#bakım işleri
Explore tagged Tumblr posts
laptopservisi · 7 months ago
Text
Ağrı Ekran Kartı Tamiri
Ekran kartı tamiri cihazın ihtiyacına uygun şekilde yapılır. Günümüzde pek çok durumdan dolayı ekranda donma ya da çizikler oluşmaya başlamaktadır. Görüntü kalitesini arttıracak işlemlerden biri ise ekran kartının değişmesidir. Ağrı ekran kartı tamiri işleri modelin özellikleri göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Ağrı laptop ekran kartı tamiri çalışma gücünün artmasını sağlayacak ekipmanlar…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
enatech · 2 years ago
Text
KM Endüstriyel Mühendislik
0 notes
idecolors · 2 years ago
Text
Dağcı camcı, metropol dağcıları, endüstriyel dağcılık hizmetleri, yağmur oluk montaj tamiri, yüksek tavan tadilat işleri, yüksek işler, dış cephe temizlik hizmetleri, dış cephe cam temizliği, iple erişim hizmetleri, cam silen dağcılar, dağcı camcılar, dağcı ekibi ile temizlik, güvenlik ağı kurulumu, dış cephe bakım onarım, Dağcı ekip dış cephe temizliği, Banyo zemin cilasi
0 notes
blogdays · 1 year ago
Text
Antsepetlivinc - Gold
Antalya sepetli vinç, Antalya ve çevresinde çeşitli amaçlar için kullanılan özel bir ekipmandır. Sepet veya platformla donatılmış, çalışanların yüksek binalara erişmesini, cephe silme, cam temizleme, inşaat işlerini verimli ve güvenli bir şekilde yapmasını sağlayan vinç türüdür. Bu vinç tipi, yüksekte çalışma gerektiren işlerin yürütülmesinde büyük kolaylık ve esneklik sağlar. Antalya Sepetli Vinç kiralanabilir olup, bireylere ve işletmelere uzun süreli sahiplik veya bakım sorumluluklarına ihtiyaç duymadan bu ekipmanı kullanma fırsatı sağlar. Antalya Sepetli Vinç kullanmanın amacı ve faydaları sayısızdır. İlk olarak, çalışanların yüksek binalara erişmesine ve aksi takdirde zorlu veya tehlikeli olabilecek görevleri yerine getirmesine olanak tanır. Vince takılan sepet veya platform, çalışanlar için güvenli ve güvenli bir çalışma alanı sağlayarak güvenliklerini ve verimliliklerini sağlar. İkinci olarak Antalya Sepetli Vinç kullanmak cephe silme, cam temizleme, inşaat işleri gibi işleri yapmak için gereken zamanı ve emeği önemli ölçüde azaltabilir. Vincin hareketliliği ve esnekliği, çalışanların bir binanın farklı alanlarına kolayca ulaşmasını sağlayarak üretkenliği artırır. Son olarak, Antalya sepetli vinç kullanmak, ekipmanı kendilerinin satın alma ve bakımını yapma konusunda yatırım yapmaları gerekmediği için işletmelerin maliyet tasarrufu yapmasına yardımcı olabilir. Vinci kiralamak, ihtiyaç duyulduğunda gerekli ekipmana erişmelerini sağlayarak genel giderleri azaltır. Antalya Sepetli Vinç, bireylere ve işletmelere özel ihtiyaçlarını karşılamak için esnek seçenekler sunarak, kolayca kiralanabilir. Antsepetlivinc web sitesi gibi kiralama firmaları vinç, sepetli vinç, forklift kiralama ve şehirlerarası oto taşıma faaliyetlerinde 7/24 hizmet vermektedir. Geniş bir kiralık vinç yelpazesi ile bireyler, boyutu veya karmaşıklığı ne olursa olsun proje gereksinimlerine uygun ekipmanı seçebilirler. Bu kiralama şirketleri, ekipmanların bakımlı ve optimum çalışır durumda olmasını sağlayarak müşterilerine en kaliteli hizmeti sunmaya öncelik vermektedir. Bireyler ve işletmeler Antalya kiralık sepetli vinç tercih ederek gerekli ekipmanlara rahat ve verimli bir şekilde ulaşarak, işçi güvenliğini sağlarken işlerini etkin bir şekilde yapmalarını sağlar. Daha fazla bilgi için web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayınız.
575 notes · View notes
sbluebirds · 11 months ago
Text
İSTANBUL SEPETLİ VİNÇ - GOLD
Tumblr media
İstanbul Sepetli Vinç'ten manlift, makaslı platform ve menlift kiralamak, kullanışlı ve esnek kiralama seçenekleri de dahil olmak üzere bir dizi avantaj sunar. Şirket inşaat, bakım, temizlik ve daha birçok farklı ihtiyaç için hızlı ve güvenilir kiralama hizmetleri sunmaktadır. Müşteriler, mevcut çeşitli kiralama seçenekleriyle, çalışma yüksekliği 6 metreden 27,5 metreye kadar değişen akülü ve dizel motorlu asansörler de dahil olmak üzere ihtiyaçlarına en uygun ekipmanı seçebiliyor. Ayrıca İstanbul Sepetli Vinç, kolay ve esnek kiralama koşulları sunarak müşterilerin kısa veya uzun vadeli ekipman kiralamasına olanak tanıyor.
İstanbul Sepetli Vinç, kiralama seçeneklerinin kolaylığı ve esnekliğinin yanı sıra uzman teknik destek ve bakım hizmetleri de sunmaktadır. Şirket, her zaman yardım sağlamaya ve ekipmanın en iyi durumda olmasını sağlamaya hazır, yetkili servis uzmanlarından oluşan bir ekibe sahiptir. Servis araçlarının sürekli olarak İstanbul içinde dolaşması sayesinde müşteriler, beklenmedik sorunların derhal çözüleceğinden emin olabilirler. Bu seviyedeki teknik destek ve bakım, müşterilerin ekipmanı güvenli ve verimli bir şekilde kullanabilmelerini sağlayarak kaza ve arıza riskini en aza indirir.
İstanbul Sepetli Vinç'ten manlift, kiralık makaslı platform ve kiralık menlift seçeneklerine göz atmanın bir diğer avantajı da mevcut geniş ekipman yelpazesidir. Şirket, personel asansörü platformları, mafsallı manliftler, dikey manliftler, teleskopik manliftler, elektrikli manliftler ve dizel manliftler dahil olmak üzere uygun fiyatlarla yeni endüstriyel makineler ve ekipmanlar sunmaktadır. Bu ekipman çeşitliliği ister iç mekanda ister dış mekanda kullanım için, yüksek veya alçak irtifa işleri için veya belirli bir endüstri veya görev için bir asansöre ihtiyaç duyup duymadıklarına bakılmaksızın, müşterilerin özel ihtiyaçları için doğru asansörü bulmalarını sağlar. Genel olarak, İstanbul Sepetli Vinç'ten kiralık manlift, makaslı platform ve menlift kiralamak, müşterilere uygun kiralama seçenekleri, uzman teknik destek ve aralarından seçim yapabileceğiniz geniş bir ekipman yelpazesi dahil olmak üzere çeşitli avantajlar sağlar.
283 notes · View notes
tozluveolagan · 1 month ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Herkese biraz sınır ve me time
Uzum zamandır hayatımın odak merkezinde işim vardı. Yoğun bakımda çalışmak ve özel sektörde görev yapmak işleri normal şartlarda olduğundan daha da zorlaştırıyor. Bu da kendimi ve kendi ihtiyaçlarımı ekseriyetle geri planda tutmama neden oluyordu. Son günlerde iş ortamında yaşadığımız kaos nedeniyle (herkesin herkes hakkında dedikodu yapması ve herkesin her olay hakkında yalan söylemesi kaosu) biraz işe ve iş yerinde kurduğum dostluklara olan inancım (dolayısıyla da hevesim) kırıldı. Kötü mü oldu, hayır çünkü kendime odaklanabilmek için zaman ve motivasyon bulmaya başladım.
