#biraz da değilim
Explore tagged Tumblr posts
filyiyenzurafa · 16 days ago
Text
17 yaşındayken gerizekalı bi çocuğa aşıktım bi keresinde bana "aslında çok masrafsız kızsın ne makyajın var ne bişeyin zaten az da yiyosun" demişti sanki makyaj=kumar aq söyleyiş tarzına bak ajbsabsnsndk neyse şimdi hem makyaj yapıyorum hem de yemekle aram çok kötü olduğu için yerken midem bulanmasın diye ya da iştahım yokken biraz olsun bişeyler yiyesim gelsin diye sürekli dışardan yiyorum bu da berkaya girebilir artık hem masraflıyım hem seni istemiyorum ✋🏻
8 notes · View notes
sarkisi-beyaz · 2 months ago
Text
there never seems to be enough time
to do the things you want to do
once you find them
i've looked around enough to know
that you're the one i want to go
through time with.
3 notes · View notes
tuceninkedisi · 11 months ago
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Bir şeyler demek istiyorum ama ne diyeceğimi bilmiyorum
3 notes · View notes
napoftustar · 1 month ago
Text
2025 ajandamı ve tubatu defterimi de güvence altına aldığıma göre... derin bi nefes verebilirim
1 note · View note
arthez · 1 year ago
Text
Arkadaşımın🥲savaş🥲ve🥲barış🥲tiyatrosuna🥲iki🥲bileti🥲var🥲ve🥲canım🥲anam🥲gitmeme🥲izin🥲vermedi
0 notes
hataysekshikayelerisblog · 3 months ago
Text
Tatlı Komşum! (1) (Furkan 31 Y., Manisa)
Olacaksan evli kadınla olacaksın derdim her zaman; çünkü sen de evlisin o da, müsait değilim dediğinde anlar, zırt pırt çağırıp beni oraya götür buraya götür demez, ay sevgililer gününü unuttun, doğumgünümde bir çiçek bile almadın diyemez. Canı istediğinde çağırır gidersin, canın istediğinde çağırırsın gelir, bağlılık olmaz, yarım saatte bir mesaj yazmadın diye küsüp trip atmaz. Çapkınlık mevzusu açıldığında arkadaş arasında beylik haline gelmiş laflarımdı bunlar...
İsmim Furkan, 31 yaşında, evli, tek çocuklu, özel sektörde çalışan, yakışıklı olduğu söylenen biriyim. Karımla severek evlendik. Karım öğretmen benden 1 yaş küçük. Hovardalığı her zaman sevdim, ama her zaman da dikkatli oldum. Manisa'da yaşıyoruz. Gelelim başıma gelenlere. 2 yıl önce Kasım ayında bir daire alma fırsatı doğdu, aileler yardım etti, biraz kredi çektik, 5 katlı, çift daire bir binanın 3. katından bir daire aldık. Daire ikinci eldi, taşınmadan önce boya badana yapıyorduk. Akşam üzeri iş çıkışı ben, fabrikadan bir abim (fabrikada da boyacı) ve karım birlikte, boya kokusu çıksın, çabuk kurusun diye pencereler ve dış kapı açıktı.
Birisi, "Merhaba!" diye seslenince koridora çıktık karımla. Kısacık simsiyah saçları, müthiş güzel bir yüzü olan, 1.65 boylarında, zayıf, kot gömlek ve pantolonlu, ama muhteşem çekici bir kadın çaydanlık ve çay bardaklarıyla kapıda duruyordu. Arkasında karşı dairenin kapısı açıktı. "Hoşgeldiniz, size çay yapmıştım!" dedi. Karım koşup çaydanlığı aldı, içeriye buyur etti. Kadın, "Ben Ebru. karşı dairede oturuyoruz, hoşgeldiniz, daha erken gelmek isterdim, ama işten gel, yemek bulaşık ancak bu saati buldu!" dedi. Karşı kapıdan kocası çıktı, aynı karısının boyunda, zayıf, bıyıklı, kadınla tam ters görüntüde biri. Kadın ne kadar havalı ve Cool görünüyorsa, adam o kadar paspal, üzerinde hani pazarlarda satılan koyu renk çizgili bir polo tişört, altında penye diz altına kadar şort ve nefret ettiğim şort altına diz altına kadar gelen siyah çoraplar. Ulan evde bari giyme o çorapları, görgüsüz! Cevat'mış ismi, zerzevat gibi. Kadın ne kadar çekici geldiyse adam da o kadar iticiydi.
