Tumgik
#deri hastalıkları
muskulpesentbirtavir · 10 months
Link
0 notes
tripuck · 6 days
Link
0 notes
egeozgentasestetik · 1 month
Text
Ameliyat Gerektiren Deri Hastalıkları
Derimizin görüntüsünü bozan çeşitli etkenler vardır. Bunlar yaralanmalara bağlı olabildiği gibi bazı hastalık ve tümörlere de bağlı olabilir. Bazı deri lezyonlarının cerrahi olarak çıkartılması gerekebilir. Bu işlem Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanları tarafından yapılmalıdır.
0 notes
drakifakca · 2 months
Text
Tumblr media
Tarihi “İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi” hak ettiği değeri görmüyor. Bürokrasinin yanlış yönlendirilmesi nedeniyle tam kapasite çalışamayan Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi’nin eğitim ve araştırma hastanesine dönüştürülmesi talep ediliyor.
0 notes
kopekcinsleritr · 3 months
Text
Köpeklerde Sık Görülen Hastalıklar
Tumblr media
Köpekler, yaşamları boyunca çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirler. Bu hastalıklar, köpeğin yaşına, cinsine, genetik geçmişine, çevresel faktörlere ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak değişebilir. Köpek sahipleri, evcil dostlarının sağlığını korumak ve gerektiğinde erken müdahalede bulunmak için bu yaygın köpek hastalıkları hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Bu makalede, köpeklerde sık görülen hastalıkları, tanı, tedavi ve önleme yöntemlerine dair detaylı bilgiler bulacaksınız.
Köpeklerde Sık Görülen Hastalıklar
Kuduz
Kuduz, köpeklerde sık görülen ancak aynı zamanda ölümcül bir virüs hastalığıdır. Kuduz virüsü, köpeğin tükürüğünde bulunur ve ısırma veya tükürük teması yoluyla diğer hayvanlara veya insanlara bulaşabilir. Kuduz belirtileri arasında huzursuzluk, saldırganlık, tükürük artışı, yutma güçlüğü ve felç bulunur. Köpeklerde kuduzun kesin bir teşhisi için hayvan hekiminin yönlendirmesiyle yapılan kan testleri ve doku örnekleri gereklidir. Tedavi ve Önleme: Kuduz, bir kez belirtiler ortaya çıktığında tedavi edilmesi zor bir hastalıktır. Bu nedenle, kuduz aşısıyla köpeklerin düzenli olarak aşılanması hayati önem taşır. Ayrıca, köpeğinizi kuduz taşıyan diğer hayvanlardan ve vahşi yaşamdan uzak tutmak da önleyici tedbirler arasındadır. Köpeklerde Kuduz hastalığına dair detaylı bilgi için: Köpeklerde Kuduz yazımızı okuyabilirsiniz.
Parvovirüs Enfeksiyonu
Parvovirüs enfeksiyonu, genellikle genç köpeklerde görülen ve ciddi ishal, kusma, iştahsızlık ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösteren bulaşıcı bir hastalıktır. Bu virüs, köpeğin bağışıklık sistemi zayıfken yayılır ve çevresel faktörlerle temas sonucunda bulaşabilir. Tedavi ve Önleme: Parvovirüs enfeksiyonu tedavisi, genellikle intravenöz sıvı tedavisi, antibiyotikler ve semptomatik destekle yapılır. Ancak, en etkili yöntemlerden biri, köpeğin düzenli olarak aşılanmasıdır. Köpek yavrusu sahipleri, yavrularını henüz bağışıklık sistemleri tam olarak gelişmediği için erken dönemde aşılatmalıdır.
Gençlik Hastalığı
Köpeklerde gençlik hastalığı, osteoartrit veya displazi gibi eklem problemlerini içeren bir terimdir. Bu hastalık, genellikle büyük ırkların genç köpeklerinde ortaya çıkar ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Köpeğin hareket kabiliyetini kısıtlayabilir ve zamanla ilerleyebilir. Köpeklerde gençlik hastalığında dair detaylı bilgi için Köpeklerde Gençlik Hastalığı yazımızı okuyabilirsiniz.
Solunum Yolu Enfeksiyonları
Solunum yolu enfeksiyonları, köpeklerde sıkça görülen hastalıklar arasındadır. Bu enfeksiyonlar genellikle virüsler veya bakteriler tarafından tetiklenir ve öksürük, hapşırma, burun akıntısı, hırıltı ve nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Tedavi ve Önleme: Solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisi, semptomlara ve enfeksiyonun ciddiyetine bağlı olarak değişir. Antibiyotikler, öksürük baskılayıcıları ve destekleyici tedaviler sıklıkla kullanılır. Enfeksiyon riskini azaltmak için, köpeklerin düzenli olarak aşılanması, hijyenik ortamlarda tutulması ve hasta hayvanlarla temasın sınırlanması önemlidir.
Ektoparazitler (Pireler, Keneler ve Bitler)
Ektoparazitler, köpeklerde kaşınma, deri lezyonları ve hatta ciddi hastalıklara neden olabilen yaygın problemlerdir. Pireler, keneler ve bitler, köpeğin derisinde yaşayarak kan emerler ve enfeksiyon riskini artırırlar. Tedavi ve Önleme: Ektoparazitlerle mücadelede düzenli antiparaziter ilaç kullanımı önemlidir. Bu ilaçlar, pireleri, keneleri ve bitleri öldürmenin yanı sıra tekrar enfeksiyon riskini azaltır. Ayrıca, köpeğin düzenli olarak taranması ve temizlenmesi de ektoparazitlerin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur.
Diyabet
Diyabet, köpeklerde endokrin sistem sorunlarından kaynaklanan bir hastalıktır. Tip 1 diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin üretmemesiyle karakterizedir, tip 2 diyabet ise hücrelerin insüline yanıt vermediği durumdur. Diyabet belirtileri arasında aşırı susama, sık idrara çıkma, kilo kaybı, yorgunluk ve bulanık görme bulunur. Tedavi ve Önleme: Diyabet tedavisi, genellikle özel bir diyet, egzersiz ve insülin enjeksiyonları gerektirir. Diyabetin önlenmesi için, köpeğin sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olması, dengeli bir diyete uyulması ve düzenli egzersiz yapılması önemlidir.
Artrit
Artrit, köpeklerde eklem iltihabıyla ilişkilendirilen yaygın bir hastalıktır. Yaşlı köpeklerde daha sık görülse de genç hayvanlarda da ortaya çıkabilir. Artrit belirtileri arasında eklem şişmesi, hareket kısıtlılığı, topallık ve ağrı yer alır. Tedavi ve Önleme: Artrit tedavisi, anti-enflamatuar ilaçlar, ağrı yönetimi, fizik tedavi ve kilo kontrolü gibi yöntemleri içerebilir. Artritin önlenmesi için, köpeğin düzenli egzersiz yapması, uygun beslenme alışkanlıklarına sahip olması ve aşırı kilodan kaçınılması önemlidir.
Kulak Enfeksiyonları
Köpeklerde kulak enfeksiyonları, maya, bakteri veya parazitlerin neden olduğu yaygın sağlık sorunlarıdır. Kulak enfeksiyonu belirtileri arasında kaşıntı, kırmızılık, kulak içinde kötü koku, akıntı ve ağrı bulunur. Tedavi ve Önleme: Kulak enfeksiyonlarının tedavisi, enfeksiyonun nedenine bağlı olarak değişir. Tedavi genellikle kulak damlaları, temizleyiciler ve antibiyotiklerin kullanımını içerir. Kulak enfeksiyonlarının önlenmesi için, köpeğin kulak hijyenine dikkat edilmesi, kulaklarının düzenli temizlenmesi ve havluyla kurulanması önemlidir.
Üriner Sistem Problemleri
Köpeklerde üriner sistem problemleri, idrar yolu enfeksiyonları, idrar taşları ve böbrek yetmezliği gibi çeşitli durumları içerebilir. Bu problemler, idrar yapma sıklığında değişiklik, kanlı idrar, zorlu idrar yapma ve idrarda aşırı koku gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Tedavi ve Önleme: Üriner sistem problemlerinin tedavisi, altta yatan nedenin tespitine ve semptomların yönetimine dayanır. Tedavi, genellikle antibiyotikler, idrar asitlendiriciler ve diyet değişiklikleri içerir. Üriner sistem problemlerini önlemek için, köpeğin düzenli olarak temiz su içmesi, dengeli bir diyetle beslenmesi ve düzenli veteriner kontrollerine gitmesi önemlidir.
Dermatolojik Sorunlar
Köpeklerde dermatolojik sorunlar, alerjiler, deri enfeksiyonları, mantar enfeksiyonları ve cilt tümörleri gibi çeşitli durumları içerebilir. Bu sorunlar kaşıntı, kızarıklık, deri döküntüleri, kabuklanma ve tüy dökülmesi gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Tedavi ve Önleme: Dermatolojik sorunların tedavisi, altta yatan nedenin tespitine ve semptomların yönetimine dayanır. Tedavi, genellikle topikal ilaçlar, antihistaminikler, antibiyotikler ve antifungal ilaçlar içerir. Dermatolojik sorunların önlenmesi için, köpeğin düzenli olarak temizlenmesi, alerjenlerden uzak tutulması ve cilt sağlığını destekleyici bir diyetle beslenmesi önemlidir.
