#bilim haftası
Explore tagged Tumblr posts
Link
#BilimveTeknoloji, #Keşifler, #İlerleme, #BilimselGelişim, #Teknolojikİnovasyon, #ToplumsalSorumluluk, #Eğitim, #GençZekalar, #Gelecek, #İlgi, #Kutlama, #BilimHaftası, #TeknolojiHaftası, #BilimEğitimi, #TeknolojiEğitimi
#teknoloji eğitimi#bilim ve teknoloji#keşifler#ilerleme#bilimselgelisim#teknolojikinavasyon#gelecek#bilim haftası#bilim eğitimi#bilimsel gelişim
0 notes
Text
UMARIZ TARİH TEKERRÜR ETMEZ
Ekonomik iflasını açıklayan Osmanlı Devleti'nin 1881 yılında bütün varlıklarına el konuldu.
İğneden ipliğe Yahudi, İtalyan, Ermeni, Fransız tacirler İstanbul'a dolmuştu.
Abdülhamid bu kadar borcun üzerine yeni borçlar ekledi. Osmanlı 15 defa büyük borç aldı. Ama faizini bile ödeyemez olmuştu.
Osmanlının hazinesine el koyan Avrupa, bugün
"İstanbul Erkek Lisesi" olan binaya "Duyun-u Umumiye" yi yerleştirip borçları tahsil etmeye çalıştı.
Yani hazine ecnebilerin yönetimine geçti.
Borçlar ödenmedikçe Abdülhamid Avrupa'lı tefecilere tekeli verdi; teker teker milli varlıkları kaybettik;
Demir yolları, iplik, fındık, pamuk kömür, tekstil demir çelik, tuğla kireç... ne iş varsa Avrupalılara satıldı.
Haliç ecnebi fabrikalarla doldu. Tarlabaşı, Avrupa'dan gelen tüccarların görkemli evleriyle bezendi.
Zenginler İstiklal Caddesi ve Sıraselviler'e yerleşti. Bugün İstanbul'da gördüğümüz şahane binaların çoğu o dönemlere aittir.
Türk'lerse yüzlerce yıldır tamir gören yamalıklı boh��aya benzer tahta evlerde otururdu.
Bu evler Fatih ve Süleymaniye'nin arka sokaklarında bulunurdu.
Abdülhamid döneminde yüzlerce kilise ve sinagog açıldı...
İşte o tarihte Avrupa'dan gelen zenginleri ağırlamak için 5 yıldızlı bir otel yaptılar: Pera Palace.
Pera Palace Rumca, "Yokuş Sarayı" demek.
Fransa'dan trene binip Sirkeci'de inen Avrupa jet sosyetesi tren garından bu otele Türk hamalların sırtında özel tahtlarla taşınırdı.
Aslında batı emperyalizmi İstanbul'u Vahdettin döneminde değil, Abdülhamit döneminde çoktan ele geçirmişti.
Atatürk Cumhuriyeti kurduğunda Türklerin elinde sadece çarık kalmıştı.
Sanayi ve tarım hamlesi başlattı.
Yerli malı haftası o tarihte başladı, çocuklarımız milli üretimin ve milli kalkınmanın önemini anlasın diye.
Türklere ait banka bile yoktu.
Adında Osmanlı olan banka bile ecnebilerindi. İşbankası bu yüzden kuruldu.
Osmanlı Devletinin iflas ilan ettiği meşhur
RAMAZAN KARARNAMESİ (Nisan 1876)
Vergi gelirlerinin devredildiği
MUHARREM KARARNAMELERİ (1879 ve 1881'deki iki kararnamedir) Pek bilinmez, gündeme de getirilmez.
Hep saklanır…
Dolmabahçe sarayı 1856,
Çırağan sarayı 1863,
Beylerbeyi sarayı 1864,
Yıldız sarayı 1880'de yapılmıştır.
Yani Osmanlı'nın çöküş döneminde.
Dünya;
Sanayiye,
Eğtime,
Bilime
ağırlık verirken,
Osmanlı çöküşü gizlemek için saray yapımına ağırlık vermiş.
Umarız, sonumuz aynı olmaz!
#MustafaKemalAtatürk ve kurduğu #TürkiyeCumhuriyeti hep #TürkMilleti ni düşünmüş ama akp tıpkı kendisi gibi osmanlı hayranı.!
26 notes
·
View notes
Text
Buca harekete geçti
- Buca’da Hareketlilik Haftası dopdolu içeriğiyle devam ediyor Buca Belediyesi, Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında Buca, birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Buca’da geçtiğimiz cuma günü "Şehrini Keşfet-Gelecek Enerjini Koru" temasıyla başlayan Avrupa Hareketlilik Haftası dopdolu bir içerikle devam ediyor. Hafta kapsamında, Buca Bilim Sanat Merkezi'nde doğal afetler ve çevre konularında uzman isimlerin katılımıyla paneller düzenlendi. Atık Yönetiminde Sıfır Atık panelinde konuşan İzmir Afet Bilinci, Çevre ve İklim Farkındalığı Derneği (İZAFED) Yönetim Kurulu Üyesi ve çevre mühendisi Yakup Ateş, iklim değişikliğinin sonuçlarına dikkat çekti. Susuzluğun büyük kriz yaratacağına değinen Ateş, ilerleyen yıllarda dünyada iklim göçleri yaşanacağına dikkat çekti. İNTERAKTİF PANEL Afet ve Çevre paneli ise İZAFED Yönetim Kurulu Başkanı Servet Ertaş moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Panelde, İZAFED üyeleri Çağrı Aydınel, Serkan Özdemir ve Yakup Ateş konuşmacı olarak yer alırken, temel afet bilinci, temel deprem bilgisi, yangın ve orman yangınları, çevre ve iklim bilgisi konuları masaya yatırıldı. İnteraktif olarak gerçekleştirilen panelde doğal afetlerin oluşma nedenleri ve afetlerden korunma yolları anlatıldı. HASANAĞA BAHÇESİ’NDE YOGA YAPILDI Öte yandan, Hasanağa Bahçesi’nde eğitmen Nalan Alpan Koç önderliğinde yoga etkinliği gerçekleştirildi. 22 Eylül Cuma günü sona erecek hafta kapsamında, Buca Bilim Sanat Merkezi'nde 19 Eylül Salı günü pilates etkinliği, 22 Eylül Cuma günü dans etkinliği, 20 Eylül Çarşamba "Geleceğe Bir Damla Bilim - Drama Atölyesi", 21 Eylül Perşembe "Çevre ve Sürdürülebilirlik Temalı Bilimsel Proje Sunumları" gerçekleşti. https://youtu.be/fTgowwea0NY Read the full article
2 notes
·
View notes
Text
*UMARIZ TARİH*
*TEKERRÜR ETMEZ*
Ekonomik iflasını açıklayan *Osmanlı Devleti*'nin *1881* yılında bütün varlıklarına el konuldu.
