#coronavirüs dünya ölüm sayısı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Sağlık Bakanı Koca'dan son dakika uyarısı
Sağlık Bakanı Koca’dan son dakika uyarısı
Sağlık Bakanı Koca’dan son dakika uyarısı: Bulaşma oranı yüzde 85’e kadar yükseldi Sağlık Bakanı Koca, kısıtlamalara ve tedbirlere uyum sayesinde vaka sayılarında düşüş olduğunu belirterek, ”Buna rağmen virüsün bulaşma yolları değişmeye başladı. Ev içi bulaşma oranları yüzde 85’e kadar yükseldi. Tedbir, tehdit neredeyse oraya odaklanmalı. Ev içi bulaşmalara karşı tedbirli olalım” dedi. İşte son…
View On WordPress
#bakan koca#corona virüs#coronavirüs#coronavirüs dünya ölüm sayısı#coronavirüs salgını#coronavirüs tedavi#coronavirüsten dünyada kaç kişi öldü#covid-19#dünyada coronavirüsten kaç kişi öldü#fahrettin koca#korona#korona virüs#koronavirüs#koronavirüs açıklama#koronavirüs fahrettin koca#koronavirüs haberleri#koronavirüs son dakika#koronavirüs yayılma hızı#son dakika korona#türkiye coronavirüs son durum#türkiye coronavirüs tedbirleri
1 note
·
View note
Photo
Japon firma ‘düğmeye basma çubuğu’ üretti Japonya’da kürdan üreticisi bir firma, korona virüs salgınından korunmak için asansör benzeri alanlarda düğmelere dokunmadan basabilmeyi sağlayan çubuk üretti.
#corona virüs#corona virüs testi#corona virüs vaka sayıları#coronavirüs#coronavirüs açıklama#coronavirüs dünya ölüm sayısı#coronavirüs salgını#coronavirüsten dünyada kaç kişi öldü#covid-19#dünyada coronavirüsten kaç kişi öldü#dünyada virüs testi#korona virüs#korona virüs vaka sayıları#koronavirüs#koronavirüs vaka sayıları#koronavirüs yayılma hızı#virüs haberleri
0 notes
Text
Korona Günleri
Bu aralar dünyayı kasıp kavuran bir virüs var, koronavirüs. Dünyanın tüm ülkelerine sıçramış durumda an itibariyle
Aralık 2019’da çin’in wuhan şehrinde ortaya çıktı bu koronavirüs. Sonra hızlı bir şekilde yayılmaya başlandı. Önce çin sonra etrafındaki ülkeler ve ondan sonra da tüm dünyaya yayılmaya başlandı. Şuan dünyada 125 ülkesinde 241.563 kişiye bulaşmış durumda.
Nasıl ortaya çıkmış bu virüs. Zaten daha önce insanlarda görülen bir virüs bu. Bu aralar böyle yayılması ve öldürücülüğünün artmasının nedeni virüsün gelişen dünya içinde zamanla mutasyona uğraması.
Belirtileri ; soğuk algınlığı, grip ve nezle gibi ortaya çıkıyor. Zamanla boğaz yanması, yüksek ateş ve nefes almakta zorlanma. İlk 3-4 gün boğaz yanması, 5-6 günde ateş çıkması, 7-8 günde ise nefes almada zorlanma, ishal, mide krampları gibi belirtileri var. Hastalığın kuluçka süresi uzmanların söylediklerine göre 14 gün. Şu an dünyada 14 gün kuralı var. Karantinaya alınanlar 14 gün içinde kimseyle temas ettirilmiyorlar.
Nasıl bulaşıyor; öncelikle temas ile bulaşıyor. Ellerde yüzlerde. Eller çok önemli bu konuda. Önce ellerinizden bulaşıyor, ellerinizi ağzınıza yüzünüze götürdüğünüzde oralara da bulaşıyor. Aslında her yerden bulaşıyor ama en çok ellerimizi bir yerlere temas ettiğimiz için en çok ellerden bulaşıyor. Mesela toplu taşımaya bindiniz, bir yerlere tutundunuz, sizden önce enfekte olmuş biri oraya değmişse artık size de bulaşmıştır. Sokağa çıktınız, markette bir şeylere değdiniz, ordan bulaşır. Kalabalık yerlerde dolaşırsanız, birileri hapşırırsa ve ya öksürürse etrafa yaydığı baloncuklardan bulaşır.
Toplu taşıma, avmler, Pazar yerleri, kalabalık sokaklar gibi sosyal alanlarda dolaştığınız zaman bulaşma ihtimali çok yüksek. Çok hızlı yayılan bir virüs bu. Sadece ellerden kollardan değil, montunuzu bir yere değdirdiniz, pantolonunuzu bir yere değdirdiniz, onlara bulaşır, ayakkabılarınız keza öyle. Sonra eve geldiniz montunuzu pantolonunuzu yatağa kanepe attınız, yatağa kanepeye de bulaşır. Evde yaşayan biri oralara oturursa onlara da bulaşır. Her şeyden heryerden bulaşıyor.
Nasıl önlem alınıyor peki. Öncelikler mecbur kalınmadıkça sokağa çıkılmaması gerekir. Sokağa çıktınız ise bir yere bir şeye temas etmemeye özen göstermelisiniz. Eğer değerseniz ellerinize bulaşma ihtimali var. O yüzden dışardayken asla ellerinizi yüzünüze değdirmemelisiniz. Sigara içmemelisiniz ellerinizi yıkamadan. Eve geldiniz hiçbir yere değmeden direk banyoya gidip ellerinizi sabun ile 20 saniye yıkamalısınız. Sonra yüzünüzü yıkamalısınız. Sonra duş almalısınız. Ondan sonra evin içine geçip evdekilerle temas kurmalısınız. Dışardayken de sık sık elinizi yüzünüzü sabunlu su ile yıkamalısınız. Mesela yarım saatte bir hep ellerinizi yıkamalısınız. Bunlar bireysel önlemleriniz.
Devletlerin alması gereken önlemler ise; öncelikler sosyal alanların hepsini kapatmalılar tüm devletler. Ülke giriş çıkışlarını kapatmalılar. Havalimanlarında giriş çıkışlarında kontrol noktalarında herkesi kontrol etmeli ve gelenleri karantinaya almalılar. İbadethaneler kapatılmalı. Avmler kapatılmalı. Bar disco düğün salonu toplantı yerleri, yani aklınıza gelebilecek toplu halde buluşulabilinecek yerlerin hepsi kapanmalı. Aslında en mantıklısı virüs ülkeye gelmeden sokağa çıkma yasağı noktasına gelebilecek tedbirler alınmalı. Yoksa bu virüsün girişini engelleyemezsiniz. Sadece kamu kuruluşları işlevselliğini sürdürmeli. Çalışanlar dışında kimse sokağa çıkmamalı. Yoksa vaka sayıları katlanarak artıyor sürekli
Türkiyede alınan ilk tedbirler 15 mart günü camilerin cemaatle namaz kılması yasalandı. Sonra aynı gün akşamında tüm sosyal alanlar kapatıldı ama avmler hala açık. Bunların yapıldığı gün yani 15 martta ülkede vaka sayısı 47 olduktan sonra gerçekleşti. Ülkede önlemler çok geç alındı o yüzden şuan vaka sayısı artıyor. Bugün 19 mart henüz yeni vaka sayısı açıklanmadı ama dün itibariyle vaka sayısı 192 idi. Ölü sayısı şuan 3 kişi. Vakalar genelde katlanarak artıyor. Test yapılarak bulaşıp bulaşmadığı açıklanıyor. Şuana kadar 8bin test yapılmış. Çok yetersiz. Bugün itibariyle sadece istanbulda test yapılabiliyor ve sadece 6 laboratuvarda test imkanı var. Yakında ülkenin her yerinde test imkanı olacak ve o zaman vaka sayıları çok yüksek sayılara çıkacak.
Coronavirüs çok hızlı yayılan bir virüs. Güney kore’de tüm toplum izole olmuşken tek bir kadın 1121 kişiye bulaştırmış. Genelde bir kişi dört kişiye bulaştırıyor ve sistematik olarak artıyor bu bulaşma.
Peki hastalık ile ilgili veriler nasıl; şuan dünyada 241.563 kişiye bulaşmış ve her gün ortalama 20 bin kişide daha görülüyor.
Hastalık bulaşan 10bin kişi öldü. 85 bin kişi taburcu oldu.
Vakaların en çok görüldüğü ülkeler; çin 80bin – italya 40bin – iran 18bin – ispanya 17bin – almanya 15bin – abd 12bin – fransa 11bin – güney kore 9bin sonrasında Avrupa ülkeleri aynı şekilde geliyor.
Coronavirüs en çok yaşlı kesime sıkıntı çıkarıyor. Ölüm oranları yaşlı kesimde yüksek ve kronik hastalığı olan kişilerde yüksek. Ama yine de çok yüksek değil. 80yaş ve üstü %15 70-79yaş arası %8 60-69yaş %3.6 50-59yaş arası %1.3 40-49yaş arası %0.4 yani binde 4 0-39yaş arası ise %0.2 yani binde 2 oranında ölüm yüzdeleri mevcut.
Şimdiye kadar ölenlerin yaşlara oranı; 0-18 yaş yüzde 1 19-50 yaş yüzde 24 51-70 yaş yüzde 37 70 yaş üzeri yüzde 38 mesela italyada ölenlerin yaş ortalaması 79.5 iranda ölenlerin yaş ortalaması 67 iranda 3 yaşında bir çocuk, ispanyada 21 yaşında lösemi hastası bir genç ve isviçrede 32 yaşında bir kalp hastası genç öldü, en genç ölenler bunlar.
