#dostlarımızla
Explore tagged Tumblr posts
blogwan · 1 year ago
Text
Evcilhayvanlar - Platin
Türkiye'nin lider Evcil Hayvanlar Blogu, sevgi dolu dostlarımızla ilgili bilgi, ipuçları ve eğlenceli içerikler sunar. Sağlık, beslenme, eğitim ve bakımda değerli bilgilerle doludur. Hayvan severler için unutulmaz!
Evcil hayvanları evcil hayvan olarak tutmak, sahiplerine arkadaşlık ve duygusal destek de dahil olmak üzere sayısız fayda sağlayabilir. Evcil hayvanlar yüzyıllardır insan yaşamının bir parçası olmuş ve sadece arkadaşlık sağlamakla kalmamış, aynı zamanda eğlence, yemek ve emek de sağlamışlardır. Evcil hayvanlar, stres ve kaygı düzeylerini azaltmaya yardımcı olabilecek sürekli arkadaşlık ve duygusal destek sunar. Pek çok evcil hayvan sahibi, evcil hayvanlarını ailelerinin bir parçası olarak kabul eder, rahatlık ve aidiyet duygusu sağlar. Ayrıca, evcil hayvanlarla zaman geçirmek, diğer evcil hayvan sahipleriyle daha fazla sosyalleşmeye yol açarak daha aktif ve tatmin edici bir sosyal yaşama katkıda bulunabilir. Bir evcil hayvana sahip olmak, fiziksel sağlık ve zindelik üzerinde de olumlu bir etkiye sahip olabilir. Bir evcil hayvanın bakımı, fiziksel aktivite düzeylerinin artmasına yol açabilecek yürüme veya oyun oynama gibi fiziksel aktivite gerektirir. Bu, kardiyovasküler sağlığın ve kilo yönetiminin iyileştirilmesine katkıda bulunabilir. Ayrıca evcil hayvanlar, sahiplerinin yürüyüşe çıkmak veya oyun oynamak gibi fiziksel aktiviteye katılmaları için motivasyon sağlayabilir ve bu da fiziksel zindeliğin artmasına yol açabilir. Fiziksel faydalara ek olarak, evcil hayvanların ruh sağlığı ve stres azaltma üzerinde de olumlu etkileri olabilir. Pek çok evcil hayvan sahibi, evcil hayvanlarıyla zaman geçirdiklerinde kendilerini sakin ve rahat hissettiklerini bildirmektedir. Evcil hayvanlarla etkileşimin, sosyal bağlanma ve stres azaltma ile ilişkili bir hormon olan oksitosin düzeylerini arttırdığı gösterilmiştir. Evciller ayrıca, zihinsel sağlığın ve esenliğin iyileşmesine yol açabilecek bir amaç ve sorumluluk duygusu sağlayabilir. Özetle, evcil hayvanları evcil hayvan olarak tutmak, sahiplerine arkadaşlık, gelişmiş fiziksel sağlık ve zindelik ve zihinsel sağlık ve stres azaltma üzerinde olumlu etki dahil olmak üzere çok sayıda fayda sağlayabilir.
1K notes · View notes
34-10 · 6 months ago
Text
Şimdi Kahve ☕️ Molası ;
Bir fincan kahve ☕
Cezvesinde kaynamış hatıralar,
Köpüklerinde sevgi parlayan ♡♡
Fincanında dostluk ile telve ☕
Şimdi Kahve ☕️ Molası ;
Bir fincan kahve ☕
Cezvesinde kaynamış hatıralar,
Köpüklerinde sevgi parlayan ♡♡
Fincanında dostluk ile telve ☕
Sadece ve sadece Dostlarımızla bir Sabah Kahvesi ☕️ Muhabbetle
Keyifle 🤗
Afiyet Olsun Dostlarıma Sevgilerle.. 🤗
Günaydın hayırlı sabahlar.♥️
Tumblr media
65 notes · View notes
selin-n · 8 months ago
Text
İftarı beklerken, şu tatlı dostlarımızla birlikte biraz gülümseyelim 😊🤗😻😽
68 notes · View notes
askerinbiri · 12 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Küçük dostlarımızla beraber yine arazilerdeyiz. Hepimize bol şanslı günaydınlar.🌞☀️
15 notes · View notes
hbkultursanat · 1 year ago
Video
youtube
HAZİRAN'DA ÖLMEK ZOR
Sema ve Süleyman dostlarımızla kuş sesleri, doğanın güzelliği, iklim sorunları ve emek hareketleri üzerinden gelişen sohbetimiz 3 Haziran'ın anlam ve önemine dönüştü. Nâzım'ı, Orhan Kemal'i, Ahmed Arif'i ve tüm Haziran şehitlerimizi saygıyla anıyoruz...