İğneden ipliğe *Yahudi İtalyan, Ermeni, Fransız* tacirler İstanbul'a dolmuştu.
*Abdülhamid* bu kadar borcun üzerine yeni borçlar ekledi. *Osmanlı* *15* defa büyük borç aldı. Ama faizini bile ödeyemez olmuştu.
Osmanlının hazinesine el koyan Avrupa, bugün
*"İstanbul Erkek Lisesi"* olan binaya *"Duyun-u Umumiye"* yi yerleştirip borçları tahsil etmeye çalıştı.Yani hazine ecnebilerin yönetimine geçti.
Borçlar ödenmedikçe *Abdülhamid* Avrupa'lı tefecilere tekeli verdi teker teker milli varlıkları kaybettik;
Demir yolları, iplik, fındık, pamuk kömür, tekstil demir çelik, tuğla kireç ne iş varsa Avrupa'lılara satıldı.
*Haliç* ecnebi fabrikalarla doldu. *Tarlabaşı* Avrupa'dan gelen tüccarların görkemli evleriyle bezendi.
Zenginler *İstiklal Caddesi* ve *Sıraselviler*'e yerleşti. Bugün İstanbulda gördüğümüz şahane binaların çoğu o dönemlere aittir.
*Türk*'lerse yüzlerce yıldır tamir gören, yamalıklı bohçaya benzer tahta evlerde otururdu. Bu evler *Fatih* ve *Süleymaniye*'nin arka sokaklarında bulunurdu.
*Abdülhamid* döneminde Yüzlerce *kilise* ve *sinagog* açıldı...
İşte o tarihte Avrupadan gelen zenginleri ağırlamak için 5 yıldızlı bir otel yaptılar. *Pera Palace*.
*Pera Palace* Rumca ; *"Yokuş Sarayı"* demek.
Fransa'dan trene binip Sirkeci'de inen Avrupa jet sosyetesi tren garından bu otele Türk hamalların sırtında özel tahtlarla taşınırdı.
Aslında batı emperyalizmi *İstanbul*'u *Vahdettin* döneminde değil *Abdülhamid* döneminde çoktan ele geçirmişti....
*Atatürk* Cumhuriyeti kurduğunda Türklerin elinde sadece *çarık* kalmıştı.
Sanayi ve tarım hamlesi başlattı. Bütün kurumların başına *Türk* kelimesini koydurdu.
*Yerli malı haftası* o tarihte başladı. *Türk Çocukları* milli üretimi anlasın diye. Türklere ait banka bile yoktu.
Adında *Osmanlı* olan banka bile ecnebilerindi. *İşbankası* bu yüzden kuruldu.
Osmanlı Devletinin iflas ilan ettiği meşhur
*RAMAZAN KARARNAMESİ*
(Nisan 1876)
Vergi gelirlerinin devredildiği
*MUHARREM KARARNAMELERİ* (1879 ve 1881'de ki iki kararnamedir)
Pek bilinmez,
gündeme de getirilmez.
Hep saklanır…
*Dolmabahçe sarayı 1856,*
*Çırağan sarayı 1863,*
*Beylerbeyi sarayı 1864,*
*Yıldız sarayı 1880'de,*
*Yapılmıştır.*
*Yani Osmanlı'nın çöküş döneminde*.
*Dünya;*
*Sanayiye,*
*Eğtime,*
*Bilime,*
*Ağırlıkverirken,Osmanlı çöküşü gizlemek için saray yapımına ağırlık vermiş.*
*Umarım,*
*sonumuz aynı olmaz!
1 note
·
View note
Text
BTSO'dan 'Yerli Malı' bilinci
https://pazaryerigundem.com/haber/195646/btsodan-yerli-mali-bilinci/
BTSO'dan 'Yerli Malı' bilinci
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kapsamında, Yerli Malı Bilinci ve Gelecek Nesiller Semineri’ne ev sahipliği yaptı. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün katkılarıyla düzenlenen programda tarımdan sanayiye kadar her alanda büyük önem taşıyan yerli üretimin önemi vurgulanırken, Bursa’da üretilen ve yurt dışına satılan ürünler ile başarı hikâyeleri öğrencilere tanıtıldı.
BURSA (İGFA) – BTSO, okul-sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi hedefiyle çalışmalarına devam ediyor. Yerli üretim ve yerli ürün tüketimine teşvik etmek amacıyla her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kapsamında, BTSO ev sahipliğinde Yerli Malı Bilinci ve Gelecek Nesiller Semineri düzenlendi.
BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, Bursa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Bülent Altıntaş ile BTSO Meclis ve Komite Üyelerinin yanı sıra meslek ve teknik anadolu liselerinden öğrencilerin katıldığı programda savunma sanayiinden otomotive, tekstilden perakendeye, bilişimden sağlığa kadar birçok sektörde önemli başarılara imza atan Bursa iş dünyası temsilcileri deneyimlerini ve yerli üretimin önemini anlattı.
Seminerin açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Muhsin Koçaslan, dünyanın yeni bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini söyledi.
