#bana ne oluyorsa
Explore tagged Tumblr posts
Text
Rica etsem şu sistemi bi salar mısınız
#lütfen yani#bana ne oluyorsa#kız daha nereleri yazdığını bilmiyor skjdkekkkskxks#o kadar saçma sapan bi durum ki#gerçekten kaderinde varmış eli kolu bağlandı kızın şimdi de oturdu bekliyor
1 note
·
View note
Text
Artık kendime bakmıyorum aynadan ne zaman baksam bana yapılanları ruhumda eksilen , bedenimde kesilen cezalarla ,hata, verilen acıları fiziksel cezalarla bastırarak atlatmaya çalışan kendimi görüyorum ... Aynaları kırdım , sorun ayna da değil ki ... Bana verilen acıyı hissetmeye dayanabiliyorum ya da öyle sanıyorum ama görmeye dayanamıyorum , görmek sanki hâlâ devam ediyormuş gibi , hata , acı hep içimde ve çok canımı yakıyor... Hep yakacak olması gibi . Bağımlılık... Alışkanlık yapıyor . Alışmak demek varlığını hayatında bildikten sonra yokluğu ızdırap demektir . Öyleymiş gerçekten. Izdırap ... "Acı Hissedilmeyi Talep Eder" diye yazıyor. Hissetmeye dayanabilseydim çok sevdiğim en nefret ettiğim olmazdı zaten ... Ona dokunabilirdim . İyileştirmek isterdim ...
~Kendinden vazgeçen biri , hata ,hayalleriyle ölen biri ~
NOT:Bir defa başına gelirse hatadır , ikinci defa oluyorsa hata olmaktan çıkıyor demektir."Hatalar bazen affedilmezler."
#kendi kalemimden#acı#efillavin#gece ve hüzün#karanlık#geceyebirsozbirak#yabancı#ölümün kıyısı#biraz hüzün#clouds#sessiz ve yalnız#sevgi#my art#benim postum#benim postlarım#benim dünyam#ay benim gece senin#ayna#aynalar#gözler yalan söylemez#gözyaşı#gözler kalbin aynasıdır#gözlerin#gülümsemek#gülümse#gül artık#gülümse artık#aynı yıldızın altında#ızdırap#hata
22 notes
·
View notes
Note
psikoloğum seni ve kitaplarını kendime koruma perdesi gibi koyup insanlardan kendimi koruduğumu söyledi ama bunu kötü olarak söylemedi tek çocuk olduğum için yalnız kalmamak için koruma mekanizmammış
İyi bir şeye vesile oluyorsa ne mutlu bana, tetikleyici oluyorsa kitaplarıma ara vermeni isterim hiçbir şey zihinsel iyiliğinizden önemli değil
107 notes
·
View notes
Text
bakın saçmalığa bakar mısınız ya ben evliyim ve kocamdan ayrı yaşıyorum neden diyecek olursanız dedem zorla bizim resmi nikahımızı kıydırdı ve evlenmemize yani daha doğrusu evliyiz biz ama düğün yapmamıza karşı çıktı neymiş ben dört ayda kız veremem el beni kınar nerde görülmüş. abiiii şu eski kafadan kurtulun artık lütfen dördüncü ayda sözlendik sekizinci ayda düğünümüz olacaktı ama dedem yok dedi o yüzden seneye kaldı. ve bana diyorlar ki kendine sahip çık yanlış bir şey yapma hâlâ evli değilsiniz. yaa biz evliyiz ya evlii kendini koru diyorlar tamam ben kendimi korudum bu dönem zarfında bi anlaşmazlık yaşadık ayrıldık Allah korusun ben kendimi korumuş olsam bile dul olucam dulll hani bi laf vardır erkeğin dulu olmaz diye ne oluyorsa hep kadınlara oluyor. Allahım çok korkuyorum ben de böyle dar kafalı saçma düşünen hep eskide kalan insan olmaktan çok korkuyorum sen benim yaşlılığımı hayırlı eyle Allahım.
