′ da bir SALI günü;

Güzel bir sonbahar sabahı EKültür Park içinden yürüyerek basmane garına ulaştığımda saat 09.45 idi. Birinci peronda İZMİR-TİRE yazan treni gördüm. Gişe’ ye yanaşıp “65 yaş üstü TİRE gidiş-dönüş ” dedim. 20 tl uzatmıştım, biletimle birlikte 10 tl de para üstü verdiler. Ben tam üçüncü vagonda sol tarafta güzel bir yer buldum. 9.55’te önce bir düdük sesi ve ardından tren hareket etti. Önümde bir masa vardı. Açıp, çantamdan çıkardığım suyumu koydum. Karşımda bir ekran vardı. Devlet Demir Yolları’nın tanıtımı yapılıyordu. Bir de ; “sonraki durak…” diye uyarı yapılıyordu. Gaziemir, Adnan Menderes Hava Alanı, Cuma ovası, Torbalı, Bayındır… derken TİRE’ ye geldik.

Ödemişten ve Selçuk’tan gelen arkadaşlarla buluşup “Salı Pazarına” daldık. Birbirinden taze, birbirinden güzel sebzeler, meyveler… İncir mevsimi olduğu için mor ya da yeşil incirler. Satıcılar “bal akıyor bal” diye bağırıyorlar. Bağırış-çığırış, cıvıl cıvıl bir pazar yeri. Hangi yöne baksanız bir minare, bir cami. Farkında olmadan ara sokaklara dalıvermişiz. Nalıncı, semerci derken, kendimizi bir keçeci dükkanının önünde buluyoruz. Keçe ile ipeği karıştırarak yapılmış onca ürünü görünce şaşırıyoruz. Şallar, yelekler, şapkalar, terlikler gibi. Hepsi de el emeği; beğen beğen al.

Keçeciden kalkınca bir peynirciye uğradık. Alışveriş yaparken karnımızın acıktığını fark ettik. Nerede yemek yememizi tavsiye edersiniz diye sorunca, “Aracınız var mı?” diye sordular. “var” deyince; “KAPLAN” dediler. “4 km yukarıda KAPLAN Çam Restoran var. Şahane bir yer, çok beğenirsiniz. Belediyenin önünden doğru gidin, Selçuk tabelasını görünce sapın. İleride KAPLAN Köyü tabelasını göreceksiniz. Yol sizi doğru KAPLAN’a götürür” dediler.

Kıvrım kıvrım bir yoldan KAPLAN’a vardık. Köy meydanından pek az gitmiştik ki; karşımıza muazzam bir tesis çıktı. Pencereden çiçekler sarkıyordu. “Otopark 20 m ileride” yazıyordu. Otopark kapısından girerken sağda merdivenler mor papatyaları, karşı yamaçta sardunyalar gördüm. Park edip arabadan inmiştik ki; karşımızda mineler, Osmanlı çimleri ve ortancalar küme küme dizilmişlerdi. Önümüzde 5-6 basamaklı taş merdiveni çıkmaya başlamıştım ki; bir de ne göreyim: sol tarafımda özel bir çiçeklik vardı. Çiçeklikte de starliçeler. Birkaç tanesi açmıştı. Bir köy yerinde, bu kadar kıymetli çiçekler görünce çok şaşırdım. Merdivenleri çıkınca uzun bir yürüyüş yolu, sağda, kimi ahşap kimi taş yapıları; solda, asırlık bir kestane ağacının iki yanında TİRE ovasına bakan iki teras bizleri bekliyordu. Bizden önce gelmiş iki grup neşe içinde yemeklerini yiyorlardı…

Yanımıza yaklaşıp “hoş geldiniz” diyen garson “mutfağımızı görmek ister misiniz?” dedi. Peşi sıra yürüyüp kendiliğinden açılıveren bir kapıdan girince şaşkınlığımız daha da arttı. 

Önümüzdeki vitrinli buzdolabının solunda çeşit çeşit mezeler, sağ bölmede her cins etler bütün çekicilikleriyle bizleri kışkırtıyorlardı. Gözümüze kestirdiğimiz yiyecekleri garsona söylemek için kafamı kaldırdığımda, karşımda görmeye alışık olmadığım cinsten olağanüstü bir mutfağın oluştuğunu gördüm. Şeffaf bir mutfaktı. Her şey pırıl pırıldı. 

Personel göğsü sincap işlemeli giysileri altında güler yüzleriyle bir yandan bizlere “hoş geldiniz” derken, diğer yandan da harıl harıl işlerini yapıyorlardı…

Üç-dört açık teras vardı. Her biri birbirinden güzeldi. Hiç biri diğerinin manzarasını kapatmıyordu. Biz en üst kattaki küçük terası tercih ettik. Kestane ve çam ağaçlarının gölgesi çok güzeldi. Ya manzara? manzaraya ne demeli? Muhteşem bir manzara vardı. TİRE’ye 400 metre yüksekten bakıyorduk. 

Her yanımız çam, kestane, ceviz, çitlembik ağaçlarıyla çevriliydi. Ormanın içindeydik. Meğer gerçekten orman sınırındaymışız. İki metre arkamızdaki arazi ormanmış. Önümüzde iki ıhlamur ağacı duruyordu.

Masaya oturunca köyü fark ettim kelimelere sığmayacak kadar güzeldi. Köy bir yamaca kurulmuştu. Eğilimli bir doğaya yerleşmiş evler öylesine ölçülüydü ki…geldiğimiz yol köyü ikiye bölüyordu. Cami ve köy gavesi köy meydanındaydı. Her ev her yapı yoğun bir yeşilliğin ortasında kalıyordu. Önümüz, arkamız, sağımız, solumuz, her yanımız yeşil bir örtüyle çevriliydi. Kumrular ötüşüyor. O daldan öbür dala uçuşuyorlardı. Garsonun anlattıklarına göre, önümüzde yüz yıllık kestane ağacı, sincapların temel yuvasıymış. Gözümüzle de seçebildiğimiz yuvalarda sincaplar varmış. Sabahları beslenmeye çıkar, akşama doğru önümüzdeki telefon telleri üzerinde birdir bir oynayarak yuvalarına dönerlermiş. Tesisin sahibi sincaplarının yuvalarının bulunduğu veya gezip dolaştıkları ağaçlara makaralarla sepetler koydurmuş. Bir görevli, bu sepetlere düzenli olarak yerfıstığı koyuyormuş.

Şaşkınlığımız devam ederken yemeklerimiz gelmeye başladı. Bizlerin “meze” dediklerine, TİRELİLER “avutmalık” diyorlarmış. Avutmalıklarla beraber bir de kaşık-çatal tabağı konulmuştu. Çok hoşumuza gitti. “garson kaşık ver” dememize gerek yoktu. Avutmalıkları tatmaya başlamıştık ki, üzerleri bol salçalı keşkekler servis edildi. Nefisti, sonrasını anlatmayacağım. Yok yok anlatayım; ızgara etler ve tatlılar da çok güzeldi. Hele hele karadutlu lor tatlısı ile dondurmalı incir sarması harika idi. Dondurma deyince durmalıyım. İddia ediyorum ömrümde bu kadar güzel dondurma yemedim. Sakızlı sade dondurmanın tadı hala damağımda. TİRE’ de Ayhan Usta isimli bir kişi yapıyormuş. Ondan alıp satıyorlarmış. Ayhan Usta’nın ellerine sağlık. Binlerce teşekkür.