Yaşanan bu büyük dönüşümü doğru okumak zorunda olduklarını ifade eden Koçaslan, “Bütün bu değişimlerle birlikte gelecekte öne çıkacak, geleceği şekillendirecek olan sektörlerde de üretim anlayışımızı hızla değiştirmemiz gerekiyor. Ülkemizi geleceğe taşıyacak olan üretim anlayışı, milli ve yerli üretim odaklı olmalıdır. Artık kendimiz tasarlamalı, kendimiz üretmeli ve ürettiklerimizi dünyaya satmalıyız. Özellikle son dönemde dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla, devletimizin de büyük desteği ve çabasıyla, başta savunma sanayii alanında olmak üzere birçok sektörde millileştirme çalışmaları hız kazandı. BTSO olarak bizler de ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuna daha fazla katkı sunabilmek için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Yüksek teknoloji gerektiren raylı sistemler, kompozit, teknik tekstil, asansör ve uzay, havacılık ve savunma gibi sektörlerde hayata geçirdiğimiz kümelenme ve UR-GE faaliyetleri ile bulunduğumuz coğrafyanın üretim ve teknoloji merkezi olmayı hedefliyoruz.” dedi.
“GENÇLERİMİZE ÇOK GÜVENİYORUZ”
Daha iyi bir gelecek için her alanda yerli ve milli üretimin artırılması gerektiğini söyleyen Koçaslan, “Kendi kendine yetebilmek, kendi kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanabilmek aslında sürdürülebilir kalkınma için de oldukça önemli bir konu. İşte yakın geçmişte yaşadığımız pandemi sürecinde en basit malzemelerin bile üretiminde sıkıntı çeken ülkeleri gördük. Dışarıya bağımlılığınız arttıkça ekonomide sıkıntılar yaşama ihtimaliniz de o kadar fazla oluyor. Bu anlamda şükürler olsun ki Türkiye’mizin temelleri sağlam. Bugün neredeyse tüm sektörlerde dünyaca tanınan, önemli başarılara imza atan üreticilerimiz, ihracatçılarımız, mühendislerimiz, bilim insanlarımız var. Biliyoruz ki bu ülke daha nicelerini yetiştirecek güce sahip. Biz her adımımızı, bu inançla atıyoruz. Türkiyemize, gençlerimize, pırıl pırıl çocuklarımıza çok güveniyoruz. Biz gençlerimize iyi birer gelecek inşa etmek, yeni yollarda önlerini açmak ve iyi örnekler olabilmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Yerli ve milli üretim bilincinin geliştirilmesi konusunda son derece kıymetli gördüğümüz bu toplantıların artarak sürmesini temenni ediyorum.” diye konuştu.
“YERLİLEŞMEK VE MİLLİLEŞMEK ZORUNDAYIZ”
Bursa İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Bülent Altıntaş, Türkiye’nin tüm sektörlerde yerli ve milli üretime yönelmek zorunda olduğunu söyledi.
Bursa’nın bu anlamda Türkiye’nin örnek şehirleri arasında yer aldığını ifade eden Altıntaş, “Bursa’nın tarihine baktığınızda gerçekten müthiş başarı hikayeleri çıktığını göreceksiniz. Bursa’dan çıkıp sektöründe lider konumunda olan birçok firmamız var. Bugün bu başarı hikâyelerinin mimarlarını gençlerimizle buluşturmak üzere bu etkinliği gerçekleştiriyoruz. BTSO’ya ev sahipliği için teşekkür ediyorum.” dedi.
Bursa’da mesleki eğitim alanında yaptıkları çalışmalara da değinen Altıntaş, yalın dönüşüm hareketi başlattıklarını vurguladı. “Sektörün beklentilerini doğru anlamak, sektörle senkronize hareket etmek istiyoruz.” diyen Altıntaş konuşmasını şöyle tamamladı: “Beceri haritası çalışmamız var. Eğer bunu başarı ile hayata geçirebilirsek sektörün bizden beklediği becerileri ve okullarda verdiğimiz eğitimi daha uyumlu hale getirmiş olacağız. Bu projelerimiz Bursa’ya olan inancımızdan kaynaklanıyor. Biz Bursa’da eğitimi istediğimiz noktaya taşırsak, Türkiye ekonomisinin de büyümesine katkı sağlayacağımızı düşünüyorum.”
0 notes
Text
Hayırsever iş insanı Asım Kocabıyık unutulmuyor
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), kuruluşunun 50. yılında hayırsever iş insanı Asım Kocabıyık’ınadını yaşatmaya devam ediyor.BUÜ Gemlik Asım Kocabıyık Yerleşkesinde, 16-18 Aralık tarihleri arasında hayırsever iş insanı AsımKocabıyık adına Bilim, Kültür, Sanat ve Spor Haftası düzenleniyor. Geleneksel olarak her yılgerçekleştirilen programın bu yılki açılış törenine Gemlik Kaymakamı Osman Aslan…
0 notes
Link
0 notes
Text
Öğretmen Yaz Semineri 2024
Öğretmen Yaz Semineri (2024), bu yıl nasıl olacak ? Öğretmenler yazın eğitim seminerlerine girecek mi ? Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin yaz seminerleri konusunda önemli bir açıklama yaptı. MEB sayfasında yayımlanan açıklamada, “Öğretmenler, haziran dönemi mesleki çalışmalara isterlerse görev yaptıkları illerde, isterlerse tercih edecekleri herhangi bir ilde katılabilecek. Bunun için öğretmenlerin “veri.meb.gov.tr” adresinden başvuruda bulunmaları yeterli olacak” denildi. Milli Eğitim Bakanlığı, web sayfasından 14 Haziran Cuma Karne Dağıtım günü, Kurban Bayramı ve Kurban Bayramı tatili hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “Öğretmenler, 7 gün sürecek yüz yüze mesleki çalışma programında, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredatla ilgili incelemeler yapacak ve raporlarını Bakanlığa gönderecek. Okullarda 2023-2024 eğitim öğretim yılı, 14 Haziran Cuma karne dağıtımıyla tamamlanırken Kurban Bayramı, 16 Haziran Pazar başlayacak. Bu bağlamda 20-21 Haziran ile 24-28 Haziran haftası öğretmenler için mesleki çalışma dönemi olarak belirlenerek öğretmenler için 7 günlük mesleki çalışma programı hazırlandı. Okulların kapanmasının hemen ardından Kurban Bayramı başladığından il dışına çıkan öğretmenler için de kolaylık sağlandı.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İncelenecek
Öğretmenlerin bu yılki mesleki çalışma programı, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin incelenmesine ayrıldı. Tüm öğretmenler 7 günlük programın ilk 3 gününde, “Programın Ortak Metni” bölümünü inceleyecek. Diğer 3 günde ise alanında program değişikliği olan öğretmenler, kendi alanlarına ilişkin oluşturulan yeni programı zümre olarak tetkik edecek. Alanında program değişikliği olmayan öğretmenler ise 3 günlük sürede Bakanlıkça okul türüne özel hazırlanarak kendilerine gönderilen program doğrultusunda mesleki çalışmalarını yürütecek. Öğretmenler, son gün ise kurul (komisyon) çalışmalarına katılacak.