7 notes
·
View notes
Text
Bazen umutsuzluğa düşeriz ya işte benim hayatımda bir umutsuzluktan ibaretmiş. Benim en büyük hatalarımdan biride umut olmamasına rağmen umut etmekti… Bana hep dedem şey derdi -Ne olursa olsun her gün güneş doğuyor ve batıyor. O asla doğmaktan vazgeçmezken sen neden vazgeçmeye çalışıyorsun ki? Ama maalesef hayatımda en örnek aldığım kişi de bana veda etti. Şuan öyle duyguların içindeyim ki sanki içimde bir fırtına kopuyor fakat ben hala bir evin içine girebilmiş değilim… Her gün güneş doğuyor ama benim kalbimde doğan ufacık bir umut yok. Güneş aynı küçük kalplerimiz gibi her gün doğuyor yeni umutlarla sonra birden önüne küçük bir engel çıkıyor, Bulutlar. Güneşin önünü kapatıyorlar sırf hedeflerine, umutlarına ulaşamasın diye fakat Rüzgar sayesinde Güneş onları atlatıyor. Ancak henüz bitmiş değil Bulutlar sinirleniyor ve BAM! Şimsek ve yağmur. Hava kararıyor aynen bizim kalplarimiz gibi yağmur yağıyor hayallerimize biz ise sadece hayallerimizin yok oluşunu izliyoruz pencereden.. Karanlık bir oda, karmaşık duylar, yağmur tanelerin sesleri ve her yere düşen her damlada kırılan bir kalp… Neden kalkmıyor ve çıkmıyoruz o odadan? Neden gidip yağmurun altında ruhlarımızı temizleyemiyoruz? Tamam, hadi onuda yapamadın, çıkar elini pencereden ve kalbinin daha fazla kırılmasına izin verme, engelle elinle yağmuru.Teninle hisset o damlaların senin hayallerini yıkmak için ne kadar azimli olduğunu.. Buna izin vericekmisin? Engel ol onlara onlar nasıl sana engel oluyorsa. İzin verme, bırakma yıksınlar hayallerini… Ve yağmur diner. Hayatında olacağı gibi büyük bir umut doğar, Gökku��ağı. Kalk ayağı çık dışarı izle Ay'ı ne kadarda darbe almış bir yüzeyi var görüyormusun? Aynı kalbin gibi… Ama ona bir daha bak o hâlâ güzel değilmi? Hala ışık saçıyor güzelliğiyle. Sen mutsuz bir gece ile ayın güzelliğini mahfedemezsin. Gül biraz, yeni hayaller kur ve kendine inan. Bir gün o içindeki minik güneş tekrar büyük bir umutla doğacak… ~♡~
#3391kilometre#İzmiregenindir#İzmiregededir#ruhum yoruldu#ay benim gece senin#karantina#egeninincisi#gelmemeyegidenadam#egeninizmiri#ege sözü
54 notes
·
View notes
Text
Sen çiçek bahçesi yaptın diye çiçekler açmaz. Ya da sırf seviyorsun diye tomurcuklanmazlar. Önce bakmalısın, su sever mi sevmez mi? Güneş mi gölge mi? Kuru toprak mı yumuşak toprak mı? Sırf çiçek diye kaktüse bol bol su veremezsin. Ya da bir gülü kaktüs su sevmiyor o da sevmez diye susuz bırakamazsın. Bazen seversin yapraklarından, anlatırsın kendini. bazen kurumuş yapraklarını dallarını alırsın gövdesinden ona daha da zarar vermesin diye. Emek ister çiçekler bakım ister. Bazen en çaresiz oldukları anlarda onlara destek olursun. Bazen suyla, bazen daha güneşli bir yere alarak, bazen diyerek uzar gider nedenler. Ama amaç birdir yaşatmak yaşatıp o şaheseri seyredip kokusunu içine çekip ohhh be demek.