Çok uzun zamandır kitap okumayı ihmal ediyordum. Tekelioğlu Kütüphanesi'ne uğrayıp güzel bir şiir kitabı seçtim kendime. Okuma alışkanlığını yeniden kazanmanın en güzel yolu, edebiyatın en saf ve yoğun haliyle başlamaktır diye düşündüm. William Blake, uzun zamandır ilgimi çeken şairlerden biriydi. Şiirlerindeki tema üzerine epeyce araştırma yapmıştım fakat tüm Türkçe şiirlerinin basılı olduğu bir kaynağı okumamıştım. Tozan Alkan çevirisi ve Varlık Yayınevi sayesinde artık okuyabiliyoruz :)
Bir de biraz kişisel bakım rutini oluşturmak istedim. Çünkü ben diğer kızlar gibi her gün belirli rutinleri olan biri değilim. Çünkü işim düzensiz. Her günüm bir diğeri gibi olmadığı gibi, her günümün süresi de bir diğerine eşit değil. Bu yüzden gün içerisinde yaptığım her şey düzensiz ve rutinsiz. Artık 30'lara merhaba dönemine de girdiğim için, bu tür cilt bakım rutinlerini minimal düzeyde de olsa artık başlamalıydım. Ben egzama sorunuyla çok uğraştığım için genellikle Avene ürünlerini kullanıyorum. Temizleme ve nemlendirme olarak iki aşamalı temel düzeyde basit bir rutin oluşturdum. Cildime inanılmaz iyi geliyor bu ürünler, dokunduğumda elimde hissettiğim nemlilik ve yumuşaklığı seviyorum. Umarım düzenli kullanımda daha fazla faydasını görürüm. Biraz da saçlarımın uçlarını kestim. Sağlıklı uzaması için tabii ki, çok fazla kısaltmadım. Tüm bunları yaparken de geçen yıl sonbahar için hazırladığım Autumn 🍂 listesini açıp dinledim. Ruhumun da güzelleşmeye ihtiyacı vardı, bunu da kaliteli müzikle karşıladığımı düşünüyorum. Öyle. Şimdilik içimi dökmek istediklerim bu kadar.
Dipnot: Müzikler çok kaliteli. Jazz ve Blues seviyorsanız, Spotify'da aratabilirsiniz. Avene ürünleri egzama ve hassas ciltli olanlar için harika birer tercih. Göz altı morlukları, yoğun bakım hemşiresi olmanın en berbat hediyesi. Evet, burnumun ucunda sivilce çıkacak. (Bu, gerçek bir cadı olduğumu kanıtlar mı?)
7 notes · View notes
intercupcake · 2 years ago
Text
Bursateknikservisi - Platin (3)
Beyaz eşyalar, evlerin en önemli gereçleridir. Günlük işleri yaparken vakitten büyük ölçüde tasarruf etmeyi sağlayan, hayatı kolaylaştıran beyaz eşyaların; performans düşüklüğü yaşanmaması adına, bakımlarının düzenli yaptırılması öneriliyor. Düzenli bakımı yaptırılmayan beyaz eşyalar, sadece performans düşüklüğü değil; tamamen bozulma, parça kaybı ve birçok maddi zarara yol açabiliyor. Bursa Arçelik Servisi; işinde uzman, ilgili personelleri ile tamir, onarım, bakım gibi tüm teknik servis ihtiyaçlarınızı titizlikle sağlar.
Beyaz eşyalarınızın; herhangi bir arıza yaşanmadan, maddi zarara uğramadan, düzenli olarak bakımını Arçelik Servis Bursa hizmeti ile gerçekleştirebilir, mevcut arızanın hızla giderilmesi için de bizden destek alabilir, sitemizde yer alan numara ile bize her zaman ulaşabilirsiniz.
1K notes · View notes
okusana-org · 4 months ago
Text
Uluslararası Uzay İstasyonu, 15 ülkenin ortak projesi olup bir futbol sahası büyüklüğündedir. Saate 28.000 km hızla hareket eder ve günde 16 kez Dünya'nın etrafında döner. Birçok bilimsel deneyin yapıldığı Uluslararası Uzay İstasyonu'nda, astronotlar uyur, yer, egzersiz yapar ve su geri dönüşüm sistemini kullanır. Dışarıda tamir ve bakım için uzay yürüyüşleri yapılırken, robotik kollar işleri kolaylaştırır. Uluslararası Uzay İstasyonu, 2030’a kadar kullanılmaya devam edecektir.
4 notes · View notes
memorymaker06 · 1 year ago
Text
tüketmiyoruz kampanyası vol.bilmemkaç
bugün reddit'te karşıma çıkan bir alışveriş bağımlılığı başlığı altındaki gönderi üzerine tekrar yazma gereği duydum.
pek çok markanın reklamlarında kullandığı dil hem kadınları aşağı çekiyor ve bir nevi feminizmi kullanarak feminizmi öldürüyor.
Hemen hemen her feminist; kadınların erkeklerin zevki için sürekli kıyafet/makyaj/cilt bakımı satın almasını ve kendimizi belirli bir şekilde göstermemizin beklenmesinin kadın düşmanı bir hareket olduğuna inanıyor. ama pek çok "ticarileşmiş feminizmin" fikir birliği, aslında makyaj/giysi/cilt bakımı satın almanın ve bunları erkekler için değil, *KENDİNİZ* için kullanmanın "güçlendirici" olduğu yönünde. Ayrıca şirketler feminist hareketleri "benimsiyor" ve cilt bakımı/makyaj/kıyafetleri "kişisel bakım" ve "güçlendirme" olarak pazarlayarak bunları ticarileştiriyor. Artık pazarlamaya göre, bir erkeği memnun etmek için makyaj/cilt bakımı/kıyafet satın almıyorsunuz; *kendinize* bakmak, kendinizi güçlendirmek için makyaj, cilt bakımı ve kıyafetler satın alıyorsunuz. Bu tür pazarlama stratejilerinin altında yatan varsayım: aşırı miktarda makyaj, cilt bakımı veya kıyafet satın almıyorsanız, kendinize bakmıyorsunuzdur.
Güçlü, bağımsız, kariyer odaklı, belirli bir makyaj markası/markalı kıyafet vb. giyen bir kadınların olduğu reklamlar görüyoruz. bu reklamlar, temel olarak ürünün kadının başarısına katkıda bulunduğunu öne sürüyor . Bu sadece GERÇEKTEN FEMİNİST OLMAMAKLA kalmıyor, aynı zamanda sizi aşırı satın almaya teşvik ediyor çünkü ürünün size bu tür bir hayat yaşama gücü vereceğini düşünüyorsunuz. Eğer satın alabilirseniz mutlu olabileceğinizi ve başarılı bir kariyere sahip olabileceğinizi düşünüyorsunuz. Reklamlardaki efsanevi kadın için hayat kolaydır; hiçbir baskıya maruz kalmaz ve yalnızca çok çalışarak, hiçbir engelle karşılaşmadan "güçlü, bağımsız bir kadın" haline gelir. Reklamlar sizi, ürünü satın alırsanız "kendinizi güçlendirebileceğinize" ve o hayata da sahip olabileceğinize ikna eder.
burada kişisel bir deneyim paylaşmak istiyorum. tasarım okurken vitrin tasarımı dersleri alıyordum ve çoğu zaman vitrinleri tasarlarken alıcının kendilerini içinde hayal edebileceği hayat tarzları yaratmamız isteniyordu. mesela havalimanı stili kombinleri. iki cinsiyete de hitap eden mükemmel bir konsept fikri çünkü havayolu ile seyahat hem pahalı, hem de sadece çok az zamanı ve çok işi olan insanların iş için tercih edeceği bir ulaşım türü. hayatı düzenli, işleri tıkırında, şık ve lüks içinde yaşayan insanları havalimanı loungeları ve stilleriyle eşleştiriyoruz. o şekilde tasarlanmış bir vitrin de otomatikmen hem kadınları, hem de erkekleri cezbediyor.
