#civa
Explore tagged Tumblr posts
lewisossokoh · 2 years ago
Text
Tumblr media
I am delighted to participate in some portraits made by Chrystel Mukeba for the exhibition STYLE CONGO, Heritage & Heresy at Civa in Brussels.
Also these images will be part of an installation at Yser station at Brussels in collaboration with Kanal Pompidou.
The works in the exhibition challenge and destabilize the canonical histories and colonial roots of this legacy. By examining the marks of colonization in the city of Brussels and in the Congolese urban landscape, they present a decolonial resignification of private and public spaces, and seek to rewrite the margins of history at the center.
FROM 17/03 to 3/09
ADDRESS CIVA
Hermitagestraat 55 1050 Brussels
Curators Sammy Baloji, Silvia Franceschini, Nikolaus Hirsch, Estelle Lecaille
With the participation of Judith Barry, Rossella Biscotti, Peggy Buth, Ayoh Kré Duchâtelet, Jean Katambayi, Johan Lagae & Paoletta Holst, Chrystel Mukeba, Daniela Ortiz, Ruth Sacks, Traumnovelle
With a selection of works by Victor Horta, Ernest Acker, Victor Bourgeois, Joseph Caluwaers, Jean-Jules Eggericx, Paul Hankar, Georges Hobé, Henry Lacoste, René Pechère, Fernand Petit, René Schoentjes, Gustave Serrurier-Bovy
2 notes · View notes
buzsuaritma · 2 years ago
Photo
Tumblr media
Civa Sudan Nasıl Çıkarılır ? Civa Hakkında Tüm Bilinmeyenler https://www.buzsu.com.tr/civa-nedir-sudan-nasil-cikarilir linke tıklayın ve detaylı inceleyin. #civa #civanedir #civasudavarmı #civazaraları #civayısudanarıtmak https://www.instagram.com/p/CoDUnyHrGgb/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
thetrans--agenda · 7 months ago
Text
Art I made for the cast of CIVA ride the cyclone that I gave to the actors after the shows :DD
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Also I fucked up and accidentally drew one of the actor’s oceans twice (I got confused and thought them with and without wig were the two different actors) so here’s a drawing of the actual other ocean
Tumblr media
48 notes · View notes
civicvast · 4 days ago
Text
You approach the dirty mirror, covered in years of dust & grime. You press your hand to the mirror & wipe away the dirt, revealing your reflection. "It's still me, even after everything. God I look awful."
Tumblr media
I've attempted this drawing multiple times this years, but I suck, until I didn't.
Full version without the dirt overlay:
Tumblr media
I am quite happy with how this turned out!
1 note · View note
cilginfizikcilervbi · 2 years ago
Text
Mayalıların Zehirli Mirası
Mayalıların Zehirli Mirası Mayalıların Zehirli Mirası, Bizim İçin Bile Tehlike Oluşturuyor. Mezoamerika’nın antik Maya şehirleri ziyaretçileri şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor. Ancak, toprak yüzeyinin altında beklenmedik bir tehlike pusuda bekliyor: Civa kirliliği. Araştırmacılar, Frontiers in Environmental Science dergisinde yayınlanan bir inceleme makalesinde, bu kirliliğin modern zamanlardan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
daily-rtc-ships · 5 months ago
Text
Nischa, CIVA Charter High School
77 notes · View notes
ridethecyclone-daily · 6 months ago
Text
Tumblr media
CIVA CHARTER HIGHSCHOOL
41 notes · View notes
onsra-06 · 11 months ago
Text
Derler ki; Çok biliyorsan az konuş söz çünkü civa gibidir.
Bir damlası bile zehirler ..
Tumblr media
125 notes · View notes
insanzee · 7 months ago
Text
Ne istediğini bilmeyen sosyalist kadın kafası, lgbt yi her yerde güzelliyen sürekli reklamını yapıp gençlige özendiren bu ve bundan dogacak embesiller emin olmayıpta istedikleri secimler yüzünden gelecek yüzyillarda erkege dair birşey bulamayacaklar cografyada. Sonunu düşünmeden anında kararlar veren sonra tekrar pişman olup ağlayan, civa gibi heryere akan ve tipik iki yüzlüler gibi aram herkesle iyi olsun diyen sosyalist feminen kafaların günümüzdeki dindoş ve radikal ampul kafalardan hiç bir farkı yoktur.