Neyse çayları hepimize servis etti, hep beraber 2'şer bardak içtik. "Biz sizi daha fazla tutmayalım!" dediler. Teşekkür ettik. Ama bu arada apartmanda pek komşuluk olmadığını, çünkü herkesin çalıştığını öğrendik. İşimize gelirdi aslında.
Bir hafta içinde taşındık. Taşındığımız akşam yine aynı olay gerçekleşti. Ama sanırım günlerden Cumartesi olması sayesinde poğaca ve kek te vardı çayın yanında. Ama kocası gelmedi bu sefer. Saat 22:00 civarı arabamda kalan ıvır zıvırı çıkarırken, kapı ağzında Cevat vardı. Abi diyemiyorum ama benden 9 yaş büyükmüş. "Ebru sizde mi?" dedi. "Ben inerken yoktu, ama bakayım!" dedim. Baktım, "Yok!" dedim. "Yine hangi kapıya daldıysa!" deyip kapıyı kapattı. Benim karım saat 22:00'de bana haber vermeden ortadan kaybolacak, ben de kapıyı kapatıp içeri gireceğim ha, imkansız.
Saat 23:45 gibi kağıt atıklarını bir çuvala koyup çöpe atmak için indim. Ebru arabayla yanaştı. Beni gördü, gülümseyip, "İyi geceler!" dedi. Önümden binaya girdi. Merdivenlerden çıkarken arkasından baktım. Sanki biri götüne bakıyor dedi kadına, ikinci katta aniden kafasını çevirip baktı. Önüne dönüp evine girdi.
Ertesi akşam saat 20:30 gibi zil çaldı. Açtım. Ebru, "Yerleşe bildiniz mi?" dedi. "Nerdeee!" dedim. Buyur ettim, karım da geldi kapıya. Ebru, "Yok, siz gelin, bir nefes alırsınız!" dedi. "Peki olur!" dedik. Yarım saat sonra ordaydık. 12 ve 8 yaşlarında iki oğulları vardı. Bizimki de 7 yaşındaydı. Onlar odaya çekilip bilgisayar oynamaya başladılar. Cevat dönüp, "Ebru, bira getir!" dedi. O ana dek görmemiştim, koltuğun yanında yerden aldığı boş şişeyi karısına uzatıp, bana dönüp, "İçersin değil mi?" dedi. Şaşkınlıktan içerim bile diyemeyip kafamı salladım. Kadınlar da kendilerine kahve yaptılar.
O arada öğrendik. Cevat'ın büyük bir bisiklet firmasına malzeme üreten bir fabrikası vardı OSB'de, fabrikayı biliyordum. Kadının da çarşının göbeğinde bujiteri parfumeri dükkanı varmış, (ulan bunlar neden bu binada oturuyorlar diye düşündüm ilk an), dükkanı karım da ben de biliyorduk, iki katlı kocaman bir dükkandı. Ebru, "Taşınacaktık..." dedi, sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Ama iki yıl önce bana dükkan açtık, sonra da dükkan sahibi satmaya karar verdi. Dükkanı satın aldık. O yüzden kaldık. Hatta borçlar bitene dek burdayız!" dedi gülerek.
Bu arada dikkat ettim, ben 1 bira bitirene dek Cevat 3 içmişti. Kahveden sonra Ebru karıma da bira teklif etti, ama karım, "Ben içmem!" dedi. Ebru, "Ben içsem mahsuru var mı?" deyip kendine de bir bira açtı. Her seferinde de aynı işlem oluyordu, adam kısaca, "Ebru bira!" deyip, boş şişeyi veriyor, kadın dolusunu getiriyordu. Aslında genel anlamda güzel sohbet oldu. Ben de 3 bira içtim, ama adam yanlış saymadıysam 12 tane içti, o ufak tefek adama gram birşey olmamıştı. Eve dönünce karımın anlatışından Ebru'yu çok sevdiği belli oluyordu. Bunda hediye ettiği Teaserların ve incik boncuğun etkisi var mı bilmiyorum.
