#bir dinozorun gezileri
Explore tagged Tumblr posts
Text
#mina urgan#Bir Dinozorun Gezileri#yazar#kitap#edebiyat#kitapalıntıları#kitapalıntısı#kitaplar#keşfet
13 notes
·
View notes
Text
"Küçük mutluluklar denilen şeyleri doğru dürüst değerlendirmesini bilirseniz bunların aslında büyük hem de çok büyük mutluluklar olduğunu anlarsınız. "
...
Mina Urgan | Bir Dinozorun Gezileri
#mina urgan#bir dinozorun gezileri#kitap#kitap alıntıları#alıntı#küçük mutluluklar#aslında#büyük mutluluklar#küçük şeyler#kıymetli#anlamak#farkındalık#görmek
19 notes
·
View notes
Text
Bir Miktar Kitap Daha
Oldum olası kitap okurdum, ama bu hastalıktan sonra daha bir okur oldum. Bir kitabı bir günde bitirdiğim oluyor. Bu kitap okuma aşkım zaman zaman eşim tarafından şikayet konusu olsa da (yeter kitaplardan nefret ettim senin yüzünden diyor); bulduğum her fırsatta kitap okumaya devam, pes etmek yok :)Gelelim son günlerde okuduğum güzelliklere.
Şu kadının yaşama sevgisinin, enerjisinin yarısına sahip olsak yeter diye düşünüyorum. İlk kitabı ‘Bir Dinozorun Anıları’nı okumadım ama kitabın çıktığı dönem bir kıyametin koptuğunu hayal meyal hatırlıyorum. Yazarın ateist olmasından kaynaklıydı sanırım. O kitap o şekilde aklımda kalınca sahafta da bu kitabı yakalayınca kaçırmak istemedim, bu kitaba duyduğum beğeni ile ilk kitabını da okumak farz oldu artık.
Bir kere gezi yazısı olarak çok akıcı, yok şurada şu var, burada bu yapılır bunlar yenilirden ziyade, o yerin kendisinde bıraktığı anlam ne, orada neler hissetti, neler düşündü; böyle olunca okumak da keyifli oluyor. Ve kendisinin bir dinozor olmasından ötürü bir tarihi belge niteliği de taşıyor anlattıkları. 70′li yıllarda Bodrum nasıl keşfedildi ve günbegün nasıl yozlaştı, canlı şahidi oluyorsunuz. Bunun gibi pek çok yer için durum geçerli. Sonra nasıl seyahat edilir tüyoları ve pek çok genel kültür özelliği taşıyan bilgi; evet okudukça bilgilendiğimi hissettim. Tespitleri de oldukça yerinde, Türk milletinin yaşama sevincinden de, doğa sevgisinden de yoksun olduğunu söylemiş, katılmamak elde değil.
Her şeyden öte bir ilham, bir umut veriyor insana; kadın 76 yaşında Amerika’ya gitmiş, fellik fellik dolaşmış, ben neden yapamayayım diyorsun. Hedefim öyle sağlıklı bir yaşlılık; Allah’ım duy sesimi :)
Gel de şimdi Peyami Safa’ya aşık olma. Bir kitap isminin hakkını bu kadar mı verir? Peyami Safa’yı burada tekrar tekrar övmeyeceğim, daha önce yaptım nasılsa, kitaptan şöyle bir bahsedip geçeceğim. Kitap içinde kitap ile başlıyoruz, adam kitabın içinde şöyle bir laf olsun diye yazabileceği kitabı bile öyle bir yazıyor ki; asıl kitap bu herhalde diyorsunuz. Sonra Mualla ile kitap içindeki kitabın yazarı olan karakterle ikisinin evlilik konusundaki terddüdü herhalde olay; derken Peyami Safa bir Vildan karakteri patlatıyor ortaya ki aman Allah’ım, asıl mesele buradaymış diyorsunuz. Kısacası beni yine şaşırtıyor sevgili Safa. Vildan’ı yazarın okuduğum diğer karakterlerinden daha acayip buluyorum; daha gizemli, daha karanlık, sonuna kadar yaşanması gereken bir kadın, muazzam.
Kitapta hoşuma giden başka bir husus; Peyami Safa kitabın karakteri olan yazarı eleştirirken aslında kendisini eleştiriyor oluşu. Bu adamın kitaplarında zaten hep bir hastalık vardırlar, bu adamın kadınları hep psişik, kararsızdırlar, daha ne desin. Bir de bir kitap yazarı için okur ne anlama gelir, bunun da cevabını aldığım için mutluyum.