Her gün ortalama 20bin yeni vaka ve 1000 yeni ölüm oluyor dünya genelinde
1 note
·
View note
Text
CHP Grup Başkanvekili Özel ; Her Türlü Baskıya Rağmen Hizmet Edeceğiz
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili, Manisa Milletvekili Özgür Özel, COVID-19 salgını sonrası yaşanan süreç ve CHP gündemi hakkında bilgi vererek Egeningazetesi Haber Müdürü Ece İçmez’in sorularını yanıtladı. AK Partili vekillerin gündemi CHP üzerinden yürürken, CHP vekiller ekonomik sıkıntılara ve işsizliğe dikkat çeken açıklamalarda bulunuyor siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Cumhuriyet Halk Partisi olarak gündemimiz her zaman halkın gündemi olmuştur ve olmaya devam edecektir. İşsizlik, hayat pahalılığı, enflasyon, gelir dağılımı adaletsizliği ve nepotizm gibi pek çok konuyu gündemde tutmaya ve gündeme taşımaya devam edeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak kimsenin yatağa aç girmediği, gelir dağılımında dengenin kurulduğu bir ülkeyi kurana, yoksulluğu bu ülkenin kaderi olmaktan çıkarana kadar vatandaşlarımızın sorunlarını dile getirmeye, çözüm üretmeye devam edeceğiz. İlk önlem alan ülkeler arasında yer alan Yeni Zelanda’da ölüm sayısı sadece 22, vaka sayısı artık yok ve sınır kapılarını henüz açmayı düşünmüyor. Biz de ise ticaret devam etti . Sınır kapıları, vaka sayısı, ölüm oranı sıfıra inmeden tekrar açıldı. Kısacası Türkiye kendini Coronavirüs sürecinde başarılı göstermeye çalışırken aslında Dünya’da başka ülkeler bu süreci daha iyi yönettiğini kanıtladı. Hükümet sokağa çıkma yasağını 2 saat öncesinden haber vererek bir kaosa da yol açmıştı, sizce devlet destekli sokağa çıkma yasağı gelmeli miydi? Coronavirüs salgını sırasında Türkiye’nin iyi yaptığı şeyler oldu, yanlış yaptığı şeyler oldu. Şunu vurgulamak gerekir ki Türkiye, Refik Saydamlardan gelen koruyucu hekimlik hizmetlerini merkeze alan bir sağlık sistemine ve altyapısına sahip. Sağlık çalışanlarımız büyük bir özveriyle çalıştılar. Sağlıkçılarımızın doğru yaptığı şeyler oldu. An itibariyle Türkiye, dünyada koronavirüs kaynaklı en çok ölümün yaşandığı 22’nci ülke konumunda. Dünyada en çok vakanın görüldüğü 18’inci ülke olduğumuzu düşünürsek sağlık çalışanlarımızın, siyasetçilerden daha iyi işler yaptığını, sokağa çıkma yasağının geç ve zamansız ilanı başta olmak üzere yaptığı yanlış işlere rağmen ölüm oranını görece düşük tutmayı başardığı anlaşılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ekonomik gerekçelerle tam karantina uygulamasına geçemediği vatandaşına “evde kal” demesine karşın yalnızca ekonomik ihtiyacı olmayanın evinde kalabildiği, ekonomik açıdan çalışmak zorunda olan ve evden çalışamayacak durumda olanların sokağa çıktıkları,toplu taşımayı kullandıkları, hiçbir dünya ülkesinde olmayan bir garip metodu kullanmıştır. Bu mücadele yöntemi nedeniyle vaka sayılarının ve ölüm oranlarının yeterince azalamadığı anlaşılmaktadır. Belki de erken bir tam karantina kararıyla, rakamların bu kadar yükseğe çıkmadığı bir mücadele mümkün olabilecekti. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ekmek yardımının yasaklanması ama Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin aynı yardımı yapmasına izin verilmesi parti ayrımcılığı gibi duruyor. Belediyelerin bağış toplama yasağı hakkında düşünceleriniz nelerdir? İktidar partisi, bu süreçte partimize mensup belediyelerin kampanyalarını engelleme onların vatandaşlarımıza yardım etmelerini olanaksız kılmaya yönelik akıl almaz bir siyasi tutum sergiledi. Böylesi bir süreçte yardıma muhtaç duyan insanlarımızın tespiti ve onlara olabildiğince çok kurumun yardım yapabilmesini temin etmek yerine, ‘’Bütün yardımı ben yapacağım’’ diyerek, muhtaç durumdaki vatandaşlarımızın sorunlarını çözme, onların yaralarını sarma noktasında adım atılmasını engelledi. Oysa ki böylesi durumlarda, kime yardım yapılacağını bilecek olan kurum yerel idaredir, belediyelerdir. Belediyeleri dışlamanın bedelini vatandaşlarımız daha az yardıma daha geç ulaşarak çekmek zorunda kaldı. Ekonomik açıdan baktığımızda Türkiye sizce ne durumda? Türkiye, ekonomik açıdan gelir dağılımı adaletsizliğinin zirve yaptığı, varlıklı ile yoksul arasındaki makasın daha da açıldığı bir ülke konumundadır. Türkiye’de gelirin yüzde 48’ini en zengin yüzde 20’lik kesim alırken, en yoksul yüzde 20’lik kesimin aldığı pay yüzde 6’da kalıyor. Yani en zengin en yoksula göre gelirden 8 kat fazla pay alıyor. Aynı sofraya oturan beş kişiden biri sofradakilerin yarısını yiyor. Geri kalan dört kişiye diğer yarısı kalıyor. Ancak, yemeğin geri kalan yarısı da bu dört kişi arasında da adil dağılmıyor. Böyle bir dağılımın olduğu bir ekonomide işlerin iyi gittiğini savunmak mümkün değildir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun son verilerine baktığımızda, işsizliğin de istihdamın da azaldığı mucize bir yöntem icat ettiğini görüyoruz. Dünya da işsizliği hem istihdamı azalan az sayıdaki ülkeden biriyiz. Buna rağmen Türkiye’de işsizlik oranı resmi olarak yüzde 13 civarında seyretse de, gerçek işsizliğin bu oranın neredeyse iki katı olduğu açıktır. Özellikle genç işsizlikle mücadele noktasında atılması gereken adımlar bulunmaktadır. Türkiye’de gençlerimizin geleceğe olan umudu azalmaktadır. Baş etmemiz gereken en büyük sorunlardan biri budur. Son olarak ikinci çeyrekte ekonomimizin yüzde 9,9 daralmış olması ve milli gelirin 9 bin doların altına düşmesiyle 11 yıl önceki rakamlara geri döndüğümüzü göstermektedir. Ekonomik büyüme masalları anlatan iktidarı, kendi kurumlarının rakamları yalanlamaktadır. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un yeniden seçilmesi sürpriz olmadı. Meclisteki çoğunluk birlik olan MHP ve AKP’de. Araştırılması gereken birçok önergeyi sadece CHP verdi diye reddedecekleri biliniyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Neden araştırılması , ortaya çıkarılması gereken şeylerin araştırılmasına izin verilmiyor? Rejime kasteden anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği 24 Haziran 2018’den itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi denetim görevini yerine getirememektedir. Bu yeni rejim, kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler birliğini öngörmektedir ve yasama organının, yürütme organının başındaki tek adamın ve onun güdümündeki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin fiilen tahakkümü altına girmesine neden olmuştur. Bu çerçevede yürütme organını denetlemek noktasında soru önergelerinin yanıtlanmasında ciddi oransal düşüşler yaşanmış, araştırma önergeleri de ancak iktidar partisi grubu ile küçük ortağını ikna etmekten geçmektedir. Ancak buna rağmen oluşturulan ve çalışan Araştırma Komisyonları’nın raporları da TBMM Genel Kurulu’na getirilmemekte, getirilse bile gereği yapılmamaktadır. Örneğin 2020’nin ilk işi olarak TBMM Başkanı’nın müjdelediği hayvan haklarına ilişkin yasa taslağına temel teşkil eden Araştırma Komisyonu raporu TBMM Genel Kurulu’nda görüşülse bile gereği yapılamamıştır. Üretimi, üreticiyi, tarımı destekleyen, sosyal belediyecilik kapsamında ön safhalarda yer alan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin birçok projesi dayanışma ruhu ile devam ediyor. İhtiyaç sahibi ailelere yardım sağlayan Bizizmir kampanyası ve Askıda Fatura kampanyası hakkında ne düşünüyorsunuz? Cumhuriyet Halk Partisi’ne mensup belediyeler sosyal belediyeciliğin en iyi örneklerini özellikle bu pandemi döneminde her türlü baskıya rağmen hayata geçirmektedir. İzmir Büyükşehir Belediyemiz de vatandaşa dokunan sosyal belediyecilik anlayışının en iyi örneklerini yıllardır gerçekleştirmekte, ihtiyaç sahiplerine hizmet etmektedir. Bu tür projelerin ve kampanyaların devamının geleceğini düşünüyoruz. Özgür Özel Kimdir? Türk siyasetçi ve eczacı, 24., 25., 26. ve 27. dönem Manisa milletvekili. 24 Haziran 2015 tarihinden beri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekilliği görevini sürdürmektedir. İzmir Bornova Anadolu Lisesi Almanca Bölümü ve Manisa Lisesi’nde orta ve lise öğretimini, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamladı.1999 yılında serbest eczacılığa başlayan Özel, Manisa Eczacı Odası’nda, 2001-2007 yılları arasında bir dönem Genel Sekreterlik ve iki dönem Oda Başkanlığı görevlerinde bulundu. Aynı yıllarda Manisa Akademik Odalar Birliği Dönem Sözcülüğü ve Başkanlığı görevlerini yürüttü. Bu dönemde Manisa Cumhuriyet Mitingi’nin düzenleyiciliği ve sözcülüğünü yaptı.Eczacı Özgür Özel, Oda Başkanlığı döneminde hayata geçirdiği sosyal ve çevre projeleri ile çeşitli ödüller aldı.Uluslararası Eczacılık Federasyonu, Avrupa Birliği Eczacılık Grubu, Avrupa Eczacılık Forumu gibi uluslararası örgütlere üyeliği ve Türkiye delegeliği bulunan Özel, 163 tane kongre ve konferansta yazılı ve sözlü bildiri, sunum ve panel yöneticiliği yapmıştır.29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Belediye Başkan adayı olan Özgür Özel, 33. Olağan Kurultay’da ve 15. Olağanüstü Kurultay’da Cumhuriyet Halk Partisi Manisa İli Delegesi olarak görev yaptı.2007 yılı ve 2009 yılı Aralık aylarında yapılan seçimlerde Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetine seçildi.Türk Eczacıları Birliği’nde bir dönem Saymanlık, iki dönem Genel Sekreterlik görevlerini yürüttü.10.03.2011 tarihinde Milletvekili Adayı olmak üzere görevinden istifa etti.12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Manisa milletvekili olarak seçildi. Anne ve babası emekli öğretmen olan Özgür Özel,Ecz. Didem Özel ile evlidir ve İpek adında bir kızları vardır. Read the full article
#CHP#CumhuriyetHalkPartisiGrupBaşkanvekili#HerTürlüBaskıya#HizmetEdeceğiz#ÖzgürÖzel#ÖzgürÖzelKimdir?