İdari tatil olması hâlinde program 5 gün uygulanacak
Bayram sonrası idari tatil olması halinde aynı program, 5 günde uygulanacak. İki gün ortak metnin incelemesi, 2 gün programı değişen öğretmenlerin zümre şeklinde program incelemesi, bir gün de kurul komisyon çalışmaları yapılacak. Öğretmenler, inceleme raporlarını “veri.meb.gov.tr” üzerinden yükleyerek Bakanlığa ulaştıracak. Bu inceleme görevi neticesinde öğretmenlerin program farkındalığının artırılması ve öğretmen eğitimlerine ön hazırlık yapmaları amaçlanıyor. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
#ALTNY#bist100#borsa#elazığsondakika#ensonhaber#faiz#güncelhaber#haberler#SonDakika#sondakika#sondakikahaber#Elazığ#elazığhaber#elazığhaberleri#GüncelElazığHaberleri
0 notes
Text
Turgut Özal Üniversitesinde Ebeler Haftası Etkinliği Düzenlendi
Battalgazi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Ebeler: Yaşamsal Bir İklimin Çözümü” adlı konferansta Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner konuşmacı olarak yer aldı. Konferansa Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz, üniversite genel sekreteri Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şahin Direkel, Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Karakayalı Ay, akademik, idari personel ile öğrenciler katıldı. Programda konuşma yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Karakayalı Ay konuşmasında Ebelik bölümünün üniversitemizin misyonuna uygun olarak, dünyadaki gelişmeleri iyi tanıyan, bilim ve sanatı birleştiren, bilimsel ve etik değerler üzerine temellenmiş profesyonel bir disiplin olarak, 2023-2024 Güz Döneminde eğitim hayatına başlayarak fakültemiz sağlık meslekleri içerisinde yerini aldığını belirtti. Karakayalı sözlerine şöyle devam etti: “Ebeliğin bilgi, beceri ve uygulama yönüyle, kadim bir meslek olduğu, kendine has bilgi, beceri birikiminin olduğu, ebe liderlerle bu bilgi, beceri ve uygulamanın gelecek nesillere aktarılması ve ebenin anne, kadın, yenidoğan ve toplum sağlığını iyileştirmedeki gücünün etkisi önemli olmuştur. UNESCO tarafından Ebelik mesleği kanıta dayalı ve kültürel boyutları olup, yaşayan, korunan ve geleceğe aktarılan kültürel miras değerler olarak görülmüştür. Mesleğimizle ilgili bir değer gelişme ise 2023 yılında ÖSYM tarafından düzenlenen YKS ve AYT sınavının ardından başlayan tercih sürecinde istatistiklere göre 4 yıllık eğitim veren ve binin üzerinde kontenjanı bulunan bölümler arasında, adaylar tarafından en çok tercih edilen ve en gözde bölümün ebelik olduğu görülmüştür. Ebelik bölümlerine her bir kontenjan için tam 36 aday başvurmuştur. Bu popülerliğin dünyada en eski ve ilk kadın mesleği olma özelliği ve istihdam olanaklarının gelişmiş olmasından kaynaklandığını ifade etmek isterim. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü, uluslararası alanda ebelik hizmetlerinin 2030 yılına kadar tüm kesimlere ulaştırılmasına yönelik politikalar geliştirilmesinin altını çizmektedir. Birleşmiş Milletler 2024 yılında 8 Mart Dünya kadınlar günü temasını “Kadınlara yatırım yapın: İlerlemeyi hızlandırın” olarak belirlemiştir. Ebelerin kadınla birlikte olma özelliğinden yola çıkarsak, Ebelere yapılan yatırım doğrudan kadına ve topluma yapılan bir hizmettir. Çünkü kadınları eğitmek, yatırım yapmak toplumun temelini eğitmek anlamına gelmektedir.” Etkinlik kapsamında konuşma yapan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şahin Direkel şunları ifade etti: “Tarihinin en eski mesleklerinden biri olan ebelik sağlıklı birey, sağlıklı aile ve toplum oluşmasında çok önemli bir yere sahiptir. Bir bebeğin dünyaya gelmesine yardımcı olmaları, doğumda bir annenin acısını dindirmeleri ve aileye istek ve özlemle beklenen bir bireyin katılımını sağlamaları ebelerin toplum içinde saygın bir yer edinmesine neden olurken bu kutsal görevleri onların insanlarla derin bağlar kurmasına vesile olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, ebeyi; gebelik sırasında doğumda ve doğumdan sonra gerekli bakım ve danışmanlığı sağlamak, normal doğumları kendi sorumluluğunda yaptırmak, yeni doğanın bakımını, aile planlaması danışmanlığı yapmak üzere eğitilmiş kişi olarak tanımlar. Ebelik doğum öncesi ve sonrası annelere büyük destek veren ve onları huzura kavuşturan, rahatlatan; daha bilinçli doğuma vesile olan ve bu süreci her yönüyle titizlikle takip eden, bilgi birikim ve becerileri de anne ve bebeğe uygulayan bir meslek dalıdır. Türkiye'de ebelik eğitiminde dünya standartların yakalamış, hatta bazı alanlarda geçmiş durumdadır. Son yıllarda anne ve bebek ölüm oranlarının büyük bir hızla düşmesinde ebelerimizin rolü oldukça büyüktür. Normal doğumun bebek sağlığı açısından sezeryan doğuma göre ciddi katkıları olduğunun bilimsel yöntemlerle kanıtlanmıştır Bu duygu ve düşüncelerle mesleklerinin kutsallığına inanarak büyük bir sevgiyle insanımıza hizmet eden, gece gündüz demeden özveriyle görev yapan tüm