#dingil
Explore tagged Tumblr posts
Text
DİNGİL AĞIRLIĞI
Dingil ağırlığı: Araçlarda aynı dingile bağlı tekerleklerden karayolu yapısına aktarılan ağırlıktır.
Dingil ve dingil grubu ağırlıkları Dingil ağırlığı en çok
- Tahriksiz tek dingilde 10 ton - Tahrikli tek dingilde 11.5 ton
İki dingilli aks grubu ağırlığı en çok;
Motorlu araçlarda aks grubu ağırlığı; Dingiller arası mesafe 1 m'den az ise (d1m) 11.5 ton cenaze arabası nedir? Read the full article
0 notes
Text
Neden hayatında aldığın önemli bir kararda, çevrende bulunan bir kaç dingil bu karara saygı duymaz ve fikrini baltalamaya çalışır? Gizli bir kanun falan mı var bununla ilgili?
0 notes
Text
kankilerimle aylık biz neden hâlâ bekârız zırlaması zamanımız gelmiş
#23#üç dingil üçümüzde aşk acısı çeke çeke tatil yapıyoz#erkek düşmanlığı başlayacak bende bu gidişle
2 notes
·
View notes
Text
Tek derdi erkekler ya da kadınlar olan dingil sürüsü
74 notes
·
View notes
Text
Yargıtay kararlarına göre hakaret sayılmayan kelimeler:
📌Hıyar
📌Karaktersiz
📌Ahlaksız
📌Dingil
📌Allah belanı versin
📌Dönek
📌Embesil
📌Tedavi edilmen gerekir
📌Terbiyesiz
📌Şizofren
📌Dinsiz
📌Fırfır
📌Gevşek oğlu gevşek
📌İmansız
📌Çingene
📌Hanzo
📌Zibidi
📌Terbiyesiz
📌Defol
📌Bunak
📌Gıcık
📌Yalaka
📌Düzenbaz
(Avukat Kerim Bahadır Şeker)
18 notes
·
View notes
Text
küfür etmek istemiyorum ama beni cok zor durumda birakiyorsun ana baci kayarim sana oturursun aşşaaa dingil
4 notes
·
View notes
Text
dingil fart
source: Microsft Teams
7 notes
·
View notes
Text
Altı bin dolar karşılığında ciddi, güvenilir bir de şeker bir bebek arıyormuş hayvan bir ayağın öteki tarafa bakıyor yürü git bağış yap bir halta yarasın dingil herif
3 notes
·
View notes
Text
saglik departmani denetlemeye gelcekmis bugun herkes asiri gergin ben hariç o kadar umrumda değil ki bu dükkan inşallah mühürlerler patron ağzımıza sıçtı her yer temizlenecek diye ama adamın karısı arkada sigara içerek kıyma yoğuruyo sen önce karına söyle dingil
7 notes
·
View notes
Text
bugün müsterinin teki benimle angil dingil ablacımlı sokak agzıyla konusuyo diye kavga ettim sonra şahsi erkeğim geldi benim yerime haddini bildirdi ❤️🔥
6 notes
·
View notes
Text
KURTULUŞ İÇİN SAVAŞLAR/ BXB
"Sana batan çakıl taşları,benim yüreğimi kanatan canının kırıkları"
11.Bölüm
youtube
{Sorma.}
Bölüm şarkısı: Ayşegül Aldinç- Sorma
"Zar mı tutuyorsun lan sen dingil!" Kurtuluş elini Tahsine doğru savururken, Tahsin zarları çalkalamak için kapattığı ellerini kaldırıp teslim olur gibi yapmıştı haliyle de zarların bir tavlanın içe birisi ise dışarı uçmuştu.
Kurtuluş Tahsin'e hiç inanmamıştı ama oynamaya devam edecekti. Dört eldir kaybediyordu ama bu elde kazanacaktı emindi, hem Tahsinin hilelerini öğrenecek hemde babasıyla öğrenemediği şu tavlayı öğrenecekti. Kumral çocuğun dalıp gittiği yerden, tçTahsin parmağını şıklatarak uyandırmıştı onu
"Tavlaya dalarak taş oynatamazsın, daha o teknolojiye ulaşmadık canım" Gerilerek sırtını verdiği demire yaslanarak konuşmuştu hafif sarı saçlı çocuk
"Bana laf yetiştereceğine pullarını say tahin kılıklı"
Tahsin duyduğu bu iltifata sırıtmıştı, hoşuna gitmişti besbelli. İyi anlaşacaktı bu çocukla
"Her söylediğime gülüyorsun oğlum, şaban mısın nesin?"