Tren 18:10’ da idi. Daha iki saatimiz vardı. Çaylarımızı kahvelerimizi içip çok makul olan hesabı ödeyince garsona görmemiz gezmemiz gereken yerler olup olmadığını sorduk. Çok güzel yürüyüş yapabileceğimiz bir güzergah tarif etti. Üç yüz metre kadar sonra inanılmaz güzellikte bir vadiye geldik. En az bin yıllık 5-6 çınar ağacının bulunduğu toprak bir yola girdik. 

Yoğun bitki örtüsünden gökyüzü görünmüyordu. Eğrelti otları ağaç kadar büyüktü. Birden sağ yanımızda iki mezar taşı gördük. Mezar taşlarının başlarında sarıklar vardı. Mevlevi ya da Bektaşi tarikatından olabilirdi. 

Mezarlar bakımsız durumdaydılar. Mezar taşlarına kireçler dökülmüştü. Üzüldük, ayıkladık, dua ettik. Bir arkadaşımız internetten mezarların kimlere ait olduğunu araştırdı. Yolun hemen kenarındaki KAPLAN Ahmet Paşaya, diğeri Şeyh Mahmut Sadık Dede isimli muhteşem bir zata aitmiş. Anadolu evliyalarından sayılıyorlarmış. Köyün adı eskiden ARPACILAR iken, KAPLAN Ahmet Paşaya saygı gereği KAPLAN’a dönüştürülmüş…

Biraz daha yürüyüş yapıp geri döndük. Araçlarımız binip TİRE’ ye indik. Dostlarım beni tren garına bıraktılar. 

Trenin kalkış saati de gelmişti. Vedalaşırken harikulade bir gün geçirmiştik. Oksijen, temiz hava ve sessizlikten adeta sarhoş olmuştuk.

Tren tam zamanında kalktı. On dakika sonra Çatal denen bir yerde durdu. Ödemişten gelen trene aktarma olduk. Bir saat elli dakika sonra Basmane garına gelmiştik. Yol boyunca yaşadığım güzel günü kare kare yaşamaya devam ettim. Sabah 09:15’te evimden çıkmıştım. 09:55’te basmaneden hareket edip 11:45’te TİRE’ye varmıştık. Pazar yeri güzelliklerle dolu idi. Sonra KAPLAN Köyüne çıkmıştık. Orman içine yerleşmiş KAPLAN Çam Restoran’da hem karnımızı hem de ruhumuzu doyurmuştuk. Oksijen sarhoşu olmuştuk. Yürüyüşe çıktığımız toprak yolu öylesine güzeldi ki. Sonra, yine TİRE. Sonra basmane garı. Saat 19:55’ti. Yani on bir saatten az bir zamanda hem dostlarla buluşup hasret gidermiş hem TİRE Pazarının güzelliklerini gözlemlemiş ve hem de KAPLAN’ da karnımızı doyurup ruhumuzu dinlendirmiştik.

Maliyet mi?

İnanmayacaksınız ama tastamam 65 TL.

Nasıl mı?

10 TL gidiş-dönüş tren bileti.

[kucukbrokoli]

ormanı hissetmek

ormana her gittiğimde bir şekilde tüm duyularım olumlu yönde çalışıyor. sessizce duruyorum, ağaçlara bakıyorum. koyu yeşil köknarları, uzun çamları, gün ışığında parlak yeşil eğrelti otları, sakinliği ve doğal sesleri ile bedenimi, ruhumu ve zihnimi şarj ediyorum. orada yaşamı, gücü ve dengeyi hissediyorum.

"yaşam, güç ve denge."

[priitikana]

MACAHEL’in İzleri/Fatma Nur Kayral

Karadeniz’de Artvin Borçka’ya gitmek uzun zamandır hayalimdi. Artık doğasından mı, yeşilinden mi, havasından mı aldım çağrıyı bilmiyorum. Bildiğim tek şey Maçahel’de olmam gerektiğiydi. Doğada olmak benim için kendi doğamla kalmak ile eş anlamlı olduğundan belki de bu içsel çağrı benim için çok anlamlıydı. Aslında, herkesin de böyle bir çağrı aldığını düşünüyorum. Arkadaşım Erdoğan Yenice ile konuşup Maçahel’e bir yoga tatili planladığını öğrendiğimde ise hiç tereddütsüz tamam dedim, geliyoruz. İyi ki de öyle demişim, yaptığımız en güzel yoga tatili oldu desem abartmış olmam sanırım. Çünkü yağmurla ıslanmış ormanlar gibi çocuklarda hep gülüyordu burada ve umudun çiçekleri de orman gülleri gibi hiç solmuyordu gülen küçük yüzlerde.

İlk gün uzun bir yolculuktan sonra, hiç abartısız dünyanın en güzel göllerinden biri olan, doğa harikası Karagöl’e geldik. Burası, yağmur ormanları ekosistemine sahip bir iklim yapısındaymış. Etrafı birbirinden güzel orman gülleri, eğrelti otları, hep ilkbaharı hissettiren renklerdeki çiçekler ile gözlerinize banyo ettiren çeşitlilikte yeşilin her tonuna sahip olan bir görsel şölen.

Gölün çevresinde sessizce yaptığımız bir yürüyüşün ardından, dondurma ve kahve molası verip tekrar yola koyulduk. Oldukça dik yamaçlardan, hatta birazda adrenalini yükselten virajlardan geçerek, neşeli Karadeniz türküleri eşliğinde kalacağımız yere ulaştık.

Maçahel Vadisi (Camili Havzası), Artvin ile Gürcistan‘ın Acara Özerk Cumhuriyeti’ne yayılan, Karadeniz’in en özel vadisi. Gürcistan’ın güneybatı ucu ile Türkiye’nin kuzeydoğu ucunda, iki ülke sınırına yayılmış bir vadi. Farklı türde yaşlı ağaçlarıyla ünlü Maçahel’in (Macahel/Macahela/Maçahela) tüm bayırları ağaçlarla ve çayırlarla kaplı, cennetten bir parça niteliğinde.

 Artvin’in Borçka ilçesine bağlı bir doğa harikası olan Maçahel, Avrupa’nın en yaşlı, Türkiye’nin ise yağmur ormanlarıyla çevrili, zengin bitki ve faunasına sahip tek gizli cenneti. Gürcüce ismi Macahel olan bölge aslında bölgeyi oluşturan 6 köyden birinin ismi olan merkez yerleşim alanı Camili olarak anılıyor. Diğerleri ise Maral, Düzenli, Uğurlu, Efeler. Bölgenin adı Gürcüce “Maca” bilek, “Hel” de el anlamına geliyormuş, rehberimiz Yusuf’un anlattığı kadarıyla. El bileği, el ve kolumuzu birleştirdiğine göre, Maçahel’de birçok farklılığı bir araya getiren bir vadi olmuş.  İki ülke arasında kalan vadide toplam 18 köy var. 1921’de yapılan oylama ile bu köylerden 12’si Gürcistan’a katılmayı seçerken, 6 köy Türkiye’yi seçmiş. İyi ki de öyle olmuş.