Kanser
Kanser, köpeklerde yaşlanmayla birlikte artan bir sağlık riskidir. Köpeklerde en sık görülen kanser türleri arasında lenfoma, meme kanseri, cilt kanseri ve kemik kanseri bulunur. Kanser belirtileri arasında anormal kitleler, kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik ve solunum güçlüğü yer alır. Tedavi ve Önleme: Kanser tedavisi, kanser türüne, evresine ve köpeğin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi ve immunoterapi bulunur. Kanserin önlenmesi için, köpeğin düzenli veteriner kontrollerine gitmesi, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmesi ve çevresel kanserojenlerden kaçınması önemlidir. Bu makalede, köpeklerde sık görülen hastalıkların tanı, tedavi ve önleme yöntemlerine dair kapsamlı bir genel bakış sunduk. Ancak, herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaştığınızda, mutlaka bir veteriner hekime danışmanız önemlidir. Evcil dostunuzun sağlığına zamanında müdahale etmek, onun uzun ve mutlu bir yaşam sürmesine yardımcı olacaktır. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Havaların ısınmasıyla pikniklerde kene riskine dikkat!
https://pazaryerigundem.com/haber/177846/havalarin-isinmasiyla-pikniklerde-kene-riskine-dikkat/
Havaların ısınmasıyla pikniklerde kene riskine dikkat!
Tumblr media
Kenelerden bulaşan hastalıkların kenelerin doğada yaygın olarak bulundukları bahar ve yaz aylarında daha fazla görüldüğünü kaydeden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bağ, bahçe, tarla, orman, mesire yeri, açık alan gibi yerlerde bulunan keneler insan vücuduna tutunarak kan emme esnasında bu mikroorganizmaları insana bulaştırırlar.” dedi.
İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, kene vakalarına karşı alınması gereken önlemler ve yapılması gerekenler hakkında uyarılarda bulundu
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) ÜLKEMİZ İÇİN ÖNEMLİ BİR RİSK OLUŞTURUYOR
Kenelerin vücutlarında çeşitli bakteri ve virüsler barındırarak Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Lyme hastalığı, Q ateşi, kene kaynaklı ansefalit, Akdeniz benekli ateşi, granülositik erlihyoz ve babezyoz gibi hastalıkları insanlara bulaştırabileceğine dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, özellikle KKKA’nın, ülkemiz için önemli bir risk oluşturduğunu hatırlattı.
Kenelerden bulaşan hastalıkların kenelerin doğada yaygın olarak bulundukları bahar ve yaz aylarında daha fazla görüldüğünü kaydeden Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Bağ, bahçe, tarla, orman, mesire yeri, açık alan gibi yerlerde bulunan keneler insan vücuduna tutunarak kan emme esnasında bu mikroorganizmaları insana bulaştırırlar.” dedi.
Tumblr media
KENELERDEN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
Dr. Dilek Leyla Mamçu, kenelerden korunmak için alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:
“Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek amacıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmeli. Oturulacak yerlere de açık renkli örtü serilmeli.  Hayvanların üzerindeki keneye, hayvanların kan ve idrarına çıplak elle dokunulmamalı. Riskli alanlardan döndükten sonra kene olup olmadığını görmek için vücudun ve elbiselerin her yerine dikkatlice bakılmalı. Vücudun özellikle diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri ve kasıklar dâhil kontrol edilmeli ya da ettirilmeli.”
KİMLER RİSK ALTINDA?
Veterinerler, mezbaha işçileri, dış ortamlarda çalışanlar ve hayvancılıkla uğraşanların risk altında olduğunu belirten Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Hayvan kesimi yapan işçiler hastalığa yakalanabilirler. Hayvancılıkla uğraşanlar eldiven ve uzun önlükler kullanmalı, infekte doku ve kan ile temas etmemeliler. Ayrıca deri koruyucu kimyasallar da kullanılabilir.” dedi.
KENE TUTUNMUŞSA NE YAPILMALI?
Dr. Dilek Leyla Mamçu, kene tutunmuşsa yapılması gerekenleri de şöyle anlattı:
“Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el  ile dokunmamak  şartıyla  vücuda   tutunduğu  en  yakın   yerden    tutarak uygun bir malzeme ile (kağıt mendil, bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarılmalıdır. Çıkarılamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kene çıkarıldıktan sonra alkol ile bölge silinmelidir.” şeklinde bilgi verdi.
KKKA VİRÜSÜNÜN BULAŞMASI DURUMUNDA NE OLUR?
KKKA virüsünün bulaşması durumunda 3-7 günlük bir kuluçka süresini takiben aniden ateşin 39-41 derecelere yükseldiğini dile getiren Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Kas ağrıları, baş ağrısı bulantı, kusma, ishal gözlerde kızarıklık gibi belirtiler başlar. Bu dönem 3-5 gün sürer. Bu dönemde kişinin hastaneye başvurması ve derhal tedaviye başlanması son derece kritiktir. Bu dönemin sonunda pıhtılaşma mekanizmaları ve karaciğer fonksiyonlarının bozulması ile hastada kanamalar başlar.  Döküntü, cilt altı kanama, burun kanaması, iç organlara ve vücut boşluklarına kanama sonucunda şok ve çoklu organ yetmezliği gelişebilir. Hastanede uygun tedavi alan vakalarda bu tarz ciddi komplikasyonlar oluşmadan iyileşme dönemi başlar, ateş düşer, kanamalar durur ve hastalar 1-4 haftada tamamen iyileşirler.” diye anlattı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
elazigsurmanset · 4 months
Text
Kedi Alerjisi Belirtileri
Tumblr media
Kedi Alerjisi Nedir? Kedi alerjisi, bağışıklık sisteminin kedi tüyleri, tükürükleri veya idrarları gibi alerjenlere aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu alerjenlere maruz kalan kişilerde hapşırma, burun akıntısı, gözlerde kaşıntı ve sulanma, ciltte kızarıklık ve kaşıntı gibi belirtiler görülebilir. Kedi Alerjisi Belirtileri: Hapşırma Burun akıntısı veya tıkanıklık Gözlerde kaşıntı ve sulanma Öksürük ve hırıltı Ciltte kaşıntı ve kızarıklık Göz altlarında şişlik ve morarma Kedi Alerjisi Teşhisi: Kedi alerjisi teşhisi için doktorunuz tıbbi geçmişinizi dinleyecek ve fiziksel muayene yapacaktır. Ayrıca alerjinin varlığını kesinleştirmek için aşağıdaki testlerden birini veya birkaçını önerebilir: Deri testi (prick testi): Cildinize küçük miktarda kedi alerjeni enjekte edilerek reaksiyon gözlemlenir. Kan testi: Kanda kedi alerjenine karşı üretilen antikorların seviyesi ölçülür. Eliminasyon testi: Bir süre kedilerden uzak durarak ve belirtilerin azalıp azalmadığını gözlemleyerek teşhis konulur. Kedi Alerjisi Tedavisi: Kedi alerjisinin kesin bir tedavisi yoktur. Ancak, alerji belirtilerini hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmak için çeşitli yöntemler mevcuttur: Kediyi evden uzak tutmak: Mümkünse, kediyi evden uzak tutmak en etkili çözümdür. Ev temizliği: Evi düzenli olarak temizlemek ve toz almak önemlidir. HEPA filtreli elektrik süpürgeleri alerjenleri daha etkili bir şekilde toplar. Kediyi yıkamak: Kediyi düzenli olarak yıkamak tüylerde ve deride biriken alerjenleri azaltabilir. Hava temizleyicileri: HEPA filtreli hava temizleyiciler kullanarak evdeki hava kalitesini artırabilir ve alerjen miktarını azaltabilirsiniz. Antihistaminikler: Doktor tavsiyesi ile kullanılan antihistaminik ilaçlar alerji belirtilerini hafifletebilir. Burun spreyleri: Burun spreyleri burun tıkanıklığı ve akıntısını azaltmada yardımcı olabilir. Aşı tedavisi: Alerji aşıları uzun vadede alerjenlere karşı duyarlılığı azaltabilir. Kedi Alerjisine Karşı Önlemler: Kediyi evden uzak tutmak Evde düzenli temizlik yapmak Kediyi yıkamak HEPA filtreli hava temizleyicileri kullanmak Kediye özel alan oluşturmak El ve yüz temizliğine dikkat etmek Antihistaminik ilaçları doktor tavsiyesi ile kullanmak Kedi Alerjisi Hakkında Ek Bilgiler: Kedi alerjisi her yaştan insanı etkileyebilir. Kedi alerjisi kalıtsal olabilir. Kedi alerjisi astım gibi diğer alerjik hastalıkları tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir. Kedi alerjisi olan kişilerde egzama gibi cilt problemleri de görülebilir. Read the full article
0 notes
bizleriz · 4 months
Text
Veteriner Hizmetleri: Gebze, Tuzla ve Mutlukent
Gebze, Tuzla ve Mutlukent bölgelerindeki veterinerler, evcil hayvanlarımızın sağlığına önem veren uzmanlar olarak bilinir.