Hemen hemen her akşam ya Ebru bizde, ya biz onlardaydık. Cevat çok nadir geliyordu, zaten gelse de ben onun içtiği birayı karşılayamazdım. İlk seferinde aldım 15 bira adama yetsin diye bir taneyi emzik gibi ağzımda tutunca anladı sanırım, "Ebru bira getir!" dedi yine. Ebru gidip evden bira getirdi. Cevat, "Kardeş, bana her hafta 10 kasa bira gelir, biliyorsun seviyorum birayı, o yüzden senin almana gerek yok. Canın istedi mi çal kapıyı iste Ebru verir!" dedi. İste Ebru verir kısmında gülecektim, ama yemin ederim Ebru gözlerime bakıp, "Veririm!" dedi gülümseyerek. Bereket yanımızda karım yoktu, çay koymaya gitmişti. Adam lafın nereye gittiğine bakmayan, sonradan görme bir tipti...
Şubat ayında 15 tatil olduğunda, karımla oğlumuzu da alıp memleketimize aileleri ziyarete götürüp bırakıp geldim. Bu her yıl yaz kış yaptığımız bir rutindi. Geri geldiğim Pazartesi akşamı zil çaldı. Ebru, "Maç varmış (tuttuğum takımın maçı vardı) galiba, Cevat seni çağırıyor, yalnız oturmasın kukumav kuşu gibi dedi!" dedi. "Olur!" dedim. 10 dakikaya gittim. Biralar su gibi akıyordu. Cevat, "Seviyorum senle içmeyi be Furkan!" diyordu. Sonra Ebru, "Ben mutfakta dizi izleyeceğim!" deyip gitti. Bira bitince Cevat sadece, "Ebruuuuu!" diye sesleniyordu...
Maç bitince telefonum titredi. Aldım telefonuma baktım. Ebru fotoğraf çekip yollamış, mutfakta masada bira ve çerez var önünde ve "Ben de seviyorum seninle içmeyi!" yazmış. "O zaman ben eve geçiyorum, 10 dakika sonra gel!" yazdım. "Tehlikeli!" diye yazdı. Telefonu sessize aldım, yazışmaya başladık. O gelemem dedi diye kalkmadım ben de, maçın geyiğini yapıyorduk Cevat'la. "Ebruuuu!" dediğinde bira geliyordu, ama her seferinde Ebru koridora çıkıp Cevat'ın görmeyeceği pozisyona geçip, boğma işareti yapıyor, kafasına vurma işareti yapıp, gülüp mutfağa gidiyordu...
Saat 24:00'e gelirken kalktım. Cevat yine yerinden kalkmamış, kapıdan geçirmek Ebru'ya kalmıştı. Kendime çekip dudağından öptüm. "İyi geceler!" dedi gülerek. "İyi geceler!" dedim içerden duyulacak sesle. Eve geçip, "Offf, ne tatlı dudaklar!" yazdım. "Daha tatlı yerlerim var!" yazdı. "Onların da tadına bakmak isterdim. Gelsene!" yazdım. "Bu saatte imkansız, ama orda olmak istediğimi bil!" yazdı.
Sabah işyerine telefon edip, biraz geç kalacağımı söyleyip, öğlene kadar izin aldım. Cevat 09:00'da gitti. Ebru 10:00'dan sonra çıkıyordu evden biliyordum. Mesaj attım, "Ben evdeyim, hadi gel!" dedim. "Tamam!" yazdı. En az 15 dakika gözümü kırpmadan kapı deliğinden baktım. 15 dakika sonra kapının arkasında o filmlerde dizilerde seyrettiğimiz kapıdan girer girmez birbirine yapışıp delice sevişen çiftler gibi hem soyunmaya çalışıp, hem de öpüşüyorduk. Erik tipi denilen bir kalçası vardı ve bu kadında sevdiğim bir özellikti. 75 beden vardı sanırım göğüsleri, göğüslerini ağzıma alıp, kalçalarının ikisini birden sıkıyor okşuyordum. Yatağa sürükledik birbirimizi.
Öpüşerek altıma alıp, amcığına girdim, çünkü haftalardır bu kadını düşlüyordum, daha fazla ön sevişme yaparsam yatağa boşalacaktım. Ne kadar kontrol etmeye çalışsam da (normalde ederim) o orgazm olmadan boşalacağımı söyledim. "İçime değil!" dedi. Zaten zor geri çekilip başta korktuğum şeyi yaptım, yatağa boşaldım. Ebru, "Benim dükkana gitmem lazım!" deyip kalkıp giyindi. Kendi kendime (Tamam Furkan bu ilk ve sondu, ne o oğlum kerhaneye ilk kez gelmiş ergen gibi?) dedim. Tam bu düşüncelerle boğuşurken. Giyinmiş halde yatakta yanıma oturdu. Bu kadın düşüncelerimi okuyordu. "Dert etme, aşırı heyecan ikimizi de gerdi. Sen erken geldin, ben kasılıp gelemedim. Daha vücutlarımız birbirini tanıyacak, tenlerimiz uyumlu, bunu ilk akşam hissettim!" dedi. Sonra beni öpüp kalkıp gitti...
Kendimi ergen gibi hissediyordum. Kadında gerçekten müthiş Cool bir hal vardı ve ben beni seçtiğini düşününce havaya giriyordum. Tüm gün yazıştık. Bana, "18:30'da sendeyim, akşam üstü kapıyı bacayı kontrol et!" yazdı. Karanlık odada pencerenin ardında bekledim yarım saat. Arabası geldiğinde merdivenleri kontrole başladım. Zaten sorun yoktu, karşı kapı yerine bize girecekti. Kapıyı açıp aralık bıraktım.
İçeri girdiğinde direk kucakladım. Bacaklarını belime doladı. Kollarımda doğru yatak odasına götürdüm. Yatağa yatırıp çizmelerini ve montunu çıkardım. Kucağıma alıp sırtımı yatağın bir tarafındaki duvara dayadım. Öpüp okşamaya başladım. Alışmıştım bile, sabahki o ilk heyecan yerini şehvete bırakmıştı. Dudaklarını boynunu yaladım, kazağını çıkarıp göğüslerine indim. Göğüs uçlarını dudaklarımla ezerken alttan pantolonunun üzerinden amına baskı yapıyordum. Yatakta ayağa kalkıp dans edercesine hareketlerle üstündeki herşeyi çıkardı. Ben de o anda eşofmanımı sıyırıyordum oturduğum yerden...
Ayakta duvara tutunup amını ağzıma dayadı. Yalayıp yuttum, dilimle sikerken ellerim kalçalarından tutmuş, ağzıma daha çok bastırıyor, okşuyor, sıkıyordum kalçalarını. Ebru inliyor, "Harikasın!" diyordu. Ben de, "Yok böyle bir tat!" deyip emmeye devam ediyordum. Kasılarak orgazm oldu, ağzıma sularını akıttı. Dizleri tutmaz gibi oldu. Orgazm olması bitince kucağıma oturup göğüslerini ağzıma verdi. Amını yarağıma sürtüyor, vıcık vıcık olmuş amına yarağımın kafasını alıyor, sonra ani hareketle dışarı çıkarıyor, zaman zaman saçlarımdan çekerek kafamı göğüslerinden uzaklaştırıp dudaklarını dudaklarım arasına alıyor, diliyle dilimi iğfal ediyordu. Bütün sikişin kontrolü ondaydı.
Sonra tek hareketle yarağımı amcığına alıp, "Ohhhh!" diye inledi. Başrol onundu, "Immm!" diye bir ses çıkardım ancak. Kucağımda hoplamaya, göğüslerini yalatıp, dudaklarımı öpmeye, yanaklarımı öpmeye devam etti. Kucağımda onu tutmakta zorluk çekiyordum, belini kalçalarını tutmaya çalışırken ellerimin arasında kayıp gidiyordu. Birkaç dakika sonra sadece, "Oh, oh, oh, oh!" diye kısa inlemelerle orgazm oldu. Bir dakika yarağımı içinde tutup kalktı. Yarağımı ağzına alıp, "Hadi erkeğim, geç kaldım, akıt döllerini komşuna!" dedi. Daha cümlesi biter bitmez doldurdum ağzını, sanki sabah boşalmamış, günlerdir biriktirmişim gibi. İki dakika yalandı, temizlendi, kalktı, giyindi ve "Aşkım yarım saate yemeğe çağıracağım haberin olsun!" deyip apartman boşluğunu kontrol edip gitti.
Koridordaki ışıkta bile sakallarımın sürtmesinden kıpkırmızı olmuş çenesini yanaklarını görebiliyordum, ama o aldırış etmeden girdi evine.
[Furkan]
148 notes · View notes
sevgiliplath · 2 months ago
Text
güncelleme
Herkese yeniden merhaba,
Burada olmadığım çokça uzun zamanda hayatımda neler oldu, neler olmadı anlatarak başınızı ağrıtmayacağım. Kısaca özetlemek gerekirse; içinden çıkılamaz bir yetişkin hayatı, bolca koşuşturmaca ve sınanmalarla dolu bir iki yıl geçti.
Yeniden dönme ve içimi bu post ile dökme sebebim, yakın zamanda hayatımda neyin eksik olduğunu düşünürken içimi dökebileceğim ve ben içimi döktükçe insanların yüzündeki acıma ve empati ifadelerini görmeyeceğim tek yerin burası olması oldu.
Çok yakın bir geçmişte, yani Ekim 2023'te kanser teşhisi aldıktan sonra geçirdiğim zorlu ve amansız o bir yılda içimden nelerin eksildiği veya neleri görmemi sağladığını anlamam biraz zaman aldı. İsyan etmek, mücadele etmek veya salıvermek arasında gidip geldiğim ince çizgilerde; hasta yatağım olan aile evindeki kütüphaneyi karıştırırken raflar dolusu fanzinler ve dergilerde, altını çizdiğim kitaplarda hep aynı İlayda'yı buldum. Okumayı ve her şeyden çok da yazmayı seven o kızı özlediğimi fark ettim. Burada bağ kurduğum ve haberim olmadan benimle bağ kuran onlarca insana bu satırları yazarken bile kendimi çok daha iyi hissettiğimi fark ettim.
Benim bundan sonra dökmeye çabalayacağım içimi yeniden okumak isterseniz, buralardayım.
Not: Artık kanser değilim, fakat koruma tedavisindeyim. Yakın zamanda aranızdan ayrılacak değilim, korkmayın :)
119 notes · View notes
sertsiken0606 · 6 days ago
Text
Yengemle seks
Merhaba Hasan bey ben sizin sayfanızı beğenerek takip ediyorum. Başımdan geçen ve devam eden bir anımı anlatmak istiyorum. Adıyaman Kahta nın köyünde büyümüş ergenlikte köy hamamında kadınları izleyerek 31 çekmiş sapık değilim ama sapıklık derecesinde kadın düşkünü bir erkeğim. İsmim Eyüphan. Orta okulu köyümde bitirdim abim Ankara'da oturuyordu askeriyede oto tamircisi olarak çalışıyor liseyi okumak için abimin evine gönderdi babam abim 1 yıl önce Ankara lı Esmeray diye evlendi . Esmeray çok güzel bir kadındı 1 defa görmüştüm o da düğünde gelinlikle .
Okul açılmadan kaydımı yaptırmak için 2 hafta önce Ankara ya geldim abim Aşti den beni aldı arabada eve giderken hoş sohbet ettik eve geldiğimizde şok olmuştum o gelinlikle gördüğüm yengem yarı çıplak vaziyette evdeydi mini etekli göğsü kapalı göbek ve omuzu açıkta yüksek topuklu bir terlik giymiş bizi kapıda karşıladı. Abimle öpüştüler, abim yol yorgunusun banyo yap dinlen sonra akşam yemeğine kadar odanda uzan dedi dediği gibi yaptım önce banyoya girdim yengemi düşünerek 31 çektim sonra banyo yapıp odama gittim uyumuşum abim akşam yemeği için beni kaldırdı yengem ezogelin çorbası patates kızartması köfte satala hazırlamış afiyet yedim .
Aradan 1 hafta geçmiş yengemle sıkı fıkı olmuştuk, oyunlar oynuyoruz çarşıya gidiyoruz birbirimize şakalar yapıyorduk. Havalar çok sıcak olduğu için her gün banyo yapıyorduk ama hep yengemi kapı deliğinden izleyip o banyodan çıktıktan sonra yengemi düşünerek 31 çekiyordum banyo yapıp odama gidiyordum .
Okul açılmış yengemle az görüşür olmuştuk abim görevli olarak Çanakkale ye gidecekti evde yengemle birlikte yaşayacaktım , abimi uğurladık arabayla eve dönerken yengem 6 bira aldı ve AOÇ den dondurma eve girdik yengem biraları yanına koyup tek tek açıp içiyordu şaka ile karışık bende içmek istiyorum dedim yengem çakır keyif olmuştu ne o beni sarhoş edip koynuma girmeyi mi düşünüyorsun dedi ne alaka yenge saçmalama dedim la bebe bilmiyormuyum beni her gün banyo yaparken izlediğini benden sonra banyoda girip iç çamaşırımı koklayıp 31 çektiğini dedi utanmıştım ama gerçekten sikmeyi çok arzuluyordum.
Yengem biraz doğruldu sağ memesini açtı gel em hadi dedi hemen gidip memesini emmeye başladım inliyordu diğer memesini elimle oynamaya başladım yengem sikime elini uzattı pantolonumun üzerinden okşamaya başladı ben kemerimi çözdüm pantolonumu indirdim yengem bu ne lan abinin sikinden uzun hemde kalın sen nerede büyüttün bunu bu kadar dedi yere uzandı eteğini kaldırıp kilotunu çıkarttı beni üzerine çekti 69 pozisyonuna geçtik sikimi ağzına aldı bende porno videolarda izlediğim gibi yengemin amını yalıyordum. İlk defa bir kadın ile birlikte oluyordum hemde 16 yaşımda yengem muhteşem bir kadındı altımda inliyordu pozisyon değiştirip köpek gibi 4 ayağının üzerine eğildi sikimi amına dayattırıp sokmamı söyledi birden yüklendim hızlı hızlı girip çıkıyordum arada bir memelerini okşuyor parmak aralarıma uclarını alıp sıkıyordum ben gelmek üzereydim çıkarttım yengem döndü sikimi ağzına aldı bütün döllerimi boşalttım ağzına hepsini yuttu yalamaya devam etti iyice kalkınca beni yere yatırdı sikimin üstüne çıkıp oturdu orgazm olana kadar zıpladı titreyerek boşaldı bana sarıldı öpmeye başladı abin gelene kadar sikicim sensin dedi o geceden sonra abim görevden dönene kadar her fırsatta siktim yengemi
41 notes · View notes
selin-n · 7 months ago
Text
💙🥀🕊️ Sen de şu anda benimle aynı geceye mi bakıyorsun sevgili___?
Üstümüzü yumuşacık örten geceye__
Bu gece karanlık biraz, sessiz__! 😔🥺
Öyle işte__!
🎼🎵🎶 💙🥀🕊️
Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim?
Neden değilim?
Franz Kafka / milena'ya mektuplar
Tumblr media Tumblr media
İyi Geceler Değerli Tumbir Ailesi 🦋🐞
Mutlu umutlu bir sabaha uyanmak dileğiyle 💙
Tumblr media
90 notes · View notes
filyiyenzurafa · 22 days ago
Text
Yarın 12.30da buluşucaz eleman gece 12de herkes makaleyi okuyup bulabildiğini bulsun yarın daha hızlı ilerleriz yazmış aynen kanka bak okuduk bulduk şu an (nah emojisi ne zaman gelcek
#gece 12den sonra afedersiniz skseler okumam yani götümüzden atlı mı kovalıyo#diğer stres topu grubuyla karıştırdı herhalde bizim grubu#dostum biz böyle götle don yapmıyoruz ödevleri 👍🏻#görev dağılımı diye bişey var👍🏻#buluşur görev dağılımı yaparız herkes de görevine düşeni yapar#herkes bütün ödevi yapacaksa grup ödevi olmasının ne anlamı kalıyo?????#offff bu çocuğun arkadaşları çok salak zaten yarın bu da sinirimi bozarsa kavga ederim#şeyda da yok zaten aklı başında olup aynı zamanda ses de çıkarabilecek 1 ben varım😔✋🏻#diğer iki elemanı hiç tanımıyoz zaten acaba onlar nasıl#pff keşke bugün topuklu botumu giymeseydim yarın giyerdim#yaşlandım galiba 2 gün üst üste girince çok canım acıyor😔😔#yine de giyebilirim gibi geldi şu an hiç belli olmaz 🤡#yeni aldığım pantolonun hevesini o kadar alamadım ki shahsbadbshsjskfl#botlarımla çok hoşuma gitti maalesef ki yapıcak bişey yok her allahın günü giyicem#para lazım ya#1 mont 1 bot almam lazım#bot biraz keyfi#mont da olmazsa olmaz değil#mesela +1 kaban da olsa çok güzel giderdi#tabi bunlar��n hepsini aynı kış almak yürek ister#tübitak başvurumu kabul ederse alabilirim belki haahshahahahahahdhshs#dua ediyodum kabul etmesinler diye bari etmiyim#kabul etsinler👍🏻#alacak şeyler asla bitmiyor farkında mısınız#bazen kendimi tutuyorum çok uzak duruyorum bu alışveriş işlerine ve canım da çekmiyor#ama bi girdin mi işin içine çıkamıyosun işte#çok yanlış da aslında biliyorum resmen israf yani#ben şu an mevcut dolabım itibariyle israf kısmında hiç değilim bence ama istediklerimi alacak param olsaydı muhtemelen israf olurdu😁#canım sağolsun#YUH ne kadar konuşmuşum kendi kendime ahhahaahdhdhfjfıfo🥲🥲🥲 pardon
0 notes
yurekferahligi · 4 months ago
Text
17.09.2024
eşimle tanışalı 4 yıl oldu. ilk yıl yan yana ikinci yıl o erzincan’da ben sakarya’da diğer sene istanbul bu sene de kocaeli’de geçti. kısa zamanda ne çok şey yaşadık kimi zaman inişler çıkışlar olsa da ona sırtımı yaslayabildiğim için ve içimden ne geçiyorsa o an söyleyebildiğim için çok şanslıyım. her zaman diyorum o benim iç sesim çoğu zaman ikimiz de aynı şeyi düşünüp birbirimize söylediğimizde ben de onu düşünüyordum tam da aklımdan o geçiyordu diyoruz. en yakın arkadaşım, birlikte çok gülüyoruz onu çok dinliyorum ben pek konuşmam ama onu hep dinlerim o da bana sorar ya da bazen içini döker sonrasında bu konuşma sana iyi geldi mi derim tabii ki rahatlamak için konuştum seninle der ve mutlu olurum onu rahatlatabildiğim için. ben bazen çok üzülürüm beni bir tek o rahatlatır hep varlığına şükrederim. ben onun sesinden bir bakışından anlarım her şeyi, bir tabak daha ister misin sorusuna yok dediğinde aslında evet ya biraz daha koyar mısın diyeceğini bilirim mesela birazdan. etrafa bakındığında çay kaşığını gider getiririm. bazen kızarız bazen söyleniriz bazen üzülürüz bazen ağlarız. sevmeyeceği istemeyeceği şeyleri bilirim hiç ısrar bile etmem. bazen kızarım çok kızarım ama onsuz uyumam. bana öğrettiği içinde bulunduğum evliliği bana sevdiren iyi hissettiren oydu, ben onunla yol almayı yürümeyi koşmayı bazen mızmızlanmayı çok sevdim. sevgisini kalbimde hep sıcacık hissettim. onun davranışlarıyla hep gurur duydum, bana hep evimdeymişim ait olduğum yerdeymişim gibi hissettirdi dört yıl önce bugün bile. üstesinden geldiğimiz evlilik hayatı bazen zor olsa da onunla her şey çok güzel çok daha kolay ee sanırım ben de fena değilim :))
65 notes · View notes
yolguncesi · 4 months ago
Text
Aidiyetin karşısında bir duruşum var ama bana ait tek yerin varlığından da bihaber değilim. İçimdeki bahçeden söz ediyorum.
Toprağım orada! Suyum, yağmurum, hislerim orada. Ara sıra toplanan bulutlar, öfkem, mücadelem orada. Çocukluktan kalma bir bahçe o.
Biraz da olsa orayı güneş ışıklarına açtığımdan beri daha da güzelleşti. Ara sıra bir meyve koparıp yoğun hissedebildiğim insanlara uzatabiliyorum ama buna rağmen bahçem halen çok kapalı.
Acaba böylesi daha mı iyi?
Yani belki de varsa bir derinlik, bir anlam, o bahçeden kapalılığından besleniyordur.
Bu gece bu soruyu aya da soracağım.
Acaba bahçemin sınırlarından gökyüzüne baktığımda gördüğüm güzelliği gören kaç insan var yeryüzünde?
61 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Hava mis gibi
2 notes · View notes
napoftustar · 5 months ago
Text
it’s my disappear-from-society-and-recharge time
1 note · View note
kimmkitsuragi · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media
what a game glad i didnt ülkeyi batırmak
im playing suzerain and i was like “wow. this is literally turkish politics simulator” and then i learned it is actually done by a turkish team and it’s based on turkish politics sdfbdsb they did a great job
#suzerain#i couldnt fix the economy but I tried my best#my vp was a CLOWN ASS man but then i fired him and hired my beloved lucian <33333 I love that man fr#it's sad that petr died but damn you kinda did fuck up buddy :/#I made many choices i didnt want lmao but it went better than i expected#I reformed the education minority rights and human rights in general and I brought democracy as much as i could...#sosyal demokrat dede gibi oynadim biraz ama umarım o ekonomiyi de düzeltebilir lmao#I couldnt be re elected but i knew this would be the case... i reformed so many things and people werent ready#I guess I pissed off people#but hey! I avoided war and a pandemic lmao I'm happy about it#after I lost the election my wife continued to work for womens rights and became more of a politician than me lmao#and that's a great ending for me tbh. i will try again some time#and btw im very happy that i cleared out corruption as much as i could. i Never took bribery or used other kind of dirty methods#and on top of that i purged the conservative wing and arrested everyone who was involved in corruption lol#can you believe the minister of interior was responsible for the assassination of an opposition leader lmao#in what kinda country minister of interior can do that 😔 not realistic at all 😔#this alone is very telling how this is based on turkish politics LMAO#neyse devletimiz yayındayız di mi#AND btw btw im glad a more progressive party won the election after me lol#i would die if it was the nationalists 😐#i wish i took a screenshot of that page too#note to myself:#pfjp won the election after me and i kinda supported them as a mp#he even offered me the position of vp but i said no#all those years ago tho. when i was changing the constitution#he asked me for an alliance. i said no. what would happen if i said yes i wonder.#6lı masa real#cidden btw ben sosyal demokrat (ya da daha çok demokratik sosyalist?)#ve karşıdaki de sanırım sosyal liberal mi idk. emin değilim tam 6lı masa kadar farklı değiliz aslında shfjs olsun#sonra partim beni yuhalıyor çok progresif olduğum için ve emekli oluyorum falan. daha yazarım da tag sınırı rip
154 notes · View notes