ebelerimizin ve Ebelik bölümünde eğitimlerini sürdüren öğrencilerimizin Ebeler Haftasını bir kez daha kutluyor, sağlıklı anne ve çocuklar yetiştirmeleri içinde eğitim hayatları boyunca ve sonrasında da kendilerine kolaylık ve başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.” Programda konuşma yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Orhan Gündüz şunları ifade etti: “Eskişehir Osmangazi Üniversitesinden gelerek aramıza katılan ve bugünün anlam ve önemine binaen çok güzel bir söyleşi gerçekleştireceğine inandığımız kıymetli hocamız, İnönü Üniversitesi ve Malatya Turgut Özal Üniversitesinin ilgili ana bilim dallarının, ilgili bölümlerinin çok kıymetli öğretim elamanları, çok kıymetli gençlerimiz, öğrencilerimiz hepinizin 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve aynı zamanda 5 Mayıs Dünya Ebeler gününü kutluyorum. Bu programa katılımlarınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ebelik konusuyla ilgili olarak benden önceki konuşmacılar zaten ebeliğin insan hayatındaki anne çocuk sağlığındaki önemini detaylıca izah ettiler, bizler de bunun çok detayına girmeyelim ama Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak da nitelikli eğitim öğretim faaliyetinde bulunarak siz çok değerli öğrencilerimizin meslek hayatınıza daha nitelikli birer birey olarak adım atmanız için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu yıl daha ilk öğrencilerimizi almış olduk önümüzde yaklaşık üç yıllık bir süreç var, bu süre içerisinde gerekli nitelikli eğitimi alacağınıza inanıyoruz. Biz her türlü desteği tabi kamu kaynaklarını kullanarak yapıyoruz. Bu konuda eksiklerimiz olabilir çünkü yeni bir üniversiteyiz hem fiziki hem de diğer açılardan bazı eksiklerimiz olabilir ama samimiyet ve gayretle bu işin içerisinde olduğumuzu ifade etmek isterim.” Anadolu Ebeler Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner Uluslararası Ebeler Konfederasyonu (ICM) tarafından 2024 teması olarak belirlenen "Ebeler: Önemli Bir İklim Çözümüdür" adlı sunumunu gerçekleştirdi. Bu kapsamda Sayıner şunları ifade etti: “ Dünyada iklim krizinin yakıcı etkileri artık iyice hissedilirken, bu krizden en çok etkilenenlerin başında kadınlar geliyor. Kadınla erkek arasındaki eşitsizliklerin sonucu olan kadınların eğitim düzeyinin düşüklüğü, kadınların üzerindeki bakım yükü vb. birçok sebep ekolojik felaketlerden erkeklere göre daha fazla etkilenmesine yol açmaktadır. Araştırmalar, iklim krizine bağlı doğal afetlerde, kadınların ve çocukların ölüm riskinin erkeklere göre 14 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine iklimle ilgili afetler nedeniyle yerinden edilenlerin yüzde 80'inin kadın ve kız çocukları olduğu ve daha fazla şiddete maruz kaldıkları bilinmektedir. Susuz alanlarda yaşayan topluluklarda uzak diyarlardaki su kaynaklarından su taşıma ve eve bakma da kadınların ve kız çocuklarının görevi olarak değerlendirilmektedir.” İklim değişikliğinin üreme sağlığı üzerine etkisine değinen ve ebelerin kadın sağlığını sürdürmedeki önemine dikkat çeken Sayıner şunları aktardı: “Kadınlar, menstruasyon, gebelik ve doğum sonrası dönemde artan beslenme ihtiyaçları nedeniyle iklim değişikliği kaynaklı gıda yetersizliğine/güvensizliğine karşı hassastır. İklim değişikliği aynı zamanda göçler nedeni ile erken yaşta yapılan evliliklere ve kadınlar arasında cinsiyete dayalı şiddet sorununa yol açmaktadır. Ayrıca ilerleyen yıllarda iklim değişikliği menopoz üzerinde de etkili olmaktadır. Buna bağlı olarak kardiyovasküler hastalık insidansında artış, kemik kütlesi kaybı ve bilişsel bozulma meydana gelebilir. Tüm bu olumsuzlukların verdiği hasarın ortadan kaldırılması veya en aza indirilmesi için iklim krizleri sırasında ebeler, kadınlara güvenli, saygılı ve kaliteli bakım sağlamak için uyum sağlayabilir. Ebe bakımının sürekliliği anne sağlığı sonuçlarını iyileştirir ve daha fazla bebeğin canlı ve zamanında doğmasını sağlar.” Read the full article
0 notes
Link
Kayseri Büyükşehir Belediyesi Bilim Merkezi’nin hafta sonu düzenlediği Bilim ve Teknoloji Haftası Atölyeleri’nde çocuklar bilim dolu 2 gü...
0 notes
Text
8-14 Mart Bilim ve Teknoloji Haftası
Bilim ve Teknoloji Haftası, insan hayatında büyük öneme sahip olan bu iki kavramın farkındalığını artırmak ve bu alandaki gelişmelere dikkat çekmektir. #bilimveteknolojihaftası #izoguard
0 notes
Text
Bilim Ve Teknoloji Haftası ile ilgili özlü sözler atasözleri özdeyişler
Bilim Ve Teknoloji Haftası hakkında kısa ve güzel sözler Bilim Ve Teknoloji Haftası ile alakalı söylenmiş özlü sözler nelerdir? Bilim, dış dünyaya, nesnel gerçekliğe ve bu gerçeklikte yer alan olgulara ilişkin tarafsız gözlem ve sistematik; deneye dayalı zihinsel etkinliklerin ortak adıdır.Bilim Ve Teknoloji Haftası Her sene Mart ayının ikinci haftasın Bilim ve Teknoloji Haftası olarak kutlanmaktadır. Biliyoruz ki; Dünya ve bilim teknolojide en baş döndürücü dönemini yaşamaktadır.