Sosyalist hakan dan alıntı:)
27 notes · View notes
katakullii · 3 months ago
Text
kendime çilekli, keten tohumlu, ballı, kefirli smoothie yaptım, neyim ben sağlıklı yaşam gurusu mu?
böyle şeyler yapınca hissim tam olarak bu oluyor ama normalimde kefirli smoothie yapmadığımı herkes bilir, ayda yılda bir yapıp hava civa yapmasını da iyi biliriz ama.
15 notes · View notes
yasamsallik · 11 months ago
Text
Tumblr media
Yaşamdaki ilk dersimiz sevmektir. Sevgi o kadar güçlüdür ki bozulamaz. Üstelik kavranabilen elle tutulan bir şey değildir. Onu bilebilirsin, ama dokunmaya kalktığında o elinden civa gibi akıp gider. Sevgi sahiplenilemez; o rüzgâr gibidir ve nereye gitmek isterse oraya gider. Sen de onunla birlikte akıp gitmelisin. Sevgi birliktir, bütünlüktür. Sevgi sınır tanımaz, engel tanımaz. Özgürlük sevgiyle gelir. Bir ruhu sınırlayan ve zincirleyip bağlayan korkudur; sevgiyse özgürleştirir ve tüm zincirleri koparır. Sevgi tüm kapıları açar, yaşamları değiştirir ve en katı kalpleri yumuşatır. Sevgi yaratıcıdır; o yapılandırır, birlik ve uyum içinde güzelliği yaratır. O, her şeyle birlikte çalışır, hiçbir şeye karşı çıkmaz. Sevgi öyle bir neşe getirir ki o bastırılamaz. O yaşamın içinde dans edip şarkı söyler. Kalbinde sevgi var mı? Başkalarına karşı sevgi? O senin içinden başlar ve daima dışarıya yayılır durur."
Eileen Caddy
41 notes · View notes
principleofplenitude · 1 year ago
Text
Belgian Art Nouveau, as the U.C.L.A. art historian Debora Silverman put it in an incisive lecture at CIVA, was “created from raw materials from the Congo and inspired by Congo motifs.” Even more striking, she has suggested that Art Nouveau was the specific means by which the violence carried out in Leopold’s name in Congo snapped back and found its way, in abstracted or semi-abstracted form, into Belgian culture—allowing that small and geographically squeezed nation, its nineteenth-century ambitions largely thwarted at home, to indulge, through its art and architecture, in “a fantasy of domination.” Silverman sees not just natural and animal forms “embodied” in Art Nouveau’s curves; she also sees the leather whips that Belgian forces used to bloody Congolese laborers. —"How to Decolonize the City" from New Yorker
28 notes · View notes
inside-thecityof-glass · 4 months ago
Text
19.07.2024 BRUCE DICKINSON KONSERİ (KÇP)
Tumblr media
Kelimeler tarifsiz ve yetersiz. Aylar öncesinden yapılan açıklamayla sevinçten havalara uçmuş olan ben, Bruce Dickinson konseri öncesi heyecandan yıkılıyorum. Çocukluğumdan beri ciddi bir “Iron Maiden” hayranıyım. Maiden’ın zaman içerisinde vokal görevini üstlenmiş olan diğer solistleri bir yana (Paul Dianno, Blaze Bayley. Özellikle Bayley’e ve o dönem albümlerine çoğu Maiden fan’ı aksine bayılırım.) Bruce Dickinson benim için ayrı bir yerde durur. Peki kimdir bu Bruce? “Iron Maiden” vokalisti, pilot, yayımcı, yazar, senarist, eskrimci, futbolcu, popçu, topçu, süperman, Mandrake! Bunların hepsi evet ama benim için Bruce Dickinson bu kadar kualifikasyondan bile çok çok daha fazlasıdır. İlk dinlediğim “Heavy Metal” sestir. Çocukluk kahramanımdır, Ejderha kovalama arkadaşımdır. Otobüsle güneye inerken, camdan dağlara baktığımda “Walkman”imden fırlayan “Air Raid Siren”dır. Beni “Brave New World” Eddie’si gibi gökyüzünden gülümseyerek takip eden dostumdur. Dünyanın şeytanlarına, düşmanlarına, sıkıntılarına, aşk acılarına, gereksiz düşüncelerine, popüler kültürüne, kapitaline karşı her zaman yanımda olan adam gibi adamdır! Bu adam, bu sefer, önceki iki sefer ki gibi Dünya üzerinde en sevdiğim grupla birlikte değil, kendi solo projesi kapsamında kurmuş olduğu yetenekli müzisyenlerle dolu bir ekiple geliyordu. Hasret, heyecan, merak büyüktü, dolayısıyla yine yollara düşüldü Nejat baba!