Sevmek. Sırf sevmişsin, bir ilişkiye başladın diye her şey tamam olmuyor. Onu hissetmek daha çok hissettirmek gerekiyor. Bakarsan sevdiğine, onun gözlerinde ki mutlu bir bakış sana aşkı sevdayı her seferinde verir. Anlamazsan, görmezsen, dinlemeyip geçersen, ona sevdiğini hissettirmezsen, sırf sen istiyorsun diye onu o yaşama mecbur kılarsan, ben güçlüyüm ve ben varken diye devam edersen, ya git senle uğraşamam dersen, o el sevmekten başka bir türde kalkarsa işte o an solar o kadın solar o sevgi. Sana daha ne vereyim Allah aşkına derken; harcadığın parayı, yedirdiğin yemeği, giydirdiğin kıyafeti koyarsan bahane olarak, sevgi orda yoktur. Orada muhtaç bırakma vardır. Bana muhtaçsın demenin diğer türlü anlatımıdır. Ona sevgi harcamalısın en başta. Sevgiyle doyurup sevgiyle kuşatmalısın kadını. O, bakışlarında ki sevgi ve güvenle yaşar. Sevmekte çiçek yetiştirmek gibi. Doğru bakmak doğru görmek gerek. Teslim olabilmelisin, seni sen olduğun gibi görmeli. Gördükçe sana kendisi gibi gelebilmeli. Bazen onun kahramanı olmalısın. Tıpkı solup giden yaprakları dalları kesip attığın gibi sevdiğinin de sorunlarına kederli anılarına eşlik edip çözümler üretmelisin. Görmelisin o anlatamasa bile, bakmayı anlamayı bilmelisin. Göremesen bile o sana gelebilmeli. Gelebileceği sevgiyi ve güveni hissetmeli. Sevda dediğinde karşında ki kadın sana kolun, bacağın oluyorsa... Baktığında evet evet baktığında onu sadece bir kadından öte bir kardeş bir anne bir eş bir hayat arkadaşı olarak görüyorsan evet o an yeşerir çiçekler tomurcuklar verir. Aşk sevgi ve huzur çokça saçılır etrafa bakışlarından dokunuşlarından sesinden nefesinden. Hatta yaptığı reçellerden. İşte o an bakarsın ve gurur duyarsın. Çünkü o artık bir kişi değildir senin için. Çiçek açmış bir sendir o. Çiçek açmış bir kadındır. İşte bu dersin işte bu, dünya yıkılsa sırtım yere gelmez dersin. Çünkü o kadın artık...
Sahi sevmek mi çiçektir? Çiçek mi sevmektir? Yoksa sevdiğin o yolda her şey mi çiçektir?
56 notes
·
View notes
Text
Alperen Duymaz ve Cemre Baysel HELLO dergisi röportajından – Kasım 2024 . Alperen Duymaz, “Cemre, ilk bir araya gelişimizde bana karşı çok pozitif tavırlar gösterdi. İlk andan bugüne kadar iletişimimiz ve bağımız daha da güvenilir, daha da sağlam bir hal aldı. Kendisiyle çalıştığım için çok şanslı hissediyorum, bu şanslı hissediş hali günden güne eksilmeden artmakta.” Diyor.
Cemre Baysel ise, “Her şeyden önce biz; iyi anlaşan, güzel iletişim kurabilen iki arkadaş olduk. O yüzden bir çaba göstermeye, hazırlık aşamasından geçmeye gerek kalmadı. Alperen, çok uyumlu ve zeki biri. Birbirimizi kolluyor, o an ne oluyorsa hemen gözümüzden anlıyoruz. Konuşmadan da anlaşıyor olabilmek müthiş.” Diyor. . Alperen Duymaz said, “Cemre showed a very positive attitude towards me when we first met. From the first moment until today, our communication and bond have become even more reliable and stronger. “I feel very lucky to be working with her, this feeling of luckiness is increasing day by day without lessening.” . Cemre Baysel“First of all, we became two friends who got along well and could communicate well. Therefore, there was no need to make any effort or go through the preparation phase.Alperen is a very adaptable and intelligent person. We look out for each other, we can see what's happening right away just just by looking at each other. "It's great to be able to understand each other without speaking." .
Alperen`in ve Cemre`nin soyledikleri cok guzel,kesinlikle karsilikli gosterilen saygi,sevgi yaklasimi uyumu yakalamakta en onemli sey. ve ikisinde de bunun olmasi lazim ki ikisinde de var.♥️
2 notes
·
View notes
Text
kuduz bir köpek gibi karşımda duruyor hayat şimdi yok onu tedavi edebilecek ne bir aşk ne bir tutku ne de bir söz hem ben de bir aşk, bir tutku, bir paranoya ile kestiğim zaman bileklerimi ve onu dalayan yaralarımı iyileştirecek bir şey bulamıyorum kolonya kokuları, sabun artıkları, ince kumlar bana bunlardan kalan şimdi nedir hangisini istiyorum şu her gün mezardan kalkar gibi doğrulup içine atıldığım hayattan su her zamanki gibi akıyor, aksın kuş yine gökte uçuyor, uçsun ben çenemi sıkıp çaresizce içime gömüldükçe her gece ne oluyorsa olsun ben de kalmıştım bir ara zindanlarda sırtımda açılmış derin kırbaç yaralarıyla yürümüştüm üç gün sürmüştü oradan bu zirveye çıkışım bir uçurtma gibi göklerde özgür ve hür şimdi söyleyin bana bunca telef ve ziyan ortasında bunca yarayla, saplanırken bir çivi gibi beynimize sapkınlıklar hangi deniz onacak ve yuyacak bizi
11 notes
·
View notes
Text
Tavsiye etmeyeceğim kitaplar.
‼️Uyarı bu kitaplar gelişi güzel yazılmadı hepsi hakkında bilgi vardır ‼️
Gece evi serisi;Bu kitaplar LGBT destekli kitaplardır.Siz farketmesenizde lgbt mesajları verilmektedir.(Çoğu kitabı öyle hepsi için diyemiyicem)Kitap aslında okunur bi kitap ama lgbt'den nefret ediyorsanız kesinlikle uzak durun.Ama ne olursa olsun Ejderhanın yeminini okumanızı tavsiye ederim(kitaplar ektedir)
Yazar:P.C CAST-KRİSTİN CAST
Asansör:Beyza Alkoç'un yazdığı kitap.Bi kısmında aşırı iğrendirecek kısmı var.Ben şahsen o kısmı okuduktan sonra kitaptan aşırı soğudum
💫BONUS💫
Daha iyi fikir edinmeniz için kitapların yorumlarını paylaşıcam
Ellerinden öpülesi kız'ın yorumu;
İki evli çift. Birinin kocasıyla diğerinin karısı asansörde kalıyor ve nasıl oluyorsa birbirine aşık oluyor... Ve ne tesadüfse ikisi de sevmiyormuş eşlerini :/. Sadece bir hafta birbirilerini görmelerine rağmen delice aşık oluyorlar hatta kız bu adam için kocasına boşanma davası açıyor... Mantık aramayın çünkü yok.
Evet yazarımız daha ergenlik dönemlerinde yazmış bu kitabı. Ben bu kitabı kötüleyince “ ya yazarın ilk kitabı daha amatördü o yüzden kötüğ” diyen şahıslar. Zaten benim en tuhafıma kaçan da bu. Daha ergen yaşta (14 yaşında) böyle cinsel içerikli, iğrenç bir kitap yazacak kafada olması normal bir şey mi? Liseli bana göre daha hayata bakış açısı gelişmemiş insandır. Nasıl bir ruh hali olmalı ki insan oturup tamamen cinsellik konulu böyle bir kitap yazsın (Hem de amerikan dublajı aksanıyla :/).
4 notes
·
View notes
Text
Bugün izinliyim ve evde benim temizlik günüm..Her izin günümde evi baştan sona silip süpürüyorum..Ve temizlik yaparken bir de ne göreyim çeyizim için evvelden hediye gelmiş bi kaç bişey. Şşşştttt sakin ol kızım sen böyle şeylere bakmazdın nerden çıktınız karşıma.. Ne oluyorsa bana... Bu aralar iş o bu şu derken kafam çok doldu.. Ondan herhalde..
6 notes
·
View notes
Text
İstemeden büyümüş bir
ağaçtan bahsediyorum.
İstemeye istemeye büyüyen ağaçlardan.
Toprağı, güneşi ve suyu istemeden
Ve kuşu ve rüzgârı.
Bazı yerleri hiç olmayan bir ağaç,
Bazı yerleri olması gerektiğinden fazla.
Doğrusu
bir yerine kadar güzeldi hayatım.
Ne zaman kötü bir şey olsa,
Allah büyüktür diyordu babam
Ve genişliyordu her şey.
Bir ovadaydı aklım.
Kalbim bir dağı küçültüyordu.
Kalbim bir dağı kırıp kırıp
içime atıyordu.
Zaten giderim diye bakıyorken
her şeye,
uğurlanıyorken
...Veda ettiğim her şeyin
tam ortasında kaldım
Sana bakarken sözcük demeyi de,
İki tane aynı harfin yan yana geldiği
sözcükleri de seviyordum.
Allah tenezzül ve tereddüt
Ve şehrin dışında ki evleri …
Seni o yüzden
O kadar ve öyle seveceğimi
o zaman anladım.
Bir gün dedim ki kendime bir gün
Bir gün dedim ki babama,
Kendimin ağacı oldum ben.
Kendi kendine bir ağaç nasıl oluyorsa
Öyle…
Allah zaten büyüktü
Ama babam Allah büyüktür dedikçe
Yalnızız sözcüğü geliyordu
gözlerimin önüne.
Evimiz eğimliydi.
Kavmimiz eğimliydi.
Tekini kaybetmiş bir şey gibi,
Her yerden bir şey gibi
çıkıyordum dışarıya.
İnsan nasıl en son bir
kere hiç dönmüyorsa,
Öyle…
Babam
Neden bana bakıp Allah büyüktür
diyordu herkese.
Ne istediğini bilmekten
Ve her şeyi isteyerek yapmaktan
bahsediyordu herkes.
Oysa artık hiçbir şeyi
isteyerek yapmayan,
gününü değil,
Kökünden sökülmeyi bekleyen
bir ağaçtım.
Bir ağaçtım ve diyordum
Elbette yalnızlık kapacak
ormandan ayrılanı.
Elbette bitmeyecek hiçbir şey.
Elbette ortasında kalacağız her yerin.
Ama istemeye istemeye büyümüş bir ağaç
daha ağaçtır.
Biri beni bulsun diye
beklemediğim yeryüzü
daha yeryüzü.
Ya yalnızların bazı yerleri hiç yoktu,
Ya bazı yerlerinin bir teki
daha büyüktü diğerlerinden.
Bir gözü diğer gözünden,
bir eli diğer elinden…
Gittikçe yakınlaşan
Hem gidip hem yakınlaşan
şeylerin yalnızlığıyla
Bazen hiç
Bazen günlerce
Bir boy aynasından
Sen bana bakıyormuşsun
gibi baktım kendime.
İstemiyerek kaldım
o pazartesi Salı temmuz günleri.
İstemeyerek baktım o dağ,
deniz, ova yerleri.
Gövdemde bir çağ
değişiyormuş gibi sesler.
Başımı tutup artık geçsin diyordum.
Artık geçsin!
Bu benim seninle gidip
diğerleriyle döndüğüm çağ,
Bu benim sana durup
kendimle yürüdüğüm yeryüzü,
Bu benim seninle uyuyup
başkasıyla uyandığım dünya,
Artık geçsin!
Devam eden bir fotoğrafın içinde,
Olmaya olmaya büyüyen bir ağaçtım.
Eskiden sadece birinin her şeyi,
Şimdi manzaranın herhangi bir yeri…
Atlarla tayların beraber ağladı o sabah,
atların ağlayan yüzü gibi oradaydım.
Ben sana yaşken eğildim dediğim o andan,
Ben sana taş kesildim
dediğim o yere kadar.
İçimde dokundukça dağılan,
Kurcalanırken kırılmış bir
şeyin yepyeni üzüntüsü.
Eskiden her yere uzak evlere benzeyen
bir yüzün vardı.
Bir yüzün
Ama o sabah artık
şehrin ortasında kalmış
diğer evler gibi…
Sanki insan, en son bir kere de
bulamamak için gidiyormuş
gibi bazı yerlere,
görememek için…
Ben de geldim
ben de çok bulamadım Seni.
Ağaçların altında çekilmiş fotoğrafların
dağılma anı gibi…
Sonra herkes gidiyor
ağaçlar kalıyor tek.
Konuşurken kendi sesini duyduğu şeyleri
anlatmamalı insan.
Artık olmasam da olur dediğim o sabah,
Bir ağaç kendini nereden
nereye bırakabilir diye
Herkesin yüzünün tam ortasına baktım.