"Şaban değilim ama koğuşun en matrak insanıyımdır"
Kurtuluş 32 diş sırıtan tahsine baktı, sabır diledi yaratandan
"O belli zaten seni dövsem gülersin valla, ne iflah olmaz adamsın"
İkiside tavlanın ortasında dönen zarları izledi, ikilinin bakışları birbirini bulduğunda Tahsin sohbetin devamını getirdi:
"Dayak sizden gelecekse razıyız yoldaş"
"Solcu değilim ben farkındasın değil mi? Elimde kalırsın"
"E ben ikiside değilim" Gülüşü kahkahaya dönerken, Kurtuluş'u da güldürmeyi başarmıştı en sonunda. Bir süre sonra Kurtuluş ciddi hallerine geri dönmüştü. Zarları öpen Tahsine bakarken aklına çaprazlarında kalan Savaş gelmişti, arkasını dönüp esmer gencin yatağına baktı. Esnemeye başlayan esmeri gördüğünde kurtuluş ister istemez sırıtmıştı.
"Çok seviyorsun galiba Savaş kardeşimizi?"
Kurtuluş duyduğu sözlerle hızla önüne dönmüştü, yanlış anlaşılmak istemiyordu. Tahsin matrak çocuktu evet ama koğuşa dedikodu yayıp yaymadığını bilmiyordu, o yüzden onun eline koz veremezdi. Daha kendisine bile açıkayamadığı bu garip şeyle anılmak istemiyordu, hele böyle bir ortamda. asla.
"Ne saçmalıyorsun oğlum sen? Ağzını topla"
Kurtuluş sesinin yükseldiğinin farkında değildi, Tahsin'in garip bakışlarını üstünde hissettiğinde ise kendini düzeltti
"Sakin ol kardeşim, kötü bir şey demek istemedim sana sadece dostluğunuz adına dedim."
"Sanane dostluğumuzdan?"
"Hala yanlış anlıyorsun bak"
"Tamam, Tahsin hadi oyuna dönelim."
Tahsin Kurtuluş'u onaylayarak oyuna dönmüştü ama içine de kurt düşmüştü işte, neden bu kumral çocuk cellalenmişti bu kadar? Onu endişelendiren ne olabilir bu dört duvar arasında, Kurtuluş'a dalıp gittiği farkeden Tahsin kendini düzeltip, oyuna odaklanmaya gayret etmişti.
Esneyerek yataktan doğrulan Savaş ise şu bir yılda uyumadığı uykusunu almıştı resmen, karşısında duran Polat ise en az savaş kadar mutluydu.
"Polat, ben uyurken gardiyan geldi mi hiç?"
Kaşlarını havaya kaldırarak reddetmişti onu
"Tanıdık gardiyan gelmişti, senin hasta olduğunu söylediğimizde ise sesini çıkartmadı."
Savaş söylenen sözlerle sevinse de yine de endişeliydi
"Eminsin değil mi? Benim yüzümden başınıza bela gelmez değil mi?"
Polat duyduklarıyla gülümseyip. Savaş'ın yatağına oturmuş, elini Savaş'ın omzuna atmıştı.
"Saçmalama oğlum, sen bizim için aynısını yapmaz mıydın?"
"Yapardım" diyerek ikili sohbetlerini sonlandırmıştı.
Polat diğer arkadaşlarının yanına yol almıştı. Savaş ise Polatın yatağına oturmuş,sırtını beton duvara dayamıştı. Telle çevrili camdan dışarı baktı, avluya çıkan görüntü iç açıcı olmasa da buna da razıydı.
Uykusuzluğunun tek sebebi Uğur ve içindeki kötü düşüncelerdi, ya bir an önce açıklayacaktı ya da hiç söylemeyecekti Uğur ama ikisinide yapmaması Savaşı'n aklını karıştırıyordu.