fakat olay şu: hiçbir ürün bizi "güçlendiremez". Pek çok reklam, "kendimizi güçlendirmenin" ve "bağımsız bir patron" falan olmanın bireyin sorumluluğu olduğu fikrini öne sürüyor. Ancak bu ticarileştirilmiş feminizmin göz ardı ettiği şey, bir ürünle güçlenemeyeceğimizdir; ancak gerçekten insan haklarına sahip olarak güçlenebiliriz. Ataerkillikten çıkış yolunu satın alamayız; Ataerkillik toplumsal bir sorundur,kişisel bakımla çözülebilecek bir sorun değildir. Hiçbir zaman reklamlardaki kadın olamayız çünkü reklamlar toplumun baskıcı yapısını bir şekilde aşabileceğiniz, kapitalizmden / ataerkillikten kaçınabileceğiniz sahte bir dünyada var oluyor. Ancak bireysel düzeyde hiçbir sıkı çalışma, baskıdan kaçınmanıza yardımcı olamaz ve kesinlikle bir ürün satın alarak baskıdan kaçamazsınız. maalesef Kadınlar her geçen gün haklarını azar azar kaybediyor.
Alışveriş bu noktada bizim için dikkat dağıtıcı rol oynuyor. Çökmekte olan bir dünyada kendimizi rahatlatmanın basit yollarını arıyoruz. Ancak bu dikkat dağıtma kişisel bakım olmuyor. Tam tersi, makyajın/giysilerin/cilt bakımının mali durumumuzu ne kadar tükettiğinden yakınıyoruz. Bu kesinlikle bir sorun. Diğer bir sorun ise evlerimizde kapladığı alan: hayatlarımızı karmaşıklaştırıyor, zihinsel alanımızı işgal ediyor ve ZAMANIMIZI tüketiyor. bu ürünler bir nevi içimizdeki boşluğu dolduruyor fakat bunun mali bir zararı da var. biz kadınları yoksulluk sınırına yaklaştırıyor. Erkeklerin tüm bu "saçmalıkları" satın almasına gerek yok ve bu nedenle önemli ölçüde daha fazla harcanabilir gelire sahip olabiliyorlar. Kendimizi özgür bırakmayı öğrenmemiz gerekiyor. yoksa yüzleştiğimiz çifte standart makası, her ne kadar modern çağ ile daraldığını düşünsek de, git gide açılmaya devam edecek.
2 notes · View notes
omrumuzun-son-demi · 1 year ago
Text
3 Motorlu Hasta Karyolası Özellikleri ve Avantajları: Üstün Konfor ve Fonksiyonellik
3 motorlu hasta karyolası, yüksek seviyede esneklik ve özelleştirme sunan ileri teknoloji bir hasta yatağıdır. Bu özel yatak modeli, hastanın rahatlığını, bakımını ve güvenliğini maksimum düzeye çıkarırken, bakım verenler için de işleri kolaylaştırır. Bu yazıda, 3 motorlu hasta karyolasının özelliklerini ve avantajlarını detaylı olarak inceleyeceğiz.
Tumblr media
3 Motorlu Hasta Karyolasının Özellikleri
3 motorlu hasta yatağı, isminden de anlaşılacağı gibi, üç farklı motorla çalışır. Bu motorlar, yatağın başını, ayaklarını ve yüksekliğini ayrı ayrı kontrol etmeye olanak sağlar. Bu özellik, hastanın yatağın hangi bölümünü kaldırıp indireceğine karar vermesini sağlar, böylece konforunu artırır ve bakımını kolaylaştırır.
Yatağın yüksekliğinin ayarlanabilir olması, hem hastanın hem de bakım verenin yatağa giriş ve çıkışını kolaylaştırır. Baş ve ayak bölümünün ayarlanabilir olması ise hastanın oturma veya yarı oturma pozisyonunda rahatça dinlenebilmesini sağlar.
3 Motorlu Hasta Karyolasının Avantajları
Artan Konfor
3 motorlu hasta yatağı, hasta için maksimum konfor sağlar. Hasta, yatağın yüksekliğini, baş ve ayak bölümünün konumunu kişisel tercihlerine ve ihtiyaçlarına göre ayarlayabilir. Bu, okuma, televizyon izleme veya yemek yeme gibi etkinlikleri yatakta daha rahat bir şekilde gerçekleştirebilmesini sağlar.
Kolay Bakım
3 motorlu hasta yatağı, bakım verenlere büyük kolaylık sağlar. Yatağın yüksekliği ayarlanabildiği için, bakım veren hastaya yatağın üzerinde rahatça erişebilir ve bel veya sırt ağrısı riskini azaltabilir.
Artan Güvenlik
3 motorlu hasta karyolası, hastanın güvenliğini artırır. Yatağın yüksekliği, düşme riskini azaltmak için düşük bir seviyeye ayarlanabilir. Ayrıca, hasta yatağı, yan korkulukları sayesinde hastanın yatakta güvende olmasını sağlar.
Sonuç
3 motorlu hasta karyolası, gelişmiş fonksiyonları ve kullanıcı dostu özellikleri ile hasta bakımında önemli bir araçtır. Hasta için maksimum konfor ve güvenlik sağlarken, bakım verenin işini kolaylaştırır. Bu özellikler, bu tür bir hasta yatağının hasta bakımında neden bu kadar değerli olduğunu göstermektedir.
3 notes · View notes
laptopservisi · 7 months ago
Text
Ağrı Ekran Kartı Tamiri
New Post has been published on https://www.teknolojicozum.com/agri-ekran-karti-tamiri/
Ağrı Ekran Kartı Tamiri
Tumblr media
Ekran kartı tamiri cihazın ihtiyacına uygun şekilde yapılır. Günümüzde pek çok durumdan dolayı ekranda donma ya da çizikler oluşmaya başlamaktadır. Görüntü kalitesini arttıracak işlemlerden biri ise ekran kartının değişmesidir. Ağrı ekran kartı tamiri işleri modelin özellikleri göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Ağrı laptop ekran kartı tamiri çalışma gücünün artmasını sağlayacak ekipmanlar kullanılarak tamamlanır. Ekran değişim işlemleri ile bilgisayar çalışma gücünü destekler. Aynı şekilde yaşanan ekran kaynaklı problemler anında giderilerek çalışma alanı genişler.
Ağrı Ekran Kart Chipset Tamir Fiyatları Neler?
Ağrı ekran kartı chipset tamiri fiyatı bakım kapsamında belirlenmektedir. Ağrı bilgisayar ekran kartı tamiri sayesinde cihazlar çalışma ve görüntü kalitesini arttırmaktadır. Farklı durumlardan kaynaklanan tamir işlemlerinde de olası değişimler gerçekleşmektedir. Ağrı ekran kartı chipset tamiri üzerinden yaşanan sorun tespit edilmekte ve kısa süre içerisinde onarıma girmektedir. Ağrı ekran kartı arıza tespiti kartın çalışmadığı durumlarda uygulanmaktadır. Bilgisayarlar ve diğer teknolojik cihazların ekran kart değişimleri ile beraber çalışma hızı da artmaya başlar.
Birinci Sınıf Malzeme Kullanımı İle Ağrı Ekran Kart Değişimleri
Ağrı notebook ekran kartı tamiri için ana kart ve işlemci sorunlarının tespiti yapılır. Aynı şekilde raporlama çalışmaları ile sorunun ana kaynağı belirlenir. Görsel olarak ekranın hızlı ve yüksek çözünürlükte çalışması adına birinci sınıf ekran kart uygulamaları yapılmaktadır. Farklı fiyat seçenekleri ile cihazın çalışma performansı istenen seviyeye getirilmektedir. Bilgisayar ekranında yaşanan donma durumları da giderilir. Aşırı donma durumları işlemcinin ve ekran kartının yavaşlamasından kaynaklanan durumlardan biridir. Bu durum kart değişimi ile tamamlanır.