Doğasının güzelliğinin yanı sıra, bizi derinden etkileyen diğer konu, evinde kaldığımız rehberimiz Yusuf ve ailesinin içten ve doğal yapılarıydı. Bizim doğal halimize, yapmacıksız ve içtenlikli öz benliğimize kavuşmak için verdiğimiz çaba göz önüne alınırsa eğer, burada yaşayan insanların kendiliğindenliği, kimse için özel bir davranış haline girmeden, aksine doğalında bu kadar kabullenici ve içten misafirperver olmaları, her birimizi derinden etkiledi. Bizde sabah ve akşamları, bizim için yapılan tahtadan yoga alanında, yoga yaparak uyumlandık bu güzel doğaya ve insanlarına.  Müzik olarak kuş seslerini, fon olarak yeşilin her tonunu barındıran ormanı, zemin olarak toprağı ve kalbimizi her nefesiyle daha fazla açan gökyüzünü kullandık.

Sabahları erkenden uyanıp doğaya daldım, yürüyüş ve meditasyon yaptım. O anlarda hiçbir şeyden ayrı olmadığımı, gerçekten bu muhteşem doğa ile yoganın derinliğinin benzerliğini hissettim. Eşsiz deneyimlerim bununla bitmedi tabii ki.  Gece tahtadan yapılmış, mis gibi ahşap kokan odamızın penceresinden yağmur sesi eşliğinde uyuduk neredeyse her gece. Bizim şansımıza gündüzleri çok yağmur yağmadı. Sabahları uyandığımızda ise burnumuza gelen, fırında yeni pişmiş mis gibi mısır ekmeği ile kaynamış süt ve tereyağı kokusuydu. Kendimizi kaybedecek (bulacak) kadar güzeldi kahvaltılar.

2. gün yoga, kahvaltı ve kahve sohbetimizi yaptıktan sonra, mayo ve bikinileri içimize giyip, Maral şelalesine doğru yola çıktık. Şelale eşsiz ve büyüleyici güzelliği ile tam bir doğa harikası. Doğal güzelliklerine hayran kalınası bir ülke de yaşadığımızı, tekrar fark etmek ne harika.

Maral Şelalesi, 65 metre yükseklikten dökülüyormuş. Muhteşem bir manzara ve nefes kesen bir güzelliği var. Hem çok güzel, hem de güçlü ve özgür bir dişi gibi akıyor aşağı. Gezimizin programında bulunan Maçahel Vadisi içerisindeki Şelaleyi yemyeşil Ladin ve Kayın ağaçları bir örtü gibi örtmüş. Havası tertemiz, nefes aldıkça gençleştik sanki. Her nefeste ciğerlerimize dolan temiz hava, kulaklarımıza dolan şelalenin sonsuz yaşamın sırrını anlatan sesi, gözlerimize dolan manzaranın derinliği ile birleşince, eğer bu dünyada bir cennet varsa ancak burası olabilir dedirtti bana.  Şelaleden dökülen su aşağıda bir göl oluşturuyor. Bu gölde yüzme şansı bulduk o gün havanın cömertliği sayesinde. Bu deneyim benim için gerçek bir esrime anı olarak kişisel tarihime kazındı.

Maral Şelalesi hakkında öğrendiğim başka bir şey ise; 2005 yılında UNESCO’nun “İnsan ve Biyoküre Programı” çerçevesinde Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi ilan edilmesi. Ne muhteşem ama değil mi?

Maral köyü yol üstünde İremit köyünde iremit pansiyonda kırmızı yanaklı Sevda’nın muhteşem lezzetteki yöresel yemeklerini yedikten sonra, tarihi İremit camisini gezdik. Caminin içindeki renk cümbüşü ile kafamdaki klasik heybetli cami algısını o anda orada bıraktım. Küçük, renkli ve sevimli bu tahtadan tarihi caminin içinde, içimdeki Allah ile tüm çocuksuluğumla iletişim kurabileceğim bir yer bulmuştum sanki. Artvin’in en eski Tarihi camisiymiş burası. Camili köyünde köy bakkalı ile sohbet edip, Gürcistan sınırında sodalarımızı yudumlarken bir yandan da tüm sınırlarımı aşıyordum hem içimde hem de dışımda, dostluğa, kardeşliğe, birliğe dair.

Akşam yoga dersimiz Erdoğan hocamız ile birlikte günün tatlı yorgunluğu için tam bir içe sindirme, kalpte hissetme çalışması oldu. Maçahel köy evinin marifetli kadınlarının hazırlayıp sunduğu akşam yemeğini yedikten sonra, tatlı bir rehavet ile ertesi günün hayalini kurarak ahşap kokulu odalarımıza doğru yola koyulmadan, önce nefis bir Karadeniz çayı eşliğinde sohbete dalmıştık bile.

3. gün Kayalar ve Efeler köyü ziyareti bizi bekliyordu. Bu sabah derin bir sessizlik içinde yoga ve meditasyonumuzu yaptıktan sonra, yola yürüyüş yaparak başladık. Gürcü köylerini tepeden kuşbakışı izleme şansı bulmuştuk yolda, bolca oksijeni ciğerlerimize çekip, harika manzarada yol kenarından akan sulardan içerken.

Tarihi Tamara köprüsü Kraliçe Tamara zamanından kalma harika bir köprü. Üzerinde çeşitli yoga pozları verecek kadar güzel bir manzaraya da sahip olduğunu da söylemeliyim.  Bir önceki akşam yağan yağmur ve sabah inen sisin ardından, Efeler deresine/çayına doğru giderken güneş, hem bedenimizi hem kalbimizi iyice ısıtmaya başlamıştı. Bize Efelerde suya girecek kadar da fırsat vermişti sevgili güneş. Ancak, ateş ve su elementinin dansına Maçahel’de her an tanık oluyorduk. Biz oradan ayrılırken artık yağmur eşlik ediyordu manzaramıza.

Maçahel yolculuğu 4. Günde tamamen, içsel bir yolculuğa dönüşmüştü. Her yolculuğun, her birimizin içinde ayrı bir yeri olmalıydı diye düşünürken valizlerimizi toplayıp, deneyimli şoförümüz Burak ile yola çıkalı epey olmuştu. Turan Şahin’in seslendirdiği Karadeniz’in hareketli türküsü ile kendime geldim; “ya ben anlatamadum, ya sen anlamayisun, ellere yağmur oldun bana damlamayisun.”

Burak, Çamlıhemşinli, iyi kalpli ve Maçahel’in keskin virajlı patika yollarında, kocaman bir aracı kullanacak kadar hem cesur, hem de deneyimli bir genç şöför. Karadeniz şivesini mükemmel kullanışı ve yol boyunca bize dinlettiği Karadeniz türküleri ile de yolların daha keyifli geçmesine neden oldu. Aslında  gerçekten de Kardeniz’de olduğumuzu hissettirerek bolca güldürüp oynattı bizi. Eh tabii ki buraya kadar gelip de Artvin Hopa’lı Laz müzisyen rahmetli Kazım Koyuncu’yu dinlemeden de geri dönemezdik.

4. gün yolculuğumuz yaylalara doğru başladı ve 2700 mt. Lekoban yaylasında, Karçal dağlarında son buldu. Arada uğradığımız Fındıklı yaylasında, yayla yaşamının nasıl olabileceğine dair fikir elde etsek de, insanlarının güler yüzü, iyi niyeti, harika yemekleri ve sohbetleri de hafızalarımıza kazınıyordu. Şehir yaşamının bizde bıraktığı kaybolmuşluğun izlerini tamir eder nitelikteydi yayla yaşamı ve insanının gülen, samimi yüzleri. Evlerinin altında konumlanan Kafkas arılarının varlığından hiç birimiz rahatsız değildik. Tahtadan basit evlerde, sade bir yaşam süren yayla insanının sadeliği, hepimize bu kadar sade ve mutlu bir yaşam algımızı nerelerde bırakıp, unuttuğumuzu sorgulatır nitelikteydi.