Ben kitabı okurken altını çiz çiz bitiremedim, bakalım siz ne yapacaksınız?
Şöyle göz ucuyla kitabı bir araştırınca beğenildiğini, yazarın da önemli bir yazar olduğunu gördüm. Belki de ben Leyla Erbil okumaya çok yanlış bir yerden başladım bilemiyorum, yani diyorum ki kitabı beğenmeyişim belki de tamamen anlamayışımdandır ve benim kabahatimdir; yine de yazmadan da geçemeyeceğim. Hazırsanız geliyor :)
Şiir mi yazmış, hikaye mi anlatmış; ne yapmış belli değil. Erkekler üzerine, aşk üzerine bir kitap mı yazmak istemiş, yoksa siyasi bir şeyler mi karalamış; çözemedim, ama hiçbirini de becerememiş gibi. Kısacası benim için bu kitap sahafa verilmek üzere bekleyenlerden olacak.
Büyük bir merak ve beklentiyle başladığım kitap, distopya türünde olduğu söyleniyor ve benim bu türe dair okuduğum ilk kitap. Kötü demek olmaz, pek çok açıdan başarılı; kurgusu, anlatımı vesaire. Benim için olmayan tam yerine oturtamadığım hususlar var; onlardan bahsedeceğim. İlk olarak kahramanımız olan damızlık kızımızın yaşadığı acıyı ben hissedemedim. Hatta hikayeyi kendi ağzından dinliyor olmamıza rağmen, acaba o da mı bir inanan, tüm bu saçmalıkların, kurtuluş için olduğuna, bunların gerekli olduğuna, o da mı biat ediyor, diye sormadan edemedim; ki kendisi aslında bir kurban.
İkinci nokta ise inandırıcılığı oldu; evet kurgusu, ayrıntıları çok iyi tasarlanmış ama beni bir türlü inandıramadı bu işe. İlker Canikligili’in bir sözü var: “Bir film gerçek olmak zorunda değil; ama inandırıcı olmak zorunda” gibi bir şey. Yani sen filmde uçan bir adamı anlatıyorsan, o adamın uçtuğuna izleyiciyi inandırmak zorundasın. Kitapta da aynı şey var; istersen olabilecek en absürt şeyi anlat, okuyucuyu buna mutlaka inandırmalısın.
Üçüncüsü de, böyle devrimsel değişimlerde, ezilen, kurban edilen, hakları gasp edilen kesimler çoğunluktadır belki; ancak bir kesimin de mutlaka işine yarar bunlar. Küçük bir zümre de olsa, bir grup mutlaka fayda görür. Ben bu romanda bunu da eksik buldum; ee şimdi bu kimin işine yaradı, diye sormaktan kendimi alamadım, devrimin mimarı olan komutanlar başta olmak üzere, romandaki bütün sınıflar mutsuz. Hatta kitabın sonunda da benim takıldığım bu konuyu yazar şu şekilde özetlemiş:
“Gilead’ın mimarlarının da pek iyi bildiği gibi, etkili bir totaliter sistemi ya da aslında herhangi bir sistemi kurmak için, kaldırdıklarınızın yerine başka çıkarlar ve özgürlükler sunmanız gerekir, en azından ayrıcalıklı bir azınlığa.”
Peki nerede bu kitapta o ayrıcalıklı azınlık, ben bulamadım.
Kitabı bu tarz dikta sistemlerinde dinin nasıl kullanıldığının gösterilmesi açısından, kadın hak ve özgürlüklerine değinişi bakımından önemli bulsam da; halihazırda var olan dizisinin izlenmesi de yerli olurdu herhalde.
#bir dinozorun gezileri#bir dinozorun anıları#mina urgan#bir tereddüdün romanı#peyami safa#tuhaf bir erkek#leyla erbil#damızlık kızın öyküsü#margaret atwood#okunasi
3 notes
·
View notes
Text
Bunca felaket, bunca zulüm, bunca haksızlıkla dolu bir dünyada köpekler gibi mutsuz olmanın kolaylığını bildiğim için, mutsuzluklarıyla övünenlere fena halde bozulurum. Mutsuz olmak bir marifet değildir. Çektiğin acıları göz önüne sermemek, büyük kişisel mutlulukların peşinden koşmak ayıbından vazgeçip, küçük mutluluklara sığınmak, onlarla yetinmektir asıl marifet.