Ekran Kartı Tamiri, Onarım ve Bakım İşleri
Ekran kartı tamiri ve onarım bakım işleri meydana gelen hasar üzerinde çalışmaktadır. Aynı şekilde cihazın devamlı ısıya maruz kalması ve çalışırken yüksek ses çıkartması da bu durumların sorununu ortaya çıkartmaktadır. Bilgisayar içerisinde yer alan programların çalışması için ekran kart değişim işlemleri mutlaka yapılır. Her cihaz için uyumlu özel ekran kartlar bulunmaktadır. Firmamız bu alanda profesyonel hizmet verecek şekilde çalışır. Cihazın değişen ekran kartı görüntünün kalitesini arttırarak daha hızlı çalışmasını destekler.
0 notes
enatech · 2 years ago
Text
Metropol Dağcıları
0 notes
illetillet · 2 years ago
Text
EROTODİDAKTİK HİKAYELER - 5: NURTEN ABLA İLE İLK VE SON
Merhaba ben 24 yaşındayım sizlere 13-14 veya max 15 gün önce yaşadığım ama hala aklımdan çıkmayan güzel bir anımı anlatmak isterim. Ben 24 yaşındayım ve ücretli çalışan işçiyim. Kumral tenli esmer 1.73 boylarında yapılı bir erkeğim ve fanatik derecede galatasaraylıyım. bu sene şampiyon olacağız gibime geliyor. çalıştığım işyerinde benimle birlikte çalışan 86 kişi var ama hepsi de işçi değil. bir gün iş çıkışı eve dönüyordum ve mahalleden samimi arkadaşım kurtcebe ile karşılaştım. kurtcebe üst bölgesi sarışın kumral alt bölgeleri normal kumral benimle aynı yaşta arkadaşımdır. ikimiz de iş hayatına atıldıktan sonra çok az görüşmeye başlamıştık ve kurtcebenin bana genelev sözü vardı. beni genelev e götürecekti çünkü bu bir iddanın soncudur. hangimiz ilk önce işe girecek iddiasını ben kazanmıştımve kurtcebe nin beni genelev eg ötürmesi gerekiyordu. aslında ben öyle bi şey dememiştim ama kurtcebe kendi kendine bu iddiaya beni sokturmuştu. aslında o benden önce işe girmişti ama onun evrak işleri uzaması gibi bir şey olmuş benim sigortam ondan önce yapıldığı için kazanmasına rağmen bir hafta düşünmek için süre istemişti ve bir hafta sonra “ben düşündüm teknik olarak ben kazandım ama fiiliyatta yenildim seni kerhaneye ben götürücem. ben kaybettim ama şöyle yaparız ilk ben girerim sonra sen” demişti. ben de olur kurtcebe bu bana uyumlu demiştim. kurtcebe beni görünce “vay kardeşim naber bak genelev sözüm aklımda genelev kazanmıştın sen asla aklımdan çıkm unutmadım hatta gel bu hafta sonu aradan çıkaralım, halletmedikçe beni de yordu yıprattı, kaçıyor gibi anlama kurtcebe sözünün eri değilmiş p*ştun tekiymiş dedirtmem ben sen beni öyle sanmamamn gerekit biz kardeşiz “dedi. ben de kurtcebe olurmu öyle şey sen kardeşiz biz hiç öyle düşünmedim genelev kaçmıyor ya elbet bir gün gidilir diye düşündüm. senin pşşt p*zevenk olduğunu düşünsem ben senle niye selamı sabahı keserdim zaten çoktan dedim. birbirizme sarıldık. benim mahallede felaket derece yanık olduğum evli bir bayan var adını şu an veremem çünkü mahallemizden biri bunu duyabilir. bu bende gizli bir sır. ben size ona taktığım kendisine simle anlatayım KUMRU. kendisini biraz tarif etmem gerekirse çok hoşuma giden bir bayandır. ve onu her gördüğümde keşke onu düzsem diye içimden düşünürüm. bunu bi tek kurtcebe bilir ona söylemiştim. kurtcebe bana genelevde kumruya benzer bir hayat bayanı bulacağını söz verdi. onunla tokalaşıp eve gittim ve hafta sonu için sözleşmiştik. hafta sonu gelip çatmıştı kurtcebe beni aradı kahvedeyim gel dedi. kahvehaneye gittiğimde kurtcebe’nin yüzünden düşen bin parçaydı. noldu kurtcebe dedim. ya pandemide genelevi kapatmışlar, tüm hayat bayanları gönderilmiş hatta orası yaşlı bakım evi olmuş bi gittim hep yaşlı yaşlı şnsanlar vardı aşırı moralim bolzuldu dedi. ben mal gibi iki senedir falan hiç bakamadım tüh valla mahcubum sana dedi. kendime bir sıcak bir de biraz sukatılmış çay söyledim. çünkü aşırı scıak şeyler içmek gırtala zarar verdiği için ılık olanı içerken diğeri kendinden soğur ve sonra onu içecektim. kurtcebe de limonlu soda istedi. bak kurtcebe hiç önemli değil sen bu iddia işini çok abarttın gel başka bi şeyler yapalım dedim. kurtcebe telefonla konuşuyordu beni duymadı. bu sözlerimi duyan yan taraftan mahallemizin abilerinden hürbey abi konuşmalarımız duymuş olacak ki sandalyesini masamıza yanaştırdı ve sandalyeye ters oturarak bizi dinlemeye başladı ama biz konuşmuyorduk. hürbey abi eskiden gemi işlerinde yurtdışı bağlantılı çalışmış emekli diplomat ya da muhasebeci gibi biriydi. güngörmüş ve tecrübeli bir abimizdi. hayrola hürbey abi dedim, kurtcebeyi gösterdi telefonu bitsin dedi. kurtcebe telefonu kapadı buyrun hürbey bey dedi. çocuklar sizi dinlerken kulak misafiri oldum. kerhane kapanalı yıl oluyor siz çok yanlış yerde define arıyorsunuz dedi. pandemiyle birlikte artık herkes evden çalışmaya başladı tümsektörlerde hayat bayanları da buna dahil. hom ofist diyorlar buna alışın artık, bakın benim hiç unutamadığım bir anımı szie anlatayım. size dünyanın en iyi saksocularından birine çektiğim numaramı anlatayım da görün dedi. birinci çayımı bitirmiş ikinci çayıma geçmiştim. kurtcebe ile dikkatimizi çekmeyi başarmıştı hürbey bey yaklaşın dedi ve cebinden bir kadın fotoğrafı çıkarıd. kadın kızıl saçlı alev gibi bir kadındı ama çok da güzel değil gibiydi çirkindi ama gayet iyiydi. bakın çocuklar bu nurten ablanız, namı diğer saksocu nurten. eskiden ilçemizin genelevinin kraliçesiydi. saksafoniçesiydi. bu ilçenin hatta ilin erkeleri ona çok şey borçludur. belki çok değildir çünkü hep ücreti verildi ödemesi yapıldı kimseye veresiye yaptırmazıd nurten, neyse nurten müşterilirenin erbezlerini adeta bir narenciye gibi sıkıp ersularını çok kolay getirten bir tekniğe sahibti. bunu nasıl başarıyordu peki derseniz o onun meslek sırrıdır şimdi bana düşmez. nurtene giden herkes çıkışta böyle pipetle içilip büzüşmüş kaprisan poşeti gibi olurdu. bi şişirip patlatmadığı kalırdı milletti PAAATT. bi anda bağırınca korktuk ama soluksuz konuşuyordu hürbey bey. ben nurten’e gidene kadar nurten’in ünü dağı taşı aşmıştı anlayacağınız. ben bi kere sinde almanyaya gitmiştim ve orada hippi denen yasadışı bir örgütün üyesi olmuştum. kendilerini çiçeksi çocuklar olarak da tanıtan bu örgüt dünyadaki birtakım bazı olumsuz şeyleri şeyleri protersto etmek amacıyla tanıdık tanımadık eş dost yabancı ana bacı akraba herkesle gururla bazır bazır s*kişen bir zevk tarikatıydı adeta ve gitar çalınırdı. orada sürekli yasak şeyler içip birb-biriyle cinsel ilişkiye giren hırpani bir adamdan bir penetrasyon yani bayana giriş tekniiği konusunda devrim yaratacak bir