#benim cennete gitmem lazım
Explore tagged Tumblr posts
Text
kızlar yaz olsa sevelim ama bu yaz değil bunaltıcı kaynayan ateş ....
#nefes alınmayan#oturduğun yerde su içinde bırakan#.......#seviyorlar ne diyeyim#benim cennete gitmem lazım
21 notes
·
View notes
Text
Belkide ben beni kaybettim. Mumla arasam da bulamam belkide. Sabretmek lazım lavantalar solmaz belkide. Sorun bendim belkide ama sen keşkelerime sığmadın kaybedicek bir canım vardı onada göz diktin oysa sen karıncayı bile incitmezdin. Ben sigara yakarken hep kızardın göz göre göre benim hayatımı yaktın tek bir laf bile edemedim, edemezdim. Yağmurları severdim sonbahar yağmurları hep güzeldir, sen sonbahardan baharı alıp gittin. Bana sonu olmayan bir son bıraktın. Bundan sonra ölüm bahardır benim için. Beni öldürüyorsun git. Kalmasın sende kahrım, kalmasın derdim. Bakma git. Kafamı yumruklayıp ardın sıra ağlarsam namerdim git. Sen gittin zaten demi? Hiç gelmemiş gibi, hiç gelmeyecekmiş gibi gittin. Alnıma yazılan kapkara bir yazıydı sen. Keşkelerime sığmadın sen. Cennet görünümlü cehennemdin sen. İnancım yokken bile inanmak istedim sana ben. Bir sigara gibi yaktın lan beni. Bağımsız bir bağımlıydım senin için. Körü körüne bağlandım sana ben.Umutlarımda önce tükendim. Bir hayat vardı ellerimde ulan ulan bir hayat vardı ellerimde. Ellerimden kayıp gidişini izlettin bana. Kader dedin. Yok olmanın anlamını öğrettin bana. Yokluğunla var olanın karşısında duramazdım, duramadım da zaten. Uçurumun kenarında açan papatya gibi hissediyorum. Bir rüzgara kapılıp gidicek ömrüm. Dalımdan koptuğum an biticek herşey ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Eskiler güzel derler ya hani, değilmiş. İnancım kırıldı çocuk, canım çok yandı çocuk. Vedaları sevmem bilirsin vedalar acıdır vedalar acıtır canımı. Ama gitmem lazım artık benim. Kendimi yarı yolda bıraktım.
1 note
·
View note
Text
NASİB OLURMU DERSİNİZ?İNŞÂALLAH..
“Hayatının çoğunu sohbet ortamında, Allah ve Rasûlünü anlatmakla ve dinlemekle geçirmiş..
Bir gün sohbete gitmiş, yine orda onu öyle edepli bir şekilde dinleyen bir genç görmüş, onun duruşu, o içtenliği çok hoşuna gitmiş, bütün sohbet boyu o genç nazarla ona bakmış
En son sohbet bitmiş artık, herkes dağılmış, bu ikisi kalmış, 2 saat boyu sükut etmişler, kalb kalbe vermişler, en sonunda bu hoca sohbet dinleyenin yanına gitmiş demiş ki;
-Kurban sen ne kadar güzel dinliyordun, kalbin nekadar Allah’ı güzel anıyordu, seninle tanışmak isterim, kimsin, nerelisin, adın ne, falan derken?
-Sohbeti dinleyen genç şöyle der. Benim gitmem lazım, seninle yarın görüşelim, buyur evime gel, filan adresteyim..
Ve ayrılırken sıkıca birbirlerine sarılı verirler.
Ertesi gün olur adam derki
-Bugün temizleneyim, bir gusül abdesti alayım, sonrada bugün beyazlarımı giyeyim, kapının önüne çıkar bakar ki; bütün tanıdıkları o yoldan geçiyor, onlarla yürür bakar ki; onlarda o tarafa gidiyor tam o kişin evinin önüne gelir ve kapıyı çalar….
-Kapıyı o genç açar derki selamun aleyküm, içeri girer ve bir bakarki sanki cennet gibi bir ev, o kadar güzel bir gün geçirirler ki sohbetle, ibadetle, Allah’ı anarak en sonunda gün biter ve hoca derki ben artık kalkmalıyım.