0 notes
Text
DSÖ'den Korkutan Açıklama: Kovid-19 Salgını Büyüyor
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Birleşmiş Milletler (BM) Kamu Hizmeti Günü nedeniyle video konferans yöntemiyle düzenlenen programın açılışında konuştu. Kamuda görevli sağlık çalışanlarının durumuna değinen Ghebreyesus, "Sağlık çalışanlarının ihtiyacı olduğu şekilde vardiyalar arasında kalacakları güvenli bir yer temin ederek ve fiziksel güvenliklerini sağlayarak damgalanma, taciz ve saldırılara karşı korunmalarını sağlamalıyız" dedi. Ghebreyesus, ülkelere çağrıda bulunarak, güvenli şekilde hizmet verebilmeleri için sağlık çalışanlarının desteklenmesi ve korunması gerektiğini vurguladı. Sağlık çalışanlarına gerekli ekipman ve malzemelerin de sağlanması gerektiğinin altını çizen Ghebreyesus, sağlıklı bir toplum için mevcut sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve sağlık ve sosyal hizmetlerde daha çok iş fırsatı oluşturulmasının önemine işaret etti. Konuşmasında, Kovid-19 salgınının gidişatına da değinen Ghebreyesus, "Kovid-19 çekip gitmiyor. Aksine, pandemi büyüyor. Vaka ve ölüm sayısı artmaya devam ediyor" uyarısında bulundu. İlginizi çekebilir: Dünya Sağlık Örgütü Korkunç Gerçeği Açıkladı #Coronavirüs Read the full article
0 notes
Text
Trump, ABD'nin DSÖ (WHO) ile ilişkilerini keseceğini açıkladı
Başkan Trump, bugün bir basın toplantısında ABD'nin Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile ilişkisini sonlandıracağını açıkladı. Trump, “Çin'in Dünya Sağlık Örgütü üzerinde kontrolü vardır” dedi. “Onlara doğrudan yapmaları ve onlarla doğrudan ilgilenmeleri gereken reformları detaylandırıp açıkladık, ancak harekete geçmeyi reddetti.” Trump , Dünya sağlık Örgütünün Çin'den gelen baskıya karşılık vermeyip ve corona virüsün yayılması hakkındaki bligilere güvendiklerini söyleyerek Dünya Sağlık Örgütüne FON yardımını durdurmuştu. Ayrıca DSÖ'nün seyahat yasaklarını eleştirmesi konusunda da sorun yaşadı. Yine de, Dünya Sağlık Örgütüyle bağları koparmak büyük bir adımdır dedi. Uzmanlar, eğer ABD DSÖ ile bağ kurarsa, küresel halk sağlığının tehlikeye atacak sonuçları olabileceğini söylediler. ABD, Pandemi ile mücadele kapsamında yüz milyonlarca dolar katkıda bulunuyor. Trump'un bu kararı ayrıca COVID-19'a verilen küresel yanıtı da olumsuz etkileyebilir. DSÖ, küresel halk sağlığı acilleri için merkezi koordinasyon organıdır diyebiliriz. Şu anda COVID-19'u tedavi edebilecek ilaçları araştıran uluslararası bir klinik çalışma düzenliyor ve Ocak ayında küresel bir halk sağlığı acil durumu ilan ederek hastalığa erken yanıtın yayılmasında çok büyük payı vardır . Dünyada yaklaşık 6 milyon insan virüsü kaptı ve 360.000'den fazla insan öldü. İlgili içerikler: Twitter, Trump’ın tweetleri için, doğruluk konusunda uyarınca ortalık karıştı ! 29 Mayıs Coronavirüs Vaka ve Ölüm Sayısı Türkiye Son Durum Tüm dünyada Onaylanmış vaka 5.952.145 İyileşen 2.515.675 Ölüm 365.437 Corona Virüs ilk 10 Ülke; Vakalar VAKA İyileşen Ölüm DÜNYA 5.952.145 2.515.675 365.437 ABD 1.784.793 384.841 104.186 Brezilya 468.338 189.476 27.944 Rusya 396.575 167.469 4.555 B.KRALLIK 271.222 — 38.161 İspanya 238.564 150.376 27.121 İtalya 232.248 152.844 33.229 Almanya 183.089 164.829 8.598 Hindistan 173.763 82.369 4.971 Türkiye 162.120 125.963 4.489 Fransa 149.668 67.803 28.714 Read the full article
0 notes
Text
28 Mayıs Türkiye tablosu son durum
Corona virüsü son durum tablosu, vaka, iyileşen ve ölüm sayısı ile güncelleniyor. Sağlık Bakanlığı corona takip sitesi üzerinden yapılan son dakika açıklamaya göre vaka sayısında düşüş yaşandı. Son verilere göre koronavirüsten ölen sayısı 34 oldu. 27 Mayıs coronavirüs Türkiye takvimine göre, iyileşen hasta sayısı arttı. Sağlık Bakanlığı corona virüs tablosundaki verilerin güncellenmesiyle beraber, İstanbul, Ankara, İzmir koronavirüs haritasında vaka sayısı da değişti. Türkiye'den koronavirüs son durum bilgilerinde olumlu haberler gelirken, ülkelere göre ABD, Rusya, İspanya, İtalya'da korona virüs günlük tablosunda son dakika gelişmeler yaşandı. Son verilere göre ABD'de corona virüs ölüm sayısı yükseldi. İngiltere'de Kovid-19 nedeniyle ölenlerin sayısı 412 artışla 37 bin 460'a yükseldi. Brezilya'da ise corona virüs vaka sayısında artış yaşanarak, ABD'den sonra en fazla vakanın görüldüğü ikinci ülke olarak kaydedildi. İşte, 27 Mayıs Türkiye ve dünyada corona virüsü son durum vaka ve ölüm sayısı tablosu bilgileri, Covid 19 (corona virüs) risk ve yoğunluk haritası... TÜRKİYE VE DÜNYA'DA CORONAVİRÜS VAKA SAYISI Corona virüsü son durum tablosuyla ilgili gelişmeler gelmeye devam ederken, salgın hakkındaki son durum bilgileri vaka, iyileşen ve ölüm sayısı ile güncelleniyor. Sağlık Bakanlığı corona takip tablosu üzerinden açıklanan son verilere göre, vaka sayısı 1000'in altına düştü. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, entübe ve yoğun bakıma ihtiyaç duyulan hasta sayısının ülkemizde giderek azalmaya başladığını duyurdu. İstanbul, Ankara, İzmir koronavirüs haritası anlık gelen vaka sayısı ile yeniden güncellendi. Türkiye'den coronavirüs son durum bilgilerinde olumlu haberler gelirken, ABD, İspanya, Rusya, İtalya ve Fransa'dan da corona virüsle günlük tablosunda son dakika gelişmeler yaşanıyor. Dünya geneli korona virüs haritasına göre, ABD'de hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 491 artarak 99 bin 847'ye yükseldi. İngiltere'de ise ölüm sayısının 37 bini geçerken, gerçek sayının 47 bin 343 olabileceği öne sürüldü. Corona Virüsü salgınında dünya genelinde iyileşen hastaların sayısındaki artış sevindirirken, toplamda 5.543.439 vaka bulunuyor. Read the full article
0 notes
Text
Corona Virüsü Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Coronavirüs Nedir?
Tarih boyunca kolera veba sıtma gibi milyonları ölüme getiren salgınlara şahit olduk. Son günlerde ise tüm dünya gündemini meşgul eden ve insalığı ayaklandıran bir virüs ile karşı karışıyayız. İlk olarak çinin WUHAN kentinde çıkan coronavirüsü tüm hızıyla yayılmaya devam ederken pek çok ülkede güvenlik önlemleri üst düzeye çıkarıldı. İsmini yüzeyini taç benzeri tabakadan olan ve latinci de yine bu anlama gelen corona ölümcül olmayan haliyle uzun zamandır hayvanlarda görülen ve pek çok çeşidi bulunan bir virüs ailesidir. Fakat son haliyle karşımıza çıkan yeni corona bilinenin aksine mutasyona uğraşmış ve insan direncini kırmayı başarmıştır. Yüksek ateş, Öksürük solunum güçlüğü gibi belirtileriyle tıpkı diğer griplerle benzerlik gösteren bu salgının, tedbirleri ise yine aynı şekilde grip koruma yöntemleri olarak gösterilebilir. Henüz iyileştirilmiş bir aşının veya başka bir tedavi yönteminin bulunmaması insanlarda korku ve paniğe sebebiyet verirken doktorlarca yapılan açıklamalarda elleri sık sık yıkanması, kapalı ortamlarda bulunmama, insanlar ile temastan kaçınma ve maske kullanımı gibi uyarılar yer aldı. İlk ölüm vakası 11 ocak olarak kayıtlara geçse de, Çin Hükümeti kenti 23 Ocak tarihinde karantina altına aldı. Açıklanan son rakamlarda teşhis konulan kişi sayısı 60.000 üzerine çıkarken can kaybı ise 1369.
Çin'in Durumu
22 Ocak'tan bu yana 17 kente ulaşım tamamen durduruldu. Anayolların giriş ve çıkışları kapatılmış. Pek çok havayolu şirketi süresi açıklanmamakla birlikte Çin seferlerini askıya aldı. Adeta hayalet kente dönen Wuhan ve ayaletlerinde büyük bir korku var. Küresel acil durum ilanında bulunan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) diğer devletlere aşırı tepki vermekten kaçınmaya davet ederken başta Afrika olmak üzere sağlık alt yapısı zayıf olan devletleri de uyardı. Elbette bu felaketin bir de ekonomik yönü bulunmakta. Üretim ve ticaretin bir çok yerde durma noktasına geldiği Çin'de, maddi zarar tahmin edilemez ölçülerdedir.
Önerilen YazıCorona Virüs İle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar..!
Corana Virüsü Belirtileri Nelerdir?
Virüs belirtileri öksürük, yüksek ateş ve boğaz ağrısından pnömoni gibi daha ciddi komplikasyonlara kadar ilerleyebilir. Hastalık teşhisi konan en az dört kişi öldü ve birçoğu ciddi bir durumda tedavi altına alınmıştır. Bilim adamları, Sidney Üniversitesi Ulusal Aşı Araştırma ve Gözetim Merkezi‘nden yaptığı açıklamaya göre, Çin’in işbirliğiyle virüsün genetik kodunu rekor sürede ortaya çıkarıldı. Ancak hastalığın ne kadar kolay ve hızlı bir şekilde yayılacağı hala belirsiz olduğunu vurgulandı. İLGİLİ BİLGİ: Kulak Çınlaması Nedir? Nedenleri Neler? Nasıl Geçer? Uzmanlar, tehlikesini değerlendirirken ihtiyatlı davranmaktadırlar. Şimdiye kadar bilinen diğer corona virüsü mortalite oranı daha yüksektir. Uzmanlar, SARS 800 hastalarının yaklaşık yüzde 10’unun öldüğünü ve MERS‘in (Orta Doğu Solunum Sendromu) daha da ölümcül olduğunu ve vakaların yaklaşık yüzde 35’inin ölümle sonuçlandığını söylüyor. Corona Virüsleri Nasıl Yayılmaktadır? Corona virüsler genellikle yarasalar tarafından taşındığını ve daha sonra canlı hayvan pazarlarında satılan memeliler aracılığıyla insanlara bulaştığını belirten uzmanlar, hayvanların da bu salgının en olası nedeni olarak ortaya çıktığını söylemektedir.
Nasıl Tedavi Edilir? Corona virüsü için spesifik bir tedavi yoktur. Antibiyotikler virüslere karşı etkisizdir. Ancak ikincil bakteriyel enfeksiyonların kontrolünde faydalı olabilir. İshal kesildikten sonra yirmi dört saat boyunca yiyecekleri tüketmemek ve yavaş yavaş az miktarda yiyeceğin tekrar tüketilmesi tek gerekli tedavi olabilir. İLGİLİ BİLGİ: The Simpsons Dizisinde Gerçekleşeceği Tahmin Edilmiş Olan Önemli Kehanetler Susuz kalmış bir hasta, sıvıyı ve elektrolit dengesizliklerini düzeltmek için intravenöz sıvılar gerektirebilir. Erken tıbbi müdahale, ciddi vakaların başarılı tedavisinin anahtarıdır. Ciddi bir problem olduğunu hissettiğinizde derhal tıbbi bir yardım almanız gerekmektedir. Kendi başınıza ve kulaktan dolma bilgiler ile yol haritası çizmeyiniz. Hastalığın daha da kötüleşmesini sağlayabilirsiniz. Corona Virüs İle Karıştırılabilecek Hastalıklar Var Mıdır? İnsanlarda ishalin birçok nedeni vardır. Şiddetli corona virüsü vakaları parvovirüs ile kolayca karıştırılabilir ve aynı zamanda ortaya çıkabilir. hastanın 24 saat içinde çözülmeyen veya önemli uyuşukluk veya iştah kaybı ile ilişkili ishal varsa derhal bir doktor ile görüşmelisiniz. Aşağıdaki linke tıklayarak anlık olarak ölüm ve vaka sayılarını takip edebilirsiniz… Corona Virüsü Anlık Takip Sistemi (Global)
Read the full article
0 notes
Text
Coronavirüs Salgınında Sona Doğru
Dünya genelinde Coronavirüs kaynaklı 16 binin üzerinde ölüm gerçekleşirken herkesin merak ettiği "ne zaman bitecek bu illet" sorusuyla ilgili açıklamalar geldi.
Coronavirüs ile ilgili aşı ve tedavi yöntemleri hızla geliştirilirken Nobel ödüllü biyofizikçi Michael Levitt'ten kritik açıklamalar geldi. Çin'de corona virüs salgınının nasıl yayıldığını inceleyen Levitt, corona virüsün biteceği tarih hakkında bilgi verdi. Michael Levitt Corona virüsle ilgili açıklamalarında, "Hubei bölgesinde enfeksiyona yakalananların oranı her gün %30 artıyordu ve bu korkutucu bir istatistikti. Grip uzmanı değilim, ancak sayıları analiz edebilirim ve bu üstel büyüme.Yeni enfeksiyonların sayısı doğrusal olarak düşmeye başladı ve durmadı. Bir hafta sonra ölü sayılarında da aynısı oldu.Bu dramatik değişim, medyan noktasına işaret ediyordu ve salgının ne zaman sona ereceğine dair daha iyi bir tahmin yapmaya olanak tanıyordu. Buradan hareketle Çin'in bütününde iki hafta içinde durumun iyileşeceği sonucuna vardım. Hastalıklar söz konusu olduğunda bu, insanları çok korkutuyor çünkü her gün yeni vakalar duymaya devam ediyorlar, fakat gerçek şu ki enfeksiyon oranı yavaşlıyor ve bu da salgının sonunun yakın olduğumuz anlamına geliyor." açıklamasında bulundu.Sonuç olarak, Nobel Ödüllü bir biofizikçiye göre Corona virüs kısa bir zaman içinde insanlığın atlatacağı bir virüs olarak görülüyor. Henüz net bir tarih verilmemekle birlikte Çindeki vaka sayısının azaldığı görülmekte. Diğer ülkelerde artmakta. Çünkü virüsün ilk çıktığı zamanlar Çinden diğer ülkere giden vatandaşlar oradaki sağlıklı bireyleri de etkisi altına almış durumdaydı. Buna istinaden salgın, enfeksiyon, hastalık olaylarında hiçbir zaman net bir tarih verilemeyeceği gibi en azından bir an önce iyileştirici aşı ve tedavi yöntemlerinin bulunmasını temenni ediyoruz. Ülkemiz yıllardır kolera, domuz gribi, kuş gribi vakalarını atlattığı için bununda üstesinden tedbir ve hijyenlikle gelmeyi umuyoruz. Tedbiri elden bırakmadan, kısa bir süre için en azından evlerimizden çıkmadan eski günlerimize bir an önce dönmeyi umut ediyoruz. Sağlıcakla ve sağlıkla kalın.