Bilim Ve Teknoloji Haftası Özlü Sözler – Ha okulsuz köy, ha susuz çeşme – Bilenle bilmeyen bir olmaz – Hayatta en hakiki mürşit ilimdir – Kalem kılıçtan keskindir – Dünya bir okuldur. Doğumdan ölüme durmadan öğrenelim -Hayatta en gerçek yol gösterici bilimdir. (M. Kemal Atatürk) – Bilim yolunda koşulmaz, ağır ağır ilerlenir. (Freud) – Bilim, servetten üstündür. Çünkü sen serveti korursun; bilimse seni korur. (Hz. Ali) – Bilim kendini bilmektir. (Yunus Emre) -Bilim ve onun ürünü olan teknolojiyi üretmeyen toplumlar, bağımsızlıklarını, dolayısıyla mutluluklarını yitirirler. – Bilim, gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır. (Hacı Bektaşi Veli) – Bilim, gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır. (Aristoteles)
OKUDUYSANIZ yada IZLEDIYSENIZ PAYLAŞIN LÜTFEN HERKES OKUSUN ve IZLESIN. Read the full article
1 note
·
View note
Text
Sınav haftası hastalıktan ölmeyen de ne bilim.
5 notes
·
View notes
Text
Bursa Kent Meydanı'nda 'Atatürk Heykeli'
https://pazaryerigundem.com/haber/193117/bursa-kent-meydaninda-ataturk-heykeli/
Bursa Kent Meydanı'nda 'Atatürk Heykeli'
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasını yaşatmak adına kente kazandırılan ‘Atatürk Heykeli’, ebediyete intikalinin 86’ncı yılında Kent Meydanı’nda törenle açıldı.
BURSA (İGFA) – Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 86. yıl dönümünde tüm yurtta olduğu gibi Bursa’da da törenlerle anıldı. Bursa Valiliği tarafından Heykel’de düzenlenen anma programı, Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Garnizon Komutanlığı’na ait çelenklerin Atatürk Heykeli’ne sunulmasıyla başladı.
Saatler 09.05’i gösterdiğinde sirenlerin çalmasıyla birlikte Bursa’da hayat iki dakikalığına tamamen durdu.
Vatandaşlar araçlarından inerek saygı duruşunda bulunurken, bazı vatandaşlar da törene cam ve balkonlarından eşlik etti. Saygı duruşu, İstiklâl Marşı’nın okunmasının ardından Vali Erol Ayyıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve protokol üyeleri Büyükşehir Belediyesi tarafından Tayyare Kültür Merkezi’nde açılan ‘Sonsuzluğun Öyküsü-Mustafa Kemal Atatürk’ sergisini gezdi. Atatürk’ün Bursa gezilerinde çekilen fotoğraflarının da yer aldığı sergi, büyük ilgi gördü. Vali Erol Ayyıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve protokol üyeleri, daha sonra Hasan Ali Yücel Anadolu Lisesi öğrencilerinin hazırladığı ‘Atatürk Oratoryosu’ ve dramatize gösteriyi izledi.
Öte yandan Atatürk’ü Anma Haftası etkinlikleri kapsamında Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Orkestra Şube Müdürlüğü tarafından Hanlar Bölgesi’nde mini bir konser verildi. BURULAŞ tarafından hazırlanan ‘Sonsuzluğu Atamızdan Öğrendik” fotoğraf sergisi ise Merinos İstasyonu’nda izlenime açıldı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasını yaşatmak adına kente kazandırılan ‘Atatürk Heykeli’ de Kent Meydanı’nda törenle açıldı.
Törene, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve eşi Seden Bozbey’in yanı sıra siyasi partilerin temsilcileri, Bursa milletvekilleri, belediye başkanları, Büyükşehir Belediyesi bürokratları ve vatandaşlar katıldı. Tören alanında Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı Kent Estetiği Şube Müdürlüğü tarafından anlamlı bir etkinlik de hazırlandı. Büyük bir panoya boyayla parmak basan Bursalılar tarafından Atatürk ve Türk Bayrağı silueti oluşturuldu. Başkan Mustafa Bozbey ve protokol üyeleri de panoya parmak basarak eserin oluşmasına katkıda bulundu.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Cumhuriyet’in değerleri ve miras bıraktığı aydınlık yolda kararlılıkla yürüyen herkesle birlikte andıklarını söyledi. Açılışı yapılan Atatürk Heykeli’nin çelik sanatçısı ve heykeltraş Rıdvan Sevim ve ekibi tarafından kademeli lineer teknikle çelikten yapıldığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, “Ata’mızın mirasına olan sadakatimizin kalıcı bir sembolü olarak Kent Meydanı’nda yükselen heykel, duruşumuzun ve kararlılığımızın da göstergesidir. Kent Meydanı, Ata’mızın izinin olmadığı bir alandı. Onun için özellikle bu heykeli buraya koymamızın ana amacı, Ata’mızın izinin olmasını sağlamaktı. Bu meydanda yükselen heykel, duruşumuzun ve kararlılığımızın da göstergesidir. Atatürk’ün sanat ve sanatçının toplumdaki önemini vurgularken söylediği şu sözleri, her zaman aklımızda tutmalıyız, ‘Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa, tam bir hayata malik olamaz’” dedi.
“CUMHURİYET’İN DEĞERLERİNİ YÜCELTECEĞİZ”
Ata’mızın 86. ölüm yıl dönümünde yalnızca ona duyulan sevgiyle değil, öğretileriyle de ayakta durmak gerektiğini belirten Başkan Bozbey, Atatürk’ün, yüzü aydınlığa dönük bir halkın özgürlük destanı olduğunu ifade etti. O’nun ardından yürümenin, omuz omuza, kardeşçe, sanata ve bilime tutunarak yükselmek demek olduğunu anlatan Başkan Bozbey, “Ata’mız gençleri bu ülkenin umudu olarak görüyordu. Her gün buradan geçerken, Ata’mızın size olan güvenini hatırlayın. Sizler bizim geleceğimizsiniz. Bursa’yı güçlü bir Cumhuriyet kenti yapma yolunda adımlar atarken en büyük desteğimiz, sizlerin azmi ve kararlılığı olacak. Sizler bu yolda daima ileriye, aydınlığa yürüyen birer meşale olacaksınız. Halkımız; özgürlüğümüz, sanat ve bilim için O’nun izinde dimdik ayakta kalacak, Cumhuriyet’in değerlerini yücelteceğiz. Ata’mızın izinde, umut dolu yarınlara hep birlikte yürüyeceğiz. Bu anlamlı eseri kentimize kazandırmamıza vesile olan heykeltraş Rıdvan Sevim başta olmak üzere emek veren herkese teşekkür ediyorum. Ata’mızı derin bir özlem, saygı ve minnetle anıyoruz” diye konuştu. Konuşmaların ardından Başkan Mustafa Bozbey, eşi Seden Bozbey ve beraberindekiler tarafından Atatürk Heykeli’ne karanfil bırakıldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Kurgu
Gökyüzüne kadar uzanan binalarıyla, hiç durmayan trafiği ve yüksek yaşam standartlarıyla sizi kendi dünyasına hapsetmeye hazır olan New York’a hoş geldiniz! Bu gürültülü ve yorucu günden bunaldığınızı düşünerek sizi kaliteli bir kahve içmeye davet ediyorum. Siz İskoç viskisiyle tatlandırılmış kahvenizi yudumlarken ben de sizi minik bir şehir turuna çıkaracağım. İzninizle.
