#dönmedin
Explore tagged Tumblr posts
ddsbirgetto · 5 months ago
Text
Dilan polatın storyleri bile geri döndü sen dönmedin
106 notes · View notes
anlatincagecmez · 11 months ago
Text
ama yıllar geçti ve sen dönmedin. Bunun acısı hala ilk günkü gibi şuramda.
130 notes · View notes
kavinq · 2 months ago
Text
pek bir şey yazmayacağım. başım inanılmaz ağırıyor. hep ağırır zaten. sen bilmezsin. süslü cümleler de yazmayacağım. her zaman, sırtını döndün mü arkanda sana hazır uzatılan bir el vardı. bir kere. sadece bir kere arkanı dönseydin, o elin bana ait olduğunu görecektin. ama dönmedin. bende elimi çekiyorum şimdi. ister bana bir adım at istersen bin adım at, tek bir adım dahi atmayacağım. her gece senin yükünün altında ezilmekten yoruldum. şimdi artık sadece uzağız. uzak.
18 notes · View notes
gunesbattiginda · 18 days ago
Text
Bir şeyin büyümesine edilen tanıklık... Bir bebeğin ilk adımlarını görmek gibi mucizevi içimdeki nefretin artık beni yakmayışı. İçimde senin için bir nefret büyüttüm, dönersen beni bulama diye kendimi ateşe verdim. Dönmedin fakat ben zaten çoktan kül olmuştum.
11 notes · View notes
1kader · 1 year ago
Text
Neden gittin neden dönmedin diye öfkelenip durdum ama olayın çok basit olduğunu sonradan anladım. Sevmedin, hiç sevmedin birine seni sevmediği için öfkelenemezsin evet ama seviyormuş gibi yapmasını nasıl affedersin?
36 notes · View notes
ruhumbipolar · 1 year ago
Text
sen dönmedin ben de pek umursamadım artık gidişini
82 notes · View notes
thendxr · 1 year ago
Text
O gün son kere yazdım ve geri dönmedin..
39 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 1 year ago
Text
“ Sen yanlış anladın beni.
Ben bana yaptıklarına değil, yapmadıklarına gücendim aslında. Mesela "aramadın, sevmedin, özlemedin, dönmedin..." ”
...
21 notes · View notes
intizaruhlar · 9 months ago
Text
Ben inandım. Koca dünyada insan kalabalığının ortasında, inandığım yalanla kalakaldım. Sahi sen, nereye gittin? Bu sefer dönmedin.
10 notes · View notes
yelkenlerforaa · 3 days ago
Text
Yooookkkk saydınnnnn,bizi yok saydınnnn gelmedinn dönmedin ,nooooolurdu kaaaalsaydın unutsaydik dertleri , hüzünleriiiiiiii ...
3 notes · View notes
nedenvarsonucyok · 9 months ago
Text
Aldığın nefes gibi geri ver düşlerimi
7 notes · View notes
theedictofthestar · 1 month ago
Text
ne yaptım sana bana geri dönmedin
öyle uzaktan uzağa daha çok uzun sürer
ah bebeğim bizim bu durumlar beni çok üzer
4 notes · View notes
fikamal9 · 4 months ago
Text
Tumblr media
İsmail Söylemez' in bir yazısını paylaşıram..
Canımızın istediği herkese, canımızın istediği saatte, canımızın istediği şekilde ulaşamayız. Hiçbirimizin böyle bir hakkı yok ama tuhaf bir biçimde bu hakka sahipmiş gibi davranıyoruz.
“Sana mesaj attım dönmedin, aradım ama açmadın, görüldü attın ama yazmadın, o esnada çevrimiçiydin ama mesajımı açmadın” gibi yakınmalarla hepimiz muhatap olmuşuzdur. Fakat hiçbirimiz gelen mesajı ya da aramayı anında açmak, cevap vermek zorunda değiliz. O anlık modumuz, zihin dünyamız, halimiz buna müsait olmayabilir. Canımız o an o telefonu açmak istemeyebilir ve inanın bu nezaketsizlik değildir.
Ulaşmaya çalıştığımız kişi bir proje, ödev, yazı üzerinde çalışıyor olabilir. Ya da hayatının o döneminde insanlardan uzaklaşmak, kimseyle konuşmamak, sadece kendi iç dünyasına odaklanmak istemiş olabilir. Her ne kadar unutsak da insanın yalnız kalmak, tefekkür etmek, tek başına düşünüp dertlenmek gibi ihtiyaçları da vardır.
Fakat modern dünya, insanın kendi başına kalmasını reddediyor ve bizi sürekli online kalan “kullanıcılara” dönüştürüyor. Bu hastalıklı tavır da giderek bir norm haline geliyor. Size ulaşamayan, sizden cevap alamayan herkes, kötü bir davranış yapmışsınız gibi tavır takınıyor, bazen de küsüp aranızdaki iletişimi sonlandırıyor.
Önemli hatırlatma: Bir telefona sahip olmamız, insanlara, bize istedikleri an ulaşıp zihnindekileri boca etme hakkını vermez.
Sadece arkadaşlık ilişkilerinde değil iş ilişkilerinde de bu hususa dikkat edilmeli. Mesai saati bittikten sonra insanların yakalarından düşün. Arama, mesaj, maille insanlara iş buyurmayın. Verdiğiniz üç-beş kuruşla insanların hayatının tamamını satın almış olmuyorsunuz. İnsanların hayatı sizin o çok önemli ve acil zannettiğiniz işlerden katbekat daha değerli ve önemli. Biliyorum ki bunu söyleyene de kapıyı işaret ediyorsunuz ama en azından yaptığınızın yanlış olduğunu birilerinin yeniden hatırlatması önemli.
Ezcümle: Yaşamak, üretmek ve anlamı bulmak için insanın bazen derinleşmesi, uzaklaşması, içine kapanması gerekir. Böyle zamanlarda insanlar telefonunu kapatmak, mesajlara, aramalara, komik videolara dönmemek isteyebilir. Lütfen insanların ulaşılamama hakkına saygı gösterin.
(C)
3 notes · View notes
venaamoris1 · 4 months ago
Note
Of dönmedin takibime yazamadım 😔😔😔
Belki yazmanı istemediğim içindir
3 notes · View notes
kimbagislayacakbeni · 7 months ago
Text
Bazen kötüler, nadiren iyiler kazanır. Çoğunlukla herkes kaybeder.
Seninle ilk karşı karşıya gelişimizi hatırlıyorum. Sanki hep birlikteydik de aramıza yıllar girmişti. Sarılmamıştık biz, kucaklaşmıştık. Biliyorum, saatlerce öyle kalabilirdik; burnumda kokun, burnunda kokum..
Elini ilk tutuşumu hatırlıyorum. Bir mucizeyi parmaklarının arasında hissetmekti, bir mucizenin parmaklarıma dolanışıydı. Ellerim artık kutsaldı, ellerimde huzurun parmak izleri vardı.
İlk öpüşün. Odamdaydı. Sen öpmüştün ve odamın duvarları aydınlanmıştı. Halılar yeşermişti ılık öpüşünün sıcaklığında. Gözlerimi açıp kontrol etmiştim gözlerin kapalı mı diye. Sonra dayanamayıp bunu sana söylemiştim “Bi’ şey itiraf edeceğim” diyerek. Sen de aynısını yaptığından bahsetmiştin, gülmüştük. Sonrasında o gülüş tüm yüzümüze yayılmıştı, gözlerimizde yer etmişti ve biz öyle gezmiştik hep. Yan yana..
Bi’ pazar gününe tekabül ediyordu ilk kavgamız. Defalarca sormuştum sana yüzündeki o ifadeyi görünce “Ne oldu?” diye. Apartman kapısına gelene kadar tek kelime etmemiştin. İlk basamakta salmıştın içindeki zehri; önce kulaklarıma, sonra tüm vücuduma. Seni ikna etmeye çalışmıştım, ilk kez karşında hıçkıra hıçkıra ağlamıştım da sen oralı bile olmamıştın. 1,5 saat boyunca yanındaki varlığımı yok saymıştın. Sonunda dayanamamış, sarılıp öpmüştün, dilinde “Ben seni zaten ilk yarım saatte affetmiştim.” cümlesiyle.. Çok kızmıştım sana.
Her gün tebessümle uyanmıştık, sonra sen bana sarılmıştın hiç gitmeyecekmiş gibi. Her gece uyumadan önce bi’ doz “seni seviyorum”, bi’ doz “sana çok aşığım” cümlesi fısıldamıştın kulağıma antidepresan niteliğinde. İnanmaya hazırdım, inanmıştım. Sen zeki değildin, ben sana karşı fazla aptaldım..
Diğer sabahlardan farklı olarak Salı gününe mutsuz uyanmıştık; Pazartesi gecesi valizini topladıktan sonra uyuduğumuz huzursuz uyku gibi. Seni çok özleyeceğimi söylemiştim yol boyunca, bi’ elimde valizin, bi’ elimde elin.. Karşılığını vermiştin de hakkını verememiştin..
İlk gidişini hatırlıyorum demeyeceğim çünkü aynı zamanda son gidişindi. Çünkü bi’ daha hiç, çünkü bi’ daha hâlâ dönmedin.. Yola çıkışınla gözden çıkarılışım aynı saniyeye tekabül etmişti, hissetmiştim. Hissetmiştim de konduramamıştım. İnanmak istememiştim. İnsan söylenilen her şeye inanınca bi’ noktadan sonra inanacak yeri kalmıyor. Benim de kalmamıştı. Ta ki soğukluğun karşısında kaskatı kesilinceye kadar..
İlk kez bu kadar yalnız, ilk kez bu kadar kalabalıktım. Yoktun,yalnızdım. Yoktun, kafamdaki sorularla bırak bi’ ilçeyi, bi’ ülkeye sığamayacak kadar kalabalıktım.. Her yerde delil niteliğinde anılarımız, her eşyada yokluğuna inat varlığının parmak izleri vardı. Gitmiştin ama yitememiştin. Gitmiştin ama kalmıştın.. Gitmiştin, çoğunlukla beraber ben de kaybetmiştim.
4 notes · View notes
ziyanolanzilam · 1 year ago
Text
Dönmedin ya bana alacağın olsun
7 notes · View notes