Read the full article
0 notes
Text
20 Mart itibarı ile Corona virüsten ölenlerin güncel sayısı: Türkiye, İtalya, İspanya, iran, Çin, ABD...
20 Mart itibarı ile Corona virüsten ölenlerin güncel sayısı: Türkiye, İtalya, İspanya, iran, Çin, ABD…
[ad_1]
İtalya’da korona virüsten ölenlerin sayısı hızla artmaya devam ediyor. Son 24 saatte 627 kişi daha hayatını kaybetti. 20 Mart 2020 tarihi itibarı ile güncel ölüm sayısı her gecen saat hızla artıyor. Dünya genelinde yeni tip corona virüs (Covid-19) nedeniyle yaşanan can kaybı 10 bini aştı. Dün açıklanan rakam itibari ile Türkiye’de ölü sayısı 4. İngiltere’de Coronavirüs önlemleri kapsamında…
View On WordPress
0 notes
Text
Bilim Kurulu üyesinden yüz yüze eğitimle ilgili kritik açıklama!
Bilim Kurulu üyesinden yüz yüze eğitimle ilgili kritik açıklama!
Bilim Kurulu üyesinden yüz yüze eğitimle ilgili kritik açıklama! Uzaktan eğitim uzatılmıştı… Son dakika haberi: Okullar ne zaman açılacak? Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, corona virüs tedbirleri kapsamında devam eden uzaktan eğitim süreci ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Okullarda yüz yüze eğitime geçilmesi için yılbaşından önce bir…
View On WordPress
#corona virüs ekonomi#corona virüs ilaç#corona virüs salgını#coronavirüs açıklama#coronavirüs dünya ölüm sayısı#coronavirüs ölüm sayısı#coronavirüs tedavi#coronavirüs tedbirleri#coronavirüs uzaktan eğitim#coronavirüsten dünyada kaç kişi öldü#koronavirüs rehberi#koronavirüs vaka sayıları#türkiye coronavirüs tedbirleri#uzaktan eğitim#uzaktan eğitim uzatıldı#yılbaşı kısıtlaması
0 notes
Photo
Salgının yeni merkezi Latin Amerika Amerika kıtasının güneyi salgının yeni merkezi haline geliyor. Özellikle Brezilya'da durum endişe verici. Meksika, Şili ve Peru'da da durum ürkütücü boyutta.
#corona virüs#corona virüs testi#corona virüs vaka sayıları#coronavirüs#coronavirüs açıklama#coronavirüs dünya ölüm sayısı#coronavirüs salgını#coronavirüsten dünyada kaç kişi öldü#covid-19#dünyada coronavirüsten kaç kişi öldü#dünyada virüs testi#korona virüs#korona virüs vaka sayıları#koronavirüs#koronavirüs vaka sayıları#koronavirüs yayılma hızı#virüs haberleri
0 notes
Text
Dünyaya Bela Olan Coronavirüsün Çeşitleri
İnsan koronavirusleri kardiyopulmoner hastalığı olan kişilerde, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde, kronik hastalığı olanlarda, bebeklerde ve yaşlılarda pnömoni veya bronşit gibi alt solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. Diğer koronavirus tipleri MERS-CoV ve SARS-CoV ve son olarak tanımlanan 2019 Novel Koronavirüs ‘tür. Ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilmektedirler. SARS-CoV: İlk olarak Kasım 2002’de Çin’de tanımlanmıştır. 2002-2003 yıllarında dünya çapında bir salgına neden olmuştur. 2003 SARS küresel salgını kontrol altına alınmadan önce Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa ve Asya’da pek çok ülkeye yayılmıştır. 2004’ten bu yana, dünyanın hiçbir yerinde bildirilen bilinen herhangi bir SARS-CoV enfeksiyonu vakası olmamıştır. MERS-CoV: Orta Doğu Solunum Sendromu Coronavirüs (MERS-CoV) ilk olarak 2012 yılında Suudi Arabistan’da bildirilmiştir. Bugüne kadarki tüm vakalar Arap Yarımadası’ndaki veya yakınındaki ülkelerle bağlantılıdır. MERS semptomları genellikle ateş, öksürük ve sıklıkla pnömoniye ilerleyen nefes darlığıdır. MERS ile bildirilen her 10 hastanın yaklaşık 3 veya 4’ü ölmüştür. MERS vakaları, özellikle Arap Yarımadası’nda görülmeye devam ediyor. Solunum örnekleri veya kan testleri ile tanı konur. Tanıda son zamanlarda seyahat veya hayvanlarla temas hakkında bilgiler önemlidir. Çoğu MERS-CoV enfeksiyonu Arap Yarımadası’ndaki ülkelerden bildirilmiştir. Bu nedenle, MERS tanısı koymaya çalışırken bir seyahat geçmişi, deve veya deve ürünleriyle temasın bildirilmesi çok önemlidir. Ölüm oranı SARS salgınında yüzde 11 iken MERS-CoV’da yüzde 35-50 arasındadır. 2019 Yeni Coronavirüs (2019-nCoV) 31 Aralık 2019’da DSÖ Çin Ülke Ofisi, Çin’in Wuhan şehrinde etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakalarını bildirdi. 7 Ocak 2020’de etken daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir coronavirus (2019-nCoV) olarak tanımlandı. Hastaların çoğunluğu hafif hastalık ile başvurmakta ve vakaların yaklaşık % 20’si ciddi hastalığa ilerlemektedir. Vakalarda ani başlangıçlı yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı ve grafide pnömoniyle uyumlu bulgular tespit edilmiştir. 2019-nCoV’nin kuluçka dönemi 2-14 gün olduğu belirtilmektedir. Enfekte kişiler hastane ortamlarında hızla izole edilmeli hem damlacık hem de temas yoluyla bulaşma önlemleri uygulanmalıdır. En son dünya üzerinde doğrulanan toplam vaka sayısı 30 Ocak 2020 06:05 UTC itibariyle 7,848 vaka olarak onaylanmış. Ölen vaka sayısının 170 olduğu dünya çapında 21 ülkeye ve bölgeye yayıldığı bildirilmiştir. Şu ana kadar bildirilen ölüm vakaları genellikle ileri yaştaki, kronik hastalığı olan bağışıklığı düşük bireylerden oluşmaktadır. Wuhan’ daki salgındaki hastaların bir kısmının, Deniz Ürünleri Pazarı (farklı hayvan türleri satan bir toptan balık ve canlı hayvan pazarı) ilişkili olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, artan sayıda hastanın hayvan pazarlarıyla ilişkisinin olmaması ve hastalığın sağlık çalışanlarında da görülmesi kişiden kişiye yayılmanın meydana geldiğini göstermektedir. Şu anda, bu virüsün insanlar arasında kolay yayılıp yayılmadığı belli değildir. Virüsün tanısı, solunum örneklerinde virüse ait genetik materyalin moleküler mikrobiyolojik yöntemlerle incelenmesi ile yapılmaktadır. Hastalıktan korunmak için aşı yoktur. En etkili korunma yolu virüsle temastan kaçınmaktır Read the full article
0 notes
Text
Uzmanlardan öneriler; pandemi sonrası enfeksiyonlara dikkat
Covid-19 pandemisi nedeniyle herkesin hayatında birçok değişiklik oldu ve yaşam rutinleri tamamıyla değişti. Hastanelerden gerekli durumlar dışında uzak kalınan bu süreç, kronik hastalığı olanların ve birçok hastalık açısından yüksek risk grubunda olan 65 yaş üzeri kişilerin düzenli sağlık kontrollerinin aksamasına neden oldu.
Uzun bir sürenin ardından, hayatlarının yeni normaline dönecek olan ve ilk kez seyahat gerçekleştirecek 65 yaş üstü kişilerin, ciddi sağlık problemleri ile karşılaşmaması için uyarılarda bulunan Bayındır Hastanesi uzman doktorları, düzenli kontrollerin önemini vurgularken, seyahat öncesi hangi sağlık testlerinden geçilmesi gerektiğini ve seyahat sırasında alınacak önlemleri de paylaştı.
Covid-19 salgınının görülme hızı yavaşlarken, bir yandan da ülkemizde hayatın yeni normal düzeni için önemli adımlar atılıyor. Hastalığın kötü seyretme riskinin yüksek olduğu 65 yaş üzeri kişilere yönelik Mart ayından bu yana uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasına yeni esneklik kazandırılıyor. Açıklanan genelge kapsamında, 65 yaş üzeri kişilerin gittikleri yerde en az bir ay boyunca kalması ile seyahat etmesine izin veriliyor. Ancak pandemi dolayısıyla düzenli sağlık taramalarını erteleyen 65 yaş üzeri kişilerin, seyahatte ciddi sağlık sorunları ile karşılaşmaması için mutlaka sağlık kontrolünden geçmesi hayati önem taşıyor.
SEYAHAT ÖNCESİ TARAMALAR İLE BELİRTİLER FARK EDİLMEDEN TANI KONULUR
Seyahat öncesi yapılacak tarama testlerinin, kanser, diyabet, kalp hastalığı gibi ölüm riskinin yüksek olduğu hastalıkların erken evrede tanısının konulmasına yardımcı olduğunu söyleyen Bayındır İçerenköy Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Kaya, sağlık taraması sayesinde daha hastalık belirtilerinin farkına varılmadan en erken döneminde tanı konulabileceğini, hatta tedavinin etkili olabilme olasılığının daha yüksek olabileceğini belirtiyor.
Doktorlar tarafından farklı hastalıkların risk faktörlerine sahip olduğu anlaşılan kişiler için hedefe yönelik tarama testlerinin hazırlandığını ancak rutin olarak 65 yaş üzeri kişilerde genel tarama testleri uygulandığını belirten Uzm. Dr. Ali Kaya, “Rutin olarak uygulanması gerekli testler arasında tam kan sayımı, CRP, sedimantasyon, tam idrar, açlık kan şekeri, üre, kreatinin, sodyum, potasyum, AST, ALT, GGT (karaciğer fonksiyon testleri, B12 ve D vitamini) yer alır. Ayrıca mümkünse hekim kontrolünde eksik aşıların tamamlanması, pnömoni (zatürre) gibi hastalıklara karşı da korunma ve bulaştırma açısından önemlidir” diye konuştu.
KISA SÜRELİ VE SIK MOLALI SEYAHAT TERCİH EDİN
Kalp, diyabet, tansiyon, ritim bozukluğu ve kalp yetmezliği olan hastaların seyahat öncesi sağlık kontrolünün ���zorunlu seyahat bileti” gibi düşünülmesi gerektiğini belirten Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Timur Timurkaynak,
Sıcak havaların kalp hastaları için birçok risk barındırdığının altını çiziyor. Nem ve sıcaklık nedeni le kalp krizi riskinin arttığını söyleyen Prof. Dr. Timur Timurkaynak, “Sıcak nedeni ile yaşanan su kaybı, sıvı hacminin ve kanın akışkanlığının azalması ve pıhtılaşma riskinin artması ile kalp krizi oluşumu kolaylaştırır. Böbreklerin susuz kalması, böbrek yetmezliği, damarları büzüştüren hormon salınımı, kalp hızı ve tansiyonun artması da kalp krizi riskini tetikler. Özellikle yola çıkarken kısa süreli ve çok molalı bir seyahat tercih edilmeli. Sıcak nedeni ile vücuttan su kaybı oluşmamasına dikkat edilmeli, bol sıvı tüketimi ve Akdeniz tarzı beslenme seyahat döneminde de aksatılmamalıdır” dedi.