Yol boyunca Naçadirev Krater gölünün buz gibi sularında serinlerken, seyir tepesinden Batum şehrini görmeyi umduk ama bulutlar izin vermedi.

Ardından 2600 metre yükseklikteki NİNO TSMİNDA geçidinin manzarasına Tai Chi eşliğinde hayranlıkla bakarken, tüm manzarayı buz gibi suları içer gibi içiyorduk.

Nihayet Lekoban yaylasına vardığımızda, güneş bize henüz gülümsemeyi unutmamıştı. Lekoban yaylası sırtını Karçal Dağlarına yaslamış, diğer yaylalara nazaran doğallığını korumuş bir yayla.

Sessizliğin sesinden başka duyup dinleyebileceğiniz, hiçbir şeyin olmadığı bir yer hayal edin. Sadece hayal edin ve sonra Lekoban yaylasının eteklerinde meditasyona başlayın. Sadece sizin ve aldığınız nefesin olduğu bir an’da kalın.

Fatma Nur Kayral

07/2018 Macahel Gezisi notları

fotoğraf: Nilüfer Güneş

[kvetch19]

x

[cakarazi]

9 Kasım 2020 / Yoğun geçen sıcak güneşli bir gün daha. Sabah çok erken Serkan’la platform alanına indik. Ana platformun etrafında olacak yan platformların kazık yerlerinin iplerini çekme ve hizalama işini bitirdik ve spreyledik. Yarın kazılıp betonları atılacak. Ahşap ustaları ise hem yanları döndüler hem de ara kirişleri atmaya başladılar. Yarın hava güzel olursa üzerinde dans edeceğimiz huş kontraların montajına da başlanacak. Platformla paralel olarak ise hem kulübe hem de kışa hazırlıklar devam ediyor; Bado ve Mihran 2 senedir temizlenmeyen soba bacasını temizlediler, duvar çıkışına daha güvenli olan çift cedarlı boruyu sabitleyip soba altına da uzundur bekleyen mermeri yerleştirdiler. Serkan ve Selim ise kulübenin kuvvetlendirmelerini ilerlettiler. Arada her zamanki gibi eğrelti otları karıştırıldı ve yine komşumuz Gizem’in hergün arabayla getirdiği sağlıklı yemekler yendi! Ronya ve Kami uzun süre çocuk kulübesinde oynadılar keyifleri yerindeydi.

[alivurun]

Yeni kitapta kutlanan güzel mikroorganizma çizimler

Ernst Haeckel'in bilim resimlerini kutlayan yeni bir kitap, Kickstarter'daki finansman hedefini aştı. Kitap, Alman zoolog ve doğa bilimci tarafından kariyeri boyunca binlerce yeni türü tanımlayan çok sayıda mikroorganizma çizimine yer veriyor. Haeckel'in bilime yaptığı diğer katkılar arasında ekoloji, filum, filogeni ve Protista terimlerinin birleştirilmesi; ama aynı zamanda Kunstformen der Natur ( Doğa Sanatı Formları ) koleksiyonunda Dünya'nın faunası ve florasının 100'den fazla renkli resmini yayınlayan başarılı bir sanatçıydı . Resimlerinin çoğu, ilk tanımladığı organizmalardı. Haeckel suluboya çizimlerinde çalışsa da, Kunstformen der Natur için seçilen resimler litograf Adolf Giltsch tarafından basılacak şekilde uyarlandı. Birçok resminden de anlaşılacağı gibi, Haeckel özellikle simetri ile ilgileniyordu: özellikle mikroorganizması ile örneklenen bir özellik. Denekleri jöleler, antilop, kurbağalar, yarasalar ve sinek kuşları gibi daha büyük organizmaları içerir. Kozalaklı ağaçlar, eğrelti otları, yosunlar ve likenler bitkilerin çizimleri arasındaydı. Sanat ve bilim dünyaları üzerinde büyük bir etkisi olmasına rağmen, tüm çalışmaları zamanın testini geçmedi. Desteklediği rekapitülasyon teorisi, 20. yüzyılın ortalarından bu yana bilimsel olarak güvenilir sayılmadı. Bu, bir hayvan embriyosunun gelişiminin, hayvanın atalarının yetişkin aşamalarının evrimini yansıttığı fikriydi. Yeni kitabın adı sadece Haeckel . Read the full article

[camtermalotel-blog]

Güzelliği Karşısında Şaşkınlığınızı Gizleyemeyeceğiniz Dünyadan Orman Manzaraları

Orman manzaraları insanın ruhunu ferahlatmaya yarayan en güzel görüntülerdir. Bir ormanda vakit geçirmek aslında çok çeşitli zihinsel, fiziksel ve duygusal rahatsızlıkları azaltmanın anahtarı olabilir. Orman manzaraları daha iyi uyumanıza, anksiyete ile savaşmanıza, ve kendinizi daha sağlıklı hissetmenize yardımcı olur. Orman manzaraları son yıllarda psikolojik bir tedavi yöntemi olarak kullanılıyor, buna da Orman Terapisi adı veriliyor. Orman Terapisi, birçok insanın doğal ve daha uyumlu durumlarına dönmelerine yardımcı olan yükselen bir eğilimdir.

İşte İçinizi Huzur ve Doğa ile Dolduracak Orman Manzaraları

Eğer ormana gitmeye vaktiniz yoksa, orman manzaraları listemize göz atabilirsiniz. Kim bilir belki bu liste sizi bir dahaki seyahatinizi programlama konusunda sizi motive eder!

Black Forrest - Almanya

Dünyadan en güzel orman manzaraları listemize Almanya ile başlayalım! Almanya’nın Baden bölgesindeki Black Forest yani Kara Orman, görmeye değer en güzel ormanlardan bir tanesi. Bu ormanda yer alan Westweg Trail isimli yürüyüş parkuru, yaklaşık 320 kilometre uzunluğundadır. Kara Orman’da yer alan Hohebaden Kalesi kalıntıları da görülmeye değer yerlerden bir tanesidir. Dünyadan en güzel orman manzaraları arasında yer alan Black Forest, gören herkesi kendine hayran bırakıyor. Bu ormanın, Grimm Kardeşler masallarına ilham veren bölge olduğunu düşünülüyor.

Mossy Forrest - Malezya

Orman denince aklınıza sadece ağaç dalları ve yaprakları mı geliyor? Bir kere daha düşünün! Dünyadan orman manzaraları arasında yer alan Mossy Forrest, orman denince gözünüzün önünde canlanan manzarayı değiştirmeye geliyor. Yosunlu Orman anlamına gelen bu güzel bölge, Malezya’da yer almaktadır. Yosunlu Orman, ağaçların yanısıra yosun oluşumlarının da görüldüğü bir yer. Bunun nedeni iklimin farklılığından kaynaklanıyor. Buradaki nemli yapı yosunların oluşmasına neden oluyor. Doğanın mucizesi olan bu durum da görülmeye değer bir manzara yaratıyor. Malezya’daki Mossy Forrest, dünyanın en güzel orman manzaraları arasında.

