#barınması
Explore tagged Tumblr posts
ucurumdanderin · 3 months ago
Text
kalemin dilini kesen acıyla kalemi besleyen acının aynı kalpte barınması ne gariptir ali.
2 notes · View notes
yaralanma · 4 months ago
Note
muğla'da okumak,ögrenci olmak nasil? Aydin hakkinda da bir bilgin var mi? malum tercih donemi yardimci olabilirsin sevinirim
öncelikle Muğla barınması olsun yeme içmesi olsun bence pahalı bir şehir. Muğla denince akla tatil beldeleri geliyor ama üninin bulundu mahalle olan kötekli (evet yerleşkesi 1 mahalleden oluşuyor) en yakın ilçesi olan akyakaya 24 km uzaklıkta merkeze ise 6 km uzaklıkta. kampüsü yemyeşil ve ormanın içinde. kampüsten çıktığın anda kötekli mahallesindesin. kırtasiyeleri olsun kafeleri olsun hepsi ayağının altında. ama bence çok sıkıcı bir yer. kötekli sadece pub ve kafelerden oluşan bir cadde boyunca uzanan bir mahalle. en sevdiğim özelliği pek fazla yaşlı bulunmayıp çoğunluğunun öğrencilerden oluşması. benim fikrimce ulaşım çok kolay. aynı zamanda belediye başkanımız otobüsü öğrencilere 1 lira yaptı bu yıl devam edecek mi bilmiyorum. köteklinin bir ucundan diğer ucuna yürümek maksimum 40 dkyi alıyor otobüsle ise daha kolay. okula ulaşım da aynı şekilde çok zaman alan bir şey değil. çünkü oldukça küçük bir yer. merkezi tamamen bir hayal kırıklığı burası Muğla mı falan oluyorsun o derece. barınma sıkıntısı çok fazla şu anlık 3 kyk var kızlar için. birisi yıkılacak yerine 2 tane daha açılacak diye bir bilgim var. ama pek iç açıcı değil arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla. evler apartlar çok pahalı bu yıl en az 15-20kdan başlar diye tahmin ediyorum. eğitimine gelecek olursak ben kendi bölümüm üzerinden konuşmam gerekirse nitelikli olduğunu düşünmüyorum. kendi bölümü burada asla kimseye tavsiye etmem. diğer bölümler hakkında bir fikrim yok. en çok duyduğum şey sürekli çıkmış sorular ve kopyalarla dersleri geçiyor olmaları. bizim bölümümüzde imkansıza yakın..
aydın konusunda da her yıl arkadaşıma kalmaya gidiyorum ve muğlaya nazaran çokk daha okunası bir şehir olduğunu düşünüyorum arkadaşım orada okuyor ondan bilgi alabilirsin istersen @gunesinkeyfininkahyasi
4 notes · View notes
haziranzede · 1 year ago
Text
sabit fikirli, değişmeyen köylüler
fikirleri asla değişmeyen, farklı olan herşeyi yargılayan ve kötü gören insanlar topluluğu. hep aynı çevrede, aynı insanlarla yaşadıkları için ufacık bir farklılık dahi onları rahatsız eder.
öğrenme sürecine hiç girmedikleri için öğrenmek, farklı olanı anlamaya çalışmak onlar için konfor alanından çıkmaktır.
farklıysa dışla, hör gör şeklinde ilerlerler. insanı da yorarlar. dikkat edin şehirden sıkılanlar yine şehirlilerin çok oldugu taşralara giderler. farklı olanın taşrada barınması mümkün değil.
farklı olanı görmeyen , ona nasıl davranacağını bilmeyen insan bir süre sonra hep aynı durumun içinde kala kala bakış ve görüşü körelir.
aynı çevrede aynı insanlarla bir ömür gıdım ilerlemeden yaşar giderler.
hayata dair tek bildikleri iki ayaklarının üzerlerinde durdukları da. beri gördükleri şeylerdir. onun dışında dünyada ne oldugunu bilmezler, takip etmezler, anlatılsa da anlamaz anlayamazlar. hafsalaları bu durumu anlayamaz. beyin kullanılmaya kullanılmaya daralmıştır çunku. dikkat edin şehirli yaşlılar ile taşradaki yaşlılar aynı şekilde yaşlanmaz. bunu hayatta çektikleri sıkıntılara bağlasalarda bence bu zihinsel bir etkiyede sahip. dibdibe, ağzına gelen herşeyi söyleme hakkına sahip olduğuna inandığı o hayatın içinde kala kala insan, hayatta. zevk alacak hiç bir alışkanlıgı olmadığı için daha erken çöker.
kendisi gelinlen çok çekmiştir, otarite ona geçince oda aynı şeyleri çektirir.
gezmek, yemek, içmek, giyinmek onlar için boş işlerdir. insanlar onların bu hali zühd sanıp Anadolu irfanı dese de bu durum tamamen kültürel bir durumdur. aynı insan. karınca gibi mal biriktirir ve zekâtını vermez. hatta helal malımı niçin millete dağıtayım ki der. zekâtın, sadakanın mantiğini dahi anlamamıştır.
İslam din bilmezler, anlatsan anlamazlar, öğrenmeye çalışmazlar. öğreneni ise farklı, uc olmakla suçlarlar.
onlara göre tek doğru kendileri ve gördükleri hayattır.
şehirde de bu hayatı ve dar çevreyi surdururler. aile abartmanı, köylü derneği, aynı semte oturma bu yökedici kültürün devamıdır.
bu insanlar ayrı semtlerde oturup, farklı kültürlerin içinde hayata tutunmaya, yargılamaya, yadırgamamaya alışsalar ve bunlara maruz kalmamak için çabalasalardı onlarda kendilerini geliştirip, değiştire bilirlerdi. şehşr her tarih ve coğrafyada insanı değiştirir ve kendine benzetirdi. bugün ise biz şehirleri kendimize benzettik, ucubeye döndürler. tüm kabalıgımız ile şehrin dört bir yanında bayağılıgı geçer akçe haline getirdik.
malesef ne kültür, ne medeniyet, ne mimarı kaldı..
herkes okul mezunu ama bilim, sanat , fikir üretemiyoruz.
2 notes · View notes
esnaflarburada · 15 days ago
Text
AKINCILAR HALI YIKAMA
Halılarınız İçin Profesyonel Temizlik Hizmeti
Halılar, evlerimizin en önemli dekorasyon unsurlarından biridir. Yalnızca estetik açıdan değil, aynı zamanda ortamın konforunu sağlayan, ses ve ısı yalıtımı yapan önemli eşyalardır. Ancak, sürekli kullanıma bağlı olarak halılar hızla kirlenir, toz tutar ve bakteriler barındırabilir. Özellikle evcil hayvan besleyenler, çocuklu aileler veya yoğun trafiğe sahip ofislerde halıların temizliği, sağlıklı bir yaşam alanı için büyük önem taşır. Bu noktada devreye Akıncılar Halı Yıkama girer.
Akıncılar Halı Yıkama Servisi, halılarınızı en yüksek standartlarda temizlemek için profesyonel temizlik hizmeti sunan bir firmadır. Kaliteli temizlik malzemeleri, son teknoloji ekipmanlar ve uzman personelimizle, halılarınızı derinlemesine temizliyor ve hijyenik hale getiriyoruz. Hem görsel hem de sağlık açısından halılarınızın bakımı ve temizliği için en doğru adres Akıncılar Halı Yıkama.
Halı Yıkamanın Önemi
Halılar, evimizin en çok kullanılan eşyalarından biridir. Ancak, çoğu zaman gözden kaçırılan bir konuda halıların temizliği ve bakımıdır. Halılar, zamanla toz, kir, bakteriler ve mikroplar ile dolabilir. Özellikle alerjik reaksiyonlara yol açabilecek toz akarları, halılar üzerinde hızla çoğalabilir. Bu durum, sağlık açısından ciddi sorunlara yol açabilir.
Evde yapılan yüzeysel temizlikler halının derinliklerine inemez ve bu nedenle halınızda bulunan alerjenler, bakteriler ve kirler tamamen temizlenemez. Bunun yanında, evde yapılan temizlikte kullanılan bazı kimyasal temizlik malzemeleri, halının kumaşına zarar verebilir. Akıncılar Halı Yıkama, uzman ekip ve son teknoloji ekipmanlarla halılarınızı tamamen hijyenik hale getirirken, kumaşın zarar görmesini engeller.
Akıncılar Halı Yıkama Hizmetleri
Akıncılar Halı Yıkama olarak, halılarınızı derinlemesine temizlemek için geniş bir hizmet yelpazesi sunuyoruz. Halılarınızın türüne ve kirlenme durumuna göre en uygun temizlik yöntemini uyguluyoruz. İşte sunduğumuz hizmetler:
Derinlemesine Temizlik Halılarınızın içinde biriken toz ve kirler, evde yapılan temizlikle tamamen temizlenemez. Akıncılar Halı Yıkama olarak, halılarınızı özel makinelerle vakumlayarak derinlemesine temizliyoruz. Ayrıca, halılarınızın her bir noktasına özenle ulaşarak, tüm kirleri ortadan kaldırıyoruz.
Leke Çıkarma Halılarınızdaki lekeler, zamanla kalıcı hale gelebilir. Yiyecek, içecek dökülmeleri veya diğer lekeler için özel leke çıkarıcı çözümler kullanıyoruz. Halı türüne göre farklı leke çıkarma yöntemleri uygulayarak, halınızdaki inatçı lekeleri temizliyoruz.
Kumaş Türüne Özel Temizlik Her halı, farklı bir kumaş yapısına sahiptir. Yün halılar, ipek halılar veya sentetik halılar farklı temizlik gereksinimlerine sahiptir. Akıncılar Halı Yıkama, halınızın kumaş türünü tespit ederek en uygun temizlik yöntemini kullanır. Böylece, halınızın kumaşına zarar vermeden temizlenmesini sağlarız.
Antibakteriyel Temizlik ve Dezenfeksiyon Halılar, özellikle evcil hayvanlar veya çocuklar olan evlerde hızlıca kirlenebilir. Bu kirler, bakteri ve mikropların barınması için uygun bir ortam oluşturur. Akıncılar Halı Yıkama olarak, halılarınızın sadece görünüşünü değil, sağlığınızı da ön planda tutarak antibakteriyel temizlik yapıyoruz. Halılarınızın her iki tarafında dezenfeksiyon işlemi uygulayarak, hijyenik bir ortam sağlıyoruz.
0 notes
eszpek · 1 month ago
Text
çağdaş bir "kral übü" yorumu | dramaturji taslağı / sahneleme önerisi
Oyunu kukla gibi kesintili ve ruhsuz şekilde oynayacak gerçek oyuncular üzerine kurabiliriz. İktidarın her yere sinişini yansıtabilmesiyle çağımıza hali hazırda tabandan yakın bu oyunda, her yerden sürekli imge yığınlarının tesiriyle bloklanan iradeyi ve bireylik kurgusunun absürdlüğünü göstermek adına ilk tercihimiz bu olacak. Übü metni düşünce gücüyle ezilmiş mitolojiyi diriltmek ister, dayatma ve emir zincirini gösterebilmemiz adına bu jest tercihi gerekli. Gerçek kuklalardan oluşan bir oyunda dinamizmi ve çoşkun bir sahnelemeyi sağlamak mümkün olmayacağı için bu yönde bir tercihe gidiyoruz.
 Oyunda Übü’nün diyalogta olduğu toplumsal yapıyı ve sınıfları da değiştirebiliriz. Übü bu kez medyayı, bankaları ele geçirmek ister. Robotik ve dalgalı konuşma, hızlı, tonlamalı söyleyişler tercih edilmelidir. Sürekli olarak çalgıların eyleme eşlik ederek kakafoni yarattığı, davulların atonal ritimler kurduğu bir sahneleme olabilir. Bu oyuna dinamizmi sağlayacak, başat öğelerin altını kuvvetli bir şekilde çizecek, sanat yapıtının içerisine birbirlerini destekleyen, ancak kendileri olarak var olan güçlü yan disiplinler eklenerek açık fikirli ve yoğun bir anlatı sağlanabilir. Müzik robotik hareketleri destekleyebilir ya da onlarla çatışabilir. Sahnede postdramatik tiyatroya yakınsar şekilde kurgulanacak etkin bir ışık kullanımı da şart olacaktır. Akılcı, tek doğrucu ve sanal bir çağda; kendi güçlerine sahip farklı etmenlerin demokratik bir aradalığı, hedef kitlemiz olacak gençler için başka bir yaşamsal his doğuracak, birden fazla doğrunun aynı anda barınması algıyı üretken bir çatışkıda tutacak, oyunu ve öğeleri nasıl izleyeceklerini buyurmayan tavır onları aktif failler olarak sürece katacak ve virtüel dönüştürücü potansiyellerini tetikleyecektir.
Übü sahneyi zorlayarak yer yer seyircilerin arasına da girer. Ve sahneleme boyunca seyirciyle de irtibat kurar. Onu kapsayan dinamikler her yerdeyse, seyirci sahne ayrımını keskinleştirmeye bu oyun özelinde gerek yoktur. Übü sanallığın kırımını yaparak dikkatleri üzerine çekecektir. Absürd bir karakter olarak gerçekliğinin altının parlatılması taze bir ironi yaratacak ve oyunun anlam dağarcığını zenginleştirecektir. Oyunun toy ruhunda da olduğu gibi, bu sahnenin krallar makamında geçen bir rüya değil, aktüel zamanda kanlı canlı deneyimlenen rahatsız edici bir hakikat olduğunu unutturmayacak kostümler seçilmelidir. Her bir karakterin güncel giyimden ancak farklı renkte, tek tip ve bir mana taşımayan kıyafetleri olabilir. Oyunda grotesk ve türevlendirilmiş oyuncak kılıçlar, dekorların oyuncak gibi olması hem görsel etkiyi ve mizahi isyanı artıracak, hem de yapaylık hissini bir süre sonra itici hale gelecek şekilde boca etmek mümkün olacaktır. Atmosfer sanal anlatıyı kırıp izleyiciyi içine doğrudan dahil eden altyapı ve Übü’nün aktif, tekinsiz iletişimi ile güçlendirilecektir.
Oyun zamanında yerelleştirilip toplumumuza da uyarlanmış, ancak bu tarz bir yaklaşıma girmeyi bu çalışmada tercih etmezdim. Übü oyununun oldukça evrensel bir çağrışımı var ve her topluma zamanlar ötesinden dokunabiliyor. Sosyal medya çağına oldukça rahat evrenselleşen, her toplu kültür ve dille irtibata geçen ve bilgiyi her türlü kaynaktan alan genç kitle için, bu oyunun anlatısı yerelliğe hapsedilip küçültülmemelidir. Büyük düşünce serbest bırakılmalı, ancak bu büyüklük yer aldıkları dünyanın bir parçası ve değiştiricisi olduklarını unutmayacakları özellikte kurgulanmalı. Oyunu günümüze yaklaştırmak, iktidar örgütlenmesinin eskisinden çok daha farklı ve sinsi olan ağını kavramak için iyi olacak ve postdramatik tiyatro düsturları bu söküm işleminde elimizi kolaylaştıracaktır.
Oyunda Übü Ana karakterini bir kukla şeklinde düşünüyorum. Übü Baba onla kendisi konuşmakta ve onu Ana olarak da konuşturmaktadır. Onun vicdanı ve vicdansızlığı, kendi ellerindeki bu kuklayla temsil edilirse, eylemlerin yapay doğası, manipule edilebilirliği açıkça ortaya çıkacaktır. Oyunda baş karakterlerin dışında kalan ve karakter çizgisini koruyan herkes, robotik davranışın dışında dans eder gibi sürekli hareketli ve süzülgen bir davranış izlemeliler. Böylelikle her iki kitlede de bir kontrolsüzlük belirtilmeli; ama gücün, insanı kaskatı hale getiren, genişlettiğini ve kapsadığını iddia ederken darlaştırıp kıstıran yapısı göz önüne çıkarılmalı ve birbirinden ayrılan jestlerle birden fazla katmanda mesaj tartışılmalı.
Oyunda iktidar temsilleri aynı kukla tavrında oldukları gibi, aynı kostümü de giyebilirler. Oyunda Übü Ana’nın hayalet olarak Übü Baba’ya gözüktüğü sahnede kukla değil gerçek insan olarak geldiğini, Übü’nünse onu hayalet olarak algıladığını görebiliriz. Onunla münakaşaya girer, onu inkar eder. Paranoyak ya da şizofrenik yapıyı göstermek übüvari oyunların geleneğine eklemlenmek açısından da ayağımızı sağlam basmamızı sağlayacaktır. Übü Baba oyunun sonunda korkaklığından dolayı kaçar, ama kukla yapısından dolayı sahneyi terkedemez, beslediği belirlenimden kaçamaz olur. Ya da Oyunun sonunda Übü kendisini kontrol eden (örnekse) teknoloji odasını bulup saldırabilir. Orada ne olduğunu tam olarak göremeyiz…
ABSÜRD BİR UYARLAMA ÖNERİSİ: Yukarıda önerdiğimiz ve bağlı olduğumuz kalıplardan çıkarak kendi algımızı da genişletebilmek ve yaratıcı ekler bulabilmek adına Übü için başka dünyalar da yazma çalışmasını öneriyorum. Benim icadım şu şekilde: Uyarlamanın ismi “KRAL ÜBÜ KUL ÜBÜ”. Günümüze yakın bir zamanda, ancak gerçeküstü bir mekanda, kulüplerin ülkelerin kaderini belirlediği klanlar, cemaatler oluşturduğu bir siyasi dünyada; Kral Übü yandaşları bir kulüp kurarak Übü’nün felsefesini ve düşüncesini yaygınlaştırmak isterler. Kulüp beklenmedik karşılıklar bulup etkili konuma geldikten sonra kulübün içerisinde çıkar çatışmaları başlar. Kulübün başkanı herkesi bir şekilde kulüpten uzaklaştırarak tek başına oluşumu temsil etmek ister. Übü başkanı, bir kulüp ve fikir başlığı altında bundan bağımsız olarak tatmin edilememiş yönlerinin taarruzunda istediğini yapmaya başlar. Nihayet tek kişidir. Çevresine bir takım kuklalar koyarak bir demokrasi şizofrenisi oluşturur ve bütün diyaloglar kendi sarmalında döner. Kulübün çılgın başkanı ilginçlik arayan sıkkın ve umutsuz nüfus tarafından ülkenin başına geçirilir. Übü başkanı bütün modern devlet aygıtlarını keyfince kullanarak ülkeyi.. Sonrasında ne olacağı aşırı düzeyde aşikar olduğu için şaşırtmacaları finale yerleştirmek iyi olacak, hikayeyi olduğunun tam tersi bir hale de sokabilmek için buraya bir icat gerekecek 😊
0 notes
elazigsurmanset · 2 months ago
Text
Elazığ İl Jandarma Komutanlığı Bünyesinde Yapımı Tamamlanan Poyraz At Harası, Hizmet Uygulamaları Hazır..
Tumblr media
Elazığ İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde yapımı tamamlanan Poyraz At Harası, hizmet uygulamaları hazır hale geldi. Elazığ İl Özel İdaresi tarafından inşa edilen bu tesis, özellikle turizm bölgeleri, mesire alanları, resmi ve özel günlerde görev yapacak atların barınması ve yetiştirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Poyraz Karakolu yerleşkesinde yer alan haranın inşası, 2523 metrekarelik bir alanda faaliyet ve yaklaşık 5 milyon 943 bin 800 TL maliyetiyle tamamlandı Harası'nda 340 metrekarelik kapalı alan ve 1400 metrekarelik padok alana sahip olup, 6 adet box'ı, idari binası, yem deposu ve garajı da bulunmaktadır. Bu tesis, Elazığ'ın jandarma teşkilatına önemli bir katkı sunarak, atlı jandarma ekiplerinin kapsamlı olarak daha etkin bir şekilde yerine getirmesini sağlayacak.
Tumblr media Tumblr media
Read the full article
0 notes
edebiyatiturk · 2 months ago
Text
Ağıl Ne Demek
Ağıl Ne Demek? Giriş Ağıl, tarım ve hayvancılıkta çok yaygın olarak kullanılan bir terimdir. Bu yazıda, ağılın ne anlama geldiğini, nerelerde ve nasıl kullanıldığını, tarihçesini ve çeşitli örnekler ile detaylı olarak inceleyeceğiz. Ağılın Tanımı Ağıl, hayvanların korunması ve barınması amacıyla kullanılan, genellikle çit veya duvarlarla çevrili alanlara verilen isimdir. Ağıl kelimesi Türkçe’de…
0 notes
pazaryerigundem · 4 months ago
Text
Mudanya'da 'Güzelyalı Marina' ortak akılla şekillenecek
https://pazaryerigundem.com/haber/185232/mudanyada-guzelyali-marina-ortak-akilla-sekillenecek/
Mudanya'da 'Güzelyalı Marina' ortak akılla şekillenecek
Tumblr media
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Mudanya sahiline de değer katacak önemli projelerden biri olan ‘Güzelyalı Yat Limanı, Balıkçı Barınağı, Tekne İmal ve Çekek Yeri’ projesi, düzenlenen toplantıyla ilçe halkına anlatıldı.
BURSA (İGFA) – Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılması planlanan ve geçtiğimiz günlerde ÇED süreci başlatılan ‘Güzelyalı Yat Limanı, Balıkçı Barınağı, Tekne İmal ve Çekek Yeri’ projesi düzenlenen toplantıyla vatandaşlara tanıtıldı. Halkı bilgilendirme, görüş ve önerilerini almak amacıyla Güzelyalı Balıkçı Barınağı’nda düzenlenen toplantıya, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Emin Direkçi, Park ve Bahçeler Daire Başkanı Hakan Tanrıöver, Sahil Planlama ve Yapım Şube Müdürü Süleyman Dede, Mudanya Liman Başkanı Veysel Yaşar ve vatandaşlar katıldı.
Tumblr media
“HALKIMIZ İÇİN’ HİZMET SUNMAYI HEDEFLİYORUZ”
Projenin hem Bursa’ya, hem de Mudanya’ya değer katacağını belirten Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Emin Direkçi, kente daha yaşanabilir ve daha güzel bir gelecek sağlamayı amaçladıklarını söyledi.
ÇED sürecindeki proje hakkında bölge halkının görüşlerini de öğrenmek istediklerini belirten Direkçi, düzenlenen toplantıyla vatandaşların çekince ve endişelerini öğrendiklerini dile getirdi. Halkın görüş ve düşüncelerini ilgili kurum ve kuruluşlara ileteceklerini anlatan Direkçi, “Projeyle ilgili olumsuz görüşlerin, geçmişte yaşananlarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Bizim amacımız, sadece tekne veya yat sahiplerine hizmet etmek değil. Projede yer alan otopark alanı, yürüyüş yolları, yeşil alanlar, kafe, restoran ve dinlenme alanları ile halkımıza hizmet etmektir. Bölge halkının keyifli vakit geçirebilecekleri ortamları sağlamak istiyoruz. Ortak akılla, halka rağmen değil, halkımız için hizmet sunmayı hedefliyoruz. Halkın sesini dinledik, geri bildirimlerini aldık. Güzel günler bizi bekliyor” diye konuştu. 
“PROJE, DENİZİ VATANDAŞLARIMIZLA BULUŞTURACAK”
115 kilometre denize kıyısı olan Bursa’nın Güzelyalı Yat Limanı’na ihtiyacı olduğunu ifade eden Park ve Bahçeler Daire Başkanı Hakan Tanrıöver, bugüne kadar yapılmamasının önemli bir eksiklik olduğunu vurguladı.
Adı yeşille olduğu kadar denizle de anılan Bursa’da kapasitesi yeterli bir yat limanı olmadığını belirten Tanrıöver, söz konusu projenin denizi vatandaşlarla buluşturacağını söyledi. Deniz turizmine önemli katkı sağlayacak çalışma sayesinde Balıkçı Barınağı’nı büyüterek 277 tane yatın ve 280’e yakında balıkçı teknesinin bağlanmasını sağlayacaklarını kaydeden Tanrıöver, “Teknelerimizin dış bağlanmaları da var. Böylece 300’ün üzerinde teknenin burada barınması söz konusu olacak. Daha ufak illerde bile birden fazla yat limanı olduğunu düşünürsek Bursa bu konuda çok geç kaldı. Birden fazla yat limanına ihtiyaç olduğunu da biliyoruz. Çalışmalarımızı bu yönde sürdüreceğiz. Burada 40 metre ve altındaki yatları barındırabileceğiz. Bu sayede büyük ve lüks yatlar buraya gelecek, deniz turizmine de katkısı olacak” dedi.
Konuşmalar sonrasında vatandaşlara proje sunumu yapılırken, toplantı, soru cevap bölümüyle sona erdi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
cagatayakgun · 5 months ago
Text
GURUR DUYULAN BİR YOZLAŞMA; ‘’ERKEK EGEMEN KÜLTÜR’’
    İşlerinin yoğunluğu nedeniyle gidemediği yaz tatiline eşini ve çocuklarını yolcu ederken oldukça gergindi. Daha şimdiden, iki hafta süreyle yalnız yaşamanın zorluklarını düşünüyordu. Ev dışındaki yemeklere alışık olmaması büyük bir sorundu.  Huzursuz bağırsak sendromu nedeniyle, hijyenik olmayan yiyecekler ciddi anlamda sindirim sistemi sorunlarına yol açıyordu. Evde yapabileceği tek yemek ise sahanda yumurta pişirmekti. Bu durumda sabah kahvaltısında rafadan yumurta, öğlen yemeği olarak tereyağında pişirilmiş yumurta ve akşamları da haşlanmış yumurta yiyebilecekti. Öyle de yaptı. Ama bu tür dengesiz bir beslenmeye karaciğeri alerjiyle tepki vermişti. Üçüncü günün gecesinde başlayan şiddetli bir kaşıntı onu sabaha kadar uyutmamıştı. Daha sonraki günlerde, değişik garnitürlü sandviçler yiyerek karnını doyurmaya çalıştı.
     Alışık olduğu üzere, ilkbahardan kışa değin her gün duş yapıyordu. Bu da her gün giysi değiştirmek anlamına geliyordu. Kimi zaman günde iki kez giysilerini değiştirmek zorunda kaldığı da oluyordu. Çamaşır sepetinde biriken giysiler ise bir başka sorun yaratmıştı. Kirli çamaşırlarını yıkamak istedi ama çamaşır makinesini programlayamadı. Önce, ‘’tam bir erkek’’ olduğu için bu tür ‘’kadınca’’ işleri beceremediğini düşünerek kendisiyle gurur duydu. Hemen sonrasında, bu durumunun ‘erkekçe bir beceriksizlik’ değil; düpedüz acizlik olduğunu fark ederek kendine kızdı.
     Birkaç lokma bir şeyler yemek için mutfağa geçti. Karşı blok komşusu olan bir kadın evinin balkonda bebeğine mama yediriyordu. Onunla selamlaştıktan sonra mutfak lavabosunda biriken bulaşıklara gözü takıldı. Arkadaş sohbetlerinde sıklıkla bir erkeğin ev işleri yapmasında çekinilecek, utanılacak hiçbir şey olmadığını savunurdu. Ama yine de, bulaşık yıkarken komşuları tarafından görülmesinin hiç doğru olmayacağı düşündü. Bulaşıkları yıkamaya başlamadan önce mutfak perdesini sıkıca kapattığının farkına bile varamamıştı!
     Aslında günlük yaşamında da anlamlı, tutarlı bir bütünlük içinde düşünemiyordu. Çünkü zihnine birbirinden kopuk, birbiriyle çelişen duygu ve düşünceler egemendi. Karşıt düşünce ve algı kalıpları sanki belleğinde farklı bölmelere ayrılmış gibiydi. Koşullara bağlı olarak, hangi fikir işine yararsa öyle düşünüyor, konuşuyor ve davranıyordu. Kimi zaman kararlı bir kadın hakları savunucusu olabiliyor ve kadınların erkeklerle eşitliği konusunda ikna edici görüşler öne sürüyordu. Öte yandan, ne zaman bir kadından hoşuna gitmeyen bir eleştiri gelse ‘’erkeklik gururu’’ kırılıyor ve saldırgan  tepkiler gösterebiliyordu. Kadınların haddini bilmesi gerektiğini vurguluyor ve bir kadının bir erkekle asla eşit olamayacağı konusunda kırıcı, incitici konuşmalar yapıyordu.
     Onun yaşam anlayışı tam da Yunus Emre’nin; ‘’Balık deniz içinde yaşar ama denizi bilmez!’’ sözleri çerçevesinde şekillenmişti. Onu bu tür kararsızlıklara, çelişkilere sürükleyen asıl etkenin içinde yaşadığı ‘’Erkek egemen kültür’’ olduğunun asla bilincinde değildi.Bu yozlaşmış kültürün, erkeğin omuzlarına yüklediği taşınması güç yükten kurtulmanın tek yolunun önce ‘’İNSAN’’ olduğunun farkına varmakla gerçekleşebileceğini göremiyordu.
     Sosyal Antropoloji, insanlığın tarihsel gelişim sürecinde beslenme ve barınma ihtiyacı ile üreme ve neslin devamını sağlama konularının kadına ve erkeğe yüklediği yaşamsal görevleri tespit eder. Bu, yardımlaşma ve dayanışma temelinde iş bölümünü gerekli kılıyordu. Ailenin beslenmesi, barınması ve dış tehlikelere karşı korunması görevini erkekler üstlenirken; çocuğun bakımı, eğitimi gibi işlevleri içeren insan neslinin devamını sağlamak gibi zorlu bir görev ise kadına kalıyordu. Ancak ilerleyen süreçte bu iş bölümü giderek kadın ve erkek arasında yaşamsal anlamda katı bir farklılaşmaya yol açtı. Bu anlayış kadını dar bir alana sıkıştırarak erkeğin daha ön plana çıkmasıyla sonuçlandı.
     Sosyal Psikoloji ise insan davranışının toplumsal kaynaklarını, bireyin düşüncelerinin, duygularının, davranışlarının ve inançlarının ‘’başkalarının’’ varlığıyla nasıl etkilendiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Binlerce yıldır insan topluluklarında varlığını sürdüren ‘’erkeğin kadından üstün olduğu’’ anlayışı Sosyal Psikoloji açısından ‘’Erkek Egemen Kültür’’ olarak adlandırılır.
     Türk Dil Kurumu Sözlüğünde ‘’Egemen’’ sözcüğü; ‘’Yönetimini hiçbir kısıtlama ve denetime bağlı olmaksızın sürdüren, sözünü geçiren, üstünlük kazanan.’’ şeklinde açıklanır. Bu tanıma göre, erkek egemen kültür anlayışına sahip bir birey hiçbir insani değeri, kısıtlamayı dikkate almayacak ve denetlenemeyecekti. Sözünü geçirebilmek için de kıyasıya rekabete girişerek üstünlük kazanmalıydı. Bunu sağlamak için ‘’rakip’ olarak algıladığı kadını baskı altına alınıp sindirilerek ona karşı üstünlük sağlaması gerekiyordu. Bu başarıldıktan sonra rekabet yarışı bu kez de başka erkeklere yöneliyordu. Aynı kültür ikliminde yetişen diğer erkekler de benzer çaba içinde olunca bu durum ‘’şiddet’’ kavramını ‘’erkekçe yaşamın’’ vazgeçilmezi haline getiriyordu. Sosyal çevrenin oluşturduğu hatalı algılarla bu tür ilkel kültürel anlayış yüceltiliyor; düşünce, tutum ve davranışlar bu yönde şekillendiriliyordu. Giderek ergen çocuklar, rol modeli olarak gördükleri daha büyükleri taklit ediyordu. Kollarını yanlara açarak yürürken, bir çift tabanca namlusunu andıran gözlerle etrafa tehditkar bakışlar yöneltiyorlardı.
     Öte yandan, kadını ezen bu anlayışa, anne olan bazı kadınların katkıları ise oldukça şaşırtıcıydı. 0-6 yaş aralığındaki her çocuk büyük ölçüde anneye bağımlı olduğu için eğitiminde annenin rolü çok büyüktür. Ancak bazı anneler, erkek çocuklarını severken bile cinsiyet üstünlüğü algısı oluşturacak şekilde yönlendiriyorlardı. Ağlamak, gülmek, duygulanmak, şefkat ve merhamet erkeğe yakışmayan, ‘’kadınca’’ duygular olarak niteleniyordu. Böylece erkek egemen kültür kök salarak daha derinlere yerleşmiş oluyordu.  Giderek, insanca duyguları bastırılan çocuk yetişkin dönemde öfkeli ve saldırgan biri oluyordu. Bunun sonucunda aile ilişkilerinin, arkadaşlıkların, iş dünyasının, sokakların ve spor karşılaşmalarının ego savaşlarına dönüşmesi kaçınılmaz hale geliyordu. Egosu şişirilmiş bir erkek karşı cinse saygı duymayı beceremiyor, aslında buna gerek de duymuyordu. Kendi cinsinden olanlarla karşı üstünlük kurmak isteği sürekli rekabet gerektirdiği için onlarla dostça, insani ilişki kurmayı başaramıyordu.
     Oysa bir insanın ‘kadın’’ oluşu; bir erkeğin ‘’erkek’’ oluşu ayrıca kanıta ihtiyaç duymayan bir var oluş gerçeğidir. Buradan hareketle, bir insanın sürekli erkek olduğunu kanıtlamak amacıyla tükettiği zihinsel enerjisini daha anlamlı, daha olumlu konulara yöneltmesinin toplum barışı açısından bir sıçrama sağlayacağı öngörülebilir.
Ne var ki, erkek egemen kültür erkeğin omuzlarına taşınması oldukça güç bir yük yükler. Sürekli olarak erkek olduğunu kanıtlama ihtiyacı yüksek düzeyli bir strese yol açar. Bu durum giderek psikolojik kökenli fiziksel hastalıklara zemin hazırlar. Genç yaşta kendini hissettiren yüksek tansiyon, kalp ritim bozukluğu-çarpıntı, midede önce gastrit sonrasında ise kansere kadar götürebilen ülser, uyku bozukluğu gibi hastalıkların tümü de psikosomatiktir. Ayrıca kadını aşağı gören bir erkeğin, çıkar ilişkisi dışında, bir kadın tarafından sevilmesi ise neredeyse olanaksızdır. Böylece bu yozlaşmış kültür, insancıl duyguları örselenmiş yapay ve abartılı bir kişilik oluşturur. Sonuçta ortaya çıkan ise; acınası bir Nevrotik erkek karikatürüdür.
     Gözlerden kaçan bir başka gerçek de bu kültürel yozlaşmanın kadını ezerken bir yandan da onu giderek daha güçlü bir hale getirmesidir. Yok sayılan kadın böylesine acımasız bir kültürde var olabilmek için çok daha güçlü olmayı öğreniyordu. Yapılan deneyler kadınların kortikal sistemini erkeklere oranla daha ustalıkla kullanabildiklerini tespit eder. Yani sorun çözme konusunda erkekler beyinlerinin sadece bir yarımküresini kullanabiliyorken kadınlar her iki yarımküreyi de ustalıkla kullanma becerisi sergiliyorlar. Ayrıca ağrıya dayanma gücü açısından kadınlar erkeğe oranla daha üstün bir yeteneğe doğuştan sahiptiler. Bir başka özellik de doğal bağışıklık konusunda gözlemleniyordu. Sonuç olarak, bilimsel araştırmalar erkeğin kadına oranla daha kuvvetli olduğunu; kadının ise erkeğe oranla daha güçlü olduğunu tespit eder.
0 notes
aslanduranhukuk · 9 months ago
Text
Aile ve Boşanma Davaları
Tumblr media
Boşanma çiftlerin evlilik birliklerini yasal olarak sona erdirmesi işlemidir. Her ne olursa olsun boşanma süreci genel olarak yorucu ve yıpratıcı bir süreçtir. Boşanma öncesi edinilen mallar, çocukların velayeti, nafaka ve diğer konular bir araya geldiğinde oldukça önemli yönetilmesi gereken bir süreçtir. Bu bölümde Ankara boşanma avukatı ve boşanma süreci ele alınarak en çok merak edilen soruların cevapları bulunmaya çalışılacaktır. Ankara boşanma avukatı tabiri ile buna benzer diğer ifadelerin de ne anlama geldiği açıklanmaya çalışılacaktır.
Boşanma Nedir?
Boşanma nedir? Boşanma; çeşitli sebeplerle artık bitme noktasına gelen bir evliliğin, mahkeme kararıyla yasal olarak sona erdirilmesidir. Bu işlem bazen çiftlerin birlikte verdikleri ortak kararla bazen de bir tarafın diğer tarafa açtığı dava ile başlar.
Boşanma sürecinde evliliğin sonlanması ile birlikte mal paylaşımı, çocukların velayeti, nafaka v.b. gibi konular da ele alınarak ayrı veya bütün halinde dava konusu olabilmektedir. Boşanma süreci psikolojik ve hukuki zorluklar içermesi nedeniyle konusunda uzman bir Ankara boşanma avukatı ile hareket etmek süreci sizin için daha kolaylaştırabilir.
Boşanma Süreci Nasıl İşler?
Boşanma süreci çiftlerin veya yukarıda izah ettiğimiz şekilde taraflardan birisinin boşanma kararı alması ile başlar. Ancak aile mahkemesine verilecek bir dilekçe ile süreç yasal olarak başlamış olur. Ardından mahkeme ön inceleme yapar, tahkikat aşaması, sözlü yargılama aşaması ve hüküm ile birlikte karar verilmiş olur. Eğer kararın temyizi söz konusu olur ise yüksek mahkemenin kararı incelemesi ile karar kesinleşmiş olur.
Aile Mahkemesine verilen dilekçe sonrası ortalama olarak 3 ile 6 ay arasında (bazen daha farklı süreler de olabilmektedir) duruşma günü verilir.
Boşanma kararı alan çiftler mahkemeye başvurmadan önce anlaşmaya varabilirler. Bu anlaşma, mal rejimi, nafaka, çocukların velayeti v.b. gibi konularını içerebilir. Bu durumda gerçekleşen davaya anlaşmalı boşanma davası denir ve bu çok büyük bir aksilik olmaz ise tek celsede tamamlanabilir.
Ancak ortada bir ihtilaf var ise bu sefer dava çekişmeli boşanma davası olarak görülmeye başlar. Bu da uzun zaman alabilecek bir süreçtir.
Boşanma Sürecinde Faturaları Kim Öder?
En çok merak edilen konulardan bir tanesi de budur? Boşanma sürecinde ev aidatı, elektrik, su v.b. gibi faturaları kim öder. Bunlar tedbir nafakası kapsamında değerlendirilebilir mi? Öncelikle belirtmek gerekir ki bu konunun tedbir nafakası ile bir ilgisi yoktur. Hukuki bir sorun yaşamamak adına bu ücretleri evin yasal sahibi olan kişinin ödemesi belki de en doğrusudur.  Mahkeme yargılama sonrasında bu tür ve buna benzer giderleri kimin karşılayacağına karar verecektir. Ancak Yargıtay bu konuda genel olarak düzenli geliri olan eş lehine tedbir nafakası verilemeyeceği konusunda kararlar vermektedir. Bu arada yeri gelmişken bir alt başlıkta tedbir nafakasını izah edelim.
Tedbir Nafakası
Tedibr nafakası nedir? Tedbir nafakası; boşanma davasının açılmasından sonuçlanıncaya kadar geçen sürede eşlerden birinin barınması ve geçiminin temin edilmesi için mahkeme tarafından tahsis edilen bir nafaka türüdür. Boşanma davasının sonuçlanmasıyla birlikte ortadan kalkar.
Boşanma Sürecinde Çocuklar Kimde Kalır?
Özellikle belirtmek gerekir ki, Medeni Kanunumuz çocuklar ve aile birliğinin korunması konusunda çok hasas yaklaşmakta ve Mahkemeler de bu konuda titiz davranmaktadırlar. Çocukların velayeti konusu önemli olmakla beraber genel olarak çocukların menfaatlerinin korunması temel konu olmaktadır. Bu anlamda boşanma sürecinde, Mahkemece çocukların menfaatlerine en uygun yerde kalmaları konusunda karar verilecektir.
Boşanma Davası Ne Kadar Sürer
Boşanma davaları, davanın açılması, ön inceleme, uyuşmazlıkların çözümü, duruşmalar ve temyiz sürecinden oluşmaktadır. Boşanma davası ne kadar sürer? Eğer bir anlaşmalı boşanma davası ise 1 ile 3 ay arasında, bazen tek celsede sonuçlanmaktadır. Eğer çekişmeli boşanma davası ise az önce saydığımız nedenlere bağlı olarak 2 ila 5 yıl arasında değişebilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında süreci, uyuşmazlıkların çözümü yaklaşık olarak belirleyebilmektedir.
Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma davası nasıl açılır? Boşanma davası açılması için yazılı bir dilekçe ile yetkili Aile Mahkemesine başvuru yapmak gerekmektedir. Eğer anlaşmalı boşanma davası ise dilekçe ekine anlaşma protokolü konulmalıdır. Çekişmeli boşanma davası ise dilekçe ekine boşanma nedenlerine ilişkin ileri sürülen hususlar, deliller ve diğer belgeler eklenmelidir.
Boşanma Davası Yetkili Mahkeme
Türk Medeni Kanunu Madde 168 de boşanma davasında yetkili mahkeme tanımlanmıştır. Buna göre boşanma davasında yetkili mahkeme; oşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Boşanma Davası Nerede Açılır?
Boşanma davası nerede açılır? Kanun gereği boşanma davaları aile mahkemelerinde açılır? Aile Mahkemelerinin olmadığı yerlerde ise aile mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olur. Bu durumda boşanma davası yukarıda belirtilen Aile Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılır.
Boşanma Davası Çeşitleri Nelerdir?
Boşanma çeşitleri nelerdir? Hukuk sistemimizde anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası şeklinde iki tür boşanma davası bulunmaktadır. Şimdi bunların üzerinde biraz duralım.
Anlaşmalı Boşanma Davası
Tarafların en az 1 yıldır evli olması ve eşlerin birlikte başvurması veya birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi gereklidir. Anlaşmalı boşanma kolay gibi gözüktüğü için taraflar genelde kendi aralarında protokol hazırlayarak boşanmayı tercih etmektedirler. Ancak Anlaşmalı boşanma davasının tecrübeli Ankara boşanma avukatı tarafından takibi çok önemlidir. Zira Anlaşmalı boşanma protokolü hatalı ve eksik hazırlanırsa boşanma sonrası nafaka artırımı veya malvarlığı paylaşımı gibi başka davalarla uğraşmak zorunda kalmaktadırlar.
Çekişmeli Boşanma Davası
Türk Medeni Kanununda çekişmeli boşanma davası açabilmek için nedenler özel boşanma nedenleri ve genel boşanma nedenleri şeklinde iki ana bölüm halinde düzenlenmiştir.
Özel Boşanma Nedenleri:
Zina
Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış
Terk
Akıl Hastalığı
Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
Genel Boşanma Nedenleri:
Geçimsizlik
Hakaret
Şiddet
Güven sarsıcı davranış
Evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeme gibi çok sayıda genel boşanma nedeni mevcuttur.
Bir evlilikte özel boşanma sebebi varsa davacı, karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlamak zorunda değildir. Yalnızca özel bir boşanma sebebi olduğunu ispatlamak yeterlidir. Genel boşanma sebepleri olduğu takdirde boşanma kararı verilebilmesi için hem davacı hem de davalı birbirinin kusurunu ispatlamak zorundadır.
Yine aile hukukunun alt dalları olan, velayet, nafaka, mal paylaşımı, aile konutları, nişanlanma, vesayet, kayyımlık gibi alanlar da bir Ankara boşanma avukatı yardımı ile takip edilmesi gereken, hassas süreçler içeren alanlardır.
Boşanma Davasının Kimin Açtığı Önemli mi?
Boşanma davasını kimin açtığı önemli mi sorusu çokça sorulan sorulardan birisidir. Esasen boşanma davasını kimin açtığının hiç bir önemi yoktur. Mahkeme davayı kimin açtığından ziyade, dilekçede boşanma nedenleri olarak ileri sürülen hususları, delillerin doğrulunu ve dava dilekçesine ve boşanmaya konu diğer hususlara dikkat edecektir. Bu nedenle boşanma davasını kimin açtığı önemli değildir?
Merak ettiğiniz daha başka konular için https://aslanduran.com/bosanma-avukati/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
0 notes
avbusramizen · 1 year ago
Text
Bursa Boşanma Avukatı Davaya Hazırlık Süreci
Tumblr media
Bursa Boşanma Avukatı Davaya Hazırlık Süreci
Bursa boşanma avukatı hem dava öncesinde hem dava sonrasında işinin her zaman ehli olarak hizmet vermektedir. Özellikle de davaya hazırlık süreci ne kadar verimli geçerse sonuçları da o derece verimli şekilde iletilmektedir. Eşler boşanmaya karar verdikten sonra ilk adım alanında uzman bir boşanma avukatına başvuruda bulunmaktır. Başvurudan itibaren süreci avukat ele alır ve ilerletmeye başlar. Tüm prosedür ve süreç hakkında müvekkilini bilgilendirir. Boşanma davasına yönelik beklentilerini dinler ve bu şekilde çalışmaya özen gösterir. Davaya hazırlık aşamasında boşanma avukatı dikkatle hareket eder. Hazırlık sürecini olabildiğince kısa tutmaya özen gösterir ve alınması gereken tüm tedbirleri de resmi şekilde alır. Dava öncesinde müvekkilinin tüm taleplerini tek tek belirler. Taleplerini karşılamanın mümkün olup olmadığı konusunda da onları bilgilendirir.
Tumblr media
Bursa Boşanma Avukatı Davaya Hazırlık Süreci Boşanma Avukatının Görev ve Sorumlulukları Tamamen tüm görev ve sorumluluklarını yerine getirerek davaları yürüten Bursa boşanma avukatı ile müvekkil arasında bir vekalet sözleşmesi imzalanır. Avukat bu sözleşme dahilinde iş takibini tamamen dikkatli ve özenli şekilde yapar. Avukatlık kanunu 36. Maddeye bağlı kalarak müvekkili hakkında öğrendiği hiçbir bilgiyi açığa vurmaz. Üçüncü şahıslar ile paylaşmaz. Aynı zamanda ister davalı ister davacı vekili olsun tamamen onun menfaatlerine yönelik olarak çalışma sergiler. En uygun şekilde davanın sonuçlanması için çabalar. Ayrıca müvekkilinin anlatımlarını da gizli tutmak zorunda olduğunu bilir.   Boşanma Avukatlığında Tedbir Başvurusu Boşanma sürecinde avukat dahilinde ele alınan konulardan biri de tedbir başvurusudur. Bursa boşanma avukatı kapsamında da yürütülen tedbir başvurusuna dahil olan konular arasında eşlerin barınması, geçimi, malların yönetimi, varsa çocukların bakımı ve korunması yer almaktadır. Bu konulara ilişkin tedbirlerin kendiliğinden alınabileceği gibi avukat tarafından yürütülmesine yönelik talepte de bulunulabilmektedir. Tarafların mal varlığına ilişkin beklentileri ve alınması gereken önlemler için de tedbir başvurunda bulunulur. Aynı zamanda ciddi bir zarar meydana gelecekse, imkânsız ya da geciken sorunlar varsa burada da uyuşmazlığı ortadan kaldırmak amacıyla ihtiyati tedbir kararları verilmektedir. Tüm bu süreç alanında uzman ve işini profesyonelce, deneyimle yapan avukat tarafından ele alınmalı ve sorunsuzca süreç tamamlanmalıdır. Read the full article
0 notes
genckocaeli · 1 year ago
Text
Hatay’da İGSAŞ Yaşam Kent Açıldı    
Tumblr media
Türk tarım ve sanayi sektörünün güçlü oyuncusu İGSAŞ, son yıllarda hız verdiği sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekledi. Şirket, tüm Türkiye’yi derinden yaralayan 6 Şubat depreminden en çok etkilenen illerden biri olan Hatay için devreye girdi. Bu kapsamda Hatay’ın İskenderun ilçesinde, evleri yıkılan ve çadırlara yerleştirilen afetzedelerin barınması amacıyla 213 konteynerlik İGSAŞ Yaşam Kent’in kurulumunu tamamladı. İGSAŞ tarafından 27 Temmuz tarihinde düzenlenen açılış törenine, İGSAŞ Genel Müdürü İlkay Ünal, İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı, AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel, afet bölgesinde geçici görevlendirme ile bulunan Koordinatör Kaymakamlar Ceyhun Denli, Şafak Karaca, Miyase Demirkoparan ve İGSAŞ yöneticileri katılım sağladı. Törende kısa bir konuşma yapan İGSAŞ Genel Müdürü İlkay Ünal, ‘’ Yüzyılın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat depreminde İGSAŞ olarak, afet bölgelerine ve vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek için ilk günden bu yana var gücümüzle çalışmaktayız. AFAD’ın destekleriyle kurduğumuz İGSAŞ Yaşam Kenti’mizin yapımını da tamamladık. Böylesine anlamlı bir çalışmada emeği geçen herkesi yönetimimiz ve tüm İGSAŞ çalışanları adına yürekten kutluyorum. Aramızdan ayrılan insanları geri getirmemiz mümkün değil ama acılarımızı ve kayıplarımızı dayanışmayla hafifletebileceğimize inanıyorum. Deprem bölgesinin yeniden kalkınması için Hatay'a bir gübre fabrikası kurma kararı aldık. Çünkü en önemli konunun istihdam ve yeni iş imkanları olduğunu biliyoruz. Bu konuyla ilgili çalışmalarımıza da hızlı bir şekilde devam ediyoruz. Yakın zamanda fabrikamızın üretime geçmesi için tüm imkanlarımızı seferber ettiğimizi bilmenizi isterim. Bu çalışmalarımızın örnek teşkil etmesini temenni ederim. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da afetzede vatandaşlarımızın yanında olarak, birlik ve beraberlik içerisinde, yaralarımızı birlikte sarmayı sürdüreceğiz’’ dedi. Konuşmalarının ardından dualar eşliğinde kurdele kesilerek İGSAŞ Yaşam Kent’in açılışı gerçekleştirildi. Read the full article
0 notes
notalardaciglikatar · 1 year ago
Text
Gözyaşlarının o güzel gözlerinde barınması , ikimiz için de çok daha iyi olur," diye gülümsedi. "Canımı yakıyorlar."
Mavi Gece, K. Kübra Berk
1 note · View note
fiyatinedir · 2 years ago
Text
Bim Kurbanlık Fiyatları
Tumblr media
Kurban Bayramının  yaklaşması ile tüketiciler Kurbanlık Fiyatları araştırması yapmaya başladı. Bu noktada uygun ve fırsat arayışında olan vatandaşlar Bim Kurban Fiyatları araştırması yapmaktadır. Sizlere Bim Kurbanlık fiyatları ile ilgili araştırma yaptık ve bu yazımızı hazırladık. Ülkemizde UYGUN FİYAT politikasıyla hareket ettiğinden dolayı çok tercih edilen Bim mağazaları ürünlerden olan Bim Kurbanlık  da zamlardan etkilendi. Peki Güncel ve Zamlı Bim Kurban Fiyatları ne kadar olacak ? Yazımızda güncel Bim Kurban fiyatları yer almaktadır. Bim Kurbanlık fiyat yeni yıl içerisinde güncel olarak Bim mağazalarından bilgi ile alınmıştır.
Bim Kurban Fiyatları
- Kurbanlık Büyükbaş Dana Hisse Fiyatı = 9550 TL'dir. - Küçükbaş Kurbanlık Fiyatı = 400 TL / Kilogram
Tumblr media
Bim Kurbanlık Fiyatları Bim Küçükbaş Kurbanlık Fiyatları - Küçükbaş Kurbanlık Fiyatı = 400 TL / Kilogram
Tumblr media
Bim küçükbaş kurbanlık fiyatları Bim Büyükbaş Kurbanlık Fiyatları - Kurbanlık Büyükbaş Dana Hisse Fiyatı = 9550 TL'dir.
Tumblr media
bim büyükbaş kurbanlık fiyatları Bim marketleri her dönem kurban bayramı yaklaştıkça afişlerde ve televizyonlarda reklam vermektedirler. Bu sayede müşterilerini fiyatlar konusunda bilgilendirmektedir. Bu sene için sizlerle tahmini fiyat bilgisini paylaşacağız. Bim Kurbanlık alımında bazı kurallar bulunmaktadır. - Küçükbaş hayvanlar için tek kişi alıp kurban edebilir.. - Büyükbaş hayvanlarda ise yine tek başına alınacağı gibi hisse usulü de kurban edilebilir. Misal olarak bir danaya 7 kişi ortak olarak girilebilmektedir. Bim de tam bu konuda kolaylık sağlamaktadır. Sizin talebinize göre hisseli ya da hisse olmadan kurbanlık satışlarını yapmaktadır. Tek yapmanız gereken size en yakın ��ubeye giderek başvuruda bulunmanız olacaktır. https://www.youtube.com/watch?v=Nzrimmcl3z8 Bim Kurbanlık Fiyatları En uygun fiyatlara sahip kurbanlıkları satma yarışına giren marketler sayesinde rekabet kızıştıkça daha ucuz fiyat imkanları ile alım yapılabilmektedir. Ayrıca herkesin uygun yeri olmadığından dolayı kurbanın nakliyesi ve kesilecek güne kadar barınması gibi problemler doğmaktadır. Bim den yapacağınız kurbanlık alışverişi sayesinde böyle problemler ile karşılaşmazsınız. Hazır bir şekilde kesilmiş ve bölünmüş olarak kutulu ve ayıklanmış şekilde kurbanlık size teslim edilmektedir. Bu şekilde hem vaktinizi harcamazsınız hem de hijyenik koşullarda İslam dinine uygun bir ibadet yerine getirmiş olursunuz. Kurban bayramı denilince ilk tercih edilen noktalar aslında hayvan pazarlarıdır. Yaklaşık bir ay önceden kurulan bu pazarlarda birçok büyükbaş ve küçükbaş hayvan satışa hazır beklemektedir. Fakat zincir marketlerin de bu piyasaya girmesiyle birlikte rekabet yükselmiştir ve insanlara daha sonuç odaklı hizmetler türemiştir. Kilogram başına ödemeniz gereken fiyatı yazımızdan öğrenebilirsiniz. Ayrıca mağaza çalışanlarından daha detaylı olarak bilgilendirme almış olacaksınız. Bayramın birinci gününde kurbanlığı teslim alabilirsiniz. Tüm bunlardan önce A101 kurbanlık fiyatları yazımızı veya Migros Kurbanlık Fiyatları yazımızı okuyarak detaylı fiyat bilgileri alabilirsiniz. Ayrıca Ülke genelinde belirlenmiş Kurbanlık Fiyatları yazımıza da bakmanızı tavsiye ederiz.
Bim Kurbanlık Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Bim de kurbanlık var mı? Kurbanlık koç ve kurbanlık koyun başta olmak üzere farklı kurbanlık çeşitlerini Bim'de bulabilir, lezzetli ve taze kurbanlık et satın alarak muhtaç ailelerle buluşturabilirsiniz. Bim kurbanlık ne zaman teslim? Bim Kurbanlıklar, kurban kesim yoğunluğuna bağlı olarak, Kurban Bayramının 3. veya 4. gününden itibaren sipariş verirken seçilen mağazadan, e-arşiv fatura ve teslim alacak kişinin kimliği ibraz edilerek teslim alınabilir. Bim 1 kurbanlık ne kadar? Bim kurban fiyatını ortalama 67000 TL olarak almaktadır. Bim Kurbanlık Hisse Fiyatı 9550TL'dir. Bim kurbanlık kaç kg? Bim küçükbaş kurbanlık fiyatı KG başına 400 TL'dir. Alınan kurbanlık satılır mı? Kurban etmek üzere alınan bir hayvanı başkasına satmak caiz midir? Kurban etmek için alınan bir hayvanı, bayram gününden önce başka bir kimseye satmakta bir mahzur yoktur. Bayram girdikten sonra satmak ise, Ebu Hanife ile İmam Muhammed'e göre kerahetle birlikte caizdir. Diğer Kurbanlık Fiyatları; A101 Kurbanlık Fiyatları Migros Kurbanlık Fiyatları Kurbanlık Fiyatları Lösev Kurbanlık Bağış Fiyatları Kurban Bayramı Tatili Kaç Gün? Carrefoursa Kurbanlık Hisse Fiyatları Read the full article
0 notes
malatyaozelhaber-blog · 2 years ago
Text
“Bu Seçim Yerli Otomobili Yapanlar İle Yaptırmayacağız Diyenlerin Seçimidir”
Tumblr media
Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, “Türkiye’mizi Malatya’mızı Battalgazi’mizi Yarımca Hanımızı dünyamızı hep güzelleştirmek için mücadele verdi, ve vermeye de devam ediyoruz. Biz Battalgazi Belediyesi olarak geldiğimizde önümüzde hani diyorlar ya şapkamızı koyduk, külahımızı koyduk. Battalgazi’ye ne yapabiliriz, Battalgazi’yi nasıl güzelleştirebiliriz, Battalgazi’ye ne katabiliriz. AK Parti Belediyeleri çalışıyor. 2020 de deprem yaşamamıza rağmen depremi daha atlatmadan 2 yıl pandemi yaşamamıza rağmen ve şu an yüzyılın afetini  yaşamamıza rağmen. Emin olun AK Parti hükümeti ve belediyeleri güçlerinin çok çok üzerinde hizmet yapıyorlar. Dünya seçimi Türkiye seçimi durmak yok yola devam diyoruz. Allah hepinizden razı olsun. AK Parti Belediyeciliği AK Parti merkezi hükümeti hakikaten durmadan çalışıyor. Bu kadar olumsuzluğa rağmen  ve biz diyoruz ki bu millete hakikaten hizmete kendimizi adamışız. Emin olun gecemiz gündüzümüz yok.” dedi. - “Karabağ’ı 30 yıl sonra Azerbaycan kardeşlerimize teslim eden bir liderin seçimidir” AK Parti Malatya Milletvekili Adayı Vahit Atalan, “Bu seçim Avrupa’dan aferin bekleyenlerin seçimi ile bir taraftan dünya beşten büyüktür diyen ve one minute çeken bir liderin seçimidir arkadaşlar. Değerli hemşerilerim nükleer santraller yapan enerjideki bağımsızlık mücadelemiz için mücadele edenlerin seçimi ile ne işi var ya nükleer santralle diyenlerin seçimi. Bu seçim yerli otomobil yapan ve onları sahaya süren yüzyıllardan beri hayalimiz olan bir aracın destekçileri ile bir aracın inşasıyla imarıyla ortaya koyanların seçimi ile kapatacağız yaptırmayacağız diyenlerin seçimi. Bu seçim Libya’da ne işiniz var.  Mavi vatanda ne işiniz var Karabağ’da ne işiniz var diyenlerle orada da var olacağız, onlarında hak hukukunu savunacağız ve Karabağ’ı 30 yıl sonra Azerbaycan kardeşlerimize teslim eden bir liderin seçimidir. Gerçekten bu seçimin önemi o kadar önemli ki bizim bunu ne kadar anlatsak bitmez. “AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkçi, “Birlikte Türkiye’yi inşa edelim. Bu bir ülkenin birliğine bayrağına vatanına milletine devletine inanan herkesle yol yürürüz” dedi. -“Malatya’yı bir üst lige çıkartmak için siyasete girdim” AK Parti Malatya Milletvekili Adayı Abdurrahman Babacan, “Malatya’nın yeniden ayağa kalkması bir yandan ekonomisi esnafı aynı anda barınması bunlarla birlikte Malatya’ya yeniden nasıl bir lig, bir üst lige taşıyabiliriz.  Nasıl bir vizyon atlatabiliriz. Doğrusu özellikle ben bu istek için yola çıktım. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımızda, Bülent Tüfenkçi bakanımda, büyüklerimizde sağ olsunlar yardımcı oluyorlar destek oluyorlar. Bizde bundan sonra sizinle birlikte yol yürüyeceğiz.” dedi.   Read the full article
0 notes
malatyapenceregazetesi · 2 years ago
Text
Bu Seçim Yerli Otomobili Yapanlar ile Yaptırmayacağız Diyenlerin Seçimidir
Tumblr media
Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, AK Parti Malatya Milletvekili Adayları Bülent Tüfenkci, İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak,  Abdurrahman Babacan, Vahit Atalan  ve Ramazan Özcan, AK Parti İlçe Başkanı Basri Kahveci  Eskimalatya’da seçim çalışması yürüttüler.
Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, “Türkiye’mizi Malatya’mızı Battalgazi’mizi Yarımca Hanımızı dünyamızı hep güzelleştirmek için mücadele verdi, ve vermeye de devam ediyoruz. Biz Battalgazi Belediyesi olarak geldiğimizde önümüzde hani diyorlar ya şapkamızı koyduk, külahımızı koyduk. Battalgazi’ye ne yapabiliriz, Battalgazi’yi nasıl güzelleştirebiliriz, Battalgazi’ye ne katabiliriz. AK Parti Belediyeleri çalışıyor. 2020 de deprem yaşamamıza rağmen depremi daha atlatmadan 2 yıl pandemi yaşamamıza rağmen ve şu an yüzyılın afetini  yaşamamıza rağmen. Emin olun AK Parti hükümeti ve belediyeleri güçlerinin çok çok üzerinde hizmet yapıyorlar. Dünya seçimi Türkiye seçimi durmak yok yola devam diyoruz. Allah hepinizden razı olsun. AK Parti Belediyeciliği AK Parti merkezi hükümeti hakikaten durmadan çalışıyor. Bu kadar olumsuzluğa rağmen  ve biz diyoruz ki bu millete hakikaten hizmete kendimizi adamışız. Emin olun gecemiz gündüzümüz yok.” dedi.  “Karabağ’ı 30 yıl sonra Azerbaycan kardeşlerimize teslim eden bir liderin seçimidir” AK Parti Malatya Milletvekili Adayı Vahit Atalan, “Bu seçim Avrupa’dan aferin bekleyenlerin seçimi ile bir taraftan dünya beşten büyüktür diyen ve one minute çeken bir liderin seçimidir arkadaşlar. Değerli hemşerilerim nükleer santraller yapan enerjideki bağımsızlık mücadelemiz için mücadele edenlerin seçimi ile ne işi var ya nükleer santralle diyenlerin seçimi. Bu seçim yerli otomobil yapan ve onları sahaya süren yüzyıllardan beri hayalimiz olan bir aracın destekçileri ile bir aracın inşasıyla imarıyla ortaya koyanların seçimi ile kapatacağız yaptırmayacağız diyenlerin seçimi. Bu seçim Libya’da ne işiniz var.  Mavi vatanda ne işiniz var Karabağ’da ne işiniz var diyenlerle orada da var olacağız, onlarında hak hukukunu savunacağız ve Karabağ’ı 30 yıl sonra Azerbaycan kardeşlerimize teslim eden bir liderin seçimidir. Gerçekten bu seçimin önemi o kadar önemli ki bizim bunu ne kadar anlatsak bitmez. “AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkçi, “Birlikte Türkiye’yi inşa edelim. Bu bir ülkenin birliğine bayrağına vatanına milletine devletine inanan herkesle yol yürürüz” dedi. https://youtu.be/tVB3wrqzGeM?t=2 “Malatya’yı bir üst lige çıkartmak için siyasete girdim” AK Parti Malatya Milletvekili Adayı Abdurrahman Babacan, “Malatya’nın yeniden ayağa kalkması bir yandan ekonomisi esnafı aynı anda barınması bunlarla birlikte Malatya’ya yeniden nasıl bir lig, bir üst lige taşıyabiliriz.  Nasıl bir vizyon atlatabiliriz. Doğrusu özellikle ben bu istek için yola çıktım. Allah razı olsun Cumhurbaşkanımızda, Bülent Tüfenkçi bakanımda, büyüklerimizde sağ olsunlar yardımcı oluyorlar destek oluyorlar. Bizde bundan sonra sizinle birlikte yol yürüyeceğiz.” dedi.   Read the full article
0 notes