Tumblr media
Bruce Dickinson’ı “Iron Maiden”dan bağımsız tutmak imkansız gibi birşey. Eski grubu “Samson”u bırakıp 83 te Maiden kadrosuna dahil olup “The Number Of The Beast” albümünde vokal görevi üstlendiği günden beri, Bruce Dickinson’sız “Iron Maiden” “Iron Maiden”sız Bruce Dickinson düşünemez olduk. Buna rağmen 90’lı yıllardan beri Bruce’un yollarına çiçekler serptiği (Malesef çoğu zaman Maiden gölgesinde kalan.) müthiş bir solo kariyeri var. Dünyada bazı adamların yıldızı çok yüksektir, star hamuru vardır, yaradılıştan şanslıdır falan bunlar. İşte Bruce bence tam olarak bu adamlardan. “Iron Maiden” kariyeri olmasa da (Belki bu kadar değil.) rüyaları süsleyecekmiş Bruce abimiz. Tam da bu sıcak Temmuz ayının ortasında, tepede çok güzel bir dolunay (neredeyse) varken, (Bruce buna konuşmalarında çok değindi herif tam bir “ay” aşığı.) bu geri planda kalmış solo kariyerin ilk Türkiye konseri için Küçükçiftlik park’ta (KÇP) yerimizi aldık. “Kçp” içerisinde “Megadeth” konserinden beri bazı gelişmeler olmuştu. Bahçe alanı bu sefer konsere dahil edilmemişti, Sahne önü ve Normal girişler aynı kapıdandı. Hem arkada hem önde “Merch” standları vardı, itemlar güzeldi, Wc düzeni hemen hemen aynıydı, “Vip” orada duruyordu, biralar pahalıydı falan filan..
Tumblr media
Konser haftanın son gününe denk geldiği için yol, hava, civa muhalefetleri yüzünden malesef Bruce Dickinson’dan önce çıkan “Malt” grubunu kaçırdık. Uzun zaman önce bir kez izleyebildiğim 2006 çıkışlı grubun Performansının güzel ve keyifli geçtiğini duydum, umarım yakın bir zamanda tekrardan kendilerini izleme fırsatı yakalarım. “Kçp”ye gidilebilecek her yolu yaklaşık 20 senedir deneyimliyorum. Şehrin tam merkezinde olup ulaşımının bu kadar yorucu olması müthiş bir çelişki, tam bir dilemma. Artık piyasada taksi yok. Bu ihtimali geçtiğimizde elimizde toplu taşıma, tabanvay ve “Özel araç” seçenekleri kalıyor. Toplu taşıma ve tabanvay aslında birbirinden bağımsız gibi gözüksede birbirine bir o kadar bağlı. En yakın toplu taşıma durağına ulaşmak için bu sıcakta hatırı sayılır bir yol tepmeniz gerekiyor. Son kalan “Özel araç” seçeneği “Kçp” için en iyi fikir diyebilirim. Eğer çok içen birisi değilseniz yada şöförlük yapacak bir arkadaşınız varsa atlayın arabanıza, açın klimanızı, müziğinizi “Kçp”nin hemen karşısında eski “Opel” servisi yıkıntıları arasında ki yeni “İspark”a doğru devam edin. Günümüz şartlarına göre otopark’a çok birşey vermiyorsunuz yüz-yüz elli, yarım bira parası yardırın. Trafiği biraz daha arttıralım. Zaten İstanbul trafiğinde hiçbir koşulda hiçbir yere gidemiyoruz bari serin serin duralım. Karbon emisyonları, küresel ısınma, hava kirliliği amaan geçelim… Dünya kimsenin umrunda değil, kimsede Dünyanın umrunda değil. Doğa dengede, “Road to Hell!”
Tumblr media
Bira demişken konser öncesi acık içelim tabi. Ana kırmızı kapıdan içeriye girdiğimiz gibi bar sırasına geçiyorum. Etrafa şöyle bir bakıyorum ortam güzel. Bütün dinozorlar bir aradayız. Arada bir ufak tefek gençlik kıpırtıları ve buna tam tezat giden elleri yelpazeli bir yaşlı hareketide yok değil. Sonuç olarak Sahne önü full kapasite, normal bölüm arkalara doğru boş olmak üzere hınca hınç dolu. Sürekli sıcaktan bahsediyorum ama bu seferde gerçekten çok sıcaktı be kardeşim.. Durduğum yerde duş almışa döndüm, arada bir hava esince beynime kan gitti onun dışında uzaktan kumandalı robot modunda takıldım. Müzik, sanat bu yüzden var dercesine, geri kalan bütün düşünceleri unutturur şekilde Bruce Dickinson grup arkadaşları sahneye çıkıyor ve introlar başlıyor. İkinci şakıya kadar ben bar sırasındayım tabi biramı bırakmam. “The Invaders” ve “Toltec 7 Arrival” sonrasında Bruce baba “Accident of Birth” ile yıldırım gibi sahnede. Bu anlatı için “Gibi” lafı fazla bile olabilir. 66’lık Bruce (Son İstanbul “Iron Maiden” konserinden beri yüzü epey yaşlanmış ama aradan 11 sene geçmiş.) sahnede bir an bile durmuyor, koşuyor, oynuyor, zıplıyor! Grup arkadaşlarıda performanslarıyla Bruce’a eşlik ediyor ama inanmazsınız hiçbiri Bruce kadar enerjik ve istekli değil. Bu adam tam bir enerji bombası since 1958!
Tumblr media
Bruce Dickinson sahneye öyle bir çıkış yaptıki aklıma direk 2002 “Rock in Rio” “Iron Maiden” performansı geldi. Bruce sahneye yine zıplayarak, ışık hızıyla çıkmıştı, üzerinde yine bu akşam giydiği gibi mavi bir kot yelek vardı. Bu kombin milenyumda çıkan “Iron Maiden”ın “Brave New World” albümü fotoğraf çekimlerinde Bruce’un üzerinde olan kıyafetlerdi. Yeni solo albümü “The Mandrake Project” için Bruce yine benzer bir seçim kullanmıştı, beni nostaljiye bağlamıştı. “Abduction” çalındıktan sonra “Laughing In The Hiding Bush” ile Bruce partisi başlıyor. Bu konser genel olarak parti havasında geçiyor. Şarkılar ve grup arada ki nadir düşük tempolu parçalar hariç gerçekten çok eğlenceli, enerjik. “Hard Rock/Heavy Metal” “Soundları” tadında bulduğum Bruce’un solo projesinin “Iron Maiden”dan keskin farkları (tabiki Steve Harris faktörü ve Bass etkisinin o kadar yüksek olmaması dışında.) daha eğlenceli bir tarzın olması, daha az “Epik” olması, seyircinin eşlik edebileceği uzun pasajların azlığı vs. diye özetlenebilir. Bunun dışında Bruce ekibinin sesine bile Maiden’ın sesçisi bakıyor. “Iron Maiden” “Sound”uyla benzeşen çok fazla öğe var bu bir gerçek.