teknik öğrenmiştim. TIPA TEKNİĞİ. bunu yurda döndüğümde uygun birine uygulamaya karar vermiştim. hürbey bey anlatırken ben iki çay daha söyledim kurtcebe de tost söyledi. sonra tosttan vazgeçti 2 adet küp şeker istedi. hürbey bey cebinden çıkardığı suyu içiyordu. halbuki kahevhaneden alabilirdi, bir insan kahvehaneye bile dışarıdan su getirir mi getirmemelidir çünkü böyle böyle esnafın anası ağladı. TELEFON hürbey bey devam etti. ülkeye döndüğümde 2 yıl evden çıkmadım ve tekniğime odaklandım her gün çalıştım. hazırım dediğimde soluğu nurten’in yanında aldım. nurten kendine ait spesyal cima kitiyle odaya gelmişti ve bana soyun dedi. hayhay dedim ve soyundum. çorabımı  çıkarırken, ne o külhan beyi hayoırdır ayağını da mı sokacaksın demişti. gülümsedim, derin bir nefes aldım cahil bayan hiçbir şey bilmiyordu olacaklardan habersizdi. çoraplarda ne kadar miktar mikrop banteri mantar enferksiyon oluyor sen biliyor musun sen dedim. o zaman git ayaklarını yıka dedi. hayhay dedim ve odadaki lavaboda ayaklarımı yıkadım. o zaman sen de yıka dedim, önce mırın kırın etti ama o da yıkadı. amacım psikolojik olarak nurten’e üstünlüğü asla kaptırmamaktı moralman çökmemem için. onu inanılmaz düzecektim birazdan. TIPA TEKNİĞİ ile hem de. hürbey bey sandalyeyi çevirip arkasına yaslandı. bu tekniğin inceliklerini anlatmadan önce olmazsa olmazımızdan başlamam gerek. keser sapı gibi, eksiksiz, kayıpsız, tavizsiz, 0 hata, muntazam bir ereksiyon. çocuklar bu hususu sağlamadan teknik hiçbir şey ifade etmez. burayı anladık mı dedi. biz de burayı anladık dedik. kurtcebeye baktım biraz utanır gibi olmuştu ama gözlerini benden kaçırdı ve hürbey e kafasyıyla işaret ederek dinle gibi bi şey demesine getirdi. evvela ereksiyonumuzu sağlıyoruz, şimdiki gençler hap map alıyorlar bu yaşta, yazıklar olsun ama anlıyorum. biz zamanında bunlara sla gerek duymazdık hatta biz zamanında evden kondomumuzu takıp çıkar beyoğluna öyle giderdik. eskiden beyoğluna çıkmanın bir adabı vardı. şimdi eşek tıraşını yapan çıkıyor neyse uzatmayalım. nurtenle çırılçıplak duruyorduk. aha bu oturduğum gibi sandalyeye oturmuştum yatak çok pis gibii geldiydi. döl yatağı derdik öyle olmuştu gibi. belki de değildir ama leke leke şeyler vardı  diye hatırlıyorum. nurten’i kucağıma aldım, tek seferde, takırt diye, lego gibi iç içe geçtik. hürbey bey bunları devasa el kol hareketleriyle anlatıyordu. tıpa tekniğinde partenirinizin oyuğunu hiç hava sızdırmayacak şekilde doldurmanız lazım. tıpa gibi işte adı ordan gelir. daha sonra hiç hareket etmeden duracaksınız. öne arkaya sağa sola yukarı aşaı dairsel hiçbir hareket olmayacak. kafalar eşit hizada yüzler birbirine bakacak ve arada 10 sanitmedrelik bir boşluk bırakılacak. göz göze kesintisiz bakışılacak nefesler birbirine karışacak. ne pahasına olursun olursa olsun bu sabitlik korunacak.  için işte işin püf noktalarından biri de budur. sabır sabır sabır. dirayet dirayet dirayet. azim, azim azim…. nurten bu hareketimden ilk başta çok etkilenmedi. sıkılmış gibiydi. göz devirdi. bu nelen böyle sen neyin peşindesin dedi. hemen ağzını açtığında ona sus dedim. şşş dedim. bana bak dedim fısıldayarak. nefesine odaklan, ve vücudunun tüm zerresine sirayet edecek bir hakimiyet salgıla bayansı hormonlarınla dedim. orasını tam hatırlamıyorum da almanyadaki hippi hırpani adam öyle bi şey demişti. çocuklar… takriben 13-14 dakika sonra nurten ablanız öyle bir sarsılmaya başladı, öyle bir zelzelelendi ki, italya’daki etna yanardağı gibi, önceden aktif olan fakat şimdi suskunluk içindeki volkanlarımız süphan, nemrut ve tendürek’in yeniden aktive olmuş hali gibi gümbür gümbür gelen bir patlamanın ayak sesleriydi bunlar. nefes alışverişleri sıklaştı, bopuk boğuk sesler çıkarmaya başladı, ve en sonunda hürbeeeey diye bağırarak öyle bir çığlık attı ki, o ejderhalı dizi neydi hobbix mi frezo hani yüzük taşıyan çocuk, ordaki ejderhalar gibi, taht oyunları mıydı, ya ne sikimse işte onun aynısı gibiydi. üzerime et gibi yığıldı bayıldı. derhal ona kolonya tatbik ettim bileklerini ovdum. kendine geldiğinde hürbey sen bana neyaptın, sen bana ne yaptıysan bir daha bunu kimse yapamaz, sen bana ne yaptıysan bir daha asla yapma. allah senin gani gani belanı versin. yıllarca ben milleti ahraz bıraktım performansımla şimdi sen beni böceğe çevirdin. dinsizin hakkından imansız gelirmiş. s*ktirolgit ulan burdan. ama seni asla unutmayacağım kocacığım sen benim tek aşkımsın dedi. ve eğer bi gün tekrar uğrarsam ve onu buralarda bulamazsam benim ismimi ver sana indirim yaparlar dedi. paramı da geri verdi. giyinip çıktım çıkış o çıkış. 35 senedir hiç görmedim. halbuki şu aşşağıdaki sokakta oturuyor. ilginç hiç karşılaşmadık. yok 2 defa karşılaştık telefon numarasını vermişti bana. neyse çocuklar ben gidiyorum işim var. yengenizle halı bakacağız, doğalgaz fiyatları anasının *mı gibi olmuş, halı, malı battaniye bi şey çözücez artık. allah bizi bu hallere düşürenlerin belasını versin. o putin yaptı her şeyi. dedi. ve bize nurten ablanın ev numarasını verdi. boşverin genelevleri, nurten yanardağı hala aktifse kesin ona gidin, unutmayın form geçicidir fakat klas kalıcıdır. aldığım duyumlara göre saksosu hala kudretliymiş. bu da size benden bir tüyo olsun. ha bu arada hürbey’in selamı var diyin indirimn de yapar. benim indirim de boşa gitmemiş olur içim rahat olur dedi. şişesindeki son yudum suyu içti ve kalktı gitti. kurtcebe ile kafamız allak bullak olmuştu. bu adamı hep beyefendi bir adam olarak bilirdik, herkes öyle anlatırdı. “ya bu hürbey sallıyo ya büyük ihtimalle” dedi kurtcebe. tam bu esnada hürbey bey başımızda şeytan gibi aniden belirmişti. hışımla ikimizi de enselerimizden yakalayıp tuvalete götürdü. kahvehanenin tuvaletindeydik. içerisi çok kötü kokuyordu çünkü alaturka tuvaletin deliğindeki kapak fazla kullanılmışlıktan dili dışarı çıkmış bir binek hayvanı gibi yorgundu ve kuburun esansı içeriye tamamıyla her nüvesiyle sirayet etmişti. hürbey bey çok sinirliydi, “ulan size hayatınızı değiştirecek numaraları veriyorum. siz hala arkamdan…. derhal açın ikiniz de s*kinizi dedi. çok korkmuştuk. kurtcebe ile donları indirdik. hürbey bey erkekliklerimizi inceledi. al işet tam tahmin ettiğim gibi, ikinizde de kan s*ki var dedi. şaşırmıştık, sanki bir bilmediğimiz bir hastalıktan olduğundan bahsediyordu o nedir hürbey ab bey dedik. bakın, dünyadaki tüm s*kler et s*ki ve kan s*ki olmak