Amerika’nın en kalabalık eyaletlerinden birisi olan New York, birçok farklı milliyeti bünyesinde barındırıyor. Irkçılığın söz konusu bile olamayacağı bu yerde işin aslı fark yaratan tek bir unsur var: para. Batı yakası insanları şöhretin ışıkları altında kör olurken, doğu yakasından taşınan insanlara yukarıdan bakmaktadır fakat unuttukları bir şey vardır ki, insanların hayatlarını kurtaran ve bu ülkeye hizmet etmek için sakin yaşamı seçen insanların birçoğu doğu yakasını oluşturuyor. Her iki yaka arasında yaşanan bu çekişmeleri bir yana bırakalım şimdi. İnsanların birbirleriyle olan sorunları ne sizi ne de beni ilgilendirir. Günüm asla bitmesin, her akşam farklı etkinlikler, farklı insanlar görmek istiyorum diyenlerdenseniz batı yakası yüzündeki sinsi gülümsemeyle sizi bekliyor olacak; yok ben gelemem o kadar gürültüye, sakin fakat para içinde yüzen yaşantım beni mutlu ediyor, hafta sonları doğa yürüyüşleri yapacağım, kendi kulübümde takılacağım diyorsanız doğu yakası anaç bir edayla karşınızda duruyor olacak. Tarafınızı dikkatli seçmenizi öneririz. Bütün bu hayatların yanı sıra Juilliard Akademisi’nin burnu havada ve seçkin çocukları arasına karışmaya çalışan New York Üniversitesi öğrencileri, bütün bu olaylardan bağımsız olarak neredeyse her gün parti yapmaktan geri kalmayan Brooklyn Üniversitesi öğrencilerine pek aldırmayın. Gençliğin önü kesilmemeli.
Eyaletin ve yakaların bu parlak yaşantısı altında kalan kör noktalara ise dikkat etmenizi öneririz. Bu eyalette kimseye güvenemezsiniz, güvenmemeniz gerek. Bir bakmışsınız kanun kaçağı olduğunuz için hâkimin karşısına çıkarılmışsınız; bir bakmışsınız vatan haini ilan edilmişsiniz. Attığınız adımları kendinize saklayın, sırlarınızı tıpkı Pandora’nın Kutusu gibi bir kutuya saklayın. Yine de bizim önerimiz kutuyu Burberry’den almanız. Sırlarınızı öylesine bir kasaya koyamamalısınız, değil mi?
Manhattan’daki Şehir Devletleri;
Cascades: Kendini doğu yakasıyla bir dakika bile yarış içerisine sokma ihtiyacı bile hissetmeyenlerin bulunduğu Cascades, güzel kadınları ve zengin iş adamlarıyla meşhur. Öyle bir ün yapmış durumdalar ki, sırf bu ün nedeniyle her türlü moda haftası, Victoria Secret defileleri, yılbaşı ve noel kutlamaları konusunda bir numaralar. İşin aslı hiçbir şehir devleti bu açıdan Cascades ile yarışamaz. Tekstil firmaları, mankenlik ve oyunculuk ajanslarıyla herkesi büyüleyen bu şehrin ışıkları bir saniye bile sönmüyor. Billboard’larda yayınlanan dedikodular, moda haftaları ve kıyasıya rekabet içerisinde olan markaların yanında bir o kadar da ticaretin kalbi denilebilecek yer. Lojistik firmalarının bulunduğu Cascades, yüksek kiraları ve vergileriyle selamlıyor. 80 metrekare evlere minimum 7000 dolar kira vermeye ve emlak danışmanlarını zengin etmeye hazır mısınız?
Lubovnik: Her türlü staj olanağının olduğu bu şehir devletindeki evler o kaliteli olduğu kadar düşük kiraya da sahip. Mimarlara, iç mimarlara, her türlü mühendislik alanındaki firmalara kucak açmış olan Lubovnik, adından da anlayacağınız üzere genelde Slav ırkının bulunduğu yer. Aynı zamanda tüm dünyada kabul edilmiş, yazılımcı ve bilgisayar mühendisliği dehası olarak geçen Hintli iş adamlarıyla tanışma imkânı sağlıyor size. New York Üniversitesi’nin burada bulunması bütün bu iş olanaklarına kapı açmış durumda. Aynı şekilde kendi içinde konservatuar ve güzel sanatlar barındıran New York Üniversitesi öğrencileri, Juilliard öğrencileri tarafından pek sevilmezler. Zaten hangi özel okul, devlet okulunu sevdi ki bugüne kadar? Ucuz kiraları, take away restoranlarının kullanışlı olmasının yanı sıra görüp görebileceğiniz en pahalı barlar sokağının da Lubovnik’te bulunduğunu unutmayın. Beş tekila shot için 120 dolar ödemeye hazırsanız, buyrun, barmenler sizleri bekliyor.