İLAÇLARIN DA MEVSİMİ VAR
Düzenli ilaç kullanan kronik hastaların belirli dönemlerde yapılan kontrollere bağlı ilaç doz ayarının yapılmasının önemini de vurgulayan Timurkaynak, “Yazın içilen ilaçların bazılarında doz azaltımı uygun olabilir. Özellikle hipertansiyon ilaçlarından, idrar söktürücüler, kalp hızını baskılayan ilaçlar ve damar genişleten ilaçlar vücudun sıvı dengesi ve ısı ayarı üzerinde kötü etkiler yapabilir. Bu nedenle tatil öncesi kontrol çok önemlidir” diye konuştu.
SEYAHAT SIRASINDA SOSYAL MESAFE KURALLARINI İHMAL ETMEYİN
Seyahate çıkarken içinde bulunduğumuz pandemi döneminin unutulmaması gerektiğini ve bu seyahatin önceki tatillerden daha farklı olduğunu söyleyen Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Bilen Hızel, “Hastanelerden gerekli durumlar dışında zorunlu olarak uzak olunan bu süreçte, takip önerildiği halde gecikmiş tüm sağlık problemleriniz kontrolden geçmelidir. Bu dönemde kanıksanan yakınmalar ağrı, öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı, balgamla kan gelmesi, kilo kaybı ya da kas güçsüzlüğü pek çok hastalığın habercisi ya da kronik hastalığınızı ilgilendiren bir bulgu olabilir. Gerekli muayene ve tetkikleri takiben kullanmanız gereken ilaç ve destekler, gideceğiniz yerdeki hareket planı belirlenmeli çünkü Covid-19 uzunca bir süre bizlerle olacak gibi görünüyor. Yanınızda taşımanız gereken ilaçlardan cihazlara kadar doktorunuzdan görüş almalısınız. Seyahat sürecinizin her aşamasında maske olmalı, el hijyeni sağlanmalı ve sosyal mesafeyi koruyacak şekilde olmalı ve bu kurallar asla gevşetilmemelidir” dedi.
HAVUZ ENFEKSİYONLARINA DİKKAT
Sağlık kontrolleri sırasında üriner sistem testlerinin de yapılması, böbrek yetmezliği gibi ciddi rahatsızlıkları bulunan kişilerin ise doktor kontrolünde durum değerlendirmesi yaparak seyahate çıkmasının önemine değinen Bayındır Söğütözü Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. İzak Dalva, “Bu dönemde seyahat eden kişiler, denize ya da havuza girecek ise üriner sistem ve genital sistem enfeksiyonlarına dikkat etmeli. Enfeksiyonlar ile birlikte akut böbrek ve prostat iltihaplanması ateşin yükselmesine neden olabilir. Yüksek ateş çoğunlukla coronavirüs ile karışabildiği gibi direncin düşmesine ve coronavirüs yatkınlığının artmasına neden olabilir. Böbrek yetmezliği olan kişilerde coronavirüs yatkınlığının artmasının yanı sıra bu hastalık daha ciddi sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle seyahat süresince mutlaka kendi kendinizin doktoru olup vücudunuzu dinlemeyi unutmayın” diye konuştu.
DİYABET DE PANDEMİ İLAN EDİLEN TEHLİKELİ BİR HASTALIK
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2007 yılında kronik bulaşıcı olmayan bir pandemi olarak ilan edilen diyabet hastalığının, küresel çapta milyonlarca insanı etkilediğini söyleyen Bayındır Söğütözü Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kutlu, dünyada diyabeti olan her iki erişkinden birinin henüz tanı almadığına dikkat çekiyor. Seyahat decekler için önerilerde bulunan Prof. Dr. Mustafa Kutlu, “Seyahat sırasında kan şekeri düzeyleri mümkünse evde glukometre ile daha yakın takip edilmeli, eşlik eden kalp veya böbrek hastalığı var ise bu hastalıklarının tedavisi de mutlaka düzenlenmeli, düzenli ve dengeli beslenilip yeterli sıvı ve protein alınmalı, mineral ve vitamin eksikleri var ise düzeltilmeli ve mutlaka bağışıklığı artıran egzersizlere önem verilmelidir. Ayrıca influenza ve pnömani aşıları da sekonder enfeksiyonları azaltmak için önemlidir” dedi.
Bayındır Sağlık Grubu Hakkında:
Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası iştiraklerinden olan grup, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da sayısı 5’e ulaşan Bayındır Diş Klinikleri ve İzmir’de bulunan Bayındır Alsancak Diş Kliniği’nde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.
Hibya Haber Ajansı
Hibya Haber Ajansı
The post Uzmanlardan öneriler; pandemi sonrası enfeksiyonlara dikkat appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/305FNQa via IFTTT
0 notes
Text
Bakan Koca: Sokağa çıkma kısıtlaması düşünmüyoruz
Coronavirüs Bilim Kurulu bugün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Toplantı sonrası açıklama yapan Bakan Koca, "Genel anlamda sokağa çıkma kısıtlılığı ve yasağı gibi bir durumu düşünmüyoruz" dedi. Toplantıda önemli tavsiye kararları da alındı. Onlar arasında İstanbul, Ankara ve Bursa için maske zorunluluğu ile üniversite ve lise sınavının yapılacağı saat dilimlerinde sokak kısıtılması da var. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'nde yapılan Coronavinüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. 8 Haziran 2020 itibarıyla salgının 6 ayı geride bıraktığını belirten Koca, "Bugünkü verilerle tüm dünyada pozitif tanı konmuş kişi sayısı 8 milyon 174 bin 9'dur. Vefat sayısı 443 bin 685'e ulaşmıştır." dedi. Ülkelerin birbirine kıyasla durumunun toplam nüfus içinde her 1 milyon kişiden kaçına pozitif tanı konduğu ile belirlendiğini ifade eden Koca, şu bilgileri paylaştı: "Amerika Birleşik Devletleri, her 1 milyon kişi başına 6 bin 673 vaka ile listenin başlarında yer alıyor. İspanya 1 milyon kişi başına 6 bin 233, İngiltere 4 bin 393, İtalya 3 bin 928, Rusya 3 bin 738, Hollanda 2 bin 865, Fransa 2 bin 416, Almanya 2 bin 249, İran 2 bin 292 vaka bildirmiştir. Ülkemiz, 1 milyon kişi başına 2 bin 151 vaka ile 51. sırada yer almaktadır." Koca, Kovid-19'a bağlı ölümlerde Avrupa ülkelerinin ön sıralarda yer aldığına işaret ederek, Belçika'nın her 1 milyon kişi başına 834 vefatla listenin başında yer aldığını söyledi. İngiltere'de her 1 milyon kişi başına 618, İspanya'da 850, İtalya'da 569, Fransa'da 453, Almanya'da 106 vefat olduğunu bildiren Koca, "Amerika Birleşik Devletleri'nde bu sayı 360'tır. Türkiye 1 milyon kişi başına 57 vefat ile 42. sırada yer almıştır." ifadesini kullandı. Ölüm oranlarıyla ilgili bilgilere de yer veren Koca, Fransa'nın ölüm oranı bakımından yüzde 18,70 ile başlarda yer aldığını, bu oranın Belçika'da yüzde 16,07, İtalya'da 14,48, İngiltere'de 14,06, Meksika'da 11,70, İspyanya'da 11,12, Almanya'da 4.73 olduğunu ifade etti. Bakan Koca, Türkiye'nin toplam vaka sayısına kıyasla yüzde 2,67 ölüm oranıyla 81. sırada geldiğini kaydetti. Bakan Koca, dünya insanının Kovid-19 ile mücadelesinde henüz gönülleri müsterih edebilecek bir zafer elde edemediğini vurgulayarak, "7 Haziran günü salgının başlangıcından bu yana, dünya en yüksek günlük vaka sayısını gördü. Dünyanın herhangi bir yerinde Kovid-19'a henüz doğrudan etkili bir ilaç bulunamadı, aşı geliştirilemedi. Bu gerçek, daima tetikte olmamızı, seyri hassasiyetle incelemeyi ve acil müdahaleyi gerektiriyor." diye konuştu. "KARA GÖRÜNDÜ AMA DENİZ HALA DALGALI" Sağlık Bakanı Koca, her mesajında bilgilendirmeye ve risklere karşı uyarmaya çalıştığına dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti: "Haziran ayı ile birlikte başlattığımız normalleşmenin eski hayat tarzımıza dönmek olmadığını ısrarla vurguladım. Yeni normali, Kontrollü Sosyal Hayat olarak tanımladım. Toplum hayatının vazgeçilmez gereklerinin farkındayız. Üretim devam etmek zorunda. Eğitim, ulaşım, ticaret, turizm, ve bütün hizmet sektörlerinin canlı olması toplumun geleceği için vazgeçilmez unsurlar. Hafta sonlarında vatandaşlarımızı açık havadan mahrum ettik. Şehirlerarası ulaşımı kısıtladık. Gençlerimizden, büyüklerimizden evde kalmalarını istedik. Onlar sadece kendilerini korumak için değil, tüm toplumun yararına bu fedakarlığa katlandılar. Gencimiz, yaşlımız maskeye, mesafeye temizliğe dikkat ederek bu toplumsal harekete güç kattı." Sağlık personelinin salgınla mücadelede fedakarca çalışmaları, güçlü sağlık altyapısı ve vatandaşların da desteğiyle bir başarı hikayesi yazıldığının altını çizen Koca, "Kara göründü ama deniz hala dalgalı. Ekonomik yönden, sosyal yönden, sürdürülebilir bir mücadele gücü için normalleşme bir zorunluluktur. Bilinçli, istikrarlı ve kararlı adımlarla ilerledikçe dalgalardan, dalgalanmalardan korkmayız." ifadesini kullandı. Koca, normalleşmenin Kontrollü Sosyal Hayata çevrilmesi durumunda güvende olunabileceğini vurgulayarak, bu zorunlu dönüşümün dikkatli yapılması ve davranışların kontrol ederek ilerlenmesi durumunda neticeye de o kadar kesin ulaşılabileceğini söyledi. Sağlık Bakanı Koca, vaka sayılarına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı: "Son günlerde vaka sayısında ve yoğun bakıma alınan hasta sayısındaki değişmelerin, bu dalgalanmaların yansımasıdır. Sürpriz yok. Beklenen sınırdayız. Bu sınırı aşmamak sizin elinizde, zorunlu olmadıkça kalabalığa karışmayan büyüklerimizin elinde. Sahilde el ele tutuşmayan gençlerimizin elinde, maskesiz dışarı çıkmayan, mesafeyi korumak için elinden gelen bütün gayreti gösteren beyefendinin, hanımefendinin elinde." "YOĞUN BAKIMDA GEÇİRİLEN SÜRE DÜŞTÜ" corona virüsün hala iş başında, ama hastalığın kontrol altında olduğunu ifade eden Koca, şu bilgileri paylaştı: "Virüsün şiddetini düşürdüğüne yönelik bir kanıtımız yok ama vakalarımızın şiddetinde değişim var. Mart ayı sonunda günde 1500 civarı yeni vakamız varken bunların yarısı pnömoni oluyor ve yoğun tedavi gerektiriyordu. Şimdi ise 1500 civarı vakamızın sadece yüzde 9,4'ü pnömoni oluyor. Yine ilk günlerde hastalarımız 20 günün üzerinde hastanede kalırken, şimdi bu süre 2,9 güne düştü. Yoğun bakımda geçirilen süre ortalaması ise 18,9 günden 2,7 güne indi. Daha az oranda hasta entübe edilir