- Genç derki nereye buradan gidemezsin..sen kapıdaki yazıya bakmadın mı?
Adam şaşırır ama nasıl olur, ben bir şey görmedim, bir bakar ki buraya giren bir daha çıkamaz..
-Peki bu nasıl olur bu ne demek der hoca...
-Genç derki; sen beni tanımadın mı? Ben Azrailim…
-Azrail şöyle der; sen Allah’ın adını çok anardın, çok severdin, sohbetlere gider, onu anlatır, onu dinlerdin, sen sohbeti çok sevdiğin için Allah’da senin canını sohbet ortamında almamı istedi ve sen benimle sohbet bitince 2 saat oturup tefekkür ettin. Allah’u Teala senin ömrünü 2 saat uzattı.
Sonra sen bana sarıldın hani buluşmak ümidiyle, O an ben senin ruhunu almıştım bile.
Ve sen eve gittin ertesi sabah oldu bir gusül abdesti aldın O an seni yıkıyorlardı
Sonra dedin, bugün beyazlarımı giyeyim, seni kefenliyorlardı,
Sonra kapıya çıktın, eşini dostunu gördün, seni tabutunda taşıyorlardı.
Ve en son kabire girdin, yani buraya işte burası senin evin artık, burada Allah’ı anarak ibadetle geçirebilirsin, işte senin cennet gibi olan evin ..
O adam sohbeti çok severdi. Allah’ta ona ne ölürken nede kabirinde acı çektirmedi. Hatta ölümü hissetmedi bile. Ölüm bu kadar güzel geldi ona.
Allah’ın anıldığı yerde olmak, Allah'ı sevmek, onun adını zikretmek..
Bundan güzel ne olabilir ki...
••••••••••••••••••••••••
Azrâil (as) böyle bir mesaj vermişmidir?…
Ruhunu teslim ettiğinin farkına bile varmayan bu güzel insan bu olayı böyle anlatmışmıdır?…
Bunlar üzerinde düşünmeye değer, ancak biz yaşayanlar veya yaşadığını zannedenler için bir ders. bir ibret olduğu muhakkak…
Allah hepimize huzur içinde, asûde yaşamayı, burada görevimiz bittiğinde de böyle ölmeyi nasip eylesin. Amin
Yârabbi! Sana sığınıyoruz, günahlarımızı bağışla Allahım...
Sonunu bilmediğimiz karanlık işlerden ve yollardan bizleri koru Allahım...
Yâ Selam!
Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsanız, nerede ALLAH diyen varsa hepinize selam.....
Halil Arık
14. 07. 2022
1 note
·
View note
Photo
Ekşide gördüğüm bir yorum: "Gaffar Okkan ile olan bir anım var benim;Irak’a gitmem gerekiyor işe,pasaportu emniyette imzalatmam lazım. emniyetin yakınlarına gelirken resmi araçlar görünce yine sıkıntı girdi içime.siz bilmezsiniz ama biz o güne kadar iyisini görmemiştik polisin, askerin.bakışlar "terörist,köylü" devam eder giderdi.emniyet binasının kapısındaki nöbetçi polis"ne için geldin lan" diye bagırınca bozuk bi Türkçeyle pasaport için geldim dedim,tamam geç dedi.evraklara bakan polisi buldum,usulca kağıtları uzattım "abi ıraka gitmem lazım pasaporta imza lütfen dedim, "dur lan körmüsün meşgulum" dedi bende "tamam abi" diyince "abi kim lan it herif,amirim efendim" dicen dedi."tamam amirim özür dilerim" der demez bi hışımla çık git yarın gel dedi."kurban olayım köyden geliyorum bi imza ver, gideyim" dedim,ayağa bi kalkması var paatt yüzüme bi tokat feleğim şaştı,hiçbirşey diyemedim.Ve tam o esnada kapıda biri belirdi,aha dedim valla bu da dövecek.polis,amir filan birden ayağa fırlayıp esas duruşa geçti.kendinden emin bi şekilde bana baktı ve dediki ne oldu bu polis sana neden tokat attı? "yok birşey amirim, efendim beni yanlış anladı" dedim ve bi sinirle" efendin kim senin"dedi bende masada duran polisi işaret ettim.bunun üzerine korumasına "kapıyı kapat" dedi "ne olur bırakın beni" dedim "dur senlik bişey yok" diyince rahatladım. masada duran polise "çıkar lan o üniformayı" diye bi bağırması var yemin ederim o polis altına sıçtı bende bakıyorum.derken polis üniformayı çıkarttı ve gaffar baba şimdi "bu köylüyle az önceki gibi konuş hadi bakalım dedi. ne poliste çıt var ne bende.dedimki "amirim özür dilerim ama ben el kaldırmam. bana bakıp derin bi nefes çekerek dediki" biliyorum bu şerefsizin üzerinde üniforma olmasa kralı gelse senin sırtını yere getiremez.işte böyle itler yüzünden polislik mesleğinin şerefi ayaklar altına alınır.millet sevmez bu gibi köpekler yüzünden biz bu durumdayız!" gözlerim bi doldu,hıçkıra hıçkıra ağlamaya basladım gaffar baba polisi dışarı kovdu bana bi sarılması var, o kokusunu hala unutamıyorum,o günkü pasaportumu kendisi imzaladı,o günden beri saklarım.SENİ UNUTMADIK BABA,MEKANIN CENNET OLSUN" #gaffarokkan #gaffarokkanölümsüzdür https://www.instagram.com/p/CKbakaghv6J/?igshid=1jdkw22snt1k6
0 notes
Text
Merhaba güzel insan
Garip değil mi? Burdaysan ya beni sevdiğinden ya da sevmediğinden arası yok gibi. Tıpkı düşüncelerim gibi asla griye yer yok her şey ya siyah ya da beyaz benim için. Nedendir bilinmez hayatım boyunca bunu bildim hep, insanlara karşı tutumum olsun onlarla olan ilişkilerim tamamen bundan ibaret ya siyah ya beyaz. Hiçbir zaman beceremedim iki yüzlü olmayı zaten sevmediğim bir şeyi yapamama gibi bi huyum var. Aslına bakarsak bu huy meselesi bi insanın hem iyi hem de kötü olabileceği varsayımını reddetmekle alakalı. Benim için insan ya iyidir ya da kötü ve bunu belirlemek sadece bana has bi durum. Şöyle ki bi insanın kötü olup olmadığını benim aklıma kazımam lazım başkası gözüme soksa dahi ben aklımda gerekli kurgulamayı yapmazsam kimseyi dinlemem bi kişi hakkında. Ufak ve garip bi açıklamayla girizgahı yaptık gibi şimdi gelelim geçen seneden bu güne neler olup bitti.
Geçen sene İzmir'e gecikmeli gidişimden tam bir sene geçti. Ne desem bilmiyorum kabuk değiştirme mi, yeniden doğuş mu, metamorfoz mu ama sonuçta bambaşka bi kimliğe büründüm ama bu kötü veya anlamsız değil artıl kim olduğumu ne istediğimi bilen biriyim pek sevgili Ersin Hocamın tabiriyle adam oldum ben. Çokta güzel oldu bence artık kendimin bi hayatı var. Bu sefer oldukça açık konuşacağım neyin ne olduğunu Naci'nin tabiriyle göte göt diyeceğim. Bu sefer niye böyle oldu demeyin çünkü bu sefer galiba oldukça kalabalık bi kitleye sesleniyorum. E hadi başla artık dediğinizi duyuyorum ve şöyle başlıyor olaylar:
İğrenç bi yaz rezalet anlar ve okullar açılıyor ama benim gram gidesim yok okula amaçsız saçma sapan bi haldeyim biletimi konyaya ablamın yanına alıyorum plan orda kalıp sınava hazırlanmak. Günlerce ablamla fikir alışverişleri ne oldu niye oldu nasıl olacak diye. O arada dünyada gerçekten çok güvendiğimi hissettiğim birininde yanına gidiyorum hem kafa dağıtmak hem de biraz destek bulmak için o an için güzel ama sonrası için kendi yıkımını hazırlayan bi buluşma. Ablamdan aldığım gazla, bu sene kendin çalış seneye ben göndercem dersaneye, ama işler izmirde biraz daha karmaşıklaşıyor ne yapacağımı bilemez haldeyim sürekli yurttayım kafayı yemek üzereyim kimseyle konuşmuyorum sürekli ağlamaklıyım. En son bu yol böyle