Yalnızlar ve daha yalnızlar
Bir daha yalnızlar vardı.
Her şey daha az yapmak
Her şey daha az duymak
Her şey daha az görmek için…
Bir ağaç nasıl kendinin olur
Neresinden diye diye…
Kendini omzundan nasıl öperse bir ağaç
Sana öyle uzanıp,
Kendimi omzumdan öptüm.
Tekini kaybetmiş bir şey gibi
Tek ama yepyeni kaldım
Bilmiyordum kime…
Bilmiyordum niye…
Seyyidhan Kömürcü / Kendinin Ağacı
3 notes
·
View notes
Text
Yokluğum belli oluyorsa ne mutlu bana. Değil mi?
2 notes
·
View notes
Note
Merhaba Bennusenur burada birçok kişi sana içi sıkıldıpında yazıyor ve sen onları sözlerinle çok güzel rahatlatıyorsun. Benim de içim çok dıkkın gerçekten çok fazla başarısızlıkla başa çıkmaya çalıştığım bir dönemdeyim. Hiçbir konuda başarı elde edemiyorum. Kendimi çok ezik ve güvensiz hissediyorum bu yüzden birçok kez hata yapıp ve kötülük yaptım kendime. Onun içinde dua ederken dahi Allah benim gibi bir kula görmez duymaz dinlemez gibi hissediyorum dua etmeye istemeye utanıyorum. Mesleğimi yapamıyorum bir mesleğim olmadan da evlilik gibi bir sorumluluğun altına da girmek istemiyorum ama annem beni duymuyor dinlemiyor bile insanlarla görüşmem konusunda çok ısrarcı çok üzülüyorum çünkü kendi yapmak istediğim şeyler var ve bunlar olmadan o olmaz gibi geliyor. Senden dua istiyorum çünkü çok iyisin burdan görüyor ve sana çok imreniyorum senin gibi biri varken Allah benim gibi kulunun duasını niye kabul etsin. Şimdiden Allah razı olsun duanda bana yer varsa çok mutlu olurum💚
Sonunu okuyunca hayır hayır hayır oldum. Öyle bir sey yok anonim Allah ona dönen her kulunu kabul eder. Onun hazinesi ve rahmeti geniştir. Şeytanın düşüncesine düşme her ne hata yaparsak yapalım ona döneceğiz. Kendimizi samimiyetsiz hissetsek bile döneceğiz. Bana da imrenme canım benim çünkü benim buraya yansıtmadığım çok sıkıntı var. Dertlerimi pek anlatmak istemem ve hoşlanmam. Ve Allah'a çok fazla ya rabbi beni umutsuz ve ümitsiz eyleme derim. Mümin ümitsiz olmaz benim de ümitsiz olduğum hallerim oluyor. Bazen en zifiri karanlık ve çıkmazda olduğumuz dönemde ışık daha yakındır. Yol bitmeye yakındır. Dua et samimiyetsiz hissetsen bile dua et. Hangi kapı var ki ona gidelim bizi bizden daha iyi bilen Rabbimizden başka kimse yok. Hatta ya rabbi senin bir sürü kulun var ama benim senden başka kimsem yok diyerek huzura git kendini ve ahvalini bana anlatır gibi anlat. Hep dualar bik bik ezber gibi edilir. Halbuki Allah'a halimizi konuşarak anlatmalıyız. En sevdiğin her şeyden sevmediğin şeye kadar anlat ve iste.
Mesleğini yapamamak üzücü ben de meslek sahibi değilim hâlâ aile evinde yaşayan biriyim bu durum çok acı ne kadar konforlu gibi görünse de acı bir durum. Rabbimize maddi ve manevi rizkimizi çoğaltması ve vermesi için dua edeceğiz. Eğer bu şeylere ulaşmak için günahımız mani oluyorsa dua edeceğiz. Tövbe edeceğiz ya rabbi bu güzelliklere mani olan günahım varsa affet diyeceğiz. Hacet namazı kılıp isteyeceğiz, Cuma günü ezan ile sela arası dua edeceğiz. Ümitsiz olmayacağız.