Gebze Veteriner, bölgedeki hayvanseverlerin güvenle başvurduğu bir veteriner kliniğidir. Burada, köpeklerden kedilere, kuşlardan kemirgenlere kadar tüm evcil hayvan türleri için çeşitli hizmetler sunulmaktadır. Rutin aşılamalardan acil tedaviye, ameliyattan diş bakımına kadar geniş bir yelpazede hizmet verilen Gebze Veteriner'de, deneyimli veteriner hekimler ve tecrübeli ekip tarafından hayvanların sağlığına özenle yönelik yaklaşılır.
Tuzla Veteriner ise Tuzla bölgesinde faaliyet gösteren bir başka önemli veteriner kliniğidir. Bu klinikte de Gebze Veteriner'deki gibi geniş bir hizmet yelpazesi bulunmaktadır. Evcil hayvanlarınızın sağlığını korumak ve onları mutlu tutmak için gerekli olan aşılama, beslenme danışmanlığı, profilaksi ve tedavi hizmetleri Tuzla Veteriner'de sunulmaktadır. Kliniğin uzman veteriner hekimleri, hayvan dostlarımızın her türlü sağlık sorununa profesyonel bir yaklaşımla çözüm bulmayı amaçlamaktadır.
Mutlukent bölgesindeki veterinerler de evcil hayvanların sağlığına büyük önem veren birçok klinikle temsil edilmektedir. Mutlukent Veteriner, bölgedeki hizmet kalitesiyle öne çıkan bir kuruluştur. Burada, veteriner hekimler tarafından yapılacak detaylı muayeneler, laboratuvar testleri ve ileri görüntüleme teknikleri gibi tanı yöntemleriyle hayvanların sağlık durumları değerlendirilir. Ayrıca, ameliyat, diş bakımı, deri hastalıkları gibi spesifik ihtiyaçlara yönelik tedavi seçenekleri sunulmaktadır.
Bu üç bölgedeki veteriner klinikleri, evcil hayvanlarımızın sağlığını koruma konusunda uzmanlaşmış ekipleri ve modern tıbbi olanaklarıyla dikkat çekmektedir. Gebze Veteriner, Tuzla Veteriner ve Mutlukent Veteriner gibi güvenilir klinikler, evcil hayvanlarımızın mutluluğunu ve sağlığını ön planda tutarak onlara en iyi bakımı sağlamaktadır. Bu bölgelerde yaşayan hayvanseverler için, veteriner hizmetlerine kolaylıkla erişilebilir olmaları büyük bir avantajdır.
0 notes
haytaogluyunus · 7 months
Text
Tumblr media
ANMA:
BUGÜN 08 MART (1948)
TÜRK TIP VE HEKİMLİĞİNİN ÖNEMLİ İSİMLERİNDE VE
BEHÇET HASTALIĞININ BULUCUSU
HULUSİ BEHÇET’İN
ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ RAHMETLE ANIYORUM.
Hulusi Behçet (20 Şubat 1889 - 8 Mart 1948, İstanbul), Türk dermatoloji uzmanı ve bilim insanıdır.
1937 yılında, bir kan damarı enflamasyonu (vaskülit) hastalığı olan ve bugün kendi adıyla anılan Behçet hastalığını tarif eden ilk bilim insanı olmuştur.
Zor bir çocukluk geçiren Behçet çok genç yaşta annesini kaybetmiş ve büyükannesi tarafından büyütülmüştür. Babasının Şam'daki işleri sebebiyle ilk öğrenimini o dönemler Osmanlı İmparatorluğu'nda bulunan Şam'da tamamlamıştır. Fransızca, Almanca ve Latince öğrenmiştir. Tıp öğrenimini Darülfünun Tıp Fakültesinde almıştır. 1910 yılındaki mezuniyetinden sonra dört yıl boyunca dermatoloji ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar alanında ihtisas yapmıştır. I. Dünya Savaşı (1914-1918) sırasında Edirne'deki askerî hastanede dermatoloji ve zührevi hastalıklar uzmanı olarak çalışmıştır. Savaştan sonra (1918-1919 arası) tıbbi bilgisini geliştirmek amacı ile önce Budapeşte'ye sonra da Berlin'e gitmiştir. Birçok ünlü meslektaşı ile tanışma fırsatı bulmuştur.
Türkiye'ye döndükten sonra serbest çalışmaya başlamış; önce Hasköy Cinsel Hastalıkları Hastanesi'nde (Haliç) başhekim olmuş, sonra Vakıf Gureba Hastanesi'ne geçmiştir. O dönemde İstanbul Tıp Fakültesi'nin bir parçası olan hastanede profesörlük de yapmıştır.
1933'te eski Dar-ül Funun'dan İstanbul Üniversitesi yeni kurulmuştu. Bu reform döneminde İstanbul Üniversitesi'nde dermatoloji o zamanki adıyla Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniğini kurmuş ve profesör seçilmiştir. Hulusi Behçet, Türk akademisinde profesör unvanını alan ilk kişidir. Mesleğinin ilk yıllarından beri dermatoloji konusunda üretken bir bilim insanı olarak, birçok ulusal ve uluslararası kongreye özgün makalelerle katılmış ve birçok bilimsel dergide makalesi yayınlanmıştır.
Ünlü Alman patolog Prof. Philipp Schwartz onun için, "Behçet dünya çapında ünlü bir bilim insanı ama Türkiye'de değil," demiş ve eklemiştir: "O her zaman yurt dışında buluşlarını tanıtıyor; bunun için onu Türkiye'de bulamıyorsunuz."
Behçet, yeni kuşakların eğitimine yardımcı olmak için çok sayıda makaleyi Türkçeye çevirdi ve Kore gibi çok uzak ülkelerle ilişki kurmak için uluslararası derlemelerde özgün olgu sunuları yayınladı.
1922'den itibaren frengi üzerinde çalışmalar yaptı ve frenginin tanısı, tedavisi, kalıtımsal özellikleri, serolojisi ve toplumsal yönleri üzerine birçok uluslararası makale yayınladı. Leishmaniasis (Oriental sore) 1923'ten itibaren Dr. Behçet'in üzerinde çalıştığı bir diğer hastalıktı. Hakkında pek çok makale yayınladı ve diathermi ile tedavisinde başarılı oldu. Bir leishmania olgusunda, kabuk kaldırıldığında görünen "çivi belirtisini"[1][2] ilk defa tanımladı. Yayınlanmış yapıtlarının bir kısmı parazitoz ile ilgiliydi. 1923 yılında Türkiye'deki "gale cereal - uyuz?" etkenlerini tanımladı.
Aynı zamanda Türk tıbbının gelişiminde yayıncılıkta da öncüydü ve 1924'te Türkiye'deki "Turkish Archives of Dermatology and Syphilology" isimli ilk dermato-veneroloji dergisinin sorumlusuydu
0 notes
saglikveyasamdergisi · 7 months
Text
Kişiye Özel Genç Kalmanın Sırrı Genlerde
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Ayşe Akman kişiye özel genç kalmanın sırrının epigenetikte saklı olduğunu açıkladı.
youtube
0 notes
mersinyerelhaber · 7 months
Text
Cilt Lekesi Kronik Bir Hastalıktır ve Kişiye Özel Tedavi Gerektirir
Cilt Lekesi Kronik Bir Hastalıktır ve Kişiye Özel Tedavi Gerektirir. Boyut, Şekil Ve Renk Değiştiren Cilt Lekelerine Dikkat: Basit Bir Leke Olmayabilir Cilt lekelerinin farklı faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabileceğini ve bazı tip lekelerin ciddiye alınması gerektiğini söyleyen Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Aliye Sevdem  Gülcan, boyut, şekil ve renk değiştiren cilt lekelerine karşı uyardı. Bazı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
papaganlarorg · 9 months
Text
0 notes
karaca2508-blog · 10 months
Text
Türkiye'de Meslek Hastalıkları
Tumblr media
Türkiye'de meslek hastalıkları 5 ana başlık altında anılabilir; kimyasal ve fiziksel, mesleki cilt hastalıkları, pnömokonyoz ve mesleki bulaşıcı hastalıklar. Meslek Hastalığı Nedir? Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir. İşle ilgili hastalıklar, ortaya çıkış nedeni karmaşık olan, oluşmasında ve gelişmesinde çalışma ortamı ve çalışma şeklinin diğer sebepler arasında önemli faktör olduğu hastalıklardır. İşle ilgili psiko-sosyal faktörler ve kalp krizi ilişkisinin araştırıldığı bir çalışmada konu ile ilgili bir sistematik derleme yapılmış ve bu kapsamda toplamda 33 çalışma incelenmiştir. Çalışma sonucunda sosyal yardımın yokluğu ve iş yükü, uzun çalışma saatleri, adaletsizlik, iş güvensizliği gibi faktörlerin erkekler üzerinde psiko-sosyal baskı oluşturduğu ve kalp krizine olan eğilimi artırdığı tespit edilmiştir. Ancak yapılan çalışmada aynı psiko-sosyal faktörlerinin kadın çalışanların sağlığını etkileyen bir risk faktörü olduğu kanıtlanamamıştır. Meslek Hastalığına Neden Olan Etkenler Kimyasal Etkenler - Metaller ve metalsiler - Gazlar - Çözücüler - Asit ve alkali maddeler - Pestisitler Fiziksel Etkenler - Gürültü - Titreşim - Termal konfor - Aydınlatma - İyonize ve iyonize olmayan ışınlar - Alçak ve yüksek basınç Biyolojik Etkenler Genellikle bakterilerin, virüslerin ve parazitlerin neden olduğu hastalıklardır. HASTALIK ENFEKSİYON TÜRÜ HASTALIĞIN SIK GÖRÜLDÜĞÜ İŞLER Şarbon Bakteriyel Çiftçi, kasap, veteriner Tüberküloz Bakteriyel Çiftçi, kasap, veteriner, sağlık çalışanları Bruselloz Bakteriye Besiciler, sütçü, veteriner Salmonellozis Bakteriyel Veteriner, aşçı-mezbaha işçis Kırım Kongo (KKKA) Viral Çiftçi, besici Kedi Tırmığı Hastalığı Bakteriye Veteriner, kedi-köpek sahibi HASTALIK HASTALIĞIN SIK GÖRÜLDÜĞÜ İŞLER Kuduz Veteriner, çiftçi, mağaracı Hepatit-B Sağlık çalışanları, berberler ve kuaförler AIDS, Kızamık, Kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, Menengokoksik menenjit, GİS Enfeksiyonu, Lejyoner Hastalığı, Difteri, boğmaca, sarıhumma, Sağlık kurumları ve laboratuarda görev yapan sağlık çalışanları Herpes Enfeksiyonu(Uçuk) Çiftçi, kasap, veteriner, sağlık çalışanları Tozlar Tozlar kimyasal ve biyolojik özelliklerine göre sınıflandırılabilir Kimyasal Yapılı Tozlar; - Organik tozlar: Pamuk tozu, gübre tozu, kümes hayvanlarının tüyü, mantar sporları organik tozlardır. - İnorganik tozlar: Demir, dökümhane, kömür, kum(silis), asbest, çimento tozları inorganik tozlardır. Biyolojik Yapılı Tozlar - İnert tozlar - Toksik tozlar - Alerjik tozlar - Fibrojenik tozlar - Kanserojen tozlar Çoğu kez 10 yıl ve daha uzun süreli etkilenmenin sonunda hastalık ortaya çıkar.
Meslek Hastalıkları Sınıflandırması
Bir hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilebilmesi için hastalık ve meslek arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Meslek hastalıklarının tipleri ve sınıflandırılması nedensellik bağının kurulmasına ve hastalığın işin yürütüm şartlarından kaynaklı olup olmadığının anlaşılmasına yardımcı olması açısından önem taşımaktadır. Meslek hastalıklarının etkilediği organlara göre; Meslek hastalığına sebep olan etkene göre; · Solunum sistemi · Sindirim sistemi · Hematopoetik sistemi · Kas iskelet sistemi · Boşaltım sistemi · İşitme organı ve sistemi · Çoklu organ etkilenimi · Kimyasal nedenler · Fiziksel nedenler · Biyolojik nedenler · Tozlar   Ayrıca meslek hastalıkları incelemeleri ve sınıflandırılmasında, etkenin vücuda giriş yolu (deri, solunum ve sindirim), hastalığın görünümü ve gidişatı (akut ve kronik) ve hastalığın etkilediği bölge (lokal ve sistemik) gibi faktörler dikkate alınarak da sınıflandırma yapılabilir. Türkiye’de Meslek Hastalıkları Sınıflandırması Meslek hastalıkları listesi; hastalıklar ve belirtileri, yükümlülük süresi hastalık tehlikesi olan başlıca işler olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. İlgili mevzuatta meslek hastalıkları ile ilgili sınıflandırmalar etkene göre yapılan sınıflandırma ve organa göre yapılan sınıflandırmanın kombinasyonu olacak şekilde 5 ana grupta toplanmıştır. Gruplar Alt Grup ve Hastalıklar A Grubu: Kimyasal maddelerle olan meslek hastalıkları 25 alt grupta 67 hastalık B Grubu: Mesleki cilt hastalıkları 2 alt grupta Deri Kanseri & Kanser dışı deri hastalıkları C Grubu: Pnömokonyozlar ve diğer mesleki solunum sistemi hastalıkları 6 alt grupta 9 hastalık D Grubu: Mesleki Bulaşıcı Hastalıkları 4 alt grupta 30 hastalık E Grubu: Fiziksel etkenlerle olan meslek hastalıkları 7 alt grupta 12 hastalık   Sık Görülen Meslek Hastalıkları Mesleki Kan Hastalıkları Lenfo hematopoetik sistemi kan, kemik iliği, dalak, timüs, lenf kanalları ve lenf düğümleri oluşturur. Kan ve kemik iliği birlikte hematopoetik sistem olarak adlandırılır. Lösemi, malign lenfoma ve çoklu miyeloma mesleki kan hastalıklarına örnektir. Lenfoma, lenfatik sistemi etkileyen bir grup kanserin genel adıdır. İki büyük lenfoma tipi Hodgkin lenfoma ve non-Hodgkin lenfomadır. Hodgkin lenfomanın birçok formu yüksek oranda tedavi edilebilir. Mesleki Kan Hastalıkları İçin Riskli Sektörler; Plastik imalatı, kuru temizleme, çözücülerin kullanıldığı kimyasal tesisler, boya imalatı, mobilya imalatı riskli sektörlerdir. Alınacak Genel Önlemler - Risk analizi yapılmalı - Kimyasal maddelerin işlenmesi, depolanması, taşınması sırasında iş sağlığı ve güvenliği açısından tehlike oluşturabilecek bütün durumlara karşı sırasıyla; - Tehlikeyi kaynağında yok etmek - İzole etmek, - İkame etmek, - Mühendislik kontrollerini yapmak, gerekli ortam ölçümlerini yapmak - İşaret uyarılar için gerekli adımlarını uygulamak, - Kişisel koruyucu donanım kullanmak, - Çalışanların eğitimi gibi gerekli tedbirleri almak - Her kimyasal için GBF (Güvenlik Bilgi Formu) (MSDS) bulundurulmalıdır. Mesleki Kanserler Kanserojen madde: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deriye nüfuz ettiğinde kanser oluşumuna neden olan veya kanser oluşumunu hızlandıran maddelerdir. Grup 1. Kesin kanser yapan maddeler Grup 2. A. Muhtemel Kanserojen maddeler B. Şüpheli Kanserojen maddeler Grup 3. Hayvanlarda kanserojen Grup 4. Muhtemelen kanserojen olmayan maddeler Mesleki kanserlerin en sık görüldüğü sektörler ve sebep oldukları kanser türleri tabloda görülmektedir. Sektör Kanser Türü Kauçuk imalatı Mesane Boya sektörü Mesane Metal kaplama Burun boşluğu, akciğer Plastik imalatı Karaciğer, akciğer, kan, lösemi Ahşap endüstrisi Burun boşluğu Petro-kimya Cilt Kimyasal ara ürün, sterilant üretimi Lösemi Kâğıt endüstrisi Akciğer İnşaat-yapı malzemeleri üretimi Cilt, akciğer, mesane Cam endüstrisi Akciğer, der Havacılık endüstrisi Akciğer Tekstil sektörü Akciğer, plevra, karın zarı Madeni yağ Cilt Taş yontma, heykeltıraşlık Akciğer Çözücü, kuru temizleme Akciğer, lenfoma, yemek borusu Alınacak Genel Önlemler Kimyasal ve fiziksel etmenlere bağlı olan mesleki hastalıkları önlemek için alınan genel önlemler uygulanır. Mesleki Dolaşım Sistemi Hastalıkları Dolaşım sistemi hastalıkları özellikle endüstrileşmiş ülkelerde çalışma nüfusunda hastalıkların ve ölümlerin en yaygın nedenidir. Karmaşık etiyolojilerinden dolayı dolaşım sistemi hastalıklarının çok küçük bir kısmının meslek hastalığı olduğu fark edilir. Koroner arter hastalığı, iltihaplı hastalıklar, kalp ritim bozukluğu, miyokardiyopati, hipertansiyon, aterosklerotik değişimler, fonksiyonel dolaşım bozuklukları, varisler. Dolaşım Sistemi hastalıklarında risk faktörleri: Bedensel faktörler: Yüksek kan basıncı, yağ metabolizması bozuklukları, kilo ve diyabet (şeker hastalığı) Davranışsal faktörler: sigara içmek, yetersiz beslenme, fiziksel