devam etmez benim kafamı dağıtacak bi şey yapmam lazım derken iş aramaya başlıyorum işkur filan karıştırıyorum sürekli ama havada bigün çiğliye inip geziyorum iş var mı diye lcw'da ilan var iki kere önünden geçiyorum aa yemiyo. En son giriyorum oraya cv istediler bende ayaküstü hazırlayıp verdim yarın gel deneyelim dediler ve orda ki hikayem başladı. Aslında bu her şeyin başlangıcı oldu. Ekimin sekizi bence milat diye kaydetmeliyim ama asıl miladım o gün olmadı. Gel zaman git zaman çalışıyorum insanları tanıyorum iletişim kuruyorum 10 saat civarı çalışıyordum orda ayakta sürekli çok güzel vakit ölüyordu ve tam aradığım şeydi bu. Kimseyle konuşmuyordum dedim ya bu nerdeyse yazla tamamen zıttı yazın nerdeyse ona yakın kişiyle konuşup mesajlaşıyordum, tabi sonrasında ne olduklarını gördük hepsinin. Buraya kadar iyi kötü geldik kasımı ettik bi yanda aileden gelen sorunlar diğer tarafta yazdan kalan boktan sorunlar. Günler geçerken hiç yapmayacağım şeyi yapıp stalka girişiyorum. Gördüklerimle o an cidden mahvoluyorum ama sanki cennetten düşen Adem'e tek dal uzatan incir ağacı misali bu adem hayatımda ki incir olan Deniz arayıp sormaya başlıyo aslında öyle bi sebep olmadan arıyo beni herkese yaptığı şey ama benim için çok özel çünkü hayatımı karartmama bi kaç adım kalmış o derece. Denizle geceleri saatlerce konuşur oluyorum içim ferahlıyor her konuştuğumda öyle aşırıda konuşmuyoruz ama beni çıkarttığı bataklığı bi bilse kendiyle gurur duyar. İki elim kanda olsa erdi lazımsın dese koşarak gideceğim tek kişide O'dur benim için.
Artık üstümde ki kiri pası attım ufaktan nefes almaya başlayıp dış dünyayla ilişki kurmaya başlıyorum Orhan ve Berkin'le çarşambaları sinema günü yapıyoruz falan artık sonrasında aralık ayının başında Duman konseri karşıma çıkıyor ve üç silahşörler olarak toplanıp gidiyoruz hayatımda yaşadığım en güzel anlardan biri oluveriyor o gece. Elimede işte para geçiyor artık asgari ücretin yüz lira fazlası ama bursla deli ediyo beni. Bi çılgınlık yapıp bi günlüğüne Çanakkale bileti alıyorum ve tüm maceralarımın başlangıç çizgisini çekmiş oluyorum aralık böylece bitiyor yılbaşında üç silahşörler öğrenci köyünde smirnoff deviriyor eğleniyor. Dönemin kapanması yaklaşırken işten çok sıkılmaya başlıyorum müşteriye filan ilgim kalmıyo pek aslında fikrim sömestride orda geçirip iyi para biriktirmek ama dayanamıyorum dönemle birlikte işi bırakıyorum son günümdede Alaçatıya gidiyorum, resmen aşık olduğum yer. Böylece Ereğliye dönüyorum aylar sonra cebimde para bir sürü kafamda bir sürü hayal. Deniz bize nacinin ekşide ki bi itirafını yolluyor ,özeti dostum yok olan, bende diyorum bu şerefsize ders olsun diye gidecez o kıbrısa diye bi kaç gün içinde konuşup bileti alıyorum deniz mavrasında işin sonradan jeton düşüyo onun ama iş işten geçti onada yarıyılda alıyoruz bileti bize mayısta kıbrıs yolu gözüküyor. Bu ara kendim içinde bi kamera alıyorum. Hayallerime ilk adım diyerek. Adanaya gidiyorum yeğenimi görmeye ve orda aklımda borçlu kaldığım tek insanla hesabımı kapatmaya mersine geçiyorum kabul etmesini ummadığım halde görüşmeyi kabul ediyo bi gün orda geçiyo. Nedenlerin arkasına sığınmıyan bi dostu heybeme katıp yoluma devam ediyorum. Artık izmir yolu gözüküyor tatili bi hafta uzatsamda bu sefer koşarak gidiyorum ama bir sürü planla. Gittiğim gibi selam çakıyorum yeni maceralara. İlk işlerimden biri fotoğrafçılık kulübüne girmek oluyor. Artık okulun yolunu öğrenmişim arkadaş çevrem oluşmuş oluyor zaman geçerken. Elimdeki parayı yine gezmeye yatıyorum. İlk başta kuşadası efes yapıyorum. Hayatımda ki en büyük zevklerden birini burda kazanıyorum, tarihi eserler ve onları gezme. Benim için bi orgazm türü olarak sayabilirim bunu yapmayı. Ondan sonra Lolde Kmf tarihi açıklanıyor ve fener derbisiyle ard arda biletler hazırlanıyor istanbula. Kimseye selam vermeden gezip tozuyorum tarih dokulu şehri. Ondan kısa süre sonra kıbrıs, benim için resmen sin city, her şeyin dibine vurulup o zamanlarda geçiyor. Bi anlaşmazlık sonucu yurttan çıkartılıyorum ve bi ay arkadaşımın yanında kalıyorum. Öylece yazı ediyorum.
Yazın başlangıcı cidden garip ereğliye geliyorum çok geçmeden ismet şerefsizi arıyor buluşalım diye ne olduğunu anlamadan eski bağlar yeniden dokunuyor sanki bir kemiğin kırılıp yeniden kaynaması gibi. İlk zamanlar kendimin bile garipsediği bu olay sonrasında normal hissettiriyor. 2 hafta öncesinde yolda selam vermeyeceğim adamın evinde yatıya bile kalıyorum. Bu arada bi konuya cidden değinmek istiyorum; kin tutan sözde bir dosttan çok karşısındakine verdiği değerin nasıl anlamsız bir hiç uğruna silinip gittiğini gören kırık bir dost olarak görülmeyi isterim. Çünkü istediğiniz insanla sevgili olun ama sizi kardeşten öte gören birinin ihtiyacı anında yanında olmak uğruna duvarları yıkamayacak kadar aciz durumda bırakmayın kendinizi. Gıybetler edilip eğlenilirken bana yazın izmir yolu gözüküyor bizim ameleler gaza gelip otostopla istanbula gidecez diye iddalaşıyorlar. Bende istanbula gitcem onların planladığı tarihte çünkü Lol'ün Türkiye Büyük Finali var kaçırmak olmaz bikaç plan daha yapılıp istanbulda buluşuyoruz. Orada gezip tozuyoruz bi anda cem arayıp bizi soruyor ve evinde bizi ağarlıyor önceki gün moda sahilde kamp kurduğumuz için cennet orası bize. İstanbul defteri kapanınca bunları izmire getiriyorum yanımda ağırlayıp gezdiriyorum bunları ve benim için tabularımdan biri olan otostopu yıktırarak üç kişi izmir ereğli arasını otostopla geliyoruz. Kurban bayramından sonra ismet hemen sivasa gidiyor ertesinde halil. Naci deniz kalıyoruz ereğlide bi haftaya kalmadan onlarıda uğurluyorum. Böylece ereğlide yalnız kovboy kalıyorum yapacak bişey olmayınca sürekli pc başıda geçiyordu haftalarım en sonda ceviz çırptığım için her yerim ağrıyo olsada şu an izmire dönüyorum ve artık arkadaşlar bi yılı bitirdim her şeye rağmen ne kadar tahmin etmeye çalışsanızda anlayamayacağınız acılarla sıkıntılarla geçen bi yılda anka kuşu misali yeniden doğmuş biri gibi yaşamıma devam ediyorum.
Artık yeni hedefler yeni hayaller var. Bunlar ufaklı büyüklü bir sürü. İlk önce ufakları söylüyüm o zaman; yurtiçinde gitmem gereken bazı yerler var nerdeyse kesin dediklerim ise balıkesir bursa ankara ve eskişehir. Bunlar kısa vadede olanlar uzun vadede ise bu yaz büyük ihtimal interrail tayfaya bizde katılacağız ve benim için uzun vadede en büyük planım work and travel ile amerikan rüyamı gerçekleştirmek. Twittera yazdım bi daha yazıyım: bana takılın hayatınızı yaşayın.