oldu, yani solunum cihazına bağlandı. Entübasyonda kalma süresi ise 1 günden 2,6 güne çıktı ama entübe edilenlerin vefat etme oranı önemli ölçüde düştü." Bakan Koca, salgının başlangıcında entübe edilenlerin yüzde 67'sinin, yoğun bakımdakilerin ise yüzde 53'ünün vefat ettiğini, şimdi ise entübe edilenlerin yüzde 4'ü, yoğun bakıma girenlerin ise yüzde 2'sinin vefat ettiğini söyledi. Virüsün etkisinde bir azalma henüz olmadığını ama hekimlerin tedavi etme gücünde önemli artış olduğunu belirten Koca, şunları kaydetti: "Bunda büyüklerimizi koruma altına almamızın da büyük rolü var. Hastaların yaşı ilerledikçe hastanede kalma, yoğun bakımda kalma ve entübasyonda kalma süreleri dramatik şekilde artmaktadır. Onları koruyamazsak böyle kısa süreli yatışları, kitlesel iyileşmeleri unutabiliriz. Bunun bedelini kim üstlenmeye hazırdır? Piknikteki ailem mi? Maç sonu kutlama yapan taraftarım mı? Asker uğurlayan delikanlım mı?" DÜNYADA CORONA VİRÜS 8 Haziran 2020 itibarıyla salgının 6 ayı geride bıraktığını belirten Koca, "Bugünkü verilerle tüm dünyada pozitif tanı konmuş kişi sayısı 8 milyon 174 bin 9'dur. Vefat sayısı 443 bin 685'e ulaşmıştır." dedi. Ülkelerin birbirine kıyasla durumunun toplam nüfus içinde her 1 milyon kişiden kaçına pozitif tanı konduğu ile belirlendiğini ifade eden Koca, şu bilgileri paylaştı: "Amerika Birleşik Devletleri, her 1 milyon kişi başına 6 bin 673 vaka ile listenin başlarında yer alıyor. İspanya 1 milyon kişi başına 6 bin 233, İngiltere 4 bin 393, İtalya 3 bin 928, Rusya 3 bin 738, Hollanda 2 bin 865, Fransa 2 bin 416, Almanya 2 bin 249, İran 2 bin 292 vaka bildirmiştir. Ülkemiz, 1 milyon kişi başına 2 bin 151 vaka ile 51. sırada yer almaktadır." Koca, Kovid-19'a bağlı ölümlerde Avrupa ülkelerinin ön sıralarda yer aldığına işaret ederek, Belçika'nın her 1 milyon kişi başına 834 vefatla listenin başında yer aldığını söyledi. İngiltere'de her 1 milyon kişi başına 618, İspanya'da 850, İtalya'da 569, Fransa'da 453, Almanya'da 106 vefat olduğunu bildiren Koca, "Amerika Birleşik Devletleri'nde bu sayı 360'tır. Türkiye 1 milyon kişi başına 57 vefat ile 42. sırada yer almıştır." ifadesini kullandı. Ölüm oranlarıyla ilgili bilgilere de yer veren Koca, Fransa'nın ölüm oranı bakımından yüzde 18,70 ile başlarda yer aldığını, bu oranın Belçika'da yüzde 16,07, İtalya'da 14,48, İngiltere'de 14,06, Meksika'da 11,70, İspyanya'da 11,12, Almanya'da 4.73 olduğunu ifade etti. Bakan Koca, Türkiye'nin toplam vaka sayısına kıyasla yüzde 2,67 ölüm oranıyla 81. sırada geldiğini kaydetti. Bakan Koca, dünya insanının Kovid-19 ile mücadelesinde henüz gönülleri müsterih edebilecek bir zafer elde edemediğini vurgulayarak, "7 Haziran günü salgının başlangıcından bu yana, dünya en yüksek günlük vaka sayısını gördü. Dünyanın herhangi bir yerinde Kovid-19'a henüz doğrudan etkili bir ilaç bulunamadı, aşı geliştirilemedi. Bu gerçek, daima tetikte olmamızı, seyri hassasiyetle incelemeyi ve acil müdahaleyi gerektiriyor." diye konuştu. "KARA GÖRÜNDÜ AMA DENİZ HALA DALGALI" Sağlık Bakanı Koca, her mesajında bilgilendirmeye ve risklere karşı uyarmaya çalıştığına dikkati çekerek, konuşmasına şöyle devam etti: "Haziran ayı ile birlikte başlattığımız normalleşmenin eski hayat tarzımıza dönmek olmadığını ısrarla vurguladım. Yeni normali, Kontrollü Sosyal Hayat olarak tanımladım. Toplum hayatının vazgeçilmez gereklerinin farkındayız. Üretim devam etmek zorunda. Eğitim, ulaşım, ticaret, turizm, ve bütün hizmet sektörlerinin canlı olması toplumun geleceği için vazgeçilmez unsurlar. Hafta sonlarında vatandaşlarımızı açık havadan mahrum ettik. Şehirlerarası ulaşımı kısıtladık. Gençlerimizden, büyüklerimizden evde kalmalarını istedik. Onlar sadece kendilerini korumak için değil, tüm toplumun yararına bu fedakarlığa katlandılar. Gencimiz, yaşlımız maskeye, mesafeye temizliğe dikkat ederek bu toplumsal harekete güç kattı." Sağlık personelinin salgınla mücadelede fedakarca çalışmaları, güçlü sağlık altyapısı ve vatandaşların da desteğiyle bir başarı hikayesi yazıldığının altını çizen Koca, "Kara göründü ama deniz hala dalgalı. Ekonomik yönden, sosyal yönden, sürdürülebilir bir mücadele gücü için normalleşme bir zorunluluktur. Bilinçli, istikrarlı ve kararlı adımlarla ilerledikçe dalgalardan, dalgalanmalardan korkmayız." ifadesini kullandı. Koca, normalleşmenin Kontrollü Sosyal Hayata çevrilmesi durumunda güvende olunabileceğini vurgulayarak, bu zorunlu dönüşümün dikkatli yapılması ve davranışların kontrol ederek ilerlenmesi durumunda neticeye de o kadar kesin ulaşılabileceğini söyledi. Sağlık Bakanı Koca, vaka sayılarına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı: "Son günlerde vaka sayısında ve yoğun bakıma alınan hasta sayısındaki değişmelerin, bu dalgalanmaların yansımasıdır. Sürpriz yok. Beklenen sınırdayız. Bu sınırı aşmamak sizin elinizde, zorunlu olmadıkça kalabalığa karışmayan büyüklerimizin elinde. Sahilde el ele tutuşmayan gençlerimizin elinde, maskesiz dışarı çıkmayan, mesafeyi korumak için elinden gelen bütün gayreti gösteren beyefendinin, hanımefendinin elinde." "YOĞUN BAKIMDA GEÇİRİLEN SÜRE DÜŞTÜ" corona virüsün hala iş başında, ama hastalığın kontrol altında olduğunu ifade eden Koca, şu bilgileri paylaştı: "Virüsün şiddetini düşürdüğüne yönelik bir kanıtımız yok ama vakalarımızın şiddetinde değişim var. Mart ayı sonunda günde 1500 civarı yeni vakamız varken bunların yarısı pnömoni oluyor ve yoğun tedavi gerektiriyordu. Şimdi ise 1500 civarı vakamızın sadece yüzde 9,4'ü pnömoni oluyor. Yine ilk günlerde hastalarımız 20 günün üzerinde hastanede kalırken, şimdi bu süre 2,9 güne düştü. Yoğun bakımda geçirilen süre ortalaması ise 18,9 günden 2,7 güne indi. Daha az oranda hasta entübe edilir oldu, yani solunum cihazına bağlandı. Entübasyonda kalma süresi ise 1 günden 2,6 güne çıktı ama entübe edilenlerin vefat etme oranı önemli ölçüde düştü." Bakan Koca, salgının başlangıcında entübe edilenlerin yüzde 67'sinin, yoğun bakımdakilerin ise yüzde 53'ünün vefat ettiğini, şimdi ise entübe edilenlerin yüzde 4'ü, yoğun bakıma girenlerin ise yüzde 2'sinin vefat ettiğini söyledi. Virüsün etkisinde bir azalma henüz olmadığını ama hekimlerin tedavi etme gücünde önemli artış olduğunu belirten Koca, şunları kaydetti: "Bunda büyüklerimizi koruma altına almamızın da büyük rolü var. Hastaların yaşı ilerledikçe hastanede kalma, yoğun bakımda kalma ve entübasyonda kalma süreleri dramatik şekilde artmaktadır. Onları koruyamazsak böyle kısa süreli yatışları, kitlesel iyileşmeleri unutabiliriz. Bunun bedelini kim üstlenmeye hazırdır? Piknikteki ailem mi? Maç sonu kutlama yapan taraftarım mı? Asker uğurlayan delikanlım mı?" İSTANBUL DAHİL 3 İLE MASKE TEKLİFİ Vaka sayılarındaki artış nedeniyle maske zorunluluğunun yaygınlaştırılması konusunda Bilim Kurulunda ne gibi tavsiyelerin olduğu sorusu üzerine Koca, kontrollü sosyal hayatın en önemli kontrol mekanizmasını "1,5 metreden aşağı olmayan mesafe, maske ve el hijyeni." olarak sıraladı. Koca, devam eden hayatın kontrollü olması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Çünkü bu virüs insandan insana bulaşıyor. Dolayısıyla bu anlamda gerekli tedbirlere uyulabilir ve gereği yapılırsa tehdit de ortadan kalkmış olur. Özellikle il hıfzıssıhha kurullarımız bölgesel, illerinde salgının seyrine göre her türlü tedbiri alma noktasında yetkililer. Dolayısıyla bu anlamda maske kullanımı ile ilgili şu an 45 ilde gerekli görüldüğü için bu karar alındı il hıfzıssıhha kurulları tarafından. Benzer şekilde ilave olabilecek illerimiz de olabilir. Bunlardan 3 tanesi için bilim kurulunun önerisi oldu. Biri İstanbul, bir diğeri Ankara, bir diğeri Bursa. İstanbul'da artış çok ciddi olmamakla birlikte tedbir amaçlı İstanbul'da da alınmasını bilim kurulu önermiş oldu." Bakan Koca il hıfzıssıhha kurullarının gereken kararları alacağını belirterek, "Yani özellikle bu dönemde uygulamada maske zorunluluğu olmasına rağmen birçok ilimizde ve birçok kapalı alanda bunun sağlamadığını görüyoruz ve bu noktada sağlanmayan illerimizde veya ortamlarda, topluluklarda veya sosyal etkinliklerde bu vaka sayılarının attığını çok net görüyoruz." değerlendirmesini yaptı. Vatandaşlardan maske, mesafe ve el hijyenine olabildiğince dikkat etmesini isteyen Koca, "Hepimizin 83 milyon olarak gayret içinde olmamız lazım. Hayatın devam ettiğini biliyoruz ama bu hayatın kontrollü devam etmesi bizim elimizde." dedi. "Biz önümüzdeki dönemde bu anlamda genel anlamda sokağa çıkma kısıtlılığı ve yasağı gibi bir durumu düşünmüyoruz." diyen Bakan Koca, bu konunun Bilim Kurulunda gündeme gelmediğini vurguladı. Bu normalleşme döneminde vaka sayısının pik yapması ve pikten sonra plato çizdiği, daha sonra aşağı düştüğüne işaret eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu düşme sonrası dünyanın birçok ülkesinde görüldüğü gibi dalgalanmalar olabilir. Bu dalgalanmalar tamamen bizim tedbirlere uyumumuzla doğru orantılı. Bu dalgalanma normal bir dalgalanma mı? Beklediğimizden fazla olduğunu söyleyebilirim. Ama bunun bütün Türkiye'de aynı oranda olmadığını, bazı bölgelerde özellikle Orta Anadolu Doğu ve Güneydoğu'da daha fazla olduğunu görüyoruz. İzmir gibi, İstanbul gibi bölgelerimizde daha az olduğunu görüyoruz. O nedenle bu anlamda genel bir durumdan öte bölgesel olduğunu biliyoruz. Bunun için de tedbirlere özellikle ısrarla uymamız gerektiğinin tekrar altını çiziyorum. Önümüzdeki dönemde bu anlamda bir sokağa çıkma yasağı gündemimizde olmadı." "Deksametazon" ilacının Türkiye'de kullanılıp kullanılmayacağı sorusu üzerine de Koca, şunları kaydetti: "Deksametazon bir kortizon. Daha önce salgının ilk günlerinde gündemimizde olan bir ilaçtı. Deksametazon, yani kortizon daha çok iltihabı önlemek üzere uygulanan bir ilaç ve bu ilaç yapılan çalışmada da ayakta olan hasta için değil, geç dönem solunum sıkıntısı olan hastalara uygulandığında bu sonucun elde edildiğini belirten bir durumdu." corona virüsle mücadele konusunda bilim kurulunun baştan itibaren bir rehber düzenlemesinin olduğunu hatırlatan Koca, şunları vurguladı: "Tedavide hem genel, hem de hedefe yönelik uygulamalarımız oldu. Genele yönelik bu anlamda kortizon kullanıldığı gibi yine hedefe yönelik interlökin 6'ya karşı da etkili olan, daha hedefe yönelik ilaçları da kullandık. Yani başından beri kullandığımız ama hangi hastaya kullandığımızın da net belli olduğu özellikle riskli, solunum sıkıntısı olan hastalara, hem genel hem de hedefe yönelik bu ve benzeri ilaçları kullandığımızı ve rehberimizde olduğunu ve Türkiye'nin bu anlamdaki kendi algoritmasının ne kadar da geniş ve önceden tedbir aldığını göstermek açısından da önemli olduğunu söylemek istiyorum." Bu ilacın İngiltere'de kullanıldığını anımsatan Koca, söz konusu ilacın Türkiye'nin de rehberinde olduğunu belirtti. Koca, sokağa çıkma kısıtlamasının kaldırılması sonrasında 65 yaş üzeri ve 18 yaş altı hastaneye başvuru sayısının artıp artmadığı sorusu üzerine ise şunları söyledi: "18 yaş altı gençlerimizde bir artış olmadığını rahat söyleyebilirim ama demin verdiğin rakamlarda vaka sayısında yaş ortalamasının aşağı düştüğünü ifade ettim. Özellikle gençlerin sokağı çıkmasıyla birlikte bu oranın arttığını da ortalama yaşı da aşağı çektiğini, vefat edenler içinde 65 yaş üstü vefat edenlerin oranı yüzde 90'a kadar çıkmış oldu. Özellikle bu dönemde giderek bu yaş dağılımının 70'lerden 73'lere hafta 74 çıktığını görüyoruz." Yaş aralığının yukarı doğru çıktığını belirten Koca, "Dolayısıyla büyüklerimizin bu anlamda daha hassas olmalarını, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalarını hem 65 yaş üstü için söylüyorum hem de kronik hastalığı olan büyüklerimiz için ifade ediyorum. Daha hassas davranmalarını, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalarını ve çıkmaları gerekiyorsa maskesiz özellikle çıkmamalarının altını çizmek istiyorum." ifadelerini kullandı. Bedelli askerlikle ilgili tedbirler konusundaki soru üzerine Bakan Koca, "Bedelli askerlikte 28 gün uygulaması devam etmiş olacak. Tedbirlere uymak kaydıyla.... Bununla ilgili rehber de yayımlandı." ifadesini kullandı. "LGS-YKS İÇİN EK TEDBİR OLABİLİR" Hem LGS hem YKS ile ilgili sınavın olabildiğince güvenilir yapılması şeklinde Bilim Kurulunun bir yaklaşımı ve önerisi bulunduğunu aktaran Koca, şunları kaydetti: "Güvenli yapılması için her türlü tedbirlerin alınması noktasında hem rehber yayımlandı hem ilgili birimlere hangi tedbirlerin alınması gerektiği de hatırlatılmış oldu. Bugün için ilave olarak şunu söyleyebilirim. Her iki sınav için Bilim Kurulunun, özellikle sınava giriş ve çıkış saatleri olmak üzere bu sınava daha güvenilir bir şekilde gelişlerini sağlamak üzere tedbir alınması, gerektiğinde sokağa çıkma dahil olmak üzere, o saatlerle ilgili bir önerisi oldu. Bununla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımıza bu öneriyi paylaştım. Cumhurbaşkanımız bu konuda hassasiyet gösterilmesi gerektiğini ve bu anlamda her iki sınavın giriş ve çıkışlarının güvenli bir şekilde yapılması yönünde, uygulamanın yapılmasının talimatını vermiş oldular. Bununla ilgili uygulamayı da nasıl olması, hangi saatler arasında olması gerektiğiyle ilgili öğrencinin yanında en fazla iki kişi olmak kaydıyla İçişleri Bakanlığımız zannediyorum bugün açıklama yapmış olurlar." "Toplum Bilimleri Kurulunun ilk toplantısında neler konuşulduğu ve Kurulun YKS ile LGS'ye yönelik öğrencilere tavsiyelerinin neler olduğu" sorusuna karşılık Koca, Toplum Bilimleri Kurulunun toplandığını ve kendisinin başkanlığında da toplantılar yapıldığını, salgının toplumdaki psikolojik ve sosyolojik etkilerini görmek anlamında birtakım çalışmalar yapıldığını anlattı. Koca, "Önümüzdeki günlerde bu çalışmanın sonuçlarıyla ilgili açıklamaları olmuş olacak. Bununla ilgili gelecek hafta yer yer yapmaya başlarlar diye düşünüyorum." diye konuştu. Bir basın mensubunun "Bazı ülkelerde hükümetlerin şimdiden aşı için rezervasyon yaptırdığı söyleniyor. Türkiye'nin böyle bir girişimi söz konusu mudur? Ülkemizde aşı çalışmaları ne durumda?" sorusuna Bakan Koca, şu yanıtı verdi: "Hem TÜBİTAK hem TÜSEB'in desteklemiş olduğu kimi merkezler ve kimi üniversitelerimizde aşı çalışmaları biliyorsunuz başladı. Bununla ilgili üç çalışma devam ediyor. Daha klinik safhasına gelmiş değiliz. Dünyada da bu anlamda klinik safhasına gelmiş olan aşı çalışmalarının sayısının az olduğunu biliyoruz. Biz bunun dışında hem Çin hem Rusya ile aşı çalışmalarını iş birliği içinde geliştirmeyi özellikle klinik çalışma bazında bu iş birliğini daha güçlendirmeyi konuştuk. Bununla ilgili bilim heyetlerimiz de karşılıklı görüşüyorlar ve çalışmaya devam ediyorlar. Önümüzdeki aylar, erken dönemde klinik çalışmaların insan çalışmasının Türkiye'de gelebileceğini şu anda söylemem zor. Zannediyorum iki çalışmanın birinin eylül, birinin ekim ayında klinik çalışma safhasına gelebileceğini söyleyebilirim. İkisi de iki farklı üniversitemizde olan çalışma. Birini TÜBİTAK, birini TÜSEB'in desteklediği iki önemli çalışma. Zaten somut bir gelişme olduğunda açıklamış oluruz." "SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI MANTIĞININ BU ANLAMDA DOĞRU OLMADIĞINI ANLAMIŞ OLUYORUZ" Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, antikor testi taramasının ne zaman tamamlanacağıyla ilgili soruya karşılık, bu çalışmada 153 bin testin yarısına yakınının tamamlandığı bilgisini verdi. "Bu çalışmanın ön bilgileri ise toplumda PCR ile yapılan numune sonuçlarında binde 2-2,5'larda olduğunu görüyoruz. Yani çok yüksek olmadığını görüyoruz" ifadesini kullanan Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İkinci yaptığımız antikor testi, bağış durumunu bilmek... Bununla ilgili yarısına yakına yapılan bu çalışmanın şu an daha yüzde 1,5'ların altında olduğunu görüyoruz. Bunu tüm Türkiye bazında söylüyorum. Sürü bağışıklığının aslında öyle kolay bir bağışıklama olmadığını buradan çok net söyleyebiliriz. Sürü bağışıklığı için toplumun yüzde 60-65'inin bu koruyuculuğunun sağlamış olması gerekiyor. Bu koruyuculuğun sağlanması için herhalde 40-45 misli daha benzer bir salgını görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla sürü bağışıklığının anlamlı olmadığını da buradan şimdiden çok rahat söyleyebiliriz. Bizim buradan hedeflediğimiz birkaç nokta vardı. Biri toplumda gerçekten taşıyıcılığın oranını bilmekti. Toplumda yaygın bir taşıyıcılığın olmadığını çok rahat söyleyebiliriz. Herkesin test yaptırmak için gayret içinde olmaması gerektiğini de buradan anlamış oluyoruz. Sürü bağışıklığı kolay sağlanabilir mi? Belirti çok vermediği için bu anlamda antikor gelişmiş olan insanımızın sayısı fazla olmuş olabilir mi? Bu noktadan baktığımızda ise bu oranın yüzde 1,5'in altında olduğunu görüyoruz. Bu şiddette gördüğümüz salgına rağmen. Sürü bağışıklığı mantığının da bu anlamda doğru olmadığını anlamış oluyoruz. Sonuçlar zannediyorum 1 hafta 10 gün içinde biter. O durumda daha net birtakım ilave sonuçlarla aktarmış oluruz." KURALLARA UYMANIN ÖNEMİ Sosyal mesafenin hiçe sayıldığı görüntülerin sorulması üzerine Koca, bu tür görüntülerin yaşanmasını asla arzu etmediklerini ifade etti. Bu konuyla ilgili İl Hıfzıssıhha Kurullarının gerekli tedbirleri ve kararları alma yetkisine sahip olduğunu vurgulayan Koca, şu değerlendirmede bulundu: "İlgili illerimiz ve bölgelerde mülkü amirlerimiz bu konuyla ilgili hassasiyet göstererek, gereğini yapabilir durumdalar. Biz bu anlamda vatandaşımızın kendi isteği ve talebiyle bu kurallara olabildiğince uymasının gerekliliğini söylemeye çalışıyoruz. Bazen bunun dozunun çok kaçtığını maalesef görüyoruz. Bu noktada vatandaşımızdan, 83 milyondan istirhamımız lütfen kendi sağlığınız sadece değil, toplumun sağlığı için bu önemli. Kişiden kişiye bulaşan bir salgından bahsediyoruz. Bir başka kişinin hakkına girmiş oluyoruz. Herkes özellikle maske, mesafe ve el hijyeni noktasında belli bir dönem zorunlu olarak bu kurallara uyma hassasiyet gösteriyor olmalı. Bunda büyüklerimiz, annemizin, babamızın, dostlarımızın, arkadaşımızın hakkı var. Bu anlamda gereken hassasiyeti göstereceğimizden emin olmak istiyoruz." Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Antikor testi sonucu pozitif çıkan birinin bir daha koronavirüse yakalanmayacağı anlamına mı geliyor?" sorusuna şu cevabı verdi: "Antikorla ilgili çok net bir çalışma yok. Şunu çok iyi biliyoruz, belli bir dönem antikorun pozitif kaldığını ve bu pozitif kaldığı süreçte de koruduğunu biliyoruz. Ne kadar koruyabilir olduğuyla ilgili net bir bilgi yok. Önümüzdeki zaman dilimi içinde bu antikorun ne kadar pozitif kaldığını görerek bunu daha net söylemek mümkün. Şu dönemde bu antikorun varlığının devam ettiğini ve koruduğunu rahat söyleyebiliriz. Süresiyle ilgili daha net bir şey söyleyemiyoruz." Read the full article
0 notes
Text
AĞBABA; “SADECE ÇAY VE SİMİT YİYEN AİLEYE GÜNLÜK 60 LİRA LAZIM. AKP 39 LİRA VERİYOR.”