hareket eksikliği, tip-A kişiliği, yüksek alkol tüketimi, ilaç bağımlılığı Mesleki stres, sosyo-ekonomik faktörler Mesleki Sindirim Sistemi Hastalıkları Sindirim sistemi vücudun verimliliği ve çalışma kapasitesi üzerine önemli bir etki gösterir ve sindirim sisteminin akut ve kronik hastalıkları iş göremezliğin ve sakatlığın en yaygın nedenleri arasındadır. Sindirim sistemi için tehlikeli faktörlerin birçoğu mesleki kaynaklıdır. Meslekli faktörler; endüstriyel zehirler, fiziksel  etkenler, gerginlik, yorgunluk, anormal duruşlar, sık sık çalışma temposu değişiklikleri, vardiyalı çalışma, gece çalışması, uygun olmayan beslenme alışkanlıklarıdır(yemeklerin miktarı, kalitesi ve zamanlaması). Mesleki Psikolojik Hastalıklar Mesleki Psikolojik hastalıklar Türkiye Meslek Hastalıkları listesinde yer almamaktadır. İlk olarak Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2010 Güncel Meslek Hastalıkları Listesinde Zihinsel ve davranışsal bozukluklar olarak yer almıştır. Zihinsel ve Davranışsal Bozukluklar Mobbing (Psikolojik Taciz) kavramı üzerinden ele alınmıştır. Mobbing mağdurlarında genellikle depresyon ve post travmatik stres ve şiddet içeren davranışlar ortaya çıkmaktadır. Mesleki psikolojik hastalıkları tanısı koymak zordur çünkü hastalık ile çalışma veya çalışma ortamı arasında nedensellik bağını kurmak, mesleki kökenli olup olmadığını anlamak diğer hastalıklara nazaran daha zor bir süreçtir. Mesleki Kas-İskelet Sistemi Hastalıkları - Tendon, sinir, kas ve diğer yumuşak dokularda hasar yapacak tekrarlayıcı fiziksel hareketler ile oluşmaktadır. - Ana şikâyet üst ekstremitelerde, boyun, omuz, el bilekleri ve belde ağrıdır. - Kas iskelet sistemi hastalıklarında, fiziksel ve psikososyal faktörler etkilidir. Neden olan faktörler - Kötü postürler ve hareketler - İş sırasında kaslara binen yük - İşin hızı, süresi ve tekrarlama özelliği - Harekette aşırı kuvvet sarf etme - Titreşim - Isı - Ergonomik yetersizliği olan alet kullanımı - Psiko-sosyal sorunlar Kas iskelet sistemi hastalıkları genel olarak üst ekstremite hastalıkları (boyun, omuz, dirsek, el ve el bileği) ve bel hastalıkları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Üst Ekstremite Hastalıkları (boyun, omuz, dirsek, el ve el bileği) Hastalıklar Neden Olan İşler Karpal tunel sendromu Taşlama, zımparalama, cilalama, montaj, müzik aletleri çalma, cerrahi, paketleme, temizlik işleri, yer döşeme, tuğla kesim, çekiç kullanma, el yıkama veya ovma Lateral Epikondilit, tenisçi dirseği Tenis, bovling, oynama, çekiç, tornavida kullanma, küçük parça montajı, et kesme, müzik aletleri çalma Boyun gerilmesi sendromu Yük taşıma, montaj, paketleme Pronator teres sendromu Lehimleme, cilalama, taşlama, parlatma, kumlama Radiyal tunel sendromu El aletleri kullanımı Omuz tendiniti, rotator kılıf sendromu Zımbalama, tavan montajı, tavan kaynağı, tavan boyama, oto tamiri, paketleme, depolama, inşaat, postacılık Tetikçi parmağı El aletleri kullanırken elle yapılamayan işlerin sürekli işaret parmağıyla yapılması Guyon tuneli sendromu Müzik aletleri çalma, marangozluk, tuğla örme, çekiç kullanma Beyaz parmak sendromu Zincir testere, havalı çekiç, titreşimli aletler, kumlama, püskürtme; özellikle soğuk ortam Omuz tendiniti, rotator kılıf sendromu Zımbalama, tavan montajı, tavan kaynağı, tavan boyama, oto tamiri, paketleme, depolama, inşaat, postacılık Dirsek tendiniti Zımbalama, montaj, kablolama, paketleme, pense kullanma DeQuervain Tenosinovit sendromu Polisaj, parlatma, kumlama, taşlama, baskı işleri, cerrahi, vidalama, sıkma, testere, pense kullanma Bel Hastalıkları - Elle taşıma - Gövdeyi eğme bükme - Tüm vücut vibrasyon etkilenimi - Aşırı fiziksel yük - Sabit çalışma pozisyonu - Tekrarlanan hareketler Alınacak Genel Önlemler - Basit ergonomi kurallarına uyma - Yeterli dinlenmeyi sağlama - Daha iyi çalışma koşullarının sağlanması (ağır yük kaldırmama, titreşimi önleme, tekrarlayan işlemlerden kaçınma, omuz hizasından yüksekte çalışmama gibi) - Fiziksel egzersiz eğitimler Mesleki Sinir Sistemi Hastalıkları - Sinir sistemi hastalıklarına neden olan etmenlerin hemen hemen hepsi kimyasal etmenlerdir. - Rahatsızlıkları çoğu belli bir eşik değerden sonra görülmektedir - Maruziyet ile belirtilerin başlaması arasında kuvvetli bir ilişki vardır - Sinir sisteminde yenilenme çok sınırlıdır. Birtakım etkilenmelerden ise geri dönüş çok zordur - Tek bir toksinden birçok nörolojik sendromun gelişmesi mümkündür. - Tanı konma sürecinde maruziyetin süresi ve şiddetinin bilinmesi gerekir. Riskli Sektörler Polimer üretimi, toprak stabilizasyonu, jel kromatografı, kağıt üretimi, gıda ve su işleme süreci, tarım sektörü, pestisit üretimi, boya sektörü, demir çelik sanayi, petrokimya, tekstil. Alınacak Önlemler - Kaynağa yönelik (tehlike-risklere) önlemler alınmalı - Etkili havalandırma (yerel-genel) kurulmalı, - İşlemler kapalı sistem içinde yapılmalı, - Ayırma ve yaş çalışmaya geçilmeli, - Düzenli ortam ölçümleri yapılmalı, - Kişisel koruyucular kullanılmalı, - Tıbbi uygulama olarak işe giriş ve aralıklı kontrol muayeneleri yapılmalı, - Sağlık eğitimleri verilmelidir. Üriner Sistemi Hastalıkları Fiziksel ve kimyasal etmenler neden olabilir. Alınacak Genel Önlemler - Çalışma ortamında bulunan tehlikeler belirlenmeli - Kaynağa yönelik önlemler alınmalı; - Yerine Koyma - Yer Değiştirme - Havalandırma (Yerel-Genel) - Kapalı Çalışma - Düzenli olarak gerekli olan çevresel ölçümler yapılmalı - Erken tanı için işe giriş ve aralıklı kontrol muayeneleri yapılmalı - İşçilere işyerindeki tehlikeler ve yol açtığı hastalıklar hakkında gerekli eğitimler verilmeli. Üreme Sistemi Hastalıkları Erkek ve dişi üreme sistemi hastalıkları mesleki sağlık tehlikeleri açısından gittikçe artan bir ilgiyle incelenmektedir. Üreme toksisitesi çevresel etkenlere maruz kalma sonucu üreme sistemi üzerindeki olumsuz etkilerdir. Toksisite üreme organları ve / veya endokrin sistem değişiklikleri olarak ifade edilebilir. Bu tür toksisite belirtileri şunlar olabilir: - Cinsel davranış değişiklikler - Kısırlık - Olumsuz gebelik sonuçları - Üreme sisteminin bütünlüğüne bağlı diğer fonksiyon değişiklikleri Anne veya babanın üreme sistemini etkileyen etmenlerin sebep olduğu sonuçlar gelecek kuşaklara aktarılmakta ve sağlıksız bireyler doğmaktadır. Dolayısıyla üreme sistemi üzerindeki riskler sağlıklı toplumların meydana gelmesine engel olduğu için ayrıca önemlidir. Çalışma Ortamında Üreme Sistemi Üzerinde Risk Yaratan Mesleksel Faktörler Zararlı Çözücüler ve Kimyasal Atıklar: Toksik maddeler olarak belirtilen çözücüler birçok sanayi dalında ve ev işlerinde kullanılmaktadır. Çözücüler ve kimyasal atıklar solunum ve deri yoluyla hızlı bir biçimde organizmaya girerek çeşitli zararlı etkiler oluşturmaktadır. Birçok meslek hastalığında olduğu gibi çözücü veyaorganik atık kaynaklı meslek hastalıklarının çalışma ortamıyla ilişkisinin tespiti ve tanımlanması oldukça güçtür. Çünkü sağlık üzerindeki etkileri uzun süre sonra ortaya çıkmaktadır. Çözücülerin sıkça kullanıldığı kimya sanayisi, laboratuar çalışmaları, imalat, boya ve ilaç sanayisi, arıtma tesisleri çalışanları, makinistler ve kuru temizlemede çalışanların bu maddelere maruz kalma riski bulunmaktadır. Bu tip sektörlerde çalışanların üreme sistemlerinde çeşitli bozukluklara sebep olmakta, hamile kadınlarda fetüste sağlık bozukluklarına yol açmakta, düşük kilolu doğum, erken doğum ve düşük riskini arttırmaktadır. Tarımsal Böcek İlaçları (Pestisitler): Toplam iş gücü içerisinde geniş yer tutan tarımsal faaliyetlerde zararlılarla mücadele yöntemi olarak pestisitler kullanılmaktadır. Pestisitlerin bilinçsiz kullanımı hem çalışanlar hem de ortamda birikmesi açısından çevre ve insanlar açısından oldukça önemli bir risk faktörüdür. Zararlı pestisitlerin kullanımı üreme sisteminde çeşitli bozukluklar oluşturmakta ve hamilelik sırasında fetüste önemli sağlık bozukluklarına yol açmaktadır. İyonize Olan ve Olmayan Işınım (Radyasyon): Özellikle sağlık sektöründe çalışanlar riskli gruplardır. Radyasyona maruziyet düşük ve doğumsal anomali riskini artırmakta, ayrıca erkek ve kadınlarda fertiliteyi (üreme yeteneğini) azaltmaktadır. Ağır İş Yükü ve Duruşsal Faktörler: Ağır çalışma koşulları ve sürekli ayakta çalışma gibi faktörler düşük kilolu doğum ve erken doğum riskini arttırmaktadır.
Tumblr media
Mesleki Solunum Sistemi Hastalıkları Toza bağlı akciğer hastalığının meydana gelmesi bakımından en kısa maruziyet süresi 3 yıldır. Havadaki başlıca kirleticilerden biri olan toz, mesleki akciğer hastalıklarının temel nedenlerinden biridir. İnsan sağlığı bakımından önemli olan 0.5 – 100 mikron arasındaki büyüklüklere sahip olan tozlardır.  Çünkü bu büyüklükteki tozlar solunum yoluyla alveollere ulaşıp birikim yaparak “pnömokonyoz” olarak bilinen akciğer toz hastalıklarına neden olurlar. Daha büyük tozlar havada asılı kalmayıp çöktükleri için insan vücuduna giremezler. Mesleki hastalıkların oluşmasında tozun partikül büyüklüğü, fibrojenik potansiyeli, ortamdaki konsantrasyonu ve kişinin maruziyet süresi etkilidir. Tozların akciğerde hastalık meydana getirmesinde tozun özellikleri kadar kişisel faktörlerin de etkili olduğu unutulmamalıdır. Kişisel faktörlerin başında sigara içilmesi ve genetik yapı gelmektedir, alfa-1 antitripsin enziminin eksikliği kişileri solunum yolu hastalıklarına daha duyarlı hale getirmektedir. Asbestle çalışan kişilerin sigara kullanmaları halinde akciğer kanserine yakalanma riski çok daha yüksektir. İnorganik tozların neden olduğu hastalıklar - Asbestosis (Asbestoz) - Silikosis (Slikoz) - Kömür Tozu Hastalığı - Siderosiz Organik tozların neden olduğu hastalıklar - Bisinozis Sık Görülen Diğer Mesleki Akciğer Hastalıkları - Akciğer Kanseri - Mesleki Astım (yükümlülük süresi 1 yıl) - Ağır metal Hastalıkları - Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı(KOAH) Riskli Sektörler Çeşitli iş kollarında tozlu ortamlarla karşılaşılmaktadır. Read the full article
0 notes
psikologline · 11 months
Text
Vajinismus Nedir? Vajinismus Tedavisi Nasıl Yapılır?
Tumblr media
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsiz ve kontrol dışı kasılmasından kaynaklanan bir durumdur. Bu kasılmalar, cinsel ilişkinin ağrılı veya imkansız hale gelmesine neden olabilir. Vajinismus genellikle bilinçaltında meydana gelen ve kişinin isteği dışında gerçekleşen bir tepkidir. Bu duruma sebep olan etmenler arasında geçmişte yaşanan travmatik cinsel deneyimler, yanlış bilgilendirme, cinsel eğitim eksikliği, kültürel veya dini inançlar yer alabilir. Vajinismusun psikolojik etkileri genellikle derin ve yaygındır. Kadınlar bu durumdan dolayı cinsellikle ilgili aşağılık duygusu, suçluluk, utanç ve yetersizlik hissi yaşayabilirler. Bu tür duygusal tepkiler, kişinin özsaygısını olumsuz etkileyebilir ve ilişkilerinde gerilime yol açabilir. Ayrıca, partnerler arasında anlayışsızlık, iletişimsizlik ve duygusal uzaklaşma gibi problemlere de sebep olabilir. Uzun vadede, vajinismus yaşayan kadınlar depresyon, anksiyete ve cinsel isteksizlik gibi psikolojik sorunlarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, bu durumu yaşayan bireylerin profesyonel yardım arayışına gitmeleri önemlidir.
Vajinismusun Fizyolojik Boyutu
Vajinismusun fizyolojik boyutu, bu durumun vücudun yapısal ve işlevsel özellikleri üzerindeki etkileriyle ilgilidir. Vajinismus, hem vajinal kasların istemsiz kasılmasından kaynaklanan bir sorun olup, hem de diğer fizyolojik faktörlerle etkileşim içindedir. Vajinal Kasların Rolü Vajinal kaslar, özellikle pelvik taban kasları, cinsel ilişki sırasında istemsiz ve kontrol dışı kasılabilir. Bu kasılmalar, penetrasyonun zor veya imkansız hale gelmesine sebep olabilir. Vajinismuslu bireyler, bu kasların gevşemesini kontrol edemediklerinden cinsel ilişki sırasında ağrı ve rahatsızlık yaşayabilirler. Ağrı ve Disparoni Disparoni, cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrı anlamına gelir ve vajinismusun en yaygın semptomlarından biridir. Bu ağrı, vajinal girişte veya daha derinde olabilir. Ağrının şiddeti ve süresi kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Hormonal Değişikliklerin Etkisi Hormonal dengesizlikler, özellikle östrojen eksikliği, vajinal dokuların incelmesine ve kuruluğuna neden olabilir. Bu da penetrasyon sırasında ağrıya yol açabilir. Vajinismus, hormonal değişikliklerin yanı sıra, bu değişikliklerin neden olduğu semptomları da kötüleştirebilir.
Tumblr media
Vajinismusa Neden Olan Faktörler
Vajinismus, birçok farklı faktörün birleşiminden kaynaklanabilir. Bu faktörler fizyolojik, psikolojik veya sosyokültürel olabilir. Geçmişte Yaşanan Travmalar Cinsel ya da fiziksel travmalar, vajinismusun başlamasına neden olabilecek faktörler arasındadır. Bu tür travmalar, bireyin bilinçaltında cinsel ilişkiyle ilişkilendirdiği korkuları tetikleyebilir. Eğitimsizlik ve Yanlış Bilgilendirme Cinsel eğitim eksikliği veya yanlış bilgilendirilme, bireylerin cinsel ilişki hakkında yanıltıcı ve korkutucu inançlara sahip olmalarına neden olabilir. Bu da vajinismusa yol açabilecek korku ve endişeleri tetikleyebilir. Medikal Sebepler ve Hastalıklar Bazı medikal durumlar, özellikle vajinal enfeksiyonlar, deri hastalıkları veya cerrahi müdahaleler, vajinismusa yol açabilecek ağrı ve rahatsızlığa neden olabilir.
Vajinismus Tedavisi
Vajinismus tedavisi, durumun şiddetine, nedenine ve kişisel özelliklere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Cinsel Terapi Uygulamaları Cinsel terapi, vajinismusu olan bireylere ve çiftlere yönelik bilgilendirme, danışmanlık ve terapi yöntemlerini içerir. Bu yöntemle, bireylerin cinsel ilişki hakkındaki yanıltıcı inançları ve korkularıyla başa çıkmalarına yardımcı olunur.
Tumblr media
Fizyoterapi ve Egzersizler Fizyoterapi, vajinal kasları gevşetmek ve kontrol etmeyi öğrenmek için pelvik taban egzersizleri ve teknikleri içerir. Kegel egzersizleri, bu tedavi yöntemleri arasında yer alabilir. Dilatör Kullanımı Dilatörler, vajinal girişi genişletmek için kullanılan tıbbi cihazlardır. Bu cihazlar, farklı boyutlarda gelir ve tedavi sürecinde giderek daha büyük dilatörlerin kullanılmasını içerir. Medikal ve Cerrahi Seçenekler Bazı durumlarda, vajinismusun altında yatan medikal bir sebep bulunabilir. Bu tür durumlarda, ilaç tedavisi veya cerrahi müdahale gerekebilir. Ancak bu seçenekler genellikle diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamadığında düşünülür.