Bir Dinozorun Gezileri
10 notes
·
View notes
Text
ve tabi kiii 2018 yılı okuduğum kitaplar listesi. Bu sefer listede masallarada bol bol yer vereceğim sanırım ki başlangıç da öyle oldu zaten. Okudukça güncelleyeceğim
Kim Korkar Kırmızı Başlıklı Kız’dan - Sara Şahinkanat
Hiç Hata Yapmayan Kız - Mark Pett, Gary Rubinstein
Kabil - jose saramago
Acımak - Reșat Nuri Güntekin
Van Gogh - Kollektif, YKY
Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Barıș Bıçakçı
Benim Hüzünlü Orospularım - Gabriel Garcia Marquez
Bir Dinozorun Gezileri - Mina Urgan
Adsız Ülke - Alain Fournier
Üç Kedi Bir Canavar - Sara Şahinkanat
Kırmızı Elma - Feridun Oral
Fasa Fiso - Teoman
Dinle Küçük Adam - Wilhelm Reich
Od - İskender Pala
Büyük Saat - Turgut Uyar
Aşk ve Gurur - Jane Austen
Kuşlar Yasına Gider - Hasan Ali Toptaş
Ekmek Arası - Charles Bukowski
Dünya Ağrısı - Ayfer Tunç
Farklı Ama Aynı - Feridun Oral
Ah’lar Ağacı - Didem Madak
Eugene Grandet - Honore De Balzac
Asılacak Kadın - Pınar Kür
Sineklerin Tanrısı - William Goalding
Bunların Hepsi Hikaye - Tüten Yolukar
Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Ahmet Hamdi Tanpınar
#kitap#edebiyat#2018#okudumbitti#kitap okuma listesi#kitaptavsiyesi#kabil#jose saramago#reșat nuri güntekin#acımak#van gogh#benim hüzünlü orospularım#gabriel garcia marquez#bir dinozorun gezileri#mina urgan#adsız ülke#alain fournier#üç kedi bir canavar#sara şahinkanat#kırmızı elma#feridun oral#fasa fiso#Teoman#dinle küçük adam#wilhelm reich#od#iskender pala#turgut uyar#büyük saat#aşk ve gurur
30 notes
·
View notes
Text
“...Çünkü kedilere tutkuyla bağlananlar, öteki insanlardan bambaşka bir soydandır bana kalırsa. Bu soy, gerçekten soylu bir soydur. Belirli bir kültür düzeyi ve duyarlılık şarttır kedileri tutkuyla sevebilmek için. Kaba saba bir hödüğün kedi sevmesinin yolu yoktur. Kedisever soyuna geç girdiğim halde, bununla gurur duyuyorum. Çünkü bu soydan olanlar, kültürlü, ince, sanat meraklısı insanlardır genellikle. Dünyanın en büyük şairlerinden biri olan Charles Baudelaire’in Kediseverlerin Şahı olması; kedileri yücelten birbirinden güzel şiirler yazması, yeter de artar da bu gururu duymama. “
-Bir Dinozorun Gezileri, Mina Urgan
7 notes
·
View notes
Text
Doğrusunu söylemek gerekirse, Türk olduğuma göre, bende de ilkin ne yaşama sevinci ne de doğa sevgisi vardı. Bunu belki biraz garip bulacaksınız ama, yaşama sevincim yirmisinde, solculuğumla birlikte, yani kendi benliğimi arka plana itmemle başladı. Yaşamda bunca gerçek felâket, bunca sefalet varken, ıvır zıvır kişisel sorunlarım yüzünden surat asmayı, ahlaksal açıdan ayıp saydım. Başıma gerçek felâketler gelince de (iki büyük felâket geldi başıma), bunları gözler önüne serip çevremi de mutsuz etmeyi, gene ahlaksal açıdan doğru bulmadım. Doğayı sevmemin nedeni de, mesleğim gereği, yirmi yaşından beri, doğaya tapan İngiliz romantik şairlerini sürekli okumamdır herhalde. Çünkü bakmakla görmek arasında büyük bir fark vardır. Doğanın güzelliğine aval aval bakmak başka şeydir, bu güzelliği sahiden görebilmek başka şeydir. İşte İngiliz romantik şairleri, doğaya sâdece bakmayı değil, doğayı görmeyi öğrettiler bana.