“İKİ GENELGEYLE FAALİYETLERİ DURDURULAN 252 BİN İŞ YERİ VAR.” “GÜNDE 39 LİRAYLA YA ÇOCUKLAR ÖLECEK, YA KARI KOCA ÖLECEK” Ağbaba’dan çarpıcı örnek; “İşçi Ahmet bey ve eşi,Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlemiş, Allah da vermiş, 3 çocuk yapmış. Bu 5 kişilik aile 1 öğün 1'er simit yiyip 1'er çay içse 1 öğünü 20 TL, günlüğü 60 TL'ye gelir.AKP,bu aileye 39 lira veriyor. Ya çocuklar ölecek ya karı koca ölecek.”dedi. Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Kordinatörü Veli Ağbaba,Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşülürken söz alarak, teklifin yasalaşması durumunda ortaya çıkacak sorunları çarpıcı örnekler ve rakamlarla dile getirdi. İŞÇİYE KURULAN KUMPAS İşveren tarafından ücretsiz izne ayrılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan işçilere fondan günlük 39,24 TL nakdî destek verilmesini düzenleyen 7. Maddenin işçiye karşı kurulan bir kumpas olduğunu belirten Ağbaba, “Bu değişiklikle işten çıkarmanın adı ücretsiz izin olmaktadır. Mevzuatımızda işverenin -her iki taraf olarak- ücretsiz izne çıkarma hakkı yoktur. Yapılması gereken, kısa çalışma ödeneğinin işten çıkarılması yasaklanan tüm işçilere ve daha önce işten çıkarılanlara verilmesi olmalıdır” dedi. KOCA DEVLET FAKİRİN FUKARANIN 523 LİRASINA GÖZ DİKİYOR Bu yasa değişikliği gündeme geldiğinde kamuoyuna "AKP işten çıkarmaları yasaklıyor." diye propaganda yapıldığını ama işin öyle olmadığının kısa sürede ortaya çıktığını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba, “Değişikliğin birinde işten çıkarmaları yasaklıyor, diğerinde ücretsiz izin uygulaması getiriyor. Tam bir AKP kurnazlığı. Niye yapılıyor? Bakın, kısa çalışma ödeneği minimum 1.700 TL, ücretsiz izin uygulamasıysa 1.177 TL yani işçi 523 TL hak kaybına uğruyor. Koca devlet fakirin fukaranın 523 TL'sine göz dikiyor. İşçinin hakkına göz dikenlerin gözleri çıksın demekten başka bir şey elimizden gelmiyor.Yapılması gereken şey imzalamış olduğumuz 102 sayılı ILO Sözleşmesi'nde yer alan aile yardımları sigortasının derhâl uygulanmasıdır. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu 2011'den beri bunu savunuyor ama maalesef Hükûmet buna kulaklarını tıkamış durumda. Bu kanunla ücretsiz izne çıkarılan ya da kısa çalışma ödeneğinden faydalanamayan çalışanlara günlük 39,24 TL, aylık 1.177 TL ödenecek. Elinizi vicdanınıza koyun, bir an 39,24 TL'yle nasıl yaşayacağınızı düşünün. Çocuklarınızın yanında, eşinizin yanında ne konuma düşeceğinizi elinizi vicdanınıza koyarak düşünün.Bu teklifle 39,24 lirayla bırakın yaşamayı, açlıkla karşı karşıya kalmayı göreceksiniz. Bu ödeneğin en az asgari ücret seviyesine yani 2.324 liraya çıkarılması gerekiyor” dedi. BİR UCUNDA AÇLIK BİR UCUNDA CORONA “Bu corona o kadar kötü bir şey ki yoksulları ölüm ile yaşam arasında sıkıştırıyor. Bir ucunda açlık, bir ucunda corona” ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Ağbaba, “Hekimler sağlıklı beslenmenin coronaya karşı çok önemli olduğunu söylüyor. Bu mümkün mü bu ücretle? Asla.AKP iktidara gelirken kullanmış olduğu çay ve simit hesabı var. Gelin, hesabı hep beraber yapalım: Çayın tanesi 2 TL. Simit 2 TL. Bir aile düşünelim ki Recep Tayyip Erdoğan'ı çok seviyor, bu ailenin reisinin ismi Ahmet olsun. Ahmet Bey, Recep Tayyip Erdoğan'ı dinlemiş, Allah da vermiş, 3 çocuk yapmış. İsimleri de Rabia olsun, Abdullah olsun, Hafize olsun. Bu 5 kişilik aile 1 öğün 1'er simit yiyip 1'er çay içse 1 öğünü 20 TL, günlüğü 60 TL'ye gelir.Sadece çay ve simit için ayda Bin 800 lira verecekler.Ahmet Bey'in şartları uygun olmadığı için ev alması mümkün değil, aylık 1.000 lira kira ödüyor. Şimdi, günlüğü 39,24 lira, aylığı 1.177 lira olan aile Allah aşkına nasıl yaşasın? Çay ve simit 60 lira, sizin verdiğiniz 39 lira.Daha kullanması zorunlu dezenfektanı alamıyor, kolonya ulaşmamış, maske arıyor.Su içecek parası yok, çay ve simit 1.800 lira; sizin verdiğiniz para 1.177 lira.Adam AKP’ye güvenip 3 çocuk yapmış, şimdi çocuklar aç.Ya 2 çocuk ölecek ya karı koca ölecek. 5 kişilik aileye 3 kişilik çayı ve simidi layık görüyorsunuz. Bir de kendi yaşantınıza bakın; şatafat var, israf var, saraylar var, yazlığı var, kışlığı var, kaçağı var.Bu şartlarda bir yaşantınıza bakın, bir kendi çocuklarınıza bakın, bir de Hafize'ye bakın, Abdullah'a bakın. Elinizi vicdanınıza koyun.1177 liraya, çayla simide mahkûm ettiğiniz aileleri düşünün, biraz vicdana gelin”dedi. AKP’NİN İCADI “SINIF BAĞIŞIKLIĞI”: ÜSTEKİLER YAŞASIN ALTTAKİLER ÖLSÜN Dünyanın mücadele ettiği 3 tür bağışıklık olduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “ biri -Özgür Özel'in dediği gibi- sürü bağışıklığı, İngiltere mücadele etti, beceremedi. Bir diğeri sınır bağışıklığı, hastalığı bastırmak için sınırı kapatıyorlar. Bir de AKP'nin Türkiye'de uygulamış olduğu sınıf bağışıklığı. Üsttekiler yaşasın, alttakiler ölsün. Bu sınıf bağışıklığını da dünyada icat eden sizsiniz. Parası olan korunuyor, parası olan çalışmıyor, parası olan iyi besleniyor ama yoksullar virüs ve açlıkla karşı karşıya kalıyorlar.”şeklinde konuştu. SADECE İKİ GENELGEYLE FAALİYETLERİ DURDURULAN 252 BİN İŞ YERİ VAR. Son TÜİK verilerine göre, ocak ayı dar tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 362 bin, geniş tanımlı işsiz sayısının ise 8,5 milyon kişi olduğunu belirten,mart ve nisan ayı rakamları açıklandığında sayının çok daha fazla olacağını belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Virüs nedeniyle risk altında olan iş yeri sayısı 1 milyon 700 bin. Sadece iki genelgeyle faaliyetleri durdurulan 252 bin iş yeri var. Faaliyetleri geçici olarak durdurulan turizm ve eğlence sektöründe toplam 1 milyon 900 bin kişi var, işsiz kalan motorlu kurye sayısı 500 bin kişi, berber, kuaför salonunda işsiz kalan sayısı 504 bin kişi, kapanan AVM'lerde işsiz kalan sayısı 523 bin kişi, faaliyetleri durdurulan 71 bin 103 kahvede işsiz kalan 213 bin kişi, artık çalışamayan, yolcu taşıyamayan 7 bin 500 şehirlerarası otobüsün şoförü, muavini, yazıhanesi, 90 bin kişi, okullar kapandığı için 150 bin servisçi var, özel eğitim merkezlerinde çalışan 90 bin kişi, sokakta geçimini sağlayan kâğıt toplayıcısı, simitçisi, ayakkabı boyacısı, sokak müzisyeni, seyyar satıcısı, pilavcısı 6 milyon kişi. Yine, çiçekçi,taksici, minibüsçü cabası, 18 milyon vatandaş şu anda işsizlikle karşı karşıya. Bu insanlar açlıkla virüs arasında uçurumun kenarında” dedi. İŞSİZLİK YÜZDE 20’Yİ BULABİLİR Coronavirüs gelmeden önce ciddi bir işsizlik olduğunu,Türkiye'nin aralık ayındaki işsiz sayısının 95 ülkenin nüfusundan daha fazla olduğunu hatırlatan Veli Ağbaba, salgının işsizlik sorununa tüy diktiğini,bu hızla giderse çok yakın zamanda gerçek işsizlik oranının yüzde 20'yi bulacağını kaydetti. Coronavirüs ve kötü yönetim yüzünden en iyimser tahminle istihdamda 6 milyon 227 bin kişi işçinin işini kaybedebileceğini belirten Ağbaba, “Peki küçük esnaf ve geçimini günlük kazançla sağlayan insanlarla ilgili bir tedbir var mı? Maalesef hayır.Türkiye'de yaşayan esnaflar hem kira nedeniyle, hem çalıştırdıkları insanlar nedeniyle büyük risk altında, en büyük sorunu da esnaf ve emekçiler yaşıyor. Çiftçiler de esnaflar kadar kötü durumda.Bu yıl hasatlarını kaldırıp kaldıramayacakları belli değil.Ekimin yapılması gereken, emek verilmesi gereken yerlerde çiftçi emek veremiyor. Peki tedbir alınıyor mu? Hayır.” Şeklinde konuştu. DÜNYA BİZİ ANCAK MAKAM OTOMOBİLİ SAYISINDA KISKANIR Türkiye bu zorlu süreçten geçerken ülkeyi yönetenlerin ne yaptığına da bakmak gerektiğini söyleyen Ağbaba, “Millet can derdindeyken, yaşam mücadelesi verirken Cumhurbaşkanlığı 9 Nisanda 14 yeni makam aracı için ihale yapıyor. Türkiye'de makam araç sayısı 125 bin. Dünyanın en büyük araç üreticisi Almanya'daki makam aracı sayısı 9 bin, yine dünyanın en önemli markalarının üreticisi Japonya'daki makam aracı sayısı 10 bin, Fransa'daki makam aracı sayısı 8 bin. Peki makam araçlarında dünya şampiyonu olan Türkiye, fakir fukaraya nasıl bakıyor? Hani Almanya bizi kıskanıyor, Fransa kıskanıyordu ya, makam aracındaki durum aynı mı ? Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya tüm çalışanlarının maaşlarını garantiye almış durumda. İspanyası açıklama yapıyor, Fransası açıklama yapıyor: "Hiçbir çalışan iş yeri, hiçbir emekçi işsiz kalmayacak, güvencesi devlettir." diyor. Almanya çoğunluğu Türk olan taksi şoförlerine 10 bin euro veriyor. Biz ne yapıyoruz? 16 uçağı olan Cumhurbaşkanlığı tasarrufta bulunuyor mu? Hayır. Amerika'dan daha fazla uçağımız var.Uçak üreticisi Fransa'dan daha fazla özel uçağımız var. Fakir fukara ekmek bulamazken Cumhurbaşkanı büyük uçaklara binmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı. İŞSİZLİK SİGORTASI FONUNDAN İŞVERENE İŞÇİNİN 2 KATI ÖDEME YAPILDI Ağbaba konuşmasının sonunda “Mart ayı içinde Sigortası Fonunun toplam varlığı 131 milyar 972 milyon 739 bin TL. 2020 yılının ilk ü�� ayında fondan işsizlere ödenen tutar 2 milyar 994 milyon 576 bin TL. Peki, işverenlere ödenen tutar ne kadar? 5 milyar 378 milyon TL. Bu bile İşsizlik Sigortası Fonu'nun nereye kullanıldığının, iktidarın kimi tercih ettiğinin en açık göstergesi.İşveren istihdamı artırsın diye verilen teşvik miktarı 47 milyar. İstihdam artmış mı? Hayır. Aynı dönemde istihdam tam 1 milyon 472 bin kişi azalmış” dedi. Read the full article
#AKP#berber#çay#CHP#Coronavirüs#Covid19#Esnaf#genelge#İşçi#işsizlikfonu#İşveren#koronavirüs#Kovid-19#Simit#TÜİK#VeliAğbaba
0 notes