Tumblr media
“Jerusalem” ile ilk düşüşümüzü yaşıyoruz. Bruce şarkı öncesi uzun bir anlatı yapıyor. Adam konuşurken bile enerjik. Seyirci iletişimi konusunda bölüm sonu canavarı. (Bir röportajında konser alanının en arkasında duran herife “hey sen” deyip ona seslenebilirim demişti. Dediğini her zaman yapar.) “Biritiş” aksanlı kahramanım, bir “William Blake” şiiri olan eseri seslendirmeden önce “Iron Maiden”ın (98 Blaze Bayley zamanlı Harbiye konseleri hariç.) Bruce Dickinson ile ilk kez geldiği “Sonisphere” festivalinde yaptığı konuşmaya benzer mesajlar veriyor. (Hangi dine inanırsak, inanalım, kim olursak olalım, Hristiyan, Musevi, Müslüman, Jedi, Ork, Hobbit hepimiz kardeşiz vs. Bunu 2011 “Sonisphere”de “Blood Brothers” çalınmadan hemen önce söylemişti.) Güzel bir dinleti, barış kardeşlik mesajları ve “William Blake”ten sonra Bruce’un yeni albümü “The Mandrake Project”ten “Afterglow Of Ragnarok” dinliyoruz. Bence günahıyla sevabıyla tam bir “Iron Maiden” parçası kıvamında. Aztek, Japon derken koy olası bir “Viking”, “Norse” temalı Maiden albümünün ortasına bu şarkıyı yemin ediyorum sırıtmaz. “Chemical Wedding” ile eylencenin dozu giderek artarken Bruce “Tears Of The Dragon”u araya sokarak bizi yine manyak ediyor, duygudan duyguya sokuyor. Belki de Bruce’un solo kariyerinin en bilinen şarkılarından olan “Tears Of The Dragon” Bruce’un söylediğine göre “Hellfest”te süre sıkıntısı yüzünden çalınamamış. Pek festival işi değilsin zaten sen babam sığamazsın oralara. Gel bize tek başına sabaha kadar çal, söyle başım üstüne.
Tumblr media
“Resurrection Men” ve “Rain On The Graves” yeni albümdeki sıraları değişmiş olarak peşisıra çalınıyor. Ben Bruce’un son albümünden çok memnunum. “Afterglow Of Ragnarok”ta olduğu gibi bu iki şarkıda keyifle dinlenebilen, Maiden dinleyicisinin kolaylıkla aşina olabileceği güzel eserler olmuş. Albümü uzun bir yolda baştan sona açın dinleyin, akıp gidiyor. Yeni albümden sonra geçmişe geri dönüyoruz “Frankestein” başlarda sıcağın etkisiyle beklediğimden düşük olan seyircinin reaksiyonunu kademeli olarak yükseltiyor. Hemen herkes şarkılara eşlik ediyor. Bruce canavarını yaratıyoruz! Kehanetler, büyücülük, hokkabazlık gibi konulara uzun yıllardır kafayı takmış olan Bruce (Hatta yanlış hatırlamıyorsam “Iron Maiden”ın geleceği konusunda Steve Harris ile yaşadığı en büyük tartışmaların kaynağı bu tarz temalardı.) “The Alchemist” ve “Darkside Of Aquarius” arası bir yerde delilik çıtasını zirvelere koyuyor. Hayatımda ilk defa bir konserde böyle bir enstrümanın çalındığını görüyorum. Aletin ismini tam olarak bulamadım ama korku filmlerinde kullanılan bir tür rezonans çubuğu diyebilirim. Bruce bir orkestra şefi gibi elini yaklaştırıp uzaklaştırdıkça aletten farklı, büyülü, perili sesler çıkıyordu, Mandrake bizi hipnotize ediyordu.. Konser boyunca Bruce Dickinson, adını bilmediğim bu enstrüman dışında perküsyonlara da el attı. Yeni albümünde gitarda çalmış.. Yani adam sadece vokal, yazar, pilot, eskrimci, manav, bakkal, aşçı, uşak değil aynı zamanda çeşitli enstrümanlarıda çalabilen yetenekli bir müzisyen…
Tumblr media