üzere ikiye ayrılır. ecnebiler buna shower or grover derler yani görünücü ve büyüyücü. nurtene giddecekseniz size masada anlattığım şeyi unutmayın. keser sapı.. 0 taviz … kemik ereksiyon. ne yapıp edin sizi o hale getirecek medikal destekler alın. beni de bugün ne gördünüz ne konuştunuz. sizi öldürürüm diyip bizi içeri soktuğu hışımla tuvaletten çıktı. toparlanıp masamıza geçtik. ben 2 adet daha çay söyledim, kurtcebe bu sefer karışık tost ve karışık meyve suyu istedi. kurtcebe bana olan mahcubşyetinin çok fazlalaştığını söyledi. “benim yüzümden oldu her şey” dedi. ben de ne alakası var dedim ve ortamdaki gerginlik biraz dağılsın diye cep telefonumdan internet web sitelerine girdim. o sırada kurtcebe tostunu yerken elinde duran nurten ablanın numarasının yazılı olduğu kağıda bakıyordu. ani bi hareketle cep telefponunu çıkardı ve aradı. nurtren abla telefonu açınca kurtcebe numarayı eski bir dostundan hürbey beydeb aldığını ve bu hafta için müsaitliğini sordu. nurten abla hala çalışıyormuş ama artık sadece ful saksoya dönmüş önden veya arkadan sekx*ss yapmıyormuş ve de bu hafta dişçiye gideceği için haftaya hafta sonu için randevu verdi. kurtcebe hürbey bey indirimini de sordu. sonra uzun süre dinledi. kurtcebe bir süre daha dinledikten sonra telefonu bir şey demeden kapadı. ne oldu dedim. her şeye karşı hazırlıklı gelin demiş nurten abla. demek ki hürbey bey gerçekten de yalan atmamıştı doğru şeyler söylemişti. ama tıpa tekniğini uygulayamayacaktık. zaten saçma salak bi teknik gibiydi uyduruyor olabilirdi. ne olursa olsun tüm yaşananlar kurtcebe ile bizi şiddetlendirmişti artık biz bir ekiptik ve amerikan filmlerindeki gibi ortaktık. hemen cep  telefonumu ortaya getirdim yüzde yüz ereksiyon yazınca karşıma çıkan bir siteye girdim ve kurtcebeyi yanıma çağırdım. gerçekten çok fazla cinsel alet edevat yiyecek içecek giyecek yapı malzemesi duşakabinine kadar her şey vardı. derhal kendimize birer cesaret damlası, birer ereksiyon hapı bir de indirimde olduğu için gayet ucuza geln bir titreşimli co*k ring yani pen*z yüzüğü aldık. kargo teslimat süresi 5 gün diyordu kahvehaneci satılmış abi’yle konuşup kargoyu oraya isteyip isteyemeyeceğimizi sorduk. satılmış abi direkt olur söyleyin ama bana da bi şeyler gelsin diyip göz kırptı. mecburen satılmış abi’ye de indirimde olan titreşimli co*k ring yani pen*s  yüzüğü ve bir adet bayan azdırıcı damla sipariş ettik. hatta kahvehaneden çıkarken yüzükler gelsin de keselim artık şu sözü diye şakalaşıp çıktık diye hatırlıyorum. ertesi hafta sonu gelmişti, iş yerinde iş hiç geçmek bilmedi zaten bir de işyerinde ilk yardım dersleri eğitimi haftasıydı çok sıkıcıydı. salak salak hareketler yapmıştık ve hafta sonu gelip çatmıştı. cumartesi öğlen 2 gibi kahvehanede buluşacaktık ve oradan nurten abla’ya geçecektik. kahvehaneye gittiğimde kurtcebe ve satılmış abi paketi çoktan açmış gülüyorlardı. etraftaki diğer masalara çaktırmadan masaya oturdum. satılmış abi bana iki çay getirdi sonra ocağa döndü, kurtcebe börek almış gelmiş yanında da bira da almış ama biralar torbadaydı bi tanesini gizlice içiyordu. her şey geldi mi dedim. göz kırptı kurtcebe. e hadi gidelim ozaman dedim. yine göz kırptı. bu sefer keyfi yerindeydi. önce şu hapları ve cesaret damlasından alalım dedi. ve ağzıma bir börek parçası attı. sürekli telefonu tiremesi sesi geliyordu ama ısrarla açmıyordu kurtcebe. dediğine göre hapı kırmış ve damlayla karıştırıp 2 dilim böreğe koymuş. böreklerimizi yiyip kalktık. satılmış abi son anda kapının önüne geçip ben de gelcem dedi ama ona abi olmaz diyip zor da olsa çıktık. nurten abla baya yakında oturuyormuş. evi eski tip bahçeli bir ev gecekondu gibi bir evdi. kapıyı çaldık açtı. içeri girin dedi hızlıca. hemen girdik. kapıdan girişte halısız ful beton bir koridor gibi bir  yer vardı ve koridorun ortasında beyaz çay bahçesi tipi plastik masa ve sandalyeler vardı. masanın üzerinde çekirdek çitlenmiş bir gazete ve boş çay bardağı, televizyon kumandası boş yenmiş çiğköfte dürüm kağıdı bir de süs biberlerin durduğu plastik bir kap vardı. nurten abla o fotoğraftaki gür saçlı kadından çok uzak bir kondüsyondaydı. saçları yine kızıldı ama turunculaşmış ve keçe gibi olmuştu üstleri de tülerik gibiydi adeta saçları bayatlamıştı. bayan tipi kellik dediğimiz kellik onu da vurmuştu kafasının üst derisinin yağı parlıyordu cansız tellerin arasından ama sadece üstten bakarsanız öyle görünürdü karşıdan keli görünmüyordu. kurtcebe sanırım telefonda anlaştıkları meblağı masaya koydu. nurten abla parayı aldı. normalde bu fiyata tek kişi alırım ama çok hatırlı eski bir dostun indirimi size kısmetmiş. önce hanginiz dedi nurten abla. kurtcebe ben dedi. hala telefonu çalıyordu vırrr vırr ama açmıyordu kurtcebe. nurten abla bana sen şöyle bekle dedi ve kurtcebe ile içerideki odaya girdiler, odanın koridora bakan iç camları da vardı. muhtemelen evin eski kamerşye gibi bi alanını çevirip sakso odası yaptırtmıştı nurten abla. oturduğum yerden içerisi net görünüyordu, sadece bi tek sakso yapılacak alanını tam göremiyordum. içeride yüklük gibi üzerinde yorganlar olan bir dolap, bir komodin ve üzerinde teyp görünüyordu. tavanda simit şeklinde bir floresan vardı ve bordo perdeler sıkı sıkıya kapalıydı. halı desenli çekyat ın görünen kısmından  çekyatın açık olduğunu gösteriyordu görüyordum. nurten abla kurtecebeyi içeride bırakarak odadan çıktı, ağzını biraz karıtırarak başka bir odaya gitti. ufak bir geğirik sesi duydum sonra nurten abla omzunda bir havlu ve elinde içinde biraz su olduğunu düşündüğüm dost yoğurt kabıyla tekrar kurtcebenin yanına yöneldi. kapıyı kapattılar. içeriden gelen sesleri dinlemek için kapıya yanaştım. nurten abla kurtcebeye sıyır dedi. sonra da nasıl olacak tıraşlı mı tıraşsız mı dedi. kurtcebe de nasıl yani abla anlamadım dedi. acaba etek tıraşı mı olmamız gerekiyordu? ben geçen hafta olmuştum, ful pasparıl değil ama kirli sakallıydı oram. kurtcebe de aynı şeyi sordu. tıraş mı olmamız lazım dedi. nurten abla “ya yok takma dişli mi takma dişsiz mi olacak. takma dişliye tıraşlı  dişsize tıraşsın denir öğrenin bunları kaç yaşında adamsınız dedi. kurtcebe 25 dedi. sonra da tıraşlı olsun dedi. tamam dedi nurten abla. şu telefonu da kapatçan mı aççan mı vırrr vırr titredi dedi. kurtcebe abla o telefon değil dedi. o an beynimden aşağı kaynar sular döküldü ve anlamıştım. kurtcebe titreşimli pen*z yüzüğümüzü takıp gelmişti evden. ya da kahvehanede taktılar satılmış abiyle onun için gülüşüyorlardı. nurten abla aa  allah iyiliğine vermesin ben diyorum telefon titryior meğer bu.. gerçi bu da telefon benim için çalıyor dur açayım dedi. hemen gözümü kapı deliğine dayadım delikten baktım. nurten abla kurtcebenin pen*sini telefon gibi kulağına götürdü. aloo aloo evet ben nurten şu an meşgulum sonra arayıon dedi. sonra da kurtecebenin yumurtalıklarına tuşa basar gibi bastı. sol yumurtalığına 1 sağ yumurtalığına 2 numara ddi. sonra iki defa sol bir defa sağ yumurtalığını tuşlayıp 112 yi arar gibi bi şaka yaptı yaptı. ciddi görüntüsünün altında oldukça nüktedan bir bayan mış nurten abla doğrusu. sadece acil aramalar için kullanırım gibi bi şaka daha yaptı sanırım tam duyamadım.  