Humboldt Redwoods State Park - Amerika Birleşik Devletleri

Rotamızı şimdi Amerika Birleşik Devletleri’nin en batısında yer alan Kaliforniya’ya çevirelim. Kaliforniya’da yer alan Humboldt Redwoods State Park, yaşlı ağaçlarla dolu büyük bir ormandır. Bu ormandaki ağaçlar o kadar uzun be heybetli ki, bu parkı ziyaret edenler kendilerini minik hissederler! Bu ormana yolunuz düşerse Founders Grove Nature Trail isimli yürüyüş parkuru boyunca harika bir yürüyüş yapabilirsiniz. Orman manzaraları içerisinde devasa yaşlı ağaçlar sizin için etkileyici olan bir yerse, Kuzey Kaliforniya'nın bu parkını mutlaka görmelisiniz. Orman manzaraları insanların içinde ağalara sarılma hissi uyandırır. Tüm arkadaşlarınızla beraber bu ağaçların çevresini anca sarabilirsiniz!

Büyük Otway Ulusal Parkı - Avustralya

Dünyanın orman manzaraları arasında en güzelleri karşımıza Avustralya’da çıkıyor. Avustralya’nın en büyük şehirlerinden Melbourne’un batısında yer alan Büyük Otway Ulusal Parkı bu parklardan bir tanesi. Serin ve bereketli bir yağmur ormanı olan Büyük Otway Ulusal Parkı ağaç kadar büyük eğrelti otları ve Erskine ve Henderson gibi etkileyici şelalelerle ön plana çıkıyor. Parkın güney kısımlarında tembel koalaları görmek ve Otway Lighthouse Road boyunca okaliptüs ağaçlarını görmek mümkün. Ağaç, toprak, şu ve temiz hava dolu muhteşem bir cenneti andıran bu orman, dünyanın en güzel orman manzaraları arasında yer alıyor.

Gökkuşağı Okaliptüs Ormanı - Amerika Birleşik Devletleri

Tropik kuşaklardaki orman manzaraları, birbirinden farklı ve görülmeye değer görüntüler ortaya çıkıyor. Amerika Birleşik Devletleri’ne bağlı Hawaii adisinin Maui bölgesine doğru yönelelim bunu görmek için şimdi. Maui'nin Hana Otobanı boyunca uzanan okaliptüs ağaçları görülmeye değer bir orman manzaraları örneğidir. Bu ormanın en önemli özeliği, ağaç gövdesindeki rengarenk görüntülerdir. Ağaç kabuklarında yer alan kırmızı, kehribar ve yeşil renkleri, katman katman renkli şeritler oraya çıkarıyor. Bu muhteşem manzarayı ortaya çıkartmak için yaz aylarında okaliptüs ağaçlarının ölü mantar kabukları soyuluyor ve gökkuşağı ağacın kalbinde beliriveriyor. Ağaç gövdeleri yağmurdan ıslandığında, renkler gerçekten patladığında görünüm daha da çarpıcı. Bu muazzam görüntüler orman manzaraları sadece kahverengi ve yeşili içerir algısını da yıkıyor.

Arashiyama Bambu Korusu - Japonya

Uzakdoğu’nun orman manzaraları, birbirinden güzel görüntüleri gözlerinizin önüne getirecek. Japonya’daki Arashiyama Bambu Korusu da bunlardan bir tanesi. Bambu, Uzakdoğu’ya ve özellikle de Japonya’ya özgü bir ağaç turu. Bu ağaçlar ince ve uzun olmaları, içlerinin büyük ölçüde boş olmasına rağmen göğe kadar görkemli bir şekilde uzanmaları dikkat çekiyor. Kyoto'nun batısında yer alan Arashiyama, Japonya’da imparatorluk merkezine uzak bir rahatlama yeri olarak kurulmuş. Budist tapınakları ve manastırlarla dolu bölge, günümüzde sevilen bir turistik destinasyon. Bu çarpıcı bambu ormanı, her ne kadar koru olarak adlandırılsa da bu isim sizi yanıltmasın. Dünyanın en güzel orman manzaraları arasında bir tanesi de bu şekilde karşınıza çıkıyor.

Dev Kelp Ormanları - Amerika Birleşik Devletleri

Orman sadece yerin üstünde mi olur? Bakış açınızı değiştirin! Amerika Birleşik Devletleri’nin Monterey Körfezi’nde yer alan Dev Kelp Ormanları adeta bir su altı cenneti. Orman manzaraları arasında deniz altında yer alan saklı bir güzellik niteliğindeki Dev Kelp Ormanları kendini bir deniz kızı gibi hissetmek isteyenler için birebir.  Monterey Körfezi'nin dev esmer şu yosunu ormanları, başka bir dünya güzelliğine sahiptir. Esmer şu yosunu, bu kısımlardaki zengin ve besleyici sulardan hoşlanır. Bu nedenle bu bölgede bolca bulunmaktadır. Küçük hava dolu mesaneler her birini ayakta tutar, kaya balığı, leopar köpekbalıkları ve deniz şu samurularına fırtınalar sırasında bir çapa ve avcılardan saklanacakları bir yer sağlar. Orman manzaraları arasında en güzellerden bir tanesi de burasıdır.

Spiny Forests - Madagaskar

Afrika kıtasında yer alan orman manzaraları ile listemize devam edelim. Madagaskar’da yer alan Spiny Forests yani Dikenli Ormanlar, kaktüs bitkilerinin bir araya getirdiği sıra dışı bir ekosistem ortamı, bitki örtüsü tipi düşük, düzensiz kış yağmuru ile fakir yüzeylerde bulunmasa rağmen meydana gelen dikenli bitkilerle doludur. Madagaskar’ın güneyinde endemik olan orman, hançer benzeri cıvılı, dalsız ve uzun boylu dalsız bitkilerle ve şişmiş gövdeli kükürtlü sulu meyvelerle ayırt edilir. Ormanın sakini olan lemurlar, bu zehirli dikenlerin arasında adeta kuşlar gibi özgürce dolaşarak seyirlik bir manzara oluştururlar.

Green Mountain Ulusal Ormanı - Amerika Birleşik Devletleri

Dünyanın tüm renklerini bir yerde düşünün! Amerika Birleşik Devletleri’nin Vermont eyaletinde yer alan Green Mountain yanı Yeşil Dağ Ulusal Ormanı, özellikle sonbahardaki orman manzaralı ile seyirlik bir güzellik yaratıyor. Eylül ortasından Ekim sonuna kadar olan dönemde burası görülmeye değerdir. Hava berraktır, dolgun elmalar dallara ağır asılır ve akçaağaç, kavak ve huş ağaçları kıpkırmızı, kehribar ve altının parlak tonlarına döner. Bölgede yaprak değişimini en güzel sekilde gözlemleyebileceğiniz bu orman, sonbahar havası yaratan orman manzaraları gösterir sizlere. Bu görüntülere bakmak, içinizi sonbahar aşkı ile dolduracak.

Kaynak: https://www.camhotel.com.tr/blog/orman-manzaralari/

[5sinifyazilisorulari-blog]

5. Sınıf Fen Bilimleri 1. Dönem 1. Yazılı Soruları Ve Cevapları

1. Yukarıdaki modelde ayın bazı evreleri verilmiştir. Bu modele göre aşağıdaki yorumlardan hangisi yanlıştır?

A) 3 numaralı konumda gözlemlenen evreye “dolunay” denir. B) Ay 1 numaralı konumda iken Dünya’dan Ay’a bakan kişi Ay’ı göremez.                