Bu başarısızlık dönemlerinde bizi kendimiz de çok dibe çekiyoruz. Her şey biraz kötü gitse ah yine olmadı zaten benden ne olur ki hali oluyor. Halbuki öyle değil. Sanki her yaptığımız üstünde hadi sen de kötü git de beni boşa çıkarma gibi gözümüzü kusur aramak için dikiyoruz. Rabbim gönlüne inşirah ve ferahlık versin imtihanlarini afiyetli ve suhuletli şekilde düze çıkarsın.
Bu biri ile görüşme i��inde ise eger gerçekten adam akıllı biri varsa görüşebilirsin kendini engelleme yani. Her şeyim tam olsun ondan sonra olur gibi hale giriyoruz da bazen tam olmuyor tam edecek kişi gelebiliyor. Saglikli düşünerek hareket et ama anne ya da evden kurtuluş olarak görme. Rabbim basiretini hayırlı ve afiyetli şekilde açsın. Hayırlı imanlı cennet bahçesi hükmünde her daim saadetli yuva kurmayı suhueltle nasip eylesin.
Mükemmellik arzumuz bizi bitiriyor. Sorsan mükemmel bile değiliz ama kendimizden öyle bir potansiyel ve hayat bekliyoruz ki bu da bizi mahvediyor. Her gün diğer günümüzden biraz farkli olsa bile kendimizi tebrik etmeliyiz. Dün 30 sayfa kitap mı okudun. Bugün kitabı açtın 3 sayfa mı okudun olsun eline aldın kitabı bu da büyük bir şey her zaman aynı istikrar olmaz. Pes etmemiz lazım depresyon ve kaygı zaten başucumuzda bekliyor. Bazen olur bazen olmaz ama gayret etmeliyiz bir bakmışız istediğimiz şey kolaylıkla bize alışkanlık olmuş. Sonuca çok odaklanıyor süreci hastane koridorunda sıra bekler gibi sabırsızlık ile bekliyoruz. Sürecin içinde kalmayı başarabilirsek fark etmeden istediğimiz sonuca geliriz Allah'ın izniyle.
Benim hakkımda güzel dusuncelerin için teşekkür ederiiim ama bu seni kötü hiswettirmesini sevmedim. Rabbim sana kendine güzel şekilde bakmayı ve şefkatle yaklaşmayı afiyetli ve suhuletli şekilde nasip eylesin 🩷🫂
3 notes
·
View notes
Text
bebeği benimkinden bir hafta önce doğmuş biri var instadan bakıyorum. arabadan story atmış bebeği emzirdim çıktım falan diyor. akşam 10da story atıyor çocukları uyuttum günün en güzel saatleri akşam bana kalıyor falan diyor. nasıl yani? tamam bebek şimdi uyuyor da en geç iki saate uyanır nasıl akşam sana kalıyo? ya da “emzirdim çıktım” nasıl olabiliyo, ya yarım saat sonra bi daha isterse? bende ya da bizde bir sorun mu var diye düşünmeye başladım. hem tecrübesizim hem de tecrübesinden istifade edeceğim kimse yok etrafımda. bana ebeler “öyle iki saatte bir emzirmek diye bir şey yok ne zaman isterse emzireceksin” dedi ben de öyle yaptım ve yapmaya devam ediyorum. bi düzeni yok yani. hele ikinci hafta kontrolüne asm’ye gittiğimizde ebe bana yarım saat kırkbeş dakkada bir emzirmemi söylediğinde canım sıkılmıştı “ben ne zaman uyuyacağım peki???” diye… son günlerde ise bir huzursuz gibi. bazen saatlerce memeden ayrılmıyor. yani şöyle; emiyor uyuyor yatırıyorum beş dakka sonra tekrar uyanıyor ağlıyor meme arıyor bir daha emziriyorum bir daha uyuyor sonra tekrar uyanıyor… bi kere aralıksız bir saat boyunca memede kaldı, biraz uyuyup tekrar uyanıp tekrar meme istedi falan. sonsuz bir döngüde sürekli emziriyorum gibi geliyor. dışarı çıkmak istiyorum, hani tek de değil ha bebekle birlikte, onda bile çekiniyorum ya ağlarsa meme isterse diye. dışarda da emzirme imkanı buluyorum ama emzirmeye başlayana