Bu arada insanlara hoşluklar, naifçe şeyler yapmayı sevdiğimden bu doğum günümde etkinlik yapıp 3 tane değişik, her anlamda, hediye vercem 3 kişiye. Hediyeleri kafamda belirledim süre aralığı da belli. Büyük ihtimal bir görselle paylaşırım tüm detayları twitterda. Bu yüzden takipte kalın.
Şimdilik hoşçakalın yazının sonuna kanser olmadan gelebilen nadide insan. Ereğli-İzmir yolundan iyi geceler.
#np Miriam Bryant Alone İsn’t Lonely
https://youtu.be/-EtNDFcm9X4
6 notes
·
View notes
Text
Belki de, ben beni kaybettim. Mumla arasam da, bulamam belki de. Sabretmek lazım. Lavantalar, solmaz belki de. Sorun bendim, belki de. Ama sen, keşkelerime sığmadın. Kaybedecek bir canım vardı, ona da göz diktin. Oysa sen, bir karıncayı bile incitmezdin. Ben sigara yakarken hep kızardın. Göz göre göre, benim hayatımı yaktın. Tek bir laf edemedim. Edemezdim. Yağmurları severdim. Sonbahar yağmurları hep güzeldir. Sen, sonbahar'dan bahar'ı alıp gittin. Bana, sonu olmayan bir son bıraktın. Bundan sonra, ölüm bahar'dır benim için. Beni öldürüyorsun, git. Kalmasın sende kâhrım, kalmasın derdim. Bakma, git. Kafamı yumruklayıp, ardım sıra ağlarsam nâmerdim. Git. Sen, gittin zaten dimi? Hiç gelmemiş gibi, hiç gelmeyecek gibi gittin. Alnıma yazılan kapkara bir yazıydın sen. Keşkelerime sığmadın sen. Cennet görünümlü, cehennemdin sen. İnancım yokken bile, inanmak istedim sana. Bir sigara gibi yaktın lan beni. Bağımsız bir bağımlıydım senin için. Körü körüne, bağlandım sana ben. Umutlarımdan önce tükendim. Bir Hayat vardı ellerim de, ulan bir hayat vardı ellerim de ellerimden kayıp gidişini izlettin bana. Kader dedim, yok olmanın anlamını öğrettin bana. Yokluğunla, varolanın karşısında duramazdım. Duramadım da zaten. Hem, bi’ kadın nasıl öldüğünü hiç belli eder mi? Uçurumun kenarında açan bir papatya gibi hissediyorum kendimi. Bir rüzgara kapılıp gidecek, ömrüm. Dalımdan koptuğum anda bitecek her şey. Ve, hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Eskiler güzel derler ya, değilmiş. İnancım kırıldı çocuk, canım yandı çocuk. Ama artık gitme vakti. Hiç gelmemiş gibi, hiç gelmeyecek gibi gitme vakti. Vedaları sevmem bilirsin, vedalar acıdır. Vedalar, acıtır canımı. Ama, gitmem lazım artık. Karanlık sabahlarım vardı benim, geceden kalan şişeleri toplarken anlamıştım yokluğunu. Oysa ben, oysa ben senin yokluğun da bile şişelere sığınmıştım. Kendimi, yarı yolda bıraktım.
Sema...
0 notes
Text
yarın toplantı var heyecanlıyım biraz
#i hate bu sıcakta dışarı çıkmak#açım#yemek yiyemedim bütün gün#yarın da yiyemeyeceğim muhletemen#ben dışarıda yemek yeme özürlüsüyüm#siyah şal bağlayacağım siyah feracenin üzerine#çantam renkli olsun ne renk olsun#bej#krem#bordo#taba#en küçüğü bej gibi olan onu alacağım sanırsam#bordo biraz orta boy o olmaz#hem koyu kahve jile giyeceğim#suratım da sivilce doluyor terlemekten#ne zaman bitecek Rabbim bu sıcaklar#benim cennete gitmem lazım
7 notes
·
View notes