#bazı şarkılardan
Explore tagged Tumblr posts
pogosipos-so · 2 months ago
Text
Yollar, biz yürürken güzeldi.
16 notes · View notes
tevfiz · 4 months ago
Text
Sandım ki belim hiç bükülmek zorunda kalmaz. Sandım ki içim sıkılmaz,elim titremez,çenem bile titremez. Sandım ki,ben uzun uzun bakarsam dünyaya dünya da bana güllerle,sardunyalarla,hanımelleriyle gelir. Sandım işte. Sanmak. Tekrar. Üst üste. Bıktım kendi içimde kendime cevaplar vermekten. Bıktım kargaşadan. Bıktım bazı şarkılardan,bazı kitaplardan. Soluklanadurmak istiyorum artık. Belim bükülmesin. Kalbimin kamburu iz yapmasın. Çayım acımasın. Canım acımasın. Çözeyim her bulmacayı. Çözülsün artık dilim. Konuşsun susmasın. Susmasın hep şakısın. Çürüyorum. Çürüyoruz. Ellerimle çöktüm. Evet tutundum düşmemek için. Ellerimle. Ama sonra ellerimle çöktüm. Nasıl titremedi ellerim. Ne ara böyle kendime merhametimi yitirdim. Hiç bakmadım mı aynaya. Nasıl görmedim. Hep sandım ki.hep ben yani. İyiyim sandım. Değilmişim,
46 notes · View notes
lavantalarsulandikcasolar · 8 months ago
Text
Seninle tanışmak bir orkestrayı dinlemek gibi hissettiriyor.
Sahneyi gördüğün o ilk an etkileneceğini bilmek gibi. O an orada senin için çalıyor olmak için her şeyi yapabilirmişim gibi. Sonunda herkesten önce ayağa kalkıp coşkuyla alkışlamak gibi belki de.
Seninle tanışmak ilk kez Spotify listesi yapmak gibi hissettiriyor. Dinlediğini bildiğim tüm değerli şarkılardan oluşmuş gibi. Dinlememi istediğin tüm o sevdiğin şarkılar gibi.
Seninle tanışmak kalabalık bir sokakta konuşmaya karar verdiğim ilk kişinin sen olması gibi hissettiriyor. Bir daha aynı sokakta karşılaşamayacak olsak bile başka zamanlarda, başka bir sokakta karşıma çıkacak olman gibi. Bazen bazı şeylerin devamının nasıl olacağını bilerek verdiğin kararlar gibi.
Seninle tanışmak her şeyin başında olmamıza rağmen birinin bizi kıskandığını söylemesi gibi hissettiriyor. Öylesine söylenen o sözü hâla hatırlamak gibi. Biz gibi..
Seni tanımak bir video kamerasına sahip olmayı istemek gibi. İçinde sadece bizim olduğumuz... Unutmaktan korktuğum tüm anıları, tüm o hisleri bir gün tekrardan aynı şekilde yaşayacağımı bilmek gibi.
Seni tanımak defalarca okuduğum o kitabı bir daha okuyamayacak olsam da, en ufak pişmanlık hissetmeden, sana verebilecek olmak gibi. Güven verici. Sen varsan her şeye cesaret edebilirmişim gibi.
Seni tanımak seninle tekrardan tanışmayı istemek gibi. Herkese farklı şekilde tanışmış olsak bile gene senin yanında olacağımı, her şekilde tanışmış olacağımızı kanıtlamak istermişim gibi.
Seni sevmek:
Seni sevmek beni değiştirmene izin vermek gibi. Beni tanıyor olduğunu hissetmek kadar heyecan verici. Tek sözünün sana inanmama yetiyor olması gibi. Ve tum bunlara rağmen beni olduğum gibi kabul eden tek kişinin sen olduğunu bilmem gibi.
Seni sevmek yazdığım her yazıyı sana yazabilmenin beni hiç gocundurmaması gibi. Bunu kabul etmek gibi. Bu yüzden bazen çok bencil olabildiğim gibi.
Seni sevmek sorun sen olsan bile bunu herkesten önce sana, hatta bazen sadece sana söyleyebildiğim gibi.
Her seye rağmen beni anlamaya çalışacağını bilmek kadar değerli.
2 notes · View notes
aynodndr · 1 year ago
Text
Hani bazı şarkıları türküleri gönlümüzün istediği şekilde yorarız ya.. Aşkı düşünür sevdiceğimize hisleniriz dinlerken…
Öyküsünü dinleyince de bütün duygularımız başka, başka yerlere evrilir.İşte o şarkılardan biridir ‘’Sen Benden gittin gideli’’
Mazlum Çimen bu şiiri babası Nesimi Çimen için yazmış ve bestelemiş…
Nesimi Çimen kim mi?
Nefes, türkü ve kendi yazdığı deyişleri de okuyup söyleyen. 2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta Madımak Oteli’nde 35 kişi ile beraber yakılarak öldürülen, halk ozanı..
Hani;
Şifa İstemem
Ayrılık Hasreti Kar Etti Cana
Daha Senden Gayri Aşık Mı Yoktur
Tan Yıldızı gibi türküleri olan ozan…İşte onun oğlu Mazlum Çimen'in babası için yazdığı bu şarkıyı bir de bu hikayeyi öğrendikten sonra dinleyin…''Sizin hiç babanızı yaktılar mı? sorusunu kendinize sorarak....
Duygularınız artık nerelere evrilir bilemem..
Öyle ağırım ki kendime
Sen benden gittin gideli
Tenim küs olmuş tenime
Sen benden gittin gideli
Öyle bıkmışım ki kendimden
Kurudum düştüm dalımdan
Sanki ruhum çıktı canımdan
Sen benden gittin gideli
Bir cefam var idi bin oldu
Aktı gözüm yaşı sel oldu
Yaz baharım döndü kış oldu
Sen benden gittin gideli...
7 notes · View notes
yitirmeden · 2 years ago
Text
hani bazen şey olur ya bazı şarkılardan ziyade bazı seslerle baş başa kalmak istersin işte tam olarak öyle bir gece
14 notes · View notes
mezardakicicekk · 2 years ago
Text
SATÜRN'E İLK MEKTUP
Merhaba güzelim;
Buna nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama nasıl devam edeceğimi biliyorum.
Sınıfa girdiğim ilk an senin enerjini hissetmiştim. İyi biri olduğunu tahmin etmiştim ve ilk seninle tanışmak istemiştim. Benim gibi aynı düşüncelere ve huylara sahip biriyle tanıştığım için şanslı hissediyorum. Aynı anda aynı şeyleri düşünürdük. Bir gün dersten atılacağız diye korkup birbirimize bakmamak için nasıl direndiğimizi hatırlıyorsun değil mi?
Ablan beni annene en yakın arkadaşı diye tanıttı. Beni gerçekten çok yakın görüyor muydun? Seni anmamın beni üzdüğünü düşünme. Seninle yaptığımız şeyleri hatırladıkça gülümsüyorum. Dinlediğin şarkılardan bir playlist oluşturdum. Bende kalan ufak şeylerini, ablanın verdiği birkaç minik eşyanı ve senden sık sık aldığım o mor defterini bir kutuya yerleştirdim. Evet, mor defterin yine benimle :). Hayır, bunlara baktığımda üzülmüyorum.
Olduğun yerde mutlu olduğunu bildikçe iyi hissediyorum. Yapmak isteyip yapamadığın bazı şeyleri senin için yapacağım. Dans etmek gibi. Gerçi partnerim olmak istiyordun ama artık ruhunla bana eşlik edersin.
Beyaz zambaklar kadar saf ve masumsun. Bu yüzden seni hep beyaz zambaklara benzetirdim. Bir gün beyaz bir zambağı mezarına ekeceğim. Ben bir yosunum derdim ya hep, mezarının üstünde bir yosun oluşursa eğer bil ki seni çok özledim.
Zambak bahçelerinin içinde hep mutlu ol, huzur içinde uyu. Seni seviyorum.
3 notes · View notes
acsnagulumseyenkadnn · 2 years ago
Audio
bazı şarkılar çalınca sessizliğe gömülür insan. benim için o şarkılardan biri hâline geldi. umarım bi gün, bu şarkıyı dinlerken gözlerim dalmaz, dolmaz; kendimi sorgulamam ve “gerçekten” huzurlu, mutlu biri olurum. umarım bir gün birilerine anlatabilirim ama hepsinden önce kendim anlayabilirim. :) “hiçbir halttan mutlu olamıyorum, yine de kedim bile sakinleşiyor sesimle. içimde kopanları anlatabilsem, hepsinden önce kendim anlayabilsem.” :)
2 notes · View notes
tozluhayaller · 2 months ago
Text
Bazı kesimler var, eski türkçe şarkıları saçma buluyor, neler dinlemişiz falan diyorlar da, şimdi ki zamanda yapılan şarkıların neresi doğru? 2000lerdeki en kötü şarkı bile, şu zaman da yapılan şarkılardan bin kat daha iyidir. Manitan üzülür diye şarkı ismi mi olur, hasta mısınız ya? Çok şükür kendime bu işkenceyi yapmıyorum.. Siz de yapmayın, hem akıl, hem ruh, hem de kalp sağlığınız için. Yapmayın.
1 note · View note
emreerolblog · 3 months ago
Text
Türkiye'den çıkan ve sevdiğim bazı şarkılardan oluşan uzun bir playlist oluşturmaya başladım spotify'da.
0 notes
atlardonmedi · 6 months ago
Text
Her şey şubat depremiyle başladı. Dünyamız başımıza yıkılmıştı. Çocukluğum, adım attığım sokaklar, çocukluk arkadaşlarım, kuzenlerim, akrabalarım. Onlarla birlikte biz de enkaz altında kaldık. Ardından ikinci deprem vurdu. Bir gecede gidip anneannemleri oradan aldık bize getirdik. Ne olduysa ondan sonra oldu.
Y. vardı hayatımda. Evlilik teklifi ettiğim, ailemin en içine soktuğum insandı. Çocuklar için paylaştığımız Prime Video'yu dayım görüpte bana neden vermediniz demesin diye isimleri değiştirip kurumdaki S. ve YT. adlarını verdim. Y. bunu görünce benim kendini S. ile aldattığımı düşündü. İftira attı, hakaret etti. Oysa ki on yıldan fazla süredir tanıyordum S.'yi. Hocamdı, çocuğu bile vardı.
Bir ay bunun kavgasını verdik. Geçmişime de takıntılıydı, biraz toksik bir ilişkimiz vardı. Mesafe ilişkisi olunca iyiden iyiye zor oluyordu her şey. Kendime böyle bir iftirayı yediremedim. Ayrıldık. 2023 yılının Mart ayıydı. O zamandan sonra toparlayamadım bazı şeyleri işte.
Zaman geçmeye devam etti. Nisan ayı gibi Ö. ile tanıştım. Eğitimi harikulade biriydi. Eğlenceliydi de, ilk buluşmamızda çok keyifli vakit geçirdik. Sonra ben eve döndüğümde şimdi biz neyiz dedi. Birbirini tanımaya çalışan iki insanız dedim. Sanırım orada koptu çoğu şey. Birkaç kere daha buluştuk. Hiçbir zaman ondan hoşlandığımı söyleyemedim. Sonra iyi bir arkadaş olduk kendisiyle.
Takvim 2024 yılının Şubat ayını gösterdiğinde A. geldi hayatıma. Kendisini çok daha önceden tanıyordum. Uzun süredir görüşmüyorduk. Yazdı, konuştuk. Çok uzun zaman oldu buluşalım dedim, buluştuk. Çok keyifli vakit geçirdik. İkincisi, üçüncüsü derken iyiden iyiye beraber vakit geçirmeye başladık.
Uzun zaman sonra kendimi iyi hissediyordum. Birlikte konserlere, tiyatrolara, sinemalara, stand uplara gidiyorduk. Yurt dışına tatile bile gittik. Çok güzel bakıyordu A., çok güzel gülüyordu. Sımsıkı sarılıyordu, sonra göğsüme yatmaya başladı, ellerimiz birbirine kenetlendi, dudağımın kenarından öpüyordu. O da mutluydu benim gibi.
Birbirimize güzel şarkılardan güzel listeler yapıyorduk. Elleriyle bile besledi beni. Sen varsan gerisi önemli değil dedi. Sonra bir gün onun için çok değerli bir arkadaş olduğumu öğrendim. Elinde olmadan o hareketleri yapmış. Çok kırıldım. Çok üzüldüm. Her zaman her kadının benim gibi birini isteyeceğini ve bunun bir şans olduğunu söylerdi. Aradan çok geçmedi, bana ilişkiye hazır olmadığını söylemişti ama başka biriyle birlikte oldu. Sustum.
Sonra takvimler 2024 yılının Mayıs ayına geldiğinde C. ile iletişimimiz farklı bir yöne evrildi. İlgisi güzeldi, ilgim güzeldi. Sakinliği, duruşu, hareketleri, konuşması çok güzeldi. Ben elinden tutmak istiyorum dedim. Zaten buna uzun zaman önce izin verdim dedi. Böyle başladı. Huzurlu hissediyordum. Onunla zaman geçirmek çok güzeldi. Ona yemek hazırlamak, bir şeyler izlemek, kokusuna karşı koyamamak...
Sonra bayram tatili zamanı geldi ve memleketine gitti. Ailesiyle durumu paylaşacaktı. Önce annesiyle paylaştı, olumlu karşıladı. Aradan bir ya da iki gün geçti bir şeyler ters gitmeye başladı. Güzel söz söylemiyordu, zorla konuşuyormuş gibiydi. Hissediyordum ama bir şey diyemiyordum. Bugün yazdı. Pazartesi kahve içelim mi diye olur dedim. Konuşmak istediğim bir konu var dedi.
Babasıyla da paylaşmış durumu. Onay vermemiş. İnanç farklılıkları onlar için sorunmuş. İlk paylaştığında neyin ne olduğunu anlatmıştım. Benim gibi anlatamamış demek ki. Aileme karşı gelemem dedi. Kısmet değilmiş dedim. İş arkadaşımı kaybedecek miyim dedi. Hayır dedim. Benim için Berko olarak kalabilir misin dedi. Bana çok az kişi Berko diyebilir dedim. Korktu, korkma dedim, kalabilirim.
Gitmeden önce eşyalarımı götürmüştüm. Evin anahtarını vermişti. Çok kolay vazgeçti. Üzüldüm. Gözüm doldu konuşurken. Bir kere de sesim titredi. Yine de hep gülerek konuştum kendisiyle. Yıkıldım ama. Kendime ördüğüm duvarları yıkmaya başlamışken kendi duvarımın altında kaldım. Sanki içimde kocaman bir boşluk var ve hepsi betonla kaplı gibi.
Hislerimi aldırmış gibi hissediyorum. Konuşmalarım yok. Sadece söylenene cevap veriyorum. Mümkünse tek kelime, değilse en az kaç kelime kullanabiliyorsam o kadar. Sesim hiç yüksek değil. İstesem de çıkmıyor. Arafta gibiyim. Ne kendimi istiyorum hayatımda ne de bir başkasını. Kendi kabıma sığmıyorum, aynı zamanda kendi kabımı doldurmayacak şekilde küçülüyorum.
Kimseye hiçbir şey belli etmemeye çalışıyorum. Kendime de bir şey belli etmemeye çalışıyorum. Yüzümdeki mimik sayısı sıfır. Oysa ki bundan 10 yıl önce insanlar beni jest ve mimiklerimle tanılarlardı. Çok fazla kullanırdım. Kendim eksildim, daha ne kadar eksileceğim bilmiyorum.
Hiçbir şeye hevesim kalmadı. Geçen yıldan beri zaten yaşamaya bile hevesim kalmamıştı. Okumaya hevesliydim, inadımdan okuldan atıldım. Okumaya hevesim kalmadı. Çalışmaya hevesliydim, yaşadıklarım işe olan odağımı kaydırdı. Çalışmaya hevesim kalmadı. Bomboş bir insan olmak üzereyim. Nitelikli, donanımlı, kültürlü ama bomboş bir insan. Kullanmadığım tüm bilgiler unutulur ya. Kullanmazsam bunların da bir önemi kalmayacak.
Hayat doluydum ben. Neşeliydim. İdeallerim vardı. Sevgim vardı, çok severdim. Sevmeye, vermeye her zaman hazırdım. Yapamadım. Kısmet değilmiş. Başımı öne eğip yoluma devam etmeye çalışacağım. Yapmam gerekenleri yapıp evime döneceğim. İletişim kötü bir şey. Duygu beslemek kötü bir şey. Belki de ben kötü bir insanım. Neden olmasın?
Bu ağırlıkla ne yapacağımı bilmiyorum. Yaşayarak öğreneceğim belli ki. Yazmakta yetmiyor. Yetmiyor. Hiçbir şey istemeden nasıl yaşanır bilmiyorum. Ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum. Bir tane biram kalmış son iki yudumum. Sigaram eşlik edecek geceme. Öyle işte.
1 note · View note
ozbosagecmis · 6 months ago
Text
Bazı şarkılar vardır, ilk dinlediğinde sadece melodik olarak hoşuna gider, tekrar tekrar dinlersin. Sonra yanına aynı etkiyi gösteren diğerleri eklenir. Belirsiz süreli bir yaşanmışlık, belirsiz bir zaman sonra anlamlanır. Canın yanar, mutlu eder, yok artık dedirtir, tam olarak böyle diye düşündürür.
Sevdiğim şarkılardan ilk üçe girer. Nereden bilebilirdim ki? Henüz bir şey olmadı, olacak. Nasıl olacak bilmiyorum ama olacak, biliyorum.
Bilmekten daha zor olanı hissetmekmiş .
0 notes
pogosipos-so · 4 months ago
Text
Kimse değişmez deme,
Şeytan bile eskiden bir melekti..
15 notes · View notes
aynodndr · 1 year ago
Text
Tumblr media
Bazı günler sahiden güzel biter.
Upuzun bir cümle gelir tutar elinizi.
Bir şiire dönüşürsünüz
Ya da bir şarkıya.
Söylenir durursunuz eski radyolarda.
Kuşlar geçer
O şiirin kalbinden, şarkılardan bir sevda.
Uzun cümleler diyorum bayım
İyi gelir insana.
Hele son-baharsa artık mevsim
İyi gelir
İnsan insana...
Arzu Eşbah Çakır
—/Hayırlı Akşamlar Değerli Dostlar—/
🙋‍♂️☕️🦋🌸🌺🍂💕
4 notes · View notes
wallaceallison111 · 2 years ago
Text
Telefon Zil Sesleri - Kişiliğinizi nasıl ifade edersiniz?
Telefon Zil Sesleri - Kişiliğinizi nasıl ifade edersiniz?
Cep telefonu sahibi olurken onu tercihlerinize göre özelleştirmeniz kaçınılmazdır. Bunu yapmanın harika yollarından biri de telefonunuzun zil sesini değiştirmektir.
Zil sesini neden özelleştirmelisin?
Zil sesleri hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Bunları her gün duyuyoruz, gelen aramalar veya yeni mesajlar konusunda bizi uyarıyorlar. Bu nedenle, telefonunuzdaki varsayılan zil seslerini kullanmak yerine zil sesinizi özelleştirmelisiniz.
Zil seslerini özelleştirmek, kişiliğinizi ifade etmenize yardımcı olacaktır. En sevdiğiniz şarkıyı seçebilir veya komik bir söz, özel bir melodi veya benzersiz bir sesi zil sesi olarak kullanabilirsiniz.
Telefon zil seslerini özelleştirmenin yolları
Günümüzde, telefonunuzun zil sesini özelleştirmenin birçok yolu vardır. En basit yollardan bazılarına bir göz atalım:
Varsayılan zil sesini kullan Bugünlerde çoğu telefon bazı varsayılan zil sesleri ile geliyor. Bunlardan birini seçip zil sesiniz olarak kullanabilirsiniz.
Web sitelerinden zil sesleri indirin
Telefonlar için ücretsiz zil sesleri sunan birçok web sitesi var. Zilseslertelefon.com sitesini Google'da aratarak bulabilirsiniz. O zaman en sevdiğiniz zil sesini indirmeniz ve telefonunuzda zil sesi olarak kullanmanız yeterlidir.
Zil sesi oluşturucu uygulamasını kullanın
Benzersiz ve kendi zil sesini oluşturmak istiyorsanız, Ringtone Maker veya Ringdroid gibi zil sesi oluşturucu uygulamalarını kullanabilirsiniz. Bu uygulamalarla, en sevdiğiniz şarkılardan en sevdiğiniz zil seslerini oluşturabilirsiniz.
Sonuçlandırmak
Telefonunuzun zil sesini özelleştirmek, kişiliğinizi ifade etmenin eğlenceli bir yoludur. Zil sesini kişiselleştirmenin birçok basit ve kolay yolu ile yaratıcılığınızı ve kişiliğinizi ifade etmenin en iyi yolunu bulabilirsiniz.
Ücretsiz Zil Sesleri İndir: http://zilsesleritelefon.com/
1 note · View note
volta-volta · 2 years ago
Text
Yabancı Şarkılardan Uyarlanmış 15 Türkçe Şarkı
0 notes
hivasor · 2 years ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Hasret Gültekin
Kürt saz sanatçısı. 2 Temmuz 1993'te Sivas Katliamı'nda Madımak Oteli'nde yakılarak öldürülen 35 kişinin arasındaydı.
Sivas İmranlı'nın Han köyünde dünyaya geldi. Süleyman ve Hacıhanım Gültekin'in üçüncü çocuğudur. Gültekin 6 yaşında iken bağlama çalmaya başladı. Girdiği Kadıköy Maarif Koleji ve Anadolu Lisesini yarıda bırakarak müzik hayatına başladı. Aynı zamanda siyasi bir kişiliğede sahip olan Gültekin İşçi Partisi üyesiydi. Sanatçı ilk resitalini Kadıköy Moda Sineması'nda verdi ve ilk albümü "Gün Olaydı"yı 16 yaşında çıkardı. Talip Özkan`ın öğrencisi oldu. 1989 yılında çıkardığı "Gece ile Gündüz Arasında" adlı albümü ile sadece sesi ile değil bağlama ve şelpe tekniğiyle de dikkatleri çekti. Çok sayıda sanatçının albümüne müzik yönetmeni olarak imza atmıştır. 1991'de "Rüzgarın Kanatlarında" adlı bir albüm daha çıkarmıştır.
Uluslararası festivallerde Türkiye'yi temsil eden Hasret Gültekin, 1991'de Yeter Gültekin'le evlendi. Bilimsel sosyalizmi benimsedi; önce Sosyalist Parti'nin, bu parti kapatılınca da İşçi Partisi'nin çalışkan bir üyesi oldu. Pir Sultan Abdal Kültür Festivali'ne katılmak üzere gittiği Sivas'ta, gerici bir ayaklanma sonucunda kundaklanan Madımak Oteli'nde 22 yaşında cinayete kurban gitti. Ölümünden 72 gün sonra, 13 Eylül 1993'te Roni Hasret adı verilen bir oğlu oldu.
Ölümünün ardından Kalan Müzik tarafından "Seçmeler" adlı bir toplama albümü ve 1993 yılında Yunanlı Rembetiko grubu Prosechos ile birlikte verdiği "Ege'nin iki yakası" adlı konserdeki bazı şarkılardan oluşan ve aynı adı taşıyan albüm Hasret Gültekin Kültür ve Sanat Merkezi tarafından yayımlandı.
Eserleri
Gün Olaydı (1987)
Egenin Iki Yakası
Abuzer Karakoç, Hüseyin Aydın, Ali Ekber Eren’in de yer aldığı “Bitmeyen Türküler-Dostlar Muhabbeti" (1988)
Gece ile Gündüz Arasında (1989)
Newroz - Kürtce ezgiler (Newroz - lorînên Kurdî) (1990)
Rüzgarın kanatlarında (1991)
Arif Sağ, Emekçi, Mehmet Koç, Emre Saltık, Talip fi ahin, İhsan Güvercin’in de yer aldığı “Türküler Yalan Söylemez” isimli kasette üç eser seslendirdi (1992)
Ahmed Arif’in şiirlerini besteleyen sanatçılar olarak, Cem Karaca, Ahmet Kaya, Sadık Gürbüz, Esin Afşar, Rahmi Saltuk’la birlikte, Ahmed Arif’in anısına çıkan kasette yer aldı (1992)
1 note · View note