Pravda: Geniş sokaklarına sahip olmasının nedeni yollarda gezen son model arabalar mı yoksa korumaları nedeniyle sürekli trafiği tıkayan senato üyeleri mi olduğu bilinmez, her iki yakanın da en zengin şehir devleti Pravda. Toprak ve arsa sahiplerinin zenginliğiyle dikkat çekiliyor burada. Her türlü siyasi parti, siyasal düzen ve emniyet müdürlüğü burada olsa da Pravda’da gizli bir şekilde kumarhane yönetildiği ve gizli oyunlar oynandığı açık. Pravda’nın bilinen mafyaları ve mafya babaları öyle bir durumda ki uyuşturucu kaçakçılığına bile girmiyorlar. Bunun yerine, bu tarz kirli işleri Kalopsie sakinlerine bırakıyorlar. Her yerde kolları olan bu adamların insan hakları bildirgesine aykırı olsa bile insan kaçakçılığı yaptıklarına dair duyumlar alınıyor. NYC Lisesi’nin batı yakasındaki ayağının bu şehirde olması ise aileler için büyük bir sorun teşkil ediyor. Ne diyebiliriz ki? Polislere ve devlet adamlarına güvenimiz tam -mı acaba?
Lueur: Müzik, sanat ve oyunculuk sektörü için doğru yerdesiniz. Sahne sanatlarından bir adım bile geri kalmayan Lueur şehir devleti, Amerika’daki birçok şarkının belki de tanınmış olduğu bir yer. Resim atölyeleri, dans akademileri, stüdyo sahipleri, tiyatro gösterileri, Oscar ve Emmy ödül törenleri Lueur’un gurur kaynağı denilebilir. Tabii ki Juilliard Akademisi’nin burada bulunuyor olması bu şehirde seçkin insanların yaşadığının bir göstergesi. Birbirleriyle asla anlaşamayan insanların bulunduğu Lueur’da zenginlikle ahkam kesmek istiyorsanız bir daha düşünün deriz. Emin olun, bu şehrin sakinleri hiçbirimizin kalıbına ve bilgi birikimine bakmadan bizi üstünlükleriyle ezer. Özellikle Juilliard Akademisi öğrencileri sizleri sinir krizinden sinir krizine sürükler, en sonunda cinnet geçirip adam öldürebilir veya intihar bile edebilirsiniz.
Brooklyn’deki Şehir Devletleri;
Kalopsie: Zenginliğini kendi içinde yaşayan doğu yakasının karanlık ve kirli sokaklarında yürüdüğünüzü hatırlatmak isteriz. Amerika Askeri Üssü’nün burada bulunduğunu unutmamanız gerektiğinin yanı sıra her türden dolandırıcı sizi kendi tarafına çekmek için çabalayacaktır. Zeki fakat bir o kadar da ticari zekâsı gelişmiş insanların oluşturduğu Kalopsie şehir devleti, daha çok Afro-Amerikan ve Yahudilerin çoğunlukta olduğu bir bölge. Girerken ve çıkarken cüzdanınızın sizinle birlikte olduğundan emin olun. Brooklyn’in banliyölerinden birisi olan Kalopsie, zeki insanlarıyla sizi bekliyor olacak. Acil durum çağrısını biliyorsunuz değil mi? Call 911.
Amitié: Burnunuza yemek kokuları dolmaya başladı değil mi? Masterchef USA ve Masterchef Junior programlarının bile burada çekildiğini göğsümüzü gere gere söylemek isteriz. Michelin yıldızlı restoranları, içebileceğiniz en kaliteli kahveye sahip mekanlar, büyüklü küçüklü alışveriş merkezleriyle Amitié karşınızda! Doğu yakasındaki gösterişten uzak kalmayan yetişkinlerin daha çok tercih ettiği bu şehir devletinde aslında birçok şirketin iş yemekleri düzenleniyor. Bilim toplantıları, kültürel etkinliklerin birçoğu buradayken batı yakasındaki Cascades ile yarış halinde oldukları şüphe götürmez bir gerçek. Biz yine de yedi yıldızlı otelleriyle, her türlü ucuz malı bulabileceğiniz Çin mahallesiyle Amitié’nin bir sıfır önde olduğunu söyleyebiliriz.
Bonheur: Hafta sonu vaktinizi bir çiftlikte mi geçirmek istiyorsunuz? Yoksa doğa yürüyüşleri yaparak mı? Belki de sadece arka bahçesi bir koruluğa açılan evde kalmak istemişsinizdir. Batı yakasıyla bağlantıları olan köprü manzarası, en iyi kalitedeki hastaneleri ve hukuk bürolarıyla Bonheur tam anlamıyla zengin fakat işçi kesimin bulunduğu yer. Her türlü estetik operasyonlarınızı burada yaptırabileceğinizden emin olabilirsiniz. Yine de internetten doktorları biraz araştırın derim. Ülkenin sporcuları tarafından da tercih edilen Bonheur, büyük olimpik yüzme havuzları, atletizm gibi her alanda adını duyurmuş durumda. Tabii ki Olimpiyatlara giden, NBA'e ve beyzbol turnuvalarına hazırlanan takımlarda büyük etkisi var. Bonheur sakinleri batı yakasına gitme gibi bir ihtiyacı hiç duymadıkları gibi, aramızda kalsın ama, o yaka sakinlerinden de pek haz etmezler. Burnu hava iki tip insanın iyi anlaşabildiği nerede görülmüş zaten?
Mouette: Festival mi? Burada. Konser mi? Burada. Okul etkinlikleri? Burada. Doğu yakasının eğlencesinin bitmediği, barlar sokağının bulunduğu, kulüp ve eğlence mekanlarının yanında imax sinemaları, bowling salonları, lunaparklar… Eğlenceden bir adım bile geri kalmayacağınız bu şehir devleti aynı zamanda Brooklyn Üniversitesi ve NYC Lisesi’nin doğu kampüsüne ev sahipliği yapıyor. Brooklyn Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu okul kulüpleri o kadar etkili ki, şehir devletindeki yönetimlerle ilgilenen bir ekip bile olduğunu söyleyebiliriz. Siz New York Üniversitesi öğrencilerine söylemeyin yine de ama, Brooklyn Üniversitesi’nin profesörlerinin daha iyi olduğu su götürmez bir gerçek. Mini barlar sokağı olarak adlandırılan bir caddeye sahip olsa da bu cadde üzerindeki mekanlar daha çok kitap kafe veya kafe bar tadında. Sakin bir gün geçirmek istiyorsanız aradığınız yer.
2 notes
·
View notes