Mina Urgan, Bir Dinozorun Gezileri
41 notes
·
View notes
Note
kitap önersensene
Barış Bıçakçı, Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Barış Bıçakçı, Veciz Sözler
Tezer Özlü, Yaşamın Ucuna Yolculuk
Gabriel Garcia Marquez, Kırmızı Pazartesi
Mîna Urgan, Bir Dinozorun Gezileri
Sâdık Hidayet, Kör Baykuş
Jean Baudrillard, Tüketim Toplumu
Jean Paul Sartre, Varoluşçuluk
Jean Paul Sartre, Bulantı
Simone de Beauvoir, Genç Kızlık Çağı
Harper Lee, Bülbülü Öldürmek
Erasmus, Deliliğe Övgü
Borges, Sonsuzluğun Tarihi
Marguerite Yourcenar, Doğu Öyküleri
Haruki Murakami, İmkansızın Şarkısı
Nurullah Ataç, Günce (1953-1955)
Can Dündar, Abim Deniz
Ömer Hayyam, Dörtlükler
Victor Hugo, Notre-Dame'ın Kamburu
Ursula K. Leguin, Mülksüzler
Daniel Defoe, Robinson Crusoe
Hasan Hüseyin Korkmazgil, Acıyı Bal Eyledik
Hasan Hüseyin Korkmazgil, Kızılırmak
Oruç Aruoba, De ki işte
Birhan Keskin, Fakir Kene
Oktay Akbal, Atatürk Bir Gün Gelecek
İ. Habib Sevük, Atatürkle Beraber
8 notes
·
View notes
Text
0 notes
Note
Kitap önerisi yapabilir misin
Nietzsche Ağladığında
Sofie'nin Dünyası
Bir Dinozorun Anıları/Gezileri
Kinyas ile Kayra
Sırça Fanus
Demian
0 notes
Photo
http://golgegezgin.blogspot.com.tr/
Anadolu’da köyde yaşayanlar kasabada yaşayanlardan kat kat daha uygardırlar, daha az tutucudurlar. Paradoksal görünen bu durum, küçük burjuva zihniyetinin, köylerden çok kasabalarda egemen olmasından kaynaklanır.
( Mina Ungan, Bir Dinozorun Gezileri, 1999 )
.
.
.
.
.
[ Ankara, Kazan, 23.08.2014 ]
#gölgegezgin#seyahat#gezi#gezginilegölgesi#yolculuk#kamp#sırtçantası#doğayürüyüşü#travel#trip#journey#Trekking#hiking#solohiking#camping#backpacking#outdoor#turkey#türkiye#ankara#kazan#kahramankazan#minaungan#birdinozorungezileri
24 notes
·
View notes
Quote
Yılbaşlarında, doğum günlerinde falan, yani tarihi önceden bilinen, özenle organize edilen toplantılarda, insan gerçekten eğlenemez genellikle. ‘Buraya eğlenmek için geldiğime göre, mutlaka eğlenmek zorundayım’ düşüncesi bile, sahiden eğlenmenizi engellemeye yeter.
BİR DİNOZORUN GEZİLERİ (Mîna URGAN)
15 notes
·
View notes
Text
Mîna Urgan – Bir Dinozorun Gezileri
Mîna Urgan – Bir Dinozorun Gezileri
Ekitap Özeti; Çok saf bir insan olduğum için, çok şaştığım oldu bugüne dek. Ama Bir Dinozorun Anıları’nın çok satan kitaplar listesine girmesine, bilmem kaç baskı yapmasına afalladığım kadar hiçbir şeye afallamadım bu uzun ömrüm boyunca. İngiliz edebiyatıyla ilgili zararsız kitaplar yayınlayan bir kocakarı, sekseninden sonra ortaya çıkıyor.
“Ben bir komünistim” diyor, “ben tanrıtanımazım” diyor;…
View On WordPress
#Bir Dinozorun Gezileri ekitap#Bir Dinozorun Gezileri pdf#ekitap#ekitap pdf#ekitapindir#kitap pdf#Mîna Urgan#Mîna Urgan Bir Dinozorun Gezileri#Mîna Urgan Bir Dinozorun Gezileri ekitap#Mîna Urgan Bir Dinozorun Gezileri pdf#Mîna Urgan kitapları#pdf kitap#pdf kitap indir
0 notes
Text
Bir Dinozorun Gezileri Ebook
Bir Dinozorun Gezileri Mina Urgan Bir Dinozorun Anıları’nı yazarken kitabının bu kadar çok okunacağını hiç beklemiyor, “Benim gibi bir kocakarının hayatını kim merak eder ki…” diyordu. Ama öyle olmadı. Yüzbinlerce kişi bu ufak tefek, beyaz saçlı, sigara içen, cesur, komünist ve ateist olduğunu televizyon ekranlarında söyleyen İngiliz Edebiyatı profesörünün anılarını okudu ve kendiyle alay etmeyi bilen bu zeki kadını çok sevdi. Çünkü o, Türkiye aydınını sıcak ve zeki dilidir. Samimi bir düşünce sahibinin, aykırı da olsa, tüm kesimler tarafından kucaklanacağının kanıtıdır.