sonra yüzüğü kurtecebenin erkekliğinden çıkardı kenarıya koydu. bu çalışır vaziyette durursa benim burnum kaşınır genzim kaşınır titreşimden dedi. üzerindeki geceliği kapıya asında delik kapandı. teybe kaset takıldı, muazzez abacı çalmaya başladı. efendim albümünden bir parçaydı yanlışım yoksa çünkü bizde de vardı o kasetten babam en sevdiği sanatçıdır abacı. biraz daha yanaştım kapıya nurten abla başlamış olmalıydı çünkü şakır şukur birkaç ses geldi. dkapının deliği kapandığı için odanın koridora bakan camının en ucuna gittim. çok zor da olsa nurten ablayı gördüm havluyu kurtcebenin üst baldırına koymuş dost yoğurt kabındaki suya elini batırıp çiğköfteye serper gibi parmaklarıyla kurtcebenin erkekleğine serpiyordu, kendi ağzının kenarlarına da sürdü. ve öne doğru eğilerek işlemlerine başladı. gerçekten de çok iyi bir tekniği olduğu belliydi böyle çevirttirmeli gibi hareketler yapıyordu. kurtcebe mahıf duruma düşmemek için zor durumda olmalıtdı. birden nurten ablanın saçlarına kurtcebenin eli geldi sanırım filmlerde izlediğimiz saç çekme numarasını yapacaktı fakat nurten abla durdu ve kızıd. öyle asılma valla komple derisiyle eline gelir saç çok zayıfladı üst kısım dikkat et dedi. kurtcebe elini çekmişti. hala muazzez abacı çalıyordu. yerime oturmaya karar veridm. öyle de olsa böyle de olsa kurtcebe sözünü tutmuş bana olan iddia borcunu ödetmeye geitrmişti. mutlu oldum gibi bir hissetmeye başladım. masanın üzerindeki gazeteden yenmemiş birkaç çekirdek buldum çitledim. hap ve damla etkisini göstermiş aletim adeta demir gibi çekiç gibi olmuştu. fakat baş tarafında bşraz zonklama da vardı. kurtcebe dozu iyi umaruım iyi ayarlamıştır diye içimden geçirirken içerden yaban domuzu sesi gibi sesler gelmeye başlamıştı. bir yandan muazzez abacı bir yandan böğürtüler… kurtcebe coştukça coşmuştu sanırım. derken gümm diye bir ses daha geldi ve kurtcebenin bağırışlı küfürlü nidalatıyla kapı açıldı. kurtcebe kıpkırmızı hatta mora yakın bir halde fırladı ve NURTEN ABLA, DİŞ, DİŞİ ÇIKTI, BOĞAZI… BOĞAZINA …..KAÇTI. tıkadı diye bağırıyordu. içeri girdiğimde nurten abla yerde boğuluyordu. derhal kendisini kucakladım ve iyi ki bu hafta eğitimde öğrendiğimiz ilk yardım hareketi olan heimlich manevrasını biliyordum ve hemen uyguladım. nurten ablayı 2-3 4 darbede soluk borusunu tıkayan takma dişten kurtardım. diş çıktı ama kadın yığıldı. derhal 112 yi aradık ama adres olarak kahvehaneyi verdik. nurten ablayı battaniyeye sarıp kucakladık ve kahvehaneye gittik. ambulans gelene kadar ben 2 çay içtim kurtcebe soda içti. ambulans gelince nurten ablayı bindirdik ve hasteneye gittik. doktorlar bir şeyi olmadığını ama yorgun olduğunu 1-2 gün istirahatle toparlayacağını söylediler. nurten ablayı borada bıraktık ve kurtcebe ile birbirimizi kendisini ziyaret etme sözü verip hastaneden ayrıldık. kahvehaneye döndüğümüzde olayı duyan hürbey bey mahallenin önde gelen esnaflarını ve ahaliyi kahvenin yanındaki boş arsada toplamıştı. biz de gittik. hürbey bey bizi görünce koşup bize sarıldı ve aferin ulen keratalar, bir can kurtardınız nurnur’umuzu kurtardınız. biz ona eskiden nurnur derdik, bak bu kadar kişinin üzerinde herkeste çok emeği vardır nurten ablanızın. hayat bayanlığı da yapsa o bizim ilçemizin bir değeridir. biz şimdi aramızda para topladık, satılmış da dedi saçları falan baya gevşemiş, kellemiş. onu ziyarete gittiğinizde bu parayı ona verin, hem hastane hem de saç ekim masraflarını halletsin. dişleri de yaptırsın ya bu arada siz niye kadının dişlerini yaptıracağı süreçte gittiniz ki nolurudu bi iki hafta erteleseniz patladınız mı siz de az  mankafa eşşek değilsiniz. diye bize kızıdı. biz de hürbey bey siz dediniz diye gittik diyince lafı değiştirip soğuk oldu diyip herkesi evlerine dağıttı. 2 gün sonra nurten abla’yı hastaneye izyarete gittik. parayı verdik. hoş sohbetler ettik. nurten abla çok duygulandı. bana senin sayende kurtuldum, senin dövmeni yaptırıcam sırtıma dedi. ama önce geçici yaptırıcam seversem kalıcıya çeviririm dedi. ben de duygulandım. abla sen artık yaşını almışsın sen gel bu meslekten emekli ol, daha sakin relax bir hayat tarzına geç dedim. orasını ben bilirim dedi sen ne bilecen dedi. ve ekledi bak genelevi kapatıp yaşlı bakımevi yaptılar. hepimizi hom ofis yaptılar. yaşlıları hep göz önünden uzak tutmaya çalışıyor insanlık. sanki tavukmuşuz gibi kümeslere hapsediyorlar. yaşlıya kamusal alanda yer yok yaşlıya yer yok. no cpuntry for old men diye film var bak orda bu problemler işleniyor. halbuki asırlardır bizi s*ken yöneticiler hep yaşlı insanlar. dünyayı yaşlılar yönetiyor. yaşlı s*kmeye gelince mi aklınız başınıza geliyor. sinirim kalktı bana şurdan bi sigara verşn dedi. biz de nurten abla hastanede sigara olur mu dedik. kurtcebe peki ne zaman düzelip başlarsın abla işe dedi. o da nşye sordun dedi. kurtcebe ya şimdi söylemek gibi olmasın ama ben parayı önden vermiştim bir de arkadaşıma sözüm vardı mahcubum dedi. nurten abla ikimize de uzun uzun baktı. derin bir nefes aldı. iyi o zaman haftaya cumartesi saat 3. gerekenleri biliyorsunuz hazırlıklı gelin dedi. yalnız o haplardan almayın dedi, cesaret hapı sizi bağımlı eder. unutmayın cesaret ile esaret arasında sadece bir harf vardır o da c harfidir dedi. nurten ablaya sarılıp sevinçle hastaneden çıktık. bu arada size biraz da kumrudan bahsetmek isterim kumrunun kocası iş seyahati için sık sık yurt dışına giden biriydi. ve almanyaya gittiği bir gün yolda kumruyla sonunda  selamlaştık ve beni evine davet etti. o gün bugündür kumru ile arada kaçamaklar yapıyoruz ve kendisini sık sık kadınlığpını hatırlatıyorum………….