23 notes · View notes
aynodndr · 2 months ago
Text
Tumblr media
HAK VEREREK OKURSUN NOKTASINA KADAR DOĞRU
Evvel zaman içinde,kalbur saman içinde, dünya denilen yerde yaşayan birçok insan varmış!
Bu insanlar mutluluk ve ahenk içinde yaşayıp giderlermiş.
Hep muhabbet ederler,arabaları bile olmadığından,trenle otobüsle hatta yürüyerek birbirlerini ziyaret ederlermiş!..
Böyle saadet içerisinde yaşayıp giderlerken,
bir gün evlerinin kapısına bir canavar gelmiş!..
Adı TELEVİZYON'muş
İnsanların kimisi onu hemen eve alırken,
bazıları almamak için direnmiş ama onlarda sonra dayanamamış ve içeri almış!..
Televizyon canavarı içeri girmiş ama,girincede hiçbir yeri beğenmemiş!..
"Ben en başköşeyi isterim." demiş!..
İnsanlar çaresizce onu, en başköşeye oturtmuşlar!..
Küçücük,şişman,çirkin olan televizyon canavarı, zamanla büyümüş,güzelleşmiş,birde kilo verip incelince, insanlar çok daha fazla sevmişler.
O evlerde, televizyon canavarının rahatı çok iyi olunca akrabalarından olan TELEFON canavarını çağırmış!..
Telefon canavarı gelmiş!..
İnsanlar yine önce istememiş ama sonra onuda evlerine almış.
Hatta telefon canavarını o kadar cok sevmişler kiiii;çantalarına,ceplerine,hatta yastıklarının altına koymuşlar!..
(Sağlıklı kalmak için herşeyin hormonsuzunu,
tazesini,iyisini almak için çalışan insanların beyinlerindeki hücreleri bile yemiiişşş ama ses çıkaramamışlar) derkeeeeeen!..
Telefon canavarı, büyümüş,güzellleşmiş,
serpilmiş veeeTANGO gibi WHATSAPP gibi FACEBOOK gibi tatlımı tatlı bebek canavarları olmuşşş!..
İnsanlar bunları daha da çok sevmişler!..
(Hatta bu bebekleri yapamayan telefonlarını çöpe atmışlar!..
İnsanlar artık birbirine 'Selamün aleyküm' yerine (sa) demişşş
Birbirlerini öpmek için (😘)
Kızdıklarını ifade için (😠)
Sevdiklerini ifade için (❤)
Şaşırdıklarını ifade için de gözlerini pörtleterek (😳) işaretini göndermiş!..
Artık insanlar birbirini göremez,hatta sesini bile duyamaz olmuş!..
Herkes çok üzgünmüş ama yinede vaz geçemiyormuuuşşş MAALESEF
Şimdi yaptığımız gibi!..
-----------------
Her gün telefonla meşgul olduğumuz kadar Kitap okumaya,yakınlarımızla , sevdiklerimizle
dostlarımızla ilgilenmeye vakit ayırabiliyorsak sıkıntı yok!..
Sağlıkla kalın!
Selamette kalın!
Hayırlı günler diliyorum!..
Katık bulamayıp ekmeğin içerisine ekmek katan geçmişlerimizin, hangisini yemeye şaşırdığımız sofralara oturup sonra israf eden nesil olduk...
Sabah namazını kaçırdığı için ağlayan dedelerimizin, dizi kaçırdığı için ağlayan torunları olduk...
Sokaklarda bidonlar ile su tankerlerinde sıra bekleyen büyüklerimizin, sıcak su gelmesi için bidonlarca su akıtan çocukları olduk...
İki yamalı şalvarından birisini günlük diğerinide de cuma ve bayramda giyinen dedelerimizin, bir bayram giydiğini diğer bayram giyinmeyen nesli olduk...
Kitap okuyamamayı, ahlaklı davranmayanları ayıplayan dedelerimizin, kirada oturmayı, halk otobüsü kullanmayı ayıplayan torunları olmuşuz...
Tek odalı evlerde on kişi yaşayıp mutluluk abidesi büyüklerimizin, geniş geniş ayrı odaları bulunan evlerde mutsuzluğu gelenek haline getiren torunları olduk ............
Lütfi Albayrak
3 notes · View notes
haziranzede · 5 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
bayramdı yedik, içtik, gezdik bugün işimizin başındayız Allah'ın izniyle. bismillah dedik can dostum (bavulum) ile beraber düştük yollara. ya nasip diyerek bira kitap alalım, biraz dostlarımızla hasbihal edelim..hem cebimizi hem kalbimizi düşündüğümüz evin ise temizlenmekmiçin beni beklediği bir güne merhaba
5 notes · View notes
dolunay66 · 2 years ago
Text
"Önemli bir toplantıda cep telefonuyla bağıra bağıra konuşan bir kişi garibinize gidiyorsa, paradigmanızı değiştirmeden onu değerlendirdiğiniz için, siz yanılıyorsunuzdur.
Örneğin; trende giderken, bir baba, 3 evladıyla oturup, sürekli ağlayan çocuklarına hiç, susun, demeden yolculuğa devam ettiğinde ; siz ona ne gamsız adam, diyebilirsiniz. Ama sorsanız, belki de onlar hastaneden geliyorlardır ve bir saat önce çocukların anneleri ölmüştür ve eve dönüyorlardır.
Prof.Covey’in konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan 2 kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek, çok öfkelenmiş ve oğlumu küçümsüyorlar diyerek te çok üzülmüş. Yemek molasında oğluna, şunların kafasına çantamı indiresim geliyor, demiş. Oğlu; “anne o adam Finlandiyalı, burada simultane tercüme yok, mecburen tercümanı yanına oturttuk” demiş.
Havaalanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağının 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş. Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğu oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açıyor ve yemeye başlıyor.
Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. Her halde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı?
Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane. Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadının uçağının alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş.
Pasaportunu çıkartmak için çantasını açtığında, ne görsün ; kendi kurabiye paketi, hiç açılmamış olarak çantasında durmuyor mu?
Meğer, bunca zamandır adamın kurabiyesini yiyormuş. Tabii çok utanmış ama, artık iş işten çoktan geçmiş.
Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor. Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz.
Covey bu örnekleri ; “aynı enformasyona farklı bakış, bizim davranışlarımızı belirler” diye özetliyor. Buradan yola çıkarak çözemediğimiz sorunlar için, paradigma (zihin haritası) değiştirmenin gereğini vurguluyor ve Einstein’in bir sözünü anımsatıyor:
Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz.
Çoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi, “sorunların içinde kaybolmak” yerine, paradigma değiştirmeyi başarıp, sorunlara farklı biçimde yaklaşabilenler, o sorunu aşma şansını da yakalıyorlar. Zaten sorunlarımızı dostlarımızla paylaşmamızın nedenlerinden biri de, farklı bir bakışın, bize farklı davranabilme kapısı aralama ihtimali değil midir?
ÇÖZÜMSÜZ gibi gördüğünüz sorunlar konusunda PARADİGMA değiştirmenin önemi çok büyüktür. Aslında hayatımızı, başarımızı, mutluluğumuzu belirleyen bizim kendi davranışlarımızdır. Başımıza gelen her şeyle onlara verdiğimiz tepki ve yanıt arasında geniş bir hareket alanı vardır…”
Stephan R. Covey
36 notes · View notes
musfika-hanim · 7 months ago
Text
uzun süredir böyle güzel, kaliteli, hoş sohbetli, eğlenceli vakit geçirmemiştik. kızlarım ve benim ortak arkadaş hatta kanki denecek yakınlığa sahip dostlarımızla akşam altıdan az önceye kadar bol muhabbetli zaman geçirdik. oyun bile oynadık. psikolojik sorunlarımızdan tutun da küçük kızçemin örtünme fikri ve artık zamanının gelmiş olması dahil her şeyi konuştuk. güzeldi, can ciğer arkadaşlarımızın varlığı hep daim olsun ve onlar iyi ki varlar 🤍
4 notes · View notes
fakhriia · 1 year ago
Text
həyatın müəyyən dövründə, fərqli səbəblərə görə sıxıntıya düşürük. kimi zaman ailəmizlə, kimi zaman dostlarımızla, kimi zaman sevdiyimiz şəxslə kimi zaman da madiyyatla sınanırıq. çətinliklər keçici olur amma yaşananlar unudulmur. buna görə da ən pis vaxtınızda kimisə axtarmayın yanınızda, özünüz bir şəkildə çıxmağa çalışın o bataqlıqdan. çünki günü gələndə sizi ordan xilas edən, sizi ordan bildiyi üçün, o bataqlığa yıxması da asan olacaq. güclü olmasaz da güclü kimi davranın və zəifliklərinizi heç kimə bildirməyin.
13 notes · View notes
by-hulusi · 2 years ago
Text
Paradigma..
Önemli bir toplantıda cep telefonuyla bağıra bağıra konuşan bir kişi garibinize gidiyorsa, paradigmanızı değiştirmeden onu değerlendirdiğiniz için, siz yanılıyorsunuzdur.
Örneğin; trende giderken, bir baba, 3 evladıyla oturup, sürekli ağlayan çocuklarına hiç, susun, demeden yolculuğa devam ettiğinde ; siz ona ne gamsız adam, diyebilirsiniz. Ama sorsanız, belki de onlar hastaneden geliyorlardır ve bir saat önce çocukların anneleri ölmüştür ve eve dönüyorlardır.
Prof.Covey’in konuşmasını dinlemeye gelen annesi, arka sırada oturan 2 kişinin toplantı boyunca sürekli konuştuklarını görerek, çok öfkelenmiş ve oğlumu küçümsüyorlar diyerek te çok üzülmüş. Yemek molasında oğluna, şunların kafasına çantamı indiresim geliyor, demiş. Oğlu; “anne o adam Finlandiyalı, burada simultane tercüme yok, mecburen tercümanı yanına oturttuk” demiş.
Havaalanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağının 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş. Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğu oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açıyor ve yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. Her halde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı? Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane. Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadının uçağının alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş. Pasaportunu çıkartmak için çantasını açtığında, ne görsün ; kendi kurabiye paketi, hiç açılmamış olarak çantasında durmuyor mu?
Meğer, bunca zamandır adamın kurabiyesini yiyormuş. Tabii çok utanmış ama, artık iş işten çoktan geçmiş.
Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor. Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz.
Covey bu örnekleri ; “aynı enformasyona farklı bakış, bizim davranışlarımızı belirler” diye özetliyor. Buradan yola çıkarak çözemediğimiz sorunlar için, paradigma (zihin haritası) değiştirmenin gereğini vurguluyor ve Einstein’in bir sözünü anımsatıyor:
Karşılaştığınız sorunları, o sorunları yarattığınız düşünce düzleminde kalarak çözemezsiniz.
Çoğumuzun zaman zaman yaptığı gibi, “sorunların içinde kaybolmak” yerine, paradigma değiştirmeyi başarıp, sorunlara farklı biçimde yaklaşabilenler, o sorunu asma şansını da yakalıyorlar. Zaten sorunlarımızı dostlarımızla paylaşmamızın nedenlerinden biri de, farklı bir bakışın, bize farklı davranabilme kapısı aralama ihtimali değil midir?
ÇÖZÜMSÜZ gibi gördüğünüz sorunlar konusunda PARADİGMA değiştirmenin önemi çok büyüktür. Aslında hayatımızı, başarımızı, mutluluğumuzu belirleyen bizim kendi davranışlarımızdır. Başımıza gelen her şeyle onlara verdiğimiz tepki ve yanıt arasında geniş bir hareket alanı vardır…”
[Stephan R. Covey] -Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı-
•Alıntı
7 notes · View notes
meriheyolculuk · 1 year ago
Text
Maviye boyanmak, mavi olmak nasıl güzeldir, sanki o maviye dalınca dıştan içe mavi olur insan, arınır, yıkanır. 5 yıldır geleneksel hale gelmiş mavi tur dostlarımızla yine maviye kavuştuk. Yukardaki satırlar felaket, kış, karanlık, acı, hastalık, pandemi, herşeyi unuttururcasına maviyle ilk kavuşma anındaki duygularımın kelimelere dökülüşü. Sanki balık oluyor, hafifliyorum ve tepeden tırnağa mavi oluyorum. Bu duygularla başlayan derin mavi, sevgi ve dostlukla birleşince, daha da güzelleşiyor.
Tumblr media
Böyle hafiflemiş, bir süreliğine de olsa tüm düşüncelerden arınmış haldeyken, Bedri Rahmi koyuna geliyoruz. 1950 lerden başlayarak Halikarnas Balıkçısı, Azra Erhat gibi dostlarıyla ilk mavi tur serüvenini başlatanlardan Bedri Rahmi Eyüboğlu. Bu turlar sırasında Göcek’te çok beğendiği Taşyaka koyunda bir kayaya bir balık figürü çiziyor. Ve o günden sonra o koy, onun adıyla anılıyor.
Bedri Rahmi deyince, ilk aklıma gelen karadut şiiri, halbuki ondan önce resimleri gelmeli. Tam bir sanatçı, yazıyor, çiziyor. Yurdum insanını en güzel çizenlerden, desenleri akla ziyan. O da benim gibi mavi sevdalısı, bir de balıkları var ki, renk renk, desen desen. Bu koya gelmişken balığını görmeden, gidip ona dokunmadan, ve bu güzel insanı anmadan olmaz. 1974 yılında yapmış bu balığı. Zaten ölümsüz olan adını, bu sefer taşa yazmış. Hep bir balık resmi diye biliriz ama içinde başka figürler de var. Bir yerde okumuştum dikkatli bakınca altı farklı figür görülüyor diye. Ben sadece bir küçük balık, bir ahtapot ve bir tavşan görebildim.
Birgün yolunuz düşerse, çıkıp kayadaki balığı seyredin, belki size birşeyler söyleyecektir. Adını sonsuza yazmanın nasıl bir duygu olduğunu, yanıbaşındaki dallarını hasret gidermek istercesine denize uzatmış ağaçla olan dostluğunu, o ağacın altındaki tahta masada ne sevdalar yaşandığını anlatacaktır, gözlerinizi kapatıp dinleyin ve ustaya saygı duruşunda bulunun. Bir de unutmadan bakın bakalım balığın içinde kaç tane figür görebileceksiniz.
Herkese mavi düşler diliyorum..
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
sinyallervesistemler · 1 year ago
Text
peder yarın iki aile olan aile dostlarımızla bizi yemeğe götürecek mutluyum
2 notes · View notes
selin-n · 11 months ago
Text
🎼🎶 Unuturum Elbet 💙🥀
Akşamınız huzurlu ve mutlu geçsin!
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Dostlarla birlikte geçen yıllar her zaman bir kayıp değil mazide gülümseyerek hatırlanacak en güzel anılardır. 2024 yılını da dostlarımızla birlikte en güzel şekilde geçirmek dileğiyle...
💙🥀🕊️
30 notes · View notes
askerinbiri · 11 days ago
Text
Tumblr media Tumblr media
Korucuyucu dostlarımızla akşam eğlencesi.
Sizlerde gördüğünüzde yüreklerdeki pisliklerimizi unutup iki gram kirleri var diye bir baş okşamamazlık yapmayın lütfen. Onlar Allah’ın dilsiz kullarıdır.
10 notes · View notes
bey-ruha · 2 years ago
Text
Üç Ayları Nasıl Değerlendirmeliyiz?
Bu aylar ve bu aylarda yer alan bu mübarek geceler, duaların Allah’a arzedilmesi, pişmanlık göz yaşlarıyla günahların silinmesi, yapılan ibadetlere verilen sevabın katlanması bakımından büyük birer fırsattır.
1. Öncelikle böyle zamanlarda kulluğumuzu gözden geçirerek, eksik ve hatalarımızı ele almalı ve bunları düzeltebilmenin yollarını aramalıyız. Yani hesaba çekilmeden önce burada kendimiz kendimizi hesaba çekmeliyiz ki, ahiretteki hesabımız kolay olsun.
2. Üç ayları günahlarımızın affı için bir fırsat bilmeli ve bol bol tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız. Özellikle müslümanların içinde bulunduğu sıkıntıları düşünerek dua edip Allah’a yalvarmalıyız.
3. Eğer kazâ namazlarımız varsa bunları kılma yoluna gitmeli, kazâ namazımız yoksa bile, çokça nâfile namaz kılmaya çalışmalı ve özellikle geceleri iyi değerlendirmeliyiz.
4. İmkânımız nispetinde çokça Kur’an okumalıyız.
5. Akrabalarla, komşularla ve dostlarımızla olan yakınlığımızı bir kat daha arttırmalı ve yapacağımız ziyaretlerle onların gönlünü almalıyız.
6. Etrafımızdaki fakir fukaraya yardım etmeli, imkânımız ölçüsünde sadaka vermeli, fakir öğrencilerin okuması için onların elinden tutmalıyız.
•Semerkand Takvimi•
3 notes · View notes