Vajinismus Tedavisi
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsiz kasılmasını içeren kompleks bir rahatsızlıktır. Bu durumun tedavisi, bireyin ihtiyaçlarına ve rahatsızlığın sebeplerine göre değişiklik gösterebilir. Cinsel Terapi Uygulamaları Cinsel terapi, vajinismusun tedavisinde en yaygın yaklaşımlardan biridir. Bu tedavi, bir cinsel sağlık uzmanı tarafından yürütülür ve bireyin ya da çiftin cinsel ilişki hakkındaki yanıltıcı inançları, korkuları ve endişeleriyle başa çıkmasına yardımcı olmayı amaçlar. Terapi, bilgilendirme, danışmanlık ve terapi tekniklerini içerir. Tavsiye edilen cinsel terapi uzmanı: Uzm. Dr. Ahmet Yosmaoğlu Fizyoterapi ve Egzersizler Vajinal kasların istemsiz kasılmasını kontrol altına almak için fizyoterapi yöntemlerinden faydalanılır. Pelvik taban egzersizleri, bu kasların gevşetilmesi ve güçlendirilmesi için etkili bir yöntemdir. Kegel egzersizleri, bu kategoride en bilinen uygulamalardandır. Dilatör Kullanımı Dilatörler, vajinal girişi yavaşça genişletmek için kullanılan medikal cihazlardır. Farklı boyutlarda olan dilatörler, tedavi sürecinde küçükten büyüğe doğru kullanılır. Bu yöntem, vajinanın penetrasyona alıştırılması için yardımcı olabilir. Medikal ve Cerrahi Seçenekler Bazı durumlarda, vajinismusun altında yatan spesifik medikal bir sebep bulunabilir. İlaç tedavisi, hormonal dengesizliklerin düzeltilmesi için kullanılabilir. Cerrahi müdahale, nadiren gerekli olup genellikle diğer tedavi yöntemlerine yanıt alınamadığında düşünülür.
Toplumsal Algı ve Vajinismus
Vajinismus, toplumda genellikle yanlış anlaşılan ve konuşulmayan bir konudur. Bu durum, tedavi arayışındaki bireyler için ek zorluklar oluşturabilir. Tabu ve Sosyal Stigma Vajinismus, birçok kültürde tabu olarak kabul edilir. Bu rahatsızlığa sahip bireyler, utanç ve yetersizlik duyguları yaşayabilirler. Toplumun bu konudaki bilinçsizliği, bu duyguları daha da kötüleştirebilir. Eğitim ve Bilinçlendirme Kampanyaları Bilinçlendirme kampanyaları, toplumu vajinismus hakkında eğitmek için önemlidir. Bu kampanyalar, rahatsızlığın doğası, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında doğru bilgileri yaymak için kullanılabilir.
Tumblr media
Vajinismus ve Gebe Kalma
Vajinismus, cinsel ilişki sırasında zorluklara neden olduğu için, bu durum gebe kalmayı da etkileyebilir. Doğurganlık Sorunları Vajinismus nedeniyle penetrasyonun zorlaşması veya imkansız hale gelmesi, doğal yolla gebe kalmayı zorlaştırabilir. Ancak, vajinismusun doğurganlık üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur. Alternatif Doğurma Yöntemleri Penetrasyon zorlukları nedeniyle, vajinismusu olan bazı çiftler gebe kalmak için alternatif yöntemlere başvurabilirler. Bu, dölleme yöntemleri veya tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknolojilerini içerebilir.
Vajinismus Sıkça Sorulan Sorular
Vajinismus hastası olduğunu nasıl anlarız?Vajinismus hastası bir birey, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce ve şiddetlice kasılması nedeniyle penetrasyonu zor veya imkansız hale getiren ağrı ve rahatsızlık yaşar. Bu durum genellikle yoğun korku, endişe veya cinsel ilişkiye girmekle ilgili travma geçmişi ile ilişkilendirilir.Vajinismus cinsel ilişkiye girebilir mi?Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce kasılmasına neden olur, bu da penetrasyonu zorlaştırabilir veya imkansız hale getirebilir. Ancak tedavi ile birçok vajinismus hastası cinsel ilişkiye girebilme yeteneğini kazanabilir.Vajinismus için hangi pozisyon?Vajinismuslu bireyler için, kontrolü kadına veren ve vajinal girişi kolaylaştıran pozisyonlar tercih edilebilir, örneğin kadının üstte olduğu pozisyon. Ancak en rahat ve az ağrılı pozisyonu bulmak için çiftlerin farklı pozisyonları denemesi ve birbiriyle iletişim halinde olması önemlidir.Vajinismus nedir kimlerde görülür?Vajinismus, cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsizce ve şiddetlice kasılması durumudur, bu da penetrasyonu zor veya imkansız hale getirebilir. Bu durum, yaş, etnik köken veya sosyoekonomik durum fark etmeksizin herhangi bir kadında görülebilir.Bekarlarda vajinismus olur mu?Evet, bekarlarda da vajinismus görülebilir; cinsel ilişkinin olmaması bu durumu engellemez. Vajinismus, cinsel ilişki deneyimi olmaksızın da psikolojik, fizyolojik veya travma temelli nedenlerle ortaya çıkabilir. İlginizi çekebilecek diğer yazılar; - Antidepresan Nedir? Neden Kullanılır ve Ne İşe Yarar? - Anksiyete Nedir? Belirtileri ve Tedavisi - Cinsel İlişki Ne Demek? Read the full article
0 notes
drakifakca · 3 months
Text
Tumblr media
2016 yılında Deri ve Tenasül Hastalıkları Hastanesi ile birleştirilmesi neticesinde sadece lepralı hastalara değil, aynı zamanda cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile özellikle cildiye hastalarına da hizmet sunmayı sürdüren, dermatoloji camiasında önemli bir yere sahip olan, ülkemizde branşında ilk ve tek olan İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi’nde cildiye uzmanı hekim sayısının yeterli olması halinde 24 saat esasına dayalı hizmet veren bir devlet hastanesi haline gelmesi, cildiye polikliniği sayısının geçmiş yıllarda olduğu gibi tekrar artırılması, nöbetçi cildiye hekimi bulundurulması, hasta yatışlarının yapılması vb amaçlanan hizmet çeşitliliğinin artırabilmesi, Profesör ve Doçentlerin çalışacağı, Öğretim Görevlileri ve Asistanların olması ile her hâlükârda tüm ihtiyaçlara kalıcı çözüm olacağı değerlendirildiğinden İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi’nin, Enstitü ya da Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne dönüştürülmesini Sağlık Bakanlığı görevini üstlenen Sayın Prof. Dr. Kemal Memişoğlu tarafından gerçekleştirilmesini umut ediyoruz.
@saglikbakanligi @drmemisoglu 
1 note · View note
fiyatinedir · 1 year
Text
Panto Fiyatları
Tumblr media
PANTO, mide asidini azaltan ve mide yanması, reflü gibi mide rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Proton pompası inhibitörleri (PPI) olarak bilinen ilaç grubunda yer alır.
Tumblr media
Panto Fiyat
Panto Fiyatları
PANTO fiyatları, ürün formuna, gramajına ve eczanedeki satış fiyatına göre değişiklik gösterir. - PANTO 20 MG 28 TB. 36.04 TL'dir. Ürün Kodu: 8699516044510 - PANTO 40 MG 14 TB. 36.04 TL'dir. Ürün Kodu: 8699516042240 - PANTO 40 MG 28 TB. 56.51 TL'dir. Ürün Kodu: 8699516042257 - 40 mg IV enjeksiyonluk 10 flakon: 478.57 TL - 40 mg IV enjeksiyonluk 1 flakon: 55.43 TL - 40 mg 28 tablet: 54.51 TL - 40 mg 14 tablet: 35.04 TL - 20 mg 28 enterik kaplı tablet: 35.04 TL
Panto Nedir?
Panto 40 mg, mide koruyucu bir ilaçtır ve midedeki asit üretimini azaltarak etki gösterir. Bu ilaç, mide ve bağırsakların asit durumuyla ilişkili rahatsızlıkların hafiflemesine yardımcı olur. Gastroözofageal reflü ve mide ile bağırsağın ilk kısmı olan duodenumdaki ülser çeşitleri gibi hastalıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Panto 40 mg tabletler, sarı renkte, yuvarlak ve enterik kaplıdır. 14 ve 28 tabletlik ambalajlarının yanı sıra enjeksiyonluk formları da bulunmaktadır.
Tumblr media
Panto Fiyati
Panto Kullanımı
Panto 40 mg ilacını kullanırken, hekiminizin önerilerine uyunuz. İlacı yemekten 1 saat önce suyla birlikte yutmalısınız. Enterik kaplı tabletler olduğu için bütün halinde yutmak önemlidir, tabletleri çiğnememelisiniz. Panto 40 mg, farklı hastalıklarda farklı dozlarda kullanılır: - Gastroözofageal reflü, özofajit ve ilgili belirtilerin tedavisinde genellikle günde 1 doz önerilir. Ancak doktor tavsiyesine göre günde 2 doza çıkabilir. Tedavi süresi genellikle 8-12 hafta sürer. - Gastrik ülser ve duodenal ülser tedavisinde günde 1 doz önerilir, yine doktorunuzun tavsiyesine göre günde 2 doza çıkabilir. Gastrik ülser için tedavi süresi genellikle 4-8 hafta, duodenal ülser için ise 2-4 hafta sürer. - Zollinger Ellison sendromu ve aşırı mide asit üretimi ile ilişkili diğer rahatsızlıkların tedavisinde genellikle günde 2 tablet kullanılır. Yukarıdaki dozlar, genel olarak kullanılan önerilen dozlardır, ancak doktorunuz size özelleştirilmiş bir tedavi planı oluşturacaktır.
Panto Yan Etkileri
Panto 40 mg ilacının yaygın yan etkileri genellikle hafif düzeydedir ve şunları içerebilir: - Baş ağrısı ve baş dönmesi - İshal veya kabızlık - Midede şişkinlik ve gaz problemleri - Mide bulantısı ve kusma - Karın ağrısı - Ağız kuruluğu Eğer ilaç kullanımı sırasında nefes alma güçlüğü veya alerjik deri belirtileri gibi ciddi reaksiyonlar yaşarsanız, ilacı kullanmayı bırakmalı ve derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Panto 40 mg, genellikle araç ve makine kullanımını engelleyecek bir etkiye sahip değildir, ancak baş dönmesi gibi belirtiler yaşarsanız, bu tür faaliyetlerden kaçınmanız önerilir.
Panto Kullananlar için Tavsiyeler
Panto 40 mg ilacını kullanırken, unutulan dozu telafi etmek için çift doz kullanmamalısınız. Ayrıca, aşağıdaki durumlarda ilacı kullanmamalısınız: - 12 yaşından küçük çocuklarda - Pantoprazol veya diğer proton pompası inhibitörleri ile ilgili alerjiniz varsa - Mantar hastalıkları için kullanılan ilaçlarda bulunan benzimidazol alerjiniz varsa Panto 40 mg ve diğer mide koruyucularını yemekten yaklaşık 1 saat önce almalısınız. Genellikle günde tek doz kullanılıyorsa sabah kahvaltıdan önce, ikinci doz kullanılacaksa akşam yemeğinden önce alınması tavsiye edilir. Panto 40 mg, proton pompası inhibitörleri grubundan bir reçeteli ilaçtır. Eczanelerde reçeteyle veya reçetesiz olarak satılabilir, ancak hekim tavsiyesi olmadan kullanmamanız önemlidir. Panto 40 mg ilacının herhangi bir yasaklama durumu yoktur ve satışı ve kullanımı devam etmektedir. Umarım bu bilgiler size faydalı olmuştur. İlacı kullanmadan önce mutlaka bir sağlık profesyoneline danışmalısınız.
Panto Fiyatı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular?
Panto için araştırma yaparak en uygun fiyattan yararlanmayı istemektesiniz. Uygun ve ucuz Panto Fiyatları hakkında araştırmanıza bizde katkı sağlamak için güncel Panto Fiyat listesini paylaştık. Yorumlar kısmından eksik veya hatalı gördüğünüz kısımları bize bildirebilirsiniz. Panto Fiyatları hakkında merak edilen, sıkça sorulan soruları sizler için derledik inceleyebilirsiniz. Güncel ve detaylı fiyat listelerine sitemizi takip ederek ulaşabilirsiniz Fiyatinedir.net Panto Fiyatları bilgisini sizler için araştırdı ve yayınladı. Bu yazımızı takibe alarak güncel Panto Fiyatı nedir bunu öğrenebilirsiniz. Unutmayın sitemiz üzerinde diğer konulara bakarak güncel fiyatları sürekli takip edebilirsiniz. PANTO FİYATI GİBİ MERAK EDİLEN BİR DİĞER FİYAT LİSTESİDE: Benexol Fiyatları LİSTESİDİR. DİLERSENİZ BU YAZIMIZIDA İNCELEYEBİLİRSİNİZ. https://www.youtube.com/watch?v=l39WFvwogik Panto Fiyatları Panto Fiyatları Zamlanacak mı? Panto fiyatları hatta diğer ürün ve hizmetlerin hepsi maalesef döviz ve yakıt fiyatlarına orantılı olarak zamlanmaktadır. Bu neticede dövizdeki hareket veya yakıttaki, benzindeki zamlanma direk Panto Fiyatı listesine yansıyacaktır. Bununla beraber Panto Fiyat listesi de zamlanacaktır. Bizler normalde haftalık veya aylık olarak konuları güncelliyoruz. Fakat döviz ve yakıt zamlanması gibi etkileyen hızlı durumda fiyat listemiz 1-2 gün eski kalabiliyor. Anlık zamlarda bizlere yorumlar kısmından bildirim de bulunarak fiyatın güncellenmesine katkı sağlayabilirsiniz. PANTO FİYATI GİBİ MERAK EDİLEN BİR DİĞER FİYAT LİSTESİDE: İburamin Cold Fiyatları LİSTESİDİR. DİLERSENİZ BU YAZIMIZIDA İNCELEYEBİLİRSİNİZ. Panto Fiyatı doğru mu? Panto fiyat bilgisi doğru ve günceldir. Fiyat listelerini oluştururken özellikle mağazalardan, firma iletişim bilgilerinden ve internet mecralarındaki fiyat listeleri, kullanıcı yorumlarından yola çıkarak Fiyat tablosu oluşturuyoruz. Bu neticede fiyat listesini haftalık periyotlar ile güncelliyoruz. Doğal olarak sizlere güncel fiyat listesini ulaştırmış oluyoruz. Panto fiyat bilgileri zamlarda güncellenerek sizlere ne güncel haliyle sunulmaktadır. Fiyatı nedir, fiyat araştırma platformunda bulunan bütün konularımız haftalık veya aylık periyotlar ile güncellenmektedir. Sizlerde sitemizi takip ederek güncel fiyat bilgilerine ulaşabilirsiniz. Ayrıca sitemizde bulamadığınız bir fiyat listesi olursa iletişim bilgilerimizden bize bildirim açabilirsiniz. Ortalama 1-2 iş günü içerisinde fiyat listesi eklenir veya güncellenir. Panto Fiyatı gibi SAĞLIK kategorimizde yer alan diğer konulara da ilgili kategoriden ulaşabilirsiniz. Panto Fiyatı Hakkında Sizlere hazırladığımız Panto Fiyatı hakkında genel bilgilerde vermiş olduk. Sitemizde güncel fiyat bilgileri yer alır. Sitemizi takip ederek marketlerden tutun ürünlere kadar her alanda fiyat bilgilerini araştırabilir bilgi sahibi olabiliriniz. Özellikle son dönemlerdeki piyasa hareketliliği Panto fiyat listesi gibi fiyat listelerini sürekli araştırma ihtiyacı sunmaktadır. Sizde sitemizden güncel fiyatlara ulaşabilirsiniz. Panto 40 mg nasıl kullanılmalıdır? Panto 40 mg, hekiminizin önerdiği şekilde kullanılmalıdır. Genellikle yemekten 1 saat önce suyla birlikte ağız yoluyla alınır. İlacın tabletleri enterik kaplıdır, bu nedenle bütün halinde yutulmalı ve çiğnenmemelidir. Panto 40 mg hangi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır? Panto 40 mg, gastroözofageal reflü, özofajit ve mide ülserleri gibi mide ve bağırsakla ilgili rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Ayrıca, hazımsızlık, mide ağrısı, göğüste yanma gibi belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olur. Panto 40 mg'in yan etkileri nelerdir? Panto 40 mg'nin yan etkileri genellikle hafif düzeydedir ve baş ağrısı, baş dönmesi, ishal, kabızlık, midede şişkinlik, mide bulantısı gibi durumları içerebilir. Ancak ciddi reaksiyonlar nadiren görülebilir. Eğer nefes alma güçlüğü veya ciddi alerjik belirtiler oluşursa, hemen bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır. Panto 40 mg'nin muadil ilaçları nelerdir? Panto 40 mg'nin birçok muadil ilacı bulunmaktadır. Bu muadil ilaçlar arasında Protonex, Protinum, Protech, Pulcet, Ulcoreks, Ulcezol, Abpax, Acilibre, Arinna, Gastblok, Pandev, Panocer, Pantozol, Pasmol, Progas, Pantpas, Zolcer, Zygosis gibi markalar yer almaktadır. Bu muadil ilaçlar da farklı formlarda bulunmaktadır. Panto 40 mg kimler tarafından kullanılmamalıdır? Panto 40 mg, 12 yaşından küçük çocuklar, pantoprazol veya benzeri proton pompası inhibitörleri ile ilgili alerjisi olanlar, benzimidazol içeren mantar hastalığı ilaçlarına alerjisi olanlar tarafından kullanılmamalıdır. Kullanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir. Peki Panto Fiyatı bilgisine nasıl mı ulaştık? Mağazalardan, çağrı merkezlerinden ve internet kanallarından araştırma yaparak güncel ve doğru Panto Fiyatı listesini hazırladık. - Paylaştığınız Panto Fiyat bilgisi ne kadar güncel? Panto Fiyat bilgisi gibi sitemizde yer alan bütün Fiyatların listesi haftalık veya aylık periyotlar ile güncellenerek sizlere güncel olarak sunulmaktadır. Fiyatinedir.net Bilgilendirme Metni Fiyatinedir.net web sitesi sizlere güncel fiyat bilgisi sağlamak üzere kılavuz görevi gören bir platformdur. Bu noktada Panto fiyatı gibi diğer tüm konularımızda yer alan fiyat bilgileri sadece kılavuz olması için yayınlanmaktadır. - Bepanthen Fiyatları - Öksürüğe İyi Gelen Doğal Yöntemler - Kelebek Hastalığı Nedir? Read the full article
0 notes