15 notes · View notes
tamisabet · 2 years ago
Link
3 notes · View notes
azizhayri · 2 years ago
Photo
Tumblr media
SÖKE HACI HALİL PAŞA İLÇE HALK KÜTÜPHANESİ, 
BİNANIN TARİHÇESİ
1895 yılında ev olarak yapılan bina;19.yy. sonlarındaki Türk neoklasik tarzının güzel bir örneğidir. Söke'nin hayırsever kişilerinden Eyüp Hilmi Fırat 1962 yılında babası Hacı Halil Paşa’dan kalan konağı halk kütüphanesi olarak kullanılmak üzere Özel İdareye hibe etmiştir.1985 yılında ise Kaymakamlık Makamının talebi üzerine tarihi değeri bulunan eski eser olarak Kültür Bakanlığına tahsis ve hazine adına tescil edilmiştir.1986 yılında masrafları Hilmi Fırat Vakfı tarafından karşılanmak üzere, 2002 yılında ise Arife Seyda Kayhan tarafından aslına uygun olarak restore edilmiştir.2012 yılında bina bakım onarım işleri Arife Seyda Kayhan tarafından yaptırılmıştır. 2015 yılında tekrar bina bakım onarım işleri yapılmış olup masraflar Arife Seyda Kayhan tarafından karşılanmıştır.Bina 1008 m2'lik bir arsa üzerinde 310 m2'lik inşaat alanına oturmaktadır.
5 notes · View notes
pazaryerigundem · 9 days ago
Text
Narin’in adı Çiğli’de yaşayacak
https://pazaryerigundem.com/haber/191978/narinin-adi-ciglide-yasayacak/
Narin’in adı Çiğli’de yaşayacak
Tumblr media Tumblr media
Çiğli Belediyesi, Narin Güran’ın adını Küçük Çiğli Mahallesi’nde yapılacak olan parkta yaşatacak. Devam eden çalışmaları yerinde inceleyen Çiğli Belediye Başkanı Yıldız, “Bu park ve yol projesi ile hemşehrilerimize daha yaşanabilir bir alan sunmayı hedefliyoruz. Narin Güran’ın adını yaşatacak bu park, aynı zamanda toplumumuzun birlik ve beraberliğini simgeleyecek” dedi.
İZMİR(İGFA) – Çiğli Belediyesi, Diyarbakır’da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran’ın adını Küçük Çiğli Mahallesi 8714/3 Sokak’a yapılacak olan park ile ölümsüzleştirecek. Daha önce eski pazar yerine kaçak olarak inşa edilen idari bina, kafeterya ve oturma alanlarının bulunduğu metruk yapılar Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yıkılarak, bu alan park ve yol olarak yeniden projelendirildi. Bu anlamlı proje ile Narin Güran’ın hatırası yaşatılacak. Başkan Onur Emrah Yıldız, devam eden çalışmaları yerinde inceledi. 5 bin 500 metrekarelik alanda park, kafe, yürüyüş alanı gibi birçok proje mahalleye kazandırılacak.
2 METRELİK NARİN ANITI
Yaklaşık 3 bin metrekarelik alan üzerinde yer alan Narin Parkı’nda 230 metre kare yeni nesil oyun grupları yer alacak. Bunun yanında Narin’in anısını yaşatmak adına da 2 metrelik bir anıt dikilecek.
PARKIN İÇERİSİNDE YÜRÜYÜŞ YOLU VE DİNLENME ALANLARI YER ALACAK
Proje kapsamında, 300 metrekarelik bir yürüyüş yolu, toplam 7 adet pergoleli oturma alanı ve çeşitli oturma bankları yer alacak. Ayrıca, yeşil alanlarda çeşitli ağaçlar dikilecek ve rulo çim serimi yapılacak. Öte yandan parkın içerisinde bir de kafeterya yer alacak. Hayata geçirilecek Narin Güran Parkı’nın yanı sıra, çevrede gerçekleştirilecek yol bakım ve onarım çalışmalarıyla bölgeye yeni bir çehre kazandırılacak. Proje kapsamında, 2 bin 500 metrekare yol ve 600 metre kaldırım taşı da döşenecek.
“NARİN’İN ADINI YAŞATACAĞIZ”
Diyarbakır’da hayattan koparılan Narin’in adını taşıyan bu parkın umudun, adaletin ve eşitliğin sembolü olacağını ifade eden Başkan Yıldız, “3 bin metrekarelik alanda, bizleri derinden sarsan Narin’imiz adına bir park yapıyoruz. 8 yaşında korkunç bir cinayete kurban giden pırıl pırıl evladımızın adı burada yaşayacak. Umarım ki bir daha bu ülkede Narin’ler hayatını kaybetmez. Bu park ve yol projesi ile hemşehrilerimize daha yaşanabilir bir alan sunmayı hedefliyoruz. Narin Güran’ın adını yaşatacak bu park, aynı zamanda toplumumuzun birlik ve beraberliğini simgeleyecek” dedi.
MAHALLENİN ÇEHRESİ DEĞİŞECEK
Projeyi en kısa sürede tamamlayarak Çiğli halkının hizmetine sunacaklarını ve yapılacak projenin iki etaplı olduğunu belirten Başkan Yıldız “Çalışmaların nihayetinde Küçük Çiğli Mahallemiz ile Anadolu Caddesi arasında trafiği rahatlatmak amacıyla yeni bir ana arter kazandıracağız. Öte yandan bu alana yapacağımız parkımız ile özellikle yaşlılarımız için oturma alanlarımız olacak. Çocuklarımızın oldukça rahatça oynayabilecekleri bir alan yaratacağız” diye konuştu.
Belediyenin öz kaynakları ile bu projeyi hayata geçirmekten dolayı gurur duyduğunu kaydeden Başkan Yıldız, “Küçük Çiğli Mahallesi’nin yıllardır özlemini çektiği büyük bir rekreasyon alanı ve sosyal tesise kavuşacaklarının müjdesini vermekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Kendi öz kaynaklarımız ile böyle bir yatırımı yapmış olmaktan da gurur duyuyorum. Verdiğimiz sözleri tek tek hayata geçirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes