#denizugur
Explore tagged Tumblr posts
saniyeozbey · 10 years ago
Photo
Tumblr media
Guguk Kuşu - Kafeste Bir Kuş Uçtu #gugukkuşu #oktaykaynarca #denizugur #galiperdal #tubaunsal Yorucu bir gunden sonra akşamı iyi bir oyunla şenlendirmek....
0 notes
feelthejoyofbeingalive · 11 years ago
Photo
Tumblr media
Bu güçlü yenilmez kadın benim herşeyim... İyiki doğmuş, iyiki var!!!
0 notes
doguscanoto · 13 years ago
Text
Kansere Meydan Okuma
O gün setteyken doktorumdan telefon geldi…
Koordinatörümüz Batu’yla göz göze geldik. O, çıkacak pataloji raporunu beklediğimi biliyordu…
Telefonun diğer ucunda bana gerekli açıklamayı yapan doktor sözünü tamamladıktan sonra, başımı salladım… Batu anladı… Hiç adeti olmadığı üzere, bir sigara yakıp odadan çıktı.
Stresini anlıyordum… Beni çok sever. Ayrıca, aynı sette iki oyuncuya peşpeşe meme kanseri teşhisi konulması da şaka gibiydi…
Ama tabii ki “biz bunu da aşacaktık”.
Bu süreçte, haberi alanların tümü bana aynı cümleyi söyledi ve bununla gururlandığımı itiraf ediyorum:
“Meme kanseri ne ki? Sen bununla top diye oynarsın…”
Haklılar…
Bu hafta geçireceğim operasyonu gerçekten ciddiye almıyorum…
Sonrasındaki tedavi sürecini de.
Şunu iyi biliyorum:
Hayatta, doğum yapmaktan daha zorlu bir iş yok…
Dokuz aylık hamilelik sırasında vücudunda meydana gelen değişimleri saymakla bitiremezsin…
Bir kadının acı eşiği sınırlarını doğumdan daha çok zorlayacak başka bir deneyim olabileceğini de sanmıyorum…
Ben bunu iki kez yaşadım, güle oynaya…
Belki de bu yüzden “ameliyat olacağım, kemoterapi göreceğim” diye gerilmek şöyle dursun, gün içinde aklıma bile gelmiyor.
Büyük oğlum doğduğunda yirmi beş kilo almış durumdaydım. İkizler doğduğunda otuz beş…
Şimdi “saçlarım dökülecek” diye üzülme fikri komik geliyor… Ya da “göğsümü alacaklar” diye.
Her koşulda, iç disiplin ve yüksek moral sahibi biri için eski haline dönmek çocuk oyuncağı gibi bir şeydir…
“Eskisinden daha iyi görüneceğim” diye kendini gaza getirirsin, motivasyonun yükselir, zevkle mücadele edersin…
Üstelik “bir adım geriye düşüp sonra yeniden başlama” öykülerini de çok severim ben…
İşin bu yönü bana heyecan veriyor gerçekten…
Ayrıca merak doluyum…
Kendimin ve çevremdekilerin tepkilerini, davranışlarını gözlemleyeceğim, kendimi ve çevremdekileri daha iyi tanıyacağım…
İster istemez kendimi ve hayatımı, bu gözlemlere dayanarak yeniden yapılandıracağım…
Sınav gibi deneyimler bunlar…
Üzerimde, kaç not alacağımızı beklemenin sabırsızlığı var.
“Bu talihsiz kadının başına gelmeyen kalmadı” diye yakınanlara çok kızıyorum, haberiniz olsun…
Her fırsatta ne kadar “mağdur” olduğunu dillendirip sempati toplamaya çalışan tiplerden değilim çünkü…
Hiç sevmem o halleri. Saygı da duymam.
Mücadeleye saygı duyarım. Yakınıp dövünmeden verilen mücadeleye.
Vahide’nin duruşuna saygı duyarım.
“Her şerde bir hayır vardır” sözüne de çok inanırım.
Belki toplumda göz önünde olan bizler, insanların daha önce üzerine düşünmedikleri meseleleri sorgulamalarına neden oluruz…
Belki insanların hayatlarına bir katkımız olur, yararımız dokunur.
Meme kanserinin kesin nedeni bilinemiyor…
Eğer ailenizde, özellikle anne tarafınızda meme kanseri olan varsa, bu sizi risk grubuna sokuyor…
Ama yoksa?
Eskiden kırk yaşını geçmiş tüm kadınların önlem olarak her yıl mamografi çektirmesi önerilirken, bu yaş sınırı otuz beşe düşmüşse?
Meme kanseri “grip” kadar yaygın bir hale geldiyse?
Nedenleri sorgulamanın zamanıdır bence.
Genleriyle oynanmış sebze meyve tohumlarını dünyanın dört bir tarafına pazarlayan firmaların aynı zamanda kanser tedavisinde kullanılan ilaçları da pazarlıyor olması…
Tüp bebek tedavisi, menopoz ya da farklı nedenlerle hormon ilaçları verilen kadınlarda meme kanserinin tetiklenebilmesi…
Birçok kadına, meme kanserini erken teşhis edebilmek için “düzenli olarak kendini elle muayene etmesi gerektiğinin” öğretilmemiş olması…
Doğa dostu görünen bir çok şirketin, ürünün ya da oluşumun, aslında çevre şartlarını önemsemiyor veya ciddi bir biçimde bozuyor olması…
Ve ekonomik artı-eksi hesapları yapılıp bunlara göz yumulabilmesi…
Sorgulanmalıdır.
Sorgulanmazsa, içinde bulunduğumuz bu süreçler bizim özel öykülerimizden ibaret olarak kalır… Bunun kimseye yararı olmaz.
Sorgulanırsa, bunlar topluma malolur ve insanlığa, gelecek kuşaklara yararı olur.
Çevrenize bakın, kanserin ne kadar yaygınlaştığını farkedin, bu konuda bilinçlenin ve nedenleri sorgulayın…
Kendinize ve çevrenize yararınız olsun.
Bana gelince…
Ne görevlerimi aksatmaya, ne çalışmaktan ne de eğlenmekten vazgeçmeye hiç niyetim yok.
Rol aldığım sinema filmi yeni yılın ilk haftası vizyona giriyor, heyecanlıyım.
Düşünülenin aksine, tanıyabileceğiniz en mutlu, en talihli kadınlardan biriyim.
Savaşçı bir ruhum var ve her türlü mücadeleyi severim…
Aranızdaki birçok Amazon gibi.
Hayatlarımızdaki her şeyin kontrolü bizde.
Unutmayın…
Bugün dünden daha güzel, yarın daha da güzel olacak 
Deniz Uğur
2 notes · View notes