#bendensize
Explore tagged Tumblr posts
Text
Kedimin ona canını verecek bendense onu terlikle kovalayan annemi sevmesi askta adaletin olmadığının kanıtıdır
23 notes
·
View notes
Text
Toplum içinde zaman zaman çok sayıda insanın “Değerlerimizi kaybediyoruz” şeklinde şikâyetlerine tanıklık edersiniz. Nedir değer, nedir değerler? Ahlak mı ? Onur mu? Kültür mü? Dini değerler mi? Kentleşmek mi ? Modernite mi ? Aile mi ? Vicdan mı ? İnsanlık mı ?
Size göre hangisi, yada burada yazmayı atladım hangi değer ve değerler ?
Friedrich Nietzsche’nin “Değerleri yeniden değerlendirmek” sözü üzerinde bira durup düşünmemiz gerekir…
Mesela ahlak, Nietzsche’ye göre ahlak, iyinin ve kötünün ötesindedir. Ona göre erdem, erek, iyi, kötü gibi ahlaksal kavramlar ahlakın belirleyicisi değildir. Bu kavramlar yoktur, üzerine konuşulması gereksizdir. Yaşamı düzene sokmak, dingin ve mutlu bir hayat yaşamak yaşamın özünde olan düzensizliği bir düzene Döndüremezler
AHLAK KAVRAMI GÜNÜMÜZDE ÜSTÜNLERİN AHLAKINA DÖNÜŞMÜŞTÜR
KİŞİLİK, KARAKTER, ONUR = MEVKİ, PARA İLE ÖLÇÜLÜR HALDEDİR
Kültür, tarihten, çağdaştan ve coğrafyadan edinilse de korunması zor bir sürümdür zira toplumlar etkileşim halindedir (kapalı toplum mu?)
Yukarıda değer olarak saydığım kavramların hemen her biri üzerinde zamanında sayfalarca yazmış biri olarak şunu söylemeliyimki mesele; zamansaldır
Bundan 100 sene önce sayılan değer, ondan yüz sene öncenin değeriyle de pekala çelişebilir
Mesele “nerede o bayramlar” meselesinden farklıdır…
Kırsaldan kentli yaşama dönen insanın eski değerlerini kaybetme korkusu nedir? savaşlar pedofili tecavüzler o zamanın toplumunda yokmuydu ? Günümüzde yaygınlaştı dediğimiz bu sapkınlıkların iletişim çağından kaynaklı daha fazla duyulup bilinmesi olabilir mi? Kadın KUŞAĞI programlarına katılanlar ve anlattıkları yeni yaşanılan durumlar mı?
yoksa BATICILIK mı?
Batı karşıtlığı kalelerinin yurtlarında yaşananlar?
Çocuk gelin örfümüz müydü ? Hayvanla seks yapan köy delikanlıları ?
Ya yanlış şeylere değer veriliyordu ise; yine de iyiydi be abi mi diyecektik ya da tersten soralım doğru şeylere değer veriyordu ama atalarımızın geleneklerine veya dine aykırıydı bu nedenle de kötüdür mü diyeceğiz
değerlerini kaybetmek her zaman için kötü değildir. duruma göre değişkenlik gösterebilen bir durumdur. sırf kültürel mirastır diye saçma değerlere tutunmamak onları kaybetmek, yerine daha mantıklı değerler koymak gerekebilir
gerçeğe saygı, kişisel bütünlük, hakkaniyet, insan onuruna yaşamına düşüncesine saygı, hizmet ve sevgi evrenseldir.
Unesco'nun yaşayan değerler eğitimi programında yer verilen evrensel değerler olarak kabul edilen işbirliği, mutluluk, dürüstlük, alçakgönüllülük/tevazu, sevgi, barış, saygı, sorumluluk, sadelik, hoşgörü/tolerans, özgürlük ve birlik/dayanışmadır
Zaman ne kadar hızlı geçerse geçsin, içinde bulunduğumuz çağı “Bilgi Çağı”, “Bilgi Toplumu”, “Enformasyon Çağı”, “İletişim Çağı” ve daha birçok adla isimlendirirsek isimlendirelim, bazı kavramlar değerini hiç kaybetmez.
👉 İNSANİ DEĞERLER
varoluşun toplumun temelidir
BENDENSE DEĞERLİDİR BENDENSEN DEĞERLİSİNDİR bir değerler bütünü müdür?
Peki bundan kurtulmamın yolu nedir ? Muhafazakarlık mı ?
değişime direnen her ideoloji sonunda yok olmaya mahkûmdur… Peki muhafazakarlık nedir ?
İnsanlar bazen kendilerinin veya başkasının dünya görüşünü belirtmek,bazen bir tutumu övmek veya yermek, bazen iktidarı bazen de muhalefeti tanımlamak için bu kavrama sürekli başvururlar.
Muhafazakar, Muhafazakarlığı bir tutum anlamında kullananların kastettiği şeydir.
Bu anlamda muhafazakarlık, değişime duyulan bir tepkiyi ifade etmek için de kullanılabilir. Ancak burada değişim karşıtlığını ifade etmek için bu kavramın kullanılması doğru değildir. Çünkü bunun sözlüklerdeki karşılığı “tutuculuk”tur - ki bu tutum, liberalinden ,muhafazakarından sosyal demokratına kadar pek çok insanda varolabilir
DEĞİŞİME KAPALILIK
muhafazakarlığın en çok ifade edildiği durumdur..
bir fikirin veya bir ideolojinin, içinde sahip olduğu değişmezlik değiştirilemezlik kapalılık anlamdır. DOGMARİZMİN BESLENDİĞİ VERİMLİ TOPRAKLARDIR
Bu anlamda muhafazakarlık, insanın akıl, bilgi ve birikim bakımından sınırlılığına inanan, bir toplumun tarihsel olarak sahip olduğu aile, gelenek ve din gibi değer ve kurumlarını temel alan, radikal değişimleri ifade eden sağ ve sol siyasi projeleri reddederek ılımlı ve tedrici değişimi savunan ve siyaseti, bu değer ve kurumları sarsmayacak bir çerçeve içinde sınırlı bir etkinlik alanı olarak gören bir düşünce stili, bir fikir geleneği ve bir siyasi ideolojidir.
Neden kaybediyoruz onları?
şimdi konunun bak telini oluşturan -tam ortasından - başlayalım: muhafazakarlık
tuhaftır muhafaza etmek üzeredir ama en hızlı değişimci odur. Değerlerimizi kaybediyoruz? İlk insandan beri en büyük sorundur. Sıraladıklarını değer olarak alırsak onlar sürekli değişmek zorundadır. İnsanın kendinden başka olußturabildiği değer olmamasına rağmen, "değercidir". Bu değer konusu aslında bugün siyasal islamcıların dilinden düşmeyen "dava" ile aynı içeriğe sahiptir. Bu eski değerlerimizi kaybettik diye söyleyenlere o değerlerden üç tane say bakalım deyin susar.
Bizde değer oluşturabilecek "sınıf" da yoktur. Yani aristokrasimiz, burjuvamız yoktur. Yönetende marabadır, yönetilende marabadır. Marabanın değeri, ağanın sözüdür. Hele ki demografisi aşure bir coğrafyada değer hiçbir anlam içermez. Boştur içi. O yüzden niceliksel toplumda "değer" anlamsızdır. Bunu İngiliz Aristokrasisi veya Japon eliti için söyleyemeyiz. Hatta İran entelektüel veya Ayetullah sınıfı için söyleyemeyiz. Burada değer "Etik ve Estetik"tir. Yunanlıların Sokratesle beraber konu ettiği Erdem bunların konusudur, Adalet bunların konusudur. Yoksa klasik Ahlak, kültür vs. genel geçer dönemseldir. Değer evrenselleri kapsayabilir. Genel geçerlerde ayar kullanılır (altındaki gibi veya gümüsteki gibi.)
15 notes
·
View notes
Photo
b u g e c e. #bendensize #bayramhediyesi (Brussels, Belgium) https://www.instagram.com/p/CDRgUsGjQdh/?igshid=1t2wty65n0v26
0 notes
Text
Yalnızlık ile Gelen
Sadece yalnızlığı hissettiğim o anlarda, sanki programlanmış gibi, yıllardır aynı isim geliyor aklıma. Ne zaman yalnızlık hissi kalbimde karanlık bulutlar gezinmesine sebep olsa “ne yapıyor acaba” diyorum kendi kendime.
Sonra kızıyorum, yapma diyorum, nereden çıktı şimdi. Dünyanın başka bir ucunda ne yapıyorsa yapsın; bambaşka, asla yolu kesişmeyecek hayatlarımızda ne halimiz varsa görmek bizim kaderimiz. Ondan bana ne, bendense ona ne! (Fazla net konularda yaşadığım meraklar ve kendime verdiğim sert cevaplar.)
Önce kızıyorum, sonra dönüp bakıyorum kendime, sakince soruyorum: neden şimdi aklıma geliyor? Onu kafamda yalnızlıkla öyle bir bütünleştirmişim ki...
Birincisi onun var olduğu vakitler deli gibi hissettiğim yalnızlık hissi kalbimin bir yerine kazınmış. Vardı, biliyordum, inanıyordum, çok seviyor çok da seviliyordum. Ama içimi kaplayan sevginin sıcaklığına buz gibi bir yalnızlık eşlik ediyordu her zaman. Hatırlıyorum.
İkincisi de onun şu hayattaki yalnızlığı. Oradan bakınca hiç de yalnız olmayan, çiçek gibi bir hayatın tam ortasında tatlı bir gülüşle duruyor. Ama içinde bir yerlerde istediği hayatı yaşayamaması, kendisine biçilmiş bir role ayak uydurma çabası, gecenin umulmadık vakitlerinde içini açıp da ortalara saçtığı yalnızlık duygusu veyahut onca kalabalığın ortasında kimseye çaktırmadan kifayetsiz duruşu... Hatırlıyorum. Üzerine günlerce düşünüp de çözemediğim, aralamak için didindiğim o yalnızlığı çok yakından tanıyorum.
Şimdi bu iki yalnızlık hali, ufak bir tek başınalık hissinde hatırıma onu getiriyor. Bir yanım hala yalnız mı diyor, sessiz mi? Bir yanım diyor ki belki de herşey değişti, artık mutlu ve yalnızlığından eser kalmadı.
Biz ne yaparsak yapalım birbirimizin yarasını ancak hafifletebildik, geçiremedik. Birbirimizin yalnızlığını bölmeye çalıştık ama hayat daimi bir yok edişe izin vermedi. (Hayat mı vermedi sahiden yoksa? Ne önemi var şu saatten sonra) Artık kızmıyorum da ona, elinden gelenler, gelemeyenler, getiremedikleri ve daha fazlası. Kilometreler, olmayacak beklentiler... Bizimkisi yıllara yayılan kocaman bir hayal. Ama hayal etmesi güzeldi değil mi? Umarım kalbimden çok, sarılmamızdan 3.500 km uzakta, mutlu, huzurlu, hayallerden uzak bir hayata kavuşmuşsundur.
Gaye Su Akyol - Yaralı Kuş
6 notes
·
View notes
Text
AH MUHSİN ÜNLÜ ALPER ABİ VE BEN KİMSEM ARTIK
Ah Muhsin Ünlü süper bir insanmış Bence Alper abi ondan daha süper bir insan Bendense bi bok olmaz İkisi de yolda Ebu Bekir'i görseler en azından selamlaşırlar Ben bir araba fırça yerim Kesin der ki bana, “oğlum manyak mısın sen niye bu kadar içiyorsun?” Ah Muhsin Ünlü ara sıra yalan söylüyordur muhakkak Alper abi söylemez diyor ama herkes ara sıra yalan söyler Ben en çok anneme yalan söyledim hala durup durup söylüyorum Annem beni döverken mesela gözleri kocaman oluyordu Öyle zamanlarda bile durmadan yalan söylüyordum Ah Muhsin Ünlü Azrail'i yolda görse selam verirmiş Sanıyorum Ah Muhsin Ünlü yolda kimi görse selam verir Ben yolda Azrail'i görsem derim ki “Anam babam niye bu kadar geciktin?” Alper abiye anlatsam şimdi bunları eminim kıçıyla güler O bana deli gibi gülerken ben ona “Abi” derim, “gülme bu hiç komik değil!” Ah Muhsin Ünlü şanslıymış annesi ölürken o kocamanmış Alper abi biraz şanssız annesi öldüğünde o küçükmüş Bense hepten boku yedim annem hala yaşıyor Annem yaşıyor ve yaşlanıyor biliyorum bir gün ölecek Ben yaşıyorum ve her gün annemin bir gün öleceğini düşünüyorum Annemin her gün tansiyonu çıkıyor beli ağrıyor saçları ağarıyor Benim de saçlarım ağarıyor annem gözümün önünde yaşlanıyor Dedim ya en şanssız benim kimse beni ipine takmaz Annem çay getirdi az önce fazla uzaklaşmış olamaz Ne tuhaf anneler çocukları üzüntüden ölürken bile Çocukları üzüntüden ölürken bile çay getirmekten vazgeçmiyor ne tuhaf Siz bir görseniz annemi ne demek istediğimi anlarsınız Annem hepinize çay koyar öleceğine inanamazsınız
220 notes
·
View notes
Text
kimsenin parasında pulunda mutluluğunda umudunda gözüm yok ama bu saydıklarımın herkese gani gani dağıtılması bendense taksit taksit alınması gücüme gidiyor evet gücüme
8 notes
·
View notes
Audio
Bu şarkıyı bendense Luis fonsinin ve arkadaşının kendisinden dinleyin 😀😀
1 note
·
View note
Text
Kardeşten acı intikam
Çok yaramaz bir kardeşim var. Bense çok mülayim bir çocu��um. Bu yüzden de kardeşim beni çok üzüyor. Ama bu sefer ona öyle bir şey yaptım ki ona iyi bir ders olur herhalde. Annemin bayram için alıp sakladığı çikolataları buldum ve hepsini sakladım. Evde herkes o çikolataları kardeşimin yediğini düşünüyor. Babam 3 günde 3 kere tokatladı kardeşimi. Ben yapmadım dese de sicilinden dolayı ona inanan yok tabii. Bendense kimse şüphe etmiyor. Yaşasın kötülük:))
#itiraf #itirafet #sormamlazim Kardeşten acı intikam
0 notes
Text
-26-
evet
gece yarısı
boş boş oturma saatleri
ders çalışma gerekliliği içinde olunduğu halde çalışılmadığı ve bu durumun yarattığı buhranla baş etme zamanları
klasik zamanlar yani
bol masturbasyonlu
ahaha evet bu saçma itiraf da yapılsın yıllar sonra
bilenler var gerçi orda burda utanmadan sıkılmadan anlattığım da çok olmuştur
yazıyla ilk defa itiraf diyelim
ne zaman ders çalışmam gerekse
gün içinde ereksiyon yaşama sıklığım ergenliğimin ilk yıllarına döner
aklımda sürekli seks oluyo ders çalışmam gerektiğinde
hele de bi şekilde başlamayı başarabilirsem
kazık bi halde çalışmak zorunda kalıyorum çoğu zaman
çok enteresan
ama böyle
her neyse işte öyle
hala başlayamadım tabi çalışmaya
masturbasyondan fırsat olmadı
2 sınavı verdim
2 si kaldı
2 kolayı verdim
2 zor kaldı
kolaylar beklediğimden de kolaydı
1 er gün çalışma yetti maşallah
zorlar da beklediğimden zor çıkmaz inşallah
1 er hafta çalışmayı planlıyodum
ama totalde 1 hafta kaldı ve hala başlamadım maşallah
bakalım belki bu gece sabaha doğru kısmet olur
----
ne yapsam
ne yazsam
ne anlatsam
belki eceden mi bahsetmeli biraz
ama eceden bahsedesim yok
aslında var ama şöyle yok
meseleye eceden dalsam
elbet bi yerde evliliğine varıcak söz
ve ben çok da pozitif yorumlarda bulunmıcam gibi
ama negatif bi sinerji de yaymak istemiyorum
ben göt olayım çok mutlu olsun şaşırtsın beni istiyorum
o yüzden dalmayalım bence hazala
gizem belki
belki gizemden bahsederim
ama bahsedicek bişeyim yok onunla ilgili de
çok kopuğuz çok uzağız
çok uzun zamandır bu haldeyiz
özlüyorum bazen onu
bazen sarhoş olduğumda o meşhur birilerini arayıp kitleme ihtiyacım kabardığında
elim bi gizeme gidiyo eski alışkanlık
sonra vazgeçiyorum
kaybettik o samimiyeti gibi geliyo
üzülüyorum tabi bu duruma sonra
onunla bu noktaya gelmeyi asla hayal etmezdim
onu fiksledim bitirdim demirbaş ilan ettim sanıyodum
ne yaşarsak yaşayalım yeri değişmez sanıyodum
o kadar garanti değilmiş pozisyonu
çok değişti pozisyonu maalesef
pozisyonlarımız değişti
ben de onun için eski orkun değilim artık
aynı şekilde o da beni aramıyo
karşılıklı koptuk birbirimizden
yılda 3 5 hala eski günlerin anısına heralde karşılıklı teşebbüslerimiz oluyo
biraz da rol yapıyoruz görüşmelerimizde artık sanırım
sanki hiç kopmamışız sanki hala eski bizmişiz gibi
ama iyi oynayamıyoruz o rolleri çok belli aslında eski biz olmadığımız
hayatlarımızı bilmiyoruz bi kere
detayları zaten geçtim detaylarımızı çok uzun yıllardır bilmiyoruz
ana hatlarımızı kaçırdığımız bile oluyo artık
müge gibi bi süreç geçirdim mesela
ve gizem bi kelime bile duymadı
bu çok enteresan mesela
kafasını sikerdim eskiden olsa
ya da yaman
biliyorum var bi yaman ama
o kadar işte sadece var
birlikteler
gerisi yok
sıfır detaya sahibim
hoş değil
ama böyle gelişti
yapıcak fazla da bişey yok
ortada net bi kabahat kusur olsa tek taraflı bi tane ve büyük
gider özür dilerim eğer bendense
eğer ondansa özür dilettiririm zorla
döneriz eski halimize
ama öyle bişey de yok
küçük küçük ufak ufak yavaş yavaş koptuk
neyse sağlık olsun diyelim
güzel yanı şu aslında
koptuk koptuk diyorum ama asla kopmadık
inceldik sadece
kopmamayı başardık
bu kadarını borçluyduk zaten birbirimize
komple kopmamız ikimize de hiç yakışmazdı
bakarsın bi 5 10 yıl sonra bi selin hikayesi de gizemden çıkar
selinle de uzun bi dönem kopar gibi olmuştuk ama sonra çok güzel geri döndük
----
bi de kübra var tabi
önceki yazılardan birinde uzun uzun değinmiştim kübraya sil baştan yapmıcam şimdi
durumumuz stabil
yavuzla ilişkisi de stabil çünkü
üzücü tabi hala üzücü
ama haftada 3 5 den
ayda 3 5 e düştü
beynimi kemirme seanslarının sıklığı
----
baya bi duraksadım zihnimde bi süre boğuldum gittim kübra mevzusuna
ama yazıya dökmek istemedim
nedense hep kız arkadaşlarımdan bahsettim bu gece
halil gökhan yasin mete
bunlara hiç sıra gelmedi
tesadüfi olamaz bu
sevgili yokluğuna bağlamak gerekir bunu heralde
bilinçaltı çözümlemesi bu olsa gerek
----
halil demişken halil aracılığıyla başka bi konuya sıçrayalım
geçenlerde bi haftasonu zonguldağa geldiğinde
bu aile tanışması muhabbetine
gemiye binip dönmeden akşamüstü iskender yutuyoduk beraber
aynı dertlerden karşılıklı dertleşirken
daha öncesinde düşünmediğim bi şekilde doğaçlama bi analizde bulundum kendimle ilgili
sonrasında aklımdan çıkmadı o an halile dediklerim ve o günden beridir baya sık düşünür oldum
dedim ki aynen şöyle
hayattan ekonomik beklentilerim nedir sorusuna cevap verme konusunda yeterli olgunluğa hala erişemedim
25 i devirdim ama bu konuda hala kişiliğim oturmadı
bazen 0.5-1m gibi bi para kazanmakla asla yetinmemeliyim ticarete atılıp çok başarılı olup bu parayı 2-3m hatta belki bokunu çıkarıp yardırıp 15-20m yapmalıyım diye düşünüyorum
bazen para konusunda inanılmaz hırslı inanılmaz doyumsuz hissediyorum
bazen de akılcı ve doğru yatırımlarla o en başta kazanıcağım küçük meblağda cashi güzel bi akara dönüştürüp
lüx kavramımın sınırlarını küçültüp
ekonomik kaygılardan uzak daha huzurlu daha basit
sosyal kaygılara adanmış ve mutluluk odaklı bi hayat geçirmeliyim diye düşünüyorum
2 uçta denilebilecek 2 ayrı fantezi arasında zaman zaman halime moduma bağlı olarak sık sık yer değiştirip duruyorum
birinde sabitleyemedim hala kendimi
hangisini daha çok istediğime
hangisini seçersem
seçmediğimde daha az gözümün kalıcağına karar veremedim
acelem yok
zamanım var bunun için
seçtiğim kariyer yolu bana müsaade ediyo bu kararı ertelememde
çünkü her iki kararda da önce bu geçici kariyeri tamamlıcam
ama işte bu kariyerin sonlarına varmadan ortalarda bi yerlerde
yani takriben max 5 yıl içinde
o kararı vermiş olmam lazımki
ona uygun zemini hazırlıkları yapmaya başlayabileyim
----
he tabi bir de birbirinden etkilenen dinamik parametreler gibi
bu kararı etkilicek başka bi karar daha var yine hala veremediğim
ileride siyasete girip girmiceğim
bunun da kararını henüz asla vermedim
bunda da çok çeşitli fanteziler arasında gidip geliyorum
0 notes
Text
İstismarın delili DNA’dan çıktı
İstismarın delili DNA’dan çıktı
Sakarya’da 27 yaşındaki zihinsel engelli G.D.’yi istismar edip hamile bırakan 56 yaşındaki komşu Kerim G., gözaltına alındı. Olayı inkâr etmedi, “DNA testi yapılsın, bendense bebeği nüfusuma kabul edeceğim” dedi ve serbest bırakıldı. Test sonucu bebeğin babası olduğu anlaşılan Kerim G. ancak 7 ay sonra tutuklandı Sakarya’da yaşanan istismar skandalı, 7 ay sonra sanığın tutuklanmasıyla bitti.…
View On WordPress
0 notes
Text
Son dakika... İstismarın delili DNA’dan çıktı
Son dakika… İstismarın delili DNA’dan çıktı
Sakarya’da 27 yaşındaki zihinsel engelli G.D.’yi istismar edip hamile bırakan 56 yaşındaki komşu Kerim G., gözaltına alındı. Olayı inkâr etmedi, “DNA testi yapılsın, bendense bebeği nüfusuma kabul edeceğim” dedi ve serbest bırakıldı. Test sonucu bebeğin babası olduğu anlaşılan Kerim G. ancak 7 ay sonra tutuklandı Sakarya’da yaşanan istismar skandalı, 7 ay sonra sanığın tutuklanmasıyla bitti.…
View On WordPress
0 notes