kadar feryat figan ettiği süreç geriyor beni. o gerginliği yaşamamak için dışarı çıkmaya ayaklarım geri geri gidiyor. doğalı bir ay oldu, bir ayda iki kere bebeksiz çıktım. ilkinde daha ilk günlerdi, ömer’le bi markete kadar gittik, evin etrafında turladık, sayılmaz bile hani. ikincisinde çocuğu ömer’e bıraktım kardeşimle çıktım. yarım saat sonra ömer çocuk ağlıyor deyince koştur koştur eve geldim. ben gelene kadar susmamış. ben kucağıma alınca sustu hemen. o olay beni çok etkiledi bir daha da ayrılmadım yanından :D yani işte şimdi bi kendi bu deneyimlerime bakıyorum bir de bu kadına. bu kadının da bebeği benimki kadar. rahatça sık sık bebeği emzirip çıkıyor. benimkinde ekstra bir huzursuzluk mu var diye düşünüyorum. yoksa etrafındakiler sakinleştirmeyi mi beceremiyor? sorun onlarda mı? ömer mesela hiç sakinleştirmeyi beceremiyor, kucağında tutarken bile o kadar kendine güveni olmadan tutuyor ki, bebek o güvensizliği net seziyordur daha da huzursuzlanıyordur fkckg ömer’e de sinir oluyorum beceremiyor diye…. kardeşim iyi beceriyodu. ağladığında kucağına alıp evde gezdiriyodu bişeyler anlatıyodu konuşuyodu çocukla, sakinleşiyordu... neyse böyle şeyler işte. bir yandan biliyorum her çocuk farklı. ama bir yandan da ya ben bişeyleri yanlış yapıyorsam hissi var. bir yandan benim huzursuzluğum mu geçiyor çocuğa, ondan mı etkileniyor diye düşünüyorum…yakında yalnız kalıcaz. annem on güne kadar gider. şimdilerde gün içinde aralıksız iki saatin benim olduğu zamanlar bir bu zamanlar, gece bu kadar uyuyor ancak. gün içinde çok fazla onunla meşgulüm. tek kalınca nasıl iş yapıcam, en basitinden yemek nasıl yapıcam diye düşünüyorum. illa ki olacak bir şekilde ama, şu an hazır önüme gelen yemeği bile tek seferde yiyemiyorum fkckf hem soğuk yiyorum, nasıl oluyorsa her sofra saati ağlıyor meme istiyor çünkü, onu emzireyim derken yemeğimi soğutuyorum. emzirip yatırıp yemeğe başladıktan beş on dakka sonra da yine ağlıyor ya kucak ya meme istiyor falan filan. arada bir çocuğu uyutup balkona çıkıyorum. günlerdir aklıma arkadaşımı aramak geliyor. sonra vazgeçiyorum şimdi çocuk ağlar diye :D hayatımda ali’den başka hiçbir şeye yer kalmadı gibi. bunlar da şikayet ettiğim şeyler değil aslında. onla ilgilenmeyi çok seviyorum. uyuduğu zamanlarda özlüyorum uyanmasını bekliyorum, klasik fkckf ama işte yorucu, ben de daha rahat dışarı çıkmak istiyorum, hem tek başıma hem ali’yle birlikte. ne zaman baba ne zamaaaaaan.
7 notes
·
View notes
Text
Bugün çok saçma bir olay yaşadım. Marmaraya inerken merdivende bir çocuk sevgilisini yanağından bakın yanağından (şayet dudağından olsa da kimseyi rahatsız edemez) öptü diye yan merdivendeki adam birden deliye döndü. Çifte bağırdı baya da sövdü falan, neymiş insanlar rahatsız oluyormuş davranışlarını düzeltsinlermiş. Hemen dahil oldum ve kimsenin rahatsız olmadığını zaten tutsan 5 kişi olduğumuzu ayrıca rahatsız oluyorsa yürüyüp gidebileceğini söyledim. Bana dönüp dedi ki sen zaten rahatsız olacak birine benzemiyorsun. Bu ne ya, ne biçim bir yerde yaşar olduk gerçekten aklım almıyor artık. Durduk yere terbiyesiz ve ahlaksız oldum bir de çocukların da moraline sıçtı gitti. İnanamıyorum böyle insanlara.
8 notes
·
View notes