Bir Dinozorun Gezileri Ebook
#Bir Dinozorun Gezileri ebook#Bir Dinozorun Gezileri ebook indir#Bir Dinozorun Gezileri ebook oku#Bir Dinozorun Gezileri kitabı ebook#Bir Dinozorun Gezileri kitabı ebook indir#Bir Dinozorun Gezileri kitabı ebook oku
0 notes
Text
Küçük mutluluklarım dışında, iki büyük mutluluk kaynağım vardır. Biri kitap okumak, öteki de deniz. Gerçi o da hoştur da, "deniz" derken, denize uzaktan bakmaktan değil, denize girmekten ya da bir tekneyle gezinmekten söz ediyorum.
Bir Dinozorun Gezileri
7 notes
·
View notes
Text
Küçük mutluluklar denilen şeyleri doğru dürüst değerlendirmesini bilirseniz, bunların aslında büyük, hem de çok büyük mutluluklar olduğunu anlarsınız. Örneğin, bütün bir yaz gününü, Anadolu yollarında toz toprak içinde külüstür bir otobüs içinde geçirdikten sonra, akşamleyin küçük bir kıyı kasabasına varmışsınız. Ucuz bir pansiyonda soğuk bir duş yapıp, kumsaldaki kır gazinosuna gidiyorsunuz. İki ayağınız suya değecek biçimde masanızı denize doğru çekiyorsunuz. Garson, beyaz peynirinizi, kavununuzu ve rakınızı getirdikten sonra, hiç kimse görmeden usulcacık ayakkabılarınızı çıkarıp, bütün gün sıcaktan pişen ayaklarınızı bileğinize kadar serin denize sokuyorsunuz. Sorarım size, büyük bir mutluluk değil mi bu küçük mutluluk? Bunca felaket, bunca zulüm, bunca haksızlıkla dolu bir dünyada köpekler gibi mutsuz olmanın kolaylığını bildiğim için, mutsuzluklarıyla övünenlere fena halde bozulurum. Mutsuz olmak bir marifet değildir. Çektiğin acıları gözler önüne sermemek, büyük kişisel mutlulukların peşinden koşmak ayıbından vazgeçip, küçük mutluluklara sığınmak, onlarla yetinmek asıl marifet. Bu küçük mutlulukları tadabilmeniz için, beylik anlamda mutlu olmanız, aile çevresinde huzurlu bir yaşantınız,başarıyla yürüttüğünüz bir işiniz, toplumda önemli bir mevkiniz, bol paranız filan olması şart değildir. Hatta bunlar, küçük mutluluklara zaman ayırmanızı engelleyebilir bana kalırsa. Beş duyunuzun olması ve bu beş duyunun tam kapasite çalışması, yani sahiden görebilmeniz, sahiden işitebilmeniz, sahiden koklayabilmeniz, sahiden dokunabilmeniz ve ağzınıza koyduğunuz şeyin tadını sahiden alabilmeniz, küçük şeylerin sizi mutlu etmesine yeter de, artar da. Örneğin, işyerinizde gün boyunca çeşitli aksiliklerle boğuşmuşsunuz. Akşam evinize dönerken trafik sıkışıklığından ötürü sinirleriniz büsbütün bozulmuş. Sonunda oturacak yer bulamadığınız kalabalık vapurdan itile kakıla çıkıp, perişan bir halde Kadıköy'e varıyorsunuz. Evinize doğru yürüyünce, kafeslerdeki kuşların ve çiçeklerin satıldığı yerin yanından geçerken, bir güvercinin uçtuğunu görüyor, Çingene kızlarının sattığı karanfillerin kokusunu alıyorsunuz. Melih Cevdet'in o çok sevdiğiniz şiiri aklınıza geliyor hemen: Bir çift güvercin havalansa, Yanık yanık koksa karanfil. Ezbere bildiğiniz şiiri mırıldanıyorsunuz yürürken. Bu arada muhabbet kuşlarının cıvıltısını duyuyorsunuz; denize bakıyorsunuz, batan güneşe bakıyorsunuz; pembe, yeşil, uçuk mavi bulutları görüyorsunuz. Ve havanız tümüyle değişiyor. Fransızların douceur de vivre dediği duyguyu, yani yaşamanın tatlı keyfinin verdiği küçük mutluluğu tadıyorsunuz. .....
* Mina Urgan’ı çok sevdiğimden bahsetmiş miydim?
#mina urgan#bir dinozorun gezileri#edebiyat#kitap#alıntı#mutluluk#küçük mutluluklar#küçük şeyler#kendimenot
2 notes
·
View notes