İstediği bu değildi, cezası bile olsa çekmeye razıydı şimdi lakin Kurtuluş'un öğrenmesini istemiyordu. Yapbozu birleştirmesinden korkuyordu,liseden bu yana her feveranı açık açık Kurtuluş'a yönelikken Kurtuluş bir türlü anlamamıştı. Savaş'ın sırtını dayadığı dağda buydu, kimsenin bir şey bilmemesi onu daha da öne atıyordu. En sonunda sırtındaki dağ çığ gibi başına yıkılmıştı, bekliyordu bunu. Ha mapusta ha dışarda öğrenilecekti bir şekilde, ama içeride öğrenilmesi Savaşı hem fiziksel hemde ruhsal olarak yerden yere vuracaktı. Belki bir gün bile sağ çıkarmazlardı onu bu dört duvar içinden belki gecenin bir saatinde şişlerlerdi lavaboda. Artık onu her yediği haltta kurtaracak bir Kurtuluş'u da olmayacak gibi duruyordu. Her olumsuz gözlerini dahada dolduruyordu Savaş'ın, elinin tersiyle silip atmıştı yüzünden yaşları. Kurtuluşun yanına geldiğini farketmemişti bile
"Niye ağlıyorsun?" Duyduğu sesle irkilmiş esmer çocuk, sağında kalan Kurtuluş'a çevirdi bakışlarını. Sormasın istiyordu, konuşmasın,gelmesin. Anlatamazdı, ne diyecekti ki savaş? "Ha bugün ha yarın ibne olduğum koğuşa açıklanacak ona ağlıyorum" diyemezdi. Sustu ama sorusuna cevap verecekti illa ki.
"Bir şeye ağladığım yok, sadece annem aklıma geldi"
Kurtuluş ranzanın sol tarafından çıkıp çoktan Savaşın karşısına oturmuştu. Savaş bu bahaneyi sunsa da inanmayan Kurtuluş aksine esmer çocuğun suratına baka baka sırıtıyordu. Savaş'ı Kurtuluş'un bu laubali halleri sinirlendirmişti.
"Ne diye sırıtıyorsun pişmiş kelle gibi?!" ağlaması durmazken, çenesine akan yaşları silip biraz önce dalıp gittiği avlunun duvarlarına tekrar baktı Savaş.
"Sırıttığım şey senin asla değişmemiş olman, lisede de aynıydın. Hatırlıyor musun soyunma kabininde ağladığını?" Kurtuluş Savaş'ın bu halini takmayıp aksine kolunu sarsa sarsa sorularını yöneltmişti.
"Dalga mı geçiyorsun Lurtuluş?" Savaş sululuk yapacak halde değildi, kendisi sular içindeydi şimdi
"Güldürmeye de gelmiyor seni"
Kollarını birbirine bağlayan Kurtuluş küstüğünü çoktan belli etmiş gibiydi. Uzun sürmezdi
"Gülünecek halde değilim"
"Neden? Aşk acısı mı çekiyorsun yoksa? Dışarda hangi ceylan gözlünü bıraktın?"
Savaş duyduğu sözlere akıl sır erdiremiyorken, Kurtuluşta neden böyle bir konuya daldığını kendine açıklayamamıştı. Ceylan gözlüm sensin,aşık olduğumda sensin,içimdesin,kalbimdesin. Karşımdasın ama sana dokunamıyorum diye haykıramadı Savaş, derin derin dalıp gitmişti kumralın yeşil gözlerine. Öyle ki Kurtuluş'un parmağını şıklatması ile anca dönebilmişti aklındaki hayal âleminden. Kendini toparlamıştı alelacele, bu hallerini izlemekle yetinmişti Kurtuluş.
"Sorma Kurtuluş, iyi değilim işte"
"Derdini anlatmayan dermanda bulamazmış efendi, hadi dökül" Kurtuluş meraklıydı, lise zamanlarında bile bahçede yalnız oturan Savaş'a bulaşır derdini deşerdi. Değişmemişti, kendisi bu halinden hep memnundu ama Savaş için aynısı şu durumda söylenemezdi. Kendisine bakan Kurtuluş'u gören Savaş, sanki içindeki acısına benzin dökülüyor gibi oluyordu, yanıp tutuşuyor. Su diye bellediği çocuğun kendisini alev alev yakmasını izliyordu, ağzından çıkacak her sözü sabırla bekleyip kendisini yakması Savaş'ın kendi tercihiydi ve bu yoldan döndüremiyordu kendini. Yirmilerine çoktan girmişti,saf liseli aşık değildi; Artık az çok bir olgunluğu vardı ama kampüs içinde karşısında bacaklarını bile titreten bir çocuk olunca o olgunluğu uçup gidiyordu.
"Anlatmak istemiyorum, öğrenirsin zaten yakında"
Kurtuluş elleriyle oynayan Savaşa döndü, bir anda konunun bu kadar ciddileşeceğini düşünmemişti. Şaşkınlığı yerini sinire bırakırken Savaş'ın kollarından tutmuştu.
"Biri sana bir şey mi yaptı? Başın mı belada?" Kendisine endişeli bakan gözlere herşeyi teker teker dökülesi vardı, omzunda nefessiz kalana kadar ağlayası da vardı. Savaşa birşey yapanında, belanında kendisini olduğunu bilseydi eğer Kurtuluş bu kadar düşünceli olmazdı, belki kaçar belki kızardı.
Bilmedi ama bugünde hiçbir şey öğrenmemişti Savaştan.
Kendisinden çok değer verdiği kişinin karşısında susup, el pençe kalmasını canını sıkıyordu. Kimdi? Ne istiyordu Savaştan? Neyi öğrenecekti Kurtuluş? Ranzadan inmiş,Savaşı öylece orda bırakmaya mecbur kalmış. Yemeğini yarıda bırakmışken kafasının içinde hala bu sorularla çebelleşiyordu Kurtuluş, dikkatini dağıtan şey ise tanıdık ses olmuştu.
"Neden yemeğini yemiyorsun?" Sesin geliş yönüne bakmıştı; Uğur suratında hafif bir tebessüm ile kendisine bakıyordu.
"İştahım yok, Savaş'ın canı bu aralar bir şeye sıkkın onu düşünüyorum." Uğurun tebessümü suratından düşmezken hafifçe kaşları çatılmıştı, hoşuna gitmemişti besbelli ikilinin konuşması. Amacına ulaşıyordu ama ikili hala yanyanaydı, işine gelmiyordu bu durumlar. Kenanla görüşmesi gerekiyordu, akıl almadan bu işe kalkışamazdı. Evet, arkasında gardiyanlar ve askerler vardı Kenan sayesinde ama kafasına göre hareket ederse bombası elinde patlardı.
"Ne sıkıntısı var? Söylemedi mi sana?" Yüzsüz gibi sorduğu sorularından bile utanmıyordu. Kurtuluş onu onaylamazken, omzuna dokunan Orhan amcaya döndü. Bu adamı yıllardır sevmemişti ama Savaşın gardını düşürmesi içindi herşey, onu bitik bırakıp koğuşu üstüne çullamak tek planıydı. O yüzden bir gözü toprağa bakan ihtiyarıda(kendi tabiriyle) çekmek zorundaydı.
"Bırakalımda çocuk biraz kendiyle kalsın, konuşursun yine"
Uğur yapmacık bir şekilde yüzünde gülüşüyle onu onaylamıştı. Kendi ranzasına geçerken, karşı yatağında kalan sağcılara selam verdi. karşıdan selamı alınca yatağına uzandı, yarın kuşluk vakti Kenanla görüşecekti. Aklındaki planı onaylayacağından emindi o yüzden içi rahattı. İçindeki intikam duygusuyla uykuya daldı.
Uyuda uyanama inşallah uğur.
Vıcık herif
Neyse savaşımın ağlaması benide ağlatıyor
+ Ayşegül ablamızın şarkısı arkadan çalınca beni daha da duygulandırıyor
ya da sadece bu ay fazla duygusalım ://
Diğer bölümde Ferdi Özbeğen abimiz var şimdiden hazırlanın.
Görüşürüz kuşlarım ^^
#Youtube#writers on tumblr#boys like boys#fanfic#kitap#bxb#wattpad#vicseul#savaş#kurtuluşiçinsavaşlar#k.i.s#kurtuluş#gay#lgbtq
2 notes
·
View notes
Text
Soktuğumun beyinsizi.Sabah Sabah egzozuna sıcayım karşim.Sustur şunu yoksa bir yerlerinde öttürücem amk yaaa.UYUMAK İSTİYORUM DİNGİL HERİF.Taşlasam gider mi ki lan?
4 notes
·
View notes
Text
✍️
“Mehmetçik Filistin’e”
diye böğüren dingiller;
Önden siz buyurun,
İşte size İslam için cihad fırsatı!..
8 notes
·
View notes
Note
Besides Paul, there's a shot of Flake where he throws his head back and his dingiling is doing helicopter helicopter
Yeah, that one i know 😇 that's dingelinging in several gifs as well 😊
12 notes
·
View notes