C) Ay’ın 2 numaralı konumdan tekrar 2 numaralı konuma gelmesi 4 hafta sürer.

D) Ay en parlak 1 numaralı evrede gözlemlenir.

 2.Güneşin yapısı ile ilgili yukarıdaki tablodan doğru olanlar boyanırsa tablo nasıl görünür?

 3. Dünyamız kendi çevresinde batıdan doğuya doğru döner. Kendi çevresinde doğudan batıya doğru dönseydi güneş hangi yönde doğardı? 

A) Batı        B) Güney          C) Kuzey           D) Doğu

 4. Ay'ın evreleri nasıl meydana gelir? 

A) Ay'ın kendi etrafındaki hareketi ile  B) Ay'ın Dünya etrafındaki hareketi ile C) Dünya'nın Güneş etrafındaki hareketi ile  D) Dünya'nın kendi etrafındaki hareketi ile 

5. I. Güneş orta büyüklükte bir yıldızdır.

  II. İçinde %74 Hidrojen gazı bulunur.

 III. Tek başına güneş sistemi kütlesinin %80’ini oluşturur.

 IV.  Yüzey sıcaklığı 1milyon derecedir

Yukarda verilen Güneş ile ilgili bilgilerden kaç tanesi doğrudur?

A) 1                   B) 2                 C) 3                D) 4

 6. Ay’da .............. bulunmadığından canlıların yaşayabilmesi mümkün değildir. Yukarıda verilen cümle hangi seçenekteki

kelime ile tamamlanamaz?

A) Besin              B) Oksijen               C) Su         D) Işık

7.  Sabah ve öğlen, Güneş neden aynı yerde değildir? 

A) Dünya kendi etrafında döndüğü için  B) Güneş, Dünya'nın etrafında dolandığı için  C) Dünya, Ay'ın etrafında dolandığı için  D) Güneş kendi etrafında döndüğü için

 8. Güneş orta büyüklükte bir yıldız olmasına rağmen diğer yıldızlardan çok daha büyük görünür.

Bu durumun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Güneş’in ısı ve ışık kaynağı olması

B) Güneş’in Dünya’ya diğer yıldızlardan daha yakın olması

C) Güneş’in küre şeklinde olması

D) Güneş’in katmanlardan oluşması

9. Hacersu: Güneş bir yıldız mıdır?

Rıdvan : ................................

Hacersu : Güneş, küreye benzer şekilde midir?

Rıdvan : ................................

Rıdvan, öğretmenin sorduğu soruların hepsine doğru yanıt vermiştir. Buna göre Birgül’ün yanıtları sırası ile hangi

seçenekte verilmiştir?

A) Evet. - Evet                                      B) Evet. - Hayır.

C) Hayır. - Hayır.                                D) Hayır. - Evet.

 10.Yukarıdaki araçlardan hangisi ya da hangileri ile Güneş’e bakmak göz sağlığımızı olumsuz etkiler?

A) Yalnız I         B) I ve II           C) II ve III          D) I, II ve III

 11.  - Kendi besinini kendisi üretebilir.

      - Çiçeksiz bir bitkidir.

Verilen özellikler aşağıdakilerden hangisine ait olamaz?

A) Eğrelti otu                                      B) At Kuyruğu        

C) Çam Ağacı                                     D) Kara Yosunu

12. Yanda görseli verilen canlı ile ilgili;

 I. Kendi besinini kendisi üretebilir.

II. Ilık, karanlık, nemli ve besin bakımından zengin ortamlarda yaşar.

III. İnsanlar tarafından besin olarak tüketilebilir

bilgilerinden hangileri doğrudur?

A) I ve II           B) I ve III              C) II ve III            D) Hepsi

13. – Üreme           - Solunum         - Beslenme

     - Hareket          - Yaşam alanı

Yukarıdaki özelliklerden için kaç tanesi bütün canlılar için  ortaktır?

A) 2                 B) 4               C) 3                 D) 5

 14. Kudret ve Çağatay arkadaşlarıyla ormanda mantar toplamaya çıkmışlar. Kudret topladığı mantarlardan bir tanesini yemeye çalışmış, Çağatay ise ona “ Sakın yeme!” diyerek açıklama yapmış.

Çağatay’ın mantarlarla ilgili açıklaması hangisi olabilir?

A) Şapkalı mantarlar tehlikelidir.

B) Mantarlar kendi besinini üretebilir.

C) Vitamin ve besin değerleri azdır.

D) Şapkalı mantarların çoğu zehirlidir.

 15. Çevredeki bitki ve hayvanların yapıları insanlar için gizemliydi. Üstelik varlığından bile haberdar olunmayan birçok küçük canlı varlık vardı. Hastalıkların nedenleri tam olarak bilinemiyor ancak tahmin edilebiliyordu. Mikroskobun icadından sonra gözle görülemeyen canlı varlıkların olduğu da keşfedildi. Bu canlı varlıklar hakkında bilgi sahibi olunarak hastalıkların nedenleri anlaşılmaya başlandı.

Yukarıdaki paragrafa göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Mikroskobun icadı, hastalıkları tedavi etmede kolaylık sağlamıştır.

B) Etrafta gözle görülmeyen adı ve ne olduğu bilinmeyen canlılar vardı.

C) Birçok hastalığa gözle görülmeyen canlılar neden olur.

D) İnsanlar çevrelerinde olup bitenlerden haberdar değildi.

16. Bitkiler her yerde yetişebilir. Bazıları bataklıklarda, göllerde; bazıları çöllerde ya da ormanlarda; bazıları ise kar altında yetişir. Onları okulunuzun bahçe duvarlarında hatta bahçenizdeki asfalt ya da beton çatlaklarında bile görebilirsiniz.

Bitkiler hangi özelliklerine göre gruplandırılır?

A) Yaprak sayısı                 B) Kök Yapısı

C) Çiçek Yapısı                   D) Çiçeğe sahip olma

 17.  (I) Eğrelti otları, çam ve atkuyrukları da çiçeksiz bitkilerdendir. ( II) Atkuyrukları, bataklık ve sulak yerlerde; eğrelti otları ise çok sıcak ya da soğuk olmayan nemli bölgelerde yetişir. (III) Ciğer otları da nemli yerlerde yetişen çiçeksiz bitkilerdir. (IV) Bu bitkiler, yeterince su bulunan kara ortamlarında yeşil, yassı yapılar şeklinde büyür.

Yukarıda bulunan paragrafta hangi cümle yanlış bir bilgi içeriyor?

A) I                     B) II                C) III        D) IV

 18. Aşağıdakilerden hangisi besinini hazır olarak alır?

A) Peynir küfü                                      B) Eğrelti otu

C) Papatya                                           D) Kara yosunu

 19. Mikroskobik canlılarla ilgili

I. Bazıları yararlı, bazıları zararlıdır.

II. Mikroskopla görülebilirler.

III. Çıplak gözle görülenleri de vardır.

verilen bilgilerden hangileri doğrudur?

A) I ve II          B) II ve III          C) I ve III          D) I, II ve III

 20. Yanda verilen canlılardan hangilerini çıplak gözle göremeyiz?

A) I ve II                    B) II ve III

C) Yalnız II             D) I ve III

[fenrees]

Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir? 🦧

Canlıların ortak özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

Hücresel yapı

Organizasyon

Beslenme

Solunum

Büyüme ve gelişme

Boşaltım

Hareket

Üreme

Metabolik faaliyetler

Uyarılma ve tepki verme

Üstteki özellikler farklı şekillerde olsa bile her canlıda mutlaka görülmektedir. Canlı özellikleri iyi anlaşıldığı vakit canlılar arasındaki farklılıkları ortaya koymak çok daha kolay bir vaziyet alacaktır. Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir konusuna kısaca değindik. Şimdi detaylara geçelim.

Hücre Çeşitleri Nelerdir?

Hücre türleri temelde iki sınıfta incelenir ve bu sınıflar şöyledir:

Prokaryot hücrele

Ökaryot hücreler

İki hücre tipi arasındaki temel farklılıklardan biri zarlı organellerdir. Prokaryot hücrelerde zarlı organeller bulunmazken ökaryot hücreler bu organelleri içerir. Bakteri ve algler prokaryot hücreli canlılar arasında bulunmaktadır. Bu canlılar dışındaki her canlı (hayvan, bitki ve mantarlar) ise ökaryot hücreli canlı olarak kabul edilir. Ökaryot hücreler de kendi arasında farklılaşmaktadır. Bitki hücresi ve hayvan hücresi arasında önemli farklılıklar bulunur.

Kuark nedir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.

Bitki Ve Hayvan Hücresi Arasındaki Farklar Nedir?

Bitki ve hayvan hücreleri arasındaki farklar şu şekildedir:

Bitki hücresinde hücre çeperi vardır, hayvan hücresinde yoktur.

Bitkiler plastit içerir, hayvanlar da ise plastit bulunmaz.

Bitkilerde kofullar çoktur ve büyüktür, hayvanlar da ise tam tersidir.

Bitki hücreleri lizozom ve sentrozom bulundurmazken hayvan hücreleri bunlara sahiptir.

Canlı Organizasyonu Nasıldır?

Canlılık organizasyonu tüm doğada basitten karmaşığa doğru ilerler. Kuarklar atomları, atomlar molekülleri ve moleküller organelleri oluşturur. Bu organeller hücre için faaliyetleri üstlenirler. Hücreler bir araya gelerek dokuları ve dokular organları oluştururlar. Organlar bir sistem içerisindeki görevleri paylaşırlar. Bu sistemler de bir araya gelerek organizmayı oluşturur. Hayvanlar ve bitkilerin her biri birer organizmadır.

Canlılar Nasıl Beslenir?

Canlıların beslenme biçimi iki sınıfa ayrılır ve bu sınıflar şu şekildedir:

Ototrof beslenenler ihtiyaç duydukları organik besinleri kendileri üretirler. Organik besinleri güneş ışığı yada kimyasal enerji kullanarak tedarik ederler. Bu canlılar sadece inorganik besinleri dışarıdan tedarik ederler.

Heterotrof beslenenler ise organik besinleri dışarıdan tedarik etmek durumundadır.

Canlılar Nasıl Solunum Yapar?

Canlıların solunum yöntemleri iki grup altında incelenebilir:

Oksijensiz solunum yapanlar oksijen kullanmadan enerji parçalayabilen canlılardır. Bazı bakterilerin bu solunum tipini benimsediği bilinmektedir.

Oksijenli solunum yapan canlılar hücre içi faaliyetlerinde oksijen molekülü kullanarak enerji dönüştürürler. Verimli bir solunum yöntemi olarak bilinmektedir.

Canlılar Nasıl Sınıflandırılır?

Canlıların sınıflandırılması özelden genele doğru yapılmaktadır. Bu bağlamda düşünüldüğü vakit canlı grupları özelden genele doğru şu şekilde sıralanır: tür, cins, aile, takım, sınıf, şube ve alem. Bu gruplar arasında özelden genele gittikçe şunlar gerçekleşir:

Çeşitlilik artar.

Birey sayısı artar.

Ortak özellik ve gen sayısı azalır.

Akrabalık azalır.

Canlıların nitelikli bir biçimde sınıflandırılması canlılığın kökeni hakkında nitelikli bilgiler edinmeyi kolaylaştırır. Canlılar için yararlı ve zararlı olan pek çok şey bu sınıflandırma sistemi sayesinde tespit edilmektedir.

Hayvanlar Nasıl Sınıflandırılır?

Hayvanlar alemi iki ayrı sınıfta değerlendirilir:

Omurgasız hayvanlar: Hayvanların %95’i oluşturdukları bilinmektedir. Çoğunda iç iskelet yoktur ancak pek çoğu dış iskelete sahiptir. Bu canlılar kendi aralarında süngerler, sölenterler, solucanlar, yumuşakçalar, eklembacaklılar ve derisi dikenliler olarak ayrılırlar.

Omurgalı hayvanlar: Hepsinde bir iç iskelet bulunmaktadır. Kan dolaşımları kapalıdır. Eşeyli ürerler. Böbrekler vasıtasıyla boşaltım yaparlar. Kendi aralarında balıklar, iki yaşamlılar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olarak adlandırılırlar. Memeliler de gagalı memeliler, keseli memeliler ve plasentalı memeliler olarak ayrılabilirler.

Hayvanların her biri çok hücreli ökaryot canlılar olarak bilinirler. Hücreleri kloroplast ve hücre duvarı içermez. Heterotrof canlılardır ve büyük bir kısmı epitel, sinir, kas ve bağ gibi dokulara sahiptir.

Canlıların Ortak Özellikleri İle İlgili Video Anlatım

Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir konusuyla ilgili bilgilendirici videoyu da izleyebilirsiniz.

Canlıların Temel Bileşenleri Nelerdir?

Canlıların temel bileşenleri organik ve inorganik bileşiklerdir. Bu bileşikler kendi arasında çeşitli sınıflara ayrılmaktadır. İnorganik bileşikler canlıların kendi başlarına sentezleyemedikleri bileşiklerdir ve daima dışarıdan tedarik edilir. Bu bileşikler genelde hücre yapısına katılırlar ve enzim üretimine yardımcı olurlar. Organik bileşiklerin özellikleri ise şu maddelerle açıklanabilir:

Yapılarındaki temel element karbondur.

Hidrojen, oksijen, azot, fosfor ve kükürt gibi elementleri de içerebilirler.

Çok sayıda atomları vardır.

Yapı maddesi ve enerji kaynağı olarak kullanılabilirler.

Canlı özellikleri göz önüne alındığında hem organik hem de inorganik bileşikler epey önemlidir.

Torna nedir, çeşitleri nelerdir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.

İnorganik Bileşikler Nelerdir?

İnorganik bileşikler şu şekilde sıralanabilir:

Mineraller: Canlılar bu bileşiklere az da olsa ihtiyaç duyarlar. Mineraller moleküllerin yapısına katılır, kan basıncının ayarlanmasını ayarlar, katalizör görevi üstlenebilir, kemik ve dişlerin dayanıklılığını sağlar.

Su: Temel maddelerden biri olarak kabul edilir. Su kaybı yaşanması hücrelerin sağlığı için büyük bir risktir. Hücre içi reaksiyonlar için su şarttır. Enzimler susuz ortamda çalışamazlar.