Mandrake gösterileri, hipnotik anlar, Bruce’un ecnebi tabiriyle “Goofy” sayılabilecek belki biraz Jim Carrey tadında “Hubidicubi” hareketlerinden sonra tam gaz “Road To Hell” burada yaşanan atmosfer görülmeye değerdi. Bruce ve ekip arkadaşları sahneye kısa süreliğine veda etmeden önce bütün enerjileriyle bu şarkıyı çalıp söylediler. Seyircinin çoşkusunu başta dediğim gibi bir parti havasında tutmayı başardılar. Bruce güle oynaya, şakayla şukayla sahneden indi, herkes bağırmaya başladı. Doymadık, doyamadık. Bruce’ta bu işin gayet farkında bir şekilde sahneye geri döndü. Konser boyunca ses gayet iyiydi. Adamlar ve hanım ablamız zaten çok iyi çalıyorlardı ayrıca iyide duyuluyorlardı. Belki davul biraz arkaplanda kalıyordu ama bunun dışında herhangibir sıkıntı yoktu. Bruce zaten mikrofonsuz bile sesini bizlere bir şekilde duyururdu. Bazı Maiden konserlerini izlerken Bruce’un sesi konusunda endişeye kapılıyorum ama ne kadar efekt kullanmış olursa olsun bu konserde Bruce bütün endişelerimi giderdi diyebilirim. Bir 66 sene daha sahnede kalıp şarkı söylemeye, en arkadaki seyirciye naber lan demeye devam edebilir. Hafif duygusal “Navigate The Seas Of The Sun” ve sonrasında “Book Of Thel” dinliyoruz.
Tumblr media
“The Tower” klasiği öncesi Bruce ekip arkadaşlarını tanıtmaya başlıyor. Bu bölümlerde çok eğlenceli geçiyor. Bütün ekibi tanıyoruz, herkesi tek tek ellerimiz patlayana kadar alkışlıyoruz. Hem çok eğleniyoruz hem parti bitecek diye üzülüyoruz, iki süper duygu birden. Bruce’un ekip arkadaşları çok sıcak, samimi, yetenekli insanlardan oluşuyor. Güzel enerjileri seyirciye iyi bir şekilde geçiyor, hoş bir seda bırakıyor. Konserin son kısmını tekrar tekrar izlemek, dinlemek isterim öyle güzel anlardı. Farklı grupları, tarzları yazmak, konserlerine gitmek, yeni şeyler keşfetmek tabiki çok güzel ama insanın çocukluk kahramanını, neredeyse bütün hayatını geçirdiği insanı, insanları yazması, anılarını paylaşması bambaşka oluyor. (2010’larda Dorock’ta Maiden konuşurken gözlerimizin dolduğunu bilirim.) Bu vesileyle Bruce Dickinson konserinin gerçekleşmesinde emeği geçen herkese kocaman teşekkürlerimizi sunarken, yakın zamanlı bir “Iron Maiden” konseri beklentilerimizi tekrardan kendilerine iletiyoruz. Dilek ve teşekkür faslını geçtikten sonra gurur tablomuza geliyoruz. “As bayrakları as!” Bruce sahneye son kez veda etmeden önce kendisine verilen Türk bayrağını tutuyor ve uzun süre bırakmıyor! Son dönemde yaşanılan tatsız olayların üstüne Bruce göğsümüzü kabartıyor. İşte adamın dibi, işte idollerin kralı! Bir gün bir yerlerde muhakkak tekrardan görüşmek üzere adamım! Seni çok seviyorum/z!
Tumblr media
2 notes · View notes
thetrans--agenda · 6 months ago
Text
A little series of drawings I’ve been working on. It’s each character from both the productions of rtc I saw live. There’s 2 noel drawings bc both productions had 2 Noels.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
I still plan on doing one for Karnak and penny as well
26 notes · View notes
civicvast · 25 days ago
Text
Tumblr media
Forestry
1 note · View note
squirrelpatties · 7 months ago
Note
both of your main aus are so so bad for cliva i can't believe this 😩 tdau cliva is abusive and htpypt cliva haven't even met each other,,, you really doing us civa fans like this, huh??? denying us the sanctity of viva pegging clay's little pegging hole to kingdom come?????
I'm sorry clit fans 🙏
3 notes · View notes