Asit: Yakıcı ve parçalayıcı olarak iş görürler. Tatları ekşi olur. Turnusol kağıdını kırmızıya çevirirler.

Baz: Temizlik amacıyla kullanılmaları epey sıktır. Suda çözünebilirler ve elektrik akımını epey iyi iletirler.

Tuz: Vücut sıvılarındaki pH değerini ve osmotik basıncı dengelerler. Günlük hayatta sıklıkla kullanılmaktadırlar.

Organik Bileşiklerler Nelerdir?

Organik bileşikler şu şekilde sıralanabilir:

Karbonhidratlar: Solunum reaksiyonlarında enerji verici olarak kullanılırlar. İçerdikleri şekere göre sınıflandırılmaktadır. Hücre içinde epey kolay bir şekilde sindirilebilirler.

Yağlar: Suda çözünmezler. Enerji verici olarak kullanılırlar. Karbonhidratlar ve proteinler bazen yağa dönüştürülerek bedende saklanabilirler. Vücudu soğuktan ve darbelerden korurlar.

Proteinler: Canlı yapısında bol miktarda bulunurlar. Hücrelerin temel yapısını oluştururlar. Enzim ve hormonların yapısına katılırlar. Kan kasılmasında epey etkilidirler. Kanın osmotik basıncını dengelerler.

Vitaminler: Dışarıdan hazır olarak alınırlar. Genelde bitkiler tarafından üretilirler. Sindirilemezler. Düzenli olarak alınmaları gerekir.

Vitamin Eksikliği Hangi Sorunlara Yol Açar?

Vitamin eksikliği aşağıdaki sorunlara yol açar:

A vitamini eksikliği göz sağlığını olumsuz etkiler.

B vitamin eksikliği anemi ve beriberi gibi hastalıklara yol açar.

C vitamini eksikliği bağışık sisteminin zayıflamasına neden olur.

D vitamini eksikliği kemik sağlığını olumsuz olarak etkiler.

E vitamini eksikliği üreme sisteminde sorunlar çıkmasına neden olabilir.

K vitamini eksikliği de kanın pıhtılaşmasını geciktirir.

Bitkiler Alemi Nasıl Sınıflandırılır?

Bitkilerin sınıflandırılması şu şekilde yapılır:

Damarsız tohumsuz bitkiler: İletim demetleri bulunmaz. Çiçek ve tohum oluşumu söz konusu değildir. Karayosunları ve ciğer otları bu bitkilere mensuptur.

Damarlı tohumsuz bitkiler: İletim demetleri vardır. Tohum söz konusu olmadığı için çiçek de oluşmaz. Kök, gövde ve yaprakları vardır. Kibrit otları ve eğrelti otları bu bitkilere örnek olarak gösterilir.

Damarlı tohumlu bitkiler: İletim demetleri vardır. Kök, gövde, yaprak ve çiçek gibi uzuvları vardır. Açık tohumlu ve kapalı tohumlu olarak ikiye ayrılır. Kapalı tohumlu bitkiler de tek çenekli ve çift çenekli olarak sınıflandırılırlar.

Bitkiler Nasıl Hareket Eder?

Bitkilerin hareketleri şu şekildedir:

Tropizma: Yönelim olarak da adlandırılır. Uyaranın yönüne göre gelişmektedir. Bitkinin büyüyen ve uzayan kısımlarında gözlemlenir. Bitkiler bir uyarana doğru yada uyarandan uzağa doğru hareket edebilirler.

Salınım: Uyaranın yönünden bağımsızdır. Bazı kaynaklarda ırganım yada nasti olarak da bahsedilmektedir. Işık veya ısı değişimi etkisiyle çiçek açması ve küstüm otuna dokunulduğu vakit bitkinin yapraklarının kapanması bu harekete örnek olarak verilebilir.

Canlı özellikleri arasında bulunan hareket yeteneği söz konusu bitkiler olduğunda kafa karıştırmaktadır. Pek çok kişi bitkilerin hareket etmediğini düşünür ancak bu doğru değildir.

Pigment ile ilgili detayları da inceleyebilirsiniz.

Canlıların Ortak Özellikleri Nelerdir konusuyla ilgili yorumlarınızı ve sorularınızı bekliyoruz.

Kaynak: https://www.zovovo.com/canlilarin-ortak-ozellikleri-nelerdir/

[traveltourstrips]

New Post has been published on Lutars Turizm

New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/nuuksio-milli-parki-helsinkiden-tam-gun-yuruyus.html

Nuuksio Milli Parkı Helsinki'den Tam Gün Yürüyüş

Nuuksio Milli Parkı’nın nefes kesen güzelliğini 8 saatlik bir manzara turu ve yürüyüş ile keşfedin. Fin vahşi doğasını en büyüleyici şekilde yaşayın ve Nuuksio Gölü’nün yaylalarının, nadir faunasının, yüksek ağaçların ve çok daha fazlasının uzak…

Nuuksio Milli Parkı Helsinki’den Tam Gün Yürüyüş

Öne çıkanlar

Biyolog rehberiyle Finlandiya’nın doğal güzelliğini keşfedin

Yüksek ormanların, sayısız gölün, antik kayalıkların ve nadir su hayvanlarının eşsiz bir milli parkını ziyaret edin

Nuuksio Gölü yaylalarının uzak ve daha az ziyaret edilen kısımlarına yürüyüş yapın

Ormanın derinliklerinde pitoresk bir gölün yanında piknik

Çevre dostu seyahate katılın ve yalnızca ayak izlerini bırakın

Tam açıklama

Nuuksio Milli Parkı’nın nefes kesen güzelliğini 8 saatlik bir manzara turu ve yürüyüş ile keşfedin. Fin vahşi doğasını en büyüleyici şekilde yaşayın ve Nuuksio Gölü’nün yaylalarının, nadir faunasının, yüksek ağaçların ve çok daha fazlasının uzak köşelerini keşfedin.

Helsinki Büyükşehir Bölgesi sınırları içerisinde bulunan ve Finlandiya’nın en önemli 10 doğa cazibe merkezinden biri olan Nuuksio Milli Parkı’nın tam günlük bir yürüyüşünde Helsinki’nin karmaşasından kurtulun.

Toplu taşıma araçları ile Helsinki’den Nuuksio’ya transfer. Varışta, çevredeki ovalarla zıt bir tepelik alanı keşfedin. Yoğun yosun, liken ve eğrelti otları kaplı, pitoresk göllere ve antik kayalıklara vahşileşen ormanlarda yürüyün.

Devasa ilkel kayaların etrafında yetişen yüksek iğne yapraklı ağaçlar ve ağaçlar karışık ormanından doğanın rehberliğini takip edin. Çok sayıda küçük gölleri keşfedin ve piknik için mola verin ve temiz tatlı suda yüzün.

6-7 saatlik yürüyüş, Nuuksio Milli Parkı’nın çeşitli köşelerini keşfederek, ana yolların iyi dayaktan patlayan yolundan, turistlerin nadiren ziyaret ettiği yerlere doğru ilerliyor. Orman kuşlarını ve diğer vahşi yaşamı izlerken, Finlandiya ve Nuuksio’nun başlıca doğal özelliklerini öğrenin.

Neler dahil?

Kılavuz

Hariç olanlar

Toplu taşıma bileti (tek yön 5 EUR)

Piknik için yiyecek